mevlidi şerif kitabı oku / Mevlidi Şerif – Süleyman Çelebi | Nasihatler

Mevlidi Şerif Kitabı Oku

mevlidi şerif kitabı oku


Allah adın zikredelim evvela,
Vacib oldu cümle işte her kula.

Kim ki, Allah adını önce ana,
Her işi kolay eder Allah ona.

Allah adı olsa her işin önü,
Asla ebter olmaz o işin sonu.

Bir kez Allah dese aşkla lisanın,
Kalmayıp dökülür bütün günahın.

Zikri tekrar eyle mütemadiyen!
Her murada erişir Allah diyen.

Haramı bırakıp, helal yemeli,
Şükredip her zaman Allah demeli.

Kerimdir, rahimdir, O ilâhımız,
Bize rahmet kıla yüce şahımız!

Varlığına, birliğine şek yoktur,
Ne yazık, üç tanrı diyen pek çoktur.

Varlığına edilse de çok hayret,
Cümle âlem yokken O vardı elbet.

O varken yok idi, insan, cin, melek,
Arş, dünya, güneş, gezegen ve felek.

Bunların hepsini, O var eyledi,
Birliğine hepsi ikrar eyledi.

Kudretini göstererek O Celil,
Birliğine kıldı bunları delil.

Ol dedi bir kere var oldu cihan,
Olma derse, mahvolur hemen o an.

Resulullah’tır bu varlığa sebep,
Onun rızasını, aşkla et talep!

Resulullahın nuru


Hak teâlâ yaratınca Âdem’i,
Âdem’le süsledi bütün âlemi.

Mustafa nurunu alnına koydu,
Habibimin nuru, bil bu nur dedi.

Kıldı o nur, onun alnında karar,
Kaldı onun ile nice zamanlar.

Daha sonra Havva alnına geçti,
Ondan oğlu Şit’e bu nur nakletti.

Erdi İbrahim’e, İsmail’e hem,
Söz uzayıp gider, hepsini dersem.

Doğunca O rahmeten lil-alemin,
Vardı nur onda karar etti hemin.

Doğumu

Âmine hatundur onun annesi,
O sedeften doğdu O dürdanesi.

Rebiulevvel ayının nicesi,
On ikinci pazartesi gecesi.

O gece ki doğdu, O hayr-ul beşer,
Annesi onda neler gördü neler.

Dedi gördüm, O Habib’in annesi,
Bir acep nur ki, güneş pervanesi.

Fırlayıp evimden çıktı nagehan,
Göklere dek nur ile doldu cihan.

Gökler açıldı, yok oldu karanlık,
Üç melek gördüm, elinde üç ışık.

Biri doğu biri batıda onun,
Biri damında, dikildi Kâbe’nin.

İndiler göklerden melekler saf saf,
Kâbe gibi kılındı evim tavaf.

Yarılıp çıktı duvardan nagehan,
Geldi üç huri bana oldu ayan.

Bu hususta derler o üç dilberin,
Asiye’ydi biri o mehpeykerin.

Biri Meryem hatun idi aşikâr,
Birisi hem hurilerden bir nigâr.

Çevre yanıma gelip oturdular,
Mustafa’yı birbirine muştular.

Dediler oğlun gibi hiçbir oğul,
Yaratılalı cihan, gelmiş değil.

Bu senin oğlun gibi kadri cemil,
Bir anaya vermemiştir O Celil.

Ulu devlet buldun, ey Âmine sen,
Doğacaktır senden O hulk-i hasen

Bu gelen ilm-i ledün sultanıdır,
Bu gelen tevhid-i irfan kânıdır.

Bir adı Mahmud, bir adı Ahmed’dir,
Varlığı cümle âleme rahmettir.

Âmine eder vakit oldu tamam,
Ki vücuda gele O hayr-ül enam.

Susadım gayet hararetten katı,
Sundular bir cam dolusu şerbeti.

Şerbeti karşımda tuttu huriler,
Bunu Rabbimiz gönderdi dediler.

Kardan ak idi ve hem soğuk idi,
Lezzeti dahi şekerde yok idi.

İçtim onu oldu, cismim nura gark,
Edemedim kendimi ben nurdan fark.

Geldi bir ak kuş kanadıyla revan,
Arkamı sıvadı kuvvetle heman.

Doğdu o saatte O sultan-ı din,
Nura gark oldu, semavat ü zemin.

Kim olmak isterse ateşten necat,
Aşk ile, şevk ile etsin salevat!

Essalatü vesselamü aleyke ya Resulallah!
Essalatü vesselamü aleyke ya Habiballah!
Essalatü vesselamü aleyke ya Seyyidel-evveline vel-âhirin.

Mahlûkatın hepsi sevindi o an,
Dirilip âlem yeniden buldu can.

Kâinattaki her şey edip seda,
Çağrışarak dediler ki, merhaba!

Merhaba, ey âl-i sultan merhaba!
Merhaba, ey kân-i irfan merhaba!

Merhaba, ey sırr-ı furkan merhaba!
Merhaba, ey derde derman merhaba!

Merhaba, ey rahmeten lil-âlemin!
Merhaba, sensin şefial müznibin!

Bütün dertlilerin dermanı sensin,
Cümle âlemlerin sultanı sensin.

Çünkü nurun ruşen etti âlemi,
Gül cemalin gülşen etti âlemi.

Âmine hatun artmış idi hayreti,
Bir zaman aklı gidip geldi geri.

Gördü gitmiş huriler hiç kimse yok,
Görmedi oğlunu yalvarırdı çok.

Bir an şöyle düşünceye dalmıştı,
Huriler onu götürdü sanmıştı.

Dört tarafa bakıp edince nazar,
Gördü ki bir köşede hayrül-beşer.

O ulu, Kâbe’ye karşı duruyor,
Yüzün yere koymuş secde ediyor.

Secdede diliyle tahmid ediyor,
Kaldırmış parmağın tevhid ediyor.

Dudaklar kıpırdardı, söylerdi kelâm
Anlayamazdım, ne derdi o hümam

Kulağım ağzına verdim, dinledim,
Söylediği sözü o an anladım.

Derdi ki, ya Rab yüzüm tuttum sana,
Ya İlahi ümmetimi ver bana!

Ümmetim dedi sana, O Mustafa,
Ver salevat sen de ona, bul safa.

Essalatü vesselamü aleyke ya Resulallah!
Essalatü vesselamü aleyke ya Habiballah!
Essalatü vesselamü aleyke ya Seyyidel-evveline vel-âhirin.

Miraca gitmesi

Dinle miracını o şahın ayan,
Âşıksan aşk ateşine durma yan!

Pazartesi gecesi gerçek haber,
Leyle-i kadirdi o gece meğer.

O mübarek bahtı, o kadri yüce,
Ümmühanin evine vardı gece.

Orda iken nagehan o yüzü ak,
Cebrail Cennete git dedi Hak.

Bir sırmalı taç ve bir hulle kemer,
Hem dahi al bir burak-ı muteber.

Habibime ilet de, ona binsin!
Arşımı seyreylesin, beni görsün!

Cebrail cennete olunca revan,
Gördü ki, kırk Burak otluyor o an.

İçlerinden bir Burak ağlar katı,
Yiyip, içmez, kalmamış hiç takati.

Gözlerinden yaşlar eylemiş revan,
Ciğerini dertle etmiş perişan.

Dedi Cebrail, niçin ağlıyorsun?
Hüzünle ciğerini dağlıyorsun?

Arkadaşların yiyip içip gezer,
Sen inliyorsun, canını ne üzer?

Dedi, kırk bin yıl vardır ki ya emin,
Aşktır bana yemek ve içmek hemin,

Nagehan bir ses işitti kulağım,
O zamandan bilemem sağı solum.

Nedense yüksek sesle bağırdılar,
Ya Muhammed diyerek çağırdılar.

O andan beri bilemem, n’olmuşam,
O adın ismine âşık olmuşam.

Yüreğim içinde eridi yağım,
Âşık oldu görmeden bu kulağım.

Cenneti başıma bu aşk, dar eder,
Gece gündüz işlerimi zâr eder.

Gerçi cennet içinde duruyorum,
Hep cehennem azabı görüyorum.

Hazret-i Cebrail der ki, ey Burak,
Ağlama hep, verdi muradını Hak.

Bir kimsede, aşkın nişanı olur,
Akıbet maşuk, er geç onu görür.

Gel beri maşukuna götüreyim,
Yarana merhem vurup bitireyim.

Aldı Cebrail Burak’ı o zaman,
Resulullaha ulaştırdı o an.

Hak selam etti sana ey Mustafa,
Ki mübarek hatırın bulsun safa.

Buyurdu gelsin misafirim olsun,
Arşımı seyreylesin, beni görsün!

Bu gece zahir olur esrar-ı Hak,
Gösterecektir sana didar-ı Hak.

Zemzemle doldu bütün âlem o an,
Arşa varır dediler Fahr-i Cihan.

Hem sekiz cennet kapısı açtılar,
Âlemin üstüne rahmet saçtılar.

Gel gidelim Hazrete, ya Mustafa!
Şu anda bekliyor eshab-ı safa!

Sana cennetten getirdim bir Burak,
Davet-i Rahmandır edesin idrak.

Çekti o anda Burak’ı Cebrail,
Önüne düştü ona oldu delil.

Göz açıp kapamadan Kudüs’e vardı,
Etrafını bütün nebiler sardı.

Enbiya ervahı karşı geldiler,
Mustafa’ya izzet ikram kıldılar.

Geçerek mihraba O hayr-ül-enam,
Enbiya ervahına oldu imam.

Gece durmadı yola oldu revan,
Bütün göklerden geçip etti seyran.

Her birinde türlü hikmetler gördü,
Cebrail’le varıp Sidre’ye erdi.

Cebrail’in durağıdır o makam,
Yerle gök ta ki tutalıdan nizam.

Gelip Cebrail makamında durdu
Rahmeten lil-âlemin ona sordu:

Bilemem, bu yolları ben nideyim,
Burada garibim, nere gideyim?

Cebrail dedi, sen ki Habibsin,
Sanma bu yerlerde öyle garipsin,

Burada bitti benim seyrangâhım,
İlerisinden dahi yok âgâhım.

Eğer geçsem zerre kadar ileri,
Yanarım hemen ey Hakkın serveri.

Dedi Cebrail’e o şah-ı cihan:
O halde sen yerinde kal bir zaman.

Söyleşirken Cebrail ile kelam,
Geldi Refref önüne, verdi selam.

Aldı o şah-ı cihanı o zaman,
Sidre’ye giderek getirdi heman.

Gördü gök ehli ibadette hepsi,
Her biri bir türlü taatte hepsi.

Hep gök ehli cümle karşı geldiler,
Mustafa’ya izzet ikram kıldılar.

Merhaba ya Muhammed dediler,
Ey şefaat kân-ı Ahmed dediler.

Her biri kutladı miracını,
Dediler giydin saadet tacını.

Yürü artık meydan senin bu gece,
Sultan ile sohbet senin bu gece.

Hepsi ile görüşüp geçti öte,
Varıp erişti O ulu hazrete.

Rabbimiz harfsiz, kelimesiz ve sessiz
Konuştu Mustafa ile şüphesiz.

Dedi ki mahbub-u matlubun benim,
Sevdiğin can ile mabudun benim.

Gece gündüz durmayıp istiyordun,
Bir kez görsem cemalini diyordun.

Gel Habibim sana âşık oldum ben,
Cümle halkı sana köle kıldım ben.

Ne muradın var ise kılam reva,
Eyleyem bir derde bin türlü deva.

Mustafa dedi ya Rabbel-âlemin.
Ey affı ve hediyesi çok kerim,

O zayıf ümmetimin hali ne ola,
Hazretine nice onlar yol bula?

Ya İlahi hazretinden hacetim,
Şu dur ki, ola en makbul ümmetim.

Hak tealadan duyuldu bir nida,
Ya Habibim ben sana kıldım atâ.

Ümmetini sana verdim ey Habib,
Cennetimi onlara kıldım nasib.

Ey Habibim nedir, o ki diledin,
Bir avuç toprağa minnet eyledin.

Zatıma ayna edindim zatını,
Beraber yazdım adımla adını.

Ya Habibim anlıyorum ben seni,
Görmeğe hiç doyamazsın sen beni.

Tez varıp davet et kullarımı,
Ta gelip de göreler didarımı.

Göz açıp kapamadan Fahri cihan,
Ümmühanın evine geldi heman.

Her ne gelmişse Mirac’da başına,
Cümlesin haber verdi eshabına.

Dediler ey kıble-i İslam-ı din,
Kutlu olsun sana Mirac-ı güzin.

Hepimiz kullarız, sen ise şahsın,
Gönlümüzde daim parlayan mahsın.

Bize, ümmet olmak devleti yeter,
Müslüman olmanın izzeti yeter.

Süleyman Çelebi

Kelimeler:

Ebter: Güdük, neticesiz, kısır
Mütemadiyen: Devamlı
Felek: Gök
Rahmeten lil-âlemin: Âlemlere rahmet olan Resulullah
Necat: Kurtuluş
Dürdane: İnci
Hayrülbeşer: İnsanların en iyisi
Nagehan: Hemen
Dilber: Güzel
Mehpeyker: Ay yüzlü
Nigâr: Güzel yüzlü sevgili
Muştu: Müjde
Hulk-i hasen: Güzel ahlak
İlm-i ledün: Bâtın ilmi
Kân: Menba, kaynak
Şefi-ül-müznibin: Günahlara şefaatçısı
Revan: Akan, uçan
Heman: Hemen
Semavat ü zemin: Yer ve gökler
Furkan: Kur’an-ı kerim
Ruşen: Parlak aydın
Gülşen: Gül bahçesi
Tahmid: Hamd
Tevhid: La ilahe illallah demek
Hümam: Himmetli
Hulle: Cennet elbisesi
Burak:
Resulullahı miraca götüren hayvan
Burak-ı muteber: Uygun bir burak
Hayrülenam: İnsanlarını en iyisi
Seyrangah: Gezme yeri
Agâh: Haberdar
Mahbub: Sevilen
Matlub: İstek
Rabbelâlemin: Âlemlerin rabbi
Hacet: İstek
Atâ: Hediye
Güzin: Seçilmiş, beğenilmiş
Mah: Gökteki ay, mahveden, peygamberlik nuru. Küfür karanlıklarını mahvettiğinden, Resulullah’a mah da denmiştir

Cübbeli Ahmed Hoca Mevlid-i Şerif Kıraati Kitabı-1171

MEVLİD-İ ŞERİF KIRAATİ

Ürün Özellikleri

DİL: Türkçe

SAYFA SAYISI:216

CİLT TİPİ: Sert Kapak

KAĞIT CİNSİ: Kuşe

BOYUT:15,5 x 21,5 cm

ÖNSÖZ

Sonsuz hamd-ü senâlar Habîbine hitâben: "Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik" (Enbiyâ Sûresi: 107) buyurmuş olan Al- lâh-u Te'âlâ’ya mahsustur.

Sınırsız salât-ü selâmlar:"Ben ancak hidayet edici olan bir rah-metim" (Sünenü ’d-Dârimî, no: 15, İbni Ebî Şeybe, el-Mu- sannef no:32442) buyuran Rasûlüllâh (Sallâllâhu A- leyhi ve Sellem)Q, O’nun mevlidiyle ferahlanan âl-i eshâbına ve cezâ gününe kadar iyilikte onlara hakkıyla uyanlara olsun.

Cezâevindeyken: "Hapisten çıktığımda her sene Rabîulevvel ayında Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) hakkında bir eser telif edece-ğim" diye Allâh-u Te'âlâ’ ya söz vermiştim.

Baypas ameliyatı olduğum sene hâricinde Rabbim beni bu sözde durmaya muvaffak ey-ledi. İşte bu sene de elinizdeki bu eseri mevlid gecesine yetiştirmek nasib oldu.

Rabbimden niyâzım odur ki, kalan öm-rümde de beni her sene böyle hayırlı bir amele muvaffak eylesin, siz okurlarımı da Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) İn sevgisi bakımından gün be gün müzdâd eylesin. Amîn.

Elinizdeki bu risâlede sizlere mevlid ayı-nın ve gecesinin faziletine dâir ilimleri mev- lid-i şerîf okumanın faziletine dâir deliller ve münker bir bidat olduğunu söyleyenlere red-diyeler hazırladım.

Ayrıca Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sel-lem) ferahlanması ve rûhâniyetiyle hattâ oku-yanın ihlâsma göre cism-i şerifiyle yanlarında hazır bulunmasını arzulayanlar için de Ca'fer ibni Hasen el-Berzencî Hazretleri’nin hazır-ladığı Arapça mevlid-i şerifi tabettim. Fakat mevlid-i şerîf gecesine ancak bu risâleyi yetiş- tirebildim. İnşâallâh kısa bir zaman içinde bu mevlid-i şerifin terceme ve şerhini de hazırla-mayı düşünüyorum.

Mevlid-i şerîf ayı olan mübârek rabîulev- vel ayma kavuştuğumuz şu günlerde bâzı ilâhi-yatçıların ve câhil softaların: "Rasûlüllâh (Sal- lâllâhu Aleyhi ve Sellem)in hangi ayda ve hangi günde doğduğu belli değildir, mevlid kutlaması şeriata bir şey eklemek olduğu için bidat sayılır ve reddedilir, ilk üç asır ehli olan selef bunu yapmamıştır, dolayısıyla bu iş haramdır ve bu-nu reddetmek vacibtir" şeklindeki bâtıl görüşle-rine bir takım ilmi reddiyeler yapmak sûretiyle Mevlid Sâhibi Muhammed Mustafâ (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in şefaatine nâil olmayı murad e- derek bu risâleyi kaleme aldım.

Sizler de bu risâlemizi itikad ve ihlas ile okuyup herkese ulaştırmaya ve okutmaya gay-ret ederseniz mutlaka Kâinatın Efendisi’nin ö- zel iltifatlarına mazhar olursunuz.

Allâh-u Te'âlâ bu fakiri Habîb-i Edibi Muhammed Mustafâ’sına hakkıyla hizmet e- debilmeye, sizleri de bu hizmetlerin neşrine muvaffak eyleye ve Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) cümlemizden hoşnut ve râzı eyleye.

ve Acirc;mîn!

12-Rabîulevvel-1431 / 26-Şubat-2010

İÇİNDEKİLER

Önsöz 5

Mevlid Babında Tasnif Edilen Bâzı Meşhur Kitaplar... 9

Mevlid Kutlamalarının Târihî Süreci 14

Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)İn Rabîulevvel Ayının Pazartesi Gününde Doğuşunun Hikmeti 17

Mevlid Kutlamalarının Hükmü 19

Mevlid Gecesine Bayram Gecesi Denilmesi 29

Mevlid Ayının ve Mevlid Gecesinin Fazileti 32

Mevlid Okumanın ve Okutmanın Faziletleri 41

Mevlid Kutlamanin Sebep Olacaği Bâzı Faziletler 73

Mevlid-i Nebevi Kutlamalarının Meşruiyetinin Delilleri 76

Mevlid Kutlamanın Cevâzının Delillerine Yapılan İtirazlara Cevaplar 93

Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)'m Doğumu Anlatılırken Ayağa Kalkmak 127

Mevlid Kutlamalarında Sakınılması Gereken Haller 142

Mevlid-i Şerif İhtifalleriyle İlgili Edebî Beyitler 145

Mevlid Duasi 157

Sonsuz hamd-ü senâlar Habîbine hitâben:
"Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik" (Enbiyâ Sûresi:107) buyurmuş olan Allâh- u Te‛âlâ’ya mahsustur. Sınırsız salât-ü selâmlar: "Ben ancak hidayet edici olan bir rahmetim" (Sünenü’d-Dârimî, no:15, İbni Ebî Şeybe, el-Musannef, no:32442) buyuran Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e, O’nun mevlidiyle ferahlanan âl-i eshâbına ve cezâ gününe kadar iyilikte onlara hakkıyla uyanlara olsun. Cezâevindeyken: "Hapisten çıktığımda her sene Rabîulevvel ayında Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) hakkında bir eser telif edeceğim" diye Allâh-u Te‛âlâ’ya söz vermiştim. Baypas ameliyatı olduğum sene hâricinde Rabbim beni bu sözde durmaya muvaffak eyledi. İşte bu sene de elinizdeki bu eseri mevlid gecesine yetiştirmek nasib oldu. Rabbimden niyâzım odur ki, kalan ömrümde de beni her sene böyle hayırlı bir amele muvaffak eylesin, siz okurlarımı da Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in sevgisi bakımından gün be gün müzdâd eylesin. ve Acirc;mîn. Elinizdeki bu risâlede sizlere mevlid ayının ve gecesinin fazîletine dâir ilimleri mevlid- i şerîf okumanın fazîletine dâir deliller ve münker bir bidat olduğunu söyleyenlere reddiyeler hazırladım. Ayrıca Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) in ferahlanması ve rûhâniyetiyle hattâ okuyanın ihlâsına göre cism-i şerîfiyle yanlarında hazır bulunmasını arzulayanlar için de Ca’fer ibni Hasen el-Berzencî Hazretleri’nin hazırladığı Arapça mevlid-i şerîfi tabettim. Fakat mevlid-i şerîf gecesine ancak bu risâleyi yetiştirebildim. İnşâallâh kısa bir zaman içinde bu mevlid-i şerîfin terceme ve şerhini de hazırlamayı düşünüyorum. Mevlid-i şerîf ayı olan mübârek rabîulevvel ayına kavuştuğumuz şu günlerde bâzı ilâhiyatçıların ve câhil softaların: "Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in hangi ayda ve hangi günde doğduğu belli değildir, mevlid kutlaması şerîata bir şey eklemek olduğu için bidat sayılır ve reddedilir, ilk üç asır ehli olan selef bunu yapmamıştır, dolayısıyla bu iş haramdır ve bunu reddetmek vacibtir" şeklindeki bâtıl görüşlerine bir takım ilmî reddiyeler yapmak sûretiyle Mevlid Sâhibi Muhammed Mustafâ (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in şefaatine nâil olmayı murad ederek bu risâleyi kaleme aldım. Sizler de bu risâlemizi itikad ve ihlas ile okuyup herkese ulaştırmaya ve okutmaya gayret ederseniz mutlaka Kâinatın Efendisi’nin özel iltifatlarına mazhar olursunuz. Allâh-u Te‛âlâ bu fakîri Habîb-i Edîbi Muhammed Mustafâ’sına hakkıyla hizmet edebilmeye, sizleri de bu hizmetlerin neşrine muvaffak eyleye ve Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)i cümlemizden hoşnut ve râzı eyleye.

MEVLİD-İ ŞERİF KIRAATİ

İstanbul 2011 Yıl: 12 [Ocak-Haziran 2011] Sayı: 27 ISSN 1302-3543 Bu dergi uluslararası ve ULAKBİM veri indeksleri tarafından taranmaktadır hakemli bir dergidir / is a refereed journal İmtiyaz Sahibi/Publisher Danışma Kurulu/Advisory Board İstanbul Gelişim Akademisi Prof. Dr. Arif Naushahi Eğitim ve Danışmanlık Hiz. A.Ş. adına Prof. Dr. Arthur F. Buehler Prof. Dr. Dilaver Gürer Mahmut Hüdai Yılmaz Prof. Dr. Ethem Cebecioğlu Editör/Editor Prof. Dr. Hamid Algar Prof. Dr. H. Kâmil Yılmaz Prof. Dr. Himmet Konur Prof. Dr. İlhan Kutluer Yardımcı Editör/Associate Editor Prof. Dr. Kadir Özköse Doç. Dr. Necdet Tosun Prof. Dr. M. Erol Kılıç Prof. Dr. Mustafa Aşkar Yayın Kurulu/Editorial Board Prof. Dr. Mustafa Kara Prof. Dr. H. Kâmil Yılmaz Prof. Dr. Mustafa Uzun Doç. Dr. Necdet Tosun Prof. Dr. Paul Ballanfat Prof. Dr. Reşat Öngören Doç. Dr. Ramazan Muslu Prof. Dr. S. Hayri Bolay Arş. Gör. Ercan Alkan Prof. Dr. Süleyman Uludağ Arş. Gör. M. Nedim Tan Sayı Hakemleri/Referees on his Issue Yazı Takip Prof. Arif Naushahi K. Yusuf Ünal Prof. Arthur Buehler Prof. Dr. Ali Yılmaz Teknik Hazırlık ve Kapak Tasarım Prof. Dr. Dilaver Gürer M. Sami Kaya Prof. Dr. Erhan Yetik Prof. Dr. Ethem Cebecioğlu Kapaktaki Hat Prof. Dr. Himmet Konur Mehmet Şefik Efendi Prof. Dr. İsmail Erünsal Yayına Hazırlayan Prof. Dr. Kadir Özköse Prof. Dr. Mehmet Akkuş K. Yusuf Ünal Prof. Dr. Mustafa Aşkar İletişim Bilgileri/Contact Information Prof. Dr. Mustafa Kara Prof. Dr. Mustafa Tahralı Küçük Çamlıca Mah. Çilehane yolu Cad. Prof. Dr. Osman Türer No: 12 Üsküdar-İSTANBUL Prof. Dr. Reşat Öngören Telefon/Telephone Prof. Dr. Süleyman Uludağ +90 (216) 428 39 60 Doç. Dr. Abdürezzak Tek +90 (555) 405 34 35 Doç. Dr. H. İbrahim Şimşek Faks/Fax Doç. Dr. Halil İbrahim Bulut +90 (216) 327 75 83 Doç. Dr. Hülya Küçük Doç. Dr. Mustafa Özel e-posta/e-mail Doç. Dr. Safi Arpaguş [email protected] Doç. Dr. Süleyman Derin web sayfası/web page Doç. Dr. Zafer Erginli www.tasavvufdergisi.com Yrd. Doç. Dr. Hikmet Yaman Yrd. Doç. Dr. İhsan Kahveci Baskı-Cilt/Printing House Yrd. Doç. Dr. M. Vecih Uzunoğlu Erkam Matbaası İkitelli Org. San. Sit. Yrd. Doç. Dr. Sezai Küçük Turgut Özal Cad. No: 117/4 Dr. Bilal Baş İkitelli – İstanbul Tel: 0 212 671 07 00 İsmail Eriş Yazıların ilmî ve hukukî sorumluluğu yazarlarına aittir. Dergimizde yayımlanan yazılar, elektronik veya yazılı bir ortama izinsiz olarak aktarılamaz ve çoğaltılamaz. Yurt İçi Abonelik: 40 TL

Mevlidi Şerif Sözleri !!..(Müellifi Merhum Süleyman Çelebi)  Mevlidi Şerif Sözleri 

Mevlidi Şerif
Mevlidi Şerif okuma
Mevlidi Şerif okunuşu

Tevhid bahri
Seyyidi kainât Hazret-i Fahr-i Âlem
Muhammed Mustafâ râ Salevât
Allah âdın zikredelim evvelâ
Vâcib oldur cümle işde her kulâ
Allah âdın her kim ol evvel anâ
Her işi âsân ider Allah anâ
Allah âdı olsa her işin önü
Hergiz ebter olmaya ânın sonu
Her nefesde Allah âdın di müdâm
Allah âdıyle olur her iş tamâm
Bir kez Allah dese aşk ile lisân
Dökülür cümle günah misl-i hazân
İsm-i pâkin pâk olur zikr eyleyen
Her murâda erişür Allah diyen
Aşk ile gel imdi Allah diyelim
Dert ile göz yaş ile âh îdelim
Ola kim rahmet kıla ol pâdişah
Ol kerîm-ü ol rahîm-ü ol ilâh
Birdir ol birliğine şek yokdürür
Gerçi yanlış söyleyenler çokdürür
Cümle-âlem yoğ iken ol var idi
Yaradılmışdan ganî cebbâr idi
Vâr iken ol yok idi ins-ü melek
Arş-ü ferş-ü ay-ü gün hem nüh felek
Sun' ile bunlârı ol vâr eyledi
Birliğine cümle ikrar eyledi
Kudretin izhâr edüp hem ol celîl
Birliğine bunları kıldı delîl
"Ol !" dedi bir kerre vâr oldu cihân
"Olma !" derse mahv olur ol dem hemân
Pes Muhammeddir bur varliğa sebeb
Sıdk ile ânın rızasın kıl taleb
Ey azizler işte başlarız söze
Bir vasıyyet kılarız illâ size
Ol vasıyyet ki direm her kim tuta
Misk gibi kokûsu canlardâ tüte
Hak-Teâlâ rahmet eyleye anâ
Kim beni ol bir dua ile anâ
Her kim ki diler bu duada buluna
Fâtiha ihsân ede ben kûluna
El-Fâtiha *
Mevlid-i Şerif-in müellifi Merhum Süleyman Süleyman Çelebi Hazretleri'nin ruhu için ve bu satırları okuyan dinleyen okumasına sebep olanlardan yaşayanların ruhu makamlarına ahirete göçmüş olanlarınında ruhlarına El-Fatiha

Veladet bahri
Âmine hâtun Muhammed ânesi
Ol sadeften doğdu ol dür dânesi
Çünkî Abdullah'tan oldu hâmile
Vakt erişdi hefte vü eyyam ile
Hem Muhammed gelmesi oldu yakîn
Çok alâmetler belirdi gelmeden

Allâhümme salli alâ Muhammediv
Ve alâ âli Muhammed

Ol Rebiûl evvel âyın nîcesi
On ikinci gîce isneyn gîcesi
Ol gîce kim doğdu ol hayrûl-beşer
Ânesi anda neler gördü neler
Dedi gördüm ol habîbin ânesi
Bir acep nûr kim güneş pervânesi
Berk urup çıktı evimden nâgehân
Göklere dek nûr ile doldu cihân
Gökler âçıldı ve feth oldu zulem
Üç melek gördüm elinde üç âlem
Bîri meşrik bîri mağribde anın
Bîri dâmında dikildi Kâbenin
Bildim anlardan kim ol halkın yeği
Kim yakîn oldu cihâna gelmeği
İndiler gökden melekler sâf sâf
Kâbe gibi kıldılar evim tavaf
Hûriler geldi bölük bölük
Buğûr yüzleri nûrundan evim doldu nûr
Çevre yânıma gelip oturdular
Mustafâ'yı birbirine muştular
Dediler oğlun gibi hiç bir oğul
Yâradılâlı cihân gelmiş değil
Bû senin oğlun gibi kadr-ı cemîl
Bir anâya vermemiştir ol Celîl
Ûlu devlet buldun ey dildâr sen
Doğiserdir senden ol hulk-ı hasen
Bû gelen "ilm-î ledün" sultânıdır
Bû gelen tevhîd ü irfân kânıdır
Bû gîce ol gîcedir kim ol şerîf
Nûr ile âlemleri eyler latîf

Allâhümme salli alâ Muhammediv
Ve alâ âli Muhammed

Bû gîce şâdân olur erbâb-ı dil
Bû gîceye can verir eshâb-ı dil
Yâ Resulâllah
Rahmeten lil'âlemindir Mustafâ
Hem şefîal müznibîndir Mustafa
Vasfınî bû resme tertib ettiler
Ol mübârek nûru terğib etdiler
Âmine eder çü vakt oldu tamâm
Kim vücûda gele ol hayrül enâm
Sûsadım gâyet harâretden katî
Sundular bir câm dolusu şerbeti

Allâhümme salli alâ Muhammediv
Ve alâ âli Muhammed

Şerbeti sunduk tâbânâ hûriler
Bûnu sana verdi Allâh dediler
Kardan ak îdi ve hem soğuk idi
Lezzeti dâhi şekerde yok idi
İçdim ânı oldu cismim nûra gark
İdemezdim kendimi nûrdan fark
Geldi bir akkuş kanâd ile revân
Arkamı sığâdı kuvvetle hemân
Doğdu ol sâatde ol sultân-ı dîn
Nûra gark oldu semâvât-ü zemîn
Sallû Aleyhi ve Sellimû teslimâ
Hatta tenâlû cenneten ve naîmâ

Essalâtü vesselâmü aleyke
Ya Resûlallah
Esselâtü vesselâmü aleyke
Ya Habîballah
Essalâtü vesselâmü aleyke
Ya Seyyidel-evvelîne velâhirin

Merhaba bahri
Yâradılmış cümle oldu şâdümân
Gam gidûp âlem yenîden buldu cân
Cümle zerrat-ı cihân idûb nidâ
Çağrışûben dediler kim merhabâ
Merhabâ ey âli sultân merhabâ
Merhabâ ey kân-ı irfan merhabâ
Merhabâ ey sırr-ı fürkân merhabâ
Merhabâ ey nûru râhman merhabâ
Merhabâ ey bülbül-i bâğ-ı Cemâl
Merhabâ ey âşinâ-yi Zülcelâl
Merhabâ ey cân-ı bâki merhabâ
Merhabâ uşşâkâ sâki merhabâ
Merhabâ ey cân-ı cânan merhabâ
Merhabâ ey derde dermân merhabâ
Merhabâ ey cümlenin matlâbu sen
Merhabâ ey Hâlikın mahbâbu sen
Merhabâ ey Pâdişah-i dû cihân
Senin için oldu kevn île mekân
Merhabâ ey rahmeten lil-âlemîn
Merhabâ sensin şefîa'l-müznibîn
Ey gönüller derdinin dermânı sen
Ey yarâdılmışların sultânı sen
Sensin ol sultân-i cümle enbiyâ
Nûr-i çeşm-i evliyâ vü asfiyâ
Yâ habîballâh bize imdâd kîl
Son nefes didârın ile şâd kîl

Allâhümme salli alâ seyyidinâ
Muhammedinillezî câe bilhakkıl mübîn
Ve erseltehû rahmetel lil âlemin

Mirac bahri 1-2
Seyyidi kainât Hazret-i Fahr-i Âlem
Muhammed Mustafâ râ Salevât
Söyleşürken Cebrâil ile kelâm
Geldi Refref önüne verdi selâm
Aldı ol şâh-ı cihânı ol zamân
Sidre'den gitti ve götürdü hemân
Bir fezâ oldu o demde rûnümâ
Ne mekân var anda ne arz-u semâ
Kim ne hâlidir ne mâli ol mahal
Akl ü fikr etmez o hâli fehmü hal
Ref' olup ol şâha yetmiş bin hicâb
Nûr-u tevhîd açtı vechinden nikâb
Her birisinden geçerken îlerû
Emr olundu Yâ Muhammed gel berû
Gel habîbim sâna aşık olmuşam
Cümle halkı sâna bende kılmışam
Ne murâdın vâr ise îdem revâ
Eyleyem bir derde bin türylü devâ
Mustafâ dedi: Eyâ Rabbe'r-Rahîm
Vey hatâ pûş ü atâsı çok kerîm
Ol zaîf ümmetlerim hâlî nola
Hazretîne nîce anlar yol bula
Hak-Teâlâdan nidâ geldi emin
Yâ Muhammed dedi Rabbü'l-Âlemin
Gam yeme kim Yâ Muhammed olma melul
Her ne kim dîledin oldu kabul
Ümmetini sâna verdim ey habîb
Cennetîmi anlara kıldım nasîb
Ey habîbim nedir ol kim dîledin
Bir avuç toprağa minnet meyledin
Zâtıma mir'at edindim zâtını
Bîle yazdım âdım ile âdını
Hem dedi kim: "Yâ Muhammed ben seni
Bilûrem görmeğe doymazsın beni
Avdet edûp davet et kullarımı
Tâ gelûben göreler dîdârımı
Sen ki mi'râc eyleyûb etdin niyâz
Ümmetin mîrâcını kıldım namâz"
Tarfetül-ayn içre ol Fahr-i cihân
Ümmühân'ın evine geldi hemân
Her ne vâki oldu ise serteser
Cümlesin eshâbına verdi haber
Dediler: "Ey Kıble-i İslâmü dîn
Kutlu olsun sâna mîrâc-i güzîn
Biz kamûmuz kullarız sen şâhsın
Gönlümüz îçinde rûşen mâhsın
Ümmetin olduğumuz devlet yeter
Hizmetin kıldığımız izzet yeter !"

Allâhümme salli alâ seyyidinâ
Muhammedinillezî câe bilhakkıl mübîn
Ve erseltehû rahmetel lil âlemin

Münacat bahri
İlâhî cennete evine girenlerden eyle bizi
Cennet içre cemâlini görenlerden eyle bizi
Yâ Hayyûl Yâ Kayyûm Sâmed
İhsanınâ yoktur adêt
Firdevs bahçesinde ebet
Kalanlardan eyle bizi
Yâ İlâhî ol Muhammed hakkı çün
Ol şefâat kân-ı Ahmed hakkı çün
Sırr-ı fürkân nûr-i âzam hakkı çün
Kuds ü Kâbe Merve Zemzem hakkı çün
Aşk odundan ciğeri püryân içün
Derd ile kan ağlayan giryan içün
Yâ İlâhi saklagıl îmânımız
Verelim îman ile tâ cânımız
Sâna lâyık kullarınla hemdem et
Ehl-i derdin sohbetine mahrem et
Hem Süleymân-ı fakîre rahmet et
Yoldaşın îmân makâmın cennet et
Yâ İlâhi kılma bizi dâllîn
Bu dûâya cümleniz deyin âmîn âmîn
Ümmetinden râzı olsun ol muîn
Rahmetullâhi aleyhim ecmâin (Mevlidi Şerif )

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.