doların yükselme sebebi / İşte dolardaki yükselişin 6 nedeni - Bigpara haber - sayfa 1

Doların Yükselme Sebebi

doların yükselme sebebi

Kur dalgalanmaları son günlerde gündemde oldukça fazla yer kaplayan bir konu. Döviz kurlarının son derece hareketli olduğu bugünlerde en fazla merak edilenlerden biri de döviz kuru fiyatlarının hangi değişkenlere bağlı olarak yükseldiği. Bu dalgalanmaların sebeplerini yazımızda kapsamlı bir şekilde ele aldık.

Dolar Neye Göre Yükselir, Neye Göre Düşer?

Döviz kurunu etkileyen başlıca unsurlar; FED kararları, IMF, Uluslararası ticaret, cari açık, para birimine olan arz-talep, enflasyon değişimleri, ekonomik ilişkiler, yurt içi ve yurt dışı faiz oranları, turizm ve dış ilişkiler olarak tanımlanabilir.

Bir ülkenin ithal ettiği ürün kalemi ve hizmetlere ödediği miktar, ihraç ettiği mal ve hizmetlere ödediği miktarı aşıyor ise cari açık oluşur. Ülkede cari açığın oluşması döviz kurlarının artması demektir. Ayrıca Dövizin ve doların yükselmesinin onlarca nedeni vardır. Yazımızın devamında bu maddeleri ayrıntıları ile inceledik.

Doların Yaygın Kullanımı Nasıl Başladı?

Piyasalarda dolar hakimiyeti ‘li yıllarda yani 2. Dünya savaşı döneminde imzalanan Bretton Woods anlaşması maddeleri ile başladı. Bu anlaşma sonucu şu gelişmeler yaşandı:

  • Dünya üzerinde kullanılan bütün döviz ürünlerinin dolara endekslenmesi
  • Doların altın karşılığında endekslenmesi

Bu kararlar sonucunda "Amerikan yüzyılı" adı verilen süreç başladı.

FED Nedir? 

Amerika Birleşik Devletleri’nde ’te Federal Reserve yasası ile başlayan bir sistemdir. İçinde pek çok bankanın yer aldığı bu sistem, bankaların genel organizasyonu olarak da nitelendirilir.

Amerika’da yaşanan ve ’lu yıllar süresince devam eden Büyük Buhran döneminde, paranın değer kaybetmemesi için alınan önlemlerden bazıları da FED’e tanınan yetkilerdir. Bu çerçevede, FED hükümet denetiminde olmaksızın kendi kararlarını alan bir kuruluş haline geldi ve kriz sonrasında FED’in olanakları arttırıldı.

FED’in Görev Tanımı Neleri Kapsar? 

FED’in görev tanımı kapsamında aşağıdaki 2 önemli misyon yer alır: 

  • Piyasaya sıcak para girişi yapılması ve kullanıdırılacak kredi oranları ekonominin durumunu değerlendirerek kararlaştırmak.
  • Problemsiz ve güvenilir bankacılık felsefesini geliştirmek ve yaymak.

Bahsettiğimiz bu görevler FED’in temel misyonlarıydı. Ancak bunları gerçekleştirebilmek için büyük bir yasal güce sahip olması gerekiyordu. Buhran döneminde verilen ve sonrasında arttırılan FED’in yetkilerinden biri olan otonom olma özelliği ise mutlak bir özelliktir. 

FED Kararları Piyasayı Nasıl Etkiler?

Amerika Birleşik Devletleri’nin para politikası ile ilgili tüm kararlar FED aracılığıyla verilir. Bu anlamda, döviz ürünlerinin de dolara endeksli olması sonucu FED’in alacağı bütün kararlar dünya para politikasını ve bunun yanı sıra faiz kararlarını, ülkelerin iç politikası ve konjonktürüne de göre pozitif ya da negatif etkileyebiliyor.

Piyasaya Karşılıksız Dolar Sürülmesi Nasıl Ortaya Çıktı?  

senesinde dönemin Amerika başkanı Nixon, Bretton Woods anlaşmasını iptal etti, Milton Friedman ve Friedrich Hayek’in liderliğinde neo – liberal borç anlayışını benimsedi.

Bu anlayışa ek olarak tüm dünyada tüketim serbest ekonomisinin, ekonomik güç ve kaynaklara olan taleplerini karşılamak için karşılıksız dolar basımına başlandı.

Güncel dolar hesaplama işlemleri ile anlık dolar kurunu ilgili sayfamızdan takip edebilirsiniz.

Amerikan Doları Alım Gücü Kıyas Tablosu 

SeneAlım Gücü KarşılığıSeneAlım Gücü KarşılığıSeneAlım Gücü Karşılığı
$0,09$0,16$0,11
$0,15$0,14$0,14
$0,11$0,10$0,9
$0,10$0,15$0,12
$0,11$0,10$0,11
$0,24$0,20$0,17
$0,29$0,36$0,47
$1,00$1,59$2,09
$2,45

Dolarda Arz-Talep Dengesi

Talep, bir mal ya da hizmete olan ilginin artması sonucu oluşur ve bu da o mal ya da hizmetin değerini arttırır. Tüm tüketim mallarında olduğu gibi, para birimleri ve borsalar için de bu geçerlidir. Dolayısıyla dolar da bu kural kapsamında değerlenir ya da değer kaybeder. Doların fiyatı artıyorsa talep artmıştır. Bu noktada yatırım yapma yönelimlerinin de arttığını söyleyebiliriz.  

Ne kadar çok dolar alımı yapılırsa piyasada o kadar az dolar bulunacak ve bu yüzden doların değeri artacaktır. Eğer alım yapılan dolar oranında ülke piyasasına dolar girişi oluyorsa doların fiyatı artmaz.

Ülkenin Dolar Rezervleri Neye Göre Belirlenir?

Dolar rezervi dolar fiyatını belirleyen ana unsurlardan biridir. Yani bir başka adıyla ülke piyasasındaki dolar miktarıdır. Bir ülkenin dolar rezervlerinin fazla olmasının yalnızca 3 yolu mevcuttur. Bunlar:

  • Yabancı yatırımcının para girişi yapması
  • Turizm sektörünün büyük olması 
  • İhracat ile elde edilen gelir oranının fazla olması

Bu konularda bir denge hakimse dolar ülkede yükselmeyip sabit bir değer aralığında kalır. Elbette bu maddelerin alt başlıkları ekseninde de döviz kurları dalgalı ya da istikrarlı olabilir. 

Dolar Ne Zaman Yükselir? 

  • Ülke sınırları içindeki dolara olan talep, ülke içindeki dolar oranından yüksek ise dolar yükselir.
  • Yabancı yatırımcıların yatırım yapmaması, mevcut yatırımcının çıkış yapması sonucunda doları yükselir.
  • Siyasi konjonktür ve problemler doların yükselme nedenleri arasındadır.
  • Turizm gelirinin azalması doların düşmesine sebep olur.
  • Eğer üretim az ise ve bir ülke ihtiyaçlarını dışarıdan satın alarak elde ediyorsa dolar sabit bir grafikte seyretmez, yükselir.   

Dolar fiyatını belirleyen arz ve talep neye göre azalıp artar?

Dolar fiyatını belirleyen değişkenler aşağıda “Ceteris Paribus” varsayımı altında değerlendirilmiştir.

CDS primi: Ülke CDS priminin az olması ülkeye olan güveni yükseltir. Ülkeye güven arttığında fon girişi gerçekleşir. Fon girişi de dolar fiyatında düşüş meydana getirir.

Doğrudan ya da dolaylı yatırımlar: Doğrudan ya da dolaylı yatırımların yapılması ülkeye döviz girişi sağlar ve dolar fiyatında düşüş meydana gelir. 

Dünya ekonomik ve siyasi durumu: Dünya ekonomik ve siyasi olarak iyi durumda ise ülkeye para girişi daha kolay olur ve dolar fiyatında azalma meydana gelir.

Ekonomik kriz öngörüsü: Ekonomik kriz beklendiği dönemlerde dolara gösterilen talep artar, bu yüzden dolar fiyatı artar.

Enflasyonist baskı: Bir ülkede enflasyon çok yüksekse yani enflasyonist baskı mevcut ise o ülkede ulusal paraya olan güven azalır ve ülke vatandaşları dolar taleplerini arttırırlar, bu nedenle dolar fiyatında yükseliş beklenir.

Fed faiz kararı: Fed faiz oranını yükseltirse dolar fiyatında artış beklenir.

İhracat ve İthalat: Ülkede ihracat oranı artarsa ülkeye döviz girişi artar ve dolar fiyatında düşüş meydana gelir. İthalatta artış fazla ise ülke dışına döviz çıkar ve döviz fiyatında artış oluşur.

IMF ve benzeri kredi veren kuruluşlar: IMF ve benzeri kredi kullandıran kuruluşlardan finansal kaynak alındığı zaman dolar fiyatında düşüş tahmin edilir.

Kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği notlar: Kredi derecelendirme kuruluşlarının ülke için olumlu kararlar vermesinden ötürü ülkeye fon girişi olur ve bu çerçevede dolar fiyatında düşüş meydana gelir.

Makroekonomik göstergeler: Bir ülkede makroekonomik göstergelerin pozitif olması o ülke ekonomisine olan güveni arttırır ve ülkeye fon girişi olur, bunun sonucunda dolar fiyatında düşüş meydana gelir.

Merkez bankası bağımsızlığı: İster gelişmiş ülkelerde ister gelişmekte olan ülkelerde olsun, merkez bankalarının tam bağımsızlıklarından söz etmek zordur. Merkez bankasının bağımsız olması ise ülkeye olan güveni arttırır ve ülkeye döviz girişi yapılır. Döviz girişi nedeniyle dolarda düşüş olur.

Şeffaflık: Ülke ekonomisinin şeffaf olması, ülkeye olan güveni tazeler ve ülkeye fon girişi sağlanır. Ülkeye fon girişi ile dolar fiyatında azalma beklenir.

Siyasi kriz tahminleri: Siyasi kriz öngörüldüğü dönemlerde dolara gösterilen talep artar, bu sebeple dolar fiyatı yükselir.

Turizm kazancı: Ülkenin turizm gelirleri yükselirse dolarda düşüş olur.

Yurt dışı işçi kazançları: Yurt dışında çalışan vatandaşlardan ülkeye para girişi gerçekleştiğinde dolar fiyatında azalma beklenir. 

Yurt içi faiz oranları: Yurt içinde faiz oranının azaltılması dolar fiyatını yükseltir.

Riski en düşük yatırım araçları konusunda bilgi almak isterseniz içeriğimize göz atabilirsiniz.

Dolar neden yükseliyor?

Türk Lirası'nın dolar ve euro karşısındaki değer kaybı hızlanıyor. Kurlardaki yükseliş bugün yüzde 7'ye yaklaştı. Dolar kuru 23 lirayı geçerken, Euro/TL tarafında da 24,83 ile rekor görüldü.

Dolar seçimden sonra TL karşısında yüzde 16 değer kazanırken, yıl başından bu yana kaydedilen artış yüzde 20'ye yaklaştı.

Peki kurlardaki bu hızlı yükselişin nedeni ne?

Uzmanlara göre kur hareketi seçim öncesinde çok ciddi bir şekilde, alternatif finansal araçlar vasıtasıyla baskılanırken bu politika sürdürülebilir değildi. Şu anda görülen yükseliş, TL'nin uzaklaşmış olduğu gerçek değerine yakınlaşması anlamına geliyor.

DW Türkçe'ye konuşan iktisatçı Prof. Dr. Sinan Alçın, iki ülke arasındaki kur farkını belirleyen en temel faktörün bu ülkelerdeki enflasyon oranı olduğuna dikkat çekiyor.

"Gecikmiş olarak realize oluyor"

Amerikan Doları ile Türk Lirası karşılaştırıldığında Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) enflasyon oranı 4,5 civarı iken Türkiye'de aynı dönemde enflasyonun yüzde 80'ler civarında olduğunu hatırlatan Alçın'a göre özellikle son 2,5 yıldaki enflasyonist dönemde TL'nin değerinin Amerikan doları ve diğer para birimleri karşısında düşmesi gerekiyordu. 

Özellikle seçime yaklaşılan süre içerisinde Merkez Bankası'nın kendi rezervleri üzerinden Türk Lirası'ndaki değer kaybının önlemeye çalışıldığına işaret eden Alçın, "Öte yandan ihracatçılarımızın dolar geliri önemli ölçüde kontrol edildi. Dövize bağlı hesapları sınırlandırmak için bankacılık sisteminde sürekli düzenlemeler yapıldı ve Türk Lirası'ndaki değer kaybı suni veya sentetik biçimde son 5, 5 buçuk aydır belli bir seviyede tutulmaya çalışıldı" diye devam ediyor.

Ekonomist Prof. Dr. Sinan Alçın

Seçimden sonra ise Ekim 'den bu yana uygulanan bu politikanın sonuna gelindiğini ifade eden Alçın, dolayısıyla Merkez Bankası'nın döviz satışının da azaldığını ifade ediyor ve ekliyor: "Buna mukabil de o gecikmiş olan değer kaybının yavaş yavaş realize olduğunu, gerçekleştiğini görüyoruz."

Son dönemde kuru baskılamak için ihracatçıdan gelen döviz gelirleri, Kur Korumalı Mevduat kanalıyla gelen dövizler ve swaplar kullanılsa da Merkez Bankası rezervlerindeki düşüşün önüne geçilemedi. Merkez Bankası net rezervi 19 Mayıs haftasında eksi 0,2 milyar dolar seviyesine gerileyerek 21 yıl sonra ilk kez negatife geçti. Swap hariç net rezervler eksi 60,3 milyar dolarla kritik bir seviyeye geldi.

"Kullanılan araçlar tükendi"

DW Türkçe'ye konuşan iktisatçı Prof. Dr. Oğuz Oyan’a göre de seçimden sonra kurlarda bir normalleşme eğiliminin zaten bekleniyordu; çünkü kurları tutmak için kullanılan araçlar artık tükendi.

"Yaklaşık iki yıldır iktidarın yaptığı hem kurlara hem faizlere müdahale etmekti ki kurları düşük tutmak için her türlü çabayı gösterdi, kur korumalı mevduat, Merkez Bankası'nın döviz rezervleri vesaire. Fakat orada işin sonuna gelindi" diyen Oyan, Merkez Bankası rezervlerinin eksiyi gördüğünü, Kur Korumalı Mevduat'ta da milyar dolarlık seviyenin aşıldığını ifade ediyor. 

Kur Korumalı Mevduat'ın yaklaşık 2,5 milyon liralık bir yük oluşturduğunu söyleyen Oyan sözlerini şöyle sürdürdü: "Ellerinde araç kalmadığı gibi, Ortodoks politikalara dönüleceği mesajını veren Mehmet Şimşek'in ekonomi yönetimine getirilmesi ile birlikte ideolojik baskı da ortadan kalkınca kurun önü açıldı. Burada gecikmeli bir uyum söz konusu".

Yükseliş ne kadar devam eder?

Seçimlerin ardından dolar/TL'de yükseliş ivmesi görülürken yabancı kurumlar da dolar/TL beklentilerini revize etmişlerdi. Commerzbank yıl sonu dolar/TL tahminini 20 seviyesinden 25'e yükseltirken, yıl sonu beklentisini 30 olarak açıkladı. Goldman Sachs ise 3 Haziran tarihli raporunda üç aylık dolar/TL tahminini 19'dan 23'e, altı aylık tahminini 21'den 25'e, on iki aylık tahminini de 22'den 28'e yükseltti. 

Prof. Dr. Sinan Alçın'a göre de üç aylık bir perspektifte dolar kurunun liralara kadar yaklaşabileceğini söylemek mümkün.

Ancak bugünkü güçlü hareketi bundan sonraki bir iki ay boyunca her gün aynı biçimde beklememek gerektiğini ifade eden Alçın, bunun özellikle bireysel yatırımcı açısından dikkatli olunması gereken bir süreç olduğunu vurguluyor.

Dolar kurunda günlük yaklaşık kuruşluk bir artış olduğunu belirten Alçın, bugün ise hızlı bir yükseliş yaşandığını söylüyor. Türkiye'de çok farklı amaçlarla elinde dolar tutan yatırımcılar olduğuna işaret eden Alçın, "Bunların bir kısmı kendilerini güvence altına almak veyahut da vadesi geldiğinde borçlarını ödemek, hammadde ve ara malı almak için dolar tutan kurumsal işletmeler. Hane halkı da biraz daha kendini güvence altında hissedebilmek veya tasarruf saikiyle amacıyla tutuyor. Dolayısıyla günlük hareketler aynı hızda gerçekleşmiyor. Bu nedenle zaman zaman bir yandan da kazanç elde edebilmek için satışların da olduğunu görmek lazım. Yani tek taraflı işlemiyor süreç" ifadelerini kullanıyor.

Türkiye'nin bir gün içinde adeta bir kur şoku yaşadığını dile getiren Oğuz Oyan da bankalara güvenin sağlam olduğunu, dolayısıyla bankalardan döviz çekme gibi bir eğilimin söz konusu olmayacağını düşünüyor. Son dönemde yürütülen politikalar nedeniyle Türkiye'de dolarizasyonun arttığına dikkat çeken Oyan, doların liralık denge kur seviyesine kadar yükselebileceğini vurguluyor. 

Oyan, "Normalde eğer bu iktidar enflasyonu azdırmamış olsaydı ne kur bu kadar yükselirdi ne enflasyon. Yüzde 30'un altında bir enflasyonla 12 13 lirayı aşmayan bir kur olurdu. Ama bütün bunlar, bu yanlışlıklar yapıldıktan sonra şimdi hala yüzde 40 düzeyinde bir enflasyonumuz var. Dolayısıyla şimdi bu telafi mekanizması çalışıyor. Yani liraya kadar bu enflasyona uyum süreci devam edecektir. 26 liradan sonrası reel olarak TL'nin aşındığı bir evre olur" diye konuşuyor.

1 Dolarlık banknotlar

Enflasyona etkisi ne olur?

Oğuz Oyan, kurlardaki artışın geçişkenlik etkisiyle enflasyonu da yukarı çekeceğini belirtiyor.

Doğal gaza sıfır fiyat uygulanarak mayıs ayında enflasyonun kâğıt üzerinde yüzde 40'ın altına düşürüldüğünü ifade eden Oyan, bunun bir istatistik oyunu olduğunu belirterek enflasyonu artık yüzde 40'ın altına tutmanın imkânı olmadığını vurguluyor. Oyan, "Yüzde 40 ihtimali bu kur artışlarıyla iyice tükenmiştir. Enflasyon hızla yüzde 50'nin üzerine tekrar çıkacaktır. Önümüzdeki aylarda göreceğiz" yorumunu yapıyor.

Sinan Alçın da son bir aydır resmi kurla piyasa kuru arasındaki makasın açılması ve seçim sonrasında da kurdaki yükselişin yanı sıra dünyada ham petrol fiyatları artmasının Türkiye'de hem akaryakıt fiyatlarının hem de genel olarak doğal gaz ve enerji fiyatlarının arttığı bir görünüm ortaya çıkartacağını söylüyor.

Bunun da enflasyonu besleyecek bir unsur olduğunu dile getiren Alçın, öte yandan Türkiye'de gıda fiyatlarının da dünyadaki düşüş trendinin aksine yükseldiğine dikkat çekiyor. Bu durumun tamamen tarımsal üretimdeki arz sıkıntısından kaynaklandığını ifade eden Alçın, "Bu yönüyle baktığımızda hem kur etkisi, kur geçişkenliği etkisi hem de gıda fiyatlarındaki olası yükseliş eğiliminin devamı nedeniyle yıl sonu enflasyonunda benim beklentim yine bandında bir düzeyle yılı tamamlayabileceğimiz yönünde. Yani beklenen, istenen fiyat istikrarı en azından yılında tam olarak sağlanabilir gözükmüyor" diyor.

Reel ücretlere nasıl yansır?

Kurlardaki yükselişle birlikte dolar bazında ücretler de geriliyor. Prof. Dr. Oğuz Oyan, gelirlerdeki dolar bazında erimenin süreceğine işaret ediyor. 

İktidarın seçim vaatlerinden biri olan yeni asgari ücret için haziran enflasyonunun bekleneceği belirtiliyordu. Seçim öncesi yapılan açıklamalarda temmuz ayında zam yapılacağı ve asgari ücretin dolar seviyesine çıkarılacağı belirtilmişti.

Asgari ücretin dolara çıkarılacağına dair açıklamalar yapıldığında doların 19,5 liralarda olduğuna dikkat çeken Oyan, yeni kur seviyeleriyle birlikte bunun gerçekleşmesinin mümkün olmadığı görüşünde.

Oyan, "Asgari Ücret Tespit Komisyonu diyelim ki iki hafta içinde toplandı ve o sırada dolar 24 lira oldu. Asgari ücreti 12 bin lira yapacaklar mı? Yapsalar bile bu anlık bir düzeltme olur. Daha sonra yeniden kur yukarı gittiği sürece dolar bazında, döviz bazında azalır. Bunu her halükârda yaşayacağız. Ancak ben 12 bin lira gibi bir asgari ücret düzeyine çıkacaklarını hiç sanmıyorum. Belki 10 bin eşiği aşılabilir ama Türkiye'de ucuz iş gücü arayışı, en azından dolar bazında ucuz iş gücü arayışı sürecektir, devam edecektir. Bu yöndeki baskıları, sermaye kesimi üzerinden de gelen baskılar, iktidarın yok sayması, bunları yani ciddiye almaması mümkün olamaz" diye konuşuyor.

İhracatçı için ne ifade ediyor?

Yaklaşık iki buçuk yıl sürdürülen kuru sabit tutma politikasının bir parçası olarak Türkiye'de ithalat ucuzlarken ihracat da daha pahalı hale geldi. Dış ticaret açığı ve cari açıkta uçurum büyüdü.

Türkiye yılında 46 milyar dolar dış ticaret açığı vermişken, açık yılında milyar dolara ulaştı. Dış ticaret açığı, yılın ilk beş ayında ise 56,1 milyar dolara yükseldi. Son açıklanan verilere göre 12 aylık cari açık da şubat ayında 55,4 milyar dolar ile 10 yılın zirvesini görürken martta 54,2 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Peki kurlardaki yükseliş ihracatı olumlu etkileyecek mi?

Prof. Dr. Sinan Alçın, Türkiye'deki temel meselenin ihracatın ithalata bağımlılığı olduğunu söylüyor. Türk Lirası değer kaybettiğinde dışarıya satışın daha ucuza gerçekleştiğini, daha fazla ürün satılabildiğini ifade eden Alçın, "Fakat o sattığımız malı üretebilmek için hammadde, ara malı ve enerjide yüzde 70'lere varan oranda bağımlılık olduğu için ithalat harcamaları ihracat gelirinden daha hızlı artıyor. Dolayısıyla attığınız taş ürküttüğünüz kuşa değmiyor" diyor.

 Türk Lirası'ndaki değersizleştirmenin ihracattaki artışı destekleyebileceğini ancak mevcut sanayi yapısı hala hammadde, enerji ve ara malı bağımlısı olduğu için bunun aslında girdi maliyetlerini artıran bir unsur olacağını ifade eden Alçın, "Yurtiçi hammadde kaynaklarıyla üretilebilen ve dışarıya satılabilen malların üretildiği sektörler için kazançlı bir durum diyebiliriz. Veya stoklarda artış yaşanan sektörler açısından da nakit akışını destekler. Fakat orta ve uzun vadede dış ticaret hadlerini olumlu etkileyecek bir durum değil" yorumunu yapıyor.

 TL'lik banknotlar

Kur korumalı mevduattaki risk artıyor mu?

Öte yandan kurlardaki artış, Kur Korumalı Mevduat'taki riski de artıracak. Kurları baskı altında tutmak için getirilen Kur Korumalı Mevduat yüksek maliyeti nedeniyle bütçede ağır bir yüke yol açmış, Türkiye'nin bütçe açığı Ocak-Nisan döneminde ,5 milyar TL'ye çıkarken, dört ayda yıl sonu için öngörülen bütçe açığının yüzde 58'ine ulaşılmıştı. 

Kur Korumalı Mevduat'ta mevduat sahiplerine hem faiz hem de kur farkı ödeniyor. Seçim öncesinde bankalar vade sonu beklenmeden prim ödemesi yapabiliyordu ve faiz oranı 26'ya kadar çıkmıştı. Seçimlerin ardından ise Merkez Bankası, 1 Haziran'dan itibaren açılacak veya yenilenecek kur korumalı mevduat hesaplarında önden prim ödemesi yapılmamasına karar verdi. Kur Korumalı Mevduat'ta faiz oranı yüzde 4'e kadar düştü. 

Ancak ekonomistler döviz tevdiat hesabı olarak da değerlendirebilecek bu hesaplarda ciddi bir meblağın biriktiğine dikkat çekiyor.

Kurların tutulduğu dönemde Kur Korumalı Mevduat'ta büyük bir kur farkı oluşmadığını dile getiren Oğuz Oyan, son artışlarla birlikte ciddi ölçüde kur farkının oluştuğunu, dolayısıyla bunun ciddi bir külfet anlamına geldiğini aktarıyor. 

Sinan Alçın da Kur Korumalı Mevduat'ın Hazine üzerinde büyük bir yük oluşturduğuna dikkat çekerek değeri 2 trilyon lirayı geçen bu hesapların tekrar Türk Lirası'na dönüşünün problemli biçimde gerçekleşebileceğini söylüyor.

Ekonomi yönetiminden ne bekleniyor?

İktisatçılara göre Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten beklenen, kendisinin de devir teslim töreninde ifade ettiği gibi, biraz daha uluslararası finans kapital çevrelerinin kabul edebileceği, yani şeffaf, öngörülebilir mali politikalar ve mali disiplin uygulaması.

Burada mali disiplinden ne anlaşıldığının çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Sinan Alçın, "Mali disiplin, kamu harcamalarını kısıtlamak, örneğin sayısı on binleri bulan makam araçlarının sayısını azaltmak veyahut da şatafatlı çeşitli törenlere son vermek gibi araçlarla mı gerçekleştirilecek? Yoksa mali disiplini vergi oranlarındaki artışla, özellikle dolaylı vergilerdeki artışla mı sağlayacak" diye soruyor.

Yine Şimşek'in yaptığı konuşmada verginin tabana yayılacağı ifadesinin olduğuna dikkat çeken Alçın, Türkiye'de zaten vergi dağılımının büyük ölçüde tabana yayılmış durumda olduğunu vurguluyor. 

Ücretli kesimden alınan dolaylı vergilerin toplam vergi geliri içerisindeki oranının yüzde 75'i bulduğunu, bu oranın Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 25'te kaldığını ifade eden Alçın, "Burada verginin tabana yayılmasından benim anladığım şey Özel Tüketim Vergisi'nde belli kalemlerde artış, Katma Değer Vergisi'nde yine belli bir gıda veyahut da mal türlerine dönük olarak artışlar veya tek seferlik çeşitli vergilerin, harçlarda artış olabileceği” diyor ve ekliyor: "Fiyat istikrarını önceleyip enflasyon kontrol altına alınmaya çalışılırken bunun bedeli olarak acı reçetenin veya kemer sıkma politikasının geniş kesimlerin alım gücünü biraz daha düşüreceği, ücret artışlarının sınırlandırılacağı, öte yandan çeşitli vergilerin artırılacağı bir politika demek ki bizi bekliyor."

 

DW Türkçe'ye VPN ile nasıl erişebilirim?

Bize yazın

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası