2 sınıf çıkarma işleminde verilmeyen çıkanı bulma / Türk Dil Kurumu Sözlükleri

2 Sınıf Çıkarma Işleminde Verilmeyen Çıkanı Bulma

2 sınıf çıkarma işleminde verilmeyen çıkanı bulma

TDK Sözlük TDK Sözlük

Sözlüklerin kendisine özgü hazırlama ilkeleri ve kullanma özellikleri vardır. Bu özellikler; madde düzeni, yazım ve söyleyişle ilgili ilkeler ve diğer özellikler olarak sıralanabilir.

Madde Düzeni

Türkçe Sözlük’te madde düzeni ile ilgili olarak benimsenen ilkeler şunlardır:

1. Herhangi bir nesnenin veya kavramın adı olan ve “sözlük birimi” olarak adlandırılan söz ve söz öbekleri, bitişik veya ayrı yazılmasına bakılmaksızın madde başı yapılmıştır: almak, balık, atom ağırlığı, badem yağı, çeşitkenar, dershane, hizmet içi eğitim, işkembesi geniş, kapalı yüzme havuzu, yön gösterme eki vb.

Bunlara ek olarak bitişik yazılan birleşik fiiller (hissetmek, zikretmek) ile dolayısıyla, itibarıyla, meydanda, tutturabildiğine, vaktiyle, yanlışlıkla gibi kalıplaşmış biçimler de madde başı yapılmıştır

Madde içinde ise etmek, eylemek, olmak, kılmak, yapmak vb. yardımcı fiillerle oluşturulup ayrı yazılan birleşik fiiller; deyimler; atasözleri; gibi, kadar, ile vb. sözlerle oluşan kalıplaşmış biçimler yer almıştır: ayırt etmek, hizmet etmek, azat eylemek, göç eylemek, dost olmak, emekli olmak, namaz kılmak, otostop yapmak; abayı yakmak, çene yormak, ev açmak; ayağının bastığı yerde ot bitmez, elin ağzı torba değil ki büzesin, söz gümüşse sükût altındır; akrep gibi, ibiş gibi, kıl gibi, su gibi; parmak kadar, tırnak kadar; bileğinin hakkıyla, bin can ile vb.

2. Madde başında her sözün türü dil bilgisindeki yeri atılacak ve fiillerden önce gelen nesnelerin hangi eklerle kullanıldığı kısaltmalarla gösterilmiştir: a., sf., e., zf.; (-i), (-e), (-den), (nsz) vb.

3. Madde başlarında uzun heceler iki nokta (:) ile, vurgular vurgu işareti (') kontrol edilecek ile ince söylenmesi gereken heceler ünlünün üzerinde (^) işareti ile gösterilmiştir: abat sf. (a:ba:t), bariz sf. (ba:riz), bazı sf. (ba:zı), delalet a. (dela:let), fakirhane a. (fakirha:ne), halazade a. (halaza:de), hudayinabit sf. (huda:yi:na:bit); acaba zf. (a'caba), edepsizce zf. (edepsi'zce), eğer bağ. (e'ğer), evet e. (e'vet); dergâh a. (dergâ:hı) vb.

Türkçede kullanılan Doğu kökenli yabancı söz varlıklarının aslen uzun olan kapalı hecelerinin kısa söylenmesi eğilimi yaygınlaşmıştır. Söz gelişi, haya:t değil hayat; kara:r değil karar, ru:h değil ruh, saba:h değil sabah, zama:n değil zaman. Ancak bu yapıdaki kelimelerin çoğu, ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında aslen uzun olan son heceleri özgün söylenişine dönüşür: hayatı (haya:tı), kararı (kara:rı), ruhu (ru:hu), sabahı (saba:hı), zamanı (zama:nı) gibi. Sözlüğümüzün elinizdeki baskısında, hecenin açılması durumunda ortaya çıkan bu özellik şu şekilde gösterilmiştir: hayat a. (haya:tı), karar a. (kara:rı), ruh a. (ru:hu), zaman is.(zama:nı) vb.

Hem kalın hem de ince okunma özelliğine sahip olan l ünsüzünün söylenişinde sık sık yanlışlığa düşüldüğü görülmektedir. Bu yanlışlıkları ortadan kaldırmak amacıyla ince söylenmesi gereken l’nin okunuşu ayraç içinde belirtilmiştir: klasik, -ği a. (l ince okunur), laborant a. (l ince okunur), vals a. (l ince okunur) vb.

4. ve baskılarında madde başı sözlerin köken bilgisini gösterme konusuna ağırlık verilmişti. Bu baskıda da bütün yabancı söz varlıklarının hangi dilden geldikleri ve öz- XII gün biçimleri gösterilmeye çalışılmıştır: adliye a. Ar. ¤adliyye, ahu a. (a:hu:) Far. ¥h°, anarşi a. Fr. anarchie, sadrazam a. (sadra:zam) Ar. ¹adr + a¤©am, doping a. İng. doping, fok a. Fr. phoque, filiz a. Rum., forint a. Mac. forint, marina a. (mari'na) İt. marina, mart a. Lat., martini a. (marti’ni) İt. martini, kuruş a. Alm. Groschen, temel a. Rum., vasistas a. (va'sistas) Fr. vasistas

Köken bilgisinde, Doğu dillerinden alınan sözlerin özgün yazımı, uluslararası bilim çevrelerinde benimsenmiş bulunan çeviri yazısı alfabesine göre verilmiştir: alem a. Ar. ¤alem, hakikat, -ti a. (haki:kat) Ar. §a®³®at, Hüda a. (hüda:) Far. ¬ud¥, hudayinabit sf. (huda:yi:na:bit) Far. ¬ud¥y + Ar. -³ + n¥bit. Bitişik olarak yazılan ve iki kelimesi de aynı dilden olan sözlerin köken bilgisi verilirken iki kelimenin arasına (+) işareti konmuştur. şehriyar a. Far. şehr + y¥r vb.

Tek sözden veya bitişik kelimelerden oluşan madde başlarında köken bilgisi ayrıntılı olarak gösterilirken ayrı yazılan birleşik kelimelerde bu ilke uygulanmamıştır. Örnek olarak millî ekonomi maddesinde köken bilgisi verilmemiş, bu kelimelerle ilgili bilgiler, millî ve ekonomi maddelerinde yer almıştır. Ancak ayrı yazılmasına karşın birleşik sözü oluşturan sözler ayrıca madde başı olarak yer almıyorsa bu sözlerin köken bilgileri verilmiştir. nitrik asit Fr. acide nitrique, fort pense Fr. fort pince. Ayrıca Türkçe yapım ekleriyle oluşturulan yeni söz varlıklarının köken bilgilerinin verilmesine de gerek duyulmamıştır.

5. Madde başı sözler eğer herhangi bir bilim dalının veya alanın terimi ise bunlar kısaltma ile gösterilmiştir: anat. (anatomi), coğ. (coğrafya), ed. (edebiyat), fiz. (fizik), jeol. (jeoloji), kim. (kimya), sin. (sinema), sp. (spor) vb.

6. Madde başı sözlerin açıklanmasında bir başka incelik de kullanım sıklığı, eskilik ve halk dilinde yaşama özelliğidir. Yaygın kullanımdaki sözler için herhangi bir kısaltma verilmemiştir; eskilik için esk., halk arasında yaşayan sözler için hlk. kısaltmalarına yer verilmiştir. Ancak bu kısaltmalar kelimelerin türevlerinde kullanılmamıştır

7. Genellikle yaygın anlamlar önce, mecaz, argo, alay, hakaret ve öteki anlamlar sonra verilmiştir. Ardından deyimleşmiş veya kalıplaşmış biçimler anlamlarıyla, varsa örnekleriyle sıralanmış; atasözleri de bu bölüm içinde gösterilmiştir.

Ali Cengiz oyunu; Ali kıran baş kesen; Ali’nin külahını Veli’ye, Veli’nin külahını Ali’ye giydirmek gibi özel adlarla kurulmuş deyim ve atasözlerine de Türkçe Sözlük’te yer verilmiştir. Ancak bunların sözlükte yer alabilmesi için özel adın madde başı yapılması gerekmiştir. Söz gelişi, Ali Cengiz Oyunu deyimine yer verebilmek için Ali sözü madde başı olarak alınmıştır.

8. Madde başı olan söz sadece mecaz anlam taşıyorsa bu söz için mec. kısaltması kullanılmamıştır.

9. Sözlerin cümle içindeki kullanımlarını göstermek ve anlamlarına açıklık getirmek için Türk edebiyatının tanınmış yazarlarından seçme örnekler, tırnak içinde ve eğik yazıyla dizilerek verilmiştir. Herhangi bir örnek cümle, içindeki sözlerin zenginliği, kullanım güzelliği veya çarpıcılığından dolayı bazen birden fazla madde için örnek gösterilmiştir

Türkçe Sözlük’ün bu baskısında gönderme düzeninde ayrıca şu ilkeler benimsenmiştir:

a. Sözlerin kullanım sıklığı dikkate alınmış ve eş anlamlı sözlerden yaygın olanında tanım verilmiş; yaygın olmayan sözlerde ise tanım yerine karşılık verilmekle yetinilmiştir: mahcur sf. Kısıtlı; mahiye a. esk. Aylık; telaki a. esk. Buluşma, kavuşma; teşrinievvel a. esk. Ekim; teşrinisani a. esk. Kasım; uca (II) sf. hlk. Yüce; üstüvane a. esk. Silindir vb.

b. Dilde kullanımdan düşmüş olan kelimeler bk. kısaltması ile yaygın söz veya söz öbeklerine gönderilmiştir: ır a. bk. yır vb. Yaygın yanlışlar doğru biçimlerine gönderilmiştir: abi a. bk. ağabey; ayrıyeten zf. bk. ayrıca; muzur sf. Ar. mużirr bk. muzır vb.

c. Dilimize son zamanlarda girmekte olan Batı kökenli sözler özgün biçimiyle eğik olarak yazılmış, burada tanım verilmeyerek Türkçe karşılıklarına gönderme yapılmıştır: check-up a. İng. check-up tıp bk. tam bakım; factoring a. İng. factoring ekon. bk. alacaklandırma; tubeless sf. İng. tubeless bk. içsiz vb

ç. Birleşik sözler sözlükte ilk kelimesine göre abece sırasıyla yer almaktadır. ” biçiminde yer almaktadır.

Yazım ve Söyleyiş

1. Türkçede yalın biçimleri iki heceli olan vakit, sabır, meyil, şehir, hasım, resim, asıl, nehir, beyin gibi Doğu dillerinden, özellikle Arapçadan geçmiş bazı alıntı kelimelerin, ünlüyle başlayan bir çekim eki aldıklarında veya etmek, eylemek, olmak yardımcı fiilleriyle birleştiklerinde, ikinci hecelerindeki dar ünlü düşer: vakitim değil vaktim, sabırın değil sabrın, meyili değil meyli, şehire değil şehre, hasımı değil hasmı, resimi değil resmi, asılı değil aslı, nehire değil nehre, beyinim değil beynim; küfretmek, kasdetmek, kaybolmak, kahrolmak, zehrolmak , sabreylemek vb. Türkçe Sözlük’te bu tür değişikliklere uğrayan kelimeler madde başında vakit, -kti, sabır, -brı, meyil, -yli, şehir, -hri, hasım, -smı, resim, -smi, asıl, -slı, nehir, -hri, beyin, - yni biçiminde gösterilmiştir.

Yalın biçimleri iki heceli olan ve ikinci hecelerinde dar ünlü bulunan gönül, burun, ağız, karın, boyun, göğüs gibi bazı Türkçe kelimeler de ünlüyle başlayan çekim eki aldıklarında hece kaybına uğrar. Bu tür kelimeler de Türkçe Sözlük’te gönül, -nlü, burun, -rnu, ağız, -ğzı, karın, -rnı, boyun, -ynu, göğüs, -ğsü biçiminde verilmiştir.

2. Sert ünsüzlerle biten bazı kelimelerin, ünlü ile başlayan ek almaları durumunda son sesleri yumuşar. Son sesteki bu değişme, açık, -ğı, barınak, -ğı, kürek, -ği, elek, -ği, araç, -cı, süreç ,-ci, söğüt, -dü, kanat, -dı, itimat, -dı, yurt, -du, kitap, -bı, hesap, -bı örneklerinde görüldüğü biçimde gösterilmiştir.

2. Sert ünsüzlerle biten bazı kelimelerin, ünlü ile başlayan ek almaları durumunda son sesleri yumuşar. Son sesteki bu değişme, açık, -ğı, barınak, -ğı, kürek, -ği, elek, -ği, araç, -cı, süreç ,-ci, söğüt, -dü, kanat, -dı, itimat, -dı, yurt, -du, kitap, -bı, hesap, -bı örneklerinde görüldüğü biçimde gösterilmiştir.

Ünlüyle başlayan ek aldıklarında son ünsüzü değişen Batı kökenli kelimeler de vardır. Bunlar için de lirik, mikrop, lort, lastik, gardırop, otomatik, komik, prensip örneklerini verebiliriz. Bu tür kelimeler de Türkçe Sözlük’te lirik, -ği, mikrop, -bu, lort, -du, lastik, -ği, gardırop, -bu, otomatik, -ği, komik, -ği, prensip, -bi biçiminde gösterilmiştir.

3. Yazımla ilgili bir başka sorun, Arapçadan dilimize geçen ve aslında ikiz ünsüz bulunduran kelimelerle ilgilidir. Türkçede son sesleri tek ünsüze dönüşmüş olan hak (hakk), his (hiss), zan (zann), ret (redd) gibi kelimelerin, ünlüyle başlayan ek almaları veya etmek, eylemek, olunmak yardımcı fiilleriyle birleşmeleri durumunda, yapılarında var olan çift ünsüzler yeniden ortaya çıkar: hak, hakkım; his, hissi, hissetmek, hissolunmak; zan, zannı, zannetmek, zannolunmak; ret, reddi, reddetmek, reddeylemek, reddolunmak. Türkçe Sözlük’te bu tür değişikliğe uğrayan kelimeler hak, -kkı; his, -ssi; zan, -nnı; ret, -ddi biçiminde gösterilmiştir.

4. Son ünlüsü kalın olmasına rağmen ince sıradan ek alan Doğu ve Batı kökenli kelimeler menfaat, -ti; saat, -ti; lügat, -ti; feragat, -ti; harf, -fi; hayal, -li; ihtimal, -li; istikbal, -li; rol, - lü; alkol, -lü; mareşal, -li; festival, -li biçiminde gösterilmiştir

5. Sonu p, ç , t , k ile biten özel adlar ünlü ile başlayan ek aldığında çoğunlukla son seslerinde yumuşama olur ancak bu değişim yazıda gösterilmez: Suruç, -ç’u; Gaziantep, -p’i; Güzelyurt, -t’u; Zonguldak, -k’ı biçiminde gösterilmiştir. Bu özel adların okunuşlarındaki değişiklik ise (su’rucu); (ga:zi'antebi); (güze'lyurdu); (zo’nguldağı) biçimlerinde belirtilmiştir.

Diğer Özellikler

Türkçe Sözlük’ün kullanımında yukarıda verdiklerimizin dışında başka bazı teknik özellikler de yer almıştır. Yapı bakımından birbirine benzeyen ve eş sesler bulunduran birçok kelime Türkçe Sözlük’te art arda gelmektedir: boy, çay, kalın, saf, sandal bu tür örneklerden birkaçıdır. Kaynakları ve anlamları farklı olan bu yapıdaki kelimeler boy (I), boy (II), boy (III); çay (I), çay (II); kalın (I), kalın (II), kalın (III); saf (I), saf (II); sandal (I), sandal (II), sandal (III) biçiminde Romen rakamlarıyla birbirlerinden ayrılmışlardır.

AYT’de s&#;rpriz yok

Haberin Devamı

KİMYADA DÜZENLİ ÇALIŞAN BAŞARILI OLUR
Kimya testi, temel kavram ve ilkeleri iyi kullanan, ayrıntıları görebilen, okuduğunu anlayıp yorumlayabilen ve iyi işlem becerisine sahip olan öğrencilerin çözebileceği düzeydeydi. Soruların 9’u 11’inci sınıf, 4’ü 12’nci sınıf kazanımlarından sorulmuştu. Sınavdaki sorular müfredata uygun olup 11 ve 12’nci sınıf kimya dersi kazanımlarını detaylı bir şekilde ölçtü. Ayrıca bilgi donanımı iyi olan, analitik düşünebilen ve düzenli çalışan öğrencilerin başarılı olabileceği bir sınavdı.

BİYOLOJİDE BİRDEN ÇOK KAZANIM SORGULANDI
Biyolojide sorulan 13 sorunun 9’u 11i’nci sınıf konularının, 4’ü ise 12’nci sınıf konularının kazanımlarından sorulmuştu. Sınav sorularının tamamının kazanımlara uygun olarak hazırlandığını gördük. Geçen senenin sınavına göre bu yıl sorularının bilgi ve yorum açısından çok daha derinlikli bilgi isteyen sorulardan oluştuğu gözlemledik. Bu seneki sınavda bazı sorular önceki sınavlardan farklı olarak kavramların özelliklerini karşılaştırma şeklinde gelmiş ve konular arası bağlantı sağlanmaya çalışılmıştı. Bazı sorularda birden çok kazanımın sorgulandığı ve çeldiricilerin güçlü olduğunu tespit ettik. Bu noktada konuyu tam olarak bilen öğrencilerin yapabileceği bir sınav denilebilir.

AYT ZORLAMADI
“AYT, sınırlandırılmış konu dağılımına uygunluk gösterdi. Genel olarak alanında yeterli tekrarlarda bulunmuş öğrencilerin rahatlıkla yapabileceği tarzdan soruların bulunduğu bir sınav olmakla beraber eleyici branşları matematik ve geometri oldu” diyen Gen Koleji’nin eğitim uzmanları tarafından yapılan AYT analizi şöyle:

MATEMATİKTE YENİ NESİL SORULAR
Matematik soruları 11  ve 12’nci sınıfın birinci dönem konularından müfredata uygun bir şekilde geldi. Geometri tarafı TYT sınavına göre öğrencileri biraz daha zorladı. Yeni nesil de denen beceri temelli sorulara yer verildi. Soruların orta ve zor olduğunu söyleyebiliriz. Bilindiği gibi AYT daha formüle dayalı bir sınav, bu yüzden düzenli ve sistemli çalışan öğrencilerin başarılı olacağı bir sınavdı.

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATINDA SATIR ARASI SORU YOK
Sınavda 24 edebiyat sorusunun anahtar bilgi olarak altı çizilen eser ve yazarlardan geldiği, Edebi sanat sorularının yoğunluğunu hissettirdiği bir sınav oldu. Yazar ve eser sorularının hepsi anahtar kelime olarak çizilen, beklenilen eserlerden gelmiş olup, satır arası soruyla karşılaşılmamıştır.

FİZİK GEÇEN YIL KADAR ZORLAMADI
Sorular pandemi döneminde yapılan YKS’de olduğu gibi 14 sorunun 9 tanesi 11’inci sınıf müfredatından, 5 tanesi ise 12’nci sınıf müfredatından soruldu. Hemen hemen her konudan soru sorulmaya çalışılmış, sorulardan bir tanesi 12’nci sınıf konularından iki konunun birleştirilmesi ile sorulmuş, bir tanesi de 11’nci sınıf konusu olan Momentum - Çarpışma konusundan klasik tarzda sorulmuştur. Sorular kazanımlara uygun, çok düşünmeye zorlamayan, öğrencileri sınavı kadar zorlamayan bir sınav oldu.

KİMYADA SORULAR ELEYİCİYDİ
Kimya bölümünde sorular 11’inci sınıf ağırlıklı olmak üzere soruldu. 11’inci sınıftan atomun kuantum modelinden 1, gazlar konusundan 2, çözeltiler konusundan 2,enerji konusundan 1, kimyasal tepkimelerde hız konusundan 1, kimyasal denge konusundan 2 soru sorulurken, 12’nci sınıftan karbon kimyasına girişten 1, kimya ve elektrik konusundan 3 soru soruldu. Sorularda işlem ve yorum bir arada istendir. Genel itibari ile bilgiyi ölçmeye ve verilen bilgileri yorumlama üzerinde duruldu. Soruların eleyici özellikleri vardı. Ancak düzenli çalışan tekrarını yapan bolca soru çeşidi görmüş öğrenciler çok zorlanmamışlardır.

BİYOLOJİ ORTA ZORLUKTA
AYT Biyoloji soruları müfredat doğrultusunda ağırlıklı olarak 11’inci sınıf konularından soruldu. Denetleyici ve düzenleyici sistem, sindirim sistemi organları, dolaşım sistemi, solunum sistemi, boşaltım sisteminden soru gelirken üreme sisteminden soru sorulmadı. Genel olarak soruların yoruma dayalı olmayıp biyoloji dersi alan bilgisini ölçmeye yönelik olarak orta zorlukta olduğunu gördük.

TARİH BİLGİ BİRİKİMİNİ ÖLÇTÜ
AYT Tarih Soruları orta-zor seviyedeydi. Konular 9,10,11 ve 12’nci sınıf müfredatına uygundu. İslam Tarihi, İlk Türk Devletleri ve Türk-İslam Devletleri Tarihi, Osmanlı Devleti ve İnkılap Tarihi konularından sorular soruldu. Öğrencilerin anlama -yorumlama ve en önemlisi bilgi birikimlerini ölçen sorular çıktı.

ADAYLAR ZAMAN KONUSUNDA SIKINTI YAŞAMADI
Nesibe Aydın Okulları uzmanlarına göre, AYT’de sözel alanda, okumaya dayalı, anlam bilgisi, yorum ve bilgi gerektiren sorular; sayısal alanda ise bilgi, teorem ve kavramların yorumlanmasına dayalı orta zorlukta sorular daha fazla. Adayların, zaman konusunda sıkıntı yaşamadığı bir sınav olduğunu belirten uzmanların yorumları şöyle:

Matematik sorularının AYT’ye göre daha zor olduğu söylenebilir. Özellikle Geometri soruları adayları zorladı. Fen derslerinde fizik ve biyoloji alanında zorlayıcı soruların olması nedeniyle, bu dersler belirleyici oldu. Fizik soruları geçmiş senelere göre, basit matematiksel işlemli soruları daha fazla içerse de ağırlık, işlemsiz yorum sorularına verildi. Kimya alanında AYT’ye benzeyen bilgiye dayalı orta zorlukta, formül bilmeyi ve yorumlamayı gerektiren sorular soruldu. Biyoloji alanında ise temel bilgiyi içeren öncüllü soruların ağırlıklı olduğu, birkaç sorununda yorumlama becerisini gerektirdiği sorular soruldu. Sözel alanda, tarih orta zorlukta sorulardan oluştu. Coğrafya alanında, önceki senelere oranla zorluk derecesi artış göstermiş, Harita okuryazarlığı gerektiren soruların ağırlıklı olduğu görüldü. Felsefe grubu, AYT’ye göre daha kolay bir sınavdı, bilgi yorumlama ve metin analizi gerektiren sorular soruldu.

Özetle, genel olarak AYT sınavı bilginin ağırlıklı olduğu, bunun yanında muhakeme, okuduğunu anlama, yorumlayabilme, gündelik hayatla ilişkilendirebilme ve çıkarımda bulunabilme becerisini ölçen sorulardan oluştu.

MATEMATİKTE AYIRT EDİCİ SORULAR ARTTI
AYT Matematik testinde müfredat dışı soru olmayıp sorular kazanımlara uygundur. Matematik testinde geçen yıla göre ayırt edici soru sayısında artış görüldü.  Geometri soruları etkinlik içeren sorulardan oluştu. Öğrencilerden aldığımız yorumlara göre soruların zorluk düzeyi geçmiş yıllara göre daha belirleyici oldu. Analitik düşünme yöntemlerini kavramış, soru tipi ezberlemeyen, matematiksel kavram ve teoremler üzerine analitik düşünerek öğrenmiş öğrencilerin başarılı olabileceği bir sınav gerçekleşti.

FEN TESTİNDE KİMYA VE BİYOLOJİ BELİRLEYİCİ
AYT genel olarak değerlendirildiğinde kimya ve biyoloji alanlarının belirleyici olduğu görüldü. Fen bilimleri testi derslere göre şöyle yorumlandı:

AYT Fizik testinde tüm sorular, 11 ve 12’nci sınıfın ilk dönem müfredatından seçilmiş olup, soru sayısının azlığı nedeniyle her konudan (Ağırlık merkezi, Yeryüzünde Hareket, Bağıl Hareket, İş Güç Enerji, Basit makineler, Elektrik alan, Işıkta girişim) sorgulama yapılmadı. Bu anlamda soruların tamamı müfredata uygun, ancak müfredat kapsamına göre daha dar çerçevede kaldı. Fizik testinin genelinde fiziksel kavramların, temel fizik kuralları kullanılarak fizik bilgileri üzerinden güçlü ve dikkatlice yorumlanması ile sonuca ulaşılabildi. Basit matematiksel işlemli sorular önceki yıla göre daha fazla olmasına rağmen, ağırlık, işlemsiz yorum sorularına verildi. Sığaç ve vektör soruları ile fizik testinin AYT de belirleyici olacağını düşünüyoruz.

AYT Sınav kimya testi soruları 11 ve 12’nci sınıf müfredatından ÖSYM’nin açıkladığı kazanımlara uygun olarak hazırlanmış. Sınavda çıkan soruların bilgiye dayalı, geneli orta zorlukta, formül bilmeyi ve yorumlamayı gerektiren sorulardan oluştuğu gözlendi. AYT sınavı ile benzer zorlukta bir sınav olduğu belirtilmiştir. Düzenli çalışan ve kazanım eksiği olmayan öğrenciler için çözülebilir düzeyde sorulardan oluştu.

Sınav sorularının müfredatına uygun temel bilgi içerdiği görüldü. 11 ve 12’nci sınıf konularına hakim öğrencilerin yapabileceği türden sorular olduğu anlaşıldı. Birkaç soruda bilginin yanı sıra yorum da yapmak gerektiği belirlendi. Sınavda yeni nesil sorulara yer verilmedi.

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATINDA SÜRPRİZ YOK
Sınavda müfredat dışı sorulara yer verilmemiş, dil ve anlatım konularından sadece anlam bilgisi soruları yer almış. Farklı tipte soruya yer verilmedi ve dil bilgisinden soru sorulmadı. Sınavın Türk edebiyatını tarayan, sürpriz soruların olmadığı ve orta zorlukta bir sınav olduğu saptandı.

TARİH SORULARI BİLGİ AĞIRLIKLI
Bu yıl AYT Sosyal Bilimler-1 de yer alan Tarih sorularının çoğunluğu bilgi ağırlıklı sorulardan oluştu. Sınavı geçmiş yıllarla karşılaştırdığımızda zorluk seviyesinin orta zor düzeyde bir sınav olduğunu söyleyebiliriz. Soruların ağırlıklı olarak 9 ve 12’nci sınıf müfredatından sorulduğu tespit edildi.

COĞRAFYA HARİTA OKURYAZARLIĞI İSTEDİ
AYT sınavında Coğrafya testi, 11 ve 12’nci sınıf MEB müfredat ve kazanımlarına uygun, bilginin ön planda olduğu ve iyi bir harita okuryazarlığı gerektiren sorulardan oluştu.  Özellikle “Uluslararası Örgütler” ve “Türkiye’de Enerji Kaynakları” sorularının seçiciliği yüksek bulundu. Geçtiğimiz senelere göre zorluk seviyesi yüksek soruların sayısı arttığı için, coğrafyanın sosyal bölüm içerisindeki belirleyiciliğinin fazla olduğu söylenebilir.

FELSEFE GEÇEN YILA GÖRE DAHA KOLAYDI
AYT’de felsefe grubu testinde Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji ve Mantık alanlarından 3’er soru soruldu. Sorular analiz edildiğinde müfredat dışı soru olmadığı, önceki yıllardan farklı olarak kavram bilgisi sorulmadığı; yorumlama ve metin analizi bilgisi gerektiren sorulardan oluştuğu gözlenmiştir. Soruların net, açık ve iyi kurgulanmış olduğu söylenebilir.   AYT Felsefe grubu sorularının AYT ile güçlük derecesi açısından karşılaştırıldığında daha kolay olduğu gözlendi.

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLÂK BİLGİSİ ZORLADI
Bu yılki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi soruları AYT sınavında olduğu gibi kavram ve bilgi ağırlıklı soruldu. Sorulan bu sorular ile öğrencilerin bilgi seviyesi yeni nesil soru tarzı ile harmanlanarak ölçüldü. Öğrencilerin kavram ve bilgi sorularının anlama ve yorumlama sorularına göre öğrencileri zorladığı görüldü.

MATEMATİK VE TARİH BELİRLEYİCİ OLACAK
AYT’de genel olarak tüm derslerin orta zorlukta olduğuna dikkat çeken Uğur Okulları ve Uğur Kurs Genel Müdür Yardımcısı Adil Kurt ile Lise Bölüm Başkanlarının değerlendirmesi şöyle:

MATEMATİK TYT’YE GÖRE ZORLAMIŞ OLABİLİR
Matematik, bilgi içeren ve bu bilgileri kullanıp işlem yapmayı gerektiren sorulardan oluştu. Matematik sorularında AYT sınavına benzer bir dağılım vardı. Sorular adayın matematiksel bilgi seviyesini ve bilgiyi kullanarak işlem yapabilme gücünü ölçtüğünden bazı adaylara TYT matematik sınavına göre daha zor gelmiş olabilir.Öğrenciler; soruların net, anlaşılır ve zorluk seviyesinin orta seviyede olduğunu söyledi.

GEOMETRİ ORTA GÜÇLÜKTEYDİ
Geometri ağırlıklı olarak 9, 10 ve 11’inci sınıf konularından bilgi gerektiren ve yorum yaparak çözüme ulaşmayı hedefleyen sorulardan oluşmuştu. Geometride gerçek hayat problemleri ile ilişkilendirilip görsellere yer verilerek hazırlanmış orta güçlükteki sorular vardı.

FİZİKTE DERİNLEMESİNE DÜŞÜNMEYİ GEREKTİREN SORULAR VARDI
Fizik sorularının bir kısmı yüzeysel düzeyde bilgi, yorum ve çıkarım gerektirirken, bir kısmı daha derinlemesine düşünmeyi gerektiren sorular olarak değerlendirilebilir. Geçtiğimiz yıldan farklı olarak bazı sorular hesaplama içerdi. Bu, adayların sıralamadaki yerini belirlemede en önemli etkenlerden biri olacak. Soruların temel özelliğinin akademik bilgiyi inceleyen ve herhangi bir boşluk olduğunda hataya neden olabilecek sorulardan oluştuğunu gördük.

KİMYA MÜFREDATA TAMAMEN UYGUNDU
Kimya sorularının müfredata tamamen uygun olduğu görülüyor. Geçmiş yıllardaki sınav sorularına benzerlik gösterdi. İşlemli sorular belirleyici olacak. Sınava iyi hazırlanan adayların yapabilecekleri, seçici, ayrıntılı, işlemli sorular yanında, bilgi düzeyi düşük olan öğrencilerin de yapabilecekleri sorulara yer verildi.

BİYOLOJİ SORULARI GEÇMİŞ YILLARLA BENZERDİ
Biyoloji sorularının klasik ÖSYM formatında, AYT’nin uygulandığı geçmiş yıllara benzer, bilgi temelli ve orta zorluk seviyesinde olduğu görüldü. Sorular 11 ve 12’nci sınıf birinci dönem kazanımlarını kapsadı. Toplam 13 biyoloji sorusundan 9 tanesi 11’inci sınıf, 4 tanesi 12’nci sınıf müfredatından geldi. Klasik ÖSYM formatında ve müfredatla uyumlu olan soruların AYT’nin uygulandığı geçmiş yıllarla benzer olduğu görüldü. Öğrenciler, bu sene AYT biyoloji kapsamında genel olarak bilgiyi ölçen sorular ile karşılaşmıştı. Soruların müfredat kazanımlarına hakim adayların yapabileceği, orta zorluk düzeyinde olduğunu söyleyebiliriz.

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATINDA ELEYİCİ SORULAR VARDI
Türk Dili ve Edebiyatı 9,10 ve 11’inci sınıf müfredatından yazar-eser ve temel edebiyat bilgisini sorgulayan ve aynı zamanda yorum becerisi gerektiren sorulardan oluşmuştu. Dersin 24 sorusunun 6’sı anlam bilgisi, 18’i Türk edebiyatı sorusundan oluşmuştu. Bazı sorularda detay bilgi verilerek öğrencilerden yazarı ya da eserini bulması istendi. Bu sorular edebiyat alanında eleyici sorular olacak. Genel anlamda orta düzeyde zorluğa sahip test olduğu söylenebilir.

TARİHTE SORULAR AÇIK VE ANLAŞILIRDI
Tarih soruları, ağırlıklı olarak bilgi ve bilgiyi analiz etme gücünü ölçen monash.pw iki testteki tarih sorularının zorluk düzeyi yümonash.pw olarak tarihi kavramlar, dönem bilgisi, neden-sonuç ilişkisi, kronoloji bilgisi ve temel bilgiler verilerek paragraf yorumlama becerisini ölçen sorulardan oluşmuştu. Soruların kurgusunda açık, net ve anlaşılır bir dil kullanılmıştı.

COĞRAFYA RAHATLIKLA YAPILABİLİRDİ
Coğrafya sorularının konu dağılımı dengeli ve MEB kazanımlarına ve müfredata uygundu. Coğrafya dersinde harita okuryazarlığı her yıl olduğu gibi bu yıl da ön plana çıkarıldı. Konu kapsamına hakim, düzenli çalışan adayların rahatlıkla yapabileceği bir sınavdı. Sınavlarda adaylara ‘Doğal Sistemler, Beşeri Sistemler, Küresel Ortam ve Çevre ve Toplum’ ünitelerinin tamamından soru yöneltildi. TYT’de haritalı soru sorulmamışken; AYT’ de hem Sosyal Bilimler-1 hem de Sosyal Bilimler-2 testlerinde çokça harita okuryazarlığı gerektiren soru yöneltildi. Sosyal Bilimler-1 testinde Doğal Sistemler; Sosyal Bilimler-2 testinde ise Beşeri Sistemler üniteleri ön plana çıkarıldı.

FELSEFE GRUBU MÜFREDATA UYGUNDU
Felsefe soruları, önceki yıllardaki AYT formatına benzer, müfredata uygun, konuları bilen öğrencinin çözebileceği orta düzeyde bir zorluktaydı. Paragrafa dayanarak temel bilgi ve yorum gücünü ölçen felsefe ve sosyoloji soruları bilgiyi analiz etme becerisi gerektirdi. Psikoloji ve mantık sorularının tümü, doğrudan bilgiyi ölçen sorulardı. Bazı soruların çeldiricileri güçlü tutulmuş, tüm sorularda açık ve net bir dil kullanılmıştı. Orta derece zorluk düzeyine sahip bir sınavdı.

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ GEÇMİŞE GÖRE DAHA BASİTTİ
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi soruları geçmiş yıllara oranla daha basit, genelde yorum yapma becerisini ölçmenin yanı sıra temel bilgileri de sorgulayan tarzda hazırlanmıştı. Kolay tarzda hazırlanan soruları cevaplamak isteyen öğrencinin müfredat dahilindeki konu ve kazanımlara hakim olması gerekiyordu. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine ait toplam altı sorunun dördü yorum yapmayı gerektiren tarzdaydı. Diğer iki soruda ise öğrencinin temel bilgilerini ölçmek amaçlanmıştı. Bu sınavda öğrencilerden soruları dikkatli bir şekilde okuyarak bilgiyi analiz etmesi ve yorumlaması istendi.

GÜZEL SONUÇLAR ALINABİLİR
Türk dili ve edebiyatı testinde ayırt edici soruların geçen yıla kıyasla daha fazla olduğuna dikkat çeken Bahçeşehir Koleji uzmanları sınavı şöyle değerlendirdi:

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATINDA ZORLAYICI SORULAR VARDI
Türk dili ve edebiyatında soru dağılımı geçen sene olduğu gibi 6 adet anlama ve yorumlama, 18 adet edebiyat sorusuna yer verildi. Geçen senelerde şiir verip seçeneklerde şiirin özellikleri sorgulanırken bu sene, geçen senelerden farklı olarak ‘çeşitli özellikler’ verildi ve ‘bu özelliklerin hepsini taşıyan dize’nin bulunması istendi. Bu zorlayıcı sorulardan biri oldu. AYT Edebiyat sorularının geneline baktığımızda öğrencileri zorlayacak sorular vardı. Ancak düzenli çalışıp tekrar yapan öğrencilerin güzel sonuç alacağı bir sınav olduğunu söylemek mümkün.

MATEMATİKTE ‘POLİNOM’ SORUSU AYIRT EDİCİ
Matematik soruları kazanımlara uygun bir şekilde hazırlanmıştı. Sorular genel olarak orta güçlükte olup ifadeler oldukça açık ve anlaşılırdı. Uzun metinli karmaşık sorulara yer verilmemişti. Sınavda AYT müfredatından çıkarılan Limit, Türev ve İntegral konularının olmaması ve bu soruların yerine 9 ve 10’uncu sınıf kazanımlarından soruların sorulmasından dolayı sınavın bu yılki ortalamasının geçen sene ile paralellik göstereceğini düşünüyoruz. Ayrıca sınavda birkaç kazanımı içinde barındıran soru sayısının da az olması soruların yapılabilme oranını arttıracak.Düzenli bir şekilde derslerini takip ederek test çözen ve soruları dikkatlice okuyan öğrencilerin başarılı olacağı bir sınav oldu. Polinom sorusunun sınavın ayırt edici sorusu olduğunu söyleyebiliriz.

GEOMETRİYE DÜZENLİ ÇALIŞAN BAŞARILI OLDU
Geometri soruları, 12’nci sınıf 2’nci dönem konuları dışında tüm lise öğretim programı kazanımlarını kapsayacak şekilde güncel hayatla ilişkilendirilmiş sorulardan oluştu. Geçen yıllarda yapılan sınavlara oranla 9 ve 10’uncu sınıf öğretim programlarından daha fazla soruya yer verildi. Düzenli çalışan öğrencilerin başarılı olabileceği bir sınav oldu. ‘Çemberde Uzunluk’ sorusunun sınavın ayırt edici sorusuydu.

FİZİKTEKİ SORULAR YILINDAKİ AYT İLE BENZERDİ
Fizik testinde, kazanımların günlük hayatla ilişkilendirildiği, öğrencilerin kazanımlara dair hâkimiyetini ölçen ve bilginin yorumlanmasını gerektiren nitelikte sorular vardı. Hikâyeleştirilmiş yeni nesil sorulara TYT’de olduğu gibi bu sınavda da yer verildi. Sınavda son iki yıldır hiç işlem sorusu sorulmamışken, bu yıl işlem içeren 5 soru monash.pwçen yıl her iki sınıf seviyesine ait konulardan 7’şer soru çıkmışken bu yıl 11’inci sınıf konularından 9, 12’nci sınıftan ise yalnızca 1’inci dönem konularını kapsayan 5 soru soru vardı. Sınavdaki soru dağılımının yılında yapılan AYT fizik sınavı ile benzerliği dikkat çekti. Fizik testinin 11’inci ve 12’nci sınıf sınıf konularına hâkim, kazanımları tam olarak özümsemiş, konuya dair günlük hayatla ilgili yaşamsal örnekleri anlamış, düzenli ve yeterli sayıda soru çözen adayların yapabileceği bir yapıda olduğunu düşünüyoruz.

KİMYADA SORU DAĞILIMI DENGELİYDİ
Kimya sorularının dokuz tanesi 11, dört tanesi ise 12’inci sınıf ünitelerinden hazırlanmıştı. Sınavda 12’nci sınıf 2’nci dönem ünitelerine yer verilmediği için geçen yıldan farklı olarak ‘Gazlar’ ile ‘Sıvı Çözeltiler’ ünitelerinin soru sayıları arttırılmıştı. Bu yıl ‘Periyodik Sistem’ ile ‘Çözünürlük Dengesi’ konularına yer verilmemişmonash.pwrın ünitelere dağılımı oldukça dengeliydi AYT kimya sorularıyla karşılaştırıldığında soru dağılımı farklılıkları olsa da zorluk düzeyi bakımından büyük ölçüde benzerlik gösterdiğini söylemek mümkün. Sınavda yer alan 11’inci sınıf düzeyindeki 9 sorunun kolay ve orta güçlükte, 12’nci sınıf düzeyindeki 4 sorunun ise orta güçlükte olduğunu görüyoruz. Soruların yaklaşık yarısı da matematiksel işlem becerisi gerektiren sorulardı. Logaritmik terimin yer aldığı Nernst Bağıntısı sorusu ile görseli verilmeden metinle betimlenen Galvanik Hücre ve Elektrolitik Hücre soruları da öğrencileri zorlayacak nitelikteydi. Bu sebeple 12’nci sınıf ünitelerine ait bu üç sorunun belirleyici olacağını söyleyebiliriz.

BİYOLOJİDE GÜÇLÜ ÇELDİRİCİLER YOKTU
Biyoloji Testinde, 11’inci sınıf kazanımlarından 9, 12’nci sınıf kazanımlarından 4 adet soru soruldu. Testte ‘İnsan Fizyolojisi’ ünitesi 7 soru ile önemli yer tuttu. Genel olarak kolay ve orta düzey sorularla öğrencilerin bilgi düzeyini ölçmek hedeflenmiş olup yorum becerisi gerektiren sorulara yer verilmedi. Test, geçen senekine göre adayları daha az zorlayacak bir yapıdaydı. Adayların ikilem yaşayabileceği, öncüllü soruların bazılarında güçlü çeldiricilerin bulunmaması avantaj sağladı. Bu anlamda AYT biyoloji testi, sınava düzenli çalışan öğrencilerin rahat bir şekilde çözebileceği yapıdaydı.

TARİH ÖNCEKİ YILLARLA PARALEL
Tarih testinde soruların iki tanesi yorum gerektiren sorulardan oluşurken 8 sorunun çözümü için kavram bilgisi gerektirdi. Bu durum sınavın güçlük düzeyinin yüksek olmasına neden oldu. Soruların geneline bakıldığında, daha önceki yıllarda hazırlanmış kazanımlara paralel bir sınavdan oluştuğu görülüyor. 9’uncu ve 12’nci sınıf öğretim programlarının ikisinden toplam 16 soru gelerek sınavın ağırlıklı kapsamını oluşturdu. Soruların MEB öğretim programında yer alan kazanımlara uygun olması, soru köklerinin açık net ifadelerden oluşması, genel tekrar yapan ve konu içeriklerine hâkim olan adaylar açısından avantaj oluşturdu.

COĞRAFYA HARİTA OKUMA BECERİSİNİN ÖNEMİNİ GÖSTERDİ
Coğrafya soruları, beklendiği gibi sınıf 2’nci dönem konularından sorular yer almadığından, hem sosyal bilimler-1 testi hem de sosyal bilimler-2 testinde 11’inci sınıf konularına ait sorular sayıca öne çıkacak şekilde düzenlenmişti. Ünitelere göre soru dağılımlarında ise sosyal bilimler-1 testinde ‘Doğal Sistemler’ ünitesinden soruların, sosyal bilimler-2 testinde ise ‘Beşerî Sistemler’ ünitesinden soruların diğer ünitelere göre sayıca fazla olduğu görüldü. Her iki testte de ‘biyoçeşitlilik-ekosistem, küresel ısınma, ekstrem olaylar ve Türkiye’de enerji’ konularından sorulara yer verilmişti. Birçok soruda harita kullanılmış olması, harita okuma becerisinin geliştirilmesinin Türkiye ve Dünya haritalarını tanımanın önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Coğrafya soruları genel olarak güçlü çeldiricileri bulunmayan, açık ve anlaşılır bir yapıda olup geçen yılki AYT sınavında olduğu gibi orta güçlükte sorulardandı.

FELSEFE GRUBU SORULARINDA KÜÇÜK İPUÇLARI VARDI
Felsefe soruları, MEB kazanımlarına uygun olarak, açıklanan kapsam doğrultusunda hazırlandı. Sorular önceki yıllarda olduğu gibi öğrencilerin alan bilgisini ölçmeye yönelik olarak hazırlanmış ve paragrafların içinde cevapların bulunabilmesi için küçük ipuçlarına da yer verilmişti. Paragraflar çok uzun tutulmamış, terimsel ifadelere fazla yer verilmemişti. Psikoloji soruları AYT sorularında olduğu gibi kısa ve öğrencilerin alan bilgisini ölçen, yoruma yer vermeyen sorulardan oluşturulmuştu. Mantık sorularında AYT’den farklı olarak felsefe sorularında olduğu gibi paragraflara yer verilmiş, paragraftan yola çıkarak seçeneklerde tamamen kavramsal bilgiyi ölçen ifadeler yer almıştı. Öğrencilerin yalnızca paragrafı anlayarak yorumlamalarını değil, seçeneklerdeki kavramlara da hâkim olmalarını gerektiren sorular vardı. Sosyoloji soruları önceki yıllardan farklı olarak paragraftan çıkartılabilecek yoruma ulaşılması yerine paragrafta açıklamaları verilen kavramların terim karşılığının seçeneklerde bulunmasını gerektirdi.

SINAV MÜFREDATA UYGUN SORULARDAN OLUŞTU
Sınavın müfredata uygun sorulardan oluştuğuna dikkat çeken Nazmi Arıkan Fen Bilimleri Eğitim Kurumları Üniversite Hazırlık Bölüm Başkanları’nın sınav hakkında yaptığı değerlendirme şöyle:

MATEMATİKTE İŞLEM UZUNLUĞU ADAYLARI YORDU
Matematik testi MEB kazanımlarına uygun, alan bilgisini ve analiz kabiliyetini ölçen sorulardan oluşan bir sınavdı. 12’nci sınıfın 2’nci dönem konularının sınav kapsamından çıkarılmış olması nedeniyle soru dağılımı önceki yıllarla bir miktar farklılık göstermiş durumda. Kapsam dışı tutulan konuların yerine ağırlıklı olarak 9’uncu ve 10’uncu sınıf konularından sorular kullanılmış. Bu bağlamda 9’uncu sınıfa ait temel kavramlar sorularının sayısı önceki yıllara göre ciddi oranda artış göstermiş. Soruların bir kısmındaki işlem uzunluğu adayları yormuş olabilir.

GEOMETRİDE 9 VE 10’UNCU SINIFTAN SORU GELDİ
Geometri soruları geçmiş yıllarda yalnızca 11 ve 12’nci sınıf müfredatını içerirdi. Bu yıl ise 12’nci sınıf ikinci dönem konularından sorulmayınca 9 ve 10’uncu sınıf müfredatından da sorular geldi. Soruları dikkatli okuyan, düzenli çalışan bir öğrencinin başarı olabileceği bir sınav.

FİZİKTE YORUMA DAYALI SORULAR FAZLAYDI
Fizik soruları, beklenildiği gibi 11 ve 12’nci sınıf müfredatına uygun sorulmuştu. Genel olarak soruların mekanik ağırlıklı olduğunu gördük. Son yıllarda olduğu gibi işleme dayalı soru sayısı çok az, yoruma dayalı soru sayısı fazlaydı. Sınavda, günlük hayatta fizik bilgilerinin kullanıldığı örnekleri içeren sorulara da yer verilmişti.

KİMYADA SORU DAĞILIMI BU YIL FARKLIYDI
Kimya soruları müfredata uygun kazanımları içerdi. Soru dağılımı bu seneki özel durumdan dolayı geçen seneye göre farklılık gösterse de sınavın yüzde 30’u 12’nci sınıf konu kazanımlarını kapsadı. Konulara hâkim olan, yorumlayabilen öğrenciler için zorlanmadan yapılabilecek bir sınav olmuş.

BİYOLOJİ BİLGİYİ KULLANMA BECERİSİNİ ÖLÇTÜ
Biyoloji sorularında, 12’nci sınıfın birinci dönemi ile 11’inci sınıfa ait ünitelerdeki kazanımlar sorgulanmıştı. Sorular MEB müfredatına uygun olup genellikle öğrencilerin biyoloji alan bilgisini kullanma becerisini ölçen nitelikteydi. Sınavda temel bilgi sorularının yanı sıra, konulardaki detayları özümsemiş ve yorum gücü yüksek adayların çözebileceği tarzda sorular bulunuyordu. Sınava iyi hazırlanan öğrencilerin çalışmalarının karşılığını güzel şekilde alacakları bir sınav olduğunu söyleyebiliriz.

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI SORULARI ADAYLARI ZORLAYACAK TÜRDEN
Türk Dili ve Edebiyatı testinde 6 tane paragraf sorusu yer alıyor. Edebiyat sorularında ise 6 tane şiir bilgisi sorusu var. Bunlar içinde söz sanatları, uyak, ölçü bulma, nazım biçimi, nazım türü bulma gibi başlıklar öne çıkıyor. 4 soru divan edebiyatıyla monash.pw akımlarından 1 sorunun yer aldığı testin diğer soruları Yunus Emre, İbrahim Şinasi, Hüseyin Cahit Yalçın, Mehmet Akif Ersoy, Orhan Seyfi Orhon, Haldun Taner gibi sanatçıları ölçmekte. Bu yılki sınavın kapsamında yer almayacağı söylenen konulardan soru sorulmadığı gibi bazı bölümleri çıkarılan ünitelerle ilgili sorulara da yer verilmemiş. Bu testteki sorular adayların zorlanacağı türden. Sınavdaki metinlerin günlük dile yakın örneklerden seçilmiş olması ise öğrenciler açısından olumlu bir gelişme.

TARİHTEKİ SORULAR BELİRLEYİCİ OLACAK
Sosyal 1 ve Sosyal 2 Tarih soruları MEB müfredatına uygundu. 9, 10, 11 ve 12’nci sınıf konu kazanımları dikkate alınarak hazırlanmış, sade, anlaşılır nitelikteydi. Sınav sürecinde disiplinli çalışan ve düzenli konu tekrarları yapan, soru kökünü iyi okuyan tüm öğrencilerin rahatlıkla cevaplayabileceği düzeydeydi. Tarih kavram bilgisi, bilgiyi yorumlama yeteneği, kronolojik olayların neden ve sonuç ilişkisiyle bağlantılarını kurabilme kazanımları doğrultusunda ayırt edici, zorluk derecesi yüksek soruların belirleyici olacağı bir sınav gerçekleşti.

COĞRAFYA BİLGİ AĞIRLIKLIYDI
Coğrafya soruları müfredata uygun ve TYT’ye göre daha fazla bilgi ağırlıklı sorulardan oluşuyor. Harita üzerinden çalışma yapmak coğrafya sorularını yapmayı kolaylaştırır. Sınavda küresel örgütlerden, yenilenebilir enerji kaynakları rüzgar enerjisi, turizm, sera gazı, tropikal siklonlar, biyoçeşitlilik, kültür bölgeleri ve su ekosistemi konularından sorular geldi.

FELSEFE GRUBU SORULARI MAKUL SEVİYEDEYDİ
Felsefe grubu soruları müfredatla uyumluydu. 2’nci dönem konularının dahil olmaması psikoloji, sosyoloji ve mantık sorularının makul seviyede olmasını sağlamış. Okuduğunu anlayan ve kavramsal açıdan yorumlayabilen adaylar için nispeten kolay bir sınavdı.

Öğretim teknikleri, dersin ya da konunun hedeflerini öğrenciye kazandırmak için kullanılan etkinlikler olarak tanımlanabilir. Tekniğin seçilmesi, farklı alan ve düzeydeki kazanımlar açısından oldukça önemlidir. Bu bağlamda teknikleri üç farklı başlık altında incelemekte yarar vardır.

  1. Grupla Öğretim Teknikleri
  2. Bireysel Öğretim Teknikleri
  3. Sınıf Dışı Öğretim Teknikleri

A. GRUPLA ÖĞRETİM TEKNİKLERİ

1- Büyük Grup Öğretimi

Sınıfın tamamı büyük bir grup olarak algılanır. Sınıfın tamamı büyük bir grup olarak algılansa da öğrenci farklılıklarına da dikkat edilmesi önemlidir.

2- Küçük Grup Öğretimi

Sınıfta en fazla öğrenciden oluşan grupların oluşturulması ile gerçekleştirilir. Gruptaki öğrenci sayıları büyük gruplara göre az olduğundan öğretmenlerin öğrencileri takip edebilmesi daha kolaydır. Öğretmen bu tür grupları oluştururken aşağıda belirtilen yolları kullanabilir;

Yetenek Grupları: Başarı açısından birbirlerine yakın olan öğrencilerin aynı grup içerisinde toplanmasıyla oluşturulur. Bu tür grupları oluşturmada;

  • Sınıflar arası gruplama: Uygulanan bir başarı testi sonuçlarına göre öğrencilerin gruplara (sınıflara) ayrılmasıdır. Grupları oluşturma açısından kullanışlı olsa da öğrencileri “başarılı”, “başarısız” olarak ayırmak sınıf yönetimi ve öğrencilerin birbirlerine karşı geliştirebileceği önyargılardan dolayı sorun oluşturabilir. Bu tür gruplar homojen bir yapıya sahiptir.
  • Sınıf içi gruplama: Bir sınıftaki öğrencilerin başarı düzeylerinin bir ölçme aracı ile belirlenerek yakın başarıya sahip öğrencilerin gruplara ayrılmasıdır.

Akran öğretim grupları: Gruplar oluşturulurken üst yaş grubundaki öğrencilerin ya da alt yaş grubundaki öğrencilerin ayrılması şeklinde gerçekleştirilir. Bu tür gruplar oluşturulduğunda ya öğrencilerin birbirlerinden öğrenmesi ya da üst yaş öğrencilerinin alt yaş grubundaki öğrencilerden öğrenmesi amaçlanır. Bu tür gruplarda öğrenciler yaşları açısından homojen bir özellik gösterirler.

Grup etkinliğiyle yaratıcı düşünmeyi sağlamayı amaçlayan bir tekniktir. Bu tekniğin amacı öğrencilerin bir problemi çözme ile ilgili olarak fikir üretmelerini sağlamak, öğrencileri fikir üretmede etkin kılmak, kendi fikirlerini ifade etmelerini sağlamak ve üretilen fikirlerden yola çıkarak yaratıcı düşünceyi geliştirmektir. Uygulama düzeyindeki kazanımlara ulaşmak için etkili bir tekniktir. Ayrıca üst düzeyde düşünmeyi destekler. Uygulanması sırasında, öğrencilerin problemin çözümüyle ilgili olarak akıllarına gelen fikirleri belli bir süre (kısa bir süre dk.) içinde doğrudan söylemesi, tüm fikirlerin kayıt altına alınması, öğrencilerin fikirlerini söylemesi aşamasında öğretmenin hiçbir şekilde öğrencilerin fikir ya da düşüncelerini eleştirmemesi gerekir. Önemli olan fikirlerin niteliği değil niceliğidir. Tüm fikirler toplanarak not edilir ve üzerinde değerlendirmeler yapılarak sonuçlara ulaşılır. Çok kalabalık gruplarda uygulanması zordur.

Sınıf içi iletişimi artıran hem görme hem de işitme duyularının etkin olarak kullanıldığı bir tekniktir. Bu teknikte öğrencilere fiziksel ya da zihinsel beceriler kazandırılırken öğretmen, çalıştırıcı, usta ya da sanatçı kazanımlar ile ilgili işlem basamaklarını araç-gereç, maket, model ya da materyal kullanarak göstermelidir. Materyal üzerinde gösterimi yapan öğretmenin yerine göre uygun açıklamalarda bulunması gereklidir. Materyal kullanmak gerektiğinden dolayı okulun imkânları bu tekniği kullanmada bir sınır oluşturabilir. Gösteri yapan öğretmenin önceden bir hazırlık yapması gereklidir. Eğer gösteri sırasında açıklamalar yerinde kullanılmazsa ya da öğrenciye gösterinin her bir adımında soru sorulmazsa gösteri anlamadan çok ezberleme ya da taklit etme ile sonuçlanabilir. Bu sebeple gösterinin görsel kısmı ile işitsel kısmının tutarlı olması önemlidir. Gösteri fazla zaman alabilir. Ayrıca kalabalık sınıflarda uygulanması zordur. Eğer gösteri karmaşık işlemlerden oluşuyorsa işlemler basamaklara ayrılabilir. Örneğin “polenlerin başka çiçekleri tozlaşma yoluyla döllemesi” konu kapsamında yer alıyorsa materyal olarak polenleri net olarak seçilebilen bir çiçek kullanılabilir.

Bu yöntem sözel bir etkileşim yöntemidir. Öğrencilere sorulan soruların niteliğine göre her düzeydeki öğrenmeyi ortaya çıkarmada kullanılabilir. Öğrencinin konuyu tam olarak anlayıp anlamadığını, eleştirel düşünmeyi ve dersin etkili olup olmadığı hakkında dönüt verir. Ayrıca öğretmen öğrencilerin düşünmelerini, dinleme becerilerini ve öğrenmelerini değerlendirebilir. Ezber düzeyi sorulardan daha çok öğrencilerin üst düzey becerilerini ölçmeye yönelik soruların kullanılması gereklidir. Öğretmen soruları açık, anlaşılır ve net olarak sormalıdır. Öğrencilere düşünmeleri için yeteri kadar süre vermelidir. Soru hazırlamak zor bir iştir. Eğer sorular öğrenciler tarafından yanlış olarak yanıtlanırsa güven ve zaman kaybına yol açabilir. Öğrencilerin sorulara yanıt verirken kendi ifadelerini kullanmaları önemlidir. Soru-yanıt tekniğini kullanırken dikkat edilmesi gereken durumlar aşağıda açıklanmıştır.

  • Sorular önceden planlanmalıdır,
  • Açık ve anlaşılır olmalıdır,
  • Sorular öğrencilerin kapasitelerine ve düzeylerine uygun olmalıdır,
  • Sorular mantıklı ve bir amaca yönelik olarak belirlenmelidir,
  • Öğrenci katılımını teşvik eder,
  • Öğrencilerin soru sormaları da desteklenmelidir,
  • Yanıtı çok açık olan ya da “evet-hayır” şeklinde yanıtlanabilecek sorulardan kaçınılmalıdır,
  • Mümkün olduğunca öğrenciye ismiyle hitap edilmelidir,
  • Soru sorma hızlı ve canlı bir şekilde yapılmalı öğrencilerin dikkatinin dağılmasına izin verilmemelidir,
  • Yanlış olarak verilerden sonra doğru yanıt verilmemeli, aynı soru başka bir öğrenciye sorulmalıdır,
  • Sorunun yanıtını öğrencilerin birlikte söylemesine izin verilmemelidir,
  • Sorulara yanıt için söz verme işlemi adil olarak yapılmalıdır,
  • Özellikle başarısız ve çekingen öğrencilerin doğru verdikleri yanıtlar desteklenmeli ve pekiştirilmelidir.

Soru Türleri

  1. Bilişsel bellek / ezber / bilgi düzeyi sorular: Ezberden ya da doğrudan bilgi düzeyindeki kazanımları kullanarak yanıt verilen sorulardır.

Örneğin;

  • Fransa’nın başkenti neresidir?
  • Cumhuriyet hangi yılda ilan edilmiştir?
  • Atatürk kaç yılında doğdu?
  1. Kavrama düzeyi / birleştirici sorular: Öğrencilerin bilgi düzeyindeki kazanımlarını kullanarak açıklamalar yaptığı, çıkarımlarda bulunduğu sorulardır.

Örneğin;

  • Paris ve Milano şehirlerinin benzerlikleri nelerdir?
  • Öğrencilerin bir sınavdan aldıkları notların aritmetik ortalaması 70, modu 80 ve medyanı 75 olduğuna göre bu sınav hakkında hangi yorumlar yapılabilir?
  1. Genişletici / analiz-sentez düzeyi sorular: Öğrencilere soruları yanıtlamada esnek davranılan ve üst düzey bilişsel becerilerini belirlemek için kullanılan sorulardır.

Örneğin;

  • Öğretmen adaylarının atanması ile ilgili problemleri ortadan kaldırmak için neler yapılabilir?
  • KPS sınavının kapsamı her yıl genişlemektedir. Bu konu ile ilgili olarak nasıl bir düzenleme yapılmasını önerirsiniz?
  1. Değerlendirme düzeyi sorular: Öğrencilerin kişisel düşüncelerinin, değerlendirmelerinin, eleştirilerinin ve karşılaştırma sonuçlarının ortaya konulduğu sorulardır.

Örneğin;

  • Çevre kirliliğini önlemek için en iyi yol sizce nedir?
  • Hangi öğretim yaklaşımının en iyi öğrenmeyi sağlayacağını düşünüyorsunuz?

4. SOKRATİK TARTIŞMA (DOĞRUYU BULDURMA) TEKNİĞİ

Bu teknik Sokrates’in Sofist’lerle geçen diyaloglarında kullandığı yaklaşımı temel alır. Sokrates’in bu tekniği kullanarak yaşamında hiç geometri dersi almamış bir köleye geometri teoremini çözdürmüş olması, öğretmenlerinde bu tekniği başarıyla uygulayarak öğrencilerine bilgiyi buldurabileceklerinin göstergesidir. Bu teknikte öğretmen kesinlikle bilgi aktarmaz, bir şey öğretmez sadece anımsatır. Öğretmen sadece sorular sormalı, öğrenciyi yönlendirmeli ve doğruyu buldurmalıdır. Bu teknik buluş yoluyla öğretim içinde tümevarım yaklaşımının kullanılmasıyla gerçekleştirilir. Sokratik tartışmada izlenmesi gereken adımlar aşağıda açıklanmıştır.

  • Öğretmen ve öğrencinin karşılıklı konuşmasıyla başlar,
  • Öğrencinin bir düşüncesiyle ilgili olarak öğretmen sorular yöneltir, bu sorular öğrencinin uzun cevaplar veremeyeceği genellikle “zorunlu olarak, ister istemez, evet, hayır, ona ne şüphe, elbette, öyledir” gibi kısa yanıtlar verebileceği nitelikte olmalıdır,
  • Böylece öğretmen adım adım kendi düşüncelerini öğrenciye kabul ettirir,
  • Tartışmaya öğretmen yön verir ve öğrenciye doğruyu buldurur.

Sokratik tartışmayı temel alır. Uygulama bakımından farklıdır. Analiz düzeyindeki kazanımlara ulaşmada etkilidir. Ayrıca mantıklı ve tutarlı konuşmalarını ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirir. Bir metindeki düşünceleri öğrenciye buldurmak için düzenlenen bir seminer şeklinde gerçekleşir. Öğretmen öğrencilere metinle ilgili sorular sormalı, semineri yönetmeli ve öğrencileri desteklemelidir. Bu tekniğin uygulanmasında aşağıda açıklanan adımlar izlenir.

  • Seminer konusu metin öğrenci seviyesinin üstünde seçilmelidir.
  • Öğrencilerin üzerinde tartışılacak metinle ilgili önbilgilere sahip olması gereklidir. Metin öğrencilere dağıtılarak dikkatlice okumaları sağlanmalıdır.
  • Öğrenciler daire şeklinde oturur.
  • Lider açılış sorusunu gruba sunar ve tartışmayı başlatır.
  • Öğrenciler söz almadan konuşabilir fakat başka bir konuşmacının sözü kesilmemelidir.
  • Tartışma sonunda öğrenciler hem bireysel olarak hem de grup olarak tartışmayı değerlendirir.

Drama, insanın kendini başkasının yerine koyarak çok yönlü gelişmesini (empati kurma), öğrenme ortamlarında aktif rol almasını, kendini ifade edebilmesini, yaratıcı olmasını, yaşamı çok yönlü algılamasını ve öğrenme isteğinin artmasını sağlayan bir tekniktir. Ayrıca öğrencilerin problem çözme ve iletişim kurma becerilerini de geliştir.

  1. Doğal drama / doğaçlama: Öğrencilerin yaratıcılık özelliklerini ve düş güçlerini geliştirmek için bir kimliğe bürünerek gerçek bir yaşam sorununu betimlediği, kendilerini diledikleri gibi ifade ettikleri etkinliktir.
  2. Biçimsel / formal drama: Öğrencilerin, öğretmen kontrolünde bir senaryoya bağlı olarak yaptıkları drama etkinliğidir.

Rol yapma / oynama: Öğrencilerin belli bir durumu, koşulu ya da düşünceyi oyun şeklinde anlattığı öğrenci merkezli bir etkinliktir. Öğrencilerin rollerine iyi hazırlanmaları önemlidir.

7. BENZETİM / SİMÜLASYON TEKNİĞİ

Bu teknik her alanda kullanılabilinecek bir özelliğe sahiptir. Özellikle öğrencinin gerçek ortamda demeyim yaşadığında olumsuz durumların ortaya çıkabileceği, gerçek materyallerin kullanılmasının güç, tehlikeli ve ekonomik maliyetin yüksek olduğu durumlarda kullanılır. Gerçek ortamın yapay bir şekilde simüle edilerek kullanılmasını gerektirir. Öğrencilerin ilgilerini çekmek, gerçek ortamda kullanmadan araçların işlevlerini öğrenmek, kazaların ve harcamaların en aza indirilmesini sağlamak için oldukça kullanışlıdır. Fakat yapay ortamların gerçeği birebir olarak temsil etmesi mümkün değildir. Katılımcılar benzetimlerden sonra ne olduğunu yansıtırsa öğrenmiş olurlar. Benzetimlerin küçük gruplarla yapılması öğrencilerin aktif katılımlarını sağlamak açısından önemlidir. Kazanılan becerilerin gerçek dünyada uygulanması beklenir.

Örneğin; öğrencilerle bir deprem anının simüle edilmesi, pilot yetiştirmede öncelikle simülatörlerin kullanması, bir fizik deneyinde bilgisayar simülasyonuyla parçacıkların çarpıştırılmaları, tarım dersinde bikri yetiştirmek için yapılması gerekenlerin bir bilgisayar simülasyonu yardımıyla yapılması (Facebook→Farmville ☺),

Öğretmen adaylarının hizmet öncesi eğitimde öğretmenlik mesleğiyle ilgili gelişimlerini üst düzeye çıkarmak için kullanılan bir tekniktir. Bu teknik, öğretmen adaylarının öğretmenlik yaşamlarında göstermeleri gereken davranışların kazandırılmasına, pratik yapmalarına ve eksikliklerini gidermelerine odaklanır. Teknik aşağıda açıklanan adımlar kullanılarak uygulanır.

  • Öğretim elemanının da içinde bulunduğu kişilik küçük bir grup oluşturulur.
  • Dersi anlatacak öğretmen adayının herhangi bir konuyla ilgili kısa bir ders planı hazırlaması gerekir.
  • Öğretmen adayı hazırladığı ders planı çerçevesinde konusunu grup üyeleri önünde anlatır. Öğretmen adayının anlatımı videoyla kaydedilir.
  • Öğretmen adayı anlatımını bitirdikten sonra video kayıtları tüm grup tarafından birlikte izlenilir.
  • İzlenilen dersin tüm grup üyeleri tarafından değerlendirilmesi, eleştirilmesi ve eksikliklerin belirlenmesi sağlanır.
  • Dersin eleştiriler ve değerlendirmeler doğrultusunda yeniden hazırlanması ve işlenmesi gerçekleştirilir.

9. ALTI ŞAPKALI DÜŞÜNME TEKNİĞİ

Edward De Bono tarafından yılında geliştirilmiştir. Öğrencilere üst düzey düşünme becerilerini kazandırmaya odaklanır. Belirlenen kazanımlar en az uygulama düzeyindedir. Öğrencilerin analiz, sentez ve değerlendirme düzeyindeki davranışları göstermeleri de beklenir. Teknikte çok yönlü ve yaratıcı düşünme temel alınmıştır. Sınıfta bu tekniği kullanmak için tek bir çözüme sahip olan olgular seçilmesi tekniğe uygun değildir. Teknik öğrencilerin derse aktif katılımını sağlar ve onların farklı düşüncelerinin ortaya çıkarılmasına katkı sağlar. Ayrıca öğrencilerin düşüncelerini tanımlaması, analiz etmesi ve başkalarının düşünceleri ile empati kurmasını sağlar. Bu teknikte farklı düşünme şekillerini simgeleyen şapkalar vardır. Sınıfta uygulanması iki farklı şekilde oluşturulabilir.

  1. Öğrencileri 6 kişilik gruplara ayırarak gruptaki her öğrencinin farklı bir şapkanın penceresinden düşünceleri ortaya koyması istenebilir.
  2. Sınıfın tamamı tek bir grup olarak düşünülürse, “şimdi hep birlikte pembe şapkalarımızı takıyoruz” gibi bir açıklamayla her şapkanın düşünce penceresinden bakış açısı oluşturma şeklinde de kullanılabilir.
  • Beyaz şapka: Objektifliği ve tarafsızlığı temsil eder. Bu şapkanın penceresinden bir problem durumuna ilişkin düşüncelerin ortaya konulmasında olaylara gerçek ve nesnel açıdan bakılır.
  • Sarı şapka: İyimser şapka olarak da bilinir. Olaylara iyi yönlerinden bakmayı ve düşünceleri bu şekilde ortaya koymayı gerektirir. Polyanna’cı şapka da denebilir.
  • Yeşil şapka: Yaratıcılık şapkası olarak da tanımlanabilir. Yaratıcı düşünceleri, önermeleri, tahminleri, seçenekleri ve fikir üretimini ortaya koymayı gerektirir.
  • Kırmızı şapka: Duygusal zekâyı temsil eder. Sezgisel hisleri, içgüdüyü ve duyguları temel alır. Problemlere duygusal açıdan odaklanmayı gerektirir.
  • Siyah şapka: Kötümser şapka olarak da tanımlanabilir. Olaylara tutucu, karamsar, şüpheci ve riskler açısından bakmayı gerektirir. Olayların olumsuz etkilerini görmeye odaklanır.
  • Mavi şapka: İşlevsel zekâyı temsil eder. Değerlendiren şapka olarak da tanımlanabilir. Olayları eldeki veriler ışığında değerlendirmeyi ve bu yönde bir düşünce oluşturmayı gerektirir. Bu aşamada öğretmenin düşünceleri değerlendirmesi ve özetlemesi vardır.

ALTI AYAKKABILI UYGULAMA TEKNİĞİ

Bu teknik altı şapkalı düşünme tekniğinde oluşturulan düşüncelerin uygulanması üzerine odaklanmıştır. Altı şapkalı düşünme ve altı ayakkabılı uygulama teknikleri birleşerek lateral düşünme yaklaşımını oluşturmaktadır. Ayakkabı ayağa giyildiği için uygulamayı temsil eder ve her uygulama farklı bir ayakkabı ile ilişkilendirilmiştir.

  • Lacivert ayakkabı: Rutin işleri ve resmi prosedürlerin uygulanmasını temsil eder.
  • Gri spor ayakkabı: Spor ayakkabı genellikle spor yaparken giyildiği ve hareket etmeyi temsil ettiği için kullanılmıştır. Bu ayakkabının görevini hatırlamak için “Ne siyah ne beyaz (gri) karar verebilmek için veriye ihtiyacım var veri toplamalıyım!” şeklinde bir bağlantı kurulabilir. Problemin çözümü için verilere ihtiyaç vardır. Bu ayakkabı problemin çözümü için veri toplama işini uygulamayı simgeler.
  • Kahverengi yürüyüş ayakkabısı: Yürüyüş ayakkabısının esnekliğinden dolayı problemlerin çözümlerine ulaşırken ya da çözümü uygularken inisiyatifler almayı, sonuçlara ulaşmada esnek olmayı temsil eder.
  • Turuncu lastik çizme: Sorunla ilgili tehlikeli durumlara dikkat çekmeyi, acil olarak yapılması gereken müdahaleleri ve uygulamada güvenliği sağlamayı temsil eder.
  • Mor binici çizmeleri: Sorunun çözümünde otoriter uygulamalarda bulunmayı ifade eder.
  • Pembe ev terliği: Problemi kendi problemimiz gibi kabul edip korumayı ifade eder. Bir başka deyişle problemi sahiplenme uygulaması olarak da düşünülebilir.

Öğrencilerin psikomotor, zihinsel, sanatsal ve estetik nitelikleri ile becerilerini geliştiren, öğrenme ortamını zevkli hale getiren uygulamalardır. Her oyun öğrencilerin bazı kazanımlara ulaşmasını sağlamak için kullanılmalıdır. Öğrencilerin bilgileri rahat bir ortamda pekiştirmesine imkân tanır. Bu teknik, dersteki konuların daha ilgi çekici hale gelmesini ve pasif olan öğrencilerin derse katılmalarını destekler. Eğitsel oyunların derste uygulanmasında dikkat edilmesi gereken özellikler aşağıda açıklanmıştır.

  • Oyunun bir amacı olmalıdır,
  • Öğretmenin dikkatli bir planlama yapmasını gerektirir,
  • Oyunlar ilgi çekici ve öğrenci düzeyine uygun olmalıdır,
  • Oyun açık ve net olmalı, öğrenciler oyunun kurallarını bilmelidir,
  • Öğrencinin kendini rahat hissetmesi sağlanmalıdır,
  • Çok zaman almamalıdır,
  • Öğrencilerin istenmedik davranışlar kazanmalarına neden olmamalıdır,
  • Öğrenciyi tehlikeli durumlara sokacak niteliğe sahip olmamalıdır,
  • Eğitici yönü baskın ve öğrencinin zevk alabileceği özelliklere sahip olmalıdır.

EKİPLE ÖĞRETİM TEKNİĞİ

Okuldaki öğretmen ya da ilgililerin öğrenme için gerekli etkinlikleri planlamada, hazırlamada ve sunmada işbirliğini kullanmaları üzerine odaklanır. Örneğin 23 Nisan’da yapılacak etkinlikleri her ders için ayrı ayrı planlamak yerine bir piyesle ortaya koymak için bu teknik kullanılabilir. Türkçe dersi öğretmeni piyesin edebi metinsel bölümünü, sosyal bilgiler dersi öğretmeni edebi metnin tarihsel boyutunu, resim dersi öğretmeni piyeste kullanılması uygun olan renkleri ve dekorları, beden eğitimi dersi öğretmeni piyesin motor becerilerini oluşturmada işbirliğine giderek ortak bir planlama yapabilir. Bu tekniğin diğer temel özellikleri aşağıda açıklanmıştır.

  • Okuldaki öğretmenlerden en verimli şekilde yararlanmayı sağlar,
  • Konu tekrarını azaltarak zamandan ekonomi sağlar,
  • Öğretmenler arasında işbirliğinin gelişmesini sağlar,
  • Öğretmenlerin sosyal ilişkilerini geliştirir,
  • Başarıyı artırır,
  • Okulun imkânlarıyla sınırlıdır,
  • Uygulanmasında konu yaklaşımı ya da konuların ardı ardına gelmesi temel alınabilir.

GÖRÜŞ GELİŞTİRME TEKNİĞİ

Öğrencilerin küçük gruplarla değil sınıfça katıldığı, eğitim ortamında yapılan bir düşünce alışverişinde, düşünceleri tartışmak için kullanılan bir tekniktir. Münazaradan tamamen farklıdır. Bu teknikte farklı görüş ve bu görüşlere katılan ve savunan öğrenciler vardır. Çelişkili karşıt görüşler içeren konular üzerinde yapılması uygundur. Tartışma sonunda kazanan ya da kaybeden bir görüş yoktur. Bir görüşü savunan öğrenci ya da öğrencilerin görüş değiştirebilmesi hatta savunduğu görüşün tam zıttı olan görüşe geçebilmesi mümkündür. Öğrencilerin kendi görüşlerini savunurken arkadaşlarını ikna edebilme şansları vardır. Bu tekniğin uygulanmasında bireylere değil görüşlere karşı çıkılması vardır. Görüşler “tamamen katılıyorum, katılıyorum, kararsızım, katılmıyorum, tamamen katılmıyorum” şeklinde olabilir. Tekniğin oturarak değil ayakta uygulanması önerilir.

Öğrencilere en az uygulama düzeyindeki hedefleri kazandırmada etkilidir. Öğrenci merkezli bir etkinliktir. Öğrencilere yeni bir konu öğretmede etkili olarak kullanılabilir. Sınıfta en az üç istasyon oluşturulur. Her bir istasyon öğrencilerin farklı öğrenme aktivitelerini adım adım gerçekleştirebilecekleri birer merkezdir. Her istasyonda o istasyonda yapılacak etkinlik için kullanılması gereken materyaller bulunur. Öğrenciler istasyon sayısı kadar gruba ayrılır. Grupların her istasyonu dolaşması ve etkinlik yapması gerekir. Her istasyonda öğrencilerin 10 dakika çalışması gerekir. Öğrencilerde işbirliği, yaratıcılık, başlanmış bir işe katkı getirme ya da sonuçlandırma, katılımdan keyif alma, kurallara uyma, iletişim becerilerini geliştirmeyi sağlamada etkilidir. Çekingen öğrencileri sürece aktif katılımını sağlar. Her gruba bir istasyon şefi ya da gözlemci atanır. Şef gruba kılavuzluk yapar ve iş bitince ürünleri toparlar. Bu tekniğin en önemli sınırlılıkları arasında, tüm sınıfın uygulamaya katılmasının getirdiği zorluk, her gruptaki tüm öğrencilerin sürece etkin katılımının sağlanması açısından yaşanan zorluk, gürültü ve kargaşaya yol açabilmesi söylenebilir.

KONUŞMA HALKASI TEKNİĞİ

Sınıfta sıklıkla kullanılabilen, duyuşsal alanda görüş farklılıklarını görme, farklı görüşlere saygı duyma gibi kazanımlara ulaşmada etkilidir. Ayrıca öğrencilerin empati kurmalarını sağlamayı da amaçlar. Öğrencilerin daire şeklinde oturmaları için sınıf düzeni oluşturulur. Öğrencilere bir problem, gerçek bir yaşam öyküsü, film, masal vb. bir sunum yapılarak etkinliğe başlanır. Uygulamada;

  • Yakın arkadaşların yan yana gelememesine dikkat edilir, oturma düzeninde kız-erkek ayrımı yapılmaz öğrencilerin karışık oturmalarına dikkat edilir,
  • Uygulama sırasında uyulacak kurallar açıklanır ya da tahtaya yazılır,
  • Öğrencilerin birbirlerinin yüzüne bakarak konuşması sağlanmalıdır,
  • Her bir soru tüm öğrenciler tarafından yanıtlandıktan sonra diğer soruya geçilir,
  • Silgi, kalem gibi bir cisim seçilerek bu cismi elinde tutan kişinin konuşması istenir,
  • Bir kişi konuşurken diğer öğrencilerin konuşmasına ya da tartışmasına izin verilmez,
  • Öğrencilerden konuşmak istemeyenler varsa konuşmaları yönünde baskı yapılmaz ancak utangaç ya da çekingen öğrenciler konuşmaları için desteklenir,
  • Konuşmalar tamamlandığında öğretmende görüşlerini belirtir ve konuyu özetleyerek etkinliği bitirir.

ÖĞRENME HALKASI TEKNİĞİ

Piaget’in bilişsel gelişim yaklaşımı temel alınarak geliştirilmiştir. Bu teknikte öğrencilerin kendi yaşantılarıyla bilgilerini görmesi, yeni bilgileri farklı etkinliklerle algılaması ve bilgiyi yapılandırarak kullanması üç aşamada gerçekleştirilmeye çalışılır. Süreç tekrar uygulanarak döngüsel şekilde kullanılabilir.

  • Birinci Halka (İnceleme ya da veri toplama): Öğrencilere materyal kullanılarak farklı etkinlikler yaptırılır.
  • İkinci Halka (Yeni kavramların tanıtımı): Öğrencilerin yine materyaller ve farklı etkinlikler kullanarak yeni kavramlarla ilgili deneyimler yaşaması sağlanır.
  • Üçüncü Halka (uygulama): Öğrenmenin transferi olarak düşünülebilir. Bu aşamada öğrencilerin yeni öğrendikleri kavramları farklı durumlar ya da problemlerde kullanmaları sağlanır.

AKVARYUM (FISHBOWL) TEKNİĞİ

Öğrencilerin ilgi duyduğu ya da üzerinde anlaşmaya varamadığı konuların öğretiminde etkili bir tartışma tekniğidir. Öğrencilerin tartışma ve grupla çalışma becerilerini geliştirmek için de kullanılır. Tartışmayı yapılandırmak için önceden bir soru listesi hazırlamak gereklidir. Sınıfta uygun bir yere bir çember çizilerek ortasına bir sandalye konulur. Konu hakkında yorum yapmak ya da soruya yanıt vermek isteyen öğrenci sandalyeye oturur ve düşüncesini söyler. Çemberin dışındaki öğrenciler gözlemcidirler. Açıklama yapan öğrenciyi dikkatle gözler ve not alırlar. Öğrencinin açıklama yaptığı süreçte gözlemcilerin sessiz olması ve sadece dinlemesi gerekir. Tartışma sonunda sınıfta tartışmanın özeti sunularak etkinlik tamamlanır. Bu tekniğin kullanılması için öğrencilerin yeterli düzeyde önbilgiye sahip olmaları gereklidir. Ayrıca, öğrencilerin görüşlerini açıkça belirtmeleri için rahat bir sınıf ortamı oluşturmak önemlidir.

Herhangi bir konu ile ilgili olarak öğrencilerin bir araya gelmesi ve giriş, geliştirme, sonuç bölümleri içeren yazılı çalışmalar yapmasını sağlamaya odaklanır. Öykü oluşturmada, öğrencilere verilen çeşitli sözcükler, kısa cümleler, resim, fotoğraf ya da gazete haberi ya da yarım bırakılmış bir karikatür kullanılabilir. Uygulanması sırasında;

  • Öğrenciler kişilik gruplara ayrılır,
  • Öğrencilere bir öykü okunarak yarım bırakılan yerden devam etmeleri gibi bir bilgilendirme verilir,
  • Gruplara öyküyü oluşturmak için dakika süre verilir,
  • Her grubun oluşturduğu öykü grup üyesi bir öğrenci tarafından okunur,
  • Öyküler üzerinde öğrencilerin değerlendirmeleri alınarak etkinlik tamamlanır.

Bir film ya da öykü sınıfa sunularak en can alıcı noktasında kesilir. Öğrencilere “Bu noktadan sonra ne olabilir?” sorusu sorularak yanıtlar alınır. Tüm yanıtlar gerekçeleriyle birlikte tahtaya yazılır. Film ya da öyküye kaldığı yerden devam edilir. Böylece öğrencilerin film ya da öykünün devamını kendi görüşleriyle karşılaştırmaları sağlanır. Bu teknikte kullanılacak film ya da öykünün, öğrencilere kazandırılmak istenen davranışlara, yaşlarına ve cinsiyetlerine aynı zamanda genel ahlak kurallarına uygun olmasına dikkat edilmelidir. Bu teknikte film ya da öykünün sonu öğrencilere bırakılabilir. Böyle bir durumda öğrencilerin öykü ya da filmi en az üç farklı sonuçla tamamlamaları sağlanmalıdır.

Bir problem ya da konu ile ilgili olarak önce bir öğrencinin, sonra iki öğrencinin ve devamında ikinin katları şeklinde artan sayıda öğrencinin tartışması ve karara varması için kullanılan bir tekniktir. Tartışma için belli bir süre belirlenmeli ve bu süreye sadık kalınmalıdır. Öğrenci sayısının sürekli artmasından dolayı kartopu tekniği adı verilmiştir. Tartışmaya tüm öğrencilerin katılmasını sağladığı için yeni fikirlerin ortaya çıkarılmasında etkili bir tekniktir.

KAVRAM KARGAŞASI YARATMA TEKNİĞİ

Bu tekniğin en önemli amacı, öğrencilere sahip olduğu bilgilerin yanlış olabileceğini göstermek, onları düşünmeye sevk etmek ve problem çözme yeteneklerini geliştirmektir. Öğrencilerin bir konuyla ilişkili sahip oldukları bilimsel fikirlerden yararlanarak bunların yanlış olabileceğini göstermek, doğru bilimsel bilgileri onlara göstererek yanlış bilgilerini düzeltmek amaçlanır. Uygulama sırasında, öğrencilerin önceden sahip oldukları yanlış bilgileri ortaya çıkarmak, doğrularını açıklamak ve öğrencilerin yaşayacakları bilişsel karmaşadan yararlanarak doğru bilgileri öğrenmelerini sağlamak amaçlanır. Örneğin ölçme ve değerlendirme kapsamında ölçüm, ölçme, ölçüt, ölçek, ölçme kuralı, gibi kavramların yanlış öğrenilebilmesi ya da karıştırılması mümkündür. Bu bilgilerin doğru olarak kavranılmasını sağlamak için bu teknikten yaralanılabilir. Tekniğin kullanılmasında;

  • Zihinsel karmaşa yaratmanın kolay olmaması,
  • Öğrencinin yanlış öğrenmelerini görmezden gelmesi ve karmaşa yaratılan durumun içine girmemeye çalışması tekniği uygulamayı zorlaştırabilir.

KAVRAMSAL KARİKATÜR TEKNİĞİ

Öğrencilerin sahip oldukları doğru bilgileri ve kavram yanılgılarını ortaya çıkarmak amacıyla karikatürize edilmiş insan, bitki, hayvan karakterlerinin kullanılarak gerçekleştirilen bir tekniktir. Bu teknikte karikatürler kullanılarak öğrencileri düşündürmek amaçlanır. Bilimsel konulara karikatürlerle alternatif bir bakış açısı oluşturularak karikatürleri birbiriyle konuşturma, tartıştırma gibi etkinlikler planlanabilir. Öğrencilerin karikatürler yoluyla bir kavram ya da durumla ilgili tartışmaya başlaması ve akabinde onları araştırmaya sevk etmek önemlidir. Karikatürler görsel bir özelliğe de sahip olduklarından özellikle soyut konuların öğretilmesinde kullanılması uygundur. Örneğin matematik ve fen derslerindeki kavramların öğretiminde etkili olarak kullanılabilir.

  • Görsel ve ilgi çekicidir,
  • Öğrenciler kendilerini güldüren figürlerden hoşlanırlar,
  • Görselliğe dayalı zengin bir öğrenme ortamı oluşturur.

Sınıfta, yanıtı çok belirgin olmayan konuların öğretiminde kullanılabilir. Öğrencilerin, bir konu ya da problem durumuyla ilgili veri toplayarak farklı çözümler üretmelerini ve bunları savunmalarına odaklanır. Teknik uygulanırken sırasıyla;

  • Uygun bir problem seçilerek öğrencilere sunulur,
  • Olası çözümler listelenir,
  • Çözümler kartonlara yazılarak sınıfın çeşitli köşelerine (bölümlerine) asılır,
  • Öğrenciler kendileri için en uygun buldukları çözümün bulunduğu köşede toplanırlar,
  • Her köşede toplanan öğrenciler kendi aralarında neden bu köşeyi seçtiklerini tartışarak gerekçeler hazırlarlar,
  • Her köşeyi seçen öğrenciler kendi gerekçelerini sınıfa sunarlar ve tartışarak değerlendirme yaparlar.

Öğrencilerin aktif olarak grupla çalışma, fikirlerini açıklama, fikir alışverişi yapma becerilerini artırmak için kullanılır. Öğrenciler önce ikili gruplar oluşturarak bir konu ya da problem durumu ile ilgili düşüncelerini birbirlerine açıklarlar. Öğrenciler birbirinden ayrılarak yeni ikili gruplar oluşturur. Yeni grup arkadaşına düşüncelerini iletirler ve birbirlerine katılıp katılmadıkları noktaları oluştururlar. Sürecin sonunda oluşan tüm düşünceler sınıfça tartışılarak konu ya da problem durumu ile ilgili değerlendirme ve özetleme yapılır. Be teknikte ortaya çıkan problemler;

  • Öğrencilerin fikirleri kabul ettirmede ısrarcı olması,
  • Öğretmen için sınıf düzenini sağlamayı ve sınıf yönetimini zorlaştırması.

KART GÖSTERME TEKNİĞİ

Öğrencilerin öğrenme ortamına etkin katılımlarını sağlama, öğrendiklerini gözden geçirme, değerlendirme yapma, karar verme becerilerini geliştirmeye odaklanır. Teknik uygulanırken önce öğrencilere çeşitli renklerde adet kart dağıtılır. Her kartın renginin farklı anlamları vardır:

Örneğin,

  • Yeşil Kart : Tamamen katılıyorum.
  • Mavi Kart : Katılıyorum.
  • Beyaz Kart : Kararsızım
  • Sarı Kart : Katılmıyorum.
  • Kırmızı Kart : Kesinlikle katılmıyorum.

Kartlar öğrencilere dağıtıldıktan sonra öğretmen konuyla ilgili bazı bilgiler verir. Her bilginin sonunda öğrenciler kısa bir süre düşündükten sonra kartını kaldırır ya da sırasının üzerine koyar. Her öğrencinin neden o kartı seçtiğini açıklaması gereklidir. Uygulama ile öğretmenin öğrencilerin görüşleri hakkında bilgi sahibi olması, sınıf genelindeki doğru ve yanlış düşünceleri belirlemesi mümkündür.

Analiz, sentez ve değerlendirme gibi üst düzey düşünme becerilerini geliştirmeye odaklanır. Öğrencilerin bir soru ya da konu üzerinde önce tek başlarına düşünmelerini, ardından diğer öğrencilerle düşüncelerini paylaşmalarını sağlar. Düşünceler paylaşıldıktan sonra tartışılır. Ulaşılan sonuç sınıfta belirlenir. Öğrencilerin hem düşünme hem de düşüncelerini paylaşmalarını sağladığı için bu ad verilmiştir. Örenciler düşüncelerini destekleme ve eksiklerini öğrenme şansı bulurlar. Ayrıca bu teknikle öğrencilerin bir konuyla ilgili birden fazla düşünce olabileceğini görmeleri sağlanır.

ELMA DERSEM GİT, ARMUT DERSEM KAL TEKNİĞİ

Tüm öğrencilerin aktif bir şekilde derse katılmasını, işlenen bir konunun gözden geçirilmesi ve değerlendirme yapılmasını sağlamak için kullanılır. “ELMA” doğruyu, “ARMUT” yanlışı simgeler. Tekniğin uygulanmasından önce işlenmiş olan bir konuyla ilgili DOĞRU ve YANLIŞ bilgiler kartonlara yazılarak sınıfta herkesin görebileceği yerlere asılır.

  • Öğrenciler tek başlarına ya da küçük gruplar halinde sınıfta asılan bilgilerin doğruluğu ya da yanlışlığı ile ilgili kısa değerlendirmeler yaparlar,
  • Değerlendirme işleminden sonra bir öğrenci kalkarak sınıfta asılı duran kartonları toplamaya başlar,
  • Kartonları toplayan öğrenci doğru bir bilgiyi açıklayan bir kartonun önüne geldiğinde öğrenciler “ELMA” eğer yanlış bir kartonun önündeyse “ARMUT” diye bağırarak bilginin doğruluğu ya da yanlışlığı hakkında dönüt verirler,
  • Eğer bir kartonda yazılı bilgi için hem “ELMA” hem de “ARMUT” diyen öğrenciler varsa sınıfta bu bilgiyle ilgili bir tartışma açılır ve sınıfça doğru karar belirlenir.

Öğrencilerin birbirlerini tanımasını, birbirlerinin görüşlerini ve çözümlerini görmesini, karşısındakini dinleme ve anlamalarını, yorum, açıklama ya da düzeltme sürecinde anlatma yeteneklerini geliştirmeyi amaçlayan bir tekniktir. İki aşamada uygulanır.

  • 1. Aşama: Öğrencilere birer kağıt dağıtılarak kağıtlarına, bir soruna yönelik çözüm önerilerini ya da başından geçen ilginç bir olayı ve önerilerini yazmaları istenir.
  • 2. Aşama: Öğrenciler görüşlerini kâğıtlara yazdıktan sonra kâğıtları üzerlerine iliştirerek sınıfta dolaşmaya başlarlar. Öğrenciler arkadaşlarının üzerinde yazanları okurlar, eğer ilgilendikleri bir konu ise sorular sorarak bilgilenirler. İsterlerse kâğıtlarını birbirleriyle değişebilirler. Bu teknikte bilgi değişiminin çok olması istenen bir durumdur.

Tekniğin sınırlıkları arasında, öğrencilerin metinlerini kendilerinin oluşturması gerektiğinden, çekingen ya da düşündüğünü yazmada başarılı olamayan öğrenciler uygulamadan uzaklaşması, eğer öğrenciler birbirlerinin metinlerini düzeltirken yanlış yaparlarsa bilgiyi yanlış olarak öğrenebilmeleri vardır.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır