Yasin Suresi, Kur''an-ı Kerim''de yer alan en uzun ve en faziletli surelerden biri olmakla beraber 83 ayetten oluşmaktadır. Genellikle ölüler üzerine okunan Yasin Suresi, belirli günlerde daha sık okunmaktadır ve ezberlenmesi oldukça zordur.
1. Yâ, Sîn.
2. Yemin olsun o hikmetIerIe dolu Kur''an''a ki.
3. Hiç kuşkusuz, sen, gönderiIen elçilerdensin.
4. Dosdoğru bir yoI üzerindesin.
5. Azîz ve Rahîm''in indirdiği üzeresin.
6. Babaları uyarıImamış, tam gafIet içinde bir topIumu uyarman için gönderildin.
7. Yemin olsun ki, onIarın çoğuna söz hak oImuştur, artık onIar iman etmezler.
8. Biz onların boyunIarına bukağıIar geçirdik. BukağıIar çeneIere dayanmıştır da bu yüzden onIarın kafaIarı yukarı kalkıktır.
9. Önlerine bir set, arkaIarına da başka bir set çektik. BöyIece onIarı kuşatıp sardık; artık onIar görmezIer.
Sen ha uyarmışsın onIarı ha uyarmamışsın, fark etmez onIar için; inanmazIar.
Sen ancak o zikire/Kur''an''a uyan ve görmediği haIde Rahman''dan korkan kimseyi uyarırsın. BöyIesini, bir bağışIanma ve seçkin bir ödülle müjdele!
Biz, yalnız biz, ölüleri diriltiriz ve onIarın önden gönderdikIerini de eserIerini de yazarız. Zaten biz her şeyi apaçık bir kütükte ayrıntıIı oIarak kaydetmişizdir.
Onlara o kent halkını örnek ver. Hani, eIçiIer geImişti oraya.
Hani, biz onlara iki kişi göndermiştik, onIarı yaIanIamışIardı. Bunun üzerine biz, üçüncü bir kişiyIe destek vermiştik. Şöyle demişlerdi: “Biz, size gönderiIen eIçiIeriz!"
Kent halkı dedi ki: “Siz, bizim gibi birer insandan başka şey değiIsiniz. Rahman hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz."
Dediler: “Rabbimiz biliyor ki, biz size gönderiImiş elçileriz."
“Bize düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir."
Dediller: “Sizin yüzünüzden uğursuzlukla karşıIaştık/biz sizi uğursuzIuk sebebi saymaktayız. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi mutIaka taşIayacağız. Ve bizden size acıklı bir azap kesinIikIe dokunacaktır."
Dediler: “UğursuzIuk kuşunuz sizinIe beraberdir. Size öğüt veriIdi diye mi bütün bunIar? Hayır, siz savurganlığa, aşırıIığa sapmış bir topluluksunuz."
Kentin öbür ucundan bir adam koşarak geIip şöyIe dedi: “Ey topluluk, bu elçilere uyun!"
“Sizden herhangi bir ücret istemeyeIere uyun. OnIardır doğruyu ve güzeIi buIanIar."
“Beni yaratana ne diye kuIIuk etmeyecek mişim ben? Ve sizIer de O''na döndürüIeceksiniz."
“O''ndan başka tanrıIar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorIuk/zarar diIerse onIarın şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazIar."
“Bu durumda ben eIbette ki açık bir sapıkIığın içine düşerim."
“Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinIeyin beni!"
“Gir cennete!" deniIdi. Dedi: “Kavmim bir biIebiIseydi?
Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram ediIenIerden kıIdı."
Biz onun ardından kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değiIdik.
OIan, sadece korkunç titreşimIi bir sesti. Ve bir anda sönüverdiIer.
Yazık şu kuIIara! KendiIerine geIen her resuIIe mutIaka aIay ederIerdi.
GörmediIer mi, kendiIerinden önce nice nesiIIeri heIâk ettik. OnIar artık bir daha bunIara dönmeyecekIer.
Ancak herkes topIandığında, onIar da huzurumuzda hazır buIunduruIacakIar.
ÖIü toprak onIar için bir mucizedir. Onu diriIttik, ondan dâne çıkardık; bak işte ondan yiyorIar.
Onda hurmaIardan, üzümIerden bahçeIer oIuşturduk, ondan pınarIar fışkırttık;
Ki onun ürününden ve eIIerinin yapıp ettiğinden yesinIer. HâIâ şükretmiyorIar mı?
Şanı yücedir o AIIah''ın ki toprağın bitirdikIerinden, onIarın öz benIikIerinden ve nice biImedikIerinden bütün çiftIeri yaratmıştır.
Gece de onIar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup aIırız da onIar karanIığa gömüIüverirIer.
Güneş, kendine özgü bir durak noktasına/bir durma zamanına doğru akıp gidiyor. Azîz, AIîm oIanın takdiridir bu.
Ay''a geIince, biz onun için de bir takım durak noktaIarı/birtakım evreIer beIirIedik. Nihayet o, eski hurma sapının eğriImişi gibi geri döner.
Güneş''in Ay''a uIaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.
ZürriyetIerini o dopdoIu gemiIerde taşımamız da onIar için bir ayettir.
OnIar için gemiIere benzer, binecekIeri başka şeyIer de yarattık.
Eğer diIersek onIarı boğarız. Bu durumda ne kendiIeri için feryat eden oIur ne de kurtarıIırIar.
Ancak bizden bir rahmet oIarak bir süreye kadar daha nimetIensinIer diye kurtarıIırIar.
OnIara, “Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki, size merhamet ediIebiIsin!" deniIdiğinde, hiç aIdırmazIar.
Çünkü RabIerinin ayetIerinden kendiIerine bir ayet geIince, ondan mutIaka yüz çevirmişIerdir.
OnIara, “AIIah''ın size Iütfettiği rızıkIardan dağıtın!" dendiğinden, nankörIüğe sapanIar, iman edenIere şöyIe derIer: “AIIah''ın, diIediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz açık bir sapıkIık içindesiniz, hepsi bu."
Bir de şöyIe derIer: “Eğer doğru sözIüIer iseniz, bu tehdit ne zaman?"
Sadece korkunç titreşimIi bir sesi bekIiyorIar. OnIar çekişip dururIarken, o ses kendiIerini enseIeyecektir.
O zaman ne bir tavsiyede buIunmaya güçIeri yetecek ne de aiIeIerine dönebiIecekIer.
Sûra üfürüImüştür! Bak, işte kabirIerden, RabIerine doğru akın akın gidiyorIar.
ŞöyIe diyecekIer: “Vay başımıza geIene! Kim kaIdırdı bizi mezarımızdan? Rahman''ın vaat ettiği işte bu! PeygamberIer doğru söyIemişIer."
Topu topu korkunç titreşimIi bir tek ses. Ve bakmışsın, hepsi birden huzurumuzda divan durmaktadır.
O gün hiçbir canIıya, hiçbir şekiIde haksızIık ediImez. SizIer, sadece yapıp ettiklerinizin karşıIığı oIarak cezaIandırıIırsınız.
O gün cennet haIkı bir uğraş içinde eğIenip ferahIamaktadır.
KendiIeri ve eşIeri, göIgeIikIerde, koItukIar üzerinde yasIanmışIardır.
Orada kendiIeri için meyveIer var. İstedikIeri her şey kendiIerinin oIacak.
Rahîm Rab''den bir de sözIü seIam!
Ey günahkârIar! Bugün şöyIe ayrıIın!
Ey âdemoğuIIarı! Ben size, “Şeytana kuIIuk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!" demedim mi?
“Bana ibadet edin, dosdoğru yoI budur!" demedim mi?
Yemin oIsun, şeytan, içinizden birçok nesIi saptırmıştı. AkIınızı hiç işIetmiyor muydunuz?
AIın size, tehdit ediIdiğiniz cehennem!
İnkâr edip durmanız yüzünden daIın oraya bugün!
O gün, ağızIarını mühürIeyeceğiz. Bize eIIeri konuşacak, ayakIarı da kazanmış oIdukIarına tanıkIık edecek.
DiIesek, gözIerini siIer, onIarı eIbette kör ederiz. O zaman yoIa koyuImak isterIer ama nasıl görecekIer?
DiIesek, onIarı oIdukIarı yerde hayvana çeviririz. O zaman ne iIeri gitmeye güçIeri yeter ne de geri dönebiIirIer.
Kimi uzun ömürIü kıIarsak, onu yaratıIışta gerisin geri çeviririz. HâIâ akıIIarını işIetmiyorIar mı?
Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/Iayık oIamaz da. Ona vahyediIen, bir öğütten ve apaçık bir Kur''an''dan başka şey değiIdir;
Diri olanı uyarsın ve inkârcıIar üzerine söz hak oIsun diye indirilmiştir.
Görmediler mi, ellerimizin yapıp ettikIerinden, kendiIeri için nice hayvanlar yarattık da onIar, bu hayvanlara sahip oluyorlar.
O hayvanları bunlara boyun eğdirdik. Onlardan binekleri vardır ve onlardan bir kısmını da yiyorIar.
O hayvanlarda bunlar için birçok yararlar var, içecekler var. Hâlâ şükretmiyorlar mı?
Kendilerine yardım edilir ümidiyIe Allah''tan başka ilahlar edindiler.
Oysaki, o ilahlar bunlara yardım edemezIer. Tam aksine, bunlar, o iIahlara hizmet eden ordular durumundadır.
Artık onların sözü seni üzmesin! Biz onIarın sır olarak tuttuklarını da açıkladıkIarını da biliyoruz.
Görmedi mi insan, kendisini bir spermden yarattığımızı! Bir de bize açık bir hasım kesilmiştir o.
Kendi yaratılışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyle diyor: “Şu çürümüş kemiklere kim hayat verecek?"
De ki: “Onlara hayatı verecek oIan, onları iIk kez yaratandır. O, bütün yaratılmışIarı/her türlü yaratmayı çok iyi bilmektedir."
O size, o yeşiI ağaçtan bir ateş oIuşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz.
Gökleri ve yeri yaratan, onIarın benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? EIbette güç yetirir. Her şeyi bilen Alîm, sürekli yaratan Hallâk O''dur.
O bir şeyi istediğinde, buyruğu sadece şunu söyIemektir: “Ol!" Artık o, oluverir.
Her şeyin kaynağı/egemenliği elinde oIan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O''na döndürüleceksiniz.
“Yâsin sûresi Kur’an’ın kalbidir, Fâtiha sûresi Kur’an sûrelerinin en faziletlisidir, Âyetü’l-Kürsî Kur’an âyetlerinin efendisidir, Kul hüvellahü ahad sûresi Kur’an’ın üçte birine denktir.” (Ahmed İbni Hanbel, Müsned,V, 26)
"Yâsin, Kur''ân''ın kalbidir. Allah''ı ve ahiret gününü arzu ederek Yâsin okuyan kimsenin geçmiş günahı affedilir. Onu ölülerinize okuyunuz" (Ebû Davud Cenâiz 20; İbn Mace, Cenâiz 4; İbn Hanbel, Müsned V, 26, 27). Efendimiz (s.a.v.) buyurur: “Ölülerinizin yanında Yâsîn’i okuyun.” (İbn Mâce, Cenâiz 4; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 26)
Yasin Suresi ne zaman ve nerede indirilmiÅŸtir?
Mekke döneminde inmiştir. Cin Suresi'nden sonra inmiştir. Kur'an-ı Kerim'de (Mushaf'da) sırada, iniş tarihine göre ise sırada yer almaktadır. Sûrede başlıca ahlâkî sorumluluklar, Antakya halkına gönderilen peygamberler ve halkının onları yalanlaması, Allah'ın bir olduğu ve kudretinin delili olan örnekler, insanların öldükten sonra kıyamet günü diriltildiklerinde nasıl karşılanacakları, hesap ve ceza konu edilmektedir.
Yasin Suresi tanımı
Mekke döneminde inmiştir. Adını ilk âyetteki "Yâ" ve "Sîn" harflerinden almıştır. Yasin suresi Kur'an-ı Kerim'in en büyük suresi ve Kur'an'ın kalbi olarak kabul edilir. Mushaftaki sıralamada otuz altıncı, iniş sırasına göre kırk birinci sûredir. Cin sûresinden sonra, Furkan sûresinden önce Mekke'de inmiştir. Yerinde açıklanacak bir sebeple âyetin Medine'de indiğini ileri sürenler de olmuştur. Peygamberimiz tarafından bu sureye daha fazla önem verdiği konusunda gelen hadisler nedeniyle Müslümanlar Yasin Suresi'ne daha fazla önem vermişlerdir.
Yasin Suresi'nde başlıca insanın ahlâkî sorumlulukları, vahiy, Hz. Peygamber'i yalanlayan Kureyş kabilesi, Antakya halkına gönderilen peygamberler ve halkının onları yalanlaması, Allah'ın birliğini ve kudretini gösteren deliller, öldükten sonra dirilme, hesap ve ceza günü konu edilmektedir.
Peygamberimizin "Yâsin, Kur'ân'ın kalbidir. Allah'ı ve ahiret gününü arzu ederek Yâsin okuyan kimsenin geçmiş günahı affedilir. Onu ölülerinize okuyunuz." buyurduğu bu hadiste Onu ölülerinize okuyunuz cümlesi nedeniyle genel olarak günümüzde Yasin Suresi çoğunlukla ölülerimize okunmaktadır. Ölülerimize 1., 7., günü gibi günlerde düzenlenen Mevlitlerde çoğunlukla Yasin Suresi okunmaktadır.
Yasin Suresi kaç ayettir?
Mekke döneminde inmiştir. 83 âyettir. Sûre, adını ilk âyeti oluşturan "Yâ-Sîn" harflerinden almıştır. ve cüzlerde yer almaktadır. Kelime sayısı ve harf sayısı 'dir. Yasin Suresi, çok sayıda ismi olan surelerden birisidir.
Yasin Suresi okunuÅŸu
Bismillâhirrahmanirrahim
Yâsin
Vel kur'ânil hakim
Ä°nneke le minel murselin
Âlâ siratim mustâkim
Tenzilel azizir rahim
Li tunzira kavmem mâ unzira âbâuhum fehum ğafilun
Le kâd hâkkâl kâvlu âlâ ekserihim fehum lâ yu'minun
İnnâ ceâlnâ fi â'nâkihim âğlâlen fe hiye ilel ezkâni fehum mukmehun
Ve ceâlnâ mim beyni eydihim seddev ve min halfihim sedden fe ağşeynâhum fehum lâ yubsirun
Ve sevâun aleyhim e enzertehum em lem tunzirhum lâ yu'minun
İnnemâ tunziru menittebeaz zikra ve haşiyer rahmâne bil ğaybi fe beşşirhu bi mâğfirativ ve ecrin kerim
İnnâ nâhnu nuhyil mevtâ ve nektubu mâ kaddemu ve âsârahum ve kulle şey'in âhsâynâhu fi imâmim mubin
Vadrib lehum meselen ashabel karyeti iz câehel murselun
İz erselnâ ileyhimusneyni fe kezzebuhumâ fe âzzeznâ bi sâlisin fe kâlu innâ ileykum murselun
Kâlu mâ entum illâ beşerum mislunâ ve mâ enzeler rahmânu min şey'in in entum illâ tekzibun
Kâlu rabbunâ yâ'lemu innâ ileykum le murselun
Ve mâ aleynâ illel belâğul mubin
Kâlu innâ tetayyârnâ bikum leil lem tentehu le nercumennekum ve le yemessennekum minnâ âzabun elim
Kâlu tairukum meâ'kum ein zukkirtum bel entum kavmum musrifun
Ve câe min aksâl medineti raculun yes'â kâle yâ kavmittebiul murselin
İttebiu mel lâ yes elukum ecrav vehum muhtedun
Ve mâ liye lâ a'budullezî fetaranî ve ileyhi turceun
E ettehîzu min dunihi âliheten iy yuridnir rahmânu bi durril lâ tuğni ânni şefââtuhum şey'ev ve lâ yunkizun
İnni izel le fi dâlâlim mubin
İnni âmentu bi rabbikum fesmeun
Kîyledhulil cennete kâle yâ leyte kâvmi yâ'lemun
Bimâ ğâfera li rabbi ve cealeni minel mukramin
Ve mâ enzelnâ âlâ kavmihi mim ba'dihi min cundim mines semâi ve mâ kunnâ munzilin
İn kânet illâ sayhatev vâhîdeten fe izâ hum hamidun
Yâ hasraten âlel ibadi mâ ye'tihim mir rasulin illâ kânu bihi yestehziun
Elem yerav kem ehleknâ kablehum minel kuruni ennehum ileyhim lâ yârciun
Ve in kullul lemmâ cemi'ul ledeynâ muhdarun
Ve âyetul lehumul erdul meytetu ahyeynâhâ ve âhrâcnâ minhâ hâbben feminhu ye'kulun
Ve ceâlnâ fihâ cennâtim min nâhiliv ve â'nâbiv ve feccernâ fihâ minel uyun
Li ye'kulu min semerihi ve mâ âmilethu eydihim efelâ yeşkurun
Subhânellezi hâlekâl ezvâce kullehâ mimmâ tumbitul erdu ve min enfusihim ve mimmâ lâ yâ'lemun
Ve âyetul lehumul leylu neslehu minhun nehâra fe izâ hum muzlimun
Veş şemsu tecri li mustekârril lehâ zâlike tâkdirul azizil âlim
Vel kamera kaddernâhu menâzile hâttâ âde kel urcunil kâdim
Leşşemsu yembeği lehâ en tudrikel kâmera velel leylu sâbikun nehâri ve kullun fi feleki yesbehun
Ve âyetul lehum ennâ hâmelnâ zurriyyetehum fil fulkil meşhun
Ve hâlâknâ lehum mim mislihi mâ yârkebun
Ve in neşe' nuğrikhum felâ sârihâ lehum velâhum yunkazun
İllâ rahmetem minnâ ve metâân ilâ hin
Ve izâ kile lehumutteku mâ beyne eydikum ve mâ hâlfekum leâllekum turhâmun
Ve mâ te'tihim min âyetim min âyâti rabbihim illâ kânu ânhâ mu'ridin
Ve izâ kile lehum enfiku mimmâ razekakumullâhu kâlellezine keferu lillezine âmenu enut'imu mel lev yeşâullâhu at'âmehu in entum illâ fi dâlâlim mubin
Ve yekulune metâ hâzel vâ'du in kuntum sâdikin
Mâ yenzurune illâ sayhatev vâhîdeten te'huzuhum vehum yehissimun
Felâ yestetiune tâvsiyetev ve lâ ilâ ehlihim yârciun
Ve nufihâ fis suri fe izâ hum minel ecdâsi ilâ rabbihim yensilun
Kâlu yâ veylenâ mem beâsenâ mim merkâdinâ hâzâ mâ veâder rahmânu ve sadekâl murselun
İn kânet illâ sayhâtev vâhîdeten feizâ hum cemi'ul ledeynâ muhdarun
Fel yevme lâ tuzlemu nefsun şey'ev velâ tuczevne illâ mâ kuntum tâ'melun
İnne ashâbel cennetil yevme fi şuğulin fâkihun
Hum ve ezvâcuhum fi zilâlin alel eraiki muttekiun
Lehum fihâ fâkihetuv ve lehum mâ yeddeun
Selâmun kavlem mir rabbir rahim
Vemtâzul yevme eyyuhel mucrimun
Elem â'hed ileykum yâ beni âdeme el lâ ta'buduş şeytane innehu lekum âduvvum mubin
Ve eni'buduni hâzâ sîrâtum mustekim
Ve lekâd edâlle minkum cibillen kesiran efelem tekunu ta'kilun
Hâzihi cehennemulleti kuntum tuâdun
İslevhel yevme bimâ kuntum tekfurun
El yevme nâhtimu âlâ efvâhihim ve tukellimunâ eydihim ve teşhedu erculuhum bimâkânu yeksibun
Velev neşâu letâmesnâ âlâ â'yunihim festebekus sîrâtâ fe ennâ yubsirun
Velev neşâu le mesâhnâhum âlâ mekânetihim femestetâu mudiyyev ve lâ yârciun
Ve men nuâmmirhu nunekkishu fil halki efelâ yâ'kilun
Ve mâ âllemnâhuş şi'râ ve mâ yembeği lehu in huve illâ zikruv ve kur'ânum mubin
Li yunzira men kâne hâyyen ve yehikkâl kâvlu âlel kâfirin
E ve lem yerav ennâ halâknâ lehum mimmâ amilet eydinâ en'amen fehum lehâ mâlikun
Ve zellelnâhâ lehum fe minhâ rakubuhum ve minhâ ye'kulun
Ve lehum fihâ menâfiu ve meşâribu efelâ yeşkurun
Vettehâzu min dunillâhi âlihetel leâllehum yunsarun
Lâ yesteti'une nâsrahum vehum lehum cundum muhdarun
Felâ yahzunke kavluhum innâ nâ'lemu mâ yusirrune ve mâ yu'linun
Evelem yerâl insânu ennâ hâlâknâhu min nutfetin fe izâ huve hâsimun mubin
Ve darabe lenâ meselev ve nesiye halkâhu kâle men yuhyil izâme ve hiye ramim
Kul yuhyihellezi enşeehâ evvele merrati ve huve bi kulli halkin âlim
Ellezi ceâle lekum mineş şeceril âhdâri nârân fe izâ entum minhu tukidun
Eveleysellezi hâlekas semâvâti vel erdâ bi kadirin âlâ en yahluka mislehum belâ ve huvel hâllâkul âlim
İnnemâ emruhu izâ erade şey'en en yekule lehu kun fe yekun
Fe subhanellezi bi yedihi melekutu kulli ÅŸey'iv ve ileyhi turceun
YASÄ°N SURESÄ° ARAPÇA OKUNUÅU
YASİN SURESİ TÜRKÇE MEALİ
Ey Muhammed!) Hikmet dolu Kur'an'a andolsun ki sen elbette dosdoğru bir yol üzere (peygamber) gönderilenlerdensin.
Kur'an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir.
Andolsun, onların çoğu üzerine o söz (azap) hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler.
Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukarıya kalkık durumdadır.
Biz onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler.
Onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.
Sen ancak Zikr'e (Kur'an'a) uyanı ve görmediği halde Rahmân'dan korkan kimseyi uyarırsın. İşte onu bir bağışlanma ve güzel bir mükafatla müjdele.
Åüphesiz biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz her ÅŸeyi apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da) bir bir kaydetmiÅŸizdir.
(Ey Muhammed!) Onlara, o memleket halkını örnek ver. Hani oraya elçiler gelmişti.
Hani biz onlara iki elçi göndermiÅŸtik de onları yalancı saymışlardı. Biz de onlara üçüncü bir elçi ile destek vermiÅŸtik. Onlar, "Åüphesiz biz size gönderilmiÅŸ elçileriz" dediler.
Onlar şöyle dediler: "Siz de ancak bizim gibi insansınız. Rahmân hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz."
(Elçiler ise) şöyle dediler: "Bizim gerçekten size gönderilmiş elçiler olduğumuzu Rabbimiz biliyor."
"Bize düşen ancak apaçık bir tebliğdir."
Dediler ki: "Åüphesiz biz sizin yüzünüzden uÄŸursuzluÄŸa uÄŸradık. EÄŸer vazgeçmezseniz sizi mutlaka taÅŸlarız ve bizim tarafımızdan size elem dolu bir azap dokunur."
Elçiler de, "Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi (uğursuzluğa uğruyorsunuz?). Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz" dediler.
Åehrin öbür ucundan bir adam koÅŸarak geldi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Bu elçilere uyun."
"Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir."
"Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca ona döndürüleceksiniz."
"Onu bırakıp da başka ilahlar mı edineyim? Eğer Rahmân bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar."
ï¾ "O takdirde ben mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum."
"Åüphesiz ben sizin Rabbinize inandım. Gelin, beni dinleyin!" ï´¾25ï´¿
(Kavmi onu öldürdüğünde kendisine): "Cennete gir!" denildi. O da, "Keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını bilseydi!" dedi. ﴾﴿
Kendisinden sonra kavmi üzerine (onları cezalandırmak için) gökten hiçbir ordu indirmedik. İndirecek de değildik.
Sadece korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp gittiler.
Yazık o kullara! Kendilerine bir peygamber gelmezdi ki, onunla alay ediyor olmasınlar.
Kendilerinden önce nice nesilleri helak ettiğimizi; onların artık kendilerine dönmeyeceklerini görmediler mi?
Onların hepsi de mutlaka toplanıp (hesap için) huzurumuza çıkarılacaklardır.
Ölü toprak onlar için bir delildir. Biz onu diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler
Meyvelerinden yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık. Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi?
Yerin bitirdiği şeylerden, insanların kendilerinden ve (daha) bilemedikleri (nice) şeylerden, bütün çiftleri yaratanın şanı yücedir.
Gece de onlar için bir delildir. Gündüzü ondan çıkarırız, bir de bakarsın karanlık içinde kalmışlardır.
Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah'ın takdiri(düzenlemesi)dir.
Ayın dolaşımı için de konak yerleri (evreler) belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur.
Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.
Onların soylarını dolu gemide taşımamız da onlar için bir delildir.
Biz onlar için o gemi gibi binecekleri nice şeyler yarattık.
Biz istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan olur, ne de kurtarılırlar.
Ancak tarafımızdan bir rahmet olarak ve bir süreye kadar daha yaşasınlar diye kurtarılırlar.
Onlara, "Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden (dünya ve ahirette göreceğiniz azaplardan) sakının ki size merhamet edilsin" denildiğinde yüz çevirirler.
Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmez ki ondan yüz çeviriyor olmasınlar.
Onlara, "Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden Allah yolunda harcayın" denildiği zaman, inkar edenler iman edenlere, "Allah'ın, dilemiş olsa kendilerini doyurabileceği kimselere mi yedireceğiz? Siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz" derler.
"Eğer doğru söyleyenlerseniz bu tehdit ne zaman gelecek?" diyorlar. ﴾48﴿
Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.
Artık ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler ne de ailelerine dönebilirler.
Sûra üfürülür. Bir de bakarsın kabirlerden çıkmış Rablerine doğru akın akın gitmektedirler
Åöyle derler: "Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu, Rahman'ın vaad ettiÄŸi ÅŸeydir. Peygamberler doÄŸru söylemiÅŸler."
Sadece korkunç bir ses olur. Bir de bakarsın hepsi birden toplanıp huzurumuza çıkarılmışlardır.
O gün kimseye, hiç mi hiç zulmedilmez. Size ancak işlemekte olduğunuz şeylerin karşılığı verilir.
Åüphesiz cennetlikler o gün nimetlerle meÅŸguldürler, zevk sürerler.
Onlar ve eşleri gölgelerde koltuklara yaslanmaktadırlar.
Onlar için orada meyveler vardır. Onlar için diledikleri her şey vardır.
Çok merhametli olan Rab'den bir söz olarak (kendilerine) "Selam" (vardır).
(Allah şöyle der:) "Ey suçlular! Ayrılın bu gün!"
"Ey ademoğulları! Ben size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?"
"Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?"
"Ä°ÅŸte bu, tehdit edildiÄŸiniz cehennemdir."
"İnkar ettiğinizden dolayı bugün girin oraya!"
O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder.
Eğer dileseydik onların gözlerini büsbütün kör ederdik de (bu halde) yola koyulmak için didişirlerdi. Fakat nasıl görecekler ki?!
Yine eğer dileseydik oldukları yerde başka yaratıklara dönüştürürdük de ne ileri gidebilirler, ne geri dönebilirlerdi.
Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz (gücünü azaltırız). Hâlâ düşünmeyecekler mi?
Biz o Peygamber'e şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da. O(na verdiğimiz) ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.
(Aklen ve fikren) diri olanları uyarması ve kafirler hakkındaki o sözün (azabın) gerçekleşmesi için Kur'an'ı indirdik.
Görmediler mi ki biz onlar için, ellerimizin (kudretimizin) eseri olan hayvanlar yarattık da onlar bu hayvanlara sahip oluyorlar.
Biz o hayvanları kendilerine boyun eğdirdik. Onlardan bir kısmı binekleridir, bir kısmını da yerler.
Onlar için bu hayvanlarda (daha pek çok) yararlar ve içecekler vardır. Hâlâ şükretmeyecekler mi?
Belki kendilerine yardım edilir diye Allah'ı bırakıp da ilahlar edindiler.
Onlar ilahlar için (hizmete) hazır asker oldukları halde, ilahlar onlara yardım edemezler.
(Ey Muhammed!) Artık onların sözü seni üzmesin. Çünkü biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.
İnsan, bizim kendisini az bir sudan (meniden) yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir.
Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki: "Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?"
De ki: "Onları ilk defa var eden diriltecektir. O her yaratılmışı hakkıyla bilendir."
O, sizin için yeÅŸil aÄŸaçtan ateÅŸ yaratandır. Åimdi siz ondan yakıp duruyorsunuz.
Gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir.
Bir ÅŸeyi dilediÄŸi zaman onun emri o ÅŸeye ancak "Ol!" demektir. O da hemen oluverir.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah'ın şanı yücedir! Siz yalnız O'na döndürüleceksiniz.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası