imar kirliliği bilirkişi raporu / İmar Hukuku Yargı Kararları | İmar Kirliliği

Imar Kirliliği Bilirkişi Raporu

imar kirliliği bilirkişi raporu

İmar Kirliliği Eylemin Mücavir Alan İçinde İşlenmiş Olması Halinde Cezalandırılır.

1.” İmar Kirliliği Eylemin Mücavir Alan İçinde İşlenmiş Olması Halinde Cezalandırılır.”

“ sayılı İmar Kanunu&#;nun 1, 2, maddeleri ile &#;Belediye ve Mücavir Alan Sınırları İçinde ve Dışında Planı Bulunmayan Alanlarda Uygulanacak İmar Yönetmeliği&#; hükümlerine göre, imar planı bulunmayan alanlarda da bina yapılması için merciinden yapı ruhsatı alınmasının zorunlu olduğu ve İmar Kanunu&#;nun 5. maddesi uyarınca, mücavir alanların imar mevzuatı bakımından belediyelerin yetki, denetim ve sorumluluğu altında bulunduğu gözetilmeden, sanığın ruhsatsız bina yapmak suretiyle imar kirliliğine neden olma suçundan hükümlülüğü yerine, binanın belediye mücavir alan sınırları içinde kaldığı ve imar planı bulunmadığı biçimindeki yasal olmayan gerekçe ile beraatine karar verilmesi yasaya aykırıdır” (4. CD. , /).

  1. “Teras Katın Bina Niteliğinde Olması Ruhsat Gerektirir. Ruhsatsız Teras Katı İmar Kirliliği Suçunu Oluşturur. “

“TCY.nın /funduszeue.infoinde &#;yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan ve yaptıran&#; kişilerin cezalandırılması öngörülmüş olup, İmar Yasası&#;nın funduszeue.infoinde de bina kavramının tarifi &#;Bina; kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme ve dinlemelerine veya ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır&#; şeklinde açıklanmıştır. Somut olayda, tarihli yapı tespit ve tatil tutanağında &#;zemin+1 normal kat üzerine 64 m2 ebadında funduszeue.info katın kaba inşaatının tamamlandığı, çatısının kaplandığının&#; belirtildiği, sanığın soruşturma evresindeki ifadesinde &#; yılında, evinin üstünde bir kat daha yapıp, üzerini çatı ile kapattığını&#; söylemesi ve bilirkişi raporunda da &#;tutanak tarihinden sonra davaya konu teras katın sıvası yapılıp, pencerelerinin takıldığı, teras katın yılı mart-nisan aylarında yapıldığının&#; açıklanması karşısında, davaya konu teras katın &#;bina&#; niteliğinde ve yapımının ruhsata tabi olduğu gözetilmeden ve bu hususlar tartışılıp reddedilmeden, yasal olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır “(4. CD. , /).

  1. “ Sayılı TCY.Nın Maddesinin Tarihinde Yürürlüğe Girmiş Olması Nedeniyle Bu Tarihten Sonraki İmara Aykırı Eylemler Cezalandırılır.”

“ sayılı TCY.nın maddesinin tarihinde yürürlüğe girmiş olması, sanık tarafından ruhsatsız olarak yapılan inşaatta, zemin ve funduszeue.info kullanır halde funduszeue.infoın ise kolonları dikili, tuğla duvarlarının kısmen örülü olduğunun tarihinde tespit edilmiş olması karşısında, tutanak düzenleyicilerinin yöntemince dinlenerek tutanağın düzenlenmesi sırasında sanığın fiilen inşaata devam edip etmediği hususunda görgülerinin sorulması, bilirkişiye inşaatın yapım tarihinin duraksamaya yer bırakmayacak biçimde tespitine yönelik teknik verilerin açıklattırılması ve tüm kanıtlar birlikte değerlendirerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.” (4. CD. , /).

  1. “Teras Katın Bina Niteliğinde Olması Ruhsat Gerektirir. Ruhsatsız Teras Katı İmar Kirliliği Suçunu Oluşturur. “

“TCY.nın /funduszeue.infoinde &#;yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan ve yaptıran&#; kişilerin cezalandırılması öngörülmüş olup, İmar Yasası&#;nın funduszeue.infoinde de bina kavramının tarifi &#;Bina; kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme ve dinlemelerine veya ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır&#; şeklinde açıklanmıştır. Somut olayda, tarihli yapı tespit ve tatil tutanağında &#;&#;binanın funduszeue.info funduszeue.infoının kaba inşaat halinde tespit edildiğinin&#; belirtilmesi ve bilirkişi raporunda da &#;tutanak tarihinden sonra davaya konu katların iç alçı sıvalarının yapılıp, tesviye betonlarının atıldığı, oda yapılarak, teras döşemenin seramik ile kaplandığının&#; açıklanması karşısında, inşaatın &#;bina&#; niteliğinde ve yapımının ruhsata tabi olduğu gözetilmeden, &#;inşaatın bina tarifine uymadığından &#; bahisle yerinde görülmeyen gerekçe ile beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır.” (4. Ceza Dairesi, , /).

  1. “ Sayılı TCK’nun Maddesinin Tarihinde Yürürlüğe Girmiş Olması Nedeniyle Bu Tarihten Sonraki İmara Aykırı Eylemler Cezalandırılır. Eylemin Suç Oluşturup Oluşturmaması Açısından Eylem Suç Tarihinin Tespiti Zorunludur.”

“TCY.nın /funduszeue.infoinde &#;yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan ve yaptıran&#; kişilerin cezalandırılması öngörülmüş olup, İmar Yasasının funduszeue.infoinde de bina kavramının tarifi &#;Bina: kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme ve dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır&#; şeklinde açıklanmıştır. Somut olaya göre, tarihli yapı tespit ve tatil tutanağında funduszeue.info kattaki 3 nolu daireye bitişik &#; m. ebadındaki aydınlığın funduszeue.info daireye önceki tarihlerde katılmış olduğu ve mühür altına alındığının&#; belirtildiği, sanığın &#;tutanak tarihinden yaklaşık 2 ay kadar önce suça konu yeri mutfağa dahil ettim&#; şeklindeki söylemi karşısında, davaya konu yerin niteliğinin ve yapımının ruhsata tabi olup olmadığının tutanak tanıkları dinlenerek ve mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak tartışıldıktan sonra, sanığın hukuksal durumunun belirlenmesi gerekir.” (4. Ceza Dairesi, , /).

“Sanık tarafından ruhsatsız olarak yapılan zemin kat ve birinci katın kaba inşaatının bitmiş, kapı ve pencerelerinin ise takılmamış olduğunun belirlenmiş bulunması ve yargılama sırasında yapılan keşif sonucu zemin katın işyeri olarak, birinci katın da mesken olarak kullanılmaya başlandığının anlaşılması karşısında, sayılı TCY&#;nin maddesinin yürürlük tarihi olan tarihinden önce tamamlanıp bitirilmiş bir yapıdan söz edilemeyeceği ve eylemin temadi eden niteliğine göre hukuki kesinti gerçekleşinceye kadar devam eden yapım işlerinin suçu oluşturacağı gözetilerek tutanak düzenleyiciler ile komşu binalarda oturanların kamu tanığı olarak yöntemince dinlenerek tutanağın düzenlenmesi sırasında sanığın fiilen inşaata devam edip etmediği hususunda görgülerinin sorulması, inşaatın yapım tarihinin tespitine yönelik teknik veriler bilirkişiye açıklattırılıp, tüm kanıtlar birlikte değerlen-dirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir”. (4. CD. , /).

“…Bilirkişi raporunda ismi açıklanmayan tanık ile yapı tatil tutanağı mümzileri ve inşaatın yakınındaki komşular dinlenerek, tarihinden sonra binanın yapımına devam edilip edilmediğinin araştırılması ve inşaatta yapıldığı belirtilen sıvanın inşaatın devamı niteliğinde ilk kez mi, yoksa sıvada değişiklik ya da onarım biçiminde mi gerçekleştirildiğinin belirlenmesi, bilirkişi raporunda inşaatın yapım tarihinin tespitinde hangi teknik verilere dayanıldığı açıklatılarak sıvanın inşaatı devamı niteliğinde olduğu belirlendiği takdirde hükümlülük, onarım niteliğinde olması halinde ise beraat kararı verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz gerekçe beraate hükmolunması…”

( Yargıtay funduszeue.info Dairesi&#;nin tarih, / E/K.)

  1. “Duvar Örmek, Kapalı Alan Oluşturmadığından Bina Olarak Nitelendirilmeyeceğinden ‘Duvar Örme’ Eylemi TCK’nun Maddesi Kapsamına Göre İmar Kirliliği Suçu Oluşturmaz”

“…İmar Kanunu’na göre her” yapı” ruhsata tabidir. Bunun tek istisnasını ruhsat gerektirmeyen” basit tadilatlar” oluşturur. İmar Kirliliğine Neden Olma suçu kapsamına sadece” bina niteliğindeki ruhsatsız yapıların girdiğini yukarıda detaylarıyla açıklamıştık. Mevzuatta” yapı ve” bina kavramlarının sadece genel olarak tanımının yapılmasıyla yetinildiğinden, hangi yapıların bina sayılacağı konusu yargı kararlarıyla şekillenmektedir.

Yargıtay bir kararında 38 metre uzunluğunda yığma tuğla duvarın” bina” sayılmadığına ve izinsiz duvar örmenin kanundaki bina tanımında yer alan” üzeri kapalı” olma şartını taşımadığından İmar Kirliliği suçunu oluşturmadığına hükmetmiştir…” Yargıtay 4. Ceza Dairesi 05/03/, / E. / K.) ”

  1. “Binanın Çelik Konstrüksiyon Malzeme Kullanarak Kapatılması, Hafif Malzemenin Taşıyıcı Unsurlarını Etkileyemeyeceğinden TCK’nun Maddesi Kapsamına Göre İmar Kirliliği Suçu Oluşturmaz.”

“…Ruhsatlı binanın çatısının çelik konstrüksiyon malzeme kullanarak kapatması olayında da, yapının bina vasfında olmaması ve yapıda kullanılan hafif malzemelerin taşıyıcı unsurları etkilememesi nedeniyle suçun oluşmadığı kabul edilmiştir…” (Yargıtay funduszeue.info Dairesi / E. / K.)”

  1. “Balkonların Hafif Malzemeden Pvc Ve Cam İle Kapatılması” Bina” Niteliğinde Olmadığından TCK’nun Maddesi Kapsamına Göre İmar Kirliliği Suçu Oluşturmaz.”

Yargıtay, balkonların pvc ve cam ile kapatılmasının” bina” niteliğinde olmadığına hükmetmektedir. Balkonun kapatılması ve balkon ile oda arasındaki duvarın yıkılması suretiyle odanın büyütülmesi şeklindeki imalatlarda bina sayılmamaktadır. Ancak bu durumda yıkılan duvarların binanın taşıyıcı sistemini etkileyip etkilemediğinin tespiti için bilirkişi raporu alınması ve rapor sonucuna göre karar verilmesi gerektiğine hükmedilmektedir. Oda ile balkonu ayıran duvar, perde duvar değilse ve duvarın kaldırılması işleminde kolonlara zarar verilmemişse, balkonun kapatılıp odaya dahil edilmesi eyleminin İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunu oluşturmadığına hükmedilmektedir. Balkon kapatılırken kullanılan malzemenin PVC, ahşap, alüminyum vs. olması önem arz etmemektedir. Önemli olan kullanılan malzemenin hafif olması ve binanın statiğini etkilememesidir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi Tarih ve / E. / K.).

“…Apartman dairesinin mutfak balkonunu (terasını) PVC, ahşap doğrama ve camla kapatma fiili, bina yapma olarak değerlendirilemez, bu nedenle sanığın imar kirliliği suçu ile cezalandırılması hukuka aykırıdır…” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi, /)

9.” Zemin Katındaki İki Dükkânın Arasındaki Duvarın Kaldırılması Eylemi TCK’nun Maddesi Kapsamına Göre İmar Kirliliği Suçu Oluşturmaz.

“…Benzer şekilde bir binanın zemin katındaki iki dükkanın arasındaki duvarın kaldırılarak tek dükkan haline getirilmesi olayında da; mevcut alana ilave yeni alan kazanımı olmadığı ve taşıyıcı sistemin olumsuz etkilenmediği gerekçesiyle suçun oluşmadığına hükmedilmiştir…” (Yargıtay funduszeue.info Dairesi / E. / K.)

  1. “Dükkan Kepenklerinin Takılması Veya Değiştirilmesi Eylemi TCK’nun Maddesi Kapsamına Göre İmar Kirliliği Suçu Oluşturmaz.

“…Dükkan kepenklerinin de İmar Kirliliğine Neden Olma suçunu oluşturmadığı kabul edilmiştir…” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 29/11/ tarihli, / Esas / Karar

“Gayrimenkul Vasfı Taşımayan, Zemine Herhangi Bir Şekilde Bağlı Olmayan, Temelsiz, İmalatı Ve Kullanımı İçin Ruhsat Gerekmeyen Üç Adet Konteynerin” Bina” Vasfında Olmadığından Konteyner Koyma Eylemi, TCK’nun  Maddesi Kapsamına Göre İmar Kirliliği Suçu Oluşturmaz.”

“…Gayrimenkul Vasfı Taşımayan, zemine herhangi bir şekilde bağlı olmayan, temelsiz, imalatı ve kullanımı için ruhsat gerekmeyen üç adet konteynerin ”bina” vasfında olmadığına hükmedilmiştir…” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi / E. / K.)

“Teras Üzerine Pergola Yapılması Eylemi TCK’nun Maddesi Kapsamına Göre İmar Kirliliği Suçu Oluşturmaz.”

“…Subasman seviyesini aşmayan zemin terası genişletmesi, üzerine pergola yapılsa dahi ruhsata tabi olmadıklarından suç oluşmayacaktır…” (Danıştay Dairesi / E. / K.)

” Temelsiz Yapılar” Bina” Niteliğinde Sayılmadığından TCK’nun  Maddesi Kapsamına Göre İmar Kirliliği Suçu Oluşturmaz.”

Temelsiz yapılar” bina” niteliğinde sayılmadığından” zemin üzerine temelsiz olarak yerleştirilen” büfenin” suçu oluşturmadığı kabul edilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi /E. /K.)

Yıkılan çatının yeniden yapılması olayında da, yeniden inşa edilen çatının projesine uygunluğunun incelenmesi ve uygun değilse de yeni çatının” bina” niteliğinde olup olmadığına göre hüküm kurulması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi / E. / K.)

Projeye aykırı açık teras yapılması da suçu oluşturmamaktadır. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi / E. / K.)

“…Sanığın, mevcut ruhsatlı yapının balkonunu 10 metre kare kapatarak odaya dahil etme ve ilave kapalı alan oluşturma biçiminde gerçekleştirdiği eyleminin, konuta ruhsatta belirtilenin dışında yeni bir alan kazandırmaması ve bina niteliğinde olmaması karşısında, imar kirliliğine neden olma suçunun öğelerinin oluşmadığı ve idari yaptırımın konusunu oluşturabileceği gözetilmelidir…”

(Yargıtay 4. Ceza Dairesinin tarih ve E. / K. / sayılı kararı)

“Ruhsata Aykırı İmalatların Yapım Tarihinin Ve Binanın Taşıyıcı Unsurunun Etkilenip Etkilenmediğinin Tespiti İmar Kirliliği Suçunun Varlığı Açısından Önem Taşır.”“…Tapunun parsel 13 bağımsız bölüm sırasında kayıtlı bulunan, sanığa ait konutta yapılan incelemede; ruhsat ve eklerine aykırı olarak dubleks meskenin birinci katında yer alan 1,5×4,80 metrekare alanlı ön balkonun plastik doğrama ile kapatılarak 7,20 metrekare, arka cephedeki 1×2,5 metrekarelik “L” şeklindeki balkonun ise yan bahçeye bakan bölümünde duvar örülerek 2,5 metrekare kapalı alan oluşturulduğunun tespit edildiği olayda; suça konu imalatların yapım tarihinin ve bina vasfında olup olmadıklarının belirlenmesi amacıyla tapu kayıtlarının getirtilerek sanığa ait konutun edinme şekli ve bilirkişi raporunda edinme tarihi olarak gösterilen tarihinden önce de sanığın söz konusu yerde oturup oturmadığı saptandıktan sonra bilirkişiye yeniden inceleme yaptırılarak ruhsata aykırı imalatların yapım tarihinin ve binanın taşıyıcı unsurunun etkilenip etkilenmediğinin tespit edilmesi hususlarında teknik verilere dayalı ek rapor alınması ve dosyadaki tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır…” (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun tarihli ve sayılı kararı) “TCK’nun /5 Maddesinde Etkin Pişmanlık Hükümlerinin Uygulanabilmesi İçin İmara Aykırı Yerin Yıkılmış Olması Ve Yıkım Masraflarının İlgili İdareye Sanığın Ödemesi Gereklidir.”“…Ruhsatsız yapının yıkımın idarece gerçekleştirildiği hâllerde failin yıkıma fiilen karşı gelip gelmediği ve iradi olarak yıkım masraflarını karşılayıp karşılamadığı hususları araştırılarak failin fiilen yıkıma karşı gelmediğinin ve cebri icra gibi herhangi bir zorlama olmaksızın kendiliğinden yıkım masrafları ödediğinin tespit olunması hâlinde sanık lehine TCK’nın /5. Maddesinin uygulanma şartlarının gerçekleştiği kabul edilmeli, aksi durumda ise anılan etkin pişmanlık hükmü uygulanmamalıdır…”Yargıtay Ceza Genel Kurulunun tarihli ve sayılı kararı) “Mevcut Bina İçerisinde Herhangi Bir Taşma Olmaksızın Binanın Bölümleri Ayrılarak Bina Vasfını Taşımayan Değişiklikler Yapılması TCK’nun  Maddesi Kapsamına Göre İmar Kirliliği Suçu Oluşturmaz.”“…funduszeue.info Maddesinde yapılan ruhsatsız bölümün bina vasfında bulunması gerektiği suçun unsuru olarak kabul edilmiştir. Mevcut bina içerisinde herhangi bir taşma olmaksızın binanın bölümleri ayrılarak bina vasfını taşımayan değişiklikler yapılmasının bu yasa maddesi kapsamında kabul edilmesi mümkün olmadığından, sanığın beraatine karar verilmesi hukuka uygundur …”(Yargıtay 4. Ceza Dairesinin tarih ve E. /K. / sayılı kararı)
  1. “Doğal Sit Alanlarına İzinsiz Şekilde Müdahale Bulunulması Eyleminde Yapılacak Olan Yargılamada İlgili İdareye Dayaya Katılma Hakkı Açısından Dava Haberdar Edilmelidir.”

“…Asliye ceza mahkemesi tarafından yürütülen yargılamada imar kirliliğine neden olma suçundan sanık hakkında mahkumiyet hükmü verilmiştir. Yapılan temyiz itirazı sonucunda dosya incelenmesi ve görüşülmesi için Yargıtay’a gönderilmiştir.

Dosyaya konu olay ile ilgili kanun maddesi uyarınca doğal sit alanları olarak kayda geçen bölgelere izinsiz bir şekilde yapılan müdahaleler için açılan davalarda Çevre ve Şehircilik Bakanlığının katılma hakkı olduğu belirtilmiştir. İddianamede dava konusu olan yer de doğal sit alanıdır. Bu nedenle görülmekte olan davadan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün de haberdar edilmesi gerektiğini belirten Yargıtay, bu nedenle inceleme sonucunda bu dosya hakkında karar vermeye yer olmadığına şeklinde karar vermiştir. (Yargıtay Ceza Dairesi / Esas, / Karar)

“Binanın Ön Ve Arka Kısmına Balkon Yapılması Durumunda. Doğru Yargılama Yapılabilmesi İçin Balkon Yapılan Yerlerin Bina Vasfında Olup Olmadığı Ve Ruhsata Aykırı Olacak Şekilde Alan Kazanımı Olup Olmadığının Yetkili Bilirkişiler Tarafından Araştırılması Gerekmektedir.”

Sanık tarafından binanın ön ve arka kısımlarına 15 m² balkon yapılmıştır. Bu olay gerekçesi ile asliye ceza mahkemesi tarafından yürütülen davada imar kirliliğine neden olma suçundan sanık hakkında beraat hükmü verilmiştir. Katılan vekili tarafından yapılan temyiz itirazı sonucunda dosya incelenmesi ve görüşülmesi için Yargıtaya gönderilmiştir.

İnceleme sonucunda Yargıtay, olayın tam anlamı ile anlaşılıp doğru şekilde yargılanabilmesi için olayın da unsurlarının araştırılması gerektiğini belirtmiştir. Balkon yapılan yerlerin bina vasfında olup olmadığı ve ruhsata aykırı olacak şekilde alan kazanımı olup olmadığının yetkili bilirkişiler tarafından araştırılması gerekmektedir. Yargıtay, hükmün bu araştırmalar tamamlandıktan sonra verilmesi gerektiğine kanaat getirmiştir. Ayrıca ilgili kanuna eklenen geçici madde gözetilerek sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği de belirtilmiştir.

Gerekli araştırmaların yapılması ve sanığın hukuki durumu hakkında ilgili madde sebebiyle yeniden değerlendirme gerçekleştirilmesi gerektiği gerekçesi ile hüküm hakkında bozma yönünde karar verilmiştir. (Yargıtay Ceza Dairesi / Esas, / Karar)

“Yapı Kayıt Belgesi Uyarınca Sanığın Hukuki Durumunun Yeniden Değerlendirilmesi Ve Yapı Kayıt Belgesinin Geçerliliği Halinde Sanık Hakkında Düşme Kararı Everilmesi Gereklidir. “

“…Asliye ceza mahkemesinin yürüttüğü yargılamada imar kirliliğine neden olma suçundan sanık hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiştir. Sanık müdafii tarafından yapılan temyiz itirazı üzerine dosya incelenmesi ve görüşülmesi için Yargıtay’aa gönderilmiştir.

Kanuna göre mahkeme tarafından, verilen hükmün gerekçeleri ve suçun unsurları açıkça belirtilmelidir. Ancak Yargıtay, incelemesinde mahkemenin yalnızca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını gerekçe kabul ederek mahkûmiyet kararı verdiğini görmüştür. Bu durum hukuka aykırıdır.

İmar Kanunu’na sonradan eklenen geçici madde ile, yapı kayıt belgeleri olan yapılar ile ilgili yıkım kararlarının ya da para cezalarının iptal edileceği ve ruhsatına uygun hale getirilmesi durumunda açılmış davanın düşeceği ve hükmolunan cezanın kaldırılacağı belirtilmiştir. Bu da sanığın hukuki durumu hakkında yeniden bir değerlendirme yapılmasını gerektirmektedir.

Yargıtay, sayılan bu nedenlerle temyiz itirazlarını yerinde bulmuş verilen hüküm hakkında bozma yönünde karar vermiştir. ..”(Yargıtay Ceza Dairesi / Esas, / Karar)

“Tek Bir Eylem Hakkında İki Ayrı Suçtan İki Ayrı Hüküm Kurulması Kanuna Aykırıdır.”

…Asliye ceza mahkemesinin yürüttüğü yargılama sonucunda sanık hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan düşme, sayılı kanuna aykırılık suçundan beraat ve sayılı sanına aykırılık suçundan ise hükmü açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiştir. Katılanlar vekilleri tarafından yapılan temyiz itirazları üzerine dosya incelenmesi için Yargıtaya gönderilmiştir.

İlk inceleme sayılı kanuna aykırılık suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmü hakkında yapılmıştır. Burada katılan vekilinin karara yapmış olduğu itirazın ağır ceza mahkemesi tarafından kesin olarak karara bağlandığı görüldüğünden hüküm hakkında dosyanın incelenmeksizin mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

Yapılan incelemede suçtan zarar gören sıfatı ile davada katılan olarak bulunan tarafların vekillerinin temyiz itirazında bulunduğu görülmüştür. Bu konuda dikkat edilmesi gereken bir durum vardır; kanunda, suçtan zarar gören kavramı mağdur gibi net bir şekilde açıklanmamıştır. Bu nedenle yerleşmiş kararlardaki, suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali tanımı esas alınır ve dolaylı ya da muhtemel zararlar suçtan zarar gören sıfatı ile tarafların davaya katılmalarına hak tanımaz.

Bu nedenle de tazminat, itibar zedelenmesi ya da güven kaybı gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmak mümkün değildir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı adına hazine vekilinin de bu sebepler doğrultusunda sanık hakkında verilen hükmü temyiz yetkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle Yargıtay, katılanlar vekillerinin yetkisi olmadığı gerekçesi ile verilen hükme karşı yaptıkları temyiz itirazlarını reddetmiştir.

Bir diğer inceleme ise sanık vekilinin temyiz itirazı üzerine, imar kirliliğine neden olma suçu yönünden verilen düşme ve sayılı kanuna aykırılık yönünden verilen beraat hükmü hakkında yapılmıştır. İlk olarak sanık beyanı incelenmiştir. Sanık beyanında, gelen müşterilerin denize girebilmeleri için mecburen falezlerin bulunduğu yere iniş ve çıkışları sağlayacak platformlar yapılması gerektiğini dile getirmiştir. Müşterilerin bu alanda merdiven veya asansör ile falezlerin altlarına inerek güneşlendiklerinden ve denize girdiklerinden bahsetmiştir. Yapılan platformlar ilgili kanuna aykırılık oluştursa bile 5 yıldızlı otel ruhsatının gerektirdiklerini yapabilmesi ve müşterilerin denize girmelerini sağlayabilmesi için bunun mecbur olduğunu söylemiştir.

Aksi olursa turistik bir tesis olmasının da deniz kenarında bir otel olmasının da bir anlamı kalmayacağını beyan etmiştir. Olay sonrası mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda belirtilen yapıların keşif sırasında da orada mevcut olduğundan bahsedilmiştir. Bu bilgiler ışığında sanığın eylemlerinin kanunun ilgili maddesine göre özel norm niteliği taşıdığı ve buna göre yargılama yapılması gerektiği belirtilmiştir. Sanık hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan hüküm kurulmasına gerek olmadığı ve sayılı kanuna aykırılık suçundan da ilgili madde uyarınca mahkûmiyet verilmesi gerektiğine kanaat getirilmiştir.

Özet olarak, tek bir eylem hakkında iki ayrı suçtan iki ayrı hüküm kurulması kanuna aykırı bulunduğundan ve iki hüküm de yerinde görülmediğinden Yargıtay tarafından haklarında bozma kararı verilmiştir…” (Yargıtay Ceza Dairesi / Esas, / Karar)

“İmar Kirliliği Suçundan Yargılanan /5. Maddesindeki Özel Düzenlemeden Yararlanma İmkânı Bulunan Fail Hakkında Maddesinde Düzenlenen Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı (HAGB) Verilmesi Mümkün Değildir.”.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, failin suçu işledikten sonra soruşturma veya kovuşturma aşamasında mağdurun veya kamunun uğradığı zararı gidermesi halinde hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün açıklanmasının ertelenmesi, hükmün bu erteleme süresi boyunca hiçbir sonuç doğurmamasıdır.

İmar kirliliği suçu nedeniyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilmesi mümkün değildir. Çünkü, kanun koyucu imar kirliliği suçu açısından TCK md. /5’te özel bir etkin pişmanlık hali düzenlemiştir.

İmar kirliliğine neden olma suçunda ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirerek /5. maddesindeki özel düzenlemeden yararlanma imkanı bulunan fail hakkında maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkün değildir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu &#; Karar: /). (Ancak, koşulları varsa sanık hakkında hapis cezasının ertelenmesi kararı verilmesi mümkündür.)

  1. “Özel İmar Rejimi Olan Yerler Uzman Bilirkişi Tarafından Tespit Edilmelidir.”

İmar kirliliği suçuna konu yerin, orman alanında kaldığının bildirilmesi karşısında, anılan yerin suç tarihi itibariyle özel imar rejimine tabi yerlerden olup olmadığı ve sayılı Kanunun geçici ikinci maddesi kapsamında kalıp kalmadığı hususlarında, konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması gerekir (Yargıtay Ceza Dairesi – / karar).

  1. “Eylemin Hem İmar Kirliliği Hem De Sayılı Yasa Kapsamına Aykırılık Teşkil Etmesi Halinde TCK’nun Fikri İçtima Hükümleri Uygulanarak İki Suçtan Daha Ağır Cezayı Gerektiren Suçtan Hüküm Kurulması Gerekir.”

“Belediyesi Encümen Kararında imar kirliliği suçuna konu yerin imar planında 3. derece Arkeolojik sit alanı olduğunun belirtilmesi, sayılı Kanun’a aykırılıktan suç duyurusunda bulunulması, açılması halinde davaların birleştirilmesi, TCK’nın maddesi gereğince daha ağır cezayı gerektiren suçtan hüküm kurulması gerekir.” (Yargıtay Ceza Dairesi – /).

  1. “Cami Binasına İlave Olarak Yapılan Betonarme Bina TCK madde kapsamına göre suçtur.”

Sanığın cami binasına ilave olarak tek katlı betonarme bina inşa ettiğine ilişkin aşamalarda değişmeyen savunması ve savunmayı doğrulayan yapı tatil zaptı ve binanın tarihinden sonra yapıldığının saptanması karşısında, sanığın eyleminin yeni bir bina inşa niteliğinde olduğu ve imar kirliliğine neden olma suçu nedeniyle cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yapının bina niteliği taşımadığı biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır ( Yargıtay 4. Ceza Dairesi, / karar).

  1. “Ruhsatsız Yapılan Eklenti Bina Niteliğindedir. TCK madde kapsamına göre suçtur.”

Sanığın, yanında çalışan işçisinin barınması için ana binaya eklenti olarak yaptığı suça konu, duvarları tuğladan ve çatısı sac malzemeden olan ruhsatsız yapının, İmar Kanunu’nun 5. maddesinde tarifi yapılan ‘bina’ niteliğinde bulunduğu ve TCY’nın /1. Maddesine uyan imar kirliliğine neden olma suçunun oluştuğu gözetilmeden, yasal olmayan gerekçe ile beraat kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir… (Yargıtay 4. Ceza Dairesi /).

  1. “Yapıyı Kendisi Yıkan Sanık Aleyhine Vekalet Ücreti De Dahil Olmak Üzere Yargılama Giderlerine Hükmedilemez.”

İmar kirliliğine sebep olma suçundan açılan kamu davasında, sanığın ruhsata aykırı olarak yaptığı binayı yıkması sebebiyle Sayılı T.C.K.nın /5. maddesi uyarınca kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. Sayılı C.M.K.nın /1. maddesi gereğince, ancak ceza veya güvenlik tedbirine mahkumiyet halinde yargılama giderlerinin sanığa yükletilmesi olanaklı olup, sanık hakkında açılan kamu davasının düşmesine karar verilmiş olduğundan, katılan lehine hükmolunacak vekalet ücreti de dahil olmak üzere yargılama giderlerinden sanığın sorumlu tutulması olasılığı bulunmamaktadır (Yargıtay Ceza Genel Kurulu &#; /16 karar).

  1. “Yapının Bina Olup Olmadığının Bilirkişi Raporu İle Tespit Edilmesi gerekir”

sayılı TCK’nın /1. maddesinde sayılı TCK’nın /1. maddesinde “yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan ve yaptıran” kişilerin cezalandırılması öngörülmüş olup, İmar Kanunun 5. maddesinde de bina kavramı” kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme ve dinlemelerine veya ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır.” şeklinde açıklanmıştır. Bununla birlikte, elektronik haberleşmeyle ilgili altyapı oluşumunda kullanılan baz istasyonu, kulübe, konteynır ve altyapı niteliğindeki tesislerin yapı ruhsatiyesine tabi olmadığına ilişkin sayılı Kanunun ek maddesinin 2. fıkras 2. fıkrası Anayasa Mahkemesi’nin tarih ve / Esas, / Karar sayılı ilamıyla iptal edilmiş, iptal kararı tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Somut olayda, bilirkişi raporuna ekli fotoğraftan; İmar Kanununun 5. maddesinde tanımlanan “eşyaların korunmasına yarayan yapı” olduğu anlaşılan, baz istasyonu güç ünitesinin içine konduğu etrafı çevrili, üstü örtülü yapıların, inşa tarihi araştırılarak ve bina niteliğinde olup olmadığı konusunda ek rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik kovuşturma ve yetersiz gerekçeyle beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay Ceza Dairesi &#; Karar: /).

  1. “İmar Kirliliği Suçunda Keşif, Sanıkların Hukuki Durumlarının Tayin, Takdir Ve Tespiti Açısından Zorunludur.

“…1- Sanıklar …, ve …’nin ruhsatsız ve/veya ruhsata aykırı olarak bina inşa eden sanıklarla ilgili sayılı Kanun’un 32 ve maddelerine göre işlem yapmaları gerekirken yasal işlemlerin yapılmaması suretiyle yapı sahiplerine haksız menfaat temin etmek şeklindeki eylemleri ile itham olundukları görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetleri yerine hatalı gerekçe ile beraatlarına karar verilmesi, 2- Sanıklar …, ve …’le ilgili olarak … Belediye Başkanı, Başkan Vekili ve Fen memurunun da aynı dosya kapsamında sanık olarak yargılandıkları da gözönüne alındığında, … tarafından tüm sanıkların binalarını ruhsata uygun hale getirdiklerine ilişkin yazı ile yetinilmeyip, bilirkişi refakatinde mahallinde keşif yapılarak bilirkişi raporu temini ile sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri yerine eksik koğuşturma ve hatalı gerekçe ile beraat kararı verilmesi, bozma nedenidir..” (Yargıtay Ceza Dairesi &#; Karar : /).

” İmar Kirliliği Suçunda Etkin Pişmanlık Hükümlerinin Uygulanabilmesi İçin; Yıkımın İdarece Gerçekleştirildiği Hâllerde Failin Yıkıma Fiilen Karşı Gelip Gelmediği Ve İradi Olarak Yıkım Masraflarını Karşılayıp Karşılamadığı Hususları Araştırılarak Failin Fiilen Yıkıma Karşı Gelmediğinin Ve Cebri İcra Gibi Herhangi Bir Zorlama Olmaksızın Kendiliğinden Yıkım Masrafları Ödediğinin Tespit Olunması Zorunludur. “

“…TCK’nın maddesinin beşinci fıkrasındaki hükümden yararlanılabilmesi için kişinin ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi gerekmektedir. Ruhsat alacak ya da ruhsatına uygun hale getirecek kişi, hakkında soruşturma yapılan ya da hakkında kamu davası açılmış olan veya yargılanıp ceza almış olan kişi ya da kişilerdir.

Ruhsatsız yapının sayılı İmar Kanunu’nun maddesi uyarınca belediye görevlilerince yıkılması durumunda imar kirliliğine neden olma suçundan sanık hakkında doğrudan salt yıkımın gerçekleştiğinden bahisle TCK maddesinin beşinci fıkrasının uygulanması mümkün değildir. Zira bu halde etkin pişmanlığın zorunlu unsuru olan sanık tarafından ortaya konulmuş hiçbir aktif davranış bulunmamaktadır. Ruhsatsız yapının yıkılması idarenin bir görevi olup sanıktan bağımız olarak idare tarafından gerçekleştirilen yıkım nedeniyle yıkıma karşı çıkılmamış olsa bile anılan düzenleme uyarınca kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi etkin pişmanlık müessesesinin ruhuna ve maddenin konuluş amacına aykırı olacaktır.

Ancak, ruhsatsız yapının yıkılması, alınması gerekli önlemler, ihtiyaç duyulan teknik ekipmanlar vs. itibariyle çoğu zaman yapı sahibi tarafından gerçekleştirilemeyecek bir eylemdir. Bu nedenle yapı sahiplerinin nasıl olsa yıkım masraflarını ödeyecekleri düşüncesi ile yıkımın idare tarafından gerçekleştirilmesini beklemeleri doğal karşılanmalıdır. Böyle bir durumda ise salt yıkımın fail tarafından gerçekleştirilmediğinden bahisle etkin pişmanlık hükmünün uygulanmaması adil bir çözüm olmayacaktır. Bu nedenle yıkımın idarece gerçekleştirildiği hâllerde failin yıkıma fiilen karşı gelip gelmediği ve iradi olarak yıkım masraflarını karşılayıp karşılamadığı hususları araştırılarak failin fiilen yıkıma karşı gelmediğinin ve cebri icra gibi herhangi bir zorlama olmaksızın kendiliğinden yıkım masrafları ödediğinin tespit olunması hâlinde sanık lehine TCK’nın maddesinin beşinci fıkrasının uygulanma şartlarının gerçekleştiği kabul edilmeli, aksi durumda ise anılan etkin pişmanlık hükmü uygulanmamalıdır…” (Ceza Genel Kurulu -K/).

(İmar kirliliğine neden olma suçu, etkin pişmanlık, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve cezanın ertelenmesi açısından kendine özgü birtakım özellikler arz ettiğinden savunmanın konusunda uzman ve deneyimli bir ceza avukatı ile yapılmasında yarar vardır.)

” İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda; Mücavir Alanda Suçun Oluşmayacağı Gözetilerek, Suça Konu Yerin Belediye Sınırları İçinde Veya Özel İmar Rejimine Tabi Yerlerden Olup Olmadığı Konusunda Araştırma Yapılarak, Sonucuna Göre Sanığın Hukuki Durumunun Belirlenmesi Gerekir.

Belirli Yerlere Gitmekten Veya Belirli Etkinlikleri Yapmaktan Yasaklanma Seçenek Yaptırımının Uygulanabilmesi İçin, Sanığın Yeniden Suç İşlemesini Teşvik Eden Veya Kolaylaştıran Sosyal, Psikolojik Veya Çevresel Etkenlerle İşlenen Suç Arasında Bir Bağlantının Bulunması Gerektiği Gözetilmeden, İmar Kirliliğine Neden Olma Suçuyla Alkollü İçki İçilen Yerler Arasında Kanunun Aradığı Anlamda Ne Şekilde Bir Bağın Bulunduğu Açıklanmadan Tedbirin Uygulanması Hukuka Aykırıdır. “

“ DAVA : Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

1- ) T.C.K.nın /4. maddesindeki &#;Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır&#; hükmü uyarınca, mücavir alanda suçun oluşmayacağı gözetilerek, suça konu yerin belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerden olup olmadığı konusunda araştırma yapılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm kurulması,

2- ) Kabule göre de:

a- ) tarihinde yürürlüğe giren ve T.C.K.nın 7/2 madde ve fıkrası uyarınca sanık yararına olan Sayılı Kanunun . maddesinin 1. fıkrası ile C.M.K.nın /5. maddesinde öngörülen, hükmolunan cezanın geri bırakılması sınırının iki yıla çıkarılması ve anılan Kanun maddesinin 2. fıkrası ile de C.M.K.nın / maddesindeki suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olması koşulunun kaldırılması karşısında, sabıka kaydı bulunmayan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının tartışılmaması,

b- ) T.C.K.nın 50/1-d maddesinde öngörülen &#;belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanma&#; seçenek yaptırımının uygulanabilmesi için, sanığın yeniden suç işlemesini teşvik eden veya kolaylaştıran sosyal, psikolojik veya çevresel etkenlerle işlenen suç arasında bir bağlantının bulunması gerektiği gözetilmeden, imar kirliliğine neden olma suçuyla alkollü içki içilen yerler arasında kanunun aradığı anlamda ne şekilde bir bağın bulunduğu açıklanmadan, yetersiz gerekçeyle anılan tedbirin uygulanması,

SONUÇ : Kanuna aykırı ve sanık Recep D.&#;in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle hükmün BOZULMASINA, karşı temyiz olmadığından yeniden hüküm kurulurken Sayılı C.M.U.K.nın / son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, tarihinde oybirliğiyle karar verildi. “ (funduszeue.infoAY 4. CEZA DAİRESİ E. / K. / T. )

” Sabıka Kaydı Bulunmayan Sanığa Yüklenen İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunun Kişilere Ve Kamu İdaresine Karşı Doğrudan Bir Zarara Yol Açtığının Kanıtlanmamış Bulunması Ve Ruhsatsız Yapının Eski Hale Getirilmesinin İse Etkin Pişmanlık Hükmünün Uygulanması Bakımından Gözetilebilmesi Karşısında, Sanık Hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Hususunun Uygulanma Koşullarının Bu Doğrultuda Değerlendirilmesi Gerekirken, Sanığın Yaptığı Binayı Eski Hale Getirmediği Biçimindeki Yasal Olmayan Gerekçeyle Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Hükümlerinin Uygulanmaması Hukuka Aykırıdır.”

“DAVA : Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Sabıka kaydı bulunmayan sanığa yüklenen imar kirliliğine neden olma suçunun kişilere ve kamu idaresine karşı doğrudan bir zarara yol açtığının kanıtlanmamış bulunması ve ruhsatsız yapının eski hale getirilmesinin ise ancak TCK&#;nın /5 maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması bakımından gözetilebilmesi karşısında, sanık hakkında CMK&#;nın . maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunun uygulanma koşullarının bu doğrultuda değerlendirilmesi gerekirken, sanığın yaptığı binayı eski hale getirmediği, biçimindeki yasal olmayan gerekçeyle CMK&#;nın .maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmaması,

SONUÇ : Yasaya aykırı sanık Y.M.&#;nin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, tarihinde oybirliğiyle karar verildi. “ (funduszeue.infoAY 4. CEZA DAİRESİ E. /K. / T. )

” Tecavüz Edilen Yerin Belediye Sınırlarında Ve Kıyı Kenar Çizgisi İçinde Kaldığının Anlaşılması Karşısında Belediye Başkanlığına Duruşma Davetiyesi Çıkarılıp, İskelenin Yapım Tarihi De Araştırılarak, İmar Kirliliğine Neden Olmak Veya Kıyı Kanunu&#;na Aykırılık Uyarınca Sanığın Hukuki Durumunun Tayin Ve Takdiri Gerekir. “

“KARAR : Dava konusu taşınmaza dair olarak mahallinde yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporunda tecavüz edilen yerin belediye sınırlarında ve kıyı kenar çizgisi içinde kaldığının anlaşılması karşısında Belediye Başkanlığına duruşma davetiyesi çıkarılıp, iskelenin yapım tarihi de araştırılarak, sonucuna göre funduszeue.info ve Kıyı Kanunu&#;nun maddeleri uyarınca sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırmayla beraat karan verilmesi.

SONUÇ : Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı Sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken Sayılı funduszeue.info . maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), tarihinde oybirliğiyle karar verildi. “T.C. YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ E. / K. / T. )

“Sanık Hakkında Hazineye Ait Taşınmaza Anfi Tiyatro, Beton Zemin, Duş Alanı, Merdiven, Kafeterya, Yeşil Alan, Yürüyüş Yolu, Şemsiye Ve Şezlong Alanı, İskele Ve Seyyar İskele Yapmak Suretiyle Tecavüz Ettiğinden Bahisle Dava Açılmış İse De; Dosyada Tapu Kaydı Bulunmadığından Tecavüze Konu Taşınmazın Varsa Tapu Kaydı Getirtilerek Bina Vasfında Olup Olmadığı, Taşınmazın Özel İmar Rejimine Tabi Yerde Olup Olmadığı Ve Binanın Yapım Tarihi De Araştırılması Gerekir. İmar Kirliliğine Neden Olma Ve Kıyı Kanunu&#;na Aykırılık Hükümleri Uyarınca Sanığın Hukuki Durumu Değerlendirilmelidir.

Hakkı Olmaya Yere Tecavüz Hükümleri Uyarınca Açılan Kamu Davasında, Kovuşturma Konusu Fiilin Kabahat Oluşturması Halinde Kabahatler Kanununa Göre Mahkemece İdari Yaptırım Kararı Verilmesi Gerekirken, İdari Yaptırım Kararına Mülki Amirin Karar Vereceği Gerekçesiyle Görevsizlik Kararı Verilmesi Hukuka Aykırıdır. “

“KARAR : Katılan vekilinin sanık hakkında kurulan hükmü temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında, adı geçen sanıkla sınırlı yapılan incelemede:

1- ) Sanık hakkında hazineye ait taşınmaza anfi tiyatro, beton zemin, duş alanı, merdiven, kafeterya, yeşil alan, yürüyüş yolu, şemsiye ve şezlong alanı, iskele ve seyyar iskele yapmak suretiyle tecavüz ettiğinden bahisle dava açılmış ise de; dosyada tapu kaydı bulunmadığından tecavüze konu taşınmazın varsa tapu kaydı getirtilerek gerektiğinde refakate inşaat mühendisi bilirkişi de alınarak yeniden keşif yapılıp taşınmazın niteliği, bina vasfında olup olmadığı, yapımı için ruhsat gerekip gerekmediği, İmar Kanunu ve mevzuatı içinde kalıp kalmadığı belirlenmek suretiyle sanığın tecavüz ettiği iddia olunan taşınmazın özel imar rejimine tabi yerde olup olmadığı ve binanın yapım tarihi de araştırılarak sonucuna göre funduszeue.info ve Kıyı Kanunu&#;nun maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken görevsizlik kararı verilmesi,

2- ) Kabul ve uygulamaya göre ise:

Sanık hakkında funduszeue.info /1. maddesine aykırılık suçundan açılan kamu davasında, kovuşturma konusu fiilin kabahat oluşturması halinde Kabahatler Kanununun maddesine göre mahkemece idari yaptırım kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, idari yaptırım kararına mülki amirin karar vereceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi,

SONUÇ : Yasaya aykırı, katılan hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı Sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken Sayılı funduszeue.info . maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ E. /K. / T. )

  1. Arsa Sahibiyle Müteahhit Arasında Kat Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesinin Bulunması Ve İmar Kirliliğine Neden Olmak Suçunda Yapı Ruhsatiyesi Alınmadan Veya Ruhsata Aykırı Olarak Bina &#;Yapan&#; Veya &#;Yaptıran&#; Kişinin Cezalandırılacağının Belirtilmesi Karşısında, Delillerin Değerlendirilmesinde Yanılgıya Düşülerek Arsa Sahibi Sanık Hakkında Beraat Kararı Verilmesi Hukuka Aykırıdır.”

    (funduszeue.infoıtay 4. Ceza Dairesi E. / K. / T. )
  2. “Mevcut Bina İçerisinde Herhangi Bir Taşma Olmaksızın Binanın Bölümleri Ayrılarak Bina Vasfını Taşımayan Değişiklikler Yapılmasının Bu Suçu Oluşturmayacağı …”

(T.C. YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ E. /K. /T. )

  1. “İnşaatın Devamı Ve Tamamlamaya Yönelik Dış Sıva Ara Bölmelerin Yapımı Gibi Faaliyetlerin Yükletilen Suçu Oluşturacağının Kabulü Gereği- İddianamenin Düzenlendiği Tarihe Kadar Yapım Faaliyetlerinin Devam Ettiği Gözetilerek Suçun Oluştuğunun Kabulü Gereği “

(T.C. YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ E. / K. / T. )

KAÇAK BİNA YAPMA VEYA YAPTIRMA SURETİYLE İMAR KİRLİLİĞİNE NEDEN OLMA SUÇU VE YARGI KARARLARI IŞIĞINDA UYGULAMASI

GİRİŞ

İmar kirliliği, sağlıklı çevreyi ve dolayısıyla insan yaşamını etkileyen önemli bir olgudur ve herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. İnsanın yaşamını sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmesi ve yaşam kalitesini artırabilmesi için çevrenin korunması gerekir. Çağdaş anayasalar çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevreyi kirlenmesini önleme konusunda devlete ve vatandaşlara bir takım ödevler getirmiştir. Çevre hakkının gerçekleşmesi için devlet tarafından bir takım olumlu edimlerde bulunulması gerekli olduğundan, bu hak “pozitif statü hakları” arasında kabul edilmektedir.

Bu amaçla başta Anayasa’nın maddesi olmak üzere çeşitli yasal düzenlemeler yapılmıştır. Bu bağlamda  inceleme konumuzun da dahil olduğu “Çevreye Karşı Suçlar”  bahsi ceza kanunu düzeyinde  ilk kez 1 Haziran tarihi itibarıyla sayılı  Kanun ile mevzuaatımıza girmiştir.

Çevre, canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları biyolojik, fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamı ifade etmektedir. İmar ise kişinin içinde yaşadığı  fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak amacıyla hazırlanan  yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlayan kurallar manzumesidir. Bu durumda  kişi  imar mevzuatına aykırı davranmak suretiyle  imar kirliliğine neden olmakta dolayısıyla  çevreye karşı da zarar vermektedir.

Bu nedenle, “İmar Kirliliğine Neden Olma” suçu ile    korunan  hukuki değer olarak karşımıza ”çevre” çıkmaktadır. Nitekim bu suç Türk Ceza Kanununda “Çevreye karşı suçlar” başlıklı bölüm altında “çevrenin kasten kirletilmesi”, “ çevrenin taksirle kirletilmesi” ve “ gürültüye neden olma” suçları ile birlikte düzenlenmiştir.

Suç teorisine gore, suçun maddi unsurunun varlığından söz edilebilmesi için, fiilin kanundaki tanıma uygun olması gerekir. Fiil kanundaki tanıma uygun değilse, zaten ortada suçun maddi unsuru yoktur. Çalışma konumuz olan  suçun konusunun özetle imar mevzuaatına ayırı davranış ve haller olduğu kşkusuzdur.  O halde  bu suça konu  fililin kanundaki tanımını belirlemek  için sayılı  Kanuna müracat etmek durumundayız.

Bu itibarla imar kirliliğine ilişkin  bir uygulama yaparken her iki düzenleme  hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Nitekim yasa koyucu bu hususu gözeterek, İmar Kanunu uyarınca uygulanacak “idari yaptırmlarla” ilgili olarak madde “Yukarıdaki fıkralar uyarınca tahsil olunan idari para cezaları, aynı fiil nedeniyle 26/9/ tarihli ve sayılı Türk Ceza Kanununun üncü maddesine göre mahkûm olanlara faizsiz olarak iade edilir.” şeklinde bir düzenlemeye yer vermek suretiyle bu konuya dikkat çekmiş  yaşanacak haksızlıkların önüne geçmeye çalışmıştır.

Çalışmamızda  TCK’nın maddesinde düzenlenen ”İmar Kirliliğine Neden Olma” suçu daha çok uygulayıcılara dönük olarak irdelenecektir. Söz konusu madde konusu itibarıyla üç ayrı suç tipine ilişkin düzenleme öngörülmüştür. Bunlardan birinci tipi, ”kaçak bina ”yapma” veya ”yaptırma” suretiyle  imar kirliliğinine neden olma” suçu ,ikinci tipi, ”ruhsatsız inşaat şantiyelerine elektrik, su veya telefon bağlantisi yapilmasina müsaade etmek suretiyle  imar kirliliğinine neden olma” suçu ve üçüncü tipi ”ruhsatsız binalarda sinai faaliyet icrasina müsaade etmek suretiyle  imar kirliliğinine neden olma” suçu olarak tanımlayabiliriz  İncelememizi sadece birinci suç tipi ile sınırlı tuttuğumuzdan, makalemizin başlığını “Kaçak Bina Yapma Veya Yaptırma Suretiyle  İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu” olarak belirleledik.

Bu amaçla öncelikle konunun daha kolay anlaşılması için imar hukukunu ilgilendiren görece teknik karekterli kavramlar açıklanacak. Ardından konunun mevzuat boyutu ve suç teorisi bağlamında suçun unsurları ana hatlarıyla irdenelecek, son olarak uygulamada sıklıkla karşılaşılan sorunlar,özellikle bozmaya konu olmuş hususlar yargı kararları ışığında irdelecektir. Ayrıca kaçak inşai faaliyetler, gerçekleştiği arazinin niteliğine göre farklı kanuni rejimlere tabi olacağından, ilgili özel kanunlardaki düzenlemelere ilişkin açıklamalara da yer verilecektitir.

1. YASAL DÜZENLEME ve  İLGİLİ KAVRAMLAR

Konuyla ilgili mevzuat  ve  açıklaması ana hatlarıyala ortaya konulmuştur.

TCK İMAR KİRLİLİĞİ

Kanun metninde, suçun oluşabilmesi için ”ruhsatsız” veya ”ruhsata aykırı” imalatın olması, bu imalatın ”bina” niteliğinde olması ve inşai faaliyetin ”belediye sınırları içinde” yada ”özel imar rejimine tabi olan yerlerde” gerçekleşmesi gerektiği ifade edilmiştir.

TCK-MADDE       :

”Bu hükmün yürürlük tarihi:

(1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

(3) Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(4) Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır.

(5) Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.

(6) İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, 12 Ekim tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.”

funduszeue.infoA : Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapmak veya yaptırmak.

funduszeue.infoA : Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade etmek.

funduszeue.infoA : Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade etmek suç olarak düzenlenmiştir. Bu yazimizda 1. fıkra da düzenlenen yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapmak veya yaptırmak suçu üzerinde duracağız.

Anayasa Mahkemesi tarihLİ ve /11 ESAS. /29 KARAR SAYILI kararında ”yapı ruhsatını” : “Kim tarafından hangi ada ve parselde ne tür bir inşaat yapılmasına izin verildiğini ve bu maksatla ödenmesi gereken harç ve vergilerin de yatırılmış bulunduğunu gösteren belgedir.” Şeklinde tanımlamıştır.

TCK’nin maddesinde ”İmar Kirliliğine Neden Olma” suçunun 12 Ekim tarihinden önce yapılan binaların madde kapsamında olmadığı düzenlenmiştir. Bu tarihten önce ”tamamlanmış” olan yapılar bakımından suç oluşmaz. 12 Ekim tarihinde tamamlanmamış vaziyette olan yapılara bu tarihten sonra devam edilmezsesuç oluşmaz. Yargıtay bu tarihten sonra binayı tamamlamaya yönelik olan basit tadilatların dahi suçu oluşturduğuna hükmetmektedir. 12 Ekim tarihine kadar tamamlanmış pencereleri dahi takılmış olan binalara kanunun yürürlük tarihinden sonra sadece sıva-boya yapılmasının suçu oluşturduğuna dair çok sayıda yargı kararı bulunmaktadır. Yargıtay 12 Ekim 'ten çok önce ruhsatsız olarak tamamlanmış binalarda yapılan esaslı tadilatlarin suçu oluşturmadığına hükmetmektedir.

Örneğin yürürlük tarihine kadar sıvası hiç yapılmamış bir binaya bu tarihten sonra sıva yapmak suçu oluşturmakta ama bu tarihten önce sıvaları dahil tamamlanmış bir binada yıpranan sıvalarda tadilat yapmak suçu oluşturmamaktadır.

Bilirkişi raporunda ismi açıklanmayan tanık ile yapı tatil tutanağı mümzileri ve inşaatın yakınındaki komşular dinlenerek, tarihinden sonra binanın yapımına devam edilip edilmediğinin araştırılması ve inşaatta yapıldığı belirtilen sıvanın inşaatın devamı niteliğinde ilk kez mi, yoksa sıvada değişiklik ya da onarım biçiminde mi gerçekleştirildiğinin belirlenmesi, bilirkişi raporunda inşaatın yapım tarihinin tespitinde hangi teknik verilere dayanıldığı açıklatılarak sıvanın inşaatı devamı niteliğinde olduğu belirlendiği takdirde hükümlülük, onarım niteliğinde olması halinde ise beraat kararı verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz gerekçe beraate hükmolunması, ( Yargıtay funduszeue.info Dairesi'nin tarih, / E/K.)

Benzer şekilde 12 Ekim tarihine kadar kaba inşaatı bitmiş bir yapıyı tamamlamak üzere yapılan ruhsat dahi gerektirmeyen ancak inşaatın devamı niteliğininde olan ince inşaat işlerinin de suçu oluşturduğuna hükmedilmektedir.(Yargıtay Ceza Dairesi Tarih, / Esas ve / Karar).(Yargıtay Ceza Dairesi Tarih, /38 Esas ve / Karar)

Sayılı İmar Kanununun 5. Maddesinde:

YAPI  : Karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik tesislerdir.

BİNA  : Kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır.” şeklinde tanımlanmıştır.

İmar Kanununa göre ”bina” vasfında olmasa da yukarıdaki ”yapı” tanımına giren imalatlar ve hatta tadilatlar dahil belli istisnalar dışındaki her inşai faaliyet ruhsat (izin) alınmasını gerektirir.

”TCK İmar Kirliliğine Neden Olma” suçunda, inşaatın ruhsatsız (izinsiz) olmasının yanında ”yapı” değil ”bina” niteliğinde olması gerektiği belirtilmiştir. ”Yapı”, ”bina” dan daha geniş bir kavramdır. Her bina bir yapıdır ancak her yapı bina değildir.

İmar Kanununa  göreruhsat gerektirmesine rağmen ruhsatsız olarak: havuz, köprü, tünel, iskele,  yol, çadır, merdiven, istinat duvarı, kanalizasyon, vs. yapanlar bu hukuka aykırı eylemleri nedeniyle idari para cezası, yıkım gibi yaptırımlarla muhatap olsalar da, kaçak yapıları ”bina” kapsamına girmediğinden TCK anlamında sorumlulukları doğmayacaktır.

Binanın yukarıdaki tanımından da görüleceği üzere kendi başına kullanılabilen, ”kapalı alan” oluşturan yapılar bina kapsamına girmektedir. Bina sayılmayan yapılar ve esaslı tadilatlar suçun kapsamı dışındadır. İmar Kanununa göre geçici nitelikte olan ”şantiye binaları” ruhsata tabi olmadıklarından suça konu olmazlar. Geçici nitelikte olan şantiye binaları kaldırılmadıkları sürece ana binaya iskan verilmez. Şantiye binası olduğu iddia edilse de ”kalıcı nitelikteki malzemelerden” veya ”gereğinden büyük” inşa edilmişlerse suç oluştururlar.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun / E. / K. Sayılı kararında, İmar Kirliliğine Neden Olma suçunun oluşabilmesi için gereken şartlar tartışılmış ve kaçak yapıların bina niteliğinde olması ve bina kabul edilebilmesi için de:

1-Binanın taşıyıcı unsurlarını etkilemesi veya,

2-Kapalı alan kazanma niteliğinde olması gerektiğine hükmedilmiştir.

”Kapalı alan kazanımı” ifadesinden ne anlaşılması gerektiğini birkaç yargı kararıyla açıklayalım.

Yargıtay 4. Ceza Dairesi / E. / K. Sayılı kararında : Apartman dairesinin teras balkonunun pvc ve camla kapatılması olayında, binanın mevcut bir alanının kapatılmasının yeni bir alan kazanımı olarak nitelendirilemeyeceği ve pvc ile balkon kapatmanın ”bina” niteliğinde olmadığı gerekçesiyle suçun oluşmadığına karar vermiştir.

Yargıtay 4. Ceza Dairesi / E. / K. Sayılı kararında : İşçilerin yatması için basitçe tuğla duvar örülüp üzeri sac ile kapatılan birkaç metrekarelik bir imalatın ”bina” niteliğinde olduğuna ve suçun oluştuğuna hükmetmiştir.

Mevcut alanı kapatmak yada metrelerce duvar örmek ”bina” tanımına uymadığından suç oluşmamakta fakat 4 tarafı ve üstü kapalı bağımsız olarak kullanılabilen çok basit yapılar ”bina” sayılarak cezalandırılmaktadırlar.

İmara aykırı inşai faaliyetin kendisinin ”bina” niteliğinde olmadığı ancak ruhsatlı bir bina üzerinde gerçekleştiği durumlarda alan kazanımı söz konusu olmasa da ”binanın taşıyıcı unsurlarının etkilenmesi” hallerinde de suçun oluşacağına hükmedilmiştir.

Bu durumda, inşa edilen bir bina yoktur fakat var olan hukuka uygun bir binada yapılan işlemler nedeniyle binanın taşıyıcı unsurlarının olumsuz etkilenmesi neticesinde binanın taşıyıcı unsurları, başka bir ifadeyle statiği zayıflamıştır. Yeni bir bina inşa edilmeyip var olan hukuka uygun bir binanın zayıflatılmasının da suçu oluşturduğu kabul edilmiştir. Kolonların kesilmesi ya da yasal olarak gerekli tüm izinler alınarak başlanan bir binanın statik projeye aykırı olarak daha zayıf kolonlarla inşa edilmesi bu duruma örnektir.

TCK ’ün 4. Fıkrasında, suça konu inşai faaliyetler ancak belediye sınırlarında ve özel imar rejimine tabi yerlerde gerçekleşmesi durumunda cezalandırılabilecektir.Mücavir alanlar” belediye sınırı kapsamında olmadıklarından mücavir alanlarda kaçak bina yapanlar bu suçun faili olmazlar. Köylerde yapılan ”bina” niteliğindeki yapılar da suça konu olmazlar.

“funduszeue.info Büyükşehir Belediyesinin 20/09/ tarihli yazısına göre suçun işlendiği demirci köyünün belediye sınırlarında değil, mücavir alanda kaldığının belirtilmesi ve Tck'nın /4. Maddesinin; "üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır" hükmü uyarınca mücavir alanda anılan maddenin 1.Fıkrasının uygulanamaması karşısında, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması…(Yargıtay 4. Ceza Dairesi 20/12/, / E., / K)”

Kanun metninde geçen, ”özel imar rejimine tabi yerler” ile Organize Sanayi Bölgeleri, Kıyı Kanunu, Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Boğaziçi Kanunu gibi özel kanunlarla imar rejimleri düzenlenen yerler ifade edilmiştir.

İmar Kirliliğine Neden Olma suçunun mağduru ”toplum” dur. Suçun gerçekleştiği yere göre suçtan zarar gören olarak da belediye veya valilik katılan sıfatıyla yargılamaları takip etmektedirler.

TCK Madde 66/1'e göre ”dava zamanaşımı” 8 yıldır. TCK Madde 68/1'e göre ”ceza zamanaşını” 10 yıldır. Zamanaşımı gerçekleşmesine rağmen ceza verilir ve bu ceza temyiz edilmeden kesinleşirse; ”Kanun Yararına Bozma” yoluna başvurularak, kararın bozulması, davanın düşürülmesi ve eğer infaz edilmemişse cezanın infazının engellenmesi sağlanabilir.

İmar Kirliliğine Neden Olma suçunun faili bir yıl veya daha kısa süreli bir hapis cezası alırsa 65 yaşından büyükse ve daha önce hapis cezasına mahkum edilmemişse TCK m. 50/3 gereği aldığı cezanın, adli para cezası gibi seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunludur.

Belediyeler veya diğer yetkili idareler kaçak yapılara işlem yapmayıp göz yumduklarında, yıkım kararlarını uygulamadıklarında TCK Madde ”Görevi Kötüye Kullanma” suçundan yargılanacaklardır.”Belediyenin yeterli makine ve ekipmanının bulunmaması ve mali yönden zayıf olmaları gerekçeleri ceza verilmesine engel olmamaktadır.(Yargıtay 4. Ceza Dairesi / E. / K.) Ancak hakkı olmayan bir yere bina yapma izni verilmesi İmar Kirliliğine Neden Olma suçundan yargılanmalarını gerektirir.

İmar Kirliliğine Neden Olma suçunun soruşturulması şikâyete tabi olmayıp, herkes tarafından ihbar edilebileceği gibi resen de takip edilebilir.

2. UYGULMADA SIKLIKLA KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE BOZMA NEDENLERİ

Bu suçun uygulamsı sırasında bazı sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bunlar imar, inşaat fen sahasında görece teknik bilgi alınmasını ve bazı kavramların bilinmesini gerektirir.  Yanı sıra Yüksek Mahkemenin  konuya bakış açısının ve   içthatlarının  bilinmesi  hakkaniyete  ve hukuka uygun olarak karar verilmesine katkı sağlayacağı tartışmasızdır.  Böylece yargılamaların gereksiz uzamasına ve ilgililerin hak kayıplarına uğramasının önüne geçilebilmesine katkı sağlanması amaçlanmaktadır.

(Bu amaçla suçun oluşmadığı hallere konu içthatlar aşağıda belirtilmiştir.)

İmar Kanununa göre her ”yapı” ruhsata tabidir. Bunun tek istisnasını ruhsat gerektirmeyen ”basit tadilatlar” oluşturur. İmar Kirliliğine Neden Olma suçu kapsamına sadece ”bina” niteliğindeki ruhsatsız yapıların girdiğini yukarıda detaylarıyla açıklamıştık. Mevzuatta ”yapı” ve ”bina” kavramlarının sadece genel olarak tanımının yapılmasıyla yetinildiğinden, hangi yapıların bina sayılacağı konusu yargı kararlarıyla şekillenmektedir.

Yargıtay bir kararında 38 metre uzunluğunda yığma tuğla duvarın ”bina” sayılmadığına ve izinsiz duvar örmenin kanundaki bina tanımında yer alan ”üzeri kapalı” olma şartını taşımadığından İmar Kirliliği suçunu oluşturmadığına hükmetmiştir.(Yargıtay 4. Ceza Dairesi 05/03/, / E. / K.) ”

Ruhsatlı binanın çatısının çelik konstrüksiyon malzeme kullanarak kapatması olayında da, yapının bina vasfında olmaması ve yapıda kullanılan hafif malzemelerin taşıyıcı unsurları etkilememesi nedeniyle suçun oluşmadığı kabul edilmiştir. (Yargıtay funduszeue.info Dairesi / E.  / K.)”

Yargıtay, balkonların pvc ve cam ile kapatılmasının ”bina” niteliğinde olmadığına hükmetmektedir.Balkonun kapatılması ve balkon ile oda arasındaki duvarın yıkılması suretiyle odanın büyütülmesi şeklindeki imalatlarda bina sayılmamaktadır. Ancak bu durumda yıkılan duvarların binanın taşıyıcı sistemini etkileyip etkilemediğinin tespiti için bilirkişi raporu alınması ve rapor sonucuna göre karar verilmesi gerektiğine hükmedilmektedir. Oda ile balkonu ayıran duvar, perde duvar değilse, ve duvarın kaldirilmasi işleminde kolonlara zarar verilmemişse, balkonun kapatılıp odaya dahil edilmesi eyleminin İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunu oluşturmadığına hükmedilmektedir. Balkon kapatılırken kullanılan malzemenin PVC, ahşap, aleminyum vs. olması önem arzetmemektedir. Önemli olan kullanılan malzemenin hafif olması ve binanın statiğini etkilememesidir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi Tarih ve / E. / K.).

Benzer şekilde bir binanın zemin katındaki iki dükkanın arasındaki duvarın kaldırılarak tek dükkan haline getirilmesi olayında da; mevcut alana ilave yeni alan kazanımı olmadığı ve taşıyıcı sistemin olumsuz etkilenmediği gerekçesiyle suçun oluşmadığına hükmedilmiştir. (Yargıtay funduszeue.info Dairesi / E. / K.)

Dükkan kepenklerinin de İmar Kirliliğine Neden Olma suçunu oluşturmadığı kabul edilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 29/11/ tarihli, / Esas  / Karar

Gayrimenkul Vasfı Taşımayan, zemine herhangi bir şekilde bağlı olmayan, temelsiz, imalatı ve kullanımı için ruhsat gerekmeyen üç adet konteynerin ”bina” vasfında olmadığına hükmedilmiştir. (Yargıtay4. Ceza Dairesi / E. / K.)


Subasman seviyesini aşmayan zemin terası genişletmesi, üzerine pergola yapılsa dahi ruhsata tabi olmadıklarından suç oluşmayacaktır. (Danıştay Dairesi / E. / K.)

Temelsiz yapılar ”bina” niteliğinde sayılmadığından ”zemin üzerine temelsiz olarak yerleştirilen ”büfenin” suçu oluşturmadığı kabul edilmiştir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi /E. /K.)

Yıkılan çatının yeniden yapılması olayında da, yeniden inşa edilen çatının projesine uygunluğunun incelenmesi ve uygun değilse de yeni çatının ”bina” niteliğinde olup olmadığına göre hüküm kurulması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi / E. / K.)

Projeye aykırı açık teras yapılması da suçu oluşturmamaktadır. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi / E. / K.)

Yargıtay 4. Ceza Dairesi / E. / K. Sayılı kararında: İstanbul İmar Yönetmeliğinde açık çıkmaların ruhsat gerektirmeden kapalı olarak yapılabileceğinin belirtilmesi karşısında, yönetmelikteki bu tanıma uygun olarak inşa edilen kapalı çıkmaların, kapalı alan oluşturmalarına rağmen bina sayılmayacağına hükmetmiştir. Buradan bu suçun yargılamasında belediyelerin imar yönetmeliklerinin incelenmesinin önemi ve gerekliliği anlaşilmaktadir. Belediyelerin imar yönetmeliklerinde; çatılar, çıkmalar, bahçe duvarı yükseklikleri, kış bahçeleri ve benzeri yapılar hakkında, ruhsat muafiyeti ya da belli hakların genişletilmesi gibi düzenlemeler de bulunur.

Ruhsatlı yapılması gereken bir yapı türü hakkında ”ruhsat-izin şartının” belediye imar yönetmeliğiylekaldırılması halinde yapıyı yapan ya da yaptıran kişilere ”izinsiz yapı” inşa etmeleri sebebiyle ceza verilemez.

Ancak bu husus tespit edilip mahkemeye sunulmaz ise muhtemeldir ki yargılamada değerlendirilmeyecek ve cezaya hükmedilecektir. Buna benzer muafiyetlere imar plan notlarında da sıklıkla rastlanmaktadır. İmar Kirliliğine Neden Olma suçundan yargılananların, yargılama konusu yapı açıkça bina niteliğinde değilse yönetmelik ve imar plan notlarında bir inceleme yapmaları faydalı olabilir.

Koruma Amaçlı İmar Plan notlarında da sit alanlarındaki yapılaşma şartları ile ilgili benzer muafiyetler getirilebilmektedir. Sayılı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa muhalefetten yargılananların taşınmazın ilgili olduğu Koruma Amaçlı İmar Planını dikkatlice incelemeleri yargılamada işlerine yarayabilir.

Koruma Amaçlı İmar Plan Notlarında özellikle 2. ve 3. Derece Sit Alanlarında yapılaşma ile ilgili izinlerin Kültür Veya Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarından değil Belediyesinden alınacağına dair muafiyet hükümlerine sıklıkla rastlanmaktadır. Taşınmazın bulunduğu sit alanında koruma bölge kurulundan izin şartı kaldırıldığında Sayılı Kanuna muhalefet suçu oluşmayacaktır. İzin şartı kaldırılan bir yerde izin alınmadı diye ceza verilmesi haksızlık olur. Tabi kuruldan izin alınması şartının kaldırılması nedeniyle sayılı kanun bakımından suçun oluşmaması, ilgili belediyeden yada valilikten izin alınması şartını kaldırmaz. Kaçak yapı belediye sınırları içindeyse ya da özel imar rejimine tabi bir alandaysa eylem TCK kapsamında değerlendirilir.

İmar yönetmeliği ve plan notlarındaki muafiyetler açıkça bina niteliğindeki yapılar için değil genellikle, çatı, duvar ve esaslı tadilatlar gibi binanın unsurlarına ilişkindir. Ancak Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve Kıyı Kanunu gibi kaçak inşaatın suç olarak düzenlendiği kanunlarda ”bina” niteliğinde olmayan ”yapı” vasfındaki imalatlar ve hatta basit tadilatlar dahi suç olarak düzenlendiğinden İmar Yönetmelikleri ve Plan Notlarının kontrol edilmelerinde fayda görüyoruz.

3. SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ ŞEKİLLERİ

TEŞEBBÜS

TCK MADDE /1’de düzenlenen , ”ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı bina yapmak” suretiyle İmar Kirliliğine Neden Olma suçuna, teşebbüsün mümkün olup olmadığı konusu öğretide tartışmalıdır. Bazı görüşler henüz tamamlanmadan tespit edilip durdurulan inşaat bina seviyesinde değilse, temel seviyesindeyse vs., teşebbüs hükümlerinin uygulanmasi gerektiğini savunmaktadır.

Yargıtay suçun oluşması için binanın tamamlanma şartını aramamakta ”bina inşaatına fiilen başlanmasını” yeterli saymaktadır. ( Yargıtay 4. Ceza Dairesi 15/06/ tarih ve / E. / K. sayılı ilamı).

Toprak zemin üzerine kalıcı nitelikte beton dökülmek suretiyle yapılan inşai faaliyetin, TCK'nın maddesinde tanımını bulan, teşebbüse elverişli olmayan suçu oluşturduğu”, (Yargıtay 4. Ceza Dairesi T. , E. /, K. /)

İŞTİRAK

Kişilerin tek başına işleyebileceği bir suçu birden fazla kişi aralarında anlaşarak beraber işlemeleri durumunda iştiraktan bahsedilir.

Arsa sahibinin arsasında ”bina” yapması için bir kimseye müsade etmesi durumunda arsa sahibi suça iştirak eden olarak cezalandırılır. (Yargıtay funduszeue.info Dairesi / Esas / Karar)

Arsa sahibinin inşaat yapması için anlaştığı müteahhitin ”ruhsatsız veya ruhsata aykırı” bir bina inşa etmesi halinde arsa sahibinin de cezalandırılması için yapılan inşaatın ”ruhsatsız veya ruhsata aykırı” olduğunu bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerekmektedir. Kaçak inşaata yakın bir yerde ikamet etmesi veya buna benzer bir durum varsa, ”bilebilecek durumda olduğu” kabul edilir ve cezalandırılır. Kişinin kaçak inşaattan haberdar olduğunu düşünmeyi gerektirecek bir durum yoksa, bilmediğini ortaya koyacak ispat vasıtaları bulması gerekecektir. Müteahhit ile yaptığı sözleşmede ”ruhsat alınmadan inşaata başlanmayacağı” açıkça yazılması vb. durumlarda, aksine bir bulgu yoksa, ”suç ve cezaların şahsiliği ilkesi” gereği arsa sahibine ceza verilmez.

Kiracı tarafından taşınmaza bina niteliğinde bir ekleme yapılırsa, taşınmaz malikinin de cezalandırılıp cezalandırılmayacağı konusunda; kira sözleşmesi ve bilmeme veya bilebilecek durumda olmama kapsamında bir değerlendirme yapılacaktır.

Kaçak binanın yapılmasına maddi destekte bulunanların da suçtan sorumlulukları değerlendirilmelidir.

Tüzel kişi adına hareket eden, tüzel kişi yetkilileri, tüzel kişi yararına ruhsatsız bina yaptırırlarsa birlikte ya da tek başına suçtan sorumlu tutulurlar. Ancak İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunu işleyen tüzel kişiler hakkında bir güvenlik tedbiri öngörülmediğinden bu suçta sadece yetkililerin cezalandırılması ile yetinilir.

Madde gerekçesinde binayı inşa eden yüklenici , taşeron , usta , kalfa ve inşaat sahibinin fail olarak sorumlu tutulacağı belirtilmiştir. "Fail” burada suça konu eyleme iştirak eden kişiyi ifade etmektedir. Taşeron ile yapı maliki arasında bir iştirak iradesi varsa fail olarak birlikte sorumludurlar. Ancak müteahhit gibi ruhsat araştırması yapması gerekmeyen usta ve kalfaların suçtan sorumlu tutulmaları haksızlığa neden olabilir. Binayi inşa eden usta ve kalfalar bir müteahhide bağlı olmadan tek başlarına çalışıyorlarsa, ruhsat almadıklarını bilmemeleri mümkün olmadığından suçun faili olacaklardır.

Yargıtay’da usta, kalfa ve işçiler açısından suçun oluşması için ruhsat ve imar planına aykırılığın ”bilindiğinin” ispatlanmasını aramaktadır. Ruhsat almayan müteahhitin, ustaları bu durumdan haberdar ettiği ispatlanamazsa ceza verilmemesi gerekir. (Yargıtay 4. CD tarih / E. ve / K.)

İÇTİMA

Bu suç için özel bir içtima hükmü düzenlenmediğinden, genel hükümler uygulanır.

Aynı suç işleme kararıyla, birden fazla kez İmar Kirliliğine Neden Olma suçu işlenirse zincirleme suç hükümleri uygulanır ve faile her suç için ayrı ayrı ceza verilmeyip, tek suç üzerinden artırılarak ceza uygulanır.

Kaçak binanın ilgili idare tarafindan tespit edilip mühürlenmesinden sonra inşaata devam edilmesi durumunda zincirleme suç hükümleri uygulanarak tek bir suçtan artırılarak ceza verilir. Ancak iddianamenin düzenlenmesi hukuki kesinti sayılır ve iddianame tarihinden sonra inşaata devam edildiği tespit edilirse iddianameden sonraki inşai faaliyetler ayrı bir suç oluşturur ve iki ayrı suçtan ceza verilir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi. 27/04/, / E., / K.)

Yargıtay, yüklenicinin aynı anda birden fazla komşu parsel sahibiyle anlaşma yapıp inşaata başlaması durumunda, her malik ile ayrı ayrı yapılan sözleşmelerin her birinin bağımsız bir suç işleme kastı ve ayrı bir Imar Kirliliğine Neden Olma suçu  oluşturduğunu kabul etmektedir. (Yargıtay 4 Ceza Dairesi T. , / E.  / K.)

Kaçak inşai faaliyet Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında olan sit alanlarında veya korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının koruma alanlarında gerçekleşmişse TCK ve Sayılı Kanunun maddesi birlikte gündeme gelecektir. Bu durumda özel kanun olan olan sayili kanunun hükümlerinin uygulanmasi gerekir. Yargıtay TCK kapsamındaki eylemlerin koruma alanlarında gerçekleşmesi durumunda TCK 44 fikri içtima kurallarının uygulanmasına ve sadece daha ağır ceza gerektiren Sayılı Kanuna göre cezalandırma yapılmasına hükmetmektedir. (Yargıtay 4 Ceza Dairesi T, / E. / K.) Benzer (Yargıtay Ceza Dairesi / Esas / Karar)

Kaçak yapının mühürlenmesinden sonra inşaata devam edilmesi durumunda mühür bozma suçu da gündeme gelecektir. Bu durumda mührün bozulması ayrı bir suç oluşturur ve gerçek içtima kuralları uygulanarak her iki suçtan ayrı ayrı ceza verilir. (Yargıtay funduszeue.info Dairesi. / E. /K. ) Benzer (Yargıtay funduszeue.info Dairesi /E. Ve / K.)

Mühür Bozma suçunda şekle değil esasa göre değerlendirme yapılmaktadır. Başka bir ifadeyle; ilgili idare tarafından kaçak yapıya asılan mühürün koparılması suçu oluşturmamakta ancak mührün bozulmadan muhafaza edilmesine rağmen inşaata devam edilirse suç oluşmaktadır. Yine kaçak yapıyı ortadan kaldırmaya yönelik faaliyetler de mühür bozma suçunu oluşturmaz.  Kısacası sadece mührün konuluş amacına aykırı hareket edilmesiyle suç oluşur.

Burada kaçak yapıyı ortadan kaldırmaya yönelik yıkım gibi eylemlerin izin-ruhsat gerektirmesi durumunda, gerekli izinler alınmadan yapılan eski hale getirme eylemlerinin başkaca cezai sorumluluklar getireceği dikkat etmek gerekir.

Mühür Bozma suçu sıklıkla İmar Kirliliğine Neden Olma Suçuyla birlikte anılır. Mühür Bozma suçunun oluşabilmesi için yasal dayanağının doğru olarak tespit edilmesi gerekir. Belediye Sayılı İmar Kanununa göre yapması gereken bir mühürlemeyi Gecekondu Kanunu vs. başka bir yasal dayanakla gerçekleştirirse mühürleme işlemi iptale tabi olacaktır. (Danıştay Dairesi / E. /K.) İptal durumunda da suç oluşmayacaktır.

ETKİN PİŞMANLIK

TCK MADDE /5’te: ”Birinci ve ikinci fıkralar yönünden ruhsatsız ya da ruhsata aykırı binaların imar planına ve ruhsata uygun hale getirilmesi ile kamu davası açılamaz, açılmış bulunan dava düşer, mahkûm olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.” denmektedir.

Buna göre imara aykırılık soruşturma evresinde giderildiğinde ”kovuşturmaya yer olmadığı”, kovuşturma evresinde giderildiğinde ”düşme” kararı verilecektir.

İmar Kirliliğine Neden Olma suçundan dolayı cezaya mahkum olan bir kimse hakkındaki karar kesinleşse ve hatta cezanın bir kısmı ya da tamamı infaz edilse dahi imara aykırılığı giderirse, hakkında hükmedilen ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkacak ve bu suç bakımından adli sicili de temizlenecektir.

İmar Kirliliğine Neden Olma suçunun faili hakkında ”Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması” kararı verilip verilemeyeceği konusunda Yargıtayın çelişkili kararları bulunması sebebiyle bu konu tartışmalara neden olmuştur. Bu suçta hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceğine hükmedilen kararlarda gerekçe olarak TCK /5 etkin pişmanlık hükümleri belirtilmektedir.

Yargıtay çok sayıda kararında, İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda ”Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması” kararının verilebileceğine hükmetmiştir. Ancak aksi yönde de kararlar çıkmaya devam etmektedir.

”T.C.Y.'nın /5 maddesinde yer alan etkin pişmanlık ve C.Y.Y.'nın maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulama olanağının, birbirinden bağımsız olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Biri diğerinin ön koşulu sayılamayacağı gibi uygulanmasına engel de oluşturmamaktadır.” (Yargıtay funduszeue.info Dairesinin tarih, / esas, / karar) Benzer(Yargıtay funduszeue.info Dairesi , tarih , / E. , / K)

Yargıtay bir başka kararında, HAGB kararı verilip kesinleşmesinden sonra gerçekleşen etkin pişmanlık başka bir ifadeyle imara aykırılığın giderilmesi durumunda HAGB kararının kesinleşmesi ve hükmedilen 5 yıllık denetim süresinin ortadan kaldırılmasına ve davanın düşürülmesine karar vermiştir. (Yargıtay funduszeue.info Dairesi / Esas ve / Karar)

CMK Madde ’de Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı verilebilmesi için kamunun uğradığı zararın giderilmesi koşulu getirilmiştir. Yargıtay İmar Kirliliğine Neden Olma suçunda ”kamunun değil toplumun zararına hareket edileceği gerekçesiyle, zararı giderme koşulunun bu suç bakımından bir öneminin bulunmadığı” görüşündedir.(Yargıtay 4. Ceza Dairesi tarihli / E. ve / K.) Bu suçta HAGB kararı vermek için zararın giderilmesi şartı aranmaz.

İmara aykırılıkların giderilmesi etkin pişmanlık kapsamında değerlendirilir. Hatta yapının belediye tarafindan yıkılması durumunda fail belediyenin yıkım masraflarını öderse etkin pişmanlıktan yararlanabileceği kabul edilmektedir. (Yargıtay 4 Ceza Dairesi 04/11/ / E. /K.) (Yargıtay 4 Ceza Dairesi ,  / E.  /K.) (Yargıtay 4 Ceza Dairesi / E.  / K.) (Yargıtay 4 Ceza Dairesi / E.  / K. )

Yıkım masraflarının ödenmesi durumunda etkin pişmanlıktan faydalandırılmanın tartışıldığı Yargıtay içtihatlarında, idarenin yaptığı yıkım masrafını cebri icra ile tahsil ettiği durumlarda, failin bedeli ödemek zorunda kaldığı, cebren ödeme yapmanın etkin pişmanlıktaki ”pişmanlık” şartını gerçekleştirdiğinin kabul edilemeyeceği gerekçesiyle failin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandırılmaması gerektiğine hükmetmektedir. (Yargıtay 4 Ceza Dairesi /E.  / K.)

Suça konu kaçak binanın yıkılıp eski haline getirilmesi ya da ruhsatlandırılması neticesinde etkin pişmanlık hükümlerine göre ceza davasının düşmesine karar verildiğinde, sanık aleyhine vekalet ücretine ve yargı giderlerinin ödetilmesine hükmedilmez. Ancak suçtan mahkum olunursa yargılama giderleri sanığa yüklenecektir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu / E. /92 K. )

4. ÖZEL KANUNLARLA İLGİLİ UYGULAMA

İmar Kirliliğine Neden Olma suçunu oluşturan inşai faaliyetlerin; kıyı, orman, sit alanı vb. özel kanunlar kapsamında korunan yerlerde gerçekleşmesi durumunda ceza belirlenirken özel kanunlarda düzenlenen ceza hükümlerinin de dikkate alınması gerekmektedir.

SAYILI İMAR KANUNU

sayılı İmar Kanunu’nun maddesinin 7. fıkrasında; "Yukarıdaki fıkralar uyarınca tahsil olunan idari para cezaları, aynı fiil nedeniyle 26/9/ tarihli ve sayılı Türk Ceza Kanununun üncü maddesine göre mahkûm olanlara faizsiz olarak iade edilir.'' hükmü uyarınca, ruhsatsız veya ruhsata aykırı bina inşa etmesi nedeniyle para cezası verilen kişinin aynı zamanda imar kirliliğine neden olma suçundan dolayı mahkum olması durumunda, para cezası verilen kişi tarafından yapılacak başvuru üzerine, idari para cezası ödenmişse iadesi, ödenmemişse kaldırılması gerekmektedir. Bu düzenleme; ”aynı suçtan iki kez ceza verilemez (non bis in idem)” ilkesi kapsamındadır. Kişilerin tek eylem nedeniyle mükerrer olarak cezalandırılması engellenmek istenmiştir. Ancak yıkım TCK kapsamında değerlendirilmez.

Kabahatler Kanunu Madde 15/3   : ”Bir fiil hem kabahat hem de suç olarak tanımlanmış ise, sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabilir. Ancak, suçtan dolayı yaptırım uygulanamayan hallerde kabahat dolayısıyla yaptırım uygulanır.”  hükmü de bu kapsamdadır.

Anayasa Mahkemesinin tarih ve /1 Esas ve / Karar sayılı kararında ; Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı bir beraat hükmü olmayıp, yapılan yargılama sonunda eylemin suç ve sanığın suçlu olduğu tespit edilmekte ve bir mahkumiyet hükmü kurulmaktadır. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararından ”Beraat” kararının sonuçlarını doğurması beklenemez. ” değerlendirmesi yapılmıştır. Bu doğrultuda İmar Kirliliğine Neden Olma suçundan haklarında ”Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması” kararı verilenlerin de aynı eylem nedeniyle mahkum oldukları imar para cezalarını geri alabilmelerinin ya da ödememişlerse kaldırtabilmelerinin gerektiği kanaatindeyiz. Ancak Danıştay'ın aksi yönde kararları  mevcuttur.

SAYILI KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNU

Kanunun Maddesinde; İmar Kirliliğine Neden Olma suçunu oluşturan ”ruhsatsız bina ve esaslı tadilat yapma eylemi” için 1.fıkrada 2 yıl ila 5 yıl arasında ceza verilmesi düzenlenmiştir. Aynı eylem ile hem TCK hem de Sayılı Kanunun 65/1 maddesinin ihlal edilmesi durumunda fikri içtima hükümleri uygulanarak daha ağır cezayı gerektiren özel nitelikteki Sayılı Kanunun 65/1 maddesi uygulanır. Ancak Sayılı Kanunun 65/4 fıkrasında TCK anlamında suç oluşturmayan”basit tadilatlarında” cezalandırılmasına hükmedilmiştir. Koruma alanlarında gerçekleşen bina ve esaslı tadilat niteliğinde olmayan ”ruhsat gerektirmeyen basit tadilat” niteliğindeki imalatlar özel kanun hükümlerine göre cezalandırılacaktır.

Koruma alanlarındaki inşai ve fiziki müdahalelerin suç oluşturmaması için, Koruma Bölge Kurullarından izin alınması gerekir.

SAYILI KIYI KANUNU

Sayılı Kıyı Kanununun Maddesinde kıyılarda imara aykırılık düzenlenmiştir. Maddede TCK ’e atıf yapılmış ve İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunu oluşturan şartların Kıyı Kanunu kapsamındaki yerlerde gerçekleşmesi halinde cezanın 2 kat olarak uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Aynı maddede kıyılardaki kaçak yapılar için belirlenecek imar para cezalarının da bir kat artırılarak uygulanmasına hükmedilmiştir.

Yani İmar Kirliliğine Neden Olma niteliğindeki eylem kıyıda gerçekleşmişse iki kat ceza verilmelidir. (Yargıtay Ceza Dairesi / E. / K.)

Kıyı Kanununun Maddesinde: kıyıda ve uygulama imar planı bulunan sahil şeritlerinde duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engelleri oluşturanlara da ceza verileceği düzenlenmiştir. Yani TCK kapsamında ”bina” niteliğinde olmayan imalatlar hakkında Kıyı Kanununda da yaptırım öngörülmektedir.

Etkin pişmanlık bakımından, keşif yapılarak aykırılığa konu imalat ortadan kaldırılırken kıyının doğal yapısını bozup bozmadığı incelenmekte, aykırılık kıyının doğal dokusuna zarar verilmeden kaldırılmışsa beraat kararı verilmektedir.( Yargıtay 7. Ceza Dairesi / E. / K.)

SAYILI BOĞAZİÇİ KANUNU

Sayılı Boğaziçi Kanunununa göre yaptırım uygulayabilmek için kaçak imalatın ”bina” niteliğinde olması şartı aranmamış ve ”yapı” tanımındakı imalatlar içinde ceza uygulanabileceği düzenlenmiştir. Kanun metninde ”yapı” ”bina” ayrımının yapılmaması ve sadece ”yapılar” ifadesine yer verilip, kanuna tabi yerlerde kaçak yapı yapanlara ”1 aydan 6 aya kadar hapis cezası” düzenlenmesi uygulamada karışıklığa neden olabilmektedir. Bina sayılmayan ”yapı” niteliğindeki imalatlar için sayılı kanunun, ”bina” niteliğindeki inşai faaliyetler için fikri içtima hükümlerine göre ”1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası” düzenleyen TCK ’ün uygulanması gerekir. (Yargıtay 7. Ceza Dairesi / E. / K. Sayılı ve tarihli ilamı)

SONUÇ

İmar kirliliği yarattığı sonuçları itibarıyla, insanın içinde yaşadığı çevrenin sağlıklı ve dengeli kalabilmesini ve sürdürülebilir olmasını belirleyen en hayati olgulardan birisidir. Sınai ve teknoloji alanda yaşanan baş döndürücü gelişmelerin yarattığı doğa ve çevreye zararlı etkiler ile  aşırı nufüs artışı ve düzensiz kentleşme nedeniyle yaşanan olumsuz gelişmeler karşısında çevrenin korunması ve dolayısıyla imar kirliliğine neden olan  fiil ve davranışlarla etkili  mücadele günümüzde çok önemli bir hale gelmiştir.

Türkiye ölçeğinde düzensiz kentleşme ve imar kanunlarında fen ve tekniğe  dayalı olmaksızın, arizi ve kısa vadeli kaygılarla yapılan değişklikler karışında imar kirliliğine neden olan fiil ve davranışların öne geçilmesi  daha da önemli bir konudur.

Çevrenin sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmesi için çevrenin korunması hayati önem taşıdığı gerçeğinden hareketle, hukusal bağlamda, çevrenin etkin bir şekilde korunmasına yönelik düzenlemelerin başında, Anayasanın m. ve sayılı Çevre Kanunu ile  TCK’nın  ila  maddelerindeki düzenlemeler gelmektedir.

Çalışmamızda bunlardan sadece kaçak bina yapma veya yaptırma suretiyle  Imar Kirliliğine Neden Olma suçuna yönelik  TCK’nın /(1) fıkrasında yer alan düzenleme  incelenmiştir. Böylelikle  uygulamada sıklıkla karşılaşılan sorunlara yönelik yüksek mahkemenin  bakış açısını ve içtihatlarını gözeterek bir irdeleme yapılmak suretiyle özellikle uygulamacılara  ve konunun taraflarına karşılaştıkları sorunları çözme yolunda katkı sağlanmaya çalışılmıştır.

İMAR KİRLİLİĞİ SUÇUNUN OLUŞTUĞU HALLER

YARGITAY 

CEZA GENEL KURULU

ESAS :

KARAR: /

TARİH:

 

KARARIN ÖZETİ: Binada yapılan değişiklikler bakımından imar kirliliğine neden olma suçunun oluşabilmesi için; söz konusu değişikliklerin ya İmar Kanunu’nun 5. maddesi anlamında bina olarak nitelendirilmesi ya da yapılan esaslı tadilatların binanın taşıyıcı unsurunu etkilemesi gerekmektedir.

 

MADDİ OLAY:Suça konu taşınmazın 1. katındaki 5x metre ebatındaki ön balkonda plastik doğrama ile kapatılarak ve arka cephedeki L şeklindeki balkonda 1x metre ebatında duvar örülerek elde edilen kapalı alanın sayılı İmar Kanunu'nun 5. maddesinde yazılı yerlerden olmayıp bina vasfında bulunup bulunmadığı ve sanığın eyleminin TCK'nın /1. maddesinde yazılı imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturup oluşturmadığına yöneliktir.

 

 ASLİYE CEZA MAHKEMESİ KARARI

Asliye Ceza Mahkemesince bilirkişi raporu hükme esas alınarak, balkonları değişik şekilde kapatılarak binaya dahil etme eyleminin bina niteliğinde olmadığı ve yasal anlamda suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmiştir.

YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ KARARI

Beraat kararının katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince; somut olayda, taşınmazın 1. katındaki 5x metre ebatındaki ön balkonda plastik doğrama ile kapatılarak ve arka cephedeki L şeklindeki balkonda 1x metre ebatında duvar örülerek elde edilen kapalı alanın bina vasfına olduğu, ilave kullanım alanı kazandırdığı ve yapılmasının ruhsata tabi olduğu gözetilmeden, yerinde olmayan gerekçe ile beraat kararı verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına oy çokluğuyla karar verilmiştir.

Daire üyesi A. Kiriş; "Balkonları değişik şekilde kapatılarak binaya dahil etme eyleminin bilirkişi raporundanda anlaşılacağı üzere yasal anlamda suçun unsurlarınının oluşmadığı" görüşüyle karşı oy kullanmıştır.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞININ İTİRAZ KANUN YOLUNA BAŞVURUSU

Suça konu taşınmazın 1. katındaki 5x metre ebatındaki ön balkonda plastik doğrama ile kapatılarak ve arka cephedeki L şeklindeki balkonda 1x metre ebatında duvar örülerek elde edilen kapalı alanın TCK'nın /1. maddesinde yazılı 'bina' niteliğinde olmadığı kabul edilmelidir.

sayılı Kanun'un 5. maddesinde yer alan bina kavramı, 'Kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır.' şeklinde tanımlanması karşısında,

Aydın İli Kuşadası İlçesi Güzelçamlı Beldesinde bulunan Cilt 87 Sayfa 'te kayıtlı bulunan sayılı parselde metre kare olanda yapılan dubleks katlı ve ruhsatlı inşaatın, sanık tarafından satın alınmasından sonra onaylı projeye aykırı olarak ön balkon ve yan arka balkon kapatılarak odaya dahil edilmesi şeklindeki eylemin, ruhsatlı binanın bazı bölümlerinde onaylı projeye aykırı hareket edilmesi sonucunda gerçekleştirilen tadilatın yapı niteliğinde olduğu, bina kavramının bir bütün olarak algılanması gerektiği, binanın içinde yeni bir bina inşa edilmesinin söz konusu olamayacağı, balkonun önceden de kullanılan bir yer olduğu, sanığın balkonu odaya katmasının yeni bir kullanım alanı yaratmadığı, sanığın eyleminin sayılı İmar Kanunu'nun maddesine aykırılık oluşturduğu ve yetkili Belediye Başkanlığı tarafından yıkım kararı verilmesi suretiyle onaylı projeye aykırı yapının düzeltilebileceği kabul edilmelidir.

Onaylı projeye aykırı yapılan binanın, mevcut taban yüzölçümüne (örneğin metrekare inşaatın ruhsatı yerine daha fazla metre kare inşaat yapılması ya da mevcut metrekare inşaatın yanına ilave inşaat ve eklentiler yapılarak yeni kullanılabilecek ölçüde bir alanlar elde edilmesi) uygun olarak yapılmaması ve proje dışında yapılan ilave inşaatlarda ek kullanım alanının kazanılması durumunda TCK'nın /1. maddesinde yazılı suçun işlendiği kabul edilmelidir. Bina tanımı bir bütün olarak ele alınmalıdır. Binanın bir bölümünde yapılacak tadilat ve onarım niteliğindeki yapıların sayılı İmar Kanunu'nun 5. maddesi kapsamında kabul edilememelidir.

Onaylı projeye aykırı olarak evin iki odasının birleştirilmesi, iki dükkânın birleştirilerek tek dükkan yapılması, balkonların cam ya da PVC doğramayla bina içine ya da odaya katılması şeklindeki tadilatlar TCK'nın /1. maddesinde yazılı suçu oluşturmamalıdır.

Söz konusu eylemler sonucunda binanın bir bölümünün projeye aykırı şekilde inşa edilmesinin yapı niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. Eylemin, sayılı Kanun'un maddesi kapsamında esaslı onarım niteliğinde olduğu, ruhsata tabi bulunduğu ve kanuna aykırı hareket edildiğinden suça konu yapının, idari makamlarca yıkımına karar verilmesi gerekmektedir. Ayrıca sayılı Kanun'un maddesindeki idari yaptırım uygulanmalıdır. Söz konusu onaylı projeye aykırı nitelikte olan ve tadilat ve onarımları kapsayan ruhsatsız yapının TCK'nın /1. maddesinde yazılı bina niteliğinde olmadığı kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin tarihli ve sayılı kararında suça konu taşınmazın 1. katındaki 5x metre ebatındaki ön balkonda plastik doğrama ile kapatılarak ve arka cephedeki L şeklindeki balkonda 1x metre ebatında duvar örülerek elde edilen kapalı alanın bina vasfında olduğu, ilave kullanım alanı kazandırdığı ve yapılmasının ruhsata tabi olduğu gözetilmeden, yerinde olmayan gerekçe ile beraat kararı verilmesine yönelik kararının hukuka aykırı olduğu görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.

YARGITAY CEZA GENEL KURULU KARARI

Uyuşmazlığa konu TCK’nın maddesinin birinci fıkrasındaki suçun oluşabilmesi için failin yapı ruhsatiyesi almadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapması ya da yaptırması gerekmektedir.

TCK’nın maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen suçun konusu, belediye sınırları veya özel imar rejimine tabi yerlerde bulunan binadır. Bu anlamda, belediye sınırları veya özel imar rejimine tabi yerler dışında bulunan binalar, anılan düzenlemenin kapsamına girmemektedir. Binanın mutlaka betonarme olması gerekmeyip ahşap binalar da TCK’nın maddesinin birinci fıkrası kapsamındadır. Yine bu suç bakımından binanın ruhsata tabi olması yeterli olup belirli bir genişlikte veya yükseklikte olmasına gerek yoktur.

Maddede belirtilen "bina" kavramından ne anlaşılması gerektiğine ilişkin herhangi bir açıklamaya yer verilmemiş olup, bu kavram İmar Kanunu’nun 5. maddesine göre belirlenmektedir. Anılan düzenlemede bina, "Kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılar" şeklinde tanımlanmıştır.

TCK’nın maddesinin birinci fıkrasında yalnızca binadan söz edilmiş olup "yapı" kavramına yer verilmemiştir. Bu nedenle, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yapılan bahçe, istinat duvarı, yüzme havuzu, iskele, köprü, tünel, rıhtım, yol ve benzeri yapılar suç kapsamına dâhil değildir (Abdulbaki Giyik, İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu, TBB Dergisi, Yıl: , S. , s. 77).

Öğretide, ruhsata uygun olarak yapılan binada ruhsat alınmaksızın sonradan değişiklik yapılmasının TCK’nın maddesinin birinci fıkrası kapsamında olmadığı ileri süren yazarlar (Mine Arısoy, sayılı Türk Ceza Kanunu’nda İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu, Terazi Aylık Hukuk Dergisi, , S. 13, s. 90; İbrahim Ceyhan, İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu, CHD, , S. 10, s. 94) bulunmakla birlikte, böyle bir durumda suçun oluşup oluşmadığı, binada sonradan yapılan değişikliklerin niteliğine göre belirlenmelidir.

Mevcut bir bina üzerinde ve binanın kapsamı dahilinde olmak koşuluyla, İmar Kanunu’nun maddesinin 3. fıkrası uyarınca "Derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması ve yönetmeliğe uygun olarak mahallin hususiyetine göre belediyelerce hazırlanacak imar yönetmeliklerinde belirtilecek taşıyıcı unsuru etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratlar" ruhsata tabi olmadığından, yapılan değişikliğin bu kapsamda kalması hâlinde suç oluşmayacaktır.

Ancak, yasal düzenlemede sayılan hususlar dışında yapılan değişikliklerin mutlaka imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturacağı sonucuna ulaşılmamalıdır. İmar Kanunu’nun maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen sınırlamalar dışında kalan değişiklikler bakımından imar kirliliğine neden olma suçunun oluşabilmesi için;

Söz konusu değişikliklerin ya İmar Kanunu’nun 5. maddesi anlamında bina olarak nitelendirilmesi ya da yapılan esaslı tadilatların binanın taşıyıcı unsurunu etkilemesi gerekmektedir.

Yapılan değişiklikler bina olarak nitelendirilemiyorsa, İmar Kanunu’nun maddesinin 2. fıkrasına aykırı davranılması nedeniyle aynı Kanun’un maddesinde belirtilen idari yaptırımların uygulanmasıyla yetinilmelidir (Giyik, s. ). Buna karşın, yapılan değişikliklerin İmar Kanunu’nun 5. maddesi anlamında bina vasfını taşıması durumunda TCK’nın maddesinin birinci fıkrasındaki imar kirliliğine neden olma suçu oluşacaktır.

Yapılan değişikliklerin bina olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinde başvurulan lçütlerden birisi, bunların "esaslı tadilat" kapsamında kalıp kalmadığıdır. 

Esaslı tadilat, sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliği'nin maddesinde "Yapılarda taşıyıcı unsuru etkileyen ve/veya inşaat alanını ve ruhsat eki projelerini değiştiren işlemler" şeklinde tanımlanmış ve esaslı tadilatın ruhsata tabi olduğu ifade edilmiştir.

Yargıtay uygulamalarına göre de sonradan ruhsata aykırı olarak yapılan değişikliklerin bina niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesinde binanın taşıyıcı unsurunu etkileyip etkilemediği veya alan kazanma niteliğinde olup olmadığı hususları dikkate alınmaktadır. Yine İmar Kanunu'nun 5. maddesine uygun kapalı alanda kullanılan malzemenin kalıcı olup olmadığı ve değişikliğin sabit şekilde yapılıp yapılmadığı da Yargıtay Özel Ceza Dairelerince değişikliklerin bina vasfında olup olmadığının değerlendirilmesinde kullanılan ölçütlerdendir.

Güzelçamlı Beldesi Cumhuriyet Mahallesi Uğur Mumcu Caddesi No. 83/8 adresinde, tapunun parsel 13 bağımsız bölüm sırasında kayıtlı bulunan, sanık ’e ait konutta yapılan incelemede; ruhsat ve eklerine aykırı olarak dubleks meskenin birinci katında yer alan 1,5x4,80 metrekare alanlı ön balkonun plastik doğrama ile kapatılarak 7,20 metrekare, arka cephedeki 1x2,5 metrekarelik “L” şeklindeki balkonun ise yan bahçeye bakan bölümünde duvar örülerek 2,5 metrekare kapalı alan oluşturulduğunun tespit edildiği olayda;

Sanığın, yargılama evresinde, aykırılığa konu yapı unsurlarını yılından bu yana birkaç seferde yaptırdığını, son işlemin iki yıl önce yaptırdığı ferforje olduğunu savunduğu, bu savunmanın sanığın komşuları olan tanıklar Reşit Postallı ve Hatice Mazı tarafından doğrulandığı, hükme esas alınan tarihli bilirkişi raporunda suça konu imalatın ne zaman gerçekleştirildiğine ilişkin teknik verilere dayanan bir tespit yapılmadığı, binanın taşıyıcı unsurunu etkileyip etkilemediğine yer verilmediği ve dosya kapsamından taşınmazın edinme şeklinin belirlenemediği hususları birlikte değerlendirildiğinde;

Suça konu imalatların yapım tarihinin ve bina vasfında olup olmadıklarının belirlenmesi amacıyla tapu kayıtlarının getirtilerek sanığa ait konutun edinme şekli ve bilirkişi raporunda edinme tarihi olarak gösterilen tarihinden önce de sanığın söz konusu yerde oturup oturmadığı saptandıktan sonra bilirkişiye yeniden inceleme yaptırılarak ruhsata aykırı imalatların yapım tarihinin ve binanın taşıyıcı unsurunun etkilenip etkilenmediğinin tespit edilmesi hususlarında teknik verilere dayalı ek rapor alınması ve dosyadaki tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.

Öte yandan, ulaşılan sonuç karşısında, hükümden sonra tarihli ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren sayılı Vergi Ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un maddesi ile sayılı İmar Kanunu'na eklenen Geçici maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.

Bu nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulüne karar verilmelidir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle KABULÜNE,

2- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin tarihli ve sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,

3- Kuşadası 2. Asliye Ceza Mahkemesinin tarihli ve sayılı kararının, sanık hakkında eksik araştırmayla hüküm kurulması ve sayılı İmar Kanunu’nun Geçici maddesindeki düzenleme, maddede belirtilen şartların yerine getirilmesi hâlinde ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapılarla ilgili yapı kayıt belgesi verilmesini sağlaması bakımından sanık lehine hükümler içerdiğinden, sanığın hukuki durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması sebepleriyle BOZULMASINA,

2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu &#; Tarafsızlık İlkesine Aykırı Olarak Bu Şahsın Bilirkişi Sıfatıyla Düzenlediği Rapor Hükme Esas Alınıp Karar Verilmesi Gereği Hükmün Bozulması &#; Yargıtay Kararı

T.C YARGITAY

Ceza Dairesi

Esas: /

Karar: /

Karar Tarihi:

ÖZET: İnceleme konusu dosyada yapı ruhsatında fenni mesul olarak imzası olan &#;&#;ın bilirkişi olarak atandığı, bu şahsın fenni mesul olması nedeniyle sayılı İmar Kanunu&#;nun 28/2. maddesi uyarınca sorumluluğunun bulunduğu, bu nedenle tarafsızlık ilkesine aykırı olarak bu şahsın bilirkişi sıfatıyla düzenlediği rapor hükme esas alınıp karar verilmesi hukuka aykırıdır.

( S. K. m. 28)

İmar kirliliğine neden olmak suçundan sanıklar &#;, &#; ve &#; haklarında yapılan yargılama sonucunda sanıkların beraatine dair Edremit 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/06/ tarihli ve /72 esas, / sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/11/ gün ve / sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:

İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre; mahkeme tarafından sanıkların beraatine karar verilirken yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alındığının belirtildiği, 25/03/ tarihli keşif zaptında inşaat bilirkişi olarak &#; isimli şahsın da yer aldığı ve mezkur şahsın 12/05/ tarihinde mahkemeye sunduğu bilirkişi raporunda; imar kirliliğine neden olma suçunun işlenmediğini beyan ettiği, dosya arasında bulunan 13/08/ tarihli ve imar kirliliğine neden olduğu iddia edilen yapının yapı ruhsatı incelendiğinde, yapının fenni mesulünün de &#; olarak görüldüğü, sayılı İmar Kanunu&#;nun 28/2. maddesinde; &#;fenni mesul mimar ve mühendisler uzmanlık alanlarına göre; yapının, tesisatı ve malzemeleri ile birlikte, bu Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa edilmesini denetlemekle görevlidir. Yapı sahibine ve idareye karşı sorumlu olan fenni mesuller, uzmanlık alanına uygun olarak yapıda yetki belgesi olmayan usta çalıştırılması veya şantiye şefi bulundurulmaksızın yapım işinin sürdürülmesi veya yapının mevzuata aykırı yapılması veya istifaları halinde, bu durumları altı iş günü içinde ilgili idareye yazılı olarak bildirmek zorundadır. Aksi takdirde, fenni mesuller kanuni mesuliyetten kurtulamaz.&#; hükmünün bulunduğu, bu hükme göre adı geçen bilirkişinin, rapor hazırladığı dosyayla doğrudan ilgisinin bulunduğunun kuşkusuz bulunduğu, sayılı Bilirkişilik Kanunu&#;nun 3/1. maddesindeki; &#;Bilirkişi, görevini dürüstlük kuralları çerçevesinde bağımsız, tarafsız ve objektif olarak yerine getirir.&#; şeklindeki düzenleme de göz önüne alınarak, &#; isimli bilirkişinin, bilirkişilik yaptığı yapının, yapı ruhsatında da fenni mesul olarak imzasının bulunduğunun anlaşılması karşısında; mahkeme tarafından bilirkişinin tarafsızlığı ilkesine aykırı olarak düzenlenen rapor hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.

Hukuksal Değerlendirme:

sayılı Kanunun maddesinde ;&#;Bu Kanun kapsamındaki mimarlık, mühendislik ve planlama hizmetine ilişkin harita, plan, etüt, proje ve eklerinin düzenlenmesi ve bunların yerine getirilmesinin; uygulamada bulunulacak alanın, yerleşme merkezinin ve yapının sınıfına, özelliğine ve büyüklük derecesine göre, uzmanlık alanlarına uygun olarak maddede belirtilen meslek mensuplarına yaptırılması mecburidir. Müellifler ve uygulamada bulunan meslek mensupları, işlerini bu Kanuna ve ilgili diğer mevzuata uygun olarak gerçekleştirmekten sorumludur.

Yapıda inşaat ve tesisat işleri ile kullanılan malzemelerin kamu adına denetimine ilişkin fenni mesuliyet, ruhsat eki etüt ve projelerin gerektirdiği uzmanlığı haiz meslek mensupları tarafından ayrı ayrı üstlenilmek zorundadır. Fenni mesul mimar ve mühendisler uzmanlık alanlarına göre; yapının, tesisatı ve malzemeleri ile birlikte, bu Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa edilmesini denetlemekle görevlidir. Yapı sahibine ve idareye karşı sorumlu olan fenni mesuller, uzmanlık alanına uygun olarak yapıda yetki belgesi olmayan usta çalıştırılması veya şantiye şefi bulundurulmaksızın yapım işinin sürdürülmesi veya yapının mevzuata aykırı yapılması veya istifaları halinde, bu durumları altı iş günü içinde ilgili idareye yazılı olarak bildirmek zorundadır. Aksi takdirde, fenni mesuller kanuni mesuliyetten kurtulamaz. Bildirim üzerine, en geç üç iş günü içinde maddeye göre işlem yapılır.

Fenni mesulün istifası veya ölümü halinde, başka bir meslek mensubu fenni mesuliyeti üstlenmedikçe yapının devamına izin verilmez. Fenni mesulün istifası halinde, istifa tarihinden önce yapılan işlere dair sorumluluğu devam eder. Yeni atanan fenni mesul, daha önce yapılan işlerin denetlenmesinden ve eksiklik ve hata var ise giderilmesini sağlamaktan ve bildirimde bulunmaktan da sorumludur. Tespit edilen bu eksiklik ve hatalar giderilmedikçe inşaatın devamına izin verilmez.

Fenni mesuller, Bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelikte belirlenen sınıf, özellik ve büyüklüğe sahip bulunan yapıların denetimi faaliyetine yardımcı olmak üzere, maddeye göre uygun nitelikte ve sayıda fen adamı istihdam etmek mecburiyetindedir.

Fenni mesuller, uzmanlık alanlarına göre yapım işlerinin denetimine ilişkin ayrıntılı bütün belgeler ile mimarlık ve mühendislik hizmetleri raporunu idareye vermek ve yapı kullanma izin belgesini imzalamak mecburiyetindedir. Yapıya ilişkin bilgiler, ilgili idarece, etüt ve proje müelliflerinin, fenni mesullerin, yapı müteahhitlerinin ve şantiye şefi mimar veya mühendisin üyesi bulunduğu meslek odasına, üyelik kayıtlarına işlenmek üzere bildirilir.

Fenni mesuller, mesuliyet üstlendikleri yapı ile alakalı olarak yapı müteahhitliği, şantiye şefliği, taşeronluk ve malzeme satıcılığı yapamaz. Yapı sahibi, yapısının fenni mesuliyetini üstlenemez.

  1. madde kapsamındaki yapılar ile entegre tesis niteliğinde olmayan ruhsata tabi tarım ve hayvancılık yapılarına ait maddede yer alan etüt ve projeler, il özel idarelerince veya Bakanlığın taşra teşkilatınca hazırlanabilir. Bu tarım ve hayvancılık yapılarına dair fenni mesuliyet, il özel idaresinin veya Bakanlığın taşra teşkilatının mimar ve mühendisleri tarafından üstlenilebilir.

Yapı müteahhidi ve şantiye şefi; yapıyı, tesisatı ve malzemeleriyle birlikte bu Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa etmek, neden olduğu mevzuata aykırılığı gidermek mecburiyetindedir. Yapı müteahhidi ve şantiye şefi, ilgili fenni mesullerin denetimi olmaksızın inşaat ve tesisatlarına ilişkin yapım işlerini sürdüremez, inşaat ve tesisat işlerinde yetki belgesi olmayan usta çalıştıramaz.

Bakanlıktan veya Bakanlıkça yetkilendirilmiş idareden yetki belgesi almaksızın, inşaat ve tesisat dahil yapım işlerinin müteahhitliği üstlenilemez. Yetki belgeleri geçici veya daimi olarak düzenlenebilir. Gerçek kişilere ve özel hukuk tüzel kişilerine yapı inşa eden müteahhitlerin kayıtları, her yapı için ayrı ayrı tutulur. Bu kayıtların birer nüshası, ilgili yapı müteahhidinin yetki belgelendirmesi işlemlerinde değerlendirilmek üzere Bakanlığa gönderilir. Müteahhitlere yetki belgesi verilmesi işlemleri, bu kayıtlar da değerlendirilerek Bakanlıkça yürütülür.

Fenni mesullerce denetime ilişkin mimarlık ve mühendislik raporları hazırlanan, yapı sahibi, fenni mesuller ve ilgili idare elemanlarının birlikte düzenlediği tespit tutanağı ile tamamlandığı belirlenen, ancak, yapı müteahhidinin yapım işlerinden doğan vergi ve sigorta primi borçlarının ve diğer sorumluluklarının gereğinin yerine getirilmemesi sebebiyle yapı kullanma izin belgesi verilmesi işlemleri tamamlanamayan yapılar için, yapının müteahhidi olmayan yapı sahibinin talebi üzerine, ilgili idarece durum tespit edilerek yapı kullanma izin belgesi verilir. Bu belgenin bir örneği, ilgili kurumlara ve ilgililerin kayıtlarına işlenmek ve değerlendirilmek üzere ilgili meslek odalarına ve Bakanlığa gönderilir.

Yapı sahibi, ruhsat süresi dolmamış olan bir yapının etüt ve proje müellifliği, yapı müteahhitliği ve şantiye şefliği görevlerinden herhangi birini üstlenmemiş ise bütün sorumluluk, ilgisine göre etüt ve proje müelliflerine, yapı müteahhidine, şantiye şefine ve ilgili fenni mesullere aittir.&#; şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.

Sanıklar hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan dava açıldığı, bu davada yapılan keşifte yemin verilip dinlenen inşaat bilirkişisinin &#; isimli şahıs olduğu ve bu bilirkişi tarafından düzenlenen 12/05/ tarihli raporda imar kirliliğine neden olma suçuna neden olan bir aykırılığın bulunmadığının belirtildiği, mahkemece, bu rapor hükme esas alınıp sanıklar hakkında beraat kararı verildiği, imar kirliliğine neden olduğu iddia edilen yapının yapı ruhsatı incelendiğinde, yapının fenni mesulünün de &#; olduğu ve onun tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır.

CMK&#;nın 64/6. madde ve fıkrası hükmüne göre bilirkişiler &#;Görevimi adalete bağlı kalarak, bilim ve fenne uygun olarak, tarafsızlıkla yerine getireceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim.&#; şeklinde yemin ederler. Bu madde ve bilirkişilik ile ilgili CMK&#;da yer alan düzenlemelere göre bilirkişinin tarafsız olması ilkesi benimsenmiştir.

Yukarıdaki açıklamalara göre, inceleme konusu dosyada yapı ruhsatında fenni mesul olarak imzası olan &#;&#;ın bilirkişi olarak atandığı, bu şahsın fenni mesul olması nedeniyle sayılı İmar Kanunu&#;nun 28/2. maddesi uyarınca sorumluluğunun bulunduğu, bu nedenle tarafsızlık ilkesine aykırı olarak bu şahsın bilirkişi sıfatıyla düzenlediği rapor hükme esas alınıp karar verilmesi hukuka aykırıdır.

SONUÇ VE KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,

İmar kirliliğine neden olma suçundan sanıklar hakkında, Edremit 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/06/ tarihli ve /72 esas, / sayılı kararının, CMK&#;nın /4-b maddesi uyarınca, aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere BOZULMASINA, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı&#;na TEVDİİNE, 19/03/ tarihinde oybirliği ile karar verildi.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası