laroxyl ilaç ne işe yarar / Laroxyl Nedir, Ne İçin Kullanılır? - Güncel Haberler - funduszeue.info

Laroxyl Ilaç Ne Işe Yarar

laroxyl ilaç ne işe yarar

Laroxyl nedir? Ne işe yarar?

İçindekiler

Laroxyl ne işe yarar?

Laroxyl nasıl kullanılır?

Laxoryl bırakıldığında ne olur?

Laroxyl kilo aldırır mı?

Laroxyl’in dikkatli kullanılmasını gerektiren durumlar

Laroxyl’in kullanılmamasını gerektiren durumlar

Laroxyl’in hamile ve emziren kadınlarda kullanımı

Laroxl reçetesiz alınabilir mi?

Laroxyl hangi ilaçlar ile birlikte kullanılamaz?

Laroxyl doz aşımı

Laroxyl yan etkileri


 

 

Laroxyl 10 mg ve 25 mg formlarında piyasada olan, trisiklik adı verilen ilaç grubuna dahil antidepresandır. Laroxyl 10 mg kutu içeriğinde her bir film kaplı tablet 10 mg amitriptilin içeren  30 adet, Laroxyl 25 mg kutu içeriğinde ise her bir film kaplı tablet 25 mg amitriptilin içeren 40 adet tablet  bulunur. Film kaplı tabletler pastel kırmızı renkli bikonveks yuvarlaktır. 

Trisiklik grubunda yer alan Laroxyl antidepresan beyinde salgılanan kimyasal maddelere etki ederek depresyonun sebep olduğu semptomları düzeltir. 

Depresyon kendi başına geçmesi beklenmemesi gereken, belirtileri gözlendiğinde mutlaka doktora gitmeyi ve kendisi için verilecek tedavi yöntemine uymayı gerektiren bir rahatsızlıktır. Depresyonla yaşamak hayat kalitesini önemli ölçüde etkiler ve yaşama dair motivasyonu düşürür. Depresyondaysanız ilaç tedavisinin yanı sıra psikoterapi de önerilmektedir.

 

Laroxyl ne işe yarar?

 

Laroxyl antidepresan ilaç depresyonun belirtilerinin tedavisinde,  özellikle de endojen depresyon (dış tetikleyicisi olmayan, biyolojik faktörlere bağlı depresyon) tedavisinde kullanılır. Migren, çeşitli ağrı semptomları ve gerilim tipi baş ağrısı tedavisi için de verildiği bilinmektedir.
Yatağı ıslatma tedavisi için de Laroxyl tablet verilmektedir.

 

Laroxyl nasıl kullanılır?

 

Laroxyl tablet bir bardak temiz içme suyu ile ağızdan yutularak içilir. Tableti emmeyin ve çiğnemeyin, ağzınızda bekletmeden su yardımı ile yutun. Almayı  unuttuğunuz bir doz olduğunu fark edecek olursanız dengelemek için çift doz almayın, almayı unuttuğunuz dozu hatırladığınız anda alın ve tedavinize doktorunuzun önermiş olduğu doz miktarı ve kullanım sıklığına uyarak kaldığınız dozdan devam edin. Doktoronuzun önermemiş olduğu hiçbir ilacı kullanmayın. Tedaviniz için gerekli en uygun ilacı, doz miktarı ve kullanım sıklığını sağlık öykünüz ve olası yan etkilerine yatkınlığınızı göz önünde bulundurarak doktorunuz sizin için planlayacaktır. Depresyon hastalığındaki intihar olasılığı unutulmamalı ve doktor tarafından verilen dozun dışına çıkılmamalıdır. Son kullanma tarihi geçmiş ilaçlar kullanılmamalıdır.

Laroxyl kullanımı uyanıklık durumunuzu bozabilir ve dikkatinizi zayıflatabilir. Beceri gerektiren araç ve makine kullanımı gibi işleri yapmanız önerilmez. Bu gibi ilaçların akşam yatmadan önce alınması önerilir.  İlaç sizi etkiler ve performansınızı değiştirirse doktorunuz ile derhal iletişime geçin.

Kullanmakta olduğunuz reçeteli veya reçetesiz başka bir ilaç, vitamin ya da bitkisel takviye varsa doktorunuzu bilgilendiriniz. İlaç başka ilaçlarla etkileşime girerek istenmeyen yan etkilere sebep olabilir, etkileşime girdiği diğer ilacın yan etki semptomları göstermesine sebep olabilir. Ayrıca, Laroxyl yan etkileri başlığını da dikkatlice okuyunuz.

 

Laxoryl bırakıldığında ne olur?

 

Laroxyl antidepresan bırakılırken ilaç birden kesilmez ve doktor kontrolünde azaltılarak tedavi sonlandırılır. Laroxyl tablet kullanımı sonlandırıldıktan 2 ile 7 gün kadar sonra yoksunluk semptomları görülebilir. Uyku bozukluğu, kötü rüyalar görmek, mide bulantısı, huzursuzluk, halsizlik, mani ya da hipomani Laroxyl kullanımı sonlandırıldıktan sonra görülebilen semptomlardandır.

 

Laroxyl kilo aldırır mı?

 

Laroxyl kilo alımından direkt olarak sorumlu olmasa da, iştah arttırdığı ve metabolizmayı etkilediği için Laroxyl tedavisi süresince kilo alma ihtimali yüksektir. İştahı açılmamış olduğu halde metabolizması etkilendiği için kilo alan hasta sayısı da çoktur. Bununla birlikte, karbonhidrata karşı aşırı düşkünlük başladığını doktoruna bildirmiş hasta sayısı da oldukça  fazladır.


Laroxyl depresyon tedavisinde oldukça etkili bir antidepresan olduğundan, kişi depresyonun etkilerinden sıyrılıp hayattan yeniden keyif almaya başladıkça tat almanın hazzını yeniden keşfeder ve yeme isteğine karşı çıkamayabilir. Bu sebeple antidepresan tedavisine başlarken kişiye uygun bir egzersiz programı oluşturmak, dengeli beslenmek ve hareketsiz kalmamaya özen göstermek, düzenli yürümek ve günlük hayatta asansör yerine merdiven tercih etmek gibi basit önlemleri hayata dahil etmek önemlidir. 

 

Laroxyl’in dikkatli kullanılmasını gerektiren durumlar

 

Antidepresan ilaçların çocuk hastalarda ve 24 yaş öncesi gençlerde intihar düşüncelerini artırıp bu yöndeki eylemleri tetiklediği bilinmektedir. Bu sebeple tedaviye başlarken, ilk aylarda, doz değişimlerinde ve ilaç bırakılırken görülecek huzursuzluk, intihar düşünceleri, aşırı hareketlilik ve davranışlardaki beklenmedik aşırı değişimler mutlaka tedavi gören kişinin yakın çevresi ve tedavisini belirleyen hekim tarafından gözlem altında olmalı ve herhangi bir gariplik gözlemlendiğinde doktor bilgilendirilmelidir.

Şeker türlerinden bazılarına karşı hassasiyetiniz varsa ilacın içeriğindeki laktoz monohidrat’tan dolayı doktorunuz size başka bir ilaç vermeyi düşünebilir. Doktorunuzu şeker intolaransınız ile ilgili olarak bilgilendirmelisiniz.

Aşağıdaki durumlardan herhangi biri sizin için geçmiş bir dönem için bile olsa geçerliyse, Laroxyl kullanmaya başlamadan doktor ile bu bilgiyi paylaşmalısınız.

  • Prostat büyümesi veya idrar yapmakta güçlük gibi şikayetleriniz varsa,
  • Göz basıncınızda yükselme varsa,
  • Manik depresyon, şizofreni veya herhangi başka bir psikiyatrik hastalığınız varsa,
  • Havale veya sara (epilepsi) öykünüz bulunuyorsa,
  • Elektrokonvülzif tedavi (EKT) görmekteyseniz,
  • Kalp-damar ya da karaciğer hastalığınız varsa,
  • Tiroid bozukluğu için ilaç tedavisi görüyorsanız, tiroid beziniz aşırı çalışıyorsa,
  • Kan hastalığınız varsa,
  • Uzun QT sendromu ya da Torsades de Pointes’e sebep olabilecek ilaçlar alıyorsanız, Diş tedavileri de dahil olmak üzere herhangi bir anestezi uygulanması Laroxyl tedavisi görmekte olan biri için kalp atımında düzensizlik ve düşük tansiyon risklerini önemli ölçüde artırır.

Anestezi gerektiren herhangi bir durum karşısında hastanın Laroxyl kullanmakta olduğu anesteziste mutlaka söylenmelidir.

 

Laroxyl’in kullanılmamasını gerektiren durumlar

 

  • Çocuklara Laroxyl kullanımı önerilmez. 
  • Karaciğerinizden yana ciddi rahatsızlıklarınız varsa ilacı kullanmamalısınız.
  • Emziriyorsanız  veya hamileyseniz  Laroxyl kullanmamalısınız. 
  • Mani dönemindeyseniz
  • İlacın içerdiği herhangi bir maddeye veya diğer trisiklik grubu antidepresan ilaçlardan herhangi birine karşı duyarlılığınız varsa
  • Alkol kullanıyorsanız
  • Yakın zamanda kalp krizi geçirmişseniz ya da kalp ile alakalı herhangi bir rahatsızlığınız varsa Laroxyl kullanmamalı ve doktorunuzu Laroxyl kullandığınız konusunda bilgilendirmelisiniz.

 

Laroxyl’in hamile ve emziren kadınlarda kullanımı

 

Emziren kadınların Laroxyl kullanması önerilmez. 

Laroxyl anne sütüne geçer.

Hamileliğin ise özellikle ilk ve son trimesterlarında kullanımı oldukça riskli olup, bebekte istenmeyen geri çekilme belirtileri gösterebilir.

Hamilelikte kullanılmamalıdır. Laroxyl kullanırken hamile olduğunuzu öğrenirseniz derhal doktorunuza bildirin. 

Laroxyl tablet kullanacaksanız etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanmanız önerilir. 

Laroxyl FDA Gebelik Risk Skalasında C kategorisinde yer almaktadır. Herhangi bir ilacın bu skalada C kategorisinde olmasının anlamı, hayvanlar ve insanlarda kontrollü çalışmaların yeterince olmadığı ya da fetotoksik etkisini sadece hayvanlarda göstermiş olup insanlarda herhangi bir fetal risk kanıtı olmadığını gösterir. 

 

Laroxl reçetesiz alınabilir mi?

 

Laroxyl reçetesiz satılamaz. Bütün hekimlerce reçete edilebilen bir ilaçtır. 

 

Laroxyl hangi ilaçlar ile birlikte kullanılamaz?

 

Laroxyl bazı ilaçlar ile etkileşime girerek etkilerini azaltabilir, arttırabilir veya nötrleyebilir ve bazı yan etkileri tetikleyebilir. Bu sebeple aşağıdaki ilaçlardan herhangi birini kullanıyorsanız Laroxyl tablet almadan önce doktorunuza söyleyin. 

  • Kanser hastalığının bazı türlerinin tedavisinde kullanılan altretamin, 
  • Enfeksiyon tedavisi için kullanılan linezolid ya da rifampisin, 
  • Brimonidin ve apraklonidin gibi glokom tedavisi için kullanılan bazı ilaçlar, 
  • Alerji tedavisi için kullanılan terfenadin,
  • Kas gevşetici olan baklofen,
  • Epilepsi tedavisi için kullanılan fenobarbital ya da karbamazepin,
  • Kodein, tramadol, dihidrokodein ve nefopam gibi bazı ağrı kesici ilaçlar,
  • Kalp rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılan propafenon, amiodaron, prokainamid , diltiazem, disopramid, kinidin, verapamil ve sotalol gibi bazı ilaçlar,
  • Anjina tedavisinde sprey veya dilaltı şeklinde kullanılan isosorbit dinitrat ve gliseril trinitrat gibi ilaçlar,
  • ADHD (dikkat eksikliği / hiperaktivite bozukluğu) tedavisi için kullanılan metilfenidat,
  • Yüksek tansiyonu tedavi etmek için kullanılmakta olan betanidin, diüretik, guanetidin, klonidin ve debrisokin gibi bazı ilaçlar,
  • Mantar enfeksiyonunun tedavisi için kullanılan flukonazol, 
  • Psikotik depresyon ve şizofreni gibi psikiyatrik bazı hastalıkların tedavi sürecinde kullanılan tioridazin, proklorperazin, klorpromazin, pimozid, klozapin, haloperidol ve sulpirid gibi antipsikotik bazı ilaçlar,
  • HIV tedavisi için kullanılan ritonavir,
  • Ülser tedavisi için kullanılan simetidin,
  • Parkinson hastalığının tedavisi için kullanılan selejilin ya da entakapon,
  • Fenilpropanolamin, noradrenalin, izoprenalin, adrenalin, efedrin, fenilefrin gibi semptomimetik bazı ilaçlar,
  • Doğum kontrol hapları,
  • İştahı kontrol altında tutmak için kullanılan sibutramin,
  • Uyku problemi tedavisi için kullanılan bir ilaç olan etiklorvinol

 

Laroxyl doz aşımı


Doz aşımında ajitasyon, göz bebeklerinde büyüme, vücut sıcaklığında düşme, kan basıncında düzensizlik, sersemlik, bulantı, koma, ateş, kalp ritminde düzensizliğe sebep olur. 

Almanız gereken miktardan fazla Laroxyl aldıysanız derhal doktor ile konuşun.

 

Laroxyl yan etkileri

 

Laroxyl’in erkeklerde cinsel işlev bozukluklarına sebep olabildiği bilinmektedir.

Kalp ritminde bozukluklar, baygınlık hissi, kan basıncında anormallikler felç,

Var olmayan şeyler görme, uyumada güçlük, anksiyete, konsantrasyon bozukluğu, uyumakta zorlanma, huzursuzluk, baş dönmesi, hiperaktivite, karıncalanma hissi, idrar yapmada zorlanma, bulanık veya çift görme, titreklik, kabuslar, konfüzyon gibi beyin ve merkezi sinir sistemi ile alakalı semptomlar,

Anne sütünün aşırı üretimi, iştah ve buna bağlı kilo artışı, kan şekeri düzeyinde olumsuz değişiklikler, cinsel istek bozuklukları, testislerde ve göğüslerde şişme gibi endokrin sistemi ve metabolizması ile alakalı sorunlar,
 
Tükürük bezlerinde şişme, tat alma bozukluğu, iştah kaybı, abdominal ağrılar gibi mide ve bağırsaklar üzerine olumsuz etkiler,

Aşırı terleme, kulaklarda çınlama, saç dökülmesinde anormal artış, kemik kırılma riskinde artış,

Baş ağrısı, huzursuzluk, hasta hissetme, mani veya hipomani, keyifsizlik gibi yoksunluk semptomları (tabletleri almanın kesilmesini takiben bir hafta içinde görülebilir) gibi Laroxyl yan etkilerinden herhangi birini kendinizde gözlemlerseniz doktorunuzu derhal bilgilendirin.

 

 

 

Tarih :
Yazar :

Kas Gerilimi Başağrıları

 

Başağrısı Tedavisi

 

Dr. Ayfer Gemalmaz*, Dr. Okan Bölükbaşı**

* Uzm.; Adnan Menderes Ü. Tıp Fak. Aile Hekimliği AD, Aydın

** Yrd. Doç.; Adnan Menderes Ü. Tıp Fak. Nöroloji AD, Aydın

 

 

         Başağrıları, bazen ciddi bir hastalığın ilk ve hatta tek belirtisi olabildiğinden, belirtilere yönelik tedavi ancak dikkatli bir muayeneden ve belkide bunu izleyecek uygun incelemelerden sonra yapılmalıdır. Başağrısı dediğimiz "ağrı"nın oluşum biçiminin açıklanması, kısmen tam olarak aydınlatılamamış yönleri, kısmen de etyolojik etmenlerin çeşitliliği gibi nedenlerle kolay değildir. Kafada genel olarak ağrıya duyarlı yapılar ekstrakraniyaldir. Bu yapılar arasında; arterler ve beynin alt kısmını kaplayan dura mater, venöz sinuslar, dural arterler, basis cerebri arterleri, V, VII, IX ve X. kafa çiftleri, ilk üç servikal spinal sinir gibi kısmen intrakraniyal oluşumlar da bulunur. Başağrısının doğru ve etkin tedavisi için ilk koşul doğru tanıdır.

         Hastadaki başağrısı tipi, ağrının karakteri, yerleşimi, zamanlaması, artırıcı/azaltıcı etmenlerin varlığı, varsa ağrı öncesi haberci belirtiler, ağrı süresi, ağrısız dönem süresi, alevlenme dönemleri, eşlik eden belirti ve bulgular gibi bilgilerin yardımıyla sınıflandırılır (Tablo 1). Ancak bundan sonra bir tedavi yaklaşımı belirlenir. Ani ya da yineleyen baş ağrıları olan hastaların temel endişesi, yaşamlarının tehdit altında (beyin uru ya da kanaması gibi) olup olmadığıdır. Bazı hastalarda tam bir "kür" olanaklı değildir ve yapılacak ağrılı dönemleri elden geldiğince kontrol altına almaktır. Tedavi yaklaşımı genel olarak psikoterapi, fizik tedavi ve ilaç tedavisini içerir. Psikoterapi; stresle başa çıkma yollarının öğrenilmesi, gevşeme teknikleri, biofeedback ve hipnozdur. Fizik tedavide masaj, ultrason ve elektrik uyarımı kullanılır. Hastalara sıcak ve soğuk su torbalarının nasıl kullanılacağı, germe ve aerobik egzersizleri öğretilir. Hastanın bir "başağrısı takvimi" tutması çok önemlidir. Ağrılı dönemdeki fizik ya da psikolojik stresler ve kullanılan ilaçlar hasta tarafından bu takvimde belirtilmelidir. Böylece hekim kolaylıkla tetikleyici etmenleri tanıyabilir ya da ağrı kesici kötüye kullanımının yol açtığı "rebound" ağrıları (analjezik başağrıları) gibi ender olmayan yeni başağrısı sorunlarını farkedebilir. Başağrısı tetik noktalarının belirlenmesi çok önemlidir.

 

Başağrısı tedavisi sözkonusu olduğunda kas gerilimi başağrıları (gerilim tipi baş ağrısı, stress başağrısı, "idiopathic" başağrısı, "ordinary" başağrısı, "psychomyogenic" başağrısı) tedavi yönünden tam bir meydan okumadır. Migrenden ayrımı aslında zordur ve klasik şemalarla ayırt edilemeyebilir. Bu durumda migrenden ayrım için şu üç kriter yararlıdır: ağrı tipi (zonklayıcıya karşılık band şeklinde), ağrı şiddeti (şiddetliye karşılık hafif ya da orta) ve eşlik eden belirtiler (gerilim tipi baş ağrısında tipik migren belirtileri bulunmaz). Buna karşın migren ağrılarının her zaman zonklayıcı olmadığı (bazen %50’si) da dikkate alınmalıdır. Biz tedaviye genelde 10 mg amitriptilin (Laroxyl 10) gece tek doz ve naproksen sodyum, ibuprofen (Brufen retard) ya da gastrik sorunları olan hastalarda mg b.i.d. tiaprofenik asit supozituvar formu (Surgam supozituvar) gibi bir nonsteroid antiinflamatuvar ilaçla (NSAİİ) başlıyoruz. Hastada servikal spondiloartropati ya da benzeri dejeneratif bozukluk saptanırsa, altı hafta kullanılmak üzere servikal boyunluk da öneriyoruz. NSAİİ uygulamasını bir hafta içinde kesip amitriptilini hastanın tolere edebildiği doza kadar çıkıp altı ay boyunca sürdürüyoruz. Bizim hastalarımız, amitriptiline için Anglo-Amerikan literatüründe önerilen dozlara göre (Özellikle Karadeniz Bölgesi ve Kuzeydoğu Anadolu için) çok daha duyarlı. Bu nedenle doz hastaya göre ve oldukça yavaş artırılmalıdır, hastalarda gözlenen en sık yakınma sedasyondur. Günde 50 mg'ın üzerine çok ender olarak çıkmamız gerekiyor. Hastalara bu ilacın ayrıca diğer trisiklik antidepresanlar gibi sabahları uyanmayı güçleştirebileceği, libido azalması, ağız kuruluğu yapabileceği ve zorunlu kalmadıkça araba kullanmaktan kaçınmaları gerektiği anlatılmalıdır. Hasta eğer uzun süre doktor doktor dolaşmaktan yorgun, ağrılar nedeniyle bıkkın ve ümitsiz ise tedavi başlangıcına özgü olmak üzere bir doz IM depo steroid de verilebilir. Yaşı ve cinsiyeti ne olursa olsun hastalara mutlaka düzenli egzersiz önerilmelidir. Yüzme ya da aerobik olanağı yoksa her gün açık havada bir saatlik yürüyüş de yararlı olabilir. Hastalar yeni uğraşılar bulmalı, kendilerine ve dış dünyaya daha çok zaman ayırmalıdırlar. Onlara, yalnızca ilaçlar ile, bu işin üstesinden gelemeyecekleri anlatılmalıdır. Düzenli günlük tutmak ve televizyonda dış haberleri izlemek hastanın içgörüsünü artıracak, ayrıca dikkatinin yakınmaları yerine dış dünyaya çevrilmesine yol açacaktır. Bu davranış terapisi teknikleri ve hastaya bir hobi kazandırmak (logoterapi), uzun erimde oldukça etkili olacaktır.

         Bazen hastalardaki ağrı tipi oldukça karmaşık bir görünümdedir ve kategorize edilemez. Örneğin hastada hem adi migren hem de gerilim başağrısı birbirini daimi izleyen bir düzen içinde ortaya çıkabilir. İlk kez 'de tanımlanan bu durum "günlük süregen baş ağrısı" olarak adlandırılmaktadır. Bu birliktelik, iki farklı antite yerine tek bir fizyopatolojik mekanizmanın etyopatogenezden sorumlu olabileceğini düşündürmektedir (transformasyonel baş ağrısı). Hem beyinsapı hem de hipotalamik merkezlerin kontrolündeki trigeminal sinir, inen ve çıkan üst servikal sinirlerdeki nörotransmiter ya da reseptör düzeyinde ya da kronobiyolojik bir anormallik, olayın nedeni olabilir. Gerçekten de tedavide kullanılan ilaçlar bir biçimde serebral serotonin metabolizması ile ilgilidir (örneğin amitriptilin). Valproat mg b.i.d. ile de iyi sonuçlar alınmaktadır. Bu hastalarda genelellikle uyku bozukluğu, depresyon, anksiyete ve analjezik kötüye kullanımı da olduğundan valproata bir serotonin geri alım inhibitörü de (SSRI) eklenebilir. Etkinin başlaması için en az 10 güne gereksinim olduğu hastaya anlatılmalıdır.

 

Hastaları yan etki riskine sokmadan etkin ilaç tedavisi yapılamaz. Analjezik, narkotik ve ergotamin gibi ilaçların hergün kullanımı (bazen yalnızca analjezik suistimali), kronik süregen başağrısına yol açabilir ya da var olan migreni şiddetlendirebilir. Hastaların baş ağrısı için bu ilaçları gelişigüzel kullanmaları kesinlikle önlenmelidir. Yoksa gelişebilecek rebound başağrılarının "tedavisi" zordur. Ergotamin deriveleri ve sumatriptan bir ay içinde en çok 10 kere alınmalıdır. Narkotikler kullanılmamalı, kombinasyon analjeziklerinden kaçınılmalıdır. Aşırı analjezik kullanımına yatkın hastaların detoksifikasyonu, bulantı ve ishal gibi gün süren yoksunluk sendromlarına yol açar. Narkotik kullanma alışkanlığı olan hastalarda bu yoksunluk belirtilerinden bazıları klonidin ile önlenebilir.

Migren

Migren ağrılarının tedavisinde profilaktik ve ağrı atağına yönelik ilaç uygulanımı söz konusudur. Migrenli hastalarda depresyon sıklığı arttığından, antidepresan eklenmesi de (trisiklikler ya da selektif serotonin geri alım inhibitörleri) gerekebilir.

Profilaktik tedavi atakların sıklığı ve şiddetini azaltmaya yöneliktir. Profilaksi endikasyonları şöyle özetlenebilir:

 

1. Hastanın her ay en az iki-üç atak (ya da uzun ve şiddetli bir atak) geçirmesi.

2. Atakların hastayı iş yapamaz duruma getirmesi ya da belirtilere yönelik (abortif) tedaviye yanıt vermemesi.

3. Başağrısının psikolojik yönden dayanılmaz olması.

4. Belirtilere yönelik ilaçların kontrendike olmaları ya da olumsuz etkilerinin bulunması.

 

Profilaktik tedavi için önerilen ilaçlar beta blokerler, antidepresanlar, kalsiyum kanal blokerleri, serotonin antagonistleri, antikonvülzanlar olarak sıralanabilir. Biz sıklıkla erişkinlerde atenolol (Tensinor) mg/gün gece tek doz, çocuklarda ise mg/gün valproat (Depakin chrono, Convulex) seçiyoruz. Bu ilaçlarla profilakside yan etki genel olarak azdır ve ilaçlar iyi tolere edilir. Atenolol, profilaktik etkinliği hemen hemen aynı olmakla beraber yan etki profili açısından propranolole göre oldukça üstündür. Tensinor hipotansif kişilerde tansiyonu daha da düşürürse hastalara tuzlu leblebi atıştırarak basitçe diyetteki tuz miktarını artırmaları öğütlenebilir. Postural hipotansiyon, bradikardi, kalp yetmezliği, astım, iletim blokları gibi durumlarda kardiyoloğun görüşü alınmadan verilmemeleri gerekir. Valproat içinde ender olarak hepatotoksik etki nedeniyle dikkatli olmak gerekir. Profilaksi, altışar aylık dönemlerde uygulanıp birkaç ay için azaltılarak kesilir. Bunun nedeni regülasyon mekanizmalarının beta adrenerjik reseptör sayısını artırarak hem migren profilaksisine karşı tolerans geliştirmesi hem de hastalara başka nedenlerle verilebilecek diğer beta bloker ilaçlara karşı yanıtı modifiye etmesinin engellenmesidir. Profilaksi seçenekleri Tablo 2'de özetlenmiştir.

 

Atak tedavisinde kullanılan serotonin (5-HT) 1D reseptör agonisti olan sumatriptan (Imigran 50, Sumatran ), halihazırda varolan en etkin migren atak tedavisi ilacıdır.

         Otoenjektörlü 6 mg lık subkütan uygulama ve 50 mg’lık tablet formu vardır. Sumatriptana ilişkin en önemli yan etki, oldukça ender olmakla birlikte koroner vazospazmdır. Sumatriptanın kontrendike olduğu durumlarda (son 24 saat içinde herhangi bir ergotamin derivesinin kullanımı, kardiyak sorunların ya da yaşın 60'ın üzerindeki olması, periferik dolanım bozukluğu) kas içi bir NSAİİ uygulaması (örneğin ketorolak) yararlı olabilir. Yeni sınıf triptanlar (Imitrex) terapötik etkinlik yönünden büyük bir farklılık getirmemekle beraber yan etki profilinin düşük olması nedeniyle seçilmelidir. Ergotamin preparatları (Cafergot, Avamigran) ekonomik gücü sumatriptan için uygun olmayan hastalarda atak tedavisinde kullanılabilir. Burada dikkat edilecek nokta, hastanın ilacı her zaman yanında taşıması ve ağrı başlarken almış olmasıdır. Sumatriptan için ise böyle bir gereklilik yoktur. Kolay ve etkin kullanımı olan nazal dihidroergotamin spreyi ve parenteral dihidroergotamin preparatı maalesef ülkemizde bulunmamaktadır. Metoklopropamid (Metpamid) ya da klorpromazin (Largactil) gibi ülkemizde parenteral ve ağızdan preparatları bulunan dopamin agonistleri, tek başına bile etkilidirler. Migren krizindeki etkileri bulantı giderici etkilerinden bağımsız merkezi bir antimigrenöz mekanizma ile gerçekleştiği sanılmaktadır. Metpamid, infüzyona özel ml’lik sıvı içinde yavaş infüzyonla verilebilir. Daha sonra cc İzotonik sıvı infüzyonunu sonrası 10 mg klropromazin yavaş intravenöz infüzyonla verilebilir. Önceden yapılmış sıvı yüklemesi, bu ilacın potansiyel bir komplikasyonu olan ortostatik hipotansiyon riskini ortadan kaldırır. Gerekirse dakika içinde bir doz daha yinelenebilir. Bu ajanlar yan etki olarak sedasyon, akatizi, akut distonik reaksiyon yanı sıra okulojirik kriz ve tortikollis gibi ekstrapiramidal belirtilere de yol açabilir. Status migrenosus da 10 mg deksametazon intravenöz infuzyonunu sonrası her altı saatte 4 mg olarak (IV) tyinelenmesi etkilidir. Özellikle ülkemiz acil servislerinde sık olarak uygulanan diazepam ve metamizol karışımının intravenöz uygulaması; sedasyon, hipotansiyon ve ender olarak kardiyorespiratuvar arrest ile ölüme yol açabileceğinden, kullanılmamalıdır.

 

         Adetle ilişkili migrende hem tensinor hem de sumatriptanın yararlı olduğunu gözlemledik ancak bu tip migrende atak kontrolünün zor olduğu dikkate alınmalıdır. Dirençli olgularda düzenli ve düşük dozda bromokriptin (Parlodel SRO) ya da lisurid (Dopergin) gibi dopamin antagonistleri kullanımı yararlı olmaktadır. Bu tedavi sırasında sıklıkla mide bulantısı olabileceğinden, gerekli durumlarda domperidon (Motilium) eklenebilir. Doğum kontrol hapı kullanımı mutlaka sorgulanmalı ve kullanılıyorsa alternatif bir korunma yöntemi önerilerek kesilmelidir. Adet döneminde düşük doz diüretik ya da bir NSAİİ ile yapılacak kısa süreli pofilaksinin yararlı olduğunu bildiren çalışmalar vardır.

 

         Genellikle erkeklerde, sıklıkla üçüncü ve beşinci onyıllarda görülür. En sık görülen tipi epizodik kümedir. Burada başağrıları üçer hafta ve üçer ay arasında değişen süreler boyunca sürer ve arkasından uzun remisyon dönemleri gelir. Ağrı genelde tek taraflı, retroorbital ve şiddetli delici vasıftadır, zaman içinde taraf değişikliği olmaz. Şunlardan en az biri ağrıya eşlik eder: göz kapağı ödemi, ptosis, miosis, konjonktival injeksiyon, lakrimasyon, nazal konjesyon, rinore. Hasta tipik olarak sanki kızgın bir demir parçasının gözüne sokulması gibi delici, batıcı bir his tanımlar. Ortalama ağrı süresi dakikadır, hergün birkaç kez (sekize kadar olası) yineler ve hastayı sıklıkla derin bir uykudan uyandırabilir. İvedi girişim olarak tedavide ilk seçenek oksijen inhalasyonudur. On, onbeş dakikada 8 L/dak. vermek genelde yeterli olur. Subkutan uygulanan sumatriptan, çabuk başlangıçlı etkisi nedeniyle bilinen en etkili ajandır. Bir subkutan 6 mg’lık doz yapılır ve gerekirse 1 saat sonra yinelenebilir ancak 24 saat boyunca başka bir sumatriptan dozu yapılamaz ve herhangi bir diğer ergotamin derivesi kullanılamaz.. Kardiyak sorunları olan hastalarda ve 60 yaş üzerindekilerde yaratabileceği komplikasyonlar nedeniyle kullanım kısıtlılığı söz konusudur. Uzun süreli profilaksi için Verapamil mg’lık yavaş salınımlı günde tek doz uygulanan formu etkilidir. Bu yaklaşımlara yanıt vermeyen olgularda 60 mg/gün prednizolon denenebilir. Hastanın ağrıları azalınca, azaltılarak yavaş yavaş kesilir.

 

         Oksipital Sinir İrritasyonu ile Birlikte Olan Süregen Tek Taraflı Başağrısı

 

         Zaman zaman migren tanısıyla izlenen hastalarda ağrının karakteri ve yerleşimi değişir. Oksipital bölgeye doğru kayabilir ve künt-süregen bir ağrı şekline dönüşür. Profilaktik tedavi, ergotaminler ve NSAİİ lere yanıt vermez olur. Bazen bu ağrı tipi, öncesinde migren öyküsü olmayan hastalarda da gelişebilir. Hastalarda, tek taraflı olarak, N. Occipitalis major boyunca duyarlılık ve hiperalgesia saptanır. Tedavide, sıklıkla bulunan servikal spondiloza yönelik girişimler (altı hafta servikal boyunluk kullanımı, fizyoterapi) ve NSAİİ’lerin kullanımı genellikle yeterlidir. Bu uygulamaya yanıt vermeyen olgularda ilgili sinir bölgesine metilprednizolon injeksiyonu (birkaç kez) yapılabilir. Cerrahi oksipital nörektomi, son çaredir.

 

Başağrılı bazı hastaların kısa bir süre içi de olsa hastaneye yatmaları gerekebilir (Tablo-3). Hospitalizasyon, etkin ağrı tedavisinin yanı sıra altta yatan nedenlerin araştırılması için bir olanaktır. Toksik ya da rebound başağrılarında sıvı tedavisinin yapılabilmesi ve yoksunluk belirtilerinin kontrolü bu şekilde olanaklıdır. Bu gibi durumlarda fenotiyaziler, narkotikler ya da steroidlerin kullanımı (intravenöz hidrokortizon) söz konusudur.

 

Gençlerde olduğu gibi, yaşlılardaki başağrılarının da en sık nedeni selim disfonksiyonel (migren, gerlim tipi, küme) başağrılarıdır. Gençlerde görülen başağrılarının %90'ından fazlası selim disfonksiyonel başağrıları iken, yaşlılarda bu oran yalnızca %66'ya kadar ulaşır. Yaşlılarda 1/3'ü oluşturan diğer nedenlerse sistemik hastalıklara ikincil başağrıları ve birincil intrakranyal lezyonlardır. Yaşlılarda selim disfonksiyonel başağrılarının migrenin atipik prezantasyonu olabileceği akılda tutulmalıdır. Migren bazı hastalarda ilk kez 50 yaşın üzerinde ortaya çıkabilir. Yaşlı hastalardaki başağrısının nedenleri arasında dev hücreli arterit, kafa içi yer kaplayan lezyonlar, iskemik serebrovasküler hastalıklar, servikal spondiloz, hiperkapni ile seyreden kronik obstruktif akciğer hastalığı, karbonmonokside maruz kalma sayılabilir ancak en önemlisi ilaçların neden olduğu baş ağrılarıdır. Bütün yaş gruplarında nedeni açıklanamayan baş ağrısı varsa tüm ilaçların kesilmesi yararlı bir çabadır.

 

Başağrısı, çocuklarda mutlak bir ciddiyetle araştırılması gerekli bir sorundur. Okul çağı çocukların % inde migren görülür. Özellikle küçük çocuklarda ağrı kısa sürer (bir saat). Hemiplejik migren, baziler migren, oftalmoplejik migren ve selim paroksismal vertigo, siklik kusma, selim tortikollis gibi migren varyantları görülebilir. Oftalmoplejik migren, bir yaşın altındaki bebeklerde bile görülebilir. Çocuklarda gerilim tipi başaağrısı ve küme başağrıları da görülebilir. Oniki yaş üzerinde migren tedavisi erişkinlerdeki ile aynıdır. Altı yaş üzeri çocuklarda sumatriptan kullanılabilir. Altı yaş altı çocuklarda ağrılar genelde kısa süreli olduğu ve uyku ile geçtiği için, yan etkisi olmayan parasetamol kullanılabilir. Profilakside biz valproat ( mg/gün) ile çok iyi sonuçlar alınmaktadır.

 

 

Tablo 2: Migrende profilaktik ilaç seçenekleri.

Beta blokerler

Propranolol                                 mg/gün

Atenolol                                       mg/gün

Nadolol                                        mg/gün

                                                    

Timolol maleat                            mg/gün

Antidepresanlar

Nortriptilin                                   mg/gün

                                                    

Amitriptilin                                   mg/gün

Doksepin                                    mg/gün

                                                    

Fluoksetin                                   mg/gün

Kalsiyum kanal blokerleri 

Verapamil                                   mg/gün

 

Nifedipin                                     mg/gün

Nimodipin günde                       mg’a kadar

dört bölünmüş dozda

Diltiazem                                     mg/gün

Serotonin antagonistleri

Metiserjid maleat bölünmüş
dozlarda                                      14 mg/gün

Antikonvülzanlar

Valproat                                      mg/gün

 

Tablo 3. Şiddetli başağrısında hastaneye yatırma endikasyonları.

 

1. Şiddetli, ilaçlara yanıt vermeyen ve özellikle(varlığı bir önkoşul değil !) dehidratasyon ve elektrolit kaybına eşlik eden başağrısı sendromları.

2. Madde kötüye kullanımı belirti ve/ya da bulgularının eşlik ettiği şiddetli başağrısı.

3. Ergo ya da analjezik toksisitesi (rebound) şiddetli başağrıları.

4. Tıbbi bir hastalığın komplikasyonu olarak şiddetli başağrısı.

5. Ağır bir psikiyatrik hastalık zeminindeki şiddetli başağrısı.

6. Sık parenteral ilaç uygulanımı gerektiren şiddetli başağrısı.

 

Kaynaklar

 1. Anthony M, Lance JW: Headache. Eadie MJ (Ed.) in Drug Therapy in Neurology. Churchill Livingstone, Edinburgh; :

 2. Appenzeler O: Headache and facial pain. Current Therapy in Neurologic Disease-2 B.C. Decker Toronto;

 3. Bolukbasi O, Akyol A, Özmenoğlu M, Tekten T: Atenolol is effective in the prophylactic treatment of migraine. Journal of Neurology, ; Suppl.1;

 4. Turkish Headache Epidemiology Study Group: An epidemiologic study of headache in Turkey: A nationwide survey. Neurology 4; Suppl.(4); A

 5. Budak F, Demirci A, Özmenoğlu M, Şener U, Bölükbaşı O: Migren-İnme-MRI. XXIX. Ulusal Nöroloji Kongresi Özet Kitabı. Ekim İstanbul

 6. Bölükbaşı O, Özmenoğlu M, Alioğlu A, Bülbül İ: Migren tedavisinde sumatriptan kullanımı, iki yıllık deneyim. IV. Karadeniz Tıp Günleri Kongre Kitabı,

 

Sağlık literatüründe kullanılan bazı tıbbi terimlerin tanımı:
  • (*) Farmakoloji (ilaç bilimi); İlaçlar hakkında araştırma yapan, ilaçların iyileştirici (tedavi) ve yan etkileri (Endikasyon - Kontrendikasyon) ile ve kullanım şekillerini konu alan bilim dalıdır.
  • Preparat nedir? Hazır İlaçtır.
  • Jenerik, Orijinal, Eşdeğer, Muadil ilaç nedir, aralarındaki farklar nelerdir?
    Orijinal ilaca eşdeğer ilaç (biyoeşdeğer) demek olup, jenerik ilaçlar orijinal ilaçta içerik olarak kullanılan etken maddeyi aynı miktarda içeren ilaçlardır.
    Eşdeğer (Muadil) ilaçlar, Orjinal (Jenerik) ilaç ile aynı etken maddeye sahiptir. Her ikisi de güvenli olup, arasında hastalığın iyileştirilmesi açısından ve terapötik yönden farklar bulunmaz.
    Orjinal (Jenerik) ilacın üretici firması ile Eşdeğer (Muadil) ilacın üreticisi farklıdır. Muadili üretmek için jenerik ürünün patent süresinin sona ermesi gerekir.
    Eşdeğer ilaçlar, orijinal ilaç üreticilerinin yaptıkları ARGE ve klinik araştırmaları tekrar yapmak zorunda olmadıklarından daha ucuz fiyat avantajı ile satılabilirler.
  • Vademecum nedir? Liste, kılavuz, rehber anlamı taşır.
  • Etkin madde ne demek? Farmakolojik olarak bir ilacın ana bileşeni.

Film tablet, draje hap, efervesan tablet, şurup, krem, merhem, pomat, kapsül, flakon, ampül, sprey, şampuan, solüsyon ve losyon ve benzeri ilaç şekillerinin özellikleri ve arasındaki farklar için tıklayınız.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası