dost dediğin adama çileğini verdim / Dost Dedigin Adama Uragimi Verdim Yeni mp4 3gp flv mp3 video indir

Dost Dediğin Adama Çileğini Verdim

dost dediğin adama çileğini verdim

Ahmet Vefik Paşa Bursa Devlet Tiyatrosu

Yazı: Uğur Ozan Özen 19. yüzyılın ikinci yarısında, Güllü Agop’un başkent İstanbul’da kurduğu Osmanlı Tiyatrosu’na emek verenlerden biri de Ahmet Vefik Paşa’dır. 1878 yılında Osmanlı Tiyatrosu’ndan ayrılan oyuncular, bir yıl sonra Tomas Fasulyeciyan’ın önderliğinde Bursa’ya gelir. O sırada Bursa Valisi olan Ahmet Vefik Paşa, önce tiyatro binası inşa ettirir. Ardından Fasulyeciyan Kumpanyası üç yıl boyunca Osmanlı Tiyatrosu adıyla oyun sahneler. 1 Böylece ilk defa merkezdeki tiyatro ile taşradaki tiyatronun kaderi birleşir. Bursa’nın dışındaki hiçbir Devlet Tiyatrosunun önünde bir kişinin adı yazmaz. Güllü Agop İstanbul Devlet Tiyatrosu, Ziya Paşa Adana Devlet Tiyatrosu gibi. Reşat Nuri Güntekin, Cumhuriyet gazetesindeki makalesinde şöyle der: “Ben bu şehirde meselâ Türk tiyatrosunun atası Ahmet Vefik Paşa adına kurulacak bir tiyatronun, nüfusunun verebileceği şüpheye rağmen, muvaffak olmasını asla ümidsiz görmemekteyim.” 2 Eski Bursa Belediye Başkanı Edip Rüştü Akyürek (1942-1946), Bursa Devlet Tiyatrosu’nun açıldığı gün yayımladığı makalesinde, tiyatro kurmak için 1943 yılında Muhsin Ertuğrul ile mektuplaştığını yazar. Akyürek, mektuplaşmalar sırasında Ertuğrul’un şu cevabı verdiğini özellikle belirtir: “Eğer kurulursa Bursa şehri tiyatrosuna bu hakikati en evvel en iyi anlayan büyük adamın, Ahmet Vefik Paşa’nın ismini vermek düşüncesindeyiz demiştim.” Tiyatro için hazırladığı bütçeyi Belediye Meclisi onaylamadığı için Bursa Şehir Tiyatrosu kurulamaz. 3 Levha, 1957 yılında tiyatronun girişine asılmıştır. 1960 darbesinden sonra, İhsan Sabri Çağlayangil’in adı geçtiği için gençler tarafından sökülür. Sonraki yıllarda yeniden asılmıştır Muhsin Ertuğrul, ikinci kere Devlet Tiyatroları Genel Müdürü (1954-1958) olduktan bir yıl sonra, Bursa’ya tiyatro açılması gündeme gelir. Şehrin kültür hayatında önemli isimler olan Sadrettin Çanga (Avukat-Gazeteci) ve Fahir Komman (Diş Hekimi-Yazar) başta olmak üzere birçok kişi tiyatro salonu için çaba sarf eder. Uzun uğraşlar sonucu eski Halkevi binasında faaliyet gösteren Marmara Sineması gündeme gelir. 1957 yılının yaz mevsiminde sinema salonu tiyatroya dönüştürülür. Marmara Sineması binanın arka tarafında, önceki yıllarda Tan Sineması, Hayri Küçük Tiyatrosu, Tan Tiyatrosu olarak kullanılan salona taşınır. Adı Yeni Marmara Sineması olur. Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Muhsin Ertuğrul, Bursa Valisi İhsan Sabri Çağlayangil ve Bursa kamuoyunun desteğiyle Bursa Devlet Tiyatrosu 28 Eylül 1957’de açılır. 4 1973 yılında Batak oyunu Anadolu Turnesinde. Ziganalar’ın en tepesi. Adnan Açıkdüşünenler Arşivi 1974 Yılında Âli Cengiz Çelenk ve Kenan Işık Adnan Açıkdüşünenler Arşivi “Yeşil Bursa’ya Gider, Bursa Kaplıcalarına ve Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosuna Gider" 5 Bursa Devlet Tiyatrosu açılmadan üç ay önce, Ankara-Bursa karayolu üzerine başlıktaki yazının yer aldığı tabela konur. 1957-1971 yılları arasında turne sahnesi olarak hizmet veren tiyatroda Ankara’dan Bursa’ya gelen oyunlar, 15-30-45 gün sahnelenerek İzmir’e turne yapar. On dört yıl boyunca iki kişi müdür olarak görev yapar: Ragıp Haykır ve Sami Ergin. Müdürlerin ana görevi, Ankara’dan gelen oyunların sahnelenmesini organize etmektir. Ragıp Haykır 1959-1960 ve 1960-1961 sezonlarında İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile iş birliği yaparak, ortaokul ve lise öğrencilerinin oyuncu olduğu Pollyanna ve Leylek Sultan çocuk oyunlarının sahnelenmesini sağlar. 1961 yılında müdürlükten ayrıldıktan sonra bu uygulama devam etmez. Çocuk oyunlarında rol alan gençlerin tiyatroyla tanışması şehrin tiyatro hayatının değişimine neden olur. 6 1960 ve sonraki yıllarda, dönemin alternatif tiyatrosu denebilecek Bursa Liselerinden Yetişenler Cemiyeti, Türk-Amerikan Kültür Derneği ve Bursa Oda Tiyatrosu kurulur. 1960’lı yıllar sadece İstanbul ve Ankara’da değil, Bursa için de altın yıllardır. Bursa’nın diğer iki şehir den farkı, nüfus yapısının köylü ve işçi sınıfı ağırlıklı olmasıdır. Orta sınıf zayıf olduğu için şehir kendi özel tiyatro kültürünü ortaya çıkaramamıştır. Alt gelir grubu, tiyatroya gitmek istediğinde Devlet Tiyatrosunun dışında tek alternatif, 1962-1971 yılları arasında faaliyet gösteren Bursa Oda Tiyatrosu’dur. Bu tiyatroda 1962-1967 yılları arasında haftada altı gün oyun sahnelenir. Tatil günü ise bir ilçeye turne yapılır. Sezon içinde beş-altı oyun, 150-200 kere sahnelenir. Yerel gazetelerde tiyatroyla ilgili onlarca eleştiri yazısı, yüzlerce haber çıkmıştır. 7 1960’lı yıllarda Bursa Devlet Tiyatrosu güç kaybeder. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Bursa’ya hangi oyunların turne yapacağını, kaç kere sahneleneceğini, bilet fiyatlarının ne olacağını belirlerken şehrin tiyatro tarihi ve sosyolojisi göz ardı edilir. Memur şehri Ankara’nın tiyatro seyircisinin talebi ile köy ve işçi nüfusunun ağırlıkta olduğu Bursa’nın tiyatro seyircisi aynı kefeye konur. Dahası Ankara’da sorumluluk sahibi olanlar, ihtiyacı sadece oyun sahnelenmesi olarak görür. 1957’den hemen sonra Bursa Devlet Konservatuarı açılmış ve nüfus artışına paralel olarak merkezin dışındaki mahallelere tiyatro salonu yapılmış olsaydı şehrin tiyatro hayatında sıçrama meydana gelebilirdi. Seyircinin tiyatroya ilk adımı atmasından sonra farklı ülkelerin ve yazarların oyunlarıyla tiyatro kültürü zenginleştirilemeyince halk tiyatroya yabancılaşmıştır. Bu durumun en bariz göstergesi seyirci ve temsil sayısının sürekli dalgalanmasıdır. 28 Nisan 1973. 1972-1973 sezonunda başlayan tiyatro kursunun ilk öğrencileri. Lütfi Alacalar Arşivi Âli Cengiz Çelenk, Feyha Çelenk, Cüneyt Gökçer Feyha Çelenk Arşivi Anadolu'da Var Olmak Bursa Devlet Tiyatrosu’nun yerleşik kadroya geçmesi ileri bir adım değildir. Oyuncular Ankara’dan Bursa’ya gelir. Hiçbiri Bursalı değildir. Yaklaşık yüz yıl önce Ahmet Vefik Paşa da İstanbul’dan gelen oyuncularla Osmanlı Tiyatrosu’nu açmıştı. Yüz yıl sonra dönüp dolaşıp aynı yere gelinmiştir. Genel Müdür Cüneyt Gökçer, Ankara’da oyuncu ve yönetmen olarak çalışan Âli Cengiz Çelenk’i (1934, Ayvalık) yerleşik kadronun kurucu müdürü olarak belirler. 9 Bursa Devlet Tiyatrosu sadece bulunduğu şehre değil, bölgesine hizmetle (Merkez Bursa-Erdek, bağlı şehirler Çanakkale, Bilecik, Balıkesir, Sakarya, Kocaeli, Kütahya, Adapazarı’dır.) ve Mayıs-Haziran aylarında Anadolu turnesiyle mükelleftir. 1970 ve 1980’li yıllarda iki yılda bir Anadolu turnesine çıkılır, şehir şehir yol alınırdı. Doğru düzgün otelin, pansiyonun olmadığı, sinemadan veya konferans salonundan bozma salonlarda oyun sahnelenirdi. Önde oyuncuların, teknik kadronun ve idarede çalışanların bulunduğu otobüs, arkada dekor, kostüm ve ışık tesisatının yer aldığı malzemeler ile yolculuk 30-45 gün arasında sürerdi. Belirlenen şehir ve ilçelerde oyun sahnelenirdi. Tiyatrocular Temmuz ayında dinlenir, Ağustos ayında yeni sezonun hazırlıklarına başlardı. 10 Tiyatronun kurucu kadrosunu oluşturan oyuncular, Bursa’ya geldiklerinde ne lojman ne de ev ayarlanmıştır. Bir süre Kültürpark’ın karşısındaki Diyar Otel’de kalırlar. Sonrasında ev kiralayıp kendi yuvalarını kurarlar. Âli Cengiz Çelenk müdür olduğu için, eşi Feyha Çelenk ve kızı Fatma ile tiyatronun en üst katındaki bir salon, bir oda, mutfak, tuvalet ve banyodan oluşan 60-70 metrekarelik eve yerleşir. Evinin tiyatronun üst katında olması onun için iyi olur. Gece saat birde uyanıp tiyatroda dolaşır. Kapıcı yerinde mi, sıkıntılı bir durumda var mı diye kontrol eder. O yıllarda tiyatronun belli yerlerinde saatler vardır. Gece bekçileri saatlerin olduğu yere gittiklerinde saatleri kurar ki orayı kontrol ettikleri belli olsun. Tiyatronun ilk oyuncu kadrosu Çetin Bağcıer, Değer Gündemir, Maral Nutku, Babür Nutku, Yıldıral Akıncı, Gürbüz Bora, Oğuz Bora, Feyha Çelenk, Işık Yenersu, Şener Ünal’dan oluşur. İlk oyun olan Küçük Tilkiler’in kadrosudur. Turne sahnesi olduğundan beri Bursa’da çalışan Ruşen Bölek oyunların ışık tasarımlarını yapar. Feyha Çelenk ve Adnan Açıkdüşünenler, 1975 yılında, Çalıkuşu oyunuyla yapılan Anadolu Turnesi kapsamında Hakkâri’de. Adnan Açıkdüşünenler Arşivi Âli Cengiz Çelenk’in cenazesi tiyatronun önünde Adnan Açıkdüşünenler Arşivi Bursa’nın en önemli avantajı daha İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun açılmamış olmasıdır. Her sene Ankara Devlet Konservatuarı’ndan mezun olan öğrenciler (8-10 kişi) Ankara, İzmir ve Bursa’ya gönderilir. Bu öğrencilerin çoğu Ankara’da kalır. Birkaçı İzmir’e gider. Bir veya ikisi Bursa’ya gelir. Devlet Tiyatroları yönetimi bu problemi çözebilmek için 1973 yılında konservatuar mezunu olmayan ancak oyunculuk yeteneği olan gençler için sınav açar. Bu gençlerden biri de Kenan Işık’tır. Oyunculuğun yanı sıra Bursa’da yönetmen olarak dikkat çeker. 1972-1973 sezonunda Bursa’nın ilk oyun yazarının adının verildiği -hâlâ devam eden- Ferâizcizâde Mehmet Şâkir Tiyatro Kursu açılır. Ücretsizdir. Eğitimleri Devlet Tiyatrosu oyuncuları ve teknik kadro verir. Eğitim alan gençler (Metin Belgin, Ahmet Uğurlu, Mustafa Uğurlu, Erkan Can, Zafer Algöz) konservatuar sınavına girer. Âli Cengiz Çelenk 1978 yılında böbrek yetmezliğinden vefat eder. Emirsultan Mezarlığı’nda top-rağa verilir. Aynı yıl, Kültür Bakanı Ahmet Taner Kışlalı, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Cüneyt Gökçer’in yerine Ergin Orbey’i, O da Ağustos ayında Ankara’dan Ziya Demirel’i müdür olarak tayin eder. 12 Ziya Demirel’in müdürlüğünde ilk defa işçinin ayağına gidilir. 1979 yılında, Uludağ Volfram Maden Tesisleri’nde Ülker Köksal’ın yazdığı Besleme oyunu sahnelenir. 13 1980 yılında Cüneyt Gökçer yeniden Genel Müdür olduğunda, Ziya Demirel’i görevden alır. Aklına gelen ilk isim, öğrencisi ve 1971 yılında kurucu kadronun içinde yer alan Feyha Çelenk’tir. Feyha Çelenk ise müdür olması için Yalın Tolga’yı önerir. Cüneyt Gökçer de, Şubat 1980’de, öğrencisi Yalın Tolga’yı (1934, Muğla) müdür olarak tayin eder. 14 Yalın Tolga Bursa kamuoyu için bilinen bir isimdir. 1955-1965 yılları arasında birçok kere Bursa’da oyun sahnelemiştir. 1965 yılında Devlet Tiyatroları’ndan ayrılarak Mithatpaşa Tiyatrosu’nda çalışır. 1972 yılında yeniden Devlet Tiyatroları’na döndüğünde hocası Cüneyt Gökçer onu Bursa’ya gönderir. İki sene sonra Ankara’ya döner. Müdür olunca yeniden Bursa’ya gelir. Yalın Tolga 1980-1987 yılları arasında müdür, yönetmen, oyuncu ve kursta hoca olarak adeta şehrin tiyatro hayatına damga vurur. Tiyatroda çalışanlar için Yalın Bey değil, Yalın Abi’dir. Müdürlük görevini üstlendikten sonra 12 Eylül darbesi olur. Ülke siyasi, ekonomik olarak savrulurken tek amacı tiyatroyu ayakta tutmaktır. Milliyet Sanat Dergisi, 3 Nisan 1978 17 Aralık 1985’te Ferâizcizâde Mehmet Şâkir Oda Tiyatrosu’nun açılışında, Zeynep Eronat, Bora Özkula ve Macit Flordun Bora Özkula Arşivi Kördöğüşü’nün 100. oyun kutlaması. Bora Özkula Arşivi 1966 yılında, eski Halkevi binasında Devlet Güzel Sanatlar Galerisi açıldığında, tiyatro salonu ile arasında oda kadar boşluk kalmıştır. Âli Cengiz Çelenk, müdürlüğünün ikinci yılında burada Ferâizcizâde Mehmet Şâkir Tiyatro Kursu’nu başlatır. Yalın Tolga ise 1985 yılında, sahne yaptırıp, sandalyeler koyarak burayı Oda Tiyatrosu’na çevirir. İlk oyun Nezihe Meriç’in yazdığı Sular Aydınlanıyordu, yönetmen ise Macit Flordun’dur. Yalın Tolga 1987 yılında kendi isteğiyle müdürlüğü bırakır. Genel Müdür Raik Alnıaçık’ın Feyha Çelenk’i müdür olarak ataması kimseyi şaşırtmaz. 16 Yalın Tolga’nın müdürlükten ayrılırken bir isteği vardır. Shakespeare’in yazdığı Venedik Taciri oyununda Shylock rolünde oynamak. Kabul edilir. Yalın Tolga, 1987-1988 sezonunda, oyun 17. kere sahnelendikten sonra evinde dinlenirken kalp krizi geçirir. Bir daha tiyatroya dönemez. 1989 yılında vefat eder. Pınarbaşı Mezarlığı’nda toprağa verilir. 1963 yılında konservatuardan mezun olan Feyha Çelenk (1945, İstanbul), 1971 yılında geldiği Bursa’yı ve Bursa Devlet Tiyatrosu’nu en iyi tanıyan kişilerden biridir. Onun müdürlükten ayrıldığı 1994 yılı, sadece Bursa için değil Devlet Tiyatroları için de kırılma noktasıdır. 1978 yılında İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun yerleşik kadroya geçmesinden sonra, 1980’li ve 1990’lı yıllarda Anadolu’da birçok bölge tiyatrosu açılır: Adana, Trabzon, Antalya, Erzurum, Diyarbakır, Konya, Van, Sivas. Her tiyatronun kendi şehrine ve bölgesine hizmeti amaçlanmıştır. Ancak tiyatroların kendi bütçelerinin ve karar alma süreçlerinde Genel Müdürlüğün yetkili olması bölge tiyatrolarının topal kalmasına neden olmuştur. 1990’lı yıllardan itibaren özel televizyonlarda dizilerin sayısının artmasıyla birlikte bölge tiyatrolarının iç huzuru bozulmuştur. Oyuncuların büyük kısmı, musluktan akan sudan payını almak için İstanbul’a tayin ister. Tayinlerin büyük kısmının Genel Müdürlerin değiştiği yıllarda yapılması tesadüf değildir. Feyha Çelenk’in müdür olması Bursa için büyük bir şanstır. 1971 yılında kurucu kadroda yer alması, rol aldığı her oyunda başarılı olması da eklenince onun müdürlüğü döneminde Bursa Devlet Tiyatrosu’nun altın yılları yaşanmıştır. Mayıs 1987’de göreve başladıktan birkaç ay sonra, Kasım ayında tiyatro yanar. Bu durum tiyatroda ayrışmaya değil daha fazla bütünleşmeye neden olur. Sonrasında iki büyük başarıya imza atılır. Tuncer Cücenoğlu’nun yazdığı ve Murat Karasu’nun yönettiği Kadıncıklar 120 kere ve Kördöğüşü 130 kere sahnelenerek hâlâ aşılamayan bir rekora imza atar. 17 Bursa’nın ilk ve tek tiyatro dergisi Sahne bu döneminde çıkarılır. Yazarları Bursa Devlet Tiyatrosu’nun emekçileridir. Dergi 1988 yılında üç sayı çıkarıldıktan sonra maddi imkânsızlık nedeniyle ara verilir. 1991 yılından sonra yedi sayı daha yayımlanarak kapanır. 1992 yılında, TOBAV’ın önderliğinde, SHP’li Kültür Bakanı Fikri Sağlar’ın desteğiyle yeni bir Devlet Tiyatroları Yasası için adım atılır. Taslak hazırlanır. Genel Müdür Bozkurt Kuruç, Kültür Bakanı tarafından görevden alınır. İki yıl boyunca önce Mehmet Ege, sonrasında Yücel Erten Genel Müdür olarak görev yapar. 1994 yılına gelindiğinde yasa değiştirilemediği için eğilim yoklaması adıyla tiyatroda çalışan herkesin katıldığı seçim 14 Şubat 1994 yapılır. Feyha Çelenk seçime karşı çıkarak müdürlükten istifa eder. Genel Müdür olmak için iki aday vardır; Yücel Erten ve Tamer Levent (TOBAV Başkanı). Bursa’da ise Bora Özkula (TOBAV Bursa Temsilcisi) tek aday olarak seçime girer. Tamer Levent yeni Genel Müdür, Bora Özkula da Bursa Devlet Tiyatrosu Müdürü seçilir. 20 Feyha Çelenk müdürlükten istifa ettikten sonra, 1995 yılında, Bursa, Kültür, Sanat Turizm Vakfı Tiyatrosu’nu kurar. 2006 yılında Bursa Şehir Tiyatrosu adını alarak şehrin ikinci ödenekli tiyatrosu olur. Bu yol nereye gidiyor? Bora Özkula (1955, Bursa), tiyatro kursunda eğitim alıp Ankara Üniversitesi Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesi Tiyatro Kürsüsü’nden mezun olur. Bir süre AST’de çalışır. 1983 yılından önce, DTCF mezunları Devlet Tiyatroları’nda oyuncu değil, sahne amiri olabiliyordu. 1983 yılında Cüneyt Gökçer’in yerine Turgut Özakman’ın (DTCF’de hoca) Genel Müdür olmasıyla bu durum değişir. Özakman, 1983 yılında kadro sınavında Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın (eski Ankara Devlet Konservatuarı) yanı sıra Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Tiyatro Kürsüsü mezunlarına da sınava girme hakkı verir. Bora Özkula sınavı kazanır, oyuncu olur. Devlet Tiyatroları Yasası’nda değişiklik yapılmadığı için, bir yıl sonra eski Genel Müdür Bozkurt Kuruç göreve iade davasını kazanıp yeniden Genel Müdür olur. Bu arada Kültür Bakanı da değişir. Eski yapıya dönülmüştür. Bora Özkula’nın iki yıllık görev süresinde iki oyun dikkat çeker; İngiliz Yönetmen Malcolm Keith Kay’in yönettiği Arthur Miller’in yazdığı Cadı Kazanı ve George Orwell’in yazdığı Hayvan Çiftliği. Bir süre sonra, daha önce bahsettiğim ve hâlâ devam eden problem gün yüzüne çıkar, oyuncuların İstanbul’a tayin isteği. Bu durum oyunların devamını olumsuz etkiler. Bütün bu hengamenin içinde, 1996 yılında Genel Müdür Bozkurt Kuruç tarafından görevinden alınır, yerine Emin Gümüşkaya (1948, Bulgaristan) müdür olur. Emin Gümüşkaya Bursa Oda Tiyatrosu’ndan sonra tiyatro kursunda eğitim alır. Sonrasında kadro sınavını kazanarak oyunculuğa başlamıştır. Müdür olmadan bir yıl önce, Elmasbahçeler Mahallesi’nde Osmangazi Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi’nde (sonradan adı Elmasbahçeler Kültür Merkezi olarak değiştirildi. 2016 yılında yıkıldı.) tiyatro dersleri verip, birçok oyun yönetmiştir. Müdür olunca, önce bu kültür merkezini, 1999 yılında ikinci kere müdür olduğu zaman 21 Yıldırım ilçesindeki Ertuğrulgazi Mahallesi’ndeki Berna Yılmaz Çocuk Tiyatrosu’nu (şimdiki adı Adile Naşit Tiyatrosu) ve Akpınar Mahallesi’ndeki 1050 Konutlar Kültür Merkezi’ni (sonradan adı Akpınar Kültür Merkezi olarak değiştirildi. 2019 yılında yıkıldı.) Bursa Devlet Tiyatrosu’nun sahneleri haline getirir. Bursa Devlet Tiyatrosu adı geçen tiyatrolarda haftada bir-iki gün oyun sahneler. Kadro yetersizliği ve maddi imkânsızlığa rağmen, merkezden çıkıp, tiyatroyla hiç tanışmamış kişilerin ayağına gider. 2001 yılında, Emin Gümüşkaya, Genel Müdür Rah-mi Dilligil ve Bursa Devlet Tiyatrosu’nda çalışan birçok kişi yolsuzluk yaptıkları gerekçesiyle görevden alınır. 23 Yargılanırlar. Yerel ve ulusal gazetelerde günlerce haber olur. Yaranın kabuk bağlaması yıllar alır. Rahmi Dilligil’in yerine Genel Müdür olan Lemi Bilgin, oyuncu Mehmet Gökçer’i Ankara’dan Bursa’ya müdür olarak tayin eder. Bursa için yeni bir isimdir. Yolun Sonuna mı Geldik? Bursa’da 2001 ile 2005 yılları arasında Ayşe Emel Mesci fırtınası eser. Marsha Norman’ın İyi Geceler Anne, Dario Fo-France Rame’in Kadın Oyunları, Arthur Miller’ın Orkestra, Tuncer Cücenoğlu’nun Çığ, Lorca’nın Bernarda Alba’nın Evi oyunlarını yönetir. Yeniden gazetelerde ve dergilerde Bursa Devlet Tiyatrosu haber olur, tiyatro konuşulmaya başlar. 2005 yılına gelindiğinde, Genel Müdür Lemi Bilgin, Kültür Bakanı tarafından görevden alınır. Mehmet Gökçer bu duruma tepki gösterip istifa eder. Aynı yıl tiyatro ikinci kere yanar. Mehmet Gökçer’in yerine önce Cihan Büyükışık (1948, Sivas), ardından Ömer Naci Topçu (1971, Artvin) birer yıl müdür olarak görev yapar. İki sene boyunca tiyatro baştan sona yenilenir. 2007 yılında yeniden açılır. Restorasyondan önce 360’ı salonda, 118’i balkonda olmak üzere 478 koltuk kapasitesi varken, restorasyondan sonra 286’sı salonda, 56’sı balkonda olmak üzere 342 koltuğa düşer. Daha önce ışık ve ses odaları balkonun üstündeydi. Koltuklar sahneyi görmeyi engellediği için balkondaki kapasite bilinçli olarak azaltılır. Salona eğilim verilerek koltukların arası açılır. Böylece seyircinin daha iyi şartlarda oyun seyretmesi sağlanır. Lemi Bilgin’in 2007 yılında göreve iade davasını kazanıp Genel Müdür olmasından sonra, Mehmet Gökçer yeniden müdür olur. 2000’li yılların başından itibaren şehrin orta sınıfı merkezden Nilüfer ilçesine kayar. 1999 yılında yapılan yerel seçimlerde Nilüfer Belediye Başkanlığını DSP’li Mustafa Bozbey (2004-2009-2014’te CHP adayı olur) kazanır. 2001 yılından itibaren kültür-sanata belediye bütçesinin yüzde 1 ve 2’sinin harcanması şehrin kültür hayatının merkezden Nilüfer ilçesine kaymasına neden olur. Tiyatro seyircisi de Nilüfer’e gidince, Bursa Devlet Tiyatrosu 2007 yılından 2014 yılına kadar sürecek girdaba girer. Bursa Devlet Tiyatrosu’nun yayınladığı Sahne Dergisi 2010 yılında, Mehmet Gökçer’in yerine Halil Balkanlar (1965, Eskişehir) müdür olur. Tiyatro kursundan sonra Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda eğitim almıştır. 1980’li yıllardan itibaren Bursa Devlet Tiyatrosu’nun emekçileri arasındadır. Seyircinin yeniden Bursa Devlet Tiyatrosu’na dönmesi için çözümü komedi oyunlarında bulur. Önce Turgut Özakman’ın Sarıpınar 1914, ardından Ray Cooney’in Karmakarışık oyunları sahnelenir. İlk oyunu Mustafa Kurt, ikincisini Kerem Atabeyoğlu yönetir. 2013 yılında Genel Müdür olan Mustafa Kurt, aynı yıl Bursa’ya müdür olarak Arzu Tan Bayraktutan’ı (1973, Kahramanmaraş) atar. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi mezunudur. 2014-2015 sezonunda, Moliere’in yazdığı, Malcolm Keith Kay’in yönettiği Hastalık Hastası, Sadık Şendil’in yazdığı ve Ali Düşenkalkar’ın yönettiği Kanlı Nigar oyunları şehrin tiyatro hayatında önemli bir aşamadır. Önce genç seyirci, ardından aileler tiyatroya gelmeye başlar. Bir oyunun başarısı, seyircinin diğer oyunları seyretmesi için teşvik olur. Bu başarıya ek olarak 2014 yılının Mart ayında Uluslararası Balkan Ülkeleri Tiyatro Festivali başlar. 2015 yılında Arzu Tan Bayraktutan istifa eder. Yeni müdür Ömer Naci Topçu olur. Selçuk Üniversitesi Devlet Konservatuarı mezunudur. Artık kapalı gişeden bir adım ileri gidip, kapı pencere kıran oyun vaktidir. Nilbanu Engindeniz’in yazdığı Bana Mastika’yı Çalsana’yı Murat Atak yönetir. Biletler bir saatte tükenir. 100 kereden fazla sahnelenir, ama Kadıncıklar ve Kördöğüşü’nün rekoru kırılamaz. Mustafa Kurt 2018 yılında yeniden Genel Müdür olunca, Arzu Tan Bayraktutan da müdürlüğü devralır. Bana Mastika’yı Çalsana repertuardan kaldırılır, yerine bir başka kapı pencere kıran oyun olan Haldun Taner’in yazdığı Keşanlı Ali Destanı sahnelenir. Yönetmen ise Bora Özkula’dır. Üç seyircinin Feyha Çelenk’e yazdığı mektup. Feyha Çelenk Arşivi Son söz; Bursa Devlet Tiyatrosu’nun diğer Devlet Tiyatrolarına benzemeyen bir tarihi vardır. Şehir değişirken tiyatroda etkilenmiş, badireler atlatarak bugünlere gelmiştir. 2019 yılı itibariyle tiyatronun oyuncu ve teknik eleman eksikliği kalmamıştır. 2000’li yıllardan itibaren, büyükşehir belediyesi, ilçe belediyeleri ve özel tiyatrolar en küçüğü 200 kişilik, en büyüğü 1600 kişilik olmak üzere, teknik imkânları da yeterli olan birçok tiyatro salonu inşa etmiştir. Bursa Devlet Tiyatrosu’nun kendine ait bütçesi yoktur. Oyun havuzu Ankara’daki Edebi Kurul’un onayından geçerek hazırlanıyor, sonrasında bu havuzdan Bursa Devlet Tiyatrosu müdürünün seçtiği oyunlar Genel Müdürün onayına sunuluyor. Daha önce bahsettiğim gibi her şehrin kendi tiyatro tarihi ve sosyolojisi vardır. Her tiyatro kendi oyun havuzunu oluşturmalıdır. Tiyatro tarihi olarak Ankara’nın ilerisinde olan Bursa, merkezileşmenin olumsuz etkisi nedeniyle kendi çizgisini oluştururken zorluk çekmiştir. Her şeye rağmen Osmanlı’dan günümüze uzanan süreçte ulusal tiyatro örneği olarak dikkat çekmektedir. Yazının dipnotlarına buradan ulaşabilirsiniz.

Toplumsal Tarih

dost dediğin adama küreyimi verdim mp3 indir

Eltun Esger - Qedrimi Bilmedi3:17

Eltun Esger - Qedrimi Bilmedi2:16

Eltun Esger - Qedrimi Bilmedi3:17

Eltun Esger - Kadrimi Bilmedi Remix3:17

Azəribass bir qızı sevdim ürəyimi verdim remix 20203:08

Fatih Bulut - Çok Sevdim Yalan Oldu4:01

Eltun Esger feat. Pınar - Kadrimi Bilmedi3:14

Dost dediğim adamı Çileğini verdim0:09

KuzgunBeatz ►AZERİ BASS ◄ ''''Bir Kızı Sevdim Yüreğimi Verdim'''3:15

Dost dediyim adama kürəyimi verdim...0:50

Dost dedigim. Adama tik tok0:13

Elsever Goycayli - Dostlar 2021 4:28

Dost Dediğim Adama Çileğimi Verdim0:09

DOST ODUR Kİ DOSTA VERE ÜREYİN KORE İ7:10

BIR QIZI SEVDIM UREYIMI VERDIM QEDRIMI BILMEDI BILMEDI0:17

Müslüm Gürses - Sahte Dostlar4:44

Serkan Reçber - Ağlamam Artık3:29

Dost odurki,dosta verə ürəyin...0:16

Elsever Goycayli - Dostlar 2021 4:29

DOST DEDIYIM ADAMA KÜREYIMI VERDIM0:30

Video kaynak: Youtube
Audio kaynak: Vkontakte

Kullanım Şartları: YalnizMp3.Ws sitesinde bulunan tüm içerikler tanıtım amacı ile gösterilen kaynaklardan götürülmüştür.
Her hangi bir arama sonuçu zamanı bulunan müzik parçasını mp3 formatında indirmek için şarkı adının karşısında görünen download butonuna tıklayın ve ya onlayn dinlemek için play düymesine tıklayınız.

Türkiye’deki Ekonomik Kriz bizi de Günah Keçisi Yapmış

Adnan ÖZTÜRK – Tatil notları

Türkiye’yi yönetenler “Ekonomik Krizi” ciddiye almasalarda, kriz hayatın her alanında, istisnasız her alanında kendini adam akıllı hissettiriyor. Sık sık Türkiye seyahati yapıyorum, her gittiğimde “Tercih ettiğim gıda ürünlerinde” fiyatların değiştiğini görüyorum. Fiyatlar sadece marketlerde satılan ürünleride değişmemiş, kadınlar pazarında da değişmiş; köy çileğinin kilosu tam 400 TL idi. Yine; Giresun – Ordu-Giresun Havalimanı arası taksi ücreti Mayıs ile Ağustos arası 50 TL artmış. Dönüş için fiyat aldım. Komşu taksici; “Abi, taksimetre 300 yazıyor ama sana 250 TL olur” dedi. Oysa bu fiyat Mayıs ayında 190 TL idi.

Türkiye’deki ekonomik kriz, yurt dışında yaşayan Türkleri de “Günah Keçisi” yapmış. Yurt dışındaki Türkler derken, daha çok Almanya’da yaşayan Türkler akla geliyor. Çünkü; 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde R. Tayyip Erdoğan yüzde 64.8 oy almıştı. Bu oran Türkiye’deki seçmenlerin dikkatinden kaçmamış, kafalarının bir yerinde not olarak kalmıştı. Sokak Röportajları yapan gazetecilerin söyleşi yapmak için bir numaralı tercihleri “YURT DIŞINDA YAŞAYAN TÜRKLER” olmuştu. Özellikle AK Partili birini yakalamışlarsa, gazetecilik diliyle “MANŞET BULANA KADAR” konuşturuyorlardı. Ve konuşturdular da.

Bu “İleri-Geri” konuşmalar Türkiye’de gündem oluyor. Kriz ile boğuşan vatandaş, derdini uzatılan mikrofona anlatmaya çalışıyor, zamlardan, kiralardan bahsediyor, fakat gurbetçi dinlemiyor. Hatta akıl vermeye bile çalışıyor. Buna benzer diyaloglar sosyal medyada çoğalınca, basında doğal olarak uzak kalamıyor. Mahalli gazeteler ve bazı TV kanalları “İma yollu” haber vermeye başlıyorlar. Dost sohbetlerine konu oluyor. Çok net bir şekilde, “Türkiye’de yaşamıyorsanız oy kullanmayın kardeşim” diyorlar. Bu fikri taşıyanların sayısı da maalesef az değil !

Yurt dışında yaşayanlara arasında, empati yapmadan ileri-geri konuşanlar maalesef var. Fakat sayıları yüzde 1 bile değildir. Bunlardan birisi bana; “Türkiye’de gördüğüm arabalar Almanya’da yok!” dedi. Şaşırdım. Dikkat ettim gerçekten inanarak söylüyor, “Yok” diyor. Halbuki bahsettiği arabaların tamamı Almanya’da üretiliyor. Olmaması mümkün değil.

SANDIĞA GİDER OYUNUZU ERDOĞAN’A ATARSINIZ

Burada şahit olduğum birkaç diyaloğu paylaşmak istiyorum:

Giresun Çerkez Halk Plajı’ndayız. Tatilciler kendi aralarında siyasi konuları konuşuyor. Uzun uzun dinledikten sonra tartışmaya Almanya’da ikamet eden bir vatandaş da dahil oldu. O dakikadan sonra tartışmanın ekseni tamamen gurbetçi üzerinden devam etti. Neler konuşulmadı ki?; gurbetçi dayanamadı, “Hayatımda hiç AK Parti ve Tayyip Erdoğan’a oy vermedim. Asla da vermem” demesine rağmen karşı tarafı inandıramadı: “Öyle dersiniz ama seçim günü sandığa gider oyunuzu Erdoğan’a atarsınız” cevabını verdi.

Bazı insanlarda o kadar büyük ön yargı oluşmuş ki, yurt dışında bulunan herkesin “Tayyipci” olduğunu düşünür hale gelmişler.

BUGÜN SATTIĞIMIZ ÜRÜNÜ YARIN YERİNE KOYAMIYORUZ

Esasında bütün sıkıntı “Alım Gücü” ile alakalı.

Yani ekonomik.

Vatandaş, arka arkaya gelen zamlardan bıkmış-usanmış durumda. Önünü göremiyor. Mesela: Giresun, İnönü caddesinde pazarcılık yapan bir köylümüz, “Aga, bugün sattığımız ürünü yarın tezgahımıza koyamıyoruz” diye içinde bulundukları durumunu kısaca özetleyi vermişti.

1 TL KAR İLE SATIŞ YAPIYORUZ

Hergün eve gidip gelirken kullandığım “Yeniyol” caddesindeki bir manavın tezgahında sadece “şeftali” vardı.  “Neden sadece Şeftali serdiniz?” diye sormaya cesaret edemedim, besbelli ki, satamayacak, fire verecek ve zarar edecekti. Tanıdık bir mahalle bakkalı ile konuyu konuştum, “Abi, 1 kg fire verdiğimiz takdirde bile zarar ediyoruz. Çünkü, aldığımız fiyatın üzerine 1 TL kar koyarak satıyoruz. Vatandaşın alım gücü maalesef kalmadı” cevabını verdi.

TİREBOLU’DA DONDURMA ZEBİLİ

Ekonomik sıkıntı, gelen zamlar vatandaşın sabrını iyice taşırmış:

Ali Kılıçarslan’ın “Zebil” daveti için Tirebolu’ya gittim. Davet mahalli Pazar Yeri’nin önüydü. Gelmişken pazarı gezeyim dedim. Pazarı U dönüşü yaptık, birkaç tezgahta müşteri vardı ama çoğu boş boş oturuyordu. “Kürtün Ekmeği” satanların tezgahında hareketlilik vardı. Dondurma ve çay faslından sonra Giresun’a dönmek için durağa geldik. Minibüs duraktaydı. “Kaptan ne zaman hareket edeceğiz?” diye sordum. “Araç dolunca” cevabını verdi. Ben; hani her yarım saatte bir gidilirdi falan deyince,  şoför hiç beklemediğim ses tonuyla tekrar söze girdi: “Beyefendi, bu minibüsün gidiş geliş bir maliyeti var. O maliyeti çıkarmadıktan sonra ben niye çalışayım ki?” dedi.

Bu zamana kadar hiçbir şoförden böyle tepkili bir konuşma duymamıştım.

BENİ KİMSE 6 TL İLE SATIN ALAMAZ!

Yine bir dolmuş şoförünün tepkisini buraya almadan edemeyeceğim.

Giresun Atapark’ta iki sanayi arası yolcu taşıyan dolmuşa bindim. Tesadüfen şoför mahalline oturdum, aradan 3-5 dakika geçtikten sonra arkadan bir ses geldi, “Kaptan, işimiz var, gidelim.” ‘Kaptan’ diye seslendiği kişi şofördü. Şoför kafayı hafiften geri çevirip adama, “Bizde işimizi yapıyoruz efendi” cevabını verdi. Bu tonda cevap vermesi beni bile rahatsız etti.  Aradan biraz zaman geçtikten sonra “Cevabınız biraz sert olmadı mı?” dedim. Bana verdiği cevap ise daha sert idi: “Abi beni kimse 6 TL’yi verip satın alamaz. İsteyen inebilir.” oldu.

A’dan Z’ye HER ŞEYE ZAM ve HERGÜN DEĞİŞEN FİYATLAR

Görülen o ki, ekonomik sıkıntı vatandaşı oldukca bunaltmış. Akaryakıttan,  gıda ürünlerine, ulaşıma ve A’dan Z’ye her şeye gelen ZAM sinirlerini iyece germiş! Vatandaşta onun için 20 senedir iktidarda olan AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kızıyor. O kızgınlıktan yurt dışında yaşayan Türkler de nasibine düşeni maalesef alıyor. Çünkü, AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan yurt dışındaki Türklerden yüzde 65 gibi büyük oranda destek alıyor. Sebeplerden biri bu.

DUYARSA DUYSUN ZATEN ZAMLARIN SEBEBİ O !

Yazıyı pazarcı teyzenin tepkisiyle noktalamak istiyorum.

Giresun’da belli yerlerde Kadınlar Pazarı var. Bu teyzede o pazarlada tezgahı olan bayanlardan biri. Haftada 2 veya 3 gün köyden topladığı veya tedarik ettiği yerli sebze ve meyveleri satıyor. Ürünlere gelen zamlardan, yüksek enflasyon konuşuluyordu. Soluklandığında; “Bu sitemlerinizi cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan duymasın!” diye şaka yollu sohbete dahil oldum. “Duyarsa duysun, zaten bu zamların sebebi o” cevabını verdi. Etrafdaki arkadaşlarla, Giresun şivesiyle verdiği cevaba hep beraber güldük.

GÖÇÜN 60. YILINDA YAŞADIK

Evet, 3 hafalık tatil süresince Türkiye’deki vatandaşın durumunun çok iyi olmadığını gördük. Fiyatların dengesizliği ve geçim sıkıntısı, insanlarımızı biraz karamsarlığa itmiş. O karamsarlık duygunun sonucu; yıllardır Türkiye’deki akraba, dost ve arkadaşlarımızdan görmediğimiz tepkileri “Göçün 60. Yılında” bize yaşattılar. Ama geçici olduğunu biliyoruz.

dost dediğim adama küreyimi verdim - mp3 mahnı yükle

Qısaca Haqqımızda

Mp3 mahnı axtarış saytları arasında uzun illərdir ki, orjinal mp3lər ilə Tindo.Biz fərqlənir. YouTubedə olan yüksək keyfiyyətə malik mp3 musiqilər MP3K.TİNDO.BİZ kateqoriyasında sonsuz saydadır. Yükləmək istədiyiniz mahnının adın və ya ifaçı adını yazaraq axtarış butonuna klikləyib yükləyə bilərsiniz. Axtarılan hər musiqi sözünə uyğun saytda çoxlu mp3 nəticəsi tapılır, tapılan mp3 mahnıları sürətli yükləməklə yanaşı onlayn dinləyədə bilərsiniz. Yeni musiqi portalını yaratmaqda məqsədimiz siz istifadəçilərin rahat mahnı yükləməsinə vasitəçi olmaqdı. Ümid edirik ki, yeni musiqi portalı sizin hərbirinizin ürəyincə olacaq. Bizim musiqi saytını seçdiyiniz üçün sizə təşəkkür edirik.

MP3 Yükləmə Qaydası

Saytdan necə mp3 yükləyim?

YouTubedən necə mp3 yükləyim?

Yükləmə zamanı reklama yönəlirəm!

Saytda axtardığınız mahnını yükləmək üçün yükləmə səhifəsinə yönələcəksiniz, yükləmə səhifəsində MP3 İNDİR, Download Recording və ya Download MP3 adlı iframe kodları olacaq onlardan birinə klikləməklə axtardığınız mahnını asanlıqla mp3 formatına dönüşdürüb yükləyəcəksiniz. Qeyd! əgər yükləmə zamanı reklam səhifələrinə yönəlsəniz geri dönüb yenidən mp3 yükləmə butonlarından birinə klikləyin və gözləyin.

Bizimlə Əlaqə

Saytda yaranan texniki problemlər, reklam, sual və təklifləriniz üçün aşağıda qeyd olunan əlaqə vasitələri ilə bizimlə əlaqə saxlayabilərsiniz. Ən qısa zamanda sizinlə əlaqə saxlanılacaq.

Tel: (+994) 55-700-35-82

E Mail: [email protected]

Facebook: senan.huseynxanov

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir