Kapı Ankara Menü Fiyatları

• ankaranın en güzel mekanlarından biridir. şili meydanında gülden sokakta yer alır. yemekleri kahveleri lezzetlidir.

• ankaranın overrated mekanlarından biridir. kahvaltısı güzel denmesine rağmen porsiyonları çok küçüktür ve alaçatı kahvaltısı iddiasından çok uzaktır. benzer yerlerdeki kahvaltı fiyatlarına göre de yüksektir. mekanın bahçesi fena değil ama kesinlikle verilen parayı hak etmiyor.

• hayret, müziklerinden kimse bahsetmemiştir.
  sedef sebüktekin, buena vista social club, nouvelle vague çalmalarıyla gönlü ilk oturuşta fethetmiştir. güzel kahvelere, güleryüzlü, ilgili çalışanlara sahip. saatlerce oturduğunuzda da hadi artık kalkın gibi bir tavra girilmeyeceğinden, bir şey ister misiniz diye sorulup durulmayacağından emin olabilirsiniz. -kahvaltısını bugün tecrübe ettik ve saatlerce oturduk, ordan biliyorum. oldukça yeterli bir kahvaltıydı ve her şey çok lezzetliydi bu arada.-

• yıllar önce şili meydanındaki şubesine gitmiştim bir kaç defa ve gerçekten yemekler, tatlılar, sıcak içecekler güzeldi.
  
  ancak;
  
  yeni yerlerine aynı hevesle ailemi alıp bir pazar keyfi yapmaya gittik, utandım kendimden utandım;
  
  - french press ile çay getirdiler, french pressin üstünde kurumuş su/çay lekeleri… şeker ya da kaşık gelmiyor, “paaaardon” diye bağırıp isteyeceksiniz, earl grey diye istiyorsun öylesine bir kara çay geliyor…
  
  - en enteresanı;
  3 kişi fesleğenli domates soslu makarna istedik, o kadar komik bir miktarda geldi ki makarna, gerçekten o yalandan entellik kakalayan mekanlara oturup şiir yazarsınız, çatalı 2 defa döndürüyorsun bitiyor, içine acı koymuşlar ne menüde yazıyor ne bi şey, üstelik ılık ya… makarna üstünde buharla gelmez mi ya?
  
  “şef” geldi biz söylenince, “bizim tabaklar çukur da ondan az görünüyor ben biraz da yaydım ama isterseniz ekleyeyim üstüne”
  
  böyle bir şey var mı la? üstüne ekleyecekmiş doymaz isek…
  
  daha temel bi rezalet de makarna tabaklarını getiriyor eleman karşıdan, baş parmaklar tabağın içinde, tek tabağın altına salça sürülmüş… yok yani utandım bi’ şey diyemedim.
  
  sonrasında 1-2 kişi gelip “telafi edelim” başlıklı birer konuşma yaptılar ama yani ben anne babamı alıp “kapı diye bir yer vardı oraya gidelim” demişim binmişiz arabaya yol yapıp oturmuşuz… biraz saçma oldu.
  
  girerken farketmemişim belli ki ama çıkarken farkettiğim bir şey de, bahçesi pislik içinde, yerlerde izmaritler, masalar üstü dolu kül tablaları, toz toprak… kış ve kullanılmıyor diye mekan girişini pis bırakmak…
  
  kısacası öyle “kapı ankara” kalitesinde bir şey değil “kapı kantin/kafeterya/fotokopi” gibi bir tabela gerek.
  
  bu ankara gençleri de böyle, cafe des cafe’ye “ciks mekan ağbiii gereksiz pahalı ağbi” diye söylenir kendisi de bunu yapar…

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.