SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ
AHMET HAMDİ TANPINAR
KISA ÖZETİ:
Küçük yaşta, bir saatçinin yanına çırak olarak giren Hayri İrdal, zamanla saatlere karşı özel bir ilgi duyar ve bir müddet sonra saatlerle kafayı bozup bütün yorumlarını saatlere göre yapmaya başlar. Birinci Dünya Savaşında askere gider, dört yıl sonra tekrar İstanbula döner. Abdüsselam Efendinin kızı Zehrayla bir evlilik yapar, ancak kısa süre sonra karısı ölür. İspiritizma Cemiyetine gidip gelir ve orada ikinci karısı Pakize Hanımla tanışarak evlenir. Borç almak için gittiği bir arkadaşı onunla Halit Ayarcıyı tanıştırır; bu andan itibaren hayatı değişen Hayri İrdal, hayatı boyunca ona minnet duyar.
Halit Ayarcı, Hayri İrdalın parasızlığına çözüm olsun diye Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı bir kurum oluşturur ve başına da Hayri İrdalı getirir. Madden sorunu kalmayan Hayri İrdal, bazen Enstitünün ne işe yaradığını merak edip sorgulasa da keyfine diyecek yoktur. Karısı daha mutludur ve hiç işe yaramayan baldızına bile iş bulunmuştur. Gerçekte, bu bolluk eşinin kendisi Halit Ayarcıyla aldatmasına yol açsa da bunun farkına varamayacak kadar saftır. Karısı doğan kızının adını Halit Ayarcının adını devam ettirmesi için Halide koyduğu halde bu aldatmanın farkına varamaz. Arada bir Halit Ayarcıyı sevdikleri için kızlarının büyüdükçe ona benzediğini söyler.
Amerikadan bir ekip gelip Ensitütünün işlevinin kalmadığını, kapanmasının daha doğru olacağını bildiren bir rapor hazırlarlar. Ensitütü kapatılacakken Halit Ayarcı devreye girer ve kapanmasına engel olur. Güya Ensitütüyü tasfiye komisyonu kurulur; böylece, Enstitüde çalışan ne kadar insan varsa, hepsi tasfiye komisyonunda yer alarak işlerini kaybetmezler.
Gece yarısı, kalabalık dağıldıktan sonra benim çalışma odamda tekrar buluştuk. Fakat aramızda garip bir vaziyet vardı. Hatta Şehzadebaşındaki kahvede kendisini ilk gördüğüm gün dahi bana karşı bu kadar yabancı değildi. Benimle bir parti tavla oynadı. Oyun bitince, Allaha ısmarladık diye ayrıldı. O geceden sonra Halit Ayarcıyı bir daha ancak, korkunç otomobil kazasından sonra kaldırıldığı evinde, yatağında görebildim. (SAE, s. ).
I. DIŞ İNCELEME
b. Yazarı: Ahmet Hamdi Tanpınar
c. Eserin baskı yeri ve yılı: İstanbul, Ekim
d. Baskı sayısı: Baskı
e. Fiyatı: 19 TL.
f. Sayfa sayısı:
g. Ölçüleri: x 21 cm
II. İÇ İNCELEME
a. Eserin GENİŞ özeti:
BİRİNCİ BÖLÜM: BÜYÜK ÜMİTLER
Hayri İrdal başından geçen olayları ve tüm hayatını anlatmak istemiştir. Bunun sebebi ise Halit Ayarcı ve müessese ile ilgili iddiaları reddetmek ve tüm gerçeği anlatmaktır. Hayatını ise tıpkı bir milad gibi Halit Ayracıyla tanışmadan önce ve sonra olmak üzere ikiye ayırmaktadır.
Hayri İrdal hayatını anlatmaya çocukluğundan başlar. Fakir bir ailede doğum büyümesine rağmen mutlu bir çocukluk geçirir Hayri İrdal. Fatih Rüştiyesinde öğrenim görür. Bu sıralarda asıl doğum günü olarak bahsettiği bir hediye almıştır. Bu hediyeyi dayısı ona almıştır ve bu bir saattir. Hediye aldığı bu saatin dışında evlerinde de saatler vardır. Bunlardan biri Mübarek diğeri ise anne ve babasının yattığı odada bulunan radyolu masa saati ve sonuncusu ise babasının koyun saatidir.
Bu saatler içinde en mühim ve en tesirli olanı mübarektir. Mübarek ayalı bir duvar saatidir. Hayri İrdalın babasına, dedesinden miras kalmıştır. Babasının dedesi Tevkiî Ahmet Efendi başının sıkıştığı bir zaman kurtulursa cami yaptıracağını söyler. İşleri düzelince caminin arsasını alır, elinde parası azalınca da cami için halı, kilim, büyük saati ve duvarlara asılacak kandilleri tedarik eder. Fakat camiyi yaptıramaz, vasiyette bulunur. Bu saatte alınan eşyalar içerisinden miras kalmıştır.
Hayri İrdal dayısının hediye ettiği saati incelemeye, içini sökmeye ve kurcalamaya başlar. Böylelikle saatlere olan merakı da gittikçe artar. Vaktinin çoğunu Nuri Efendinin muvakkithanesinde geçirir. Ama Nuri Efendi ona pek fazla iş tutturmaz. Ayak işlerine bakar. Muvakkithaneye gelen ziyaretçiler vardır. Bunlar Abdüsselam Bey, Avcı Naşit Bey, Seyit Lütfullah, Eczacı Aristidi Efendidir.
yılında Nuri Efendinin ölümü ile Hayri İrdal ortada kalır. Başka bir saatçinin, Asım Efendi, yanında işe girer. Fakat Seyit Lütfullahın bir saati aşırmasıyla Hayride işten çıkarılır. Bu olayın ertesi günü, Hayrinin halası vefat eder. Ekonomik durumları kötü olduğu için babası halasının cenazesiyle ilgilenmek yerine evine gidip satılabilecek olan şeyleri toparlamaya başlar. Fakat tam gömülecekken dirilen halası babasını ve Hayriyi evinde yakalar ve kovalar.
İKİNCİ BÖLÜM: KÜÇÜK HAKİKATLER
Hayri İrdal terhis olup da İstanbula dönünce her şeyi çok değişmiş halde bulur. Hayri İrdalın babası askerdeyken vefat etmiştir. İş aramaya başlar fakat İstanbulda onlarca yeni terhis edilmiş asker olduğu için iş bulması oldukça zordur. Bu sebeple Abdüsselam Beyin yanına gitmeyi düşünür fakat gidemez. Ama Abdüsselam Bey onun yanına gelir. Ferhat Bey ile birlikte Posta Telgraf Mektebine girmeye teşvik ederler. Okula başladıktan sonra da Abdüsselam Beyin kızı yerine koyduğu Emine ile evlenip onların evine yerleşir.
Hayri İrdal tünel idaresinde çalışmaya başlar. Evden çocukları ayrılan Abdüsselam Bey yalnızlık korkusu sebebiyle sürekli Hayri ve Emine ile birliktedir. Bu sırada iyice yaşlanmıştır. Emine ve Hayrinin çocukları olmuştur. Abdüsselam Bey ismini Zahide koyacağına yanlışlıkla kendi annesinin ismi olan Zehra koyar. Bu yanlışlıktan sonra da sürekli Zehrayı valide diye çağırmaya başlar. Zehrayı kendine oğlum der. Bütün malvarlığını Zehraya bıraktığına dair vasiyetnameler hazırlar. İhtiyarın ölümü üzerine evden bir kucak dolusu vasiyetname çıkar. Abdüsselam Beyin ölümü üzerine akrabalar eve doluşur. Bunun üzerine herkes evli çifti, ortada miras denecek bir şey olmamasına rağmen ihtiyar adamı kandırmakla suçlar ve onları mahkemeye verirler. Mahkeme sonuçlarına göre vasiyetname iptal edilir.
Bir gün iş arkadaşı Sabri Bey ile dalga geçmek için olmayan Seyit Lütfullahın bahsettiği Şerbetçibaşı Elmasından bahseder. Kısa zamanda bunu etrafındaki herkes duymuştur. Abdüsselam Beyin alacaklılarının da kulağına gider. Onlar Hayri İrdalı tekrar mahkemeye verirler. Mahkemede Hayri İrdal böyle bir elmas olmadığını arkadaşını kandırmak için öyle söylediğini anlatmaya çalışır fakat mahkeme Hayri İrdalın anlattıklarını tutarsız ve saçma bulur. Akli dengesinin yerinde olmadığını düşünerek Adli Tıbba gönderir ve Hayri İrdal ile Doktor Ramiz burada tanışırlar.
Doktor Ramizin başka tedavi edecek hastası olmadığı için sürekli Hayri İrdal ile ilgilenir. Psikanaliz ile uğraştığı için rüyalarından bahsetmeye önem verir. Odasında yatabilmesi için müdürden özel izin alır. Doktor Ramizin Hayri İrdalın teşhisini koyması için beklenen süre zarfında Hayri İrdal oradaki saatleri tamir eder. Tedavi süreci başladıktan on gün sonra Doktor Ramiz teşhisini koymuştur. Buna göre Hayri İrdal baba psikozu hastalığına sahiptir. Yani babasını beğenmemekte herkesi baba yerine koymaya çalışmaktadır. Bu sırada Hayri İrdalın rüyalarını da beğenmiyor. Bu gece rüyanda görmen gerekenler diye liste ile rüya siparişi veriyordu. Bir süre sonra Doktor Ramiz acıyarak Hayri İrdalın raporunu verir.
Raporu alıp hastaneden çıktıktan sonra Doktor Ramiz ve Hayri İrdal yakın arkadaş olurlar. Doktor Ramiz, Hayri İrdalı Şehzadebaşında her çeşit ve meslekten insanların takıldığı bir kıraathaneye götürür. Bu kıraathanede Yangeldi Asaf Bey, Cemal Bey, Nevzat Hanım, Selma Hanım, Semih Bey, Sabriye Hanım, Zeynep Hanım ile tanışır ve ilerde onlarla birlikte İspritizma Cemiyetini kurarlar.
Başta kahve sahibi olmak üzere burada herkesin takma adları ve kendileri görülür görülmez hatırlanan ve hatırlatılan bir iki hikâyesi vardır. Hayri İrdal bu kahveye geldikten sonra pek çok yeni insanla tanışır. Hayri İrdalın takma adını ise Öksüz koyarlar. Hayatında büyük bir değişikliğe Halit Ayarcı ile de bu kahvede tanışacaklardır. Bu sıralarda Hayri İrdalın Ahmet isminde bir oğlu olur. Daha sonra eşi Emine çok hastalanır ve vefat eder. Eminenin vefatından sonra Hayri İrdal çocukları ile pek fazla ilgilenmez.
Bu sıralarda Doktor Ramiz, uzun zamandan beri planlamış olduğu ve kurmak istediği psikanaliz cemiyetini kurar ve Hayri İrdal bu cemiyette müdür sıfatıyla görev alır. Konferanslarından birinde Hayri İrdalı Türkiyede tedavi ettiği ilk hasta olarak tanıtır ve bu sayede ikinci eşi olan Pakizenin dikkatini çeker. Bu sırada İspritizma Cemiyetinde de çalışmaktadır. Bir gün Cemal Bey, Hayri İrdala kendi şirketinde çalışmasını teklif eder. Hayri İrdal kabul eder ve işe başlar. Bu sırada Cemal Beyin refikası Selma Hanıma âşıktır. Fakat Cemal Bey bir süre sonra Hayri İrdalı işten çıkarır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: SABAHA DOĞRU
İşinden çıkarılan Hayri İrdal çok fazla yoksulluk ve sefalet çeker. Bu sırada kızı Zehrayı isteyen Topal İsmail adında biri vardır. Hayri İrdal, Topal İsmailden hiç hoşlanmaz ve kızını vermek istemez. Fakat karısı ve baldızları Zehrayı çirkin ve sevimsiz olduğu konusunda o kadar iddialarda bulunurlar ki Zehra da Topal İsmaili kabul edeceğini söyler. Hayri İrdal da kızına bakamayacak derecede yoksul ve muhtaç olduğu için o da kızına Topal İsmaile vermeye razı olur. Hayri İrdal da son zamanlarda karısı Pakizeden oldukça şikâyetçiydi. Olmadık başka şeylere kızıp sinirini Hayri İrdaldan çıkarırdı. Hatta odasından atardı. Ama Hayri İrdal odasından attığı için üzülmez aksine sevinirdi.
Bir gün kahvede Doktor Ramizi beklerken müstakbel damadı Topal İsmaili izlemeye başlar. Bu sırada omzuna bir el dokunur. Bu el Doktor Ramizin elidir. Doktor Ramizin yanında Hayri Beyin hayatını değiştirecek olan Halit Ayarcı vardır. Doktor Ramiz, Halit Ayarcıyı Hayri İrdal ile tanıştırır. Sohbet ederlerken Doktor Ramiz, Hayri İrdalın iyi bir saatçi olduğundan bahseder. Bunun üzerine Halit Ayarcı cebindeki bozuk saati çıkararak Hayri Beyden tamir etmesini istedi. Hayri Beyde saatin mıknatıslandığını bununda ancak saatçilerde bulunan bir aletle yapılabileceğini söyler. Bu sırada Topal İsmail bir güzel dayak yer. Hayri İrdal bu duruma çok sevinir, keyfi yerine gelir. Sonra birlikte Agop Saatçiyana Halit Ayarcının saatini tamir ettirmeye giderler.
Saatçiden çıkınca Halit Ayarcı, Hayri İrdal ve Doktor Ramizi boğaza davet eder ve birlikte Büyükdereye rakı içmeye giderler. Yemek yerlerken Devletli gelir ve Halit Ayarcı, Hayri İrdalı aziz dostlarımdan diyerek tanıştırır. Hayri İrdal o gece Halit Ayarcıya bütün hayatını anlatır.
Büyük baldızının muganniye olmak istediğini de anlatması üzerine Halit Ayarcı onun kolay iş olduğunu söyleyerek ilerleyen zamanlarda onu gazinoya çıkarır. O günlerde Saatleri Ayarlama Enstitüsünün temlini oluşturacak olan küçük daire açılır. Daire de Hayri İrdal müdür muavini, Halit Ayarcının yeğeni Nermin Hanım kıdem şefi ve Halit Ayarcı ise teşkilatçı olarak görev alırlar.
İlk ay hiçbir şey yapmadan otururlar. Sadece kırtasiye eksikleri tamamlanır, ay sonuna doğru ise daktilolar ve perdeler gelir. İkinci ayın ortalarına doğru Halit Ayarcı daireye gelir, slogan seçerler. Bu sloganı seçerken rahmetli Nuri Efendinin sözlerinden de faydalanırlar. Seçilen sloganlardan birer tane bastırıp şehre dağıtılmasına karar verirler. Üçüncü aya doğru Halit Ayarcı enstitünün teşkilatının hazırlanmış olduğunun müjdesini verir. Bu sırada Hayri İrdal bir işi olduğu için rahattır fakat ne iş yaptıklarını anlayamaz, sık sık bu işin ne olduğunu sorgular. Üçüncü ayın sonlarına doğru işlerindeki durgunluk azalır. Bir sabah Halit Ayarcı, önde belediye reisi ve yanlarında belediye reisinin yardımcılarından biriyle daireye gelir. Daireyi gezdikten sonra hep beraber oturarak Saatleri Ayarlama Enstitüsünün kadrosu ile ilgili olarak münakaşa etmeye başlarlar. Halit Ayarcı, enstitünün mutlak kadro ve ihtiyaçlarını anlatır.
Halit Ayarcı, Hayri İrdalın kızı Zehrayı kâtip olarak işe alma teklifinde bulunur. Üç gün sonra Zehra, Nermin Hanımın mahiyetinde işe başlar. Bu sıralarda Halit Ayarcı ve Hayri İrdal çalışan kadro seçmeye başlarlar. Evvela eş dost ve akrabaları işe alma kararı alırlar. Derken, Galatasaray ve Teşvikiyede ek istasyonlar açılır. Salahiyetli bir zat müesseseyi ziyaret eder. Bu ziyaret sırasında Halit Ayarcı Ahmet Zamanî Efendi diye saat ustası eski zamanda yaşadığını söylediği birinin kitabını yazmakta olduğunu uydurur. Hayri İrdal da mecbur kaldığı için Ahmet Zamanî Efendi ile ilgili bir şeyler uydurmaya başlar.
Başından beri gazetelerde enstitü ile ilgili bir şeyler yazılıp çizilir. Çoğu Halit Ayarcı ile ilgilidir. Fakat kimilerine göre de tek favori Hayri İrdaldır. Hayri İrdalın Muvakkit Nuri Efendinin mezarını tamir ettirmesi ve törende verdiği söylevde Ahmet Zamanî ile ilgili konuşması işin ateşini iyice körükler. Gazetelerdeki makalelere sık sık konu olur.
Yapılan bir röportajda karısı Pakize, Hayri İrdal ile ilgili alakasız, yalan yanlış şeyler anlatır ve röportajın sonunda Hayri İrdalın halasını affettiğini söyler. Bunun üzerine halası Zarife daireyi basar ve Hayri İrdala saldırır. Halit Ayarcı bunu da fırsata çevirmenin yolunu bularak Saat Sevenler Cemiyeti için Zarife Hanıma reislik teklif eder ve diğer azaları seçerler.
Bir süre sonra Ahmet Zamanî Efendinin Hayatı ve Eserleri isimli kitap çıkar. Hayri İrdal endişelidir fakat Halit Ayarcı oldukça sakin ve kendinden emindir. Kitabın çıkmasından sonra Çengelköylü bir zat kendinin Ahmet Zamanînin torunu olduğunu söyler ve soyadını değiştirir. İspritizma Cemiyetindekiler Ahmet Zamanînin ruhunu çağırıp, güya, onunla konuşma şerefine layık olurlar.
Bilindiği gibi Cemal Bey, Hayri İrdalın en büyük düşmanlarından biridir. Ahmet Zamanî diye birisinin olmadığını asıl gerçek olanın Fennî Efendi diye bir zat olduğunu ortaya atar ve neredeyse her gün bir gazetede bir makale ve röportaj görülür bununla ilgili. Cemal Beyin tenkitinden sonra herkes Ahmet Zamanînin varlığından şüphe etmeye başlar ve kitabın şöhreti kökünden sarsılır fakat tam bu sırada Hayri İrdal ceza sistemini bulur, herkes Ahmet Zamanî Efendiyi unutur. Cemal Bey ve Nevzat Hanım, Nevzat Hanıma âşık olan Tayfur Bey tarafından öldürülür. Müesseseyi tehdit eden unsur ortadan kalkmış olur.
Zarife Hala evinde bir kokteyl verir. Bu kokteyle her milletten ecnebi bulunmaktadır. Halası ve Halit Ayarcı, Hayri İrdalı hepsi ile tek tek tanıştırırlar. Kokteylde halası sahte Mübareki herkese tanıtır. Sahte Mübarekin kadranın üzerindeki kapı açılır, ihtiyar derviş kılıklı bir adam dışarıya çıkarak Hoş geldiniz!diye bağırır. Halası bunu diğer davetlilere Ahmet Zamanî Efendi olarak tanıtır. Hayri İrdal bir süre sonra kokteylden sıkılır ve bir odaya giderek uyumaya başlar. Bir süre sonra Halit Ayarcı gelip onu uyandırır, Van Humbertin geldiğini söyler. Bunun üzerine Hayri İrdal gidip Van Humbert ile tanışır. Van Humbert İstanbulda bir ay kalır ve çok memnun olarak ayrılır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: HER MEVSİMİN BİR SONU VARDIR
Hayri İrdalın halasının kokteylinden birkaç ay sonra bir telgraf gelir. Gelen ajans telgrafında altı Cenubî Amerika şehrinde birer tane Saat Sevenler Cemiyetinin kurulduğu haber verilir. Bir müddet sonra da bu cemiyetler İstanbuldaki Saat Sevenler Cemiyeti ile münasebete girerler. Bu sırada enstitü binasının yapımı için içten ve dıştan saat şeklinde bina tasarlanmasını isterler. Bunun için bir mimar arayışına girerler ve bulabilmek için bir yarışma düzenlerler. Fakat uzun bir süre böyle bir binayı tasarlayacak mimar bulamazlar. Bir gün Hayri İrdalın aklına eşi Pakize sayesinde bir bina gelir. Bunu tasarlamaya başlar. Hayri İrdal uzun süren çalışma sırasında oğlu Ahmetten yardım ister. Ahmet ile birlikte binanın tasarım işlemi sırasında oldukça yakınlaşırlar ve bu bina sayesinde aralarındaki buzlar erir.
Halit Ayarcı, Hayri İrdalın getirdiği projeyi çok beğenir. Bir süre sonra Hayri İrdal bütün kamuoyu tarafından yine konuşulmaya ve tartışılmaya başlanır. Birkaç farklı görüş olsa da çoğunluk olumlu gözle bakmaktadır. Bu proje ne kadar tutulduysa Hayri İrdalın bir sonraki projesi olan Saat Evleri kimse tarafından onay görmemiştir. İnsanlar Hayri İrdalın yaptığı evlerde oturmak istemezler. Herkes Hayri İrdala bu davadan vazgeçmesini söyler. Halit Ayarcı bu durumda ne yapacağını bilemez. Biz nerede aldandık diye düşünmeye başlar fakat bu sorusuna da cevap bulamaz. Bir gün artık ben de bu müessesenin sadece bir çalışanıyım diyerek işten elini eteğini çeker.
Halit Ayarcı yeni binanın açılışına gelir. Güzel bir konuşma yapar fakat ondan sonra ortadan aylarca yok olur. Bu sebeple Saatleri Ayarlama Enstitüsüne ecnebi heyet geldiği sırada da orada bulunmamaktadır. Heyet i arayarak saatin kaç olduğunu öğrenir. Bunun üzerine böyle bir kolaylığa rağmen niçin bu enstitüyü kurduklarına dair sorular sorarlar. Ecnebi heyetin Hayri İrdala sordukları sorular zaten onun uzun zamandır cevap veremediği sorulardır. Hayri İrdal, Halit Ayarcıyı arar fakat ulaşamaz. Aradan üç gün geçtikten sonra müessesenin lağvedildiği emri gelir. Bunun üzerine Hayri İrdal Halit Ayarcıyı tekrar arar. Halit Ayarcı ise bu duruma kayıtsız kalıp telefonu kapatır.
Hafta sonu Villa Saatte toplantı ve küçük kızı Halidenin doğum gününü kutlamak amacıyla toplanılır. Hayri İrdal önce itiraz eder fakat Pakizenin ısrarlarına dayanamaz. Gelen konuklar çok hiddetlidirler. Hesap sormak isterler. Daha sonra Halit Ayarcı gelir ve kararı kaldırdığını söyler. Herkesin neşesi birden yerine gelir.
Hayri İrdal ve Halit Ayarcı tavla oynamaya başlarlar ama Hayri İrdal karşısında oturan Halit Ayarcıyı bir yabancı gibi hisseder. Bir parti tavladan sonra Halit Ayarcı oradan ayrılır. O geceden sonra Hayri İrdal, Halit Ayarcıyı kaza yaptığı gece kaldırıldığı evde, yatağına görebilir.
b. Konu: Yozlaşan değerlerimiz
c. Ana düşünce: Bir kereden bir şey olmaz deyip taviz verdiğimizde bunun bir ile sınırlı kalmayacağını unutmamalıyız.
d. Yan düşünceler:
İnsanlar her ne olursa olsun birbirlerine üstünlük taslayıp, bulunduğu mevkiden dolayı zulmetmemelidir.
Yalan söylemek başımıza istenmeyen dertler açabilir.
Benliğimize ters düşen şeyleri kabul etmemeliyiz.
Kolay yoldan para kazanmak istemek daha kötü sonuçlar doğurabilir.
Toplum bir kısım yeniliklere çok fazla abartılı davranabilir.
Yıllarca arayıp sormayan bazı insanlar konu maddiyat olunca değişir.
Dürüstlük, doğruluk, adalet kavramları herkeste farklı anlamda olabilir.
Anne- babalarımız yaşlandı diye onları çekememezlik yapmamalı, onlar bize nasıl baktıysa biz de sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz.
e. Kahramanlar:
Hayri İrdal
Halit Ayarcı
Doktor Ramiz
Mübarek
Emine (Hayri İrdalın ilk eşi)
Pakize (Hayri İrdalın ikinci eşi)
Zehra ( Hayri İrdalın kızı)
Halide( Hayri İrdalın kızı)
Ahmet( Hayri İrdalın oğlu)
Cemal Bey (Hayri İrdalın eski patronu)
Muvakkit Nuri Efendi(Hayri İrdalın yanında çalıştığı saatçi)
Selma Hanım (Cemal beyin eşi, Hayri İrdalın aşkı)
Zarife Hanım(Hayri İrdalın halası)
Naşit Bey(Halasının ikinci eşi)
Numan Bey
Numan Bey(Hayri İrdalın dedesi)
Tevkii Ahmed Efendi(Hayri İrdalın babasının dedesi)
Seyit Lütfullah(Hazine hikâyeleri anlatan esrarkeş biri)
Romandaki Diğer Kahramanlar:Hayri İrdalın annesi, üvey annesi, Hayri İrdalın Dayısı, Nevzat Hanım, Nermin Hanım, Sabriye Hanım, Şeyh Ahmet Zamani(Hayali kahraman), Aristidi Efendi, Yangeldi Asaf Bey, Van Humbert, Saatçi Agop, Derviş Efendi, Doktor Mussak, Semih Bey, Zeynep Hanım, Tayfur Bey, Ferhat Bey, İsveçli Dadı, Asiye Dadı, Yahudi Antikacı Mandarin, Topal İsmail, Topal İsmali döven lokantacı, Sabri Bey, Devletlü, Belediye Reisi.
I. Derecede Kahraman: Hayri İrdal
Fiziki Özellikleri: Durumu düzeldikten sonra daha iyi giyinen şapka takan biridir.
Sosyal Özellikleri: Zamanında bankada çalışmış daha sonra, Halit ayarcıyla birlikte Saatleri Ayarlama Enstitüsünü açmıştır. Saygınlık derecesi pek fazla değildir. İnsanlar tarafından pek fazla ehemmiyet verilmez. Karısının tarifiyle sünepedir. Ancak Saatleri Ayarlama Enstitüsü kurulduktan sonra herkes tarafından takdir edilen değer verilen biri olmuştur. Karısının gözünde artık bir kahramandır.
Psikolojik Özellikleri:Yeni ve eski arasında sıkışmış eskiye daha bağlı değişime ayak uyduramayan itirazda bulunan biridir. Kişiliği tam oturmamış Hayri İrdal daha çok babasının üzerinde kurduğu baskıdan dolayı çalkantılı bir kişiliğe sahiptir. Kendi kişiliğini oturtmadığı içinde başkaları tarafından yönetilmeye mahkûm olmuş bu yüzden kullanılmış olmanın dayanılmaz acısı içerisindedir. Genç yaşta ilk eşini kaybeden Hayri İrdal hayata ve yaşamaya dair istekleri de endişeleri de son bulmuştur, kendi deyimiyle olabileceğin en kötüsü olduğu için artık hürdür.
II. Derecede Kahraman: Halit Ayarcı
Fiziki Özellikleri: Şık giyimli aydın görünüşlü yakışıklı sayılabilecek biridir.
Sosyal Özellikleri: Çevresindeki insanlar üzerinde etkili olabilen hali hazırda işleri yapmaktansa yeni bir iş icat etmek zevkine ulaşmak isteyen biridir. Hayri İrdal ile birlikte Saatleri Ayarlama Enstitüsünü kurmuştur. Yenilikçi ve Avrupalı bir aydın havası içerisindedir. Realist bir yaklaşımı tercih eden Halit Ayarcı en saçma uğraşı bile boyayarak satan bir tiptir. Pazarlama ve ikna kabiliyeti çok iyidir.
Psikolojik Özellikleri:Kurnaz aynı zamanda insanlar üzerinde tesir etmekten hoşlanan yalan söylemeyi bile meşru gösteren başarıya ulaşmada her yolu mubah gören, girişken ve olayları okuyarak kendine bir çıkar yol bulabilecek yetenekte biridir.
III. Derecede Kahraman: Doktor Ramiz
Fiziki Özellikleri: Otuz yaşlarında, hafif sarı esmer, tıknazlığa doğru gidebilecek yapıda, ortadan uzun boylu genç bir adam.
Sosyal Özellikleri:Pozitivist bir aydındır. Avrupa'da tıp eğitimi almış, Freud'un Psikanaliz kuramını iman derecesinde sahiplenmiş, fakat ülkesine geldiğinde bu teoriyi uygulayacağı hiç hasta bulamamış bir doktordur.
Psikolojik Özellikleri:Temizlik hastası sürekli elini yıkayan, kolonya ile elini temizleyen, tırnaklarını çakısıyla temizleyen eşyalarını bir çantada taşıyan saplantılı bir tiptir.
f. SONUÇ:
Batılıılaşma serüvenimizin mahiyeti, sosyokültürel ve siyasi etkileri üzerine telif edilmiş müktesebat bir hayli kabarık. Bize göre bunların içerisinde mevzuya vazıh, tutarlı ve ciddi olarak değebilmiş olanları maalesef çok azdır. İşte böyle bir velud kısırlığın ortasında Huzur ile ferdler, aileler, musiki eserleri etrafında, sürecin nasıl olduğuna dair derinlemesine kazılar yapan Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü ile de bu hazin encam-ı serencamın ne olduğunun fotoğrafını rahatsız edici müptezelliği ile gözümüzün önüne sermekte. Bu büyük medeniyet kırılmasını izlemek için en iyi parametreyi, zaman ile münasebeti tayindeki farklılıklarımızı seçerek de hem kendi işini kolaylaştırıyor, hem de okurun kafasını anlamsız nazari fikirlere boğmadan, meselenin bam teline getiriyor müellif. Sonuç olarak her karakteri fazlasıyla karikatürize olsa da, bütün olay örgüsü absürd bir akış ile devam etse de, biz okuyucu olarak toplumumuzun gerçeklerini okuduğumuzu çok iyi fark ederiz kitapta ve kitabı okurken bolca attığımız kahkahalarımız kitap biterken yüzümüzde bu sefer hazin bir tebessüm bırakır.
Eserde, başkarakter Hayri İrdal’ın bakış açısından ’dan başlayarak İstibdat, 2. Meşrutiyet, 1. Dünya Savaşı ve Cumhuriyet Dönemi insanlarının bocalayışları zaman akışı içinde anlatılmıştır.
Hayri İrdal: rind, filozof bir saatçi olan Nuri Efendi’nin yanında yetişmiştir. Birinci Dünya Savaşı süresince (4 yıl) askerlik yapmış ve dönüşte evlenmiştir. Ancak eşi ölür. Hayri İrdal, ruh doktoru Ramiz’in Psikanaliz Cemiyeti’ne ve İspiritizmacılar Cemiyeti’ne üye olur. İkinci kez evlenir. Bir gün Doktor Ramiz’in arkadaşı Halit Ayarcı ile tanışır.
İkisi de saatlere çok düşkündür ve bu ortak payda onları yaklaştırır. Böylece Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nü kurarlar. Hayri İrdal artık yaşamını burada geçirecektir. Bu onun için büyük bir mutluluktur. İşleriyle o denli meşguldür ki eşinin onu Halit Ayarcı ile aldattığını fark etmez. Zamanla iyice ünlenen enstitünün hükümetçe kapatılmasına karar verilir. Ancak gerçekle hayal arasındaki aldanışları süren Hayri İrdal, görevine devam etmekte ve bu tasfiyeden bir rahatsızlık duymamaktadır.
Bu eser, ahmet Hamdi Tanpınar’ın yaşarken yayımlanan son eseri olmuştur.
Eser, bireyin ve toplumun değişimine ayak uyduramayan bir kişinin yabancılaşmasını ele alır.
Toplumumuz gibi Hayri İrdal da zaman içinde değişimlerden geçmektedir. Bu gerçekleşirken de birtakım çevrelerce kendi çıkar ve inançları doğrultusunda yönlendirilmektedir.
Doktor Ramiz karakteri, yazarın gözünde Türk aydınının simgesidir.
Eserde doğru ile yalan, hayal ile gerçek birbirine geçmiş durumdadır.
Romandaki çelişkili durumlar, bir anlamda Türk toplumunun gelgitlerini, karmaşasını gösteren, simgeleyen unsurlardır.
Eleştirilen toplum geçmişten, gelenekten tamamen koparak “yeni”ye ve “batı”ya yönelmiş, bu da bir köksüzlüğe, yapaylığa ve değerler karmaşasına yol açmıştır.
Daha Fazla Göster
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası