kazım karabekir vefatı / Kazım Karabekir Paşa

Kazım Karabekir Vefatı

kazım karabekir vefatı

kaynağı değiştir]

Avrupa'nın genel bir savaşa sürüklendiği bu dönemde görevli olarak Paris'te bulunmaktaydı. Fakat bu durumu fark etti. 14 Temmuz tarihinde İstanbul'a geri döndü. 3 Ağustos tarihinde Genelkurmay II. (İstihbarat) Şube Müdürü olarak görevlendirildi. Savaş konusundaki düşünceleri, İstanbul ve Çanakkale boğazlarını kuvvetlendirmek, boğazlardaki kuvvetleri desteklemek, savaşa girmekten mümkün olduğunca kaçınmaktı.

Genelkurmay'daki görevini devam ettirirken, Konya'ya bir soruşturma sebebiyle gönderilmişti. 29 Kasım tarihinde "Üç Yıl Hazerî Kıdem Zammı" adı ve bunun sonucunda 9 Aralık tarihinde Yarbay rütbesine terfi etti. 6 Ocak tarihinde Mürettep 1. Kuvve-i Seferiye Komutanı olarak İran Harekâtına gönderildi. Halep'e geldiğinde, 3. Ordu'nun Sarıkamış'ta büyük bir felakete uğramış olduğunu, komutasına verilen kuvvetlerin Doğu Cephesi'ne kendisinin de Süleyman Askeri Bey'in yerine Irak Havalisi Kuvvetleri Komutanlığı'na ve Basra Valiliğine atandığını öğrendi. Böylece Süleyman Askeri Bey'in yerine geçmek üzere İstanbul'a geldi.

Çanakkale Cephesi[değiştir kaynağı değiştir]

Kâzım Karabekir, Latife Hanım ve Mustafa Kemal Paşa Edremityolu üzerindeki Ergama köyünde, 8 Şubat
I. Ordu Komutanı Kâzım Karabekir, kurmaylarıyla birlikte İstanbul'da,

15 Ekim tarihinde Ankara'ya geldi. Edirne Milletvekili sıfatı ile 30 Ekim'den itibaren meclis çalışmalarına devam etti. 17 Şubat tarihinde Türkiye'de ilk defa toplanan İzmir İktisat Kongresi'ne başkanlık yaptı. 29 Haziran tarihinde TBMM'nin İkinci Devresi'nde İstanbul Milletvekili seçildiği dönemde; Doğu Cephesi komutanlığı görevini de fiili olarak devam ettirmekte idi. 21 Kasım tarihinde "Millî Mücadelemizde Siyasi ve Savaş Yararlılığı" görülenlere verilen kırmızı ve yeşil şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. 21 Ekim tarihinde son askeri görevi olan 1. Ordu Müfettişliği'ne atandı. 26 Ekim tarihinde bu görevinden istifa ederek sadece siyasi alanda faaliyet gösterdi.

9 Kasım tarihinde CHP'den istifa etti. 17 Kasım tarihinde Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurucuları arasında yer aldı ve bir süre sonra da bu partinin genel başkanı oldu. Doğu'da çıkan Şeyh Said İsyanı üzerine İsmet Paşa Hükûmeti Takrir-i Sükûn Kanunu'nu çıkardı ve bu isyanda TCF'nin de rolü olduğu iddia edildi. İsmet İnönü başkanlığındaki hükûmet tarafından bu olay sebep gösterilerek 5 Haziran tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile tüm muhalif gazeteler ve partilerle birlikte TCF de temelli kapatıldı. Ayrıca Kâzım Karabekir, Haziran tarihinde Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal'e düzenlenen İzmir Suikastı girişimi ile ilgili olarak tutuklandı ve İstiklal Mahkemesi'nde idam ile yargılandıysa da beraat etti.

Karabekir bir görüşmede,
Meclis Başkanı Karabekir.

yılında TBMM'nin ikinci dönemi sona erince milletvekilliği son buldu. Ordu açığında 5 Aralık tarihinde "Müşir" rütbesine hazırken resen emekliye sevk edildi. Bu dönemden sonra uzun bir süre siyasetten uzaklaştırılarak inzivaya çekilmek zorunda kaldı ve yönetimle olan anlaşmazlığı yüzünden sıkıyönetim altında tutulması istenen 84 kişilik "muhalifler" listesinin başında yer aldı.[8] 10 sene sürekli takip ve gözaltında tutuldu ve hatıralarını yazdığı "İstiklal Harbimiz" adlı eseri zamanın hükûmetinin kararıyla "Takrir-i Sükun" kanunu uyarınca toplatıldı. Belki de en sıkıntılı yıllarını bu dönemde geçirdi. Atatürk'ün ölümünün ardından 26 Ocak tarihinde İstanbul Milletvekili seçildi. yılında tekrar milletvekili seçildi ve 5 Ağustos tarihinde yapılan TBMM başkanlık seçimlerinde Meclis Başkanı seçildi. 26 Ocak tarihinde 66 yaşında iken geçirdiği bir kalp krizi sonucu Ankara'da öldü. Törenle Cebeci Askeri Şehitliği'ne defnedilen cenazesi sonraki yıllarda Devlet Mezarlığı'na nakledildi. yılının başında dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ Kâzım Karabekir'in ölüm yıl dönümünü ilk kez andı.[9]

Bulgarca, Fransızca, Almanca ve Rusça bilmekteydi.

Ailesi[değiştir kaynağı değiştir]

Sovyet Rusya ile imzalanacak dostluk antlaşması için Bekir Sami Bey başkanlığında bir delegasyon, 11 Mayıs tarihinde Ankara’dan hareketle 19 Temmuz 'de Moskova'ya ulaştı. Dostluk antlaşmasının esasları 24 Ağustos tarihinde hazır olmakla beraber, Bekir Sami Bey'in bu antlaşmayı imzalaması mümkün olmadı. Çünkü Sovyet Rusya, Bitlis, Van ve Muş illerinin Ermenistan'a terk edilmesini istedi.

Fakat Kâzım Karabekir Paşa komutasındaki Türk kuvvetleri Eylül tarihinde taarruza geçip, Brest-Litovsk Antlaşması ile Türkiye'ye verilen ve Misak-ı Milli hudutları dahilinde olan Sarıkamış, Kars, Ardahan, Artvin ve Batum'u aldıktan sonra Gümrü'yü de ele geçirince, Menşevik iktidarı altındaki Ermeni hükûmeti barışa yanaşmak zorunda kaldı ve 3 Aralık tarihinde Ermenistan ile Gümrü Antlaşması imzalandı. Bu arada, Bolşevikler de Ermenistan'da iktidarı ele geçirmişlerdi. Bu şekilde Ermenistan meselesi kendiliğinden çözümlenmiş oluyordu. Kazanılan bu zaferler üzerine Sovyet Rusya, Millî Mücadele'ye daha fazla önem vermeye başladı.

3 Aralık tarihinde TBMM Murahhası sıfatıyla Gümrü Antlaşması'nı imzaladıktan sonra; 18 Ekim tarihinde biten Kars Konferansı'na Türkiye Baş Murahhas olarak katıldı. Ayrıca bu konferansa başkanlık yaparak; 13 Ekim tarihinde Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan ile Kars Antlaşması'nı imzaladı. Kütahya-Eskişehir Muharebeleri'nden hemen sonra yapılan Sakarya Meydan Muharebesi sonrasına denk gelen bu antlaşma ile Batum'un Sovyetler Birliği'ne terk edilmesi karşılığında karşı taraftan belli miktarlarda silah, cephane ve altın alınacaktı.

Siyasî kariyeri[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir