musa peygamber kardeşi / Hz. Harun kimdir? Hz. Harun peygamber mi? Hz. Harun’un hayatı ve kıssası… - Fikriyat Gazetesi

Musa Peygamber Kardeşi

musa peygamber kardeşi

kaynağı değiştir]

İslam'a göre Allah, Musa peygamberin isteği üzerine abisi veya kardeşi olan Harun'u kendisine yardımcı tayin etmiş ve böylece İsrailoğullarına peygamber olarak gönderilmiştir.

Kur’ân-ı Kerîm’de yirmi yerde adı geçmekle birlikte hayatı ve faaliyetiyle ilgili fazla bilgi bulunmayan Hârûn umumiyetle Musa ile beraber zikredilmektedir.

Musa’nın dilinde hafif bir pelteklik vardı. Ve Allah’a kendinin sahip olduğu bu durumundan dolayı kardeşi veya abisi olan Harun’u kendisine yardımcı olarak göndermesini istemiştir.

   Ve Allah’a şöyle seslenmiştir:

- Ey yaratıcı Rabbim, kardeşim Harun’u bana vezir olarak gönder.

Musa’nın bu duası üzerine Allah, Harun’u ona vezir ve yardımcı olarak göndermiştir.

Harun, çok güzel ve beyaz yüzlü, konuşması açık-seçik, karakter olarak ise yumuşak huylu bir zat idi.

Musa, Firavun’a gitmekle görevlendirilince kardeşi Hârûn’un kendisine yardımcı olarak verilmesini, görevine onun da ortak edilmesini Allah’tan istemiş, bu isteği kabul edilerek ona peygamberlik verilmiştir. (Tâhâ 20/29-36; el-Furkān 25/35; Meryem 19/53)

Andolsun biz Musa'ya kitabı verdik. Kardeşi Harun'u da ona yardımcı yaptık.

Harun'un adı Meryem suresinde de geçer:

28- "Ey Harun'un kızkardeşi! Senin baban kötü bir adam değildi, annen de iffetsiz bir kadın değildi."[2]

İsrâiloğulları Mısır’dan çıktıktan sonra Musa, ilâhî vaad gereği kırk günlük bir süre için Sînâ’ya giderken, “Yerime geç, ıslah et, bozguncuların yoluna uyma” diyerek kendi yerine Hz. Hârûn’u vekil bırakmıştır. (el-A‘râf 7/142)

MusaSînâ’da iken kavminin, Sâmirî’nin kavmini ayartması ile (Tâhâ 20/85) buzağı heykeli yapıp ona tapmaya başlaması üzerine Hârûn Tevrat’ta kaydedildiğinin aksine, “Ey kavmim! Andolsun siz bununla fitneye düşürüldünüz. Rabbiniz çok esirgeyendir, siz bana uyun, emrime itaat edin” diyerek onları uyarmış (Tâhâ 20/90) fakat sözünü dinletememiştir. Hatta kavmi'nin ileri gelenleri Harun'u tehtid bile etmişlerdir.

Musa, Sînâ dönüşü kavminin buzağıya taptığını görünce Hârûn’a, “Ey Hârûn, onların saptıklarını gördüğün zaman sana ne engel oldu? Neden bana uymadın? Emrime karşı mı geldin?” demiş, saçından sakalından tutarak onu çekip sarsmış, bunun üzerine Hârûn, “Ey anamın oğlu, saçımı başımı tutma! Ben senin, İsrâiloğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü tutmadın diyeceğinden korktum” diyerek gerekçesini açıklamış (Tâhâ 20/92-94), daha sonra MusaSâmirî’ye kızarak onu kovmuştur. (Tâhâ 20/95-98)

Kaynakça[değiştir

Sual: Kur’an-ı Kerim’de Hazret-i Meryem’in Hazret-i Harun’un kız kardeşi olduğuna dair âyetler var (Meryem suresi, 26). Halbuki Meryem Oğlu İsa ile Harun peygamber arasında asırlar var. Bu âyeti nasıl anlamak gerekir?

Cevap: Tefsirlerde bu hususta çok rivayetler vardır. Bu Harun, Musa aleyhisselamın kardeşi Harun ise, Hazret-i Meryem, Hazret-i Harun aleyhisselâmın soyundan geliyordu. O devirde insanları bu şekilde anmak âdetti. Nitekim Temim kabilesinden olan birine “Ey Temîm’in kardeşi” denirdi. Süddî böyle buyurdu. Nitekim Hazret-i Peygamber bir gün “Südah’ın kardeşi ezan okuyor” buyurdu. Ezanı okuyan, Südah kabilesinden idi. Bir rivayette de bu söz “Biz seni ibadette Harun gibi zannediyorduk. Nasıl olur da böyle iş yaparsın?” demektir. Bir başka rivayette ise Hazret-i Meryem’in Harun adında bir kardeşi vardı. Kelbî böyle rivayet etti. İbni Atiyye der ki, “O zaman, Harun adında fâcir bir kişi vardı; Yahudiler, Hazret-i Meryem’i ona benzetmek için böyle söylediler”. Yani “annen ve baban böyle kişiler değildi” demektir.

Bir başka rivayette ise o devirde İsrailoğulları arasında Harun adında çok âbid bir zât vardı. Hazret-i Meryem de önceleri onun yolunda gittiğinden dolayı böyle anılmıştır. Müslümanlığa girmeden evvel Yahudi âlimi olan Kâ’bü’l-Ahbar, Hazret-i Aişe’nin huzurunda, “Meryem, Musa’nın kardeşi Harun’un kızkardeşi değildi. Eğer Rasûlullah aleyhisselâm böyle bir şey demişse, elbette o daha doğru söyler, daha iyi bilir. Aksi takdirde ben bildiğim kadarıyla aralarında altıyüz yıllık bir zaman vardır” dedi. Bunun üzerine Hazret-i Âişe bir şey söylemedi. Mugîre bin Şu’be, Necran’a gittiğinde Oradaki Hristiyanlar, “Senin arkadaşın (yani Hazret-i Peygamber) Meryem’in, Harun’un kızkardeşi olduğunu iddia ediyor. Halbuki aralarında şu kadar asır vardır” dediler. O da dönüşünde bunu Hazret-i Peygamber’e sordu. Şöyle buyurdu: “Onlar peygamberlerinin ve kendilerinden önceki salihlerin isimlerini ad olarak veriyorlardı”. Nitekim Hazret-i Musa ile İsa arasında çok uzun bir zaman olduğu, hadis-i şerif ile sabittir. (Mefâtihü’l-Gayb)

Benzer Suallerin Cevapları İçin Tıklayınız

 

En Çok Okunan Yazılar

Tavsiye Ettiğimiz Temel KitaplarMeâl Okumak Câiz Midir? Ehl-i Sünnet İtikadı Nedir? Ehl-i Sünnet Olmanın Şartları Nelerdir?Her Gün Okunması Gereken Çok Mühim Bir DuâSeyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ve Tasavvuf TerbiyesiSultan Vahideddîn Hân'a Dâir Sualler

Hz. Meryem Hz. Harun'un kardeşi mi?

Soru: Sayın hocam, Meryem Suresi 28'inci ayet, Hz. Meryem için Hz. Harun'un kız kardeşi der. Hz. Harun ile Hz. Musa kardeştirler. Bu duruma göre Hz. Meryem bu iki peygamberin kardeşi midir? Hz. İsa da Hz. Musa'nın öz kardeşinin oğlu mudur? Hz. Musa ile Hz. İsa dönemleri arasında takriben kaç yıllık veya asırlık bir zaman dilimi var?
(İlhami Selim)

Cevap: Hz. Meryem, kendisinden asırlarca önce yaşamış olan Hz. Harun'un kardeşi olamaz. Buradaki ifade, mecazi bir anlam taşır. Harun ailesinden gelen kadınlar onun kızları, kız kardeşleri sayılırlar. Meryem Suresi'nin 28'inci ayetinde kavmi Meryem'e, "Ey Harun'un kız kardeşi!" diye hitap etmektedirler. Harun, Hz. Musa'nın kardeşidir. Harun ile Meryem arasında çağlar vardır. Burada Harun'un kız kardeşi sözünden maksat, Meryem'in o aileden gelmiş olduğunu vurgulamaktır. Bu ifadeyle şerefli bir soydan gelen Meryem'i, soyuna asla yakışmaz bir iş yapmakla suçlayıp mahcup etmek istemişlerdir. Nitekim konuşmacı veya kumandan dinleyicileri etkilemek için, "Ey Fatih'in torunları, Yavuz'un çocukları!" diye hitap eder. Dinleyiciler ne Fatih'in torunu ne de Yavuz'un oğludurlar. Fakat bu söz dinleyenlerin Fatih, Yavuz milletinin neslinden geldiğini belirtir.

Ölüler neden beyaz kefene sarılır?
Soru: Bir insan öldüğünde neden beyaz kefene sarılır. Renk önemli midir? insan kefensiz gömülebilir mi?
(Hasan Yücel)

Cevap: Kefenin beyaz olması şart değildir. Ama kefen için beyaz bez kullanılması güzel bir gelenek olmuştur. Ayrıca beyaz, bir temizlik sembolü, insanın içinin aklığına da işaret sayılır. Bu bakımdan kefenin beyaz olması hoş görülmüştür. Şayet beyaz bez yoksa herhangi bir bez veya kumaş parçası da kefen olarak kullanılabilir. Aslında kefen, ölünün sağlığında cuma ve bayram günleri giydiği şeyden (yani öyle bir kumaştan) olur.

Böyle olmakla beraber pek pahalıya da kaçılmaz. Kefenler sanlmadan önce tütsülenir. Ölüyü kefenlemek, Müslümanlara farz-ı kifâyedir. Herkesin kefeni, kendisine aittir ve borcundan önce gelir. Kadının kefeni kocasının üzerinedir. Malı olmayan ölünün kefeni, kendisini beslemek zorunda olan kişiye aittir. Böyle bir kimse yoksa devlet onu kefenler yahut gücü yeten kimseler kefenlerler. Şehitler yıkanmadan, elbiseleriyle defnedilir. Onlar için en güzel kefen içinde şehit oldukları giysileridir.

Hz. Harun Kimdir? Hazreti Harun (A.s) Hayatı (Kıssası), Mesleği, Mucizeleri Ve İlgili Ayetler

Haberin Devamı

Hazreti Harun (A.S) Hayatı (kıssası)

 Hz. Harun (A.S), İsrailoğulları peygamberlerindendir. Mısır'da yaşamıştır. İsrailoğulları ve diğer insanlar, Hz. Harun (A.S)'ın yolunu takip etmişlerdir. Bir gün Hz. Musa şöyle dua eder :

 " Rabbim, beni yalanlamalarından korkuyorum, kalbim sıkılır, dilim açılmaz olur. Onun için Harun'a da peygamberlik ver. Bir de onların aleyhimde de bir kısas davaları var. Bu nedenle benim canıma kastetmelerinden korkarım. Bana ailemden bir vezir ver. Biraderim Harun'u. Onunla arkamı kuvvetlendir. Onu içimde ortak kıl. Ta ki seni çok çok teşbih edelim ve seni çok çok zikredelim. Şüphesiz sen bizi hakkı ile görensin."

 Allah (c.c) bu duayı kabul etmiştir. Hz.Musa (A.S)'a şöyle söylenildi: " Gidin ve Firavuna peygamber olduğunuzu söyleyin" buyrulmuştur. Hz. Musa ile Hz. Harun bir gün bir dağa giderek bir ağacın üzerine yatak varmış ve uzanmışlardır. Orada Hz. Harun'un ruhunu Allahü Teala almıştır. Tih çölünde ölen Hz. Harun (A.S), Tih çölünde öldüğü zaman 117 yaşında olduğu bilinmektedir

Hazreti Harun (A.S) Mesleği

 Hz. Harun (A.S)'ın mesleğinin vezir olduğu bilinmektedir.

Hazreti Harun (A.S) Mucizeleri ve İlgili Ayetler

Haberin Devamı

 Hz. Harun (A.S)'ın İsrailoğullarının yaşlılarına çeşitli mucizeler gösterdiği bazı dini kaynaklarda yer almaktadır. Bu mucizelerin detayından bahsedilmemektedir. Hz. Harun (A.S), bir dağın tepesinde Allah'ın oraya koyduğu bir evin içinde yatağa yatmış ve Allah (c.c) onu yanına almıştır. Bu evin yanında da güzel ve çok büyük bir ağaç oluşmuştur. Bu dağa ise Turu- Harun Dağı adı verilmiştir. Bu ölüm olayı da mucize olarak nitelendirilmektedir.

 İlgili Ayetler;

 Araf Suresi 150. Ayet Tefsiri:

 "Musa kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndüğünde onlara: "Beni arkamdan, ne kötü temsil ettiniz? Rabbinizin emrini çabuklaştırdınız, öyle mi?" dedi. Levhaları bıraktı ve kardeşini başından tutup kendisine doğru çekiyordu (ki Harun ona:) "Annem oğlu, bu topluluk beni zayıflattı (hırpalayıp güçsüzleştirdi) ve neredeyse beni öldürmeye giriştiler. Bari sen düşmanları sevindirecek bir şey yapma ve beni bu zalimler topluluğuyla birlikte kılma (sayma)" dedi. "

Haberin Devamı

 Mü'minun Suresi 45. Ayet Tefsiri:

 "Sonra Musa ve kardeşi Harun'u ayetlerimizle ve apaçık bir delille gönderdik."

 Yunus Suresi 75. Ayet Tefsiri:

 "Sonra bunların ardından Firavun'a ve onun önde gelen çevresine Musa'yı ve Harun'u ayetlerimizle gönderdik. Fakat onlar büyüklendiler. Onlar suçlu-günahkar bir kavimdi."

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır