Erkeklerde Hormon Testi Hangi Bölümde Yapılır
Son Güncelleme:
Son Güncelleme:
Rutin bazal hormon tahlillerini her merkezde kolaylıkla yaptırabilir, özel testleri de sadece belirli merkezlerde yaptırabilirsiniz.
Erkeklerde Hormon Testi Nasıl ve Neden Yapılır?
Hayatımız boyunca sağlığımızı etkileyen çeşitli sağlık sorunlarının tedavisi, ancak doğru bir teşhis ile mümkün olabilir. Bu teşhisin konulması ise, bazı durumlarda yürütülen ileri tetkiklerin sağladığı verilere de bağlıdır. Doğru bir tanı için gerekli olan bu ileri tetkiklerden birisi de kandaki çeşitli biyokimyasal parametrenin incelendiği bazı hormon testleridir.
Sağlıklı bir kişilerde hormonlar, vücut için hayati pek çok fizyolojik mekanizmaların ve fonksiyonun düzgün bir şekilde çalışabilmesi için gerekli biyokimyasal maddelerdir. Hormonların hepsi, kendine özgü dokularda sentezlenerek daha sonra kana verilir. Aynı zamanda yine de her bir hormon kendine özgü vücuttaki başka dokulara, kan yolu ile ulaşarak kısa zaman içinde etkisini gösterir. Hormonların kanda bulunan miktarında eksiklik ya da fazlalık olması veya etki mekanizmasında bazı aksaklıkların meydana gelmesi durumlarında çeşitli hastalıklar meydana gelir.
Hormon testleri de her bir hormon için ayrı bir şekilde, kandan ya da hormonun vücutta bulunan metabolizmasına bağlı olarak idrar gibi çeşitli vücut sıvılarından miktarının ölçülmesine dayanan bir çeşit laboratuvar tetkikleridir. Bu nedenle, hormon testleri içinde vücutta üretilen her hormon için ayrı ayrı bazı ölçümler yapılır ve hastalık tanısının konulması için elde edilen tüm bu veriler de birlikte değerlendirilir.
ErkeklerdeHormon Testi Hangi Bölümde ve Aç Karnına Mı Yapılır?
Her bir hormon testi için, ölçüm şekli ve yöntemi farklılık gösterse bile genel olarak hormon testleri ayrı bir tüpte alınan kan örneği ile çalışılır. Hastalık tanısı için hormon ve kan düzeylerinin yeterli olduğu bazı hormon türlerinde, kandaki hormon seviyesinin tespit edilmesi de yeterlidir. Aynı zamanda, bazı hormonların ve bu hormonlarla ilgili organların fonksiyonlarının değerlendirilebilmesi için, kan düzeyleri yerine metabolizmaları sonucunda meydana gelen maddelerin düzeyleri kandan ya da diğer vücut sıvılarından bakılması gerekir.
Örnek olarak, böbrek üstü bezine ait olan kortizol hormonunun doğru bir şekilde tayin edilebilmesi için 24 saatlik biriktirilen idrar örneğinin kullanılması ya da adrenalin düzeyi için metanefrin düzeyine bakılması şeklinde gösterilebilir. Bunların yanında, hormonların kanda bulunan düzeyleri farklı koşullarda çeşitlilik gösterebilir.
Kişinin cinsiyeti, yaşı, günlük aktivitesi, ek hastalıkları, sigara kullanımı, beslenme alışkanlığı, alkol tüketimi ve tahlilin yapıldığı zaman dilimi gibi pek çok farklı parametreler hormon düzeylerini önemli ölçüde etkileyebildiği için; hastalıkların değerlendirmesi için yürütülen hormon testlerinin doğru bir zamanda yapılması çok önemlidir. Buna örnek olarak da, kadınların insülin, eşey hormonlarının adet döngüsüne göre değişkenlik göstermesi gibi kan şekerini düzenleyen kortizol gibi zamana göre üretimi değişen hormonların bakıldığında aralığının ölçümü değiştirmesi ya da hormonların beslenme alışkanlığından etkilenmesi de sayılabilir.
Rutin bir şekilde istenen hormon testlerinin pek çoğu hemen her sağlık merkezinde yapılabiliyor ama bazı özel hormon testleri için belli başlı sağlık merkezlerine de gidilmesi gerekiyor. Sağlık ocaklarında da kan alındığı biliniyor ama hormon testi için sağlık ocağı zaman zaman yeterli de olmayabilir. Bu konu hakkında en sağlıklı bilgiyi bağlı olduğunuz aile hekimliğinden kolaylıkla alabilirsiniz. Yapılacak olan hormon testi sağlık ocağının imkanlarını aşarsa aile hekimi sizi en yakın sağlık merkezine yönlendirebilir.
Sağlık
Haber Giriş: -
İç salgı bezlerinin yer aldığı sistem endokrin, ve bu salgı bezlerinde oluşan rahatsızlıkları inceleyen bilim dalı ise endokrinoloji olarak adlandırılır. Endokrin sisteminde yer alan iç salgı bezleri, hormon sentezlemeye ve salgı yapmaya yarayan organlardır. Bezlerin meydana getirdiği hormonların ise vücutta çeşitli görevleri bulunmaktadır. Üreme, gelişme, büyüme ve metabolizmaya olan katkısı dışında hormonlar tepkilerimizi de kontrol etmektedir.
Endokrin yani salgı bezlerinin vücutta bulunduğu yerler tiroid, pankreas, kadında yumurtalıklar, erkeklerde testisler, böbrek üstü bezi, paratiroid, hipofiz, hipotalamustur. Bu salgı bezlerinde oluşan sorunlar birçok farklı hastalığa yol açabilmektedir. Endokrinologlar yani bu konudaki uzman kişiler, salgı bezlerinden doğan hastalıkları önce teşhis sonrasında ise tedavi eder.
Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları birimi, hormon ve metabolik bozuklukların tedavisi ilgilenmektedir. Bu birime dahil olan hastalıklar ise şöyledir:
Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları arasında en çok görülen hastalık diyabettir. Diyabet; salgı bezlerinin bulunduğu pankreasın yeterli miktarda insülin üretememesi ya da üretilen insülini etkili bir şekilde kullanılamaması durumudur. Bu hastalık ömür boyu sürebilecek hastalıklar arasında bulunmaktadır.
Diyabet rahatsızlığı olan bir hastanın kanında çok fazla şeker yer almaktadır. Açlık ve tokluk şekerlerinin düzenli ölçümünden sonra diyabet teşhisi konulan hastalar en sık olarak “Tip 1” ve “Tip 2” olarak ikiye ayrılmaktadır. Hastalığın tipi belirlendikten sonra ise doktor kontrolünde ilaç ya da insülin tedavisi başlatılarak vücutta daha büyük hasarların oluşması önlenmektedir.
Halk arasında şişmanlık olarak da adlandırılan obezite, dünyada oldukça yaygın bir hastalıktır. Vücut endeksine göre çok fazla yağ barındıran kişilere konulan bu teşhisin çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Düzensiz ve sağlıksız beslenme, genetik problemler obeziteye yol açabileceği gibi insülin direnci, tiroit ve böbrek üstü bezi hastalıkları, yumurtalıklar ya da hipofiz bozuklukları da bir etken olabilmektedir. Endokrin sebebiyle oluşan obezite sonrasında doktor, uzman bir diyetisyen kontrolünde hastayı tedavi etme sürecine girmektedir.
İnsan vücudundaki metabolizma hızının ana etmeni olan tiroit bezi, doğru üretilip depolanmadığında organların doğru çalışmamasına yol açmaktadır.
Tiroit hormonlarının fazla salgılanmasında; çarpıntı, asabiyet, aşırı kilo kaybı, terlemede artış, ellerde titreme, dökülen saçlar, ince ve nemli cilt belirtileri gözlenmektedir. Tiroit bezlerinin az çalışması durumunda ise yorgunluk, uyku hali, soğuğa karşı tahammülsüzlük, kabızlık, depresyon, eklem ağrısı, kuru cilt, düşük cinsel istek, adet düzensizliği görülmektedir.
Yüksek kan basıncı olan hipertansiyon kontrol edilemediği zaman ciddi rahatsızlıklara yol açan bir hastalıktır. Kalp, beyin ve böbreğe giden damarlara hasar veren hipertansiyon; kalp krizi, böbrek yetmezliği ve inme gibi sonuçlara yol açabilmektedir.
Dünya üzerinde çocuk sahibi olmayan milyonlarca çift bulunmaktadır. Bu süreçte çeşitli tedavi süreçleri denenmektedir. Endokrin hastalıklardan da kaynaklanan bu sıkıntılı süreçte doğru tedavi yöntemleri ile çocuk sahibi olmak mümkün olabilmektedir. Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları birimi adet düzensizlikleri, menopoz, cinsel güçsüzlük, polikistik over sendromu gibi sorunları çözüme kavuşturmaktadır.
Vücutta bulunan hormonlardan birisi de büyüme hormonudur. Gerek çocuklarda gerekse de yetişkinlerde büyüme hormonuna etki eden bozukluklar tedavi edilmektedir. Büyüme hormonun düzeltilmesi, çocukların akranlarından daha kısa kalmamasını ve dengeli büyümesini sağlar. Ergenlik ya da yetişkinler için de geçerli olan bu hastalık ileriki dönemlerde psikolojik olarak kişiyi etkileyebilmektedir.
Hirşutizm adı ile de bilinen aşırı tüylenmenin, farklı sebepleri bulunmaktadır. Bunlardan birisi de kadınlardaki erkeklik hormonunun artışıdır. Ses kalınlaşması, adet düzensizliği, erkek tipi saç dökülmesi, âdemelmasının büyümesi, göğüslerde küçülme gibi sorunlara yol açan bu hormonal bozukluk ilaçlar ile tedavi edilebilmektedir. Aşırı tüylenme, menopozdan ya da doğumdan sonra kısa sürede kilo alan kadınlarda da görülebilmektedir. Böbrek üstü bezleri ya da yumurtalık tümörüne bağlı olarak ortaya çıkabilecek bu hastalık, bazı ilaçların yan etkisi arasında da görülebilmektedir.
Osteomalazi yetişkinlerde, raşitizm ise çocuklarda geçerli olan bir kemik yumuşama hastalığıdır. Hormonal bozuklukların yanı sıra D vitamini yetersizliği ya da eksikliği de bu hastalığa neden olabilmektedir. Yaşlanma ve menopoz hastalığı da tetikleyen diğer etmenler arasında bulunmaktadır. D vitamini, güneşten günün belirli saatlerinde alınabileceği gibi ek ilaçlarla da takviyesi mümkündür. Ancak bu hastalığın önüne geçmek için doktor kontrolünde olmak gerekmektedir.
Kortizol, böbrek üstü bezinden salgılanan bir hormondur. Kortizolün fazla salgılanması ya da dışarıdan alımı ile oluşan hastalık ise “Cushing sendromu” olarak adlandırılmaktadır. Bu hastalık kadınlarda daha sık görülse de nadir rastlanan bir hastalıktır. Kilo alma, ciltte çatlama, böbrek taşları, ense bölgesinde yağ birikimi, kadında kıllanma, kan şekeri yüksekliği bu hastalığın bazı belirtileridir. Cerrahi ya da ilaç ile tedavi edilecek bu hastalığın dışında böbrek üstü bezinde başka hastalıklar da mevcuttur. Adrenal kitle, adrenal bez yetersizliği (Addison hastalığı) de endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları altında kontrol ve tedavi edilmelidir.