kaime hangi padişah / İtibar-ı Millî Bankası - Atatürk Ansiklopedisi

Kaime Hangi Padişah

kaime hangi padişah

kaynağı değiştir]

Akçenin ayar ve ağırlığını düşürülmesidir. Hükûmetin kararıyla yapılan sikke tağşîşi, sikke tecdidinin bir kısmıdır. Bazen darphanelerin emirsiz ve izinsiz olarak da sikke tağşişine gittikleri ve paraların ağırlıklarından çaldıkları görülürdü. Bu yüzden padişahın emriyle pek çok darphane kapatılırdı.

Sikke tashihi[değiştir kaynağı değiştir]

Osmanlı Padişahı II. Bayezidtarafından, senesinde Ankara'da bastırılan akçe. Ön tarafında, "Sultan Beyazıd bin Mehmed Han", arka kısmında ise, "azze nasrühü duribe ANKARA SENE " yazmaktadır.

Osmanlılara mahsup olan bu para biriminin ilki, doksan ayar gümüşten olup, altı kırat 1, gram ağırlığındaydı. Zamanla düşük ayarda ve değişik ağırlıklarda akçeler bastırılmıştır. Umumi olarak bir yüzünde ülkenin inanç sistemini anmak maksadı ile Kelime-i Şahadet ve İslamiyet'in Dört Halifesinin isimleri, arka yüzünde ise dönemin padişahının ismi yer almaktaydı (para üzerinde Osmanlı İmparatorluğu'nun bunalımlı bir devrine tekabülen (Fetret Devri) Timur Han'ın ismi de yer almış, daha sonraları ise Timur'un ismi para üzerinden kaldırılmıştır).

Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarında Selçuklular veya diğer devletler tarafından bastırılan çeşitli paralar kullanılıyordu. Ünlü Nümizmat İbrahim Artuk tarafından yılında bir çalışma sonrası, İlk Osmanlı sikkesini Osman Gazi'nin bastırmış olduğu tespit edildi. şuan İstanbul Arkeoloji müzesinde sergilenmektedir. Bu gümüş para, 15&#;mm. çapında ve gr. ağırlığındadır. Basıldığı yer ve tarih belli olmayan bu paranın yüzünde "Darebe Osman Bin Ertuğru Bin Gündüzalp" ibaresi yer almaktadır. Daha sonra bir diğer Osmanlı akçesini ise ikinci Osmanlı padişahı Orhan Gazi tarafından bastırılmıştır. Bu akçe (H. ) tarihinde Bursa'da bastırılmıştır. Basılan akçenin bir tarafında Kelime-i Şehadet ile etrafında İslamiyet'in Dört Halifesinin isimleri, diğer tarafında ise Orhan bin Osman ve basıldığı yeri gösteren Bursa ismi, altında ise Orhan Gazi'nin beyliğe geçişinin üçüncü senesini işaret eden siyakat rakamı ile üç sayısı ve kenarlarında da paranın basıldığı yıl ile Osmanlıların mensub oldukları Kayı boyunun damgası yer almaktaydı. Orhan Gazi zamanında, tarihsiz ve üzerindeki yazılar geometrik motiflerden müteşekkil bir çerçeve içine alınmış İlhanlı paralarına benzer paralarda basılmıştır. Bu paralar çerçevisiz olup üzerinde, Orhan halledallahü mülkehu ibaresi bulunmaktaydı. Basıldığı yer ve tarih belli olmayan bu akçelerin Orhan Gazi'nin beyliğin idaresini ele aldığı ilk senelere ait olduğu tahmin edilmektedir.

Orhan Gazi'den sonra padişah olan I. Murad zamanında gümüş akçeler bastırıldığı gibi, üzerlerinde basılış yeri bulunmayan pul, fels ve mangır özelliğinde bakır paralarda basıldı. I. Bayezid zamanında basılan gümüş ve bakır paralar üzerinde darb yeri olmamasına rağmen tarih mevcuttu. Basılan bu gümüş paraların ayarı %90'dı. I. Bayezid zamanında devletin altın parası bulunmaması sebebiyle, Venediklilerinaltın dukası kullanılıyordu. Bir Venedik dukası, kırk akçe değerindeydi. Fetret devrindeMusa Çelebi, Edirne'de kendi adına para bastırmıştır. I. Bayezid'in büyük oğlu Süleyman Çelebi de kendi adına bastırdığı paranın üzerine tuğra koydurmuştur. I. Mehmed zamanında Amasya, Ayaslug (Selçuk), Bursa, Edirne ve Serez şehirlerinde basılmış akçeler vardı.

Timur’un Osmanlılar üzerinde hâkimiyet kurmasından sonra, I. Mehmed (H. )’da Bursa’da bastırdığı paralara kendi adıyla birlikte Timur'un da adını bastırmış ve hâkimiyetini tanımıştı. Vezin ve ayar yönünden diğer Osmanlı paralarıyla aynı olan bu paranın bir yüzünde Kelime-i Şahadet, Duribe Bursa ”, diğer yüzünde ise; “Demûr (Tîmûr) Han Gürgân, Muhammed ibni Bâyezîd Hân halledallahü mülkehû” yazılıydı. On sene sonra Osmanlı birliğini yeniden kurup, istiklâlini kazanınca paralardan Timur’un ismini kaldırdı. I. Mehmed’in zamanına kadar Osmanlı paralarında hiçbir lakab ve ünvân yazılmadığı hâlde o, ilk defa “Sultan” ve “Han” ünvânlarını kullandı. Bastırdığı akçelerin üzerine “Sultân ibni Sultân Muhammed ibni Bâyezîd Han” İbaresini yazdırdı. Ayrıca “Halledallahü mülkehû” ibaresini kaldırıp, son Osmanlı paralarına kadar devam eden “Azze nasruhü” ibaresini yerleştirdi.

II. Murad zamanında da Edirne, Bursa, Ayaslug, Bolu, Engüriye (Ankara), Karahisar, Serez, Tire ve Amasya şehirlerinde akçe bastırıldı. Bursa’da bastırılan ve mangır adı verilen paranın üzerinde ikinci Murâd Han’ın isminin altında Osmanlıların Kayı boyundan geldiğini gösteren bir damga vardı. Bu damga sadece Bursa ve Edirne’de basılan paralar üzerinde idi.

II. Mehmeddöneminden itibaren Osmanlı akçesi’nin küsuratı olarak basılan bakır para birimi mangır. Resimde I. Süleymandöneminden bir mangır görülmektedir.

II. Murad’ın sağlığında pâdişâh olan II. Mehmed (Fatih) tarafından bastırılan akçenin ölçüsü 6 kırattan 5,25 kırata indirildi. II. Murad, ikinci defa tahta geçmek mecburiyetinde kalınca kendi adına dirhem gümüşten ,5 akçe kestirdi. II. Mehmed babasının vefâtından sonra (H. )’de tekrar Osmanlı pâdişâhı olunca, babası zamanında basılan akçeleri tedavülden kaldırarak; Edirne, Ayaslug, Bursa, Serez, İstanbul, Üsküp, Amasya, Tire ve Novar gibi şehirlerde 5,25 kırat ağırlığında yeni akçeler kestirdi: (H. )’de 4,75 kırat, (H. )’de 4,25 kırat, (H. )’da ise 3,25 kırat ağırlığında akçeler bastırdı. Bütün bu akçelerin ayarı&#;% 90 idi. İstanbul ve Novar’da on akçelik paralar bastırdı. Bu akçelerin ön yüzünde “Sultân’ül-Berreyn ve Hâkân-ül-Bahreyn es-Sultân İbn-is-Sultân” ibaresi, diğer yüzünde ise “Muhammed ibni Murâd Han halledallahü mülkehû duribe fî Kostantiniyye sene ” yazılıydı. Ayrıca II. Mehmed zamanına kadar hiç altın para basılmamıştı, (H. )’de sultanî adı verilen altın paralar bastırıldı. Basılan ilk altın paranın bir adedi 3, gram ağırlığında olup, 23,5 ayar idi. II. Mehmed zamanında, Osmanlı akçesi’nin küsuratı olarak mangır veya pul denilen bakır paralar da basılmıştı. Bir dirhem bakırdan bir mangır kesilerek sekizi bir akçe kabul ediliyordu. Bu mangırlardan yarım dirhem ağırlığında olanlara yarım mangır; rub’iye (1/4) dirhem ağırlığında olanlara cırık mangır deniliyordu. II. Mehmed’in ölümünden sonra oğlu Cem Sultan, (H. )’da Bursa’ya girdiği zaman, 18 günlük hâkimiyeti sırasında kendi adına para bastırdı. II. Bayezid zamanında, babasının zamânındakilerden daha noksan olarak 4 kırat, hattâ 3,5 kırat ağırlığında akçeler bastırıldı. Bu zamana kadar akçelerin ayarı 90 olduğu hâlde, onun zamanında 85 ayara düşürüldü. Bu paralar; İstanbul, Amasya, Bursa, Edirne, Gelibolu, Kratova, Kastamonu, Konya, Novar, Serez, Tire, Trabzon ve Üsküp’de bastırıldı. II. Bayezid zamanında çıkarılan bir emirle has altının miskalinin 57 akçe, sultânı ve frengi florisinin 47 akçe, eşrefi (Mısır altını) ve engürüsün (Macar parası) ise 45 akçe üzerinden muamele görmesi kararlaştırıldı. Saltanatının son senelerine doğru ise, akçenin değeri düşürülüp, bir altını 60 akçe değerinde muamele gördürüldü. Aynı devirde on akçelikler de bastırıldı.

I. Selim zamanında da İstanbul, Amasya, Edirne, Amid, Bursa, Cezire, Dımaşk, Harput, Mardin, Musul, Mısır, Urfa, Serez, Siirt ve Tire’de para bastırıldı. I. Selim’in bastırdığı akçelerin en ağırı 3,5 kırat olup, bir dirhem gümüş 4,5 akçe ve bir altın da 13 akçe değerinde idi. I. Selim, Mısır’da altın ve gümüş paralardan başka bakır paralar da bastırdı. I. Selim’in, Mısır’da bastırdığı paralar üzerinde sadece Sultan ünvânı olup, bu paralara sultanî veya eşrefi adı verilirdi. Böylece Osmanlı altınları da eşrefi, şerifi adlarıyla anılmaya başlandı.

I. Süleyman (Kanuni) zamanında, I. Selim zamanındaki yerlere ilâveten Bağdâd, Belgrad, Canca, Cezayir, Haleb, Koçaniye, Maraş, Modova, Rûha (Urfa), Serborniçe, Siroz, Trablus, Zebit gibi yerlerde para basıldı. Bu devirde basılan akçeler 3,75, 3,50, 2,75, 2,50 kırata kadar düştü. Sonunda yüz dirhem gümüşten beş yüz akçe kesilerek değişmez bir hâle sokuldu. II. Selim zamanında ilk önce 85 ayarında dirhem gümüşten akçe kesildi. Daha sonra gümüşün ayarı giderek düşürüldü. Her tarafta basılan akçelerin resim ve nakışları aynen korunmuş olup, ölçüleri eksiltilmiştir. Bu devirde hemen hemen evvelkilerin aynı veya iki-üç habbe eksik ağırlıkta altın paralar da bastırıldı. Ayrıca Mısır’da Medîni adlı bir altın para da bastırıldı. Bir Sultanî altını, 41 Medînî altını değerindeydi. II. Selim zamanında ticâretle uğraşan bâzı yahûdîler, akçeleri kırparak paraların bozulmasına sebep oldular. Sonuçta Sokollu Mehmed Paşa, bunun, önüne geçmek için, bâzı tedbirler aldı. Aynı devirde Selîmî adıyla yeni paralar basıldı. II. Selim zamanında bir altın, 60 akçe ve beş akçe bir dirhem gümüş değerindeydi. Altınların ayarı ise, milim hesabı ile binde idi.

II. Murad tarafından H senesinde bastırılan akçenin ön tarafı.

III. Murad zamanında hat ve nakışları II. Selim zamanındakilerin aynısı olmakla birlikte, ağırlığı daha düşük akçeler bastırıldı. Para düzenindeki ve ekonomik durumdaki bozulmalar sebebiyle daha önce yüz dirhem gümüşten akçe basılırken akçe kesildi. Böylece bir akçe, 3 veya 2,5 kırata kadar düştü ve bir dirhem gümüş, sekiz-on akçe karşılığı muamele gördü. III. Murad’tan îtibâren mağşuş akçelerin ortaya çıkması, devletin para sisteminde değer ölçüsü olan akçenin kıymetini iyice kararsız hâle getirdi. Hattâ yüz dirhemden züyuf akçe kesildi. Bir dirhem gümüş 12 akçe, bir altın akçe, 45 akçe olan kuruş 80 akçeye çıktı. Bu devirde Haleb ve Bağdat’da ilk defa olarak tuğralı dirhemler basıldı. Paranın değerinin kararsız hâle gelmesi sebebiyle daha sonra bâzı tedbirler alınıp, bir dirhem gümüşten 8 akçe kesilmesi kararlaştırıldı. Bu akçeler ilk çıkan akçelerin yarısı kadardı.

III. Mehmed zamanında bir dirhem gümüşten 8 akçe kesilmesine devam edildi. Bozuk ve züyuf akçeler toplatılıp, akçe değeri yükseltildi. Bu sayede bir altın, akçe değerinden muamele görürken akçe değerinden muamele görmeye başladı. (H. )’da para sisteminde yapılan bazı düzenlemelerle bir altın akçeye indirildi. Bu devirde altın paraların ağırlık ve ayarında bir değişiklik olmadığı gibi, resim ve nakışlarına da dokunulmadı.

I. Ahmed zamanında 1,5 kırat ağırlığında ve ayarı 80 olan akçeler bastırıldı. I. Mustafa zamanında Amid, Haleb ve Mısır’da para basıldı. II. Osman (Genç Osman) zamanında da çeşitli yerlerde para bastırıldı. Bu zamanda basılan akçenin ağırlığı 1,5 kırat olup ayarı 80 idi. I. Mustafa’nın tahttan indirilip yerine II. Osman’ın getirildiği sırada eksik ve ayarı düşük züyuf paralar çoğaldığından akçenin değeri düşmüştü. II. Osman’ın cülûsunu müteâkib basılı paraların ıslâhına ihtiyaç duyulduğundan, eksik ölçülü ve düşük ayarlı paralar toplatılıp, yeni 1,5 kıratlık akçeler bastırıldı. Hatta büyük alışverişlerde kolaylık olmak üzere mevcut akçelerin on adedine müsavi olarak bir dirhem ağırlığında onluk Osmânî paralar bastırıldı.

I. Mustafa’nın ikinci defa tahta geçmesinden sonra II. Osman’ın bastırdığı onluklar, ağırlığı eksik olarak bastırıldı. Bu sırada bir altın akçeye yükseldi.

IV. Murad zamanında İstanbul, Bağdat, Bursa, Mısır, San’a, Trablus ve Yenişehir gibi yerlerde çeşitli paralar basıldı. Bu devirde basılan akçelerin ağırlığı 1,25 kırat, ayarları 75 idi. Yine İstanbul’da basılan altınlar da öncekilerden bir kırat eksik idi. IV. Murad zamanında zuhur eden harpler ve dört defa cülus bahşişi ödenmesi yüzünden akçenin değeri kalmadığı için, altın akçe değerinden muamele gördü. Buna bir çare olmak üzere, sadrazamMerzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın tedbir ve teşebbüsüyle beş kırattan biraz daha ağır olan gerçek ayarlı para isimli yeni bir sikke kestirildi. Böylece altının değerinin , kuruşun da 80 akçeye düşürülmesi sağlandı. Bu devirde akçenin ağırlığı 1,5 kırat ve on tanesi bir dirhem itibar olunan yeni kesilen paranın ağırlığı ise İki akçeye eşit şekilde ayarlandı. Sultan İbrahim zamanında da çeşitli merkezlerde para bastırıldı. Ayarı iyi olan 1,5 veya 2 kırat noksan altın paralar bastırıldı. Bu devirden itibaren paraların üzerine basılan tuğralarda “El-Muzaffer dâimâ” ibaresi konulmaya başlandı. Bu devirde basılan akçeler, züyûf ve mağşuş olduğu için, kuruş , altın akçeye çıktı. Bu yüzden piyasada büyük sıkıntılar meydana geldi. Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından basılı paraların yeniden ıslahı için bazı tedbirler alındı. 1,25 kırat ağırlığında akçe, bir dirhem ağırlığında onluk ve yarım dirhem ağırlığında 5 akçelik ve para denilen üç akçelik sikkeler basılmak suretiyle kuruş 80, altın akçeye indi. Esedî denilen yabancı kuruşlar 60 akçeye, daha önce 4 akçeye geçen Mısır parası da 2 akçeye düşürüldü.

Akçe'nin yerine kullanılan ve ilk kez yılında Osmanlı padişahı II. Süleyman tarafından bastırılan kuruş saltanat döneminin sonuna kadar kullanılmıştır.

IV. Mehmed devrinde de İstanbul, Cezayir, Haleb, Mısır, Trablusgarb ve Tunus gibi şehirlerde paralar bastırıldı. Bu devirde de mâlî sıkıntılar devam ettiği için kuruş , esedî akçeye yükseltildi. Piyasadaki mevcûd paralar bâzı kişilerce kırpılarak eksiltildi. Bu paralar esnaf ve sarraflar tarafından tartılarak alınmaya başlandı. Sadrâzam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, kuruşu akçe, esedîyi , parayı 3 akçe değerlerinde sabit tutup diğer kızıl ve kırpık paraları tedavülden kaldırdı. Akçelerin ağırlığı bir kırata ve ayarı da yüzde 50’ye düşürüldü. II. Süleyman zamanında da mâlî sıkıntıların giderilmesi için bâzı tedbirlerin alınması düşünüldü. Piyasada İbrâhim Çelebi diye anılan ayarı düşük yaldız altını vardı. Bunlar arasında ayarı yüksek olanlar da görüldü. Ayarı yüksek olanlara çift; düşüklere ise tek damga vuruldu. Damgasız paraların geçerli olmayacağı îlân edildi. (H. )’da Osmanlı para sistemindeki akçe birimi kaldırılıp paralar, kuruş usûlüne göre basıldı. Bu târihten sonra akçe adıyla para basılmayıp, sadece hesaplarda kullanılan bir birim hâline geldi. Bu kuruşun küsuratı olarak da mangır denilen bakır para bastırıldı. İki mangır bir akçeye geçmek üzere, bir kıyye hâlis bakırdan mangır para basıldı.

Bu devirde büyük para olarak altın para da bastırıldı. Kuruş , şerîfî altını , yaldız altını da akçe değer üzerinden muamele gördü. Daha sonra harp hâlinin zuhur etmesi sebebiyle savaş masraflarını karşılamak için kuruş , şerîfî altın , yaldız altını ve paranın da 4 akçe değerinde muamele görmesi emredildi.

II. Ahmed, (H. )’de pâdişâh olunca, İstanbul, Hanca, Mısır gibi yerlerde para bastırdı. Bu sırada mangır denilen bakır paralar geçmez oldu ve piyasadan kaldırıldı. Bu sene içinde esedî , altın , frengi altını mangıra çıktı. Yine altın ve kuruşa yeni değer konuldu.

II. Ahmed zamanında basılan kuruş ve altınların ağırlığı ve ayarı, kardeşi II. Süleyman zamanında basılanlar ile aynıydı.

II. Mustafa, (H. )’da pâdişâh olunca İstanbul, Edirne, Erzurum, İzmir, Mısır, Trablusgarb gibi yerlerde para bastırdı. (H. )’de sefer masraflarının çokluğu ve sefer müddetinin uzaması sebebiyle, o zamana kadar 3 akçeye geçen paranın 4 akçeye geçmesi kararlaştırıldı. Ayrıca piyasadaki yabancı devlet paralarını ortadan kaldırmak için yabancı kuruş ve zoltalar toplatılıp üzerlerindeki latin harf ve ibareler silinerek, bir yüzlerine “Sultân-ül-Berreyn” ve diğer yüzüne de kesim yeri ve târihi yazıldı. III. Ahmed zamanında da İstanbul’da 70, Mısır’da 60 ayarında ve ağırlığı eksik gümüş paralar bastırıldı. Bâzıları bu farklı durumdan istifâde ederek Mısır parasıyla İstanbul parasını değiştirmeye başladılar. Bunun üzerine hükûmet, halkın elinde bulunan paraları toplattı. (H. )’de Cedîd Zer-i İstanbul adlı para basıldı. Bunların yüz tanesi dirhem olup, kenarı zincirli ve dâiresinin etrafı nakışlı idi. Bir yüzüne tuğra, diğer yüzüne de “Duribe fî İslâmbol” yazılı idi. Üç kuruşa denk gelen bu paralar, Mısır’da funduk diye anıldı. III. Ahmed zamanında İstanbul ve Mısır”‘da basılan tuğralı eşrefî altınları, II. Mustafa devrindeki altınlara benzemekteydi.

Ayrıca bu devirde II. Mustafa devrinde iki altınlık eşrefî altınlarına ilâveten üçlük, dörtlük, beşlik, onluk altınlar da basıldı. (H. )’de Tebriz, Tiflis ve Revan gibi şehirlerde darbhaneler açılarak para basıldı. I. Mahmud tarafından çeşitli merkezlerde ayarında cedîd İstanbulî veya funduk ve ayarında zer-i mahbub denilen şekil ve ağırlıkları eskileriyle aynı olan altın paraların yanında cedîd İstanbulî altınlarının yarısı olan nufîye ve 1, 5, 2, 3 ve 5 altınlık sikkeler de basılmıştır.

III. Osman devrinde, I. Mahmud’un zamanındaki gibi paralar basıldı. Üzerinde İstanbul, Cezâyir, Mısır vs. şehir adları bulunan bu paralardan büyük beşibirlikler çıkarıldı. III. Mustafa devrinde basılan altın ve gümüş paralar ayrı bir hususiyet taşır. Bu paralarda basıldığı seneler yazılıdır. Ayrıca (H. )’de bu paraların üzerinden Kostantiniyye ibaresi kaldırılıp islâmbol yazıldı. (H. ) senesinde altın piyasadan çekilince, fiyatlarda bir yükselme görüldü. Altınların piyasaya çıkarılması gayesi ile diğer paralara zam yapıldı. Böylece daha önce para değerinden muamele gören zer-i mahbub paraya, para kıymetindeki zer-i funduk paraya yükseltildi. Yine bu devirde ilk olarak 60 para değerinde çifte zolta basıldı. I. Abdülhamid zamanında da üzerinde; İslâmbol, Dâr-üs-saltanat el-âliyye, Cezâyir, Mısır, Trablusgarb, Tunus gibi yer adları bulunan altın paralar basıldı. Bu devirde 9 dirhem ağırlığında 60'lık yâni çifte zolta ve 30 paralık tek zolta, bir kuruşluk, ikilikler (çifte kuruş) 20, 10 ve 1 paralık sikkeler, ayrıca 36&#;mm. çapında büyük bakır paralar basıldı.

III. Selim devrinde de belli merkezlerde çeşitli paralar basıldı. IV. Mustafa'nın kısa süren saltanatı sırasında İstanbul, Cezâyir ve Mısır gibi yerlerde ayarları düşük ve ağırlıkları eksik olan çeşitli paralar basıldı. II. Mahmud devrinde de üzerlerinde; tekrar Kostantiniyye, Dâr-ül-hilâfet-ül-âliyye, Dâr-ül-hilâfet-is-sâniye, Edirne, Bağdat, Cezayir, Mısır, Trablusgarb, Tunus gibi yer adları bulunan paralar bastırıldı. (H. )’de piyasada altının kıymeti diğer paralara göre biraz arttığı için, darbhânede altın eski fiyattan muamele görünce, devlet zarara uğradı. Bu sebeple, mevcut paralara yeni kıymetler konuldu. Ayrıca altın fiyatları çeşitli rayiçlere göre değerlendi. II. Mahmud’un cülûsunun on, yedinci senesinde 60 paralık yeni sikkeler bastırıldı. (H. )’da para kıymetinde 6'lık yâni 6 kuruş ve kısımları çıkarıldı.

I. Abdülmecid zamanında da çeşitli merkezlerde sikke kesildi. Bu pâdişâh zamanında para sisteminde ıslâhat yapılıp, altında, İngilizlerin 22 ayarı esas kabul edildi. Sikke ayarlarında yeni değişiklikler yapıldı ve ilk defa kâğıt para çıkarıldı ise de sonra vazgeçildi. (H. )’da kuruşluk yeni bir liralıklar basıldı. (H. )’da on kuruş kıymetindeki mecidiye ve 5 kuruş kıymetinde yarım mecidiye bastırıldı. (H. )’de 1 kuruş, (H. )’de gümüş 20 paralık basılarak piyasaya çıkarıldı ve 50 kuruş kıymetinde yarım liralıklar bastırıldı. (H. )’de ikinci defa kâğıt para çıkarıldı. İlk zamanlar 50 kuruşluklardan küçük altın para bastırılmamaya karar verildiyse de, (H. )’de 25 kuruşluk çeyrek altın liralar basıldı. (H. )’de kuruşluklar (beşibirlik) ile kuruşluklar yani 2,5’luk altın basıldı. Ayrıca bakırdan 40, 20, 10, 5 paralıklar çıkarıldı. Sultan Abdülaziz zamanında çeşitli merkezlerde , 'lik , 50, 25 kuruşluk altın, ayrıca gümüş paralar basılırken, (H. ) senesinde Osmanlı târihinde üçüncü defa kâğıt paralar bastırıldı. Ayrıca kâime denilen 10, 20, 50 ve kuruşluk paralar bastırıldı. Bu durum kâğıt paranın büyük ölçüde değer kaybetmesine sebep oldu. Altın fiyatları yükseldi. Bir müddet sonra kâğıt para kullanımından vazgeçildi. Para istikrarının temini için İngiltere’den 8 milyon sterlin borç alındı.

V. Murad’ın kısa süren saltanatı döneminde de çeşitli merkezlerde para bastırıldı. İstanbul’da basılan altınlarda tuğranın biraz yukarısında ayyıldız, Mısır’da basılan altınların tuğrasının yanında ise bir çiçek dalı vardı. Onun zamanında , 50, 25 kuruşluk altın paralar bastırıldı. Aynı zamanda 20, 5 ve 1 kuruşluk gümüş paralar da bastırıldı.

II. Abdülhamid devrinde de, mecidiye, 10, 5, 2, 1 kuruşluk ve 20'lik basıldı. (H. )’de Osmanlı Bankası hesabına dördüncü defa kâğıt para bastırıldı. (H. ) senesinden sonra ise, mecidiye bastırılmadı. 22 ayarda , , , 50 ve 25'lik altın paralar bastırıldı. Ayrıca , , , 50, 25 ve 12,5’luk ziynet altınları çıkarıldı. (H. ) senesinde, terkibinde&#;% 10 gümüş ve bakırla karışık 10 ve 5 paralık ile halk arasında metelik denilen karışık paralar basıldı.

V. Mehmed (Reşad) zamanında İstanbul, Bursa, Edirne, Kosova, Manastır, Selanik gibi şehirlerde çeşitli paralar basıldı. Osmanlı parasının ıslâhı için bâzı çalışmalar yapıldı (H. 26 Mart ) târihinde Tevhid-i Meskukat Kanunu çıkarıldı. Bu kanuna göre bütün paraların temel ölçüsünün altın olması ve para biriminin kuruş olması kararlaştırıldı. Para birimi olan ve altın makamına geçen ve 40 para îtibâr olunan kâime denilen nikel kuruşlar basıldı. Kuruşun parçaları olan 20, 10 ve 5 paralıklar nikelden; 2, 5, 10 ve 20 kuruşluk paralar gümüşten; 25, 50, , kuruşluk paralar altından bastırıldı. Bu devirde basılan gümüş paralar üzerine de, altın paralar üzerinde olduğu gibi pâdişâhın tuğrasının sağ tarafında cülûsunun yedinci senesine kadar Reşad ve ondan sonrakilerde El-Gâzî unvanı vardı. Bu devirde 10, 40, 5 para olmak üzere nikel meskukât bastırıldı.

VI. Mehmed (Vahideddîn) zamanında 22 ayar altından, V. Mehmed devrinde basılan paralara benzeyen, tuğranın sağ tarafında herhangi bir yazı veya çiçek bulunmayan paralar basıldı. Bu uygulama, gümüş paralar için de aynı idi. Bu devirde , , 50, 25 kuruşluk altın paralar basıldı. , , , 50, 25 ve 12,5’luk ziynet altınları; ayrıca yine bu devirde 20, 10, 5, 2 kuruşluklar da basıldı.&#;% 75 bakır ve&#;% 25 nikel karışımından 40 paralıklar basıldı. Osmanlı Devleti zamanında basılan altın ve gümüş paralar, cumhuriyet döneminde bir müddet yeni çıkan paralarla birlikte kullanıldı. Altın paralar ise, halen tedavülde bulunmaktadır.

Deyimler ve tâbirler[değiştir kaynağı değiştir]

İlk sikkesi gümüşten îmâl edildiği için Ak (beyaz, temiz, parlak) para mânâsında akçe denilmiştir. Ak akçe kara gün içindir atasözü de bu paranın beyaz gümüşten îmâl edildiğini ifade ettiği gibi, geçerliliğini de belirtmektedir. İlk zamanlar gümüş para mânâsında kullanılan akçe, on beşinci yüzyıldan sonra umûmî mânâda Osmanlı parası karşılığı olarak kullanılmıştır. Osmanlı para biriminde olan Akçe-i Osmânî adıyla kullanıldığı gibi, padişahların zamanlarına göre değişik isimler almıştır.

On beşinci asırdan itibaren para manasında kullanılan akçeye; Lala Yürgüç akçesi, Avarız akçesi, Geçer akçe, Kalp akçe gibi çeşitli adlar verilmiştir. Ayrıca değer düşüşü neticesinde; Züyuf akçe, Kırpık akçe, Kızıl akçe, Çil akçe adlarını da almıştır. Çürük akçe deyimi ile kullanılan para ise bakır sikkeyi ifade etmektedir.

Tarihi[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası