kaplıcaya ne zaman gidilir / HASTALIKLARA GÖRE KAPLICALAR – TERMAL VADİ MİSYA

Kaplıcaya Ne Zaman Gidilir

kaplıcaya ne zaman gidilir

KAPLICALAR

HASTALIKLARA GÖRE KAPLICALAR

Romatizmalarda

1- İltihab” Romatizma (Artrit): Ateş, mafsallarda ağrı, şişlik, kızarıklık ve hareket güçlüğü, halsizlik, iştahsızlık şeklinde kendisini belli eder. Kalbi ve sinir sistemini etkileyen; çocuklarda ve yetişkinlerde görülen bir hastalıktır. Ateşli ve sükunetli devreleri vardır. Ateşli devrede kaplıca tedavisi yerine yatakta istirahat ve ilaç tedavisi uygulanır. İlaç tedavisi müsbet netice verip hasta ateşli devreyi atlattıktan sonra kaplıca destekleyici bir tedavi olarak tavsiye edilebilir. Bu durumda kaplıcanın şu faydaları görülecektir:

*Mafsallardaki ağrılar azalır.

*Ateş ve nabız normale döner.

*Halsizlik ve iştahsızlık sona erer; hasta kendisini daha zinde hisseder.

*Kansızlık ve kanda görülen romatizmal bulgular ortadan kalkar.

*Yeni nöbetler engellenmiş olur.

2- Yaşlılık Romatizması (Osteoartrit); Genellikle elli yaşın üzerindeki erkeklerde görülür. Geçmişte hastalanmış veya kaza geçirmiş eklemleri tutar. Eklemler şişer ve hareket sırasında çok ağrı verir. Parmak kemiklerinin uç eklemlerine yakın yerlerde kemik büyümesi görülebilir. Ağırlık taşıyan eklemler, hareket sırasında gıcırtılı bir ses çıkarır. Hastalık ilerlemiş ise; istirahat, fizikoterapi ve ortopedik müdahaleden sonra ancak kaplıca tedavisi uygulanabilir.

3- Bir Hastalık Sonrasında Ortaya çıkan Romatizma (Romatoit Artrit); Genellikle, yirmi-kırk yaş arası kadınlarda görülür. Sebebi tam bilinmemekle beraber, iltihabi bir kadın hastalığından sonra ortaya çıktığı için; bir çeşit bağışıklık reaksiyonu olduğu sanılmaktadır. El ve ayakların ufak eklemlerinde, altçene kemiğinin kafatasına birleştiği yerde, köprücük ve göğüs kemiği eklemlerinde ağrı ile birlikte şişlikler görülür. Hastalığın ilerlemesini beklemeden bir doktora müracaat edilirse, kaplıca tedavisi çok iyi neticeler verecektir.

4- Doku Harabiyeti ile Neticelenen Romatizmalar (Fibrozit); Mafsal ağrıları ve tutuklukları ile birlikte; erkeklerde damar sertliği, kadınlarda şişmanlama eğilimi görülür. Eklem yerlerindeki bağ doku iltihaplanma sonucu yıkıma uğrar ve tutukluklara sebep olur. İlerlemesi halinde hastada iştahsızlık, hareketsizlik ve beslenme bozuklukları görülür. Zaman zaman vücut ateşinde yükselmeler olur. Kaplıca tedavisinin iyi neticeler verdiği gözlenmiştir.

5- Ameliyat Sonrası Ortaya çıkan Eklem Tutuklukları; çeşitli iş kazaları sırasında, hareket sistemlerinde meydana gelen kırık, çıkık ve ezilmelerin bazan ameliyatla tedavisi gerekmektedir. Ameliyat sonrasında cerrahi müdahale gören eklem yerlerinde ağrılar ortaya çıkabilir. Bu ağrılar için de kaplıca tedavisi çok iyi neticeler vermektedir. Dikkat: Kemik tümörü olduğu teşhis edilen hastalar kesinlikle kaplıcaya gidemezler. Ayrıca, romatizma ile ilgisi olmayan, mikrobik kemik ve mafsal hastalıklarında da kaplıca tedavisi uygulanmamalıdır

Karaciğer ve Safra Kesesi Hastalıklarında

Siroz başlangıcında, karaciğer iltihabı (hepatit) tedavisinden sonra, ailevi sarılıklarda, safra kesesi taşlarının tedavisinden sonra yeni taş teşekkülünü önlemek için kaplıca kürleri tavsiye edilmektedir. Safra kesesi tenbelliğinde, safra kesesi ameliyatlarından sonra ortaya çıkan hazımsızlıkların tedavisinde maden suları çok iyi neticeler vermektedir. Karaciğer ve safrakesesi hastalıklarında sodalı ve sulfatlı sular kullanılmaktadır.

Dikkat: İlerlemiş siroz ve hepatit hastalıklarında kaplıcaya gidilmemelidir. Kanama ve akıntıyı artıracağından tehlikeli sonuçlar doğurması kuvvetle muhtemeldir.

Kalp ve Damar Hastalıklarında

Halk arasında, “tansiyonu olanlar sıcak suya girmemelidir” gibi yanlış bir inanç vardır. İster yüksek tansiyonunuz, ister düşük tansiyonunuz olsun sıcak su kaplıcalarına gönül rahatlığı ile gidebilirsiniz. Zira, sıcak maden sularının tansiyonu normal seviyeye getirici sihirli bir tesiri vardır. Kalp çarpıntısı ve asab” tansiyonu olanlar da aynı şekilde çekinmeden kaplıcadan istifade edebilirler.

Damar sertliğine bağlı tansiyonlarda maden suları çok iyi netice vermekte, kalbin ve dokuların solunumunu artırarak damarları genişletmektedir. Böylece kan dolaşımını normal seviyeye getirmektedir.

Dikkat: Eğer tansiyonun sebebi iç salgı bezlerindeki bir tümör ise, hastanın öncelikle ilaçla tedavisi şarttır. Tedavi iyi netice verdikten sonra, damarların bozulan dengesini düzeltmek için kaplıcaya gidilebilir.

Kalp yetersizliğinden muzdarip olan hastalar ancak doktor kontrolünde kaplıcadan faydalanmalıdırlar. Toplar damar hastalıklarında kaplıcanın son derece etkili olduğu ve varis teşekkülünü önleyici bir rol oynadığı bilinmektedir. İçme şeklinde tatbik edilen sülfatlı ve bikarbonatlı maden suları böbrek rahatsızlıklarına iyi gelmekte ve vücuttan bol miktarda su atılmasını sağlamaktadır.

Karbondioksitli sıcak sular, tansiyon düşürücüdür. Kan dolaşımını hızlandırır. Tuzlu ve iyotlu sıcak sular, iltihap kuruturken; radyoaktif sıcak sular da ağrı dindirici ve sinirleri teskin edici özelliğe sahiptir. Bunların ne kadar müddetle ne miktarda alınacağı mutlaka doktora danışılmalıdır. Kompanse kalp yetmezliği, Fonksiyonel dolaşım bozukluğu, Esansiyel hipertansiyon, Varisler, Periferik arter hastalıkları, Esansiyel hipontansiyon (özellikle ortostatik)’dır. Bu tür hastalıklarda daha çok banyo ve iklim kürleri uygulanmaktadır.

Şişmanlık Tedavisinde

Banyo ve içme kürleri şeklinde tatbik edilen ve halk arasında “acı su” diye bilinen sülfatlı sular, vücutta depolanmış yağları yakarak fazla kiloları attırır. Böbreğin faaliyetini hızlandırarak vücuttan su ve tuzun bol miktarda boşalmasını temin eder. Ayrıca karaciğeri tembih ederek kandaki zararlı partikülleri temizler.

Şeker Hastalığında

Maden sularının vücuttaki inselin ifrazatını artırdığı tespit edilmiştir. İnselin ise vücudun şeker kullanmasını sağlar. Ensülinin etkisi iki yönlüdür: 1. Şekerin kandan dokulara geçiş hızını artırır. 2. Karaciğerin kana şeker verme hızını azaltır. Şeker hastaları sodalı suları, içme ve banyo kürleri olarak alır. Kükürtlü suları ise yalnız banyo şeklinde alır.

Damla (Gut) Hastalığında

Tıp dilinde “Mikris” adı verilen bu hastalığın belirtileri şöyle sıralanabilir:

* Genellikle ayak başparmağında aniden gelen ağrı ve sancı ile kendisini belli eder. Parmaklarda parlak bir kızarıklık görülür.

* Sonra el başparmakları, diğer parmaklar, diz kapakları, el bilekleri ve dirseklerde ağrı ile birlikte şişlikler başlar.

* Hastada hafif ateş ve iştahsızlık görülür.

* Tedavi edilmemesi halinde hastalık kronikleşir. Eklemlerde şekilsizlik ve ürik asit kristalleri birikimi olur. Eklemlerde ürik asit kristallerinin birikmesi sadece Gut hastalığında görüldüğünden “Romatizma” ile karıştırılmamalıdır. Sebebi bilinmemekle beraber aşırı beslenen kişilerde sık rastlanmaktadır.

Kanı ürik asitten temizlemek için, hastalığın başlangıcında, sülfatlı sular çok iyi netice vermektedir. Radyoaktif sular da mafsal ağrılarının giderilmesinde kullanılabilir. Gut hastalığı ile birlikte böbrekte taş teşekkül etmiş ise; sodalı su içmesini tavsiye edeceğiz.

Böbrek ve İdrar Yolu Hastalıklarında

Halk arasında “acı su” tabir edilen az mineralli sülfatlı sular, böbrek rahatsızlığından muzdarip hastalara çok iyi gelmektedir. Bu suların, idrardaki albümin oranını azaltıcı ve kanda birikmiş olan zehiri vücuttan dışarı atıcı tesirleri vardır. Ayrıca böbrek taşlarını erittiği gibi, yeni taşların oluşmasını da engellemektedir. Sülfatlı sular, aç karnına, günde iki defa, bir-iki bardak içilerek alınır. Kronik piyelonefrit, Kronik sistit, Kronik prostatit, Böbrek taşları, Fonsiyonel yetmezlik. Bu tür hastalıklarda içme kürü, şifalı çamur ve banyo kürü ağırlıklı olarak uygulanmaktadır.

Solunum Sistemi Hastalıklarında

Astma bronşiyal, Aronik bronşit, Alerjik üst solunum yolu hastalıkları, Pnömokonyoz’dır. Bu tür hastalıklarda daha çok klimaterapi uygulanmaktadır.

Cilt Hastalıklarında

Egzema, Akne, Psöriasis, Nörodermit, Kronik rezidüel ürtiker.

Kas-İskelet Sistemi Hastalıklarında

Dejeneratif eklem hastalıkları(Kireçlenmeler), Yumuşak doku romatizmaları, Bazı inflamatuar romatizmal hastalıklar (örneğin Ankilozan Spondilit, Romatoid Artrit), Ortopedik girişimler sonrası, Travmalar sonrası’dır. Bu tür hastalıklarda daha çok banyo kürleri uygulanmaktadır.

Mide-Bağırsak-Metabolizma Hastalıklarında

Mide hastalıkları, Şeker hastalığı, Obesite, Gut, Karaciğer-Safra kesesi fonksiyonel yetmezlikleri’dir. Bu tür hastalıklarda içme kürleri ve şifalı çamur ağırlıklı olarak uygulanmaktadır.

Kadın-Doğum Hastalıklarında

Genital organların müzmin hastalıkları, Vejetatif over yetmezliği, Fonksiyonel sterilite (kısırlık), Ameliyatlar sonrası adhezyon profilaksisi, Dismenore, Fluor. Bu tür hastalıklarda daha çok banyo kürü uygulanmaktadır.

Nörolojik Hastalıklarda

Merkezi ve periferik kronik inflamatuar hastalıklar, Omurga hastalıkları, Travmatik lezyonlar, Spastik paraliziler, Nöro ve myopatiler, Vasküler nörolojik hastalıklar, inme rehabilitasyonu, Nöro-vejetatif distoni’dir.

Kaplıca Tedavi Süresi

Kaplıca tedavisinin önemli konularından biri de, kaplıcada kaç gün kalınacağıdır. Bu süre 21 gün olmakla birlikte halkımız genellikle kaplıca tedavisini 15 gün olarak uygular. İçme tedavisi de öteden beri 3 gün olarak yapılır. Genellikle üç haftalık ve 21 banyoluk kürlerin tedavi edici etkisi olduğu, uzmanların ortak görüşüdür. Öte yandan, özel durumları dikkate alınırsa, her kişiyi 21 gün kaplıcada tutmanın mümkün olmadığı da düşünülmelidir. Kaplıca tedavisinin çok uzun süre devam etmesi de sakıncalıdır. Hastanın alıştığı bir çevreden ayrı, disiplinli ve yorucu tedavilerle geçen bir hayat tarzı, hastalarda ruhi bunalımlar yaratabilir. Hastalar, içme ve kaplıcalara karşı bir tiksinti ve isteksizlik duymaya başlar. Önemli görülen hastalıklarda, tedavi süresini, çoğunlukla kaplıca hekimi ayarlayabilir. Her hastanın durumu değişik olduğundan, tüm hastalara aynı süre ve aynı çeşit tedavinin uygulanamayacağı açıktır. Mayıs ve Eylül ayları kaplıca için uygun zamanlardır.

Kaplıca Tedavisinde Banyoların Süresi :

Kaplıcada ilk banyonun, on dakikalık bir süreyi kapsaması genellikle kabul edilmiştir. İkinci günden itibaren bu süre arttırılır ve yarım saate kadar uzatılır görüşü ağırlıktadır.

Kaplıcada Tedavi Mevsimi

Genel olarak ifade etmek gerekirse, kaplıca tedavisinin mevsimi yoktur. Ancak gelenekler, bu konuda bir mevsim yaratmıştır. Daha doğrusu, kişi, kendine uygun bir zaman seçmekle birlikte en uygun mevsim ve zaman İlkbahar ve Sonbahar’dır.

Romatizmalılar, nevraljiler, ve şeker hastaları için yaz ayları, mide, bağırsak, karaciğer ve sinirle ilgili hastalıklar için de ilkbahar ve sonbahar ayları daha uygun mevsimdir.Bir yılda iki kez kaplıca tedavisinde, mayıs ve eylül ayları seçilebilir. Kaplıca bir hamam değildir. Şifa gücüne sahip yeraltı su kaynağı ve birer sağlık yurdudur. Bu nedenle, o kaynaktan fışkıran suların nasıl ve nerelerde kullanıldığını oralara gidenlerin biraz olsun bilip öğrenmelerinde her zaman yarar vardır. Ülkemiz ikliminin sertliği nedeniyle, ayrıca her kaplıcada kaloriferli otellerin olmayışı yüzünden insanlarımız, kaplıcalara çoğunlukla yaz aylarında gitmeyi tercih etmektedir.

Kaplıca tatili hakkında merak edilenler

Kaplıca tatili hakkında merak edilenler

Seyahat

Sarp ÖZKAR

Haber Giriş: 22.11.2017 - 11:16 

Kaplıcalara hangi ay gidilir? Kaplıca mevsimi ne zaman kaplıca için en ideal ay hangisidir?

 Kaplıcalara hangi ay gidilir? Kaplıca mevsimi ne zaman kaplıca için en ideal ay hangisidir?

Ülkemizin dört bir yanında bulunan doğal güzelliklerle yerli ve yabancı turistler tarafından en çok popüler yerlerin başında geliyor. Özellikle ülkemizde bulunan termal kaynaklar dünyanın en şifalı kaplıcalar arasında birinci sırada yer alıyor. Sağlık turizmiyle, tedavi amacıyla gidilen kaplıcalara hangi mevsimde gidilir, kaplıcalara hangi ay gitmek daha doğru olur Detaylar haberimizde:

Dünyada en zengin termal kaynakların yer aldığı ülkemizde yaklaşık bin adet kaplıca bulunuyor. Türkiye yerli ve yabancı turistleri en çok rağbet gösterdiği kaplıca turizminin en yaygın olduğu yerlerin başında geliyor. Kaplıcalar tedavi amaçlı gidildiği için aynı zamanda sağlık merkezi olarak çok ilgi çekiyor. Kaplıcalara her yıl binlerce insan şifa bulmak için kaplıcaların yolunu tutuyor. Kaplıcalara gitmek için genellikle sonbahar veya ilkbahar mevsimleri seçilir. Her ne kadar net olarak  hangi mevsimde gidilmesi gerektiği belirtilmese de tedavi amaçlı giden insanlar kendileri için böyle mevsimler belirlemişlerdir. Sağlık açısından bakınca kaplıca mevsimi için İlkbahar ve Sonbahar en uygun mevsimler olarak görülmektedir. Özellikle romatizma, şeker hastalığı, karaciğer ve solunum rahatsızlıkları bulunanlar için bu iki mevsim daha çok tercih ediliyor. Kış ve yaz mevsiminde de kaplıcalara gidebilirsiniz. Ama en uygun görülen mevsimler havaların ne çok sıcak ne de çok fazla soğuk olmadığı dönemlerdir. Çünkü bahar aylarında kaplıcalara gitmek tedaviler için daha yararlıdır.

KAPLICALARDA HİJYEN KURALLARI NASIL OLMALI ÖĞRENMEK İÇİN TIKLAYIN

Kaplıcalara hangi mevsimde gidilir

Kaplıcalara hangi mevsimde gidilir

KAPLICALARDAN YARARLANMAK İÇİN EN İDEAL AYLAR

Tam olarak net bir söylem olmasa da kaplıcalar için en ideal ay olarak mayıs ve eylül aylarının tercih edilmesi daha doğrudur. Birçok rahatsızlığa şifa olan termal suları birçok  rahatsızlıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Kaplıcaların sağlık merkezi olduğunu varsayarsak tedavi amaçlı kullanmaya özen gösterilmelidir. İnsanlar çoğu zaman bunun farkında değillerdir ve kaplıcaları amaçlarına uygun olarak kullanmıyor. Şifa almak için gelenlerin tedavi aşamaları bir uzman gözetiminde yapılmalıdır. Eğer uzman kontrolünde yapılırsa daha doğru sonuçlar alınır. Kaplıcaları rahatsızlık durumuna göre kullanıldığı takdirde daha etkili sonuçlar alabilirsiniz. Uzmanlar eklem tedavilerinde kişilere üç haftalık bir süre önerir ve kaplıca havuzlarında oldukça hareketsiz kalınması gerektiğini ifade eder. İç organ tedavisinde kullanılacak suların tüketiminin ise üç günle sınırlı tutulması gerektiği bilinmelidir. 

SONBAHARDA GİDEBİLECEĞİNİZ EN GÜZEL KAPLICALARI ÖĞRENMEK İÇİN TIKLAYIN

Kaplıcalara gitmek için en ideal aylar hangileridir

Kaplıcalara gitmek için en ideal aylar hangileridir

KAPLICALARIN EN ŞİFALI OLDUĞU AYLAR NE ZAMANDIR?

Kaplıcaların şifalı suları doğal yer altı kaynaklarıdır. Yer altındaki harekete uygun olarak özelliklerinde değişimler olabilir. Bu yüzden mevsim geçişleri olan ilkbahar ve sonbahar aylarında kaplıca sularının daha şifalı özellikler barındırdığı ifade edilir. Yer altında oluşan mevsimsel değişimler kaplıca suyu içerisinde bulunan minerallere yansır ve termal suyu daha şifalı bir hale getirir. Ayrıca kaplıcalara ne zaman gitmeniz gerektiğini ilk olarak doktorunuza danışmanız daha doğru olur. 

Kaplıcaların en şifalı olduğu aylar

Kaplıcaların en şifalı olduğu aylar

Ünleriyle anne ve babalarının şöhretini geçen yıldız isimler

İLİŞKİLİ HABER

Ünleriyle anne ve babalarının şöhretini geçen yıldız isimlerTemperleme nedir, çikolata temperleme nasıl yapılır?

İLİŞKİLİ HABER

Temperleme nedir, çikolata temperleme nasıl yapılır? Prada çanta koleksiyonu 2020! Mikro çanta koleksiyonu

İLİŞKİLİ HABER

Prada çanta koleksiyonu 2020! Mikro çanta koleksiyonu

 

Niğde’ye 75 km. uzaklıkta, Ulukışla—Adana yolu üzerinde bulunan Çiftehan Kaplıcası çeşitli kaynaklardan toplanan sulardan meydana gelmiştir.Çiftehan termal alanındaki termal kaynak Çiftehan fayına dik olarak kuzey, kuzeybatı yönlü faydan çıkmaktadır. Önceki yıllarda 3 adet termal su kaynağı bulunan kaplıcanın günümüzde doğal boşalım 2 noktadan oluşmakta ve ancak sondaj kuyusunda üretim olmadığı zamanlarda akis görülmektedir. Toplam debi 3ltlsn civarındadır.


1969 yılında İstanbul Tıp Fakültesinin incelemelerinde termal kaynak sularının sıcaklarının 52 derece olarak ölçülmüştür.

 

Kaplıcanın Etkili Olduğu Hastalıklar

 

Romatizma ağrılar, eklem kireçlenmesi, cilt hastalıklarında geçerlidir. Bel fıtıkları ve buna bağlı siyatik ağrılar, ağrılı kadın hastalıkları, kadınların enfeksiyon şekline bağlı olarak süre gelen akıntılar, spast ağrılar, karın içinde spazmla doğan ve lejyona bağlı olmayan sendromlar, böbrek taşlarının düşmesinde üreten üzerinde etkisi vardır.

 

Tedavi Süresi

 

Kaplıca tedavisinin önemli konularından biri de, kaplıcada kaç gün kalınacağıdır. Bn süre 21 gün olmakla birlikte halkımız genellikle kaplıca tedavisini 15 gün olarak uygulanmaktadır.Genellikle üç haftalık ve 21 banyoluk kürlerin tedavi edici etkisi olduğu, uzmanların ortak görüsüdür. Kaplıca tedavisinin çok uzun süre devam etmesi de sakıncalıdır.

 

Kaplıcada ilk banyonun, on dakikalık bir süreyi kapsaması genellikle kabul edilmiştir. Ikinci günden itibaren bu süre arttırılır ve yarım saate kadar uzatılır görüsü ağırlıktadır.

 

Dikkat Edilecek Hususlar

 

Tedavi süresince vücudunuzu üşütmemeli, yün elbise, kalın çorap ve kapalı ayakkabı giymelisiniz. Banyolar, kesinlikle sabahları aç karnına ya da hafif bir kahvaltıdan bir saat sonra veya aksamları yemekten iki saat önce alınmalıdır.Banyodan sonra biraz dinlenme ve istirahat gerekir. Yatakta terleme süresi geçmeli, terli çamaşırlar değiştirildikten sonra kısa bir yürüyüş yapmalıdır.Banyolara tok karnına girmek sakıncalıdır.Dört-beş banyodan sonra özellikle içme için tedavide kasınmaya benzer durumlar ortaya çıkabilir. Bunlar önemsizdir. Bir süre sonra kaybolur.Günde en çok iki banyo tercih edilmelidir. Ağır hamur tatlılardan uzak durmalı, yağsız ızgara ve haşlamalar yenilmelidir. Özellikle taze ekmekten kaçınmalıdır. Bol sebze yemekleri ve meyve yemenin faydaları bilinmektedir.Sıvı ihtiyacını maden sularından veya normal içme suyundan karşılamakta fayda vardır. Şişelerde satılan meyve sularından ve esanslı gazozlardan kaçınmalıdır.Yöntem; daha önce şifa bulan bir yakınımızın önerisi ya da belli bir rahatsızlığa iyi geldiği yaygınlaşmış bir kaplıcanın seçimi seklinde olmaktadır.Gerçekte bilim dünyasının vardığı genel kani, her kaplıcanın faydalı olduğu, gerçek kıyaslamanın ise ancak kimyasal ve fiziksel özelliklerinin bilinmesiyle yapılabileceğidir.

 

Bu açıdan bakınca, kaplıca seçiminde etken olınası gereken temel faktörlerin sahip olduğunuz maddi imkanlar, kaplıcanın yasadığınız yere uzaklığı, şifalı suyun niteliği, isi derecesi, iklim durumu ve yöredeki sosyal tesisler olduğunu kabul edebiliriz.

 

İkaz

Kaplıcaya gitmeye karar vermeden önce doktorunuza danışınız ve tavsiyeleri doğrultusunda hareket ediniz. Başarılı bir kaplıca tedavisi için kaplıca tedavisi sakıncalı bulunanlar.

 

Hamile ve loğusa kadınlar, regl dönemindeki kadınlar, ameliyat geçirmiş ve henüz yarası kapanmamış olanlar, ateşli hastalıklara tutulanlar,Kanamalı hastalıkları olanlar, kanserliler, akciğer tüberkülozuna tutulmuş, sirozlular,İdrar zorluğu olanlar, yüksek ve değişken tansiyonu olanlar, saralılar, zararlı akil hastalan, astım hastaları. Kaplıcada ilk banyonun, on dakikalık bir süreyi kapsaması genellikle kabul edilmiştir. İkinci günden itibaren bu süre arttırılır ve ydrim saate kadar uzatılır görüsü ağırlıktadır. Bu krizin tedavi ile bir ilişkisi olmadığı, bazı insanların kaplıcaya karşı gösterdiği bir tepki olduğunda fikir birliğine bu rahatsızlıklar, kendiliğinden kaybolur.Kaplıcada Suyun Sıcaklığı: 53 derecedir. Hastada, “Kaplıca Sonu Yorgunluğu” olarak bilinen bir durum söz konusudur. Hasta, kaplıca kürünü bitirip evine döndüğünde hafif bazı rahatsızlıklar duyabilir. Genellikle evde kısa süreli bir dinlenme ile geçer. Her durumda doktorunuza danışmanızda fayda vardır.

 

Tedavi Mevsimi

 

Genel olarak ifade etmek gerekirse, kaplıca tedavisinin mevsimi yoktur. Daha doğrusu, kişi, kendine uygun bir zaman seçmekle birlikte en uygun mevsim ve zaman İlkbahar ve Sonbahar’dır.Romatizmalılar, nevraljiler ve seker hastaları için yaz ayları, mide, bağırsak, karaciğer ve sinirle ilgili hastalıklar için de ilkbahar ve sonbahar ayları daha uygun mevsimdir. Bir yılda iki kez kaplıca tedavisinde, mayıs ve eylül ayları seçilebilir. Kaplıca bir hamam değildir. Şifa gücüne sahip yeraltı su kaynağı ve birer sağlık yurdudur. Bu nedenle, o kaynaktan fışkıran suların nasıl ve nerelerde kullanıldığını oralara gidenlerin biraz olsun bilip öğrenmelerinde her zaman yarar vardır.

 

Uzmanların Tavsiyeleri

Başarılı Bir Kaplıca Tedavisi İçin

 

1.Kaplıcaya girmeden önce doktorla görüşülmeli ve onun önerilerine uyulmalı, tok karnına kaplıcaya girilmemelidir.

2.Kaplıca suyunun şifa verici radyoaktif ve kimyasal özeliklerinin bozulmaması için sabun, şampuan, krem, kese vb. kullanılmamalıdır.

3.Sudaki şifa verici özelliklerin vücut tarafından kabul edilebilmesi için, kaplıca suyunda hareketsiz kalmak çok önemlidir.

4.37 dereceden yukarı sıcak suya girilmemeli ve ilk günler daha kısa olmak üzere kaplıcada 15 dakikadan fazla kalınmamalıdır.

5.Günde bir kereden fazla kaplıcaya girilmemeli, tedavi süresinde vücut asla üşütülmemelidir.

6.Banyodan sonra biraz istirahat şarttır. Yatakta İstirahat yapılmalı ve terleme müddeti geçmeli, çamaşır değiştirip, gezinti yapılmalıdır.

7.Diyet tedavisi yapması gereken hastalar diyetlerine devam etmeli, diyet tedavisine ihtiyacı olmayanlar da kür müddetince sirkeli, bibersi yiyeceklerden kaçınmamalı, çay ve kahveyi az içmelidir.

 

Tıbbi Değerlendirme Kurulunun Raporu

 

1-Kaynak Adı: Niğde İli, Ulukışla İlçesi, Çiftehan Kasabası, Çiftehan Kaplıcası Suyu

 

2-Değerlendirme Tarihi: 12 KASIM 2009

 

3-Analiz Raporuna Göre Doğal Tedavi Unsurun un Niteliğinin Tanımlanması:

 

4-Niteliğine Göre Doğal Tedavi Unsurunun Tıbbi BalneolojikTanımlanması: Anılan kaynak toplam 1805,14 mg/Lt. mineralizasyonu olan, fiorürlü (1,11 mgİLt.), termomineralli sudur. Banyo uygulamaları şeklinde infiamatuvar romatizmal hastalıkların (romatiod artrit, ankilozan spondilit başta olmak üzere) kronik dönemlerinde; kronik bel ağrısı, osteoartrit gibi noninfiamatuvar eklem hastalıklarının; miyozit, tendinit, travma, fıbromiyalji sendromu gibi yumuşak doku hastalıklarının tedavisinde tamamlayıcı tedavi unsuru olarak; ortopedik operasyonlar, beyin ve sinir cerrahisi sonrası gibi uzun süreli hareketsiz kalma durumlarında mobilizasyon çalışmalarında; kronik dönemdeki seçilmiş nörolojik rahatsızlıklarda, cerebral palsy gibi hastalıkların tedavisinde rehabilitasyon amacıyla, stres bozukluğu, nörovejetatif distoniler örneklerindeki gibi genel stres bozukluklarında ve spor yaralanmalarında tamamlayıcı tedavi unsuru olarak kullanılabilir niteliktedir. 

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.