Akyaka Meyland

• muğla, marmaris ve bodrum'da şubeleri bulunan, yeni nesil bir şarap barı.

• (bkz: just reserved)
  
  su an akyaka subesinde bulundugum, ilk uygun zamanda da neden gayet munasebetsiz bir zihniyetle isletildigini izah edecegim mekan.
  
  -----
  
  ilk uygun zaman edit'i:
  
  tatil bitti. yani aslında tam bir hafta sonra yine birkaç günlüğüne bir yerlerdeyim ama sezon resmi olarak kapandı. şu an ofisteyim ve ağlıyorum biliyor musun :/
  
  mesaime geçmeden hemen önce üşenmeyip şu mekanı yazayım.
  
  öncelikle mekanı tanıtalım: akyaka'daki bu sene mayıs ayında açılmış olan bir "içki marketli mekan." market kısmından gidip içkinizi toniğinizi artık ne istiyorsanız onu alıyorsunuz. size buz kovasında veriyorlar. "hmm cin toniğimize limon lazım" diyerek çantanızda limon taşımanıza gerek yok, onu da veriyorlar. he yok "laym'sız içemiyorum ben yea :/" diyorsanız onu da siz taşıyın artık.
  
  sonra da o içkilerinizi alıp "mekan" kısmında takılıyorsunuz. market güzel, çeşit bol, o konuda sıkıntı yok.
  
  bunun sonuçları şunlar - fakat bunları "bilgi amaçlı" yazıyorum. işletmeye sinirlenmiş olmamızın sebebine daha gelmedik, o içkinin satılma/servis edilme şekliyle ilgili bir şey değil.
  
  1. içkileri soğuk kovada veriyorlar tamam da, hiç buz gibi dolaptan yeni çıkmış birayla dışarıda beklemiş bira bir olur mu?
  2. iki kişiysen eğer, küçük de olsa aldığın şey neticede şişe. onun bitmesi gerekiyor. çeşit yapamıyorsun. öyle biraz şundan biraz bundan yapmak mantıklı değil. ne aldıysan o. he diyeceksiniz ki dagny manyak mısın zaten içki karıştırmak ney, ben öyle seviyorum allah allah ya. aynı şeyden on tane içmenin eğlencesi ne yani sıkılmıyor musunuz siz kuzum?
  3. içkinizi masanıza birinin getirmesi sizin için ne kadar önemli bilmiyorum. benim için değil. ama zaten sizin için de önemli olsa sahneli mekana gitmezsiniz di mi okey bunu geçelim.
  4. bu servis şeklinin pazarlaması, "raftan masaya raf fiyatına" şeklinde yapılıyor. ya gerçekten mümkün mü böyle bir şey? o kadar mekan yapmışsınız ve bunun elbette bir sonucu olacak, tabii ki sizden migros fiyatı beklemiyoruz da, gerçekten pahalı da değilsiniz vallahi değilsiniz de, "raf fiyatı" biraz iddialı olmuyor mu? mesela bizim cin tonikler 30'ar liraya geldi, kadıköy'de de o kadar. biraları ise bilmiyorum, o arada kafam zaten güzeldi sormak aklıma gelmedi. he bu arada çok çeşit var demiş miydim?
  
  5. bence bu şeklin gerçekten iyi olan tek bir tarafı var ve öyle sağlam bir tek taraf ki, yukarıda saydığım her şeyi kafanızdan silebiliyorsunuz.
  
  "cin damlatılmış limon dilimli tonik" ya da ne bileyim "votka dolabında bekletilmiş meyve suyu" değil o içtiğin. net dümdüz cin tonik. kapı gibi votka bişey. işte o yüzden, 30 liraya mı gelmiş, gelsin birader vallahi gelsin. bardağına koyduğun cinden, istanbul'da 25 liraya içtiğin buzlu su gibi 3 tane çıkar. (he mahallemdeki mekanımı ayrı tutuyorum, orası ayrı, ama reklamını asla yapmam çünkü artık "evimizin salonu" dediğimiz yerde yer bulamaz olduk birader gelmeyin artık şuraya ya!)
  
  -----
  şimdi gelelim mekana neden sinir olduğumuzun hikayesine.
  
  bunu okuyan meyland işletmecileri lütfen şunu bilerek okusun: akyaka şubenize bizim kadar gitmişliği olan turist pek bulamazsınız. çünkü akyaka'ya bu sene 3 kere gittik. seneye de üç kere falan gideriz. bak biz akyaka'ya giden ve daha da gidecek olan insanız, "nassolsa bi daha gelmeyecek" dediğiniz müşteri profilinden değiliz. okey?
  
  ilk gidişimiz 19 mayıs'taydı, henüz yeni açılıyordunuz, dışarıdan bakıp "bi dahaki sefere buraya bir bakalım, iyi görünüyor" dedik.
  
  bir dahaki seferimiz ağustos başındaydı. öylesine bakalım derken, gördük ki sahnede gece yolcuları varmış. girverdik, çok da eğlendik çok da güzeldi.
  
  sonuncusu ise bu bayram tatili içindeydi. bu kez "bilinçli müşteriler" olarak, gündüzden "akşam kesin bi program vardır, bakalım da ona göre düşünelim" diyerek gittik. gerçekten de varmış. bayramın birinci günü bülent ortaçgil, ikinci gün grup gündoğarken, bizim artık döneceğimiz üçüncü gün ise birsen tezer.
  
  bülent ortaçgil ve grup gündoğarken için hemen gidip bilet aldık. rezervasyon da yaptırdık. önlerden olmuyormuş, onun için birkaç yüz liralık alışveriş yapmak gerekiyormuş. saçma bulduk ama çok da sorun değil mekan zaten küçük. ama zaten işte bu yüzden saçma, mekan zaten küçük, iki masa arkada olmak için neden birkaç yüz lira ödemek isteyeyim ki manyak mıyım? kaldı ki o alışverişi bileti alırken mi yapıcam gündüz gözüyle, deli mi ne ayol. ne biliyorsun benim o akşam iki kişi oturup bir şişe glenfiddich 21'i gömmeyeceğimi? sdfhahd evet saçma olurdu gerçekten, yani yerinizde olsam ben de kendime bakınca öyle bir şey yapmayacağımı bilirdim siz de haklısınız dgjsjf ama sanırım anafikir anlaşıldı.
  
  neyse. gittik bir bülent ortaçgil konserine. bir baktık ki şeyapmışlar, geçen ay gittiğimizde yoktu, gündüz de yoktu, normal bildiğin "sokağı da" satın almış adamlar. sen sağlı sollu dükkanların olduğu normal düz sokakta yürürken, mekanın oraya geldiğinde önüne birden "özel mülktür girilmez" tabelası çıkıyor. sokak devam ediyor görüyorsun ama işte orası artık özel mülk, masalar sandalyeler falan ve çevresi de "laylon iple" çevrilmiş.
  
  ya birader ghshshfhshgha lan sjfhahahahah dünyanın net en saçma şeyi, içkimi zaten kendim alıyorum, mekan zaten sokağın içinde yani bizi ayıran tek tek ve sadece tek şey o laylon ip, ben neden para vereyim birader senin mekanına? biramı elime alır sahneyi laylon ipin dışından izlerim, bu esnada mekanın içindeki insanla aramda 15 santim ya olur ya olmaz. bu nedir yani. ki zaten bi milyon insan öyle yaptı, çok iyi oldu çok da güzel iyi oldu tamam mı.
  
  sokağı "özel mülk" yapmak nedir ya.
  
  buradaki saçmalık sadece işletmede de değil, o adamlara o sokağı kimin "özel mülk" yaptırdığı kısmı da var.
  
  dfhahdhahdhaf özel mülkmüş parayla girecekmişiz. ahfhahahshfhahfhahfhahshfhah of alemsiniz.
  
  neyse biz o parayı vermiş bulunmuştuk zaten. önünde masa altında sandalye olsun, sahneyi kiminle gittiysen onunla izle, kimseyle kıç kıça olman gerekmesin falan gibi düşüncelerimiz var.
  
  bir baktık ki, verdiğimiz 40'ar lira, geyik meyik değil, gerçekten sadece bir laylon ip hatrınaymış.
  
  çünkü masaları 2+2 olarak düşünüp, oralara ikişer rezervasyon almışlar.
  
  ney?
  
  lan?
  
  yahu?
  
  e o zaman, ciddi soruyorum bak vallahi, siz insanlara ne satıyorsunuz tam olarak? ben aynı sahneyi zaten dışarıdan izliyorum, 40 lirayı "kendime ait bir alan kirası" olarak vermişim, onu da sunmuyorsan sen bana veriyorsun ne satıyorsun arkadaşım olayın ne?
  
  ki üstelik, 4 kişilik masada tek tabure var. yani zaten yine ayaktasın, yine aynı şekilde aynı yerdesin, o sokağın önüne "özel mülktür girilmez" tabelasını koymakla olmuyor o işler delikanlı.
  
  biz "bu ne saçmalık ya!" falan dedik, çalışan eleman ne yapsın ne desin, "tamam abi halledicem" vesaire dedi, o da haklı herkes ona tatava yapıyor. derken bizim masaya yazılmış diğer iki kişi geldi, bir genç kız ve annesi. zaten onlar da mesele ettiler haklı olarak. çok da kibar insanlardı, "lütfen kişisel almayın vallahi sizinle ilgisi yok" diye on kere açıklama yaptılar bize. biz de "estağfurullah, aynı şeyi biz de söyledik, tabii ki sizinle bizimle ilgisi yok haklısınız" dedik. ki mesela purodan rahatsız olan insanlarmış, bizim masada puro içilecekti, bu insanlar neden buna maruz kalsın? neyse derken hanımefendileri başka bir yere aldılar. biz yine ikimiz kaldık, sandalye geldi, sıkıntı yok.
  
  ertesi gün neyse ki böyle şeyler yaşanmadı.
  
  fakat neden bilmiyorum, ancak yarısında falan doldu mekan. bir gece önceki davranıştan rahatsız olup gelmeyenler olduğunu duyduk, haklılar. "beleştepe" de bir önceki kadar kalabalık değildi. fakat sonradan hem mekan hem tepe doldu, çok da güzel oldu, çünkü grup gündoğarken konseri çok net ve kesinlikle çok güzel bir konserdi. ben o grubun her şarkısını bildiğimin farkında bile değildim mesela, meğer hepsini de bilirmişim. sahne sohbetleri de güzeldi, ses kalitesi de iyiydi, sanki albümden dinliyormuş gibiydi yani, valla çok eğlendik teşekkürler gündoğarken.
  
  -----
  yani diyorum ki, sevgili meyland'ci hanımlar beyler, bayramın birinci günü akşamında çok açık saçmaladınız.
  
  eğer "nolacak yeaa bi daha gelecek mi sanki" diye düşünürseniz, birkaç seneye güzelim akyaka'yı alanya'ya çevirirsiniz.
  
  akyaka, eskiden hiç duyulmamışken bu sene artık herkesin gittiği bir yer haline geldi. bunun sebeplerinden biri kitesurfing ise, biri de insanların artık iyice leşi çıkmış tatil mekanlarından illallah etmiş olmasıdır.
  
  siz akyaka'nın hala doğru düzgün bir yer olmasının ekmeğini yiyorsunuz. lütfen bunun farkında olun. sürdürülebilir olun, seneye de gelelim, diğer sene de gelelim, her taraf "öeh" dedirten bir hale gelmişken akyakasınız siz akyaka kalın. ki biz de başka yere gitmeyelim.
  
  tamam mı bak seneye yine oradayım gelince sorucam.
  
  öperim.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.