dursun ali erzincanlı şiirleri sözleri / 40 Yaşındasın şiiri - Dursun Ali Erzincanlı

Dursun Ali Erzincanlı Şiirleri Sözleri

dursun ali erzincanlı şiirleri sözleri

Gelseydin şiiri - Dursun Ali Erzincanlı

Haberin Devamı

Sevgili!
Ümmü Mektum gibi
Seni görmeden sana sesleniyoruz
Alıp verdiğin nefesi duyar gibi
Sanki açınca gözlerimizi
Seni görecekmişiz gibi
Sana sesleniyoruz.
Senin huzurunda ses yükselmez.
Edeple konuşulur; edeple susulur.
Hele biz ki bu kapının dilencileri,
El açıp beklemekten başka
Bize bir şey düşmezdi ama
Şu araya giren yıllar olmasa
Medine’ne uzak yollar olmasa
İsmin anılınca yürek yanmasa
Kapında beklemekten başka
Bize bir şey düşmezdi.
Bekliyoruz Sultânım!
Rüyada olsa bile
Belki teşrif edersin diye
Hem de hiç kimseyi beklemediğimiz gibi.
Seni bekliyoruz.
Gelseydin,
Bizim için cennet olurdu gelişin.
Gelseydin,
Saadetli asrından gönderdiğin selâmını,
'Kardeşlerim' deyişini
Birbirimize nasıl anlattığımızı görürdün.
Gelseydin,
Dolaşsaydın sofralarımızı,
Bir tabak fazla görecektin,
Bir bardak, bir kaşık fazla
Ve sofrada bir yer boş,
Baş köşe! ..
Ola ki Sen(A.S.M.) lutfeder gelirsin diye.
Gelseydin,
Dolaşsaydın gecelerimizi,
O 'Kutlu Doğum' gecelerini,
Anneler görecektin.
Sen yeni doğmuşsun gibi,
Yeryüzünü yeni teşrif etmişsin gibi,
Mışıl mışıl uyuyasın diye
Seni sabahlara kadar
Hayalen ayaklarında sallayan anneler görecektin.
Sevgili!
Gelseydin,
Medine-i Münevvere'den dünyaya yayılan Ashabın gibi,
Eyyüb Sultan gibi,
Kab bin Malik gibi,
Bir fecir vaktinde,
Henüz yirmisinde yirmi beşinde,
Bırakarak yurtlarını ocaklarını,
Hedeflerine ilahi rızayı koyan,
Arkalarına bakmayı ar sayan,
Yiğitler görecektin.
Onlar senin yiğidin,
Elleri, o öpülesi elleri,
Kimbilir hangi memleketin zemheri soğuklarında üşürken,
Senin köyünün hayaliyle ısındılar.
Gelseydin,
Gecenin zifiri karanlığında,
Uykunun en tatlı aralığında,
Rabiatül Adeviyye gibi Rabbiyle başbaşa
Gençler görecektin.
Gözyaşı dökerken günahlarına,
Veysel Karani'den istediğin gibi,
İnsanlığa dua eden gençler görecektin.
Gelseydin,
Asr-ı saadet gibi olmasa da,
Koklanmaya değer güllerimiz vardı.
Yine senin ikliminde yetişen.
Ama sen gelseydin,
Dikenler bile gül kokardı EFENDİM(A.S.M.) ! ! !
Seninle göz göze gelmeden gizli gizli seni seyretmek
funduszeue.infoşi gibi
Hani sen Hane-i Saadet'ten Mescid-i Nebevi'ye giderken
Aişe annemiz ardından hayran hayran bakardı.
Seni mescidin önünde bekleyen Ashabı'nınsa
Bakışları yerdeydi.
Edepten göz göze gelmezlerdi.
Sende(A.S.M.) tebessüle nazar ederdin.
Mütebessim çehreni bir Ebu Bekir(R.A.) görürdü,
Bir de Ömer(R.A.)
Şimdi okununca Ezan-ı Muhammedi
Pencerelerde, kapı önlerinde,
Seni(A.S.M.) bekleyen nemli gözler var.
Gelseydin,
Ve yürüyüp geçseydin önümüzden,
Gülleri bayıltan o enfes kokunu çekerdik içimize.
Sevgili!
Hakiki aşıkların sana doğru uçarken
Bizim bu yaptığımız yolda emeklemekti.
Dünya güzelliğiyle kollarını açarken
Bize düşen el açıp kapında beklemekti.
Sevgili!
Bekliyoruz!

Haberin Devamı

DURSUN ALİ ERZİNCANLI

Dursun Ali Erzincanlı

Uhud

Dursun Ali Erzincanlı

Günlerden cuma
Uhut'a gelenler var.
Medine yolu toz duman
Uhut'a gelenler var.
Bir dağılsa da şu hava,
Görsek Medine-i Münevvere'den Uhut'a gelenleri.

Devamını Oku
Dursun Ali Erzincanlı

Tercih Senin

Dursun Ali Erzincanlı

Tercih senin

Yurdum senin dağlarında, dağlarında hatıram var
Senden bana, benden sana aramızda bir sitem var
Elleri aldın koynuna, beni bıraktın
Bir ben kaldım, bir ben kaldım sürgünlerde

Devamını Oku
Dursun Ali Erzincanlı

Ummanında Kaybolduğum N

Dursun Ali Erzincanlı

Ummanında kaybolduğum nursun.
Mecnun'un Leyla'da aradığı, yandığı,
Çöllerde kana kana yudumladığı senin sevgindi.
Annesiz bir çocuğun Anne diye uzandığı,
Babasız gecelerde Baba diye andığı Sensin.
Soğuk ve insaf bilmez yanlızlıklarda hangi hasta vardır;

Devamını Oku

TÜM DURSUN ALİ ERZİNCANLI ŞİİRLERİ

Dursun Ali Erzincanli - Şiiri ve Sözleri

Sevgili Kasidesi Şiiri
MEKKENİN Fethi
Ey nefsim
Ben Böyle Olmamalıydım
Şemail
40 Yaşındasın
Bedir
52 Gün
OTUZ KUŞ
UMMANINDA KAYBOLDUĞUM NURSUN


Dursun Ali Erzincanlı &#; Sevgili Kasidesi Şiiri


Ellerim boşlukta senin uhut günü dağılan saçlarını arıyor
gözlerim gözbebeklerini hira dağı&#;nda
gözümdeki damla biliyorum
şu anda yanaklarında soğuyor

ebubekir&#;in olup mağarada
ali&#;n olup yatağında
seni hatice&#;nin kalbinde, aişe&#;nin dilinde, zeyneb&#;in
gözlerinde buluyorum

doğan günde, ayın ondördünde
baktığım her yerde seni görüyorum
sen varsın zamanın ve mekânın ötesinde
aşkın coğrafyalara hayat bahşediyor

sevdanla tutuştu hicaz çölleri
rahmetinle dirildi anadolu, mezopotamya
gel ey mısır&#;ın nil&#;i
medine&#;nin gülü
sevgili

gel ey kureyş&#;in emini
barışın zeytini
kavganın en önde gideni
şehadetin duvağı açılmadık gelini
sevgili

&#;ve&#;d-duhâ&#;yı ne çok severdin!
yarana merhem diye sürerdin
geceyi yük tutma vakti
gündüzü sefer bilir
ahreti dünyaya
mekke&#;yi miraç&#;a yeğlerdin

gel ey,
âmine&#;nin mustafâ&#;sı
ibrahim&#;in duâsı
meryem&#;in isâ&#;sı
mesih&#;in haber verdiği
sevgili

&#;develerimi isterim&#;
diyordu kureyş&#;in ulusu
çünkü kâbe&#;yi rabbi korurdu
bir anda çiğnenmiş ekine döndü
süper gücün fil ordusu
ebabil kuşları seni müjdeliyordu

o sene semâve doldu taştı
sâve kurudu
kisrâ&#;nın ondört burcu
o günden teslim olmuştu
bin yıllık ateş söndü
şeytan gökten sürüldü

doğduğun gün yeryüzü
bunu herkese haber verdi
kuşlar o günden beri
adınla şakıyordu
rüzgâr yâdınla esti durdu
allah buyurdu:
&#;göğsünü açmadık mı
yükünü almadık mı
şânını yüceltmedik mi?&#;

gel ey
âmine&#;nin gururu
ebu talib&#;in uğuru
halîme&#;nin bereketi
hatîce&#;nin gönül verdiği
sevgili

annen olmadı senin
baban, deden, amcan
yurdun yuvan olmadı
ne vârisin oldu ne mirâsın
dost tutmadın insanlardan
sevgilin olmadı ey,

yerin mustafâ&#;sı
göğün mahmûd&#;u
incil&#;in ahmed&#;i
kur&#;an&#;ın muhammed&#;i
sevgili

erkam&#;ın evi tam yerindeydi
bilâl, ali, ebu zer
hamza, ömer
gizlice gelip giderdi
ömer&#;in eşliğinde kâbe&#;ye doğru
yürüdüğümüz o gün ne güzledi!

gelirken ya resulallah
ömer&#;i de al getir
ali&#;yi, osman&#;ı, ebubekir&#;i
hasan&#;ı, hüseyin&#;i
aişe&#;yi, fatma&#;yı, zeyneb&#;i&#;

gel ey
erkam&#;ın evindeki nûr
ebu leheb&#;in yüreğinde ûr
ehl-i beytin gönlündeki sürûr
zayıfların başındaki şefkât eli
ey kimsesizlerin sahibi
çâresizlerin ümidi
sevgili

talaa&#;l-bedru aleynâ
yesrip&#;te olay var
yesripliler ayakta
kadın çocuk genç ihtiyar
herkes sokakta
&#;muhammed geliyor&#; diyen bir yahudi
yesripliler muhammed&#;i
hasret kalınan bir gelin gibi
uğruna çöllere düşülen bir leylâ
dillere düşülen sevgili gibi
yok yok, bu coşkuyu deliliği
anlatamaz hiç biri
örneği olmayan bir özveri
sevgi tufanı, insan seli
aşıklar mahşeri, cennet atmosferi&#;
kucaklıyor yesrip muhammed&#;ini
ve bir şarkı,
bir destan yükseliyor
ensar&#;ın dudaklarından göğün katlarına:
&#;talaal bedru aleynâ
min seniyyâti&#;l-veda&#;
vecebe&#;ş-şükru aleynâ
mâ daâ lillâhi da&#;&#;
yesrib&#;e gün doğuyor
yesrib&#;in gözleri ışılıyor
toprak, hava, su bile
değişti mi ne?
yesrip artık yesrip değil
peygamber&#;in şehri
medine&#;
ey affetmenin zirvesi
ademoğullarının en merhametlisi
düşmanına bile hayat veren
alemlere rahmet olarak gönderilen elçi
sevgili

kâbe&#;yi tavaf edişin canlandı hayâlimde
göğsün neredeyse devenin boynuna değiyor
kimbilir belki de, ağlıyordun gizlice
muzaffer kumandan sen değildin
sâde bir kul gibiydin
buydu büyük zaferin
kâbe&#;nin kapısına geldiğinde
vaktiyle &#;aman ya ali, bil ki
benim için bir kişinin dirilmesi
binlerin ölmesinden iyi&#; dediğin gibi
can düşmanlarını affetmenin verdiği sevinçle
ensarın evine
iman yurdu başkente dönüyordun işte
sevgililerinle, fedailerinle birlikte
mekke&#;yi çok sevsen bile
zor zamanda kucak açan medine&#;yi
öksüz bırakmazdın
ülkelerin canlı olduğuna mı inanıyordun ne?
ey insanların en iyisi
sen kentlerin bile kalbini kırmazdın

sen ey
mekke&#;de ezilen
taif&#;ten sürülen
medine&#;de baş tacı edilen
istanbul&#;da özlenen
uğruna ölünen güzeller güzeli
sevgili



MEKKENİN FETHİ

Her şey bir şiirle başladı.
Peygamber huzurunda okunan bir şiirle&#;
Kızgın kum fırtınalarından,
Adem vadisinden kopup gelen bir şairle&#;
Ardında kırk süvari,
Ve alev alev yanan gözlerinde ihanet haberleri.
Bu şair, huzaa kabilesinden Amr bin Salim'di.
En üst perdeden okudu şiirini,
Ve gözlerini kırpmadan dinledi Nebi;

" Kureyşîler sana verdikleri sözde durmadılar,
Hudeybiye'de seninle yaptıkları misakı bozdular.
Bizi Vetir'de,
Kendi yurdumuzda gafil avladılar.
Benim kimseyi yardıma çağırmayacağımı,
Çağıramayacağımı sandılar."

Dedi ve durdu.
Şair ağlıyordu.
Peygambere çevrildi tüm gözler
Ve o an tutuldu nefesler.
Sahabenin başları yere değiyordu,
Çünkü mübarek alınlarındaki damar belli oluyor,
Peygamber celalleniyordu.

" Ey Nebi!
Allah'ın kullarını yardıma çağır,
İçlerinde Allahın Rasulü de olsun
Yapılan zulme, öfkesinden renkten renge girsin,
Ve büyük bir ordunun başına geçip,
Denizler gibi köpürerek akıp gelsin."

Şiir bitmişti,
Şair de bitmişti.
Gözler hâlâ peygamberdeydi,
Allahın râsûlü, ridasını toplayıp ayağa kalktı!
Ve sahabe ayağa kalktı.
Şimdi konuşan peygamberdi;

" Eğer kendime yardım ettiğim şeylerle
Huzaalara yardım etmezsem,
Ben de yardım görmeyeyim.
Varlığım kudret elinde olan Allah'a andolsun ki,
Kendimi ve ev halkımı koruduğum gibi,
Bunları da koruyacağım.
Şimdi haber salın yeryüzüne!
Allah'a ve Ahiret gününe iman edenler Medine'de toplansın."
Medine dağlarında savaşın ritmi,
Sokaklarında peygamber sessizliği&#;
Konuşmuyor nebi
Hane-i saadet'te kılıçlar bileniyor
Hane-i Saadet'te zırhlar temizleniyor
Ve şehirlerin anası gülüyor.
Mekke-i mükerreme uzaktan gülüyor.

Gül ey Mekke! Gün senin günündür
Gün senin fetih günündür.
Gül ki, bu dönüş sanadır.
Baksana,
Dün bağrından koparılan yiğitler dönüyor sana
Erak topraklarını savuran rüzgar dönüyor önce
Ardından büyük bir birlik;
Başlarında Halid bin Velid!
Arkadan ey Mekke!
Senin topraklarında yaşarken
Rabbim Allah'tır dedi diye sövülen,
İşkence gören,
Her tarafı kıpkızıl kurban taşları gibi
Kan içinde kalan muhacirler geliyor.
En önde Zübeyr bin Avvâm geliyor
Hani sekiz yaşında müslüman olan
Hani onbeş yaşında senden koparılan
Amcası onu bir hasıra sarmıştı hani
Ateş dumanına tutmuştu
Küfre dönsün diye.
Ama o dönmedi küfre
Ve peygamber yıldızlarından biri olarak
En önde sana dönüyor ey Mekke!
Sonra bir bölük halinde Beni gıfarlar geliyor!
Bayrakları Ebu Zer Gıfari'nin elinde&#;
Şu müslüman oluşunu Kâbede ilan edince
Bayılana kadar dövülen Ebu Zer geliyor.
Eslemler geliyor bölük halinde
Müzeyneler bin kişilik alayla geçerken çölden
Tekbir sesleri geliyor göklerden
Ey Mekke başka kimi bekliyorsun söyle!
funduszeue.info'yı mı?
Musab bin umeyr'i mi?
Onlar,
Şehitler ordusuyla tebessüm ediyorlar sana
Ve baksana
Gözleri ışıl ışıl
sana yaklaşan ve tozu dumana katan
bir alayı seyrediyorlar
Kapkara bir taşlığı andıran bu alay da kim
Bir hareketlilik semada&#;
Bunlar ölüme susamış savaş erleri Ensâr!
Ve en ortada simsiyah sarığıyla Yâr!
O an Peygamberler ayakta,
Melekler ayakta
Şehitler ayakta&#;
Ey Mekke Kalkabilirsen sen de kalk
Çünkü gönüllere safâ geliyor
Hazreti Muhammed Mustafa! geliyor

&#;&#;
Sekiz yıl geçti aradan
Sensiz tam sekiz yıl geçti&#;
Gittiğin gece
Uzaktan dönüp Kâbe'ye bakınca;
" Mekke!demiştin,
" Sen benim için bütün dünyadan daha değerlisin
ama senin insanların beni rahat bırakmıyor"
deyip gitmiştin.
Yıldızlar da seninle birlikte gitmişti.
Kapkaranlık geceler kalmıştı ardında.
Mekke öksüz kalmıştı.
Ve Mekke çocukları&#;
Çocuklar hep
Sümeyye'nin toprağa düştüğü yerde oynadı,
Habbâb bin Eret'in ateşe atıldığı yerde oynadı
Hane-i Saadetin üzerinde
Sevr mağarasından kalma güvercinler bekledi seni .
Kâbe-i Muazzama'da namaz kılışını özleyen Hârem,
Haticetül Kübrâ'nın hatıraları,
O gül kokuna hasret kalan sokaklar bekledi seni.
Şimdi Kasva'dan inmez misin Ya Rasulallah!
İnmez misin ki,
Ayaklarından öpsün mekke toprakları
Ve kaldırmaz mısın başını ki
Nur çehreni seyretsin âlem

İşte Rasulullah'ın nur yüzü göründü.
İşte Rasulullah bakıyor.
Başında yemen işi simsiyah bir sarık.
O Alnındaki nura kurban olalım.
Rasulullah Kâbe'ye bakıyor.
Ve işaret ediyor Hz. Bilâl'e&#;
Bilâl, Kabe-i Muazzamâ'nın üzerinde&#;
Şimdi Bilâli dinlesin yer ve gök.


Dursun Ali Erzincanli - Ey nefsim

Ey nefsim dinle beni sana yan diyorum
Ateşlerin içinde yanan gibi yan
O&#;na can diyorum anla beni
Canımın da içinde canan gibi can..
Yaprak düşerse dalından isyana
Öğütülürse yaz akşamları sevda sözcüklerinde
Temmuz Ağustos uzaklaşırsa
Yani bir sonbaharsa iklim, Ağlama..
El yapımı zanlar hükmederse uzun gün dostluklarına
Gece başucundan uykusuzluk ekerse gözbebeklerinin vadisine
Yüreğinin yıldızları kulağına fısıldayıp işte ağlama vakti derse
Sen yine de ağlama..
Çünkü bize ağlamak düşmez..
Ağlama..
Bize yürümek düşer sevgilinin ardından
Sadece ağlamak yetmez..
Güzeldir hayranı olmak nebinin
Ama sadece hayranlık yetmez..
Onun gibi olmadıktan sonra bu yol ilelebet bitmez..
Ağaç gölgesinde gölgelenip yoluna devam eden yolcu gibi olmak vardı..
O&#;nun gibi olmak..
Şu geçen ömründe nelere kandın..
Sen ki dünyanın süsüne aldandın..
Yandın ağladın yine de uslanmadın..
Nereye bu gidiş?
Nereye ey yolcu?
Ey nefsim beni dinle yan diyorum sana
Ateşlerin içinde yanan gibi yan
Can diyorum O&#;na anla beni
Canımın içinde canan gibi can..
Alev sararda gözlerimi..
Bir rüzgar soğutmaya çalışır..
Zamanla alevlere o rüzgarda alışır..
Bilemez ki bu dünyanın bir oyunu..
Bilemez ateşin içimde olduğunu..
Hala yanmaktadır gözbebeklerim..
Ve ben ateşten bir mektup oldumda
Özgürlüğümü yaktım dünya adına..
O&#;nun adına adımı yaktım..
Ve artık adına ortaktım..
Rüzgarsa dilbeste olmuştu nara
Söndürme gözyaşlarında..Ağlama..
Çünkü bize ağlamak düşmez..
Ağlama..
Bize yürümek düşer sevgilinin ardından
Sadece ağlamak yetmez..
Güzeldir hayranı olmak nebinin
Ama sadece hayranlık yetmez..
Onun gibi olmadıktan sonra bu yol ilelebet bitmez..
Ağaç gölgesinde gölgelenip yoluna devam eden yolcu gibi olmak vardı..
O&#;nun gibi olmak..
Şu geçen ömründe nelere kandın..
Sen ki dünyanın süsüne aldandın..
Yandın ağladın yine de uslanmadın..
Nereye bu gidiş?
Nereye ey yolcu?



Ben Böyle Olmamalıydım


Ben, böyle olmamalıydım
İsmini duyunca, boynum düşmeliydi omzuma.
İçime bir ateş düşmeliydi
Ayaklarımın feri kesilmeliydi.
Kendimden geçmeliydim sonra
Adını sayıklamalıydım, adımı unuttuğumda
Ama bunu kimse duymamalıydı,
Seni, mahşere kadar saklamalıydım.
Ben böyle olmamalıydım
Nisan akşamlarını ıslatırken yağmur
Bahar, şarkılarını söylerken karanlığa
Çalan her kapıya `sensin` diye koşmalıydım.
Ayak sesleri gelmeliydi uzaktan
Ben hep sana yormalıydım.
Gece yıldızlarını serpince göğe
Seni görmek için uyumalıydım.
Şarkılar kime söylenirse söylensin
Sana diye dinlemeliydim.
Türküler dolmalıydı odama,
Ben bir selvi boylu yârdan ayrıldım deyince bir ses
Selvi boylu yâr sen olmalıydın
Kömür gözlüm ateşine düşeli
Senin için söylenmiş söz olmalıydı.
Bir mey yokluğuna ağlamalıydı delice
Bir keman, incecik çığlık olmalıydı
Ama bunu kimse bilmemeliydi,
Seni mahşere kadar saklamalıydım.
Böyle olmamalıydım,
Kelimeler Taif'i taşıyınca kulaklarıma
Daha yüzüme çarpmadan Taif rüzgarı,
Taşların izi çıkmalıydı yüzümde.
Uhud anılırken, dişlerine sızı düşmeliydi.
Haremde bir ikindi vakti
Kem gözler çevrilince sana
Ve vefasız eller uzanınca yakana
İçim daralmalı, nefesim kesilmeliydi.
Sen ötelere hazırlanırken,
Öteler senin için süslenirken,
Son kez baktığın pencerede hayal edip seni,
Perdenin son kez kapanması gibi,
Kapanmalıydı gözlerim.
Sonra içime doğru gerilip,
Seni bize lutfedenin ismini haykırıp,
'Allah(C.C.) ' deyip,
Düşmeliydim yere.
Ama bunu kimse bilmemeliydi.
Seni mahşere kadar saklamıydım.
Ve mahşer günü
Uzaktan seni seyretsem.
Sana yakın olmak için can atsam.
Beni engelleseler,
'Sen kim yakınlık kim? ' deseler.
Ben ağlamaktan konuşamasam.
Gözlerini çevirsen bana.
'Benim cennetim bana bakan gözlerindir.'
Ve tebessüm etsen.
Ama bunu kimse görmese,
Seni ebede kadar saklasam.

Dursun Ali Erzincanlı
Dursun Ali Erzincanli - Şemail
ŞEMAİL


Ne uzun ne kısa kararında boy
Soyu İbrahim&#;den ne asil bir soy
Saçları hoş siyah dalgalı bir koy
Kemâlini giydir beni benden soy
Âlemlere rahmet yüzünü göster
Bu kul varlığından soyunmak ister

Güneş pervânesi o güzel yüzün
Nurundan ışığı vardır gündüzün
Solmaz bir gül rengin ne kış ne güzün
Tecelli ediyor yüzünde özün
Hasretim, yanarım, yüzünü göster
Kölen bu devletle avunmak ister

Simsiyah gözlerin âhû misâli
Dâim Hakk&#;a bakar her an visâlin
Beyazı ölçüsü gözde kemâlin
Kaşların sûreti gökde hilâlin,
Râzıyım rûyada yüzünü göster
Âşık maşukuna can sunmak ister

Bir tutam sakalın birkaçı beyaz
Mübarek vücudun serin kış ve yaz
Cânımı yoluna kurban etsem az
Dostlar defterine köleni de yaz
Açıver kapını yüzünü göster
Gönül hasretinden yakınmak ister

Duyular mükemmel, dişleri inci
Kokusuna tutkun, yaşlısı genci
Yürürken koşmadan olur birinci
Kapına gelmiş bir garip dilenci
Açıver ne olur yüzünü göster
Garip ayağına kapanmak ister

Yukarıdan aşağı heybetle iniş
Yürüyüşünde var hep bu görünüş
Âdetin baktığın tarafa dönüş
Bize nasip olsun hayırlı bir düş
Kerem et ne olur yüzünü göster
Kim böyle bir düşten uyanmak ister

Seni ilk görenler korku çekermiş
Sonra ülfet eder hemen severmiş
Benzerini asla görmedim dermiş
Erenler yolunda giderek ermiş
Benzeri bulunmaz yüzünü göster
Gönüller nurunla yıkanmak ister

Zâtının nûrundan vermiş sana can
Hilkate ruhunla başlamış Rahman
Yûsuf&#;ta yok sende olan hüsnü an
Ahlâkındır Senin, mûcize Kur&#;an,
Alemlere Rahmet, cemâlin göster
Kölen rahmetine sığınmak ister

Ümmetin üstüne titreyen sensin
Müjdeci, uyaran, gel diyen sensin
Kulunu Allah&#;a sevdiren sensin
Gecemi gündüze çeviren sensin
Ey Hakk&#;ın şâhidi yüzünü göster
Kul şehâdetinle tanınmak ister

Hakk&#;ın halilisin, habibi sensin
Gönüllerin eşsiz tabibi sensin
En güzel hutbenin hâtibi sensin
Ümmetin en büyük nasibi sensin
Aşkımın Leylası yüzünü göster
Gönül seni gözden sakınmak ister

En güzel, en üstün ahlak senindir
Cömertlikte kemâl el-hâk senindir
Şefaatte en son durak senindir
Miraç senin, Refref, Burak senindir
Sen gördün, bize de cemâlin göster
Pervâne şem&#;ine hep yanmak ister

DURSUN ALİ ERZİNCANLI
Dursun Ali Erzincanli - Şemail





Dursun Ali Erzincanli - 40 Yaşındasın Şiir Sözleri

Rahmetini umarak
Günahkar bir dille;
Allah azze ve celle

Ya rasulallah,
Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
Kalbimizden seyrediyoruz seni.

İşte
Bir yaşındasın,
Beni sa'd yurdundasın
Sana süt anne olmadı kadınlar
Bu yüzden dargın bulutlar
Bir damla yağmur indirmiyor
Kıtlık hüküm sürüyor beni sa'd yurdunda
Minicik bir bulut var gökyüzünde
Sana aşık
Ayrılmıyor başucundan
Ve insanlar yağmur duasında
funduszeue.info kucağına alıyor seni
Yeryüzünde bir gölgelikseni güneşten korumak için
Oysa minicik bulut gökyüzünde
Sana meftun, sana kilitli
Ve dua eden rahibin kucağındasın
Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip
Kıtlığı da unutuyor, yağmuru da, duayı da
Ama sen unutmuyorsun
Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun
O minicik bulut ilişiyor bakışlarına
Büyüyor, büyüyor
Sonra nazlı, nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan
Fakat çoğusu bilmiyor yağmurun geliş sebebini
Çoğusu bilmiyor seni

Altı yaşındasın
Medine-i münevvere yolundasın
Yanında aziz annen ve ümmü eymen
Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında
Sonra yolda, ebva'da öksüzlük karşılıyor seni
Mekke'ye annesiz giriyorsun
Abdulmuttalip bir başka seviyor seni
Ebu talip bir başka seviyor

Ya rasulallah
Mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında
Onlar anne deyince sen yere mi bakardın
Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı ebva'ya
Kaç gece anne diye hıçkırdın
Efendim!
Senin yerine de anne dedik annemize
Senin yerine de baba dedik

Yirmi beş yaşındasın
Ve bambaşkasın
Kimse sana denk değil
Şefkat yayıyor kokun
Güven veriyor sesin
Sen muhammed-ül emin' sin

Otuz üç yaşındasın
Dalga dalga rahmet var

Otuz beş yaşındasın
Hadi gel bekletme yar
İniltiler çalıyor kapısını göklerin
Hadi gel bekletme yar
Sinesi çatlayacak rasul bekleyenlerin
Hadi gel ey yâr!
Nurdağına davet var

İşte
Kırk yaşındasın
Hira nur dağındasın
Cibril iniyor göklerden
Ve nokta nokta her yerden salat, selam yükseliyor
Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan " ah! " sın
Karanlık gecelerimize sabahsın
Sen nebiyullahsın
Sen habibullahsın
Sen rasulullahsın

Niye incittilerki seni sultanım
Niye işkence yaptılarki sana
Ebu talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar
Himayesiz kaldın diye mi
Kabe'deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne
" amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin " diyişin
Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza
Başına pislikler saçılıyor
Başlar feda o mübarek başına
Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyorlar
Biri koşuyor mekke sokaklarından sana doğru
Biri koşuyor ama sanki yere inmiş arş-ı Âla
" bu koşan kimdir " diye bir soru dolaşıyor boşlukta
Bu koşan kim?
Ve cevap veriyor biri:
Muhammed' in kızı fatımatüz-zehra
Velilerin anası
Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın
Sana yeryüzünde en çok benzeyen
Gülmesi sen, ağlaması sen
" ağlama kızım " diyişin geliyor aklımıza
Niye çıkardılar ki yurdundan seni
Himayesiz kaldın diye mi
Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni
Seni yetim bulup barındıranı
Seni alemlere rahmet kılanı
Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun
Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun
"seni bizim elimizden kim kurtaracak" diyorlardı
Sen,
Sen " allah! " diyordun
Allah azze ve celle
Semayı haşyet kaplıyordu
Sen " allah! " diyordun
Arş-ı Âla titriyordu
Bedir' de " allah! " diyordun
Üç bin melek iniyordu alaca atlarda
Yüz yirmi beş bin sahabi :
" anam babam sana feda olsun " diyordu

Ya rasulallah
Medine-i münevvere sokaklarında yürüyordun
Neccar oğulları'nın küçük kızları seni görünce
Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi
" beni seviyor musunuz " diye sormuştun onlara
" seni çok seviyoruz ya habiballah " demişlerdi
Sen de:
" allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum" demiştin
Bu gün yaşayan gençler var
Neccar oğulları'nın kızları diğil belki
Ama seni onlar da çok seviyor
Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar
Senden başka kimseleri yok
Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun

Altmış üç yaşındasın
Refik-i Âla duasındasın
Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu
Kenarları beyazdı
Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın
Ve mübarek ellerini dizine vurarak :
" görüyor musunuz ne kadar güzel " demiştin
Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti :
" anam babam sana feda olsun ya rasulallah, onu bana ver "
Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile
İstendiğinde katiyyen " hayır " demediğini bile bile
" peki " dedin o zata
Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin
Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı
Aynı cübbeden yine yine diktiler
Ama giyinmek nasip olmadı
Haberler uçurmuştun ebu hureyre' nin diliyle :
" benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne evladımız olsaydı diyecekler "
Ve hz. enes ile paylaşmıştın özlemini
" beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim"

Sultanım!
Ey medine minberinde " ümmeti, ümmeti " diye hüznü giyen sevgili
Ey mekke mihrabında alemler hesabına " allah! " diyen sevgili
Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, bey' at ettik
Rabbinden bize ne getirdi isen amenna
Duyduk, itaat ettik

Ya rasulallah
Sen hâlâ kırk yaşındasın
Ve hâlâ ümmetinin başındasın









Dursun Ali Erzincanli - Bedir
BEDİR


Hazırlanın uzunca bir yolculuk var şimdi.
Asr-ı saadete Cezîretül araba gidiyoruz.
Bismillah diyin
Bedir&#;e öyle girin
Gökte melekler, yerde siz
Ve bekleyin sessiz
Gelince
İyi bakın onlara;
Hem kendi zamanlarının
Hem tüm zamanların en cesur yiğitleridir onlar
Gökte yıldız; yerde arslandır onlar
Yüz yirmi beş bin beden
Ama bir tek ruh,
Muhammedî ruhtur onlar


Aslanlar çıkmıştır Medine&#;den
Şimdi yoldadır Bedrin Arslanları
İşte bakın şu funduszeue.info
Aslan yavrusu.
Yaşı küçük diye geri çevirecek rasulullah
Ama öyle ağlıyor ki umeyr izin veriyor nebi
Ey sad bin ebi vakkas!
Sen bağla kardeşin Umeyr&#;in kılıcını
Boyu kısa bağlayamıyor.

funduszeue.info&#;nın belinde iki kılıç duruyor.
Attığı her adım bir kalbi durduruyor.
Ey Hamza
Gördüğün hiçbir şeyden korkmazsın bu doğru
Ama heybetini gizli tut
Yürüyüşün ölümü korkutuyor.

Dinleyin Âlemlerin sultânını
O konuşunca rüzgar bile susuyor;
&#;Ey ashap! Hazır mısınız?&#;
Sad bin muaz ayakta:
&#;Ya Rasulallah!&#; diyor
&#;Seni hak dinle gönderen Allah&#;a andolsun ki,
Sen bize şu denizi gösterip dalarsan,
Biz de seninle birlikte dalarız.
Allah&#;ın bereketiyle yürüt bizi!&#;
Tebessüm buyuruyor Habîb-i Zîşan!
O, gülünce suya kanıyor susamışlar.
Güller açıyor yüreklerde.
Kederler unutuluyor.
O gülünce, cennetler yaratılıyor.
Gülüyor nebi ve yürüyorlar!
Mekke&#;de çekilen acılar dinmiş
Yürüyorlar!
Sanki yıldızlar yere inmiş.
Önlerinde Kâinatın Güneşi

İşte Hz.Ömer ve Hz. Ali
Biri Hattaboğlu!
Biri Haydâr-ı Kerrar!
Ve kolkola
Ölümün ağzına giriyorlar!


Bedir&#;de baba oğul,
Bedir&#;de kardeş kardeşe
Mekke müşrikleri Üç yiğit istiyorlar önce
Üç yiğit gösterin aranızdan bize.
Melekler Alemlerin sultanına bakıyor
Kimi işaret edecek Sultan-ı Rasul.
Çünkü o işaret edince ay ikiye bölünüyor.
Acaba mübarek elleri kime uzanacak;

&#;Kalk ya Ubeyde! Kalk ya Hamza! Kalk ya Ali!&#;
Gördünüz mü yiğitleri!
Hamza&#;yı gördünüz mü?
Nasıl da salına salına gidiyor.
Ya Ali?
Sanki gökten iniyor, velilerin babası!
Ubeyde ayağından yara alıyor
Efendisine gidiyor hemen
&#;Ya Rasulallah, ben şehit miyim?&#; diyor
&#;Evet sen şehitsin&#;


Ve dua ediyor efendiler efendisi;
Rabbi Rahimine uzatıyor ellerini

&#;Allah&#;ım bana yaptığın va&#;dini yerine getir.
Allahım bu bir avuç insanı helak edersen,
Artık sana yeryüzünde ibadet edecek kimse kalmaz.

Bir fırtına kopuyor Bedir&#;de
funduszeue.info&#;in komutasında bin melek Rasulullah&#;ın Sağında!
Bir fırtına kopuyor Bedir&#;de
Hz. İsrafil&#;in komutasında bin melek Rasulullah&#;ın solunda
Ve bir firtina daha!
Hz. Cebrail,
Bin melekle Rasulullah&#;ın önünde
Üç bin melek alaca atlarla.

Ey Ebu Cehil!
Ne oldu?
Düğüne gider gibi çıkmıştın Mekke&#;den
Bedir&#;e çalgılarla, güle oynaya gelmiştin.
Sen Allah&#;ın Rasulünü
Ve O&#;na sevda çekenleri
Sahipsiz mi sanmıştın?


Dönüyorlar Bedir&#;den.
Esirler arasında Peygamber amcası funduszeue.info!
Vakit gece
Esirlerin elleri bağlı
Abbasın elleri sıkıca bağlı
Bir inilti yayılıyor geceye.
Uyuyamıyor rahmet peygamberi
Ya rasulallah niçin uyumuyorsunuz?&#; diyor sahabiler.
&#;Amcamın iniltisi uyutmuyor beni&#;
ve hemen Ashâb-ı Güzin
Çözüyor peygamber amcasının ellerini.
Rasulullah öğrenince durumu emir veriyor:
&#;Tüm esirlerin çözün ellerini!&#;

Dönüyorlar Bedir&#;den,
Esirler arasında Peygamber damadı var.
Fidye karşılığı serbest kalacak.
Allah rasulüne bir gerdenlık uzatılıyor
Kızınız funduszeue.info göndermiş,
Beyinin fidyesi olarak
Şefkat peygamberinin gözleri doluyor.
Çünkü bu gerdanlık,
Kızının düğününde funduszeue.info&#;nin taktığı kendi gerdanlığıdır.
Yaşlı gözlerle konuşuyor nebi;
&#; O&#;nu salıverseniz, gerdanlığı da zeynep&#;e gönderseniz olur mu?
&#;Olur Ya rasulallah sen üzülme!
Sen bize canlarımızdan daha azizsin!
Buyur, canımız feda sana yeter ki sen üzülme!&#;

Dönüyorlar Bedir&#;den
Sevgilileri dua ediyor
Peygamber duasıyla dönüyorlar;
&#;Kuluna yardım eden, dinini üstün tutan Allah&#;a hamdolsun.&#;
Hamdolsun Âlemlerin Rabbi&#;ne
Hamdolsun Âlemlerin Sahibi&#;ne

DURSUN ALİ ERZİNCANLI
Dursun Ali Erzincanli - Bedir











Dursun Ali Erzincanli - 52 Gün
ELLİ İKİ GÜN


Alemlerin Rabbi olan Allah
Bir peygamber gönderecekse eğer
yıldızlarla duyurdu bu haberi
Kamer menzillerinde üç yıldız doğar
Üç yıldız kainatı bu haberle müjdeler
Şimdi son kez doğacak yıldızlar ..
Müjde üstüne müjde, nur üstüne nur gibi
Şimdi son kez müjdeleyecek
o son aziz peygamberi ..

Elli iki gün..
Hanei saadette hüzün ve sevinç içice ..
Tesellisini bekliyor annelerin annesi
Eşini kaybetmiş hazin bakışlarıyla incisini bekliyor..
Belki o minik kalp atışlarını duyuyor,
Belki gözyaşı döküyor babasız dünyaya geleceğin..
Ama taşıdığı rahmetin farkındadır Hz Amine..

Tam elli iki gün
Ve yıldızların da ötesinde hazırlıklar
Kuşlar bakışları ile mesafeler aşıyor..
Kuşlar dünyadan çok uzakta ama hızla dünyaya yaklaşmakta..

Tam elli iki gün var..

Mekkeyi mükerremede bir felaket haberi
Yemen valisi Ebrehe Kabe&#;ye saldıracak !..
Abdulmuttalibin alınan iki yüz devesi..
Mekke reisi develerini istiyor ..
"Kabe&#;nin sahibi Kabe&#;yi korur "

Ebrehe öfkeli:

&#;Onu bana karşı kimse koruyamaz diyor&#;
Kureyş&#;in ulusu son sözünü söylüyor ;
"Ben ona karışmam İşte sen işte o.. "

Elli iki gün var ..
Mekke halkı tepelere yürüyor, dağ başlarına..
Mekke boşaltılıfunduszeue.info-i şerif mahzun,
Abdulmuttalib mahzun ,Kureyş&#;in ulusu Kabe&#;nin halkasına tutunur ..

"İlahi dokunulmazlığı tehlikeye düşmüş olanları koru
Kabe&#;yi ve Kabe halkını koru ! "
Ve ardından o da yürür dağlara ..
Bir tek örtüsü kalır Kabe&#;nin funduszeue.info alacası bir örtü ..
Hane-i saadet yalnız ,
Makam-ı İbrahim yalnız,
Hicri İsmail,Hacerul Esved Ve Kabe-i muazzama yapayalnız..
Ve kuşlar ayak yapılarından belli ki sadece uçmak için yaratılmışlar!!
Bir yere kesinlikle konmayacaklar !!!
Kuşlar hızla dünya semasına yaklaşmakta !!!

Elli iki gün !!!

Muhassab vadisinde Ebrehe&#;nin ordusu..
En önde devasa bir fil Ardında altmış bin sefil
Kabe&#;yi yıkmak için harekete geçiyor..
Daha adımını atmadan fil Ebrehe&#;nin yol göstericisi Tufeyl yaklaşıp kulağına bir şey Fısıldıyor:
&#;Mamud sağ ve selametle geldiğin yere dön&#;
"Çünkü sen Allah&#;ın dokunulmaz kıldığı memlekettesin !"
Ve Tufeyl&#;de çekilir dağlara.. Ve fil dizlerinin üstüne çöker ..
Orduda bir kargaşa, ne oldu bu file !!

Yönü başka tarafa çevrilince koşuyor hem de delice bir süratle..
Ama Kabe&#;ye doğru döndürülünce yüzü, kapanıyor dizlerinin üstüne
Ucu sivri demirler sokuluyor funduszeue.info kalksın ve yürüsün diye funduszeue.info nafile ..

Tam o esnada gökyüzünde Yemen tarafında bir karartı ..
Kaplara bir bulut gibi deniz üzerinden git gide yaklaşan ..
Yaklaştıkça netleşen bir karartı ..
Ve dehşetle açılan gözler ve sapsarı kesilen yüzler..
Bir ses &#;dayanabilecekseniz bakın!!!&#; diyor .
Çünkü gökten Ebabiller yağıyor
Yeryüzünde hiç görülmemiş kuşlar
İrili ufaklı ,bölük bölük, fırka fırka, birbiri ardınca
Başları vahşi hayvanların başı gibi
Gagalarında ve ayaklarında taşlar pişirilmiş çamurdan
Kanatları benek benek kar beyazı o ilahi nurdan
Ve alınlarında bir yazı &#; El &#;Kahhar&#; !
Belli ki azap için yaratılmışlar
İşte başlıyor azap!!
Ebreheyle altmış bin kişilik ordusu ve sicim gibi yağan taşlar
Taşlanmış yürekleri söküp çıkaran taşlar!

Elli iki gün var..
Kabe yalnız değil, Kabe sahipsiz değil ! Ve haykırıyor Kabe;
"Hani nerde ordunuz, hani gururlanıyordunuz, hani nerde kaçış yurdunuz
Hem nereye kaçıyorsunuz "
Takip eden ALLAH!!! nereye kaçacaksınız? takip eden ALLAH !
"Bugün fil ordusundan bu azabı tatmayan hiç kimse kalmayacak "
Ebrehe mağlup galib olan ALLAH
Biliniz ki sonunuz alevli bir ahdır
İntikam alanların en hayırlısı ALLAH &#;tır.

Ya Rabbi bugün ve bugünden sonra eğer bir Ebrehe ruhu ..
Toplayıp ordusunu yürürse haremine
Ne olur Ebabillerini gönderme
Muhammedi muhabbetle dolu bir tek kalpte duruncuya dek ..
Gönderme azap kuşlarını
O gün dağlara çekilen halk nasıl korku içinde izlediyse onları ..
Bugün Ebabiller izlesin bizi Ve yeryüzü duysun sesimizi ..
Kabe&#;yi muazzamanın koruyucusu biziz
Çünkü biz ümmeti Muhammediz !

Ebabiller uzaklaşırken Mekke&#;den Kabe&#;yi muazzama gönüller sultanını bekliyor
Anneler annesi gülünü bekliyor
Tam elli iki gün var

DURSUN ALİ ERZİNCANLI
Dursun Ali Erzincanli - 52 Gün



OTUZ KUŞ ŞİİR SÖZLERİ

Ben, babamın en hüzünlü yanıyım.
Ben, babamın aslan kahramanıyım
Öyle değil mi baba!
Gözlerin kıpkırmızı.
Çok mu ağladın?
Baba, o geceyi birde benden dinle.
Ama her zamanki gibi dinle,
Tebessümle.
Rüyamda kanat sesleri duydum, mevsim yazdı.
Kanat seslerinin ardından,
Muhteşem bir koku yayıldı etrafa.
Sanki biraz gül biraz leylaktı.
Sonra otuz kuş gördüm, hepsi beyazdı.
Otuz kuş, gökyüzüne şehadet diye yazdı.
Bir ses duydum, sala sesiydi.
&#;Hayırdır&#; dedim.
&#;Hayırdır&#; dediler.
Çukur Kuyu&#;daki gökyüzü gibiydi uçtukları yer.
Ve beni tutup gökyüzüne yükselttiler.
Kanatlarında kan vardı.
&#;Hayırdır&#; dedim.
Hadi sende uç,
Bizden hızlı uçabilirsin dediler.
Otuz kuş, beni boşluğa bıraktı Baba.
Birden uyandım.
&#;Hayrolur&#; dedim.
Meğer, gecesi vatanım için kâbus olacak bir güne uyanmışım.
Gökyüzünün yıldızlarını çalıp omuzlarına takan hain yüzler gördüm o gece.
Ruhları yoktu.
Korkar mı senin oğlun, korkmaz..
Korkmadım!
Zekai paşamı aradım.
&#;O makam senin namusundur Ömer.
Ben gelene kadar namusunu koru.
Gerekirse o vatan hainini vur.
Vazifenin sonunda şehadette var Ömer.
Hakkını bana helal et..&#;
Paşam, şehadet der demez,
Yine kulağıma kanat sesleri geldi.
Rüya değil bu kez.
Uyanıktım.
Muhteşem bir koku yayıldı odaya.
Bir şey oldu o an..
Sanki Ellerim, omuzlarım çeliktendi.
Sanki tek başıma tüm dünyayla savaşabilirdim.
Vatan hainine döndüm,
Arkasında karanlık yüzlü adamları vardı.
&#;Giremezsiniz!&#; Dedim.
Bir aslanın karşısında duran çakallar gibiydiler.
Ve saldırdılar.
Silahımı çekip baş haini alnından vurdum.
Yine kuşları gördüm baba.
Bana doğru uçuyordu.
Otuz kuş, kanat sesleri, vücuduma dokunan..
Ve kanatlarında kan.
Sala sesi, gökleri yırtan.
Muhteşem bir koku.
Gül mü? leylak mı? içime yayılan
Ve Çukur Kuyu&#;nun gökyüzü,
Masmavi, Bulutsuz ve sessiz.
Ve sessizlik&#;
İçimde huzur, Gökyüzündeyim.
Ama artık kuşlar beni tutmuyor baba.
Uçuyorum.
Ve onlardan hızlıyım.
Meğer ben, şehit olmuşum baba.
Bil ki yalnız değilim burada.
Yine ordudayım,
Şehitler ordusunda.
Baba, ne oldu biliyor musun?
Peygamber alınlarımızdan öptü.
Şehitlere dedi ki;
&#;Kardeşlerinizi tebrik edin,
Bunlar benim garip şehitlerimdir.
Çünkü sizler düşmanla savaşırken şehit oldunuz,
Onlar kardeş bildikleri hainlerle savaştı.
Sizlerin silahları vardı,
Ama bunlar silahsızdı.
Sizler tanklarla savaştınız,
Bunlarsa kendi tanklarının altında ezildi.
Sizler uçaklarla düşmanı bombalarken şehit oldunuz,
Ama bunlar kendi uçaklarından atılan bombalara göğüslerini siper etti.
Bunlar benim gariplerimdir.
Tebrik edin kardeşlerinizi.&#;
Baba, milletime söyle;
Al bayrağın dalgalandığı her yerde biz varız.
Paşama söyle;
Namusumu çiğnetmedim.
Anama, çocuklarıma, eşime, kardeşlerime söyle;
Deki Ömer size bir vatan bıraktı.
Çekinmeden, bu vatan bizim diyebilirsiniz.
Çünkü bedelini ödedim.
Baba, ben oğluma, Ertuğrul&#;a bu vatan için ölmeyi öğrettim.
Sende bana öğrettiğin gibi,
Vatan için yaşamayı öğret.
Bu vatan sizin baba!
Otuz kurşun yedim,
Bedelini ödedim.
Babacığım;
Hürmetle ellerinden öperim.
Ben, babamın en hüzünlü yanıyım,
Ben, babamın aslan kahramanıyım
Ben, vatanımın asil kahramanıyım&#;





Dursun Ali Erzincanli - UMMANINDA KAYBOLDUĞUM NURSUN
UMMANINDA KAYBOLDUĞUM NURSUN


Umma'nında Kaybolduğum NURSUN.
Mecnun'un Leyla'da aradığı, yandığı,
Çöllerde kana kana yudumladığı Senin sevgindi.
Annesiz bir çocuğun Anne diye uzandığı,
Babasız gecelerde Baba diye andığı Sensin.
Soğuk ve insaf bilmez yanlızlıklarda hangi hasta vardır;
Gözyaşı döksün de o yaşlar senin avucuna damlamasın?
Hangi masum,hangi mazlum vardır ki ?
O merhamet deryası yüreğini sığınak yapmasın
Ey Sultan-ı Levlâk! Kardanadamıyla güneşe çalım satan
Bir çocuğa bakar gibi baktın bize.
Sağnak yağmur altında ateş yakan bir yolcuyu
İzler gibi funduszeue.infoorlar Allah'ım dedin;
Bilselerdi yapmazlardı
Herşeyin önü O'ndan sonu O'na;
Varlıklar adedince Selam Sana, Sâlât Sana
Ummanında Kaybolduğum Nursun.
Her akşam gurûbla ayrılan heyecanın kucağında görünensin.
Bırak 42 ndi yağmurları saçlarında gezinsin.
Sensizlikten yorgun düşmüş bakışları avuçlayıp
Semaya ser ve öylece kal.
Sığındığın Rahman'ın Sırdaşı Olarak.
Ben geçici hazların sardığı bedenimde
O beden tabutunun en derininde
Nefsimin funduszeue.info SEN :
Ummanında Kaybolduğum Nursun
Azaba ramak kalmış şu dakikalarda
Beni Hayalinle korursun.
Aranan yine SENSİN Saikalarda,
Kutsî perdelerin kalktığı anlarda,Özlemimsin SEN.
Ummanında Kaybolduğum Nursun.
Gölgen vurur düşlerimin yazgısına.
Ben O Nurla Kutsîliği tadarım.
Yüzümde meltemlerden arda kalan serinlik,
Muhabbet; sabahlayan hislerimin en ücra köşesinde
Düşmanım benlik; yalnızca bir benlik.
Yoluma set çeken ve SENİNLE kaybolan basitlik.
Düşündüğünü zincire vuran benim.
Şafakla kaybolan benim.
Ve ellerim SANA uzanır
Ey Sultan-ı levlâk!
Düşmanını elleriyle besleyen bir insana bakar gibi baktın bize,
İlâcını ateşe atan bir hastayı izler gibi izledin.
Bilmiyorlar Allah'ım dedin,bilselerdi yapmazlardı.
Herşeyin önü O'ndan sonu O'na
Varlıklar adedince selam SANA, sâlât SANA:

SEN İÇİMDE YANAN TATLI BİR KORSUN,
VE SEN UMMANINDA KAYBOLDUĞUM NURSUN

DURSUN ALİ ERZİNCANLI
Dursun Ali Erzincanli - UMMANINDA KAYBOLDUĞUM NURSUN

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası