ilk türk müze müdürü kimdir / İstanbul Arkeoloji Müzeleri, içerdiği koleksiyonlarıyla dünyanın sayılı müzeleri arasında

Ilk Türk Müze Müdürü Kimdir

ilk türk müze müdürü kimdir

Müzeciliğin Kısa Tarihi ve Türk Müzeciliğinin Gelişimi

Müzenin Tanımı

Müze, sanat ve bilim eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka gösterilmek amacıyla sergilendiği yer veya yapılardır. Toplumun ve gelişimin hizmetinde olan, halka açık, insana ve yaşadığı çevresine tanıklık etmiş malzemelerin üzerinde araştırmalar yapan, toplayan, koruyan, bilgiyi paylaşan ve sonunda inceleme, eğitim ve zevk alma doğrultusunda sergileyen, kar düşüncesinden bağımsız, sürekliliği olan bir kurumudur.

Müzenin Tarihçesi

Müze sözcüğü Yunanca ”mouseion” kelimesinden türemiştir. Bu, ”ilham perilerinin yaşadığı yer” veya ”bilimler tapınağı” anlamına geliyor. İlk müzenin M.Ö. ’lü yıllarda, İskenderiye’de I. Ptolemaios (M.Ö. ) tarafından kurulduğu kabul edilir. Orta Çağ boyunca Avrupa’da kralların ve asillerin şatolarında saklanan değerli sanat eserleri daha sonraları sergilenmeye başlanmıştır. Çünkü saraylarda oluşan bu koleksiyonların bakımı ve korunması sorunlar yaratmaktaydı.

Avrupa’da yüzyıldan sonra bazı kraliyet koleksiyonlarının sınırlı da olsa ziyarete açıldığı bilinmektedir. Bu ziyaretçiler çoğunlukla özel misafirlerdi. Rönesans dönemi düşünürlerinin Orta Çağ öncesi bilgiye ulaşma çabası sonunda, tarihe tanıklık eden eserlerin değerli olarak kabul edilmeleri, bunların sistematik biçimde toplanarak, biriktirilmesine olanak sağlamıştır. yüzyılın sonuna doğru müzelerin halka açılmaya başladığını görüyoruz (bu müzelerde daha çok flora ve fauna ile ilgili koleksiyonlar vardı).

Halka açılan ilk müze yılında Oxford’da açılmıştır. Ashmolean adlı bu müzenin botanik ve tabiat bölümleri vardı.

Halka açılan ilk müzelerden biri de Louvre Müzesi’dir. Fransa’da XIV. Lui zamanında saraydan getirilen birçok eser, Louvre Sarayı’na taşınarak sarayın bir bölümü müze haline getirilmiş ve yılında halka açılmıştır. yılında Louvre’de  yeni bir düzenleme yapılmıştır. Müzede; önemli ressamların tabloları, Mısır eserleri, Doğu eserleri, Yunan-Roma eserleri, Avrupa heykelleri gibi birçok bölüm bulunmaktadır.

İngiltere’de, müzecilik tarihinde ilk olarak planlanan orijinal yapısı ile British Museum kurulmuştur. Kurucusu Sir Hans Sloane, kendi özel koleksiyonunu bağışlamış, perlementodan yardım alarak müzenin inşasına girişmiştir. Müze yılında açılmıştır. Müzenin; sikke ve madalyon, Mısır, Yunan, Roma, Orta Çağ ve Geç Dönem Doğu, Prehistorik, Batı Asya, Etnografya ve kütüphane gibi bölümleri bulunmaktadır.

Berlin’deki ilk müze binasının kurulması çalışmaları ’de başlamış ve müze ’da ziyarete açılmıştır. Yunanistan, Mısır, Anadolu ve dünyanın diğer ülkelerinden zengin koleksiyonların sergilendiği Berlin Müzesi, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Doğu kesimde kalmıştır. Bergama Sunağı, Milet Agorası parçaları buradadır.

Batı Berlin/Dahlem’de ’den sonra büyük bir müze kurulmuştur. Bu müzenin zengin etnografya koleksiyonları, Asya (Orta Asya-Uygur), İslam ve Hint sanatları gibi bölümleri bulunmaktadır. Sergileme tekniği bakımından çok başarılı bir müzedir.

Rusya’da müzecilik yüzyılın başlarında gelişmiştir. Çar I. Peter, hazinesini zenginleştirmek için yaptırdığı kazılar, zengin silahlar; Kremlin Sarayı Silahlar Müzesi’nin kurulmasına yol açmıştır. Daha sonra Puşkin Müzesi ile Ermitaj Müzesi kurulmuştur.

Amerika’da ilk müze yılında Harward Üniversitesi’nde açıldı. Bunu diğer müzeler izledi.  Avrupa’nın birçok başkentinde daha sonra milli müzeler ve galeriler kurulmaya başlandı. İspanya’da Madrid, İtalya’da Uffizi Galery halka açılan önemli müzelerdir.

Sanayi ve teknolojinin getirdiği yeni hayatta, geleneksel kültür unsurlarının yok oluşunu önlemek için; etnografya ve açık hava müzeleri kurulmaya başlanmıştır. ilk etnografya müzesi yılında Kopenhag’da kurulmuştur. Skansen (Stockholm) () ile Folk  Museum (Oslo) () açık hava müzelerinin öncüleri olmuştur.

Türk Müzeciliğinin Tarihçesi

Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, ilk Türk müzeciliğinin çekirdeğini Topkapı Sarayı’nda bulunan değerli hediyeler, ganimet silahlar teşkil eder. Bu eserlerin sergilenmesiyle yılında ilk müzemiz kurulmuş, daha sonra ülkemizde müzecilik gelişim göstermeye başlamıştıfunduszeue.infoında Türklerde değerli eşyaları, silahları saklamak, armağanları korumak düşüncesi funduszeue.info erken tarihlere bakacak olursak; Uygur ve Selçuklu saraylarında armağanların saklandığını, bunlar için özel odalar, salonlar tahsis edildiğini biliyoruz. Uygurlar döneminden kalma, değerli eşyalarla dolu sandıklar bulunmuştur. Yine seyahatnameler ve eski kaynaklar; saraylarımızın kabul salonlarının muhteşem eşyalarla süslü olduğunu belirtir.

Selçuklu ve Osmanlı sultanlarının tarihi eserlere, sanat eserlerine çok ehemmiyet verdikleri, onların korunması için emirler verdikleri malumdur. Bazı kaynaklar Türk müzeciliğinin temelini Selçuklulara dayandırmaktadır. Bunun sebebi ise; bir tür korumacılık anlayışının sergilemesi açısından, daha önceki medeniyetlere ait işlenmiş parçaların bu eserlerin yok olmasının önleyecek bir tutumla Türk mimari eserlerde kullanılmasının Türklerde ilk müzecilik hareketleri olarak değerlendirilmesidir. Semavi Eyice bu durumu, Konya’daki sur duvarları ve kapılarında, Konya-Ilgın arasındaki Selçuklu Kervansarayı’nın (Kadın Hanı) cephelerinde, Antik Roma veya Bizans çağına ait kitabe ve işlenmiş mimari parçaların kullanılmasıyla örneklerken; Osmanlı döneminde de çeşitli eserlerin, nadir ve değerli eşyaların, kıymetli sanat eserleri, hediye ve ganimetlerin benzeri bir yaklaşımla saklandıklarını ifade etmektedir. Bu örneklerde amaç koleksiyonculuk olmasa da, sonucunda çeşitli ve zengin bir koleksiyon meydana gelmiştir. Bu yüzden bazı kaynaklar müzeciliğimizi ’lü yıllara dek indirir.

Bu günkü anlamda ilk müze, Sultan Mecid’in hakimiyeti sırasında Harbiye Nazırı Ahmet Paşa tarafından, Topkapı Sarayı’nın büyük avlusundaki Hagia Eirene’de kurulmuştur.

İlk kurulduğunda iki kısımdan oluşan bu müzede, eski eserler (Mecmua-ı Asar-ı Atika) ve eski silahlar (Mecmua-ı Esliha-ı Atika) sergileniyordu. Bu mütevazi koleksiyonun kataloğunu Albert Dumont yapmıştır.  Daha sonra Maarif Nazırı Saffet Paşa müzenin teşkilatlandırılması girişimlerinde bulunmuş, valiliklere gönderdiği temimle, bölgelerindeki değerli eserlerin İstanbul’a gönderilmesini emretmiştir. Müzenin adı ”Müze-i Hümayun” olarak değiştirilmiş ve müdürlüğüne de Galatasaray Lisesi öğretmeni İngiliz asıllı Mr. Edward Goold getirilmiştir. Bu yıllarda müzenin resmi kataloğu yayınlanmıştır. yılında da her nedense müze lağvedilmiş ve bakımı da Avusturyalı Tenzio’ya verilmiştir. yılında müze müdürlüğü yeniden kuruluyor ve müdürlüğüne de Alman Dr. Phillip Anton Dethier getirilmiştir. Dethier, müzeye eserler kazandırmak için teşebbüslerde bulunmuş, eser sayısını arttırmış ve eski eserlerin yurt dışına çıkışını yasaklayamasa da bir ”Asar-ı Atika Nizamnamesi” çıkartmıştır (). Eser sayısının artması üzerine Müze-i Hümayun Çinili Köşk’e taşınarak yılında yeniden ziyarete açıldı.  yılında Viyana’da açılan sergiye katılınmış, Dethier müşavir olarak, ”Osmanlı Mimari Tarihi” ”Osmanlı Kıyafet Albümü” ve ”İstanbul’un Eski Eserleri” gibi kitapçıkları yayınlanmıştır. Bu sergide Osman Hamdi Bey komiser olarak görevlendirilmiştir. Heinrich Schliemann’ın kaçırdığı Troia hazinesi yüzünden Atina’da eserleri savunan, birçok araştırma yayınlayan Dethier yılında ölünce müze müdürlüğüne gerçek anlamda müzeci, ressam ve Türk müzeciliğinin kurucusu Osman Hamdi Bey () getirilmiştir.

Özetlemeye çalıştığımız bu başlangıç dönemi ile Osman Hamdi Bey dönemi, Cumhuriyetten önce Türk müzeciliği dönemini teşkil ediyor. Osman Hamdi Bey’in müzecilik çalışmalarını üç başlıkta özetleyebiliriz.

a- Müzecilik Çalışmaları

Başlı başına yeni bir müze binasının yapılması için çalıştı. Ödenek yokluğunda maaşından katkıda bulundu. Bu günkü Arkeoloji Müzesi binasının yılında 1. kısmını, yılında 2. kısmını ve yılında 3. kısmının inşası biterek ziyarete açıldı. yılında Asar-ı Atika Nizamnamesi yeniden düzenlenerek eski eserlerin yurt dışına çıkarılması önlenmiş oldu. Koleksiyonların yeniden düzenlenmesine geçilmiştir. Vilayetlerdeki eserlerin korunup, muhafazası için temimler yayınladı ve eserlerin yetkililer tarafından korunma altına alınması istendi. Böylece ilk vilayet müzelerinin kurulması gerçekleştirildi. İlk olarak Selanik, Sivas, Bursa ve Konya eski eser depoları kuruldu.

b- Araştırmalar

Osman Hamdi Bey ilk olarak bilimsel kazı yapan Türk arkeoloğu unvanına sahiptir. yılında Sayda’da (Lübnan) yapılan kazılarda çıkarılan İskender lahdi başta olmak üzere birçok lahit ve eski eser İstanbul’a getirildi. yılında Kıbrıs’ta bulunan eserlerle denilebilir ki büyük bir dolduracak eser teşkil edildi. Bunlara Söke ve Menderes Nehri yöresinden yapılan araştırmalardan elde edilen eserleri de ekleyebiliriz.

c- Eğitim-Yayın

Osman Hamdi Bey zamanında bilimsel sergileme yaparken, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin ilk bilimsel kataloğu da yayımlanmıştır. S. Reynak, Jubin, Gregor Johann Mendel gibi gibi uzmanların çalışmasıyla müze batı dünyasına tanıtılmış oldu.

Osman Hamdi Bey, ”Sanayi Nefise Şahane Alisi” Güzel Sanatlar Akademisi’nin de kurulmasına önayak olmuş ve ilk müdürlük görevini yapmıştır (). Türk müzeciliğinin tarihini ve gelişmesini inceleyen Remzi Oğuz Arık, Osman Hamdi Bey’e kadarki dönem için ”toplama, biriktirme ve tesadüfler devri” derken, Osman Hamdi Bey dönemi için ”tesadüfler ortadan kalkmıştır” ifadesini kullanır.

yılında Osman Hamdi Bey ölünce kardeşi ve yardımcısı Halil Ethem Bey müze müdürlüğüne getirilmiştir.

yılına kadarki görevi görevi sırasında Osman Hamdi Bey’in çalışma temposunu sürdürdü. Anadolu’daki müzelerin gelişmesine katkıda bulundu, anıtların korunması için amansızca mücadele verdi. Remzi Oğuz Arık ”müzelerimiz için mübarek bir istihkam kurdu” demektedir. Gerçekten de öyle, Türk milleti sadece siyasal olarak İstiklal Savaşı yapmıyordu. Kültür varlıklarının korunması ve yağmanın durdurulması için de savaş gerekiyordu.

Halil Ethem Bey zamanına Eski Şark Eserleri Müzesi kuruldu (). Topkapı Sarayı pavyonları düzenlendi. yılında kurulan Evkaf Müzesi, yılında yeniden Türk İslam Eserleri Müzesi olarak açıldı. Vilayetlere eserlerin korunması için yeni temimler gönderildi. yılında Muhafaza-ı Asar-ı Atika Encümeni kuruldu.

Milli kültürümüzün sergilendiği müzelerin çoğalması ve yurt çapında yaygınlaşması ise ’li yıllardan sonra Atatürk’ün bu konuya verdiği önem sonucudur. Mustafa Kemal, 16 Ekim ’de Maarif Kongresi açılış konuşmasında; “Eski devirlerin boş inançlarından ve yeniden kuruluş özelliğimize hiç de uymayan yabancı fikirlerden, doğudan ve batıdan gelen etkilerden uzaklaşabilmek ulusal karakterimize ve tarihimize sahip çıkan bir kültür birliği ile mümkündür.” diyerek Türk halkına sesleniyordu. Ayrıca, Prof. Dr. Enver Ziya Karal’ın çok yerinde bir saptayımı vardır: ” Atatürk’ün tarih üzerinde çalışmaları, İstiklâl Savaşımızın kültür alanındaki devamıdır.” Atatürk’e göre, bir millet; etkilenmekten kurtulup etkileyici duruma gelirse tam bağımsız olabilir. Ulusal birliğe ulaşabilmek, tarihimize ve kültürel değerlerimize sahip çıkmakla sağlanır. Ulu önder Atatürk, bu düşüncelerinden hareketle girişimlerde bulunmuştur.

Atatürk’ün, müzeciliğimizi geliştirmek için yaptığı girişimlerden en önemli olanlarından biri, bu konuda yapılan kanun düzenlemeleri olmuştur. Atatürk’ün emriyle dönemin Milli Eğitim Bakanı İsmail Safa, 5 Kasım tarihinde “Müzeler ve Âsar-ı Âtika Hakkında Talimat” adı ile Müze müdürleri ve memurlarının görev ve sorumluluklarını açıklayan, arkeoloji ve etnoloji ile ilgili eserlerin derlenmesi, envanterlenmesi, korunması ve yeni
müzeler kurulmasını isteyen bir genelge yayınlamış ve illere göndermiştir. Yine aynı bakan döneminde Atatürk’ün direktifleri doğrultusunda kurulmuş olan Heyet-i İlmiye’nin aldığı kararlar arasında Ankara’da bir Milli Müze ve Etnografya Müzesi’nin kurulması, okullarda eğitim amaçlı okul müzelerinin açılması ayrıca var olan Âsar-ı Âtika Nizamnamesi’nin yeni şartlara göre yeniden gözden geçirilmesi yer almaktadır. 14 Ağustos tarihinde okunan
hükümet programında da yeni müzelerin açılması yapılacak işler arasında gösterilmiştir. Aynı zamanda Atatürk, yeni müzelerin açılmasını istemiş ve bunu teşvik etmiştir. Atatürk’ün Ankara’da bir Hitit Müzesi’nin açılmasını istemesi üzerine yılında Kurşun Han ve Mahmut Paşa Bedesteni Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onarılarak Ankara Arkeoloji Müzesi olarak açılmıştır. yılında yeniden düzenlenerek müzedeki eserlerin çeşitliliği de göz önünde bulundurularak adı Anadolu Medeniyetleri Müzesi olarak adı değiştirilmiştir. Topkapı Sarayı’nın bugünkü hâlini almasında Mustafa Kemal’in büyük rolü vardır.  Sarayın müze olarak onarımı, düzenlenmesi ve ziyarete açılması için bir Bakanlar Kurulu Kararı aldırmıştır. Bu kararnameden sonra, Topkapı Sarayı, müze olarak ziyarete açılmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı (Asar-ı Atika ve Müzeler Dairesi)’na bağlanmış, hemen onarımına başlanmıştır. Sarayın onarımı, eşyalarının envanteri ve teşhiri yıllarca sürmüştür. yılında nihayet sarayın bir kısmı ziyarete açılmıştır. Topkapı Sarayı’nın harabe hâlinden, modern bir müzeye dönüşmesinde büyük katkısı olan Atatürk, zaman zaman sarayı ziyaret ederek, çalışmalar hakkında
Müzeler müdürü Halil Ethem Eldem’den bilgi almıştır. Ayrıca, Atatürk Konya’ya geldiği zaman, kendi isteği doğrultusunda müze hâline getirilen Mevlana Türbesi ve Dergâhı’nı 21 Şubat günü ziyaret etmiştir. Mevlana Dergâhı’nı ziyaretinden sonra, Konya’daki Selçuklu ve Osmanlı devri mimari eserlerini gezmiştir. Gezileri esnasında, Türk medeniyetinin devrimize ulaşabilen bu değerli eserlerin harap durumda olduğunu ve bazılarının da askeri depo olarak gören Atatürk, talimat vererek bu eserlerin onarımını ve müze olarak halka açılmasını sağlamıştır.

Mustafa Kemal Atatürk, Türk medeniyetinin mazisine büyük önem vermiştir. Bu yüzden, Türk Müzeciliği’yle bizzat kendisi ilgilenmiş, yaptığı çalışmalarla Türk Müzeciliğinin modern seviyeye çıkmasına önemli katkılar sağlamıştır. Bugün, onun verdiği talimatların izinde müzelerimiz düzenlenmekte, onarılmakta ve geliştirilmektedir.


KAYNAK:
Gazi Giray GÜNAYDIN, TÜRK MÜZECİLİĞİNİN DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ, MÜZECİLİKTE YENİ AÇILIMLAR, funduszeue.info , Aysun ALTÜNBAŞ-Çiğdeni ÖZDEMİR, ÇAĞDAŞ MÜZECİLİK ANLAYIŞI YE ÜLKEMİZDE MÜZELER.

 

Türkiye’de Müzeciliğin Tarihçesi

Yüzyıllardır farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Anadolu topraklarının tarihi zenginlikleri müzeler sayesinde geçmişten günümüze taşınıyor. Peki Türkiye&#;de müzecilik nasıl bir geçmişe sahip? Türkiye&#;de müzecilik nasıl bir gelişim çizgisi izledi? İşte Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet&#;in ilk yıllarında Türk müzeciliğinin tarihçesi&#;

Türkiye’de Müzeciliğin TarihçesiTüm dünyada olduğu gibi Türkiye&#;de de müzeciliğin tarihi koleksiyonculukla başlar. Anadolu&#;daki ilk koleksiyoner kimdi, bilinmez ama devlet eliyle koleksiyonerliğin tarihi yüzyıla kadar götürülüyor. Örneğin, Selçuklular döneminde, eski Konya&#;nın kurulu olduğu, ancak bugün hiçbir izi kalmayan sur duvarları etrafında, farklı dönemlere ait kabartma eserlerin sergilendiği biliniyor. Yine yılları arasında hüküm süren Dulkadiroğulları Beyliği döneminde de bugünkü Kahramanmaraş Kalesi etrafında geç dönem Hitit eserlerinin biriktirildiği kayıtlarda yer alıyor. Osmanlı döneminde ise kutsal emanetler, ata yadigarı kıymetli eserler, hediyeler ve savaşlarda elde edilen bazı ganimetler sarayın hazine dairesinde korunuyordu.

İlk Müze &#;da Kuruldu

Türk müzeciliğinin temelleri yılında Tophane-i Amire Müşiri Fethi Ahmet Paşa&#;nın () İstanbul&#;da Aya İrini Kilisesi&#;nde ilk müzeyi kurmasıyla atıldı. &#;Mecma-ı Âsâr-ı Atika&#;, yani &#;Eski Eserler Koleksiyonu&#; adı verilen müze, Padişah Abdülmecid&#;in () Yalova&#;da gördüğü Bizans yazıtlarını İstanbul&#;a getirtmesiyle oluşmuştu. &#;Eski Eserler Koleksiyonu&#;, yılında Sadrazam Ali Paşa () döneminde yeniden düzenlendi ve adı da &#;Müze-i Hümayun&#;, yani &#;İmparatorluk Müzesi&#; olarak değiştirildi. Müzede tüm vilayetlerden toplanan tarihi eserler sergileniyordu. Müzenin ilk müdürü Galatasaray Lisesi öğretmenlerinden İrlandalı Edward Goold&#;du. Goold, bu görevi yılına kadar sürdürdü. Sadrazam Nedim Paşa () döneminde müze müdürlüğü kaldırıldı. Ancak bir yıl sonra Ahmet Vefik Paşa&#;nın () sadrazam olmasıyla yılında Alman Dr. P. Anton Dethier müze müdürlüğüne atandı. Dr. Dethier&#;in döneminde, Aya İrini&#;deki nem oranının tarihi eserlere zarar vermesi nedeniyle müze Fatih Sultan Mehmet&#;in yılında yaptırdığı Çinili Köşk&#;e taşındı. Müze yılında Çinili Köşk&#;e nakledilmesinin ardından tam olarak halka açık hale geldi. Giriş ücreti paraydı. Çarşamba günleri sadece kadınların ziyaretine açıktı.

İlk Türk Müzeci Osman Hamdi Bey

Türkiye’de Müzeciliğin TarihçesiAlman Dethier&#;in &#;de hayatını kaybetmesi üzerine müze müdürlüğüne Osman Hamdi Bey getirildi. Böylece Osman Hamdi Bey, ilk Türk müze müdürü olarak tarihe geçti ve Türk müzeciliği için yeni bir dönem başladı.

Osman Hamdi Bey döneminde, yılında yeni bir &#;Asar-ı Atika Nizamnamesi&#;, yani &#;Eski Eserler Tüzüğü&#; hazırlandı ve eski eserlerin yurt dışına çıkarılması yasaklandı. Osman Hamdi Bey, Çinili Köşk&#;ün bahçesine İstanbul Arkeoloji Müzesi&#;ni de yaptırdı. Yine aynı dönemde, yılında Konya&#;da, yılında da Bursa&#;da arkeoloji müzeleri kuruldu.

Osman Hamdi Bey&#;in yılında ölümünden sonra yerine kardeşi Halil Ethem Bey getirildi. Halil Ethem Bey de özellikle Anadolu müzelerinin gelişmesine katkıda bulundu. Türk İslam Eserleri Müzesi yılında ve İstanbul Şark Eserleri Müzesi yılında, onun döneminde kuruldu.

Cumhuriyet Döneminde Müzecilik

Türkiye&#;de müzecilik çalışmaları Cumhuriyet döneminde daha da hızlandı. Cumhuriyet&#;in kurucusu Atatürk&#;ün bu konudaki öngörüsü henüz Kurtuluş Savaşı yıllarında kendini göstermişti. Zaferden emin olan Mustafa Kemal, Sakarya Savaşı&#;nın devam ettiği, hatta top seslerinin Ankara&#;dan duyulduğu günlerde, Anadolu Medeniyetleri Müzesi&#;nin temelini oluşturan &#;Eti Müzesi&#; kurulması emrini vermişti.
[anadolu-medeniyetleri] Mustafa Kemal&#;in 23 Nisan &#;de Büyük Millet Meclisi&#;nin açılışından sonra 9 Mayıs &#;de göreve başlayan ilk hükümete verdiği emirlerden biri de eski eserlerin derlenmesiydi. Bu amaçla Milli Eğitim Bakanlığı&#;na bağlı olarak Eski Eserler Müdürlüğü kuruldu. Söz konusu birim, bir yıl sonra Kültür Müdürlüğü&#;ne dönüştürüldü. 5 Kasım tarihinde yayımlanan bir genelge ile de arkeolojik ve etnografik eserlerin toplanması, envantere alınması ve yeni müzeler kurulması istendi.

Atatürk&#;ün &#;Eti Müzesi&#; emri yılında açılan Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile gerçekleştirildi. Anadolu Medeniyetleri Müzesi&#;ni &#;de açılan Antalya Müzesi ve &#;de açılan Sivas Müzesi izledi.

Türkiye’de Müzeciliğin TarihçesiCumhuriyet&#;in kurulmasının ardından 3 Nisan tarihinde alınan Bakanlar Kurulu kararı ile de Topkapı Sarayı müzeye dönüştürüldü. Fatih Sultan Mehmet dönemindeki eklemelerle bin metrekarelik bir alanı kaplayan Topkapı Sarayı, yılına kadar yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu&#;nun yönetim merkezi olmuştu. Adana ve Bergama müzeleri de aynı yıl, &#;te açıldı.

&#;te İzmir ve Edirne müzeleri, yılında da Tokat, Konya ve Amasya müzelerinin açılışı yapıldı. Cumhuriyet&#;in en önemli müzelerinden biri olan Ankara Etnografya Müzesi de 25 Mayıs tarihinde Afgan Kralı Amanullah Han&#;ın da katıldığı törenle açıldı. Kayseri Müzesi &#;da, Efes Müzesi &#;da, Afyon Müzesi &#;de, Sinop ve Van müzeleri &#;de devreye girdi. yıl kilise, yıl cami olarak kullanılan Ayasofya da yılında müzeye dönüştürüldü. Diyarbakır Müzesi &#;te, Manisa Müzesi ve Tire müzeleri &#;te, Çanakkale, Niğde Müzesi ve Tire müzeleri &#;da açılırken, Türkiye&#;nin ilk resim-heykel müzesi olan İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Eylül &#;de ziyaretçi kabulüne başladı. Müze için Dolmabahçe Sarayı&#;nın 9 bin metrekarelik Veliaht Dairesi tahsis edildi. Müzeye Ankara Halkevi, Dolmabahçe Sarayı, Maarif Vekaleti ve TBMM gibi yerlerdeki resim ve heykeller gönderildi.

Yazar:Esat Kaplan

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası