aliye öğretmen hangi romanda / Aliye öğretmen hangi romanın kahramanı?

Aliye Öğretmen Hangi Romanda

aliye öğretmen hangi romanda

Eser

Yazarı

Başkahramanları

İntibahNamık KEMALAli BeyVatan Yahut SilistreNamık KEMALİslam Bey, ZekiyeCezmiNamık KEMALAdil GİRAYAraba SevdasıR. Mahmut EkremBihruz BeySergüzeştSamipaşazade SEZAİDilberMai ve SiyahHalit Ziya UşaklıgilAhmet CemilAşk-ı MemnuHalit Ziya UşaklıgilAdnan Bey, Bihter, Firdevs HanımEylülMehmet RAUFSuat Hanım, Süreyya Bey, NecipŞıkHüseyin Rahmi GürpınarŞöhret Bey, Madam PotişMürebbiyeHüseyin Rahmi GürpınarDehri Efendi, Anjel, ŞemiKuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaçHüseyin Rahmi Gürpınarİrfan GalipŞıpsevdiHüseyin Rahmi GürpınarMeftun Bey, Kasım Efendi, EdibeKaşağıÖmer SeyfettinÖmer, HasanYabanYakup Kadri KaraosmanoğluAhmet Celal, EmineKiralık KonakYakup Kadri KaraosmanoğluSeniha, Naim EfendiSodom ve GomoreYakup Kadri KaraosmanoğluSami Bey, LeylaAteşten GömlekHalide Edip AdıvarAyşe, Peyami, Binbaşı İhsanSinekli BakkalHalide Edip AdıvarKız Tevfik, Emine, RabiaVurun KahpeyeHalide Edip AdıvarAliye, Uzun Hüseyin, Tosun BeyTatarcıkHalide Edip AdıvarLale (Tatarcık), RecepÇalıkuşuReşat Nuri GüntekinFerideYeşil GeceReşat Nuri GüntekinŞahin BeyYaprak DökümüReşat Nuri GüntekinAli Rıza Bey, Fikret, Necla, LeylaGönül HanımAhmet Hikmet MüftüoğluGönül Hanım, Üsteğmen Mehmet Tolun, Ali Bahadır BeyHuzurAhmet Hamdi TanpınarMümtaz, NuranKuyucaklı YusufSabahattin AliYusuf, Muazzez, ŞahindeYılanların ÖcüFakir BaykurtKara Bayram, Irazca, HaceliBereketli Topraklar ÜstündeOrhan Kemalİflahsızın Yusuf, Köse Hasan, Pehlivan AliYorgun SavaşçıKemal TahirYüzbaşı Cemil, NerimanEsir Şehrin İnsanlarıKemal TahirKamil Bey, Nemide Hanım, Ayşe, Ahmetİnce MemedYaşar KemalAbdi Ağa, MemedFatih – HarbiyePeyami SafaNeriman, Şinasi, MacitDokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami SafaHasta Çocuk, Nüzhetİbrahim Efendi KonağıSamiha Ayverdiİbrahim Efendi, Salih Bey, Yusuf Bey, Şevkiye Hanım, Zaim BeyTutunamayanlarOğuz AtayTurgut ÖzbenAnayurt OteliYusuf AtılganZebercetSessiz EvOrhan PamukMetin, Faruk Bey, NilgünFahim Bey ve BizAbdulhak Şinasi HisarFahim BeyAyaşlı ve KiracılarıMemduh Şevket EsendalAyaşlı İbrahim EfendiAganta Burina BurinataHalikarnas BalıkçısıMahmut, Süleyman Kaptan, Zeynel Ağa, Ayşe 

 

 

 

Küçük AğaTarık Buğraİstanbullu Hoca, SalihBir Düğün GecesiAdalet AğaoğluFıtnat Hanım, Tezel, AyşeKeşanlı Ali DestanıHaldun TanerKeşanlı Ali, ZilhaYine Bir GülnihalTuran Oflazoğluİsmail Dede EfendiSarı NaciyeRecep BilginerSarı Naciye, ElciSefillerVictor HugoJan Valjean, JavertNotre Dame’in KamburuVictor HugoQuasimodo, EsmeraldaÜç SilahşörlerAlexandre DumasArhos, Parthos, D’ArtagnonMonte Kristo KontuAlexandre DumasEdmond, Mercedes, FernandGoriod BabaBalzacGoriot, Delphine, AnastasieKırmızı ve SiyahStendhalJülien Sorel, Madame de Renal, MathildeMadam BovaryGustave FlaubertEmma (Madam Bovary), Charles Bovary, RodolpheGerminalEmile ZolaLantierMeyhaneEmile ZolaGervaise MacquartVenedik TaciriShakespeareShylock, AntonioRobenson CrusoeDaniel DefoeRobenson Crusoe , CumaOliver TwistCharles DickensOliver Twist, Dodger, Fagin, Mr. BrownlowGenç Werter’in AcılarıGoetheWerter, LatteFaustGoetheFaust, Mefisto, MargaretDon KişotCervantesDon Kişot, Sancha PanzaFareler ve İnsanlarJohn SteinbeckLennie, GeorgeVahşetin ÇağrısıJack LondonBuckBeyaz DişJack LondonKurt kırmasıYüzbaşının KızıA. PuşkinPugaçovÖlü CanlarGogolÇiçikovBabalar ve OğullarTurgenyevBazarovAnaGorkiPelagiya NilovnaSuç ve CezaDostoyevskiRaskolnikovKaramozov KardeşlerDostoyevskiFedor Pavloviç Karamozov, Dimitri KaramozovAnna KaraninaTolstoyAnna Karanina, VronskiSavaş ve BarışTolstoyBozukov

Vurun Kahpeye!

VURUN KAHPEYE!

Yazarı: Halide Edip Adıvar

Konusunu, Milli Mücadele günlerinden alan bir romandır. Kurtuluş Savaşı döneminde geçen gerçek bir hikâyeden bahsedilmektedir. Milli değerlerine sahip çıkan modern bir öğretmenin hikâyesidir.


Romanda idealist İstanbullu öğretmen Aliye'nin Anadolu’da bir kasabaya gidişi ve bölgede Milli Mücadele düşüncesine destek faaliyetleri, vatan ve gelecek nesiller için hayatı pahasına gericilerle mücadelesi aktarılır.


Kitapta anlatılanlar, Kurtuluş Savaşı yıllarında Anadolu’da adı verilmemiş bir köyde vukuu bulmaktadır. Kitabın başkahramanı Aliye öğretmendir. Aliye öğretmen, batı kültürü almıştır. Özgür düşünüp yaşayan, aynı zamanda milli değerlerine bağlı ve ahlaklıdır. Zorluklara göğüs geren, Anadolu’da erkeklerle beraber düşmanla savaşan, erdemli, vatansever bir kadındır.


Aliye öğretmen, yüzbaşı bir babanın ile veremli hasta bir kadının kızıdır. Annesini kaybettikten sonra küçük yaşlardan itibaren bütün çocukluğu Darülmuallimat’ta geçmiştir. Babasının da Kafkaslarda izini kaybetmiştir.

Aliye öğretmen okulunu bitirir ve diplomasını alır. Genç bir öğretmenin "Anadolu’da çalışınız, " telkini ona bir yol gösterir. O, İstanbul’da yer bulabilmek için her türlü rezilliğe katlananların haline acır. Ve nihayet hiç kimsenin gitmediği Anadolu’nun bir kasabasında öğretmenliğe atanır. Aliye kasabaya bayan öğretmen olarak gider. O, İstanbul’dan Anadolu’ya gelmiş idealist bir öğretmendir.

Aliye, öğretmen olarak gittiği kasabada Ömer Efendi ve Gülsüm Hala adında yalnız bir çiftin yanında kalır. Onlar Aliye’yi kendi kızları yerine koyarlar ve benimserler. Aliye öğretmen ilk günlerinde utangaç ve çekingendir. Kasaba halkı Aliye’nin modern görünüşünden rahatsız olur ve onu dışlar. Ama Aliye’nin çocuklara yardım etmek amacıyla geldiğini öğrenince düşmanca tutumları değişir. Zamanla Aliye de onlara alışır.

Mektepte ikinci öğretmen olarak yer alan Hatice Hanım da Aliye öğretmene hoş gözle bakmaz. Okulun ilk günlerinde köy ağasının oğlunun diğer bir çocuğu hırpalaması ve Aliye'nin de onu sınıftan kovması köyde büyük yankı yapar. Çünkü ondan öncesinde okulda bulunan ikinci öğretmen Hatice Hanım, bütün bu ayrıcalıklara, haksızlıklara göz yummakta ve hatta köyün ileri gelenlerinin çocuklarına farklı muamele etmektedir.

Aliye öğretmenin ilk olarak bu tarz haksızlıklara göz yummayışıyla birlikte, ondan sonraki hayatı da memur hanımları ve eşraf oğullarının tehdit ve kavgalarıyla geçmiştir. Fakat o, her şeye rağmen mektepte asayişi sağlamaya çalışmıştır. O güne kadar bir eşraf çocuğuna henüz böyle muamele eden muallime görülmemiştir. O gün evde bu olayı Ömer Efendi ve Gülsüm Hala’ya anlatır. Ve onlara şöyle bir yemin eder: "Toprağınız toprağım, eviniz evim; bu diyarın çocukları için bir ana bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım, vallahi ve billahi."

Hakikaten Aliye, bütün dedikodulara rağmen şevkle çalışıp, takdir toplar. Bütün kasaba onu konuşmaya başlar. Aliye çocuklara marşlar öğretip, onları bayraklarla caddede dolaştırır ve milli marşlarla halkın duygularını, milli hislerini coşturur.

Bu arada halk ikiye ayrılmıştır. Kuvay-i Milliye taraftarı olanlar ve onun karşıtı olanlar olmak üzere iki kesim oluşmuştur. Aliye öğretmen, coşkun bir ruhla çocuklara elinden geldiği kadar Türklük’ü aşılamaya gayret eder. O, bütün dedikodulara rağmen kalbinin en genç, en imanlı gücüyle okulda çalışır. Öğrencilerine vatan sevgisini verir, çocukların ellerinde bayraklar sokak sokak dolaşır. Tabi olarak da bu, ona kuvvetli bir Kuvay-i Milliye taraftarlığı rengini verir.

Eşraf, Kuvay-i Milliye’yi bir çeşit Bolşeviklik ve halkın mallarının alıp halka dağıtacak bir şey olarak anladıkları için üzüntülüdürler. Bir Cuma günü Namaz vaktinde Aliye çocukları toplar. Bayraklarla marş söyleyerek gezerlerken bir kalabalıkla karşılaşırlar. Hacı Fettah Efendi halkı toplamış, Kuvay-i Milliye aleyhine konuşmalar yapmaktadır. Aliye öğretmenin çocuklara şarkı söyleyerek gezdiğini görünce, "Görüyor musunuz? Erkeklerin içinde yüzü gözü açık namahremler Müslümanların kalbini fesada vermek için şarkı söyleyerek dolaşıyorlar. Bunlar melundur, bunların eline çocuklarınızı teslim etmeyiniz, eğer başımıza taş yağdığını görmek istemiyorsanız, bunları üstleri başlarıyla beraber kendilerini de parçalayınız, " der.

Aliye öğretmen bu konuşmalara kızarak daha da kalabalığın üstüne gider. Bir süre sonra Kuvay-i Milliye birliklerinin gelmesiyle kalabalık dağılır. Birlik komutanı Tosun Bey olaya el atar. Ömer Efendi, Tosun Paşaya Hacı Fettah Efendinin halka yaptığı Kuvay-i Milliye aleyhtarı konuşmalardan bahseder. “Yüzü açık” diye namuslu bir kızın az daha parçalattırılacağını anlatır. Tosun Bey, Fettah Efendi’nin yaptığı konuşmalardan dolayı cezasını çok ağır çekeceğini ve halktan bir miktar para toplanacağını söyler.

Başta Fettah Efendi’nin karısı olmak üzere bir grup eşraf kadını, Tosun Paşa’yı caydırmak için Aliye'ye yalvarmaya gider. Çünkü Kuvay-i Milliye birlik komutanı Tosun Paşa, Aliye öğretmene sevdalanmıştır. Aliye öğretmen, Hacı Fetttah Efendi’nin onca kendisi aleyhindeki konuşmalarından sonra bile Fettah Efendinin karısına onu kurtarmak için söz verir ve Tosun Paşayla bunu konuşur. Tosun Bey, Aliye'nin sözlerinden etkilenir ve onu Ömer Efendi’den ister. Başka bir köye yapılacak baskından dolayı gitmesi gerekir ve Aliye'yi Ömer Efendi’ye emanet eder.

Yalnız Hacı Fettah Efendi’nin öfkesi ve kini eskisinden daha da artar. Ve kafasında bir fikir belirir: "Tosun Bey’in yapacağı baskından, kasabadaki düşman komutana haber vermek, Tosun’un geri dönerek Aliye'yi almasını önlemek."

Fettah Efendi ve yanında Uzun Hüseyin, düşman karargahına giderek Yunan komutanı Damyanos ile iş birliği yaparlar. Tosun Beyin tüm planını anlatırlar. Fettah Efendi daha sonra Aliye'nin şeytanlığından, güzelliğinden ve erkekleri nasıl baştan çıkardığından Damyanos'a bahseder. Damyanos, kasabayı altüst eden bu kadar önemli bir Türk kızının hayalini kurmaya başlar.

O gün sabaha karşı düşman ordusunun ayak sesleri duyulur. Halk Hacı Fettah Efendi’den yardım diler ancak O, halktan birkaç Kuvay-i Milliyeci’nin, başta da Ömer Efendi’nin öldürülmesini ister. Köyde Hacı Fettah Efendi, Damyanos'u karşılar ve ona yardım eder. Zulümler en fena devrini yaşamıştır ve iki hafta kadar sonra durur. Bu arada düşman ordusu tarafından yakalanan Ömer Efendi’yi kurtarmaya giden Aliye, Damyanos ile konuşur ve babasını serbest bırakmasını ister. Bu arada Rumca konuşmalar yapar. Komutan kızın isteğini yerine getirir. Rumca konuşmaları ve komutanın Aliye'ye boyun eğmesi Fettah Efendiyi çileden çıkartır. Aliye'nin çarşaf giymiş gavur kızı olduğunu halka yayar. Damyanos da Tosun Bey’in kasabaya gelmesini ve onu öldürerek Aliye'ye sahip olmayı planlar.

Damyanos Aliye'ye onu sevdiğini, eğer kabul ederse onu çok zengin yapacağını ve Yunan ordusunu geri çekeceğini vaat eder. Aliye ise bunu kabul etmez. Namusunu düşünerek Tosun Beye ihanet etmez. Bu arada Tosun Bey gizlice Aliye'nin evine girmeyi başarır. Geceyi beraber konuşarak geçirirler. Ertesi gün bu kasabayı düşman kuvvetlerinden temizlemek için Tosun Bey, bir saldırı yapacaktır. Geceden anlaşırlar, fakat sabah uyandıklarında evin etrafının askerlerle çevrili olduğunu görürler. Bunun üzerine Aliye vatanı, milleti için Damyanos'a gitmeyi ve onu oyalayarak işleri yoluna koymayı planlar. Damyanos'a gider ve evin etrafındaki askerlerin geri çekilmesini ister. Bunun karşılığında onunla evlenmeyi kabul ettiğini söyler. Aliye düşmandan kurtulacak olan kasabasını düşünür. Her şey onun kararına bağlıdır. Mecburen kabul eder. Bir iki gün Damyanos ile beraber kalır. Ve bir sabah Türk Ordusu kasabaya girerek kasabayı düşmanlardan temizler. Aliye bu arada Damyanos'un yanından kaçarak saklanır.

Hacı Fettah Efendi bu arada hala Aliye'ye duyduğu kin ve öfkeyle doludur. Aliye'yi bulur ve halka, "Biz kendi ordumuz girmeden burada şeriatın namusunu temizleyeceğiz. Evvela Yunanlara namusunu satmış ne kadar kahpe varsa temizleyeceğiz. Şu cami meydanında onları öldüreceğiz. İslam'a hıyanet etmiş tek bir kahpe bırakmayacağız, " der.

Ve Aliye öğretmen halkın önünde dövülür. "Vurun kahpeye! Vurun kahpeye!" diye bağıran Fettah Efendi halkı da ateşleyerek “kahpe1” diye bağırmalarını ister. Taşlarla sopalarla dövülerek öldürülen Aliye'nin ise ölmeden önce son sözleri şunlar olmuştur: "Toprağınız toprağım, eviniz evim; burası için bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım; vallahi ve billahi."

Türk birlikleri kasabaya geldiklerinde, Aliye öğretmeni ölü olarak bulurlar. Tosun Bey yoktur. Çünkü o da cephanelikte vücudunun yarısını kaybetmiştir. Binbaşı Ali Bey Tosun Beyin nişanlısını sormaya başlayınca, Fettah Efendi iftiralarına devam eder. “Aliye'nin son geceyi Yunan kumandanının koynunda geçirdiğini, onun kahpe olduğunu ve bu sabah halkın Yunanlara Müslüman namusunu satan kadınları meydanda parçaladığını, ” söyler.

Hacı Fettah Efendi, vaktiyle Damyanos'a olduğu gibi şimdi de yeni karargaha en yakın adam oluverir. Ancak işleri rast gitmez ve Hacı Fettah'ın Damyanosun adamı olduğu, Yunan askerleriyle birlik içinde olduğu halk tarafından söylenir. Kasabada İstiklal Mahkemesi tarafından Hacı Fettah Efendiye idam kararı çıkarılır ve Aliye öğretmenin öldürüldüğü yerde günahını idam edilerek öder.

Sonuçta Aliye öğretmen dini bütün imanlı insan sıfatı altındaki vatan hainleri tarafından suçsuz yere damgalanarak "Vurun kahpeye" nidalarıyla taşlanarak öldürülmüştür.

Tosun Bey, Ali Beye yazdığı mektupta Aliye'nin mezarını köyde yaptırmasını, onun kasabada iyilik ve fedakarlık abidesi olduğunu, isminin temiz olarak iade edildiğini söyler ve şunları ekler: "Ben menekşe gözleri ile sevdiğim en büyük kahramanı, şehit kızı kalbimde götürüyorum. Dudaklarımda onun sözleri var:

"Toprağınız toprağım, eviniz evim; bu diyarın çocukları için bir ana bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım, vallahi ve billahi.

Sonuç:

Aliye Öğretmenler, sadece bildiklerini öğretmekle kalmamışlar, vatanları için canlarını da feda etmekten çekinmemişlerdir.

Nuriye Eren

 

Aliye öğretmen hangi romanın kahramanı?

İçindekiler:

  1. Aliye öğretmen hangi romanın kahramanı?
  2. Aliye karakteri hangi romanda?
  3. Aliye Hacı Fettah hangi roman?
  4. Ömer öğretmen hangi eser?
  5. Şahin öğretmen hangi romanda?
  6. Aliye hangi romanda Iğdır?
  7. Vurun Kahpeye kime ait?
  8. Ahmet Celal Hangi eserin kahramanı?
  9. Acımak romanının baş kahramanı kimdir?
  10. Kiralık Konak hangi dönemi anlatır?

Aliye öğretmen hangi romanın kahramanı?

Vurun Kahpeye Halide Edip Adıvar'ın 1926 yılında yazdığı ve Kurtuluş Savası'nı anlattığı romanıdır. Kitabın kahramanıidealist bir öğretmenolan Aliye'dir.

Aliye karakteri hangi romanda?

Vurun Kahpeye'nin ana karakteri Aliye, Kurtuluş Savaşı romanlarında sık sık kullanılan, tipik bir karakterolarak tanımlanabilir.

Aliye Hacı Fettah hangi roman?

Roman1923 yılı sonlarında Akşam gazetesinde tefrika edilmiş ve 1926'da ilk defa kitap olarak yayımlanmıştır. Vurun Kahpeye romanı, milli mücadele yıllarını konu edinen bir romandır.

Ömer öğretmen hangi eser?

Kan Davası - Reşat Nuri Güntekin Anadolu yaşamını yansıtan bu eser, Ömer'in iki düşman köy arasında öğretmenlikyapmasını konu alıyor. İki köyün de sahiplenmediği bir grup çocuğa eğitim vermeye, onları yetiştirmeye ve onlara kol kanat olmaya çalışan Ömer öğretmeninhikayesi Reşat Nuri'nin kalemiyle içinizi sızlatacak.

Şahin öğretmen hangi romanda?

Yeşil Gece, Reşat Nuri Güntekin'in bir romanıdır.

Aliye hangi romanda Iğdır?

İsmini “Türk edebiyatındaki ilk kadın romancı” olarak duyuran Fatma AliyeHanım, 1890'da “Volonte” adlı Fransızca romanı“bir kadın” imzası ile çevirerek edebiyat sahnesine çıkar.

Vurun Kahpeye kime ait?

Halide Edib Adıvar Vurun Kahpeye/Yazarları

Ahmet Celal Hangi eserin kahramanı?

Kahramanbakış açısı “anlatma esasına bağlı itibari metinlerde vaka, şahıs ve mekana ait hususiyetler kahramanlardan biri tarafından nakledilir.” (Aktaş, 2000:93) Yaban'da bu kahraman Ahmet Celâl'dir.

Acımak romanının baş kahramanı kimdir?

Acımakkitabı Reşat Nuri Güntekin tarafından yazılmış bir romandır. ... 127 sayfadan oluşan bu kitap Türk Edebiyatında olan en önemli eserlerden bir tanesidir. AcımakÖzet. Kitabın başkahramanıolan Zehra çalışkan ve disiplinli bir öğretmendir.

Kiralık Konak hangi dönemi anlatır?

1922 yılında yayımlanmış olan Kiralık Konakkitabı Osmanlı Devletinin çöküş dönemindeİstanbul'daki batılılaşma ve geleneksel değerlerin kuşak farklılıklarını anlatanbir romandır. Nur Baba adlı romanı ile aynı yılda yayımlanmıştır.

VURUN KAHPEYE
A.) Kitapla ilgili bilgi;
1. Kitabın adı : Vurun Kahpeye
2. Yazarın adı : Halide Edip ADIVAR
3. Basım yeri, yılı, baskı sayısı, ederi : İstanbul, 1975

B.) Yazarla ilgili bilgi;
HALİDE EDİP EDEBİ KİŞİLİĞİ MADDELER HALİNDE TIKLAYINIZ...

ÖZETİ:

Kitap, Aliye’nin hayatındaki amacını belirten sözüyle başlar: “Toprağınız toprağım, eviniz evim; burası için, bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım; vallahi ve billahi!”. Ve Aliye’ye ait tasvirlerle devam eder. Aliye daha sonra hayatını kaybedecek olan Yüzbaşı bir babanın ve veremli bir kadının kızıdır. Asker babası ona iç kuvvetini, verem anası ise ezeli ve hasta içliğini vermiştir.


Öğretmen okulunu bitirir. Diplomasını alır. Genç bir öğretmenin, “Anadolu’da çalışınız!” telkini ona yeni bir yol gösterir. O, İstanbul’da yer bulabilmek için her aşağılığa katlananların haline küçümseyerek bakardı. Nihayet hiçbir kimsenin gitmediği…kasabasının açık bulunan öğretmenliğini kendisine verdikleri zaman Haydarpaşa’dan tek bavuluyla trene biner.
Aliye okulu bulur ve müdürün gelmesini bekler. İki kişi konuşa konuşa merdevenlerden iner. Biri müdür, diğeri ise Ömer Efendidir. Maarif Müdürünün toparlak siyah sakallı, bulanık sünepe gözleri, hileci uzun yüzü altında iğrenç, ince dudaklı bir ağzı vardır. İdare meclisi Ömer Efendi, sarıklı, temiz yüzlü, kır sakallı, gün görmüş yüzlü bir insandır. Müdür ve Ömer Efendi, Aliye’nin nerede kalacığını konuşurlar. Müdür okulda yatıp kalkmasını tavsiye eder. Fakat Ömer Efendi, hileci Müdüre kaşı çıkar ve Aliye’ye kendi evinde kalmasını söyler. Olayı iyi analiz eden Aliye, bunu kabul eder.
Ömer Efendi ile Gülsüm Hala… İki yanlız çift… Aliye’yi ölen kızlarının yerine koyarlar. Onlar Aliye’yi kızı Emine gibi severler; Aliye de onları bir ana-baba gibi görür. Artık Aliye’nin de anası-babası vardır.
Aliye yeni okulunda, yeni öğrencilerine ders vermeye başlamıştır bile. Sınıfta tam bir ikilik ve ayrımcılık mevcuttur. Varlıklı ailelerin çocukları, sınıfta her istediklerini yapmaya hakları varmış gibi davranmaktadırlar. Her zaman dövülen gariban çocuğu olurdu. Yine bir kavgada Aliye haksız olan bir çocuğu döver. Ama bu çocuk kasabanın en zenginlerinden olan Uzun Hüseyin Efendi’nin oğludur. Uzun Hüseyin, Aliye’yi ders esnasında penceresinden izlerdi. Aliye’ye az da olsa göz koymuştur. Oğlunun bir İstanbullu bayan öğretmen tarafından dövüldüğünü öğrenir ve hemen dersaneye girer. Tartışırlar ve Uzun Hüseyin ağzının payını almış bir şekilde geri döner.
Aliye bütün dedikodulara rağmen kalbinin en genç, en imanlı gücüyle okulda çalışır. Müdürün şüpheli yardımına, karısının kıskanç iftiralarına, Hüseyin Efendi’nin tehlikeli öfkesinden doğan etrafındaki tehlikeli havaya rapmen mevki kazanır. Okulda çocuğu olan her ana ona büyük bir sevgiyle sarılmıştır. Fazla olarak Hüseyin Efendinin evlenme teklifini geri çevirmiştir. Fakat memur hanımların ona karşı pek kuvvetli bir düşmanlık uyandırır. Bütün kasaba leh ve aleyhinde yalnız Aliye ile ilgieniyor, yalnız Aliye’yi konuşur.
Aliye coşkun bir ruhla çoçuklara elinden geldiği kadar Türklüğü aşılamaya çalışır. Onlara vatan sevgisini verir. Çocukların ellerinde bayraklar, sokak sokak dolaşır. Bu, tabii olarak, ona kuvvetli bir Kuva-i Milliye taraflılığı rengini verir. 
Eşraf, Kuva-i Milliyeyi, bir çeşit bolşeviklik ve halkın mallarını alıp halka dağıtacak bir şey diye anladıkları için üzüntülüdürler. Hala düşmanın durmadan ilerlemesi, Kuva-i Millieyenin ordusuz günleri, eşrafı yeni savunma kuvvetine bütün bütün aleyhtar yapmıştır. 
Cuma günü namaz vaktinde Aliye çocuklarını toplar, bayraklı, şarkı söyleyerek gezerler.
Namazdan sonra Fettah Efendi halkı meydana toplamış Kuvayi Milliye aleyhinde vaaz’eder. Aliye, konuşmaları duyar ve buna kızar. Kalabalığa ilerler. Kendini kalabalığın ortasında bulur. Çekinir önce. Derken, uzaktan ellibin kişilik Kuvayi Milliye birlikleri gözükür. Birlik komutanı Tosun Bey, olaya el atar. Kalabalık dağılır. Halk Tosun Beyin Ömer Efendilerde kalmasını kararlaştırır. 
Akşam olunca Ömer Efendi, Tosun Paşaya Hacı Fettah Efendinin halka yaptığı Kuvayi Milliye aleyhtarı konuşmalardan bahseder. Yüzü açık diye namuslu bir kızın az daha parçalattırılacağını anlatır.
Tosun Bey, üçüncü gününde halka bir duyuru yapar. Halktan bir miktar ordu için para toplanacağını söyler. Halk buna itaraz etse de boşuna! Fettah Efendinin yaptığı küstahça konuşmalarından dolayı cezasını çok ağır çekeceğini söyler.
Başta Fettah Efendinin karısı olmak üzere bir grup eşraf kadını Tosun Paşayı caydırmak için Aliye’ye yalvarmaya giderler. Okulda kadınlar kızı yakalayıp başlarlar dert yanmaya… Kadınların sızlanmalarına dayanamayan Aliye, onlara söz verir. 
Aliye, Tosun Beyle konuşur. Aliye’nin etkileyici gözleri ve sözleri, Tosun Paşayı ikna eder. Akşam Tosun Bey, ahaliyi toplayıp Aliye’yi Ömer Efendiden ister. Tosun Bey yapılacak olan bir baskın için başka bir köye gider ve Aliye’yi, Ömer Efendiye emanet eder.
Yalnız Hacı Fettah Efendinin öfkesi ve kini eskisinden çok fazladır ve Kantarcıların Hüseyin Efendinin beyninde bir hançer vardır. İkisinin de kafasında bir tek fikir hakimdir: Tosun’un hareketinden… kasabasındaki düşman komutana haber vermek, Tosun’un on beş gün sonra dönüp Aliye’yi almasının önlemek…
Hacı Fettah Efendi ve Uzun Hüseyin düşman karargahına varır. Komutan Damyanos’la görüşürler. Tosun Beyin tüm planlarını anlatırlar ona. Ömer Efendinin Tosun Beye olan yakınlığından bahsederler. Fettah Efendi, en kuvvetli duygularına değinir: Aliye… Aliye’den bahseder: güzelliğinden, şeytanlığından, kasabanın erkeklerini nasıl baştan çıkardığından… Fakat Uzun Hüseyin Aliye konusundan rahatsız olur. Çünkü ona yalnızca o sahip olmak ister.
Damyanos, Kasabayı altüst eden bu kadar önemli bir Türk kızını, hayalini şiddetle kamçılar. Kız güzel ve ona aşık olan Hüseyin Efendi çevrenin en zengini…. 
Aliye, Tosunsuz günlerini onun hayaliyle geçirir.
Sabaha karşı düşman ordusunun ayak sesleri duyulur. Halk tutunacak tek dal olan Hacı Fettah Efendiden yardım dilenirler. Ama Hacı Fettah Efendinin halktan bir isteği vardır: Birkaç Kuva-i Milliyecilerin öldürülmesi…. Başta Ömer Efendi!
Damyanos’u Fettah Efendi karşılar. Derhal Aliye’nin evini korumaya aldırttırır. Daha önceden servet sahiplerini öğrenmiştir. Anadolu’da edinebileceği son serveti burada elde etmeye karar verir. 
Ardadan iki hafta geçer. Zulüm yapma en fena devrini yaşamış ve durmuştur. Fakat Fettah Efendi muradına tam olarak erememiştir. Ömer Efendi bütün aramalara rağmen bulunamamıştır. Hüseyin Efendi ise Aliye’nin komutanın eline geçmesi ihtimaliyle azap içinde dolaşır. Bunu anlamış olan Damyanos Aliye’yi bir yem gibi kullanmak istemektedir.
Aliye küçük bir çocuktan Ömer Efendinin yakalandığı haberini alır. Beraber nöbetçi askerlere gözükmeden kaçarlar. Aliye, Damyanos’tan babasını serbest bırakmasını ister. Bu ihtaşamlı kız karşısında eli kolu bağlanan komutan kızın isteğini yerine getirir. Rumca konuşmaları ve komutanın Aliye'ye boyun eğmesi Fettah Efendiyi çileden çıkartır. Aliye’nin çarşaf giymiş gavur kızı olduğunu halka yayar. 
Domyanos, onları serbest bırakarak, Tosun Beyin kasabaya gelmesini sağlayıp onu öldürerek Aliye’ye sahip olmak düşüncesindedir.
Zaman geçer. Damyanos kızla görüşmelere başlar. Ona sevdiğini söyler. Zorla ona sahip olmak ister. Fakat başarılı olamaz. Çünkü o karşılıklı bir sevgi istemektedir. 
Karşılıklı ilişkiler bir süre devam eder. Bu arada Tosun Bey, gizlice Aliye’nin evine girmeyi başarır. Gece birlikte olurlar. Ertesi günü bu kasabayı düşman kuvvetlerinden temizlemek için Tosun Bey bir saldırı yapacaktır. Sabah uyandıklarında etraflarının askelerle çevrili olduğunu görürler. Bunun üzerine Aliye, Domyanos’a gider. Evinin etrafından askerlerin geri çekilmesini ister. Aliye’nin bu isteğine karşılık Damyanos ona evlenmeyi teklif eder. Aliye, düşmandan kurtulacak olan kasabasını düşünür: düşmandan, pisliklerden temizlenmiş Türk kasabası… Her şey onun kararına bağlıdır. Mecburen kabul eder. Üç-dört gün orada kalır. Sonra Türk ordusu kasabaya girer. Aliye hemen kaçıp saklanır. Türk ordusu bölgeye girene kadar Fettah Efendi Aliye’yi bulur. Bu arada Domyanos ve askerleri kasabayı terk eder. Aliye halkın önünde dövülür. “Vurun kahpeye, vurun kahpeye” diye bağıran Fettah Efendi halkı da ateşleyerek hep bir ağızdan “kahpe” diye bağırmalarını sağlar. Türk birlikleri Aliye’yi ölü olarak bulurlar. Tosun Bey yoktur. Çünkü vücudunun yarısı gitmiştir. Görevlendirdiği askerler ona Aliye’nin öldüğü haberini bildirirler. 
Ve Tosun Bey tarafından mezarı diktirilir. Birliğin başındaki Ali Beyden bir ricası vardır:”Ordunun kurtarıcısı, cephanenin atılmasını hayatı pahasına, en korkunç bir facia, belki ebedi bir leke karşılığında alan büyük bir kadın olduğunu ilan et!” Ve o bu topraklar üstünde gerçekleşmesi için hayatını verecektir: “Toprağınız toprağım, eviniz evim. Burası için, bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve hiç bir şeyden korkmayacağım; vallahi ve billahi!”
ANAFİKİR:

Bugün bu topraklar üzerinde güvenli yaşabiliyorsak, gülüp eğlenebiliyorsak, sevip seviliyorsak, rahatça uyuyup yeni bir güne “merhaba” diyebiliyorsak, mutlu bir yaşam sürebiliyorsak… unutmayalım ki tüm bunlar binlerce Aliyelerin namusunu, canını vatanının kurtulması uğruna feda ederek ve binlerce Tosun Paşaların gazi ya da şehit olmasıyla bu imkanlara kavuşabilmişizdir. Bugün bize düşen görev onların hala yaşayan bedenlerine acı ve ızdırap çektirtmemek…

C.) Romanın Dili;
Romanın içinde bilmediğim birkaç Arapça sözcük oldu. Bunlar için Osmanlıca-Türkçe Sözlük kullandım. Çeşitli ikilemeler kullanılmış ve uzun tümcelere yer verilmiştir.
D.) Romanın Anlatımı;
Doğal, sade bir anlatım, deyim aktarmaları kullanılmış, üçüncü kişi ağzından anlatılmıştır. Yer yer mecazlı anlatıma baş vurulmuştur.

E.) Romanın İçeriği;
1. Olayın Geçtiği Yer, Çağ, Zaman : Anadolu’da bir kasabada, Kurtuluş Savaşı Dönemi’nde geçmiştir.
2.Ana Olay : Aliye kız lisesinden yeni mezun olmuş bir öğretmendir. Öğretmenliğinin ilk görevini Anadolu’da yapmak üzere trene binip kasabaya gelir. Orada Ömer Efendi ve Gülsüm Hala ile beraber kalır. Aliye’nin güzelliği, alnının açık olması ve ellerinin cebinde gezmesi ona birçok düşman kazandırmıştı. Halbuki O, modern bir İstanbul kızıydı. Okulda Eşraf ve Esnaf çocukları vardı. Hatice Hanım ve diğer öğretmenler Eşraf çocuklarını daha üstün tutuyorlardı. Aliye bu ayrımcılığı ortadan kaldırmak için çok çalıştı.
Kasaba halkı, Aliye hakkında bazen iyi bazen de kötü dedikodular yapıyordu. Bu olay Aliye’yi hiç yıldırmamıştı. Hüseyin Efendi sonunda Aliye’yi Ömer Efendi’den istedi. Aliye bunu derhal reddetti.
3. Ana Olaya Bağlı Olaylar ve Olaya Nasıl Bağlandıkları : Öte yandan düşmanlar hızla Anadolu’ya doğru ilerliyorlardı.
Hacı Fettah Efendi ve Uzun Hüseyin, düşman karargahına gittiler. Düşman karargahında komutan Damyanos’la bir süre konuştular ve Kuvayi Milliye hakkındaki bütün bildiklerini anlattılar. Damyanos kasabaya gelecekti ve onlar da Damyanos’u karşılayacaklardı. Damyanos Aliye hakkında çok bilgi almıştı. Düşman kasabaya girdi. Düşmanlar Kuvayi Milliyeciler’i toplayıp sorgulayacaklardı. Aliye ile Gülsüm Hala çok korkmuşlardı. Ömer Efendi şehir dışındaydı. Düşmanlar kasabada karargah kurdular. Ve Damyanos Ömer Efendi’nin evinin etrafına askerlerini yollayarak bir çember oluşturdu. Çünkü Aliye ile Tosun Bey haberleşiyorlardı. Bu Damyanos için çok tehlikeliydi. Damyanos Aliye’yi birkaç kez odasına çağırttı. Aliye’nin pembe yanakları, güzel gözleri ve ince hatlı vücudu onu çok etkilemişti. Damyanos onu elde etmek istiyordu. Damyanos Aliye’yi kendi ülkesine götürmeyi iyice kafasına takmıştı. Aliye bunu anlamıştı.
Bir gün Tosun Bey kasabaya gizlice girdiğinde Durmuş onu gördü ve onu tanıdı. Bu sırada Tosun Bey düşmanı kasabadan atmak istiyordu. Aliye ile Tosun Bey incir ağacının altında buluştular ve Tosun Bey Aliye ile birlikte eve gittiler. Sabahleyin düşman askerleri Aliye’nin evinin etrafını sarmışlardı. Tosun Bey’in mutlaka kaçması gerekiyordu. Aliye bunun farkındaydı ve Damyanos’un yanına gidip kendisi ile evlenebileceğini fakat evin etrafındaki askerleri kaldırmasını istedi. Aliye o geceyi Damyanos’un karargahında geçirdi. Tosun Bey Durmuş’un da yardımıyla evden kaçmayı başardı. Ertesi sabah Aliye Damyanos’un karargahından kaçarken kasaba halkı onu görmüştü ve onun hakkında daha da kötü düşündüler. Damyanos Kuvayi Milliye’nin iyice yaklaştığını anlayınca kaçmaya karar verdi. Bu sırada Hacı Fettah Efendi kasaba halkını kışkırtarak Aliye ve birkaç kişiyi “vurun kahpeye” diye bağırarak öldürdüler. Kuvayi Milliye kasabaya geldiğinde istiklal mahkemesi kurdu ve suçlular idam edilerek öldürüldüler.


4. ŞAHIS KADROSU VE ÖZELLİKLERİ:
Aliye : Annesi ve babası ölmüş, Anadolu’da öğretmenlik yapma aşkıyla yanıp tutuşan güzel görünüşlü iyi yürekli genç bir öğretmendir. Ömer Efendi ve Gülsüm hala ile birlikte yaşar.
Maarif Müdürü : Kötü emelleri olan, asık suratlı, kırk yaşlarında biridir.
Ömer Efendi : İyi kalpli, yaşlı, Kuvayi Milliye’yi savunan, bir kızı ölmüştür. Gülsüm halanın kocasıdır.
Damyanos : Milliyetçi ve zengin olmayı kafasına koymuş tam bir Türk düşmanıdır. Orta yaşlıdır.
Tosun Bey: Kuvayi Milliye hareketinin komutanıdır. Onurlu birisidir. 25 yaşlarındadır. Aliye’nin nişanlısıdır.
Hacı Fettah Efendi: Yaşlı, Kuvayi Milliye düşmanı, dini alet olarak kullanan kötü kalpli biridir.
Hüseyin Efendi: Kötü emellerini dini kullanarak halka yaptırmak isteyen birisidir. 35 yaşlarındadır.


KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Kitapta o zamanın analizi her yönden çok iyi yapılmış. Özellikle Anadolu insanının düşünce yapısı çok açık bir şekilde dile getirilmiş ve yansıtılmıştır. Seçilen şahısların davranışları, düşünceleri olayları daha da gözler önüne sermiştir. Kitabın akıcı ve sade dili okuyucunun olaylara iyice bağlanmasını sağlamıştır. Beklenmedik olaylar okuyucu üzerinde etkili olmuştur.


nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası