durdu durdu turnayı gözünden / Durdu Durdu, Turnayı Gözünden Vurdu Atasözünün Anlamı Ne Demek? - NTV Haber

Durdu Durdu Turnayı Gözünden

durdu durdu turnayı gözünden

Kılıçdaroğlu, durdu durdu turnayı gözünden vurdu

Kılıçdaroğlu, durdu durdu…

Turnayı gözünden vurdu…

Politik yaşamında öyle bir sıçrama yaptı ki…

Dünyaya parmak ısırttı… Halkla birlikte öyle bir “Adalet Yürüyüşü” düzenledi ki…Tarih yazmaz…

İngiliz sömürgeciliğine kafa tutan, Hindistan’a bağımsızlığını kazandıran yarı çıplak GANDHİ’ye benzettiğimiz o çıtkırıldım, kalem efendisi CHP Genel Başkanı ne imiş meğer!

Sen misin Enis Berberoğlu’nu hapse atan! Hem de 25 yıl ile!

Aldı eline bir üstünde adalet yazan levhayı… Eşi, kızı, oğlu ve damadıyla helalleşip vurdu başını Bolu dağlarına doğru,  yanına azık torbası bile almadan…

Hedef¸ İstanbul Maltepe Cezaevi… Kâğıt üstünde kilometre…

Git git bitmez… Seveni çok… Kurda kuşa yem olmasın, biz de yanında bulunalım diye ardına takılanlar oldu, 20 derken, oldu… 10 oldu.. Derken, Maltepe Miting Alanı’na gelindiğinde, insan hacmi 2 milyon olan alan dolmuş… Bir o kadar “adalete susamış  ”vatandaş da mitingi dışardan dev ekranlardan izlemek zorunda kalmıştı…

kilometre değil… kilometre!

Gazeteci-Tv yorumcusu Gürkan Hacir meslekdaşımız, tatilini bırakıp gelmiş Tv yayınına bu çok önemli yanlışı düzeltmek için…

Diyor ki Gürkan:  “Adalet Yürüyüşü Ankara İl Sınırından başlamadı, kentin göbeğinden, Güven Parkı’nın önünden başladı… Ankara İl sınırına dünyanın yolu var.

İstanbul İl sınırında da yürüyüş bitmedi… Maltepe’ye kadar kilometreler var… Yürüyüş boyunca, 25 gün, molalarda tepedeki gençlerin yanına gitmeleri, çaya davet eden vatandaşların evlerine uğramaları falan saymazsak… Tamı tamına, kilometre yapıyor!”

Dünyayı ayağa kaldıran, herkese parmak ısırtan, “Büyük Adalet Yürüyüşü”nün gerçek mesafesi kilometre olarak tescil edilmiştir, Hanımlar, Beyler… Bu böyle biline !

****

Büyük Adalet Yürüyüşü’nü, onurlu, şerefli, dürüst medya emekçileri, usta kalemler, büyük yorumcular en güzel biçimde değerlendirdiler.

“Parti Genel Başkanı olarak başladı, ‘lider’ olarak bitirdi”… dediler.

“Maltepe Mitinginde, yepyeni, bambaşka bir Kemal Kılıçdaroğlu vardı.”

“Hayır’cıların Cumhurbaşkanı adayı belli oldu.”

“Okuduğu bildiri, manifesto niteliğindeydi ve her kesimi, Adalet sorunu yaşayan herkesi kucaklıyordu.” dediler….

Naçizane, kulunuzun da bir yorumu olacak. Şöyle ki…

Bu tarihî ADALET yürüyüşünü bütün dünya izledi… ADALET sorunu yalnız Türkiye’de değil, bütün ülkelerde de var… Özellikle, az gelişmiş ülkelerde… “Sıkı rejimler”le yönetilen ülkelerde…

Bu yüzden, bizim KILIÇDAROĞLU, benzetildiği Mahatma Gandhi’nin şöhretini açık arayla geride bıraktı, bütün dünyada,  HAK, HUKUK, ADALET arayanların yeni önderi, simgesi oldu…

***

“ADALET yürüyüşünün ilk başarısı:

TOMA’lar yol kapatmadı…Vatandaşa tazyikli su sıkılmadı… Gayretkeş bir Belediye Başkanı, E5 karayolunda asfalt dökme çalışmalarına girişmedi…

Bu gibi ilkellikler, eğer, Tayyip Bey’in hoşgörüsüyle, yâni, “lûtfuyla” yapılmadı ise… Bu da sarayda adalet tohumunun filizlenmeye başladığının ilk müjdesidir ki…

Bunun için de KOCAMAN BİR AFERİN REİS’E!

****

83(!) MİLYONLUK  Türk milletinin, vatandaşının ADALET çığlığı olan, Kılıçdaroğlu’nun okuduğu bildiri, manifesto çok iyi hazırlanmıştı. Ortanın Solu’nun yeni “lider”i  Kemal Bey de, sanki, kilometreyi O yürümemiş gibi… Öyle bir kükreyişle okudu ki…Helâl olsun !..

***

 ÇOCUKSUZ YARGIÇLAR, BEKÂR SAVCILAR ARANIYOR

O “adalet çığlığı”’nda, bir yerde, bayağı içim burkuldu…

Kemal Bey, Hâkim ve Savcıları, biraz fazla topun ağzına sürdü gibi geldi bana…

- “Savcılık yapamıyorsan sen savcı değilsin!

- Yargıçlık yapamıyorsan sen yargıç değilsin!

Yaa, kardeşim, sen o yargıca, savcıya en ufak bir bir güvence sağlayabildin mi ki…

Ondan “ateşten gömlek” görevini alanlar gibi, korkusuzca, onurla, gururla yerine getirmesini istiyorsun?

Diyelim, “milletin orasına koyan” büyük iş adamımızın bir kanka’sının bir yolsuzluğunu yakaladı… Üstüne gidebilir mi benim devlet memuru savcım ?..

Gidecek olursa…

Ertesi günü kendini Şırnak’tan öte,  yeni ilçe olmuş bir köyde “zabıt kâtibi” olarak bulmaz mı kendini?

Büyükçe bir şehirde üniversitede tıp okuyan başarılı kızı ne der babasına? Lisede basket kaptanı olan, genç milli takıma çağrılan oğluna durumu nasıl açıklar benim garibim savcı ya da yargıç babam?

10 yıl kadar önce, çok değerli bir yargıç açık açık  söylemedi mi:

-  Vicdanla cüzdan arasında sıkıştık kaldık! diye?

(Çok eskiden duymuştum, üstüme vazife olmadığından aslını araştırmadım… İngiltere’de, Hakim ve Savcılar için “Sınırsız Kredi” hesapları varmış… Vicdanları ve cüzdanları arasında sıkışıp Kaldıklarında… Rüşvet çirkefine düşmesinler diye…)

***

Efsane Polis” SADETTİN TANTAN Olayı… En güzel örnek…

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin gördüğü en dürüst, en cesur, en başarılı İçişleri Bakanı… Büyük bir yolsuzluk olayını kovalıyordu. Olayın ucu dönemin Başbakanının kardeşine kadar uzanıyordu.

Aman ha!

Sakın ha, dediler. Ama…

Tantan’ın, kendi vicdanından başka kimseden korkusu yoktu. Bu işin sonuna kadar gidecekti.  İtalya’daki “Temiz eller” savcısı gibi…

Birgün, Başbakanın kardeşinden basına ve tv’lere, pimi çekilmiş el bombası gibi bir mesaj gönderildi:

- Bizimle uğraşmaya kalkan cami duvarına işer! İyi mi!

(Atasözünün aslı, bilirsiniz, “Eceli gelen it cami duvarına işer”dir.)

Hemen ardından, Tantan, İçişleri Bakanlığından alınıp Gümrük Bakanlığı’na atandı… (Tamamen Kabine dışına atılmadı, çünkü çok başarılara imza atmıştı. Dürüstlüğü ve çalışkanlığıyla halkın sevgili Yiğit İçişleri Bakanı’ydı o.)

Sadettin Tantan, Gümrük Bakanlığı’nı kabul etmedi.  “Bakanlığınız da, koltuğunuz da, kırmızı plakalı Mersedes’iniz de başınızda paralansın!” deyip, Bakanlıktan da, Partiden de istifa etmişti, yanılmıyorsam…

Sadettin Tantan’ın özel hayatı, maddî durur mu elveriyordu herhalde ki bu direnişi gösterebildi. Bu kadarla da kalmadı, Yurt Partisi’ni kurdu, aslanlar gibi sürdürüyor vatanseverlik ülküsünü…

İstanbul Barosu’nun ünlü eski Başkanı Ümit Kocasakal dostumuz da, ekranlarda esip gürlüyordu:

Savcılaar’Yargıçlaaarr Nerdesiniz? Neden korkuyorsunuz?

Yapışın yakalarına hırsızların… Atın içeri!

Ben de diyordum ki televizyonda onu izlerken, içim buruk söyleniyordum…

Bekâra karı boşamak kolaydır. Senin yaşamın garantili…İşsiz kalma korkun yok. Sürgün edilme derdin yok… Ay sonunu zor getiren, 3 çocuk okutanonurlu, şerefli, hiçbir iş güvencesi olmayan savcıma, yargıcıma:

Korkma’ Yürü ‘ Yapış yakalarına… Tık içeri namussuzları ! diyorsun, Ümit paşa… diyordum…

Adalet dünyasında o yürekli uğraşı verebilmek için bize bol miktarda ÇOCUKSUZ HAKİM VE BEKÂR SAVCI GEREK  diye düşünüyorum.

***

“BERLİN’DE HAKİMLER VAR! “

Prusya Kralı 2. Friedrich, yılında tahta çıkıp  Alman Hükümdarı olunca, çok hayırlı işler yapmış, halkın büyük sevgisini kazanmış. Her istediği, (Ohal KHK kararları gibi) a’nında kanunlaşıyormuş…

Birgün, Prusya ormanlarında gezinirken, tepede bir yel değirmeni görmüş. O tepede bir saraycık ne güzel olur diye düşünmüş. Değirmenin sahibi köylüyü bulmuşlar, “Kralımız adına tepeyi satın alacağız, ne istiyorsan fazlasıyla alacaksın” demişler.

Köylü, değirmeninin ve arazisinin satılık olmadığını söylemiş. Adamı bir türlü ikna edemmeişler. Büyük Prusya Kralı’nın tepesi atmış. É Getirin şu adamı bana !”demiş.

Yaka paça tutup sarayda huzura çıkarmışlar. Kral, adını sormuş.

Sans sousi, demiş köylü. (Fransızcada “Gamsız” demek.)

Bana bak, Sansusi, demiş, kudretli hükümdar, Avrupa’nın en güçlü adamıyım… İstersem o tepeyi başına yıkarım.

Ben de, adalete başvurur, seni mahkemeye veririm demiş köylü Sansusi…

Yahu, anlamıyor musun, be adam? Ülkenin en güçlü adamıyım diyorum sana… Ben, Prusya Kralı’yım! .Bana kim karşı gelebilir!

Kim olursan ol, demiş, “çarıklı erkânı harp” köylü. Devam etmiş:

Hiçbir güç ADALET’ten daha üstün olamaz. BERLİN’DE HAKİMLER VAR!

Prusya Kralı Büyük Friedrich, orada sus-pus olmuş. Zorbalıktan vazgeçmiş, o satın alamadığı tepenin biraz ötesindeki daha geniş araziye bir saray yaptırmış… Ve, sarayın adını da Sansusi (Gamsız) koymuş…

***

KIBRIS CEPHESİNDE YENİ BİRŞEY YOK!

“Batı Cephesinde Yeni Bir şey yok” ünlü Alman romancısı Erich Maria Remarck’ın (70 yılında 72 yaşında öldü) en tanınmış romancılarından birinin adıdır. Yazarından daha ünlü olmuştur… Umutsuz vakalar için kullanılır.

Bizim,  son Kıbrıs Görüşmeleri de , “megalo idea”cı Yunan’ın uzantısı, İngiliz Korumasındaki Kıbrıs Rumlarının “olmayacak duaya amin deme” inatları yüzünden, yâni, “sıfır asker, sıfır garantörlük” diye dayatmaları yüzünden fiyaskoyla sonuçlanınca… Bu umutsuz vakâya ben de yukardaki başlığı koydum…

Ne bekliyorduk ki?

A’bisi Yunanistan, Ege’de, Türk Karasularındaki bize ait 18 adayı, göz göre göre, cebellezi edip götürüyorken… O adalarda, Bozcaada ve Gökçeada’ya çıkartma eğitimleri yapılıyorken Türkiye gıkını çıkaramıyorken…
Kıbrıs Rumlarının koca Kıbrıs adasını Kıbrıs Türkleriyle paylaşmasını mı bekliyorduk bu son toplantıdan?

Başta Azerbaycan, hiçbir Asya Türk Cumhuriyeti’nin resmen tanımadığı, en ufak bir kardeşlik elini uzatmadığı Kıbrıs’ı, İngiltere ve Amerika bize bırakır mı sanıyorsunuz?

Yazımı, yıllar önce çizdiğim, güncelliği halen geçerli bir karikatürümle süslemek istiyorum.

Cumhuriyet’le, adaletle, esenlikle kalın!

Suat Yalaz

funduszeue.info

Durdu durdu turnayı gözünden vurdu anlamı
 
* Uzun süre bir şey yapmadan bekleyip sonunda çok büyük kâr elde eden kimse.

* Bekledi, beklemesini bildi. Sonunda istediği çok güzel şeyi elde etti.

* Bir işte uzun süre sabredip sonunda kazanç sağlamak.

Örnek: Onun gibi sabırlı olmak gerekir. Durdu durdu, turnayı gözünden vurdu.

Örnek 2: Mesut durdu durdu turnayı gözünden vurdu.

Turnayı Gözünden Vurmak Deyiminin Hikayesi
Eskiden avcıların toplanıp sohbet ettikleri bir mecliste her biri, güya başından geçmiş gibi bir sürü hayali av hikâyeleri anlatırmış. İçlerinde en yaşlıları olan Avcızâde Sayyad Bey hiç lâfa karışmaz, anlatılanları, sessizce dinlermiş. Onun bu sessiz hâli, günlerden bir gün ötekilerin dikkatini çekmiş.

“Yahu üstad,” demişler. “Bunca yıllık av hayatın var. Senin başından hiç bir olay geçmedi mi? Sen de bir hatıra anlat ki, dinleyelim. Hep bizler konuşuyoruz..” şeklinde, ısrar etmişler.

Avcızâde Sayyad Bey, şöyle bir içini çekmiş: “Ahhh…” demiş. “Ne olur beni konuşturmayın. O hazin hatıramın, yürek sızlatan acısını bana hatırlatıp derdimi tazelemeyin.”

Diğer avcılar kulak kesilmişler. Büyük bir merak ve heyecana kapılmışlar. Demek ki ortada çok acıklı bir av hikâyesinin hatırası var demişler. Bu sefer ısrarlarını daha da artırarak kıdemli avcıya yüklenmişler.

Beriki yutkunmuş, kendine şöyle bir çeki düzen verip, söze başlamış:

“Efendim, avcılığa henüz başladığım gençlik yıllarımdaydı. Bir gün, tüfeğimi ve köpeğimi aldım, tek başıma Sapanca Gölü&#;nün kenarında av ararken, gökte bir turna gördüm. Şunu zararsız yerinden, ayağından vurayım dedim. Fakat ben tetiği çektikten sonra, zavallı hayvan, gagasıyla ayağını kaşımaya yeltenmez mi? İşte o anda, olan oldu. Saçmalardan birisi, hayvanın sol gözünden girip, sağ gözünden çıkmasın mı? Kırk elli metre kadar ötemizde, bir yere düştü. Köpeğim aldı getirdi. Hayvancağızın her tarafı sağlamdı. Yalnız gözlerinden kan akıyordu. Ben büyük bir pişmanlık ve şaşkınlık içinde, donup kalmıştım.

Hayvancağız çırpınıyor, ben de içim sızlayarak düşünüyordum. İşte asıl hadise o zaman oldu. Gökten beş altı tane turna, üstümüzde dönerek uçtular, ötüşe ötüşe ve hışımla aşağı doğru inip, kör turnanın yanına kondular. Ben büsbütün şaşırıp kalakalmıştım. Kendi dilleriyle ötüşüp anlaşarak, kör turnayı aralarına aldılar ve şimşek gibi havalandılar. Onların bu bağlılık ve sadakatine aşağıdan hayretler içinde baka kalmıştım.

İşte dostlarım, o günden sonradır ki, turnalar katar halinde uçmaya başladılar ve aralarına aldıkları kör turnayı, ses vermek suretiyle uçuş istikametine yönelttiler. Bu haber, dünyadaki bütün turnalar arasında yayıldı. Daima toplu ve katar hâlinde uçmalarına ilk defa ben sebebiyet verdim…” diye, palavrasını bitirince, dinleyip gülüşen avcılardan birisi:

“Ehhh!.. Üstad, durdun durdun, amma, Turnayı gözünden vurdun, pes doğrusu” demiş.


DEYİM NEDİR?

Deyim, dil biliminde, kavramları, durumları hoşa giden bir anlatımla ya da özel bir yapı ya da söz dizimi içinde belirten ve çoğunlukla gerçek anlamlarından ayrı anlamlara gelen sözcüklerden oluşan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da cümledir. İki veya daha çok sözcükten kurulu bir çeşit dil ifadesi olan deyimler, duygu ve düşünceleri dikkati çekecek biçimde anlatan ad, önad, belirteç, yalın ve birleşik eylem görünüşlü dilsel yapılardır. Ya tam bir tümcedirler ya da bir söz öbeğidirler.

Diğer bir deyişle Deyim; Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarına “deyim” denir.

Durdu Durdu, Turnay&#x; Gözünden Vurdu Ne Demek? Durdu Durdu, Turnay&#x; Gözünden Vurdu Kelimesinin TDK Sözlük Anlamı Nedir?

Durdu Durdu, Turnay&#x; Gözünden Vurdu ne demek? Durdu Durdu, Turnay&#x; Gözünden Vurdu kelimesi nasıl yazılır? Durdu Durdu, Turnay&#x; Gözünden Vurdu kelimesinin TDK sözlük anlamı ne demektir? Durdu Durdu, Turnay&#x; Gözünden Vurdu kelimesi ile ilgili arattırılan sıkça sorulan sorulara haberin detayından ulaşabilirsiniz.

Haberler -

Son Güncelleme : -

Durdu Durdu, Turnayı Gözünden Vurdu Ne Demek?

Durdu Durdu, Turnay&#x; Gözünden Vurdu Ne Demek? Durdu Durdu, Turnay&#x; Gözünden Vurdu Kelimesinin Güncel TDK Sözlük Anlamı Ne Demektir?

Cevap: `Uzun Süre Bekledi Ancak Sonunda &#x;steğini Elde Etti` Anlam&#x;nda Kullan&#x;lan Bir Söz

Durdu Durdu, Turnay&#x; Gözünden Vurdu Kelimesi Nasıl Yazılır? Durdu Durdu, Turnay&#x; Gözünden Vurdu Kelimesinin Doğru Yazımı Nedir?

Cevap: Durdu Durdu, Turnay&#x; Gözünden Vurdu

Durdu Durdu, Turnay&#x; Gözünden Vurdu kelimesi ile Google aramalarda en çok sorulan sorular şunlardır: Durdu Durdu, Turnay&#x; Gözünden Vurdu ne demek? Durdu Durdu, Turnay&#x; Gözünden Vurdu kelimesi nasıl yazılır? Durdu Durdu, Turnay&#x; Gözünden Vurdu kökeni nedir? Durdu Durdu, Turnay&#x; Gözünden Vurdu kelimesinin cümle içerisinde kullanımı



Web sitemizdeki çerezleri (cookie) kullanıcı deneyimini artıran teknik özellikleri desteklemek için kullanıyoruz. Aynı zamanda analitik çerezler de kullanıyoruz. Çerezleri reddetmek istiyorsanız detaylı bilgi için tıklayınız.

OKUDUM

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası