Arşiv Bağlantısı
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Sorulara DönEvrim Ağacı'na Destek Ol
Evrim Ağacı'nın % okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katmak için hemen buraya tıklayın.
Popüler Yazılar
EA Akademi
Evrim Ağacı Akademi (ya da kısaca EA Akademi), yılından beri ürettiğimiz makalelerden oluşan ve kendi kendinizi bilimin çeşitli dallarında eğitebileceğiniz bir çevirim içi eğitim girişimi! Evrim Ağacı Akademi'yi buraya tıklayarak görebilirsiniz. Daha fazla bilgi için buraya tıklayın.
Etkinlik & İlan
Bilim ile ilgili bir etkinlik mi düzenliyorsunuz? Yoksa bilim insanlarını veya bilimseverleri ilgilendiren bir iş, staj, çalıştay, makale çağrısı vb. bir duyurunuz mu var? Etkinlik & İlan Platformumuzda paylaşın, milyonlarca bilimsevere ulaşsın.
Podcast
Evrim Ağacı'nın birçok içeriğinin profesyonel ses sanatçıları tarafından seslendirildiğini biliyor muydunuz? Bunların hepsini Podcast Platformumuzda dinleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify, iTunes, Google Podcast ve YouTube bağlantılarını da bir arada bulabilirsiniz.
Aklımdan Geçen
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki
Bugün Öğrendim ki
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Bilim, hep birlikteyken güzel. 'te Evrim Ağacı'na destek olun!
Bu yıl sayfamızda gezdiniz.
yılından beri Türkiye'de bilim iletişimini geliştirmek adına durmaksızın ter döküyoruz ve sizin gibi bilimseverlerin destekleri sayesinde Türkiye'nin en çok ziyaret edilen, en güvenilir, en büyük bilim arşivini yaratmaya devam ediyoruz. Sitemizde reklamlar görüyor olsanız da bunların bize getirisi önemsenmeyecek kadar az. Bizi ayakta tutan, Türkiye'deki bilimseverlerin gönüllü destekleri. Eğer yılında da Türkiye'de bilimi yeşertme çabalarımıza katkı sağlamak isterseniz, maddi destekçilerimiz arasına katılabilirsiniz. Hatta bu sayede sitemizi ve mobil uygulamamızı tamamen reklamsız bir şekilde kullanmanız mümkün olacak. Tek seferlik destek olun veya daha iyisi, aylık destekçilerimiz arasına şimdi katılın.
Kreosus (₺)YoutubePatreonDiğer Yöntemler
Evrim Ağacı
Türkiye'deki bilimseverlerin buluşma noktasına hoşgeldiniz!
Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.
Geri dön
Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.
Geri dön
“ Eğer ki Kuantum Mekaniği sizi derinden sarsmadıysa, onu henüz anlamamışsınız demektir.”
Niels Bohr
Bilim İçin 30 Saniyeniz Var mı?
Evrim Ağacı, tamamen okur ve izleyen desteğiyle sürdürülen, bağımsız bir bilim oluşumu. Ücretsiz bir Evrim Ağacı üyeliği oluşturmanın çok sayıda avantajından biri, sitedeki reklamları %50 oranında azaltmak (destekçilerimiz arasına katılarak reklamların %'ünü kapatabilirsiniz). Evrim Ağacı'nda geçirdiğiniz zamanı zenginleştirmek için, sadece 30 saniyenizi ayırarak üye olun (üyeyseniz, giriş yapmanızı tavsiye ederiz).
Üye Ol
Giriş Yap
Üyeliğin AvantajlarıRenk, gözümüze gelen ışığın dalga boyları ile ilgili bir durum, bunu zaten biliyorsunuzdur. Bu dalga boylarının karışımı (veya tekil olarak hangi dalga boylarının geldiği), hangi rengi gördüğümüzü belirliyor. Bu dalga boylarını da etkileyen 3 ana unsur var:
Yani ışık gözümüze direkt geliyorsa, kaynağın nitelikleri (hangi dalga boyunda/boylarında ışık saçtığı) rengi belirliyor. Eğer ışık gözümüze bir yüzeyden yansıyarak gelirse, yüzeyin hangi dalga boylarını emip, hangilerini geri saçtığıyla belirleniyor. Eğer ışık gözümüze bir ara ortamdan geçerek (kırılarak ve/veya yansıyarak) gelirse, o ortamın hangi dalga boyunu ne kadar kırdığı rengi belirliyor (bununla ilgili olarak Snell Yasası'nı öğrenebilirsiniz).
Uzayda pigment veya yansıyacak yüzey olmadığı için (en azından gezegenler, vs. hariç tutulursa), ışığın kaynağının saçtığı dalga boyları, gördüğümüz rengi doğrudan belirliyor. Bu da, örneğin Güneş'in aslında beyaz renkte olmasına neden oluyor (çünkü tüm dalga boylarında ışık saçıyor); ancak Dünya atmosferinin altında onu sarı, turuncu, kırmızı olarak görüyoruz, çünkü atmosferin kırılma indisi bu renklerin geçmesine izin veriyor, diğerlerinin saçılmasına neden oluyor. Uzayın kendisinde bir "ortam" bulunmadığı için, herhangi bir kırılma indisi de bulunmuyor (yani bunun renklere etkisi yok).
Tüm bu ön bilgilerden sonra, uzayın siyah olduğu sonucuna varıyoruz, çünkü uzayın kendisi bir ışık kaynağı değil, dolayısıyla uzayın kendisinden gözümüze herhangi bir ışık gelmiyor ve bu durumu beynimiz siyah olarak algılıyor.
Tabii işin bir de Olbers Paradoksu boyutu var: Uzay, neden ışıkla dolu değil? Bunun en olası cevabı da uzayın sonsuz büyüklükte olmaması. Ama uzayın bir rengi olacak olsaydı bile bu, uzayın kendisinden değil, uzaydaki diğer ışık kaynaklarından (yıldızlardan) kaynaklanıyor olurdu.
3, görüntülenme
Orijinal Soru: Uzayda gökyüzü neden siyah/karanlık renktedir?
Görme eylemi, bir ışık kaynağından direk gelen ışınlar yada ışığın bir maddeye çarpıp sonra bizim gözümüze kadar ulaşması sonucu sonucu ortaya çıkar. Mesela geceleri Ay'ı ışık yansıması sayesinde görürüz. Uzayın çok büyük bir kısmı insan aklının kavramakta zorlandığı devasa bir vakumdur. Gök cisimlerinin araları birbirine çok uzaktır, o yüzden eğer yıldız, galaksi yada başka bir gökcisminin olmadığı bölgeler tamamen karanlık görünür. [1]
görüntülenme
Orijinal Soru: Uzayda gökyüzü neden siyah/karanlık renktedir?
Cevap basit boşluk boşluk değildir sadece gözümüz algılamaz. Karanlık gözümüze göre vardır. Işık tayfının çok küçük bir aralığındaki frekansları gözümüz algılar. Uzay aslında ışıkla doludur. Bu ışık kozmik fon radrasyonu veya kozmik arka plan ışıması diye anılır. Bu uzayı dolduran ışık büyük patlamadaki çok yüksek ışımadan yani bir plazma halinden kalan ışığın evren genisledikce düşük mikro dalga yani kırmızıya kaymış frekansı düşük ışıktır. Gözümüz bu ışığı düşük frekanslı ışık olması nedeniyle algılamaz. Karanlığı yani aslında bilinclerimiz var eder. Karanlık da bir nesnedir özünde. Karanlık algısı olmasa karanlık diye göreceğimiz bir şey de ortada yoktur. [1]
görüntülenme
Uzayda, ışık kaynaklarından çıkan ışınları yansıtacak bir tabaka yoktur. Işık saçan güneş ve yıldızlardan çıkan ışık ışınları uzayın dört bir tarafına savrulur. Bir yerden yansımadığı içinde tekrar bize gelmezler. Bize geri gelen ışınlarda vardır; en güzel örneği dünyanın uydusu, aydır. Güneşten gelen ışık ışınları aydan yansıyarak gözümüze gelir. Bu şekilde ayı aydınlık görürüz. Aynı şekilde aslında ışık saçmayan gök cisimlerini de ışık kaynaklarından gelen ışınların yansıması ile görürüz. Uzayı karanlık görmemizin nedeni de budur. Çevresini sarmalayan ve aynı zamanda ışığı yansıtan bir cisim olmadığı için baktığımızda gözümüze yansıyan ışın gelmediği için her yer bizim için karanlıktır. Eğer yansıyan ışınlar varsa bile göremememizin 2. bir nedeni vardır: Karanlık madde. Karanlık maddenin, şimdiye kadar yapılan araştırmalar sonucunda uzaydaki enerjiyi emdiği ortaya çıkmıştır. Işıkta bir enerji olduğuna göre ışık ışınları karanlık madde tarafından emilir. Eğer uzayın bir sınırı varsa bile karanlık maddeler bu ışınları emmektedir. Üçüncü ve son açıklama ise evrenin genişliğiyle ilgilidir. Eğer evrenin X ışık yılı önce oluştuğunu ve genişleme hızının bu X ışık yılı hızından daha büyük olduğunu varsayarsak, uzayı çevreleyen bir katman varsa bile ışık kaynaklarından çıkan ışınlar daha uzayı çevreleyen cisimden yansımamış ve gözümüze gelmemiştir. Eğer uzay tek bir noktadan genişlemiyorsa tüm noktaları genişlemekte ise bu ışınların gözümüze hiçbir zaman gelmeme olasılığı bile vardır.
Uzay, evrende bulunan milyarlarca yıldıza rağmen hala karanlıktır. Peki Uzay Neden Karanlıktır? Olbers Paradoksu Nedir? Güneş Dünyamızı Aydınlatırken Uzay Neden Karanlıktır? İşte Uzay Karanlığı ile ilgili tüm detaylar…
Uzay Neden Karanlıktır?
Soru gayet basit gibi görülebilir, fakat bunu cevaplamak biraz karmaşıktır. Johannes Kepler, Edmond Halley gibi birçok bilim insanı yüzyıllar boyunca bu soruya cevap bulmaya çalıştı. Dünya atmosfer ile çevrilidir. Atmosfer içerisinde su damlacıkları, gaz ve tozlar bulunur. Güneşten gelen ışınlar atmosfer içerisindeki bu maddelere çarpar ve her yöne dağılır. Dağılan ışınların cisimlerden yansıyarak gözümüze gelmesi sayesinde, cisimleri ve onların sayısız tondaki renkleri görebiliyoruz. Yani eğer uzayda ışığın çarpıp gözümüze geleceği bir durum olmazsa etrafı karanlık görürüz. Uzayın boşluk olduğunu düşünürsek, bu durumu anlayabiliriz. Örneğin Ay’dan Dünyaya bakıldığında Ay’ın atmosferi bulunmadığından etraf karanlık görünür. Beyin yakan kısım burada başlıyor, eğer tüm evrendeki milyarlarca yıldız, çevresine ışık saçıyorsa Dünya’dan bakan birinin evreni karanlık değil, aydınlık olarak görmesi gerekmez midir? Fakat bunun böyle olmadığını biliyoruz. Bu durum Olbers paradoksu olarak biliniyor.
Olbers Paradoksu Nedir?
Bu paradoks Heinrich Olbers tarafından yılında ortaya atılmıştır. Bu paradoksu çözmek için çok sayıda açıklama üretilmiştir. Bunlardan en iyisi ve şuan geçerli olan açıklama, evrenin sonsuz olmadığı kullanılarak yapılan açıklamadır. Evren yaklaşık milyar yaşında olduğunu biliyoruz yani biz sadece gezegenimize milyar ışık yılı uzaklığındaki yıldızları görebiliriz. Yani yıldızlardan çıkan ışık ışınları henüz bize ulaşmış değiller. Uzayın karanlık olmasının bir diğer nedeni ise şu şekilde açıklanır.
Işığın bir dalga boyu ve frekansı vardır, ışık yalnızca belli bir aralıktaki dalga boyunda görünür hale gelir. Bu aralıktan büyük ve küçük dalga boylarında ışığı göremeyiz. Işık kaynağı sizden uzaklaşıyorsa, ışığın dalga boyu büyür. Evrenin genişlediğini ve yıldızların bizden uzaklaştığını düşünürsek, dalga boyu büyüyen ışık, kırmızıya kayar ve görünür bölgenin dışında kalır bu nedenle gözle görülemez. Küçük bir örnekle açıklarsak, örneğin kaldırımda yürüyorsunuz bu sırada, bir araba hızla, size doğru geliyor, araba uzaklaştıkça arabadan gelen sesin değiştiğini fark edersiniz. Bu etkiye Doppler Etkisi adı verilir.
Güneş Dünyamızı Aydınlatırken Uzay Neden Karanlıktır?
Uzayda, ışık kaynaklarından çıkan ışınları yansıtacak bir tabaka yoktur. Işık saçan güneş ve yıldızlardan çıkan ışık ışınları uzayın dört bir tarafına savrulur. Bir yerden yansımadığı içinde tekrar bize gelmezler. Bize geri gelen ışınlarda vardır; en güzel örneği dünyanın uydusu, aydır. Güneşten gelen ışık ışınları aydan yansıyarak gözümüze gelir. Bu şekilde ayı aydınlık görürüz. Aynı şekilde aslında ışık saçmayan gök cisimlerini de ışık kaynaklarından gelen ışınların yansıması ile görürüz. Uzayı karanlık görmemizin nedeni de budur. Çevresini sarmalayan ve aynı zamanda ışığı yansıtan bir cisim olmadığı için baktığımızda gözümüze yansıyan ışın gelmediği için her yer bizim için karanlıktır. Eğer yansıyan ışınlar varsa bile göremememizin 2. bir nedeni vardır: Karanlık madde. Karanlık maddenin, şimdiye kadar yapılan araştırmalar sonucunda uzaydaki enerjiyi emdiği ortaya çıkmıştır. Işıkta bir enerji olduğuna göre ışık ışınları karanlık madde tarafından emilir. Eğer uzayın bir sınırı varsa bile karanlık maddeler bu ışınları emmektedir. Üçüncü ve son açıklama ise evrenin genişliğiyle ilgilidir. Eğer evrenin X ışık yılı önce oluştuğunu ve genişleme hızının bu X ışık yılı hızından daha büyük olduğunu varsayarsak, uzayı çevreleyen bir katman varsa bile ışık kaynaklarından çıkan ışınlar daha uzayı çevreleyen cisimden yansımamış ve gözümüze gelmemiştir. Eğer uzay tek bir noktadan genişlemiyorsa tüm noktaları genişlemekte ise bu ışınların gözümüze hiçbir zaman gelmeme olasılığı bile vardır.
Bu sesli yayına Bilim Genç Spotify, Google Podcasts, Apple Podcasts ve YouTube kanalları üzerinden de ulaşabilirsiniz.
Ancak durum aslında çok daha karmaşıktır. Geceleri gökyüzünün neden karanlık olduğu yüzyıllarca bilim insanlarının kafasını meşgul etmiş bir soru ve cevaplanması ancak geçen yüzyılda yaşanan bilimsel gelişmelerden sonra mümkün oldu. Öncelikle Olbers paradoksu olarak adlandırılan bu durumun nereden kaynaklandığına bir göz atalım. Daha sonra da paradoksun nasıl çözüldüğünü görelim.
Gözlemler uzayın büyük ölçekteki yapısının izotropik olduğunu gösterir. Başka bir deyişle gökyüzünde hangi yöne bakarsanız bakın homojen bir dağılım görürsünüz. Eşit alanların içinde hemen hemen aynı sayıda gökada, yıldız vs. vardır. Öyle ki hangi yöne bakarsanız bakın, gözünüze o yöndeki bir yıldızdan ışık gelir. Daha uzak olan yıldızlardan gelen ışık miktarı tabii ki daha az olacaktır ancak daha uzak mesafelerdeki yıldızların sayısı daha çoktur. Dünya’yı uzayda bir nokta olarak düşünecek olursak, Dünya’ya eşit uzaklıkta olan noktalar bir kürenin yüzeyinde bulunacaktır. Kürenin yüzey alanı, yarıçapının karesiyle orantılı olduğu için -uzaydaki madde dağılımının homojenliğini de hesaba katarak- Dünya’ya olan mesafe iki katına çıktığı zaman o uzaklıktaki yıldızların sayısı dört katına çıkacaktır. Ancak yıldızlardan ulaşan ışığın miktarıysa aradaki uzaklığın karesiyle ters orantılıdır. Dolayısıyla Dünya’ya farklı uzaklıklardan ulaşan ışık miktarı aynı olmalıdır. Ancak geçmişte evrenin sonsuz olduğu düşünülüyordu ve bu bir paradoksa yol açıyordu: Herhangi bir uzaklıktaki yıldızlardan aynı miktarda ışık Dünya’ya ulaşıyorsa ve evren sonsuzsa gökyüzü geceleri de parlak olmalıydı.
Olbers paradoksu üzerinde yorum yapanlardan biri de ABD’li edebiyatçı Edgar Allan Poe’ydu. Poe, geceleri gökyüzünün karanlık olmasının nedeninin, evrenin sadece bir kısmının gözlemlenebilmesi olduğunu öne sürdü. Eğer ışık uzayda sonlu bir hızla yol alıyorsa ve evrenin yaşı da sonluysa -uzay sonsuz olsa bile- ancak belirli bir hacmin içindeki yıldızlardan gelen ışığın Dünya’ya ulaşması mümkündür. Poe’ya göre bu hacmin içindeki yıldızların yoğunluğu geceleri de gökyüzünün aydınlık olması için yeterli değildi. Bu düşünce doğrudur, ancak Olbers paradoksunun çözümü için tek başına yeterli değildir.
Büyük Patlama’nın varlığı yeni bir paradoks doğmasına yol açar. Büyük Patlama’dan kısa süre sonra tüm evren çok sıcaktı ve ışıkla doluydu. Öyle ki uzaydaki her nokta yıldızların yüzeyi kadar parlaktı. Bu durumda bugün uzayda herhangi bir yöne baktığımız zaman Büyük Patlama’dan arta kalan ışığı görmemiz gerekmez mi? Bu paradoksun çözümü ise evrenin genişlemekte olduğu gerçeğinde yatar. Esasen uzayda her yönde Büyük Patlama’dan arta kalan ışık vardır. Ancak evrenin genişlemesi sebebiyle, kozmik mikrodalga artalan ışıması olarak adlandırılan bu ışığın dalga boyu uzamıştır. İnsan gözü, ışık tayfının mikrodalga kısmında kalan artalan ışımasını algılayamaz.
Özetle geceleri gökyüzünün karanlık olmasının en önemli nedenleri, evrenin genişlemekte olması ve yaşının sonlu olmasıdır.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası