suyun önemi maddeler halinde / Suyun Canlılar İçin Önemi: Su, Bildiğimiz Anlamıyla Yaşam İçin Neden Önemli? - Evrim Ağacı

Suyun Önemi Maddeler Halinde

suyun önemi maddeler halinde

Canlılar için suyun önemi

Su, insanlar başta olmak üzere bitki ve hayvanların en önemli yaşam kaynağıdır. Su canlıların yaşamlarını sürdürebilmesi için bahşedilmiş mu-cizevi bir kaynaktır. Dünyanın yaklaşık % 75’i sudur. Su hem dünyanın hem de bütün canlıların büyük bir kısmını oluşturur. İnsan vücudundaki su oranı cinsiyet, yaş, günlük aktiviteler ve fizik-sel özelliklere göre değişiklik gösterir. Çocukların vücutlarındaki su oranı% 75 iken yetişkinlerde bu oran % aralığında değişmektedir.

● Enzimlerin çalışabilmesi için ortamda en az %15 oranında su bulunmalıdır.
● Su, iyi bir çözücüdür. Bu özelliği ile besinlerin kolaylıkla sindirilmesini ve bu besinlerin kimyasal
reaksiyonlara girmesini sağlar.
● Su, maddelerin taşınmasında rol oynar. Kan dokunun büyük bir kısmı sudan oluşmuştur.
● Bitkiler, suda çözünmüş mineralleri topraktan su ile alır.
● Su, vücut sıcaklığının dengede kalmasını sağlar. Terleme sırasında su buharlaşır. Buharlaşma
sırasında ise ısı kaybedildiğinden vücut sıcaklığı korunmuş olur.
● Metabolizma sonucu ortaya çıkan zararlı atıkların seyreltilmesinde ve vücuttan atılmasında aktif rol oynar.
● Su, fotosentez oluşumunu sağlayan temel maddelerden biridir:
● Su, canlılara destek sağlar. Örneğin otsu bitkilerin dik durmasını sağlar.
● Suyun buharlaşma ve yoğuşması iklimler üzerinde de etkilidir.
● Suyun öz ısısı birçok bileşikten daha yüksektir. Öz ısı bir bileşiğin sıcaklığını 1 °C artırmak için verilmesi gereken ısı enerjisi miktarıdır. Bu özellik suyun soğumasının da ısınmasının da zor olduğunu gösterir. Suyun yavaş soğuyarak ortamı ısıtması, hem kıyı bölgelerinin ılıman olmasını hem de canlıların yaşaması için sulardaki ortam sıcaklığının dengede kalmasını sağlar. Böylece canlılar da korunmuş olur.

Su, canlıların hayatını devam ettirebilmesi için vazgeçilmez ihtiyaçlardan birisidir. Biyolojik açıdan hayatın devamı için kritik birçok farklı özelliğe sahip olan suyun canlılar için başlıca önemi şöyle sıralanabilir:

  • Bir yaşama ortamıdır.
  • Temel besin maddesidir.
  • Vücut sıcaklığını dengede tutar.
  • Deriyi nemlendirerek kurumasını önler.
  • Vücudun enerji ihtiyacının karşılanmasında rol oynar.
  • Besinlerin rahatça yutulmasını kolaylaştırır ve ağız kuruluğunu önler.
  • Yiyecek ve içeceklerle vücuda alınan besinlerin sindirimine yardımcı olur.
  • Vücudun asitlik dengesinin korunmasına yardımcı olur.
  • Vücuttaki toksin maddelerin atılmasını ve taşınmasını sağlar.
  • Böbreklerin düzenli olarak çalışmasını sağlar.
  • Vücuttaki metabolik süreçlerin gerçekleşmesine yardımcı olur.
  • Vücut için gerekli olan vitaminlerin ve minerallerin çözünmesini ve taşınmasını sağlar.
  • Kayganlaştırıcı özelliği nedeniyle eklemlerin birbirine sürtünmesini engeller, organların birbirini etkilemeden çalışmasına yardımcı olur.
  • Bitkilerin, kökleriyle mineralleri almasını ve yapraklara kadar taşımasını sağlar.
  • Su altı ekosisteminde yaşayan canlıların, yapısında çözünmüş olarak bulunan oksijeni almalarını sağlar.
  • Yeşil bitkilerin fotosentez yapmalarında rol oynar.

Kaynak:Haber Kaynağı

Suyun Canlılar İ&#;in &#;nemi Nedir? (Maddeler Halinde &#;rnekleri)

Güncelleme Tarihi:

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Oluşturulma Tarihi: Mayıs 31,

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

İnsanlar başta olmak üzere tüm canlıların en önemli kaynağı su olmaktadır. Özellikle canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için suyun önemi oldukça büyüktür. Bu nedenle suyun insanlar, hayvanlar ve bitkiler üzerinde faydası da oldukça çoktur. Peki, suyun canlılar için önemi nedir tüm detayları ile derledik.

Haberin Devamı

Dünyanın yaklaşık olarak %75'lik kısmı sudur. Su hem dünyanın hem de canlıların büyük bir kısmını oluşturur. Ayrıca insanlarda su oranı cinsiyet, yaş, fiziksel özellikler ve günlük aktivitelere göre de değişkenlik göstermektedir.

Su Nedir?

İki Hidrojen ve bir Oksijen atomunun kovalent bağlar ile bağlanması sonucunda oluşan moleküle su adı verilmektedir. Kimyasal formülü ise H2O olmaktadır. Oksijen bir ametaldir ve 6A grubu elementidir. Hidrojen ise 1A grubunda bulunur ve metal olmayan bir ametal atomudur. Bu iki ametal arasındaki bağa ise kovalent bağ adı verilmektedir.

İki Hidrojen ve bir Oksijen atomundan oluşan suyun yapısı kutuplu bir yapıdır. Oksijen elektron paylaşımları içerisinde paylaşılan elektronları kendisine daha kuvvetli çekmektedir. Elektrona olan çekim Hidrojen atomuna göre daha fazla olmaktadır. Bu durum da suyun molekül değil, kırık bir yapıda olmasına neden olmaktadır.

Suyun Özellikleri Nelerdir?

Suyun sahip olduğu özellikler sebebiyle canlılara büyük yarar sağlamaktadır. Suyun canlılar için önemini bilmek için özelliklerini de bilmek oldukça önemlidir. Suyun özellikleri şu şekilde sıralanabilir:

- Suyun kohezyon ve adezyon özelliğine sahiptir. Kohezyon özelliğine sahip olması kendi moleküllerinin çekim gücü sebebiyle dağılmadan kalmasına yardımcı olur. Adezyon özelliği sebebiyle ise çekim gücü de yüksek olmaktadır.
- Molekülleri arasında kohezyon kuvveti nedeniyle yüzey gerilimine sahiptir.
- Kılcal hareket özelliği suyun oldukça dar bir kanal boyunca yer çekimine karşı hareketini tanımlamaktadır.
- Yüksek erime ısısına sahiptir.
- Suyun buharlaşma ısısı yüksektir.
- Su yüzeyden başlayarak donmaya başlar. Pek çok kimyasal dipten yukarıya doğru donmaktadır. Suyun katı hali olan buz sıvı halinden daha hafif olması nedeniyle donma yüzeyden başlamaktadır.

Suyun Canlılar İçin Önemi

İnsanlar besin almadan günlerce hatta haftalarca yaşayabiliyor iken su olmadan sadece birkaç gün yaşayabilmektedir. Bu nedenle su başta insanlar olmak üzere tüm canlılarda büyük önem sağlamaktadır. Canlılarda hayat hücreden başlamakta, daha sonra doku, organ ve sistemde devam etmektedir. Canlılardaki biyokimyasal olayların tümü sulu ortamlarda gerçekleştirmektedir. Su sahip oldukları özellikleri sebebiyle de canlılar için önem taşımaktadır. Canlılarda suyun önemi şu şekildedir:

- Bir yaşama ortamı sağlar.
- Su temel besin maddesidir.
- Vücut sıcaklığını dengeler.
- Deriyi nemlendirir ve kurumasını engeller.
- Vücudun enerji ihtiyacını karşılar.
- Besinlerin rahat bir şekilde yutulmasını kolaylaştırır ve ağzın kuruluğunu önler.
- Vücuda alınan besinlerin sindirilmesine yardımcı olur.
- Vücudun asitlik dengesini korumaya yardımcıdır.
- Vücuttaki toksin maddelerin atılması ve taşınmasını sağlar.
- Böbreklerin düzenli çalışmasına yardımcı olur.
- Vücut içerisindeki metabolik süreçlerin gerçekleşmesini sağlar.
- Vücut için gerekli olan vitamin ve minerallerin çözünmesini ve taşınmasını sağlar.
- Eklemlerin birbirine sürtünmesini önler.
- Bitkilerin kökleri ile mineralleri almasını ve yapraklara taşınmasını sağlar.
- Su altı ekosistemde yaşayan canlıların oksijen almasını sağlar.
- Yeşil bitkilerin fotosentez yapmasını sağlar.

Suyun Canlılar İçin Önemine Maddeler Halinde Örnekler

Suyun canlılar için önemi oldukça büyüktür. Buna tüm canlılar için pek çok örnek vermek mümkündür. Suyun önemine örnekler şu şekilde verilebilir:

- İnsanlarda ve hayvanlarda vücut ısısını düzenleyen su toksinleri ve artıkları temizlemektedir.
- Hayvanlarda vücudun %60'ı su iken insanlarda %75'i sudur. Bu nedenle vücudun sağlıklı çalışması ve hayatta kalabilmek için suyun önemi çok büyüktür.
- Su altında yaşayan canlılar solungaçları ile suda çözünmüş oksijeni alarak yaşamını sürdürürler.
- Yeşil bitkilerin fotosentez yapmasına su yardımcı olmaktadır.

Yaşam İçin Suyun Önemi Hakkında Ne Kadar Bilgi Sahibisiniz?

Yaşam İçin Suyun Önemi Hakkında Ne Kadar Bilgi Sahibisiniz?

Su, tüm canlılar için kritik bir öneme sahip. Elbette bu gerçeği biliyoruz; fakat bilmek, önemsemeye yetmiyor. Sağlık kuruluşları, beslenme uzmanları ve diğer profesyoneller her ne kadar suyun önemini vurgulasa da ne yazık ki günümüzde hala pek çok kişi suyu hafife alıyor. Su ile ilgili bilinen yanlışlar, su tüketimindeki hatalar ve diğer nedenler, suyun önemi konusunda toplum olarak istediğimiz bilinç seviyesine gelemediğimize işaret ediyor.

Dünyanın birçok noktasında içme suyuna dahi erişemeyen toplumlar varken suya hak ettiği kıymetin verilmesi adına sizin için biraz daha detaylı incelemeler yaparak bu içeriği hazırladık. İşte insan sağlığı için büyük önem taşıyan termal sularıyla misafirlerine mükemmel bir tatil deneyimi yaşatmayı amaç edinen Çam Termal Otel’in suyun önemine dair içeriğinin detayları

Canlıların Dünyasında Suyun Önemi ve Görevleri

Su, yaşam için temel bir kaynaktır. Yani yaşamak için suya ihtiyaç duyarız. Hatta besin almadan günlerce hayatımızı sürdürebilirken su ve oksijen olmadan uzun süre dayanamayız. Üstelik hiçbir şey yemeden yalnızca su içerek 5 haftaya kadar yaşayabilmenin mümkün olduğunu biliyor muydunuz? Buradan yola çıkıldığında canlı yaşamında suyun önemi çok daha iyi anlaşılabilmektedir. 

açık havada bir bardak su içen sarışın uzun saçlı kız çocuğu

Peki kokusu ve rengi dahi olmayan bu sıvı, nasıl oluyor da yaşamsal fonksiyonlar için bu kadar zorunlu bir hale gelebiliyor? Aslında bu soruya yanıt vermek çok da zor değil. İnsan organizmasının ortalama %’inin sudan meydana geldiğini göz önünde bulundurduğumuzda yanıt da doğal olarak gözümüzün önünde beliriyor. Su dolaşım sistemi ile sindirim sisteminin düzenli bir şekilde çalışmasını sağlıyor. Vücuttaki atık maddelerin vücuttan atılması da elbette su sayesinde mümkün olabiliyor. 

Vücut sıcaklığını da düzenleyen su, vitaminlerin ve minerallerin çözülmesine yardımcı olup bu bileşenlerin vücutta taşınmasını da sağlıyor. Ek olarak, hücrelere besin ve oksijen taşıyan su, tüm organların koordineli bir şekilde çalışabilmesi için de gerekiyor. Bu nedenledir ki su tüketimi yetersiz olduğunda böbrek yetmezliği, tansiyon hastalığı, bağırsak sıkışmaları, zihinsel bozukluklar, görme kaybı ve baş ağrıları gibi rahatsızlıklar ortaya çıkmaktadır. Suyun hayatımızdaki yerini daha iyi kavrayabilmek için dilerseniz su kaybı söz konusu olduğunda vücut işleyişinin nasıl değiştiğini biraz daha ayrıntılı inceleyelim.

Vücutta Su Kaybının Yol Açabileceği Durumlar

Vücuda giren her su; idrarla, solunumla, terlemeyle ve dışkı yoluyla vücut dışına atılmaktadır. Bu nedenle sürekli olarak vücuttan atılan suyun yerine ihtiyaç duyulan miktarda su alınmalıdır. Aksi halde hayati fonksiyonların sürdürülebilmesi için gereken sıvı miktarı karşılanamaz ve dehidrasyon durumu oluşur. Vücut ağırlığının %1’i kadar su kaybı olduğunda, susuzluk hissedilir ve vücut ısısında dengesizlikler meydana gelir. Bu da performansın azalması anlamına gelmektedir. Sonuç olarak ihtiyaç duyduğunuz suyu aldığınızda normal yaşantınıza hızla dönebilirsiniz.

suyun önemi konusunu vurgulayan ve susuzluktan dolayı başı ağrıyan adam

Ancak vücut ağırlığının %3’ü kadar su kaybı olduğunda vücudun ısı düzeni iyice bozulu ve aşırı susuzluk hissi yaşarsınız. Yalnızca %4’lük bir su kaybında ise fiziksel performansınızın %20 ila 30 oranında düşmesi söz konusu olacaktır. %5 oranda su kaybı olduğunda da baş ağrısı ve halsizlik hissetmeye başlarsınız. Peki daha fazla suya ihtiyaç duyduğunuzda neler olur? Ağırlığınızın %6’sı kadar suya ihtiyaç duyduğunuz anlarda halsizlik ve titreme yaşamaya başlarsınız. Biraz daha fazla susuz kaldığınızda bayılma durumları dahi görülebilir. 

Eğer vücut ağırlığınızın %10’u kadar su kaybı söz konusu olursa bilincinizi kaybedersiniz. Bu oran %11 olduğunda ise vücudunuz artık tamamen dirençsiz kalır. Dolayısıyla %11 ve üzerindeki susuzluk durumunda ölüm kaçınılmaz hale gelir. Bu tablodan da anlaşılacağı üzere suyun önemi gerçekten de hayatidir. O halde sizin ve sevdiklerinizin yeteri kadar su tükettiğinden emin olmanız en mantıklı adım olacaktır.

İdeal Su Tüketimi Nasıl Olmalı?

Her şeyde olduğu gibi su tüketim miktarında da dikkatli olmakta fayda var. Çünkü az su tüketmek olumsuz sonuçlar doğurabilir, ancak aşırı tüketim de böbreklerin fazla çalışmasına neden olabilir. Bu da sonuç olarak vücudun tüm faaliyetlerinin olumsuz etkilenmesine yol açacaktır. Sağlıklı bir yaşam için ideal su tüketimi ise vücudun boy ve kilosu ile oranlı bir şekilde ayarlanmalıdır. Bu anlamda, ortalama bir bireyin günde 1, litre su içmesi yeterli olacaktır. 

Diğer yandan bu miktarın fiziksel aktivitelerin yoğunluğuna göre değişebileceğini de unutmamalısınız. Özellikle spor yapan aktif kişilerin ortalamaya kıyasla %5 daha fazla su tüketimine ihtiyaç duyduklarını belirtmiş olalım. Hatta mevsime göre de su tüketim ihtiyacında farklılıklar gözlemlenebilir. Yaz aylarında terlemeden dolayı yoğun su kaybı olacağından daha fazla su tüketmeniz gerekecektir. 

bir su birikintisine düşen su damlası

Bu doğrultuda su içmeyi bir alışkanlık haline getirmeniz, ihtiyaç duyduğunuz su miktarını almanızı çok daha kolay bir hale getirecektir. Örneğin sabahları uyandığınızda 2 bardak su içerek güne başladığınızda kısa bir sürede ideal sıklıkta su içme alışkanlığı edindiğinize şahit olabilirsiniz. Diğer yandan evde, okulda veya ofiste içme suyunuzu sürekli görebileceğiniz, elinizin altında olacak bir yerde bulundurmanız da alışkanlık edinmenize yardımcı olacaktır. 

Tüm bunların yanı sıra tükettiğiniz suyun kalitesi de yaşamsal faaliyetleriniz için önem taşıdığını belirtmemizde yarar var. İçme suyunuzun 4,5 - 9,5 pH değeri arasında olduğundan emin olmanızı tavsiye ederiz. 

Su Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

“Çay ve kahve tüketiyorum zaten, su ihtiyacımı bu şekilde karşılıyorum.” şeklinde düşünenlerdenseniz, büyük bir yanılgı içinde olduğunuzu söylememiz gerekiyor. Çünkü bilinenin aksine çay, kahve ve diğer meşrubatlar suya alternatif değillerdir. Hatta tam tersi, çay ve kahve gibi içecekler dehidrasyona yol açtığından daha fazla su ihtiyacına yol açarlar. Bu nedenle bu tür içecekleri su yerine tüketmek yerine her bir bardak içecek tüketiminin ardından daha fazla su tüketmeniz daha yararlı olacaktır.

Ayrıca yaşlılık döneminde su tüketim oranının düştüğü gözlemlenmektedir. Bunda hiç şüphesiz ki yaşlanmaya bağlı olarak susama hissiyatının azalması büyük rol oynamaktadır. Fakat su hayatın her döneminde temel bir ihtiyaçtır ve doğal olarak susamayı beklemeden su ihtiyacının karşılanması önem taşımaktadır. 

Su kaynakları arasında yer alan doğal göllerle ilgili bilgi edinmek için Ülkemizde Görülmesi Gereken En Güzel Doğal Göller başlıklı içeriğimizi inceleyebilirsiniz.

Su İle İlgili Dikkat Çekici Ayrıntılar

- Tokluk hissi verir ve kalori yakımını hızlandırır.

- Eklemleri korur.

- Cilde ihtiyacı olan nemi kazandırır.

- Beyin fonksiyonlarına yardımcı olur.

- Vücuttaki toksinlerin atılmasını sağlar.

- Kabızlığı önler.

- Böbrek taşlarının düşürülmesine yardımcı olur.

- Vücut ısısını düzenler.

- Kalp sağlığını korur.

- Ağız kokularını giderir.

Doğal kaynak suyu olan termal su hakkında bilgi sahibi olmak için ise Şifa Dolu Faydalarını Hep Duyuyoruz Ama Termal Su Nedir? başlıklı içeriğimize göz atabilirsiniz.

Su, iki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşan bir moleküldür.[1] Kimyasal formülü H2O'dur.[2] Oksijen, 6A grubu elementidir ve bir ametaldir.[3] Hidrojen ise 1A grubunda bulunan ancak genel kuralın aksine metal değil, ametal olan bir atomdur.[4] Su, bu iki elementin, ametaller arasındaki kimyasal bağ olan kovalent bağ yoluyla bağlanması sonucu oluşur.[5] Kovalent bağ, bildiğimiz sıradan bağlar arasındaki en güçlü bağlardır.

Su, polar, yani kutuplu bir yapıdadır; çünkü hidrojen atomlarıyla oksijen atomlarının elektronegativitesi, yani elektronları birbirine çekme gücü eşit değildir.[6] Oksijen, kovalent bağın karakteristik özelliği olan "elektron paylaşımı" içerisinde, paylaşılan elektronları kendisine daha kuvvetli çeker. Bu da suyun, doğrusal bir molekül değil,"kırık" bir yapıda olmasına sebep olur. Aşağıdaki çizimde bunu görebilirsiniz:

 

Görüldüğü gibi oksijen ve hidrojen atomları doğrusal bir çizgi gibi, yan yana gelerek suyu oluşturmazlar. Daha ziyade bir "V" harfi şeklindedirler. Bunun sebebi, oksijen atomunun elektronları daha kuvvetli çekmesidir. Tıpkı uzun bir ipi ortasından tutarak havaya kaldırmaya çalıştığınızda uçları aşağıda kalacağı için bir "V" harfine benzeyeceği gibi, su molekülleri de bu görünümdedir. Ayrıca yukarıdaki görselde pembe rengin bulunduğu taraf en yüksek negativiteye, yeşil rengin bulunduğu taraf ise en yüksek pozitif kutba (en düşük negativiteye) sahiptir. Bu nedenle su, polar (kutuplu) bir moleküldür.

Ayrıca suyun yapısında hem hidrojen hem de oksijen atomlarının varlığı, moleküller arasında oluşan çok önemli bir diğer bağa, hidrojen bağına da imkan verir.[7] Hatırlanması gereken şey şudur: Kovalent bağlar, iyonik bağlar ve metalik bağlar, moleküllerin içinde ve atomlar arasında oluşan bağlardır. Hidrojen bağları, adhesif bağlar, kohesif bağlar gibi bağlarsa, moleküller arasında oluşan, atomlar arasındaysa görülmeyen bağlardır. Yani bu ikinci grup bağlar, iki atomu değil, iki molekülü birbirine bağlayan bağlardır.

Birden fazla su molekülü bir arada bulunduklarında, bu moleküller arasında çok güçlü bir bağ olan (ancak kovalent bağa göre daha zayıf olan) hidrojen bağları kurulur. Bu bağlar, moleküllerin Hidrojen tarafındaki pozitivitenin, diğer bir molekülün Oksijen tarafındaki negativite ile etkileşiminin bir ürünüdür.

Suyun Yaşam ve Canlıların Cansızlıktan Evrimi İçin Önemi

Peki su, bizim gibi canlıların oluşması için neden şarttır? Kimyasal evrim için neden gereklidir? Cansızlıktan canlılığın oluşmasında ve sonrasında bu canlılığın kararlılığında, suyun önemi nedir?

Bu soruyu aşağıdaki maddelerde toplayarak cevaplayabiliriz:

1. Buz, Yüzer!

Suyun katı hali olan "buz", hidrojen bağları sayesinde bir arada tutulur. Her bir su molekülü, diğer 4 su molekülüne bağlanır ve sağlam, dayanıklı bir kristal yapısı doğurur. Her ne kadar buzun yapısı oldukça sağlamsa da, suyun buz halindeki atomlar, sıvı halindeki atomlar kadar sıkı bir halde paketlenmemiştir. Bir diğer deyişle suyun sıvı hali, katı halinden daha yoğundur.[8] Bu da, Arşimet'in meşhur yoğunluk ilkeleri dahilinde, buzun su üzerinde yüzebilmesini açıklar.

Neden Desteğe İhtiyacımız Var?

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor. Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak Daha fazla göster

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Destek Ol

Centre for Ice and Climate

Şimdi, buz suyun üzerinde yüzemeseydi neler olurdu bir düşünün: Bir kere, nehirler, göller, vs. yüzeyden başlayarak değil, buz batacağı için dibinden başlayarak yukarıya doğru donardı. Bu da sudaki tüm canlılığı yok ederdi – ki cansızlıktan canlılığın evriminin suda gerçekleştiğini hatırlayınız. Ancak normal haliyle buz, su üzerinde yüzebileceği için, hem bu şekilde su canlılarının ölmesine engel olur, hem de suyun içerisindeki ısının soğuk havalarda dışarıya kaçmasını önleyen bir tabaka görevi görür. Bu da, balıkların, su bitkilerinin ve benzeri hayvanların 0 dereceden soğuk havalarda dahi hayatta kalabilmelerini sağlar.

Ayrıca suyun buzdan daha yoğun olması, buharlaşmayı da yavaşlatır, yağmurları ciddi anlamda kısıtlardı. Tüm bunlar, öncelikle atmosferin oksijen kaynağı olan alglerin hayatta kalamamasına neden olurdu, bu da muhtemelen hiçbir zaman bildiğimiz kadar çeşitli bir yaşamın evrimleşememesine neden olurdu.

2. Suyun Erime/Donma Noktası ve Isı Kapasitesi

Diğer moleküllerle kıyaslandığında buzu eritmek için çok daha fazla enerji (ısı) gerekir. Bunun sebebi, suyun yapısındaki sayısız hidrojen bağı ve bunları kırmak için gereken enerjinin yüksekliğidir. Unutmamak gerekir ki buzu sıvı su yapmak için, buz moleküllerinin arasındaki tüm hidrojen bağlarının kırılması gerekir. Tam tersi tepkime olan donma sırasında da etrafa büyük oranda enerji salınır (hidrojen bağlarının kurulması sırasında). Buzun kolay kolay erimemesi, kutup noktalarında biriken ve tüm Dünya'nın iklimine katkı sağlayan buzulları mümkün kılabilmektedir. Buz kolaylıkla eriseydi, günümüz iklimleri çok daha farklı ve sıcak olurdu.

Ayrıca su, oldukça yüksek bir ısı kapasitesine (ısıl kapasite) sahiptir. Isı kapasitesi, herhangi bir molekülün 1 gramını, 1 santigrat derece ısıtmak için gereken enerji miktarıdır. Bu da, sudan oluşan bir gezegende, sıcaklık düzeylerinin oldukça sabit ve düzenli olmasını sağlar. Bu, Dünya'nın Mars'taki gibi gündüz derece, gece derece olmamasını açıklar. Eğer suyun ısı sığası çok daha düşük olsaydı, yine tüm iklimler alt üst olurdu. Belki canlılık buna adapte olur, buna göre evrim geçirirdi ama yine de, bildiğimiz anlamıyla yaşam evrimleşemezdi.

3. Adhezyon, Kohezyon ve Yüzey Gerilimi

Kohesif kuvvetler, benzer moleküllerin arasında oluşan çekim kuvvetidir. Bu, su moleküllerinin birbirini çekmesini açıklamaktadır. Hepimiz, yağmurlu bir günde arabanın camına düşen su damlacıklarının birbiriyle birleşerek daha büyük su damlaları oluşturduğunu görmüşüzdür. Bunun sebebi, kohesif kuvvetlerdir. Kohesif kuvvetler sayesinde su, bitkilerin köklerinden en uç yapraklarına kadar ince borularla iletilebilir. Ayrıca suyun yüzey gerilimi sayesinde, bazı böcekler ve minik hayvanlar suyun üzerinde yürüyebilmektedirler. Bu da canlılık için önemli bir özelliktir. 

4. Su, Harika Bir Çözücüdür!

Vücudumuzdaki hücreler için vazgeçilmez bir özellik, suyun çözücü gücüdür. Suyun içerisinde pek çok molekülü çözüp iyonlarına ayırmak mümkündür. Bu da hücrelerin aktif taşıma, pasif taşıma, sinyal iletimi gibi pek çok özelliğe sahip olabilmelerini açıklar. Ayrıca yaşamın ilkel başlangıcını ve kimyasal evrimini mümkün kılan ortam da su olmaktadır.

5.  Su Çözeltileri Asidik de, Bazik de Olabilir!

Su hem zayıf bir asittir, hem de zayıf bir bazdır ve bu ikisini aynı anda olabilen nadir moleküllerdendir (tek değildir). Bildiğiniz gibi asit, çözeltiye pozitif hidrojen atomu (H) verebilen maddelere denir. Baz ise çözeltiye negatif hidroksit (OH) molekülü verebilen maddelere denir. Su, bu ikisinin bir karışımıdır ve çözeltiye, duruma göre, iki iyonu da verebilir. Bu "duruma göre" tabiri, içinde çözülmesi beklenen maddenin kimyasal özelliklerine bağlıdır. 

6. Su, Güçlü Bir Radyasyon Kalkanıdır!

Güneş'in, hele ki atmosferin olmadığı dönemlerdeki ölümcül radyoaktif ışınları, Dünya'nın erken zamanlarında oluşan okyanuslar ve denizler tarafından bloke edilmiştir. Günümüzde halen radyoaktif ışınlar pratik olarak deniz yüzeyinin metreden altına erişemezler. Yaşamın da okyanus tabanlarında başlamış olması, suyun bu koruyucu yapısı ile yaşamın başlangıcı arasında bir ilişki olduğunu düşünmemizi sağlar.

Su, Dünya'ya Nasıl Geldi?

Gezegenimizde bulunan suyun yarısı, Güneş'ten bile daha yaşlıdır, dolayısıyla Dünya'da var olan suyun hepsi gezegenimizde oluşmuş olamaz.[9] Bu nedenle suyun, gezegenimize kuyruklu yıldızlar gibi gök cisimlerinde, donmuş halde geldiği düşünülmektedir. Bu su gezegenimize ulaştığında, Dünya hâlâ bir alev topuydu. Gök cisimleri Dünya'ya çarptıkça içindeki suyu gezegenimize aktarıyorlardı. Bugünkü hesaplara göre Dünya'nın erken dönemlerinde yaşanan ve 20 milyon yıl boyunca süren kuyruklu yıldız bombardımanları, nihayetinde gezegenimizdeki okyanusları oluşturmuştur. Bu sayede, Dünya ilk yaşam formları için uygun bir hale gelmiş ve su sayede yaşamın en kritik yapıtaşı olmuştu.

Okyanuslar Dünya'nın yüzeyini kapladıktan sonra yerin altından volkanlar çıkmaya başladı. Bazılar ise sadece denize mineral pompalayan bir sisteme dönüştü. Bu materyallerin (mineral vb.) varlığı Dünya yaşamı için bir dönüm noktası olacaktı. İlk mikroskobik canlılar bu zaman ortaya çıktığı düşünülmektedir.

Su ile İlgili 50 Şaşırtıcı Gerçek

Görebileceğiniz gibi su, hayatın temelidir. Şu anda bile bütün "uzayda yaşam arayışı" programlarımız suyun gezegen üzerinde sıvı halde bulunup bulunamayacağına dayandırılıyor. Çünkü bildiğimiz anlamıyla yaşam, su olmaksızın var olamaz.

Elbette bir ihtimalle, suya ihtiyaç duymayan yaşam formları da hayal ve inşa edilebilir; ancak şu anda elimizde böyle bir örnek yok. Buna karşılık elimizde, su sayesinde oluşan ve suya muhtaç olan yaşamdan evrimleşebileceğini bildiğimiz yüz milyarlarca canlı ve yok olmuş tür var! Dolayısıyla yaşam arayışında suya odaklanmak, okyanus içerisinde spesifik bir su damlasını arayan biz insanlar için şu etapta iyi bir tercih gibi gözüküyor.

Fakat suyla ilgili bildiklerimiz, yukarıda verdiklerimizle sınırlı değildir. Çok daha fazlasını biliyoruz. Aşağıda, buna yönelik keyifli bir derleme göreceksiniz.

Su ile ilgili 50 şaşırtıcı gerçek. Bu infografiği dilimize kazandıran Mehmet Onurcan Kaya'ya teşekkür ederiz.Visually

Sonuç

İşte tüm bu sebeplerle ve belki daha da fazlasıyla, su bizim bildiğimiz anlamıyla hayat için son derece önemlidir. Su olmasaydı, Dünya'da yaşam muhtemelen başlamayacaktı diyoruz, çünkü bildiğimiz tüm canlılık, öyle veya böyle su moleküllerine muhtaç.

Ancak aslında "Su olmasaydı yaşam başlayamazdı." ifadesi biraz fazla anlam yüklü bir ifade Çünkü örneğin Karbon olmasaydı veya Oksijen olmasaydı da Dünya'da yaşam asla başlamayabilirdi. Dolayısıyla, farazi bir "olmasaydı" ifadesi, çok fazla anlam taşımıyor ve bireylerin neden-sonuç ilişkisi yanılgısına düşmesine neden oluyor. Su var olduğu için zaten yaşam başladı; olmasaydı ne olacağını bilmenin çok fazla yolu yok. Evet, bugün etrafımızda su bulunmayan hiçbir gezegende yaşam yok; ancak şu ana kadar incelediğimiz gezegenlerin sayısı, Evren'deki gezegenlerin sayısının yanında bir elin parmaklarının sayısını geçmez. Hele ki üzerine iniş yaparak, gerçekten detaylı bir analiz yaptığımız gezegen sayısı yok denecek kadar az. Dolayısıyla, yaşamın ne şartlarda başlayabileceğini sadece gezegenimizden edindiğimiz bilgilere bakarak çıkarıyoruz. Tek bir gezegeni örnek almak ise, muhtemelen sayısız tanımımızı hatalı kılıyor.

İşte bu yüzden yazı boyunca "bizim bildiğimiz anlamıyla" kelimelerini vurguladık. Burada dikkatinizi çekmek istediğimiz bir şey var: Biz bu evrende yaşıyoruz, bu evrenin fizik kurallarına tabiiyiz. Bu evrenin fizik kuralları dahilinde, şu anda etrafımızda gördüğümüz şekilde moleküller oluştu. Bu evrenin fizik yasaları sebebiyle, Dünya dediğimiz gezegen, Güneş dediğimiz yıldız etrafında var olabildi. Bu evrendeki fizik yasaları sayesinde su Dünya’yı kapladı. Aynı yasalar sayesinde, cansız maddelerden, milyonlarca yıl içerisinde, bugün bizim "canlı" dediğimiz, halbuki cansızlardan kimyasal açıdan çok da bir farkı olmayan varlıklar oluşabildi. Ancak -varsa- başka bir evrende ya da evrenimizin başka bir köşesinde, aynı fizik yasalarının getirdiği bambaşka koşulların etkisi alında, bizim bilmediğimiz türden "canlılar" var olabilir. Daha farklı atomik kombinasyonlara sahip canlılar Suya ihtiyaç duymayan canlılar…

Sonuçta unutmamamız gereken bir şey var: "Canlılık" tabirini, bizler, bu gezegende var olan canlılar olarak icat ettik. Bu tabiri, bildiğimiz varlıklar arasında kıyaslamalar ve gözlemler yaparak bulduk. Ancak Evren'in tamamını bilmiyoruz. Evrenin "dışında" ne var, onu da bilmiyoruz. Dolayısıyla şu anda kullandığımız "canlılık" tabiri son derece kısıtlı olabilir. Hatta tamamen yanlış da olabilir.

Siz siz olun, canlılığa gereğinden fazla anlam yüklemeyin. Çünkü unutmayın, bir kömür parçasını ya da kütüğü oluşturan atomlarla, sizi oluşturan atomlar tamamen aynı yapıdalar. Tek farkları, milyarlarca yıl öncesinden başlayarak geçirdikleri farklı evrim süreçleri Canlılık, kimyasal bir evrimin sonucunda cansızlıktan oluştu ve biyolojik bir evrim sayesinde bugüne kadar, bu kadar dallanarak ulaştı. Bir kömür parçası ise, fiziksel ve kimyasal bir evrimin sonucunda bugününe ulaştı; biyolojik bir evrime asla tabi olmadı, canlılığın oluşumunu sağlayan kimyasal evrim sürecini yaşamadı. Ancak ne olursa olsun, canlılardaki ve cansızlardaki karbon aynı karbon, hidrojen aynı hidrojen ve oksijen aynı oksijen…

Alıntı Yap

Okundu Olarak İşaretle

Paylaş

Sonra Oku

Notlarım

Yazdır / PDF Olarak Kaydet

Bize Ulaş

Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git

Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?

Kaynaklar ve İleri Okuma

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

funduszeue.info

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.