genel adli muayene raporu nedir / Darp Raporu Nasıl Alınır? Alırken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Genel Adli Muayene Raporu Nedir

genel adli muayene raporu nedir

Adli Tıp Raporu Nedir, Nasıl Alınır?

Olayların gerçek yüzünü ortaya çıkarmada geçmişten günümüze bilimsel değerlendirmeler yapılmıştır. Adli tıp raporu bu alanda bilimsel çalışmalar yapan ve özellikle mahkemeler vasıtasıyla yardımına ihtiyaç duyulan çalışma alanlarından bir tanesidir. Biz de bunlardan biri olan adli tıp raporu başlığını ele alacağız.

Adli Tıp Raporu

Adli tıp raporu medyada, gazetelerde, dergilerde ve birçok yerde duyulan fakat tam olarak ne olduğu bilinmeyen bir olgudur. Genel anlamda raporu adli olguyu değerlendiren rapor olarak nitelendirmek mümkündür. Herhangi sebeplerden hastanelere intikal eden şüpheli durumlarda görevlilerin izlenimleri ve mesleki becerilerine göre bu raporlar oluşturur. Hukuki süreçlerin ilerlemesinde oldukça faydalı olan bu raporlar gerçeklerin gün yüzüne çıkmasında büyük yararlar sağlar. O zaman bizde bundan hareketle adli tıp raporları başlığını ele alalım.

Adli Tıp Raporları

  • Adli tıp raporları şüpheli birtakım durumlarda adli olguları değerlendirir. Adli rapor resmi makamlarca düzenlenmektedir.
  • Genel olarak hastanelerin acil servisleri, aile hekimliği gibi sağlık kuruluşlarında şüphe ve dikkat çeken olaylar bir rapor hazırlanarak ilgili birimlere iletilir.
  • Sağlık Bakanlığı düzenlemiş olduğu Genel Adli Muayene Raporu ve Cinsel Saldırı Muayene formları aracılığı adli süreçler başlatılır. Cinsel Saldırı Muayene Formları erkek ve kadınlar için ayrı ayrı düzenlenmiştir.
  • Adli tıp raporları konularına göre farklı içerikler barındırır. Yaralama, cinsel saldırı, adli-psikiyatrik, otopsi, alkol tespiti için düzenlenen adli tıp raporları adli vakalarda büyük yarar sağlar.
  • Adli tıp raporları yalnızca adli vakalara bakmaz. İş kazaları gibi maluliyet durumlarında zarar görme durumu ile yapılan iş arasındaki nedensellik bağının tespiti oldukça önemlidir. Bu durumun tespitinde Adli Tıp KurumuHeyet Raporunun vereceği karar bağlayıcı olacaktır. Çünkü mahkemeler ve Sigorta Tahkim Komisyonu içerisinde adli tıp uzmanı olmayan maluliyet raporlarına şüphe ile yaklaşmaktadır.
  • Adli tıp raporları maluliyet kararlarında oldukça önemlidir. İş kazası yada meslek hastalığı sonucunda çalışamaz durumda olan kimselerin maluliyetleri engellerindeki oranlara göre değerlendirilir.
  • Adli tıp rapor oranları maluliyet kararlarının verilmesinde büyük bir paya sahiptir
Adli Tıp Kurumu Kararlarının Mahkemeye Etkisi

Adli Tıp Kurumu Kararlarının Mahkemeye Etkisi

  • Adli tıp kurumu kararları birçok adli vakanın aydınlanmasında önemli rol oynar.
  • Adli tıp kurumu kararları mahkemelerde bilirkişi raporu niteliğinde yer alır. Bu anlamda oldukça etkili olduğu söylenebilir.
  • Adli tıp kurumunun vermiş olduğu kararlar genel anlamda mahkemenin seyrini değiştirecek niteliktedir. Fakat her zaman için bu durum geçerli değildir.
  • Olayın içeriğine yönelik hazırlanmamış yada olayla bağdaşmayan adli tıp kurumu raporları mahkeme tarafından dikkate alınmaz.

Adli Tıp Raporu Sonucu Öğrenme

  • Adli tıp kurumunun vermiş olduğu kararların aksi yönünde birçok mahkeme sonucu vardır.
  • Adli tıp raporu sonucu öğrenmek isteyenler e-devlet uygulamasında bulunan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı sekmesinden ulaşmaları mümkündür. Yada Adli Tıp Kurumu Başkanlığı resmi internet sitesinden bilgi alınabilir.
  • Adli tıp dosya sorgulama da yine e-devlet üzerinden yada Adli Tıp Kurumu Başkanlığının resmi internet sitesinden gerekli bilgilere ulaşılabilir.

Adli Tıp Kurumundan Sonuç Ne Kadar Sürede Gelir?

  • Adli tıp kurumuna sevk edilen birçok olay vardır. Bunların niteliğine göre sonuçların çıkma zamanları değişkenlik gösterir.
  • Öncelikle normal ölüm gibi durumlarda 1 gün içerisinde raporların çıkması muhtemeldir.
  • Cinayet, kaza, yaralanma, darp gibi şüpheli adli vakalarda sonucun çıkmasında net bir tarih verilemez. Çünkü olayın durumuna göre süreler değişir.
ATK Raporu Nedir?

Atk Raporu Nedir?

  • Atk raporu açılımı itibariyle Adli Tıp Kurumu olarak ele alınır. Genel anlamda ATK raporu adli olayları bildirmede kullanılır.
  • Adli Tıp Kurumu raporu ise daha geniş kapsamlı bir değerlendirme denilebilir. Buradaki hekimler adli tıp hekimi vasfıyla görev yaparlar.
Adli Tıp Raporu Kesin Delil midir?

Adli Tıp Raporu Kesin Delil midir?

  • Adli tıp raporu kesin delil midir? Sorusu oldukça sık sorulur. Genel anlamda adli tıp raporları mahkemelerde bilirkişi olarak değerlendirilmektedir.
  • Mahkemenin isteğine bağlı olarak düzenlenen adli tıp raporları bazı durumlarda mahkemelerde dikkate alınmaz.
  • Raporda bahsi geçen olayla sanık arasında bir bağdaşmazlık varsa mahkemede ATK raporu delil olarak ele alınamaz.
  • Birçok davada bilirkişi niteliğinde ATK raporu doğrultusunda kararlar çıksa da bunun aksi olan davalarda mevcuttur.

Adli Tıp Raporuna İtiraz Yargıtay Kararı

  • Adli tıp raporuna itiraz Yargıtay kararıyla mümkündür.
  • Savcı tarafından yada mahkemelerin isteğiyle düzenlenen adli tıp raporları bilirkişi raporu niteliğindedir.
  • Yargıtay’a intikal eden kimi davalarda ATK raporu dikkate alınmayabilir. Bu gibi durumlarda genel olarak olayın içeriğiyle raporun uyuşmaması bu duruma etki eder.
  • Adli tıp raporu sonucu öğrenme ve adli tıp raporu sorgulama e-devlet kanalları üzerinden gerçekleştirilir.
  • Mahkemelerde ilgili olay ile ilgili sunulan raporlar birçok davada emsal teşkil eder. Adli tıp rapor örnekleri bu anlamda yol göstericidir.
Adli Tıp Raporu Nasıl Alınır?

Adli Tıp Raporu Nasıl Alınır?

  • ATK raporu alabilmek için öncelikle olayın mağduru olan kimsenin bu durumu polise bildirmesi gerekir.
  • İlgili kişinin bilinçsiz olduğu hallerde kaza, yaralanma, darp, intihar gibi bulguların doktor tarafından şüpheli bulunması durumunda hasta formuna doktor adli vaka olduğunu belirtir.
  • Hasta formuna işlenen adli ibaresi hastane polisine bildirildikten sonra yasal işlemler başlar.
  • Olaydan bir süre sonra meydana gelen sakatlıklar ve kalıcı engeller bahsi geçen olayla bağlantılı mı bu durum yine ATK raporuyla ortaya çıkartılır.
Adli Tıp Raporuna İtiraz

Adli Tıp Raporuna İtiraz

  • ATK raporu mahkemelerde bilirkişi raporu niteliğindedir ve çoğu mahkemede kararlar bu raporlar üzerinden verilir.
  • Bazı durumlarda mahkeme adli tıp kurumunun raporlarının yetersiz olduğunu ileri sürerek verilen kararlarda bu raporu dikkate almaz yada başka bilirkişiden yeniden bir rapor hazırlanması istenir.
  • ATK raporuna kişilerin itirazı da mümkündür. Adli tıp raporu itiraz dilekçesiyle raporda bulunan eksikler yada hatalar belirtilerek ilgili mercilere bu dilekçe verilir.
  • ATK raporu itiraz dilekçesi örneğini yazımızın devamında verelim.

Adli Tıp Raporu İtiraz Dilekçesi Örneği

 

… CEZA MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE;

DOSYA NO                                      : …/… E.

RAPORA İTİRAZ EDEN

(SANIK)                                           :

TC KİMLİK NUMARASI                         :

MÜDAFİİ                                         :

ADRES                                             :

KONU                                               : …/…/… tarihli ATK raporuna itirazlarımızın

sunulmasıdır.

AÇIKLAMALAR                           :

1-) …/…/… tarihli …. Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınca gönderilen bilirkişi raporu usul ve yasaya aykırıdır, Şöyle ki;

2-) Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 7. maddesine göre; “Adli Tıp 4. İhtisas Kurulu 1 başkan, 2 uzman ve ruh sağlığı hastalıkları için iki uzmandan oluşması gerekir” hükmüne rağmen uzmanlık alanı psikiyatri olmayan ….. Üniversitesi Adli Tıp Başkanının ve Adli Tıp Araştırma görevlisinin verdiği rapor usul ve yasaya aykırı olacaktır.

3-) Mağdur …. … ‘nın tüm aşamalarda vermiş olduğu ifadeleri dilekçemiz ekinde tekrardan Mahkemenize sunulmuştur. (EK-1) Hiçbir ifadesi birbirini tutmadığı halde, Mental Retardasyon rahatsızlığı bulunan mağdurun tüm dosya ile birlikte yeniden Adli Tıp Kurumu 4. ihtisas Dairesine gönderilmesine karar verilmesini talep ediyoruz. Zira, konunun uzmanının katılmadığı Adli Tıp İhtisas Kurulu raporuna dayanarak hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırılık teşkil edecektir.

4-) Yukarıda açıklamaya çalıştığımız nedenlerle, söz konusu Adli tıp kurumu raporuna itiraz ediyoruz.

HUKUKİ NEDENLER      : 5271 S. K. m. 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 2659 S.

  1. 7

SONUÇ VE İSTEM                        : Yukarıda açıklamaya çalıştığımız nedenlerle, …/…/… tarihli Adli tıp kurumu raporuna itirazlarımızın kabulü ile, yeniden ve itirazlarımızda belirttiğimiz hususları da kapsar şekilde rapor incelemesi yaptırılmasına karar verilmesini, vekaleten talep ederiz. …/…/…

EKLER:

1-) Mağdur … …. ‘nın beyanları

Sanık Müdafii

Av.

Adli Tıp Raporu İtiraz Dilekçe Örneği Word İndir 

Adli Tıp Raporuna İtiraz Süresi

Adli Tıp Raporuna İtiraz Süresi

  • Adli tıp raporları mahkemelerde bilirkişi kararı niteliğinde olduğu için bunlara itiraz gerçekleştirilebilir.
  • Mahkemelerin adli tıp raporlarını yetersiz bulması kararlarında dikkate almamasına neden olur yada başka bilirkişi kararı isteyebilir.
  • Kişiler bilirkişi raporuna eksik yada hatalı olduğu gerekçesiyle itiraz edebilir.
  • Taraflar bilirkişi raporunun kendilerine tebliği tarihinden iki hafta içerisinde dosyada eksik bulunan yerlerin tamamlanması yada belirsiz görülen kısımların açıklanmasını mahkemeden talep edebilir.
  • Adli tıp raporuna itiraz süreleri genel anlamda öğrenildikten 2 hafta içinde gerçekleşmelidir.
  • ATK raporuna itiraz durumları malulen emeklilik durumlarında iş görememe oranlarında sık rastlanır.
  • Adli tıp rapor oranları kişinin bedensel olarak çalışamayacağı seviyeyi belirtir.

Adli Tıp Ölüm Raporu Kaç Günde Çıkar?

  • Adli tıp ölüm raporlarının çıkış süresi ölümün nedenine bağlı olarak değişkenlik göstermektedir.
  • Normal yolla ölümlerde rapor 1 gün gibi kısa sürelerde çıkabilmektedir.
  • Adli vakalara konu olabilecek cinayet, yaralama, darp gibi farklı durumlarda ise adli tıp ölüm raporları daha detaylı inceleneceği için hazırlanma süreleri değişkenlik gösterecektir.

Adli Tıp Raporu Sonucu Nereden Alınır?

  • Adli tıp raporu mahkemenin isteği üzerine hazırlanan belgelerdir. Hazırlandıktan sonra ilgili mahkemelere iletilir.
  • İlgili kişiler rapor sonucuna e-devlet adli tıp raporu sorgulama yoluyla ulaşmaları mümkündür.

Adli Tıp Raporuna İtiraz Yargıtay Kararı

  • Adli tıp raporunun verdiği kararlar kimi durumlarda Yargıtay tarafından yetersiz bulunabilir.
  • Yargıtay’ın yetersiz bulmasından kastedilen durum rapor ile ilgili olayın içeriğinin bağdaşmamasıdır.
  • Yargıtay adli tıp raporuna itiraz ettiği durumlarda farklı bir bilirkişi raporu isteyebileceği gibi eksikliklerin tamamlanmasını da isteyebilir.
  • Bazı durumlarda mahkemede taraflar adli tıp kurumunun verdiği kararlara itiraz etmesi mümkündür.
  • Kişilerin itirazları adli tıp raporu itiraz dilekçesi ile yerine getirilir.

Adli Tıp Raporu Yargıtay Kararları PDF

Adli Tıp Rapor Oranları

Adli Tıp Rapor Oranları

  • Adli tıp rapor oranları genel anlamda iş kazaları yada meslek hastalıkları sebebiyle malulen emekli olmak isteyen kişilerin iş görememe durumlarını belirtir.
  • İş kazası gibi durumlarda malulen emeklilik kararlarının verilebilmesi için mahkemeler ve Sigorta Tahkim Komisyonu adli tıp uzmanının düzenlendiği mululiyet raporu istemektedir.
  • adli tıp raporlarında belirtilen duruma göre mahkeme malulen emeklilik kararı verecektir.

Adli tıp raporları günümüzde birçok adli vakanın çözümünde önemli rol oynar. Olaya karışmış bulunan kişilerin tükürük, kan, vücut sıvısı gibi delillerden yola çıkarak bulunması bu raporlar sayesinde olmaktadır. Ayrıca ölümü şüpheli bulunan kişilerin asıl ölüm sebepleri yapılan detaylı incelemelere dayanarak ortaya çıkar. İş kazası yada meslek hastalığı gibi malulen emeklilik kararları da yine adli tıp raporlarına dayanılarak verilir. Çeşitli nedenlerden ortaya çıkarak hazırlanan vakalarda adli tıp raporu sonucu öğrenme e-devlet kanalıyla gerçekleştirilebilir. Çok sıkça duyulan adli tıp raporları geçmişten günümüze daha da ilerleyerek olayların açığa çıkmasında büyük hizmetler vermeye devam ediyor.

T.C.

........

CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI

Konu : Adli Raporların Tanziminde Dikkat Edilecek Hususlar Hakkında.

DEVLET HASTANESİ BAŞHEKİMLİĞİ’NE

                                                                                                                         .............

            Adli tabiplik hizmetlerinin yürütülmesi konusunda 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve bu Kanuna dayanarak çıkartılan yönetmelikler doğrultusunda, adli tabiplik hizmetlerinin yürütülmesi ile ilgili hususlar yeniden düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeler doğrultusunda Yeni TCK, adli travmatoloji açısından eski TCK’ya göre kısmen farklı tanımlar getirmiş olup, buna bağlı olarak adli rapor tanziminde kullanılacak kavramlar ve adli rapor formatı değişmiştir. Eski yasa döneminde bulunmayan, şüpheli veyan sanık ile mağdur ve diğer kişilerin beden muayenesi, bu kişilerin vücudundan örnek alınması ve bu numuler üzerinde yapılacak moleküler genetik incelemelerle ilgili hususlar yeni CMK’nın Gözlem Altına Alınma, Muayene, Keşif ve Otopsi başlıklı bölümünde (75-81’inci maddeler arasında) düzenlenmiştir. Kanuna istinaden hazrılanan Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi,Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik de 21 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sözüedilen Kanun ve Yönetmelikte, adli vakaları sağlık kuruluşlarına sevk etmeye yetkili adli merciler, muayene ve vücutta örnek alınması ve muayene koşulları ile ilgili yeni düzenlemeler yapılmıştır. Daha önce de var olan, ancak CMK doğrultusunda yeniden düzenlenen Yakalam, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nin Sağlık Kontrolü başlıklı 9’ncu maddesinde, kişilerin muayene koşulları ve raporların iletilme şekli gibi hususlarda, eskisine göre değişikliğe uğramıştır.

         Adli tabiplik hizmeti aslen bir bilirkişilik hizmeti olup, görevin icrasında CMK’nın bilirkişilik ile ilgili hükümleri geçerlidir ( CMK, Madde 62-73). Bilirkişi olarak adli tabibin yetki ve sorumlulukları da bulunmaktadır.

         Bilirkişiler, hakimler veya mahkemeler ile soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı tarafından belirlenir. Kanunların belirli konularda görevlendirdiği resmi bilirkişiker öncelikle atanırlar.

         Resmi bilirkişilikle görevlendirilmiş olanlar, bilirkişilik görevini kabul etmekle yükümlü olup, usulünce çağrıldığı halde yasal bir sebep olmaksızın gelmeyen veya görüş bildirmekten çekinen bilirkişiler hakkında disiplin hapsi cezası uygulanır.

         Bilirkişi olarak görevlendirilen tabip, görevini yerine getirirken zorunlu saydığı soruları, mağdur, şüpheli veyan sanığa yöneltebilir. Ayrıca görevini yerine getirmek amacıyla bilgi edinmek için şüpheli veya sanık dışındaki kimselerin de bilgilerine başvurulabilir.

         Mahkeme, her zaman bilirkişinin duruşmada dinlenmesine karar verebileceği gibi, ilgililerden birinin istemesi halinde de açıklamalarda bulunmak üzere duruşmaya çağırılabilir.

         Bilirkişiler yasal mevzuata vakıf olmak durumundadırlar. Bu çerçevede:

         Şüpheli veya sanık ile mağdur ve diğer kişilerin beden muayenesi, bu kişilerin vücudundan örnek alınması ve bu numuler üzerinde yapılacak moleküler genetik incelemelerle ilgili hususlar, CMK’nın Gözlem Altına Alınma, Muayene, Keşif ve Otopsi başlıklı bölümündeki 75 ila 81’inci maddelerinde ve bu Kanuna göre çıkarılıp 01.06.2005 taihli ve 25832 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik’te yer almaktadır.

         Zor kullanılarak yakalan veya yakalanıp gözaltına alınan kişilerin sağlık kontrolü ile ilgili hususlar, CMK’nın 99’uncu maddesine istinaden çıkartılıp, 01.06.2005 tarihli ve 25832 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nin Sağlık Kontrolü başlıklı 9’uncu maddesinde yer almaktadır.

         Adli tabiplik hizmetleri kapsamında değerlendirilmesi gereken ölünün kimliğini belirleme ve adli muayene CMK’nın 86’ıncı, otopsi 87’inci, yeni doğan cesedinin adli muayenesi veya otopsi 88’inci, zehirlenme şüphesi üzerine yapılacak işlem 89’uncu, bir şüpheli ölüm vakası durumunda yapılacak işlem 159’uncu madde hükümlerine göre yapılmalıdır.

         Bu hizmetlerin aksatılmadan yürütülmesi amacıyla, mesai saatleri içi ve dışı için ayrı ayrı planlama yapılmak üzere, düzenleme yapılmalıdır.

         Mesai saatleri dışında, adli vakaların muayenesiile rapor tanzimi gibi hizmetlerin, varsa 24 saat hizmet veren ve tanı-tedavi imkanları en geniş ve merkezi konumdaki bir sağlık kuruluşunca/kuruluşlarınca yerine getirilmesi şeklinde düzenleme yapılacak; otopsi hizmetleri için ise icapçı personel görevlendirilmesi esas olacaktır.

         Yataklı tedavi kurumlarında adli tabiplik hizmetleri, varsa adli tıp uzmanlarının sorumluğu altında yürütülecek; yoksa, acil servis veya başhekimlikçe belirlenecek başkaca bir birim, bu hizmetlerden birinci derecede sorumlu olmak üzere görevlendirilecektir. Yataklı tedavi kurumlarındaki adli tabiplik hizmetlerinin, bağlı emt polikliniği ve benzeri uç birimlerde değil, kuruluşun ana hizmet binasında verilmesi esastır.

         Adli tabiplik hizmeti veren sağlık kuruluşları, personel ve hizmetin gerektirdiği diğer hususlarda destelenecektir.

         Adli tabiplik hizmeti verecek sağlık kuruluşları ile gerektiğinde otopsi hizmeti verecek icapçı personelin ad, soyad ve iletişim bilgilerini içeren listeler, mesai saatleri içi ve dışı için ayrı ayrı ihtiva etmek üzere ve aylık olarak düzenlenecek ve Cumhuriyet başsavcılıklarına gönderilecektir.

         Bunların yanında, adli vakaların muayenesinde tıbbi deontoloji kurallarına titizlikle uyulacak, İnsan hakları iddialarını ortaya çıkarabilecek uygulamalardan dikkatle kaçınılarak, raporların tıbbi ve bilimsel olarak rapor, film, grafi, tahlil ve benzeri verilerle desteklenmiş olarak yazımı esas alınacaktır.

         Muayene ve rapor tanzimi, olayın mahiyeti ( yakalama, gözaltına alma, soruşturma veya kovuşturma), muayenesi istenilen kişinin sanık, şüpheli veya mağdur olması ve yapılması istenen tıbbi işleme göre değişmektedir. Anılan ayrıma dikkat edilecektir.

         Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik kapsamınaki vakalarda:

         Şüpheli veya sanık üzerinde iç beden muayenesi yapılabilmesi ya da vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklere saç, tırnak veya tükrük gibi örneklerin alınabilmesi için, hakim, mahkeme veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararı ve istemi gerekir. Cinsel organlar ve anüs bölgesinde yapılacak muayeneler de iç beden muayenesi kapsamında değerlendirilecektir. Şüpheli veya sanık üzerinde dış beden muayenesi, hakim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı ile emrindeki adli kolluk görevlilerinin talebiyle yapılabilir.

         Mağdurun vücudu üzerinde dış ve iç beden muayenesi yapılabilmesi ya da kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tırnak veya tükrük gibi örneklerin alınabilmesi için, hakim, mahkeme veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararı ve istemi gerekir.

         Genital muayene taleplerinde mutlaka hakim, mahkeme veya gecikmesinde sakınca bulunan hallderde Cumhuriyet savcısının kararı aranacaktır.

         Çocuğun soybağının araştırılması amacıyla yapılacak işlemler için, hakim veya mahkeme kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararı gerekir.

         Suçun aydınlatılmasını sağlamak amacıyla şüpheli, snaık veya diğer kişilerin kendi rızaları ile başvuruları halinde, soruşturma safhasında Cumhuriyet savcısının, kovuşturma aşmasında hakim veya mahkeme kararı ile tıbbi muayeneleri yapılabilir ya da vücutlarından örnek alınabilir.

         Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nde belirtilen hallerde yakalanan kişinin gözaltına alınacak olması veya zor kullanılarak yakalanması durumunda tabipçe yapılması öngörülen sağlık kontrolü, Cumhuriyet savcısı ile emrindeki adli kolluk görevlilerinin talebiyle yapılacaktır.

         Adli vakaların muayenesi ve rapor tanzimi işlemi, mutlaka tabiplik yapma yetkisine sahip kişilerce ve muayeneyi yapanın çalıştığı kurumun bu işe uygun bir mekanında yapılacaktır.

         CMK doğrultusunda ( madde 77 ) kadın muaynesi, istemi halinde ve olanaklar elverdiğinde bir kadın tabip tarafından tapılacaktır. Muayene edilecek kadının talebine rağmen bir kadın tabibin bulunmasına olanakların elvermediği durumlarda, muayene sırasında tabip ile birlikte bir başka kadın sağlık mesleği personelinin bulundurulmasına özen gösterilecektir.

         Adli tabiplik hizmetlerinin yürütülmesinde uyulacak Fizik Kimliğin Tespiti açısından, kişinin ağzındaki dişlerin incelenmesi ve diş izlerinin alınması diş tabibi tarafından yapılacaktır. Kişilerin dış beden muayenesi kapsamında değerlendirilebilecek tıbbi görüntüleme, labaratuvar tetkikleri ve benzeri işlemler, tabip gözetiminde sağlık mesleği mensubu diğer bir yetkili kişi tarafından da yapılabilir.

         Sağlık kuruluşlarında, acil vakalar hariç olmak üzere, adli vakaların muayenesine ve rapor tanzimine öncelik tanınacaktır.

         Adli vakaların muayene ve rapor tanzimi işleminin CMK ( madde 332)doğrultusunda en geç 10 gün içinde sonuçlandırılarak gönderen adli makama bildirilmesi gerekmektedir. Muayene sonucunda düzenlenen raporun ilgili adli makama en kısa sürede gönderilmesi esas olmakla beraber, tanıya yönelik tetkik işlemlerin uzaması ve bu sürenin aşılması sözkonusu ise aynı süre içinde durum gerekçeleri ile birlikte ilgili adli makama bildirilecektir.

         Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından adli vakanın muayenesi talep edilen sağlık kuruluşunda görevli tabip, CMK kapsamında resmi bilirkişi olarak bu görevi kabul etmek zorundadır.

         Vaka değerlendirilerek, tespit eidlen bulgular ışığında mümkünse rapor düzenlenmesi yoluna gidilecektir. Ancak, canlı adli vakaların veya cesetlerin muayenesi sonucunda, vakanın, olanakları daha fazla olan bir kuruluşa sevk edilmesi, bazı uzmanlardan konsültasyon istenmesi, bir adli tıp uzmanına, Adli Tıp Kurumu veya üniversitelerin adli tıp ile ilgili bölüm veya birimlerine gönderilmesi gerekebilir. Böyle bir durumda bilirkişi sıfatı ile tabip , kendisini görevlendiren Cumhuriyet savcısı, hakim veyan mahkemeye durumu gerekçeli olarak anlatacak veya rapor edecektir. Cumhuriyet savcısı veya mahkeme ya da hakimin bu görüşü kabul etmemesi halinde, yasal zorunluluk olarak adli makamların talebi doğrultusunda hareket edilecek, ancak, vakanın sevk edilmesinin daha uygun olacağı yönündeki bilirkişi görüşünün raporda yer alması sağlanacaktır.

         Adli vakanın sevki durumunda, Sağlık Bakanlığının 2005 tarihli Genelgesinin Adli Raporların Düzenlenmesi başlıklı bölümündeki sevkle ilgili hususlara uyulacaktır.

         Adli vakalarda, kişinin sağlık durumunun gerekliliklerine göre, kişinin hayatını ve sağlığını korumaya yönelik olarak, Cumhuriyet savcısı veya hakim kararı aranmaksızın tıbbi muayene ve tedavi amaçlı müdahaleler yapılabilir. Ancak, bu muayene ve müdahaleler sırasında suç delillerinin kaybolmamasına özen gösterilecektir.

         Muayene edilmek üzere getirilen kişinin resmi evrakta belirtilen kişi olup olmasına dikkat edilecek, kişinin kimliği konusunda şüpheye düşülmesi halinde durum derhal Cumhuriyet başsavcılığına bildirilecektir. Kişinin kimliğinin kontrolünde, yasal olarak geçerli bir kimlik belgesi esastır. Böyle bir belge ibraz edilememesine halinde, durum raporda belirtilecek ve tıbbi kimlik bilgileri yazılacaktır.

         Muayene edilenin, tabip tarafından muayene ve yapılacak işlemler konusunda bilgilendirilmesi esastır. İlgilinin, buna rağmen muayene yapılmasına ve vücudundan örnek alınmasına rıza göstermemesi halinde, bu durum tutanakla tespit edilerek ilgili adli makama bildirilecek ve gerekli tedbirlerin alınması istenilecektir.

         Adli vakalarda muayeneye getirilen kişinin üzerinde beden muayenesi yapılabilmesi ya da vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tırnak veya tükrük gibi örneklerin alınabilmesi için müdahalenin, kişinin sağlına açıkça ve öngörülebilir zarar verme tehlikesinin bulunmamasına dikkat edilecektir.

         Adli vakaların muayenesi ve muayene koşulları ile ilgili olarak uyulacak hususlar şunlardır:a) Adli vaka olarak sevkedilen kişi, tabip tarafından bizzat görülecek ve muayene edilecektir. Başkasının ifadesine dayanılarak rapor tanzim edilmeyecektir.

         Muayene ve tetkikler sırasında temel insan hak ve hürriyetleri ile mahremiyete saygı kurallarına mutlaka uyulacaktır.

         Muayenenin diğer kişilerin göremeyeceği ve duyamayacağı bir ortamda yapılması, muayene esnasında tabip ile muayene eidlen kişinin yalnız kalmaları ve muayenenin hekim-hasta ilişkileri çerçevesinde gerçekleştirilmesi esastır. Gözaltı işlemi nedeniyle yapılan muayenelerde buna özellikle dikkat edilecek; diğer muayenelerde tabibin gerek görmesi halinde bir sağlık mesleği mensubu personel muayene ortamında hazır bulundurulabilecektir. Ancak tabip, kişisel güvenlik endişesi ile muayenenin kolluk görevlisinin gözetiminde yapılmasını isteyebilir. Bu durumda, tabibin isteği belgelendirilerek yerine getirilecektir. Muayenenin kolluk görevlisinin gözetiminde yapılması ve muayene edilenin talebi, müdafii de – muayenede gecikmeye neden olmamak kaydıyla-muayene sırasında hazır bulunabilecektir.

         Muayene edilecek kişi kadınsa ve talebine rağmen bir kadın tabibin bulunması mümkün olmamışsa, tabip ile birlikte bir başka kadın sağlık mesleği mensubu personel muayene ortamında bulundurulacaktır.

         Muayene, kişinin bütün vücudu üzerinde yapılmalıdır. Rapor yazımında yardımcı olmak üzere, muayene bulguları kısaca not alınmalıdır.

         Muayeneyi yapan tabip, bütün adli vakalarda ve özellikle gözaltına alınmış kişilerin muayenesi esnasında TCK’da yer alan işkence (madde94), neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence ( madde 95 ) ve eziyet ( madde 96 ) suçlarının işlendiği yolunda herhangi bir bulguya rastlanması halinde, durumu derhal Cumhuriyet savcısına bildirecektir. Bu durumda Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmeliğin 7’inci ve 8’inci maddesine göre işlem yapılacaktır.

         Adli vakalarda, suçun aydınlatılmasına katkıda bulunabilecek delil ihtiva etmesi muhtemel elbise ve benzeri materyalin saklanması için gerekli tedbirler alınmalı veya tedbirlerin alınması husus kolluk kuvvetlerine hatırlatılmalıdır.

         Muayene edilen kişinin bedeninden numune alınması gerekiyorsa, bu işlem usulünce yapılacak, alınan numunelerin kurum içi veya başka bir kuruma gönderilmesi sırasında örneklerin değiştirilmemesi ve dış koşullardan etkilenip bozulmaması için gerekli önlenmler alınacaktır.

         Raporların tanziminde aşağıdaki hususlara titizlikle dikkat edilecektir.

Adli raporlar, bütünüyle muayeneyi yapan tabibin tespit ettiği objektif bulgulara, konsültasyonlar ve tetkik sonuçlarının incelenmesi ile mesleki biglileri ışığında yapacağı değerlendirmelere dayanmalıdır ve tarafsız olmalıdır.

         Adli raporlar, kesinlikle resmi makamların istek yazısının altına yazılmamalı, ayrı bir rapor olarak düzenlenmelidir.

         Raporlar bilgisayar çıktısı şeklinde olacaktır. Özellikle sonuç kısmında anlaşılır ve sade bir dil kullanılmalıdır. Kelimeler, özellikle tıbbi terimler, kısaltma yapılmadan tam olarak yazılmalıdır.

         Adli rapor formları eksiksiz olarak doldurulmalı; olayın öyküsü, kişiye ait özgeçmiş ve fizik muayene bulguları, muayene tarihi ile saati ve varsa yapılan konsültasyon değerlendirmeleri açıkça belirtilmelidir. Raporda , saptanan bulgulara, varsa travmatik lezyonlara ve yapılmışsa tetkik sonuçlarına ayrıntılı olarak yer verilmelidir.Adli değerlendirmede ‘’yaşamsal tehlike’’ kararı verildi ise, karara dayanak teşkil eden bulgular raporun sonuç kısmında mutlaka belirtilmelidir. Adli makamlar tarafından sorulan sorular muhakkak cevaplanmalıdır. Sorulmamış olmakla birlikte adli soruşturmanın boyutunu etkileyebilecek durumlar da rapora yazılmalıdır.

         Muayenesi yapılan kişinin alköllü olup olmadığı dikkate alınmalı; tabipçe gerekli görülmesi, adli makamın veya kolluğun talebi halinde kişinin alkollü olup olmadığı usulünce tespit edilerek sonucuna raporda yer verilmelidir. Durumu ağır hastalar hariç trafik kazası ve benzeri olaylarda alkol durumu alkolmetre ile tespit edilmelidir.

         Raporun ilk sayfasında sağlık kuruluşunun ismi; raporun her sayfasında muayene edilen kişinin adı, soyadı ve raporu düzenleyen tabibin parafı veya imzası; raporun sonunda okunaklı olarak raporu düzenleyen tabibin adı , soyadı, diploma numarası ve imzası ile kurumun adı ve okulanklı olarak mührü bulunmalıdır.

         Adli kanıt niteliği taşıyan tetkik sonuçları ve grafilerin aslı, muayene edilen kişinin kendisine verilmemeli ve ilgili mevzuatta belirtilen süreyle arşivde saklanmalıdır. Bu materyallerin, özellikle grafilerin üzerinde muayene edilenin adı, soyadı ve kayıt numarası silinmeyecek ve değiştirilmeyecek şekilde yer almalıdır.

         Adli vakanın bir başka sağlık kuruluşuna sevk edilmesi durumunda veya tetkik sonuçları ile tıbbi belgelerin düzenlenen adli raporun ekinde yer alması gerektiğinde, bu belgeler sasıl belge niteliğinde değilse, örnekler ‘’ aslı gibidir’’ ibaresi konularak onaylanmalıdır.

         Muayene edilen kişinin, tetkik sonuçlarının veya çekilen grafilerin kendisine verilmesini talep etmesi halinde, asıl belgeler ve grafiler sağlık kuruluşunda korunmak kaydıyla, kişiye bu tetkik sonucu veya mümkünse grafilerin bir örneği verilmelidir.

         Adli vaka bir başka sağlık kuruluşundan sevk edilerek gelmişse, gönderen kuruluşça düzenlenen geçici rapor incelenmeli; ancak , sevk edilen kurumca yapılan işlemler ve değrelendirmeler geçici rapor üzerinde değil ayrı bir rapor olarak tanzim edilmelidir.

         Tanzim edilen bulgular ışığından mümkünse kesin rapor düzenlenmesi yoluna gidilmelidir. Ancak, mevcut muayene ve laboratuvar bulğuları kişi hakkında kesin rapor düzenlemek için yeterli değilse, ayrıntılı geçici rapor/durum bildirir rapor düzenlenerek muayenesi ve kesin rapor düzenlenmesi için hastanın bir üst sağlık kuruluşuna sevki yapılmalıdır. Vakanın sevk edilmesi durumunda, düzenlenen geçici raporun bir nüshasının sağlık kuruluşunda saklanması ihmal edilmemelidir.

         Düzenlenen raporlar adli rapor kayıt defterine, raporun sonuç kısmındaki değerlendirmeler yer alacak şekilde kaydedilmelidir.

         Yeni TCK'da tanımlanan yaralama suçlarını büyük kısmı eski TCK'da yer alanlarla benzer veya karşılaştırılabilir nitelikte iken, bazı suçlar ise eski TCK'da yer almayan tamamen yeni tanımlamalardır. Bunlar, yeni TCK'nın 86'nci maddesisnin üçüncü fırkasında sözü edilen vücutta kemik kırılmasına neden olan yaralamadır. Eski TCK'da yer alan mutad iştigale devam edememe/mutad iştigalden mahrumiyet kavramı ise yeni TCK'da yer almamaktadir. Eski TCK'da yer alan kavramların büyük kısmı yeni TCK'da Türkçeleştirilerek konulmuştur. Mesela, Hayati tehlike, yaşamı tehlikeye sokan durum: çehrede sabit eser, yüzde sabit iz; izic züügo, organlardan veya duuylardan birinin işlevinin sürekli zayıflaması şeklinde yer almaktadır.

         Yeni TCK'da tanımlanan basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif yaralanma, kanunda öngörülen en hafif yaralama suçunu oluşturmaktadır. 87'nci maddenin birinci ve ikinci fırkası kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerini içermekte olup;üçüncü fırkada kasten, yaralamanın vücutta kemik kırılmasına neden olması haline ilişkin ayrı bir düzenleme yapılmıştır.

         Özetle, kadli raporlarda, varsa travmanın sonucu artık mutad iştigale devam edememe/mutad iştigalden mahrumiyet/iş ve güçten geri kalma şeklinde tanımlanmayacak ,bunun yerine basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğu/olmadığı değerlendirmesi yapılacak;yaşamı tehlikeye sokan bir durum olup olmadığına mutlaka yer verilecek; ayrıca, saptanmışsa yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış diğrek halleri ayrı ayrı belirtecektir. Keza, kemik kırığı saptanmışsa tanımlanacak ve hayati fonksiyonlara etkisi belirtilecek;birden fazla kırık varsa kırığı saptanmışsa tanımlanacak ve hayati fonksiyonlara etkisi belirtilecek; birden fazla kırık varsa skorlama yapılarak ağırlığı hesaplanacaktır.Bütün bu durumlara ilişkin ayrıntılı bilgi skorlama yapılarak ağırlığı hesaplanacaktır. Bütün bu durumlara ilişkin ayrıntılı bilgi http://.adlitabiplik.sağlik.gov.tr/internet adresinde rehber kısmında yer formlar kullanılacaktır. Bu formların düzenlenmesinde ykarda belirtilen hususlara titizlikle riayet edilecektir.

         Adli raporlar üç nüsha olarak düzenlenecektir. Her bir nüshanın verileceği merci vakanın Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik veya Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği kapsamında olmasına göre farklılık arzetmekte olup; muayene için getirilen kişinin hangi kapsamda olduğu sevk evrakında belirtilmemişse getiren kolluk kuvvetinden sorularak öğrenilecek ve raporun dağıtımı şu şekilde yapılacaktır.

         Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik kapsamında bir suça ilişkin olarak şüpheli veya sanık ile mağdur ve diğer kişilerin beden muayenesi, bu kişilerin vücudundan örnek alınması ve muayene sonucunda rapor tanzimi isteniyorsa, raporun bir nüshası sağlık kuruluşunda kalacak, muayene sonrasında hemenrapor tanzim edilmesi mümkün ise iki nüshası kapalı ve mühürlü zarf içerisinde ilgili hakimliğe, mahkemeye veya Cumhuriyet başsavcılığına iletilmek üzere getiren kolluk görevlisine teslim edilecek, iler tetkik ve benzeri nedenlerle hemen rapor tanzimi mümkün değilse raporun iki nüshası kapalı ve mühürlü bir zarf içinde sağlık kuruluşunca ilgili adli makama en kısa sürede iletilecektir.

         Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği kapsamında, kolluk kuvvetlerince zor kullanılarak yakalanan veya yakalanıp gözaltına alınan kişilerin sağlık kontrolü amacıyla muayene ve rapor tanzimi istenmesi durumunda,

         Yakalama veya nezarethaneye giriş durumu sözkonusu ise, raporun bir nüshası sağlık kuruluşunda alıkonacak, ikinci nüshası gözaltına alınan kişiye, üçüncü nüshası ise soruşturma dosyasına eklenmek üzere ilgili kolluk görevlisine verilecektir.

         Gözaltı süresinin uzatılması veya yer değişikliği ya da nezarethaneden çıkış sözkonusu ise, raporun bir nüshası sağlık kuruluşunda saklanacak, iki nüshası ise raporu düzenleyen sağlık kuruluşunca kapalı ve mühürlü zarf içerisinde ilgili Cumhuriyet başsavcılığına en seri şekilde gönderilecektir. Bu raporların gönderilme şekli ve sıklığı sağlık kuruluşunun iş yükü, yerleşim biriminin büyüklüğü ve ulaşım imkanları dikkate alınarak şu vasıtalarla yapılabilir: Sağlık kuruluşundca görevlendirilecek bir personel, imkanlar varsa Elektronik İmza Kanunu uygulaması esaslarına göre elektronik ortamda.

         Raporların düzenlenmesinde ve adli makamlara gönderilmesinde gizlilik kurallarına uyulacak ve bu amaçla gerekli tedbirler alınacaktır.

         Sağlık kuruluşunda saklanması gereken rapor nüshalarının korunması için ilgili mevzuata göre gerekli tedbirler alınacaktır.

         Adli tabiplik hizmeti kapsamında tabipler, Cumhuriyet savcılarınca CMK’nın 86’ıncı maddesine göre ölü kimliğini belirlemek ve adli muayene yapmak, 87’nci maddesine göre otopsi yapmak, 88’inci maddesine göre yeni doğanın cesedenin adli muayenesini veya otopsisini yapmak ve 89’uncu maddesine göre de zehirlenme şüphesi üzerine inceleme yapmak üzere görevlendirilebilir. Bu durumlarda CMK’nın sözü edilen maddeleri ile mesleki ve adli tabiplik bilgilerine göre işlem yapılacaktır. Yine otopsi işlemlerinde aksaklığa sebebiyet verilmeyerek personel görevlendirmesi yapılacak otopsi yapılacak yerin fiziki koşulları düzenlenecektir.

         Adli tabiplik hizmetlerinin yürütülmesinde uyulacak adli tıp hizmetlerinin, Sağlık ve Adalet Bakanlıkları genelgelerinde de yer aldığı üzere genelgelerde belirtilen hususlar dikkate alınarak ve insan haysiyeti ile temek hak ve hürriyetlerin mahiyetine uygun olarak yürütülmesini; böylelikle bu hizmet ile ilgili olarak ulusal ve Uluslar arası yargı koşulları ve diğer kuruluşlar nezdinde oluşabilecek problemlere ve sağlık personeli hakkında ileri sürülebilecek haksız ithamlara mahal verilmesini; getirilen düzenlemelerin adli tabiplik hizmetlerinin yürütülmesinden sorumlu olan tüm kurum ve kuruluş sorumlularına ve uygulayıcılarına tebliğini ve sözkonusu düzenlemelerin acililiyet ve hassasiyetle uygulamaya konulmasını önemle rica ederim.

                                                                                                       CUMHURİYET SAVCISI -Sicil

                                                                                                           ........................................

Darp Raporu Nedir?

Olağan yaşamda bireylerin çeşitli sebeplerle (örneğin; arkadaşlar arasında meydana gelen bir kavga sonucunda, aile içi şiddet kapsamında eşin veya çocuğun darp edilmesi ile ya da bir gasp olayı sırasında vs.) sağlık kuruluşlarından darp raporu alması zorunluluğu oluşmaktadır.

Darp raporu; genellikle kasten yaralama fiili sonucunda, kişinin vücudunda veya yüz bölgesinde meydana gelen kızarıklık, morarma, şişlik, çizik, kanama, kırık, ezilme, incinme, yara, yanık veya hayati tehlike oluşturacak etkilerin, yaralanmaların tespit edilmesi anlamında düzenlenmesi elzem olan bir belgedir. Toplum arasında darp raporu olarak bilinse de tıbbi olarak “genel adli muayene raporu“ şeklinde adlandırılmaktadır.

Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan 2005/143 sayılı Genelge ile darp raporu ile ilgili sağlık kuruluşlarının uyması gereken esaslara bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Darp Raporu Nasıl Alınır?

Vücut dokunulmazlığı ihlal edilerek darp edilen bir kimse; darp edildiği ve şikayetçi olduğu yönünde talebiyle ilgili polis veya jandarma karakoluna başvurabilir.  Ayrıca mağdur doğrudan bulunduğu yer adliyesinin içerisinde olan müracaat savcılığına da başvurabilir. Bu adli mercilerde kişi; yaşadığı olayı açık ve ayrıntılı bir şekilde anlatmalıdır (Mağdur sakin olabilmek adına mümkünse bir yakını veya arkadaşı ile beraber gitmelidir.). Karakol veya savcılıktaki görevliler mağdurun darp edildiği konusundaki beyanları üzerine ile darp raporu alınması (adli muayene için) amacıyla sağlık kuruluşuna götüreceklerdir. Kolluk personelinin kişiyi darp raporu almak amacıyla hastaneye sevki konusunda bir davranışta bulunmaması halinde mağdur darp raporu almak istediğini açıkça söylemelidir.

Diğer ihtimalde mağdur doğrudan bir sağlık kuruluşuna (devlet veya özel hastane olması fark etmeksizin) örneğin en yakın hastanenin aciline gidebilir. Burada durumunu izah ederken darp edildiğini belirtmesi halinde yine ilgili hekimin bu adli olayı polise bildirme yükümlülüğü bulunmaktadır. Dolayısıyla kişi darp edildiği yönündeki beyanları ile ilgili sağlık kuruluşuna başvurması sonucunda sağlık görevlileri durumu kolluk görevlilerine bildirecek ve bu konuda kolluk harekete geçerek kişinin ifadesine başvuracak, olayı anlatmasını ve şikayetçi olup olmadığı hususunda bilgi vermesini isteyecektir.

Bu iki ihtimalde de mağdur; hastanede görevli hekimce muayene edildikten sonra darp edildiği hususunda durumunu bildirir bir adli rapor düzenlenecektir.

Darp Raporu Alırken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Mağdur genellikle kendisini darp edenden şikayetçi olmak ve kişinin cezalandırılmasını istediği için darp raporu almak istemektedir. Bu bağlamda mağdur ilerleyen süreçte hakkını tam olarak savunabilmesi ve koruyabilmesi amacıyla darp raporu alma sürecinde belirli konulara dikkat etmelidir.

1-Mağdur darp raporu almak için mümkünse aynı gün karakol veya hastaneye başvurmalıdır.

Örneğin; vücudunda hafif kızarıklıklar olan bir mağdur mümkünse olayın hemen ardından karakol veya hastaneye başvurmalıdır. Mağdurun darp raporu almaya bir kaç gün sonra gitmesi halinde vücudundaki kızarıklıklar geçebilecek ve darp edildiği konusundaki inandırıcılığını yitirebilecektir. Mağdurun kısa süre içerisinde hastaneye başvurma imkanı bulunmuyorsa; mümkünse video kayıt, fotoğraf vs. araçlarla darp izlerini kayıt altına almalı ve yine tarih ile saatin ilgili kayıtta anlaşılmasını sağlamalıdır.

Bir başka örnek olarak; mağduru darp eden kimse ile mağdur arasında bir husumet varsa bu halde de kişinin darp raporunu yasal prosedüre aynen uyarak ve yine mümkünse aynı gün içerisinde almak için kolluk veya hastaneye başvurmalıdır. Çünkü mağdurun darp edildiğini iddia ettiği günden sonra hastaneye/karakola başvurması tarafların arasındaki husumete de dayalı olarak darp fiilinin olaydan sonra gerçekleştirilebilme ihtimaline karşılık mahkemece mağdurun aleyhine olarak değerlendirilebilecektir.

2-Mağdur vücut veya yüzündeki etkileri, izleri vs. hekimin muayene ederken görmesini sağlamalı ve bunun darp raporuna eksiksiz bir şekilde geçirildiğinden emin olunmalıdır. 

Uygulamada bazen karşılaştığımız üzere kişiler vücudundaki izleri tam olarak göstermemekte, ilgili hekimin kendiliğinden bu iz, etkileri görüp rapora geçirdiğini düşünmektedir. Ancak darp olayını yaşayan ve bizzat eylemden etkilenen mağdurun kendisidir. Bu anlamda mağdur  ve çevresindekiler hekime yardımcı olmalı, vücut veya yüz bölgesindeki tüm iz, morarma, çizik, kızarıklık vs. etkileri hekimin görmesini sağlamalı ve daha sonra da darp raporunu incelemelidir.

Kişi eğer genel adli muayene yapıldıktan sonra darp raporuna vücudunda olan bir etki, iz eklenmemişse bunun daha sonra mahkeme aşamasında ispatı zorlaşabilecektir. Bu nedenle mağdur, her şeyin kendiliğinden ilgili görevlilerce yapılacağı şeklinde bir görüşte olmamalı bizzat yapılan işlemleri kontrol etmelidir.

3- Adli muayene sonucunda darp raporu düzenlenen mağdur, kendisini darp eden kişiden şikayetçi olmak istiyorsa; olay ile ilgili bildiklerini, süresi içerisinde şikayet beyanı ile elinde bulunan delilleri (örneğin; mesajlaşmalar, tanık beyanları, görüntüler, arama kayıtları vs.) açılan soruşturma dosyasının içeriğine dahil edilmesi için adli makamlara sunmalıdır. 

Mağdur darp raporu aldıktan sonra; daha önce sunmamış ise ayrıntılı beyanlarını, delillerini de ilgili soruşturma dosyasına sunmalı, araştırılmasını istediği deliller varsa bunu adli mercilere yazılı olarak bildirmeli ve dosyayı süreç boyunca takip etmelidir.

Burada özellikle şikayete bağlı suçlarda mağdurun fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde şikayette bulunması gerekir. Aksi halde şikayet hakkı düşecektir. Ve daha sonra darp edildiği gerekçesiyle kişinin cezalandırılmasını isteyemeyecektir. Yaralama suçlarında sadece basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralanmalara (hafif morarma, kızarıklık, yara, çizik, iz vs. haller) sebebiyet verilmesi halinde suç şikayete tabi olacaktır. Bu istisna hal dışında yaralama suçları resen soruşturulur ve kişinin şikayetçi olmaması soruşturma ve kovuşturma yapılmasına engel değildir.

Darp Raporunun Delil Niteliği Nedir?

Darp raporunu kişi eğer; geciktirmeksizin, darp izlerinin tamamının belirtildiği ve yasal prosedüre uygun bir şekilde aldıysa bu resmi belge kişinin ilgili tarih aralığında darp edildiğini ispat edecektir. Darp edilen kişinin ne şekilde darp edildiğini gösterecek en etkili delillerden birisinin darp raporu olduğunu söyleyebiliriz.

Ancak darp raporu kişinin darp edildiğini gösterse de; kimin darp ettiğini göstermeyecektir. Bu anlamda sadece darp raporu ile failin cezalandırılması mümkün değildir. Bu konuda mağdur, şüpheli ve tanık beyanları ile diğer somut deliller de incelenerek bir sonuca ulaşılacaktır. Bu süreçte olası hak kayıpları yaşanmaması adına uzman bir ceza avukatı ile beraber hareket etmenizi öneriyorum.

Darp Fiili Sonucunda Vücudumda Meydana Gelen Hafif Morluklar, Kızarıklıklar, Çizikler İçin Darp Raporu Alabilir Miyim?

Kişinin vücudunda haksız bir eylem sonucunda meydana gelen hafif morluk, kızarıklık, yara, çizik, iz, şişlik vs. etkiler sebebiyle darp raporu alıp alamayacağı sıklıkla sorulmaktadır. Mağdurun vücut dokunulmazlığı çok ağır şekilde (örneğin bıçaklama) ihlal edilebileceği gibi daha hafif (örneğin; tokat atmak, itmek) denilebilecek şekilde de ihlal edilebilir. Bu bağlamda gözle zor görülen hafif yaralanmalarda dahi kişi darp raporu alabilir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken konu; bu hafif morluk, kızarıklık vs. izlerin görünürlüğü tam olarak kaybolmadan bir an önce kişi hastaneye adli rapor almak için başvurmalıdır.

Darp Raporu Almazsam Ne Olur?

Darp raporu mağdurun darp edildiğini beyan ettiği konusunda darp fiilini ispat edebilecek önemli bir delildir. Buna göre kişinin darp raporu almaması bu konudaki ispat imkanını zorlaştırabilecektir. Suç şikayete bağlı bir suç ise ve mağdurda şikayetçi olmak istemiyorsa bir sorun yoktur. Ancak ilerleyen süreçte kişi şikayetçi olmak isterse yine ispat konusunda zorluklar yaşayabilecektir.

Darp Eden Kişiye Karşı Hukuki Haklarım Nelerdir?

Mağdur kendisini darp eden kişiye karşı şikayette bulunarak fail hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılarak ceza almasını isteyebilir. İlgili kişinin kendisinin yakınına yaklaşmaması konusunda mahkemece tedbir kararı verilmesini talep edebilir. Ayrıca kendisini darp eden kimseye karşı maddi ve manevi tazminat davası da açabilecektir.

Beni Darp Eden Kişi Ne Kadar Ceza Alır?

Kasten yaralama suçu Türk Ceza Kanununun 86. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre yaralama fiilinin nasıl gerçekleştirildiğine göre failin alacağı ceza değişebilecektir. Örneğin; kişinin birkaç yumruk darbesi alarak vücut bölgesinde hafif morarmalar meydana gelmişse TCK 86/2 kapsamında mağdurun şikayeti ile, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunacaktır. Ancak aynı yaralama fiilinin eşe karşı işlenmesi halinde suç şikayete bağlı olmayacak ve verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.

Darp fiilinin mağdurda basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek etkilerinin olması halinde TCK m.86/1 gereğince; bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı belirtilmiştir.

Ya da kişinin hayati tehlike oluşturacak bir biçimde bıçaklanması, dövülmesi vs. darp edilmesi halinde kasten öldürmeye teşebbüs suçundan dahi ceza alabilecektir. Elbette somut olayda bu sonuç ceza; suçun işleniş biçimi, nitelikli hallerin bulunup bulunmadığı, mağdurda meydana gelen zarar gibi etkenlere göre değişecektir.

Darp Raporu Nereden Alınır?

Mağdur darp raporunu tüm sağlık kurum ve kuruluşlarına, kamu veya özel olması fark etmeksizin, başvurarak durumunu izah ettikten sonra gerçekleştirilen muayene ile alabilecektir. Ancak böyle bir olay yaşayan kişilerin en yakın karakola veya kişinin sağlık durumuna göre en yakın hastanenin aciline gitmesi (7/24 hizmet verdiği de dikkate alınarak) tavsiye edilir. Yine somut olaya göre mağdurun (veya yakınlarının) 112’yi arayarak kolluk veya sağlık görevlilerinin çağrılması da mümkündür.

Darp Raporu Kaç Gün İçerisinde Alınabilir?

Bu konuda bir sınırlama olduğunu söylemek doğru olmamakla birlikte; mağdurun en kısa zamanda darp raporu almak için başvuruda bulunması ilerleyen süreçte ispat konusunda faydalı olacaktır.

Vücudumdaki Darp İzlerinin Fotoğrafını Çektim. Delil Sayılır Mı?

Mağdurun muayene olabilmek için hastaneye gitme imkanı yoksa vücudundaki darp izlerinin fotoğrafını çekebilir, video kayda alabilir. Ancak somut olaya göre değerlendirilmesi gerekmekle birlikte; bu fotoğraf ve videonun delil gücü olaydan sonra alınan darp raporuna oranla daha az olabilecektir. Özellikle çekilen fotoğraf veya videoda tarih/saat, mağdurun yüzü belirlenemiyorsa söz konusu fotoğraf/video kayıtlarının mahkemece delil olarak hükme esas alınmaması dahi mümkündür.

Dolayısıyla kişi yaşadığı darp olayını ispat edebilmek amacıyla darp izlerini fotoğraf veya video kaydına alırken şu hususlara dikkat etmelidir:

Vücudunda veya yüzündeki tüm darp izlerini (kızarıklık, morarma, çizik, yara, şişlik vs.) fotoğrafını net bir şekilde görünecek şekilde çekmelidir. Bu fotoğraflarda yüzünün görünmesini de sağlamalıdır (Burada darp bölgesine yakın-uzak ve farklı açılardan olmak üzere birçok fotoğraf çekmelidir.). Yine video kaydı da bu şekilde alınabilir.

Video veya fotoğrafın çekilmesi halinde mağdurun o an hangi mekanda olduğu belirlenebilecek şekilde gösterilmeye çalışılmalıdır. Mümkünse fotoğraf/video çektiği sırada yanında birileri olmalıdır. Saatin ve tarihin tespiti konusunda elbette telefon veya kameranın saatinin olması önemlidir. Fakat bu fotoğrafın çekildiği saatin ve tarihin net olarak belirlenebilmesi konusunda şüphesiz bir durum ortaya çıkarmayacaktır. Bu bağlamda söz konusu olayı mağdurun başka delillerle (örneğin olayı gören, duyan vs. bir tanık, mesajlaşma görüntüleri, ses kaydı vs.) de desteklemesi zorunlu olacaktır.

Ayrıca mağdurun bu delile dayanırken mahkemeye neden darp raporu almak için hasteneye gitmek yerine; fotoğraf/video çektiğini makul ve rasyonel sebeplerle açıklaması gerekecektir. Mağdurun darp raporu almasının yanında; darp izlerinin fotoğraflarını çekmesi söz konusuysa bu halde ilgili fotoğraf, video vs. pek tabii delil olarak değerlendirilebilecektir.

Av. Oktay Altunkaya

ankaraavukat

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası