osmanlıda matbaa ne zaman kuruldu / Osmanlı'ya Matbaanın Gelişi Hakkında Bilinen Klasik Yorumlar Gerçekleri Eksik Yansıtıyor!

Osmanlıda Matbaa Ne Zaman Kuruldu

osmanlıda matbaa ne zaman kuruldu

Murat Kutlu

Osmanlı topraklarına matbaanın ilk olarak gelişi ya da şeklinde tarihlendirilmektedir. Bu tarih İspanya’dan sürülüp Osmanlı’ya sığınan Yahudi David ve Samuel Nahmias kardeşlerin Sultan II. Beyazıt’tan aldıkları izinle İstanbul’da ilk matbaayı açtıkları tarihti.  Nahmias kardeşler matbaalarında ilk olarak Yaakov ben Asher’e ait (ö. ) Yahudi hukukuyla ilgili “Arbaa Turim” (Dört Merhale-Emir) adlı eseri yayımlamışlardı. Bu tarihten yılına kadar Yahudi girişimciler İstanbul’da üç Selanik’te bir, Edirne’de de bir tane olmak üzere beş matbaa açmış, imparatorluk sınırları içerisinde iki binden fazla kitap basımını gerçekleşmişlerdi. Ermenilerin açtığı ilk matbaa ise Tokatlı Apkar Tıbir’ın yılında Venedik’ten getirdiği harflerle Surp Nigoğayos Kilisesi’nde kurduğu matbaa idi. Apkar Tıbir ilk olarak “Basit Ermeni Alfabesi” adlı kitabı yayımlamıştı. Eremya Çelebi Kömürcüyan, Merzifonlu Krikor, Boğos Arabyan, Ohannes Mühendisyan, Haçik Kevorkyan gibi isimler ileriki tarihlerde gelişecek Ermeni matbaacılığının lokomotifi oldular. Rumlar ise yılında İstanbul Patrikliğinin tüm araç ve gereçlerini Londra’dan getirttiği bir matbaa kurmuşlardı. Matbaanın sahibi Nicodemus Metaxas adlı bir rahipti ve ilk olarak Yahudilikle ilgili bir kitap yayımlanmıştı.

Bürokrasiyi ikna ettiler

Osmanlı’da ilk matbaa kurma hazırlığı yılında gerçekleşmiş, bir yıl sonra tüm hazırlıklar tamamlanmış, yılında ise ilk basım gerçekleşmişti. Bu matbaa Yirmisekiz Çelebizade Sait Mehmet Efendi ile İbrahim Müteferrika adlı iki ortağa aitti. Sait Mehmet Efendi, Osmanlı’nın Fransa sefiri babası Yirmisekiz Çelebi Mehmet ile birlikteyken Paris’teki matbaaları tetkik etmiş ve kendi memleketinde de böyle bir girişimde bulunmaya karar vermişti. İstanbul’a döndüğünde matbaa projesini gerçekleştirmeye çalışan Sait Efendi, Osmanlı Sarayında görevli, asıl şöhretini matbaacılıkla kazanan İbrahim Müteferrika ile birlikte çalışmalara başladı.

yılında Romanya’nın (Erdel) Kolojvar şehrinde (Cluj) dünyaya gelen İbrahim Müteferrika’nın asıl adı, ailesi ve Müslüman olmadan önceki hayatı hakkında çok fazla bilgi yoktur. ’te Thököly İmre ayaklanması sırasında Osmanlı askerlerine sığındığı, İstanbul’a gelerek İslamiyet’i kabul ettiği ifade edilmekte. Memleketindeyken de matbaa işleri ile ilgilendiği bilinen İbrahim Müteferrika, Sait Efendi ile birlikte ilk iş olarak “Vesîle el-Tıbâ’a” adlı bir rapor hazırlayarak matbaanın ehemmiyet ve faydaları konusunda devleti ikna etmeye çalıştı. Bu raporda kısaca mühim eserlerin yayımlanmasının hem avam hem havas için faydalı olacağı, kitapların ucuzlayacağı bundan dolayı herkesin istifade edebileceği, şehirlerde büyük kütüphanelerin kurulacağı, ilim tahsil edenlerin de bundan azami düzeyde faydalanacağı, basılacak kitaplarla İslam’a hizmet edileceği, Avrupa’da basılan Arapça ve Farsça kitaplardaki hataların bize ait matbaalarda önlenebileceği, basılan değerli kitaplar sayesinde devletin şan ve şerefinin artacağı gibi maddeler bulunuyordu. yılı Temmuz ayının başlarında Sultan III. Ahmet’in fermanı, Şeyhülislâm Yenişehirli Abdullah Efendi’nin de fetvası ile ilk Türk matbaasını kurma iznini almayı başaran bu müteşebbisler, Müteferrika’nın Yavuzselim semtindeki evinde ilk matbaalarını kurdu. Ancak tefsir, hadis, fıkıh ve kelam gibi dini ilimlere ait kitapların basımına izin verilmemişti. Bu matbaa ilk eserin basımını yılında tamamladı. Eser daha çok Vankulu Lugatı adıyla geçen Sıhâhu’l-Cevherî tercümesiydi. Mehmed ibn Mustafa el-Vânî, diğer adıyla Vankulu Mehmed Efendi tarafından yazılan bu eser Arapça bir sözlüktü.

Matbaa açıldıktan bir müddet sonra Mehmet Said Efendi’nin devletin önemli makamlarına yükselmesi işlerin tamamen İbrahim Müteferrika’ya kalmasına neden oldu. Hatta Sultan I. Mahmut’tan matbaa için alınan izin fermanlarında tek muhatap Müteferrika oldu. İbrahim Müteferrika yılında vefat edene kadar 23 cilt halinde 17 kitap bastı. Özellikle hacimleri itibariyle hattatların çoğaltmaktan kaçındıkları kitaplar yayımlandı ve kısa zamanda ulemanın ilgi odağı oldu. Kitapların konusu genellikle tarih, coğrafya, dil ve askerlik alanındaydı. İlk yıllarda bin adedin üzerinde basım yapılırken daha sonra bu sayı satış azlığından beş yüze inmişti. İbrahim Müteferrika bastığı kitapların bazılarına kendisi ilavelerde bulunmuş, haritalar eklemiş, batıdaki gelişmeleri yakından takip etmişti. Ancak onun vefatından sonra ne yazık ki matbaa uzun bir süre basım yapamadı. Bu durumun yaşanmasında devletin içinde bulunduğu siyasi durumun da etkisi büyüktü. İbrahim Müteferrika’dan sonra matbaa işi kalfası olan Rumeli kadılarından İbrahim Efendi ile Anadolu kadılarından Ahmet Efendi’ye kaldı (). Bu iki isim ilk olarak nüshaları bitmiş eserleri yeniden basmaya başladı.

Müteferrika’dan çıkanlar

Müteferrika matbaası, daha sonra Divanı Hümayun Beylikçilerinden Raşit Mehmet ve Vakanüvis Vâsıf Efendiler tarafından satın alınmış, Sultan I. Abdülhamit’ten gerekli izinler temin edilerek tekrar eserler basmaya başlamıştı (). Yayımlanan ilk eser “Tarih-i Sami ve Şakir ve Suphi” idi. Ertesi yıl İzzî Süleyman Efendi’nin Tarihi basıldı. ’de İspanya’ya sefir olarak gönderilen Vasıf Efendi matbaadaki ortaklığını bırakmak zorunda kalınca Raşit Mehmet Efendi işleri tek başına yürüttü. Mehmet Efendi, aynı yıl Güzelhisarlı Zaynîzâde Hüseyin’in ders kitabı olarak okutulan “İ’râbü’l Kâfiye” adlı eserini bastı. Bu tarihten sonra yedi yıl kadar atıl kalan Müteferrika Matbaası, Üçüncü Selim’in emriyle Boğdan Voyvodası Aksandır İpsilanti’nin oğlu Konstantin İpsilanti Efendiye tercüme ettirilen üç adet askeri kitabı basmaya başladı. Bu kitaplar Fenni Harp, Fenni Lağım ve Fenni Muhasara adlarını taşıyordu. Raşit Efendi’nin vefat ettiği yılında iyice eskiyen müteferrika matbaasının harfleri artık kullanamayacak hale geldi ve faaliyetlerini askıya aldı.

Müteferrika Matbaası yayımladığı eserlerle Osmanlı ilim camiasına şüphesiz büyük katkı sağlamıştı. Başta İbrahim Müteferrika olmak üzere matbaanın başına geçen isimlerin hepsi bilgi birikimleri ile bu hizmetin bir parçası oldu. yüzyılın sonlarına doğru ise Osmanlı yazma geleneği artık geri planda kaldı lakin metinlerde ve özellikle kitapların iç ve dış kapaklarında yazar ve eser isimlerinin hüsn-i hat&#;la yazılmasına geçmişin hoş bir hatırası olarak bir süre daha devam edildi.

Yazarın diğer yazılarını görüntüle: Murat Kutlu

kaynağı değiştir]

Film çıkışları alındıktan sonra alüminyum plakalar (kalıp) üzerine tasarımın görüntüsü çıkarılır. Kalıp çekme denilen bu işlem iki aşamada gerçekleşir: Film kullanarak kontakt baskı yani pozlandırma ve banyo. Günümüzde tasarımlar bilgisayardan direkt kalıba alınabilmekte, CTP adıyla anılan bu sistem ile film ve montaj işlemleri ortadan kalkmaktadır. Kalıp çekildikten sonra baskıya geçilir.

Baskı sonrası[değiştir kaynağı değiştir]

Tun-Huang mağarasındaki buluntular, matbaayı Çinlilerden alan Uygurların9. yüzyıldan itibaren baskı yaptığını göstermektedir. Öte yandan, Çin'den mi geldiği yoksa bağımsız mı geliştirildiği bilinmese de, Mısır'da 4. yüzyıldan itibaren kumaş üzerine ağaç oyma kalıplarla baskı yapılmaktaydı. Arap Dünyası’nda ise 9. yüzyılda ve yüzyılda dualar için blok baskı geliştirildi. Bu baskı malzemelerinin ahşaptan değil de kil, bakır ve kalay gibi malzemelerden yapıldığını gösteren bazı bulgulara erişildiyse de kullanılan teknikler belirsizdir. [16] İçeriklerinden dolayı etkisi İslam dünyası ile sınırlı kalmıştır. Baskının Kuran ve hadislerden belirli pasajlar için kullanılmaya geçilmesiyle Çin’deki gibi kâğıt üzerine baskı tekniğine geçildi ve bu sayede hadislerden pasajları içeren eserlerin üretiminde önemli bir artış oldu. Artık Mısır’da baskı, bu metinleri kâğıtlar üzerine çoğaltmak ve bu metinlere oluşan taleple birlikte onların farklı kopyalarının oluşturulması üzerine yoğunlaştı. [17]

Görsel Matbaa[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası