islama göre ticaret kar oranı / Ticarette kâr sınırı var mı?

Islama Göre Ticaret Kar Oranı

islama göre ticaret kar oranı

CEVAP:

İslam Hukuku alışverişte kâr haddi tespit etmemiştir. Piyasa, dış müdahalelerden uzak bir şekilde serbestçe oluşur ve mal piyasa fiyatına göre satılır. Kâr oranının çok veya az olması önemli değildir. Satıcı, malını fahiş fiyatla satamaz. Fahiş fiyat, piyasa fiyatının üstüne çıkan fiyattır. Fahiş fiyat, belli bir orana çıkınca, aldatılan taraf, satışı bozabilir. Sorunuzda geçen oranlar, Mecelle&#;nin maddesinde belirlenmiş olan fahiş aldatma (gabn-ı fahiş) ile ilgili oranlardır. Mesela bir kişi piyasa değeri lira olan bir malı liraya satın alır ve sonra aldatıldığını anlarsa malı geri verip parasını alabilir. Yani bu kişinin alış-verişi bozma hakkı vardır.

Aldatılma sırf müşteri için değil, satıcı için de söz konusudur. Mesela zamanımızda sık sık fiyatlar yükselmektedir. Piyasada bir malın fiyatı yükseldiği halde bundan haberi olmadan malını piyasa fiyatının altında bir fiyatla satan bir satıcı, daha sonra aldatıldığını iddia ederse bakılır, eğer malını piyasa fiyatının %5 noksanına satmışsa yaptığı satışı bozabilir. Mecelle&#;ye göre ticaret mallarında %5 olan aldatılma oranı, hayvan satışlarında % 10, taşınmaz mal satışlarında da %20&#;dir.

Lütfen aşağıdaki linkleri de tıklayın:

funduszeue.info

funduszeue.info




KÂR ORANI ŞARTLARA GÖRE DEĞİŞİR

İslam dini kar için bir sınır getirmemiş, yüzde şu veya bu kadar kar edilecek diye bir kayıt koymamıştır. Arz ve talebe bırakmıştır. Ancak İslam dini, güzel ahlak ve takvayı emretmek ve yasakladığı hile ve fahiş fiatın önüne set çekmekle bunun hududunu göstermiş oluyor. Bununla ilgili Peygamberin şu sözlerini dinleyelim: "Din nasihattır" (Müslim). "Sizden biriniz, kendi nefsi için arzu ettiği şeyi mü'min kardeşi için de arzu etmedikçe iman etmiş olmaz" (Müslim, Cami' al-Sağir). "Bizi aldatan bizden değildir" (Müslim, Cami al-Sağir).

Fahiş bir fiyatla malı satıp müslümanları aldatmak lanetin inmesine vesile olduğu gibi, halkın muhtaç olduğu şeyleri piyasaya sürüp normal bir fiatla satmak da rahmetin nüzulüne sebebdir. Devletin, satılık meta'ın fiatını, narh koyup ta'yin etmesi dinen doğru değildir. Fıkıh kitapları bunun mekruh olduğunu kayd ediyorlar (İbn Abidin). Peygamber (sav) zamanında bir ara eşyanın fiatı yükseldi , bunun üzerine ashabı bir kısmı: Ey Allah'ın Resulü! Eşyanın fiatını tesbit buyur, dediler. Peygamber (sav) bunlara cevaben şöyle buyurdu: "Fiatı tesbit eden, rızkı daraltıp genişleten, rızkı veren Allah'tır. Sizden hiç biriniz ne kan ne de mal haksızlığı hususunda benden bir şey istemeden Allah'a kavuşmamı umarım" Ebu Davud, Tirmizi). Ancak piyasa ile oynayıp ticaret düzenini bozan olduğu takdirde zarurete binaen devlet müdahale edip eşyanın fiatını tesbit edip kar için bir sınır çizebilir.

Fakat bu, her şeyden önce vicdan işidir. Çünkü müslüman, kardeşini aldatmaz, ona ihanet etmez, onu kendisi gibi düşünür. Yani satacağı malı almak istediğinde, ona ihtiyacı olduğunda, kendisine kaça veya hangi şartlarda satılmasını istiyorsa başkasına da öyle satar. Islâmiyet belirli bir kâr sınırı koymamıştır derken, bundan, hiç müdâhale edilemez manası çıkarılamaz. Devlet lüzum gördüğünde malların cinsine göre belirli kâr hadleri (narh) koyar; buna uymayanları da cezalandırır.

KAR HADDİ NE DEMEKTİR?

Gerek Kur'an ve Sünnet'te gerekse sahâbe uygulamalarında kâr için belirli bir oran getirilmemiş ve bu husus kural olarak fert veya toplum olarak müslümanlara bırakılmıştır. Çünkü böyle sabit bir oran her zaman, her yerde ve bütün mallar açısından adaleti gerçekleştirmeyebilir. Öyleyse kâr haddi meselesi esas itibariyle ekonomik ve sosyal şartlara göre yeniden düzenlemesi yapılabilecek hususlardan biridir. Bu konuda, münferit uygulamalardan hareketle bir genelleme yapmak ve sabit bir kural geliştirmek isabetli bir yol olarak düşünülemez. Bunun yerine ekonomik şartlar muvacehesinde genel ilkelerden hareketle zamana ve zemine göre değişen bir politika izlenmesi herhalde daha doğrudur. Hz. Peygamber'in bu yöndeki uygulamaları gözden geçirilirse, Resûlullah'ın fiyatlara müdahaleden kaçındığı ve piyasanın arz-talep dengesine bağlı olarak doğal bir biçimde kendiliğinden oluşmasını istediği açıkça görülür.

İSLAM HUKUKU ALIŞVERİŞTE KAR HADDİ BELİRLEMİŞ MİDİR?

Meselâ, Hz. Peygamber'in tasvibini kazanan şöyle bir uygulama vardır: Resûl-i Ekrem, Hakîm b. Hizâm'a 1 dinar vererek, kendisine kurbanlık bir koyun alması için göndermiş, o da bu parayla iki koyun satın almış ve birini tekrar 1 dinara satarak 1 dinar ve bir koyunla Resûlullah'ın yanına gelmiştir. Hz. Peygamber, Hakîm b. Hizâm'a hayır duada bulunmuştur. (Ebû Dâvûd, "Büyu'", 28; Tirmizî, "Büyu'", 34) Bu durumda, yaklaşık olarak % 'lük bir kâr elde edilmiş olmaktadır ve Resûl-i Ekrem buna karşı çıkmamıştır. Yine bunu destekleyici mahiyette olmak üzere Resûlullah'ın fiyat belirlemeye (tes'îr) yanaşmadığı da hatırlanabilir. Bu iki uygulama esas alınırsa, İslâm hukukunda muayyen bir kâr haddi anlayışının getirilmediği ve bunun yerine arz ve talep kanunları doğrultusunda ve serbest piyasa ortamı içerisinde oluşacak fiyatların ölçü alındığı, bu konuda bir düzenleme yapmak gerekiyorsa onun da müslüman toplumların inisiyatiflerine bırakıldığı sonucuna gidilebilir. Prensip bu olmakla birlikte, sunî müdahaleler sebebiyle arz ve talep dengesinin bozulmasından doğan sakıncaları gidermek ve tüketicinin ihtiyaçlarının istismarını önlemek amacıyla yerine göre birtakım tedbirlere başvurulabilir. Burada kâr haddi ile gabin arasındaki ilişkiyi ortaya koymakta yarar vardır. Bazı araştırmacılar kâr haddi ile gabin arasında doğrudan bir ilişki kurarak, ana paranın üçte birlik kısmından fazla olan kârı gabn-ı fâhiş saymışlar ve bunun câiz olmadığına hükmetmişlerdir. Halbuki, gabin başka şeydir, kâr haddi başka şeydir. Aralarında doğrudan bir bağlantı da yoktur. Çünkü tâcir % 50 veya % kâr ettiği halde gabin yapmış olmayabilir. Bununla birlikte, ölçüsü ne olursa olsun kârın meşrû olabilmesi için aldatma, ihtikâr, zulüm ve kandırma ile hiçbir surette birlikte olmaması, o konuda yasal bir düzenleme ve sınırlama varsa ona aykırı olmaması şarttır. Malın bir kusurunu gizleyerek veya aldatıcı reklamlarla etkileyerek yapılan satımlarda bir haksızlık söz konusu olabilir.

Kârın helâl olabilmesi için, ticarî işlemlerde haramlardan kaçınmak şarttır. Eğer herhangi bir surette harama bulaşılmışsa, meselâ ticareti haram olan malların ticareti yapılmışsa, faiz, karaborsa, aldatma, kandırma yapılmışsa veya müşterinin bilgisizliğinden ve zor durumda olmasından istifade edilmişse bu takdirde elde edilecek kâr helâl olmaz. Öte yandan, gerekli gördüğü takdirde devletin fiyatlara müdahale ederek, kâr için belirli bir ölçü getirmesi de mümkündür ve o takdirde kamu yararı için alınmış olan bu sınırlamaya uymak gerekir. Böyle olunca, İslâm'ın iki aslî kaynağında kâr haddi için bir sınırlandırmanın öngörülmemiş, serbest piyasa ekonomisinin esas alınmış olması, devletin ticarî hayatı tabii seyrine oturtmak için gerekli sosyal ve yasal tedbirleri alması kaydına bağlı bir serbesti mahiyetindedir. İmtiyazların ve gizli bir tekelleşmenin meydana geldiği alanlarda devletin bu sosyal amaçlı müdahalesine daha çok ihiyaç duyulmaktadır. Bu itibarla örf ve âdetteki mâkul ölçüleri, yasal sınırlamaları göz ardı ederek, insanların bilgisizliğinden/güveninden de yararlanarak malların mümkün olan en yüksek kârla satışa sunulması, ayrıca bu davranışa "İslâm'da kâr haddi yoktur" anlayışıyla meşruiyet atfedilmesi doğru olmaz. Piyasanın ve fiyatların hür irade ve sebest rekabet ortamında oluşması için kâr haddinin önceden belirlenmemiş olması, ticarî hayatta kamu yararını hedef alan hukukî düzenlemelerin olmayacağı anlamına gelmez. Sonuç olarak belirtmek gerekirse, İslâm'da kâr için belirli bir alt veya üst sınır konmamış, bu tabii ve ahlâkî şartlara, gerekiyorsa yasal düzenlemelere bırakılmıştır.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası