2. Gelir vergisi
Verginin konusu
Gerçek kişilerin gelirleri, gelir vergisine tabidir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde vergiye tabi gelirin tanımı yapılırken, 2. maddesinde ise vergiye tabi gelir unsurları sayılmıştır. Buna göre gerçek kişilerin, Kanun’un 2. maddesinde sayılan gelir kaynaklarından elde ettikleri gelirler, gelir vergisine tabidir. Daha açık bir ifade ile vergiye tabi gelir, gerçek kişilerin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır.
Gelirin unsurları
Gelir vergisine tabi gelir unsurları aşağıda sayıldığı gibidir:
Mükellefiyet türleri
Gelir vergisi uygulamasında mükellefler, tam mükellef ve dar mükellef olarak iki genel kategoriye ayrılmıştır.
Tam mükellefler
Türkiye’de yerleşmiş olan veya yerleşmiş sayılan kişiler Gelir Vergisi Kanunu açısından “tam mükellef” kabul edilmektedir. Bu kişiler Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler.
Türkiye’de yerleşmiş sayılır.
Öte yandan, resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye’de bulunan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları da tam mükellef olarak vergilendirilirler.
Dar mükellefler
Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişiler Gelir Vergisi Kanunu açısından “dar mükellef” kabul edilmektedir. Bu kişiler sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler.
Belli ve geçici bir görev veya iş için Türkiye’ye gelen iş, ilim ve fen adamları, uzmanlar, memurlar, basın ve yayın muhabirleri ve durumları bunlara benzeyen diğer kimselerle tahsil veya tedavi veya istirahat veya seyahat maksadıyla gelenler, tutukluluk, hükümlülük veya hastalık gibi elde olmayan sebeplerle Türkiye'de alıkonulmuş veya kalmış olan kimseler ise Türkiye’de altı aydan fazla kalsalar dahi Türkiye’de yerleşmiş sayılmazlar. Dolayısıyla bu kişiler sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler.
Yurt dışında çalışma ve oturma izni olan Türk vatandaşları da vergi uygulamaları bakımından “dar mükellef” olarak kabul edilirler.
Dar mükellefiyete tabi kişilerin, Türkiye’de kazanç ve irat elde etmesine ilişkin koşullar, Gelir Vergisi Kanunu’nun 7. maddesinde;
olarak belirtilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalarda geçen, “Türkiye’de değerlendirme” ifadesi ile kastedilen, ödemenin Türkiye’de yapılması veya ödeme yabancı ülkede yapılmışsa, Türkiye’de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılmasıdır.
Gelir vergisi oranları
Gelir vergisi, bir tarifeye göre hesaplanmaktadır. Bu tarifede yer alan vergi oranları, vergiye tabi gelirin miktarı yükseldikçe artmaktadır. Artan oranlı vergi tarifesi uygulamasının altında, yüksek gelir gruplarının vergi ödeme güçlerinin daha fazla olduğu ve bu sebeple de daha yüksek miktarda vergi ödemeleri gerektiği düşüncesi yatmaktadır.
Gelir türlerine göre belirlenen gelir vergisi tarifeleri
Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesi uyarınca, ücret gelirleri ile ücret dışındaki gelirler iki ayrı tarifeye göre vergilendirilmektedir. Bu iki tarifenin aslında alt gelir dilimleri değil, sadece en üst gelir dilimleri birbirinden farklılaştırılmakta, ücret gelirleri için % 27’lik dilim biraz daha geniş olarak uygulanmaktadır.
Gelir dilimlerinin hesaplanma esasları ve uygulanacak tarife
Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer maddesi uyarınca, ilgili yılda uygulanacak olan gelir vergisi tarifesindeki gelir dilimleri, bir önceki yıl uygulanan gelir dilimlerinin, aynı yıl için açıklanan yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle hesaplanmakta ve bu şekilde hesaplanan tutarların % 5’ini aşmayan kesirler dikkate alınmamaktadır. Diğer taraftan gelir dilimlerinin belirlenmesi konusunda mükerrer madde ile ayrıca Bakanlar Kuruluna da yetki verilmektedir.
yılı yeniden değerleme oranı, 11 Kasım tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile % 14,47 olarak açıklanmıştır.
yılında ücret ve ücret dışındaki gelirler için uygulanacak olan vergi tarifelerinin gelir dilimleri, Maliye Bakanlığı tarafından bu oran dikkate alınmak suretiyle hesaplanmış ve 29 Aralık tarihli mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği ile duyurulmuştur. Buna göre oluşturulan gelir vergisi tarifeleri aşağıda dikkatinize sunulmuştur.
Ücret gelirlerine uygulanacak gelir vergisi tarifesi
Gelir dilimi | Vergi oranı |
TL’ye kadar | % 15 |
TL’nin TL’si için TL, fazlası | % 20 |
TL’nin TL’si için TL, fazlası | % 27 |
TL’den fazlasının TL’si için TL, fazlası | % 35 |
Ücret dışındaki gelirlere uygulanacak gelir vergisi tarifesi
Gelir dilimi | Vergi oranı |
TL’ye kadar | % 15 |
TL’nin TL’si için TL, fazlası | % 20 |
TL’nin TL’si için TL, fazlası | % 27 |
TL’den fazlasının TL’si için TL, fazlası | % 35 |
Ticari kazançların vergilendirilmesi
Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerinden doğan kazançlar ticari kazançtır.
Ticari kazancın tespit usulleri
Ticari kazanç gerçek veya basit usule göre tespit edilmektedir.
Gerçek usulde ticari kazancın tespiti
Gerçek usulde ticari kazancın tespiti iki şekilde yapılabilir:
Basit usulde ticari kazancın tespiti
Basit usulde ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılattan giderler ve satılan malların alış bedellerinin düşülmesi suretiyle tespit edilir. Bu mükellefler, mal alışları, giderleri ve hasılatlarını gösteren belgeleri ayrı ayrı dosyalarda saklamak zorundadırlar.
10 Şubat tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan sayılı Kanun'un 2. maddesiyle Gelir Vergisi Kanunu'nun “Diğer indirimler” başlıklı maddesine yeni bir bent eklenmiştir. 1 Ocak tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yürürlüğe giren bu bent uyarınca, basit usulde tespit edilen ticari kazançların yıllık TL'ye kadar olan kısmı gelir vergisi beyannamesinde beyan edilen gelirlerden indirilebilmektedir. Bu tutar her yıl yeniden değerleme oranında artırılmış olup, yılı gelirleri için TL olarak uygulanmaktadır.
Yıllar itibarıyla uygulanan indirim tutarları, Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Basit usulde ticari kazançlarda indirim tutarı” başlığı altında dikkatinize sunulmuştur.
Aşağıda sayılan işleri yapanların basit usulden faydalanmaları mümkün değildir:
Diğer taraftan basit usulde vergilendirme için, bazı şartların gerçekleşmiş olması da gerekmektedir. Bunlar, Kanun’da, genel ve özel şartlar olarak iki başlık altında toplanmıştır. Genel ve özel şartlar, Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Basit usule tabi olmanın şartları” başlığı altında dikkatinize sunulmuştur.
Ticari kazançtan indirilebilecek giderler
Ticari kazanç elde eden mükelleflerin gelir vergisi matrahlarının hesabında, aşağıdaki giderler, hasılatlarından indirilebilmektedir:
Ticari kazançtan indirilemeyecek giderler
Ticari kazanç elde eden mükelleflerin, gelir vergisi matrahlarının hesabı sırasında, aşağıdaki giderleri hasılatlarından indirmeleri mümkün değildir:
Bakanlar Kurulu tarafından bu yetki 27 Kasım tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 90/ sayılı Kararname ile kullanılmış ve yukarıda yer alan % 50 oranı % 0 (sıfır) olarak belirlenmiştir. Söz konusu Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklâm giderlerinin tamamının kurum kazancının tespiti sırasında indirimi mümkün bulunmaktaydı.
Ancak sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun’un 4. maddesinde yapılan ve 19 Mayıs tarihi itibarıyla yürürlüğe giren değişiklikle, Gelir Vergisi Kanunu’nun yukarıda belirtilen hükmündeki ilan ve reklam giderlerinin gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı hükmü Kanun’a eklenmiştir.
Bu değişiklik kapsamında Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan 2 seri numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde, her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerinin tanıtımına yönelik bu tür reklam harcamalarının, kurum kazancının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.
Ancak Danıştay 4. Dairesi’nin 25 Ekim tarih ve Esas No: /, Karar No: / sayılı kararı ile 2 seri numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde yer alan yukarıdaki açıklama, her türlü alkol ve alkollü içkilere ait ilan ve reklam giderleri yönünden iptal edilmiştir.
Söz konusu iptal kararı Maliye Bakanlığı tarafından temyiz edilmiştir. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu (DVDDK) tarafından Bakanlığın temyiz isteminin kabulüyle, Danıştay 4. Dairesi kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına karar verilmiştir. DVDDK’nın 28 Eylül tarihli bu kararı (Esas No: / ve Karar No: /) çerçevesinde 2 seri numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin ilgili bölümleri tekrar yürürlüğe girmiştir.
Bu kapsamda Rehber’imizin hazırlandığı tarih itibarıyla alkol ve alkollü içkilere ilişkin reklam ve ilan giderlerinin kurum kazancının tespitinde indirim olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.
Bu hüküm 1 Ocak tarihinde yürürlüğe girmiş olmakla birlikte uygulanabilmesi için aynı zamanda, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin finansman giderlerinin ne kadarının kazançtan indirilemeyeceğinin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, kurum kazancından indirilemeyecek finansman giderlerinin tespitinde kullanılacak oran Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmediğinden, Rehber’imizin hazırlandığı tarih itibarıyla bu hükmün uygulanması mümkün bulunmamaktadır.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerin uygulanmasında, kollektif şirketlerin ortakları ile adi ve eshamlı komandit şirketlerin komandite ortakları teşebbüs sahibi sayılır.
Ücretlerin vergilendirilmesi
Gelir Vergisi Kanunu’nda ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler şeklinde tanımlanmıştır.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık ilişkisi niteliğinde olmaması şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tespit edilmiş olması, ücret niteliğini değiştirmemektedir.
Gerçek ücret
Ücretin gerçek safi değeri, ücretin tanımında yer alan menfaatler toplamından aşağıdaki indirimlerin yapılması sureti ile hesaplanır.
- Sigortanın Türkiye’de kurulu ve merkezi Türkiye’de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması,
- İndirim konusu yapılacak primler toplamının, ödendiği ayda elde edilen ücretin % 15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını* ( yılı için TL) aşmamasıdır.
İstisnalar
Gelir Vergisi’nden istisna olan ücretlerden bazılarına aşağıda yer verilmiştir.
Engellilik indirimi
Çalışma gücünün;
sayılır. yılı için engellilik dereceleri itibarıyla belirlenen ve hizmet erbabının ücretinden indirilebilecek olan tutarlar Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Engellilik indirimi tutarları” başlığı altında dikkatinize sunulmuştur.
Asgari geçim indirimi
Asgari geçim indiriminin hesabında öncelikle, ilgili çalışana uygulanacak asgari geçim indirimi oranının bulunması ile başlanmalıdır. Bu oran çalışanın medeni durumu ve çocuk sayısına göre değişmekte olup aşağıda dikkatinize sunulmaktadır:
- Mükellefin kendisi için % 50,
- Çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10,
- Çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere;
İkinci aşamada, ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan asgarî ücretin yıllık brüt tutarı ile ücretlinin şahsi ve medeni durumu dikkate alınarak yukarıdaki şekilde hesaplanan oranın çarpılması gerekmektedir. Bu şekilde bulunan tutarın gelir vergisi tarifesinin ilk diliminde yer alan oran (% 15) ile çarpılması sonucu yıllık asgari geçim indirimi tutarı hesaplanmış olmaktadır. Bu tutarın bir aylık kısmı (1/12'si), aylık olarak ücret üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilecek olan asgari geçim indirimi tutarını vermektedir. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılması söz konusu değildir.
Asgari geçim indiriminin yıllık tutarı, her ücretli için asgarî ücret üzerinden hesaplanan yıllık vergi tutarını aşamaz. Ayrıca yıl içerisinde asgari ücret tutarında meydana gelen değişiklikler, asgari geçim indirimi uygulamasında dikkate alınmaz.
İndirimin uygulamasında “çocuk” tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edinilenler ile ana veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dâhil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukları, “eş” tabiri ise aralarında yasal evlilik bağı bulunan kişileri ifade etmektedir.
Ücret geliri elde eden eşler dışındaki eşler, uygulama sırasında, çalışmayan ve geliri bulunmayan eş olarak kabul edilmektedir.
İndirim tutarının tespitinde mükellefin, gelirin elde edildiği tarihteki medenî hali ve aile durumu esas alınır. İndirim, yukarıdaki oranlara göre hesaplanan tutarları aşmamak kaydıyla, ücret geliri elde eden aile fertlerinden her biri için ayrı ayrı, çocuklar için eşlerden yalnızca birisinin gelirine uygulanmalıdır. Boşananlar için ise indirim tutarının hesabında, nafakasını sağladıkları çocuk sayısı dikkate alınmalıdır.
Asgari geçim indirimine ilişkin örnek hesaplama ile medeni durum ve çocuk sayısına göre uygulanan asgari geçim indirimi tutarları Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Asgari geçim indirimi” başlığı altında dikkatinize sunulmuştur.
İlave asgari geçim indirimi
ve yıllarına ilişkin olarak geçici maddeler kapsamında uygulanan “İlave asgari geçim indirimi” uygulaması, 27 Mart tarihli 2. mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan sayılı Kanun’un 6. maddesiyle kalıcı hale getirilmiştir. Buna göre net ücretleri, gelir vergisi tarifesi nedeniyle, sadece kendisi için asgarî geçim indirimi hesaplanan asgarî ücretlilere (bekâr), içinde bulunulan yılın Ocak ayına ilişkin ödenen net ücretin ( için ,12 TL) altında kalanlara, bu tutar ile bu tutarın altında kalındığı aylara ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücreti arasındaki fark tutar, ücretlinin asgari geçim indirimine ayrıca ilave edilecektir.
İlgili yılda geçerli asgari ücretin dönemsel olarak farklı tutarlarda belirlenmiş olması halinde, yeni asgari ücretin geçerli olduğu aylar için artışın uygulandığı ilk aydaki ücret üzerinden gelir vergisi tarifesinin ilk dilimindeki oran baz alınarak hesaplanan net ücret dikkate alınacaktır.
27 Mart tarihinde yürürlüğe giren bu uygulama açısından net ücret; yasal kesintiler sonrası ücret tutarına asgarî geçim indiriminin ilavesi sonucu oluşan ücreti ifade etmektedir.
Diğer ücretler
Aşağıda sayılan kişilerin safi ücretleri takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının % 25'idir.
Diğer ücretler için yıllık beyanname verilmesine gerek yoktur. Ayrıca, başka gelirler nedeniyle beyanname verilmesi halinde de diğer ücretler beyannameye dâhil edilmeyecektir.
Diğer ücretlerde gelir vergisi, hizmetin ifa edildiği takvim yılının ikinci ayında tarh edilir. Takvim yılı içerisinde işe başlanması durumunda ise bu tarhiyat işe başlama tarihinden itibaren bir ay içerisinde gerçekleştirilir.
Diğer ücretlerin vergisinin ise;
- Öteden beri işe devam edenlerde, yıllık verginin yarısı 2. ayda, diğer yarısı 8. ayda,
- Takvim yılının birinci yarısı içinde işe başlayanlarda, yıllık verginin yarısı verginin karneye yazıldığı ayda, diğer yarısı takvim yılının 8. ayında,
- Takvim yılının ikinci yarısı içinde işe başlayanlarda, verginin karneye yazıldığı ayda,
ödenmesi gerekmektedir.
Serbest meslek kazançlarının vergilendirilmesi
Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.
Serbest meslek faaliyeti ise;
faaliyettir.
Serbest meslek erbabı
Serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler, serbest meslek erbabıdır. Ayrıca;
serbest meslek erbabı kabul edilmektedir.
Vergi Usul Kanunu’nun maddesinde sayılan ve serbest meslek erbabı için işe başlamayı gösteren haller aşağıdadır:
Serbest meslek kazancının tespiti
Serbest meslek kazancı, bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden, bu faaliyetler dolayısıyla yapılan giderler indirildikten sonra kalan fark olarak hesaplanmaktadır.
Mesleki giderler
Serbest meslek kazancının tespitinde, hasılattan, aşağıdaki giderler indirilebilmektedir:
İndirilemeyecek giderler
Aşağıdaki giderlerin, serbest meslek kazancının tespiti sırasında hasılattan indirilmesi mümkün değildir:
Serbest meslek kazançlarında istisnalar
Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesinde belirtilen, müellif, mütercim, heykeltıraş, hattat, ressam ve bestekar, bilgisayar programcısı, mucitler ve bunların kanuni temsilcilerinin eserlerini satmak veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat gelir vergisinden istisnadır. Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler de istisnaya dâhildir.
Ancak sayılan serbest meslek kazançlarının gelir vergisinden istisna edilmiş olması, bu kazançlar üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesine göre yapılacak tevkifata engel değildir. Tevkifatın oranı % 17 olarak uygulanmaktadır.
Kanun’un maddesinde sayılan serbest meslek faaliyetlerinden elde edilen gelirler, gelir vergisinden istisna olduğundan, bu kişilerce belirtilen gelirler için gelir vergisi beyannamesi verilmez.
Gayrimenkul sermaye iratlarının (kira gelirlerinin) vergilendirilmesi
Gayrimenkul sermaye iradı, Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesinde sayılan mal ve hakların gerçek kişiler tarafından kiraya verilmesinden sağlanan gelirleri ifade eder. Söz konusu maddede sayılan mal ve haklar aşağıda sıralanmıştır:
Yukarıdaki mal ve hakların sadece sahipleri tarafından değil, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri tarafından kiraya verilmesinden elde edilen gelirler de gayrimenkul sermaye iradı sayılmaktadır. Hatta bu mal ve hakların kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen gelirler de gayrimenkul sermaye iradı olarak kabul edilmektedir.
Gayrisafi hasılat
Gayrimenkul sermaye iratlarında gayrisafi hasılat, yukarıda sayılan mal ve hakların kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde (o yıla veya geçmiş yıllara ait olarak), nakit veya ayın olarak tahsil edilen kira bedellerinin tutarıdır.
Gayrimenkul sermaye iradında gelirin elde edilmesinde “tahsilat esası” benimsenmiştir. Bu esas uyarınca, kira gelirlerinin vergiye tabi olabilmesi için mutlaka tahsil edilmiş olması gerekmektedir.
Buna göre gayrimenkulünü kiraya verenin;
hallerinde, kira geliri tahsil edilmiş sayılmaktadır.
Geçmiş yıllara ilişkin olarak tahsil edilen kiralar
Kira gelirlerinde elde etme “tahsil esası”na bağlanmış olduğu için, herhangi bir sebeple tahsil edilmemiş olan kira bedelleri yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmez. Bu kiraların sonraki yıllarda tahsil edilmesi durumunda, tahsilatın gerçekleştiği yılın gelirine dâhil edilmesi gerekmektedir.
Örnek
Ücretli çalışan biri tarafından kiraya verilen bir konuttan yılında TL kira geliri elde edilmiştir. Bu tutarın;
ilişkindir. Bir başka deyişle, kiracı yılında ödemediği kirayı da yılında ödemiştir.
yılında kiralar tahsil edilemediği için, TL’lik kiranın yılında beyan edilmesi söz konusu değildir.
Diğer taraftan tahsil edildiği yılın gayrisafi hasılat tutarına önceki yıllara ilişkin olarak tahsil edilen tutarların da dâhil edilmesi gerekmektedir. Buna göre ve yılına ilişkin olarak yılında tahsil edilen toplam TL tutarındaki kira bedeli, yılına ilişkin beyanname ile beyan edilecektir.
Beyan sırasında TL tutarındaki toplam gayrisafi hasılattan, yılı için geçerli olan istisna tutarı ( TL) ile giderler düşülecek, kalan tutar, yılına ilişkin gelir vergisi beyannamesi ile Mart döneminde beyan edilerek hesaplanan vergi Mart ve Temmuz aylarında iki taksitte ödenecektir.
Gelir vergisinden istisna edilen hasılat tutarlarını yıllar itibarıyla gösteren tabloya, Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Konut kira geliri istisnası” başlığı altında yer verilmiştir.
Peşin tahsil edilen kiralar
Gelecek yıllara ait olup peşin tahsil edilen kiralar ilgili oldukları yılın/yılların geliri olarak dikkate alınır. Bu nedenle bu tutarlar tahsil edildikleri yılın gayrisafi hasılatına dâhil edilmezler.
Ancak bu uygulamanın iki istisnası vardır. Ölüm veya memleketi terk halinde peşin tahsil edilen kiraların da, söz konusu olayların meydana geldiği yılın geliri olarak beyan edilip, vergilendirilmesi gerekmektedir.
Örnek
Bay (B) sahip olduğu gayrimenkulü yılının başında aylık TL’den kiraya vermiş ve kiracıdan 2 yıllık kirayı 2 Ocak tarihinde peşin olarak tahsil etmiştir.
Bu durumda TL ( x 12) yılının, TL de yılının hasılatı kabul edilecektir. Ancak Bay (B) yılı içerisinde ölürse veya memleketi terk ederse, tahsil ettiği kira bedelinin tümü ( TL) yılının hasılatı sayılacaktır.
Döviz cinsinden tahsil edilen kiralar
Kira bedelinin miktarı gibi ödemenin yapılacağı para cinsi de taraflar arasında serbestçe belirlenebilir. Kira bedelinin yabancı para cinsinden belirlendiği durumlarda, gayrisafi hasılat, bedelin tahsil edildiği tarihte geçerli olan T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru kullanılmak suretiyle Türk Lirasına çevrilerek hesaplanır.
Örnek
/Nisan ayının başında kiraya verilen bir gayrimenkulden, 2 Nisan tarihinde ilk kira bedeli olarak ABD Doları tahsil edilmiştir. 2 Nisan tarihindeki Merkez Bankası döviz alış kuru 1 $ = 3, TL’dir.
Buna göre Nisan ayında elde edilen kira bedelinin TL karşılığı ,80 TL ( x 3,) olarak hesaplanacaktır.
Aynî olarak tahsil edilen kiralar
Bazı durumlarda kira bedelinin nakit olarak değil de ayın (nesne) olarak tahsil edildiği görülmektedir. Aynî olarak tahsil edilen kiraların beyanında dikkate alınacak tutarın, Vergi Usul Kanunu’nun “emsal bedel”e ilişkin düzenlemeleri kapsamında tespit edilmesi gerekmektedir.
Kiracı tarafından gayrimenkulü genişletecek veya gayrimenkulün iktisadi değerini devamlı surette artıracak şekilde gayrimenkule eklenen kıymetler, kira dönemi sonunda bedelsiz olarak gayrimenkul sahibine bırakılırsa, bu kıymetlerin emsal bedeli de devir tarihi itibarıyla aynî olarak elde edilmiş kira bedeli sayılır.
Örnek
Emekli Bayan (C)’nin sahibi bulunduğu apartman dairesini konut olarak kiraya verdiğini kabul edelim. Bayan (C) uzun yıllardır evinde oturan kiracısı ile yılı başından itibaren aylık TL kiraya anlaşmıştır. Kiracı kendi kusurundan dolayı kullanılamaz hale gelen dairenin ahşap kapısını, /Temmuz ayında değiştirerek yerine çelik kapı taktırmıştır. Ancak kiracının Eylül ayında tayini çıkmış ve çelik kapı bedelini ev sahibinden tahsil etmeden, 30 Eylül tarihinde evi boşaltmıştır. Kiracı bütün kiralarını zamanında ödemiştir. Ev sahibi 1 Kasım’da evini tekrar kiraya vermiş ve yeni kiracıdan Kasım ve Aralık aylarına ilişkin toplam TL kira tahsil etmiştir.
Ev sahibi kiracı tarafından taktırılmış olan çelik kapının değerinin tespiti için Takdir Komisyonuna başvurmuş ve Takdir Komisyonu tarafından çelik kapının değeri TL olarak belirlenmiştir. Bu durumda ev sahibi tarafından yılında elde edilen gayrisafi hasılat aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
İlk kiracıdan tahsil edilen kiralar ( x 9) | |
Çelik kapının emsal bedeli | |
İkinci kiracıdan tahsil edilen kiralar ( x 2) | |
Toplam gayrisafi hasılat |
Kiranın banka aracılığıyla ödenme zorunluluğu
İşyeri kiralamalarında, herhangi bir tutar sınırlaması olmaksızın kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerin, banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı (PTT) Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunluluğu vardır.
Konutlarda ise bu zorunluluk (her bir konut için) TL ve üzerindeki kira ödeme ve tahsilatları için geçerlidir.
Ancak 9 Haziran tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan seri numaralı Tebliğ'le konutlarını haftalık, günlük veya benzeri şekilde kısa süreli olarak kiraya verenlerin bu konutlardan elde ettikleri kira gelirlerine ilişkin tahsilatlarını tutarına bakılmaksızın banka veya PTT Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri gerektiğine ilişkin düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme 1 Temmuz tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.
Banka veya PTT Genel Müdürlüğü aracı kılınmak suretiyle, para yatırma veya havale, çek veya kredi kartı gibi araçlar kullanılmak suretiyle yapılan tahsilat ve ödemeler karşılığında dekont veya hesap bildirim cetvelleri düzenlendiğinde, bu belgeler tevsik edici belge kabul edilmektedir. Bankaların internet şubeleri üzerinden yapılan ödeme ve tahsilatlar da aynı kapsamdadır.
Söz konusu zorunluluklara uymayanlara Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer maddesinde mükellefiyet türüne göre ayrı olarak belirlenen tutarlardan az olmamak üzere, her bir işlem için bu işleme konu tutarın % 5’i oranında özel usulsüzlük cezası kesilir. VUK’un mükerrer maddesi kapsamında yılında uygulanacak özel usulsüzlük cezası tutarlarına Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Özel usulsüzlük cezaları-VUK mük. md. ” başlığı altında yer verilmiştir.
Emsal kira bedeli esası
Emsal kira bedeli uygulaması, gayrimenkul sermaye iratlarının vergilendirilmesinde kullanılan bir vergi otokontrol müessesesidir. Uygulama; beyan edilecek gayrimenkul sermaye iratlarının, kiraya verilen bina veya arazinin özel yetkili mercilerce veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kirasının, bu suretle tespit edilmiş kira mevcut değilse, vergi değerinin % 5’i olarak tanımlanan bir sınırdan daha düşük olamayacağı esasına dayanmaktadır.
Örneğin yılı emlak vergisine esas değeri TL olan bir gayrimenkulden, aynı yıl 12 aylık kira alınmış olması durumunda, beyan edilecek kira gelirinin (Özel yetkili mercilerce veya mahkemelerce kirası takdir veya tespit edilmemişse) kural olarak TL’den ( x % 5) daha az olmaması gerekir.
Gayrimenkulün 12 aydan kısa süreli olarak kiraya verilmesi durumunda ise emsal kira bedeli karşılaştırması yapılırken, kiraya verilen ay sayısının dikkate alınması gerekmektedir. Örneğin yukarıdaki gayrimenkulün yılında aylık TL’den 9 ay kiraya verilmesi durumunda, elde edilen TL’lik kira bedeli, yıllık emsal kira bedeli olan TL ile değil, yıllık emsal kira bedelinin 9 aylık kısmı olan TL ( / 12 x 9) ile karşılaştırılacaktır. Buna göre beyan edilen 9 aylık kira bedeli olan TL, 9 aylık emsal kira bedeli olan TL’den daha yüksek olduğundan, vergileme TL üzerinden yapılacaktır.
Kiralamaya konu edilen bina ve arazi dışındaki mal ve hakların emsal kira bedeli ise bu mal ve hakların maliyet bedelinin ya da bu bedel bilinmiyorsa, Vergi Usul Kanunu’nun servetlerin değerlemesi ile ilgili hükümlerine göre tespit edilmiş değerlerinin % 10’udur.
Maliye Bakanlığı tarafından tarihli ve /1 sayılı İç Genelge’de emsal kira bedeli esasının uygulanmasına ilişkin açıklamalar yapılmıştır. Buna göre elde edilen gerçek kira gelirinin, kira sözleşmesi, ödemeye ilişkin banka dekontu veya havale makbuzu gibi belgelerle veya kiracının ifadesi ile ispat edilebildiği durumlarda, ayrıca emsal kira bedeli karşılaştırılması yapılmamaktadır. İç genelgeye göre emsal kira bedeli, sadece kira bedelinin bilinmediği ya da muvazaalı olduğu durumlarda dikkate alınmaktadır.
Yargı organlarınca verilen çeşitli kararlarda da,
vurgulanmıştır.
Gelir Vergisi Kanunu’nda, emsal kira bedeli uygulamasının istisnaları 4 başlık altında sayılmıştır. Buna göre aşağıdaki durumlarda emsal kira bedeli karşılaştırılması yapılmayacaktır:
Örneğin sahibi olduğu konutu çocuğunun oturması için tahsis eden ve kira almayan bir baba emsal kira bedeli uygulaması kapsamında değildir.
Burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu, kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kiralamalar hariç, emsal kira bedeli esasının uygulanmayacağı belirtilen kiralamalarda, kira alınmayan gayrimenkulün konut olarak kullanılması zorunluluğudur. Örneğin sahibi olduğu bir işyerini kira almadan çocuğunun kullanımına tahsis eden kişinin, işyerinin emsal kira bedeli üzerinden gayrimenkul sermaye iradı beyan ederek, bu gelirin vergisini ödemesi gerektiği unutulmamalıdır.
Konut (mesken) kira gelirlerinde istisna uygulaması
İstisnanın uygulanacağı gelirler ve istisna tutarı
Kira gelirlerinde sadece, gayrimenkullerin mesken olarak kiraya verilmesinden sağlanan hasılat için bir istisna uygulaması söz konusudur. Buna göre mesken olarak kiraya verilen gayrimenkullerden takvim yılı içinde elde edilen hasılatın TL’si gelir vergisinden istisnadır.
Gelir vergisinden istisna edilen hasılat tutarlarını yıllar itibarıyla gösteren tabloya, Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Konut kira geliri istisnası” başlığı altında yer verilmiştir.
Buna göre, kiraya verdikleri meskenlerden yılında elde ettikleri (tahsil ettikleri) kira gelirleri toplamı yılı için belirlenen istisna tutarından ( TL) daha düşük olanlar, bu gelirleri için beyanname vermeyeceklerdir. İstisna tutarını aşan konut kira gelirleri elde edilmesi durumunda ise aşan tutarın beyan edilmesi gerekmektedir.
İşyeri olarak kiraya verilen gayrimenkuller ile hakların kiralanmasından elde edilen gelirler için istisna uygulaması söz konusu değildir.
İstisna uygulamasında özellikli durumlar
Ortak konuttan elde edilen kiralarda istisna uygulaması
Aynı konuta birden fazla kişinin sahip olması durumunda (karı-koca olmaları durumu değiştirmez), yılında bunların her birinin hissesine düşen kira payının, TL’yi aşması halinde yıllık gelir vergisi beyannamesi verme zorunluluğu doğmaktadır. Toplam kira bedeli istisna tutarının üzerinde olsa bile, her bir ortağın payına düşen gelirin TL’lik istisnanın altında kalması durumunda, ortaklardan hiçbiri yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeyecektir.
Birden fazla konuttan elde edilen kiralarda istisna uygulaması
Bir kişi tarafından beyan edilmesi gereken konut kira gelirlerinin toplamına tek bir istisna tutarı uygulanabilir. Yani birden fazla konuttan kira geliri elde edilmesi halinde, bunların her biri için ayrı ayrı istisnadan yararlanılması mümkün değildir. Bu durumda olan kişiler, sahip oldukları tüm konutlardan elde ettikleri kira gelirleri toplamı için tek bir istisna tutarından yararlanabileceklerdir.
Örnek
Sahibi bulunduğu 5 adet konuttan elde ettiği kiradan başka geliri olmayan bir kişi, bu konutlardan yılında toplam TL kira geliri elde ettiğinde, TL’den ( - ), giderleri de düştükten sonra kalan tutar üzerinden hesaplanan vergiyi ödeyecektir.
Yıl içerisinde kiraya verilen konutlarda istisna uygulaması
Kiralama yılın başında ya da içinde, ne zaman yapılmış olursa olsun, o yıl elde edilen kira gelirinden istisna tutarın tamamı düşülebilir.
Örnek
yılının Eylül ayında aylık TL’ye kiraya verilen bir konuttan, yılsonuna kadar (4 aylık sürede), TL kira geliri elde edilmiş olsun. Gayrimenkul sahibinin bu gelirini, istisna tutarının üzerinde olması sebebiyle beyan etmesi gerekmektedir. Yılın sadece 4 aylık döneminde elde edilmiş olmasına rağmen bu tutardan, TL’lik istisnanın tamamını indirebilir.
Götürü gider yönteminin seçilmiş olması durumunda ödenecek vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır:
Konut kira bedeli (Gayrisafi hasılat) | |
İstisna tutar (-) | |
İstisna sonrası kalan konut kira geliri ( - ) | |
Götürü gider ( x % 15)* (-) | 60 |
Gelir vergisi matrahı ( - 60) | |
Hesaplanan (ödenecek) gelir vergisi (% 15) | 51 |
* 5 Aralık tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan sayılı Kanun ile götürü gider oranı % 25’ten % 15’e düşürülmüştür. Yeni oran 1 Ocak tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayım tarihinde yürürlüğe girmiştir.
İstisna uygulamasından yararlanamayacak olan mükellefler
Sadece, gayrimenkullerin mesken olarak kiraya verilmesinden sağlanan hasılat için geçerli olan ve yılında TL olarak uygulanan istisnadan yararlanamayacak olan mükellefleri aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:
a. Ticari, zirai veya mesleki kazancını yıllık beyanname ile bildirmek mecburiyetinde olanlar,
b. İstisna haddi üzerinde konut kira geliri elde edilip beyan etmeyen veya eksik beyan edenler,
c. İstisna haddinin üzerinde konut kira geliri elde edenlerden, beyana tabi olup olmadığına bakılmaksızın, elde ettikleri gelirlerin (ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlar) gayri safi tutarları toplamı TL’yi aşanlar.
Örnek 1
Bay (A) yılında, çalıştığı işyerinden TL ücret geliri elde etmiştir. İşveren tarafından ücret üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmıştır. Bu kişi ayrıca yılında satın aldığı konutu 1 Ekim tarihinde aylık TL’ye kiraya vermiştir. Beyana tabi başka bir geliri bulunmamaktadır.
Gelirlerin beyanına ilişkin açıklamalar
Sonuç olarak mükellef istisna haddi altında kalan TL’lik konut kira geliri dolayısıyla beyanname vermeyecektir.
Örnek 2
Bayan (B), sahibi bulunduğu 6 adet konuttan yılında TL kira geliri elde etmiştir. Başka bir geliri ve kiraya ilişkin belgeli gideri bulunmamaktadır.
Gelirlerin beyanına ilişkin açıklamalar
Gelirin beyanı ve ödenecek vergi hesabı
Konut kira bedeli (Gayrisafi hasılat) | |
İstisna tutar (-) | |
Kalan | |
Götürü gider ( x % 15)* (-) | |
Gelir vergisi matrahı ( - ) | |
Hesaplanan (ödenecek) gelir vergisi TL için TL ( - ) x % 35 = TL |
Örnek 3
Bay (C) 1 Kasım ’de aylık TL’ye kiraya verdiği konuttan yılında toplam TL kira geliri elde etmiştir. Ayrıca, tamamı stopaj yoluyla vergilendirilmiş TL mevduat faizi ve tek işverenden TL tutarında stopaja tabi tutulmuş ücret geliri de bulunmaktadır.
Örnek 4
Bir çalışan yılında tek işverenden stopaj yoluyla vergilendirilmiş brüt TL ücret geliri, bankadan yine stopaj yoluyla vergilendirilmiş TL tutarında mevduat faizi, BİST’te yaptığı hisse senedi alım satımlarından TL kâr ve konut olarak kiraya verdiği gayrimenkulden TL kira geliri elde etmiştir. Bu kişinin başka bir geliri ve kiraya ilişkin belgeli gideri bulunmamaktadır.
Gelirlerin beyanına ilişkin açıklamalar
Gelirin beyanı ve ödenecek vergi hesabı
Konut kira bedeli (Gayrisafi hasılat) | |
İstisna tutar (-) | |
Kalan | |
Götürü gider x % 15)* (-) | |
Gelir vergisi matrahı ( - ) | |
Hesaplanan (ödenecek) gelir vergisi (% 15) |
* 5 Aralık tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan sayılı Kanun ile götürü gider oranı % 25’ten % 15’e düşürülmüştür. Yeni oran 1 Ocak tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayım tarihinde yürürlüğe girmiştir.
İşyeri kira gelirlerinde beyan sınırı uygulaması
Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesi uyarınca işyeri olarak kiraya verilen gayrimenkullerden sağlanan kira gelirleri üzerinden, % 20 oranında tevkifat (vergi kesintisi) yapılması gerekmektedir. Gayrimenkul sahibi adına kiracı tarafından yapılan bu tevkifat, gayrimenkul sahibinin izleyen yılda gelir vergisi beyannamesi vermesi halinde, beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilebilmektedir.
Ancak basit usulde vergilendirilen bir gelir vergisi mükellefine işyeri olarak kiralanan gayrimenkulün kira bedeli üzerinden, bu mükellef tarafından gelir vergisi tevkifatı yapılmaz.
Bir takvim yılı içerisinde elde edilen işyeri kira gelirlerinin beyanında herhangi bir istisna tutar söz konusu değildir. Ancak tevkifat yoluyla vergilendirilmiş olmak şartıyla, gayrisafi tutarı ilgili yıl uygulanan gelir vergisi tarifesinin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı ( yılı için TL) aşmayan işyeri kira gelirleri beyan edilmemektedir. Bu durumda kesilen vergiler nihai vergi kabul edilmektedir.
Söz konusu beyan sınırının hesabında tevkifata tabi tutulmuş olan diğer menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarının da dikkate alınması gerekmektedir. Ayrıca, diğer kazanç ve iratlar sebebiyle beyanname verilmesi halinde bile, o yıl için belirlenen beyan sınırını aşmayan ve tevkif yoluyla vergilendirilmiş gayrimenkul sermaye iratları beyannameye dâhil edilmeyecektir.
Kiraya verilen işyerinden bir takvim yılında elde edilen ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş olan kira gelirinin (brüt) o yıl için belirlenen beyan sınırını aşması durumunda ise kira gelirinin tamamının beyan edilmesi gerekmektedir. Bu şekilde beyan edilen tutar üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, yıl içerisinde kesinti yolu ile ödenen vergiler mahsup edilebilmektedir.
Tevkif suretiyle vergilendirilmiş olan gayrimenkul ve menkul sermaye iratlarına ilişkin beyan sınırı tutarlarını yıllar itibarıyla gösteren tabloya Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Tevkifata tabi tutulmuş menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarında beyan sınırı” başlığı altında yer verilmiştir.
Vergi kesintisine ve istisna uygulamasına konu olmayan kira gelirlerinde (Örneğin basit usuldeki mükellefe kiraya verilen işyerinden elde edilen kira gelirleri) ise söz konusu beyan sınırı çok daha düşüktür. yılı gelirleri için bu tutar TL olarak uygulanmaktadır. Bu sınırı aşan işyeri kira gelirlerinin tamamının beyan edilmesi gerekir.
Söz konusu beyan sınırı tutarlarını yıllar itibarıyla gösteren tabloya Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Tevkifata ve istisnaya konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarında beyan sınırı” başlığı altında yer verilmiştir.
Örnek 1
Gerçek kişi (D) kiraya vermiş olduğu konuttan yılında TL kira geliri tahsil etmiştir. Ayrıca (D) sahibi bulunduğu işyerini de aylık brüt TL’den bir şirkete kiralamıştır. yılında kiracı şirket tarafından her ay kira ödenirken % 20 oranında TL ( x % 20) vergi kesintisi yapılarak, aylık net TL kira tutarı (D)’nin banka hesabına yatırılmıştır. Başka geliri olmayan mükellef tarafından götürü gider yöntemi benimsenmiştir.
(D) tarafından konuttan elde edilen TL’lik kira geliri yılı için geçerli olan TL’lik istisna tutarından fazla olduğundan, aşan kısım için gelir vergisi beyannamesi verilmesi gerekmektedir.
Bu beyannameye işyeri kira gelirinin dâhil edilip edilmeyeceğine ilişkin olarak; elde edilen brüt işyeri kira geliri ile istisna sonrası konut kira gelirinin toplamının yılı için geçerli olan TL’lik beyan sınırı ile karşılaştırılması gerekmektedir.
Konut kira geliri | |
İstisna tutar (-) | |
İstisna sonrası kalan konut kira geliri (1) | |
Brüt işyeri kira geliri ( x 12) (2) | |
Beyan sınırı ile karşılaştırılacak toplam gelir (1+2) |
Stopaj yolu ile vergilendirilmiş olan işyeri kira geliri (brüt) ile istisna sonrası kalan konut kira gelirinin toplamı olan TL, yılı için belirlenen TL’lik beyan sınırının altında kaldığından, işyerinden elde edilen kira geliri, konut kirası için verilen beyannameye dâhil edilmeyecektir. İşyeri kirası üzerinden kesilen vergiler (tevkifat) işyeri sahibi açısından nihai vergi kabul edilecektir.
Buna göre konut kirası için verilecek gelir vergisi beyannamesi kapsamında ödenmesi gereken vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır:
Konut kira geliri | |
İstisna tutar (-) | |
İstisna sonrası kalan konut kira geliri ( - ) | |
Götürü gider ( x % 15*) (-) | |
Gelir vergisi matrahı ( - ) | |
Hesaplanan (Ödenecek) gelir vergisi (% 15) |
Örnek 2
Emekli Bayan (E) sahip olduğu gayrimenkulü, basit usulde vergilendirilen bir mükellefe işyeri olarak aylık TL’ye kiraya vermiştir. Bu işlemden dolayı yılında TL ( x 12) kira geliri elde etmiştir. Kiracı tarafından kira ödenirken herhangi bir vergi kesintisi (tevkifat) yapılmamıştır.
Mal sahibinin emekli maaşı ile bu kiradan başka bir geliri ve kiraya ilişkin belgeli gideri bulunmamaktadır (götürü gider yöntemi kullanılacaktır).
Gelirlerin beyanına ilişkin açıklamalar
Basit usulde vergilendirilen mükelleflerin işyerleri için ödedikleri kiradan tevkifat yapma (vergi kesme) zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu yüzden söz konusu kiracı da kirasını öderken vergi kesintisi yapmamıştır.
İşyeri kira gelirleri için geçerli olan TL’lik beyan sınırı, kiracı tarafından vergi kesintisi yapılmış olan kiralar için geçerlidir. Bu nedenle vergi kesintisine tabi olmayan işyeri kira gelirleri için bu beyan sınırından yararlanılması mümkün değildir. yılında tevkifata tabi olmayan işyeri kira gelirlerinde beyan sınırı TL olarak uygulanmaktadır.
Emekli Bayan (E) tarafından yılında elde edilen TL’lik işyeri kirası, aynı yıl için belirlenen TL’lik beyan sınırını aştığından, tamamının beyan edilmesi gerekmektedir.
Gelirin beyanı ve ödenecek vergi hesabı
İşyeri kira bedeli (Gayrisafi hasılat) | |
İstisna tutar (-) (İşyeri olduğu için) | |
Kalan tutar | |
İndirilebilecek giderler ( x % 15)* (-) | |
Gelir vergisi matrahı ( - ) | |
Hesaplanan (ödenecek) gelir vergisi (% 15) | ,50 |
* 5 Aralık tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan sayılı Kanun ile götürü gider oranı % 25’ten % 15’e düşürülmüştür. Yeni oran 1 Ocak tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayım tarihinde yürürlüğe girmiştir.
İndirilebilecek giderler
Kira gelirlerinin vergilendirilmesinde elde edilen gelirin safi tutarı dikkate alınmaktadır. Bunun anlamı elde edilen kira gelirlerinden, bu gelirin elde edilebilmesi için yapılan giderlerin düşülmesidir. Bir başka anlatımla safi irat, tahsil edilen kira bedellerinden Gelir Vergisi Kanunu’nda indirimi kabul edilen giderlerin indirilmesinden sonra kalan tutarı ifade etmektedir.
Beyan edilen kira gelirinin tespitinde dikkate alınabilecek giderler iki farklı yöntemle tespit edilebilmektedir. Bunlar “götürü gider” ve “gerçek gider” yöntemleridir. Bu yöntemlerin seçimi konusunda mükellefler serbest bırakılmışlardır. Ortaya çıkacak vergi yükünü dikkate alarak belirtilen gider usulleri arasında serbestçe tercih yapabilirler.
Gerçek gider yöntemini seçen mükelleflerin, yaptıkları giderlerle ilgili belgeleri zamanaşımı süresince (5 yıl) saklamaları ve vergi idaresince istendiğinde ibraz etmeleri gerekmektedir. Ayrıca bu yöntemin seçilmesi durumunda, varsa istisna kazanca isabet eden giderlerin indirimi de mümkün bulunmamaktadır.
Götürü gider usulünü tercih eden bir mükellefin ise iki yıl geçmedikçe bu usulden gerçek gider usulüne geçmesi mümkün değildir.
Seçilen gider usulünün, mükellefin sahip olduğu gayrimenkullerden elde ettiği gelirlerin tamamı için uygulanması zorunludur. Bu gayrimenkullerden bir kısmı için gerçek gider, diğer kısmı için ise götürü gider yöntemi uygulanamaz.
Ancak tercih hakkının mükellef bazında kullanılması gerektiği de unutulmamalıdır. Bu nedenle aynı gayrimenkule müştereken sahip olan iki kişinin tercih edecekleri gider usulü konusunda bir sınırlama bulunmamaktadır. Bu iki mükellef dilerlerse, aynı gayrimenkulden elde ettikleri kira gelirlerinin beyanı sırasında, farklı gider yöntemlerini tercih edebileceklerdir.
Götürü gider yöntemi
Götürü gider yönteminde mükellefler, tahsil ettikleri kira bedelinin % 25’ini gider olarak indirebilmekteydiler. 5 Aralık tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan sayılı Kanun’un maddesiyle bu oran % 15’e düşürülmüştür. Söz konusu düzenleme 1 Ocak tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bu nedenle ve takip eden yıllarda elde edilen kira gelirlerinin beyanında, götürü gider yöntemini tercih eden mükellefler gelir vergisi beyannamelerinde bu yeni oranı (% 15) kullanacaklardır. Bu yöntemde gider olarak indirilen tutarın belgelendirilmesine ihtiyaç yoktur.
Gayrimenkullerin mesken olarak kiraya verilmesinden sağlanan gelirler için geçerli bir istisna uygulaması bulunmaktadır. Bu istisnadan yararlanma hakkı olan mükellefler konut kira gelirlerinin beyanı sırasında, alınan kira bedelinden önce istisna tutarını ( yılı gelirlerinde TL) düşecekler, götürü gideri kalan tutar üzerinden hesaplayacaklardır.
Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesinde yer alan hakların kiraya verilmesinden elde edilen gelirlerin beyanında götürü gider yöntemi kullanılamamaktadır. Yasada bunun dışında bir sınırlama olmadığından, konutların yanında işyerlerinden elde edilen kira gelirlerinin beyanında da götürü gider yöntemi kullanılabilmektedir.
Götürü gider yönteminin seçilmesi durumunda % 15’lik giderden ayrı olarak, Kanun’da sayılan gerçek gider kalemlerinin (boya, badana, tamir, sigorta, yönetim gideri ya da amortisman gibi) indirimi de mümkün bulunmamaktadır.
Bu usulü seçen mükelleflerin iki yıl geçmedikçe, gerçek gider usulüne dönemeyecekleri de unutulmamalıdır.
Örnek
Sahibi olduğu konuttan, yılında, TL ( x 12) kira geliri elde eden bir emekli, bu gelirin beyanı sırasında götürü gider yöntemini seçmiştir. Bu kişinin kira geliri ve emekli maaşından başka geliri bulunmamaktadır.
Tahsil edilen kira tutarından, önce TL’lik istisna tutarı düşülecek, kalan tutarın da % 15’i götürü gider olarak kazançtan indirilecektir.
Konut kira bedeli (Gayrisafi hasılat) | |
İstisna tutar (-) | |
Kalan ( - ) | |
Götürü gider ( x % 15) (-) | |
Beyan edilecek kira geliri ( - ) | |
Hesaplanan (ödenecek) gelir vergisi (% 15) |
Yukarıdaki kişinin serbest meslek erbabı, örneğin serbest çalışan bir avukat olması durumunda ise serbest meslek kazancı dolayısıyla verilen beyannameye dâhil edilecek kira geliri aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır:
Konut kira bedeli (Gayrisafi hasılat) | |
İstisna tutar (-) | |
Kalan | |
Götürü gider ( x % 15) (-) | |
Beyannameye dâhil edilecek kira geliri ( - ) |
Gerçek gider yöntemi
Gelir Vergisi Kanunu’nda (madde 74) gayrimenkul sermaye iradının beyanı sırasında, belgelendirilmek şartıyla gayrisafi hasılattan indirilebilecek olan giderler tek tek sayılmıştır. Bunlardan bir kısmı gider fazlalığı sayılan gider, bir kısmı da gider fazlalığı sayılmayan gider olarak sınıflandırılmaktadır.
Elde edilen kira gelirinden öncelikle gider fazlalığı sayılan giderler, ardından diğer giderler düşülebilmektedir. Gider fazlalığı sayılan giderler düşüldükten sonra kalan tutarın, gider fazlalığı sayılmayan giderlerden daha az olması durumunda sadece kalan tutar kadar gider indirimi mümkündür. Başka bir ifadeyle, gider fazlalığı sayılmayan giderler dolayısıyla oluşan zarar, beyan edilen diğer gelirlerden düşülemez. Bu durumda beyana tabi GMSİ sıfır (0) kabul edilmektedir. Ayrıca bu tutarın sonraki yıllarda beyan edilecek olan gelirlerden indirimi de söz konusu değildir.
Gayrimenkullerin kısmen kiraya verilmesi halinde, aşağıda yazılı giderlerden yalnız bu kısma isabet edenler hasılattan indirilebilir.
Gerçek gider yöntemi seçildiğinde, aşağıdaki masrafların muhakkak surette ödenmiş olma zorunluluğu bulunmamakla birlikte, indirilebilmesi için belgelerinin temin edilmiş olması şarttır. Ayrıca bu belgelerin 5 yıl süresince saklanması ve vergi idaresi tarafından istenmesi durumunda ibraz edilmesi zorunluluğu da bulunmaktadır.
Bir diğer önemli konu da, elde ettiği konut kira gelirlerinin beyanında istisna uygulamasından yararlanma hakkı olan mükellefler için geçerlidir. Bu mükellefler gerçek giderlerinin tamamını değil, sadece istisna dışı kazanca isabet eden kısmını indirebilmektedirler. Konuya ilişkin örnekli açıklamalar Rehber’in “ İndirilecek gerçek gider tutarının hesaplanması” bölümünde dikkatinize sunulmaktadır.
Gider fazlalığı sayılan veya sayılmayan giderler aşağıda dikkatinize sunulmaktadır:
Gider fazlalığı sayılan giderler
Kira gelirlerinin beyanı sırasında gerçek gider yönteminin seçilmesi durumunda, hasılattan öncelikle aşağıdaki giderlerin indirilmesi gerekmektedir:
* Amortisman sınırı tutarlarını yıllar itibarıyla gösteren tabloya Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Fatura düzenleme ve amortisman sınırı” başlığı altında yer verilmiştir.
Gerçek gider usulü kapsamında indirilebilecek olan giderlerin bazılarına ilişkin açıklamalarımız aşağıda dikkatinize sunulmaktadır:
Kiraya verilen gayrimenkullerden elde edilen iradın safi tutarının tespiti sırasında indirim konusu yapılan giderlerden biri de amortismanlardır. Amortisman gayrimenkulün;
hesaplanmalıdır. Amortisman oranı % 2’dir.
Örneğin TL’ye alınmış bir konutun kiraya verilmesinden elde edilen 1 yıllık kira bedelinin beyanı sırasında, gayrisafi hasılattan TL ( x % 2) amortisman gideri düşülebilecektir.
Kiralamaya konu olan boş arazi ve arsalar, amortismana tabi değildir. Dolayısıyla bunlarla ilgili olarak maliyet bedeli üzerinden amortisman hesaplanması ve bu giderin, elde edilen kira gelirinden indirilmesi mümkün değildir.
7 Eylül tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan sayılı Kanun ile gerçek giderlerin sayıldığı Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesine ısı yalıtımına ilişkin giderlerin de indirilebileceğine ilişkin hüküm eklenmiştir. Buna göre kiraya veren tarafından yapılan ve gayrimenkulün iktisadi değerini artırıcı niteliği olan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamalar da kira gelirinden indirilebilmektedir. Diğer taraftan bu harcamaların bir takvim yılı içerisinde amortisman sınırını* ( yılı için TL) aşması durumunda maliyet olarak dikkate alınabilmesi de mümkündür.
* Amortisman sınırı tutarlarını yıllar itibarıyla gösteren tabloya Rehber’in “ Pratik bilgiler” bölümünde “ Fatura düzenleme ve amortisman sınırı” başlığı altında yer verilmiştir.
Amortisman veya ısı yalıtımına ilişkin harcamaların gider olarak düşülebilmesi için; beyannamede “gerçek gider” yönteminin seçilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca diğer gerçek gider kalemlerinde olduğu gibi bu giderin de sadece istisna dışı kazanca isabet eden kısmının indirimi mümkündür.
Gayrimenkulün kısmen kiraya verilmesi durumunda ise yapılan giderlerin ancak kiralanan kısma isabet eden tutarı indirim konusu yapılabilir.
Safi iradın tespitinde indirimine izin verilen onarım gideri, gayrimenkulün iktisadi değerini artıracak surette, tevsi, tadil veya bunlara ilaveler yapılması için katlanılan giderler dışındaki giderlerdir. Kalorifer veya elektrik tesisatının onarılması, boya-badana vb. için yapılan harcamalar, bu kapsamda değerlendirilebilir.
Bu tutarın gider olarak düşülebilmesi için; beyannamede “gerçek gider” yönteminin seçilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca diğer gerçek gider kalemlerinde olduğu gibi bu giderin de sadece istisna dışı kazanca isabet eden kısmının indirimi mümkün bulunmaktadır.
Gayrimenkulün kısmen kiraya verilmesi durumunda ise yapılan giderlerin ancak kiralanan kısma isabet eden tutarı indirim konusu yapılabilir.
Kiraladığı gayrimenkulü bir başkasına kiraya veren kiracı, elde ettiği kira gelirini gayrimenkul sermaye iradı olarak beyan etmek zorundadır. Böyle bir durumda gerçek gider yöntemini seçen kiracının, tahsil ettiği kira bedelinden, aynı gayrimenkul için ödediği kira bedelini indirme hakkı bulunmaktadır.
Bu giderin de, diğer gerçek gider kalemlerinde olduğu gibi sadece istisna dışı kazanca isabet eden kısmının indirimi mümkündür.
Gayrimenkulün kısmen kiralanması durumunda ödenen kira tutarının ancak kiralanan kısma isabet eden tutarının indirim konusu yapılabileceği unutulmamalıdır.
Gider fazlalığı sayılmayan giderler
Kira gelirlerinin beyanı sırasında gerçek gider yönteminin seçilmesi durumunda, hasılattan öncelikle yukarıdaki giderler düşüldükten sonra bir kazanç kalması halinde aşağıdaki giderlerin indirimi de mümkündür. Ancak gider fazlalığı sayılmayan aşağıdaki giderler dolayısıyla oluşan zarar, beyan edilen diğer gelirlerden düşülemez. Bu durumda beyana tabi GMSİ sıfır (0) kabul edilmektedir. Ayrıca bu tutarın sonraki yıllarda beyan edilecek olan gelirlerden indirimi de söz konusu değildir. Gider fazlalığı sayılmayan giderler aşağıda yer almaktadır:
Söz konusu giderlere ilişkin açıklamalarımız aşağıda dikkatinize sunulmaktadır:
Gelir Vergisi Kanunu uyarınca konut olarak kiraya verilen bir adet gayrimenkulün iktisap (satın alma) yılından itibaren 5 yıl süre ile iktisap bedelinin % 5'i, elde edilen kira gelirinden düşülebilmektedir. Söz konusu hüküm uyarınca bu indirim hakkından yararlanabilmenin şartlarını şöyle sıralayabiliriz:
Örnek
Bay (D) Nisan ’de TL’ye bir gayrimenkul satın almıştır. Gayrimenkulün badana ve boyasını yaptırmış, bunun için TL ödemiş ve faturasını almıştır. Söz konusu gayrimenkulü 1 Mayıs tarihinden itibaren aylık TL’den konut olarak kiraya vermiş ve yılında 8 aylık kira bedelini tahsil etmiştir. Beyannamede gerçek gider yöntemini seçmiştir.
Bu kişi yılında ayrıca tek işverenden TL ücret geliri elde ettiği için kira gelirinin beyanında TL’lik istisnadan yararlanamayacaktır. (Hangi hallerde istisnadan yararlanılıp yararlanılamayacağı Rehber’in “ Konut (mesken) kira gelirlerinde istisna uygulaması” başlıklı bölümünde açıklanmıştır.)
Çözüm
Tek işverenden elde edilen ve stopaj yoluyla vergilendirilmiş olan ücret gelirleri beyan edilmez. Beyan edilecek gayrimenkul sermaye iradının tespiti sırasında ise indirilebilecek gerçek gider tutarı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır. Bunun için öncelikle yapılan giderlerin gider fazlalığı sayılan ve sayılmayan giderler olarak ayrılması gerekmektedir.
Gider fazlalığı sayılan giderler - Boya badana masrafı - Amortisman gideri ( x % 2) | |
Gider fazlalığı sayılmayan giderler - İktisap bedelinin % 5’i ( x % 5) | |
Giderler toplamı |
Elde edilen kira gelirinden öncelikle gider fazlalığı sayılan giderler, ardından diğer giderler düşülecektir. Ancak gider fazlalığı sayılan giderler ( TL) düşüldükten sonra kalan tutarın, diğer giderlerden daha az olması durumunda sadece kalan tutar kadar gider indirimi mümkün olacaktır. Başka bir ifadeyle, gider fazlalığı sayılmayan giderler dolayısıyla oluşan zarar, beyan edilen diğer gelirlerden düşülemeyecek, bu durumda beyana tabi GMSİ sıfır (0) kabul edilecektir. Ayrıca bu tutarın sonraki yıllarda beyan edilecek olan gelirlerden indirimi de söz konusu değildir.
Konut kira bedeli (Gayrisafi hasılat) ( x 8) | |
İstisna tutar (-) |
|
Kalan | |
İndirilebilecek giderler (-) - Gider fazlalığı sayılanlar - Gider fazlalığı sayılmayanlar | |
Gelir vergisi matrahı ( - ) | 0 |
Hesaplanan gelir vergisi | 0 |
Gelir Vergisi Kanunu uyarınca, sahibi oldukları konutları kiraya verenlerin kira ile oturdukları konutun kira bedelini elde ettikleri kira gelirinden düşme hakları bulunmaktadır. Söz konusu hüküm uyarınca bu indirim hakkından yararlanabilmenin şartlarını şöyle sıralayabiliriz:
Oturulan lojman için ödenen kiralar da yukarıdaki şartlar dâhilinde konut olarak kiraya verilen gayrimenkulden elde edilen kira gelirinden düşülebilmektedir.
İndirilecek gerçek gider tutarının hesaplanması
Gerçek gider yönteminin seçilmesi durumunda, tahsil edilen kira bedelinden belgelendirmek koşuluyla yukarıda sayılan giderlerin tümünün düşülebilmesi mümkündür. Ancak yararlanılan bir istisna tutarı varsa, bu tutara isabet eden giderlerin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Örneğin bazı mükellefler açısından geçerli olmak üzere gayrimenkullerin mesken olarak kiraya verilmesinden yılında elde edilen hasılatın TL’si gelir vergisinden istisnadır. Buna göre söz konusu istisnadan yararlanma hakkı olan mükellefler konut kira gelirlerinin vergilendirilmesinde, gayrisafi hasılattan indirilebilecek gerçek giderleri, aşağıdaki formüle göre hesaplayacaktır:
| İstisna düşüldükten sonraki gayrisafi hasılat |
|
İndirilebilecek gider= | x | Gerçek giderler |
| Gayrisafi hasılat |
|
Mükellefin bu istisnadan yararlanma hakkı olmaması durumunda ise yukarıdaki hesaplama yapılmadan Gelir Vergisi Kanunu’nun maddesinde sayılan giderlerin tamamının indirilebilmesi mümkündür.
Örnek 1
yılında aylık TL’den TL kira geliri elde eden kişinin, bu yıl içinde yaptığı indirilebilir nitelikteki harcamaların toplamı TL’dir. Bu kişi yılı için TL olarak uygulanan istisnadan yararlanabilme şartlarını haizdir.
Bu giderlerin istisna düşüldükten sonra kalan gelire isabet eden kısmı, yani hasılattan indirilebilecek olan gerçek gider tutarı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır:
| - |
|
|
İndirilebilecek gider= | x | = | TL |
|
|
|
|
Buna göre beyan edilmesi gereken kira geliri ile ödenecek gelir vergisi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır:
Konut kira bedeli (Gayrisafi hasılat) | |
İstisna tutar (-) | |
Kalan ( - ) | |
İndirilebilecek gider (-) | |
Beyan edilecek kira geliri ( - ) | |
Gelir vergisi matrahı | |
Hesaplanan (ödenecek) gelir vergisi (% 15) | ,50 |
Geliri elde eden kişinin serbest meslek erbabı, örneğin serbest çalışan bir diş hekimi olması halinde, bu istisnadan yararlanılamayacaktır. Bu durumda gerçek giderlerin tamamının, gayrisafi hasılattan indirilmesi mümkündür.
Söz konusu diş hekiminin serbest meslek kazancı dolayısıyla vermiş olduğu gelir vergisi beyannamesine dâhil edeceği kira geliri aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır. (Gider indirimine ilişkin hesaplamanın daha iyi anlaşılabilmesi için serbest meslek kazancının sıfır olduğu varsayılmıştır.)
Konut kira bedeli (Gayrisafi hasılat) | |
İstisna tutar (-) |
|
Kalan | |
İndirilebilecek gider (-) |
Tek işverenden alınan ücretler (TL) | Birden fazla işverenden alınan ücretler (TL) | Birden fazla işverenden alınan ücret, MSİ ve GMSİ (TL) | Tevkifata ve istisnaya konu olmayan MSİ ve GMSİ (TL) | İlgili Gelir Vergisi Genel Tebliği | |
- | ,00 | ,00 | ,00 | Seri No: | |
,00 | ,00 ve ,00[1] | ,00 | ,00 | Seri No: | |
,00 | ,00 ve ,00[2] | ,00 | ,00 | Seri No: | |
,00 | ,00 ve ,00[3] | ,00 | ,00 | Seri No: | |
,00 | ,00 ,00[4] | ,00 | ,00 | Seri No: |
İmdat TÜRKAY/Mükellef Hizmetleri Grup Başkanı
Özet: sayılı Yapılandırma Kanunu ile toplumun genelini ilgilendiren ve vergi dairelerine ödenmesi gereken vergi ve cezalar, her türlü idari ve adli para cezaları, MTV, öğrenim kredisi ve katkı kredisi borçları ve ecrimisiller ile diğer borçlara sağlanan ödeme kolaylığının yanında gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin işletme kayıtlarını düzeltmesi, devam eden vergi incelemeleri ve takdir işlemleri, geçmiş dönemlere ilişkin beyan edilmemiş veya eksik beyan edilmiş vergiler için pişmanlıkla ya da izaha davet kapsamında veya kendiliğinden beyan edilmesi ile belki de en önemlisi yılları için gelir ve kurumlar vergisi matrah artırımında, gelir/kurumlar stopaj vergisi ve katma değer vergisi için de vergi artırımında bulunabilme imkanı getirmektedir. Hiç vergi mükellefiyeti olmayanlar ile mevcut mükellefler matrah ve vergi artırımında bulunmak suretiyle, geçmişe dönük olarak artırımda bulundukları yıllara ve vergi türlerine ilişkin olarak herhangi bir vergi incelemesine ve cezalı tarhiyata muhatap olmayacaklar ve geçmişin risklerinden kurtulmuş olacaklardır.
Anahtar kelimeler: sayılı Yapılandırma Kanunu, matrah/vergi artırımı, vergi incelemesinden ve vergi tarhiyatından kurtulma, başvuru ve ödeme.
1. Giriş
Önceki yapılandırma kanunlarında olduğu gibi sayılı Yapılandırma Kanunu da vergi idaresinin tahsil güçlüğü çektiği kesinleşmiş vergi ve cezaların bir an önce peşin veya taksitler halinde Hazineye intikalini sağlamak suretiyle vatandaşların Kamuya olan borç yükünü azaltmayı amaçlamaktadır. Vergi mükellefleri ise birikmiş vergi/ceza borcundan kurtulmanın yanında vergi ihtilaflarının sulh yoluyla sonlandırılması, vergi incelemelerinde tespit edilen vergilerin dava yoluna gidilmeksizin ödenmesi, stokların, kasa ve ortaklardan alacaklara ilişkin işletme kayıtlarının düzeltilerek gerçek duruma uygun hale getirilmesi ile yıllarına ilişkin matrah ve vergi artırımı koşuluyla geçmiş yıllara ilişkin vergi incelemesinden kurtulma imkanına kavuşmaktadırlar.
Bilindiği üzere, sayılı Yapılandırma Kanunu 12/3/ tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve Kanunun getirdiği avantajlardan yararlanmak isteyenler açısından başvurular başlamış ve 31 Mayıs tarihinde sona erecektir. Ancak, Cumhurbaşkanının başvuru ve ilk taksit ödeme süresini bir ay uzatma yetkisi bulunmaktadır. Yapılandırma için daha uzun bir başvuru süresi olmasına rağmen, kamuoyuna yansıyan bilgilerden, başvuru sayına ve yapılandırılan borç tutarına baktığımızda ciddi bir ilgi olduğu anlaşılmaktadır.
Yapılandırma Kanunu ile getirilen imkan ve kolaylıklara ana hatlarıyla baktığımızda; kesinleşmiş vergi ve cezalar ile diğer borçların yapılandırılması ve ödeme kolaylıkları, yılları arasındaki dönemlere ilişkin olarak matrah ve vergi artırımında bulunan mükelleflere sağlanan avantajlar, işletme kayıtlarının gerçek duruma uygun hale getirilmesi, yargı safhasında bulunan ihtilaflı alacakların yeniden yapılandırılması ve sulh yoluyla çözüme kavuşturulması, geçmiş dönemlere ilişkin olarak süresinde beyan edilmemiş veya eksik beyan edilmiş gelir ve kazançların zam ve faizsiz pişmanlıkla ya da izaha davet kapsamında veya kendiliğinden beyan edilmesi gibi imkânlar bulunmaktadır.
Yapılandırma Kanunu ile vergi mükelleflerine sağlanan imkan ve kolaylıkları kapsamlı olarak anlatan 1 Seri funduszeue.info Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Sayılı Kanun Genel Tebliği 25/03/ tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Kuşkusuz sayılı Yapılandırma kanunu ile getirilen imkanların her biri kendi içinde mükellefleri rahatlatan düzenlemeler olmakla birlikte içlerinde vergi dünyasında en çok tartışılan ve gündemde olan husus, mükelleflere vergi incelemesinden ve vergi tarhiyatından kurtulma imkanı sağlayan geçmişe yönelik olarak matrah ve vergi artırımında bulunmak olmuştur.
Mükellefler , , , ve takvim yıllarına ilişkin olarak gelir ve kurumlar vergisi matrah artırımı, gelir ve kurumlar stopaj vergisi artırımı, katma değer vergisi artırımı yapmak suretiyle gerçekten de geçmişin risklerinden büyük oranda kurtulmuş olmaktadır. Ancak, çalışmanın ilerleyen bölümlerinde de belirtileceği üzere matrah ve vergi artırımı vergi incelemesinden kurtulmak için her zaman mutlak bir koruma sağlamamaktadır.
Matrah ve vergi artırımı konusu, bugüne kadar yürürlüğe giren tüm yapılandırma kanunlarında mükellefler tarafından en çok yararlanılan imkanlardan birisi olmuştur. Nedeni ise bu imkandan yararlanan mükellefler vergi incelemesinden kurtulmaktadır. sayılı Yapılandırma Kanununda da belirtildiği üzere, mükelleflerin ila yıllarında beyan ettikleri; gelir vergisi, kurumlar vergisi, gelir/kurum stopaj vergisi, katma değer vergisi matrahlarını/vergilerini, Kanunda öngörülen oranlarda artırmaları ve Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödemeleri durumunda, bu vergi türleri nedeniyle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacaktır.
Gelir/kurumlar vergisi mükellefleri, gelir/kurumlar stopaj vergisi mükellefleri, katma değer vergisi mükellefleri matrah ve vergi artırımında bulunabilmektedir. Beyanname vermekle birlikte; zarar, indirim ve istisnalar nedeniyle matrah ve vergi beyan etmeyen ya da ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar da dahil olmak üzere hiç beyanname vermemiş olan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri de matrah ve vergi artırımı yapabileceklerdir. Adi ortaklıklar ve kollektif şirketlerde ortaklar, komandit şirketlerde komandite ortaklar ile adi komandit şirketlerde komanditer ortaklar da anılan yıllar için matrah ve vergi artırımından yararlanabileceklerdir.
Kurumlar vergisi mükellefleri, yıllarında vermiş oldukları beyannamelerinde kurum kazancından indirilen ve Gelir Vergisi Kanununun geçici 61 inci maddesine göre tevkifata tabi tutulmuş olan kazanç ve iratlarının bulunması hâlinde, bu tevkifat tutarlarını da artırabileceklerdir. Kurumlar vergisinden muaf bulunan ve bu nedenle kurumlar vergisi beyannamesi ile muhtasar ve prim hizmet beyannamesini vermemiş olan kooperatifler de matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanabileceklerdir.
Matrah artırımı talebinde bulunulan yıllarla ilgili olarak gelir vergisi mükelleflerinin ölümü veya gaipliği hâlinde, bu mükelleflerin varisleri, muris adına matrah artırımında bulunabilirler. Bu takdirde, tüm mirasçıların birlikte matrah artırımında bulunması gerekmektedir. Ancak şahsi ticari işletmenin faaliyetinin mirasçılar tarafından sürdürülmesi hâlinde, bu faaliyeti devam ettiren mirasçı veya mirasçıların matrah artırımında bulunması yeterli olacaktır.
Matrah ve vergi artırımında veya beyanında bulunacak mükelleflerin, matrah ve vergi artırımında bulundukları yıllarda işe başlama ve işi bırakma gibi nedenlerle, kıst dönemde faaliyette bulunmuş olmaları hâlinde, ilgili yıllar için belirlenen ve asgari matrahlar, faaliyette bulunulan ay sayısı dikkate alınarak hesaplanacaktır. Bu hesaplamada ay kesirleri tam ay olarak dikkate alınacaktır.
Kurumlar vergisi mükelleflerinin tasfiyeye girmeleri hâlinde kıst dönem hesaplaması yapılmayacaktır. Ancak, tasfiyeleri sonuçlanarak ticaret sicilinden silinen kurumlar vergisi mükelleflerinin nihai tasfiye dönemi ile kurumların devir veya tam bölünme hallerinde kıst dönem hesaplaması yapılacaktır. Yıllara sari inşaat ve onarım işi bulunan mükellefler, her bir inşaat itibarıyla işin bittiği yıl esas alınmak suretiyle matrah ve vergi artırımında bulunabileceklerdir. Özel hesap dönemi tayin edilen gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, ilgili özel hesap dönemlerinin kapandığı yıl itibarıyla matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanabileceklerdir.
sayılı Kanun kapsamındaki matrah ve vergi artırımına ilişkin genel esaslar şöyledir;
3. Gelir ve Kurumlar Vergisi Mükelleflerinde Matrah Artırımı
Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri; , , , ve takvim yıllarına ilişkin yıllık beyannamelerinde beyan ettikleri matrahlarını, ilgili yıllar için belirlenen matrah artırım oranlarından az olmamak üzere artıracaklardır. Ayrıca, anılan yıllara ilişkin olarak belirlenen oranlarda artırılan matrahların tutarı, ilgili yıllara ilişkin belirlenmiş asgari matrah tutarlarından da az olamayacaktır. Ancak, mükelleflerin takvim yılına yönelik matrah artırımında bulunabilmesi için bu yıla ilişkin gelir/ kurumlar vergisi beyannamesinin verilmiş olması gerekmektedir.
yılına ilişkin matrah artırımında bulunulmak istenmesi halinde sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinde belirtilen kıyaslamanın yapılması ve kıyaslama sonucunda anılan madde hükmü nedeniyle, yılına ilişkin beyannamelerde düzeltme yapılarak beyan edilen matrahın artırılması gerektiği hallerde, matrah artırımı hükümlerinden yararlanılabilmesi için öncelikle yılına ilişkin gelir veya kurumlar vergisine yönelik düzeltme beyannamesi verilmesi gerekmektedir.
Düzeltme beyanının yıllık gelir/kurumlar vergisi beyanname verme süresi içinde yapılmış olması halinde tahakkuk eden vergi, yıllık gelir/kurumlar vergisi ödeme süreleri içinde, bu süre geçtikten sonra yapılmış olması halinde ise bu beyanname üzerine ödenmesi gereken verginin tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde (gelir vergisinin ilk taksiti bir ay içinde ikinci taksiti kanuni süresinde) ödenmesi gerekmektedir. Düzeltme beyannamesi, kanun hükmünden yararlanılabilmesi için getirilen yasal zorunluluk olduğundan, bu beyanların kanuni süre geçtikten sonra 31/5/ tarihine kadar yapılması durumunda vergi cezası kesilmeyecek ve gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Artırımında bulunulan yıllara ait olup indirim konusu yapılamamış ila yıllarına ait geçmiş yıl zararlarının yarısı ile yılına ait zararının tamamı, ve müteakip yıl karlarından mahsup edilemeyecektir. Söz konusu zararların ilgili yılların mali bilançolarına göre doğmuş olması veya indirim ve istisna uygulamalarından kaynaklanmış olması durumu değiştirmemektedir.
Mükelleflerin matrah ve vergi artırımında bulundukları yıllara ilişkin olarak daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergilerden kaynaklanan iade alacakları, matrah ve vergi artırımı nedeniyle ödenecek vergilerden mahsup edilebilecektir. yılına yönelik matrah artırımında bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince, bu yıla ilişkin yıllık beyannamelerinde hesaplanan vergilerinden mahsup edilemeyen geçici vergiler iade edilmeyecektir.
Artırılan veya beyan edilen matrahlar üzerinden %20 oranında vergi ödenecektir. Ancak; matrah artırımında bulunulan yıla ait yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerini kanuni süresinde vermiş ve bu vergi türlerinden tahakkuk eden vergiler ile ilgili beyannameler üzerinden tahakkuk eden damga vergisini süresinde ödemiş ve de bu vergi türleri için Kanunun kesinleşmiş alacaklar ile kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan alacaklara ilişkin hükümlerinden yararlanmamış olan uyumlu mükellefler için bu oran %15 olarak uygulanacaktır. İstisna, indirim ve mahsuplar nedeniyle bu beyannameler üzerinden ödenmesi gereken verginin bulunmaması indirimli oranının (%15) uygulanmasına engel olmayacaktır. Artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi yönünden kesinlikle vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacaktır.
Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri daha önceki beyanlarını belli oranlarda arttırırlarsa o takdirde geçmişe dönük olarak herhangi bir vergi incelemesine muhatap olmayacaklardır. Mükellefler zarar beyan ettiyse veya hiç matrah beyan etmemişse, bu durumda da kanunda öngörülen asgarî tutarlar üzerinden matrah artırımında bulunabilecektir. Mükelleflerin takvim yılına yönelik matrah artırımında bulunabilmesi için öncelikle bu yıla ilişkin gelir vergisi veya kurumlar vergisi beyannamesini vermiş olmaları gerekmektedir.
TBMM’ne verilen Kanun teklifinin ilk halinde yer almayan ve genel kurulda verilen bir önerge ile daha sonra eklenen düzenleme ile yılı da matrah ve vergi artımı kapsamına alınmış ancak uygulamadan yararlanmanın şartları biraz zorlaştırılmıştır. yılı stopaj ve KDV beyanları/tahakkukları oluştuğundan bu vergilerin matrah artırımına dahil edilmesi normal karşılanmakla beraber, yılı kurumlar vergisi beyanları verilmeden yani sonuçları ortaya çıkmayan bir dönemle ilgili matrah artırımı yapılması vergi tekniği açısından uygun olmadığını ileri süren görüşler de bulunmaktadır.
Verdikleri yıllık gelir vergisi beyannamelerinde vergiye tabi gelir yani matrah beyan eden gelir vergisi mükelleflerinin bu yıllara ilişkin vergi matrahlarının; yılı için %35, yılı için %30, yılı için %25, yılı için %20, yılı için %25 oranlarından az olmamak üzere artırılması gerekmektedir. Ancak artırılan matrah tutarları, ilgili yıllar için gelir türleri itibarıyla belirlenmiş olan asgari matrah artırım tutarlarından az olamayacaktır. Ayrıca , , , ve takvim yıllarına ilişkin olarak;
ilgili yıllar için belirlenmiş olan asgari matrah artırım tutarlarını esas alarak matrah artırımından yararlanabileceklerdir. Görüldüğü üzere, matrah artırımında bulunmak için gelir vergisi mükellefi olmak şart değildir. dönemlerinde yedi gelir unsuruna ilişkin olarak gelir elde edip de beyan etmeyen yani mükellefiyet aştırmayan kişilerde matrah artırımında bulunabileceklerdir.
Mükelleflerce ilgili yıllarda düzeltme beyannamesi verilmiş ve düzeltme işlemlerinin Kanunun yayımlandığı tarihe kadar sonuçlandırılmış olması hali de dahil olmak üzere, ikmalen, re'sen veya idarece yapılan tarhiyatlar üzerine Kanunun yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, matrah artırımına esas ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınacaktır.
Verdikleri yıllık gelir vergisi beyannamesinde birden fazla gelir unsuru bulunan mükellefler, matrah artırımlarını yıllık beyannamelerinde yer alan toplam matrah üzerinden yapacaklar, gelir unsurlarının bir kısmı itibarıyla artırımda bulunmayacaklardır.
Örneğin yıllarında ücret, kira, menkul sermaye iradı, değer artış kazancı açısından beyan edilmesi gereken geliri olmasına rağmen yıllık beyanname vermeyen veya eksik beyan eden mükellefler beş yıllık dönem için matrah artırımında bulunmaları durumunda geriye doğru beş yıllık dönem için haklarında vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacaktır. Ancak, burada önemli olan dönemi için bir veya birkaç yıllık matrah artırımında bulunmak vergi incelemesinden kurtulmak için mutlak bir koruma sağlamayacaktır. Şöyle ki, döneminde beyana tabi kira geliri elde eden ve beyan etmeyen bir mükellefin, sadece yılları kira geliri için matrah artırımında bulunması durumunda, mükellefin incelemeden muaf tutulacağı yıllar sadece yılları olacaktır, diğer yıllar için vergi incelemesine ve vergi tarhiyatına muhatap olabilecektir.
Ayrıca, sadece kira geliri olması durumu ile kira gelirinin yanında ücret, menkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlarında olması durumunda aşağıdaki tabloda da belirtildiği üzere uygun sütunlardaki açıklamalara göre matrah artırımında bulunulması gerekmektedir.
takvim yılı için beyan edilen matrahın, sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca yapılacak olan kıyaslama sonucunda tespiti aşağıdaki tabloda yer alan açıklamalar çerçevesinde yapılacaktır.
yılı için matrah artırımında bulunacak gelir vergisi mükelleflerinin matrahının tespitinde gerekli olan şartlar ve kıyaslamalar şöyle yapılacaktır.
kıyaslanacak ve tutarı en yüksek olanı gelir vergisi matrahı olarak dikkate alınacaktır. Öte yandan, yılına ilişkin olarak, matrah artırımına ilişkin kıyaslama hükümleri dikkate alınmadan önceki takvim yılında beyana konu edilecek gelir vergisi matrahları kıyaslama sonucu ortaya çıkan tutardan fazla ise, bu fazla olan tutar ilgili dönem beyannamesinde vergiye esas matrah olarak dikkate alınacaktır. , , , ve takvim yıllarına ilişkin olarak gelir vergisi mükelleflerinin yapacakları matrah artırımları aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.
GELİR VERGİSİNDE MATRAH ARTIRIMI | ||||||||
Yıl | Matrah Artırım Oranları | Asgari Matrah Artırım Tutarı (TL) | Vergi Oranı (%) | |||||
Bilanço Esasına Göre Defter Tutan Mükellefler ile Serbest Meslek Erbabı | İşletme Hesabına Göre Defter Tutan Mükellefler | Sadece Basit Usulde Tespit Edilen Mükellefleri | Sadece Gayrimenkul Sermaye İradı Mükellefleri | Diğer Gelir Unsurları Nedeniyle Beyanname Veren Mükellefler | Uygulanacak Vergi Oranı | Uyumlu Mükellefler İçin Uygulanacak Vergi Oranı | ||
35 |
|
|
| 20 | 15 | |||
30 |
|
|
| |||||
25 |
| |||||||
20 |
| - | ||||||
25 | - |
Gelir vergisi matrah artırımında yukarıdaki tabloda da belirtildiği üzere dikkat edilecek hususlar şöyledir;
durumunda kıyaslama yapılamayacağından, yılı gelir vergisi matrah artırımına ilişkin tutarların belirlenmesinde yılı için belirlenen asgari matrah tutarından az olmamak üzere bu yıla ilişkin beyan edilen matrah tutarının %25’i dikkate alınacaktır.
Matrah artırımında dikkat edilmesi gereken bir husus da sürekli olarak gelir vergisi mükellefiyeti olmayan ve sadece beyanname vermeleri gereken bir gelirleri olduğunda yıllık beyanname vermeleri gereken kira, ücret, menkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlardan oluşan kişilerin yılları arasında beyanı gereken kazanç ve iratları olmasına rağmen şayet yıllık beyanname vermedilerse, mutlaka matrah artırımında bulunmak suretiyle geçmişin risklerinden kurtulmaları yani bir vergi incelemesine muhatap olmadan cezalı vergi tarhiyatından kurtulmaları mümkün bulunmaktadır.
Gelir vergisi mükelleflerinin matrah artırımına ilişkin olarak 1 seri funduszeue.info Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Sayılı Kanun Genel Tebliğinde yer alan örneklere bakılmasında fayda vardır. Ayrıca konu hakkında Gelir İdaresinin internet sayfasındaki (funduszeue.info) mikro sitede bulunan Matrah ve Vergi Artırımı Rehberinden de yararlanılmasında fayda vardır.
(funduszeue.info)
sayılı KVK’na göre verdikleri kurumlar vergisi beyannamelerinde vergiye tabi kurum kazancı (matrah) beyan eden kurumlar vergisi mükelleflerinin bu yıllara ilişkin vergi matrahlarının; yılı için %35, yılı için %30, yılı için %25, yılı için %20, yılı için %25 oranlarından az olmamak üzere artırılması gerekmektedir. Ancak artırılan matrah tutarları, ilgili yıllar için belirlenmiş olan asgari matrah artırım tutarlarından az olmayacaktır.
Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamında; devir işleminde, devir suretiyle infisah eden ve ticaret sicilinden silinerek mükellefiyet kayıtları kapatılan kurumlar adına devralan kurumlar tarafından matrah artırımında bulunmak mümkün bulunmaktadır. Tam bölünme işlemlerinde ise, bölünen kurum adına bölünen kurumun varlıklarını devralan kurumlar birlikte matrah artırımında bulunabilecektir.
Tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan bir şirket adına, matrah artırımında bulunmak üzere bildirim veya beyanda bulunulması mümkün değildir. Ancak, söz konusu kurumların kanuni temsilcilerinin veya tasfiye memurlarının anılan Kanun kapsamında kendileri tarafından bildirim veya beyanlar ile artırımdan yararlanmaları mümkün bulunmaktadır. Bu çerçevede, tasfiye öncesi dönemler için, kanuni temsilciler hep birlikte; tasfiye dönemleri için, tasfiye memuru veya birden fazla tasfiye memuru varsa tüm tasfiye memurları birlikte matrah artırımında bulunabilecektir.
, , , ve takvim yıllarına ilişkin olarak kurumlar vergisi mükelleflerinin yapacakları matrah artırımları aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.
KURUMLAR VERGİSİ MATRAH ARTIRIMI | ||||
Yıl | Matrah Artırım Oranı (%) | Asgari Matrah Tutarı (TL) | Vergi Oranı (%) | Uyumlu Mükellefler İçin Uygulanacak Vergi Oranı (%) |
35 | 20 | 15 | ||
30 | ||||
25 | ||||
20 | ||||
25 |
Basit bir anlatımla, örneğin bir kurumlar vergisi mükellefi yılında TL kazanç beyan etmesi sonucunda Nisan tarihinde kurumlar vergisi beyannamesini verdiği varsaydığımızda; şayet yapılandırma kapsamında hesaplarında her hangi bir eksiklik olduğunu düşünerek matrah artırımında bulunmak istemesi halinde yılı için (X%25=) lira ilave beyanda bulunacak, bu tutar üzerinden %20 oranında hesaplanan (X%20=) TL vergi ödeyerek yılı için vergi incelenmesine tabi olma riskinden kurtulacaktır. Şayet mükellef Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer ’inci maddesinde düzenlenen “vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi” uygulamasından yararlanan bir mükellef ise ilave matrah artırımı sonucunda beyan edilen tutar üzerinden %20 yerine %15 oranında vergi hesaplanacak ve bu durumda (X%15=) TL vergi ödeyecektir.
takvim yılı için beyan edilen matrah, sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca yapılacak olan kıyaslama sonucunda bulunacaktır.
Yılı İçin Matrah Artırımında Bulunacak Kurumlar Vergisi Mükelleflerinin Matrahının Tespiti
Öncelikle, yılına ilişkin kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulunabilmesi için kurumlar vergisi beyannamesinin verilmiş olması şarttır.
kıyaslanacak ve tutarı en yüksek olanı kurumlar vergisi matrahı olarak dikkate alınacaktır.
sayılı Yapılandırma Kanunu kapsamında matrah artırımında bulunmak aynı zamanda yılı kurumlar vergisinin beyanname verme dönemine de denk gelmiş olduğundan, yılı için matrah artırımı yapılabilmesi için önce kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi tercih edilen bir yöntem olmaktadır. Matrah artırımı yapacak mükellefler, kurumlar vergisi beyannamesini verirken ( yılı matrahının artırılmış tutarını, yılı 3. geçici vergi matrahını artırılmış tutarını ve yılı defter kayıt ve belgelerine göre belirledikleri matrahı dikkate alarak) kıyaslama yapıp, yılı kurumlar vergisi beyanlarını vermişlerdir. Beyanın bu şekilde verilmesi durumunda sonradan düzeltme beyannamesi verilmesine gerek kalmayacaktır. Ancak, matrah artırımının 31 Mayıs tarihine kadar yapılma imkanı bulunduğundan, 5 Mayıs tarihine kadar kurumlar vergisi beyannamesini vermiş olan, ancak gerekli kıyaslamayı yapmamış olan mükellefler de kıyaslama yaparak varsa eklemeleri gereken bir tutar olması durumunda, düzeltme beyannamesi vererek kurumlar vergisi beyanlarını düzeltebilir ve ardından da matrah artırımında bulunabilirler.
Kanuni düzenlemede, 31/05/ tarihine kadar düzeltme beyannamesi verilirse ceza ve gecikme faizi hesaplanmayacağı belirtildiğinden; kurumlar vergisi beyanname verme süresi geçtikten sonra verilen düzeltme beyannameleri, sayılı Kanunun matrah artırımı hükümlerinden faydalanmak amacıyla verildiğinden, ek matrah üzerinden hesaplanacak kurumlar vergisi için vergi ziyaı cezası kesilmeyecek, tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesi kaydıyla faizi de hesaplanmayacaktır.
Öte yandan, yılına ilişkin olarak, matrah artırımına ilişkin kıyaslama hükümleri dikkate alınmadan önceki takvim yılında beyana konu edilecek kurumlar vergisi matrahları kıyaslama sonucu ortaya çıkan tutardan fazla ise, bu fazla olan tutar ilgili dönem beyannamesinde vergiye esas matrah olarak dikkate alınacaktır. Kurumlar vergisi yönünden yılı için matrah artırımında bulunmak mükellefleri ilgili yıl için vergi incelemesinden korumaktadır, ancak yılına ilişkin kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulması, sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi yedinci fıkrası uyarınca hesaplanacak ek vergiye ilişkin inceleme ve tarhiyat yapılmasına engel teşkil etmeyecektir.
yılına ilişkin matrah artırımında bulunmak isteyen kurumlar vergisi mükelleflerinden;
için kıyaslama yapılmayacak, yılı kurumlar vergisi matrah artırımına ilişkin tutarların belirlenmesinde asgari tutarlardan az olmamak üzere yılına ilişkin beyan edilen matrah tutarının %25’i dikkate alınacaktır.
sayılı Kanun kapsamında matrah artırımında bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin, aynı zamanda sayılı GVK’nın geçici 61 inci maddesi kapsamında vergi tevkifatına tabi kazançlarının bulunması hâlinde, vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmamaları için, bu kazançlar hakkında da belirlenen esaslara göre vergi artırımı veya matrah beyanında bulunmaları gerekmektedir.
Bilindiği üzere, vergi tevkifatı yapmakla sorumlu olanlar, sayılı GVK’nın 94 üncü maddesinin birinci fıkrası ile sayılı KVK’nun 15 inci maddesinin birinci fıkrasında sayılmış bulunmaktadır. Buna göre, yılları ile ilgili olarak; ücret ödemeleri, serbest meslek erbabına yapılan ödemeler, kira ödemeleri, yıllara sari inşaat ve onarım işlerine ilişkin hak ediş ödemeleri, çiftçilere yapılan ödemeler, vergiden muaf esnafa yapılan ödemeler ile kar payı ödemeleri üzerinden gelir veya kurumlar vergisi tevkifatı yapmakla sorumlu olanlar vergi artırımında bulunulabilecektir. Yaptıkları ödemeler üzerinden stopaj yapmak durumunda olan mükellefler, ila yılları arasında söz konusu ödemeler üzerinden, beyan ettikleri stopajları da artırılabilecektir.
Gelir stopaj ve kurumlar stopaj vergisi yönünden artırımda bulunulması durumunda, ayrıca gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartı aranmayacaktır. Ancak, kar payı ödemeleri kapsamında vergi artırımında bulunulması durumunda, kurumlar vergisi yönünden de matrah artırımında bulunulması şarttır. Gelir stopaj ve kurumlar stopaj vergisi artırımında bulunan mükelleflerin artırıma esas ücret tutarları ve artırılan matrahlar ile bu ücret ve matrahlar üzerinden ödenen gelir vergisi tutarları, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmayacaktır.
Ücret ödemelerinin yıllık toplamı üzerinden, belirtilen oranlarda stopaj artırımı yapılacaktır. Ücretli olarak çalışanlardan vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde beyan edilen ücret ödemelerinin gayrisafi tutarlarının yıllık toplamı üzerinden belirtilen oranlarda gelir stopaj vergisini artırmaları halinde, ilgili dönemlere ilişkin ücret ödemeleri yönünden gelir stopaj vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacaktır. İlgili yıllarda muhtasar beyanname vermemiş mükellefler, asgari işçi sayıları ve asgari ücret tutarlarına göre artırım yapabilecektir.
Diğer taraftan, serbest meslek ve kira ödemeleri üzerinden tevkifatta vergi artırımı, yıllara sari inşaat ve onarım işlerine ilişkin ödemeler üzerinden tevkifatta vergi artırımı, çiftçilere yapılan ödemeler üzerinden tevkifatta vergi artırımı ve vergiden muaf esnafa yapılan ödemeler üzerinden tevkifatta vergi artırımı belirlenen esaslara göre yapılacaktır. Gelir/kurumlar stopaj vergisi artırımına ilişkin özet tablo şöyledir.
GELİR/KURUMLAR STOPAJ VERGİSİ ARTIRIMI | |||||||
Yıl | Artırıma İlişkin Yılda Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Verilmişse
| Artırıma İlişkin Yılda Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Verilmemişse (TL) | |||||
Serbest Meslek Ödemeleri | Kira Ödemeleri | Kar Payı Ödemeleri | |||||
Beyan Edilecek | Ödenecek Vergi Tutarı (%15) | Beyan Edilecek | Ödenecek Vergi Tutarı (%15) | Beyan Edilecek (Kurumlar Vergisi Yönünden Asgari Matrah Tutarları Üzerinden Artırım Yapıldığı Varsayımı Altında) | Ödenecek Vergi Tutarı (%15) | ||
6 |
|
|
| ||||
5 |
|
|
| ||||
4 |
|
|
| ||||
3 |
|
|
| ||||
2 |
Hiç Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Verilmemiş veya Ödeme Türünün Beyannamede Bulunmaması Halinde Stopaj Artırımı (TL) | ||||
Yıl | Beyan Edilecek | Yıllara Sari İnşaat ve Onarım İşleri Hakediş Ödemelerinde | Zirai Mahsuller ve Hizmetler İçin Yapılan Ödemelerde | Esnaf Muaflığından Yararlananlara Mal ve Hizmet Alımları Karşılığında Yapılan Ödemelerde |
Ödenecek Vergi Tutarı (%3) | Ödenecek Vergi Tutarı (%2) | Ödenecek Vergi Tutarı (%5) | ||
| ||||
| ||||
Beyanname verilmemiş olması veya beyanname verilmekle birlikte artırılması istenilen ödeme türünün beyannamede bulunmaması hâlinde;
esas alınarak artırımda bulunulacaktır.
Bilindiği üzere, daha önceki yapılandırma kanunlarında kar payı ödemelerinde vergi artırımı imkanı yoktu. sayılı Kanunla bu imkan mükelleflere sağlanmıştır. sayılı GVK’nın 94/6 numaralı bendi ile sayılı KVK’nun 15 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca yaptıkları kar payı ödemeleri üzerinden vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde beyan edilen kar payı ödemelerinin gayrisafi tutarlarının yıllık toplamı üzerinden belirtilen oranlardan az olmamak üzere hesaplanacak vergiyi ödemeleri halinde, ilgili dönemlere ilişkin kar payı ödemeleri yönünden gelir stopaj/kurum stopaj vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacaktır.
Şayet ilgili yıllarda hiç muhtasar ve prim hizmet beyannamesi verilmemiş olması ya da beyanname verilmekle birlikte artırılması istenen ödeme türünün (kar payı) beyannamede bulunmaması halinde de kurumlar vergisi mükelleflerince sayılı Kanun kapsamında ilgili yıllar için artırılan kurumlar vergisi matrahlarının %80’inden az olmamak üzere belirlenen gelir stopaj veya kurum stopaj vergisi matrahı üzerinden artırım imkânı getirilmiştir. Dolayısıyla, bu kapsamda matrah artırımında bulunulması durumunda, kurumlar vergisi yönünden de matrah artırımında bulunulması şarttır (funduszeue.info ve Broşürler, Matrah ve Vergi Artırımı Rehberi, Nisan/, Yayın No: ).
Öte yandan, Yapılandırmaya ilişkin Kanun Teklifinin matrah ve vergi artırımına ilişkin 5 inci maddesinin madde gerekçesinde yer alan açıklamada; “…Aynı fıkrada ayrıca, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları uyarınca kâr dağıtımına veya ana merkeze aktarılan tutara bağlı ödemeler üzerinden yapılması gereken vergi tevkifatı hükümlerine istinaden, bu fıkra kapsamında matrahlarım artıranların, kurumlar vergisi yönünden de matrah artırımında bulunmaları gerektiği hususu düzenlenmektedir.” ifadesi yer almaktadır.
Ancak, sayılı Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümlerinin yer aldığı 5. maddesinde ve konu hakkında yayımlanan 1 Seri funduszeue.info Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Sayılı Kanun Genel Tebliğinde bu konuda bir açıklama bulunmamaktadır. Bilindiği üzere, normal dağıtılan kar paylarından tevkifat GVK’nın 94/6 numaralı bendi ile sayılı KVK’nun 15 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca yapılmaktadır. Oysa, sayılı KVK’nun 30/6. maddeye göre; yıllık veya özel beyanname veren dar mükellef kurumların, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancından, hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısımdan ana merkeze aktardıkları tutar üzerinden, kurum bünyesinde kurumlar vergisi kesintisi yapılmaktadır. Bu durumda, ana merkeze aktarılan tutardan sayılı KVK’nun 30/6. maddeye göre vergi kesintisi yapıldığından vergi artırımında bulunulmasına engel bir durum olmadığı düşünülebilir. Yine de bu hususta tereddüt edilmesi halinde Gelir İdaresinden görüş alınmasında fayda vardır. Bu konuda hızlı geri bildirim alınması için Vergi İletişim Merkezi () aranabilir.
Öte yandan, 1 Seri funduszeue.info Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Sayılı Kanun Genel Tebliğinde de açıklandığı üzere, sayılı Kanunlar kapsamında matrah ve vergi artırımında bulunulmuş olması, sayılı Kanun kapsamında matrah ve vergi artırımda bulunulmasına engel değildir. Bu nedenle, her kanuni düzenlemenin kendi içinde değerlendirilmesi ve yeni düzenleme ile önceki düzenlemeler arasında bir bağ kurulmaması gerekmektedir. Bu durumda , ve takvim yıllarında hem hem de sayılı Kanunlar kapsamında matrah artırımı yapılmış olabilecek ve daha önce yapılan matrah artırım tutarlarının mahsubu da söz konusu olmayacaktır.
yıllarına ilişkin katma değer vergisi artırımında bulunan mükellefler için, artırımda bulundukları yıllara ait vergilendirme dönemleriyle ilgili olarak KDV yönünden inceleme ve tarhiyat yapılmayacaktır. Ancak, mükelleflerin KDV artırımında bulunmuş olmaları, artırımda bulunulan dönemler için “Sonraki Dönemlere Devreden KDV”, iade hakkı doğuran işlemler ya da ihraç kaydıyla teslimlerden doğan iade ve terkin talepleri, Katma Değer Vergisi Kanunun 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamındaki işlemler veya müteselsil sorumluluk kapsamındaki işlemlere ilişkin olarak vergi incelemelerinin yapılmasına engel olmayacaktır.
Katma değer vergisi mükelleflerinin, ilgili yıllarda her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerde “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” satırlarında yer alan tutarlarının yıllık toplamı üzerinden aşağıdaki tabloda belirtilen artırım oranlarından az olmamak üzere hesaplanan KDV’yi artırmaları gerekmektedir.
Katma Değer Vergisi Artırım Oranları | |
Yıl | Vergi Artırım Oranları |
%3,0 | |
%3,0 | |
%2,5 | |
%2,0 | |
%2,0 |
Katma değer vergisi mükelleflerinin, artırıma esas alınan ilgili yılın vergilendirme dönemlerinin tamamı için artırımda bulunmaları zorunludur. Ancak, mükelleflerin yıl bazında seçimlik hakları bulunmaktadır. Örneğin mükellefin ve yılları için KDV vergi artırımında bulunması durumunda, ve yıllarında vergi artırımında bulunmayabilecektir. yılları için KDV vergi artırımında bulunma konusunda yıl bazında tercih hakkı mükellefe aittir. Ancak, bir takvim yılı için vergi artırımında bulunma konusunda karar verilmesi halinde o yıla ilişkin tüm dönemler için artırımda bulunulması şarttır.
Konu hakkında yayımlanan 1 seri funduszeue.info Genel Tebliğde yapılan açıklamaya göre; KDV Kanununun (11/1-c) ve geçici 17 nci maddeleri uyarınca tecil-terkin uygulaması kapsamında teslimleri bulunan mükelleflerde, tecil edilen vergiler, ilgili dönem beyannamesinde yer alan “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” satırındaki tutardan düşülecek ve yıllık toplama dahil edilmeyecektir. Bu şekilde hesaplama yapılabilmesi için, KDV Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında teslim edilen malların süresi içinde ihracının gerçekleştirilmiş olması gerekmekte olup geçici 17 nci maddesi kapsamında teslimleri bulunanlarda ise bu şart aranmayacaktır.
Kısmi vergi tevkifatında, işlem bedeli üzerinden hesaplanan verginin, Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen kısmı sorumlu sıfatıyla alıcı tarafından, kalan kısmı ise satıcı tarafından beyan edilmektedir. Bu tür işlemleri bulunan satıcıların yapacakları KDV artırımları ile ilgili “Yıllık Hesaplanan KDV" tutarının belirlenmesinde, alıcı tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilen KDV dikkate alınmadan, kendileri tarafından beyan edilen kısım hesaplamaya dahil edilecektir. Ayrıca, 2 funduszeue.info KDV Beyannameleri için katma değer vergisi artırım imkânından yararlanılması mümkün değildir. KDV’de vergi artırımı yapılmasının esasları, ilgili yıllardaki KDV beyannamelerinin verilme/verilmeme durumuna göre belirlenmektedir.
KDV Beyannamelerinin Tamamını Vermemiş Ancak En Az Üç Beyanname Vermiş Mükelleflerde Vergi Artırımı
Matrah artırımının yapıldığı ilgili dönemlere ilişkin verilmiş olan KDV beyannamelerinin “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” satırlarında yer alan tutarlar toplanacak ve beyanname verilen dönem sayısına bölünerek ortalaması bulunacaktır. Bu ortalama tutar 12 ile çarpılarak 1 yıla iblağ edilerek bulunacak toplam tutara ilgili yıl için belirlenen katma değer vergisi artırım oranı uygulanarak artırım tutarı hesaplanacaktır. Ayrıca, bu mükelleflerin, katma değer vergisi artırım imkânından yararlanmaları için ilgili yıla ilişkin olarak gelir/kurumlar vergisi bakımından matrah artırımında bulunma zorunluluğu yoktur.
Hiç beyanname vermemiş veya en fazla iki dönemde beyanname vermiş olan mükellefler, KDV artırım hükümlerinden yararlanabilmek için ilgili yıla ilişkin olarak gelir veya kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunmaları zorunludur. Mükellefler, artırdıkları gelir veya kurumlar vergisi matrah tutarı üzerinden %18 oranında hesaplanacak KDV’yi, Kanunda öngörüldüğü süre ve şekilde ödemeleri hâlinde, KDV artırım hükümlerinden yararlanabileceklerdir. Bu durumda olan adi ortaklık, kollektif ve adi komandit ortaklıklarda ortakların tamamının gelir veya kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunmaları gerekmektedir. Ortaklık yapısının tamamen gerçek kişilerden oluşması durumunda, bilanço esasında gelir vergisi mükellefleri için belirlenen matrah artırımına ilişkin asgari tutar; adi ortaklığın ortaklık yapısında en az bir kurumlar vergisi mükellefi bulunması durumunda, kurumlar vergisi matrah artırımına ilişkin asgari tutar, ortaklık için KDV artırım tutarının tespitinde dikkate alınacaktır.
KDV beyannamelerinde, hesaplanan KDV bulunmayan veya hesaplanan KDV beyanları sadece tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlere ilişkin olan mükelleflerde vergi artırımında bulunmak mümkündür. Bu durumda, ilgili takvim yılı içindeki işlemlerinin tamamı; istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşan veya diğer nedenlerle hesaplanan KDV beyanı bulunmayan mükellefler ile tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşan mükellefler ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmuş olmaları şartıyla KDV artırımından faydalanabileceklerdir.
Buna göre, ilgili yıl içinde en az üç dönemde KDV beyannamesi veren ve hiçbir dönemde hesaplanan vergisi çıkmayan veya sadece tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimleri nedeniyle hesaplanan vergi beyanı bulunan mükelleflerin artırım taleplerinde, bu bölümüne göre işlem yapılacaktır. Bu mükelleflerin, KDV artırım talepleri nedeniyle ödeyecekleri vergi, gelir veya kurumlar vergisi bakımından artırılan matrahlara %18 oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacaktır.
Öte yandan, KDV beyannamelerinin bazılarında hesaplanan KDV bulunan mükelleflerde vergi artırımında bulunabileceklerdir. Bu durumda, mükelleflerin KDV artırımından yararlanmak istedikleri yıl içindeki bazı dönemlerine ait beyannamelerinde, tecil-terkin uygulaması kapsamındaki işlemler dışındaki işlemleri dolayısıyla “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” yer alması durumunda, vergi artırımı nedeniyle ödemeleri gereken verginin tespiti için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulundukları tutarın %18’i ile karşılaştırma yapılması gerekmektedir.
Buna göre, yıl içindeki beyannamelerinin tamamını vermekle birlikte, beyannamelerin bazılarında “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” bulunmayan mükelleflerin artırım talebinde bulunmaları hâlinde, hesaplanan vergi bulunan beyannamelerindeki hesaplanan vergiler toplanacak ve bu toplama, ilgili yıl için öngörülen artırım oranı uygulanarak artırım tutarı hesaplanacaktır. Ancak bu tutar, mükellefin gelir/kurumlar vergisi matrah artırımına %18 oranı uygulanmak suretiyle bulunan tutardan küçük olursa büyük olan tutar dikkate alınacaktır. Bu kapsama giren mükelleflerin, yıllık gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmaları zorunludur.
Katma Değer Vergisi artırımına ilişkin özet tablo şöyledir.
KATMA DEĞER VERGİSİ ARTIRIMI | |||||||
Yıl | 1, 3 veya 4 funduszeue.info KDV Beyannamelerinin Tamamını Vermiş Olan Mükellefler | 1, 3 veya 4 funduszeue.info KDV Beyannamelerinin Bir Kısmını veya Tamamını Vermemiş Olan Mükellefler | 1 veya 4 funduszeue.info KDV Beyannamelerinde | ||||
En Az Üç Döneme Ait KDV Beyannamesi Vermiş Olanlar | Hiç Beyanname Vermemiş veya En Fazla İki Dönemde Beyanname Vermiş Olanlar (3 funduszeue.info KDV mükellefleri hariç) | ||||||
Hesaplanan KDV’si Olanlar | Hiçbir Dönemde Hesaplanan KDV’si Olmayan | Hesaplanan KDV Olmayanlar | Sadece Tecil-Terkin Uygulaması Kapsamındaki Teslimlere İlişkin Hesaplanan KDV Olanlar | Beyannamelerinin Bazılarında Hesaplanan KDV Bulunanlar | |||
Yıllık Hesaplanan KDV’nin %3’ü | 1 Yıla İblağ Edilerek Yıllık Hesaplanan KDV’nin %3’ü | Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i | Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i ile Yıllık Hesaplanan KDV’nin %3’ü Kıyaslanır Tutarı Büyük Olan Dikkate Alınır | ||||
Yıllık Hesaplanan KDV’nin %3’ü | 1 Yıla İblağ Edilerek Yıllık Hesaplanan KDV’nin %3’ü | Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i | Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i ile Yıllık Hesaplanan KDV’nin %3’ü Kıyaslanır Tutarı Büyük Olan Dikkate Alınır | ||||
Yıllık Hesaplanan KDV’nin %2,5’i | 1 Yıla İblağ Edilerek Yıllık Hesaplanan KDV’nin %2,5’i | Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i | Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i ile Yıllık Hesaplanan KDV’nin %2,5’i Kıyaslanır, Tutarı Büyük Olan Dikkate Alınır | ||||
Yıllık Hesaplanan KDV’nin %2’si | 1 Yıla İblağ Edilerek Yıllık Hesaplanan KDV’nin %2’si | Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i | Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i ile Yıllık Hesaplanan KDV’nin %2’si Kıyaslanır Tutarı Büyük Olan Dikkate Alınır | ||||
Yıllık Hesaplanan KDV’nin %2’si | 1 Yıla İblağ Edilerek Yıllık Hesaplanan KDV’nin %2’si | Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i | Gelir/Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında Bulunmak Şartıyla Artırdıkları Gelir/Kurumlar Vergisi Matrahın %18’i ile Yıllık Hesaplanan KDV’nin %2’si Kıyaslanır Tutarı Büyük Olan Dikkate Alınır | ||||
Matrah ve vergi artırımında bulunan mükellefler hakkında 12 Mart tarihinden önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin 21 Mart tarihine kadar sonuçlandırılması gerekmektedir. 12 Mart tarihinden önce başlanılmış vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin 21 Mart tarihine kadar tamamlanamaması hâlinde mükelleflerin, başvuru süresinin sonuna (31 Mayıs ) kadar matrah ve vergi artırımında bulunmuş olmaları şartıyla, 21 Mart tarihinden sonra vergi dairesi kayıtlarına intikal eden raporlar ve kararlar üzerine tarhiyat yapılamayacağından, vergi incelemesi ve takdir işlemlerine devam edilmeyecektir. Mükellefler sadece artırılan matrahlar üzerinden hesaplanan veya artırılan vergileri ödeyeceklerdir.
İnceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, vergi inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir. Bununla birlikte, söz konusu inceleme ve takdir işlemleri 21 Mart tarihine kadar sonuçlandırılırsa ve mükellef inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce matrah artırımında bulunmuş ise; inceleme ve takdir sonucunda bulunan matrah farkı ile mükellefin artırımda bulunduğu matrah tutarı karşılaştırılacaktır. Bu durumda mükellefin artırdığı tutar:
Diğer taraftan, mükellefler 21 Mart tarihinden önce matrah ve vergi artırımında bulunmuş olmakla birlikte artırımlar, vergi inceleme raporları ve takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten sonra yapılmışsa, yukarıdaki mahsup imkânından yararlanamayacaklardır. Ancak, söz konusu inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan tarhiyatlar için sayılı Kanunun 4 üncü maddesi (İnceleme ve tarhiyat safhasında bulunan işlemler) hükümlerinden faydalanabileceklerdir.
sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 12 Mart tarihi itibarıyla;
matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanmaları mümkün değildir.
Bununla birlikte, 12 Mart tarihi itibarıyla haklarında, Vergi Usul Kanununun uncu maddesinin (b) ve (ç) fıkralarında yer alan fiillerden hareketle yapılan vergi incelemesi devam edenlerin, matrah ve vergi artırımında bulunmaları halinde, bunların matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanabilmelerine yönelik detaylı açıklamalara, 1 Seri funduszeue.info Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Sayılı Kanun Genel Tebliğinin (V/E-7) kısmında yer verilmiştir. Özetle, inceleme neticesinde bu fiillerin varlığı tespit edilmezse, mükellefler bu durumdan haberdar edilecek ve artırıma istinaden hesaplanan vergileri ödemeleri durumunda matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanılabileceklerdir.
döneminde faaliyette bulunan mevcut mükellefler ile ilgili yıllarda beyanı gereken kazançları olmasına rağmen mükellefiyet açtırmayan ve beyan etmeyen kişi ve kurumların matrah ve vergi artırımını 31 Mayıs tarihine kadar yapmaları gerekmektedir. Ancak Cumhurbaşkanının, başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerini bir aya kadar uzatma yetkisi bulunmaktadır. Ayrıca, Hazine ve Maliye Bakanlığınca mücbir sebep hali ilan edilen Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa İlleri ile Sivas İlinin Gürün İlçesinde mükellefiyet kaydı bulunanların matrah ve vergi artırımından yararlanmak istemeleri halinde 31/10/ tarihine kadar beyan veya bildirimde bulunmaları gerekmektedir.
Elektronik ortamda beyanname ve bildirim verme zorunluluğu bulunanlar elektronik ortamda; bulunmayanlar ise gelir, kurumlar veya katma değer vergileri mükellefiyeti yönünden bağlı olunan ya da muhtasar beyannamelerini vermiş oldukları vergi dairelerine kâğıt ortamında başvuru yapılabilecektir. Matrah ve vergi artırımına ilişkin bildirimlerin ölüm, gaiplik, tasfiye veya devir ya da tam bölünme gibi durumlarda birden fazla kişi tarafından birlikte verilmesinin gerekli olduğu hallerde, söz konusu bildirimlerin kâğıt ortamında verilmesi gerekmektedir.
, , , ve yıllarında gelir, kurumlar veya katma değer vergileri ile gelir stopaj/kurum stopaj vergisi yönünden farklı vergi dairelerinin mükellefi olanların matrah ve vergi artırımına ilişkin bildirimleri, en son mükellefiyetleri bulunan vergi dairelerine verilmesi gerekmektedir. Vergi artırımı kapsamına giren dönemler için muhtasar ve prim hizmet beyannamesi yönünden merkez veya şubeleri için ayrı ayrı mükellefiyetleri bulunan ve vergi artırımından yararlanmak isteyen mükelleflerin, merkez ve her bir şube için ayrı ayrı vergi artırımında bulunmaları gerekmektedir. Mükelleflerin vergi dairesine gitmeden funduszeue.info de yer alan İnteraktif Vergi dairesinden (funduszeue.info) elektronik ortamda yapmaları mümkün bulunmaktadır. Mükelleflerin sayılı Yapılandırma Kanunundan yararlanmak için sisteme 'Kullanıcı Girişi' alanından giriş yapması gerekmektedir. Giriş yapılabilecek bir kullanıcı olmaması durumunda 'Kayıt Ol' butonuna tıklayarak kayıt olabilir ve yapılandırmadan hemen başvurup faydalanabilirler.
Mükellefler, matrah ve vergi artırımına ilişkin hesaplanan vergi tutarlarını 3 Temmuz tarihine kadar peşin ödeyebilecekleri gibi talep etmeleri hâlinde ilk taksiti Haziran/ ayından başlamak üzere aylık dönemler halinde on iki eşit taksitte ödeyebilirler. Mücbir sebep hali ilan edilen yerlerde mükellefiyet kaydı bulunanların matrah ve vergi artırımına ilişkin hesaplanan veya artırılan gelir, kurumlar ve katma değer vergisi ile gelir stopaj ve kurumlar stopaj vergisi tutarları 30/11/ tarihine kadar tamamen veya talep etmeleri hâlinde ilk taksiti Kasım/ ayından başlamak üzere aylık dönemler halinde on iki eşit taksitte ödenebilecektir.
Matrah veya vergi artırımı sonucunda tahakkuk eden vergilerin tamamının 3 Temmuz tarihine kadar peşin olarak ödenmesi hâlinde, bu vergilerden (damga vergisi hariç) %10 indirim yapılır ve katsayı uygulanmaz. Matrah ve vergi artırımı dolayısıyla verilen beyannamelere ait damga vergisi, 3 Temmuz tarihine kadar ödenmesi şarttır. Taksitli ödeme seçeneğinin tercih edilmesi durumunda ödenecek tutara, Kanunda 12 eşit taksit için öngörülmüş olan () katsayısı uygulanacaktır.
Matrah ve vergi artırımına ilişkin hesaplanan vergilerin sayılı Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmemesi durumunda, ödenmeyen vergi tutarları ilk taksit ödeme süresinin son günü (mücbir sebep kapsamında olanlar için 30 Kasım ) tarihi vade tarihi kabul edilerek gecikme zammı ile birlikte takip ve tahsil edilecektir. Ancak, mükellefler bu durumda vergi incelemesinden kurtulma başta olmak üzere matrah ve vergi artırımının sağladığı avantajlardan yararlanılamayacaktır.
Peşin veya taksitli ödeme seçeneğinin tercih edilmesi ve ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi gereken tutarların ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, hesaplanan tutarların tamamının ilk taksiti izleyen ayın sonuna kadar geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla katsayı uygulanmaksızın Kanundan yararlanılacak, ancak %10 indirimli ödeme imkânından yararlanılamayacaktır.
Taksitli ödeme seçeneğinin tercih edilmesi ve ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi gereken tutarların süresinde ödenmesi halinde, kalan taksitlerin tamamının ilk taksiti izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi hâlinde katsayı uygulanmaksızın Kanundan yararlanılacak, ancak %10 indirimden yararlanılamayacaktır. Taksitli ödeme seçeneği tercih edilmiş olması ve birinciyle ikinci taksitin ödeme sürelerinde ve tam ödenmesi koşuluyla, bir takvim yılında en fazla üç taksitin süresinde ödenmesi şartı aranılmayacak, kalan taksitlerden süresinde ödenmeyen veya eksik ödenenlerin son taksiti izleyen ayın sonuna kadar hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi hâlinde bu Kanun hükümlerinden yararlanılacaktır.
Ayrıca, matrah veya vergi artırımı ile ilgili olarak doğru beyan yapılmaması veya vergi hataları nedeniyle eksik tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş sayılır ve ödenmemesi hâlinde sayılı Kanuna göre takip edilir. Ancak, Kanun hükümlerinin ihlal edilmemiş olması şartıyla mükellefe bildirimde bulunularak eksik tahakkuk eden tutarın bir ay içinde geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi istenir, verilen sürede ödeme yapılması hâlinde eksik tahakkuk eden vergiler açısından Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.
sayılı Kanun kapsamında matrah ve vergi artırımında bulunulması durumunda, matrah ve vergi artırımında bulunulan yıllar için gelir veya kurumlar vergisi yönünden vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmayacaktır. Ancak, matrah ve vergi artırımının mükellefleri mutlak olarak vergi incelemesinden koruyabilmesi için bazı şartlar vardır. Ticari veya zirai kazancı bilanço esasına veya işletme hesabı esasına göre tespit edilen gelir vergisi mükellefleri ile serbest meslek erbabının, beyannamelerinde diğer gelir unsurlarının da bulunması hâlinde, asgari matrah tutarı üzerinden artırımda bulunan söz konusu mükellefler, diğer gelir unsurları nedeniyle de vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmayacaktır.
Bilindiği üzere, beyannamelerinde ticari ve zirai kazanç ile serbest meslek kazancı dışında kalan ücret, menkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve irat (bu kazanç veya iratların birkaçının elde edilmiş olması hali dâhil) beyan eden gelir vergisi mükellefleri için, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenen asgari matrahlar esas alınacaktır. Bu şekilde matrah artırımında bulunan mükellefler sayılan gelir unsurları itibarıyla vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmayacaklardır.
Ticari kazancı basit usulde tespit edilmekle birlikte, bu kazancının yanında beyannamelerinde vergiye tabi başka gelir unsurları beyan eden mükellefler ile gayrimenkul sermaye iradının yanında ücret, menkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve irat beyan eden gelir vergisi mükellefleri de işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenen asgari matrahları esas alacaklardır. Dolayısıyla, bu şekilde matrah artırımında bulunan mükellefler sayılan gelir unsurları itibarıyla vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmayacaklardır.
Örneğin, mükellefin yılında kira geliri elde etmiş olduğu halde, bu gelirini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakması ve mükellefiyet tesis ettirmemesi durumunda, yılı için gelir vergisi matrahını, sayılı Kanun hükümlerinden yararlanarak matrah artırımında bulunmak için başvuru süresi içinde ilgili vergi dairesine, sadece gayrimenkul sermaye iradı elde ettiğini belirterek başvuracaktır. Mükellefin ilgili yıl için belirlenen asgari matrahtan az olmamak üzere matrah beyan etmesi gerekmektedir. Ancak, mükellefin yılında kira gelirinin yanında beyan etmediği ücret, menkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve irat elde etmiş olması durumunda, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenen asgari matrahları esas alarak matrah artırımında bulunması durumunda ilgili yıl için vergi incelemesinden kurtulacaktır. Şayet yılı için sadece kira gelirini beyan ederse, diğer gelir unsurlarını dikkate almadan matrah artırımında bulunursa bu durum ileride vergi idaresince tespit edildiğinde, kira geliri dışındaki gelirleri için vergi incelemesinden kurtulamayacaktır.
Tasfiye hâlinde bulunan kurumların tasfiye dönemlerine ilişkin yıllar için matrah artırımında bulunmaları, tasfiye bitiş beyannamesinin verilmesi üzerine yapılacak incelemelere engel teşkil etmeyecektir. Bilindiği üzere tasfiye beyannamesinin verilmesiyle birlikte tasfiye memurları, işlemlerinin vergi kanunları yönünden incelenmesini bir dilekçe ile istemekte ve dilekçenin verilmesinden itibaren en geç üç ay içinde vergi incelemesine başlanmaktadır. İnceleme sonucunda ise vergi tarhiyatı önerilebilmektedir. Ancak, sayılı Kanuna göre matrah artırımı sonucu ödenen vergiler, tasfiye kârı üzerinden hesaplanan vergilerden mahsup edilebilir.
yılına ilişkin kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulması, sayılı Kanunun maddesinin yirmi yedinci fıkrası uyarınca hesaplanacak ek vergiye ilişkin inceleme ve tarhiyat yapılmasına engel teşkil etmeyecektir. Yine, sayılı Kanun kapsamında matrah artırımında bulunmuş olan mükelleflerin gelir veya kurumlar vergisine mahsuben yıl içinde ödemiş oldukları vergilerin nakten iadesiyle ilgili talepleri ile sınırlı olmak üzere inceleme ve tarhiyat yapılabilmektedir. Örneğin yılında tevkif suretiyle kesilen vergiler Mart-Nisan/ aylarında verilen gelir ve kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan gelir/kurumlar vergisinden mahsup edilmekte ve kalan tutarın mahsuben iadesinde inceleme söz konusu olmazken, nakten iade talebi halinde belirli limitlerin aşılması durumunda vergi incelemesi yapılması söz konusu olabilmektedir.
sayılı Kanuna göre vergi artırımından yararlanmak isteyen mükellefler nezdinde, artırımda bulundukları yıl veya yılların kapsadığı dönemler itibarıyla KDV yönünden vergi incelemesi ve tarhiyat yapılamaz. Ancak artırımda bulunulan yılları izleyen dönemlerde yapılacak vergi incelemelerine ilişkin olarak artırımda bulunulan dönemler için “Sonraki Dönemlere Devreden KDV” yönünden vergi incelemesi yapılabilir. Bu incelemelerde artırımda bulunulan dönemler için tarhiyat önerilemez ancak elde edilen bulgular artırımda bulunulmayan dönemlerdeki tarhiyatlar için kullanılabilir.
Artırımda bulunulan dönemler için iade hakkı doğuran işlemlerden ya da ihraç kaydıyla teslimlerden doğan iade ve terkin taleplerine ve sayılı Kanunun 9. maddesinin ikinci fıkrası kapsamındaki işlemlere veya müteselsil sorumluluk kapsamındaki işlemlere ilişkin olarak vergi incelemesi ve/veya tarhiyat yapılabilir. KDV Genel Uygulama Tebliği kapsamında haklarında özel esaslar uygulanan mükelleflerin genel esaslara geçme taleplerine yönelik inceleme yapılması mümkün olmakla birlikte, bu incelemeler sonucunda artırımda bulunulan yıllarla ilgili tarhiyat yapılamayacaktır.
Matrah ve vergi artırımından yararlanılması, matrah ve vergi artırımında bulunulan dönemler de dâhil olmak üzere, sayılı VUK’nun maddesinde yer alan kaçakçılık fiillerinin işlenip işlenmediğinin tespiti yönünden inceleme yapılmasına engel teşkil etmez. Yürütülen bu incelemeler sırasında söz konusu fiillerin işlendiğinin tespit edilirse, Cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulur. Ancak, bu incelemeler sonucunda matrah ve vergi artırımında bulunulan dönem ve vergiler için tarhiyat yapılamaz.
sayılı Kanunun 5. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan düzenleme uyarınca matrah ve vergi artırımında bulunan mükellefler bu vergileri, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödememeleri halinde artırım hükümlerinden yararlanma hakkını kaybederler. Bu durumdaki mükelleflerin incelenmeme koruması ortadan kalkmaktadır. Ayrıca Kanuna göre taksit ödeme süresince zamanaşımı süreleri işlemeyeceğinden defter ve belgeleri inceleme hakkı süresi de uzamaktadır. Bu nedenle taksit ödemelerini süresinde yapmak büyük önem taşımaktadır. Matrah artırımında bulunulmayan vergi türleri ve dönemleri için vergi incelemesi yapılabilir. Üçüncü kişilerle ilgili olarak karşıt incelemeler yapılması, mahkemelerce belli konulara bakılması veya bilirkişilerce ihtiyaç duyulması gibi nedenlerle defter ve belgeler her zaman incelenebilir (Mustafa Ak, Matrah Artırımı Hangi Durumlarda İşletmeleri Korumaz?, funduszeue.info, ).
Matrah ve vergi artırımı başta olmak üzere sayılı Yapılandırma Kanununda yer alan imkan ve kolaylıklar hakkında uygulamaya yönelik olarak bazı açıklamalar, Gelir İdaresi tarafından yayımlanan tarih ve /1 Seri funduszeue.info Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Sayılı Kanun İç Genelgesinde yapılmış bulunmaktadır. Söz konusu İç Genelgede; başvuruda bulunan mükelleflere ilişkin haciz işlemleri, emanetteki paralar ile cebren tahsil edilen paraların mahsubu, ilgili mevzuat gereği yapılan iadelere ilişkin tutarların mahsubu, borcun bulunmadığına dair belge talepleri, kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan amme alacakları, inceleme ve tarhiyat safhasında bulunan işlemler, tarhiyat öncesi uzlaşma talepli vergi inceleme raporları ile ilgili işlemler, haklarında sayılı Kanunun uncu maddesinin (b) ve (ç) fıkrasında yer alan fiillerden hareketle yapılan vergi incelemesi devam edenler ile diğer bazı hususlar hakkında açıklamalar yer almaktadır. Mükelleflerin sayılı Yapılandırma Kanununa ilişkin olarak her türlü ikincil mevzuat düzenlemeleri, rehber ve broşürlere Gelir İdaresinin internet sayfasında (funduszeue.info) yer alan sayılı Kanun mikro sitesinden ulaşılması mümkün bulunmaktadır.
Sonuç
sayılı Yapılandırma Kanunu ile vergi mükelleflerine getirilen imkanlar arasında en önemlileri kesinleşmiş vergi ve ceza borçlara büyük ödeme kolaylığı, işletme kayıtlarının düzeltilmesi ile matrah ve vergi artırımında bulunmak suretiyle ilgili yıllar ve vergi türleri için vergi incelemesinden ve vergi tarhiyatından kurtulmalarıdır. Matrah ve vergi artırımından sadece mevcut mükellefler değil, yılları arasında beyana tabi gelir elde etmesine rağmen mükellefiyet kaydı açtırmayan ve bu gelirlerini beyan etmeyen ücret geliri sahipleri, değer artış kazancı sahipleri, kira geliri elde edenler ile menkul sermaye iradı sahipleri de yararlanabilecektir.
Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri ile katma değer vergisi mükellefleri , , , ve takvim yılları için matrah ve vergi artırımından yararlanabileceklerdir. Aynı şekilde, gelir veya kurumlar vergisi tevkifatı yapmakla sorumlu olanlar da bu ödemelerine ilişkin olarak bu yıllarla ilgili vergi artırımında bulunabileceklerdir.
Beyanname vermekle birlikte zarar, indirim ve istisnalar nedeniyle matrah ve vergi beyan etmeyen ya da ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar da dâhil olmak üzere hiç beyanname vermemiş olan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri de matrah ve vergi artırımında bulunabileceklerdir. Matrah ve vergi artırımında bulunan mükellefler adına, hesaplanan vergilerin ödenmesi şartıyla, ilgili dönemler için vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmayacaktır.
sayılı Kanunun hükmünden yararlanılarak artırımda veya beyanda bulunan mükellefler hesaplanan veya artırılan tutarları, 30/6/ tarihine kadar peşin ödeyebilecekleri gibi talep etmeleri hâlinde ilk taksiti Haziran/ ayından başlamak üzere aylık dönemler halinde 12 eşit taksitte ödeyebilirler. Ancak ilk taksit vadesi olan 30/6/ tarihinin resmi tatile denk gelmesi sebebiyle bu kapsamdaki ödemeler 3/7/ tarihine kadar yapılabilecektir. İkinci taksit Temmuz ayının sonuna kadar, diğer taksitler ise izleyen ay sonlarına kadar ödenebilecektir. Bununla birlikte artırım sonucu hesaplanan vergilerin tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde peşin olarak ödenmesi hâlinde de, damga vergisi hariç bu vergilerden %10 indirim sağlanacaktır.
Matrah ve vergi artırımları üzerine tahakkuk eden vergilerin, taksitle ödenmesinin tercih edilmesi durumunda; birinci ve ikinci taksitlerin süresinde ve tam ödenmesi şartıyla, bir takvim yılında üçten fazla taksitin ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde yapılandırmanın ihlal olacağına yönelik düzenleme matrah ve vergi artırımı hükümlerine göre beyan edilen vergiler açısından geçerli olmayacak ve diğer taksitlerin son taksiti izleyen ayın sonuna kadar geç ödeme zammıyla birlikte ödenmesi halinde Kanun hükümlerinden yararlanılacaktır. Cumhurbaşkanının, başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerini bir aya kadar uzatma yetkisi bulunmaktadır.
Sonuç olarak, yılında uygulanan sayılı Yapılandırma Kanunundan bu yana çıkan düzenlemeler içerisinde belki de en kapsamlı düzenleme olan sayılı Yapılandırma Kanununun getirdiği imkan ve kolaylıklardan yararlanmak için vergi mükelleflerinin geçmişin risklerinden kurtularak geleceğe daha güvenle bakmaları imkan dahilindedir. Özellikle işletme kayıtlarını düzeltmek, yargıdaki vergi ihtilaflarından kurtulmak ve de matrah ve vergi artırımında bulunmak suretiyle vergi incelemesinden kurtulma imkanına kavuşmak mükellefler açısından çok ama çok önemli bir avantajdır. Mükelleflerin Yapılandırma Kanununa ilişkin her türlü soruları için Vergi İletişim Merkezini () aramaları, Gelir İdaresinin funduszeue.info adresinde yer alan mikro siteyi ziyaret etmeleri ve de yeni hizmete giren Dijital Vergi Asistanı (GİBİ) den yardım almaları mümkün bulunmaktadır.
Sayılı Yapılandırma Kanunu yazı dizimizin ÜÇÜNCÜ bölümünde görüşmek üzere…
KAYNAKÇA
"Bu yazıda yapılan açıklamalar, tamamıyla yazarına ait olup, hiçbir şekilde yazarın çalıştığı kurumunu bağlamaz, kurumunun görüşü olarak kullanılamaz ve değerlendirilemez."
NAZALI VERGI & HUKUK
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası