ülkü tamer ağıt / Ülkü Tamer şarkıları

Ülkü Tamer Ağıt

ülkü tamer ağıt

Ağıtların en acısı


Ağıtların en acısı

26 Şubat

Her kültürde, bireysel ve toplumsal felaketlerin ardından ağıtlar yakılıyor. Bu ağıtlar, ölen kişinin değerini, iyiliklerini, ölümünden dolayı duyulan acıyı veya toplumsal felaketten doğan acı ve üzüntüyü şiirsel ezgiler halinde dile getiriyor… Bu ağıtlar da genellikle müzik formunda ifade ediliyor…

Mersiye

Divan edebiyatında bu ağıtlara ‘’Mersiye’’ olarak adlandırılıyor. Kaynaklar insanoğlunun ilk söylediği şiirin mersiye olduğunu, en eski mersiyenin de Kābil’in Hâbil’i öldürmesi üzerine Hz. Âdem tarafından söylendiğini kaydediyor. Arap edebiyatında mersiyenin başlangıcı, Câhiliye devrindeki cenaze törenlerinde kadınlar tarafından terennüm edilen âhenkli, şiirsel sözlere kadar uzanıyor. Bunların daha sonra manzum kalıplara dökülmesiyle bugün bilinen mersiyeler ortaya çıkıyor…  

Bektaşi geleneğinde de Hz. Hüseyin için yazılmış olan mersiyeler bulunuyor…  Fuzûli’nin “Hadikatü’s-Süadâ” (Seyyidler Bahçesi) adlı meşhur bir mersiyesi bulunuyor. Divan şairi Baki’nin Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümü sonrasında yazmış olduğu Kanuni Mersiyesi de bu türün güzel örneği olarak biliniyor…

Türk halk müziğinde ağıt

Türk halk müziğinde çok sayıda ağıt bulunuyor… Zaten Türk halk müziğinin kendisi neredeyse baştan sona bir ağıt manzumesidir…  Çünkü Anadolu tarihi, yoksulluğun, ihmalin, ilgisizliğin, acının, feryâdın, figânın tarihi olarak yaşanıyor… Tabii ki böylesi bir tarihi geçmişin de edebiyatı karşımız ağıt olarak çıkıyor… Bunları tek tek saymak istemiyorum Ancak bunlardan birkaçını sıralamak istiyorum…

Erzurum yöresinden Muharrem Akkuş ile Yücel Paşmakçı’nın derledikleri, askere gidip de dönmeyen evlat acısını anlatan; ‘’Eledim eledim höllük eledim’’ türküsü bir ağıtın, bir feryâdın, bir figânın ifadesi oluyor…

Malatyalı Fahri Kayahan'ın günümüzde artık kimseciklerin pek bilmediği ''Yolum Düştü Suriye'ye Halep’e’’ gazeli de bir ağıtın, bir feryâdın, bir figânın ifadesi oluyor…

Sözleri Ülkü Tamer’e, bestesi Zülfü Livaneli’ye ait olan ‘’Memik Oğlan’’ adı eser de bir ağıtın, bir feryâdın, bir figânın ifadesi oluyor….

Sadece Anadolu kültür değil, Doğu kültürü de böyle. Vokalistliğini İranlı sanatçı Mamak Khadem’in yaptığı İranlı bir müzik “Axiom of Choice”in  ’Unfolding’’ (Goshayesh) adlı albümlerinde yer alan ‘’Color of Dreams’’ adlı bir şarkı da bir ağıtın, bir feryâdın, bir figânın ifadesi oluyor…

Batı müziğinde ağıt

Batı dünyasında da ‘’ölüm duası’’ olarak acıyı dile getiren, ağıt anlamına gelen orkestra, koro ve şan solistleri için yazılmış ‘’Requiem’’ diye bilinen bir müzik türü bulunuyor…

Bu eserlerin en bilineni Mozart’ın ölmeden önce, kendi ölümüne yazdığına inandığı ve tamamlayamadan taslaklarını bıraktığı requiemidir. Diğer önemli requiemler ise;  Verdi’nin, Brahms’ın, Britten’ın ve Berlioz’un requiemleridir.

Daha önce bu sayfalarda anlattığım bir İspanyol folk şarkısı olan ‘’La Paloma’’ da, yine bu sayfalarda daha önce anlattığım Portekiz müziği ‘’Fado’’ da bir ağıtın, bir feryâdın, bir figânın ifadesi oluyor…

Batı dünyasının bu ağıtları ayrı bir yazı konusudur… Bunları da gelecek hafta yazayım

Ağıtların en acısı

Ancak ağıtların en acısı çok daha başka bir yerde yaşanıyor… Anadolu’nun 11 ilinde şiddetinde bir deprem yaşanıyor… Ancak çok daha şiddetlisi Anadolu insanının kalbinde, gönlünde, ruhunda, canında şiddetinde bir deprem yaşanıyor…

Devlet erkanının tedbirsizliğinden, ihmalinden, kusurundan, basiretsizliğinden dolayı enkaz altında evladını, anasını, babasını, bacısını, eşini, kardeşini, torununu kaybedenlerin acısı bir feryâd bir figân halinde yedi kat gökyüzüne çıkmışken, bu acıyı duymayıp da ekran karşısında bu feryâd, figân eden insanlara, kendi vatandaşlarına devlet erkanının hakareti ise bütün bu ağıtların üstünde ağıtların en acısı oluyor.. Sadece onların değil, bütün bir vatandaşların ruhunda, gönlünde, kalbinde şiddetinde bir deprem daha yaşatıyor… Bu hakaretler kamu vicdanını kanım kanım kanatıyor… Bu duyarsızlık, bu hissizlik, bu vicdansızlık depremin acısını bastırıyor, ağıtların en acısı oluyor, üstüne tuz biber ekiyor…    

‘’Kar üstüne düşer serçe çıt diye
Kanatları parça parça çıt diye
Dokandın mı bir ucuna kırılır
Can dediğin cansız sırça çıt diye’’

Memikoğlan

Türk müziğindeki bahsettiğim ağıtlardan sözleri Ülkü Tamer’e, bestesi Zülfü Livaneli’ye ait olan ‘’Memik Oğlan’’ adı eseri depremde ölen vatandaşlarımızın anısına paylaşmak istiyorum… Bu eserin çok yorumu bulunuyor En bilinenlerin bağlantısını yazımın sonunda veriyorum… Bütün yorumları dinlemenizi arzu ediyorum Defalarca dinlemenizi arzu ediyorum, taa ki acının melodisi zihninizde çakılıp kalana kadar dinlemenizi arzu ediyorum… Taa ki gözlerinizin yaşı kuruyana kadar dinlemenizi arzu ediyorum…

Ağla güzel ve yalnız ülkem ağla.. Ağla güzel ve talihsiz insanımız ağla…

Bir an önce iyileşmemiz dileği ile sizlere acılarımıza merhem olacak bir Pazar günü diliyorum…

Osman AYDOĞAN

Memik Oğlan, Leman Sam:
funduszeue.info?v=z8oUNQWQgjo

Memik Oğlan- Hagen Filarmoni Orkestrası & NRW Türk Müziği korosu
funduszeue.info?v=iaq2NHv0V5M

Memik Oğlan, Anadolu Kapısı Grubu:
funduszeue.info?v=miNlOQew

Memik Oğlan:
funduszeue.info?v=Mi-dVZ2F5KQ

Samin Behin Bolouri, Farsça Memik Oğlan :
funduszeue.info?v=caroqqsjWiw

Züleyha Ortak, Memikoğlan:
Memik Oğlan - YouTube

Ülkü Tamer’in şiirinin adı ‘’Memik’e Ağıt’’tır.

Memik’e Ağıt

Ondört yaşım diken ile kaplanmış
Göz ucuma karıncalar toplanmış
Kurşun gelmiş kaşlarımın üstüne
Alın yazım okur gibi saplanmış

Uyu Memik oğlan uyu
Öte geçelerde büyü

Dağı dağa kavuşturan ben idim
Suyu suya eriştiren can idim
Yükledim mi Mazmahor’dan kaçağı
Gece vakti ışıldayan gün idim

Uyu Memik oğlan uyu
Öte gecelerde büyü

Kar üstüne düşer serçe çıt diye
Kanatları parça parça çıt diye
Dokandın mı bir ucuna kırılır
Can dediğin cansız sırça çıt diye

Uyu Memik oğlan uyu
Öte geçelerde büyü


Yorumlar- Yorum Yaz

-Ülkü Tamer&#;in anısına, yaratısına saygıyla; bu toprakta kalır adın-

AĞIT

Bu toprakta kalır adın
Tohumların arasında
Yeşilinde tarlaların
Başakların sarısında

Yıllar geçse de aradan
Kopar gelir ırmaklardan
Işır yine kurşunlanan
Dostlarının yarasında

Günü gelir dağa çıkar
Yıldızlardan şiir çeker
Kanımızı siler yıkar
Suların en durusunda

Bir annedir bir kardeştir
Ovalarda bir ateştir
Sırasında hayat verir
Ölüm saçar sırasında

Bayrak olur bize yarın
Rüzgârıyla ilkbaharın
Dalgalanır genç kızların
Gözlerinin karasında

Ülkü TAMER

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

İlgili

Ülkü Tamer şarkıları

Bar&#;&#; Y&#;ld&#;r&#;m @yazilama

Antep’ten halklara aç&#;lm&#;&#; bir kucakt&#; Ülkü Tamer. &#;iirlerine yap&#;lan her besteyi sevmemiz, müzikten çok &#;iirin marifetiydi belki. &#;ark&#; bestecili&#;ini kimli&#;inin ilk hanelerinde sayan biri olarak müzisyenin hünerini küçümsemek akl&#;ma bile gelmez. Fakat baz&#; &#;iirler bestecisine bir sorumluluk hissi verir, ba&#;ka zaman tatmin olaca&#;&#; bir ezgi ona yeterli gelmez, en iyisini arar. Schubert’in öylesine hayran oldu&#;u (fakat dikkatini çekmeyi asla ba&#;aramad&#;&#;&#;) Goethe’nin &#;iirlerinin, sanatsal &#;ark&#; gelene&#;inin bu büyük doru&#;undaki pay&#; göz ard&#; edilebilir mi?

Halk &#;iirinin sesini toplumcu duygularla birle&#;tiren hece ölçülü ko&#;malar&#;n ve manilerin ustas&#;yd&#;; 60 ve 70’lere &#;iirleriyle, 80’lere ve 90’lara da o dönem yaz&#;lm&#;&#; &#;iirlerin besteleriyle damgas&#;n&#; vurdu. Cemal Süreya’n&#;n “neredeyse sa&#; kolu” olarak Papirüs’ü ç&#;kard&#; ve &#;kinci Yeni damar&#;na görünü&#;te halk &#;iirinin sesinden çok farkl&#;, ama biraz yak&#;ndan bak&#;ld&#;&#;&#;nda oradan beslenmeye devam eden (belli ki “folklor &#;iire dü&#;man” de&#;il!) &#;iirlerle kan ta&#;&#;d&#;.

Yaln&#;zca yazd&#;&#;&#; de&#;il çevirdi&#;i &#;iirlerle de Türkçe &#;iirin tonunu saptad&#;. “Uyu Memik O&#;lan uyu, öte geçelerde büyü”yü, “Hem dersini bilmiyor hem de &#;i&#;man herkesten”i nas&#;l biliyorsak “Bolivyal&#; küçük asker, karde&#; dedi&#;in vurulmaz, karde&#;ini vurmaz insan” diyen Kübal&#; &#;air Nicolas Guillen’i de öyle biliyoruz, Ülkü Tamer’in sesiyle biliyoruz.

Halk &#;iirinin sesini ça&#;da&#; dilin tezgâh&#;nda dokuyu&#;unu bir ders gibi okudu&#;um, Latin Amerika &#;iirleri Antolojisi’ndeki çevirilerini ezberledi&#;im, &#;iirlerini müzikledi&#;im Ülkü Tamer’in ölüm haberini, bir ba&#;ka büyük Anadolulu &#;air Enver Gökçe’nin kasabas&#; E&#;in’de ald&#;m. Duydu&#;um andan beridir kafamda “Ülkü Tamer &#;ark&#;lar&#;” çal&#;yor. Onlardan bir demet toplamak istedim. Burada video olarak payla&#;t&#;klar&#;ma ek olarak &#;ark&#;lar&#;n ba&#;ka yorumlar&#;na, linkteki Spotify çalma listesinden eri&#;ilebilir.

ÜLKÜ TAMER &#;&#;&#;RLER&#;NE BESTELER

Görece yak&#;n tarihli ama en güçlü &#;ark&#;lardan biriyle ba&#;lamak istiyorum: &#;airin “A&#;&#;t” &#;iiri üzerine Grup Yorum’un besteledi&#;i “Dü&#;enlere.” Buraya on binlerin birlikte söyledi&#;i bir konser kayd&#;n&#; ald&#;m. Ama armoni ustal&#;&#;&#;yla yaz&#;lm&#;&#; bir blokflüt kuartetinin e&#;lik etti&#;i Cemo albümündeki ilk versiyonun da çalma listesi içinden bulunup dinlenmesini kuvvetle tavsiye ederim.

Öyle güçlü bir &#;iir ki “A&#;&#;t” on y&#;llard&#;r çe&#;itli sanatç&#;larca tekrar tekrar bestelenmi&#;. Önce Hüsnü Arkan yorumu:

Ayn&#; &#;iire Grup Merhaba bestesi.

Son olarak Edip Akbayram’&#;n hüzünlü versiyonu:

Ülkü Tamer &#;ark&#;lar&#; dedi&#;imiz zaman elbette Zülfü Livaneli’nin melodik ustal&#;&#;&#; geliyor akl&#;m&#;za. Mikis Theodorakis’in müzikal dehas&#;yla birlikte düzenlenen albüme ad&#;n&#; veren “Güne&#; Topla Benim &#;çin” iyi bir ba&#;lama noktas&#;. Ba&#;laman&#;n “fugato” riff’iyle ba&#;lay&#;p kad&#;n vokalin kontr&#;an&#;yla renklenen güçlü bir çok seslilik. Çalma listesi içinde orijinal kayda ve Leman Sam’&#;n yorumlar&#;na ula&#;&#;labilir. Buraya dostumuz Mert F&#;rat’&#;n samimi icras&#;n&#; b&#;rak&#;yorum.

&#;imdi 14 ya&#;&#;nda kaça&#;a ç&#;kan Memik O&#;lan’&#; Livaneli’nin ilk albümlerinin birindeki genç sesli, minimalist yorumuyla dinleyelim. Binlerce ki&#;inin yanl&#;&#; bildi&#;i, onlarca &#;ark&#;c&#;n&#;n yanl&#;&#; söyledi&#;i dizenin do&#;rusunu hat&#;rlatarak: Memik O&#;lan “öte gecelerde” de&#;il “öte geçeler”de büyüyor, s&#;n&#;r&#;n öte taraf&#;na geçerken. Çalma listesi içinde &#;ark&#;n&#;n bence en iyi yorumu olan Güne&#; Topla Benim &#;çin albümündeki kayd&#;na, Hakan Aysev’in “operatik” yorumuna ve Kubat ve Leman Sam’&#;n icralar&#;na eri&#;ilebilir.

Bir s&#;n&#;r &#;ehrinin evlad&#; olarak kaça&#;a gidenlerin ya&#;ad&#;klar&#;n&#; iyi biliyordu. Memik O&#;lan gibi May&#;n da Livaneli’nin ilk bestelerindendi, Zor Y&#;llar’dan sonra çok daha iyi bilindi: “Kilis’e haber sald&#;m / Hekim gelecek bildim / Kan&#; bir yana b&#;rak / Revan içinde kald&#;m…” Spotify’da bulamad&#;&#;&#;m temiz bir Zafer Güler yorumunu payla&#;&#;yorum. Bu çalma listesinde Livaneli’nin orijinal yorumu ile Maden film müzi&#;i olarak düzenlemesi ve &#;lkay Akkaya’n&#;n güçlü yorumu da yer al&#;yor. Bir de Cengiz Özkan versiyonu var ki herhangi bir listeye almaya de&#;mez.

Ölümlerin günü ve geceyi kas&#;p kavurdu&#;u günlerin &#;airiydi Ülkü Tamer. Ne çok ölümü onun dizeleriyle and&#;k. “Ü&#;ür Ölüm Bile” belki bir Frans&#;z partizan&#;n&#; anlat&#;yordur belki kur&#;una dizilen 33 köylüden birini… Ahmet Kaya’dan ve Selda’dan iki farkl&#; yorumu var. Selda’n&#;n (nakarat&#; &#;anar Yurdatapan’&#;n “Vur &#;u saz&#;n tellerine”sini hat&#;rlatan) bestesi h&#;zl&#; ritmine ra&#;men bozlak aya&#;&#;n&#; kullan&#;&#;&#;yla hüznü yans&#;tabiliyor. Ahmet Kaya’n&#;n (çalma listesinde Suavi yorumunu da bulabilece&#;iniz) bestesi ise ayn&#; modalitenin içine bir balad a&#;&#;rl&#;&#;&#;n&#; ta&#;&#;yor. Önce Ahmet Kaya’dan ba&#;layal&#;m.

Selda’n&#;n ritmik yorumu:

Havay&#; biraz de&#;i&#;tirmek için Yüzyüzeyken Konu&#;uruz’dan içinden Ülkü Tamer &#;iiri geçen Cenaze Evi’yle devam edelim. “Hem dersini bilmiyor hem de &#;i&#;man herkesten” dizesiyle tan&#;d&#;&#;&#;m&#;z &#;kinci Yeni &#;iiri “Konu&#;ma”y&#; bir resitatif havas&#;yla di&#;er sözlerin aras&#;nda katm&#;&#; grup.

Geceleyin karanl&#;kta, suya att&#;m ben sesimi.” Livaneli ve Theodorakis t&#;n&#;lar&#;n&#; 5/8’lik bir ezgide birlikte t&#;nlatan bir &#;ark&#;: Geceleyin…

Ayn&#; &#;iire yap&#;lan bir ba&#;ka beste: Bir vals… &#;lkay Akkaya yorumuyla: “Türkü oldu birden bire…”

Çevirilerinin de kendi yazd&#;klar&#; kadar “Ülkü Tamer &#;iiri” olduklar&#;ndan bahsettik. “Bolivyal&#; Küçük Asker” belki de bunlar&#;n en iyi bilineni. Mehmet Celal yorumuyla dinleyelim.

Bilen bilir, Ülkü Tamer’in Bolivyal&#; &#;air Pedro Shimose’dan çevirdi&#;i, o müthi&#; Latin Amerika &#;iiri Antolojisi’nde yer alan “Bir Küçükburjuvan&#;n Süperakademik Realist &#;iiri” çok daha “avam” bir adla bir Ahmet Kaya &#;ark&#;s&#;na konu olmu&#;tur. Çok iyi bir &#;iir okuru olan Ahmet Kaya bu &#;iirin &#;ark&#;s&#;na “Çek Mustafa Çek” ad&#;n&#; yak&#;&#;t&#;rm&#;&#;! “Genç kad&#;nlar&#; kültürümüzle etkiledikten sonra / Vesta k&#;zlar&#;na ve utangaç rahibelere sald&#;rd&#;ktan sonra / … / elimize ne geçti? // Akademide bir koltuk, bir de çek defteri.” Bir erken “post-modern ayd&#;n” ele&#;tirisi.

Ahmet Kaya’n&#;n Ba&#;kald&#;r&#;yorum albümü bir ba&#;ka çok güçlü Ülkü Tamer &#;iirini içinde bar&#;nd&#;r&#;r: Gül Dikeni. Nakarattaki tempo de&#;i&#;ikli&#;iyle ve yal&#;n armonik minör melodisiyle karakterize olan bir &#;ark&#;: “Uçaklar&#; nedeyim, gökku&#;a&#;&#; gönder bana…

Zülfü Livaneli de son albümlerinden birine ad&#;n&#; veren &#;ark&#;n&#;n ad&#;n&#; ayn&#; &#;iirden ald&#;: “Gökku&#;a&#;&#; gönder bana.” Alevi deyi&#;leri tarz&#;nda bestelenmi&#; &#;iirin bir ba&#;ka versiyonuna çalma listesinde Özlem Tamer yorumuyla eri&#;ebilirsiniz.

Neredeyse her &#;iir birden fazla kez bestelenmi&#;. Neredeyse her &#;ark&#; birden fazla sanatç&#; taraf&#;ndan yorumlanm&#;&#;. Dedik ya, yaln&#;zca müzi&#;in gücü olamaz bu, &#;iirin de gücü olsa gerek…

Kim bilir kaç Ülkü Tamer bestesini d&#;&#;ar&#;da b&#;rakm&#;&#;&#;md&#;r? Ben en sevdi&#;im &#;ark&#;yla bitirmek istiyorum. Güne&#; Topla Benim &#;çin’in biraz Memik O&#;lan’&#;n gölgesinde kalm&#;&#; olsa da beni en çok etkileyen &#;ark&#;s&#;; Chants Révolutionnaires Turcs (“Türk Devrimci &#;ark&#;lar&#;”) içinde bir Karaco&#;lan &#;iiriyle söylenen, daha sonra Ülkü Tamer &#;iirine uyarlanan o çok güçlü ezgi: Selam Olsun.

“Kar alt&#;nda deniz dü&#;ü kuranlara selam olsun”, bu dü&#;lerin türkülerini yazan Ülkü Tamer’e selam olsun.

Burada ad&#; geçen hemen tüm &#;ark&#;lar&#;n yer ald&#;&#;&#; çalma listesi

Kuşağının Şair Sesi Ülkü Tamer

* Bu yazıda Türkçe’nin en önemli  şairlerden birinin ölümü sebebiyle şiirinden ve son kitabından söz edeceğim. 

Ülkü Tamer, kuşağının şair sesi. İkinci Yeni akımı içinde anılır ismi. Oysa oraya daha sonradan dahil olmuştur. Sonradan katılmasına rağmen Turgut Uyar’dan Cemal Süreya’dan daha ‘yeni’dir. Klişelerden uzak durur ve yeni bir ses yaratır kendine. Cemal Süreya, onun ilk şiirleri için Nuh’un Gemisi benzetmesini yapar. (Şapkam Dolu Çiçekle – YKY / Suçsuzluğun Şiiri) Islık Yayınları’ndan yılında çıkan ‘bir adın yolculuktu’ son şiir kitabına aldığı şiirlerle bu benzetmenin haklılığını kanıtlar. Çünkü Antep sevdalısı Tamer; Nakıp Ali’den Davut’un Demirci dükkanına, Tarancı’dan Necatigil’e; Zeus’dan Penolepe’ye kadar herkesi şiirine alıyor.

HAYATINA KISACA BİR BAKIŞ

Ülkü Tamer, kitapsever bir anne ile kütüphanesi dopdolu bir babanın oğlu olarak Antep’te doğduğunda yıl ’dir.  Dünya henüz çirkinleşmemiştir. Okumayı okula başlamadan annesinden öğrenir. Şiir sevgisi ilkokul yıllarına rastlar. Yine annesinin ona çocukken okuduğu şiirler etkilidir. İlkokulda yazmaya başladığı şiirleri Robert Kolej yıllarında da devam eder. Artık burada edebiyat üzerine okumalar yapar ve şiir zevkini geliştirir; okulun şiir topluluklarına katılır. İlk şiiri Kaynak dergisinde sonrakileri ise Varlık, Yeditepe, Pazar Postası, A, Yeni Dergi gibi önemli dergilerde yer alır. İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nü bitirir. Tiyatro oyunculuğunun yanı sıra çevirmenlik de yapar. Edith Hamilton’dan çevirdiği Mitologya ile TDK Çeviri Ödülü’ne layık görülür.  Hikayelerini topladığı Alleben Öyküleri  yılında Yunus Nadi Öykü Armağanı kazanır. Anılarının bir bölümünü Yaşamak Hatırlamaktır adıyla kitaplaştırır. yılında bütün şiirlerini Yanardağın Üstündeki Kuş ismiyle yayımlar. ’ten sonra yayımlanan ve toplu şiirlerine girmemiş şiirlerini de yılında Bir Adın Yolcuktu kitabında toplar. Aynı yıl Can Yayınları’nca Tarihte Yaşanmamış Olaylar kitabı öykü kitabı basılır. Harry Potter başta olmak üzere çeşitli yazarların çocuk kitaplarının çevirmenliğini yapar. Bunun dışında kendi yazdığı çocuk kitapları da vardır.

POETİKASIZ ŞAİRİN ŞİİRİ

Ülkü Tamer’in ismi hep İkinci Yeni akımıyla birlikte anılır. Kendisi bu akıma daha sonra dahil olmuş ve arkadaşlarının şiirlerinden ve klişelerden uzak şiirler yazmıştır. Nesirler yazmış olmasına rağmen kendine ait bir poetika yazmamıştır. Şiirle ilgili ya da şiire dair görüşünü kendine saklamıştır. Aslında onun poetikasını ‘Şiir İçin Cevaplar’ şiiri sayılabilir. O kuşağının tek şairidir. Çağdaşlarının öykülerine taşıdıkları sorunları o şiirine taşımıştır. İstanbul’un kentsel dönüşümü, kapitalizmin giderek güçlenmesi ve bunun sonucunda doğan samimiyetsizlik tutunacak dal aratır şaire. Çocukluğa sığınır; doğal ve gerçek olana. Anıları, çocukluğu ve doğa şiirlerinde en sık kullanılan temalardır ve bu üç tema Antep’te birleşir.

İKİNCİ YENİ OLAYI

Ülkü Tamer isminin İkinci Yeni ile birlikte anıldığını söylemiştim. Şiiriyle ilgili sözlerime devam etmeden önce İkinci Yeni şiirini hatırlatmak istedim. İkinci Yeni ismini ilk kez Muzaffer Erdost yılında Pazar Postası dergisinde kullanır. Turgut Uyar, Edip Cansever, İlhan Berk, Cemal Süreya ve Sezai Karakoç önde gelen şairlerdir. Kendilerinden önce gündemde olan ‘Garip’ şiirine karşı çıkmış ve kendi şiir anlayışlarını öne sürmüşlerdir. Aslında tek neden bu değildir. Edebiyat hiçbir zaman siyasetten ve toplumsal olaylardan uzak kalmamıştır. İkinci Yeni şiiri baş gösterdiği dönemde tek partili dönem vardı ve toplumsal yoksulluk artık göz ardı edilebilecek bir şey değildi. Tek partili hayatın dayatmacı politikaları sonucu azınlıkta olan aydınlar da direniş yöntemi olarak bilince ait her şeyi ret etmeyi seçmiş. Şairler anlama karşı çıkmış, konuşma dilini şiirden kaldırmış ve salt şiire yönelmişlerdir.

Ülkü Tamer’in şiirlerini bu bağlamda değerlendirmek gerek. Türk şiirinde Batı ve Doğu sentezini en iyi yapan isimlerden birisidir. Batıyı yaptığı çevirilerden öğrenir ve bunu yerli kalıplarda işler. Aynı Tanzimat Dönemi eserlerinde olduğu gibi. Ama Tamer daha başarılıdır. Kendi şiir dilini ilk şiirlerinde oluşturmuştur. Zıtlıkların birliği üzerine inşa eder. Veysel Çolak onun şiiri için “Ülkü Tamer şiiri karşıtların birliği üzerine gelişir ve süreklilik kazanır. Tıpkı yaşam gibi örgütlü ve dağılgandır.” der.

ÇÜNKÜ “BİR ADIN YOLCULUKTU “

77 yaşının şiirlerini Bir Adın Yolculuktu kitabında toplar. Toplu şiirlerine almadığı ve yılından sonra yazdığı şiirleri içerir. Diğer şiirlerinde de sık karşılaşılan mitoloji ve Antep iç içedir. Bir Adın Yolculuktu şiirinde Odysseia Destanı kahramanları Antep’te yazgılarını yaşarlar. Cevabını bildiği sorular sorar Ülkü Tamer. Bilir ama bilmezden gelir. 7 bölüme ayırdığı şiirde Odysseus’un Antep’te yolculuğunu işler. “Kavaklık neresiydi, İthaka neresi“ diye başlar “kimdi Odysseus / Antep’e gelenlerin delisi miydi” sorusuyla ilk bölümü bitirir. İkinci bölümde Antep’te gezinmeye başlar. “…Alır bir avuç leblebisinden /Alleben’de rakı içmeye gider” Üçüncü bölümde yolcu Odysseus soruları devam eder. “Hep bunu soruyor, hep bunu konuşuyordun” deyişiyle bir başkasının hatırasını anlattığını anlarız. Dördüncü bölümde Antep’e gezinti devam eder. Antepli’ye yolculuğunun nereden başladığını sorar ve cevabını kendi verir. Bir yolculuğu Davut’un demirci dükkanından başlarken bir başkası da Arasa’daki isimsiz kebapçıdan başlar. Bu bölümde saydığı özel isimler önemlidir. Çünkü hepsi Antep’le bütünleşmiş isimlerdir. Aslında şairin kurduğu kendi Antep’inin isimleridir. Mitoloji, dünyanın tecrübesidir. Tanrılardan insanlara aktarılmış bir tecrübe. Şiir de şairlerden okuyucuya aktarılan bir tecrübedir. Ülkü Tamer Odysseus kılığında Antep’te yolculuğa çıkar. Aslında kendi hayatındaki yolculuğudur. Bunu “kim bilir nereden başlatmıştın yolculuğunu / Sait Faik’ten mi, O’Henry’den mi, Çehov’dan mı / Su almak için indiğin istasyon / Bozkırında mıydı Gorki’nin , Konya ovasında mı “ dizelerinde ele verir kendini. “Kavaklık neresiydi , İthaka neresi / Kimdi Odysseus / Antep’ten gelenlerin delisi miydi” diyerek bitirir yolculuğunu. Bu şiiri ilk okuyuşumda bana Kavafis’in meşhur şiirini anımsattı.

“Hiç aklından çıkartma İthaka’yı

Oraya varmak senin başlıca yazgın”

Kitabın ikinci kısmı Neslihan’a Şiirler başlığını taşıyor. Buradaki şiirler İkinci Yeni şiir anlayışının dışında kalıyor. Ünlü ve ünsüz tekrarlarıyla sağlanan kafiyeler ve dörtlükle yazılmış bazı şiirler buna örnek oluşturuyor.

Son şiir kitabında -bana kalırsa- en önemli ve üzerine konuşulacak şey Her Gün Bir Şiir kısmı. Burada çok bilindik ama çok eski bir söz sanatına başvurmuş. Bir şiirin son cümlesi / kelimesi bir sonraki şiirin ilk cümlesi / kelimesi olmuş. Buna Redd’ül acüz denir. Yani sonu başa çevirmek anlamına gelir. Çağdaşlarının şiirde kullanmamak üzerine manifesto yazdığı Divan Şiiri ve Halk Şiiri Tamer’in çoğu şiirinde kendi gösterir. Arayatı başlığını taşıyan bölümdeki şiirler Halk şiiri özellikleri belirgindir. Dörtlükle yazılmış ve halk deyişlerinden de yararlanılmış. Başlı başına bir başka İkinci Yeni’dir Ülkü Tamer.

GETİR BANA

“Varsın yaz biterse bitsin
Sıcak bir kış getir bana
Uykumda sarılmam için
Sonsuz bir düş getir bana

Karda gül açar mı deme
Güneşini esirgeme
Ek yağmuru yüreğime
Bir damla yaş getir bana

Besler beni senin sevdan
Elimi tuttuğun zaman
Bir bulutun kanadından”
Küçük bir kuş getir bana

v

Like this:

Posted byBir Rüyadan Arta KalanPosted inArakat Sanat Yazılarım, Edebiyat

Published by Bir Rüyadan Arta Kalan

Beykent Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi. Uludağ Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı mezunu. Aynı zamanda Toplum Gönüllüsü. İncir Çekirdeği Dergisi'nde ve Arakat Sanat sitesinde yazar. Ahmet Cemal Kültür Atölyesi (ACKA)' nın bir mensubu. View more posts

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası