bayram namazı kameti / Bayram Hutbe Duası ve Bayram Namazı Müezzinliği

Bayram Namazı Kameti

bayram namazı kameti

Kamet nedir ve namazda kamet nasıl getirilir? Kamet duası Arapça okunuşu

Kamet nedir ve namazda kamet nasıl getirilir? Kamet duası Arapça okunuşu

Dinimize göre erkeklerde farz namazlara başlamadan önce kamet getirmenin Peygamber Efendimiz (SAV)'in sünnet olduğu bilinmektedir. Farz namazlardan sonra erkeklerin okuduğu kamet sözleri ve anlamı! Kamet getirirken ne okunur? Namazda kamet getirme

5 vakit farz namazlardan önce, namaza durulduğu zaman okunan ezan benzeri sözler 'kamet' olarak nitelendirilir. Evde tek başına kılınan namazlara göre, toplu bir şekilde cemaatle kılınması daha faziletli olan namazda, erkeklerin her farz namazdan önce kamet getirmesi Sevgili Peygamber Efendimiz (SAV)'in sünnetlerindendir. Farz namazların dışında bazı durumlardan dolayı vakti kaçırılıp kılınmayan kaza namazlarında da kamet getirmek sünnettir. Kamet getirilmediği zaman günahı olmayan ama getirildiği zamanda amel defterini hayırla dolduran bu davranış, Hanefi mezhebinin hukukuna göre ezanın benzeridir.

  • Sözleri 2 defa tekrarlanan kametle ilgili Efendimiz (SAV), Bilâl (r.a)'e hitaben şöyle buyurmaktadır: "Ezan okuduğun zaman ağır ağır oku. Kamet getirdiğin zaman ise hızlı oku " (Tirmizi, Salât, 29). Ezana göre daha hızlı bir şekilde okunan kamet ile ezanı iyi ayırt etmek gerekir.
  • Bayram namazı, cenaze namazı, vitir namazı ve nafile namazlarda kamet getirilemez.
  • Kamet getirme davranışı yalnızca erkeklere hastır

Namaz sureleri sıralaması! Namaz kılarken okunan zammı surelerİLİŞKİLİ HABERNamaz sureleri sıralaması! Namaz kılarken okunan zammı sureler

KAMET KAÇ DEFA GETİRİLİR? KAMET SÖZLERİ TEKRARLARININ SAYISI

Kamet nedir, kamet nasıl getirilir?

Kamet nedir, kamet nasıl getirilir?

Kamet getirirken sözlerin kaç defa tekrarlanacağı konusunda farklı rivayetler vardır. Bazı alimler 4 kez okunan baştaki tekbir sözleri haricinde ezan ve kamet sözlerinin 2'şer kez okunabileceği öne sürülmüştür. Abdullah b. Zeyd’in rüya rivayetinde kamet ve ezanın başındaki tekbir 4 kez, diğer cümleler ise 2 kez olarak zikredilmiştir (Ebû Dâvûd, Salât, 28). Şöyle bir rivayette geçmektedir: “Resûlullah’ın (SAV) ezanında ve kâmetinde cümleler çift çift idi.” (Tirmizî, Salât, 30).

NAMAZDA KAMET NASIL GETİRİLİR? 

"Allâh-ü Ekber" (Allah en büyüktür) (4 kere),

"Eşhedü en lâ ilâhe İllAllah" (Şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur) (2 kere),

"Eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah" (Şahitlik ederim ki Muhammed Allah'ın elçisidir) (2 kere),

"Hayye ale's-salâh" (Haydi namaza) (2 kere),

"Hayye ale'l-felâh" (Haydi kurtuluşa) (2 kere),

"Kad Kâmeti's Salâh" (Namaz başladı) (2 kere),

"Allâh-ü Ekber" (Allah en büyüktür) (2 kere),

"Lâ ilâhe İllAllah" (Allah'tan başka ilâh yoktur) (1 kere).

NAMAZDAN ÖNCE OKUNAN KAMET SÖZLERİNİN ANLAMI:

"Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah'tan başka ilah olmadığına şehadet ederim, Allah'tan başka ilah olmadığına şehâdet ederim, Muhammed'in Allah'ın rasûlü olduğuna şehadet edelim. Muhammed'in Allah'ın Rasûlü olduğuna şehadet ederim. Haydin namaza, Haydin namaza, Haydin kurtuluşa, Haydin kurtuluşa, Namaz başladı. Namaz başladı, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür Allah'tan başka ilah yoktur."

KAMET DUASI ARAPÇA OKUNUŞU:

Kamet duası arapça okunuşu

Kamet duası arapça okunuşu

Kadir gecesi faziletleri ve ibadetleri! Kadir gecesi ayın kaçında? Kuran nasıl indirildi?

İLİŞKİLİ HABER

Kadir gecesi faziletleri ve ibadetleri! Kadir gecesi ayın kaçında? Kuran nasıl indirildi?

Bayram namazı nasıl kılınır, kaç rekat? Bayram namazı niyeti nasıl edilir?

Bayram namazı her yıl camilerde cemaatle kılınır. Diyanet tüm illere için Kurban bayramı namazı vakitlerini yayınladı. Bayram namazı niyeti edildikten sonra iki rekât kılınır. Niyet edilirken hangi bayram namazı kılınacaksa o zikredilir.

Yayınlanma:

Bayram namazı nasıl kılınır, kaç rekat? Bayram namazı niyeti nasıl edilir?

Toplumsal birlik ve beraberliğe önemli bir katkı sunan bayram namazı herkesin Allah katında eşit bir kul olduğunu bizlere anlatır. Bayram namazına gitmeden önce dini bilgilerinizi haberimizi okuyarak tazeleyebilirsiniz.

BAYRAM NAMAZI NASIL KILINIR?

Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı namazları ikişer rekâttır ve kılınışları aynıdır.

Bayram namazları cemaatle kılınır. Namaz vakti girince, ezan ve kamet getirilmeksizin imam-hatip, Ramazan veya Kurban bayramı namazına niyet eder. Cemaat de aynı şekilde bayram namazını kılmak üzere mevcut imam-hatibe uymaya niyet eder.

İmam, “Allâhü ekber” diyerek tekbir alır ve ellerini bağlar. Cemaat de aynı şekilde tekbir getirip ellerini bağlar. İmam ve cemaat içlerinden “Sübhâneke” duasını okur. Sonra İmam ve cemaat, “Allâhü ekber” diyerek tekbir alır, eller kulaklar hizasına kadar kaldırılıp yana bırakılır. Sonra aynı şekilde “Allâhü ekber” diyerek bir tekbir daha alınır ve eller yine yana bırakılır. Üçüncü kere “Allâhü ekber” diyerek tekbir alınır ve bu sefer eller bağlanır. Tekbirler arasında üç defa “sübhanellâhi’l-azîm” diyecek kadar beklenir. Bundan sonra cemaat susup bekler. İmam, gizlice eûzü-besmele çeker, Fatiha ve zamm-ı sûreyi sesli olarak okur, sonra rükû ve secdeler yapılır ve ikinci rekâta kalkılır. İkinci rekâtta imam, gizlice besmele çeker, “Fatiha” ve “zamm-ı sûre”yi yine sesli olarak okur. Ardından imam ve cemaat, “Allâhü ekber” diyerek tekbir alır, eller kulaklar hizasına kadar kaldırılıp yana bırakılır. Peşinden aynı şekilde “Allâhü ekber” diyerek bir tekbir daha getirilip eller yine yana bırakılır. Sonra aynı şekilde üçüncü bir tekbir daha alınır ve eller yine yana salınır. İlk rekâtta olduğu gibi ikinci rekâtta da tekbirler arasında üç defa “sübhânellahi’l-azîm” diyecek kadar beklenir. Üçüncü tekbirin akabinde “Allâhü ekber” diyerek rükûa varılır. Tıpkı birinci rekâtta olduğu gibi rükû ve secdeler tamamlanır. İkinci secdeden sonra oturulur. “Tahiyyât”, “Salli” “Bârik”, “Rabbenâ âtinâ” ve “Rabbena’ğfirlî” duaları okunur. Sağa ve sola selam verilerek namazdan çıkılır.

Buna göre bayram namazlarının her iki rekâtında, diğer namazlara göre fazladan üçer tekbir getirilmiş olur ki bunlara “zevâid tekbirleri” denir. Bu tekbirleri getirmek vaciptir.

Selam verildikten sonra İmam-hatip minbere çıkıp bir hutbe okur. Bu hutbe Cuma hutbesinde olduğu gibi iki kısımdan oluşur. Hutbeye “Allâhu ekber, Allâhu ekber, lâ ilâhe illallâhu vellâhu ekber, Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd” diye tekbir getirilerek başlanır. Cemaat de tekbire katılır.

İmam-hatip, bayram hutbelerinde genel olarak bayramın birleştirici özelliğinden bahseder. İslâm kardeşliği, yardımlaşma gibi konulara değinir. Ayrıca, Ramazan bayramı hutbesinde, zekât ve sadaka ibadetleri; Kurban bayramı hutbesinde ise Kurban ibadeti ve teşrik tekbirleri hakkında bilgiler verir.

“Teşrik tekbirleri”; Kurban Bayramı arefesinde sabah namazından başlayıp bayramın dördüncü günü ikindi namazı sonrasına kadar yirmi üç vakitte farz namazların ardından getirilen tekbirlerdir. Bu tekbirler vaciptir.

Teşrik tekbirleri; “Allâhü ekber, Allâhü ekber, lâ ilâhe illallâhu vellahu ekber, Allâhü ekber ve lillahi’l-hamd” cümlelerinden oluşur.

BAYRAM NAMAZINA NASIL NİYET EDİLİR?

Niyet edilirken hangi bayram namazı kılınacaksa o zikredilir. Örnek olarak “Niyet ettim Allah'ım senin rızan için Ramazan Bayramı namazı kılmaya, uydum hazır olan imama” veya aynı şekilde “Niyet ettim Allah'ım senin rızan için Kurban Bayramı namazı kılmaya, uydum hazır olan imama” şeklinde niyet edilir.

BAYRAM NAMAZI EVDE KILINIR MI?

Diyanet’in sitesinde yer alan bilgiye göre; Hz. Peygamber (s.a.s.) ve ashabının (r.a.) tatbikatına göre kendine özgü ilave tekbirleriyle birlikte ikişer rekât olan bayram namazları daima geniş alanlarda ve cemaatle kılınmış, ardından da bayram hutbesi irad edilmiş ve bu hususta bir icma oluşmuştur. Öte taraftan fıkıh mezhepleri, bayram namazının hükmü ve bu ibadetin tek başına kılınıp kılınmayacağı konusunda farklı görüşler serdetmiştir. Kendilerine cuma namazı farz olan kimselere bayram namazı kılmak Hanefîler’e göre vâcip, Şâfiîler’e göre sünnettir. Hanefî mezhebine göre bayram namazının sahih olması için hutbe dışında Cuma namazında aranan şartların yerine gelmesi gerektiğinden, bayram namazının cemaatle kılınması şarttır. Herhangi bir sebepten dolayı bayram namazını cemaatle kılamayan kimsenin bunu kaza etmesi gerekmediği gibi bu kişinin tek başına bayram namazını kılması da gerekmez. Bayram namazını camide cemaatle kılamayanların, evlerinde iki veya dört rekât olarak duhâ/işrak (kuşluk) namazı niyetiyle nafile namaz kılmaları müstehabtır. Şafiî mezhebine göre de bayram namazının bir yerde ve topluca kılınması esastır. Bununla birlikte değişik sebeplerle cemaate katılamayanların münferit olarak kılması da caizdir. Buna göre cemaate katılmayan kişiler, kadınlar, çocuklar ve yolcular evlerinde münferiden bayram namazını kılabilirler. Bayram namazlarını sünnet olarak gören Şafiilere göre yalnız başına kılacak kimsenin hutbe okuması şart değildir. Netice itibariyle Bayram namazları oruç ve hac gibi uzun süreli ve yoğun ibadetlerin tamamlanmasının sevinç ve coşkusunu yaşamak üzere hep birlikte cemaatle kılınan ve Müslümanların vahdetini gösteren çok önemli ibadetlerdir. Ancak salgın, bulaşıcı hastalık, karantina uygulamaları gibi sebeplerle bu namazın camilerde veya musallalarda cemaatle kılınması imkanının olmadığı zamanlarda, Müslümanların yukarıda açıklanan görüşler doğrultusunda ibadet hayatlarına yön vermeleri mümkündür.

cemaatCumaCuma namazıDiyanethutbekazakurbanKurban BayramıoruçRamazan

Bayram ve Bayram Namazları

Bayram ve Bayram Namazları

Bayram Namazlarının Hükmü Nedir?

Bayram Namazlarının Kılınışı Nasıldır?

Bayram Âdâbı Nedir?

Teşrik Tekbirleri Nedir, Ne Vakit Söylenir?

Gemilerde Namaz

Bayram ve Bayram Namazları

Bayram, bir ferah ve sürur günü demektir. Arabçası İyd'dir.

Resûlüllah Efendimiz, Medine-i Münevvere'ye teşrif buyurduklarında, ora ahalisinin senede iki bayram günleri olduğunu anlayınca, "Allah Teâla size o iki bayram günlerine bedel, onlardan daha hayırlı iki bayram günü ihsân etmiştir." buyurmuş; ve o günlerin de Ramazan-ı şerîf bayramı ile Kurban Bayramı günleri olduğunu haber vermiştir.

Ramazan bayramı (Iyd-i fıtır) 3 gün; Kurban Bayramı (Iyd-i edhâ) ise 4 gündür.

Bayram Namazlarının Hükmü Nedir?

Kendilerine cuma namazı farz olan kimselere, Ramazan ve Kurban Bayramı namazları vâcibdir. Cuma namazı için lâzım olan bütün şartlar, bayram namazları için de lâzımdır. Şu kadar var ki, bayram için hutbe sünnettir ve namazdan sonradır. Hutbe okunmasa da bayram namazı sahihtir. Fakat sünnet terkedilmiş olur.

Şâfiîlerce bayram namazları sünnet-i müekkededir. Bir görüşe göre de farz-ı kifâyedir. Ve İslâmî şeâirdendir. Cemaatle kılınması efdaldir. Yalnız başına hutbesiz de kılınabilir.

Bayram namazları ikişer rek'attır ve cemaatla cehrî olarak kılınır. Ezan ve kâmeti yoktur.

Bayram Namazlarının Kılınışı Nasıldır?

Güneşin doğuşundan 50 dakika kadar bir süre geçtikten sonra bayram namazının vakti girer. Vakit girince cemaat saf olarak: "Niyet ettim vâcib olan bayram namazını kılmaya, uydum imama." diye niyet ederler. İmam da namazı kıldırmaya niyet eder. Allahü Ekber diyerek tekbir alır ve namaza durur. Cemaat da tekbir alarak namaza durur. Bu iftitah tekbiridir. Ve her namazda vardır. İftitah tekbirleri alındıktan sonra herkes içinden Sübhâneke'yi okur. Sonra imam biraz fasıla ile, birbiri ardısıra ellerini kulaklarına kaldırıp açıktan üç kere tekbir alır. Cemaat de öyle yapar. Birinci ve ikinci tekbirlerde eller yanlara salınır. Üçüncü tekbirden sonra göbeğin altına bağlanır.

Bu tekbirlere zevâid tekbirleri denir. Zevâid tekbirleri vâcibtir.

Bundan sonra imam içinden Eûzü Besmele çeker. Açıktan Fâtiha ve sûre okur. Sonra rükû' ve secdeye gidilir. İkinci rek'ata kalkılır. İkinci rek'atta imam içinden Besmele çekerek yine Fâtiha ve sûre'yi açıktan okur. Sûre bitince birinci rek'atta olduğu gibi eller kulaklara götürülerek üç kere tekbir alınır. Bunlara da zevâid tekbirleri denir. Üçüncü tekbirden sonra eller bağlanmadan tekrar Allahü Ekber denilerek rükû'a gidilir. Bu dördüncü tekbir, rükû'a eğilirken söylenen tekbirdir. Rükû'dan sonra secde yapılır. Tahiyyât, salâvat ve dualar okunarak selâm verilir. Böylece bayram namazı kılınmış olur.

Namazdan sonra imam minbere çıkarak oturmaksızın bayram hutbesine başlar. Aynen cuma hutbesinde olduğu gibi iki hutbe okur. Ancak bayram hutbelerine tekbir ile başlanır. Cemaat da bu tekbirlere hafifçe iştirâk eder.

Kurban Bayramı namazını acele kılmak, Ramazan Bayramı namazını ise biraz geciktirmek müstehabdır.

Hutbede bayramın mahiyetinden, öneminden bahsedilir. Kurban Bayramı'nda ise kısaca kurban hükümlerine temas etmekte ve teşrik tekbirlerini cemaata hatırlatmakta fayda vardır.

Hutbeden sonra dua yapılarak cemaat dağılır.

Bayram Âdâbı Nedir?

Bayram günlerinde erken kalkmak, yıkanmak, dişleri temizleyerek misvaklamak, güzel kokular sürünmek, elbiselerin en temiz ve güzelini giyinmek, Hak Teâlâ'nın nimetlerine şükür için sevinçli görünmek, rastladığı din kardeşlerine karşı güler yüzlü olmak, mümkün mertebe çok sadaka vermek, bayram gecelerini ibâdetle ihyâ etmek bayram âdâbındandır.

Ramazan bayramında namazdan evvel hurma gibi tatlı bir şey yiyerek camiye gitmek; Kurban Bayramı'nda ise namazdan evvel hiçbir şey yememek müstehapdır. Hattâ Kurban kesecek kimsenin kestiği kurbanın etiyle yemeğe başlaması daha güzeldir. Bununla beraber namazdan evvel bir şeyler yenilecek olursa bunda bir beis yoktur.

Bayram günlerinde Müslümanların birbirlerini tebrik etmeleri, birbirleriyle müsafahada bulunarak hayır ve mağfiret duaları yapmaları yine bayram edebleri arasındadır. Ayrıca bayram hürmetine dargınlar barışmalı, birbirlerinde hakları olanlar o hakları birbirlerine helâl etmeli, dost ve akraba ziyaretleri yapılmalı, ailenin küçükleri ailenin büyüklerinin ziyaretine giderek ellerini öpüp hayır dualarını almalı, gönüllerini hoş etmelidir.

Teşrik Tekbirleri Nedir, Ne Vakit Söylenir?

Kurban Bayramı'nın birinci gününe yevm-i nahir, diğer üç gününe ise eyyâm-ı teşrik denir. Bayramdan evvelki güne ise yevm-i arefe (arefe günü) denir ki Zilhicce'nin 9. günü olmaktadır. Ramazan bayramında arefe yoktur.

Arefe gününün sabah namazından itibaren bayramın 4. günü ikindi namazına kadar 23 vakit farz namazını müteâkib birer defa "Allahü Ekber Allâhü Ekber, Lâ ilâhe İllâllahü Vallâhü Ekber, Allâhü Ekber ve Lillâhi'l-Hamd" şeklinde tekbir alınır. Bunlara teşrik tekbirleri denir. Teşrik tekbirleri fakîhlerin çoğuna göre, namaz kılmakla mükellef herkes için vâcibtir. Sünnettir diyenler de vardır.

Teşrik tekbirleri günlerinde namazı kazaya kalan bir kimse, bu namazları yine teşrik günlerinde kılarsa tekbirleri de kaza eder. Teşrik günlerinden sonra kıldığında ise, teşrik tekbirlerinin kazâsı gerekmez. Kadınlar teşrik tekbirlerini gizli olarak getirirler.

Okuma Parçası: Peygamberimiz ile Yetim Abdullah

Abdullah küçük yaşta iken, bir savaşta babasını kaybetmişti.

Annesi yeniden evlenince üvey baba, Abdullah'ı istememişti. Ve Abdullah sokaklarda sâhipsiz kalmıştı.

Dertliydi. Yardımsever halkın verdikleriyle karnını doyurabiliyordu. Arkadaşları gülüp oynarken, o, bir köşede oturur, başını elleri arasına alır, düşüncelere dalardı.

Bir bayram günü, Abdullah yine böyle bir kenara oturmuş, başını ellerinin arasına almıştı. Cıvıldaşan çocuklara bakıp ağlıyordu. Üstü başı lime lime idi. Gömleği belki kırk yerden yamanmıştı. Üstelik sabahtan beri yiyecek bir şey de bulamamıştı.

O sırada Peygamberimiz geçiyordu. Oynaşan çocukları seyretmek için biraz durdu. Gülümsedi. Birkaç çocuğu okşadı. Sonra Abdullah'ı gördü. Kenarda durup ağlaması dikkatini çekmişti. Yanına gitti. Ve niçin arkadaşlarıyla oynamadığını, niçin ağladığını sordu.

Abdullah üzüntüsünden Peygamberimizi tanıyamamıştı.

- Amca, dedi, babam bir savaşta şehid düştü, anam evlendi. Üvey babam beni istemedi. Yapayalnız kaldım. Ne yiyecek bir dilim ekmeğim, ne giyecek yeni bir gömleğim var. Bu yüzden arkadaşlarıma katılamıyorum.

Peygamber Efendimizin mübarek gözleri doldu.

- Peki yâ Abdullah, dedi, sen Hasan ile Hüseyin'e kardeş olmak ister misin?

Hasan ile Hüseyin, Peygamberimizin torunlarıydı. Abdullah istekle atıldı:

- Çok isterim.

- Fâtıma'ya evlât, Peygamber'e torun olmak ister misin?

Abdullah hemen cevap verdi:

- Çok isterim.

- Öyleyse yürü bize gidelim, bundan sonra benim torunumsun

Abdullah ancak o zaman Peygamberimizin karşısında bulunduğunu anladı ve ellerine sarılıp öptü.

Birlikte eve gittiler. Abdullah'ın karnı aylardan beri ilk defa güzelce doydu. İlk defa yeni elbiseler giydi. Ve Peygamberimizden izin alıp tekrar çocukların arasına döndü. Ama bu sefer kenardan seyretmiyordu. Oyuna katılmış, onlar gibi hoplayıp zıplamaya başlamıştı. Çocuklar bu değişikliği merak edip Abdullah'a sordular:

- Ey Abdullah, bir saat önce ağlıyordun, üstün başın dökülüyordu, şimdi bakıyoruz yeni elbiseler giydin, aramıza katılıp oynuyorsun. Sebebi nedir?

Abdullah memnun memnun gülümseyerek dedi ki:

- Benim yerimde olsaydınız siz de sevinirdiniz. Ben Hazret-i Ali ile Hazret-i Fâtıma'ya evlat, Hasan ile Hüseyin'e kardeş, Peygamber Efendimize de torun oldum.

Çocuklar gıpta ile iç çektiler. Bir ağızdan şöyle dediler:

- Keşke biz de senin gibi yetim kalsaydık da, Peygamberimizin torunu olma şerefini kazansaydık.

Hastaların Namazları

Hastalar, akılları başlarında olduğu müddetçe dinî ibâdetlerini yerine getirmekle mükelleftirler. Bununla beraber dînimiz onlar hakkında birçok kolaylıklar da göstermiştir. Namaz hakkında aşağıda gelecek olan kolaylıklar bu cümleden sayılır:

* Bir hasta tâkatına göre namaz kılmakla mükelleftir. Meselâ: Ayakta durmaya gücü yetmeyen veya ayakta durması halinde hastalığı artacağından korkulan kimse, namazlarını oturarak, oturmaktan da âciz ise, kudretine göre yan veya arkası üzeri yatarak îma ile kılar.

* Müstakil olarak ayakta duramıyanlar, bir yere yaslanarak ayakta kalabilecekler ise bu şekilde yaparak namazını ayakta kılar.

* Az bir miktar ayakta durabilenler de iftitah tekbirini ayakta aldıktan sonra oturur, namazı o şekilde tamamlarlar.

* Oturarak kılınan namazda yaslanılmaz. Ancak hasta yaslanmadan duramıyorsa yaslanmak câiz olur.

* Oturarak da namazlarını kılamayan kimseler, namazlarını nasıl kolaylarına gelirse öyle (yan yatarak veya sırtüstü yatarak) kılarlar. Dizleri mümkünse dikerler. Mümkün değil ise kıbleye doğru uzatırlar. Rükû' ve secdeler îma ile yapılır.

Îma: Namazda rükû' ve secdeye işaret olmak üzere başı eğmektir. Bu, ayakta yapılabileceği gibi, oturarak da yapılabilir.

Îma ile dahi namaz kılmaya muktedir olamayan hastalar namazı kaş göz işâreti ile kılmazlar. Te'hir ederler. Böyle hastalar üzerlerinden 5 vakitten fazla namaz geçerse kazâ ile de mükellef olmazlar. 5 vakitten az olursa kazâ etmek mecburiyetindedirler.

Üzerine secde etsin diye hastanın önüne yastık, iskemle ve sandalya gibi şeyler konmaz.

Gemide, Vasıtada ve Hayvan Üzerinde Namaz

Nafile namazlar, herhangi bir zaruret olmaksızın hayvan üzerinde kılınabilir. Hayvan üzerinde kılınan namaz, îma ile kılınır. Ve hayvanın yürüdüğü istikamete doğru yönelerek namaza durulur. Secde rükû'dan biraz fazla eğilerek yapılır.

Farz ve vâcib olan namazlar, zaruret olmadıkça hayvan üzerinde kılınmazlar.

Hayvan üzerinde namaz kılmak, ancak şehir, yani, meskûn bölgeler dışında câiz olur. Şehir hükmünde sayılan bir yerde, ne nafile, ne farz, ne de vâcib hiçbir namaz câiz olmaz.

Taksi, otobüs, tren, uçak ve benzeri nakil vasıtalarında namaz kılmakta hüküm, hayvan üzerinde kılınan namaz gibidir. Şehrin dışına çıkıldıktan sonra, vasıta içinde, oturduğu yerde îma ile nafile namaz kılınabilir.

Nakil vasıtaları üzerinde farz veya vâcib namazlar ancak zaruret halinde kılınabilir. Zaruret ve bir özür hâli bulunmadıkça farz ve vâcib namazlar vasıta içinde kılınmazlar.

Farz namazlarla vâcib namazların hayvan üzerinde veya nakil vasıtaları içinde kılınmasını mübah kılan özürler şunlardır:

1. Vasıtadan inildiği takdirde can ve mal güvenliğinin kaybolmasından korkmak.

2. Eşkıyadan, yırtıcı hayvandan, düşmandan korkmak.

3. Vasıtadan inince, bir daha vasıtaya yetişip binememekten korkmak.

4. Arazinin çamur olması, namaz kılacak müsait bir yer bulunmaması.

Bu şartlar altında vasıta içinde oturarak îma ile namaz kılınması sahihtir. Bu şekilde kılınan namaz, imkân bulunduğu zaman iade edilmez.

Şayet uçak ve tren ve benzeri vasıtalarda ayakta namaz kılma imkânı bulunur ve dışarı çıkamayacak hal olursa, vasıta da duruyorsa, namazı ayakta kılmak icabeder.

Vasıta sürücüsünün, vasıtadan dışarı çıkıp namaz kılmasına mâni bir özür varsa, vasıtayı durdurup namazı vasıta içinde kılmalıdır. Vasıtayı bekletme imkânı varken, bekletmeyerek hareket etmesi câiz olmaz.

Hayvan ve vasıtalarda necaset olması namaza mâni olmaz.

Hareket hâlinde bulunan vasıtalarda namaz kılarken kıbleye yönelmek mecburiyeti yoktur. Vasıta istikametine doğru oturulan yerde îma ile kılınır.

Gemilerde Namaz:

Eğer gemi hareket hâlinde ise, farz ve nafile namazlar gemi içinde kılınır. Ancak ayakta kılma imkânı varken farz namazları oturarak kılmak mekruhtur. Kıbleye yönelerek namaza durulur. Şayet gemi kıbleden dönmeye başlarsa, namaz kılan mümkün ise kıble tarafına döner.

Eğer gemi, rıhtım ve iskeleye bağlı ise, gemi içinde namaz kılmakta bir beis yoktur. Ancak imkân olursa dışarıda kılmak müstehaptır. Böyle bağlı durumda olan bir gemide, farz namazları oturarak kılmak câiz olmaz.

Hareket hâlinde olan gemilerde namaz kılarken baş dönmesi oluyorsa oturarak kılınır. Bu durumda oturarak kılmakta kerâhet olmaz.

Deniz içinde demir atmış bir gemi şiddetli fırtına yüzünden öteye beriye sallanıyorsa, hareket eden gemi hükmündedir. Eğer deniz sâkin, gemide de çalkantı yoksa bu durumda bağlı gemi hükmünü alır. Artık farz namazlar ayakta kılınır, oturarak kılınmaz.

Birbirine yanaşmış olan iki gemiden birinde imam bulunup diğer gemiden cemaat bu imama uyarsa, bu iktida sahih olur, fakat gemiler birbirinden ayrı olursa, iktida sahih olmaz?

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır