Sorunun ardnda yatan hatal konular ortaya koyduktan sonda, şimdi de Allaha ibadet etmenin neden gerekli ve yararl olduğunu ele alalm.
1. Yalnz Allah badet Edilmeye Layktr
Bir çok insan ibadet etmeyi dudaklar oynatmaktan ibaret olan mekanik bir ritüel olarak düşündüğünden, ilk önce Kuranda geçen ibadet teriminin (genellikle ibadet veya bağllk olarak çevrilmektedir) özünde yatan duyguyu tespit etmeliyiz. Saygn bir dil bilimci olan Ragp el sfehani (d. ) ibadeti alçakgönüllülüğün özeti olarak yorumlamştr.5 Alannda söz sahibi olan din bilimcilerden bn-i Kayym (d. ), ibadete bağl kalmann aşkn en üst seviyesi olduğunu, çünkü bunun kişiye sevdiğinin karşsnda güçsüzlüğünü göstermesine bir frsat verdiğini söylemiştir.6 Başka bir yerde bn-i Kayym şöyle demiştir: Tam anlamyla kulluk aşkn bir yan ürünüdür ve tam anlamyla aşk aşk olunan kişiye karş duyulan sevginin mükemmelliğinin bir yan ürünüdür. Yüce Allah ise, o kadar mutlak bir mükemmelliğe sahiptir ki, Onun kusurlu olmasn düşünmek bile mümkün değildir. Ve kim bu şekilde tam anlamyla kulluk gösteriyorsa, zihinleri sağlam kaldğ müddetçe kalplerinde Ondan daha sevgilisi bulunmaz. Ve eğer bu aşk onlar için en önemli şeyse, bu durumda Onu sevmek ona kulluk etmeyi, emirlerine uymay, isteklerini yerine getirmeyi, Ona ibadet etmek için tüm imkanlar kullanmay ve Ona yakn olmay gerektirir. Bu uyarc, ibadetin arkasndaki en güçlü ve en iyi itici güçtür. Bu duyguya emirler, yasaklar, ödüller ve cezalandrmalar eşlik etmemiş olsa bile, kişi kendi kalbini ancak gerçekten ibadete layk olan birisi için açabilir.7
Bundan dolaydr ki ibadetin özünde kalben inanmak ve bunu ifade etmek yatmaktadr. badet iki temel direk üzerine inşa edilmiştir: mutlak sevgi ve mutlak tevazu. Bu da Allahn sfatlarn ve kullarna yaptğ iyilikleri tam olarak özümsemekle beraber kendisinin de Onun hataszlğna karş hatal karakterinin bilincinde olmasyla mümkündür. badetin varoluşun ikili doğasn gözlemlemek için gerekli olduğu iddia edilebilir: Yaratc ve yaratlan, veren ve alan, takdis edilen ve takdis eden. badet külfetli bir görev ya da ücretle sonuçlanan bir emekten ziyade, manevi olarak güçlü ve samimi bir şekilde yaplan şeyden elde edilen zarif bir hediyedir. Kişi Allahn büyüklüğünü ve cömertliğini tandkça ibadetin gerekliliğini daha da net bir şekilde anlamaktadr. badet Allah sevmenin açkça beyan edilmesi anlamna gelir çünkü Onu sevmeden yaplan şey ibadet hükmüne geçmez ve kişi aşk merdivenlerinden yukarya doğru çktkça daha rahat kulluk yapmaya başlar.
Kurannn ilk suresi olan Fatiha suresinin Sadece sana ibadet ederiz ayetinin Ona övgü ve şükran duygularndan sonra verilmiş olmas anlamldr. Bu sralama, kulluğun Onu bilme adna ilk basamak olduğunu ve böylelikle Müslümann hem dştan hem de içerden Allaha ibadet etmeye başladğnn göstergesidir. Harici motivasyonlar insanlarn ritüel ibadetlerini yerine getirmelerini zorunlu klan Allahn açklanmş emirleri iken, dahili motivasyonlar ise Allahn kusursuzluğunu bilmekle ve kendi hatalarnn farknda olmakla ilgilidir. Bundan dolaydr ki Allahn Resulünü (s.a.v.) (insanlarn en hayrls) gece ibadetinde (Allaha olan bağllğ belirtebileceği en iyi zaman dilimi) secde halindeyken şöyle söylediğini görürüz: Seni hakkyla övemem. Sen kendini övdüğün gibisin. 8 Gökyüzünün her bir yerinde secde halinde boyun eğen melekler bile kyamet günü şöyle demiştir: Sen çok yücesin; Sana hak ettiğin ölçüde ibadet edemedik. 9 Işktan yaratlmş ve kendilerini kesintisiz olarak Allaha adamş olan bu soylu varlklar, Allahn yarattklar tarafndan hiç bir zaman yeterince bilinemeyeceğinin farkndalar.
Allah yaratmadan önce de kendisine ibadet edilmeye laykt ve hiç kimseyi yaratmamş olsayd bile Onun yüce sfatlar kalbimizin ona dönük olmasnn en temel nedenleri olurdu. Ondan hiçbir şey almamş olaydk bile, yine de bunu hak ederdi. Durum böyleyken bile bunu hak eden Allaha karş olan durumumuz, nimetlerini sağanak sağanak ve her an bize indirdiği zaman nasl olmaldr? Allaha kulluk etmek bir gerekliliktir çünkü bütün dünya ve sonrakiler Ona aittir, hesap gününde en adil bir şekilde hesap görecek ve doğru kişileri snrlarn da ötesinde ödüllendirecektir. Allah şöyle buyurmaktadr: Hamd, göklerdeki ve yerdeki her şey kendisinin olan Allaha mahsustur. Hamd ahirette de Ona mahsustur. O, hüküm ve hikmet sahibidir, (her şeyden) hakkyla haberdardr. [Sebe ]. Allaha kulluk gereklidir çünkü bu dünyadaki her bir atom parçacğ Onu göstermektedir. Allah, yedi kat göğü ve yerden bir o kadarn yaratandr. Ferman bunlar arasndan inip durmaktadr ki, böylece Allah'n her şeye kadir olduğunu ve her şeyi ilmiyle kuşattğn bilesiniz. [Talak ].
Günlük yaşammzda, kendimizi insanlarn olağanüstü başarlarn ve ahlaki mükemmeliyetlerini kabul etmeye mecbur hissederiz. Günlük yaşammzda bile durum böyleyken, nasl olur da her şeyi yaratan ve insanlarla kyaslanamayacak derecede mükemmel olan Allah tanmayz? Günlük hayatta başarlarndan dolay takdir edilmeleri gerektiğini düşünen insanlar kibirli ve nankör olarak görürüz. Allaha teşekkür etmeyi reddedenlerin, kendilerine fark ettikleri ya da fark etmedikleri saysz nimetleri veren ve hayatnda konfor ve rahat sağlayan Allaha iki kat daha fazla minnettar olmalar gerekmez mi?
2. Allah Fazlasyla Yardmseverdir
Allah, kullarnn O'na ibadet ve itaat içinde olmalarn sever, çünkü bu ibadet onlara fayda sağlamaktadr. Ve Peygamberin (s.a.v.) dediği gibi, Allahn kulunun tövbesine karş duyduğu sevinç, çölde kaybolmuş ve ölüme yaklaşmşken ikinci bir hayat şans bulmuş olan birinin sevincinden daha çoktur. 10Ama eğer O'na bir zarar veya yarar yoksa, Allahn bunu bizden istemesini sağlayan şey nedir? Allah kendisi, bu soruyu doğrudan şöyle yantlar: Eğer şükreder ve imana ererseniz neden Allah (geçmiş günahlarnzdan dolay) sizi azaba uğratsn? Allah, şükredenlere karşlğn hakkyla veren ve (her şeyi) hakkyla bilendir [Nisa '4: ]. Çünkü Allah, ölçülemeyen ve en küçük çabay takdir eden En Takdir Edici olan Eş-Şekurdur. Çünkü Allah, Rahmetlidir, merhameti sonsuzdur. O'nun kullar için olan şefkati bir annenin yeni doğan bebeğine olan şefkatinden daha ötededir. Çünkü Allah El-Kerim, En Cömert, hayatn boşa harcayanlar bile affetmeyi seven ve bağşlayandr. O, kullarn ibadette görmeyi çok sever ve dolaysyla bu refah elde etmek için O'na ibadet etmelerini ister. Aşağdaki alt bölümler, ibadetin insani ilerlemeyi çeşitli şekillerde nasl etkileyebileceği açklamaktadr.
badet, insanlarn en içteki mükemmelle doğrudan iç içe girme ve iç huzuru sağlamalarna izin verir. Bu adanmşlk, O'na ruhsal yaknlk ve başka hiçbir şeyin sağlayamayacağ bir dinginlik ve tatmin duygusu verir. Bu yaknlk ya bilinçli bir şekilde hatrlama (Allahn hatrlanmas) ya da bu bilincin gerektirdiği fiziksel eylemler (Allaha itaat) yoluyla elde edilir. Bu nedenle, Allah'a ibadet etmek, kişinin kendi benliğine maneviyat yoluyla bir geri dönüştür. Ayrca ibadet, hayat anlaml kldğndan ve varoluşsal kaygdan uzaklaşmay sağladğndan insan için gereklidir.
Her insann içinde ruhsal tatmin için büyük bir özlem vardr. O olmadan, ruh, şiddetli susuzlukla karş karşya kalr, ardndan bir seraptan bir seraba işkenceye uğrar, her biri bir başka hayal krklğna uğramadan önce bir vaha için anlk bir umut verir. Bu, dş dünyadan iç huzuru ararken ya da materyalizm araclğyla kendini gerçekleştirmeye çalştğ zaman, insan deneyiminin trajedisidir. Gerçek şu ki, fiziksel bedenlerde yaşayan ruhsal varlklarz. Allah insanlar, ibadet etmeye ve ikili doğamz yeterince keşfetmeye ve ele almaya, O'na itaat etmeye davet eder. Vücudumuzun gelişmesi için beslenmeye ihtiyac olduğu gibi, ruhlarmzn hayatta kalmas ve gelişebilmesi için ibadete daha da fazla ihtiyaçlar vardr. Bu ibadet yoksa kişi var olamaz ve aslnda gerçekte yaşamaz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle der: Rab'bini (Allah) hatrlayan ile hatrlamayan biri arasndaki fark, yaşayan biri ile ölen biri arasndaki farka benzer. 11
Modern toplumlarda kendi yaşamnn hiç bir değerinin olmadğn ve dolaysyla yaşamaya gerek olmadğn düşünen insanlarn saysnda artş vardr. Bunun sonucunda intihar oranlarnda dehşet verici artş olduğu herkesin bildiği bir şeydir. Gerçekten de, Gallup anketleri, bu toplumlarda dindarlk seviyesinin daha düşük olduğunu göstermiştir.12 Ayn zamanda farkl çalşmalar, intihar araştrmasnn yürütüldüğü ortamlarn çoğunda dinin intihar karşsnda koruyucu bir rol oynadğn doğrulamaktadr.13 Allaha gerçek anlamda ibadet etmeyen insanlar, kendilerini ve etrafndakileri boğan duygusal ve davranşsal rahatszlklarla uğraşrlar. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: Kim de beni anmaktan (indirdiğim kitaptan) yüzçevirirse, şüphesiz ki onun için skntl bir geçim vardr, Kyamet günü onu kör olarak haşrederiz. [Taha ]. Vücudun nefes alabilmesi için oksijen ne kadar gerekliyse, ruhumuzun nefes almas için de Allah sevmek ve Onu hatrlamak o kadar gereklidir. Bunu anlayan ve ibadet vastasyla kendisi ile Yaratan arasnda bağ kurabilenler, trajedinin umutsuzlukla sonlanmadğ, sosyal ilişkilerin felce uğramadğ ve ahlaki anlamda çökmenin nedeni olan günaha girmenin mümkün olmadğ eşsiz bir manevi doyuma ulaşrlar.
Dolaysyla, slam'daki ibadet, mükemmel (kamil) insan gerçekleştirmeyi, içsel olarak maneviyat biçiminde başlayan ve istisnai karakter biçiminde dşa uzanan kesin yol haritasn temsil eder. nsanlar ibadet olmadan psikososyal rahatszlklara ve davranşsal bozukluklara yönelirler. Bu nedenle, çoğu insann ritüel ibadeti alglama şeklinin aksine, Kur'an- Kerim günlük ibadetlerin derin işlevleri arasnda en önemlisinin, orucun istikamet ve doğruluğa yönlendirmesi gibi [], ve sadaka vermenin açgözlülük ve ahlaki olmayan kazançlardan arndrmas gibi [9: ] kötülük ve yersizlikten caydrmak olduğunu belirtir [].
Büyük bir Hanbeli ilahiyatç olan bn-i Recep (d. ), Kalp O'nun büyüklüğü, O'nun sevgisi, O'nun korkusu, ve O'na huşuyla tam olarak dolmadkça tam bir esenlik yoktur. O'na ümit etmek, bütün bunlarla dolu hale gelene kadar O'na güvenmek. Bu, tek tanrlğn gerçekliği ve lâ ilâha illâlah'n (Allahtan başka ibadete layk kimse yoktur) gerçek anlamdr. Kendisine taplan, bilinen, sevilen ve korkulan Allah şeriksiz tek oluncaya kadar kalpte tam anlamyla sükunet sağlanamaz. Yüce Allahn dediği gibi: Oysa, (anlamyorlar ki,) göklerde ve yerde Allah'tan başka tanrlar olsayd, bu iki alem de kargaşalk içinde yklp giderdi! Bunun içindir ki, O mutlak hükümranlk tahtnn Efendisi, O snrsz kudret ve yücelik sahibi Allah, insanlarn tanmlama ve tasvir yoluyla kendisine yakştrdğ her şeyin ötesinde, her şeyin üstündedir! [Enbiya ]. Bu da göstermektedir ki ne yerdeki ne de gökteki dünyann sakinlerinin tavr ve davranşlar Allah için olmadkça mutluluk yoktur. Vücudumuzun işlevlerinin kalbimizin aktivite ve isteklerini takip ettiği gerçeğinden yola çkarak söylenebilir ki, hem kalbin ve hem de bunu takiben dudaklarmzn sağlkl olabilmesinin tek yolu kalbin istek ve aktivitelerinin sadece Allah için olmasdr. Fakat eğer kalbin istek ve aktiviteleri Allahtan başka biri içinse, sadece kalp değil, ayn zamanda kalbin bozulmas nispetinde dudaklarmz da bozulur ve yozlaşr.14
nsanoğlu özellikle hayatn belli gayeler uğrunda düzenleyecek şekilde yaratlmştr. Amaca yönelik yaşam sürmek insann işlevselliğinin kaçnlmaz bir yönüdür çünkü bizim metafizik DNAmz olarak da belirtilen ftratmzla bağlantldr. Fakat hizmet ettiğimiz amacmz Allah, bedensel arzularmz, egomuz ya da sosyal basklardan biri olabilir. Gerçek Tanrya kulluk etmek bize psikososyal kargaşalardan uzak durmak adna yardmc olurken, ayn anda hayatmz üzerinde etkisi olabilecek ve hayatmz paramparça edebilecek bir kaç farkl şeye hizmet etmekten de kurtarr. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: Allah şu iki adam misal olarak verdi ki, onlardan biri geçimsiz ortaklarn emrindedir, diğeri ise sadece bir adama aittir. Bu ikisinin hali bir olur mu? Hamd tümüyle Allah'a aittir. Fakat çoklar bunu bilemiyor. [Zümer ]. Bu açdan bakldğ zaman Allaha yaplan ibadet ve kulluk, kötü alşkanlklarn insana zincir vurmasn ve boyun eğdirmesini engellemektedir.
nsanlar hayatlarn Yaratcya adadklarnda, ancak onu hak eden birine gerçek anlamda ibadet etmenin vermiş olduğu huzurla kendilerini daha bir güçlenmiş hissederler. Kişinin kalbini ve dudaklarn gerçek Yaratcya teslim etmiş olmas, onun onur ve şeref noktasnda zirvelere çkmş olmas anlamna gelirken, bu uzuvlar acmasz ve güçsüz birine teslim etmek de onu alçalttkça alçaltr. Allahn büyüklüğü karşsnda büyüleyici bir yaşam tarzn benimsemek gerçek anlamda özgürlüğe kavuşmaktr çünkü bu durum nihayetinde kişinin en büyük istek ve arzularn gerçekleştirmesine izin verir. Kendini Ondan başka herhangi birinin yoluna adamak bir bakma gönüllü olarak kişinin kendini zindana atmasna benzemektedir. Bu noktada Peygamber efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Yazklar olsun altnn, gümüşün, güzel elbiselerin ve giysilerin kölelerine. Bunlar eğer kendisine verilirse memnun olur, eğer verilmezse memnuniyetsizliğini belirtir. 15 Hapishaneye giren ve sonunda orada vefat eden bn-i Teymiyye bundan dolay şöyle demiştir: Gerçek hapis hayat yaşayan kişi kalbi Allaha karş kilitli olan ve Ondan uzak olan kişidir ve gerçek anlamda esir olan kişi istek ve arzular tarafndan esir alnmş kişidir. 16
Çevremizde sosyal anlamda ayrcalkl kişilere baktğmzda, ksmen daha düşük seviyede hayat standard olanlara karşn zenginlerin hapishanede olanlarnn ne derece daha çok perişan olduklarn gözlemlemek hiç de zor değildir. Yaplan çeşitli çalşmalar hayat daha az sorumluluk anlamna gelen bedenzel arzularn peşinde koşmak olarak yorumlayan ve hazlarnn peşinde koşan kimselerin hayatlarna son verme ihtimalinin daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Bu grup insanlar benzersiz bir ikilemle mustariptirler: Parann satn alabileceği her şeye sahip olmalarna rağmen, ne mutlulardr ne de kendilerine mutluluk vermeyen bu paradan vazgeçebilirler. Neden böyledir? En basit anlamyla açklayacak olursak, mutluluklarnn maddi şeylere bağl olduğunu düşünmektedirler. Kendini Allaha adayan kişiler için ise durum farkldr. Bunlar da maddi dünyann zevkini yaşarlar fakat bu durum kendilerini köleleştirmez.
nsanlarn çok özel bir amaca hizmet etmek için yaratldklarn ve Allah tarafndan yeryüzüne bilerek yerleştirildiklerini hatrlamalar gerekir. Bu doğru yarg olmadan ahlaki tartşmalar herhangi bir anlaşmaya varamadan öfke ile son bulur. Pek çok insan ahlaki açdan başkalarnn gözünde iyi görünmek için ya da kendilerini iyi hissettirecek cevaplar alabilmek için ahlaki davranşlar sergilerler fakat motive edici bu unsurlarn yok olmasyla beraber ahlaki davranmay da brakabilirler. Fakat eğer kişi kendini Allahn kulu olarak görür, ahlaki kurallarn Ondan geldiğini benimser ve en önemli olgunun O olduğunun bilincinde olursa, bu durumda kendisinin ahlaki davranşlar belli çerçevede kurallara bağlanmş ve tutarl olur. Bu algnn olmamas dinini yaşayan Müslümanlar için yabanc bir durum olan karmaşk duygularn oluşmasna neden olabilir çünkü kendi düşüncelerindeki Allaha kul olma duygusu ancak gerçek ibadetle mümkündür.
Hayatnn değişik evrelerinde Peygamber Hz. Muhammerd (s.a.v.) Allah karşsnda kendisini kul olarak gösteren tutarl bir tutum sergilemiştir. Örneğin, her sabah ve her akşam şöyle derdi: Allahm! Sen benim Rabbimsin ve Ben Senin kölenim. Senden başka ibadete layk kimse yoktur. Beni Sen yarattn ve senin kulunum. şlediğim hatalardan sana sğnrm. Üzerimde olan nimetini biliyor ve günahlarm biliyorum. Beni affet çünkü Senden başka kimse günahlar affedemez. 17
Kişinin ahlaki pusulalar onun değerlerini ve sorumluluklarn ortaya koymaktadr. badet ise Yaratan ile olan ilişki araclğyla bu değerlerin ontolojik alt yapsn ortaya koymaktadr. Kişi hayatn zorluklarndan Merhamet, Sevgi ve Cömertlik gibi Allahn ismini ve niteliğini yanstan niteliklere hayatnda yer vermek suretiyle üstesinden gelir. Bundan dolaydr ki kişi ihtiyac olan birine yardm etmek ya da mazlumu savunmak gibi ne zaman erdemli bir tavr Yaratana yakn olmak amac dşnda sergilese, bu değerlerin ve erdemlerin temel anlamn göz ard etmiş olur. Bununla beraber, hayat bize bağşlayan ve değeri hesaplanamayacak derecede olan insan olma nimetini bize veren yaratcya karş ahlaki sorumluluğumuz bulunmaktadr. Bu temel ahlaki görevi yerine getirmektense, insanlar ellerini semaya kaldrp dua etmeyi bir kenara brakmakla beraber bu dünyann tüm meyvelerinden istifade etmektedirler ve Allaha karş olan ahlaki sorumluluklarn bir kenara brakarak erdemli yaşamaya çalşmaktadrlar. Bu durum aynen çok zengin ve güçlü olan birinin malikanesine girmeye, onun sandalyesinde uzanp dinlenmeye ve pahal yatağnda yatmaya benzer. Malikane sahibi döndüğünde ve evine izinsiz giren bu şahsn izinsiz olarak tüm bu imkanlar kullandğn gördüğünde o şahs ev sahibine şöyle der: Hiç bir şeyi bozmadm. Hatta onlar temiz tuttum! . Zengin olan ev sahibinin erdemli tavrn takdir etmediği gibi evi kullanma yetkisinin ve izninin onda olduğunu da görmedi. Bu durum aynen dünyada bu değerleri sergileyen kişilerin asl bu değerlerin sahibi ve yaratcs olana karş kaytsz kalmalarna benzemektedir.
badet ayn zamanda ahlaki davrananlarn Allah nezdinde ödüllendirilmelerini sağlar. yi birey olmann temel gereksinimleri, kişinin var olmas, iyi niyet sergilemesi ve çeşitli özelliklere (dudak, zenginlik, v.b.) sahip olmasdr. Tüm bu gereksinimler Allah tarafndan verildiğinden, Allaha ibadet etmemek suretiyle Onun büyüklüğünü reddetmek aslnda çalnt bir iyiliktir. Ne Allah de de kullar, ne kadar etkileyici olursa olsun, çalnt bir işi ödüle layk görmez. Fakat ortada ibadet olunca, geçmiş için mükafat ve gelecek için teşvik edici şeyler talep edilebilir. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Kulun Allaha en yakn olduğu an secde andr. O zaman çok namaz kln. 18 Kişinin yüzünü yere koymas ibadet eyleminin ve Allaha karş olan alçak gönüllülüğün tezahürü olduğundan, bu zaman diliminde yaplan dualar kabul olmas bakmndan en makbul dualar saylmştr. badet etmeyi gururlarna yediremeyen insanlar aslnda Allahn çağrsna uymamş oluyorlar. Bunlar için Allah şöyle demiştir: Ama Rabbiniz buyurur ki: "Bana dua edin, duanz kabul edeyim! Bana kulluk etmeye tenezzül etmeyenler, mutlaka aşağlanmş olarak cehenneme gireceklerdir!" [Mumin ].
slamda ibadet kalbi Allaha yaknlaştrr ve Ona bağlar. Kuran güneş doğmadan önce ve batmadan önce Allah hatrlamamz gerektiğini bize söyler ve ayn zamanda gecenin bir ksmn da Ona ayrarak ibadet etmemizi öğütler. Müslümanlara Allah günde beş defa abdest almak suretiyle ve bu ibadetlerden önceki dualarla, bir aylk oruç tutmakla, Kuran sürekli olarak okumakla ve buna benzer ibadetlerle hatrlamay öğütler. Bu muhteşem döngü Yaratc ile olan temel ilişkilerinin üzerinde durmak suretiyle insann kalbini yaratlş gerçeğiyle uyumlu tutmaktadr.
nsan kalbi doğal olarak dengesizdir, unutmaya ve çalkantl bir duruma sürüklenmeye meyillidir. Ancak ibadet ile kalbi hatalarndan arndrmş, tabiri yerindeyse cilalanmş ve aydnlanmş olarak tutabiliriz. Kişi gaflet uykusundan uyandğnda Allah hatrlar. Sabah namaz yeni bir güne hazrlanma bakmndan ruhsal olarak zihni güçlendirir. Evden ayrlrken Allah hatrlatc sözler söylemek dünya hayatnda karşlaşacağ zorluklarn üstesinden gelmesi için kişiye yardmc olur. Kuşluk vakti klnan namaz, bir önceki vakitte yaklmş fakat zayflamaya başlamş olan meşaleyi tekrar güçlendirir. Öğlen vakti dünyevi meşakkatle ruhu neredeyse bitme noktasna getirmişken, öğlen namaz ile onu kendine getiririz. Tam tekrar gaflete dalmak üzereyken, ikindi namaz ile kalbi uyarrz ve Allaha yaknlaştrrz. Gün bittiğinde kişi bitkin ve endişeli ruhunu yatştrmak amacyla akşam namazn klar. Tekrar uykuya geçmeden önce, Müslüman yats namazn klmak suretiyle gününü tutarl bir şekilde bitirmiş olur. Asgari ibadet bu şekilde inanc tazeler, lekeleri temizler ve kalbi hep diri tutmaya yardmc olur. Bu olmadan insanlar, aileleri ve hayranlar ile beraber olduklarnda bile hissettikleri yalnzlk ve ötekileşme duygusundan asla kaçamazlar. badet kişinin özerklik hakkn elde etmesini sağlar ve hayatn acmasz değirmeninde sadece bir dişli olmadğn, bundan daha fazlas olduğunu hatrlatr.
Tüm evren her zaman için Allahn emrinde olduğunu beyan ediyormuşçasna sürekli secde halindedir. Allah şöyle buyurmuştur: Göklerde ve yerde kim varsa Onundur. Onlarn hepsi, isteyerek veya istemeyerek Ona itaat ederler. [Rum ]. Allah daha da ileri giderek bize bu evrenin insanoğluna hizmet etmek için yaratldğn bize hatrlatr. Bundan dolaydr ki, çevremizde var olan her şey insanlarn bunlar hak ettiklerinden dolay değil de, en küçük atom parçasndan en büyük galaksiye kadar evrensel uyumu sağlamak adna insan oğlunun emrine ibadetlerini yapabilmeleri için verilmiştir. Allah şöyle buyurmuştur: Ama sen, her türlü şirk ve nifaktan uzak dupduru bir tevhid inanc içinde bütün varlğnla hak din olan slâm üzerinde sabit ol. Bu Din, Allahn (bütün varlk ve) bütün insanlar için ortaya koyduğu aslî bir model, ona yönelme de, Allahn insanlar yaratmaktaki gayesidir. Allahn yaratmasnda bir değişiklik olmaz ve yaplmaz. Gerçek ve kusursuz din budur. Ne var ki, insanlarn çoğu bunu bilmemektedirler. [Rum ]. Kişinin Allahn isteklerine gönüllü olarak uymas evrenin istemeyerek de olsa Allahn istekleri ile uyumlu olmasn yanstmaktadr ve bu uyum ilk Müslümanlarn en iyi şekilde gösterdiği sinerji ve istikrar gibi insanlk adna faydaldr.
3. Allah Kullarn Duymay ve Onlarla Söyleşmeyi Sever
badet baz dinden şüphe edenler için tek tarafl bir iletişim anlamna gelir. Halbuki Kuran bize ibadetin kullar ve Yaratclar arasnda çok samimi bir diyalog olduğunu ve Allahn kendine yaknlk gösteren kullara merhamet ve sevgi yoluyla cevap verdiğini söylemiştir. Peygamber (s.a.v.) bu iki yönlü ilişkiyi Allahn günde beş vakit olan namazlarda defalarca Fatiha suresindeki her bir ayetle cevap verdiğini söyleyerek açklamştr.19 Bir Müslüman ne zaman uyank bir kalple dua ederse, Allahn kendisini dikkatle dinlediğini görür ve ancak tükenmeyen hazinesi olan biri tarafndan verilen hediyelerin olduğunu fark eder.
Namaz dşnda da Müslüman kişi sürekli olarak Allah ile irtibatldr ve bu irtibatn bir an olsun koparmamaktadr. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle demiştir: Allah Teala şöyle buyuruyor: Ben kulumun beni zannettiği gibiyim, onun benim hakkmdaki inancna göre iradem gerçekleşir. O beni andğnda ben onunla beraberim. Eğer kulum beni nefsinde, kendi kendine zikredip anarsa ben de o kulumu kendi zatmda öylece anarm. Eğer kulum beni bir toplum arasnda zikredip anacak olursa ben de onu, onlardan daha hayrl bir toplum içerisinde anarm. Eğer kulum bana bir karş yaklaşrsa ben de ona bir arşn yaklaşrm. Eğer kulum bana yürüyerek gelirse ben de ona koşarak varrm. 20
Bu ve benzeri metinler Allahn (haşa) zalim, tahakkümü altnda ezdiği ve tahammül edilemeyecek olmadğnn en bariz göstergesidir. Bundan ziyade O öyle şan yüce bir Yaratcdr ki, kullarnn kendisini sevdiğinden daha çok, O kullaryla alakadar olmay sever ve kullarnn Ona gösterdiği yaknlktan daha çok O kullarna yaknlk gösterir.
4) badet En Mükemmel Bir Snav Sorusudur
Allah şöyle buyurmuştur: Eğer Rabbin öyle dilemiş (ve insanlara irade vermeyip de onlar bir yönde harekete zorlamş) olsayd, bütün insanlk, ayn yolda yürüyen tek bir toplum olurdu. Fakat onlar, (kendi yollarn tayinde serbest braklmş varlklar olarak ama sürekli uyarlmalarna rağmen),haktan ayrlp farkl farkl yollarda gitmekten hiç bir zaman kurtulamamaktadrlar. Ancak, (sahip bulunduklar baz önemli faziletler sebebiyle) Rabbinin hususî olarak rahmetine nail klp hakka hidayet buyurduklar müstesna. Budur, Allahn hususî bir ftratta yarattğ insanlğn takip ettiği çizgi. Neticede, Rabbinin ta baştan buyurduğu, Cehennemi cinlerden ve insanlardan ona müstahak olanlarla dolduracağm. sözü gerçek olacaktr. [Hud ].
Allah insanlar kendisine ibadet etmeleri için göndermiştir ve bunu yapmalar için de kutsal kitaplarn yannda elçiler de göndermiştir. Fakat farkl eğilimlere meyilli olmalarnn yannda onlara ayn zamanda kendisiyle beraber doğrularn derece olarak daha da yükseleceği, günahkarlarn da daha da dibe batacağ bir özgür irade vermiştir. Allah tarafndan sağlanan bu özgürlük çerçevesinde bir grup insan ibadet etmek suretiyle kurtuluşa ermekteyken, başka bir grup ise kötü sona hazrlanmaktadr. Zemahşerînin dediği gibi (d. ), Allah insanlara sorumluluğun en temel ilkesi olan seçme hürriyeti vermiştir. Bundan dolaydr ki Allah Rabbinin hususî olarak rahmetine nail klp hakka hidayet buyurduklar müstesna derken yol gösterdiği kişileri ve gerçek dini kabul eden kişileri kast etmiştir. Allah daha sonra ve bundan dolay Allah onlar yaratt demiştir ki böylece doğru yolu tercih edenleri ödüllendirsin ve yanlş yolda gidenleri cezalandrsn. 21
Fakat Kuranda Allahn kullarn cezalandrmak için değil de ödüllendirmek için yarattğ çok açk bir şekilde verilmiştir. Allah şöyle demiştir: Semûda gelince: Onlara da doğru olan yolu gösterdik, fakat onlar doğru yolda gitmektense körlüğü (ve dolaysyla sapknlğ) tercih ettiler. Neticede, bizzat işledikleri kötülükler ve kazandklar günahlar sebebiyle başlarna yldrm gibi inen alçaltc bir azap kendilerini kskvrak yakalayverdi. [Fussilet ]. slamda affedilmenin çok farkl yollarnn olduğu düşünüldüğünde görülecektir ki Allah, kullarna en ufak bir nedenden ötürü lütufta bulunmak ister ve onlar affetmek için ise neredeyse her türlü mazereti kabul eder. Peygamber (s.a.v.) defa subhanallah ve bihamdihi demenin okyanustaki köpükler kadar dahi olsa kişinin günahlarn sileceğini22 ve defa subhanAllah demenin kişiye tane sevap kazandracağn söylemiştir.23 Bu durumda Allah hakknda nasl olur da olumsuz bir düşüncemiz olabilir? badetin her bir dakikasnn ya da anlk olarak hatrlamann sonuç olarak Cennet ile ödüllendirileceğini bilmek Allahn eşsiz merhametinin ve şefkatinin farkna varmak için yeterli bir nedendir.
badet insanlarn erdemini ve ahlakn test eden bir ölçü gibidir. Değerlendirilecek kişileri filtrelemek için testte bir takm zorluklarn olmas gerekir ve ibadet de genellikle doğuştan gelen rahata karş koyabilmeyi hedeflemektedir. Bundan dolay Allah şöyle demiştir: Göklerin, yerin ve bunlarn arasnda ne varsa hepsinin Rabbidir O. Şu halde Ona kulluk et ve Ona olan kulluğunda sabrl ve srarl ol. Hiç Onun gibi olan başka birisini biliyor musun? [Meryem ]. Burada, skntdan kaçnmay içeren şeyin aslnda yanltc olduğu belirtilmelidir. bn-i Kayyim devam ede gelen ibadetle beraber kişiye öyle tatl bir kap aralanr ki ona neredeyse doyum olmaz; onunla oyalanma, oyun oynama ve isteklerin yerine getirilmesinden çok daha fazla bir zevk alr. demiştir24 Allah kullarna engelleri daha kolay aşabilmeleri ve daha kola dönebilmeleri için onlardan ibadet etmelerini bekler.
badet ile kyaslanabilecek bir değerlendirme yöntemi yoktur. Her şeyden önce ibadet, içgüdüsel bir ödül sistemi taşmaktadr: Allah tanmak Ona hayranlğ arttrr ve bu da beraberinde tanmada ve hayranlk duyma derecesinde artşa neden olur ki bu durum beraberinde isteyerek kulluk etme bilincini geliştirir. Daha sonra Allah tanmak ve Ona karş duyulan hayranlk hissi daha da artar, ve kul daha fazla kulluk yapma isteği gösterir. Bu durum olumlu bir geri dönüş sağlamakta ve sonuçta ruhsal anlamda ilerlemeye yol açmaktadr. kincisi, ibadetin rasyonel çekiciliği kendi içsel anlamnda yatmaktadr. Eğer hayatn anlam bir vadideki en alçak noktadan bir dağn tepesine muazzam büyüklükte bir kayay taşmak ve oradan nereye düşerse düşsün tekrar yerine getirmek olsayd, şüphesiz insanoğlu böyle bir göreve karş isyan ederdi. badetin içindeki zorluklar aslnda tatl birer lütuftur. slamdaki ibadet, yalvaran kişiyi kutsal merhamet sahibine yaklaştrdğndan, doğuşu bakmndan değerli olduğundan ve insann bir ayağnn bu dünyada diğerinin de ahirette olmasn öğütlemek suretiyle en üst düzeyde verimliliği sağladğndan eşi benzeri bulunmayan bir uygulamadr.
Namaz kılmanın kime ne faydası olabilir? Oruç tutmanın, hacca gitmenin hepsinden önemlisi imanın insana veya topluma faydası var mıdır? Öyle görünüyor ki bütün müminler ibadetlerin bireysel ve toplumsal hayata yansıyan büyük faydalar içerdiğini düşünerek iman ve amelin 'salih' oluşunu yararlı ve maslahata uygun olmak diye yorumlama eğilimindedirler. Hatta bundan mutlaka emindirler. Bu yaklaşımın temelinde dinin bir seviyedeki anlatım üslubunun belirleyici olduğu aşikardır. Allah insanı yükümlü kılmışsa o zaman yükümlülüğün mutlaka dünya ve ahirette faydaları olmalıdır. Burada daha önce de atıf yaptığımız iki önermenin belirleyici olduğunu akılda tutmak gerekir: Birincisi 'Tanrı abes ile iştigal etmez' şeklinde ifade edebileceğimiz bir önermedir. Bu önerme, hemen bütün Müslüman geleneklerin kabul ettiği, Allah'a dair bazı inançların ifadesidir. Tanrı abes ile iştigal etmeyeceğine göre, ibadeti emretmesinin -hatta bizi ibadet etmek üzere yaratmasının- birtakım faydaları olmalıdır. Haddi zatında abesin zıddı fayda, menfaat ve maslahat gibi insana ulaşan veya en azından onun zihnen idrak edebileceğimiz bir anlamı çağrıştırmış olmasıdır. Burada insanın bulunduğu ahlaki ve zihni yerin veya seviyenin dikkate alınmamış olduğuna dikkat etmek gerekir: Bize emrin ulaştığı noktada bizimle Tanrı'nın dili arasında anlam ilişkisi ilkece kabul edilir. İkinci önerme ise faydanın kime veya kimlere ulaşacağıyla ilgilidir? İbadet edene mi, öteki insanlara mı yoksa Tanrı'ya mı? İbadetin faydasının Tanrı'ya dönmesi mümkün değildir. Çünkü ikinci önerme 'Tanrı tüm ihtiyaç türlerinden müstağnidir' şeklindedir. Zorunlu varlık olmak her türlü ihtiyaçtan uzak ve münezzeh olmak anlamına gelir. O zaman abesle iştigal etmeyen Tanrı'nın ibadetleri emretmesinin faydasının insana ve/veya onun vesilesiyle topluma veya doğaya dönen faydalar olmalıdır. Yapılması gereken şey, ibadetlerin bilinen ve bilinmeyen faydalarının tespiti olacaktır.
İbadetleri faydaları üzerinden ele almak, fiillerimize ve sakınmalarımıza yüklenen ehemmiyetle ilgilidir. Bu itibarla sıradan bir dindar için bundan başka bir çare de yoktur. İbadet bir teklif, teklif ise bir külfet anlamı taşıyorsa, insanın eylem ve terke ehemmiyet yüklemesi tabiidir. Yasaklar genellikle insana cazip ve hoş gelen şeyler iken onları terk edebilecek bir iradeye ulaşabilmek, ancak fayda saikiyle mümkün olabilir. Bu nedenle ibadetleri 'eylem' ve 'terk' üzerinden düşünmek söz konusu olduğu sürece, varılacak netice bellidir: İbadetler mutlaka faydalar içerir ve bu faydalar ibadete bizi yönlendiren en güçlü birinci değilse -bir dindar için birinci saik emrin kendisi olacaktır- bile ikinci saik olmalıdır.
İbadet, Tefekkür ve Marifet
Doğrusu ibadetleri 'fayda' üzerinden düşünmek, Tanrı insan arasındaki irtibatın asıl yönlerini keşfetmede olduğu kadar varoluş hikayemizin bizzat kendisini anlamada da yanılgılara yol açabilecek zayıf bir savunma dili ortaya çıkartır. Her şeyden önce ibadetlerdeki faydalılık ve maslahat prensibi birçok yönde ikna edici değildir. En azından faydalar üzerindeki konuşmaların bir bilinmezlikte karar kılacağı ve işin agnostik tutuma dönüşeceği aşikardır. Çünkü biz namazın, orucun ve haccın faydasını vs. konuşsak bile Tanrı'nın bütün bunları bizden gerçekte niye istediğini hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Daha doğrusu 'Ben insanları ve cinleri bana ibadet etsinler diye yarattım' ayet-i kerimesini bir netice olarak kabul etsek bile, bunun gerçekte niçin böyle olduğunu anlamak mümkün görünmüyor; en azından faydalılık üzerinden bunu tespit edemeyiz. Razi'nin aktardığı bir eleştiriyi hatırlarsak, mesela, sonsuz rahmet ve kerem sahibi Tanrı, bu faydaları bize doğrudan ulaştırmaya kadir iken bunca zahmete ne gerek vardır şeklinde sorulabilecek sorunun 'agnostik' olmayan bir cevabı yoktur. Veya cüzi ve özünde önemsiz ibadetlerle cennet ve cehennem gibi karşılıklar arasında herhangi bir nispetin kurulmasının makul bir açıklaması yoktur. Galiba Mutezile'nin vaad ve vaid bahsinde gözden kaçırdığı en önemli noktalardan birisi burasıdır. Tanrı'nın bizden istediklerinin faydalarına odaklandığımızda, bütün bunlar hakkında söylenebilecek en mühim şey, dünyanın sınav yeri olmasıdır. Bunun da bir açıklaması yoktur, bu noktada herkes az çok agnostik bir tutumla teslimiyete yönelecektir. O zaman niçin ibadet ettiğimiz ve bu sınav dünyasında insanın niçin yükümlü tutulduğu hakkında başka bir açıklamanın peşinden gitmemiz lazımdır. Böyle bir açıklamanın peşinden giderken İmam Cafer'in söylemiş olduğu 'Allah'ın bizimle ilgili muradı' ise 'Bizden muradı' tabirlerinde geçen düşünceleri uzlaştırabilecek bir dini yorum elde etmek mümkün olabilecektir.
Bu meyanda düşüncenin başlama noktası 'ibadetleri yapmak (amel veya fiil)' tabirindeki yapmak tabirindeki yanılsamaya dikkat etmeliyiz. Haddi zatında burada yapmak tabirinin en azından ehl-i sünnet geleneklerindeki anlamı 'kesb' veya 'iktisab' gibi insanın yarı edilgen-özne olduğu bir durumdadır. Belki de ehl-i sünnetin işin hakikatini en iyi fark ettiği nokta bu anlatım sorununda kendini gösterir. Ehl-i sünnet hiçbir zaman 'ibadet ettim' gibi bir anlamda kullanmaz kesb tabirini. Bunun için tekrar o tartışmaları hatırlayarak özne anlamını bozmak zorundayız; özne tabirini bozmadan ibadetler (bizden istenilenler) ile varoluş (bizimle istenilen) arasındaki irtibat tesis edilemez. İbadetleri 'yapmak' yani eylem üzerinden düşününce fayda, faydadan gidince bizim hali hazır dünyamızı tahkim eden bir yaklaşımı kabul etmek gerekir. Burada açık bir paradoks vardır: Bir yandan Tanrı'da güç ve kuvvetin toplanması tevhidin talebi olacakken öte yandan ibadetlerde insanın özne şeklinde yer alması zihnimizi açmaza düşürür. Çünkü biz ibadet yaparken özneyiz, öznenin ise güç ve kuvveti olmalıdır. Bu durumda ibadetleri yapmak, insanı özne olduğu bir faaliyet alanına taşıyacaktır. Halbuki ibadetlerdeki 'yapmak' veya 'terk' emri bir yanılsamadır. İbadetler insanın hali hazırda yaptığını düşündüğü işlerden ve öznelikten soyutlanarak varlıkta geri çekilmesini ve edilgenliği idrak etmesini ona talim eder. O zaman ibadetleri bir eylem şeklinde değil edilgenlik, hareket olarak değil durağanlık gibi düşününce İmam Cafer'in sözüne yaklaşabiliriz. Amel bir şey 'yapmamaktır.'
Ekrem Demirli
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Her şeyden önce, biz insanların yaratılış gayesi olduğu için ibâdet ederiz. Çünkü Allah, biz insanları kendisini tanıyıp îman etmemiz ve ibâdette bulunmamız için yaratmıştır. Bu husus Kur’ân-ı Hakîm’de “Ben insanları ve cinleri ancak bana ibâdet etsinler diye yarattım.”1âyetiyle beyan edilmiştir.
Bu yüzden birer mü’min olarak, bu âyet-i kerîmenin ifade ettiği yaratılış gayemize uygun şekilde hareket eder, Hâlık’ımıza karşı ibâdet ve kulluk vazifemizi yerine getirmeye çalışırız.
Ayrıca Mün’im-i Hakîki olan Allah bize pek çok ni’metler verdiği için de o ni’metlere bir teşekkür ve şükran olarak Allah’a ibâdette bulunuruz.
Meselâ küçük bir hediyesini aldığımız birine, tekrar tekrar teşekkür ederken sayılamayacak kadar çok ni’metlerine, hediye ve ikramlarına mazhar olduğumuz Mün’im-i Hakiki ve Rezzak olan Allah’a karşı ibâdetle teşekkürde bulunmazsak, ne derece nankörlük etmiş olacağımız açıktır. Bu sebeple böyle bir duruma düşmemek için, ibâdet vazifemizi tam ve eksiksiz yapmaya gayret göstermeliyiz.
Hâlık-ı Zülcelâl bizleri yoktan var etmiş ve ayrıca binlerce duygu ve cihazlarla donatmış. O duygu ve cihazlarımızın ihtiyacı olan her şeyi yine O yaratmış. Hayatla birlikte bizler için insâniyet, îman ve hidâyet gibi çok kıymetli ve paha biçilemez olan bu ni’metleri de fazl ve kereminden bize vermiştir.
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri “Cenâb-ı Hak seni ademden vücuda ve vücudun pek çok eşkal ve vaziyetlerinden en yükseği Müslim sıfatıyla insan sûretine getirmiştir. Mebde-i hareketin ile son aldığın sûret arasında müteaddid vaziyetlerin, menzillerin ve etvar ve ahvalin herbirisi sana ait ni’metler defterine kaydedilmiştir. Bu itibarla, senin geçirmiş olduğun zaman şeridine elmas gibi ni’metler dizilmiş, tam bir gerdanlık veya ni’metlerin envâına bir fihriste şeklini veriyor.”2 diyerek ne kadar büyük ni’metlere vasıl olduğumuzu dile getirmektedir.
Allah-u Teâlâ da Kur’ân-ı Hakîm’deki” Allah’ın ni’metlerini saymaya kalksanız değil tek tek saymak topyekûn bile sayamazsınız.”3 âyetiyle ni’metlerinin sonsuz olduğu ve saymakla bitmeyeceğini açık bir şekilde belirtmektedir.
Bu kadar sonsuz ni’metler karşısında bizlere düşen vazife ni’met sâhibi Cenâb-ı Hakk’ı tanımak ve sevmek, ibâdetle tanıyıp sevdiğimizi göstermek, verdiği ni’metlerinden dolayı daima şükür ve minnet duyguları içinde bulunmaktır.
Şunu da unutmamak gerektir ki yapmış olduğumuz ibâdet ve şükürler, bu dünyada bizlere verilmiş olan ni’metlerin tam karşılığı olmaktan çok uzaktır. Hâlbuki Allah, îman edip ibâdet yaptığımız takdirde, bizler için ayrıca âhirette daha büyük ni’metler hazırlamış ve Cennette ebedî bir saadet va’detmiştir.
Bu durumda Allah’ın âhirette vermeyi va’dettiği bu ni’metler, tamamen O’nun hususî ihsânı, fazl ve ikrâmıdır. Yoksa bizim yaptığımız ibâdet ve şükürlerin karşılığı ve ücreti değildir.
Said YÜKSEKDAĞ
Dipnotlar:
1- Zâriyât Sûresi, Âyet:
2- Mesnevî-i Nûriye, Said Nursî, s. , Yeni Asya,
3- Nahl Sûresi, Âyet:
Allah (c.c.) insanı en güzel şekilde yaratmış, kâinattaki her şeyi onun hizmetine sunmuştur. Yeryüzünde halife sıfatıyla var ettiği insanı aklını kullanma, düşünme, tefekkür etme ve irade hürriyeti gibi hiçbir varlığa bahşedilmeyen üstün kabiliyetlerle donatmıştır.
İbadet, Allah’ın kulları üzerindeki hakkıdır. İnsan, sahip olduğu her şeyi kendisine bahşeden Yüce Allah’a şükran bilinciyle yaşamalıdır. İnsan, her gecenin sabahında uyanabilme kabiliyetini kendisine bahşedenin Allah olduğunu unutmamalı, ibadet ederek bu bilinci taze tutmalıdır.
Resûl-i Ekrem efendimiz geceleri uykusunu bölüp kalkar, ayakları şişinceye kadar ibadet ederdi. Bir gün Âişe annemiz ona, “Allah senin geçmişte yaptığın, gelecekte yapabileceğin bütün hatalarını bağışladığı hâlde, kendini niçin bu kadar yoruyorsun?” diye sordu. Peygamber Efendimiz ona, “Allah’a şükreden bir kul olmayayım mı?” (Müslim, Sıfâtü’l-münâfikîn, 81) diye cevap verdi.
İbadet, kulun Rabbi ile iletişim kurabilmesinin adıdır. Her şeyi yoktan var eden Yüce Yaratıcı’ya muhtaç olan insanın, aracısız, vasıtasız bir şekilde hâlini O’na ifade edebilmesi ne güzeldir.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası