Tom Uykulu

Ben şimdi çok uykuluyum.

Mi estas tre dormema nun.

O, çok uykulu görünüyor.

Li aspektas tre dormema.

Yarı uykuluydum.

Mi dormetis.

Her nedense okumaya başladığımda kendimi uykulu hissediyorum.

Ial mi sentas min dormema, kiam mi ekstudas.

Ben kaç kere girdim: Genellikle gündüz vakti elbette, ağaçların uykulu ve oldukça sakin oldukları zamanlarda.""

Mi jam eniris plurfoje: kutime dum taglumo, kompreneble, kiam la arboj estas dormemaj kaj relative kvietaj.

Tombul beyaz bir kedi, duvarın üstüne oturdu ve onları uykulu gözlerle seyretti.

Dikega kato blanka sidis sur muro kaj observis ilin per okuloj dormemaj.

İkimiz de çok uykuluyuz.

Ni estas ambaŭ tre dormemaj.

Öğle yemeğinden sonra kendimi genellikle uykulu hissederim.

Mi ofte sentas min dormema post la tagmanĝo.

Ev ödevimi yapamayacak kadar çok uykuluyum.

Mi estas tro dormema por fari miajn hejmtaskojn.

Tom gerçekten uykulu.

Tomo estas vere dormema.

Sen muhtemelen uykulusun.

Vi probable estas dormema.

Tom çok uykulu görünüyordu.

Tomo aspektis tre laca.

Sen uykulusun, o yüzden yatmaya git.

Vi lacas, do enlitiĝu.

Her zaman uykulu hissederim.

Mi ĉiam sentas min dormema.

Uykuluydum.

Mi estis dormema.

Uykulu uykulu, yolculuklarında geçen zamanı ve evreleri hesaplamaya çalıştı, fakat hafızası ağırlaşmış, bulanıklaşmıştı.

Dormeme li klopodis kalkuli la tempojn kaj etapojn de la vojaĝo, sed lia memoro duondormis kaj malcertis.

Çok uykulu görünüyorsun.

Vi aspektas tre dormema.

Tom'un uykulu olduğunu sanmıyorum.

Mi ne kredas, ke Tomo estis dormema.

Tom çok uykuluydu.

Tom estis tre dormema.

Tom, çok uykulu gözüküyor.

Tom aspektas tre dormema.

Yani, onları bir kez daha görmek hoşuma giderdi/ dedi Bilbo uykulu uykulu; 'Belki eve dönüş yolunda onları görürüm.

Nu mi celas, ke mi sxatus cxeesti por revidi ilin, — diris Bilbo dormeme. — Eble mi revidos ilin dum la vojagxo hejmen.

Ben tekrar uykulu oluyorum.

Mi denove dormemiĝas.