duyarsızlık sözleri / Duvar kağıdı panosundaki Pin

Duyarsızlık Sözleri

duyarsızlık sözleri

Kör ve duyarsız bir toplum!..

Lise edebiyat kitaplarının birinde hiç unutmadığım, beynime adeta nakşedilmiş bir yazı vardı: &#;
-Bakmak ve Görmek!
Çok etkilenmiştim. O güne dek bilmediğim, ayırt edemediğim yaşamsal bir farkı açıklıyor, bakmanın görmek demek olmadığını anlatıyordu!.. Uzun yıllar sonra konuşmacı olarak katıldığım bir panelde Türk halkının duyarsızlığı, unutkanlığı ve kolay idare edilebilirliğinden söz ederken özellikle bir cümlenin altını çizmiş, kuvvetle vurgulanmıştım;
-Biz bakar kör bir toplumuz!..
Bir toplum nasıl olur da körleşir?.. Nasıl olur da gözlerinin önünde söylenen yalanları, yapılan alçaklıkları, ihanetleri, işlenen cinayetleri göremez?.. Çok basit; eğer 80 milyonluk bir ülkede ortalama milyon gazete o da okuyucuya rüşvet vererek satılıyorsa, halkın yalnızca % 'ü kitap okuyorsa, “ okumuş insan” oranı ilkokul mezuniyetiyle eşdeğer tutuluyorsa o toplum bakar ama göremez!
-Acı ama gerçek!

O yılan sonunda mutlaka dokunur!

Böylesine körleşmiş bir toplum, doğası gereği duyarsızdır…
Sonunda mutlaka ama mutlaka sonsuz acılar çekeceği olaylara bile büyük bir vurdumduymazlıkla bakar. Sadece bakar, göremez!.. Bu tür mazohist toplumlar, kendilerini daha rahat kandırabilmek için atasözleri, deyimler bile icat ederler. Örnek mi? Bol miktarda ne yazık ki;
&#; Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!
&#; Pişmiş aşım, ağrısız başım!
&#; Gelen ağam, giden paşam!
Ama o bin yaşayan yılan eninde sonunda dokunur!.. Dokunmakla da kalmaz ezer, yok eder, köleleştirir!.. Ortada ne pişmiş aş ne ağrısız baş kalır. Gelen ağanın da, giden paşanın da bu anlamda hiçbir farkı yoktur. Duyarsız ve kör bir toplumda düşüncelerin iğdiş edilmesi, Milliyetçilik adına, Tanrı adına insanların acımasızca sömürülmesi vakayı adiyedendir!.. Ne yazık ki toplumun büyük bölümü bu durumun farkında bile değildir. Farkında olanların büyük bölümü ise sinmiş ya da satın alınmıştır. Geriye kalanlar da zaten bu sistemi sürdürenlerdir!..
-Dehşet verici ama gerçek!..

Nasıl yaşayacağına halk karar verecek!..

Okumayan, körleşmiş ve duyarsız toplumlar aynı zamanda korkak ve unutkandır!&#;
Bir kısır döngüdür bu. Okumayan, araştırmayan, hakkını aramayan toplumlar körleşir. Körleşen toplumlar duyarsızdır. Duyarsız toplumlar ise korkaklık ve unutkanlığı bir yaşam biçimi olarak benimser.
Böyle bir toplumda alın teri ve emek alıklık, onur ve erdem modası geçmiş, içi boş kavramlar olarak algılanır!.. Önemli olan, moda olan en çabuk şekilde köşeyi dönmek, yükselen değerlere ve Yeni Dünya Düzeni'ne adapte olmaktır. Bu düzenin satılık kalemşorlarının görevi, işte bu aşağılık sistemi bıkmadan usanmadan halka dayatmaktır.
Uyanık, ne istediğini bilen, çağdaş toplumlarda yatacak yeri bile olmayan bu güruh, ne yazık ki körleşmiş duyarsız ve korkak toplumlarda kuruldukları köşelerde halkı zehirleme görevini başarıyla sürdürürler. Çünkü efendilerin köleleri eğitmek ve olası başkaldırıları engellemek için ruhu satın alınmış uşaklara ihtiyacı vardır!..
Peki, Türk halkı böyle bir yaşama lâyık mı? Yanıtı yine Türk halkı verecek. Vermek zorunda. Seçmek zorunda. Çünkü;
-Her halk layık olduğu biçimde yönetilir!..

&#;&#;&#;&#;&#;&#;-

Zaman gelir geçer, yazı kalır… Yazıldığı zamanın bir tür tutanağı olarak tarihe mal olur&#;
Ancak kör ve duyarsız toplumlarda yazı eskimez, hep aynı acımasızlığı, korkuyu, baskıyı, ezilmişliği, zalimi, zulmü, üzerine ölü toprağı serilmiş insanı döne döne anlatır durur!.. Karanlığın egemen olduğu toplumlarda 20, 30 yıl öncesinin yazısı bile aynı zamanda bugünü anlatır!..
Yapanların, yaptıkları yanlarına kâr kaldıkça, kötülükler unutuldukça, zalimler kutsandıkça aynı yazı, yalnızca tarihler ve isimler değiştirilerek 50 yıl sonra bile yazılsa taze ve diri kalacaktır!..
-O halk ise sinmişliğin, acının, matemin döngüsünde biteviye dönüp duracaktır!..

Koca derya kirlenir mi hiç! Akarsu pislik tutmaz. İşte size kulağınızda yer etmiş çocukluğumdan kalma bazı sözler. O zamanlar bu sözlere tartışılmaz doğrular olarak bakılırdı. Ama günümüzde koca derya bakın nasıl da kirlendi. Akarsu pislik tuttu alabildiğine. Çevre kirlenmesi öyle büyük boyutlara ulaştı ki, bu konuda en duyarsız kişileri bile kaygıya düşürdü. Kirlilik önlem alınması gereken en yaşamsal sorunu haline geldi dünyamızın. Bugün aklı başında herkes çevreyi koruma konusunda yıllar önce gösterilmesi gereken bir duyarlılığın bayraktarlığını yapıyor. Zararın neresinden dönülürse kardır ama, böylesine küçük bir kar payıyla dönülen zarar görülmemiştir herhalde.

Çevre kirliliğini önemsemediğim ya da hafife aldığım sanılmasın sakın. Ama bu yazının konusu çevre kirlenmesi değil. Bir bakıma ondan daha vahim sonuçlar doğurabilecek olan, henüz tam fark edilememiş, bu nedenle de önlemi alınmamış başka bir kirliliktir. Geleceğe olduğu kadar, geçmişe de yönelik bu kirliliğe ben "insan kirliliği" diyorum. Düşünsel ve duygusal planda beşeri diye bildiğimiz hemen her değerin içini boşaltan ve bu değerleri anlamsızlaştıran insan kirliliği, bir yandan geçmişi silip unuttururken, diğer yandan insan ne getireceği belli olmayan karanlık bir gelecek hazırlamaktadır. Bugün toplumun büyük çoğunluğu giderek artan bu kirlenmeyle iç içe yaşıyor.

Sözünü ettiğimiz bu insan kirlenmesinin kaynağı insanın öz değerlerine yabacılaşmasıdır. Ama burada faturayı bireye kesmek insafsızlık olur. Çünkü yabancılaşmanın temelinde, insanın toplumsal yaşam içinde yürekten inandığı değerlerin geçerliliğini yitirip erimesi yatmaktadır. Yani sorun bireysel olmaktan çok toplumsal bir düzen kirliliği olarak çıkmaktadır karşımıza. İşte bu düzen kirliliği, içindeki insanı da kirletmektedir. Emeğin değil paranın para kazandığı, dürüstlüğün değil sahtekarlığın prim yaptığı bir düzende, insandan saf ve temiz kalması beklenemez. Çünkü herşeyden önce, karnını bile doyuramayan, emeğine yabancılaşan insana kirlenmekten başka yol kalmamaktır.

"Tanrı olmasaydı herşey mübah olurdu" diyor Dostoyevski. İşte günümüzde, bize özgü ilkesiz bir pazar ekonomisinde yaşanan budur. Gerçi Tanrı'nın varlığını yadsıyan yoktur ortada. Ama mukaddesatçıların da katılımıyla gerçekleştirilen bir by-pass operasyonuyla Tanrı sanki devre dışı bırakılmış gibidir. Çünkü herşey garip bir biçimde mübah olmuş, en utanılacak işler bile herkesin gözü önünde yapılmaya başlanmıştır. İşte böylesine çarpık bir çıkar ortamında aşk bile alınır satılır olmuş, insan onuruna fiyat konmuştur. Artık insanlar kaygan bir zeminde birbirlerinin ayağını yerden kesmek için itişip durmaktadır. Yani insan kirletilmiş, dahası bunun iyi olduğuna inandırılmıştır.

Sözün burasında medyaya bir atıfta bulunmak gereği vardır. Çünkü medya bu kirlenmenin en büyük destekçisidir. Televizyon kanalları yarışma programlarıyla, 'lü telefon hatlarıyla insanı küçültme ve kirletme yarışına girmişlerdir. Her gün yüz binlerce Ali'den topladıkları paranın bir kısmını verdikleri Veli'lerle halkın önünde bir kurtarıcı edasıyla çıkan bu kanallar, bir yandan milyarları bulan cirolarıyla keselerini doldururken, diğer yandan kirlenme sürecinde üstlerine düşen görevi yapmanın sinsi keyfini yaşamaktadırlar. Şu bir gerçektir ki, günümüz insanı medyaya çok gafil yakalanmış ve şimdiye kadar hiç görmediği bu tuzağa biraz da gönüllü olarak düşmüştür.

İşte burada aydına düşen görev.. Boş versenize; hangi aydın, hangi görev! O aydın bugün medyada kendine yer açmaya bakıyor.

METİN ALTIOK
Aydınlık, 17 mayıs

Bencillikle İlgili Sözler

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası