arjantin alevileri / Hatay ve Arap Alevilerin kültür tarihi paneli gerçekleşti

Arjantin Alevileri

arjantin alevileri

Nusayriler

Türkistan Alevîliği ve Anadolu Alevîliği ile karıştırılmamalıdır.

Nusayriler (Arapça: نصيرية) veya Arap Alevileri[4] Şii inancının bir kolu olarak kabul edilirler.[5] Aleviler, Oniki İmamcı okulun ilk İmamı olarak kabul edilen Ali'ye (Ali ibn Abi Talib) saygı duyarlar. Grubun 9. yüzyılda İbn Nusayr tarafından kurulduğuna inanılıyor. İbn Nusayr, onuncu Oniki İmam Ali el-Hadi'nin ve on birinci Oniki İmam Hasan el-Askeri'nin bir öğrencisiydi. Bu nedenle Alevilere Nusayri de denilmektedir. Başka bir isim olan Ensari'nin "Nusayri"nin yanlış tercümesi olduğuna inanılıyor. Nusayriler, Sami kökenli topluluklardandır. Günümüzde Nusayriler, Hatay, Adana, Mersin, Lazkiye, Tartus gibi kıyı illerde yaşamaktadırlar.

Mehrdad Izady'nin anketlerin sonuçlarına göre, Nusayriler, Suriye nüfusunun yüzde 17,2 temsil ettiğini, 2010 yılında 11,8 yüzde artışla[6]  ve önemli bir azınlık olarak Hatay'ın ait Türkiye ve Kuzey Lübnan civarında bulunduklarını saptamıştır. Bugün Golan tepelerinde yine Nusayri yerleşimlerini görmekteyiz. Arap Alevileri, Suriye kıyılarında ve kıyıya yakın kasabalarda Sünniler, Hıristiyanlar ve İsmaililerin de yaşadığı baskın bir dini grubu oluşturmaktadır. Arap Alevileri, Türkiyede'ki Aleviler ile isim benzerliğinden dolayı karıştırılmaktadır. Arap Alevileri, Nusayri veya El-Alaviyyun olarak hitap edilmektedirler[7][8][9][10].

Nusayriler kendilerini ayrı bir etnik-dini grup olarak tanımlarlar. Kur'an başlıca kutsal kitap ve metinlerden biri olarak kabul edilir. Bu metinlerin yorumlanması Galiyye ve Bâtinîlik yolu ile sağlanmaktadır. Alevi teolojisi ve ritüelleri, ana inanç Şii İslam'dan birkaç önemli hususlarda ayrılmaktadır. Arap Alevileri ritüellerinde işlenmemiş üzüm suyu içilmektedir[11]; Diğer Müslümanlar alkolden uzak dururken, Aleviler sosyal olarak ılımlı bir yaklaşımla alkol kullanmaktadırlar. Son olarak, reenkarnasyon inanışı da bu kültürün kadimliğini gözler önüne sermektedir[12].

Nusayriler, tarihsel olarak inançlarını yabancılardan ve inisiye olmayan Alevilerden gizli tutmuşlar, bu yüzden onlar hakkında söylentiler ortaya çıkmıştır. İnançlarına ilişkin Arap medyasında basın açıklamaları partizan olma eğilimini ortaya koymuştur(olumlu ya da olumsuz).  Bununla birlikte, 2000'lerin başından beri, Alevi dinine ilişkin Batılı araştırmalar önemli ilerlemeler kaydetti.  Alevi inancının özünde, tek Tanrı'nın üç yönünü içeren ilahi bir üçleme vardır. Tıpkı ilk zamanlarda (Nasuralılar) Hristiyan inancında olduğu gibi. Bu yönler veya yayılımlar, tarih boyunca insan biçiminde döngüsel olarak ortaya çıkmaktadır[13].

Suriye'de, Fransız Mandası'nın kurulmasıyla Nusayri tarihinde bir dönüm noktası oldu. Fransızlar, Suriyeli sivilleri süresiz olarak silahlı kuvvetlerine alma yetkisi verdi ve bir Nusayri Devleti de dahil olmak üzere azınlıklar için özel alanlar yarattı. Nusayri Devleti daha sonra dağıtıldı, ancak Arap Alevileri, Suriye Silahlı Kuvvetlerinin önemli bir parçası olmaya devam etti.

Etnik Köken[değiştir kaynağı değiştir]

İnancın kurucusu Ebû Şu'ayb Muhammad ibn Nusayr (Muhammed bin Nusayrul Abdiyy'in Numayrî)'dir. Ancak Nusayrîliği sistemleştirip yayan kişi olarak Hamdam büyük saygı görür. Nusayrîlerin kutsal kitabıKur'an-ı Kerîm'dir. Nusayrîler kendilerini Alevi olarak kabullenirler. Aleviler de Nusayrîleri kendilerinden tanırlar. Ancak Anadolu Alevîliği ile Nusayrîlik farklıdır. Haydarî ve Klâzî olarak iki gruba ayrılırlar. Klâzîler Türkiye'deki topluluğun % 30'unu oluştururlar ve daha tutucudurlar. Suriye'de ise Klâzîler çoğunluktadır. Suriye yönetimindeki Esad ailesinin de mensubu olduğu Nusayrîler, Suriye'de toplam nüfusun % 14'ünü oluştururlar.[29]

Kitabu'l-Mecmu[değiştir

Arjantin ve Şili'deki 3 milyon Alevi'nin ilginç öyküsü

Güney Amerika Kıtası'nda yaşayan ve sayılarının üç milyon olduğu tahmin edilen Arap Alevilerin, Osmanlı döneminde oraya göçleri ve bugünkü yaşamları “Alevilerin Kayıp Kıtası Güney Amerika" adlı belgeselle anlatılacak. Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) ve Yol TV'nin katkılarıyla hazırlanan belgesel 45'er dakikalık üç bölümden oluşacak. Fragmanı yayınlanan belgeselin 2016 yılı Ocak ayında tamamlanması planlanıyor.

“Osmanlı zamanında göçmüşler"

Gazeteci ve Belgesel Yapımcısı Fuat Ateş, “Alevilerin Kayıp Kıtası Güney Amerika" belgeseli için Arjantin ve Şili'de uzun süren bir çalışma yaptığını, çok sayıda belge ve fotoğraf topladığını söyledi. Belgesel fikrinin Suriye'de yaşanan savaştan ötürü doğduğunu belirten Fuat Ateş şu bilgileri verdi: “Bundan 150- 200 yıl önce bu insanlar Osmanlı'nın çeşitli uygulamalarından kaçarak Güney Amerika'ya yerleşmişler. Bunda bölgedeki savaşlar ve ekonomik nedenler de belirleyici olmuş. Oraya göçen ve şu anda orada yaşayanların sayısı 20 milyon olarak tahmin ediliyor. Bunların yaklaşık üç milyonu Arap Alevisi olarak tanımladığımız kitleden oluşuyor. Bu insanlar Suriye savaşından sonra duyarlı olmuşlar ve bizimle ilişkiye geçtiler. Biz de Şili ve Arjantin'de bu insanların durumlarını belgeledik. Bunun dışında Bolivya, Brezilya ve Venezuella'da da yoğun bir nüfusları yaşıyor Arap Alevilerin.

“Kültürlerini korumuşlar"

1930 yılında Arjantin'in başkenti Buenos Aires'de ilk Alevi derneğini kuruyorlar. Bunun dışında bizim ulaşamadığımız ama 1920'de San Paulo kentinde kurulan bir dernek de var. Şu anda ise tahmini 40 civarında dernekleri var. Bu insanlar henüz kültürlerini kaybetmemişler; Arapça konuşuyorlar ve ibadetlerini de 150 yıl önce Suriye ve Lübnan topraklarından çıktıkları şekilde yapıyorlar. Orada bir nevi izole olmuşlar ve adetlerini korumuşlar. Şu anda 4. kuşak yaşıyor orada. Doktorlar, avukatlar, bürokratlar yetiştirmişler. 1988-1989 yıllarında Arjantin devlet başkanlığı yapan Carlos Menem de bir El Turco. Osmanlı pasaportuyla o bölgeye göçtükleri için orada yaşayan bu insanların ortak ismi El Turco olarak biliniyor."

Gazeteci ve Belgesel Yapımcısı Fuat Ateş, Şili ve Arjantin'deki Arap Alevilerin kendini çok sıcak karşıladığını ve belgeseli heyecanla belediklerini de ifade etti.

arjantinli arap aleviler

  • dün yazdığım bir entryde kendilerinden bahsetim güzel insanlar.

    ukte'yi veren kişi kendince dalga geçiyor fakat ben nasıl türkiyeli bir arapsam bu insanlarda arjantinli birer arap.

    osmanlı zulmünden, soykırımından, katliamlarından kaçarak 1850-1860 gibi ilk göçleri veren bu halk şimdilerde arjantin için önemli bir konuma sahiptirler. bilindiği gibi arjantin'in nüfusun % 80'ine yakını avrupa ve ortadoğu kökenlilerden oluşmaktadır. tabi bunlardan özellikle avrupalılar tamamen asimile olurken ortadoğuluların bir kısmı kendi benliklerini korumaya çalışmış ve kısmen başarılı da olmuşlardır.

    yaklaşık 4 yıl önceki (2010 gibi) araştırmalarımızda izlerine rastladığımız ve irtibat kurduğumuz arjantinli arap aleviler'in bir kısmı suriye, lübnan ve türkiye'de ki cemaatleri gibi dini bayramlarının ritüellerini yerine getirmekle birlikte kültürel olarak da bazı geleneklerini korumayı başarmışlardır.

    arjantinli arap alevilerin sayıları yüzbinlerle ifade edilebilir olsa da benliklerini korumayı başaranların sayısı 10 bin civarındadır. asimile olmayan bu kesimin isimleri iki veya üç isimden oluşmaktadır. muhakkak bir arapça isimleri de vardır (kerim, zeynep, leyla, meryem, muhammed, ali... gibi).

    arjantin devleti tarafından dini faaliyetlerini gerçekleştirme isteklerine hoşgörüyle yanıt verilmiş ve resmi olarak 50 yıla yakındır da kurumsallaşmalarına izin verilmiştir. her türlü dernek, türbe ve mescite de sahiptirler.

    yaklaşık 2 ay önce bir konferans için türkiye'ye gelen bir şeyhleri'yle de (sakalsız olan) tanıştım. keza ondan 1 ay önce de arjantinli kardeşlerimizle buradan giden bir abimiz vasıtasıyla ilk kez somut olarak irtibat kurmuştuk.

    konferansa gelen hoca, genel olarak kültürel durum, gelenek-görenek, sosyal-ekonomik hayatlarının yanı sıra osmanlı'dan dolayı el turco gibi bir lakapla anılıyor olmalarına rağmen bunu kabul etmediklerini, bu algıyı kırmak için yıllardır uğraştıklarını ve herkese arap olduklarını öğretmeye çalıştıklarını da anlattı bizlere.

    arjantin'den düzenli olarak kendileriyle görüştüğüm bir kaç kişi de var. kendileriyle ilgili daha bir çok somut bilgiye de sahibim fakat malumunuz düzenli aralıklarla ilk olarak 150-160 yıl önce yaşadıkları zulüm ve katliamlardan gemi yoluyla kaçıp oralara yerleşen bu halkı rahatsız edecek binlerce kafa kesici sapık olduğu için kendilerini ifşa etmiş olmak istemiyorum.

    kültürlerini devam ettiren bu cemaatin çalışmalarını, etkinliklerini, kucaklaşmalarını gördükçe hele hele buradan ilk gittiklerinde hem genel durumları itibariyle hem de kültürlerine sahip çıkmak adına yaşadıkları zorlukları dinledikçe burdaki arap alevi halkımdan utandım. kendileriyle irtibata girmek isteyen çok arkadaşım oldu fakat kimseye açık bilgi vermek istemedik mazallah dünyanın diğer ucunda bile kültürünü koruyan bu halkı içimize alarak asimile ederiz. o nedenle oralarda bizden uzak kalsınlar kendileri için daha iyi.

    birkaç yıl önce türkiye'den güney amerika'ya tatile giden arap alevi bir iş adamını yönlendirerer oradaki soydaşlarımızın da kabulüyle ilk defa somut bir adım atıldı ve evlerinde misafir edildi. daha sonra yukarıda belirttiğim üzere oradan bir din adamı türkiye'ye gelerek bizimle görüştü.

    not: alejandro kerim abimize selam olsun.

    edit: düzeltme.

  • 2. defa türkiye'ye gelecek temsilcileri olan güzel halk.

    3-4 sene evvel antakya'da düzenlenen geniş katılımlı birkaç konferansa katıldıktan sonra devam edem iletişim neticesinde ikinci defa aldıkları daveti de kabul ederek bu defa samandağ ilçesine gelip yaşadıkları göç sürecini ve güney amerika'daki yaşantılarıyla ilgili güncel durumu paylaşıp; türkiye'deki soydaşlarıyla kaynaşıp, kucaklaşacaklardır.

    tarih, saat ve yer bilgileri:
    -24 mart 2017
    -20.00
    -samandağ yeni çarşı konferans salonu
    - ayhan kara vakfı ve samandağ alevi kültürünü araştırma derneğinin katkılarıyla.

    samandağ'ın panel afişi

    edit: kardeşlerimiz şuan hz. hizir türbesini ziyaret ediyorlar.

    ikinci konferans ise mersin'de yapılacak.

    tarih, yer ve saat bilgileri:
    -25 mart 2017
    -14.00
    -arap alevi kilikya nehir darneği kültür merkezi (edip burhan kapalı spor salonu karşısı cumhuriyet mahallesinde).

    mersin'in panel afişi

  • bildiğim merak ettiğim insanlar. samandağ lı hemşehrilerini çok severim.(bkz: nusayriler)

  • afedersiniz ama

    (bkz: afyonlu gay katolik taş fırın ustaları)

    (bkz: serbest çağrışım)

  • bu kadar geniş bir kitle olduklarını bilmediğim topluluk. ilginçtir minsk'te okuduğum zamanlarda arjantinli bir arkadaşımız vardı, adını sorduğumda "ibragim" demişti. kendisine "o nasıl oliy la?" der gibi baktım herhalde "arap kökenliyim" diye devam etmişti.

    peki ilginç bir olay daha anlatayım, çalıştığım yerlerden birinde sırp bir müdürümüz vardı, türklere iyi davranan tek yugoslav buydu. neyse biraz sohbet muhabbet ederken demez mi "benim babaannem hatay'lı arap" diye. meğer adamın kanı ısınıyormuş bize :))

    bir ilginç durum da bir misafirimizle yaşadım. çok yaşlı uruguaylı bir çift. onlar da sohbet sırasında aslında mardin'li süryani olduklarını söylemezler mi? hiç türkçe bilmiyorlar, 7 yaşında göçmüşler mardin'den, birkaç değişik ülkeye gittikten sonra uruguay'da bitmiş yolculukları. ve benim türk olduğumu öğrenince sanki çok eski bir dostlarını görmüş gibi sevinmelerini, sürekli bizim buraları anlatmalarını, üçümüzün de gözlerinin dolmasını.. anlatamam. bir yandan da üzülüyor insan, dünyanın en güzel parçası olan bu topraklar bugün biz farkında olamasak da milyonlarca insana malesef huzur vermemiş, yerinden yurdundan ayrılmak zorunda kalmış insanlar. kendilerini türkiye'de ağırlamaktan onur duyacağımı söyledim ve davet ettim, bana türkçe "kısmet" deyip gülümsediler..

  • zamanında kalabalık ve şiddetin hüküm sürdüğü amerika birleşik devletleri yerine, kaynakları bol, müreffeh ve gelecek vaadeden arjantin'e göç etme kararı vermiş bahtsız arkadaşlardır.

  • https://en.wikipedia.org/wiki/arab_argentines

  • birkaç yıl önce hatay/antakya'da gerçekleştirilen buluşmanın ardından geçtiğimiz haftasonu hatay/samandağ ve ardından mersin'de düzenlenen panellerde türkiyeliarap alevi soydaşlarıyla bir kez daha bir araya gelen güzel insanlar topluluğu.

    konferansa gelen misafirlerimiz yaşadıkları göçün sebep, süreç ve geçişleriyle birlikte, güncel hayatta bulundukları sosyal sınıf ve mevcut yaşamları hakkında mükemmel bilgiler de verdiler.

    edit: unutmadan; maddi durumları çok iyi olmadığı halde geldikleri toprakları unutmayarak 5000 civarında bir katılımla gerçekleştirdikleri yardım kampanyasında suriye'de muhtaç olan suriyelilere alevi, sünni, hristiyan, ermeni ayırmaksızın kısaca vatansever olan herkese 200.000 dolar bir para yardımı yaptıklarını anlattılar. video görüntüleriyle de bunu desteklediler. gerçekten takdire şayan bir davranış. bazılarına (!) ders olmayacağını bilsem de sadece umut etmekle yetiniyorum.

    iyiki varsınız canlar...

  • en çok garipsediğim topluluktur. büyüklerimizin anlattığına göre birkaç maceraperest nusayrinin evlerini ve çocuklarını bırakıp arjantin'e gitmesi, arjantin'de böyle bir topluluğun ortaya çıkmasına vesile olmuştur.

    o kadar random bir şey ki sosyoloji bilimi bile bunu açıklayamaz:
    (bkz: arjantin)
    (bkz: araplık)
    (bkz: alevilik)

  • sayıları 3 milyonu bulmaktadır.

    hepsi arap alevisidir lübnan kökenliler agirlikli.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.