Doğurmak Kaç Del

doğurmak kaç del

Testislere vurulması mı çok acıtır , doğurmak mı

quote:

Orijinalden alıntı: Baloncesto

quote:

Orijinalden alıntı: Willy Willie

quote:

Orijinalden alıntı: Sacramental

Sen kabızken mi daha &#;ok zorlanırsın işerken mi.İşte aradaki fark bu kadar b&#;y&#;kt&#;r.

biri arkadaşa b&#;brek taşını anlatsın..

ayrıca konuya cevap olarak her insanın ağrı eşiği hissettiği ağrı-acı farklıdır acı olayı tamamen sinirsel iletide salınan maddelerle alakalı bir şey ve tamamen subjektif bir şey.

aferim bilgili liseli

delikanlı sen lise sınavlarına hazırlanırken ben &#;niversitedeydim,şansını denemişsin &#;abanı takdir ediyorum ama yanlış kişiyi se&#;tin.

Taş düşürmek mi doğum ağrısı mı?

Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Şakir Aydoğan, "İdrar yolu taşlarını düşürmek doğum ağrısından daha şiddetlidir. Bu nedenle taş düşürürken tıbbi yardım almak, hem taşın düşmesine kolaylık sağlar hem de ağrısız taş düşürmenize yardımcı olur" dedi.

Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Şakir Aydoğan, "İdrar yolu taşları böbrek içinde, böbrekle mesane arasındaki 'üreter' denilen ince uzun kanal içinde, mesanede ve dış idrar yolu içinde olabilir. Belli sürede idrarla atılamayan taşlar kanamaya, idrar yolu enfeksiyonuna ve dolayısıyla böbrek fonksiyonlarında bozulmalara, piyelonefrit denilen ağır böbrek hastalığına yol açar. Bu nedenle taş düşürürken bir üroloji uzmanından uygun tedavi protokolü alınmalıdır. İdrar yoluyla 5 mm'ye kadar taşlar düşebilir. Daha büyük taşların ise düşmesi çok zordur. Günümüzde artık idrar yolu taşları uygun tedavi yöntemiyle cerrahi girişimlere gerek kalmadan düşünülebilmektedir" diye konuştu.

İDRARDA KANAMA GÖRÜLEBİLİR

Böbrek taşına bağlı şikayetler daha çok taş büyüdüğünde ve idrar akımını bozduğunda başladığına da dikkat çeken Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Şakir Aydoğan, şu bilgileri verdi: "Taş hareket edip üreter adı verilen böbrekle mesane arasındaki kanala girerse 'kolik' denilen çok şiddetli ağrıya yol açar. Ağrı bel bölgesinden başlayarak kasığa doğru yayılır. Bu arada mide-bağırsak sistemi de etkilenerek bulantı-kusma, karın şişliği başlar. İdrarda genelde kanama olur. İdrar yolu taşları tedavisinde 5 mm'e kadar taşlar ağrı kesiciler, spazm giderici ilaçlar, bol sıvı, (oral veya damardan) verilir. Bu tedavi taşların kanalda daha rahat ve daha hızlı ilerlemesini ve düşmesini sağlar."

"Böbrek taşının oluşumu önlenebilir mi?" sorusuna cevap veren Opr. Dr. Şakir Aydoğan, "Yaşam ve beslenme tarzında yapılacak değişiklikler taş oluşumunu azaltır. Hastaların yüksek miktarda sıvı alması sağlanmalıdır. 24 saatte 2, litre su ideal sıvı alımıdır. Taşın ana maddesini oluşturan maddeleri yoğun içeren gıdalardan kaçınmalıdır. Bunlar oxalattan zengin çay, kahve, kakao, ıspanak ve kuruyemişlerdir.

Ayrıca kalsiyumdan zengin besin alışkanlığı azaltılmalı, ürik asit taşları için de proteinden fakir diyetle beslenmelidir. Medikal tedaviyle düşmeyen hastalar ESWL (Vücut dışından şok dalgayla taş kırma) yapılabilir. Özellikle 5 ila 20 mm arasındaki taşları yüzde 95 oranında vücut dışından oluşturulan şok dalgalarıyla kırılabilmektedir. Taşlar küçük parçalara bölünüp idrar yoluyla atılmaktadır. İşlem anestezi gerektirmeyip basit ağrı kesici ve sakinleştiricilerle yapılmaktadır" şeklinde konuştu.

TAŞ HASTALARI TAŞ OLUŞMADAN ÖNLEM ALMALI

Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Şakir Aydoğan, son olarak şu uyarılarda bulundu: "Günlük su alımı 2,5 litrenin üstünde olmalı, çay, kahve, kakao, kuruyemiş, ıspanak alımı azaltılmalı, aşırı protein tüketiminden uzak durulmalı. Bunları uygularsanız taş oluşumuna bir anlamda engel olabilirsiniz. Detaylı bilgi için mutlaka bir doktordan görüş alınması da önemlidir."

İHA

57 del acı çekmek

spoiler
insan vücudu en fazla 45 del (birim) acıya dayanabilir!

fakat, doğum yaparken kadınlar 57 del'e kadar acı çeker.

bu aynı anda 20 kemiğin kırılmasına bedeldir.
spoiler

bunu yazan sivilceli lise ergeninin ta beynine s.çayım. iki üniversite bitirdim, "del" diye bir birim ne gördüm ne duydum. hiçbir kitap veya ansiklopedi "del" diye bir birimden söz etmez. zaten insanın çektiği acı da ölçülebilir birşey değildir. üstelik insanın sinir yapısı ile ilgili birşey olduğu için kişiden kişiye de değişir. kimisi şişe götüne basar gık demez, kimisi eline batan gül dikenine iki saat ağlar. işini bir de "balayçilik" boyutu var ki onu del değil ultamegagigadel-metre icat etsen ölçemezsin. g.tünden element uydurup facebook gibi funduszeue.info ortamlarda üç beş safı kandırdığında eline ne geçiyor s.çtığımın mongollarının onu da anlamış değilim.

ha, eğer annesi evladının bir gün del'lenip del diye birşey icat edeceğini "flash forward"ladı ve onu doğurmamak, hatta gerisin geriye tepmek için uğraştıysa 57 del az bile gelmiş olabilir.
"ananızın kıymetini bilin" alt metinli bir yazı olsa da, gelecek ay doğum yapacak olan, zaten psikolojisi ve fizyolojisi karman çorman olmuş eşimi iyice tribe sokar bunu yazıp paylaşan veletler.
(bkz: contorium)
funduszeue.info?i=45 dol

(bkz: dol)
mit: "insan vücudu en fazla 45 del (acı birimi) acıya dayanabilir. fakat doğum yaparken, kadınlar 57 del kadar acı çekerler. bu, aynı anda 20 kemiğin kırılmasına eşdeğerdir. annenizi sevin, çünkü o dünya'daki en güçlü insan ve bizim en güçlü destekçimiz!"

gerçek: annelerimizi ne kadar çok seviyor olsak da, bu sevgiyi bilimi çarpıtmak için kullanmaya her zaman karşıyız. bu mitin yanlışlarını saymakla bitmez. ancak kadınların erkeklerden dirence bu kadar ciddi miktarda daha dayanıklı olduğuna dair hiçbir bilimsel veri yoktur; tam tersine, aksini gösteren birçok veri bulunmaktadır.

bilgi "del" diye bir acı birimi yoktur. yılında james d. hardy ve arkadaşları tarafından "dolorimetre" diye bir acı skalası geliştirilmiştir. ancak çok yaygın olarak kullanılmamaktadır. mit, çarpıtıla çarpıtıla birim de çarpıtılmıştır. dolorimetrede 1'den 10'a kadar, "dol" biriminde sayılar vardır ve 45, 57 gibi sayılar burada yer almaz.

bilgi şimdiye kadar birçok farklı acı skalası tanımlanmıştır. kabul görenlerin hepsi 1'den 10'a kadar değerler taşır. ancak bu skalaların hiçbiri uluslararası kabul görmemiştir. bu konuda halen tartışmalar sürmektedir. dünya çapında en yaygın olarak kabul edilen "karşılaştırmalı acı skalası" (comparative pain scale) da 10 üzerinden bir derecelendirmeye sahiptir. doğum, bu skalada 8 puan ile ifade edilir ve acının en şiddetli migren ağrısı ile eşdeğer olduğu iddia edilir. 9. seviyede intihara sebep olabilecek kadar acılı olan boğaz kanseri bulunurken, sırada bilinci kapatacak kadar şiddetli trafik kazalarında duyulan acılar bulunmaktadır.

bilgi scientific american'da yayınlanan bir araştırmaya göre, amerika'daki university of florida, kanada'daki mcgill üniversitesi ile ingiltere'deki bazı üniversitelerde yapılan bağımsız araştırmalar erkeklerin acı eşiğinin kadınlardan daha yüksek olduğunu göstermektedir. bunun haricinde, erkeklerin farklı acıları kadınlara göre daha iyi tanımlayabildikleri de ortaya çıkarılmıştır. üstelik tüm araştırmalar, kadınların acıya çok daha hassas olduğunu göstermektedir.

bilgi kadınların erkekleri acı konusunda geçtiği tek nokta, mitte de belirtildiği gibi hamileliktir. ancak yine de yukarıdaki bilgi hatalıdır, zira hamilelik sırasında kadınların acı eşikleri artmamaktadır. bunun yerine, vücudun salgıladığı hormonlar, adeta uyuşturucu etkisi yaparak beynin acıyı daha az hissetmesini sağlamaktadırlar. özellikle endorfin gibi doğal ağrıkesiciler, kadınların bu konuda bir nevi hile yapmasını sağlamaktadır. bu, greyfurt büyüklüğündeki bir delikten, basketbol topu büyüklüğündeki bir cismin çıkması için gereklidir. üstelik bu bile net değildir; zira insanlar ve farelerde yapılan bir araştırmada, insanlardaki hormonların acıyı azaltıcı etkisinin oldukça az olduğunu göstermiştir. dolayısıyla bu söylenenler, insan için pek de geçerli olmayabilir.

bilgi mythbusters (discovery channel'ın mit avcıları), bir bölümde kadınlarla erkeklerin acı eşiklerini karşılaştırarak kadınların acıya daha dirençli olduğunu ileri sürmüştür. bu deney, çok az kadın-erkek denek kullanılarak yapılmış, aceleci bir sonuçtur ve literatürdeki araştırmalarla uyumsuzdur. mythbusters, bu araştırmada acıyı buz dolu bir kabın içerisine elini sokup içinde tutabilme süresiyle ölçmüştür. genelde bilimsel kuruluşlar acıyı lazer ışınının kontrollü şiddetiyle, bir makinanın aynı şiddette verdiği acıyla, vb. ölçeler. bu açıdan mythbusters'ın araştırma yöntemi oldukça şaibelidir. ancak gelecekte yapılacak araştırmalarla bu mitin içeriğinin değişebileceğini belirtmek adına burada bunu da vermek istedik, bilim neredeyse hiçbir zaman mutlak değildir.

sonuç: annelerimiz başımızın tacıdır ve yavrularını doğurmak ve büyütmek için binbir acı ve güçlükle baş ettikleri tartışılmazdır. ancak bunu mitleştirerek abartmak, bizim açımızdan pek de doğru değildir.

kaynak: evrim ağacı
o kadar doğum gördüm böyle bir acıya şahit olmadım. bu sebeple mümkün olmayandır.

peşin bilgi: evet ebeyim.
farazi bir acı çekiştir yukarıda da belirtildiği ve ilgili kaynaklarda çoktan asparagas haber olduğu ortaya çıktığından üzerinde durmaya gerek yoktur, ancak facebook'ta kaç safın olduğunu göstermesi açısından "57 del safı aradan çekmek" olarak yeniden isimlendirilmesi gerektiğini düşünmekteyim.

kadının doğum sırasında çektiği acı tabii ki değerli, özel, dini hissiyatı olanlar için kutsal olarak adlandırılabilir tabii; ama bir kız arkadaşı da biliyorum misal, 3 çocuk doğurdu, gram acı çekmedi. hatta ilk doğumundan sonra ziyaretine gittiğimizde "lan ağda yaptırırken daha çok canım yanıyor" demişti de, biz de "ulan bizim analar bizi keklediler mi lan?" diye şüpheye düşmüştük. velhasılı kelam; kişiden kişiye değişebiliyor durum

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

Adet sancısı ile doğum sancısı aynı mı?

Adet döneminde, özellikle kanamanın ilk gününde yaşanan şiddetli ağrılar ve kramplar birçok kadının ortak sorunu. Tıpta dismenore olarak adlandırılan sancılı adet görme, birçok soruna işaret ediyor olabileceği gibi, bazen hiçbir neden yokken de ortaya çıkabiliyor.

Adet görmek ve doğum yapmak; ikisi de rahminizde gerçekleşen bir durum olduğuna göre, ikisinin de benzer bir sancıya neden olabileceği görüşü yaygındır. Bazı kadınlar doğum sancılarının her ay yaşanan adet sancılarından biraz daha şiddetli olduğunu ifade ederken, bazı doğum yapmış kadınlar da doğum kasılmalarının tamamen farklı olduğunu anlatır.

Avusturalyalı kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Dr. Dasha Fielder, adet sancılarının doğum sancılarıyla birebir bağlantılı olduğunu söylüyor. Fielder’a göre, adet döneminde de rahim ağzının 1 santimetre kadar açılıyor olması ağrı ve krampları tetiklerken, doğumda bebeğin rahatça geçebileceği açıklık olan 10 santimetreye kadar açılıyor olması doğum sancılarına neden oluyor. Dolayısıyla adet döneminde yaşadığınız sancılar, Dr. Dasha Fielder’a göre doğumun başlangıcında yaşayacağınız sancılarla neredeyse aynı.

Aralarındaki fark, adet sancısı çekerken ağrı kademeli olarak artış göstermezken, doğumdaki kasılmalar, rahim ağzı açıldıkça ve rahminiz bebeğinizi dışarı doğru ittikçe artış gösterir. Adet sancısının kramplar halinde gelip uzun sürebildiği bilinirken, doğum kasılmaları git gide sıklaşırken düzenli bir hale gelir. Öyle ki, düzenli bir şekilde dakikada bir şiddetli kasılmalar yaşıyorsanız, bebeğinizin doğurmaya çok yaklaştığınız düşünülür. Yani Dr. Fielder’ın görüşüne göre, eğer adetinizin en şiddetli anında, serviks bir santim açıldığında çok fazla kramp yaşamıyorsanız, benzer şekilde doğumda da çok acı çekmeyeceğiniz varsayılabilir.

Endometriozis ve yumurtalık kistleri gibi pek çok kadın hastalığı hem adet döngülerinin düzenini etkiliyor hem de kanama esnasında daha fazla ağrı ve kramp benzeri olumsuz belirtiler yaşanmasına neden olabiliyor. Aylık döngüler boyunca aktif bir şekilde azalıp artarak dişi üreme sisteminizin devamlılığını sağlayan hormonlarla ilgili yaşanan sorunlar da bu durumu ciddi biçimde etkileyebiliyor. Ancak tüm kontrollerinizi yaptırdıysanız ve her şey yolunda gözüküyorsa, buna rağmen adet dönemlerinde günlük hayatınızı etkileyecek kadar çok ağrı ve sıkıntı yaşıyorsanız, bu duruma psikolojik durumunuzun sebep olabileceği de bilinen bir gerçek. Adet görme ile ilgili olumsuz duygulara sahipseniz, her ay bunu yaşamanın berbat olduğunu düşünüyorsanız ve aynı zamanda kendinizi psikolojik olarak sağlıklı hissetmiyorsanız, adet dönemlerini kötü geçiriyor olmanız daha olası.

Aynı şekilde doğumda da psikolojik durumunuz hissettiğiniz ağrıyı çok önemli ölçüde etkileyebiliyor. Kendinizi güvende ve iyi hissettiğiniz zaman, rahim kasılmalarını (dolayısıyla doğumu) mümkün kılan oksitosin hormonu verimli bir şekilde üretilebiliyor ve doğum sancıları dayanılmaz olmaktan çıkabiliyor.

Adet görmek ve doğum yapmak; ikisi de rahmimizle yaptığımız bir iş. Bütün bu bilgilerin ışığında adet sancıları ile doğum sancıları arasında bağlantı kurmak elbette mümkün. Ancak olaya pozitif bir bakış açısıyla yaklaşacak olursak, adet sancılarını (ilaçla ya da sıcak su torbasıyla, egzersizle, yogayla, masajla vs.) atlatabildiğimiz gibi, doğum sancılarıyla da baş edebileceğimizi düşünmek mümkün. Üstelik doğum sancılarının sonunda dünyanın en güzel hediyesini kucağınıza alıyor olmanızın da bu ağrılarla ilgili algınızı önemli ölçüde etkileyebileceğini unutmayın!

nest...

10680 10681 10682 10683 10684