Domuz Gribi Oldururmu

Dr. Fevzi Özgönül, ?Domuz gribi, adından da anlaşılacağı gibi domuzlarda görülen bir influenza virüsünün değişime uğrayarak insanlara bulaşması ve sonrada insandan insana bulaşır hale gelmesiyle hızla yayılan aşırı ateş yüksekliği, öksürük, boğazda ağrı, gibi rahatsız edici belirtiler ile süren bir solunum yolu hastalığıdır. Ölüme de sebebiyet vermektedir? dedi.

İlk olarak yılında ABD ve Meksika'da görülen virüsün sonrasında tüm dünyaya yayıldığını anlatan Dr. Fevzi Özgönül, ?Virüse H1N1 virüsü adı verilir. yılında Aralık ve Ocak aylarında Ülkemiz de de görülmeye başlanmıştır. Domuz gribi de normal grip gibi, öksürme, hapşırma, ağız ve burun akıntısı ile temas etme, bu sıvılar ile kirlenmiş ellerin dokunduğu eşyalar ile temas etme ( cep telefonu, toplu taşıma koltuk, tutma yerleri vs. )sonucu bulaşır. Bu nedenle bulaşmayı engellemek için hijyen kurallarına uymalıyız. Eğer vücut direncimiz düşükse veya üst solunum yolu hassasiyetimiz varsa kapalı alanlarda nefes alıp verirken maske kullanmalıyız? diye konuştu.

DOMUZ GRİBİNİN BELİRTİLERİ

Dr. Fevzi Özgönül, domuz gribinin belirtileri şöyle sıraladı; ?Normal grip belirtileri gibidir. Yüksek ateş, Öksürük, Boğazda ağrı, Burun akıntısı, Genel vücut ağrısı, Şiddetli baş ağrısı, Titreme ve Halsizliktir.

HASTALIK TEŞHİSİ NASIL KONULUR?

Burun ve boğaz akıntısından virüsün belirlenmesi veya kanda virüse karşı oluşan antikorların tespiti ile teşhis konulur. Son yıllarda birkaç saat içerisinde sonuç veren virüsün antijenlerinin tespit edilebildiği test yöntemleri de geliştirilmiştir.

DOMUZ GRİBİ ÖLDÜRÜR MÜ?

Domuz gribi dediğimizde orta çağda yaşanan ve bir çok kişinin ölümüne neden olan hastalıklar aklımıza gelmesin. Tebii tedbirimizi de elden bırakmamak koşulu ile eğer sağlıklıysak, düzenli ve güçlü besleniyorsak, uzun süren bir hastalığımız yoksa ( astım, kronik bronşit, geçirilmiş kanser hikayesi, diyabet, vs gibi ) o zaman korkmamıza gerek yoktur. Çünkü bazen bu hastalığa yakalanan kişi aynı grip olmuş gibi 1 hafta içerisinde güçlü bedenleri sayesinde bu hastalıktan kurtulur. H1N1 diye adlandırılan virüs ilk ortaya çıktığında henüz vücudumuz bu virüse karşı bağışıklık geliştirmemişti fakat yılından besi bu virüs belki milyonlarca kişiye bulaştı ve bu milyonlarca kişi bu virüse karşı bağışıklık kazandı. Dolayısı ile günümüzde ancak riskli olan kişilerde bu virüs tehlikeli olabilmektedir.

Hatta bazı enfeksiyon hastalıkları uzmanları eğer son 5 yılda grip hastalığına yakalandıysanız bunun büyük çoğunluğunun altında domuz gribinin akrabaları olarak kabul edilen H1N1 benzeri virüslerin etken olduğu grip hastalığıdır monash.pw tüm bu söylenenlere rağmen biz gene de tedbirimizi elden bırakmamız gerekiyor.?

GRİBE KARŞI BİZİ KORUYAN BESİNLER NELERDİR?

Dr. Fevzi Özgönül, son olarak bağışıklık sistemini güçlendirmek için özellikle kış aylarında şu yiyeceklerin sofralardan eksik edilmemesi uyarısında bulundu.Kırmızı Et, Balık, Ceviz, badem, fındık, Zencefil, Yoğurt, Yeşil Biber, Kırmızı biber, Maydanoz, Brokoli, Lahana, Soğan, Sarımsak, Nar, Portakal, Mandalina, Siyah üzüm, Kivi ve Kuşburnu.?

Domuzlarda bulunan influenza tip A virüsünün insanlarda oluşturduğu solunum yolu hastalığı olan domuz gribi, mevsimsel griple benzer özellikler taşımaktadır. Oldukça bulaşıcı olan bu hastalık hava yolunun yanı sıra temas edilen yerlerden de geçebilmektedir. Bu içeriğimizde domuz gribi nedir, nasıl bulaşır, belirtileri nelerdir, risk grubu kimlerdir ve tedavisi nasıldır gibi soruların cevabını vereceğiz.

İşte domuz gribi hakkında bilinmesi gerekenler

Domuz Gribi Nedir?

H1N1 virüsünün neden olduğu domuz gribi, ilk kez Amerika ve Meksika’da görüldükten sonra Dünya’nın birçok ülkesine yayılmıştır. H1N1 virüsü bulaşıcı olmakla birlikte hayatı tehdit edebilen bir grip türüdür. H1N1 virüsünün domuzlar arasında görülen grip türü ile benzerlik göstermesi nedeniyle domuz gribi olarak adlandırılmıştır.

Aralık ve mart ayları arasında görülen domuz gribi, hemen hemen her yaş grubundan bireyi etkileyebilir. Domuz gribi, hastaların günlük yaşamını önemli ölçüde kısıtlarken çevresindeki kişilerin sağlığını da tehdit etmektedir. Bu nedenle domuz gribi şüphesi taşıyan kişilerin hastanede tedavi altına alınması önerilmektedir.

Domuz Gribi Nasıl Bulaşır?

Domuz gribi salgını genellikle Aralık ve Mart ayları arasında yoğunluk gösterirken solunum yolu ile kişiden kişiye kolayca bulaşabilmektedir. Öksürme ve hapşırma sonucunda havaya yayılan tükürük damlacıkları çevreye yayılarak havada asılı kalırlar. Sağlıklı bireylerin bu damlacıklara temas etmesi veya damlacıkların bulunduğu havayı soluması durumunda kolayca bulaşabilir.

Havada asılı kalan tükürük zerrecikleri aynı zamanda çevreye yayılırlar. Virüslü damlacıklarının masa, sandalye, kapı, pencere ve koltuk gibi günlük hayatta sıkça temasta bulunduğumuz eşyalara yayılmaları sonucunda H1N1 virüsü kolayca vücudumuza girebilmektedir. Toplu taşıma araçları, iş yerleri, okullar ve toplu yaşam alanlarının salgın açısından elverişli olmaları nedeniyle oldukça dikkatli davranılmalıdır. Bu nedenle kişilerin sık sık ellerini yıkamaları ve ellerini yıkamadan yüzlerine sürmemeleri konusunda uyarılar yapılmaktadır.

Domuz Gribi Belirtileri Nelerdir?

Domuz gribinin gösterdiği belirtiler arasında ateş, öksürük, boğaz ağrısı, vücut ağrısı, üşüme, yorgunluk, halsizlik, bulantı, ishal ve baş ağrısı yer alıyor. Neredeyse mevsimsel griple aynı belirtileri gösteren domuz gribini PCR testi yaptırarak öğrenebilirsiniz.

Her ne kadar ciddi bir hastalık olmasa da bazı kişilerde bu durum acil tedavi gerektirebiliyor. Bağışıklık sistemi zayıf ve bazı hastalıklara sahip olan kişilerde oldukça ciddi sonuçlara sebebiyet verebilen bu hastalığı bir an önce tedavi etmek gerekir. Bu yüzden bu kişilerin bir an önce uzman bir doktora görünmesini öneriyoruz.

Domuz Gribi Hangi Durumlarda Acil Müdahale Gerektirir?

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi domuz gribi bazı durumlarda acil müdahale gerektirmektedir. Yetişkinlerde nefes alıp vermede zorluk, bilinç bulanıklığı ya da kaybı, sık sık ve uzun süreli kusma durumlarında bir an önce doktora gitmelisiniz.

Çocuklarda acil müdahale gerektiren durumlar ise nefes alma hızında artış yaşanması, nefes darlığı, vücutta morarma ve solgunluk, iştahsızlık, huzursuzluk, sürekli uyuklama hali, ateş ile birlikte görülen döküntü, şiddetli öksürük, karın ağrısı ve ani baş dönmesidir. Bu belirtileri çocuğunuzda görüyorsanız uzman bir doktora göstermenizi öneririz.

Domuz Gribi Tedavisi Nasıl Olur?

Domuz gribi tedavisinde ABD Hastalık Kontrol ve Koruma Merkezi (CDC) tarafından önerilen ilaçlar kullanılmaktadır. Ancak her hastalıkta olduğu üzere domuz gribi vakasında da erken teşhis ve tedavi büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle domuz gribi belirtilerinin gözlemlenmesi durumunda acilen doktora başvurmalı ve gereken önlemleri almalısınız.

Uzmanlar tedaviye ilk saat içinde başlanması gerektiğini belirtmektedir. Ancak tedaviye başlanmadan önce mutlaka test yapılmalıdır. Çocuk, hamile ve astım hastalarına test yapılmadan ilaç verilmesi kesinlikle önerilmemektedir. İlaç tedavisi hastanın sağlık durumu ve gribin şiddetine göre uygulanmalıdır. Uzmanlar her domuz gribi şüphesi taşıyan kişilere ilaç tedavisi uygulanmasının yanlış olduğunu belirtiyor.

Domuz Gribi Aşısı

Domuz gribinden korunmak adına 65 yaş altındaki bireylerin öncelik sırasına göre aşılanması gerektiği belirtilmektedir. yaş aralığındaki bireylerin mutlaka aşılanması gerektiği belirtilirken; hamileler, kronik hastalığı olan kişiler, sağlık çalışanları, itfaiye görevlileri ve güvenlik görevlileri aşılanma listesinin başında yer almaktadır.

Domuz gribi aşısı 10 yaş ve üzerindeki bireylere tek doz şeklinde uygulanırken 9 yaş ve altında olan bireylerle birlikte bağışıklık sistemi baskılanmış kişilere iki doz şeklinde uygulanması önerilmektedir. Aşının iki doz uygulanması durumunda ilk doz uygulandıktan 3 hafta sonra ikinci doz uygulanmalıdır. Ancak 6 aylıktan küçük bebeklere aşı uygulanması kesinlikle önerilmektedir.

Domuz gribi aşısının sağlık açısından herhangi bir sakıncası olmadığı ve emziren anneler dahil hemen hemen herkesin bu aşıyı uygulayabileceği belirtilmektedir. Emziren annelerin aşı olabileceği belirtilirken, hamile anne adaylarının ise adjuvansız aşı olabilecekleri ifade edilmektedir.

Domuz Gribi Risk Grupları

Domuz gribi hastalığındaki risk grupları 2 yaş altındaki bebekler, 65 yaş üstündeki bireyler, kronik hastalığa sahip olan kişiler, bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler, diyabet ve astım hastalarıdır.

Bu kişilerde belirtiler olması durumunda bir an önce doktora gitmeleri gerekiyor. Doktor gerekli teşhis ve tedaviyi yapılacak olan PCR testine göre belirleyecektir. Bu sayede hastalığın ciddi sonuçlara sebep olması engellenir.

Domuz gribi nasıl anlaşılır?

Domuz gribi belirtileri arasında titreme, öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı, tıkalı burun, kırmızı gözler, vücutta ağrı, baş ağrısı, ishal, bulantı, kusma ve ateş bulunuyor. Eğer bu belirtileri kendinizde görüyorsanız domuz gribinden şüphelenebilirsiniz. Kesin olarak ise PCR testi sayesinde domuz gribi olup olmadığınızı öğrenebilirsiniz.

Domuz gribi olan biri ne yapmalı?

Domuz gribi olan kişiler evde dahil maske takmalı, risk grubunda bulunanlarla aynı anda bulunmamalı, el hijyenine özen göstermeli, dezenfektanları kullanmalı ve gerekli tedavi yöntemlerini uygulamalısınız.

Domuz gribi ne kadar sürer?

Domuz gribi olan çoğu insan birkaç gün ile iki hafta arasında iyileşmektedir. Ancak bazı kişilerde grip sonucu komplikasyonlar gelişebilir. Bu durumda iyileşme süreci uzayabilir.

Domuz gribi nasıl iyileşir?

Domuz gribini iyileştirmek için mutlaka doktora gitmelisiniz. Doktorunuz tedavi yöntemini size önerecek ve gerekli ilaçları reçete edecektir. Bu sayede domuz gribi hastalığından kısa süre içerisinde kurtulabilirsiniz.

Domuz gribi ilaçsız geçer mi?

Mevsimsel griple aynı belirtilere ve tedavi sürecine sahip olan domuz gribinin ölüm oranı da neredeyse aynıdır. Domuz gribini ilaçsız olarak kendiliğinden geçebilen bir hastalıktır. Ancak risk grubunda yer alıyorsanız siz yine de uzman bir doktora görünün.

Domuz gribi öldürür mü?

Domuz gribi diğer mevsimsel grip türleri gibi aynı öldürücülük oranına sahiptir. Dolayısıyla domuz gribi öldürür gibi bir durum söz konusu değildir. Ancak tabii ki de belli risk gruplarında bu hastalığın oldukça dikkatli bir şekilde takip edilmesi ve tedavisinin bir an önce başlatılması gerekir.