şemsül marifet ül kübra / Şems'ül Maarif'ül Kübra İmam Ahmet Bin Ali El Buni 4 Cilt Esma Yayınları Fiyatı - Trendyol

Şemsül Marifet Ül Kübra

şemsül marifet ül kübra

Şems'ül Maarif'ül Kübra (1-4)

Bismillahirrahmanirrahim
Elhümdü Lillahi Rabbi'âlemin. Vesselâtü vesselâmü ala Seyyidina Muhammedin Hâtemil-Enbiyâ il vel Mürselin ve ala âlihi ve sahbihi-ecmaîn.
Hamd, Âlemlerin rabbi olan Allah'a... Salât ve selâm, Peygamberlerin Sonuncusu olan Efendimiz Muhammed (S.A.V.)'e ve O'nun aile efradı ile bütün ashabına... Ve bütün ona tabi olanlara olsun.
Göklerde, yerde ve her ikisinin arasında toprağın altında bulunanların hepsi Allah'ındır. Ne kadar kapalı olursa olsun Allandan hiç bir şey gizli kalmaz.
Sözü açık ta söylesen, gizli de söylesen muhakkak ki o gizliyi de aşikârı da iyi bilendir.
Mahlukatm (Yaratılmışların en şereflisi olan insanoğlunun Allah'a halis kul olması için O'nun emirlerini yerine getirmesi ve yasaklarından kaçmamasıyla olur.
İnsan'a düşen görev; dünya hayatının tanzimi için gönderilmiş olan hidayet rehberi, kurtuluş reçetesi iktibâi Kur'ana Kıyamete kadar da bütün insanlığın hayatını tanzim edecek tek uymamız ve yüce önder sevgili peygamber efendimiz nasıl yaşamış ve bizlere nasıl göstermiş ise öyle yaşamamız gerekmektedir. İlahi nizam Kur'an-ı Kerim dir. Peygamberin sünnetidir. Bu hiçbir zaman da değişmeyecektir.
Bütün insanlık, hayatı boyunca bütün hareket ve davranışlarını Kur'an ve Sünneti Rasülullahtan almalıdır. Nitekim ihlâsla inanan bir mümin inandım ve teslim oldum dediği zaman Ya Rab! Senden başka ilâh senden başka (Kanun koyucu) yoktur. Bütün hayatı, kâinatı sen tanzim edersin sevgili resulün Muhammed (S.A.V.) senin elçin ve bütün insanlığın önderidir, demiş olmaktadır.
Müslüman; yaşamı boyunca hayat düsturunu Kur'an ve Sünnetten almalıdır. Ey Mümin! Yaşamın boyunca Allah'ın son Peygamberi olan Hz. Muhammed (S.A.V.)'e uymalısın, onu rehber edinmelisin. Allah Resulü vefat etmeden önce şöyle buyuruyor: "Ben size iki şey bırakıyorum, Ona uyar ona tâbi olursanız kurtuluşa erer seniz. O'na tâbi olmazsanız delalete düşersiniz. İşte bu emanetin biri Allah'ın Kitabı Kur'andır. Diğeri ise benim sünnetimdir."

Dil:Türkçe
ISBN:3000307100219
Boyutları:0,0 cm
Basım Tarihi:İstanbul /
Konu:Türkçe Kitap - İslam - Diğer

Bu ürün hakkında henüz yorum yapılmadı.

Bu kitap hakkında bir yorum yazmak için, üye girişi üzerinden giriş yapmanız gereklidir.

ŞEMS'ÜL -MAARİF'ÜL -KÜBRA - 4.cilt - 1 ci. Bölüm

Sovyetler Birliğinin dağılışıyla, 1991’de bağımsızlığını elde eden cumhuriyetlerde tarih çalışmaları önem kazanmış, yeni eserler ortaya konmaya başlanmış ve okul müfredatı da yeni bilgiler ve ihtiyaçlara göre yeniden düzenlenmiştir. Tarih çalışmaları Sovyet döneminde yapılan kapsamlı araştırmaların mirasıyla başlamış, fakat yasaklı konuların da bağımsızlık sonrasında araştırma kapsamına girmesiyle zenginleşmiştir. Ayrıca yeni cumhuriyetlerin artık ulus-devlet inşa etme misyonuyla hareket etmeleri yaklaşımlarda ve araştırılan konularda köklü değişiklikler yaratmıştır. Bağımsızlığını kazanan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan’da son yirmi yıldaki tarihyazımına bakıldığında, pek çok alanda Sovyet dönemininden bir kopuş olduğu görülmekle birlikte, memleket tarihçiliği (teritoryal tarih) anlayışının korunduğu görülmektedir. Bu da her bir ülkede ortak konulardan ziyade farklaşmaya dayalı bir tarihyazımı doğurmaktadır. Bu durum bağımsız bir ulus-devlet kurma ve buna uygun vatandaşlık duygusu geliştirme ihtiyacıyla örtüşmektedir. Bu çalışmada Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar geniş bir coğrafyada hüküm sürmüş olan ve bütün bağımsız Türk cumhuriyetlerini etkilemiş olan Selçuklulara yeni bağımsızlığını kazanmış beş cumhuriyette nasıl bakıldığı ele alınacaktır. Memleket tarihçiliği yapılırken, ülke topraklarında hüküm sürmüş her yönetim, yaşamış her halk söz konusu ülkenin tarihinin parçası kabul edilir. Selçuklular da bağımsız altı cumhuriyetin tamamında kısmen ya da tamamen egemenlik kurmuşlardır. Bu nedenle Selçukluların memleket tarihçiliğinde yer bulup bulamadıkları, Selçuklulara içeriden veya dışarıdan bir güç olarak nasıl bakıldığı bu çalışmanın temel soruları arasındadır. Bu çalışmada resmi tarih yaklaşımının en doğrudan sergilendiği mecra olan tarih ders kitaplarından yararlanılacak ve Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ile Özbekistan’daki ders kitaplarının Selçuklularla ilgili bölümleri incelenecektir.

Şemsül Maarifül El Kübra - 4 Cilt Kod 32

Şemsül Maarifül El Kübra - 4 Cilt Kod 32 Kısa Özet

Bismillahirrahmanirrahim
Muhterem okuyucularım!
“Şems-ül Maarif” bu tarihden yaklaşık 800 yıl önce 622 de vefat eden, büyük din alimi ve İslam mutasavvıfı İmam Ahmed bin Ali el Buni tarafından yazılmış büyük bir bilgi hâzinesidir. Buna hazine değil, daha ziyade “Define” demek daha doğru olur.
Çünkü Kur’an-ı Kerimdeki ayetlerin meallerine dayanılarak hazırlanan kitap, Hak Teala’nın sonsuz bilgi kaynağı ile bildirilen ayetlerdeki manaları tamamı tamamına anlamaya hiç bir dilin kelimeleri yeteril değildir. Yazar Ahmed El Buni tasavvufi bilgi ve düşüncelerini de katarak, çözmeye çalıştığı ayetlerin manalarını elden geldiği kadar açıklamaya çalışmış ve oldukça da başarılı olmuştur.
Cenab-ı Hakkın bildirilerinin iki yönü vardır: Biri zahiri, diğeri Batınıdır. Bunun içindir ki, Kur’an-ı Kerimi Türkçeye çevirmek isteyenler, bunu başaramamışlar, sadece ayetlerin meallerini yazmakla yetinmişlerdir. Yani Kur’an-ı Kerimi tamamıyle tercüme edememişler, ancak ayetleri tefsir edebilmişlerdir.
Cenab-ı Hakkın kelime bilgisi yanında, dünyada konuşulan dillerin kelimeleri bir umman yanında damla bile değildir. Nitekim Allah’ın kelime bilgisi izin, “bütün denizlere yedi katı daha eklenerek, mürekkep yapılsa ve bütün ağaçlar ve bitkiler de kalem olsa, yine Hak Teala’nm kelime bilgilerinin sayısını yazmaya yetmez.” diye söylenir.
Allah Teala, insanlara bilgi edinmeleri için, yalnız 28 harf yaratmış, ve bunu onların faydalanmaları için Hz. Adem (a.s.)’a indirmiştir.
Bu 28 harfin her biri için, cildler dolusu kitaplar yazılmış ve harfler bir ilim haline getirilmiştir. Bu 28 harf özellikleri ile, kısaca bu kitabın yüze yakın sayfasını işgal etmektedir.
Bu kitap için, Bilgi Hâzinesi değil, Bilgi definesi demiştik. Evet bu kitap bir bilgi definesidir. Zira yazar, konuları işlerken, onun zahiri yönünden başka, Batıni manasını ele almış ve açıklamaya çalışmıştır. İnsan aklına, hayaline ve mantığına dayalı bir araştırma, düşünme olanağının varlığını da ortaya çıkarmıştır.
Özellikle Allah (c.c.)’ın güzel adlarının sıfatlarından söz eden konularda, öyle derin mana ve mefhumlara değinmiştir ki, insan o adların her biri üzerinde ileri sürülen manaların üzerinde düşünüp hayalen gezindikçe, daha çok derinlere iniyor, o zaman anlıyor ki, Cenab-ı Hak’kın bilgi ve kelime kaynağm`a mütenahi, yani sonsuzdur. Bizim akıl ve hayalimizin çok ilerisinde, ih”atamızm dışındadır.
İşte bu sebepledir ki, Kur’an-ı Kerim’in mutlak ve mutlak Allah kelamı olduğuna ittifak edilmiştir. Bundan asla şüphe edilemez. Ayetlerin taşıdığı zahiri manalar yanında, Batıni düşünce öylesine bir derinlik taşıyor ki, buna insan aklı, insan muhayyelesi asla ulaşamaz.
Yukarıda da söylediğim gibi, kutsal kitabımız olan Kur’an bunun için tercüme edilemez. Ancak tefsir edilir.
İşte bütün bu sebeplerden, Kur’an-ı Kerim ayetlerine dayanılarak yazılan bu kitabı tercüme edebilmem, benim beş aylık vaktimi aldı. Yine de bu tercümede kitabın hakkını verdiğime şüpheliyim. Bunun bir kaç sebebi vardır:
Birincisi; Cenab-ı Hakkın kelime bilgisi yanında, yazarın bilgi dağarcığının yetersiz olduğu, İkincisi; yazarın derin bir İslam mutasavvıfı ve alimidir. Bu bakımdan, kitabın ana konusu olan ayetlerin metinlere dayandığı cihetle, bu ayetlerin batini olarak delalet edebileceği mana ve mefhumları daha kolay anlayıp yazabilmesi ve bunu eski dille kitabına alabilmesidir. üçüncüsü, Bu kitap 800 yıl önce, o günün 30 binden fazla kelime zenginliği olan Arapça ile yazılmış olması ki, bugün kendi dillerinde bile bir çok kelimenin kullanımdan, hatta lugatdan bile çıkarılmış olması.
Dördüncüsü; Arapçanın bugün bile çok zengin bir dil oluşu yanında, Türkçemizin çok kısırlı ve yetersiz, kelimelerin çoğunun karşılıksız kalmasıdır.
Bütün bu zorluklara rağmen, kitabı herkesin okuyacağı anlayabileceği bir dille Türkçe’ye aktarmaya çalıştım. Bu gayretimin yanında elbette bazı noksanlarım ve kusurlarımda olacaktır. Bunları da sayın okuyacaklarımdan hoş görü ile karşılanmasını ümid ediyorum.
Ve yine tekrarlıyorum ki, bu kitap bir bilgi definesidir ve sevgili okuyucular eşdikçe, yani okudukça, derinliklerinden hazinelere definelere ulaşacaklardır.
Bunun dışında bu kitap, bize hayatımızdaki bir çok zorlukları yenebilmemiz için güç ve Cenab-ı Hak’ka daha yakın olabilmemiz için de fırsatlar veriyor.
Özetle diyebilirim ki, bu kitap gerek dünya ve gerekse ahiret için bir mutlu yaşama kılavuzudur. Her bahsi severek okunabilecek bir üslupla yazılmıştır.
İnsanı zevkle düşünceye ve Cenab-ı Hak’km vahdaniyetine ve sonsuz kudretine götürecek, ona iman ettirecek ilahi bir kuvvet ve güç de vermesi bakımından, eşsiz ve çok kıymetli bir eserdir. Bu gücü ise, yazarının manevi kişiliğinde, kitabın
yazıldığı devrin tasavvufi zihniyetiyle yazılmış olmasında bulu¬yoruz.
İslâm’ın büyük mutasavvıflarından Cafer-i Sadık hazretleriin de çağdaşı olan İmam Ahmed El Buni yazdığı daha bir çok kıymetli eserleri ile de İslâm tarihinde ve İslâm edebiyatında ölümsüz bir üne sahiptir. Kendisine ve bütün İslâm alimlerine Hakdan rahmet dileriz.
Kitabımızı sunarken, bir noktayı daha hatırlatmak isterim:
Biliyorsunuz ki, Dinimizde üfürükçülük ve büyücülük merdudi yani reddedilmiş ve yasaklanmıştır. Ama kitabımızdaki Havas bununla ilgili değildir.
Kitabımızda bulunan dua ve vefk’îar, Peygamberler ve İslâm evliyaları tarafından yazılmışlardır. Bunlardan yeri geldikçe faydalanmak ve Allah (c.c.)dan şahsen, hiç bir aracıya gerek görmeden, istekde bulunmak, yine Allah’ın emirleri icabıdır. Çünkü Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:
“Kullarım! İsteyin vereyim.”
O, nihayetsiz bir kerem, inayet ve lütuf sahibidir. Meşru’ olan her istek için kuluna daima icabet eder.
“Ve Hüve ala külli şey’in kadir” Allah her şeye kadirdir.
Bütün okuyucularıma başarılar dileğiyle.
Nebil Fazıl Alsan
Araştırmacı Gazeteci Yazar

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası