panik atak için hangi bitki iyi gelir / STRES, DEPRESYON VE PANİK ATAKTA DOĞAL BESİNLER

Panik Atak Için Hangi Bitki Iyi Gelir

panik atak için hangi bitki iyi gelir

Panik atağa ne iyi gelir?

Panikatak, başta "panik bozukluk" olmak üzere, birçok psikiyatrik bozuklukta ve bazı fiziksel hastalıklarda(tiroid bezinin aşırı çalışması, kan şekeri düşüklükleri, enfeksiyon hastalıkları, kansızlık gibi) görülebilen; beklenmedik bir anda, herhangi bir yerde ortaya çıkan; bunaltı, korku ve yoğun endişe karışımı bir nöbettir. Ve oldukça yoğun yaşanır.

Panik atak krizi geldiğinde dakika sürmekte ve şiddeti hastadan hastaya değişmektedir. Hayattaki bir dönüm noktasında yaşanan kayıp duygusunu(çevre, aile, değer vb) takiben 6 ay 1 yıl içinde gelişir.

PANİK ATAĞA YATKINLIK DURUMLARI

- Birinci derece akrabalarında panik ya da başka anksiyete bozukluğu olanlar.
- Sıkıntılı, telaşlı, aceleci, mükemmeliyetçi, insanlar.
- Düşünce ve duyguların yeterince dışarıya yansıtamayan, "içsel insanlar."
- Geçmişinde panik atak diğer anksiyete bozukluklarından bir rahatsızlık ya da depresyon geçirmiş olmak.
- Sürekli baskı altında olmak, engellenmek yada kendi kendini baskılamak.
- Sosyal fobik, kaçıngan kişilik yapıları
- Sürekli "verici" davranma "hayır" diyememe.
- Öfkesini, kızgınlığı dışarıya yansıtamayan insanlar
- Dürtülerini sürekli bastıran insanlar.
- Cinselliği baskılamak, cinsel tatminsizlik ve yoğun bilinç dışı aldatma dürtüleri ve gizli seksüel eğilimleri olanlar.
- Aşırı hırslı, sürekli başarı ile beslenen, başarısızlıklarda kendisini suçlayan yapı..
- Alkol yada başka bağımlılık yapabilen maddelere yatkınlık ve bağımlılık


Yeme–içme davranışımızda panikataklarla yakından ilgilidir Örneğin; uzun süre aç kalmak kan şekerini düşürür. Düşen şekeri normale çıkarmak için böbrek üstü bezlerimizden "Adrenalin, kortizol, büyüme hormonları" salgılanırBu hormonlar depolarımızdaki yağlardan, proteinlerden şeker üretmeye çalışırBu arada çarpıntı, ağız kuruluğu, terleme, sinirlilik, ortaya çıkar. Panikli bir insan normal olan bu durumu hemen panikatak olarak değerlendirir ve korkuya kapılır. Korkuyla beraber adrenalin daha da yükselir ve gerçek panik başlar
Veya yemek sonrası alınan gıdaların hazmı için "mide fabrikası"nın daha çok enerjiye gereksinimi olur. Bu enerji kanla sağlanır. İstirahat durumundaki çalışmasını terk eden kalp, hızlanmaya ve mideye daha çok kan pompalamaya başlar. Panikataklı biri kalbine çok duyarlı ve odaklı olduğundan bunu hisseder. Çarpıntıyı panik başladı diye düşünür ve korkarOysa bu da fizyolojik, normal bir durumdurPanikle tanışmamış olsa belki hiç dikkatini çekmeyecektir. Dolayısıyla açlık-tokluk durumumuz, ne yiyip-içtiğimiz panik ataklarımızla yakından ilişkilidir

Panik atak gevşeme halinin neredeyse hiç yaşanamaması yüzünden stresli bir hayat yaşamaya neden olduğundan, son dönemde sadece Türkiyede değil tüm dünya genelinde popüler hale gelen bitkisel çay karışımları, panik atak gevşeme sürecine yardımcı olabilmektedir. Panik atak nedenleri yüzünden oldukça gergin olan hastanın, bu bitkisel çaylar ile rahatlaması mümkündür. Hamile ve süt emziren hanımlarda doğal ürünler ilk tercih olmalıdır. Ağır olgularda kar-zarar hesabı yapılıp kimyasal ilaçlar kullanılmaktadır. Bu doğal ürünler ilaçlarla birliktede alınabilir (önerilen ölçülerde).

-B vitaminlerinin sinir sistemini güçlendirdiği ve beyindeki serotonini artırdığı, adet öncesi gerilimi azalttığı bilinmektedir. Bu nedenle kepekli buğday ekmeği yemek, mercimek, nohut, fasulye, bezelye, barbunya tüketmek faydalıdır. Sinir sistemini yatıştırıcı, yorgunluğa, dalgınlığa iyi gelen magnezyumdan zengin pırasa, kansızlığa iyi gelen folik asiten zengin ıspanak mutlaka yenilmelidir.

-Melisa, papatya, rzene, kediotu, sarı kantaron. Günde bir fincan melisa, bir papatya, bir rezene çayı panik belirtilerini azaltabilir…Ihlamur ve adaçayıda faydalıdır.

-Östrojeni düşük olan hanımlar her gün bir bardak adaçayı içebilirler…Menapoz sorunu yaşayıp anksiyetesi artan hanımlar; buna ilave olarak "civan perçemi" kaynatıp her gün yarım kahve fincanı kadar içebilirler…

-Haftada iki gün somon balığı yemek omega 3 ihtiyacını doğal yoldan karşılayabilir. Kış mevsimlerinde

-Mide ve hazım sorunları için turp salatada mutlaka olmalıdır. Yeşil salata her gün yenebilir…

-Omega 3 ve 6 dan zengin olan çörek otundan hergün bir tatlı kaşığı yemekte alınır. Çörek otu bağışıklık sistemini güçlendirir. Sık sık enfeksiyon geçirenler için yardımcı bir üründür. -Omega 3 ve omega 6 dan zengin olan Ton ve Somon balıklarından yienilir. Bunlar sinir sistemi hücrelerinin zar yapısını güçlendirerek iletinin sağlıklı olmasını sağlar ve vücut direncini artırır
Balık sevmeyen veya bulamayanlar ise; her gün bir yemek kaşığı Keten Tohumu yiyebilirler. (sütle, yoğurtla ya da suyla yutulabilir) Aynı zamanda fazla kolesterolü atıp, damarların akışkanlığını artırır. Bağırsakların sağlıklı çalışmasını sağlar ve içerdiği omega 3 yağ asidi sayesinde beyni güçlendirir. Keten tohumunu yoğurtla karıştırıp yersek aynı zamanda Magnezyumda almış oluruz

-Panik atak tetikleyici yiyecek ve içeceklerden kaçınmak.
-Günde toplam su bardağı; su, soda, taze sıkılmış meyve suları içmek
-Günde 5 adet değişik ve özellikle o mevsimde olan meyvelerden yemek. -Mevsimsel beslenmek
-Özellikle sebze yemeklerini az pişirip vitaminlerinin hasar görmesine engel olunmalı. Yağı kesinlikle yakılmamalı Hatta sebzeleri buharda pişirip, üzerine zeytinyağı gezdirmek daha sağlıklıdır.
-Öğünler sık ve az yenmeli.
-Tatlılardan sütlü ve meyve tatlılarını tercih etmek.
-Meyve ve tatlıların yemekten iki saat önce ya da sonra yenmesi daha doğru olur.
-Çay tiryakileri günde bardağı geçmemeli ve açık içmeliler.
-Panik ataklar kontrol altına alındıktan sonra günde bir adet kahve içilebilir.
-Her gün mutlaka bitkisel çay içilmelidir. Panikatak ve kaygı giderici özelliği olan Melisa, Papatya gibi bitki çaylarından günde toplam üç fincan içilmeli

-Evde işyerinde Lavanta bulundurup, ondan yayılan rahatlatıcı kokudan faydalanılır. Güzel kokuların ve bazı müziklerin gevşetici, huzur verici etkisi vardır.

-Her gün bir adet muz yiyip mutluluk hormonlar güçlendirilmeli. Haftada iki üç sefer toplam gram bitter çukolatada yenilebilir
-Direnç düşüklüğünü yenmenin bir yoluda hergün iki fincan Ekinazya çayı içmektir. Ekinazya;T lenfositlerini, makrofajları aktive eder. İmmunotoniktir. Kış aylarında üst solunum yolları enfeksiyonlarına karşı direncimizi artırır. Kronik yorgunlukta yorgunluk hissini azaltır.
-Sonbahardaki yorgunluk ve miskinliğimizi atabilmek için uyarıya ihtiyacımız vardır. Meyankökü kronik yorgunluk ve halsizliğe iyi gelir. Meyankökü şerbetleri yaygın olarak kullanılmaktadıfunduszeue.infoonu düşük olanlara faydalıdır.Yüksek tansiyonlular meyankökü kullanmamalıdır . Ayrıca kortizol düzeyi yüksek olan depresyon hastalarınında meyankökünü kullanması doğru değildir.

-Mate(Paraguay çayı) ve yeşil çayda gün içerisinde içilmelidir. Bu çaylarda hem antioksidan hemde sinir sistemini olumlu etkileyen çaylardır Aynı zamanda kan yağlarını eritici özellikleri vardır. İştahı çok açılanlar, yemeklerden yarım saat önce mate çayıyla ıhlamuru karıştırıp içerseler iştahları azalır.
-Uykusuzluk çekenler, sıkıntı ve gerilim yaşayanlar, panikatak geçirenler; Melisa, papatya çaylarını içebilirler. Kediotu Kökü bitkisini, melisa, Nane, Lavanta çiçeği ile karıştırıp içebilirler.
Yine kuşburnu çayı içerek C vitamini deposundan yararlanıp direnci arttırılır.
- Kepekli ekmek, kahverengi pirinç, yeşil yapraklı sebze ve meyvaları yiyerek B vitaminlerini bolca alınmalı. B vitaminleri sonbahar ve kış yorgunluğuna, depresyonuna karşı sinir sistemini güçlü kılar ve zindelik verir. Hanımlarda adet öncesi gerginliği giderir.
-Günde havuç yiyip gözlerin canlılığı artırılır, hem de hasar gören hücrelerin tamiratına yardımcı olur. Havuç erken yaşlanmayı önler, bir çok kanserin gelişmesini önler. Fazla kolesterolü düşürür.

Panik Atakta Alternatif Tedavi ve Önlemler

Panik bozukluğun tedavisinde tıbbi ilaçlar ve psikoterapi tek başlarına ya da birlikte kullanılırlar. Günümüzde geçerli kabul edilen bilimsel yöntemler bunlardır.

Son yıllarda zararsız olduğu varsayımıyla bitkisel ilaçlar gündeme gelmiş olup yoğun kullanım bulmaktadır. Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi olarak bu yazımızda panik bozukluğun tedavisinde kullanılan, sentetik olmayan madde ve bitkisel ilaçların yanısıra tedaviye yardımcı olacak ek önlemler ve uygulamalardan bahsedeceğiz.

Unutmayalım ki bitkisel ilaçların etkinliği ve dozajı ile ilgili bilimsel araştırmalar yoktur. Bitkisel kökenli ilaçlar sanıldığı gibi güvenli olmayabilir. Kullandığınız diğer ilaçlarla etkileşime girebilir. Aspirin dahil bir çok ilacın ilk kez bitkilerden elde edildiği, sonra sentetik türevlerinin yapıldığı malumdur. Doktor kontrolü olmadan alacağınız bitkisel ilaçlardan zarar görmeniz ihtimal dahilindedir. Bu tür bir ilaç kullanıyorsanız doktorunuzu mutlaka bilgilendirmeniz gerekir.

Calcarea carbonica:

İstiridye kabuklarından elde edilen bu ilaç homeopatik bir yöntem olarak panik atak tedavisinde kullanılmıştır. Gerginlik ve panik atakları azalttığı söylenir.

St. John’ s Worth:

Hypericum perforatum bitkisinden elde edilmekte olup depresyon, uykusuzluk ve panik bozukluğu tedavisinde etkili olduğu söylenmektedir. Bileşiminde bulunan hiperisin ile etki gösterir. Antidepresan ilaçlarla birlikte kullanımı önerilmez. Tedavideki yeri ile ilgili bilimsel araştırmalar yeterli değildir.

Kava Kava:

Piper methysticum bitkisinin saplarından elde edilmekte, Polinezya ve Endonezya’ da yetişmektedir. Benzodiazepin gibi etki göstermekte, bunaltı, huzursuzluk ve uykusuzlukta kullanılmaktadır. Yoksunluk riski oluşturabilmektedir. Kullanımı için yeterli bilimsel veri yoktur.

Valerian kök:

Yatıştırıcı ve uyku verici etkileriyle panik bozukluk tedavisinde kullanılmış olsa da yeterli araştırma yapılmamıştır.

Unutmayalım ki hiçbir ilaç, bitkisel kaynaklı da olsa reçetesiz ve doktora danışmadan kullanılmamalıdır.

Gingko Biloba:

Kılcal damarlarda dolaşımı düzenlemesi, hücrelere gerekli olan oksijeni sağlaması nedeniyle beyin ve göz üzerinde etkili bir maddedir. Konsantrasyon güçlüğü ve depresyon durumlarında tedaviye eklenebilmektedir.

Aminoasitler:

Tirozin isimli aminoasit depresyon ve stres tedavisinde bir dönem önerilmiş olsa da günümüzde psikiyatrik tedavilerde önerilmemektedir.

Panik ataklarını önlemek ya da kontrol altına almak için bazı önlemler alabilir, yaşam şeklinizde yapacağınız ufak değişikliklerle büyük kazanımlar elde edebilişiniz.

Diyet: Düşük kalorili, protein, yağ, karbonhidrat yönünden dengeli bir yeme planı gerek beden gerekse ruh sağlığı için son derece önemlidir. Sağlıklı bir diyetle fiziksel ve ruhsal gücünüzü arttırarak panik atakları ile daha kolay başedebilirsiniz. Aşırı tuz yani sodyum alımı da bedene stres yüklemektedir. Bu arada potasyum kaybı da olacağından sinir sistemi işlevleri bozulabilir. Günlük tuz alımı bir çay kaşığını geçmemelidir.

Hipoglisemi kontrolü: Kan şekeri mg’ ın altına düştüğünde veya yüksek düzeylerden daha düşük bir düzeye hızla indiğinde hipoglisemi belirtileri ortaya çıkabilir. Baş dönmesi, bunaltı, titreme, dengesizlik hissi, sinirlilik, çarpıntı, terleme bunlar arasındadır ve panik atak belirtileri ile aynıdır. Bu belirtiler hasta tarafından panik atak olarak algılanabileceği gibi, hipoglisemi panik atağı gerçekten de tetikleyebilir.

Hipoglisemiden korunmak için kola, dondurma, şekerleme, tatlı gibi basit şeker içeren yiyecek ve içeceklerden, patates, beyaz ekmek gibi nişasta içeren gedalardan uzak durmalı, kahvaltı yapmadan güne başlamamalı, öğün atlamamalı, arada kompleks karbonhidrat ve protein içeren (kuru kayısı, fındık, yoğurt gibi) küçük atıştırmalıklar yemelisiniz.

Dengeli bir kan şekeri ile panik ataklardan korunabilirsiniz.

Gıda alerjileri: Gıda alerjileri bunaltı veya panik, depresyon, sinirlilik, uykusuzluk, yorgunluk gibi psikolojik ya da psikosomatik belirtilere neden olabilir. Süt ve süt ürünleri, buğday, alkol, çikolata, turunçgiller, mısır, yumurta, soya ürünleri, domates, sarımsak, yer fıstığı, deniz ürünleri en sık gıda alerjisine yol açan besinlerdir. Gıda alerjileri bazı kişilerde aşırı bunaltı ve duygudurum değişikliklerine sebep olarak panik atağı tetikleyebilir.

Kalsiyum ve magnezyum: Denge halinde çalışan bu iki mineral sinir sistemi üzerinde gevşetici etkiye sahiptir. Eksiklik durumlarında sinir hücresinde aktivite artışı olur. Bu da gerginliğe ve bunaltıya yol açar.

Adrenal bezlerde bozulma: Uzun süreli stres önce böbrek üstü bezlerinde adrenalin, noradrenalin ve kortizol salınımını uyarır. Bu artışlar duygudurum değişiklikleri, yaygın bunaltı ve panik atak sebebi olabilir. Adrenal bezdeki yüklenme çok uzun sürerse bu sefer de yetmezlik gelişebilir. Bu da strese toleransı azaltır, yorgunluk ve çökkünlüğe sebep olur. Stresten uzak, basit bir yaşamı seçmek, yeteri kadar ( saat) uyumak, kafein, nikotin ve alkolden uzak durmak, şekerli gıdalardan kaçınmak, hazır gıdalar yerine doğal beslenmeye geçmek, temiz hava ve güneş ışığından yararlanmak, tatilleri aksatmamak, B kompleks ve C vitamini takviyesi yapmak böbrek üstü bezlerini korumaya yardımcı olur.

Madde kullanımı: Esrar, kokain, melek tozu benzeri maddeler panik ataklarına yol açabilir.

Alkol: Bazı panik bozukluğu hastaları panik atakları ve beklenti anksiyetesinden kurtulmak için alkol kullanırlar. Alkol ilk zamanlar fayda gösterse de zaman içinde tolerans gelişecek, aynı olumlu etkiyi almak için daha fazla alkol kullanılacaktır. Bu kısır döngü bağımlılığı ortaya çıkarır. Alkolün hemen hemen tüm ilaçlarla etkileşime girmesi de özellikle psikiyatrik ilaçların kullanımında önemli bir sorundur.

Panik atak sırasında şunları asla unutmayın.

  1. Panik atak sırasında ölecekmiş, kalp krizi geçirecekmiş, beyin kanaması olacakmış, bayılacakmış, delirecekmiş gibi hissetseniz de bunların hiçbiri kesinlikle gerçekleşmeyecektir. Bu duyumların, bedeninizin strese karşı vermiş olduğu abartılı bir tepki olduğunu hiçbir zaman unutmayın.
  2. Panik atak sırasında duyduğunuz duyumlar bedensel bir hastalık işareti değildir. Ne hissederseniz hissedin daha kötüsü olmayacaktır.
  3. Panik atak geçirirken ortaya çıkan bedensel duyumlarla mücadele etmek yerine bunu kabul edin, derin bir soluk alarak yavaşça verin ve bu solunuma devam edin.
  4. Panik atak geçirirken ortamdan uzaklaşmaya çalışmayın.
  5. Panik atak hastasıyım diyerek kendinize acımayın, bunu bir eksiklik olarak görmeyin, işe yaramayan yorumlardan uzak durun.
  6. Panik atak sırasında “ölmeyeceğim, bayılmayacağım, delirmeyeceğim,…..” diye içinizden tekrarlayın.
  7. Korkularınızdan kaçmak yerine üzerine gidin.
  8. Her yeni panik atağı, bunu da yendim diyecek bir fırsat haline dönüştürün.
  9. Panik atak esnasında dikkatinizi bedeninizden uzaklaştırıp çevreye verin.
  10. Panik atak ile baş edebileceğinize, kendinize inanın. Atak sonlandığında hiçbir şey olmamış gibi hayatınıza devam edin.

Antalya Psikiyatri Merkezi, Panik Atak Tedavisi ve Psikoterapisi, Muratpaşa/Antalya.



STRES, DEPRESYON, PANİK ATAK:

Stres; günümüzde sanıldığından daha yaygın ve daha yıkıcı bir rahatsızlık olarak karşımıza çıkmaktadır. Modern hayat tarzının yaygın hakimiyet kurması ile birlikte toplumdaki geleneksel sosyal ilişkiler bozulmakta, insanlar öncekinden farklı problemler ile yüz yüze gelmektedir. Daha da önemlisi insanlar bu gibi problemleri çözme noktasında çoğu zaman yalnız kalmaktadır. Bütün bu gibi durumlar günümüz insanında stres ve sıkıntı oluşturmaktadır. Bazı insanlar bu sıkıntıyı daha kolay göğüsleyebilmelerine karşılık, bazıları bunun altında ezilmekte ve hayat onlar için çekilmez bir hale gelmektedir.  Bu noktada verilecek bir destek, birçok insan için kurtarıcı olma niteliği taşımaktadır.

Bu tür sıkıntılar kadınlar arasında neredeyse iki kat daha yaygındır. Her yaş grubu bundan etkilenmekle birlikte özellikle ergenlik döneminde sıkıntı pik noktaya varmaktadır. Sorunun halledilememesi durumunda, kişi panik ataklar yaşayabilmektedir. Böylesi bir durum vücudun doğal tepkisinin yanlış zamanda ortaya çıkması şeklinde tarif edilebilir. Strese bağlı olarak vücutta adrenal hormonların özellikle adrenalinin üretilmesi artar. Bu durum vücutta enerji kaynağı durumunda olan biyomoleküllerin yıkılmasını aktive eder, kalp atışı artar, kaslar gerginleşir ve solunum hızlanır. Hatta kanın ve beynin kimyası bozulabilir. Birçok bilim adamı ortaya çıkan bu tablonun sebebi olarak beyin kimyasındaki değişmeleri sorumlu tutmaktadır. Öyle ki, bu gibi kimyasal değişiklikler beyinde yanlış sinyal oluşumuna yol açarak tepkiye sebep olmaktadır. Beynin bazı bölgelerinde ortaya çıkan hiperaktivite noradrenalin hormonu salgılanmasını aktive eder. Bu hormon nefes almada güçlük, kalp sıkışması, yüksek tansiyon, mide bulantısı, kusma, terleme, ateş basması gibi belirtilerin ortaya çıkmasına yol açar. Bu durum bazı kişilerde kritik damar yapılarında pıhtı oluşmasına ve hatta kalp krizine dahi yol açabilir. Depresif karakterli hastalıklar bir ölçüde genetik özellikler taşımaktadır. Buna karşılık çevresel faktörler hastalığın yatışması veya şiddetlenmesinde önemli rol oynamaktadır.

Normalde ani olumsuz bir durum ile karşılaşılması durumunda insanın bu gibi olaylara hızlı, atak, cevval bir reaksiyon göstermesi normal ve hatta faydalı bir durumdur. Buna karşılık böylesi bir durum söz konusu değilken bu gibi tepkiler vermek kişi açısından son derece yıkıcı olabilmektedir. Böylesi bir ruh halindeki insan sağlıklı düşünme yeteneğini kaybeder, günlük işlerini dahi yapamaz duruma gelebilir. Sürekli bir tehlike, ölüm vs. korkular altında, gerilim içinde yaşamak zorunda kalır. Durum şiddetlendikçe semptomlar da şiddetlenir. Nefes almada güçlük, kalp sıkışması, yüksek tansiyon, dona kalmak, mide bulantısı, kusma, terleme, ateş basması, uyuyamama, kafasına bazı şeyleri takma, güvensizlik, halüsinasyonlar vs. görülebilir. Kadınlarda adet dönemi sıkıntıları aktive olabilir: Böylesi bir durum günün herhangi saatinde, herhangi bir yerde ortaya çıkabilir ve birkaç saniyeden birkaç saate kadar uzayabilir, hatta günlerce sürebilir. Süre kısa olsa bile hasta bunu çok uzun bir süre olarak yaşar. Bu durum çoğu zaman stres ve sıkıntı ile uyarılır. Bazı heyecan verici olaylar ile de indüklenebildiği gibi, bazı yiyecekler, ilaçlar, hastalıklar da bu gibi durumları tetikleyebilir. Bu tür insanlar arasında yiyecek alerjisi ve hipoglisemi (kan şekerinin düşmesi durumu) yaygındır. Bu durum panik atakı daha da şiddetlendirir. Aşırı çay veya kahve içme sonrasında bile böylesi bir durum ortaya çıkabilir. Birçok kişide bu durumun ortaya çıkması için herhangi bir sebep olmasına da gerek kalmamaktadır. Bu tür atakların ne zaman ortaya çıkacağının hasta ve yakınları tarafından bilinmemesi son derece sıkıntı verici bir durumdur.

Bu durumdaki birçok insan bu korkudan dolayı dışarı çıkmak dahi istemez. Bu durum ise sıkıntının katlanmasına ve kişinin yalnızlaşmasına yol açar. Hatta bu korku, tek başına dahi bazı hastalardaki panik atağın bir nedeni olarak değerlendirilmektedir. Toplumun yaklaşık % ’si hayatlarının bir döneminde ‘panik atak’ sıkıntısından muzdarip olmaktadır. Bu rahatsızlık bu kadar yıkıcı ve rahatsız edici olmasına rağmen tedavi edilebilir bir hastalıktır.

Buna karşılık kronik depresyon daha ılımlı olarak seyreder. Bu kişiler yapı olarak rahat değildirler. Özellikle başka insanların yanında kolayca huzursuz olurlar. Kronik baş ağrısı ve yorgunluk bu kişiler arasında yaygındır. Bu kişiler bazı durumlarda akut panik atak da yaşayabilirler.

BESİNSEL DESTEK:

Kayısı, kuşkonmaz, avokado, muz, brokoli, kahverengi pirinç, kurutulmuş meyveler, incir, balık (özellikle somon), sarımsak, yeşil yapraklı sebzeler, bakliyat, badem, ceviz, fındık gibi kuru yemişler, soya ürünleri, tahıl ve yoğurt strese karşı faydalı gıdalardır. Bu yiyecekler önemli ölçüde stresi engelleyici kalsiyum, mağnezyum, fosfor ve potasyum gibi mineraller içerirler. Az miktarlarda ve sık yemek faydalıdır. Böylesi bir problem yaşıyorsanız, doğal karbonhidrat ve bitkisel proteinlere ağırlık veriniz. Hayvansal protein tüketimini azaltınız, rafine karbonhidratlardan uzak durunuz. Kolalı, karbondioksitli meşrubatlardan, sigaradan, alkolden, kahve, siyah çay, çikolata ve kafein içeren diğer gıdalardan da uzak durmakta yarar var. Gıda alerjisine dikkat ediniz. Hangi gıdalara karşı alerjiniz olduğunu test ederek öğrenebilirsiniz. Düzenli egzersiz stresi yok etmede son derece faydalı olmaktadır. Aynı şekilde dostlarınızla acı tatlı olayları paylaşmaktan imtina etmeyiniz.

Bazı minarellerin eksikliğinde (demir gibi) antidepresan kullanmak durumu daha da kötüleştirebilmektedir. Özellikle kronik alkol kullanıcılarında ve rafine karbonhidratları fazla tüketen kişilerde krom eksikliği görülebilmektedir. Bu durum sinirlilik ve stres kaynağı olabilir. Bu bakımdan krom bakımından zengin bazı yiyecekleri (bira mayası gibi) tüketmekte veya krom içeren destek ürünleri almakta fayda vardır. DL-Fenilalaninin (bir amino asit) stresin kontrolünde önemli olduğu bilinmektedir. Ancak bunu uzman hekim kontrolü altında kullanmak gerekir. Özellikle düşük kan selenyumu olanlara selenyum takviyesinin stresi engellediği ve yatıştırdığı görülmüştür. Aynı şekilde müziğin yatıştırıcı etkisi olduğu bilinmektedir.

Panik atağı engellemek için çok sayıda ilaç bulunmaktadır. İlaç tedavisinin mutlak surette deneyimli bir uzmanın kontrolü altında olması gerekmektedir. İlaçların etkileri kişiye bağlı olarak değişebilmektedir. Ayrıca, tedavide kullanılan hemen hemen bütün ilaçların istenmeyen yan etkileri bulunmaktadır. Bir kısmı sersemlik, bir kısmı baş ağrısı, ışığa karşı hassasiyet oluşturabilmektedir. Bazılarının ise bağımlılık yapma potansiyeli mevcuttur. Bu bakımdan yüksek dozda ve uzun süre bu tür ilaçların kullanılmaları bağımlılık riski taşımaktadır.

Sağlıklı bir beslenme ve vitamin/mineral desteği stresten kurtulmada ve tıbbi tedaviye destek olmada çok önemlidir. Doğru beslenme stres, sıkıntı ve daha ileriki seviyede panik atak problemi yaşayan insanlarda tıbbi tedaviyi kolaylaştırabilmekte, bazı durumlarda hastanın tedavisine tek başına ciddi katkı sağlayabilmektedir. Bu bakımdan bu hastaların yeterli düzeyde vitamin, mineral ve yatıştırıcı özellikte besin takviyesi almaları gerekmektedir.

Bunlardan kalsiyum ve mağnezyum doğal yatıştırıcı olarak fonksiyon görebilen minerallerdir. Bu bakımdan günde 2 g kalsiyum, 1 g kadar magnezyum alınması stresi ve gerginliği yatıştırmakta ve kas kramplarını engellemektedir. Bunlara ilaveten adrenal glandların düzgün çalışması için potasyum ve antioksidan olarak selenyum takviyesi faydalıdır.  Çinko minerali ise merkezi sinir sistemi üzerinde yatıştırıcı etki oluşturmaktadır. B kompleksi vitaminleri sinir sisteminin normal çalışması için önemli olup, sakinleştirici özelliklere sahiptirler.  C vitamini glandüler fonksiyon ve beyin kimyası açısından gereklidir. C vitamininin yüksek dozlarının yatıştırıcı potansiyeli bulunmaktadır. Bu bakımdan strese karşı koruma ve tedavi amaçlı kullanımı tavsiye edilmektedir. E vitamini yüksek antioksidan özelliği dolayısı ile oksidan stres kaynaklı olaylarda koruyucu ve tedavi edici potansiyele sahiptir. Ayrıca beyin hücrelerine oksijen taşınmasında faydalı oluğu bilinmektedir. Bunlara ilaveten krom gibi mineraller ile glutamin, tirozin ve glisin gibi amono asitlerin depresyon tedavisinde önemli katkı sağladıkları gözlenmiştir. Bazı esansiyel yağ asitleri ve gama amino butirik asitin (GABA) beyin fonksiyonlarını düzenleyici fonksiyonlara sahip olduğu, melatoninin uykuyu düzenlediği bilinmektedir.

Stres bir taraftan oksidan stres oluşturur, diğer taraftan oksidan stres, stresin zayıf düşürdüğü vücutta daha ileri düzeyde hasar oluşturur. Bu şekilde fasit bir daire meydana gelir. Bu bakımdan antioksidan özellikli yaban mersini, ginko, devedikeni gibi bitkiler stres altındaki insanların organ ve dokularının daha ileri seviyede zarar görmelerine engel olur.

Lavanta, kedi nanesi, papatya, aslankuyruğu (aslan kulağı), şerbetçi otu gibi yatıştırıcı özelliklere sahip bitkiler vücutta rahatlama sağlayarak stresi ve panik atağı engellerler. Rezene, stresin indüklediği sindirim sistemi rahatsızlıklarını (şişlik, gerginlik, sindirim bozukluğu vs.) yatıştırır. Melisa ve söğüt kabuğu barsaktaki gerilimi, kasımpatı ve keçisakalı(tekesakalı) her hangi bir yan etki oluşturmadan stres ile ilgili baş ağrısını yatıştırır. Sarı kantoron depresyonu yatıştırır ve moral düzeltici etki sağlar. Kedi otu çayı yatmadan önce içilirse uykuyu düzenler ve gece panik atak oluşmasını engeller.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası