islamdan dönenler ve yalancı peygamberler pdf / DİN VE İNANÇ ÜZERİNE PDF KİTAPLAR - Din ve Mitoloji

Islamdan Dönenler Ve Yalancı Peygamberler Pdf

islamdan dönenler ve yalancı peygamberler pdf

DİN VE İNANÇ ÜZERİNE PDF KİTAPLAR

Yazan: funduszeue.info

Pdf kitap, kitap indir, pdf kitap indir, Turan Dursun, deizm, deizm kitap, ateizm kitap, din konulu kitap, deizm kitap tavsiyesi, din eleştirisi, din kitapları, indir oku, deist, ateist, agnostik,Aayan Hirsi,Richard Dawkings, Nietsche, Abit Dursun,İlhan Arsel

DİN VE İNANÇ ÜZERİNE PDF KİTAPLAR

Din ve Mitoloji kardeşiniz sizin için bir şey düşündü ve yaptı, olacak dedim oldu. Arkamda bir proje yükselecek, Din ve Mit My Dinsiz Rezidans. Yok yahu delirmeyin, ne işim olur taşla-toprakla, rezidansla. Sizler için özellikle dinler, inançlar üzerine düşünmenizi sağlayacak, kafanızdaki soru işaretlerini gidermenize yardımcı olacak bazı kitapları pdf olarak paylaşayım dedim; böylece ister telefondan, bilgisayardan okuyabilir, isterseniz indirip kaydedebilirsiniz de ;)

"Neden Deist Oldum"adlı videomu paylaştıktan sonra bu kitapları paylaşmamın mantıklı olacağını ve sizlere faydası dokunacağını düşündüm. Efenim aşağıda adı yazanlardan istediğinize tıklayıp, okumaya, indirmeye başlayabilirsiniz. Daha ne yapayım ben, üşenmedim drive'a kaydettim alayını sizler için. Hadi adios amigos, Krişna sizi korusun, Poseidon 3 başlı çatalı ile ince dilimlenmiş kıvırcık salatasını yemenize yardım etsin, amen.

Dip Not 1:Efenim eğer maddi sıkıntı çeken arkadaşlar değilseniz, yani bu kitapları aldığınızda cebiniz boş kalmayacaksa emeğe saygı açısından satın alarak yazan kişilere destek olmanızı öneririm. Fakat ülkenin durumu gereği çoğu insan "SIFIR PARA" durumunda olduğundan umarım bu paylaşım herkese faydalı ve yararlı olur.
Dip Not 2: Bu pdf kitapları internette araştırıp buldum ve bloga gelenlerin faydalanması açısından yükledim. Eğer telif sahipleri kaldırılmasını isterlerse [email protected] adresine mail atmaları yeterlidir.

You Might Also Like

1 ANKARA ON İ VERS İ TES1 ILÂH İ YAT FAKÜLTESI YAYINLARI LXXI İSLÂMDAN DÖNENLER VE YALANCI PEYGAMBERLER (Hicri Yıllar) Doç. Dr. Bahriye ÜÇOK ANKARA ONIVERS İ TES İ BASIMEV İ

2 ANKARA ÜN İ VERS İ TES İ ILAHIYAT FAKÜLTESI YAYINLARI LXXI İSIİMDAN DÖNENLER VE YALANCI PEYGAMBERLER Hicri Y ıllar Doç. Dr. Bahriye ÜÇOK ANKARA ÜNIVERSITESI BASIMEV İ

3 İ ONDEK İ LER ÖNSÖZ VII I.G İRİŞ 1 II.B İBLİYOGRAFYAYA GENEL B İR BAKIŞ 4 1. Kaynaklar 4 2. Seyahatnameler 5 3. Etüd mahiyetindeki eserler 5 funduszeue.infoI PEYGAMBERLERIN ORTAYA ÇIKI Ş SE- BEPLERI 8 1. İslâmiyetin ç ıkışı s ıras ında Arabistan&#;da dini durum 8 A. Arabistan&#;da putperestlik 8 B. Arabistan&#;a s ızmış olan yabanc ı dinler 11 a. Sâblilik 11 b. Mecusilik 12 c. Musevilik 13 d. Hristiyanl ık 13 C. Arabistan&#;da putlar ın üstünde bir tanr ı kavramının te şekkülü ve Haniflik 14 D. Netice Ridde 17 A. Ridde&#;nin tarifi 17 B. Hz. Muhammed&#;in hayat ında Arap yar ımadas ında İslâm dininin yay ılışı 17 C. Riddenin sebebleri 23 D. Riddenin yayılması ve önlenmesi 24 III

4 IV 3. Diğer sebebler 31 A. Kabile rekabeti ve kabile istiklâline ba ğlılık 31 B. Iktisadi ve siyasi sebebler 33 C Kâhinlik 34 IV. YALANCI PEYGAMBERLERIN ORTAYA ÇIKI ŞLARI VE BUNLARIN HAYAT VE FAALIYETLERI Esved ül-ansi 35 A. Esved&#;in soyu 35 B. Esved&#;in ola ğanüstü kabiliyetleri ve faaliyetleri 36 C. Esved&#;in öldürülmesi 44 D. Yemen&#;de ikinci Ridde 47 E. Netice Tuleyha bin Hueveylid 50 A. Tuleyha&#;n ın soyu 50 B. Tuleyha&#;n ın birinci defa islâmiyeti kabulü 50 C. Tuleyha&#;n ın ayaklanmas ı ve peygamberlik iddia etmesi 52 D. Zu&#;l-Kassa sava şı 58 E. Tuleyha Müslüman askeri 64 F. Tuleyha&#;n ın doktrini 65 G. Netice Seeâh 68 A. Seeâh&#; ın soyu 70 B. Seeâh&#; ın Peygamberlik iddias ında bulunmas ı ve taraftarlar ı 71 C. Seeâh&#; ın savaşları 72 D. Seeâh&#; ın Müslüman olu şu 77 E. Seeâh&#; ın doktrini 77 F. Netice Müseylimet ül-kezzâb 80 A. Hanife kabilesi ve dini 80 B. Müseylime&#;nin soyu 82

5 C. Müseylime&#;nin, Hanifelilerin emirli ğini elde etmesi 82 D. Müseylime&#;nin Medine&#;yi ziyaret edip etmedi ği meselesi ve peygamberlik iddias ı 83 E. Müseylime&#;nin portresi ve hokkabazl ığı 86 F. Müseylime&#;nin peygamberlik iddias ına ne zaman ba şlamış olduğu meselesi 88 G Hanife kabilesinin irtidad ı 90 H. Müseylime ile sava ş ve Müseylime&#;nin öldürülmesi 95 İ. Yemâmelilerle bar ış J. Müseylime&#;nin doktrini K. Netice funduszeue.info NETICE B İBLİYOGRAFYA INDEKS V

6 Bu kitab ı Annem Nadire Bektaşoğlu&#;nun aziz hatırasına en derin saygı duygularımla sunu- cz, yorum. «WA IMP

7 ÖNSÖZ yılında yayınladığım şimdi tükenmi ş olan "Islam Tarihinde İlk Sahte Peygamberler" adl ı kitab ımı bu kez baz ı deği şiklikler ve genişletmelerle " İslamda!&#; Dönenler ve İlk Yalanc ı Peygamberler" ad ı ile okuyuculara sunuyorum. Araplarda tek Tanr ı düşüncesinin do ğmas ından ve Haniflerin ortaya çıkmalar ından Ebu Bekr&#;in hilafet zamamna de ğin,siyasi ve dini bir takım olayları aç ıklarken bu olaylar ı yaratan veya onlarla ilgili olan şah ısların birbirine yak ın söyleni şteki örne ğin, Hüseyn, Husayn, Neinir, Nümeyr gibi adlar ını bir yanl ışlığa yer vermemek için kitab ın sonuna ekledi ğim indekste, parantez içinde, transkripsiyon ile gösterdim. Ordu VII

8 I. GIRIŞ Dinler tarihi ara ştırılırken, her gerçek peygamberin ya şadığıdevirde onu taklid eden bir kaç menfaat veya şöhret dü şkünü insanın da peygamberlik iddias ında bulunduğunu görmek zor de ğildir. Bu sebepten hemen her devirde faaliyette bulunan yalanc ı peygamberler hakkında semavi kitaplarda baz ı ayetler yer alm ıştır; Kur&#;an VI., "Allah&#;a iftira eden veya kendisine bir şey vahyedilmediği halde "Bana vahyolundu", "Allah&#; ın indirdiği gibi ben de indirece ğim" `diyenden daha zalim kim olabilir?" Incil Matta VII, ,: "Yalanc ı peygamberlerden sak ımn; onlar size koyun kıhğında gelirler. Fakat iç yüzden kap ıcı kurtlard ır. Onları meyvelerinden tamyacaks ınız İnsanlar dikenlerden üzüm yahut deve dikenlerinden incir toplarlar mi? her iyi a ğaç iyi meyve verir; fakat çürük a ğaç kötü meyve verir. İyi ağaç kötü meyve vermez, çürük ağaç da iyi meyve vermez. İyi meyve vermiyen her a ğaç kesilir ve ate şe atılır. Öyleyse, onlar ı meyvelerinden tan ıyacaks ınız." Monoteist yüksek bir dinin iyice yerle şmiş bulunduğu bir bölgede faaliyette bulunan böyle sahte peygamberler, cahil halk kütleleri aras ında bir zaman için kendilerine taraftar bulmakta ve zararl ı faaliyetlerini genişletmekte güçlük çekmemi şlerse de, ya mevcut monoteist dinin taraftarlar ı= gecikmeyen reaksiyonlar ı veya devlet otoritesinin i şe müdahelesi üzerine, k ısa zamanda kendileriyle birlikte yaymaya çal ış - tıkları sahte din de yok olmu ştur. Monoteist yüksek bir dinin henüz yerle şmekte oldu ğu bir bölgede, böyle yalanc ı peygamberlerin meydana çıkmaları ise, bu yeni din için büyük bur tehlike te şkil etmekten geri kalmamış, yeni din bir yandan bütün bir bölgeyi, güçlükler içinde kazanmak, bir yandan da bu yalanc ı ve köksüz rakipleriyle u ğra şmak mecburiyetinde kalm ıştır. İşte Islâmiyet&#;in yay ılma ve yerle şmesi s ıralar ında Arabistan&#; ın çe şitli bölgelerinde ortaya ç ıkmış olan sahte peygamberler, islamiyet&#;i 1

9 ileride de bahsedece ğimiz büyük güçlüklerle kar şı kar şıya b ırakmışlardır. Bununla beraber, ötedenberi peygamber oldu ğunu iddia ederek ortaya at ılanlardan hangilerinin hakiki ve hangilerinin sahte oldu ğunu tesbit edecek bir k ıstastan da mahrâm bulunuldu ğunu itiraf etmek mecburiyetindeyiz. Bu konuda şimdiye kadar birçok fikirler ileriye sürülmü ş olmakla beraber kesin bir k ıstas elde etmek mümkün olmam ıştır. Musa dinin ve Roma devletinin hâkim bulunduğu Flistin&#;e gönderilmi ş bulunan Hazreti İsa da bu her iki devlete kar şı dinini yaymak mücadelesinde çe şitli i ş- kencelere katlanmış, nihayet (Hristiyalar ın inanc ına göre) hayat ını feda etmiş. fakat kurmu ş olduğu din ya şamıştır. Buna kar şılık sahte peygamberler içinde davalar ı uğrunda hayatlar ını feda edenler ç ıkmışsa da bunların eserleri kısa bir zamanda bütün izleriyle kaybolmakta gecikmemi ş - tir. Bu itibarla hakiki peygamberli ğin kıstaslar ından sayabilece ğimiz "Peygamberli ğe seçilmi ş olduğuna inanmak" ve davas ı uğrunda hiçbir şeyi fedadan çekinmemek gibi sübjektif bir esas ın yanında, insanl ığı yükseltmek, do ğru yola sevketmek ve bu yoldaki çal ışmalarının semere ve izleri yüzy ıllarca kuvvetinden kaybetmiyerek devam etmi ş olmak gibi objektif bir esas daha, önemli bir yer almaktad ır. islamiyet&#;in yay ılma ve yerle şmesi s ıras ında peygamberlik iddiasiyle ortaya ç ıkmış bulunan kimselerin peygamberliklerinin sahteli ğini göstermek için biz de yukar ıda kısaca aç ıklamış bulunuduğumuz iki kıstas ı ve bilhassa bunlardan ikincisini kullanaca ğız. Peygamberlik iddias ıyla ortaya ç ıktıkları görülen kimselerden yalnız İslam dini ve devleti bak ımından kısa bir zaman için de olsa büyük 1 Bu hususta daha geni ş bilgi için bk. Andro Neher, l&#;essence du Prophetisme, Paris , S. v. öt. ve Tor Andrae. Mahomet, sa vie et sa doetrine, Paris , S. 51; Ibn Hald6n, Mukaddime, I, S

10 bir tehlike te şkil etmiş olan Esved, Tuleyha, Secah ve Müseylim e&#;yi bu inelememize konu olarak seçmi ş bulunuyoruz. Konuyu da ğıtmamak için baz ı kaynaklarda peygamberlik iddia ettikleri ileri sürülen, mesela Lakit bin Malik gibi ne prensipleri, ne de iddialar ı açıkça belli olmayan, daha çok fırsat kollayıcı, âsi kimseleri bu çal ışmamn dışmda b ırakmış bulunuyoruz. İncelememizde ilk defa sahte peygamberlerin ortaya ç ıkış sebeplerini genel olarak ele almay ı ve sonra her birinin ortaya çıkışlanndaki özel sebepleri göstermeyi, daha sonra da şahıslanmn tarihçesini yapmay ı ve doktrinleri hakk ında bilgi vermeyi faydal ı bulduk. Ayrıca incelememizin dayand ığı kaynaklar ve etüdler hakk ında da küçük bir tenkidi bölümü ba şa eklemeyi yerinde bulduk. 3

11 II. BİBLİYOGRAFYAYA GENEL B İR BAKIŞ Hazreti Muhammed&#;in hayat ının sonuna do ğru veya vefat ından hemen sonra ortaya ç ıkmış olup İslâmiyet&#;in bu en kritik devrinde, yeni din için manevi bakımdan olmasa bile siyasi bal ımdan büyük bir tehlike te şkil etmi ş olan dört sahte peygamber&#;in hayatlar ı, ortaya ç ı- kış sebepleri, dini ve siyasi faaliyetleri ve bunlar ın İslam tarihindeki yerleri toplu olarak hiçbir eserde henüz incelenmi ş de ğildir. Bu husssta bilgi ihtiva eden kitap veya makaleleri üç gruba ay ırarak incelemek mümkündür: 1. Kaynak eserler; 2. Seyahatnameler; 3. Etüd mahiyetindeki eserler. 1. Kaynaklar: Bibliyografyada vermi ş olduğumuz kaynaklardan İbni Hi ş am, İbni Sa&#;d, Buhari, Belazüri, Taberi Ebu&#;l-Fereç gibi müelliflerin tarih, hadis, ve edebi tarih mahiyetinde olan kitaplar ında, konumuzla ilgili hususlar toplu bir şekilde incelenmed ıği gibi, vak&#;alar ın sebep ve neticeleri üzerinde de durulmam ış, yalnız muhtelif rivâyetler tarihteki eski nakilci metodun bir sonucu olarak, arka arkaya sıralanmakla yetinilmi ştir. Böylece bizim için en önemli dayana ğı te şkil eden bu kitaplarda bazen ayn ı olaylar ın başka ba şka şekillerde anlatıldığı, hatta aynı mesele hakkında tamamiyle birbirine z ıt rivâyetlerin nakledildi ği görülmektedir. Bu durum kar şısında bu rivayetlerden hangisinin hakikate en uygun veya en yak ın olduğunu aray ıp bulmak oldukça güç, hatta bazen imkans ız olmu ştur. Belli bir devrin olaylar ını nakleden kaynak mahiyetindeki bu ana kitaplar yan ında, konumuzla yak ından ilgili " Ri d d e" meselesi hakk ında bilgi veren mandut say ıda hususi kaynaklar da mevcuttur. Bunlardan V ak ı drnin K it ab ür -Ridde&#;sinin biricik yazma nüshas ı Hindistan&#; da Bankipore&#;dad ır ve henüz yay ınlanmamıştır. Bu itibarla bu kitaptan 4

12 faydalanmak imkâmndan mahrum kald ık. Bununla beraber, ana kaynakların birço ğunda diğer rivâyetler yan ında V âk ı drnin konumuzla ilgili rivâyetleri de yer alm ış bulunmaktad ır. Hicri &#;de ölmü ş bulunan Vesime&#;nin Kit ab ür-ridcle&#;- sine gelince. Bu eser Alman orientalistlerinden Höhnerb ach taraf ından İbni Hacer el-askalanrnin İ sabe&#;sinden ç ıkart ılarak y ılında yayınlanmıştır. Bu kitap konumuzla ilgili birçok de ğerli bilgiyi ihtiva etmektedir. 2. Seyahetnameler: Konumuzla ilgili meseleleri ayd ınlatmak bak ımından İslam tarihine, sosyolojisine ve İslami âdetlere derin vukufu bulunan kimseler taraf ın dan Arabistan&#; ın sahte peygamberlerin ç ıkmış oldukları bölgelerinde yapt ıkkları seyahatlerde gördüklerini ve i şittiklerimi tarafs ız bir şekilde bize bildirecek olan seyahetnameler ne yaz ık ki mevcut de ğildir. Böyle seyahatnameler mevcut olsayd ı, bu sahte peygamberlerden Arabistan&#; ın ilgili bölgelerinde baz ı izlerin mevcut olup olmad ığını ve oralarda hala bunlara ait hat ıralarm muhafaza edilip edilmedi ğini öğrenmek belki münmkün olurdu. Arabistan&#;da seyahat etmi ş olan kimselerin yazm ış oldukları seyahatnameler içinde yaln ız bir tanesi, o da yaln ız Müseylime ve Secah&#;dan bahsetmektedir. Bu da V. G. P algr ave&#; ın "une annee de voyage dans l&#;arabie Centrale, " adl ı seyahetnamesidir. Ancak P algr av e bu seyahetnamesinde bir yandan bize Yemame&#;de Mü seylime hakkında beslenen hürmet hisleri ve ona ait hât ıralar üzerinde bilgiler verirken, bir yandan da Yemen&#;le hiçbir ilgisi olmayan S e c all&#; ı Yemen&#;den getirmek ve hattâmüseylim e&#; ıain ölümünden sonra S ec â h&#; ın döktüğü göz ya şlarının şiddeti hakkında bilgi vermekle, kendisinin bu iki sahte peygamberin şahısları hakkında hiç bir fikri olmadığını, görüp i şitttiklerine bir hayli hayal mahsulü ilâveler yaptığım ispat etmektedir. Böylce bu kitap, ara ştırmalarımıza müspet bir tesir yapmaktan uzak kalm ıştır. içindeki büyük yanl ışlara ve hayal mahsulü romanesk tasvislere ra ğmen, JRAS, S. &#;deki yazısı için Mar goliouth&#;un, İslam Ansiklopedisindeki Müseylime maddesini yazmak için de Franz B uhl&#;ün nas ıl olup da bu seyahatnameden faydalanmış olduklarına şa şmamak mümkün de ğildir. 3. Etüd mahiyetindeki eserler: Etüd mahiyetindeki eserlere gelince, bunlar ı yabanc ı orientalistler tarafından yaz ılmış olanlar ve Müslüman müellifler tarafindn yaz ılanlar 5

13 diye ikiye ayırmak mümkündür. Yabanc ı orientalistler tarafından yazılmış olan eser ve makalelerde sahte peygamberlere temas edildi ği zaman, bunların ya sahte peygamberleri mühimsiyerek, onlar ı H azret- i Muhammed&#;in seviyesine ç ıkarmak veya Hazret-i Muhammed&#;i küçümsiyerek onlar ın seviyesine indirmek- gayretini güttükleri ve baz ı pe şin hükümlerden hareket ettikleri görülmektedir. Mesela konumuzla ilgili meselere en çok temas etmi ş olan Caetani, sahte peygamber Müseylime&#;den bahsederken " bu yüzden muhaddisler İ slâmiyet ile Müseylime aras ındaki nizam hakiki sebebini meydana vurmu şlardır. Bu da Arabistan&#;da her ikisi de nüfuzi cismani ve ruhaniye göz dikmi ş iki peygamberin ve iki dinin mevcudiyetinden ibarettir. Binaenaleyh bu iki din yan yana ya şıyamazlardı" (Caetani, İslam tarihi, IX., S. 27) dernekle Hazret-i Muhammed&#;i Müseylime&#;nin seviyesine indirmek istemi ştir. Gene böyle bir gayretle Caetani, as ıl kaynak olan S eyf&#;i b ırakarak, İ bni H aldân&#;a dayanan bir rivayetin birinci bölümünün Seyf tarafından teyid edildi ği için doğru olduğunu, fakat ikinci bölümünün tamamen sonradan uydurulmu ş bulunduğunu hiçbir müsbet delile dayanmaks ızın iddia etmekte, halbuki Seyf haberin ikinci bölümünü de teyid etmektedir (bk. a. g. e. VIII., S. ). Ayr ıca gene VI. cildin sayfas ında 3. no. not ile IX. cildin sayfas ındaki 1 no. notlar da okunacak olursa bu iddiam ızın yerinde oldu ğu aç ıkça görülür. Bununla beraber Ridde dolasy ısıyla da olsa konumuzla ilgili meselelere en çok yer tahsis eden müellif gene Caetani olmu ştur. Caetani&#;den daha önce, bilhassa Cahiliyye Devri ve islâmiyet&#;in ilk zamanlar ı hakkında yapmış olduğu incelemelerle büyük bir şöhret kazanmış olan ve Caetani&#;nin de kendisinden çok istifade etti ği Alman orientalisti Wellhausen&#;da da ayn ı gayretlerin mevcut oldu ğu maalesef görülmektedir. Mesela Skizzen und Vorarbeiten S. 18&#;de Wellhaus en, yalanc ı peygamber Müseylime&#;den bahsederken, Taberi&#;nin Müseylime hakk ında kaydetti ği "Rebi&#;a&#;nın yalancısı" sözünü kabile nefretinden dolay ı, Müseylime&#;ye edilmi ş bir iftira kabul etmekte ve bunu göstermek için ileri sürdü ğü delil ise pek zayıf kalmaktad ır. Vesime&#;nin Kit ab ür-ridde&#;sine de ğerli bir giri ş yazmış olan Dr. Höhnerb ach&#;da sahte peygamberler bak ımından, Wellh aus en ve C a e t ani&#;nin fikirlerini tekrarlamaktan uzakla şmamıştır. Halbuki bizzat yayınladığı bu kitapta bu fikirleri çürütecek birçok deliller mevcuttur. Bununla beraber orientalistler aras ında mümkün oldu ğu kadar objektif kalmay ı başarmış olanlar da yok de ğildir. Mesela Muir, Annal of the early Caliphate&#;da, Charles Lyall, JRAS &#; S. de 6

14 yazmış olduğu Hanif ve Müslim kelimelerinin etimolojisi ile ilgili makalelerde, Tor Andrae, Mohamet sa vie et sa doctrine, Paris de oldu ğu gibi. Müslüman müellifler tarafından yaz ılmış olan kitap ve makalelerde ise, bu konu sahte peygamberlere kar şı duyulan nefretten dolay ı, ya hiç yer almamakta veya gayet k ısa geçilmektedir. 7

15 III. YALANCI PEYGAMBERLER İN ORTAYA ÇIKIŞ SEBEPLERI Islâmiyette ilk Yalanc ı Peygamberlerin ortaya ç ıkışlarının muhtelif sebepleri vard ır. Bunlar ı aşağıdaki şekilde tasnif ve izah etme ği faydah bulduk: 1. ISLAMIYETIN ÇIKI ŞI SIRASINDA ARAB İSTAN&#;DA DINI DURUM Islâmiyetin ç ıkşı sıras ında Arap yar ımadas ımn içinde bulunduğu dini durumun, yalanc ı peygamberlerin ortaya at ılmas ında oldukça büyük bir tesiri olmu ştur. Bundan ötürü Yar ımadamn o zamanki dini durumunu incelemek gerekir. A. Arabistan&#;da putperestlik islâmiyetin ç ıkışı sıras ında Araplar ın genel olarak dini putperestlik idi. Fakat Yar ımada, Kızıldeniz ve Basra Körfezi vas ıtasiyle Habe şistan&#;a ve İran&#;a, kuzeyden ise Mezopotamya ve Suriye bölgelerine kom şu olduğu için, bu memleketlerdeki dinlerin s ınır bölgelerinden Yanmadamn içerisine do ğru s ızınt ı hâlinde girdiği gerçek bir olayd ır. Bu cümleden olarakbahreyn, Oman, Yemen, Necran bölgelerin de Mectisilik, Hristiyanl ık, Mûsevîlik say ılabilece ği gibi, ayrıca Hristiyanlığın Yaldibilik ve Nestûrilik şekli de burada kendine taraftar bulabilmi ştir. Fakat ticaret yollar ının âdeta kav şak noktas ı ve bir yıllık panayır yeri olan Mekke ve etraf ı Hicaz&#;da bu dinlerden hiç biri yerle ş- memi ştir. Orada ecdad ın yaptığı putlar, Kâbe&#;nin içini süslemektedir. Kurey şli Araplar&#; ın kutsal tanıdığı ve tapt ığı putların sayısı ise üçyüz altmışı bulmakta idi. Kâbe&#;nin en önemli putu Hub el, Kurey ş kabilesinin putu idi. Sava şa gidecek olan bir kimse, ba şını t ıraş ettirip onu ziyaret ederdi. Fakat bundan da daha önemli olan H ac er-i E s ve d 8

16 vardı. Baz ı kabilelerde mâbudlar insan, arslan, at, ku ş şekillerinde tasvir edilmişti Meselâ Mekke yak ınındaki H üz ey1 kabilesinin putu kadın şeklinde, K elb ve T ayy kabilelerininki arslan şeklindeydi. Yemen&#;de H am d an denilen yerdeki halk at &#; şeklinde bir mâbuda, Himy eri]. er ise Kerkenez ku şuna taparlard ı. E vs ve H azre c&#;lilerin Men at ad ında bir mâbudları vardı ki, bu bir kayayd ı ve kurbanlar ı- nın kanlarım onun üzerine sürerler, k ıtlık olursa ondan ya ğmur ya ğ- dırmasım isterlerdi. Kâbe her nekadar putperest Araplar&#; ın müştereken kutsal tan ıdığı bir yer olmu şsa da bundan gayri, Yar ımadan ın ba şka ba şka yerlerinde yüz kadar tap ınak daha vard ı ve onlar ın da etrafı tavaf edilir, kurbanlar kesilir, bunlara hediyeler sunulurdu. Bunlar ın da Kâbe gibi kayyumları ve hâcibleri bulunurdu. Bununla beraber Kâbe daima en üstün yeri al ır ve Araplar buran ın Hazreti İ brahim&#;in mescidi oldu ğunu tasdik ederlerdi. Bu cümleden olarak Uz z a tap ına ğı, gene Kurey şlilerin Mekke dışında, B atn- ı N a hl e &#; d e ki kutsal yerlerinden biriydi ve bak ımı S ül e ym kabilesine aitti. S akif kabilesinin T âircle L ât, R eb i a kabilesinin R ı da&#;, Himyeriler&#;in San&#;a&#; da Risâm ad ında birer tap ınakları mevcuttu. Araplar cinlere de inan ır, bunlar ı Allah&#; ın kızları sayarlard ı. Bu inançta Arabistan ikliminin ve co ğrafi durumunun tesirleri olsa gerektir. Cinler hay ır ve şer i şledikleri için onlara hürmet ve ibadet gerekirdi. Bunlar ekseriya bir ta şın veya a ğac ın içini mesken tuttuklarından, o a ğaç veya ta şa ibadet edilirdi. Gene bu a ğaç ve ta şlardan baz ı sesler i şitildiğinden onlara kehanet atfedilirdi Mselâ L ât, Uzz a ve M en at&#;da böyle birer cin bulunur ve bunlar konu şurlard ı. Bu i şi tap ı- naklardaki kâhinlerin idare ettikleini tahmin etmek güç de ğildir 2. Milâttan sonra VI. Yüzy ılın ortalr ında Arabistan&#;da putlara art ık eskisi gibi ra ğbet eden kalmam ışt ı. Araplar ta ştan a ğaçtan yap ılmış tanrıların dünyay ı ve kâinat ı idare edemiyecekleri inanc ına art ık yarabilmişlerdi. Her ne kadar ba şları darda kal ınca gene onlara müracaat ediyor, kurbanlar kesip kanlar ını bu putların üstlerine sürüyorlar idiyseler de, amaçlar ı gerçekle şmeyince onlara küfretmekten de geri kalm ıyorlard ı. Hattâ Beni H a nif e&#;nin uzun y ıllar boyunca tapt ığı putu bir kıtlık sıras ında yemi ş olmas ı, Araplar&#; ın tanr ılarına ba ğlılıklarımn ne derece gev şediğini gösterme ğe yarayacak bir örnek te şkil etmektedir. Tanrılara olan ba ğ böyle zapflay ınca, kabile üyeleri aras ındaki ba ğın da zapfl ıyaca ğı akla gelmemelidir. Çünkü Araplar&#;da as ıl birlik din yolu 2 Dozy, Tarih-i islâmiyet, İst / 9, C. I., S

17 ile değil, kan yolu ile kurulmu ştu. Mesela VI. Yüzy ılda bir kabilenin ba ş - ka ba şka kolları, ayr ı ayrı tanrılara tap ıyordu. Sonunda tanr ıya nispetle amlan kabileler bo ş yere bu adlar ı ta şıdılar. Çünkü zamanla tanr ı ile, adını ta şıyan kabile aras ında gerçek bir ba ğ ispat edilemez olmu ştu. Bu şöyle olmu ştu: Kabileler veya kabilelerin bir k ısmı mecburi olarak yerlerini terkettikleri zaman, bunlar ın putlar ı ve tap ınakları eski yerinde kal ırdı; yeni gelenler kendi tanr ılarına terketmemekle beraber, yeni tap ına ğı ve tanrısını kabul ederler ve y ılda bir iki defa da eski tanr ılarına kurbanlar sunmak üzere eski yurtlar ına giderlerdi. Böylce din kabile mensubiyetini kaybedip adeta tevhidi bir mahiyet almaya ba şlamış bulunuyordu. Bu yoldaki geli şme tanr ıların birbirleiyle birle şmesine yardım etmiş ve böylece monoteizme müsait bir zemin haz ırlanmıştır 3. VI. ve VII. Yüzyıllarda art ık kudretin as ıl sahibi ve tanr ıların üstünde say ılan bir Allah &#; ın mevcudiyetine inamld ığı kitabelerden ve şürlerden anla şılmaktadır. Zira bu devirde yemin edilirken putlar üzerine de ğil, Allah adına yemin edilme ğe ba şlanmıştır. Putun ad ına, bazen şiirlerin ~alan aras ında rastlamrsa da bu, çok kere, o putun ba ğlı bulunduğu tap ı- nağın bahse konu te şkil etmesinden ileri gelmekte idi 4 Her kabilenin mensupları kendi tanr ılarından bahsederken, onun do ğrudan doğruya adını söylemez "Rabbi" veya "Rabbenâ" (=efendim veya efendimiz) diye onu anard ı. Bazan " İlahi" de denirdi. Mesela S a k tfl e r&#;de el- L at, Rabb&#;in müennesi idi. Her kabile "Allah" diyor, fakat kendi tanr ısını kastediyordu. Ancak böylece konu şma dilinde tam hâkimiyet elde eden "Allah" kelimesi, her tarafta bir olan, her kabilenin say ılan genel bir Tanr ı fikrine geçi şi temin etmiş oldu ve genelli ği, bakımından di ğer tanr ılardan ayrılıp onlrın üstüne yükseldi. Böylce çok kere oldu ğu gibi dil, gene akıldan evvel harekete geçmi ş, genel bir kavram meydana getirmi şti. Araplar&#;da putperestlik art ık samimi ve kalbi olmaktan çok uzakt ı; kütle halinde islamiyeti kabul etmeleri, hem de kolayca kabul etmeleri bunu gösterir 5. Kur&#;andaki ji L. 1 1;yik.1 (XXXIX /3) yani "Biz onlara ancak bizi Tanrı&#;ya yaklaştırsınlar diye tap ıyoruz" ayeti de bu fikri kuvvetle teyid etme ğe yeter bir delildir. İşte bu misâller bize gösteriyor ki, islamiyet do ğmadan biraz evvel, Araplar kainat ı kuran, düzenleyen bir tanr ımn varlığına hükmetmişler- 3 Wellhausen, Reste arabischen Heidentums, S Wellhausen, Reste arabischen Heidentums, S Wellhausen, Reste arabischen Heidentums, S

18 di. Fakat onunla kendileri aras ında henüz bir münasebet kurulamam ışt ı. Gerçi, tek tanr ılı dinler ötedenberi Yar ımadada bilinirdi Fakat İ sa ve Mûsa dinleri, hürriyetlerine son derece ba ğlı olan Araplar, tarafından itibar görmemi şti. Çünkü bu iki dinden biri tamamiyle milli idi, diğeri ise asl ında esaret hayat ı ya şıyan ve hâkim s ınıflar ın zulmünden ümitsizliğe dü şen kavimlere sab ır ve tahammülü tavsiye ediyordu. Araplar, öyle bir yana ğına tokat vuran kimseye, öteki yana ğın ı uzatacak kadar müsamahakâr yarad ılışta de ğillerdir. Esasen Araplar ba şka dinlere kar şı pek lâkayt idiler. Bir kabile içinde ayr ı ayrı dini inanca sahip kimselerin bulunmas ına, o kabile üyeleri hiç ses ç ıkarmazlard ı. Bu lâlâkaydi o dereceye varm ıştı ki, Kâbe&#;nin direkleri üzerinde Meryem ve o ğlu Isâ&#;nın resimleri yer al ıyor 6, öte yandan putperest olan birçok şairler ve bu arada İ mru&#;ul - K ay s muallakas ında, yolunu şaşırmış seyyahlara me şalelerle yol gösteren Hristiyan münzevilerini amyordu. Gene bu ho ş görürlük sebebiyledir ki, ilk zamanlarda Hazret i Muhammed&#;in dinini yaymas ına Mekkeliler ses ç ıkarmadılar; fakat o, putlara hiicuma ba şlayınca durum de ği şti. Ancak bundan sonrad ır ki, gururlar ı zedelenen Araplar, putlar ın ortadan kalkmas ıyla Mekke&#;nin iktisadi merkez olma durumunu kaybedece ğinden korkarak islâmiyet&#;e karşı cephe ald ılar. B. Arabistan&#;a s ızmış olan yabanc ı dinler Arabistan&#;da hâkim olan putperestli ğin yanında komşu ülkelerden, bilhassa s ınır bölgelere, çe şitli yollar ve şekillerle, bir tak ım yabanc ı dinler girmiş ve taraftarlar kazanm ış bulunuyordu. a. Sâbiilik: Sâbiilik birbirinden farkl ı iki mezhebe ayr ılmıştı : 1) Mandeenler yahut Subb alar, 2) Harran Sâblileri. Birincisi Mezopotamya&#;da Musevilik ve Hristiyanl ık&#;la karışmış bir mezheptir. İkincisi daha çok eski Bâbil dininden müteessir olan ay ve y ıldızları kutsal tan ımış, putperestli ğe yak ın bir mezheptir ve uzun zaman İslam hâkimiyeti alt ında devam etmi ştir. Doktrinleri ve yeti ştirdiği alimlerin değeri bakımından enterasand ır. Kur&#;anda bile M6ssevilerle Hristiyanlar aras ında Ehl al - Kitab olarak üç yerde zikredilmi ş olan (S. II, A. 64) her hâlde bu Mandeenler olmal ıdır. IV. Yüzy ıldan sonra Arap yazarlar ı Harran Sâbiiler&#;inden s ık sık bahsetmektedirler 7. Bunlar e hris t anrye göre iki feylesof peygamberi 6 Dozy, Tarih-i İslâmiyet, I., S B. Carra de Vaux, Sahili maddesi, Encyclopödie de l&#; İslüm, IV. S. 22; ve Kru&#;anda üç kere geçen (II., 62; V., ; XXII., ) Sabii kelimesinin mânasi hakk ında bk. M. A. Draz, İnitiation au Koran, Paris , S v. öt. 1 1

19 dinlerinin kurucusu olarak tan ımaktad ırlar. Bu peygamberler Set ve İ dris ile aynı olan Hermes ve Azimen&#;dir. Orfeus da bunlar ın peygamberlerinden say ılmaktadır. Sal3iiler esas ında hakim, mukaddes, yarad ılmamış bir yarat ıcıya inanmaktad ırlar ki, büyüklü ğü kavranamaz ve ancak ruhlar vasitasiyle ona ula şılabilir. Bu ruhlar en büyük varlığın yanında şefaatçidirler ve kudreti, ilahi büyüklükten al ıp a şağıdaki alçak varl ıklara indirirler. Bu alçak varl ıklar&#; da ilk ba şlangıçtan olgunla şmaya do ğru götürürler. İşte yedi gezegen y ıldız bu ruhlardan olup her birinin birer de tap ına ğı vardır. Bu yıldızlar Sabillerde bazen "babalar", hava ve su gibi unsurlar ise "analar" adını ta şımaktayd ılar. Sâbiler öyle inanırlard ı ki, bu ruhlarm yâni yıldızların faaliyetleri, muhitlerini harekete getirmek ve böyle unsurlar ı ve fizik kainat ı tesir alt ına almaktan ibaretti 8 Arap Yar ımadas ına da inmiş olan Sabiilik, islâmiyet&#;in yayıldığı zamana kadar oralarda ya şamışt ır. Ömer bin H at t a b Islamiyet&#;i kabul etti ği s ırada, yanlış olarak onun hakk ında arkada şları "Ömer ScIbii olmu ş" demişlerdi 9. İlk zamanlarda henüz islâmiyet anla şılmadan önce, Müslümaıdar&#;a bu adın verilmesi, Sabiili ğin Yarımadada taraftarlar bulmuş olduğunu ve hatta putperest Hicaz&#;da bile ad ını tanıttığım bize göstermektedir. Her ne kadr Arapçada "Seıbii" dinden sapmış manasına gelmekte ise de, buradaki Saloiî kelimesinin yukarda bahsetti ğimiz mânada kullanilmami ş olmas ı daha muhtemeldir. b. Mecasiliğin bir adı da Z er dü ş tilik&#; dir. Kurucusu Zerdü şt Maveraünn ehr&#; de veya Harizm&#;de do ğmu ş dinini gene bu bölgede yaym ıya devam etmi ştir. Meeasiliğin Av esta adl ı din kitab ına Pehlevi dilinde bir şerh yaz ıldı. Bu iki kitaba birden "Z en d- Av e s- t a" dendi ve Mecasiler&#;in mukaddes kitab ını te şkil etti. Bu dinde iki büyük tanr ı vard ır: Bunlar birbirleriyle daimi bir şekilde çarp ışmaktadırlar. Bu tanr ılardan birinin adi " Ahu r am a z d a" ( Hürmü z) d ır; o, bütün unsurları ihata eden, kurtaran, dünyay ı yaratan ve onun nizam ım, planını hazırlayan, hayat veren tanr ıdır İkincisi " An gr am any u" (=Ehr i- men) kötülük ve karanl ığı temsil eden tanr ıdır. Bu iki tanr ı birbirleriyle aynı zamanda ikiz karde ştirler. Bir gün bu iki tanr ı aras ındaki sava şta, Ahuramazda&#;n ın üstünlük elde etmesiyle dünyan ın sonu gelmi ş ve böylece Ahuramazda&#;n ın saltanat ı ebedi olarak kurulmu ş olacakt ır. O gün erimiş demirden ırmak, miiminler için ıhk bir süt kadar ho ş görünürken, günahkarları yakıp mahvedecektir. Iyiler yeni ve iyi bir dünyaya ulaşacaklard ır ". Bu iki kuvvetin yan ında daha bir tak ım isimler yer almak- 8 Carra de Vaux, Eneyelopedie de l&#; İslam, IV., S Mahmut Esad, Tarih-i din-i İslam, İst / 29, III., S Annemarie Schimmel, Dinler tarihine giri ş, Ankara, , S

20 ta ise de, bu isimlerin yukarda adlar ı geçen tanr ılar kadar kuvet ve nüfuz sahibi olmaktan çok uzak bulunan ve hazan görevlendirilmi ş melekleri, hazan da tanr ılarm muhtelif s ıfatlar ını ifade etmekte olduklar ı anla şılmaktadır. Islâmiyetin yay ıldığı sıralarda, bu dinin mensuplerma daha çok Oman, Bahreyn ve Yemen&#;de rastlamakta idi". e. Musedlik: Musevilik herkesin malfımu en eski monoteist dinlerden olduğundan, bu dinin mahiyeti hakk ında kısa da olsa bilgi vermeği lüzumsuz buluyoruz. Burada sadece islâmiyet&#;in zuhuru s ıras ında Museviliğin Arabistan&#;da nerelere kadar yay ıldı:gam bildirmekle yetineceğiz. Müsâ dini, komşu bulundu ğu memleketler içinde en ziyade Arap Yarımadas ında taraftar bulabildi Çünkü İ brahim&#;in R abb i&#;ne karşı Beni Ismail&#;in hürmeti büyüktü. Milli bir din olmas ı onun ba şka ülkelerde geni ş kütleleri içine almas ına engel olmu ştu. Mûsevilik Arabistan&#;da baz ı önemli münbit yerleri eline geçirmi ş. buralarda kuvvet ve nüfuza sahip olabilmi şti Böylce Arabistan&#; ın kuzey bat ısındaki vahalar ı, belki de daha Yemen&#;e yerle şmeden önce, elde etmi ş bulunuyordu. Bunlar Teym a, Hayber, Yesrib, Fedek vahalar ıdır Himyer, Kin âne, Hâris bin K â&#;b kabilelerinin bir k ısmı da bu dine dahil olmuşlar, hatta Yemen hükümeti bir ara devletin resmi dini olarak Müsevili ği kabule kadar gitmi ştir. Ayr ıca Mûsevilik Bahreyn ve Oman&#;da da yerle şmeğe muvaffak olabilmi ştir. d. Hristiyanlık: Hristiyanl ık Arabistan&#;a iki ana yoldan girme ğe muvaffak olmu ştu. Bunlardan birincisi, kuzeyden Suriye, ikincisi güneyden Habe şistan&#;clan K ız ıldeniz vas ıtasiyle Yemen&#;e ula şan yoldur. Bu yollardan Hristiyanl ık kâh bar ışçıl bir şekilde, kâh sava ş ve istilâ ile Yarımadamn baz ı bölgelerine yay ılmış, baz ı bölgelerinde ise, umdeleri, efsaneleri ve ibadet şekilleri, inanmıyan Araplar tarafından öğrenilmiş - ti. Hristiyanlığın Arabistan&#;a bar ış ç ıl bir şekilde s ızmas ına, Hristiyan esirler ve bilhassa Arabistan&#;dan Habe şistan&#;a, Suriye ve İran&#; ın Hristiyan olmu ş bölgelerine giden şarap tüccarlar ı sebep olmu şlardır. Yarımadada Hristiyanl ık en büyük zaferini Necran şehrinde kaydetti. İddiaya göre bu dini oraya götüren, salih Phemion adlı bir şahıst ır. Esir olarak oraya sat ıldığı s ırada dini va ızlanyla Necran halk ını Hristiyanla ştırma ğa muvaffak olmu ştur ". Esirlerin bu yolda faaliyetlerine paralel olarak Yar ımadanm en uzak kö şelerine kadar giden şarap tüccarlar ı da bu dinin yay ılmasında 11 V. F. Büchner, Madjus maddesi, Encylopedie de &#;Islam, III. S. , ve Belâzûri tür. ter. I., S. / Wellhausen, Reste Arabischen Heidentums, S Tor Andrae, les origines de Pislüm et le Christianisme, Paris , S

21 büyük rol oynam ışlardır. Ancak, geleneklerine sad ık mü şriklerin din hususundaki geniş müsamahalar ına ra ğmen (bk. yk. S. 12 v. atalar ının tavuklar ı putlan, pek hayali kabul ettikleri çarm ıha gerilmiş bir tanrı u ğruna kolay kolay terke yana şamadıklan da bir gerçektir. Esasen bunlar s ınırdaki kabileler gibi Arâmi tesirlere fazlaca maruz da de ğillerdi. Ayrıca Arap Yar ımadas ından dışarıya giden tüccarlar, gittikleri yerlerde Hristiyanl ığın başka ba şka mezhepleri ile temasa geçerek bu din hakkındaki çe şitli bilgilerini artt ırmak fırsat ve imkanlannı buluyorlardı. Hristiyanlığın bu şekilde bar ışç ıl bir yolla Arabistan&#;a girmesine kar şılık, diğer taraftan Habe şilerin Yemen&#;i istilas ı üzerine bu dinin Melkit mezhebi 14 Yar ımadanın güneybat ısında baz ı yerlere iyice yerle şmi ştir. Sonra İranlıların Habe şileri koğup laâkimiyeti ellerine geçirmeleri üzerine de ayn ı dinin Nest ısı ri mezhebi burada te şvik görmüş, fakat ne bütün güney Arabistan&#; ı ne de bu bölgede halk ın ço ğunluğunu kendine ba ğlıyan bir kilise kurulamam ıştır. Kuzey bölgesine gelince, burada Ku zaa, Ta glib kabileleri D u- m et ül - C en d el bölgesi sakinleri, Hristiyanl ığı sathi bir şekilde de olsa kabul etmi ş, Hir e&#;deki L â hmi sülâleleri, hükümdarlann ın putperest ve bedevi kalmas ına ra ğmen, hristiyanla şmışlardı. Gene Arapçayı yazı dili olarak kullanan Anb arl ı İ b adiler de Hristiyan olmu ş - lardı ". Bu s ınır ülkelerinin kaplar ından Yarımadanın içerlerine do ğru yayılan Hristiyanlık T anuh, T aglib kabilelerinin bir k ısmını ve B ahr eyn, F âr ân halk ından baz ı topluluklar ı da içine al ıyordu. Bundan başka Wellhausen, Hazret-i Muhammed zamamn da T ayy hattâ T e mi m ve R eb a kabilelerinin aras ına kısmen de olsa Hristiyanlığın girdiğini iddia etmektedir Ayrıca Himy e rle r, Cez eml er ve Esed kabilelerinde Hristiyan topluluklar ı= bulundu ğunu ve B asra Körfezinin güney k ıyılarında ise be ş piskoposluğun mevcut oldu ğunu ö ğreniyoruz C. Arabistan&#;da putlar ın üstünde bir tanr ı kavramının teşekkülü ve Haniflik Hazret-i Muhammed&#;den evvel Mekke, Taif ve Medine&#;de bazı insanların putperestlikle tatmin olunmay ıp yeni bir din aramaya 14 Imparator Mareianus iradesine uygun olarak tarihli Halkedon konsilinin iman kaidelerini kabul etmi ş olanlara bilhassa M ısır&#;daki Monophisit K ıptiler alay olsun diye bu ad ı takmışlardır Çünkü Melkit, melik, imparator taraftan demektir.. 15 Gaudefroy - Demombynes et Platonov, Le monde Musulman et Byzantin jusqu&#;aux Croisades, Paris S Wellhausen, Beste arabischen Heidentums, S Charles Lyall, JRAS, , S. , v. öt. 14

22 başladıklarını, bunu bulmak ümidi ile de Tevrat ve &#;nein incelediklerini Islam kaynaklar ı bize haber vermektedirler. Hanif ad ı verilen bu arayıcılar, Mus a ve İ sa dinlerine kar şı belki sempati duymu şlarsa bile, onlar ı kabul etmemi şlerdi. Bunlar kendilerinin atas ı ve K âb e&#;nin kurucusu addettikleri Hazreti İbrahim&#;in dinini ara ştırıyor ve bu dini ihya edecek yeni bir peygamberin gelmesini bekliyorlard ı. Fakat aralar ında bir birlik ve mü şterek bir ibadet şekli mevcut de ğildi. Bunlar sadece tek tanr ıya inanıyorlar ve bu tanr ının görünen, bilinen her şeyin üstünde olup ona şerik ko şulamıyaca ğına, onun do ğmamış ve do ğurmamış olduğuna, onun bütün mahlükat ı yarattığına iman ediyorard ı. Kelime olarak Hanif", do ğruya meyleden kimse demektir. Kur&#;an&#;da "Hanif" ad ı birkaç yerde geçmekte ve bunlara Müslim de denmektedir. İslam da zaten insanın kendisini ilahi yola terketmesi demektir B ak ar a süresinin âyetinde. el I }. J9 I, (sil; va CAS.. la9 la.:,(ıni "Onlar dediler ki, Yahudi veya Hristiyan olunuz, hidayet bulur sunuz,deki hay ır biz Hanif olan İbrahim dinine gireriz,zira İbrahim mü şriklerden değil idi"; gene A l-i İmran süresinin âyetinde İbrahim milletinin hanefi olduğu ve İbrahim&#;in putperest olmad ığı bildirilmektedir. Peygamberimizden önce ve onun ya şadığı yıllarda, adlar ı ve iddiaları belli Hanifler ya şamışlardır. Bunlardan en me şhurlar ı şunlardır: Varaka bin Nevfel, Ubeydullah bin Cah ş, Osman bin Huveyris, Zeyd bin Amr bin Nevfel, Umeyye bin Ebi Salt, Kus bin Sâide, H âlid bin Sinan, El-&#;A ş a bin Kays. Bunlardan Varaka bin Nevfel ile Osman bin Huveyris, Hazreti Hadice&#;nin amcas ı oğludurlar. Varaka, Hazreti Muhamme d&#;e görünen mele ğin, Musa&#;ya görünen Cebrail oldu ğunu ve onun Peygamberli ğini ilk müjdeleyen şahıstır. Bu me şhur Hanifler&#;den dördü, Varaka bin 18 Frants Buhl, Encylopedie de &#;Islam&#; ın Hanif maddesinde Hanif kelimesinin manasm ın De Goeje ve Wellhausen gibi orientalistler taraf ından, kâh puta tapan, kâh Hristiyan zahidi olduğu iddialarını münakaşa ediyor ve Margoliouth&#;un bu kelimeye her yerde "Müslüman" mana= vermekte oldu ğunu ayrıca Hazreti Muhammed&#;in Musevilik ve Hristiyanl ığı reddeden, sade bir dine sahip olan kimseleri i şaret için Hanif kelimesini kulland ığını kaydediyor. Kelimenin etimolojisi hakk ında en inan ılır ve güzel bilgiyi Tor Andrae, Mohomet sa vie et sa doctrine, Paris , S. &#;de vermektedir. 19 Tor Andrea, Mahomet sa vie et sa doctrine, S. 67&#;de "Hazret-i Muhammed ilk olarak kendini terketmek emrini ald ı" demektedir. 15

23 Nevfel, Osman bin Huveyris, Zeyd bin Amr, Ubeydullah bin C a h ş bir gün, Mekke halk ının her yıl kurban kesti ği ve dilekler dilediği bir puta, o y ıl da nas ıl merasim yap ıldığını bir kenara çekilip seyrederler. Putlara gösterilen bu sayg ı, onlarda art ık tahammül edilmez bir nefret uyandırır ve aralar ında Hanif dinini, İbrahim&#;in şeriat ım aramak üzere ayrı ayrı yörelere seyahat etmek karar ını verirler Mahmud Esad Efendinin, İbni İ sh ak&#;dan ald ığı bu rivayet, Hanifler&#;in putperestlikten ne kadar uzak oldu ğunu bize göstermektedir. Ayr ıca, kuvvetli bir şair olan Ume yy e bin E bi Salt ise şiirleriyle Hanifli ğin prensiplerini çok güzel ifade etmi ştir. Kendisi Müs a ve İ sa dinlerini incelemi ş, fakat bunlardan hiç birini kabul etmemi şti. O, bir âh ır zaman Peygamberinin gelece ğini söylemişti; fakat bu peygamberli ğin kedisine nasip olaca ğını umuyordu. Bu yüzden Hazreti Muhammed Resül oldu ğunu ilân edince memnun olmad ı ve İslâmiyet&#;i kabul etmedi. Bununla beraber, onun şiirleri âdeta mü&#;min bir Müslüman ın a ğz ından çıkmış gibidir: " Sağ olduğum müddetçe Cenab- ı Hakka hamd-ü send etmekten ve O&#;nu yüceltmekten geri durmam. O&#;mutlak hâkimdir; ne O&#;nun üstünde bir Allah, ne O&#;na yakın sayılabilecek bir mâbud vardır. Ey insan fenalıkltan kaç ın Cenab-ı Hakk&#; dan bir şey gizleyemezsin Ya Allah sen benim mâlikimsin, ümidim sendedir. Senden ba şka bir mâbud tanımam Ona sorsunlar ki sabahleyin doğup, dünyay ı aydınlatan güneş kimindir. Yerde otlar ı bitiren, mahsfılleri yeti ştiren ve yeniden tohum husille getiren kimdir? Ya Rabb senin adını takdis ettiğim gibi günahlarım ın affını da temenni ederim. Ya Rabb beni rahmetine nâil et, beni ve evlâtlar ım ı mesut k ıl". Hanif adı verilen ve as ıl Tanrıyı arayan bu insanlar çok say ıda olup bütün Arabistan&#;da tek tanr ılı bir dini havan ın te şekkülüne sebep olmu şlardır. D. Netice Yukarıda söylediğimiz gibi uzun y ıllar boyunca sürüp giden bedevilik, putlar ın karışmas ına, sonunda da bir tek Tanr ı anlamının doğmasına vesile olmu ştu. Gene yukarda, Musa ve İsa dinlerinin Yar ımadanm bazı bölgelerinde nas ıl yerle ştiğini, baz ı bölgelerde ise hüsni kabul görmese bile Araplar taraf ından nas ıl tanındığını ifadeye çal ışt ık. Şimdi ise Hanifler Arabistan&#; ı dolaşarak kâh veciz nutuklar (Kus bin Saide&#;nin nutku gibi), kâh tesirli şiirler söyliyerek putperestli ği küçümseyip hakiki dini arıyarak, Araplar&#; ın putlara kar şı olan ba ğlarımn daha da gev şemesine vesile oluyorlard ı. Böylece Araplar tek tanr ılı bir dini telkin ede- 20 Mahmut Esat, a. g. e. II., S

24 cek bir peygamberi kolayca kabale haz ır hale gelmi ş bulunuyorlardı. İşte bu suretle bir taraftan Yemen ve Yemame&#;de, di ğer taraftan Esed ve Temim kabileleri aras ında peygamnerlik iddias ında bulunan baz ı insanlar kendilerini, fikirlerini kabule haz ır dini bir atmosfer içinde buluvermişlerdi. Tarihte sahte peygamberler ad ıyla anılan kimselerin ortaya ç ıkma senepleri aras ında "Ridde" olaylar ım da saymak gerekir. A. Riddenin tarifi: 2. RİDDE Hicret&#;in ve y ıllarında dini ve hukuki bak ımdan henüz pek yeni bir te şekkül olan Islam devletini büyük sars ıntılara mâruz b ırakan Ridde olayı en eski Islam kaynaklar ında oldukça geni ş bir yer i şgal etmektedir. Ridde, islâmiyet&#;in bu devri için o kadar önemli olmu ştur ki, baz ı tarihçiler sadece y ıllarda cereyan eden isyan ve irtidatlar ı canlandırabilmek için husus&#; kitaplar vücuda getirme ğe mecbur kalm ışlardır. Vakıdrnin biricik nüshas ı Bankipore&#;da bulunan Kitab al-ridde&#;si ile Vesime&#;nin İbni Hacer tarafından İsabe&#;ye al ınan Kitab al - Ridde&#;si bunların en önemli örneklerini te şkil eder. Islam tarihinde çe şitli sebeplerle meydana gelmi ş olan Ridde "Islâm&#;dan dönmek, Islam dinini reddetmek" anlam ına gelmektedir. Arap yarımadas ının çe şitli bölgelerine yay ılmış bulunan y Islam dini, Hz. Muhammed&#;in hastalanmas ı ve ölümü üzerine, gene bu bölgelerin ço ğunda ya şayan Araplar tarafından reddedilmi ş, Islâmiyet&#;in yükled,iği mali mükellefiyetlerden kurtulmak isteyenlerde eski putlara dönme temayülü artm ış, bazı kabileler ise Hz. Muhammed&#;in tan ıttığı tek ve her şeye kâdir olan yüce Tanr ıya ibadeti terketmemekle beraber islam dininin gerektirdi ği zekâttan muaf tutulmak istemi şlerdi. B. Hz. Muhammed&#;in hayat ında Arap yar ımadasında İslâm diııiııin yayılışı: Ridde&#;nin sebeplerini gösterebilmek için önce islâmiyet&#;in Arap yarımadas ında hangi kabileler taraf ından kabul edilmiş olduğnu belirtmek gerekmektedir: Hudeybiye bar ış andla şmasmdan sonra bütün Ya- =adada ya şıyan Araplar, Hz. Muhammed&#;in dini ve idari nüfuzunun gün geçtikçe artt ığını gördüler. Esasen bu s ırada putlara olan ba ğlıhğın zayıflamış olmasından ve Yarımadamn tek tanr ılı yüksek bir dini kabule hazır bir durumda da bulunmas ından dolayı Hz. Muhammed&#;in tek- 17

25 liflerini ula şt ıran elçilerin müsait kar şılanmalar ı ve bu arada islamiyet&#;in bu kabileler tarafından kabul edilip onun icap ve mükellefiyetlerinin derhal yerine getirilmesi kolayca mümkün oldu. Hicretin y ılında Medine, Arabistan&#; ın dört buca ğından gelen ve çe şitli kabilelerin ihtida haberlerini getiren heyetlerle dolup ta şt ı. Yemen&#;den, Yemame&#;den, Necid&#;den, Oman&#;dan, Bahreyn&#;de&#;&#;, Belka&#;- dan, Hadramavt&#;tan birçok Müslüman olmu ş kabileler, dini ve siyasi bağlılıklarını bildirme ğe memur temsilcilerini en k ısa bir zamanda Medine&#;ye gönderdiler; böylece Hz. Muhammed&#;in Veda Hacc ına haz ırlandığı tarihlerde art ık Arap Yar ımadasmin her bölgesinde Medine hükümetine dinen ve siyaseten ba ğlı birçok kabileler bulundu ğu gibi, eski kitabi dinlere ba ğlı veya. Mect"silik, Sabiilik gibi kitabi muamelesi görmü ş din saliklerinin cizye vererek Müslüman himayesini elde etmi ş topluluklar ı da vard ı Ridde&#;nin islâmiyet için en tehlikeli örneklerini vermeden önce, yılda Arap yar ımadas ındaki islâmla şma hareketine k ısa bir göz atmak gerekmektedir. Hicret&#;in y ılının Rebi&#; al - Evvel ay ında Hz. Muhammed dört yüz ki şi ile birlikte Hâlid bin Velid&#;i Necran&#;da ya şıyan Benu al-hâris bin Kciablara gönderip onlar ı islam&#;a davet etmesini, kabul etmezlerse silah kullanmas ını emretti. Halid, puta tapan Benu al - Harisleri Müslümanlığa girme ğe ikna etti ve yeni dinin prensiplerini onlara ö ğretebilmek için de Necran&#;da iki ay kalma ğa mecbur oldu. Bu arada da Hz. Peygamber&#;e şöyle bir mektup yazd ı : "Ey Tanrı Elçisi, sana esenlikler dilerim ve sana hak mâbud olan Tanrıy ı överim. Hamdü senadan sonra ben Benu al - Wiris bin Kâab&#;ların illerine geldikten sonra, emrettiğin gibi onları üç gün İslâmiyet&#;e çağırdım. Etrafa süvariler göndererek Müslüman olunuz, emniyete ve selâmete kavu şursunuz, diye ilön ettirdim. Onlar benimle savaşmadan Müslüman oldular. Ben onlara Tanrı&#;nın emirlerini öğreterek ve yasak etti ği işlerden onları meneyliyerek aralarında yaşıyorum " dedi. Bu mektubu alan Hz. Peygamber de Halid&#;e, art ık Medine&#;ye dönmesini ve Benu al-haris bin Kaab&#;lardan bir heyeti misafir olarak beraberinde getirmesini emreder mahiyette bir cevap gönderdi ". Hâlid beraberinde Benu al-haris bin Kaablar ın ileri gelenlerinden bir toplulukla Medine&#;ye döndü. Hz. Muhammed bunlarla görü ştü ve içlerinden Yezid Bin Husayn&#; ı reis tâyin etti. Necran&#;a dönecekleri 21 Heinz-MI, Türkçe. Ter., C. I. S Mektubun metnini İbni Hisa şm&#;da gören Caetani, İbni ishak&#;m verdi ği bu bilgiyi itimada şayan bulmamaktad ır. Bk. Caetani, VII., S. Mektup Taberi&#;de aynen mevcuttur. Bk. Türkçe. ter. C. II., 2. S

26 vakitte adet olan hediyeleri da ğıtt ı. Elçiler yurtlar ına döndükten sonra, Hz. Muhammed onlara Ensar&#; ın Benu Neceâr kolundan Amr bin al-hazm&#; ı ö ğretmen ve maliye memuru olarak gönderdi. Amr orada dini tavsiyelerde bulunup zekât mallar ını toplayacakt ı. İbni İshak&#;a dayanan bir rivayet, bize Amr binhazm al - Ansari&#;ye Hz. Muhammed tarafından yaz ılmış bir talimat mektubunun, Kuran tarihi bak ımından çok de ğerli bir haberi ihtiva etti ğini göstermektedir. Mektup şu yoldadır:. "Bis ınillâhirrahmanirrahim, ey müminler and ve anlaşmalarının yerine getiriniz bu, Tanrı Elçisi Muhammed&#;in Yemen&#;e gönderdi ği Amr bin al-hazm için yazd ığı mektuptur. Tanr ı Elçisi ona bütün işlerinde Tanrı&#;dan sakınarak hareket etmesini emretti. Çünkü Tanr ı kendisinden sak ınan ve hayr ve iyiliklerde bulunanlarla birliktedir. Tanrı Elçisi ona, Tanrı nasıl emrettiyse hak ve hukuka o şekilde riayet ile iş görmesini, insanlara hayra müjdelemesini, Kur&#;an&#;ın ve İslam dininin kaidelerini öğretmesini, kötülüklerden menetmesini emreder. Temiz olm ıyan kimseler Kur&#;an ı ellerine almasınlar. Ahaliye leh ve aleyhlerinde olan emir ve hükümleri anlats ın &#; Mektup bundan sonra daha bir hayli uzar. Fakat bizim için mühim olan cihet yukar ıya aldığımız, Temiz olm ıyanların Kur&#;ana el sürmelerinin yasak oldu ğunu emreden cümledir. Zira böylece peygamberin mümessillerinin Yar ımadada islamiyeti ö ğretmek ve yaymak üzere gittikleri zaman bunu, ancak ezberlerinde oldu ğu kadar ını söylemek suretiyle yapmad ıklarını, nazil olmu ş ayetlerin yaz ılı nushalar ım da beraber götürdüklerini ispat eder. Bunun önemini Caetani ve Frants Buhl (is. Ans. S. i, Caetani, C. VIII. S. 26) de kabul etmekte fakat haberin do ğruluğu hususunda her ikisi de şüphelerini aç ıklamaktadırlar. Bu nokta üzerinde ısrarla durmam ızın sebebi, Caetani&#;nin a şikar olan bir yığın tarihi vesika kr şısında" Yemen&#;in Müslüman olmad ığını, tam bir istiklal içinde bulunudu ğunu, orada Esved&#;in isyan ı başlayınca da Peygamber&#;in, bu hadiselere zerre kadar önem vermedi ğini iddia etmesid ir. Hz. Peygamberin elçilerine yazd ığı ve yukar ıya ald ığımız mektuplar ile onlardan gelen cevaplar, Kur&#;an hakk ındaki kayıtlar, ana kaynak olan Belazari, Taberi, Buhari, İbni Sa&#;d tarafından teyid edilmektedir. Hz. Muhammed, Esved&#;in isyan ım önlemek için bütün gücüyle çalışmışt ır. Şu halde Caetani&#;nin bu yoldaki iddialar ı doğru olamaz (VII. S. 36). 23 Taberi, Türkçe. ter., II., C., 2. S

27 Hz. Muhammed&#;in Yemen&#;i islamh ğa kazanmak hususundaki gayretleri bitmemi ştir. Birçok kollara ayr ılan Benu al - Hâris bin Kâ&#;blar&#;a mektuplar ve elçiler yoll ıyarak, kimine amanname verip kiminin baz ı sulak arazideki haklar ını tanıyarak ümit etti ği müsbet sonucu elde etmiştir. Peygamber Veda Hacc ına ç ıkmadan önce Muaz bin Cebel ile Ebu Musa&#;al - A ş&#;arryi islamiyet&#;i yaymalar ı için Yemen&#;e yollad ı ve kendilerine talimat verirken "herşeyi kolayla ştırınız, zorlaşt ırmay ınız, fenalık değil, iyilikler yapmaz, hasmâtne de ğil dostâne duygular taşıy ınız" dedi. A ş&#;ari, Yemenin daha çok k ıyı bölgelerine, Muaz bin Cebel ise yukarı bölgelerine memur edilmi şlardi. Fakat Yemen gibi verimli ve geni ş bir bölgede ya şıyan pek çe şitli boy ve soydaki insanların hepsini, birdenbire islamlığa kazanmak pek tâbiidir ki, mümkün olamam ıştır. Bunu Belazisırrde gördü ğümüz Muaz bin Cebel&#;in şu mektubundan kolayca anlamaktay ız: "Ya ğmur suyu ile yahut akar sularla sulanan topraklar ın mahsulünden onda biri, suni şekilde sular akıtmak suretiyle sulanan yerlerden bunun yar ısı al ınır. Olgunluk ça ğına gelenlerden, nüfus ba şına bir dinar veya bunun kar şılığı dokuma bez al ınır. Yahudi, yahudilikten döndürülemez". Böylece yaln ız Müslümanlar ın ve Yahudilerin de ğil, Yemen&#;de oturmakta olan Mecüsiler&#;in de Medine&#;ye tâbi bir durumda yaşadıkları gene Belazûri&#;de ayn ı sayfadaki şu kayıttan anla şılmaktad ır: "Peygamber Hecer ve Yemen Mecusilerinin olgunluk ça ğına gelenlerinden adam ba şına bir dinar vergi al ınmas ını emretmi ştir". yılın Ramazan ay ında büyük Mezhic kabilesinin Yemen&#;de oturan Ans, Murad, Sa&#;d al-a şire, Ca&#;fi, Zebid ve diğer kollarını islamiyet&#;e davet için, ba ş- larında Ali bin Ebi Talib&#;in bulunduğu ve tahminen ki şiden meydana gelmi ş bir sefer heyeti haz ırlandı. Bir rivâyete göre, Ali sava şarak, islamiyet&#;i kabul ettirdi. Taberrye göre ise (Tab. Ter. II. 2,. S. ) Mezhicler derhal islamiyet&#;i kabul ettiler. Yahudi Haham ı, Kâab al- Ahbar da bu yıl ihtida etmi ştir. EZD kabilesinden 10 ki şinin ba şında bulunan Sarrad bin Abdullah al-ezdi gene aynı yılda Müslüman olmu ş ve kendisi gibi islamiyet&#;i kabul etmi ş bulunan Ezd&#;lerin ba şına geçerek Cereş şehrini ku şatmıştı. Kuşatma uzun sürmü ş, sonunda Müslümanlar üstün gelerek, Sarrad, Cere ş ve Tebale şehirlerine ba ş eğdirmiş ve oralar ı islamlığa kazand ırmışlardır. HEMDANLAR&#; ın islamiyet&#;i kabul ettikleri haberi ise, Hz. Muhammed&#;in secdeye kapan ıp Allah&#;a şükretmesine ve Hemdanlar&#;a selam ımdır, Hemdanlar&#;a selâm ımdır sözünü tekrarlamas ına sebep olmu ştur (Tab. Ter. II, 2., S. ). ABD al - KAYS delegeleri de bu y ıl Peygamberi ziyaret ettiler ve içlerinde Hristiyan dinine girmi ş olanlar bile islamiyet&#;i kabul ettiler. 20

28 Aralar ında bulunan Amr bin Cârud kendi kavmi dinden döndü ğü zaman bile Müslüman kald ı Gene yılda B ecilele r&#;den Cerir bin Abdullah Becili, maiyetindeki ki şi ile birlikte Hz. Muhammed&#;e ba ğlılığını bildirme ğe geldi. Hepsi kelime-i şahadet getirdiler. Peygamber onlara söyledi ği nutukta, gönderece ği valinin bir Habe şli bile olsa, ona itaat etmeleri lüzûmundan bahcetmi ş ve döndükleri zaman Zu&#;l-Hulâsa putunu y ıkmas ı için Cerir bin Abdullah&#;a emir vermi ştir. O da bu emri derhal yerine getirmi ştir. Z e b i d l e r&#;in, Sadefle r&#;in elçileri de ayn ı şekilde Medine&#;yi ziyaret edip ald ıkları hediye gümüşlerle memleketlerine döndüler. Muradla r&#;a gelince, bunlarla Hemdanlar aras ında büyük bir geçimsizlik vard ı. İşte islâmiyet bu geçimsizlikten bir hayli istifade etti. Ferve bin Müseyk al - Muradi, müttefiklerinden olan Kindeler&#;in emrinden ayr ılıp Medine&#;ye geldi; islâmiyet&#;i kabul etti. Haz. Muhammed de onu, mükâfat olarak, Muradlar, Mezhicler ve Zebidler üzerine kendi temsilcisi tâyin etti. Arabistan&#; ın adeta zahire anbari durumunda olan ve Hicaz&#; ın doğusuna düşen Yemâme bölgesinde büyük REB İA kabilesinin bir kolu olan Hanife kabilesine gelince, bunlar ın 7. -yılda ba şkanları olan Hevze bin Ali&#;nin Iran yoluyla gelen Hristiyanl ığı kabul etmi ş olmas ı muhtemeldir. Peygamber ona, Salit bin Amr al-amiri eliyle bir mektup yollad ığı zaman o Peygamber&#;e, kendisinin şair ve hatip oldu ğunu, şayet kendisine bir pay verilecek olursa, islamiyet&#;e girece ği yolunda bir cevap yolladı. Bundan sonra, Hanife kabilesinden 10 ki şilik bir heyet Medine&#;ye geldi içlerinde bulunan Müseylime de aynı şekilde ortakl ık pe şinde ko ş - muş, Peygamber&#;den kendisine bir menfaat temin edemeyince Peygamberlik iddias ına koyulmay ı en uygun bir yol zannetmi şti. Halbuki gene Hanife kabilesinin mühim bir k ısmına hükmeden Sümame bin Usal, maceralı bir şekilde de olsa önceden islamiyet&#;e girmi ş ve bu uğurda Yemame&#;de sonradan islam&#; ı terkedenlerle bir hayli u ğra şmıştır Bundan ba şka önemli bir kabile olan Kindele r&#;den de E ş&#;as bin Kays seksen ki şilik bir temsilci toplulu ğu ile Medine&#;ye gelmişti Kinde Araplar ının saçlar ı pek dikkatli taranm ış, gözleri de sürmelen.- mişti. Me şlahlar ı renkli ve altın pullarla i şlenmi şti. Hz. Muhammed bu pek süslü giyimi be ğenmedi. Elçiler islamiyet&#;i kabul ettikten sonra Peygamberin emriyle süslü elbiselerini ç:karmaya mecbur oldular (Tab. Leyden bas ısı, I., S. ). 24 Taberi, Türkçe tere. II. C., 2., S İbni Sa&#;d, Tabakat, V., S

Daha göster

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası