ingilizce örnek cümleler ve türkçeleri / One moment, please...

Ingilizce Örnek Cümleler Ve Türkçeleri

ingilizce örnek cümleler ve türkçeleri

Sık Kullanılan İngilizce Cümleler

İngilizce, nasıl oldu da bu kadar konuşulan bir dil haline geldi. Kısa zamanda dünyanın en popüler dili olma unvanı nasıl aldı? İngilizce dilinin evrensel kabul edilişi bir bakıma politik nedenlerle oluşmuştur. Sanayi devrimi ve yaşanılan sömürü düzeniyle birlikte İngilizce gelişimini çabuk göstermiştir. Özellikle ticari gelişmelerde anadilin İngilizce olması yayılmasına katkı sağlamıştır. Yayılan İngiliz dili ile birlikte birçok bölgede yer alan yerel diller yok olmaya mahkum olmuştur. Elbette bu bir iddiadan ibarettir.

Dünyanın en çok konuşlan diller arasında birinci sırayı alan İngilizce, aynı zamanda küresel bir dil olarak kabul edilir. Ancak en çok kullanılan 3. Dildir. İlk iki sırada nüfus oranın fazla olmasıyla Çin ve Hindistan yer almaktadır. Peki bu kadar yaygın olarak kullanılan bir dili ne kadar biliyoruz? Bilsek de konuşma becerimiz ve seviyemiz yeterli midir? Sadece eğitim almak dil öğrenmekte yeterli midir?

Yaygın olarak kullanılan bu dil için, eğitim almak gerekli. Ancak pratiklik de bir o kadar önemli. Belli bir dil eğitimi seviyesinde olsanız da pratiklik ve gündelik hayatta kullanılan İngilizce kelimeler, bu dile olan adapte sürecini hızlandıracaktır. Sık kullanılan İngilizce cümleler de hayat kurtaran cinsten sayılabilmektedir. Aynı Türkçe gibi düşünmek gerekir. Nasıl yaşantımızda halk diliyle konuşuyorsak, İngilizcede de resmi dil yerine sokak dili kullanılır. Burada sık kullanılan İngilizce cümleler ve İngilizce kelimeler oldukça fazlasıyla işe yaramaktadır. İngilizce kalıp cümleler öbeğinden oluşan kelimelerle birçok derdinizi rahatlıkla anlatabilirsiniz.

Turist olarak gittiğiniz yurtdışı gezilerinde yapacağınız bu pratiklik ve kazanılan İngilizce kalıp cümleler, sizler için yeterli olacaktır. Aynı zamanda ülkemizde gelen turistlere yardımcı olmak ve iletişime geçebilmek için bu yöntem bire bir. Şimdi sık kullanılan İngilizce cümleler neler? Hep birlikte bakalım.

  • I don’t understand – Anlamadım

  • I’m sorry – Üzgünüm

  • See you – Görüşürüz

  • I have no idea – Hiçbir fikrim yok

  • As for me – Bence

  • Believe me – İnan bana

  • See you tomorrow – Yarın görüşürüz

  • Call me back – Beni geri ara

  • Come with me – Benimle gel

  • I’m good – Ben iyiyim

  • Join me – Katıl bana

  • I think so – Sabırım

  • I would love to – Çok isterim

  • I can’t wait – Bekleyemem

  • Have a good weekend – İyi hafta sonları

  • Let’s do it – Hadi yapalım

  • Your turn – Senin sıran

  • Thank you very much – Çok teşekkür ederim

  • See you later – Sonra görüşürüz

  • Nice to meet you – Tanıştığıma memnun oldum

  • It dosen’t matter – Fark etmez

  • Not yet – Daha değil

  • Talk to you tomorrow – Yarın konuşuruz

  • I love you – Seni seviyorum

  • Have a good trip – İyi yolculuklar

  • Allow me – Bana izin ver

  • Be calm – Sakin ol

  • Follow me – Beni takip et

  • I promise – Söz veririm

  • Keep it up – Aynen devam et

  • Me too – Bende

  • Of course – Tabi ki, Elbette

  • Take care – Kendine iyi bak

İngilizce Karşılaştırma Cümleleri

İngilizcede comparatives and superlatives olarak bilinen terim karşılaştırmaları ifade etmektedir. Kelime manasında da karşılaştırmalar ve üstünlükler olarak geçmektedir. İngilizce karşılaştırma cümleleri bu iki olayla ile birbirinden ayrılmaktadır. Yani iki nesneyi ya da iki farklı olayı birbiriyle karşılaştırma ve birini üstün tutma olayıdır. Türkçede buna örnek verecek olursak ‘’Benim arabam senin arabandan daha güzel.’’ veya ‘’Yeliz, senden daha güzel.’’

İngilizce karşılaştırma cümleleri mantalitesinde mukayese etmek vardır. Birinin, bir diğerine üstün olduğu yerlerde bu cümleler kullanılır. Karşılaştırmalarda genellikle ‘’than’’ kelimesi kullanılır. Ayrıca sıfatlarda değişiklik olmaktadır. Bu kelimelerin sonlarında ‘’-er’’, ‘’-ier’’, ‘’-est’’ eklemeleri gelmektedir. Aynı zamanda uzun sıfatlarda ‘’more’’ kelimesi de kullanılır. Konuyla alakalı İngilizce karşılaştırma cümleleri aşağıdaki örneklerle açıklamaya çalıştık. Kurulan cümlelere bakarak ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.

  • Maybe I am happier than you – Belki de ben senden daha mutluyum

  • İstanbul is more expensive than Karabük – İstanbul, Karabük’ten daha pahalı

  • I am better than you – Ben senden daha iyiyim

  • Zeynep is older than Gamze – Zeynep, Gamze’den daha yaşlı

  • Ships are slower than submarines – Gemiler, denizaltılardan daha yavaş

  • Plan is faster than car – Uçak arabadan daha hızlı

  • Kerem is taller than Oğuz – Kerem, Oğuz’dan daha uzun

  • She speaks faster than you – O senden hızlı konuşur.

  • Learning English is easier than learning Chinese – İngilizce öğrenmek, Çince öğrenmekten daha kolay

  • Truck is bigger than bicycle – Kamyon, bisikletten daha büyük

  • Taxi drivers drive less carefully than others – Taksi sürücüleri, diğerlerinden daha az dikkatli araba kullanırlar

  • Ahmet cooks more delicious than his wife – Ahmet, karsından daha lezzetli yemek pişirir

  • I am happier than you – Ben senden daha mutluyum

  • She is more beautiful than Sevgi – O, Sevgi’den daha güzel

  • This car is more expensive than your car – Bu araba senin arabandan daha pahalı

İngilizce Soru Cümleleri

İngilizcede cümle kurmak önemli olduğu kadar soru üretebilmekte bir o kadar önemli. Ne anlatmak istediğini ya da karşındakinin ne istediğini bilmek için insanlar birbirine soru sorar. Yardım istemek, bilgi almak, tanışmak gibi durumlarda da soruya ihtiyaç duyarız. İngilizce soru cümleleri içerisinde genellikle; Why, What, Who, Which, Where ve When gibi soru kelimeleri kullanılır. Bunlara ek olarak how, do, did kelimelerde soru sormak için kullanılabilmektedir.

Türkçe İngilizce karşılığı yer alan birbirinden farklı sorulara yer verdik. İngilizcede sıklıkla sorulan ve kullanılan cümleleri sizler için seçtik.

  • Can I help you? – Yardım edebilir miyim?

  • Any thing else? – Başka bir şey var mı?

  • What’s your name? – İsmin ne?

  • What do you need? – Neye ihtiyacın var?

  • Is it true or false? – Doğru mu yanlış mı?

  • What’s wrong with you? – Neyin var?

  • How are things doing? – İşler nasıl gidiyor?

  • Do you understand? – Anlıyor musun?

  • What do you think? – Ne düşünüyorsun?

  • What happened? – Ne oldu?

  • Do you speak our language? – Dilimizi konuşabiliyor musunuz?

  • Did you lose your bag? – Çantanızı mı kaybettiniz?

  • Do you want something? Bir şey ister misin?

  • Are you sure? – Emin misin?

  • Can I ask you something? – Sana bir şey sorabilir miyim?

  • How much? – Ne kadar?

  • Did you need anything? – Bir şeye ihtiyacın var mı?

  • How are you? – Nasılsın

  • What’s your job? – Ne iş yapıyorsun?

  • Where are you from? – Nerelisin?

  • Can you plase repeat that? – Tekrar eder misiniz lütfen?

  • What’s up? – Ne haber?

  • Where are you? – Neredesin?

  • Where do you live? – Nerede yaşıyorsun?

  • Are you kidding? – Şaka mı yapıyorsun?

  • When did you come here? – Ne zaman buraya geldin?

  • Are you coming with me? – Benimle geliyor musun?

  • Do you want it? – Bunu istiyor musun?

  • Where are you going? – Nereye gidiyorsun?

  • What’s your phone number? – Telefon numaran ne?

  • What’s the weather like? – Hava nasıl?

  • Who are you? – Kimsin sen?

  • Which bus do you want? – Hangi otobüsü istiyorsun?

  • Why  are you here? – Niçin/Neden buradasın?

İngilizce Kalıp Cümleler

İngilizce öğrenmek herkes için kolay gibi gözükse de bir türlü başlamaya fırsat bulamıyor olabilirsiniz. Belki de yeterince eğitim aldınız, fakat pratiklik konusunda zayıfsınız. İngilizce kalıp cümleler ile birlikte bunlar son bulabilir. Sadece eğitim değil, belli başlı İngilizce cümle ve kelimeleri bilmek veya akılda tutmak, daha fazla avantaj sağlar. İngilizce kalıp cümleler de hayatın birçok alanında sizlere kolaylık sağlayacaktır.

Hem iş hayatında hem yurtdışı gezilerinde İngilizce kalıp cümleler ile birlikte kendinize daha bir güven gelecektir. Ayrıca bu cümlelere herkesin kulak aşinalığı muhakkak vardır. Bulunduğunuz her alanda ya da sektörde bu cümleler işe yarayacaktır. Sadece iş ortamında değil, sosyal hayatta bile işinizi görecektir. Karşınıza çıkan yabancı turiste örendiğiniz cümlelerle hemen yardımcı olabilirsiniz. Şimdi sizler için derlediğimiz İngilizce Türkçe çevirili cümlelere bir göz atalım.

  • Hi – Merhaba

  • How are you? – Nasılsın?

  • Good morning – Günaydın

  • Goodbye – Hoşça kal

  • Forget it – Unut bunu

  • Be quit – Sessiz ol

  • Line up – Sıraya gir

  • I am serious – Ben ciddiyim

  • Excuse me? – Bakar mısınız?

  • What else? – Başka

  • I am sure – Eminim

  • Be careful – Dikkatli ol

  • I know – Biliyorum

  • What is the matter? – Sorun nedir?

  • I am hungry – Açım

  • It is beyond me – Bu beni aşar

  • Long time no talk – Konuşmayalı uzun zaman oldu

  • You are welcome – Rica ederim

  • I have no idea – Hiçbir fikrim yok

  • Help yourself – Buyurun

  • I am lost – Ben kayboldum

  • Have fun – İyi eğlenceler

  • Forgive me – Affet beni

  • Don’t touch / me – Dokunma / Dokunma bana

  • Try again – Tekrar dene

  • Good luck – İyi şanslar

  • That’s all for now – Şimdilik bu kadar

  • My battery is low – Şarjım az kaldı

  • Hurry up – Acele et

İngilizce Olumlu Cümleler

Öznenin ilk sırada, yüklemin ortada ve tümlecin ise sonda olduğu cümlelere İngilizce olumlu cümleler denir. İngilizce olumlu cümleler için; şimdiki, geçmiş, geniş ve gelecek zamanlar ele alınır. Genellikle olumlu olarak kabul edilen cümleler yapılan bir eylemi ya da işi belirtir. Zamanlar gruplarında İngilizce olumlu cümleler hakkında birkaç örnek vererek açıklayalım. Gelecek zaman; ileriye dönük, yani gelecekte yapılacak olan eylemleri bildirir. ‘’Will’’ veya ‘’sall’’ kullanılır.

  • They will read the newspaper – Onlar gazete okuyacaklar

  • I will go to the cinema tomorrow – Yarın sinemaya gideceğim

  • He will play the football – O futbol oynayacak   

  • Şimdiki zaman; şu an bulunan zamandan bahsedilen bir eylemdir. ‘’Am’’, ‘’is’’ ve ‘’are’’ kelimeleri İngilizce olumlu cümleler kurarken kullanılır. Yardımcı olarak bu kelimeler kullanılırken, fiillere de ‘’ing’’ takısı gelir.

  • He is reading  a book now – O şu an kitap okuyor

  • We are playing football – Biz futbol oynuyoruz

  • I am sleeping now – Ben şimdi uyuyorum

  • My father is sleeping – Babam uyuyor

  • Geniş zaman; her an ya da her zaman yapılan eylemlerin bildirir. Belli bir fiile gerek yoktur.

  • We go to the cinema every weekend – Biz her hafta sonu sinemaya gideriz

  • They go to the holiday every winner – Onlar her kış tatile giderler

  • My mother read the book every weekend – Annem her hafta sonu kitap okur

  • She plays basketbol – O basketbol oynar

  • Geçmiş zaman; geçmiş bir zamanda yapılan olguları belirtir.

  • I watched film yesterday – Dün film izledim

  • We played football yesterday – Dün futbol oynadık

  • He studied lesson yesterday – Dün ders çalıştı

İngilizce Kısa Cümleler

Özne, yüklem ve tümleçten oluşan cümleler basittir. Bu basit olan cümlelerde İngilizce kısa cümleler olarak bilinmektedir. Sade bir şekilde ifade edilebilen cümleleri kapsar. İngilizce kısa cümleler aşağıda sıraladık.

  • I think so – Sanırım öyle

  • It’s okay – Her şey yolunda

  • This way – Buradan

  • Why not? – Neden olmasın?

  • As for me – Bence

  • I decline – Reddediyorum

  • Allow me – Bana izin ver

  • Don’t worry – Endişelenme

  • Enjoy yourself – Eğlenmene bak

  • Slow down – Yavaşla

  • You are going too fast – Çok hızlı gidiyorsun

  • Come on – Hadi ama

  • Can you repeat it? – Tekrar edebilir misin?

  • See you next time – Bir dahaki sefere görüşürüz

  • I agree – Sana katılıyorum

  • Do me a favor – Bana bir iyilik yap

  • I don’t mean it – Onu demek istemedim

  • I am home – Ben evdeyim

  • Not bad – Kötü değil

  • What’s the matter? – Sorun nedir?

  • Why not? – Neden olmasın?

İngilizce Öğrenmenin Yolu Enstitü'den Geçer

İngilizce öğrenmek, eskiye göre daha kolay. Eskiden ders alabilmek için, kurs kurs dolaşıp eğitim alabilmek mümkündü. Fakat internetin hayatımıza yer edinmesi bu alanda da büyük kolaylıklar getirdi. İngilizce gibi birçok kurs, online eğitimler olarak aramıza katıldı. Buradaki boşluğu gören Enstitü, farklı alanlarda eğitim almak isteyen bireylere online şekilde kurs imkanı sundu.

Okul çağında herkes İngilizce eğitiminden elbette geçmiştir. Okulda verilen bu dil eğitimini bir türlü benimsek de zorluk çekmişizdir. Her sene sil baştan yaparak, sıfırdan bir eğitim süreci yaşanırdı. Bu durum karşısında bizler birey olarak İngilizceyi bilsek de hep bir yarım kalmıştır. Ancak dışarıdan destek alarak yarım kalan boşluğu doldurmak artık çok kolay. Üstelik bir yere gitmenize gerek yok. Oturun oturduğunuz yerde. Bilgisayar, tablet ya da telefondan kolaylıkla Enstitü sitesine girin. Buradan İngilizce eğitimi almaya başlayın. Üstelik eğitimler üstün körü anlatılmamakta. Her kurs ayrı seviyeden oluşmaktadır.

İngilizce eğitimleri, A1 – A2 seviyesinden başlamaktadır. Daha sonra B1 – B2 kursuyla devam eden süreç en son olarak C1 – C2 seviyesi ile tamamlanmaktadır. Hepsi ayrı eğitim olarak verilmektedir. Üç eğitimi bitirdikten sonra her biri için birer adet sertifika sahibi olacaksınız. A1 – A2 seviyesi, temel başlangıç setini kapsar. Ancak bu seviyede bir sertifikaya sahip değil iseniz, hem bu belgeye sahip olabilir hem de bilgilerinizi tazeleyebilirsiniz.

Online eğitimler içerisinde sadece başlangıç seviyesi İngilizce yer almıyor. İleri teknikleri düşünen ve geliştirmek isteyenler için, İngilizce konuşma kursu önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Eğitimde ‘’Speaking’’ yani İngilizce konuşabilme üzerine gerekli eğitimler veriliyor. İş bazlı baktığımızda ise burada da karşımıza iki kurs çıkıyor. Biri iş İngilizcesi kursu, bir diğeri ise, İngilizce mülakata hazırlık eğitimi. Bu iki eğitimde iş hayatında sizlere büyük kolaylık sağlayabilir. İş İngilizcesi direkt çalışma düzenini etkilemektedir. İngilizce mülakat eğitimi ise, işe girme esnasında ya da öncesinde yapılacak olan görüşmelerde yardımcı olmakta.

Kalıplaşmış ve hazır olarak görülen cümleler hem kısa vadede hem uzun vadede işinizi görebilir. İngilizcede en çok kullanılan cümleleri öğrenerek gelişim göstermek mümkün. Hatta bu yöntemle birlikte öğrenmeniz daha çabuk gelişebilir.

İngilizcede eğitim A1 seviyesinden başlar ve en üst olarak tabir edilen C2’de son bulur. Her eğitim seviyesi kendi içinde önemliliğe sahiptir. İlk seviyeden başlayan dersler son ana kadar önemli bir süreçten geçmektedir.

Çevremizde hep duymuşuzdur ‘’Bir İngilizce konuşuyor, resmen anadili gibi.’’ Anadili gibi İngilizce konuşmak sizin içinde zor değil, istedikten sonra mümkün. Bu konuda özel olarak konuşma etkinlikleri, kursları ve pratiklikleri ile sorun çözülebilir.

İngilizce, dünyanın en popüler dili haline gelmesinin temel sebebi, iletişimin öneminden kaynaklanıyor. İngilizce, dünya çapında özellikle çok farklı kültürler arasındaki iletişimin kilit dilidir. Ayrıca, İngilizce olan ülkelerin güçlü ekonomik etkisi, dünyanın diğer ülkelerinde de İngilizce öğrenilmesini desteklemiştir. İngilizce aynı zamanda akademik ve ilmi işlerde de kullanılmaktadır. Özellikle, akademik alanlarda İngilizce konuşulan ülkeler arasında çalışmaların yaygınlaşması, dünyanın diğer ülkelerinde İngilizce öğrenme isteğini artırmıştır.

Öğrenmek için en iyi kaynaklar, internet, kitaplar, çevrimiçi kurslar, sözlükler, dil konuşma grupları ve İngilizce öğreten bir kişi olabilir. Ayrıca, İngilizce filmleri ve şarkıları dinlemek, İngilizce yazılı haberleri okumak ve İngilizce konuşmak için arkadaş aramak da yararlıdır.

Cevap: İngilizce öğrenme süresi kişiden kişiye farklı olabilir. Bazıları için iki yıl yeterli olabilecekken, bazıları için beş yıla kadar ulaşmak da mümkün. Kişinin mevcut seviyesi, öğrenme süreçleri ve öğrenme alışkanlıkları gibi faktörlerin hepsi öğrenme süresini etkileyebilir.

ingilizce sık kullanılan ingilizce cümleler ingilizce kelimeler ingilizce türkçe türkçe ingilizce ingilizce kalıp cümleler ingilizce olumlu cümleler ingilizce karşılaştırma cümleleri ingilizce kısa cümleler
Konuk Yazar

İstanbul İşletme Enstitüsünde yazılarının yayınlanmasını isteyen konuk yazarlarımız için oluşturulan bilgi kartıdır. Birçok alanda ve disiplindeki yazıları bu hesap üzerinde bulabilirsiniz.

Bu 18 Kalıp ile Kolay İngilizce Cümleler Kur

kolay-ingilizce-cumleler

By Yuliya Geikhman and Oytun BuyrukcuLast updated:

İngiliz dili Legolara benzer.

Eğer sağlam bir yapı oluşturmak istiyorsan ilk birkaç parçayı doğru yere yerleştirmen gerekir.

İşte bu yüzden de temel İngilizce cümleleri öğrenmek önemlidir!

Kendi sözcüklerinde harika bir kale yapmak için önce temel prensipleri bilmen gerekir.

İngilizcenin (ve genel anlamda tüm dillerin) en güzel yanı, temel prensipleri bildikten sonra öğrenmenin çok kolaylaşmasıdır!

Bazı kolay İngilizce cümleler öğrenerek kendini tüm İngilizce diyalogları anlamaya hazırlayacaksın.

Şunun gibi bir cümle ile başlayabilirsin:

“I like cats.”
“Kedileri severim.”

Bundan sonra detaylar ekleyebilirsin:

“I like cats of the Turkish Van breed.”
“Van kedilerini severim.”

Ve hatta cümle yapısının karmaşıklığını da artırabilirsin:

“I like Turkish Van cats because, unlike many other cats, they love to swim!”
“Van kedilerini seviyorum çünkü diğer pek çok kedinin aksine onlar yüzmeye bayılır.”

En basit cümleden, birçok detay ekleyerek bir anda nasıl da karmaşık bir cümle elde ettiğimiz inanılmaz değil mi?

En karmaşık cümle dahi basit bir yapı ile başlar.

Bunun anlamı ise ileri seviyedeki dil öğrencilerinin dahi bir cümlenin temel parçalarını bilmekten faydalanabilecek olmasıdır.

Temel cümle yapılarını öğren, önemli bir ders almış olacaksın—İngilizce seviyen fark etmeksizin.

Download: This blog post is available as a convenient and portable PDF that you can take anywhere. Click here to get a copy. (Download)

Sözcük Türlerini Anlamak

Kolay İngilizce cümleleri anlayabilmek için bunları daha küçük parçalarına ayırman gerekir.

Cümleler sözcüklerden oluşur. Daha açık söylemek gerekirse cümleler sözcük türlerinden oluşur. Sözcük türleri, bir sözcüğün bir cümle içerisinde ne işlevi olduğunu tanımlar.

Sözcük türleri şunlardır:

  • Noun (İsim): Bir kişi, yer ya da şey. Örnekler:Cat, table, king.
  • Pronoun (Zamir): Bir ismin yerine kullanılan sözcük. Örnekler:He, she, they.
  • Verb (Fiil): Eylem bildiren bir sözcük. Örnekler:Swim, is, write.
  • Adjective (Sıfat): Bir isim ya da başka bir sıfatı değiştiren sözcük. Örnekler:Beautiful, white, shiny.
  • Adverb (Zarf): Bir fiili değiştiren ya da tanımlayan sözcük. (Bir şeyin nasıl yapıldığını gösterir.) Örnekler: Quickly, carefully, brightly.
  • Preposition (Edat): Bir isimle ilişkiyi tanımlayan sözcük. Örnekler:From, under, until.
  • Conjunction (Bağlaç): Bağlayıcı bir sözcük. Örnekler:And, but, although.

Eğer bu sözcük türlerini yeni öğreniyorsan bu listeye birkaç defa oku. Bu terimler bu yazının devamında ve İngilizce çalışmalarında önemli bir yer alacak!

Cümleler Parçalarına Nasıl Ayrılır

Artık bir cümle kurmak için gerekli sözcükleri ve sözcük türlerini biliyorsun. Şimdi sıra bunları birleştirmeye geldi. Bir cümlede bir özne (subject), yani o cümlenin ilgilendiği kişi, yer ya da şey ve bir de eylem (action), yani öznenin yapmakta olduğu şey bulunur. Bu ikisi birlikte eksiksiz bir düşünceyi ifade eder. İngiliz dilindeki en kısa cümle bile bu kuralı yerine getirir:

“I am.” (Burada “I” özne, “am” ise eylemdir!)

İşte başka bir basit cümle örneği:

“I ate.”
“Yedim.”

Özne ve eylem olduktan sonra daha fazla detay eklemeye başlayabilirsin. Buna bir nesne (object), yani eylemin uygulandığı kişi ya da şeyi ekleyebilirsin:

“I ate a hamburger.”
“Bir hamburger yedim.”

Ya da bir açıklama ekleyebilirsin:

“I ate a delicious hamburger.”
“Leziz bir hamburger yedim.”

Bazen daha da fazla özne ve eylem de ekleyebilirsin:

“I ate a delicious hamburger, but my friend only ate some fries.”
“Leziz bir hamburger yedim ama arkadaşım sadece biraz patates kızartması yedi.”

Bir cümleyi anlamaya çalıştığın zaman bunu daha küçük parçalara ayırmak için yukarıdaki bilgileri kullanabilirsin. Ayrıca, en basit cümleleri kurmak için bu bilgiyi kullanabilirsin.

Cümle Yapısı Hakkında Daha Fazlası

Bu yazı ile İngiliz dilinde bulunan pek çok farklı cümle yapısına kısa bir bakış imkanı bulacaksın. Cümle yapısı hakkında daha fazlasını öğrenmek için şu harika kaynaklardan birini ya da daha fazlasını ziyaret et:

  • Bu sayfada mükemmel cümleler kurmak için çok sayıda tavsiye ve bol bol da örnek bulacaksın.
  • Daha detaylı açıklamalar için Bu makalede gördüğün herhangi cümle yapısına tıkla.
  • Eğer sen de görerek öğrenenlerdensen, Grammar Revolution farklı tipten cümle yapıları için sana görsel bir rehber sunuyor.

O halde artık cümle kurmaya başlamaya hazırsın!

Başlamadan önce, bu rehber hakkında bilmen gereken iki şey bulunuyor:

1. Ne zaman bir [noun] görürsen bunu bir [pronoun] ile değiştirebilirsin. Örneğin, “Sam is tired” yerine “He is tired” diyebilirsin. Her ikisi de doğrudur.

2. Ne zaman “is” görürsen bunu “to be” kalıbının doğru çekimiyle değiştirmen gerekir. Geniş zaman için hazırlanmış bu listeden doğru çekimi seç:

  • I am
  • He / she / it is.
  • You / they / we are.

Ve bu da geçmiş zaman için:

  • I / he / she / it was.
  • You / they / we were.

İşte bu kadar! Artık başlamaya hazırsın.

Şimdiki Zaman Hakkında Beyanlar

1. Bir şey ya da kişiyi tanımlamak.

Kalıp: [Noun] is [adjective].

Notlar: Eğer kullandığın isim bir zamir, bir yer ismi ya da bir kişi ismi değilse bundan önce değilse “the” (ya da “this” ya da “that”) kullan.

Örnekler:

  • The flower is red.
  • You are wonderful.
  • The Empire State Building is tall.

2. Bir şey ya da kişinin konumunu belirtmek.

Kalıp: [Noun] is [preposition] [location].

Notlar: Bir şey ya da kişinin konumunu belirtmek için genellikle bir edat kullanmak gerekir. Doğru bilgiyi vermek için doğru edatı seç. Birisinin burada (“here”) ya da (“over there”) orada olduğunu söyleyebilirsin. Bu terimlerin anlamlarının senin konumuna göre değişmesi nedeniyle nihai “lokasyonu” eklemen gerekmez.

Tekrarlamak gerekirse, kişi ya da yer ismi olmayan isimlerin başına “the” eklenir.

Örnekler:

  • The cat is under the bed.
  • Charlie is next to Anne.
  • He is on the train.
  • The dog is here.
  • The men are over there.

3. Birisinin ne yaptığını ifade etmek.

Kalıp: [Noun] is [verb -ing].

Notlar: Bir fiilin “-ing” çekimi bir eylemin şimdi olmakta olduğunu anlatır. Henüz sonlanmamış bir eylemden bahsederken bu eylemi kullan.

Örnekler:

  • He is reading.
  • The cat is napping.
  • Kate is singing.

4. Bir kişinin hobileri ya da mesleğini ifade etmek.

Kalıp: [Noun] [verb -s].

Notlar:Bu kalıbı kullanmak, bu cümlenin öznesinin bu eylemi düzenli olarak yaptığını (hobi ya da bir meslek gibi) ifade eder ama öznenin o anda bu eylemi gerçekleştiriyor olması gerekmez.

Örnekler:

  • He reads.
  • The cat naps.
  • Kate sings.

5. Duyguları ifade etmek.

Kalıp: [Noun] [feeling verb -s] [noun]. / [Noun] [feeling verb -s] [to verb / verb -ing].

Notlar: Duygu fiilleri arasında “love,” “like” ya da “hate” gibi fiiller yer alır. Bir objeyi ya da bir eylemi sevebilir ya da ondan nefret edebilirsin. Bir kişinin bir eylem hakkındaki duygularını tanımlarken ya “to verb” ya da “verb -ing” çekimlerini kullanabilirsin. Çoğu durumda her ikisi de doğrudur! Ayrıca ihtiyaçlar ve istekleri tanımlamak için de bu çekimi kullanabilirsin ama bu durumda “verb -ing” çekiminin kullanılamayacağını unutma. Örneğin, “need sleeping” diyemezsin. Ya “need to sleep” ya da “need sleep” diyebilirsin.

Örnekler:

  • I love sunshine.
  • The elephant likes painting.
  • Tom hates his job.
  • I need to eat.
  • I want food.
  • She wants to sleep.
  • She needs sleep.

6. Bir öneride bulunmak.

Kalıp: Let’s [verb]. / Please [verb].

Notlar: Senin de içinde yer alacağın bir eylem önermek için ilk kalıbı kullan. Birisinden bir şey yapmasını istediğin zaman ise ikinci kalıbı kullan.

Örnekler:

  • Let’s eat.
  • Please eat.
  • Please move. (Lütfen unutma: Bu dilbilgisi açısından doğru olabilir ama bunu söylemek hiç de kibar değildir! Birisinden müsaade istemenin kibar yolu “excuse me” demektir.)

Geçmiş ile İlgili Açıklamalar Yapmak

7. Geçmişteki bir şey ya da kişiyi tanımlamak

Kalıp: [Noun] was [adjective].
Notlar: Geçmişteki bir şey, şimdiki zamanda olan bir şey ile neredeyse aynı şekilde tanımlanır—tek fark “is” yerine “was” kullanılmasıdır. Bu kalıbı kullanmak ya bu tanımın artık doğru olmadığı ya da bu tanımın geçmişteki bir ana özgü olduğu anlamına gelir.

Örnekler:

  • The flower was red. (…It is not red anymore.)
  • You were wonderful. (…You played the violin so well in the concert.)
  • The Empire State Building was tall. (…Until the giant apes tore it down.)

8. Bir şey ya da kişinin geçmişteki konumunu ifade etmek.

Kalıp: [Noun] was [preposition] [location].

Notlar: Tıpkı geçmişle ilgili bir açıklama gibi, geçmişteki bir konum ve şimdiki zamandaki bir konumun tanımları farklıdır. Kurallar ise aynı kalır; sadece fiil zamanları değişir. Yine hatırlatalım ki bu kalıbı kullanmak, o konumun değişmiş olduğu ya da bu beyanın sadece geçmişteki belirli bir an için doğru olduğu anlamına gelir.

Örnekler:

  • The cat was under the bed. (…But then it ran away.)
  • Charlie was next to Anne. (…Then he went behind her.)
  • He was on the train. (…That is how he knew the train was going to be late.)
  • The dog was here. (…But then its owner took it away.)
  • The men were over there. (…Until they finished their job and went home.)

9. Bir kişinin geçmişte ne yaptığını ya da ne yapıyor olduğunu tanımlamak.

Kalıp: [Noun] was [verb -ing]. / [Noun] [verb -ed].

Notlar: Bir eylemin “verb -ed” çekimi ile “was verb -ing” çekimi arasında küçük bir fark söz konusudur. Fiilin “verb -ed” çekimini kullanmak, bir şey artık gerçekleşmediği anlamına gelir. Fiilin “-ing” çekiminin kullanılması ise geçmişte belirli bir süre boyunca gerçekleşmiş olan bir şeyi ifade eder.

Kullanabileceğin başka bir kalıp ise şudur: [Noun] used [to verb]. Bu kalıp, bir kişinin geçmişte yapmış olduğu ama artık yapmayı bıraktığı herhangi türden bir eylemi ifade eder.

Tüm bu kalıplar duygu fiilleriyle de kullanılabilir! Eksiksiz bir cümle için duygu fiilinden sonra “noun” ya da “verb -ing” eklemen yeterli.

Örnekler:

  • The cat napped. (…That’s why he is so happy now.)
  • Kate sang. (…The concert was wonderful.)
  • He was reading. (…That is why he did not hear the doorbell ring.)
  • The Statue of Liberty used to shine. (…But being in the salty water all those years has made it green.)
  • I used to love shrimp. (…But then I learned that I am allergic to it.)
  • Sally hated swimming. (…She had to do it every day in school.)

Gelecek ile İlgili Açıklamalar Yapmak

10. Bir kişinin gelecekte ne yapacağını ifade etmek.

Kalıp: [Noun] is going to [verb]. / [Noun] will [verb].

Notlar: Gelecek zaman kipinin harika yanı, herhangi bir fiil çekimini hatırlaman gerekmemesidir! Bir cümleyi gelecek zaman kipine dönüştürmek için fiilin önüne “is going to” ya da “will” eklemen yeterli. Bu kalıbı herhangi ek ayrıntı olmaksızın kullanmak bu eylemi kısa süre içerisinde gerçekleştireceğin anlamına gelir.

Örnekler:

  • I am going to dance.
  • We are going to eat.
  • The baby is going to sleep.

11. Bir şeyin ne zaman gerçekleşeceğini ifade etmek.

Kalıp: [Noun] will [verb] [preposition] [time]./ [Noun] is going to [verb] [time adverb].

Notlar: Gelecekte meydana gelecek şeyler hakkında konuşmak için bu kalıbı kullan. Belirli bir zaman kullanacaksan bir edat kullanılması gerekir. Bir saati belirtirken “at” ve bir gün ya da tarih belirtirken “on” kullan. Bir yılı, ayı ya da başka bir zaman aralığını (“a couple of years” veya “two minutes” gibi) ifade ederken “in” kullan. Today, tomorrow ya da yesterday gibi bir zarf kullandığın zaman edat kullanmana gerek yoktur.

Örnekler:

  • The train will leave at 5:00 AM.
  • I will visit my parents in October.
  • Anthony is going to dance tomorrow.

Olumsuz Cümleler Kurmak

12. Bir kişinin olmadığını ya da yapmadığını ifade etmek.

Kalıp: [Noun] is not [adjective / verb-ing].

Notlar: Bir cümleyi olumsuz cümle haline getirmek, “not” sözcüğünü eklemek kadar kolaydır.

Örnekler:

  • The flower is not red. (…It is white.)
  • You are not wonderful. (…That’s not very nice!)
  • The Empire State Building is not tall. (…We never said the sentence has to be true!)
  • Kate is not singing. (…Why did she stop?)

13. Bir kişinin yapmadığını ifade etmek.

Kalıp: [Noun] did not [verb]. / [Noun] was not [verb -ing].

Notlar: Yukarıdaki kuralları hatırla. Yukarıdaki ilk kalıbı kullanmak eylemi odak noktası haline getirir (bunun hiçbir zaman gerçekleşmediğini söyler). “Verb -ing” ise eylemin gerçekleştiği zamanı odak noktası haline getirir (bunun belirli bir anda gerçekleşmediğini söyler).

Örnekler:

  • I did not sleep. (…I stayed awake all night.)
  • I was not sleeping. (…While the teacher gave her lesson.)
  • The customer did not pay. (…At all. How terrible!)

14. Bir kişinin gelecekte ne yapmayacağını ifade etmek.

Kalıp: [Noun] is not going to [verb]. / [Noun] will not [verb].

Notlar: Gelecek zaman cümlesini olumsuz bir cümle haline getirmek de bir o kadar zordur. Fiilin önüne “not” eklemen yeterli.

Örnekler:

  • I am not going to eat. (…I will not eat green eggs and ham!)
  • Sam will not dance. (…He has ants in his pants.)
  • The cat will not nap. (…He is going to eat first.)

Soru Sormak

15. Bir kişinin nerede olduğunu sormak.

Kalıp: Where is [noun]?

Notes: Bu kalıbı aynı zamanda yerler, şeyler ve hakkında bilgi edinmeye çalıştığın herhangi diğer isim için de kullanabilirsin.

Örnekler:

  • Where is the dog?
  • Where is George?
  • Where is the bathroom?

16. Birisinin ne yaptığını sormak.

Kalıp:What is [noun] doing?

Notlar: Burada ismin yaşayan bir şey olması gerekir. (Cansız objelerin genellikle yapacak fazla bir şeyi yoktur!)

Örnekler:

  • What is that dog doing?
  • What is Sal doing?
  • What is the baby doing?

17. Bir şeyin ne zaman gerçekleşeceğini sormak.

Kalıp: When will [noun] [verb]?

Notlar: Gelecekte gerçekleşecek etkinlikler hakkında daha fazlasını öğrenmek istiyorsan bu kullanışlı bir cümle yapısıdır.

Örnekler:

  • When will the train leave?
  • When will Fran visit?
  • When will your mom call?

18. Bir şeyi yapan kişinin kim olduğunu sormak.

Kalıp: Who is [verb -ing]? / Who is [verb -ing] [noun]?

Notlar: Bu kalıp biraz daha farklıdır. Hem şimdiki zamanı hem de yakın geleceği ifade edecek şekilde kullanılabilir. Belirli bir eylemi kimin gerçekleştirdiğini bulmak için bunu kullan (örneğin, bir trampet sesi duyduysan ve bunu kimin çaldığını bilmek istiyorsan.) Ya da bir eylemi yakın gelecekte kimin gerçekleştireceğini bulmak için kullan—örneğin, bir seyahate çıkacaksan ve arabayı kimin süreceğini bilmek istiyorsan.

Eğer eylem bir şeye yönelik olarak gerçekleştiriliyorsa, cümlenin eksik olmaması için o şeyi de eklemeyi unutma!

Örnekler:

  • Who is playing the trumpet?
  • Who is driving?
  • Who is cooking? (…It smells great!)

 

Yukarıda öğrendiğin kolay İngilizce cümleler sadece başlangıçtır.

İlk Legoları yerlerine yerleştirdin.

Şimdi kaleyi inşa etmeye başla!

Yuliya Geikhman

Yuliya is a freelance writer and editor based in NYC. She's been writing professionally since 2009 and editing since 2018 and has a degree in English education that's gathering dust in a drawer. She answers to Yuliya, Julie and Hey You.

« İngilizce Okuma Pratiği Yapmak için En İyi 12 İngilizce İnternet Sitesi

En İyi 10 Online Akademik İngilizce Kursu »

Bir dili öğrenirken günlük konuşmalarda sıklıkla kullanabileceğiz yapıları bilmek ve bunları yerli yerinde kullanabilmek çok önemlidir. “Neither” ve “either” da bu yapılar arasında yer alır. “Neither… nor…”, “either… or…” ya da sadece “neither” ve “either” olarak karşımıza çıkan bu yapıların kullanımını örneklerle ve karşılaştırmalı olarak gösterdik.

Bu yazımızdaki örnekleri inceleyerek “neither… nor…” kullanımı konusunda kafanızdaki soru işaretlerinden kurtulabilirsiniz.

“Neither… nor…” kullanımı ile ilgili örnek cümleler

Öncelikle Türkçe karşılığını vererek başlayalım. “Neither… nor…” Türkçede “ne… ne de…” anlamına gelmektedir. Şairin “Ne içindeyim zamanın ne de büsbütün dışında” dizelerindeki ya da “Ne sen geldin ne de ben bekledim” derkenki gibi.

Konuya ısındıysak şimdi biraz daha derine inelim. Gramer olarak “neither… nor…” kullanımı olumsuz anlam içermektedir. Bu yüzden ayrıca “not” kullanılmaz. Anlam doğrudan olumsuzdur.

Aşağıdaki örnekleri inceleyelim:

İngilizce: Neither Ali nor Mustafa came to my birthday party.
Türkçesi: Ne Ali ne de Mustafa doğum günü partime geldi.

Yukarıdaki örnekte gördüğünüz gibi herhangi bir olumsuzluk bildiren ifade olmamasına rağmen cümle olumsuzdur. Yine iki eylemin de gerçekleşmemesi durumu söz konusudur.

Bir başka örnek ile devam edelim. Diyelim ki bir Fransız ve bir Alman çift yanınıza geldi ve size Fransızca ya da Almanca konuşup konuşamadığınızı sordu. Ancak siz iki dili de bilmiyorsunuz. Harika İngilizcenizle aşağıdaki gibi cevap verebilirsiniz:

Fransız ve Alman çift: Hi, do you speak French or German?
Siz: Unfortunately, I can speak neither French nor German!

Türkçeye çevirecek olursak:

Fransız ve Alman çift: Merhaba, Fransızca ya da Almanca biliyor musunuz?
Siz: Maalesef ne Fransızca ne de Almanca biliyorum!

“Neither” ne demek?

Yukarıda “neither… nor…” ifadesinin nasıl kullanıldığını anlattık. Şimdi de tek başına “neither”ın nasıl kullanıldığına ve ne anlama geldiğine bakalım.

“Neither” tek başına kullanıldığında seçeneklerden her ikisinin de geçerli olmadığı durumları ifade eder. Bu bağlamda “neither of” olarak da kullanılabilir. Örnekleri inceleyelim.

Örnek cümle: Neither of my kids like swimming.
Türkçe çevirisi: Çocuklarımdan ikisi de yüzmeyi sevmez.

“Neither”ın en çok kullanıldığı durumlardan birini de aşağıdaki örnekte görebilirsiniz:

Arkadaşınız: I do not like running.
Siz: Me neither!

Örnekte görüldüğü gibi arkadaşınız koşmayı sevmediğini söylemektedir. Eğer siz de koşmaktan hoşlanmıyorsanız “Me neither.” yani “Ben de hoşlanmıyorum.” şeklinde cevap verebilirsiniz.

“Nor” kullanımına da bir örnek vererek “neither… nor…” konusunu bitirip “either… or…” ile devam edelim.

Arkadaşınız: My kid does not wake up early anymore.
Siz: Nor does mine. (ya da “Neither does mine.”)

Yukarıdaki örnekte görüleceği gibi ilk konuşmacı “Benim çocuğum artık erken kalkmıyor.” derken karşısındaki kişi de “Benim çocuğum da (artık erken kalkmıyor).” şeklinde cevap veriyor.

“Either… or…” kullanımının açıklaması ve örnek cümleler

“Either… or…” ifadesi Türkçeye “ya… ya da” şeklinde çevrilmektedir. Kullanım itibarıyla “neither… nor…” kalıbının zıttı gibi düşünebilirsiniz. Gramer olarak da olumlu ve olumsuz cümle yapısı bakımından birbirlerine zıt bir kullanımları söz konusudur.

Aşağıdaki, “either… or…” kullanımının aklınızda tam olarak kalması için çok güzel bir örnektir.

Mustafa Kemal Pasha yelled “Either independence or death.”
Türkçesi: Mustafa Kemal Paşa “Ya istiklal ya ölüm!” diye haykırdı.

Diğer örnekler ile devam edelim:

Either you take us to the airport or we take a taxi.
Ya sen bizi havalimanına götürürsün ya da biz taksi ile gideriz.

Başka bir örnek:

We will go either to the beach or to the picnic on Saturday.
Cumartesi günü ya plaja ya da pikniğe gideceğiz.

“Either” ifadesinin tek başına kullanımı

“Either” ifadesi de “neither” gibi tek başına kullanılabilmektedir. Bu durumda “ben de…” ya da “biri, ikisinden biri” anlamlarına gelmektedir.

Aşağıdaki örnekleri birlikte inceleyelim:

Arzu: Should we go by bus or take a taxi to the hotel?
Meryem: Either way is okay for me.

Türkçesi:

Arzu: Otele otobüsle mi gidelim yoksa taksi ile mi?
Meryem: Her ikisi de benim için uygun.

Bir başka örnek:

Fatih: Which car is better? A BMW or a Mercedes?
Ali: Either car is good but I would prefer Mercedes.

Türkçesi:

Fatih: Hangi araba daha iyi? BMW mi yoksa Mercedes mi?
Ali: İki araba da güzel ama ben olsam Mercedes’i tercih ederdim.

Aşağıdaki örnekte “either”ın başka bir kullanımını görebilirsiniz.

The bag has pockets on either sides.
Çantanın her iki tarafında da cep var.

Şimdi de “either”ın olumsuz kullanımına birkaç örnek verelim.

I am not a football player, my brother is not a footbal player either.
Ben bir futbolcu değilim, kardeşim de bir futbolcu değil.

Başka bir örnek:

Necip: I do not like seafood.
Mürvet: I do not like either. (ya da “Neither do I.”)

Yukarıdaki örneğin Türkçesi:

Necip: Ben deniz ürünlerini sevmem.
Mürvet: Ben de sevmem.

Yukarıdaki örnekte gördüğünüz gibi “I do not like either.” şeklinde cevap veren Mürvet “Neither do I.” cevabını da verebilirdi. İkisi de aynı anlama gelmektedir.

“Neither… nor” ve “either… or…” ile ilgili bol bol örnekler verdiğimiz yazımızı okuduktan sonra günlük dilde konuşmalarınızın çok akıcı hâle geldiğini fark edeceksiniz.

Sizler de kendi kendinize örneklerin sayısını artırabilir ve konuyu pekiştirebilirsiniz. Böylece izlediğiniz filmleri, okuduğunuz kitapları ya da konuştuğunuz kişileri zorlanmadan anlayabilirsiniz.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır