İnsanoğlu, geçmişten beri sürekli merak eder ve sorgular. Bu durum, insanlık tarihini belirler ve insanın dünyasını aydınlatır. Geçmişten günümüze kadar gelen dini, ahlaki öğretiler de hayatımızı belirleyen unsurlardır. Bu gelenekler dahilinde işlenmiş, eski bir yapıt olarak karşımıza çıkan Tripitaka da, hem tarihi hem de dini açıdan önemlidir. Budizme ilgili kişilerin merakını giderecek bir konuya değinmek istiyoruz: Tripitaka nedir? Tripitaka ana başlıkları nedir? Hazırsanız, başlayalım.
Tripitaka, Budist kutsal metinleri olarak bilinir. Budist yasalarının belirlenmesi açısından yazılmış metinlerdir. Tripitaka, Budizm öğretilerini, yaşam tarzını ve diğer unsurları oluşturan kanonik metinler olarak da karşımıza çıkar. Her manastır için farklı olarak 32 kitap vardır. Bu kitaplar sayesinde Budizm öğretilerinin nesilden nesle aktarılması amacı taşır. Hem dini, ahlaki açıdan hem de kültürel yönden önemli eserlerdir.
Tripitaka, oldukça köklü bir geçmişe sahip olmasıyla da bilinir. İlk eserin 1. yüzyılda yazıldığı düşünülmektedir. İlerleyen aşamada ise her Budist’in kendi saghnasını yazdığı bilinir. Böylece her manastıra ait 32 farklı eser oluşmuştur. Bu eserler, Pali dilinde yazılarak günümüze kadar değişmeden gelmiştir. Budizm’in ortak değer ve yargılarını barındırdığından günümüzde de hala kullanılan dini, ahlaki eserler arasındadır.
Eser içinde Buda’nın hayatıyla ilgili bilgiler vardır. Nasıl bir yaşam sürdüğü, vaazları, konuşmaları, yorumları eserde bulunur. Ayrıca Budist rahip ve rahibelerin yaşamlarının nasıl olması gerektiği anlatılır. Budizm felsefesini ayrıntılı bir şekilde açıklayan Tripitaka, üç bölümden oluşur. Bu bölümler; Vinaya Pitaka, Sutta Pitaka ve Abhidhamma Pitaka şeklindedir.
Tripitaka, Budizm’in kutsal kitabı olarak düşünülür. Bu eser, üç bölümden oluşarak Budizm felsefesini ayrıntılı bir şekilde öğretilmesini sağlar. Üç bölümde de farklı öğretiler mevcuttur. Bu öğretilere göre Budizm şekillenmiştir.
Vinaya Pitaka, Tipitaka’nın ilk bölümünü oluşturan metindir. Vinaya Pitaka bölümü, Buda’nın rahipler ve rahibeler için oluşturduğu disiplin kurallarını barındırır. Ayrıca Budist rahip ve rahibelerin hayatları hakkında çeşitli hikâyeler bulunur. Bu hikâyeler, Budist rahip ve rahibelerin nasıl yaşaması gerektiği hakkında bilgiler taşır. Giyimden yeme, içme düzenine kadar her türlü yaşam tarzı Vinaya Pitaka bölümündedir.
Vinaya Pitaka bölümü, Buda’nın yaşamı boyunca yazılmamıştır. Rivayete göre; Buda’nın öğrencisi olan Upali, Buda’nın anlattığı kuralların hepsini biliyordu. Bu kuralları derinlemesine hafızasına kazımıştı. Buda’nın ölümünden sonra Upali, kuralları keşişlere anlattı. Böylece Vinaya Pitaka’nın temeli atıldı. Vinaya Pitaka’nın temeli atıldıktan sonra zaman içinde yeni versiyonlar ortaya çıktı.
Vinaya Pitaka bölümünün versiyonları arasında:
Tripitaka eserinin ikinci bölümünde Sutta Pitaka vardır. Sutta Pitaka bölümünde Buda’nın yaşamı, vaazları, diyaloglarına yer verilir. Ayrıca Buda’nın doğumu ile alakalı yazıları barındırır. Buda’ya ait olan ilk vaaz “Hikmet Yolu” da bu bölüm içinde bulunur. Bu vaaz ahlaki öğretiyi sunmasıyla bilinir. Birçok Budist rahip ve rahibe tarafından bu bölüm öğrenilmiştir.
Sutta Pali ve Sanskritçe dilinde “iplik” anlamına gelir. Bu metafor, düşünsel anlamda “bağlayıcı çizgiyi” ifade eder. Yani bu iplik ile diyalogların, vaazların ana temasını oluşturur. Ayrıca Sutta Pitaka bölümünde bulunan bu vaazlar ve diyaloglar, beş farklı gruba ayrılmıştır. Bu gruplar;
Abhidhamma Pitaka bölümünde etik, epistemoloji ve psikoloji gibi konulara rastlanır. Suttalarda değinilen konular burada ayrıntısıyla anlatılır. Budizm felsefesinde ele alınan bu konular, Buda’ya dayandırılır. Mantıksal ve psikolojik analizler bulunur. Ancak Abhidhamma Pitaka bölümü uzun tartışmalara neden olmuştur. Çin’de benimsenen Abhidhamma Pitaka, Tibet’te farklılık gösterir.
Abhidhamma Pitaka bölümünde yedi tane alt başlık bulunur. Bunlar;
Tripitaka, Budizm için en önemli eserdir. İçinde barındırdığı dini, ahlaki öğretiyle büyük bir etki yaratmıştır. Bu yüzden taşımış olduğu özellikler sayesinde kültürel bir özelliğe sahiptir. Buda’nın sevgi, merhamet gibi konularda verdiği vaazlar da eserde bulunur. Eserde var olan konular hala etkilidir. Bu yüzden günümüzde de hala birçok Budist rahip ve rahibe bu kitabın bölümlerini bilir. Hayatlarını bu kitaptaki öğretilere göre yaşamayı sürdürür.
Budizm felsefesine meraklıysanız, ilginizi çekecek bir içerik daha: Dharma Nedir? Dharma Çarkı Neyi İfade Eder?
Tripitakanın yazılı olarak derlenmesi MÖ 1. yüzyıla kadar uzanabilir. Budizmin sözlü geleneklerden yazılı geleneğe geçiş sürecinde, Budist metinlerin derlenmesi ve korunması önemli bir rol oynamıştır.
Tripitaka, Budizmin en kapsamlı ve otoriter metinleridir. Diğer Budist metinler, Tripitakanın altında yer alır ve genellikle bölgesel veya okul bazlı farklılıklar içerebilir.
Tripitakayı anlamak ve çalışmak için özel bir eğitim ve öğrenim gerekebilir. Budist rahipler ve akademisyenler, Tripitakayı derinlemesine incelemek ve yorumlamak için genellikle özel bir eğitim alırlar. Ancak Budizme ilgi duyan herkes Tripitakadan faydalanabilir ve temel öğretileri anlamak için yaygın olarak mevcut olan tercümelerini kullanabilir.
Resimdeki sembol hangi dine aittir?
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi-8
Görseldeki sembol, beş temel elementten biri olan suyun simgesidir. Hayatın kaynağını gösterir.
Hakkında bilgi verilen bu sembol hangi dine aittir?
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi-8
Takriben MÖ yılının ortalarında Hint alt kıtasına gelen Ariler ile bu bölgede yaşayan yerli Dravidyen halkın inanç ve geleneklerinin kaynaşması sonucu ortaya çıkan kadim dinî gelenektir.
Günümüzde Hindistan başta olmak üzere Nepal, Bangladeş, Endonezya, Malezya, ABD ve Kanada gibi dünyanın farklı ülkelerinde yaklaşık 1,3 milyar takipçisi olan Hinduizm, Hristiyanlık ve İslâm’dan sonra en fazla mensubu bulunan üçüncü büyük dindir. Hindu kelimesi, Sanskritçede “nehir, derya” anlamlarına gelen sindhu kelimesinin farklı telaffuz edilmesiyle ortaya çıkmış bir söylemdir. Buradan türetilmiş olan Hinduizm tabiri, Hint alt kıtasında yaşayan insanlarındinî inançlarını tanımlamak üzere Batılılarca kullanılmış bir isimlendirmedir. Kaynaklarda budinî yapı için Berahime, Brahmanizm ve Vedizm gibi isimlendirmelere de yer verildiği görülmektedir. Hindular ise kendi inançlarını “ezelî ve ebedî yol/şeriat” anlamında “sanatana dharma” olarak adlandırmaktadırlar.
Hinduizm’in belli bir kurucusu olmadığı gibi sistematize edilmiş açık bir amentüsü de bulunmamaktadır. Budinî yapı, kutsal metinleri sayesinde asırlardır varlığını koruyarak günümüze kadar ulaşmıştır. Bu metinlerin teşekkül süreci Vedalar Dönemi (MÖ MÖ ) ile başlamış ve Puranalar Dönemi (MS MS ) ile tamamlanmıştır. Bunlar, yüzyıllar boyunca nesilden nesile şifahi olarak aktarılmış ve daha sonradan yazıya geçirilmiştir. Hinduizm’in kutsal metinleri ilahi (şruti) ve beşerî (smriti) kaynaklı olmak üzere iki ana başlık altında sınıflandırılmaktadır. Vahiy mahsulü kabul edilen şruti metinlerinin, “basiret sahibi” anlamına gelen “rişi”ler tarafından işitilip gün yüzüne çıkartıldığına inanılmaktadır. Vedalar, Brahmanalar, Aranyakalar ve Upanişadlar bu grupta yer alan metinlerdir. Veda “kutsal bilgi” anlamına gelmektedir. Bu metinlerde tabiatüstü güçlere sunulan çeşitli ilahilerin yanı sıra ölüm ötesi hayat, tanrı inancı, kast sistemi ve kurban gibi konular yer almaktadır. Upanişadlar ise muhtevası itibarıyla Hint dinî düşüncesinde derin izler bırakmıştır. Tanrı (Brahman) ile bireysel ruhun (atman) mahiyet itibarıyla özdeş olduğuna vurgu yapması, ruhun nihai kurtuluşa ulaşana kadar farklı varlık formlarında yeniden beden alacağı inancını işlemesi ve somut söylemler yerine soyut düşünce ve felsefeye ağırlık vermesi, söz konusu metinlerin dikkat çekici yönleridir.
Smriti grubunda değerlendirilen başlıca metinler İtihasalar (Ramayana ve Mahabharata Destanları), Dharmaşastralar ve Puranalardır. Bu metinlerde dinî ve içtimai vecibeler, kastların görevleri, geçiş törenleri, eski dönemlerde kurulan hanedanlıklara ait bilgiler, zengin mitolojik anlatılar ve apokaliptik söylemler dikkat çekmektedir.
Hinduizm, zengin kutsal metin külliyatının yanı sıra kendine özgü inanç ve uygulamalarıyla da dikkat çekmektedir. Bunların başında Sanskritçede “renk” anlamındaki “varna” terimi ile ifade edilen kast anlayışı gelmektedir. Buna göre toplum Brahminler (din adamları), Kşatriyalar (yönetici ve asker), Vaisyalar (tüccar, esnaf ve çiftçi) ve Sudralar (hizmetçiler) olmak üzere dört sınıfa ayrılmaktadır. Hint toplumunda çeşitli nedenlerle kast dışına itilmiş ve bugün sayıları bir hayli fazla olan Paryalar (dokunulmazlar) da bulunmaktadır. Her bir kastın kendine özgü görev ve sorumlulukları vardır. İnanca göre ancak amellerin neticesine bağlı olarak bir sonraki yaşamda farkı bir kastta yeniden doğmak mümkündür.
Hinduizm’de tanrı tasavvuru da oldukça önemli bir husustur. Erken dönem Veda metinlerinde Varuna, İndra, Agni gibi tabiat güçlerini simgeleyen çeşitli tanrısal varlıklar ön plana çıkmıştır. Bu metinlerde politeist anlayış hâkim unsur olmakla birlikte “hakikat tektir, fakat bilginler onu farklı isimlerle çağırmaktadır.” (Rigveda, ) gibi ifadelerde monoteist düşünceyi yansıtan anlatımlar da zaman zaman yer almaktadır. Upanişad metinlerinde ise Brahman adı verilen yüce bir varlıktan söz edilmektedir. “Atman” adı verilen insandaki ruhun, Brahman’ın bir parçası olduğu ve her şeyin Brahman’dan sudur ettiği fikri işlenmektedir. “Smriti” türü metinlerde ise Brahma (yaratıcı), Vişnu (koruyucu) ve Şiva (yok edici) olmak üzere üç tanrı ön plana çıkmıştır. Tanrı Vişnu’nun dinî ve ahlâki değerleri korumak, tüm varlıkların fıtratlarına uygun olarak hareket etmelerini sağlamak ve hakiki dindarlara ebedî kurtuluş yolunu göstermek gibi (Bhagavadgita, ) birtakım amaçları gerçekleştirmek için farklı varlık formlarına bürünerek yeryüzünde zaman zaman ortaya çıktığı şeklinde bir inanış (avatara) gelişmiştir. Gerek üçlü tanrı tasavvuru gerekse “avatara” doktrini günümüze kadar Hindular nezdindeki önemini sürdürmüştür.
Hinduizm’in dikkat çeken öğretilerinden bir diğeri de “karma-samsara” ve bununla ilişkili olan “mokşa” inancıdır. “Samsara” inancına göre ölümle birlikte bedenden ayrılan ruh, nihai kurtuluşunu gerçekleştirene kadar bu dünyada farklı varlık formlarında yeniden beden alarak varlığını sürdürmektedir. Onun hangi koşullarda doğacağını belirleyen ilkeye ise “karma” (amel, eylem) adı verilmektedir. Bu anlamda “karma” iradî fiiller ile sonuçları arasındaki ilişkiyi düzenleyen bir tür yasadır. Kutsal metinde geçen “Kişinin durumu yaptıklarına ve davranışlarına göre belirlenir. İyilik yapan iyi, kötülük yapan kötü olur. Temiz davranış kişiyi temiz, kirli davranış kirli yapar.” (Brihadaranyaka Upanişad, IV) şeklindeki ifadeler bu duruma işaret etmektedir.
Hinduizm’e göre kişinin doğum-ölüm döngüsüne maruz kalmasının temel sebebi, Tanrı’yı gerçek manada idrak edememesidir. Bu durum “cehalet, “bilgisizlik” manasına gelen avidya terimi ile ifade edilmektedir. İhtiras, arzu ve öfke buna yol açan başlıca amillerdir. Bunlar insanın yanılgıya kapılarak hayalî olanı gerçek; fani olanı ise bâki zannetmesine (maya) sebep olmaktadır. Kutsal metinlerde bireyin doğum-ölüm döngüsünden sıyrılarak ebedî mutluluğa ulaşması (mokşa) için bilgi, amel, tanrıya gönülden bağlılık gibi çeşitli yolların önerildiği görülmektedir. Riyazet, çilecilik ve meditasyon usullerini içeren yoga uygulaması da kurtuluşa ulaşmada önemli bir araç olarak değerlendirilmektedir. Yoganın, zihinsel ve fiziksel bağlardan kurtulmaya ve çokluğun ardındaki tekliği görmeye yardımcı olduğuna inanılmaktadır. İbadet niyetiyle gerçekleştiren eylemlerin sadece tanrı rızası gözetilerek icra edilmesi gerektiği üzerinde durulmaktadır. Öne çıkan ibadetlerin başında kurban gelmektedir. Erken dönmelerde kanlı kurban törenleri yaygın olarak uygulanmışken ahimsa (hiçbir canlıya zarar vermeme) prensibini temel ilke edinen Budizm’in ve Caynizm gibidinî yapıların etkisiyle bu uygulamalar zamanla devre dışı kalmış; bunun yerini su, çiçek ve tütsü gibi sunular almıştır. Hinduizm’de mokşaya ulaşabilmek için hayatın dört safhaya bölünerek buna uygun bir yaşam şekli benimsenmesi de salık verilmektedir. Bunlar öğrencilik, aile hayatı, inziva ve her şeyin terk edilip yalnızca Yüce Varlığa ulaşmanın hedeflendiği çilecilik dönemlerinden oluşmaktadır. Erken dönemlerde bu uygulamaya özen gösterilmişken modern dönemin getirdiği zorluklara bağlı olarak bunun uygulanabilirliği önemli ölçüde azalmıştır.
Hinduizm’de Vişnu’yu üstün tanrı konumuna çıkartan Vişnuculuk, Şiva’yı merkeze alan Şivacılık ve tanrıların dişil gücüne tapınmayı esas alan Şaktacılık olmak üzere üç temel mezhebi oluşum ön plana çıkmıştır. Mezhepsel çeşitliğe bağlı olarak çok sayıdadinî bayram bulunmaktadır. Tanrısal varlıkların doğum günleri ve kutsal kişilerin aydınlanmaya kavuştuğu anlar kutsal zaman dilimi olarak kabul edilmektedir. Öne çıkan bayramlardan biri “ışık bayramı” olarak bilinen divali, diğeri ise baharın gelişini simgeleyen holi’dir. Hinduizm’de doğum, evlilik ve ölüm gibi insan hayatının değişik safhalarında icra edilen geçiş törenleri (samskara) de önemli bir yer tutmaktadır. Ruhun bir sonraki bedene daha çabuk geçiş yapmasını sağlamak maksadıyla son geçiş töreninde cenazeler yakılmakta ve külleri nehirlere atılmaktadır. Geçiş törenlerinin amacı bireylere yeni rollerindeki sorumluluklarını hatırlatmak ve onları Hindu toplumunun bilinçli ve donanımlı birer ferdi hâline getirmektir.
Hinduizm’e mensup bireylerin diğer dinlere bakışı da süreç içerisinde değişkenlik göstermiştir. Kökleri Veda metinlerine dayanmayandinî ve felsefî sitemler, Caynizm ve Budizm örneğinde olduğu gibi “sapkın görüşler/ekoller” manasında nastika olarak nitelendirilmiştir. Bu bakış açısı diğerdinî sistemlerin ancak Vedalar’a uyduğu ölçüde geçerli olabileceği şeklinde bir algıyı da beraberinde getirmiştir. Müslümanlarla karşılıklı temasın yaşandığı ilk dönemlerde Hindu din adamları kendidinî geleneklerini üstün tuttukları için İslâm ve müntesipleri hakkında genelde sessiz kalmıştır.. Müslüman Türklerin ve onlar eliyle İslâm kültürünün gittikçe güçlenmesi, Hindu toplumuna yön veren belli bir kesimi rahatsız etmiştir. Müslümanlardan bahsederken “öteki, cahil, şeriat dışında kalan” anlamlarına gelen yavana, mleççha ve aviddhan gibi isimlendirmeler kullanmışlardır. İslâm’dan bahsederken de “yabancılarındinî sistemi, cahillerin takip ettiği yol” manasında yavana/mleççha dharma gibi terkiplere yer vermişlerdir. Fakat ana kaynaklar incelendiğinde Müslümanlara yönelik ötekileştirici tavrın, genel geçer olmadığı anlaşılmaktadır. Zira pek çok Hindu düşünür, Müslümanların adil, hoşgörülü, temiz ve bilge kimseler olduklarını belirtmişlerdir.
Cemil Kutlutürk
Kaynakça
Abtay, Shivram. Sanskrit Hindi Şabdakoş. Aşok Prakaşan,
Basent, Annie ve Bhagavan Das. Sanatana Dharma. Chennai: Vasanta Press,
Dabistan-i Mazahib. School of Manners (I-III). Çev. D. Shea ve A. Troyer. Paris,
El-Bîrûnî. Ebû Reyhân Muhammed b. Ahmed, Tahkîku mâ lil-Hind min Makûletin Makbûletin fi’l Akl ev Merzûle. thk. Arif Ahmed .Abd’il Meani: Dâru’l-Arab,
El-Bîrûnî. Ebu Reyhan Muhammed b. Ahmed, Tahkiku Ma’li’l-Hind: Biruni’nin Gözüyle Hindistan. Ankara: TTK Türk Tarih Kurumu, Gandhi, Mahatma. Hindu Dharma Kya Hai. Bharatiya Itihasa Anusandhana Parishad,
Hiriyanna, Mysore. Essentials of Indian Philosophy. London: George Allen and Unwin,
Kane, P. Vaman. History of Dharmasastra: Ancient and Medieval Religious and Civil Law in India I-V. Pune:Bhandarkar Oriental Research Institute,
Kutlutürk, Cemil. Hindu Kutsal Metinleri: Upanişadlar. İstanbul: Dergâh Yayınları,
Kutlutürk, Cemil. Hinduizm’de Avatar İnancı. Ankara: Otto Yayınları,
Ramçhandra Şukla. Hindi Sahitya ka Itihas, Delhi: Mokbharti Prakaşan,
The Upanishads. (SBE, Vol. 1,15). Çev. M. Müller. Delhi: Motilal Banarsidass Publishers,
Yitik, Ali İhsan. Doğu Dinleri. İstanbul: İSAM Yayınları,
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası