Yerli Vizyon Filmleri 2016

yıla yaklaşan tarihinde Türk sineması, dönem dönem zorlanmış olsa da, ortaya çok kaliteli ve başarılı yapımlar çıkarmayı başardı. Usta sinemacılarımızın elinden çıkan bazı filmler bizim de dünyanın sinemada isim yapmış ülkeleri kadar başarılı olabildiğimizi gösterdi ve bu filmlerin sayısı gün geçtikçe artmaya başladı.

Genellikle ana akım sinemadan uzak ve bağımsız tarzda yapılan filmler, önemli festivallerden çok özel ödüller alarak ülkemizi uluslararası alanda onurlandırmayı başardı. Bu filmler, ödül almanın yanı sıra sinemamızın ufkunun gelişmesinde ve dünyada daha özel bir yer edinmesinde de büyük rol oynadı.

Bu özel yönetmenlerin özel filmleri arasından önemli ödüller alan ve bizlerin en beğendiği filmleri derlemek istedik. Hem bu başarılı yapımları tekrar hatırlatmak hem de izlemeyenler için bir ufak bilgi havuzu oluşturmak için yaptığımız çalışmada, bakın karşımıza neler ve kimler çıktı…

1. Kış Uykusu ()

Türk sinemasında devrim yapan ve bizlere ilkleri yaşatan yönetmenlerden biri olan Nuri Bilge Ceylan, pek çok filmi ile uluslararası arenada ödüle koşmayı başardı. Bunların arasında ise ilk sırayı Kış Uykusu’na ayırmamak olmaz. Dünyanın sinemacılık alanında en önemli festivallerinden biri olan Cannes Film Festivali’nde “Altın Palmiye” kazanma başarısı gösteren film, yakın dönem Türk sinemasının en önemli yapımlarından biri olarak gösteriliyor.

2. Susuz Yaz ()

Türk sinemasının en dahi yönetmenleri arasında yer alan Metin Erksan, bu özelliğinin yanı sıra kendisinden sonra gelen pek çok sinemacıya da örnek olmayı başaran ender isimlerden biri olarak tanınıyor. Metin Erksan’ın açtığı yol yeni kuşağın başarısında önemli bir rol oynarken, yapımı Susuz Yaz filmi ile kazandığı Berlin Film Festivali “Altın Ayı” ödülü, sinemamızın o döneme kadar kazandığı en prestijli ödül olarak da tarihe geçti. Susuz Yaz, sinema tarihimizin en özel yapımları arasında yer alıyor.

3. Duvara Karşı ()

Susuz Yaz filminden tam 40 yıl sonra, yine bir Türk filmi Berlin Film Festivali’nde “Altın Ayı” ödülünü kazanmayı başardı. Berlin Film Festivali’nin en prestijli ödülü bu defa o topraklarda doğan bir Türk olan Fatih Akın’ın filmi Duvara Karşı’ya gitti. Romantik bir drama olan Duvara Karşı, gerek konusu gerekse başarılı oyunculukları ile bu ödülü kazanmayı sonuna kadar hak etti.

4. Bal ()

yılında vizyona giren Semih Kaplanoğlu yönetmenliğindeki Bal, usta yönetmenin “Yusuf Üçlemesi” olarak tanımladığı Bal – Süt – Yumurta filmlerinin son halkası olarak, kendisinden önce gelen halkalardan çok daha başarılı oldu. Bu defa Berlin Film Festivali’nde “Altın Ayı” kazanmak için 40 yıl beklemememizi sağlayan Bal, Fatih Akın’ın Duvara Karşısından yalnızca 6 yıl sonra bu ödülü tekrar ülkemize getirdi. Film aynı zamanda, River Run Film Festivali’nden de iki ödül ile döndü.

5. Bir Zamanlar Anadolu’da ()

Sinemamıza son dönemde adeta ambargo koyan yönetmenlerden Nuri Bilge Ceylan’ın en başarılı yapımlarından biri olarak kabul edilen Bir Zamanlar Anadolu’da, yılında izleyici ile buluştu. Baştan aşağıya kusursuz bir film olan Bir Zamanlar Anadolu’da, katıldığı her festivalde izleyiciler ve sinema çevreleri tarafından ayakta alkışlandı. Türk sinema izleyicisinin en çok ilgisini çeken bağımsız yapımlardan biri olmayı da başardı. Bunun yanı sıra, Cannes Film Festivali’nde “Jüri Özel Ödülü”, Asya Pasifik Film Ödülleri’nde “Jüri Özel Ödülü” ve Haifa Film Festivali’nde “En İyi Film Ödülü” kazanarak ülkemize geri döndü.

6. Uzak ()

Yurt dışında önemli ödüller kazanan filmler arasında Nuri Bilge Ceylan imzalı bir film daha yer alıyor. Uzak, çekim teknikleri ve senaryosu ile tüm sinemaseverlerin gözdesi olmayı başarmış yapımlar arasında bulunuyor. Dünyada en çok beğenilen ve ilgi toplayan Türk filmlerinden biri olan Uzak, kazandığı ödüller ile de bu ilginin karşılığını almış görünüyor. Montpeiller, Beyrut ve Trieste Film Festivalleri’nden “En İyi Film” ödülü kazanan Uzak, Cannes Film Festivali’nde ise “Jüri Özel Ödülü”ne layık görüldü.

7. Yaşamın Kıyısında ()

yılında, aynı anda Almanya ve Türkiye’de vizyona giren Yaşamın Kıyısında, Fatih Akın yönetmenliğinde oldukça başarılı bir yapım olarak dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Yaşamın Kıyısında, işlediği konu ve ustaca kurgulanmış senaryosu ile Cannes Film Festivali’nden “En İyi Senaryo” ödülü ile dönmeyi başardı. Başarılı yapım böylece, Türk sinemacılığının adını dünyada duyuran yapımlar arasına da adını yazdırmış oldu.

8. Yol ()

Politik bir eleştiri filmi olan Yol, Türk sinema tarihinde son derece önemli ve özel bir yere sahip. Yılmaz Güney’in cezaevinden yön verdiği film, usta yönetmenlerden Şerif Gören’in başarılı performansı ile zirve yaptı. Üzerine bir de başarılı oyunculuklar ve harika senaryo eklenince, Yol filminin başarısız olma ihtimali zaten yoktu. Cannes Film Festivali’nden aldığı “FIPRESCI” ve “Altın Palmiye Ödülü” ise filmin ne denli başarılı olduğunun ispatı gibi oldu. Türk sinemasında Cannes’te iki ayrı ödülü kazanmayı başaran tek film olan Yol, büyük bir alkışı sonuna kadar hak ediyor.

9. Pandora’nın Kutusu ()

Yeşim Ustaoğlu’nun aile ilişkileri üzerine kurduğu bir dram filmi olan Pandora’nın Kutusu, sürpriz finali ve konunun işleniş tarzı ile son derece başarılı bir iş olduğunu bizlere kanıtlamıştı. Eleştirmenler tarafından da çok beğenilen film, uluslararası festivallerden ödülleri ülkemize getirmeyi başardı. San Sebastian Film Festivali’nden “En İyi Film Ödülü” ile dönen Pandora’nın Kutusu, Fajr Film Festivali’nden ise “Jüri Özel Ödülü”nü kazandı.

Çoğunluk ()

Türk sinemasında ’lu yılların başında parlayan Seren Yüce, öyle bir film ile adını sinema çevrelerine duyurdu ki, bu film pek çok eleştirmen tarafından yere göğe sığdırılamadı. Çoğunluk, işlediği konu özelinde oldukça cesur ve dramatik bir film olarak izleyiciler üzerinde büyük bir etki bıraktı. Bu büyük etkinin karşılığı ise kazanılan ödüller ile geldi. Venedik Film Festivali’nde “Geleceğin Aslanı Ödülü”nü alan film, Mumbai Film Festivali’nde ise “En İyi Film Ödülü”ne layık görüldü.

Üç Maymun ()

Usta yönetmen Nuri Bilge Ceylan’a Cannes Film Festivali’nde “En İyi Yönetmen Ödülü”nü kazandıran Üç Maymun, vizyona girdiği tarihte büyük ses getirmeyi başardı. Film hem yerli hem yabancı izleyiciden önemli bir teveccüh alırken, Nuri Bilge Ceylan külliyatında da başyapıtlar arasında yerini aldı.

Tepenin Ardı ()

Emin Alper’in dünya sinemasında adını duyuran ilk film olan Tepenin Ardı, Anadolu’da bir aile trajedisini izleyiciye aktarıyor. Başarılı atmosferi ve konuyu sıra dışı işleyişi ile ön plana çıkan film, özellikle yurt dışında çok büyük yankı uyandırdı. Tepenin Ardı, Asya Pasifik Film Ödülleri ve Palic Avrupa Film Festivali’nde “En İyi Film Ödülü”, Saraybosna Film Festivali “Jüri Özel Ödülü”, Karlovi Vary Festivali “En İyi Asya Film Ödülü” ve Osian’s Cinefan Film Festivali “En İyi İlk Film Ödülü”nü kazanarak başarısını ispatlamış oldu.

Küf ()

Ali Aydın’ın ilk uzun metraj filmi olan Küf, drama türünde son dönemin en başarılı filmleri arasında anılıyor. Demiryollarında yaşayan insanların hikayesini farklı bir bakış açısıyla izleyiciye aktaran Küf, vurucu öyküsü ve bu öyküyü anlatım tarzı ile uluslararası arenada ödülleri toplamayı başardı. Venedik Film Festivali’nden “Geleceğin Aslanı Ödülü” alan film, Frankfurt Film Festivali’nden ise “En İyi Film ve En İyi Yönetmen Ödülleri”ni ülkemize getirmeyi başardı.

Abluka ()

Ülkemiz sinemasına farklı bir renk ve soluk getiren yönetmenlerden biri olan Emin Alper, yılındaki Tepenin Ardı filminden sonra ’de vizyona giren Abluka adlı filmi ile de ödülleri toplamayı başardı. Ülkemizi ödüllere koşturan ve son yıllarda ödüllere doyuran Emin Alper, Abluka ile izleyicileri kendisine hayran bıraktı. Emin Alper, bu mükemmel film ile Venedik Film Festivali’nde ve Asya Pasifik Film Ödülleri’nde “Jüri Özel Ödülü” kazanmayı başardı.

Sivas ()

Sinemamızın genç kuşak yönetmenleri arasında parlayan Kaan Müjdeci, ilk uzun metraj filmi olan Sivas ile çok önemli başarılara imza attı. Bozkırın kendine has hikayelerinden birini izleyiciye aktaran film, vizyona girdiği dönemde büyük ses getirdi. Aynı zamanda sinematografik olarak da son derece başarılı olan Sivas, Venedik Film Festivali’nde “Jüri Özel Ödülü” ile onurlandırıldı. 8. Abu Dabi Film Festivali’nde ise “En İyi Senaryo ve En İyi Erkek Oyuncu” ödüllerini kazandı.

Takva ()

Ünlü yönetmen Özer Kızıltan’a önemli bir başarı kazandıran Takva, Türk sinemasının son yıllarında ortaya çıkan en gerçekçi ve çarpıcı filmlerden biri olarak kabul ediliyor. Sosyo-politik bir film olan ve Türkiye’den insan manzaralarını başarıyla betimleyen Takva, Berlin Film Festivali’nde “FIPRESCI” ve Saraybosna Film Festivali’nde “En İyi Film Ödülü”nü kazanmayı başardı. Ülkemizi ve Özer Kızıltan’ı tüm dünyada başarı ile temsil eden Takva, ülkemiz seyircisi tarafından da ilgiyle izlendi ve çok beğenildi.

Güneşe Yolculuk ()

Türkiye’nin en önemli kadın yönetmenlerinden biri olan Yeşim Ustaoğlu’nun en başarılı filmlerinden biri daha ülkemize ödüller ile dönerek göğsümüzü kabarttı. senesinde vizyona giren ve Türkiye’nin gerçeklerini gözler önüne seren Güneşe Yolculuk, başarılı kurgusu ve muhteşem çekim teknikleri ile dikkatleri üzerine çekti. Berlin Film Festivali’nde “Jüri Özel Ödülü”, Kudüs Film Festivali’nde “Barış Ödülü”, Sao Paulo Film Festivali’nde “Uluslararası Jüri Ödülü” ve Festroia – Troia Film Festivali’nde “Jüri Özel Ödülü” alan Güneşe Yolculuk, sinema çevrelerince ne kadar beğenildiğini aldığı ödüller ile ispatladı.

Yeraltı ()

Türkiye’nin dahi ve melankolik yönetmenlerinden Zeki Demirkubuz’un elinden çıkan Yeraltı filmi, Engin Günaydın’ın son derece başarılı performansı ile tüm sinema çevrelerinden takdir topladı. Dostoyevski’nin “Yeraltından Notlar” adlı eserinden uyarlanan senaryo Demirkubuz’un usta işi yönetmenliği ile birleşince, Yeraltı, Uluslararası Dubai Film Festivali ve Osian’s Cinefan Film Festivali’nden “En İyi Film Ödülü” kazanmayı başardı.

Sürü ()

Yılmaz Güney sinemasından politik bir film daha ülkemiz sinemasına ödül kazandırdı. Bölgesel bir siyasi eleştiri filmi olan Sürü, Türkiye’nin doğusuna ışık tutması ve bu bölgenin sorunlarını göz önüne sermesi açısından çok başarılı bir film olarak kabul edildi. Zeki Ökten’in Yılmaz Güney’e yönetmenlik konusunda yardımcı olduğu film, Berlin Film Festivali’nde “FIPRESCI” ve Locarno Film Festivali’nden “En İyi Film Ödülü”nü kazandı.

Ana Yurdu ()

Genç bir kadın yönetmen olan ve sinemamızı umutlandıran yönetmenler arasında yer alan Senem Tüzen, senesinde vizyona giren Ana Yurdu filmi ile herkesi etkilemeyi başardı. Sinema otoritelerinin ve sinemaseverlerin büyük teveccühünü kazanan yapım, Anadolu’nun insan ilişkilerini göz önüne seriyor ve aile kavramını izleyiciye hatırlatıyor. Ana Yurdu, Uluslararası Tiflis Film Festivali “En İyi Film Ödülü”, Asya Pasifik Film Ödülleri “En İyi Senaryo Ödülü” ve Varşova Film Festivali “En İyi Asya Film Ödülü” ve “FIPRESCI” ödüllerini kazandı ve başarısıyla bizleri onurlandırdı.