Bol Su Içmek Şekeri Düşürürmü
»Su içmek için susamayı beklemeyin
Yaz aylarında böbrek sağlığını korumak için su tüketimini artırmak önem arz ediyor. Dolayısıyla en az 1,5-2 litre su tüketmek ve en önemlisi de su içmek için susamayı beklememek gerek. Yeteri kadar su içemeyen kişiler ise günde 2 adet sodyumu çok yüksek olmayan maden suyu içebilir.
»Su oranı yüksek gıdaları tercih edin
Yaz aylarında birçok sebze ve meyvenin su içeriği yüksek. Özellikle karpuz ve şeftali gibi sudan zengin meyveler ile limon ve brokolinin sıkça tüketilebilir. Böbrek sağlığı açısından limonu sofradan eksik edilmemesi gerek. Öğünleri hafif, meyve ve sebze ağırlıklı olması böbrek sağlığını korumak için önemli. Özellikle bu aylarda ağır yemekler ve kızartmalardan kaçınmak gerekir. Kızartmalar, kan kolesterol seviyesini ve kiloyu da arttırabileceği için genel sağlık açısından son derece zararlı besinler arasında yer alıyor. Böbrek hastalarının ise mutlaka hekimlerinin önerdiği şekilde beslenmesi gerek.
»Tuz ve şekeri sınırlandırmak gerekiyor
Tuz, böbrek sağlığını olumsuz yönde etkileyen besinlerin başında geliyor. Hipertansiyonun yanı sıra taş oluşumuna da yol açabiliyor. Aşırı tuz tüketimi, hem böbrekleri hem de böbreğin birlikte çalıştığı kalbi olumsuz yönde etkileyebiliyor. Şeker de böbrek için zararlı besinler arasında yer alıyor. Şeker diyabet riskini artırarak böbrek yetmezliğine yol açabiliyor. Şeker ayrıca fazla kilo almaya da neden oluyır. Aşırı kilolu olmak da böbreklerin sağlığını bozmaktadır. Bu tabloya bakarak, tuz ve şekerin böbreklerin en tehlikeli iki düşmanı olduğunu söylenebilir. Sigara ve şeker gibi sigara da böbrek yetmezliğini artıran önemli unsurlardan biri.
»Gece sık idrara çıkıyorsanız dikkat!
Böbrek hastalıklarına ilişkin tek spesifik bulgu nedensiz yere gece sık idrara çıkıyor. Yeterince sıvı alınmamasına rağmen gece boyunca ikiden fazla idrara çıkma durumu varsa böbrek hastalığından şüphelenmek gerek. Gelişebilecek böbrek hastalığını önlemenin en iyi yolu da belli aralıklarla kan ve idrar tetkikleri yaptırmaktan geçiyor.
»İlaç kullanımına dikkat edin!
Yaz aylarında bilinçsizce ve uzun süreli olarak kullanılan ağrı kesiciler, antibiyotikler de böbrek sağlığını olumsuz etkiliyor.
Tarçın ve limon kan şekerini düşürür mü?
Bir salgın gibi görülme oranı gittikçe artan diyabet sorunu, özellikle yanlış yaşam ve beslenme biçimleri nedeniyle toplum sağlığını tehdit ediyor. Bu hastalıkla ilgili doğru sanılan birçok yanlış bilginin kulaktan kulağa dolaştığını belirten Doç. Dr. Haluk Sargın, tarçın ve limonun kan şekerini düşürdüğü gibi pek çok inanışın doğrularını anlattı. İşte diyabetle ilgili doğru bilinen 26 yanlış bilgi...
Yayınlanma: 11:12 - 08 Kasım 2016 Güncellenme:
Sağlıksız beslenme ve hareketsizlik, kilo alımına yol açmakla birlikte Tip 2 diyabete de zemin oluşturuyor. DİYAOBEZİTE diye bir tabirde ortaya atılan bu durum özellikle büyük şehirde yaşayanları tehdit ediyor. Ulaşım zorlukları sebebiyle yol için aşırı zaman kaybı, ekonomik, sosyal ve çevresel faktörlerin olumsuzluğu sebebiyle spora yönelememe veya vakit ayıramama, iş yoğunluğundan dolayı atıştırmaya yönelik sağlıksız gıda alımı, ekonomik imkansızlıklar sebebiyle tek yönlü beslenme biçimi obeziteyi dünya çapında ve ülkemizde adeta patlatmıştır.
Dünyanın iletişim sebebiyle yakınlaşmasından ötürü gıda tercihleri değişmiş olup bilhassa yüksek yağ içeren yiyeceklerin, fastfood’ların tüketiminin artışı, lifli gıdaların alınmaması veya seyrek tüketimi, ailelerin evde yemek yapma yerine dışarıdan yemek söylenmesi bu sağlıksız ve tehlikeli zemini meydana getirmiştir.
Masa başı, büro hayatı, bilgisayar ve televizyon alışkanlıkları insanları küçük yaşlardan itibaren hareketsizliğe itmekte egzersiz alışkanlığının toplumdan uzaklaşmasına sebep olmaktadır.
Bütün bu durumlar diyabetin büyüyüp gelişip bir salgın haline gelmesine uygun bir vasat oluşmasına sebep olmaktadır.
Bütün bu tablonun bize verdiği en önemli mesaj diyabet, diyabet öncesi ve obezite hastalarının bilinçlendirilmesi gerektiği gerçeğini göstermektedir.
Bu itibarla diyabet hastalarına uygun yeterli ve gerekli eğitim verilmesi şarttır. Toplumda diyabete yönelik eğitim verilirken birçok doğru bilinen yanlışla karşılaşmaktayız. Kadıköy Florence Nightingale Hastanesi, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümünden, Doç. Dr. Haluk Sargın 26 soruda diyabette doğru bilenen yanlışları açıklıyor;
1) İnsülin bağımlılık yapan bir ilaçtır.
İnsülin bir ilaç değil hormondur. Eksik olan bünyeye dışardan verilen takviye bir hormondur. Yani vücudun ihtiyaç duymasından kaynaklanır. Bağımlılık yapma özelliği katiyen yoktur.
2) İnsüline başlandığı zaman bırakılmaz.
İnsülin rezervleri tamamıyla tükenmiş olan diyabetik hastalar istisna, hap kullanan hastaların ağır enfeksiyonlarında, cerrahi girişimlerinde ve gebeliklerinde geçici olarak kullanılıp bırakılabilir. Bazı aşırı kilolu hastalarda insülin rezervi uygunsa ciddi kilo verimi sonucu haplara dönülebilmektedir.
3) İnsülin şişmanlatır.
Egzersiz ve diyetine dikkat eden hastalarda insülin kilo yapmaz. İnsülin direnci sebebiyle iştah artışı olan hastalarda insülin direncini kıran haplarla kombinasyonlar yapılarak iştah artışı engellenebilir.
4) Bazı bitkileri; tarçın ve limonun kan şekerini düşürmesi iddiası
Bilimsel karşılığı olmayan ispatlanmamış söylentilerdir bunlar.
5) Diyabet yaşlandırır.
Bu görüşte tamamiyle yanlıştır. İlaç, diyet ve egzersiz insülin uygulayan hastalarda bir sorun görülmemiştir. Tip 1 Diyabet olup iyi kan şekeri seviyesi yakalanamamışsa gelişme geriliği olabilmekte, yine iyi kan şekeri düzeyi yakalanamamış Tip 2 Diyabetli hastalarda yaşam kalitesi azalmakta diyabetin sorunlarına bağlı maduriyetler ortaya çıkmaktadır.
6) Diyabet hastası spor yapamaz.
Bu bilgide son derece yanlıştır. Bilakis spor yapması önerilmektedir. Spor öncesi ve sonrası kan şekerine bakarak gerekirse bir ara öğün ilave edebilir. Açken (bilhassa sabah) spor yapmak sakıncalı olur. Hipoglisemi riski artar. Kesinlikle doğru değildir. Ayrıca istikrarlı spor yapanlarda insüline olan ihtiyaç azalır, insülin direnci küçülür veya ortadan kalkar.
7) Diyabetikler çocuk sahibi olamaz.
Buda gerçek dışı bir bilgidir. Kan şekeri düzeyi iyi ise üç aylık ortalama HbA1c referans aralıklarda ise gayet sağlıklı çocuk sahibi olunur doğum yapılabilir.
Erkeklerde iyi kan şekeri seviyesi seksüel fonksiyon bozukluğu görülmesine mani olacağından sağlıklı bir cinsel yaşam ve çocuk sahibi olma yeteneğini muhafaza edilmesini sağlar.
8) Meyve suyu tüketimi zararlı değildir.
Meyvenin suyundan ziyade kendisi porsiyon (1 adet) olarak önerilir. Meyve suyu elde etmek için o meyveden 3-4 adet sıkmak, kullanmak gerekir. Bunun tabii sonucu olarak fazla meyve tüketimi glukozun aşırı alımına sebep olur. Ayrıca sıvı gıdalar çabuk emildiğinden kan şekerlerinde ani yükselmelere sebep olur.
9) Sadece kan şekeri çok yüksek olanlar insülin kullanmalıdır.
İnsülin eksikliği, yetersizliği diyabetin oluşumunda esas mekanizmadır. Bu durumun tedavisi insülin salgılatıcı ilaçlar ve etkisini arttırıcı olanları almaktır. Tip 1 Diyabette insülin rezervi kalmamış veya çok azalmıştır. Bu grupta sadece insülin kullanımı zorunludur. Diğer grupta hapların yetersiz kaldığı durumlarda insülin verilebilir. Ayrıca kan şekeri normal giden hap kullanan hastalarda karaciğer veya böbrek hastalığı (yetersizliği) geliştiyse, gebelerde, ameliyat olacak diyabetiklerde, göz sorunları veya kalp damar hastalığı gelişen diyabetiklerde kan şekeri yüksek seyretmese de insüline geçilir.
10) İnsülin tedavisi böbrek ve gözlere zarar verir körlüğe sebep olur iddiası
Tamamıyla gerçek dışıdır. Bilakis iyi regüle olamamış diyabetliler kalp damar hastalığının yanı sıra ağır böbrek hasarı sonucu böbrek yetmezliği ve diyaliz, gözlerde kanamalar ve körlük akıbetiyle karşılaşırlar.
11) Diyabet hastalığı bulaşıcı bir hastalıktır.
Kronik ve metabolik bir hastalıktır. Bulaşıcı özelliği yoktur. Kalıtsal özelliği vardır.
12) Diyabet hastaları göz rahatsızlığı yoksa göz doktoruna gitmemelidir.
Diyabet göz, böbrek ve kalp damar açısından hedef organ hasarı yapan bir metabolik hastalıktır.
Tip 1 Diyabetiklerde tanıdan 5 yıl sonra
Tip 2 Diyabetiklerde tanı konulduğunda göz ve böbrek kontrolleri yapılmalıdır. Sonra da her yıl göz dibi muayeneleri tekrarlanmalıdır.
13) Ailede şeker hastalığı varsa bende muhakkak şeker hastası olurum.
Tip 1 DM ailevi geçiş seyrektir.
Tip 2 DM de ailevi geçiş oranı daha fazladır.
Yaşam tarzı değişiklikleri (yeme içme) disiplini ve egzersiz uygulamalarıyla gerekirse insülin etkisini arttırıcı ilaçlarla diyabetin gidişi durdurulur veya geciktirilir.
14) Diyabet hastası ekmek, patates, makarna yiyemez.
Diyabetik hastalar nişasta tüketebilir. Ancak alınan gıdanın miktarına dikkat etmek gerekir. Diyabetik olmayan hastalara da önerildiği üzere kepekli ürünler tercih edilmelidir.
15) Diyabet hastaları tatlı ve çikolata yiyemez.
Egzersiz ve diyet uyumu olan hastalar zaman zaman ölçülü bir oranda bu gıdaları tüketebilirler.
16) Şişman hastalar muhakkak diyabet olurlar.
Obez ve fazla kilolu olmak diyabet riskini arttırır. Ancak bu hastaların muhakkak diyabet olacağı anlamına gelmez. Tip 2 Diyabet olup obez olmayan çok sayıda hasta vardır. Keskin bir genelleme doğru değildir.
17) Diyabet ciddi bir hastalık değildir.
Diyabet kötü yönetilir veya hasta uyumsuzluğu olup kan şekeri yüksek seyreden bir hal alınca cidden ürkütücü ve akıbeti hiç de iyi olmayan bir hastalıktır. Yavaş ve eziyetli bir ölüm sürecine sebep olur. En sık kalp damar hastalıkları, felç, böbrek yetmezliği, göz hastalıkları sonucu görme kaybı ve körlüktür.
18) Ekşi meyvelerde daha az şeker bulunur.
Tatlı ve ekşi meyvenin içerdiği şeker miktarı aynıdır. Meyveler olgunlaştıkça içindeki şeker miktarı artar emilimi hızlanır. Bu sebeple armut, muz, şeftali, kayısı gibi meyvelerin yumuşak ve sulu olduğu dönemde yenilmemesi veya daha sert olanları tercih edilmelidir.
19) Doğal balda şeker yoktur serbestçe yenebilir.
Hem doğal hem yapay balda glukoz ve früktoz vardır. Bal kan şekerini yükseltir.
20) Hamileyken insülin kullanımı bebeğe zarar verir.
İnsülin bebeğe geçemediğinden herhangi bir olumsuz etkisi yoktur. Plasenta anne rahmi ve bebek arasında kan alışverişi sağlamada bariyer oluşturur. Her maddenin geçişine izin vermez.
21) İnsülin iğne uçları değiştirilmeden birkaç gün kullanılabilir.
İğne uçları her kullanımda değiştirmek zaruridir. İnce iğne uçları ilk bastırmadan sonra dik kalma vasfını kaybetmekte ve yamulmaktadır. Bu yamulma sonraki iğne uygulamalarında can acımasına sebep olmakta, kanama ve enfeksiyon riskini arttırmaktadır. İnsülin protein yapısında bir hormondur. İğne ucu kalemde takılı kalınca bakteriler yerleşir. Kalem içi insüline bu bakteriler ulaşıp ilacın vasfını bozabilir. Deride oluşan bakteriyel enfeksiyonlara sebep olur.
22) Diyabet cinsel hayatı bitirir.
İyi yönetilmeyen ve yüksek kan şekeri seviyesiyle seyreden hastalarda cinsel hayatı olumsuz etkiler. Dikkat edildiği taktirde sağlıklı bir cinsel hayat mümkündür.
23) Diyetisyene başvurmadan diyet uygulamalar.
Diyabet hastaları Diyabet hastalarına özel kişisel özellikleri de dikkate alınacak şekilde özel spesifik bir diyet programına diyetisyen eşliğinde muhakkak başlamalı ve sürdürmelidir.
24) Diyabet hastaları sinirli olurlar.
Hipoglisemi dediğimiz kan şekeri düşüklüğünde rastladığımız bir durumdur. İlaç ve diyet uyumu sağlandığında bu tür bir yakınma olmaz.
25) Kan şekeri normalize edildikten sonra hastanın kontrolleri yaptırmaması ve iyileşme hali olduğu düşüncesi
Bu durum uyumlu tedavi sonucu elde edilen iyilik hali sonrası ortaya çıkar. Hastanın kan şekeri ortalaması iyi de çıksa doktorunun önerdiği zamanlarda muhakkak kontrollere gelmesi gereklidir. İyileştim zannıyla ilaç alımını terk etme, kontrollere gelmeme son derece hatalı bir tutumdur.
26) Diyabet çok şeker yiyen insanlarda görülür
Bu düşünce tamamen yanlış olup çok şeker yeme yüksek kalori alımına sebep olmakta obeziteye sebep olmakta, genetik yatkınlığı olan kişilerde diyabetin oluşumuna zemin hazırlamaktadır.
ameliyatannebalBebekÇocukdiyabetdiyetDünyaEgzersizgenetikGörme kaybıKadıköyobezobeziteÖlümşekerşeker hastalığı
Kan Şekerini Düzenleyen Besinler
Ağır yiyecekler, bol şekerli gıdalar, asitli içecekler ve hareketsiz kalmak bir araya geldiğinde kandaki şeker oranının yükselmesi an meselesi olabilir. Bazı kişilerde ise kronik bir hal alan bu durum, sağlığı tehdit eden unsurlardan biridir. Doktor ve beslenme uzmanı eşliğinde hazırlanan beslenme programı ile kan şekeri dengelenebilir. Ancak kandaki şeker oranı sadece bu besinlerin odağında değildir; bir bütün olarak sağlıklı yaşam gerekliliklerini yerine getirmek faydalı olacaktır.
Kan Şekerini Dengeleyen Besinler
- Tarçın
- Brokoli
- Yaban Mersini
- Keten Tohumu
- Avokado
- Balık
- Yeşil Yapraklı Sebzeler
- Yoğurt
Kan şekerinin yükselmesi sinir hastalıklarını, görme yetisinin kaybını, gerginliği, baygınlığı beraberinde getirebilir. Bu durumları önlemek için kan şekerini ideal dengede tutmak önemli olacaktır. Bu nedenle sizlere hazırladığımız yazımızda yüksek şekeri ne düşürür sorusuna yanıtlar verdik.
Şekeri düşüren yiyecekler ile öğünlerinizi sağlıklı şekilde geçirmeniz ve şekeri düşüren bitkiler ile kalp ve damar sağlığınızı korumanız için yola çıktık. Bu yolda bize eşlik etmeniz için sizleri kan şekerini düşüren sağlıklı besin listemizle buluşturuyoruz.
İşte şekeri ne düşürür evde neler tüketilmelidir merakını giderecek bilgiler!
En doğru bilgiler ve sağlıklı sonuçlar için uzman doktor desteği alınız. İçeriğimizde yer alan bilgiler reçete niteliği taşımaz. Sağlıklı günler dileriz…
Şekeri Ne Düşürür? Kan Şekerini Dengeleyen 8 Besin
Gıdaları tüketmeden önce doktor onayı alınız. Besinlerin günlük tüketim miktarını diyetisyen kontrolünde belirleyiniz.
1) Tarçın
Diyet listelerinin sık kullanılan baharatı olan tarçın, kan şekerini dengeleyen ve yükselmesini önleyen bir besindir. Tarçınlı su içerek gün içinde kan şekerini düzenlemeye yardımcı olabilirsiniz. Tarçını dilediğiniz besine ekleyebilirsiniz. Şekeri ne düşürür Ender Saraç önerisi nedir diyenlere: Bir tutam tarçın!
İlginizi çekebilir: Tarçının Faydaları Nelerdir?
2) Brokoli
Diyabet beslenmesinde seçici olmak zorundasınız. Kan şekerinizi yükselten besinlerden uzak durup daha sağlıklı seçimler yapmalısınız. Brokolinin içeriğindeki vitamin ve mineraller doğrultusunda kan şekeri dengelemeye yardımcı olduğu gözlemlenmiştir. Brokoli filizi İsveç üniversitelerinde şeker hastalığı üzerine yapılan araştırmalarda, önemli bir besin olmuştur. Mevsiminde haftanın birkaç günü brokoli tüketebilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Brokoli Faydaları: Sapından Suyuna Tüm Faydaları
3) Yaban Mersini
Antioksidan meyvelerden biri olan yaban mersini, taze tüketildiğinde oldukça sağlıklı bir besin olmaktadır. Eğer karbonhidratlı besinler tüketiyorsanız, gün içinde yaban mersini ile içecekler hazırlayıp içebilirsiniz.
İlginiz çekebilir: Yaban Mersini Faydaları: En Şifalı 15 Özelliği!
4) Keten Tohumu
Keten tohumu omega yağ asitleri açısından güçlü bir besindir. Bu yönüyle yükselen şekeri dengeler. Keten tohumunu salatalarınıza ya da yoğurt veya süte ekleyerek tüketebilirsiniz. Yüksek lif içermesinden dolayı da sindirim sistemini korur. Kan basıncı ve kan şekerini kontrol altına aldığı için hem şeker hastalarının hem de tansiyon hastalarının düzenli olarak tüketebileceği bir besindir; ancak her gıda gibi öncesinde doktor onayı almak gerekir.
İlginizi çekebilir: Keten Tohumu Faydaları Nelerdir? Ne İşe Yarar? Zayıflatır Mı?
5) Avokado
Avokado tekli doymamış yağlar açısından ve lif bakımından zengindir ve bu yönüyle alınan şekerin hızlıca kana karışmasını önler. Kolesterole de faydalı olan avokadoyu mevsiminde bolca tüketebilirsiniz. Yağ yakımını hızlandırır ve metabolizmanızın daha aktif çalışmasını sağlar.
İlginizi çekebilir: Avokadonun Az Bilinen 7 Önemli Faydası
6) Yoğurt
Probiyotik besinlerin kan şekerini dengelediği bilinmektedir. Ara öğünlerde veya ana yemek yanında ev yapımı yoğurt tercih edebilirsiniz. Tarçın ve yulaf ezmesi ile etkiyi güçlendirerek ara öğünlerde tok tutucu ve kan şekerini düzenleyici bir seçenek oluşturabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Yoğurdun Faydaları, Suyunun Faydaları, Yoğurt Yemenin Faydaları
7) Yeşil Yapraklı Sebzeler
Lif kaynağı besinler tüketmenin kan şekerini dengelediği bilinmektedir. Özellikle yeşil yapraklı sebzeler içeriğindeki lif nedeniyle şeker hastalarının öğünlerinde taze veya pişmiş olarak tercih edebilecekleri besinler arasında yer alır. Ara öğünlerde veya ana öğün yanında taze salata olarak da tüketilebilir.
İlginizi çekebilir: Yeşil Sebzeler Neden Sık Sık Tüketilmeli? İşte Yanıtı! Mucizevi 10 Sebze
8) Balık
Omega 3 yağ asitleri, şeker hastalarının beslenme düzeninde dengeli olarak yer aldığında kan şekerini düzenlediği gözlemlenmiştir. Somon, uskumru veya hamsi gibi balık çeşitleri mevsimine uygun şekilde doktor kontrolünde tüketilebilir.
İlginizi çekebilir: Balık Mevsimi Listesi – Hangi Ayda Hangi Balık Yenir? 12 Ay 12 Tarif
En doğru bilgiler ve sağlıklı sonuçlar için uzman doktor desteği alınız. İçeriğimizde yer alan bilgiler reçete niteliği taşımaz. Sağlıklı günler dileriz…
Şeker Hastaları Ne Yemeli? Nasıl Beslenmeli?
Tokluk Kan Şekeri: 6 Soruda Tüm Merak Edilenler
11 Soruda Diyabet (Şeker Hastalığı) Uzman Doktor Cevaplıyor
Şeker Hastalığı Belirtileri, Nedenleri, Bitkisel Tedavi Yöntemleri
6 Soruda Diyabette Beslenme, Diyabetliler İçin Muadil Besin Tablosu
LinkedinFlipboardLinki Kopyala
Fazla su içmenin “yararsız” olduğunu gösteren yeni bir çalışma su-sağlık ilişkisiyle ilgili bir tartışma başlattı. Günde iki litre, yani sekiz bardak su içmenin sağlık açısından “yararlı” olduğuna dair hiçbir kanıt olmadığını savunan Amerikalı bilim adamları, artık insanların susayınca su içmek yerine, “anlamsız bir şekilde” ellerinde su şişeleriyle dolaştıklarına dikkat çekiyor.
Pennsylvania Üniversitesi’nden Dr. Dan Negoianu ile Dr. Stanley Goldfarb, sağlık için günde sekiz bardak su içilmesi gerektiği görüşünün tamamen bir mit olduğunu söylüyor. ABD’li uzmanlara göre “Su cildi güzelleştiriyor, kilo verilmesine ve vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı oluyor, yeterli su içmeyenler hasta oluyor” gibi ifadeler de “tamamen palavra”... Peki bizim uzmanlarımız ne diyor?
“Bir yetişkin günde ortalama 10 bardak su kaybediyor”
Dr. Çağatay Demir (Beslenme ve diyet uzmanı-Anadolu Sağlık Merkezi)
Su insan yaşamı için oksijenden sonra gelen en önemli öğe. İnsan besin almadan haftalarca canlılığını sürdürmesine karşın, susuz ancak birkaç gün yaşayabiliyor.
Su kilo kaybetmek ve bir daha almamak için ideal bir alternatif. İştahı doğal olarak bastırıyor ve bedenin depolanmış yağları metabolize etmesine yardımcı oluyor. Araştırmalara göre alınan su miktarı azalınca vücutta depolanan yağ miktarı artmaya başlıyor.
Bir yetişkin günde ortalama 10 bardak su kaybediyor. Bu kaybedilen sıvı, günlük tüketilen 8-12 bardak suyla yerine konmalı.
Kilolu bireylerin daha çok suya ihtiyacı var. Çünkü metabolik yükleri fazla. Eğer egzersiz yapıyorsanız ya da hava sıcak ve/veya kuru ise yine tüketilen su miktarı artırılmalı.
“Abartmamak lazım, üç litrenin üzerine çıkılmamalı”
Dilara Koçak (Beslenme ve diyet uzmanı)
Vücudumuzun üçte ikisi sudan oluşuyor. İnsanları sudan uzaklaştırmak yerine, su içmeye özendirmeliyiz.
Günde sekiz bardak suyun yararı yok diyemeyiz. Böbreklerin sağlıklı çalışması, vücut ısısının korunması, dolaşım sisteminin düzgün çalışması için suya ihtiyaç var. Su içmeden vücut toksinlerden arınamaz, beden temizliği için vücut fonksiyonları tam olarak görevini yerine getiremez. Bu nedenle ben günde yaklaşık sekiz bardak su içilmesini kesinlikle destekliyorum.
Bazı böbrek hastalarında sıvı sınırlaması yapılabilir. Ama sağlıklı insanlar, metabolizmanın doğru çalışabilmesi ve vücuttan atıkların atılabilmesi için her gün sekiz bardak, yani yaklaşık iki litre su içmeli.
Ancak su içmeyi de abartmamak lazım. Üç litrenin üzerine çıkılmamalı. Bol su içerek daha fazla zayıflarsınız diye bir şey yok. Suyun içine limon sıkmak, sıcak içmek, ılık içmek, üç litre içmek gibi şeyler çok anlamsız. Zayıflamak isteyen insanlar da suyu mantıklı tüketmeli. Yaklaşık sekiz bardak yeterli.
Bazen daha fazla su gerekebilir. Örneğin bir Formula 1 yarışçısı yarışta dört litre su kaybediyor. Tabii ki onun daha fazla su içmesi gerekir. Ya da fırında çalışan, terleyerek çok sıvı kaybeden bir insan daha çok tüketmeli.
Susayınca değil, susamadan su içilmesini öneriyorum. Susandığında vücut, sıvısının yüzde 1’ini kaybetmiştir demek. Vücut sıvısı yüzde 10 azalırsa hayati tehlike söz konusu. Yüzde 20 azalması ise ölümle sonuçlanır. Susadığınız anda vücut gerçekten su kaybetmiştir. Dolayısıyla susamayı beklemeden su içilmesi taraftarıyım.
“Üç ay sonra ABD’den tam tersi bir araştırma gelir”
Dr. Ender Saraç (Aile hekimi)
Bedenin kesinlikle sıvıya ihtiyacı var. Bu tür haberler zaten sağlıklı su içmeyen, yeteri kadar sıvı tüketmeyen Türk insanına su içmemek için iyi bir bahane oluyor. Üç ay sonra Amerika’dan tam tersi bir araştırma çıkar, altı ay sonra Japonya’dan bambaşka bir araştırma gelir. Bu böyle gider.
Bol su içmek özellikle de sağlıklı kilo vermede yardımcı oluyor. Ayrıca bol su, şehir yaşantısı ve stres sonucu vücutta oluşan toksinlerin atılmasında da yararlı.
“Sekiz bardak” diye bir genelleme yapmak doğru değil. Bazen insanın günde iki bardak içtiği de oluyor. Su dışında yeşil çay, karadut suyu gibi sıvılar da vücudun sıvı ihtiyacını karşılıyor. Sadece koyu çay, koyu kahve farklı. Onlar sıvının büyük bir kısmını vücuttan dışarı atıyor.
Suyun dışında çorba, ayran, cacık, taze sıkılmış meyve suları, yeşil çay başta olmak üzere bitki çayları, soda, sulu yemekler, sulu meyveler, süt de sıvı ihtiyacını giderir. Bu gıdaların yaklaşık yüzde 90’ı su zaten.
Basında çıkan böyle haberler insanların sağlığını daha da bozuyor. İnsanlar bu tür araştırmalara değil, tedavilerinin başarısı ortada olan hekimlerine güvenmeli.
“Az su içtiği için şeker komasına girenler var”
Prof. Dr. Kubilay Karşıdağ (İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı)
Özellikle diyabet hastaları mutlaka günde yedi-sekiz bardak su içmeli. Çünkü şekeri en iyi düşüren şey sudur. Kandaki yüksek şeker vücuttan suyla atılır. Yaşlı hastalarda yazın şeker yükselmesinin en büyük nedeni az su içmeleri. Az su içtikleri için şeker komasına giren hastalarımız bile var.
Diyabet dışında, böbrek taşı hastalıklarında, idrar yolu iltihaplarında da bol su içilmeli. Kalp ve böbrek hastaları ise suyu dengeli tüketmeli. Bazı böbrek hastaları çok su içmeli, bazıları ise sudan uzak durmalı. Bu hastalar ne kadar su içeceklerini doktorlarına danışmalı. Biz hastalarımıza yazın farklı, kışın farklı miktarda su tüketimi öneriyoruz.
Sekiz bardak suyun yararı yok diye bir şey söyleyemeyiz. Her türlü araştırma var. Bunun tam tersini gösteren yüzlerce araştırma da var. Bu tür genellemeler doğru değil, sağlık ve tedaviyle ilgili konular kişiye göre belirlenmeli. Sekiz bardak suyun yararı yok diyerek diyabet hastaları su içmeyi bırakırlarsa bizim için facia olur.
“Benzin ışığı yanmadan depoyu doldurmak gerek”
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu (İç hastalıkları uzmanı)
Su içmek önemli ama bunun yerine elma, armut, açık çay, karpuz, portakal gibi bol sıvılı gıdalar da tüketilebilir. Önemli olan bol su içmek değil, vücudun genel olarak aldığı sıvı miktarı.
Vücudumuz terleme, idrar ve solunum yoluyla da sıvı kaybediyor. Bu sıvının da mutlaka yerine konması gerekiyor. Sadece su içmek şart değil, sıvılı gıdalar da yararlı. Ancak mesela kahveyle aldığınız su, sıvı ihtiyacınızı karşılamaz. Çünkü kafein idrar söktürür ve gereğinden fazlasının vücuttan atılmasını sağlar. Alkolle alınan su da yararsız. Doğal meyve suları, ıhlamur, papatya gibi bitki çayları, ev yapımı çorbaları öneriyoruz.
Bazı sularda daha fazla magnezyum ve kalsiyum gibi mineraller var. Bunlar tabii ki daha değerli ve yararlı sular.
İsteyen susayınca, isteyen susamadan su içelibilir. Ancak arabanın “benzin bitti” ışığı yanmadan önce depoyu doldurmakta her zaman yarar var.
Su kilo kontrolünüze yardımcı olur. Bunun bilimselliği kanıtlandı artık. Ancak aşırı derecede su içerek daha fazla kilo veremezsiniz ya da daha sağlıklı olamazsınız. Elinizde su şişesiyle gezmenize gerek yok. Ama görsel olarak bundan hoşlanıyorsanız o ayrı.