fil ile güvercin / nevininkaleminden: Güvercin ile Fil'in Aşkı!

Fil Ile Güvercin

fil ile güvercin

'Bir fil' ile 'bir güvercin'

SANATLA yakından ilişkisi olmayanlar bile Frida Kahlo ve Diego Rivera isimlerini mutlaka duymuşlardır. Sanat çalışmalarının beraberinde, çalkantılı ve sıra dışı yaşamlarıyla dikkatleri üzerlerine çekmiş bu Meksikalı çiftin eserlerinden bir seçki, şu günlerde Pera Müzesi'nde sergileniyor. Açılışının ertesi günü gezebildiğim bu serginin kapısında gördüğüm kuyruk, onlara olan ilgiye dair sadece küçük bir ipucuydu aslında

MEKSİKA'NIN EFSANE ÇİFTİ
Diego ve Frida Birbirinden fırtınalı geçen iki yaşamdı onlarınki. Aşklar, birliktelikler, ayrılıklar, hastalıklar, siyasi mücadeleler ve sanat vardı onların hayatlarında. Meksika duvar resmi geleneğinin kurucuları arasında yer alan Diego Rivera, birçok mekânda gerçekleştirdiği duvar resimlerinde, Meksika tarihini ve devrimcilerin mücadelesini betimler. Büyük bir şöhrete sahip olan ressam 'da Frida ile evlenir. Evlendiklerinde yakın çevreleri Diego'nun dev fiziğiyle, Frida'nın küçük ve narin bedenine gönderme yaparak, bu evliliği bir fille bir güvercinin beraberliği olarak niteler.
Ergenlik çağında, demir bir çubuğun bedenini deldiği trafik kazasından sonra geçirdiği 22 ameliyat, çok sayıda düşük ve kürtaj Frida'nın ruhunda da iyileşmez yaralar açar. Acılarına rağmen resmettiği eserlerinin sayısı çok fazla değildir; yaklaşık tablo ve bir o kadar da deseni vardır. Gerçeküstücü üslupla çizdiği ve sembolizmle yüklü natürmortları ve portreleri yanında kendi bedenini de yansıtan Kahlo, sorgu dolu bakışlarını seyirciye diktiği olağanüstü oto-portreleriyle farklı bir iletişim kurar izleyicilerle.
Sanat yaşamı boyunca ele aldığı "beden" Kahlo için acıyı temsil etse de ideolojik, tutkuyla ilişkili ve estetik meselelerin ortaya konulduğu bir mecradır aynı zamanda.

GELMAN KOLEKSİYONU'NDAN
Pera'da yer alan seçki Gelman Koleksiyonu'na ait. St. Petersburg'da burjuva eğitimi alarak büyüyen ve Ekim Devrimi'nin ardından ailesi tarafından Berlin'e gönderilen Jacques Gelman, bu -rada gördüğü sinema eğitimi sonrasında Paris'te bir film şirketi kurar. Sanat koleksiyonunu Fransa'da oluşturmaya başlar ve Natasha ile evlendikten sonra yerleştiği Meksika'da da kazandığı paraları sanata yatırmaya devam eder. Meksika'da koleksiyonuna kattığı ilk parça ise 'te Diego Rivera'ya ısmarladığı eşinin portresidir. Diego'nun bilinen eserlerinin de olduğu sergide beni en çok etkileyen ise bu portre oldu. Sanatçının sıkça kullandığı, kadın cinselliğini simgeleyen kala çiçekleri bu resmin de arka planda yer alıyor. Bir kanepeye uzanmış Natasha'nın beyaz elbisesi de, etrafını sarmalayan kalalara gönderme yapıyor.
Eğer olur da sizin de Pera'ya yolunuz düşerse; bu sergide çiftin yağlıboyaları, desenleri ve çekilmiş fotoğraflarının yanı sıra, gösterimdeki "Frida Kahlo'nun Yaşamı ve Ölümü" adlı filmi izleyebilirsiniz. Her ne kadar 40 parçalık bu seçki izleyiciyi tamamen doyuramasa da, unutmayalım ki çok değil, bundan sadece 10 yıl önce böylesi bir sergiyi İstanbul'da izleyebileceğimizi düşünmek bile hayalperestlik olurdu. Pera Müzesi'nin üçüncü katından, efsanevi ikilinin yaşamlarına açılan ufak aralıktan sızmanızı ve Diego ile Frida'yı yan yana görmenizi öneririm.

Fille beyaz güvercinin aşkı

Frida Kahlo ile Diego Rivera, 20’nci yüzyıl sanatının en önemli figürlerinden. Yaratıcılıkları kadar 25 yıllık evlilikleri de edebiyat ve sinemaya ilham verdi. Çiftin 40 eseri şimdi Pera Müzesi’nde

“Diego’ya aşık oldum, ama ailem bundan hiç hoşlanmadı. Çünkü Diego komünistti ve bizimkiler onu çok, çok, çok şişman bir Breughel’e benzetiyorlardı. Bunun bir fille beyaz güvercinin evliliğini andırdığını söylüyorlardı. Her şeye rağmen 21 Ağustos ’da evlendik Diego’ya ‘Kızımın hasta olduğunu ve yaşamı boyunca sağlık sorunları olacağını unutmayın. Akıllıdır ama güzel değildir. Her şeye rağmen onunla evlenmek istiyorsanız, rıza gösteriyorum’ diyen babam dışında düğüne kimse gelmedi.”

Bu satırlar, Frida Kahlo’ya ait. Gencecik yaşında korkunç bir kaza geçiren Kahlo, sırtından giren demir çubuğun acısını tüm yaşamı boyunca çekti.

Fırtınalı hayatlar
Frida, paralanan vücudunda mahkum olmanın acısıyla duygularını tuvale dökmeye başladığında 18 yaşındaydı. ’lerde Meksika’nın dünya çapında ünlü ressamı olan, aynı zamanda bir numaralı çapkını Diego Rivera’yla tanıştığında ise 20’sindeydi. Çiftin yaratıcılığı ve eserleri kadar aşkları ve fırtınalı hayatları hakkında da pek çok kitap yazıldı, film çevrildi. Bugün, 20’nci yüzyıl sanatının dünyadaki en çarpıcı figürlerinden sayılıyorlar. Frida ile Diego’nun, Meksika dışına nadir çıkarılan Gelman koleksiyonuna ait 40 yapıtı, İstanbul Pera Müzesi’nde sergilenmeye başladı. Sadece resim sanatı değil, edebiyattan sinemaya dünyaya ilham veren çiftin dünyasına dalmak isteyenler için bulunmaz nimet!

Ölümüne kadar aşk
“Diego benim resimden başka hiçbir şey yapmamı istemezdi. Bu arzusu hoşuma gidiyordu çünkü bana inandığının bir kanıtıydı” diyordu Frida. (“Frida Kahlo: Aşk ve Acı”- Everest Yayınları) ’larda, önce New York, ardından Paris’in sanat çevrelerinin dikkatini çekmiş, eserleri önemli koleksiyonerlere ve Louvre Müzesi’ne satılmıştı.
Çapkın Diego gününü gün ederken Frida da başka aşklar yaşadı. Buna rağmen Diego’suna olan bağlılığı hiç azalmadı. 25 yıllık evlilikleri, Frida’nın omurgasından yedi kez ameliyat geçirmesi, bir bacağının kesilmesi ve nihayet, akciğer ambolisinden ölmesine dek sürdü. Son nefesine kadar “Diego” dedi: “Hep yeni bir şeyler vardır. Ve bunlar, hâlâ yaşayan eski şeylerle bağlantılıdır. Yanımdaysa Diego, benim binlerce yıllık aşkım.”

Not: Sergi, 20 Mart ’e kadar açık.


’DE BUNLAR OLMASIN
Yeni yıl için geri sayım çoktan başladı. ’un ‘en’lerini sayarken tekrarlanmamasını dilediklerimizi de hatırlama zamanı
* İki günlük ilişkileri “Aşk yaşıyorlar” başlığıyla veren magazin gazeteciliği,
* Tophane’deki sanat galerilerini basan ve Maraş katliamı yıldönümünde provokasyon yapan zihniyet,
* Yaşam tarzına ve kişisel seçimlere yönelik her türlü ayrımcılık,
* Ülkeyi baştan başa HES’lerle örmeye kararlı devlet politikaları,
* Balığına, gıdasına, ormanına, deresine, insanına sahip çıkanların ‘vatan hainliği’ ile
damgalanması,
* Çocukların mayın veya havan mermisi yüzünden hayatını kaybetmesi,
* Haydarpaşa gibi kent kültürü ve tarihine dair bir değeri koruyamamak,
* Öğrencileri orantısız bir güç kullanarak yaka paça döven, susturmak için soruşturma açan, hatta hapse atan mantalite.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır