abdülhak hamit tarhan fatma tarhan / Abdülhak Hamit Tarhan eşinin cenazesinde tanıştığı kişiyle mi evlendi?

Abdülhak Hamit Tarhan Fatma Tarhan

abdülhak hamit tarhan fatma tarhan

Abd&#;lhak Hamit Tarhan, Eşinin Cenazesinde Tanıştığı Kadınla Hemen Evlendi mi?

abdülhak hamit tarhan, türk edebiyatının en ünlü şiirlerinden biri "makber"i yazmıştır. şiir, şiirin yazılış hikayesi ve bu hikayenin ardından yaşananlarla tartışılan şairlerimizden biridir. şiiri yazdıktan sonra cenazede tanıştığı kadınla evlendiği iddası tamamen yanlış bilgiden ibarettir. karısının ölümünden 5 yıl sonra evlenmiştir. hikayesi ise şöyledir:

tanzimat döneminin önemli şairlerinden biri olan abdülhak hamid tarhan, paris’te milli eğitim müsteşarı olan babasıyla yaşarken iyi bir eğitim alır. yurda döndükten sonra robert koleji'ne gider. asıl öğreniminiyse evde özel ders hocalarından alır. bâb-ı ali tercüme odasında katip olarak çalışır. bir yıl sonra babasının tahran büyükelçisi olarak atanması üzerine onunla tahran’a gider, farsça öğrenir ve fars edebiyatını tanıma fırsatı bulur. babasının ölümü üzerine istanbul'a döner. bir yandan memuriyet hayatını sürdürür bir yandan da yazmaya başlar. bu dönemde recaizade mahmud ekrem'le tanışır. onun da yönlendirmesiyle "sabr u sebat, içli kız, duhteri hindu" gibi onu ünlendiren eserleri yazar.


'te ilk eşi fatma hanım'la (fatma pirizade) tanışır. (fatma hanım bu sıralarda 14 yaşında olduğunu sanıyoruz.) tanışmalarına ve evlenmelerine dair pek çok rivayet bulunsa da şairin evliliğinde çok mutlu olduğu ve fatma hanım'ı daima kaybetme korkusu yaşadığı bilinmektedir. abdülhak hüseyin ve hamide nasib adında iki çocukları olur. fatma hanım'a büyük bir tutkuyla aşıktır. hatıralarında “beraber gezerken düşecek diye tutacak oluyordum. uyurken bir akşam uyanmayacak, ölecek gibi duruyordu. güldüğü zaman güzelliğini uçacak sanıyordum.” diyerek ona olan düşkünlüğünü anlatmıştır.

’da paris’te görevlendirilen şair, ailesini ağabeyine emanet ederek paris'e gider. paris sefareti ikinci kâtipliği yapan şair, iki yılda bir yandan paris’in eğlence dünyasını keşfeder, bir yandan ünlü fransız şairleri tanımaya başlar. çapkınlığıyla tanınan şairin paris hayatına dair anılar "divaneliklerim" adlı eserde mevcuttur. paris'teyken yazdığı "nesteren" adlı eser yüzünden görevden alınır ve istanbul'a döner.

ardından rize, berlin, beyrut gibi yerlerde çalışan şair, birçok görevi bu sıralarda ailesinden ayrı kalmamak için kabul etmez. 83'te eşi rahatsızlanır. havasının iyi geleceğini düşünerek mumbai'ye konsolos olarak gider. hatta doğal güzellikleri konu edinen birçok pastoral şiiri bu dönemde kaleme alır. 'te fatma hanım fenalaşır. verem illeti fatma hanım'ı öldürmek üzeredir. apar topar istanbul'a dönme kararı alırlar. fatma hanım, istanbul'a varamadan beyrut'ta maalesef hayatını kaybeder.


kırk gün boyunca karısının beyrut'taki mezarının başından ayrılamaz şair. 40 günde zayıflar, takatten düşer, gözleri ve sağlığı bozulur. türk şiirinde metafizik ögelerin başlangıcı olarak kabul edilen, fatma hanım'ın zamansız ölümün yüreğinde meydana getirdiği o tarifsiz acıyı dizelere dökerek türk edebiyatının belki de en acıklı şiirlerinden biri olan "makber" şiirini kaleme almıştır.

şiirden bazı alıntılar şöyledir:

"her yer karanlık, pür-nûr o mevki!..
mağrib mi yoksa, makber mi yâ rab?
yâ hâbgâh-ı dilber mi yâ rab;
rü’yâ değil bu, ayniyle vâki!..

()

eyvah!.. ne yer ne yar kaldı,
gönlüm dolu ah u zar kaldı.
şimdi buradaydı gitdi elden,
gitdi ebede, gelip ezelden.
ben gitdim, o hak-sar kaldı,
bir kus¸ede tar-mar kaldı;
baki o enis-i dilden, eyvah!..
beyrut'da bir mezar kaldı."


istanbul’a döndüğünde kendisini tamamen edebiyata veren şair, karısıyla ilgili “ölü, bunlar o’dur ve hacle” adlı eserlerini yayımlar ve hindistan izlenimlerini kaleme alır.

şair, çok ilginçtir ki "insan bu hacle olmasa neylerdi ey ilah, / evlenmemek değiil mi hakikatte bir günah / hep ah u vah ile geçiyordu demim benim / teskine yetti zikrimi bir nazenin nigah." mısralarıyla durumunu ve bu konudaki gerekçesini ortaya koyan şair fatma hanım vefat ettikten sonra, ingiliz nelly clower ile yılında evlenmiş, islam dinini kabullenen, fakat çocuğu olmayan bu hanımını da veremden 'de kaybetmiştir. sonrasında ağabeyi nasuhi bey'in telkiniyle komşu kızı cemile hanım'la evlenmiş, çok kısa süren bu evlilik ayrılıkla sonuçlanmıştır. en sonunda, brüksel sefiriyken 'de belçikalı bayan lucienne hanım ile evlenmiştir. islamiyet'i kabul edip nasib betül adını alan bu eşinden çocuğu olmamıştır.


şairin fatma hanım'ın ölümü üzerine cenazede tanışıp evlendiği söylentisi tamamen yalandan ibarettir. ikinci karısıyla ingiltere'de görev esnasında tanışmıştır. anılarında ve kendisiyle ilgili hatıralarda her daim fatma hanım'ı ne kadar sevdiği sürekli vurgulanmıştır.

"bildir bana nerde, nerde yarab?
kim attı beni bu derde yarab?

çıık fatıma lahddan kıyam et,
yadımdaki haline devam et."

Abdülhak Hamit Tarhan’ın Ardından Makberi Yazdığı Eşinin Taziyesinde Tanıştığı Kadınla Hemen Evlendiği İddiası

44,6K

Abdülhak Hamit Tarhan’ın Ardından Makberi Yazdığı Eşinin Taziyesinde Tanıştığı Kadınla Hemen Evlendiği İddiası Asılsız

Abdülhak Hamit Tarhan’ın ardından Makber&#;i yazdığı eşinin taziyesinde tanıştığı kadınla 2 hafta sonra evlendiği iddiası doğruyu yansıtmamaktadır. Tarhan, Makber&#;i ilk eşi Fatma Hanım&#;ın Beyrut&#;ta vefatından sonra yazmış olup, 2. evliliğinin ilk eşinin vefatının 5 yıl sonrasında yapmıştır. 

Yanlış İddia

 

Abdulhak Hamit Tarhan gibi bir büyük şair için &#;erkek milletinin özeti&#; olduğu vurgusuyla ve &#;Eşinin vefatı üzerine edebiyatımızın en acı eserlerinden Makber&#;i yazan Abdülhak Hamit Tarhan; eşinin taziyesinde tanıştığı kadınla iki hafta sonra evlenmiştir&#; notuyla paylaşılan  sosyal medyada son dönemde sıklıkla paylaşılan bir iddia mevcut.

 

Abdülhak Hamit Tarhan’ın Ardından Makberi Yazdığı Eşinin Taziyesinde Tanıştığı Kadınla Hemen Evlendiği İddiasını İçeren Bir Tweet

 

Bazı paylaşımlarda Tarhan&#;ın 2. evliliğini 1 hafta sonraya çekenleri de görüyoruz:

&#;Karısının ölümüne üzülüp Makber&#;i yazan, 1 hafta geçtikten sonra da başkasıyla evlenen Abdulhak Hamit Tarhan erkek milletinin özetidir&#;

Abdülhak Hamit Tarhan’ın Ardından Makberi Yazdığı Eşinin Taziyesinde Tanıştığı Kadınla Hemen Evlendiği İddiasını İçeren Bir Tweet

Abdülhak Hamit Tarhan’ın Ardından Makberi Yazdığı Eşinin Taziyesinde Tanıştığı Kadınla Hemen Evlendiği İddiasını İçeren Bir Tweet

 

Bu iddianın asılsızlığını aktaralım&#;

 

Abdulhak Hamit Tarhan&#;ın Evlilikleri

Ünlü şair, milletvekili ve diplomat Abdulhak Hamit Tarhan&#;ın () aşk hayatının biraz hareketli olduğu biliniyor. Hayatı boyunca birçok sevgilisi olan Tarhan, (bilindiği kadarıyla) 4 defa dünya evine girmiştir. Eşleri ve evlilik yılları sırasıyla şu şekildedir:

  • Fatma Tarhan (Fatma Pirizade) ()
  • Nelly Tarhan (Nelly Clower) ()
  • Cemile Hanım ()
  • Lucienne Tarhan (Belçikalı Lüsyen Hanım) ()

 

 

Abdülhak Hamit Tarhan&#;ın ilk evliliği 21 Nisan &#;te Fatma Hanım&#;ın Beyrut&#;ta vefatıyla sona ermiştir. Tarhan, edebiyat tarihimizin ölümü konu edinen en dokunaklı şiirlerinden biri olan ünlü şiiri Makber&#;i eşi Fatma Hanım&#;ın vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirmek için kaleme almıştır. Makber&#;de geçen &#;Çık Fâtıma lahitten kıyam et / Yâdımdaki haline devam et&#; mısraları Makber&#;in ilk eşi Fatma Hanım&#;ın vefatının hüznüyle yazıldığının en büyük işaretidir. Fatma Hanım&#;ın Beyrut&#;taki mezarını Tarhan&#;ın 40 gün boyunca her gün ziyaret ettiği belirtilmektedir.

Tarhan, 2. evliliğini ise ilk eşi Fatma Hanım&#;ın vefatının ve Makber&#;i yazmasının 5 yıl sonrasında yılında Nelly Clower ile yapmıştır. İstanbul’a döndükten bir süre sonra Londra sefareti başkâtipliğine tayin edilen Abdulhak Hamit Tarhan, yılında Nelly Clower ile Londra&#;da evlenir. Nelly Clower&#;ın Fatma Hanım için Beyrut&#;ta bir taziye ziyaretinde bulunduğuna dair en ufak bir iz dahi bulunmamaktadır. Tam aksine, İngiliz Nelly Clower ile Tarhan&#;ın Londra&#;daki diplomatik misyonu esnasında tanıştığı anlaşılmaktadır. Yani, Tarhan&#;ın Fatma Hanım&#;dan sonraki eşiyle Fatma Hanım&#;ın taziyesinde tanıştığı iddiası da asılsızdır. Abdülhak Hamit Tarhan&#;ın eşinin cenazesin de tanıştığı kadına aşık olduğu iddiası bir müptezelin işkembe-i kübrasının ürünüdür (Arşiv taraması sonucunda bu yanlış iddianın yılında türediğini görüyoruz).

Abdulhak Hamit Tarhan&#;ın Nelly Tarhan&#;ın 8 Şubat tarihindeki vefatıyla sona eren evliliğinin ardından Cemile Hanım&#;la yaptığı 3. evliliği sadece 20 gün sürmüştür. 4. evliliğini ise yılında Lucienne (Lüsyen) Hanım ile yapmıştır.

 

abdulhak hamid tarhan esi lusyen hanim

Abdulhak Hamid Tarhan ve eşi Lucienne (Lüsyen) Hanım

 

abdulhak hamid tarhan esi lusyen hanim

 

abdulhak hamid tarhan esi lusyen hanim

 

Özetleyecek olursak; Abdülhak Hamit Tarhan’ın ardından Makber&#;i yazdığı eşinin taziyesinde tanıştığı kadınla 2 hafta sonra evlendiği iddiası doğruyu yansıtmamaktadır. Tarhan, Makber&#;i ilk eşi Fatma Hanım&#;ın Beyrut&#;ta vefatından sonra yazmış olup, 2. evliliğinin ilk eşinin vefatının 5 yıl sonrasında yapmıştır.

 

Abdülhak Hamit Tarhan’ın Ardından Makberi Yazdığı Eşinin Taziyesinde Tanıştığı Kadınla Evlendiği Hurafe Anlatısını Gerçekmiş Gibi Aktaranlar

Cihan Mert Yeşil, seafoodplus.info&#;daki &#;Türk Yazarların Kendi Dünyaları&#; başlıklı 29 Mart tarihli incelemesinde Tarhan&#;ı, Fatma Hanım&#;ın taziyesine gelen bir bayanı Fatma Hanım&#;a benzediği için evlendiğini iddia edecek seviyeye düşmüş:

"Eşi Fatıma’nın ölümünden sonraki duyduğu büyük acıyı Makber adlı şiiri ile dile getiren şair Abdülhak Hamit Tarhan, eşinin ölümünden sonra taziyeye gelen bir kadını Fatıma’ya çok benzetmiş ve sonrasında o kadınla evlenmişlerdir."

Bilgenur Uslu ise Söylenti Dergi&#;deki 4 Aralık tarihli &#;Çapkın Bilinen Şair: Abdülhâk Hamid Tarhan&#; başlıklı &#;inceleme&#;sinde, Tarhan hakkındaki hurafeye &#;inceleme&#;den değinmiş:

"Sosyal medyada sadece “Karısının ölümünden iki hafta sonra başkasıyla evlenen şair” olarak bilinen Hamid, aslında dönemin Şair-i azamıdır."

 

Abdulhak Hamit Tarhan&#;ın Makber&#;i

Abdulhak Hamit Tarhan&#;ın Makber&#;iyle bitirelim:

Eyvâh! .. Ne yer, ne yâr kaldı,
Gönlüm dolu âh ü zâr kaldı.
Şimdi buradaydı gitti elden,
Gitti ebede gelip ezelden.

Ben gittim o hâksâr kaldı,
Bir kûşede târumâr kaldı.
Bâkî o, enîs–i dilden eyvâh!
Beyrût’ta bir mezâr kaldı.

……
Çık Fâtıma, lâhdden kıyâm et,
Yâdımdaki hâlime devâm et!
Ketmetme bu râzı, söyle bir söz,
Ben isterim âh öyle bir söz! ..

Güller gibi meyl-i ibtisâm et,
Dağ-ı dile çâre bul, merâm et! ..
Bir tatlı bakışla, bir gülüşle
Eyyâm-ı hayâtımı tamâm et! ..
……

Yâ Rab, öleyim mi neyleyim ben? ..
Ayrı yaşayım mı sevdiğimden? ..
Verdin bana böyle bir mûsibet,
Ettin beni düşmen-i muhabbet.

Ya bir kulu sevmiyor musun sen? ..
Ya böyle bir ölüm değil mi erken? ..
Hiç bulmamak üzre gâib ettim,
Mecnun gibi ben onu severken.

……
Her yer karanlık pür-nûr o mevkî? ..
Mağrib mi yoksa makber mi yâ Râb!
Yâ hâbgâh-ı dilber mi yâ Râb,
Rüyâ değil bu ayniyle vakî.

Kabrin çiçekten bir türbe olmuş,
Dönmüş o türbe bir haclegâhe,
Bir haclegâhe dönmüşse türben
Aç koynunu aç maşukânım ben.
……

Sen öldün, ölüm güzel demektir,
Ölsem yaraşır gamınla her gün.

 

Abdulhak Hamit Tarhan makber

 

GÜNCELLEME:

Abdülhak Hamit ilk e&#;i olan Fatma Han&#;m (Fatma Pirizade) ile tan&#;&#;m&#;&#;t&#;. Ünlü &#;air k&#;sa sürede Fatma Han&#;m ile dünya evine girmi&#;ti. Onu o kadar seviyordu ki, kaybetmekten korkuyordu.

1/ 12

Tarhan, e&#;i Fatma Han&#;m için "Beraber gezerken dü&#;ecek diye tutacak oluyordum. Uyurken bir ak&#;am uyanmayacak, ölecek gibi duruyordu. Güldü&#;ü zaman güzelli&#;ini uçacak san&#;yordum.” diyordu.

2/ 12

Hayat&#; epey hareketli olan Abdülhak Hamit Tarhan, Paris'te bir süre görev ald&#;&#;&#; s&#;rada yay&#;nlad&#;&#;&#; Nesteren eserini yay&#;nlar. Bu eser  yüzünden görevine son verilir. 

3/ 12

Bu s&#;rada Fatma Han&#;m vereme yakalan&#;r. Yurt içinde birkaç görev teklif edilse de onlar&#; ailesinden uzak kalmak istemedi&#;i için bu görevleri reddeder.  O günlerde e&#;i Fatma Han&#;m rahats&#;zlan&#;r, hava de&#;i&#;ikli&#;inin iyi gelece&#;ini dü&#;ünür ve Mumbai’ye konsolos olarak gider.

4/ 12

Abdülhak Hamit Tarhan Biyografisi

Abdülhak Hamit Tarhan Kimdir ?

Abdülhak Hamit Tarhan 2 Ocak ’de İstanbul’da doğdu. Hekimbaşı Abdülhak Molla'nın torunu, tanınmış tarihçi ve Tahran Büyükelçisi Hayrullah Bey'in oğlu.

Kısa süre Rumelihisar Rüşdiyesi’ne devam etti. Yanyalı Tahsin Hoca ile Edremitli Bahaeddin Efendi'den özel dersler aldı. ’de 10 yaşındayken ağabeyi ile birlikte Paris’e babasının yanına gitti. Bir süre Paris'te eğitim gördükten sonra 'te İstanbul'a döndü.

Yaşının küçüklüğüne rağmen Bab-ı Ali’de tercüme odasına katip olarak girdi. Bir yıl sonra Tahran Büyükelçiliği’ne atanan babasıyla birlikte İran’a gitti. Farsça öğrendi. Babasının ’de ölümü üzerine İstanbul’a döndü. Maliye Mühimme Kalemi’ne girdi. Şûra-yı Devlet ve Sadaret kalemleri'nde çalıştı.

'de Fatma Hanım'la evlendi'da Paris Büyükelçiliği İkinci Katipliği'ne atandı. 'de görevden alındı, iki yıl açıkta kaldı. 'de Gürcistan'da Poti, 'de Yunanistan'da Golos konsolosluklarına, 'te Bombay Başkonsolosluğu'na atandı. Bombay'dan gemiyle İstanbul'a dönerken uğradıkları Beyrut'ta eşi Fatma Hanım'ı kaybetti. Bu ölümün sarsıntısıyla ünlü şiiri "Makber"i yazdı.

'da Londra Büyükelçiliği Başkatipliği görevine getirildi. Londra'da Bayan Nelly ile evlendi. 'te Lahey'e elçi olarak gönderildi. Bir yıl sonra Brüksel elçiliğine getirildi. Nelly'nin 'de ölmesinden sonra İstanbul'da Cemile Hanım ile evlendi. Bu evlilik 20 gün sürdü.

'da Belçika asıllı Lüsyen Hanım'la evlendi. Aynı yıl görevden alınınca İstanbul'a döndü. Meclis-i Âyan üyeliğine getirildi. İstanbul'un 'de işgal edilmmesi üzerine Viyana'ya gitti. Sıkıntı içinde yaşadı. Ankara Hükümeti yurda dönmesini sağladı. Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra kendisine maaş bağlandı.

İstanbul Maçka Palas'ta bir daire verildi. ’de İstanbul Milletvekili seçildi ve ölünceye kadar milletvekili olarak kaldı. 12 Nisan ’de İstanbul’da öldü. Mezarı Zincirlikuyu’da. Şiire 'lerde başladı. Ebüzziya Tevfik, Recaizade Mahmut Ekrem, Samipaşazade Sezai, Namık Kemal gibi Tanzimat döneminin yeni edebiyatçıları arasında yer aldı.

Yurtdışı görevleri nedeniyle Batı edebiyatçılarını yakından tanıdı, onların etkisinde kaldı. Divan edebiyatı nazım birimlerinin dışına çıkmayı denedi. Dize ve uyak düzeninde değişiklikler yaptı. Divan şiiri konularının dışına çıkmayı denedi. Şiirlerine günlük yaşamı, doğa ve insan ilişkilerini konu aldı. Lirik, epik ve felsefi şiirler yazdı. Manzum tiyatro oyunları da kaleme aldı. Ancak bunlar sahnelenmekten çok okunması amacıyla yazılmış oyunlardı. Yaşadığı dönemde Türk edebiyatının en büyük şairi sayıldı ve "Şair-i Âzam" ya da "Dahi-i Âzam" unvanı verildi.




ŞİİR:

Sahra ()
Ölü ()
Hacle ()
Bir Sefilenin Hasbihali ()
Bâlâ’dan Bir Ses ()
Validem ()
İlham-ı Vatan ()
Tayflar Geçidi ()
Ruhlar ()
Garâm ()

OYUN:

İçli Kız ()
Sabr ü Sebat ()
Duhter-i Hindu ()
Nazife yahut Feda-yı Hamiyet (, )
Tarık yahut Endülüs Fethi (, )
Eşber (, )
Zeynep ()
Macera-yı Aşk ()
İlhan ()
Tarhan ()
Finten (, )
İbn Musa (, )
Yadigar-ı Harb ()
Hakan ()

Abdülhak Hamit Tarhan Haberleri İçin Tıklayınız!

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir