pıhtı atma tedavisi / Uzmanından 'düzenli spor' uyarısı: 'Pıhtı atma ihtimalini azaltıyor'

Pıhtı Atma Tedavisi

pıhtı atma tedavisi

Derin Ven Trombozu Nedir ?

Derin ven trombozu vücutta derin yerleşimli venlerin yani toplardamarların pıhtılaşarak tıkanmasıdır. Ven trombozu bir toplardamar hastalığıdır, atardamarın tıkanması değildir. Her ikisi de tıkanma da olsa, bu iki hastalık  birbirinden çok farklıdır.  (Ven=toplardamar; tromboz= pıhtılaşma)

  • En sık bacak toplardamarlarında görülür.
  • Bacak toplar damarında pıhtı ile tıkanma olduğunda en önemli bulgu ayak şişliği ve ağrıdır.
  • Damar pıhtılaşması tanısı konduğu anda kan sulandırıcı ilaç başlanması gerekir. Bu tedavi en az ay devam eder.
  • Kan sulandırıcı ilaçlar kanı sulandırarak yeni pıhtı oluşumunu engeller ve pıhtının akciğere atma ihtimalini en aza indirir.
  • Kan sulandırıcı ilaç tedavisi var olan pıhtıyı temizleyemez.
  • Pıhtı az sayıda damarda varsa bu tedavi yeterli olabilir ancak bacaktaki çoğu damar pıhtı ile kapanırsa bacak şişliği bu ilaçlarla düzelmeyebilir ve şişlik hayat boyu sürebilir.
  • Pıhtıyı tamamen temizleyen tedavi yöntemleri vardır. Bunlar sadece anjiyo işlemi ile yapılabilir.
  • Her hastada anjiyo ile pıhtı temizleme tedavisi gerekmeyebilir. Pıhtı kasık bölgesindeki damarlara ulaşmışsa ve hastanın bacak şişliği belirginse anjiyo tedavisi önerilir.
  • Anjiyo ile pıhtı temizleme tedavisi özellikle pıhtı yeni oluşmuşsa (ilk 15 gün) çok etkilidir. 15 günden 30 güne kadar da kısmen etkilidir.
  • Tedavi ne kadar erken yapılırsa o kadar çok etkili olur.

Ven Nedir, Ne İşe Yarar?

Ven toplardamar demektir. Vücutta toplardamarlar iki bölgede bulunur. Derin venler ya da yüzeysel venler. Derin venler dıştan görünmeyen kaslar arasında ve atardamarlarla birliktedir. Çok daha önemli oldukları için derinde korunmaktadır.

Toplardamarlar besini ve oksijeni kullanılmış kirli kanı kalbe taşıyan damarlardır. Bu damarlarda akım tek yönlü olup hep kalbe doğrudur.  Bacaklarda daha fazla olmak üzere tüm derin venlerde çok sayıda kapak ya da kapakçık vardır. Bacaklarda her cm de bir kapak vardır. Kapakların amacı kanı tek yönlü olarak kalbe taşımaktır, yani bu damarlarda geriye doğru akım olmaz, akış hep kalbe doğrudur. Geriye yani ters yöne akım olursa buna venöz yetmezlik, venöz kaçak ya da venöz reflü denir.

Derin venler pıhtı ile tıkanırsa (derin ven trombozu) o bölgedeki kanın kalbe taşınması zorlaşır, kan o bölgede birikerek o bölgenin şişmesine yol açar. Kol ya da bacakta durum böyledir.

Yani iki durumda toplardamar akımı zor ve sorunlu hale gelir ve hastalarda şikayet oluşturur:

  1. Venöz yetmezlik ya da kapak yetersizliği
  2. Derin ven trombozu yani bu damarların pıhtılaşarak tıkanması.

Bacakta Derin Ven Trombozu 

Derin ven trombozu en sık bacak damarlarında olur. Genellikle tek bacakta olur, %5 ihtimalle her iki bacakta olur. Özellikle genç bayanlarda solda daha sık olur.
Bacak damarlarında derin ven trombozu aniden başlar. Buna &#;akut derin ven trombozu&#; adı veririr. Bacak yavaş yavaş ya da birden şişer; bazen ağrılı bazen ağrısız bir şişliktir. Yere basmak ağrılıdır ve zorlaşır.

Bacaktaki toplardamar pıhtılaşması genellikle baldır kaslarındaki toplardamarlarda başlar ve yukarı doğru ilerler. Yukarıya yani karına doğru ne kadar ilerlerse, hastalık o kadar şiddetlenir. Pıhtının kasık toplar damarınaa uzanması kötü bir bulgudur, bu hastalarda hastalığın şiddeti fazladır.

Ven Trombozu Önemli  Bir Hastalık Mıdır? 

Genelde her tür ven trombozu önemli bir hastalıktır çünkü normalde kullanılan tedavi yeterli bir tedavi değildir ve hastaların bazısında ömür boyu sürecek sorunlar kalabilir. Vücutta herhangi bir damar tıkanırsa, genellikle yan yollar ya da yedek damarlar açılarak akımı tekrar sağlar ama bu yollar genellikle tıkanmış olan ana damar kadar yeterli değildir. Bu da hastalarda yakınmaların devam etmesine yol açar.

Derin ven trombozu (DVT) oluştuktan sonraki ilk ay hastalık akut yani erken evrededir. Bir aydan uzun süreden beri varsa, buna geç evre ya da kronik derin ven trombozu denir.

Derin Ven Trombozu Belirtileri Nelerdir? 

Pıhtılaşma genellikle tek bacakta olur (sol bacakta daha sıktır). Şu tür şikayet ya da belirtiler verir:

Bacak şişliği: En önemli belirtidir. Genellikle ayak bileği bölgesinde başlar. Hastalık yukarı doğru ilerlerse ayak şişliği diz üstüne uzanabilir. Bacaklardaki şişlik yatınca ve ayağı yükseltince azalır.

Ağrı: Ayak ve bacak şişliği hemen her hastada görülür ama ağrı bazı hastalarda olur, bazılarında ise olmaz.

Parmak ya da ayakta morarma: Oldukça seyrek görülür ve kan sulandırıcı başlandığı anda kaybolur. Geçmezse ciddi hastalık göstergesi olabilir.

Akciğere pıhtı atması (akciğer embolisi ya da pulmoner emboli): Bu en korkutucu durumdur ama erken tanı konup da kan sulandırıcı ilaç başlandığında pıhtının akciğere atma ihtimali çok azalır.

Hastaların şikayetleri ayaktayken çok daha belirgindir. Yatıp ayak yükseltildiğinde şişlik azalır, bazen tamamen kaybolur. Ama bu yalancı bir iyileşmedir. Hasta tekrar ayağa bastığında şişlik yine ortaya çıkar. Günler geçtikçe yeni damarların oluşması ve yatarak ayağın yükseltilmesi ile ayak şişliği daha da azalır ve hatta tamamen kaybolur. Ama bu damarların açıldığı anlamına gelmez. Çünkü verilen kan sulandırıcı ilaçlar  pıhtı çözen ya da eriten ilaçlar değildir. Bir kısım hastada pıhtı azdır ve bu tedavi yeterli olur, bir kısım hastada pıhtı çok fazladır ve etkili bir tedavi yapılmazsa hayat boyu sorun yaşayabilir.

Pulmoner Emboli Nedir?

Bacak damarındaki pıhtının akciğere atmasına pulmoner emboli denir. Pulmoner emboli ani başlayan nefes darlığı, göğüste keskin bir ağrı ve bazen kan tükürme gibi yakınmalara yol açar. Atan pıhtı miktarı küçükse büyük sorun oluşturmayabilir. Ancak büyük pıhtı parçasının akciğere atması ciddi sorunlara yol açabilir.

Derin Ven Trombozu Kimlerde Sık Görülür? 

Bu hastalık herkeste görülür ama bazı kişilerde daha sık görülür.

  1. İleri yaşta (40 yaşından sonra) daha sıktır.  Ama seyrek olarak gençlerde de görülebilir.
  2. Gebelik sırasında ve Gebelikten sonra lohusalık döneminde,
  3. Doğum kontrol hapı kullananlarda
  4. Bazı tümör hastalıklarında,
  5. Bazı büyük ameliyatlar sonrasında (özellikle ortopedinin protez ameliyatları),
  6. Ayak kırık ve burkulmalarında (özellikle bacağın alçıya alınması sonrasında)
  7. Çok uzun süre yatakta kalan ve yeterli hareket edemeyen hastalarda
  8. Genetik olarak pıhtılaşma eğilimi olan insanlarda sıktır. Bu genetik testlerle ortaya konur.

Bacak Derin Ven Trombozunda Tedavi

  1. Kan sulandırıcı ilaç başlanması
  2. Bacağın ilk günlerde dinlendirilerek yükseltilmesi
  3. Varis çorabı kullanımı
  4. Kısa zamanda bacağın hareketlendirilmesi
  5. Bacak şişliği kötü olan bir grup hastada anjiyo ile damarın açılması

Bacak toplardamarları pıhtılaştığında hemen kan sulandırıcı ilaçlar başlanır. Ana tedavi budur ancak kan sulandırıcı ilaçlar kanı sulandırır fakat var olan pıhtıyı temizleyemez. Pıhtı damarlarda kalırsa kısa zamanda bacak toplar damarında var olan ve kan dolaşımı için önemli olan kapakçıkları zedeler. Bu da hastaların bir kısmında hayat boyu süren ayak şişliği , yürümekle ağrı gibi yakınmaların oluşmasına yol açar. En az 3 ay kullanılması gerekir.

Kan sulandırma dışında hastalara varis çorabı önerilir. Varis çorabı ayakta ilken giyilir. Yatarken çıkarılır. Bunun da normal şartlarda en az 2 yıl giyilmesi önerilir.

DVT&#;de Anjiyo Tedavisi

Anjiyo tedavisi basitçe damarın içine girilerek pıhtının tamamen temizlenmesidir.
Ven trombozunda her hastada mutlaka kullanılan kan sulandırıcı ilaçlar pıhtıyı temizleyebilen ilaçlar değildir. Pıhtıyı açabilen ya da temizleyebilen ilaç vardır ama derin ven trombozunda sadece anjiyo yolu ile kullanılabilir. Bu ilaç her hastada kullanılmaz çünkü genellikle hastaneye yatış gerektirir ve kanam oluşturma gibi bir riski vardır. Ancak bunun dışında pıhtının ilaçla eritilerek değil mekanik yöntemlerle çıkarılarak da tedavisi mümkündür.
Anjiyo tedavisi derin ven trombozunun erken evresinde mükemmel sonuç verir. Yani hastalık başlayalı hafta olmuşsa tedavi çok etkilidir çünkü pıhtı taze ilken çok kolay temizlenir. Geç evrede yani aylar önce DVT geçirmiş hastalarda da tedavi vardır ama bu kronik derin ven trombozu sayfasında ayrıca anlatılmıştır.

Anjiyo ile derin ven trombozu tedavisi iki türlüdür:

  1. Trombolitk (pıhtı çözücü) denen bir ilaçla yapılan tromboliz: Bunun için mutlaka hastaneye yatış ve en az bir gece hastanede kalış gerekir. Bu ilaç anjiyo ile damara girildikten sonra damar içinde doğrudan pıhtı içine uygulanır. Tarlalardaki damlama su ile sulama yapmaya benzer. Çok ince bir çok deliğiolan uzun mm kalınlığında bir plastik kateter pıhtı içine yerleştirilir ve buradan hatta daha uzun saatler boyu ilaç verilir. Bu ilaç pıhtıyı çözebilir. Arar ara kontrol anjiyo filmleri alınır.
  2. Trombektomi yani mekanik yöntemlerle pıhtının çözülmesi ya da damardan çıkarılması.
    Bazen de ultrason la yapılan (EKOS sistemi) hem ultrasonik dalga verip hem de ilaç uygulayan sistemler vardır.

Kronik Derin Ven Trombozu

Derin ven trombozu bir aydan uzun süreden beri varsa (yıllardan beri olabilir) buna kronik ya da geç evre derin ven trombozu denir. Bu evrede de hastalığın tedavisini olmadığı söylenir ancak bu da doğru değildir.

Prof. Suat DOĞANCI
Kalp ve Damar Cerrahi Uzmanı

Beyne Pıhtı Atması Nedir? Tedavi S&#;reci

İskemik serebrovasküler hastalık olarak da bilinen beyne pıhtı atması sık görülen bir rahatsızlıktır. Oldukça ani gerçekleşen ve kısa zamanda müdahale edilmesi gereken bir hastalık olan iskemik serebrovasküler hastalık müdahale edilmediği takdirde felç, vücudun çeşitli bölgelerinde işlev kaybı, doku hasarı gibi sorunlara veya ölüme neden olabilir. Beyne atan pıhtıya zamanında ve doğru bir müdahale yapıldığında olası zararlar en aza indirilebilir. Beyne pıhtı atması ne anlama gelir, hangi sebeplerden meydana gelir, nasıl anlaşılabilir ve tedavisi nasıl yapılır gibi soruların yanıtlarına yazının devamında ulaşılabilir.

Beyne Pıhtı Atması Nedir?

Beyne pıhtı atması olarak tabir edilen durum vücudun herhangi bir yerinde bulunan kan pıhtısının kan dolaşımı yoluyla ilerleyerek beyine ulaşması ve beyin damarlarında tıkanıklığa yol açması sonucu oluşur. Beyne pıhtı atması halk arasında inme olarak da bilinir. Beyin tüm organların işleyişinden sorumlu olduğundan beyinde gelişen herhangi bir damar tıkanıklığı vücudun farklı bölgelerine etki edebilir. Beyin damarlarındaki pıhtı kan akışını ve dokuların beslenmesini engeller. Beyne pıhtı atması olayı çok ani ve kısa sürede gerçekleştiğinden yüksek risk grubundaki bireylerin düzenli kontrolleri ihmal etmemesi önem taşır.

Beyne Pıhtı Atmasının Sebepleri Nelerdir?

Beyne pıhtı atması vücutta herhangi bir damarda oluşan pıhtının kan dolaşımı ile beyne ulaşmasından kaynaklanır. Pıhtı oluşumunun pek çok olası sebebi bulunur. Pıhtı oluşumu ve beyne pıhtı atması risk faktörleri aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

  • Yaş
  • Cinsiyet
  • Irk
  • Aşırı kilo veya obezite
  • Hareketsiz hayat tarzı
  • Diyabet
  • İnsülin direnci
  • Kolesterol ile alakalı problemler
  • Sigara ve alkol kullanımı
  • Düzensiz ve bilinçsiz ilaç kullanımı
  • Genetik yatkınlık, ailede inme öyküsü bulunması

Yukarıda verilen nedenler damar yapısını ve kan akışını etkileyebilir. Örneğin obezite damarlarda yağ dokusunun artmasına neden olarak pıhtı oluşma riskini arttırır. Beyne pıhtı atması erkeklerde, kadınlara nazaran daha sık görülmektedir.

Beyne Pıhtı Attığı Nasıl Anlaşılabilir?

Hastalar, şiddetli baş ağrısı şikayeti ile sağlık kuruluşlarına başvurabilir, kol ve bacak gibi uzuvlarda hissizlik, işlev zayıflığı veya işlev kaybı görülebilir. Vücutta denge kaybının yanı sıra bilinçte bulanıklık veya bilinç kaybı, zaman zaman uyku hali gözlemlenebilir. Görmede ve konuşmada zorlanmalar, yüzde mimik kaybı gibi belirtiler de bulunabilir. Özellikle vücutta güçsüzlük ve yüzde mimik kaybının tek taraflı olması pıhtı ihtimalini düşündürür. Bu gibi belirtiler görüldüğünde vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak önemlidir.

Hastaneye beyne pıhtı atması şüphesi ile başvuran kişi hekim tarafından muayene edilerek değerlendirilir. Kişinin kan basıncının anlaşılması için çeşitli ölçümler yapılır. Bilgisayarlı tomografi yardımı veya manyetik rezonans görüntüleme teknikleri ile gerekli incelemeler yapılır. Pıhtı teşhisi konduktan sonra anjiyo uygulanarak da pıhtının durumu ve yeri tespit edilebilir, uygun konumdaysa pıhtı çıkarılabilir.

Beyne Pıhtı Atmasının Olası Sonuçları Nelerdir?

Beyne pıhtı atması sonucunda gerçekleşebilecek en ağır tablo kişinin hayatını kaybetmesidir. Beyne pıhtı atması kalp ritminde düzensizliklere yol açabildiğinden kalp dokularında hasar meydana getirebilir. Beyin pıhtısına kalp kapakçık güçsüzlüğü eşlik ediyorsa dokulara zarar gelme olasılığı artabilir. Hızlı müdahale edilmezse felç oluşabilir. Beyne pıhtı atması, bilişsel düzeyde algılama bozukluklarına ve algı kaybına, şuurda bozulmalara da yol açabilir. Bu gibi olası sonuçlar gerekli fizik tedaviler ile desteklendiğinde hastada iyileşme görülebilir. Beyne pıhtı atmasından şüphelenildiğinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması ve hastanın kontrol altına alınması büyük önem taşır.

Beyne Pıhtı Atması Nasıl Tedavi Edilir?

Beyne pıhtı attığından şüphelenildiği durumda mümkün olan en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna başvurmak ve kişiyi acil müşahede altına almak gerekir. Beyinde pıhtı olduğundan kuşkulanılıyorsa hekim tarafından tedavinin ilk aşamasında kan akışının olması gerektiği gibi devam etmesi için hastaya kan sulandırıcı ya da pıhtı önleyici ilaçlar verilebilir. Bazı durumlarda verilen ilaçlar pıhtının dağılmasını sağlayabilir. İlaç tedavisi ile pıhtı yok edilemiyosa pıhtının çıkarılması için anjiyografi yapılabilir. Pıhtı tehlikesi ortadan kaldırıldıktan sonra vücutta hareket kaybı, hissizlik gibi durumlar oluştuysa fizik tedavi seansları ile destekleyici tedaviler uygulanabilir.

Beyne pıhtı atması oldukça yüksek riskli bir tablo olduğundan kişiyi korumaya ve hastalığı önlemeye yönelik tedbirler büyük önem taşır. Kişinin vücudundaki yağ oranını azaltacak şekilde düzenli spor yapması ve dengeli beslenmesi beyne pıhtı atma ihtimalini düşürebilir. Doymuş yağlardan uzak durulması, meyve ve sebze tüketimi ve vücudun ihtiyacı olan yağların balık ve kuruyemiş gibi sağlıklı kaynaklardan alınması oldukça önemlidir. Pıhtı oluşma ihtimalini azaltmak için alınabilecek tedbirler şu şekilde sıralanabilir:

  • Düzenli ve dengeli beslenme
  • Aşırı yağlı ve tuzlu bir yemeklerin tercih edilmemesi
  • Her gün meyve ve sebze tüketilmesi
  • Hareketli bir yaşam tarzının benimsenmesi
  • Düzenli egzersiz yapılması
  • Alkol kullanımının azaltılması
  • Tütün ürünlerinden uzak durulması
  • Kan değerlerinin düzenli olarak kontrol ettirilmesi

ATARDAMAR VE TOPLARDAMARLARDA OLUŞAN PIHTILARIN ERİTİLMESİ

TROMBOLİTİK TEDAVİ İÇİN BİLGİLENDİRME (AYDINLATMA):

Nedir?

Pıhtı ile tıkanan damarların pıhtı eritici ilaç verilerek açılmasıdır.

Niçin yapılır?

Damar içinde çeşitli nedenlerle oluşan pıhtı(tromboz) veya başka bir damarda veya kalpte oluşan pıhtının kan akımı ile giderek başka bir damarı tıkaması(emboli) durumunda bu damarın beslediği organlara yeterli oksijen ve besleyici maddelerin gitmesi engellenmiş olur. Bu pıhtılar ilaç ile eritilerek organların canlılığını tehlikeye düşüren bu durum ortadan kaldırılır.

Nasıl yapılır?

İşlem öncesi anjiyografi yapılarak damar anatomisi(yapısı) belirlenir, tıkanıklık gösterilir. Tıkanıklık gösteren damara kateter(ince borucuk) yerleştirilir. Bu kateter içinden pıhtı eritici ilaç verilir. İlaç verilişi ortalama 12 saat sürer. Tedavi sırasında kanama gibi riskli durumlar gelişebileceği için hasta yoğun bakım birimine gönderilir ve burada takibi yapılır. Hastaya peryodik olarak anjiyografi işlemi yapılarak pıhtı erime durumu belirlenir ve bu duruma göre kateterin yeri değiştirilir. İşlem genellikle 1 gün sürer.

Trombolitik Tedavi Öncesi Yapılması Gereken İşlemler:

Kan tahlili yapılarak karaciğer ve böbreklerin çalışma durumu ile kan pıhtılaşmasının normal olup olmadığı belirlenir. Doktorunuz sağlığınız hakkında srular soracak ve muayenenizi yapacaktır.

Aşağıdaki durumlarda bu tedavi kesinlikle uygulanamaz.

1- Kanama eğilimi veya aktif kanaması olan hastalar.

2- Son iki ayda inme(felç)  ve benzeri bir durum geçirmiş olanlar.

3- Yakın zamanda(son iki hafta içinde) mide barsak kanaması geçirmiş olanlar.

4- Son 3 ay içinde beyinde cerrahi işlem veya kafa travması geçirmiş hastalar.

Aşağıdaki durumlarda işlem ancak kritik hastalarda ve doktorunuzun tavsiyesi ile uygulanabilir.

1- 10 gün içinde büyük ameliyat, travma geçirmiş veya kalp masajı yapılmış hastalar.

2- Kontrol edilemeyen tansiyon yüksekliği.

3- Beyin tümörü, yakın zamanda geçirilmiş göz ameliyatı.

4- Üzerine baskı yaparak kanaması durdurulamayacak damar girişi yapılmış hastalar.

5- Karaciğer yetmezliği.

6- Gebelik.

7- Bakteriyel endokardit.

Trombolitik Tedavi Sonrası Yapılması Gereken İşlemler:

Trombolitik tedavi işlemi bittikten sonra kateter çıkarılacak ve giriş yeri el ile basılarak kanama durdurulacaktır. Kanama durdurulduktan sonra tekrar kanama olmaması için, giriş yeri üzerine kum torbası konacaktır.

Risk ve Komplikasyonlar:

1- Beyin kanaması(%,5)

2- Vücudun başka yerlerinde oluşa ciddi kanama. Kan verilmesi ve veya cerrahi tedavi gerektiren kanama % oranında görülür. En sık giriş yerinde olur.

3- Kompartman Sendromu(%). Damarın tıkanmasından sonra tekrar dolaşım sağlandığında bacak veya kolda dokularda şişme olur. Bu durum kan damarları üzerine baskı oluşturarak uzvun tekrar kansız kalmasına sebep olur. Baskıyı ortadan kaldıracak cerrahi müdahale gerekebilir.

4- Pıhtının erimeye başlaması ile oluşan pıhtı parçalarının koparak daha uçtaki damarlarda tıkama oluşturması(%). Bu parçalar tedavinin ilerleyen dönemlerinde genellikle eriyerek yok olur.

Alternatif Tedaviler:

1- Cerrahi Tedavi: oluşan pıhtılar çıkarılır(trombektomi) veya tıkanıklık ötesindeki damarlara kan akımı sağlamak için by pass tedavileri yapılabilir.

2- Perkutan Trombektomi: Damar içine kateterler ile girilerek pıhtı çıkarılabilir. Bu tedavi yöntemi trombolitik tedavi ile birlikte de yapılabilir.

3- İntravenöz Sistemik Trombolitik Tedavi: Bu yöntemde pıhtı eritici ilaç toplardamar içine verilerek yapılır. Bu yöntemde komplikasyon daha sıktır ve tedavi etkinliği daha düşüktür.

 

Uzmanından 'düzenli spor' uyarısı: 'Pıhtı atma ihtimalini azaltıyor'

İskemik serebrovasküler” hastalık olarak da bilinen beyne pıhtı atması, sık görülen bir rahatsızlık olarak dikkat çekiyor. Oldukça ani gerçekleşen ve kısa zamanda müdahale edilmesi gereken bir hastalık olan iskemik serebrovasküler hastalığı, müdahale edilmediği takdirde felç, vücudun çeşitli bölgelerinde işlev kaybı, doku hasarı gibi sorunlara veya ölüme neden olabiliyor.

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Adnan Altun, beyne pıhtı atması hastalığının öncesi, sonrası ve tedavi aşamaları hakkında bilgi verdi. 

'Beyne pıhtı atması' olarak tabir edilen durumun vücudun herhangi bir yerinde bulunan kan pıhtısının kan dolaşımı yoluyla ilerleyerek beyine ulaşması ve beyin damarlarında tıkanıklığa yol açması sonucu oluştuğunu ifade eden Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Adnan Altun, “Beyne pıhtı atması halk arasında inme olarak da bilinir. Beyin tüm organların işleyişinden sorumlu olduğundan beyinde gelişen herhangi bir damar tıkanıklığı vücudun farklı bölgelerine etki edebilir. Beyin damarlarındaki pıhtı kan akışını ve dokuların beslenmesini engeller. Beyne pıhtı atması olayı çok ani ve kısa sürede gerçekleştiğinden yüksek risk grubundaki bireylerin düzenli kontrolleri ihmal etmemesi önem taşır. Pıhtı oluşumunun pek çok muhtemel sebebi bulunur. Pıhtı oluşumu ve beyne pıhtı atması risk faktörleri; yaş, cinsiyet, ırk, aşırı kilo veya obezite, hareketsiz hayat tarzı, diyabet, insülin direnci, kolesterol ile alakalı problemler, sigara ve alkol kullanımı, düzensiz ve bilinçsiz ilaç kullanımı, genetik yatkınlık, ailede inme öyküsü bulunması gibi sıralanabilir” dedi. 

BEYNE PIHTI ATTIĞI NASIL ANLAŞILABİLİR?

Beyne pıhtı atması erkeklerde, kadınlara nazaran daha sık görüldüğünün altını çizen Doç. Dr. Adnan Altun, “Hastalar, şiddetli baş ağrısı şikayeti ile sağlık kuruluşlarına başvurabilir, kol ve bacak gibi uzuvlarda hissizlik, işlev zayıflığı veya işlev kaybı görülebilir. Vücutta denge kaybının yanı sıra bilinçte bulanıklık veya bilinç kaybı, zaman zaman uyku hali gözlemlenebilir.Görmede ve konuşmada zorlanmalar, yüzde mimik kaybı gibi belirtiler de bulunabilir. Özellikle vücutta güçsüzlük ve yüzde mimik kaybının tek taraflı olması pıhtı ihtimalini düşündürür. Bu gibi belirtiler görüldüğünde vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak önemlidir.

Hastaneye beyne pıhtı atması şüphesi ile başvuran kişi hekim tarafından muayene edilerek değerlendirilir. Kişinin kan basıncının anlaşılması için çeşitli ölçümler yapılır. Bilgisayarlı tomografi yardımı veya manyetik rezonans görüntüleme teknikleri ile gerekli incelemeler yapılır. Pıhtı teşhisi konduktan sonra anjiyo uygulanarak da pıhtının durumu ve yeri tespit edilebilir, uygun konumdaysa pıhtı çıkarılabilir” diye konuştu. 

"KİŞİ HAYATINI KAYBEDEBİLİR"

Hastalığın en ağır tablosunun ölümle sonuçlanması olduğunu dile getiren Adnan Altun, “Beyne pıhtı atması sonucunda gerçekleşebilecek en ağır tablo kişinin hayatını kaybetmesidir.Beyne pıhtı atması kalp ritminde düzensizliklere yol açabildiğinden kalp dokularında hasar meydana getirebilir. Beyin pıhtısına kalp kapakçık güçsüzlüğü eşlik ediyorsa dokulara zarar gelme ihtimali artabilir. Hızlı müdahale edilmezse felç oluşabilir. Beyne pıhtı atması, bilişsel düzeyde algılama bozukluklarına ve algı kaybına, şuurda bozulmalara da yol açabilir. Bu gibi sonuçlar gerekli fizik tedaviler ile desteklendiğinde hastada iyileşme görülebilir. Beyne pıhtı atmasından şüphelenildiğinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması ve hastanın kontrol altına alınması büyük önem taşır” şeklinde konuştu. 

"DÜZENLİ SPOR VE DENGELİ BESLENME BEYNE PIHTI ATMA İHTİMALİNİ DÜŞÜRÜYOR"

Tedavi yöntemlerinden de bahseden Altun, “Beyne pıhtı attığından şüphelenildiği durumda mümkün olan en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna başvurmak ve kişiyi acil müşahede altına almak gerekir. Bazı durumlarda verilen ilaçlar pıhtının dağılmasını sağlayabilir. İlaç tedavisi ile pıhtı yok edilemiyorsa pıhtının çıkarılması için anjiyografi yapılabilir.

Pıhtı tehlikesi ortadan kaldırıldıktan sonra vücutta hareket kaybı, hissizlik gibi durumlar oluştuysa fizik tedavi seansları ile destekleyici tedaviler uygulanabilir. Beyne pıhtı atması oldukça yüksek riskli bir tablo olduğundan kişiyi korumaya ve hastalığı önlemeye yönelik tedbirler büyük önem taşır. Kişinin vücudundaki yağ oranını azaltacak şekilde düzenli spor yapması ve dengeli beslenmesi beyne pıhtı atma ihtimalini düşürebilir. Doymuş yağlardan uzak durulması, meyve ve sebze tüketimi ve vücudun ihtiyacı olan yağların balık ve kuruyemiş gibi sağlıklı kaynaklardan alınması oldukça önemlidir. Pıhtı oluşma ihtimalini azaltmak için alınabilecek tedbirler düzenli ve dengeli beslenme, aşırı yağlı ve tuzlu bir yemeklerin tercih edilmemesi, her gün meyve ve sebze tüketilmesi, hareketli bir yaşam tarzının benimsenmesi, düzenli egzersiz yapılması, alkol kullanımının azaltılması, tütün ürünlerinden uzak durulması olarak sıralanabilir. Ayrıca bireyler kan değerlerinin düzenli olarak kontrol ettirmesi de gerekiyor” ifadelerini kullandı. 


sporegzersizpıhtıSağlık

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir