sekizi çeyrek geçe / Turnuva sekizi çeyrek geçe yeniden başladı | Uğur MELEKE Köşe Yazısı - Hürriyet Haberler

Sekizi Çeyrek Geçe

sekizi çeyrek geçe

Turnuva sekizi &#;eyrek ge&#;e yeniden başladı

Haberin Devamı

Danimarkalılar sahada adeta ‘25 bin 11’ kişilerdi, birinci dakikadan itibaren seyirciyle beraber önde baskı yaptılar. İlk 15 dakikada beş şut attılar, ki bu sayı Rusya’nın 90 dakikalık performansıydı. İlk 45 dakika boyunca yüksek tempolarını ve iştahlarını korudular, Belçikalılara adeta nefes aldırmadılar.

Devreyi şutlarda , tabelada üstünlükle ve hastane yatağında Eriksen’in yüzündeki güzel gülümsemeyle bitirdiler muhtemelen.

ANCAK 60 DAKİKA

Ancak Danimarkalıların enerjisi maçı ancak 60’ıncı dakikaya, yani saat ’e kadar götürebildi. O dakikada yapılan oyuncu değişiklikleriyle Belçika’nın altın jenerasyonu artık sahada eksiksizdi.

Merkezde Witsel, önünde Hazard-De Bruyne ikilisi ve en uçta Lukaku’yla gerçek Belçika bu. Martinez’in talebeleri De Bruyne’nin, Lukaku’nun ve Hazard’ın içinde bulunduğu iki harika organizasyon golü attılar. Hatta onların girişiyle Meunier-Tielemans-Thorgan üçlüsünün de vites arttırdığının altını çizmek gerek.
Belçika’nın FIFA sıralamasında 1 numara olmasının ana sebebi zaten bu yıldızlar.

Haberin Devamı

Dün saat ’te Belçika turnuvanın kontağını yeniden çevirdi adeta. Fransa, Euro ’nin artık tek favorisi değil, dün ’te turnuva yeniden başladı.

#Bel&#;ika#Danimarka#EURO

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

 

TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE SAAT ANLATIMLARININ SÖZDİZİMSEL YAPISI

seafoodplus.infoç.Dr. Muna Yüceol ÖZEZEN
Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

            1. Saptayabildiğimiz kadarıyla, kaynaklarda Türkçede saat anlatımlarının sözdizimi özellikleri üzerinde henüz durulmamıştır. Oysa günlük yaşamımızda büyük bir sıklıkla kullandığımız bu anlatım biçimlerinin üzerinde durulmaya değer birtakım özellikleri vardır.

            Bizim özellikle üzerinde durmak istediğimiz anlatım biçimi, zamanın, başına "saat" sözcüğü getirilerek anlatıldığı sözdizimsel birlikteliklerdir: Saat kaç? / Saat bir. / Saat yedi. / Saat / Saat on bire yirmi var. / Saat sekizi çeyrek geçiyor. / saat beşe beş kala / saat on ikiyi on geçe / saat on civarında gibi. Türkiye Türkçesinde zaman anlatımlarının, yalnızca bu biçimlerde sağlandığı da söylenebilir. Çünkü bunların dışındaki anlatım olanakları, yukarıda verilen örneklerdeki "saat" sözcüğünün eksiltilmesinden başka birşey değildir: [Saat] 'te buluşalım. / [Saat] dokuza on var. gibi.   

       Bu anlatım biçimlerinin Türkçede, ne zamandan beri kullanılmaya başladığı ve ne zaman yaygınlaştığı konusunda kesin bir yargıda bulunmak, Eski Anadolu Türkçesi ve Osmanlıca metinlerinin taranması ile elde edilecek sonuçların değerlendirilmesine bağlıdır. Eski Anadolu Türkçesi ile ilgili olarak taradığımız eserlerde bu tip anlatım biçimlerine rastlamadık. Bu dönemdeki metinlerde saat sözcüğü  "zaman, vakit, an"1 anlamlarıyla ve sıfat tamlaması birlikteliği içinde isim olarak kullanılmıştır: ol saat, heman saat, bir saat gibi. Ancak bu metinlerden birinde dikkati çeken "buçuk sâ'at" tamlaması (Özmen: , s. ), saat sözcüğünün, daha o zamanlardan başlayarak "zaman, vakit, an" anlamları yanında saat anlamıyla kullanıldığını göstermektedir. Türkçede saat sözcüklü saat anlatımlarının yaygınlık kazanması ile mekanik saatlerin bulunarak özellikle Osmanlılarda yaygın olarak kullanılması arasında bir koşutluk olduğu söylenebilir. Gerçi "İnsanların günün saatlerini bilme arzusu yıl, mevsim, ay ve hafta gibi kavramların gelişmesi kadar eski olmalıdır." (Çam: , s.3). Özellikle doğu toplumlarında İslamiyetle birlikte namaz ve oruç zamanlarının tam olarak saptanması zorunluluğu, çeşitli aletlerin bulunması ve kullanılması sonucunu doğurmuştur. Doğu toplumlarında ve buna bağlı olarak Osmanlılarda bu gereksinim sonucunda yaygınlıkla kullanılan aletler, rubu tahtası, usturlap ve güneş saatleridir. Bu ilkel aletlerde dahi, görülen ve gözlemlenen birimin bir biçimde söze döküldüğü tartışmasızdır. Ancak bu anlatım biçimlerini ve çalışma konumuz olan anlatım biçimleriyle ne ölçüde ilişkili olduğunu saptayamadığımızı kabul etmek durumundayız. Eski Anadolu Türkçesinde rastlayamadığımız "saat" sözcüklü zaman anlatımları, özellikle yüzyıl Osmanlı Türkçesi metinlerinde ise yaygın olarak kullanılmıştır:                                                                                         

         Cuma gelince karar veçhile beyin arkadaşları saat üç raddelerinde Üsküdar'a geçerler. (Özön: , s)

          Gece saat altı sularında harem merdiveninin şu bahçe üzerine olan kapısı açıldı, gölge peyda oldu. ( Cezmi: , s),

              Saat beşte geldim. (Şemsettin Sami: , s) gibi.

           2. Türkiye Türkçesinde saat anlatımlarının hepsinde saat sözcüğü söz konusu birlikteliklere özne olarak katılıyor gibi görünmektedir. Ancak yüzeysel bir bakış açısının ürünü sayılabilecek bu açıklama, başka bakış açılarıyla geçerliliğini yitirmektedir. Konuyu daha iyi değerlendirebilmek için Türkiye Türkçesinde kaç tür saat anlatımı olduğunu belirlemek gerekmektedir. Buna göre Türkiye Türkçesinde saat anlatımları başlıca iki anlatım biçimiyle sağlanmaktadır. Her iki anlatım biçimi de gizli veya açık bir "Saat kaç?" veya "Saat kaçta? / Ne zaman?" sorularının yanıtı niteliğindedir ve yine her iki anlatım biçiminde zamana "bir, beş, , " gibi adlar verilir:

            Birinci tip anlatımlarda, verilmek istenen  zaman adı, yani kesin zaman, başına bir "saat" sözcüğü getirilerek verilir: Saat iki. / Saat gibi. Bu yapılar, bu biçimleriyle yüklemleri "iki / ", özneleri "saat" olan isim cümleleridir. Ancak yüklemlerin, kullanımda büyük bir yaygınlıkla Dor koşacını almaması dikkat çekicidir. Bu yüzden "Saat kaç? " sorusunun yanıtı olan bu kesin zaman anlatımlarının "Saat iki oldu." / Saat ikiye geldi. cümlelerinden kısalma yoluylaoluştuklarını da düşünmek mümkündür. Yine "Saat kaç?" sorusunun yanıtı olan bu cümleler, "Saat kaçta? / Saat kaç sularında? / Saat kaç civarında? / Ne zaman?" vb. sorulara yanıt oldukları zaman durum değişmektedir.

            Bu durumda "Saat iki." cümlesi bazan sonuna +DA durum ekini alarak başka bir cümleye doğrudan doğruya zarf tümleci olarak katılmaktadır: "Saat ikide gelirim." gibi. Bazan da cümle içindeki bir ögenin herhangi bir birimi olmaktadır: Biz [saat] ikiden önce buradaoluruz, siz de [saat] ikiye doğru gelin. gibi. Bu örneklerde de görüldüğü gibi cümlede doğrudan doğruya zarf tümleci olan veya bir ögenin bir birimi durumundaki bu iki sözcüklük birlikteliğe cümle adını vermek, peşi sıra birtakım tartışmaları da getirmektedir. Çünkü Türkçede örneğin "Kitap yararlıdır.", "Öğrenci okuldadır." isim cümlelerinde "kitap yararlı." ve "öğrenci okulda" bölümlerinin veya "Resim güzel oldu." fiil cümlesinde "resim güzel" bölümümünün, bir durum ekini alarak (örneğin +DA) bir başka cümleye zarf tümleci olması yaygın bir özellik değildir. Buna göre bu birliktelik cümle değilse hangi sözcük öbeği olarak değerlendirilmelidir? Kaynaklarda bu veya buna benzer bir sözcük öbeği tanımlaması yoktur.   

            Belirtildiği gibi kesin zamanı öğrenmek için sorulan "Saat kaç?" sorusunaverilen      yanıtta "Saat iki oldu. / Saat ikiye geldi." cümlelerinden kısalma olduğu düşünülse bile, bu "Saat kaçta? / Saat kaç sularında? / Ne zaman?" sorularına yanıt olan biçimleri açıklamamaktadır. Buikinci tip saat anlatımlarıyla ortaya çıkan sözcük öbeği, içerdiği yargımsı anlamdan dolayı en fazla olarak fiilimsi öbeklerine benzemektedir. Zaten bu anlatım biçimi neredeyse tam olarak ve derin eksilti varsayımlarıyla sıfatı bir sıfat-fiilden oluşan bir sıfat tamlamasına karşılık gelmektedir:

            saat 'da = saat[+in] [olduğu zaman]'da / saat[+in] ['u gösterdiği zaman]'da / belki daha da ileri giderek saat[+te göstergelerin] [+u gösterdiği zaman]'da.

            Bu varsayımsal karşılıklarda saat ilk iki sıfat-fiil öbeğinde özne, sonuncusunda dolaylı tümleç olmaktadır. Ancak artık genel kullanımda bu derin yapılar tamamen yok olmuştur. Bu yüzden "Saat iki."'yi basit bir isim cümlesi olarak değerlendirebilmemize rağmen "saat ikide" için aynı özgürlüğe sahip değiliz. Zaten Türkçede herhangi bir ek almamış iki ismin (isim+ isim) ilişkisi olarak ortaya çıkan bazı sözcük öbeklerinde de çeşitli fiilimsi öbeklerinden kısalma mantığı söz konusudur. Buna göre, cümle içerisinde çeşitli durum ekleriyle bir öge (özellikle +DA ile zarf tümleci) veya başka sözcük öbekleri içerisinde bir birim (örneğin saat üç+e doğru) olan bu birlikteliği "saat öbeği" terimiyle tanımlamak tartışılabilir bir öneri olarak düşünülebilir.      

               İkinci tip anlatım biçiminde, yaklaşık zamanın belirtildiği açık cümle veya isim tamlaması / fiilimsi öbeği kuruluşları söz konusudur:

            Saat on bire yirmi var.  / Saat sekizi çeyrek geçiyor. veya

            saat beşe beş kala / saat on ikiyi on geçe,

            saat iki civarında / saat yedi sularında gibi.

             Cümle kuruluşlarıyla sağlanan yaklaşık zaman anlatımlarında, bir zamanın yirmi dört ana dilimden biri olarak adlandırılması için gereksinim duyduğu daha küçük birim zamanı belirtmek için "var" isim yüklemi kullanılır: Saat üçe beş var. / Saat ona yirmi var. gibi.  Bir ana birimle birlikte kendisinden artık küçük zaman biriminin belirtildiği durumlarda ise cümle "geçiyor" fiil yüklemini alır: Saat dördü on geçiyor. / Saat beşi çeyrek geçiyor. gibi.  geç- fiilinin, metin bağlamıyla ilgili olarak başka çekim ekleri aldığı da olur. Burada ilginç olan iki karşıt anlatım için iki karşıt sözcüğün kullanılmamasıdır: var~ yok veya geçiyor ~ kalmış. Ancak bundan daha dikkate değer olan  "Saat on bire yirmi var.  / Saat sekizi çeyrek geçiyor." cümlelerinde "yirmi" ve "çeyrek" sözcüklerinin saat gibi"ne" sorusunun karşılığı ve dolayısıyla özne  gibi görünmesidir. Ancak olanı / kılanı tek olan bir cümlede iki özneden söz edilemez. Şu durumda  "yirmi" ve "çeyrek" ögelerinin yükleme "ne kadar" sorusuyla ve miktar belirtmek yoluyla bağlandıklarını ve cümleye zarf tümleci olarak katıldıklarını söylemek gerekmektedir.

            Yaklaşık zaman anlatımlarının sözcük öbeği kuruluşlarında ya "civarında / sularında"lı isim tamlamaları veya fiilimsi öbekleri kullanılır. Fiilimsi öbeği olarak kullanımda "geç-" ve "kal-" karşıt fiilleri yer alır: [saat] ikiye beş kala veya [saat] onu çeyrek geçe gibi. Cümle kuruluşundaki "var" ismi, bu yapılarda "kal-" olarak değişir. Yine bu tip zaman anlatımlarında başka zarf-fiil ekleri yanında yaygın olarak -A zarf-fiil ekinin kullanılarak kalıplaştığını da eklemek gerekir.

            Saati öğrenmek için kurulan soru cümlelerindeki sözcüklerin dizimleri de ilginçtir. Kesin zamanı öğrenmek için genelde "Saat kaç?" sorusu sorulurken, kesin veya yaklaşık zamanın başka bir cümleye zarf tümleci olarak katıldığı durumlarda "Ne zaman?" sorusu "Saat kaçta? / Saat kaç civarında?" vbsorularından daha sık olarak kullanılmaktadır. "Kaç gibi?" biçimindeyaygınlaşan anlatım ise yanlıştır. Saat'li anlatımlarda saat sözcüğü özne işleviyle kesinlikle anlatımın başında yer almaktadır. Kaç soru sıfatı ise ya tek başına veya bir isme bağlanarak sıfat tamlaması birlikteliğiyle cümlenin yüklemi olmaktadır. "Ne zaman?" sorusunda ise özne biçimsel olarak yoktur ve cümlenin yüklemi "ne" soru sıfatlı bir sıfat tamlamasıdır. 

             3. Sonuç olarak, Türkiye Türkçesinde zaman anlatımları, henüz üzerinde ayrıntılarıyla durulmamış bir konudur. Türkçedeki zaman anlatımlarının sözdizimsel özellikleri, Eski Türkçeden çağdaş Türk lehçelerine uzanan bir çizgiyi kapsayacak bir çalışmayla, genel olarak ortaya çıkarılabilir. Biz bu çalışmayla yalnızca Türkiye Türkçesindeki genel özellikler üzerinde durmaya çalıştık. Buna göre saat anlatımları, kesin zamanı belirten başlı başına bir yargı olduğu zaman saat özne, iletilmek istenen zaman adı da yüklem olmaktadır. Bu yapı, yargı biçimiyle ve fakat sözcük öbeği işleviyle başka cümlelerin içinde de yer alabilmektedir. Dilbilgisi kaynaklarında üzerinde durulmayan bu öbek, saat öbeği biçiminde adlandırılabilir. Yaklaşık zaman anlatımlarında genel olarak yargı durumunda "var" ismi ile "geçiyor" fiili, sözcük öbeği kuruluşlarında "civarında" ve "sularında"lı isim tamlamaları veya "geçe" ve "kala"lı fiilimsi öbekleri kullanılmaktadır.

             TARANAN ESERLER

Canpolat, Mustafa (), Ömer Bin Mezid Mecmuatü'n- Neza'ir, Türk Dil Kurumu Yayınları: , Ankara.

Cemiloğlu, İsmet (), Yüzyıla Ait Bir Kısas-ı Enbiya Nüshası Üzerinde  Sentaks İncelemesi, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları: , Ankara.

Cezmi (M ), Mihran Matbaası, İstanbul.

Demirel, Mustafa (), Mecmû'a-i Latife ve Dili (Gramer- Metin- Sözlük), (basılmamış doçentlik tezi), İstanbul.

Derleme Sözlüğü I- XII (), Türk Dil Kurumu Yayınları sayı: , 2. Baskı Ankara.

Ergin, Muharrem (), Dede Korkut Kitabı II (İndeks- Gramer), Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları: , Ankara.

İnalcık, Halil- Mevlûd Oğuz (), Gazavat-ı Sultân Murâd b. Mehemmed Hân, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınları XVIII.     Dizi- Sa 1a, Ankara.

Karahan, Leylâ (), Erzurumlu Darir Kıssa-i Yusuf (Yusuf u Züleyha), Atatürk      Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları: , Ankara.

 Kutlu, Şemsettin (), Şinasi Şair Evlenmesi, Remzi Kitabevi, 2. Baskı, İstanbul.

Tarama Sözlüğü I- VIII (), Türk Dil Kurumu Yayınları sayı: / 5, Ankara.

Tulum, A. Mertol (), Sinan Paşa Tazarru'nâme, Milli Eğitim Bakanlığı Büyük Türk  Yazarları ve Şâirleri Komisyonu Yayınları: 8, Dinî ve Tasavvufî Eserler Serisi: 1,  İstanbul.

Özezen, Muna Yüceol (), Gelibolulu Mustafa Ali'nin Hilyetü'r- Rical'i Metin- Gramer- Dizin (basılmamış yüksek lisans tezi), Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana.

Özkan, Mustafa (), Mahmûd b. Kadî-i Manyâs Gülistan Tercümesi Giriş- İnceleme- Metin Sözlük, Atatürk Kültür, Dil ve tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları: , Ankara.

Özmen, Mehmet (), Ahmed-i Dâî Divanı (basılmamış doktora tezi), Selçuk  Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.

Özön, Mustafa Nihat (), Namık Kemal İntibah, Remzi Kitabevi, İstanbul.

 

KAYNAKÇA

Çam, Nusret (), Osmanlı Güneş Saatleri, Kültür Bakanlığı Yayınları Bilim ve  Teknoloji Dizisi:1, Ankara

Hüseyin Kâzım Kadri (), Türk Lûgati, Maarif Matbaası, İstanbul. 

Ong, Walter J. (), Sözlü ve Yazılı Kültür (Sözün Teknolojileşmesi), (Çeviren: Sema   Postacıoğlu Banon), Metis Yayınları, İstanbul.

Ruska, J. - T. Gökmen (), İslâm Ansiklopedisi  "Sâat" Maddesi, Milli Eğitim  Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları, cilt, İstanbul, ss.

Şemsettin Sami (), Kamus-ı Türkî, Çağrı Yayınları: 2 Lugatlar Dizisi: 1, 3. Baskı,  İstanbul.

Thema Larousse Tematik Ansiklopedi ( ), "Saat" Maddesi  3. cilt, Milliyet Yayınları, İstanbul, ss.

Tuğlacı, Pars (), Okyanus Ansiklopedik Sözlük, Pars Yayınları Sözlük Dizisi:8, 1.  Baskı, İstanbul.

Türkçe Sözlük (), Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil  Kurumu Yayınları, 8. Baskı, Ankara.

Wehr, Hans (), A Dictionary Of Modern Written Arabic, (Hazırlayan: J. Milton   Cowan), Lübnan Kütüphanesi Yayınları , 3. Baskı, Beyrut.  

DİPNOTLAR

1 Kökü sa' (sin elif ayın) olan ve "kaybol-, yok olmak, zayi ol-"anlamlarındakibu Arapça sözcüğün yalnızca birkaç türevi(müştak) vardır: sâ'at, çoğulu sâ'ât / sâ'un / savâ'un ve "kısa süre" anlamında suvai'a. Bu türevlerden sâ'un, savâ'un ve suvai'a sözcükleri Osmanlıcada kullanılmamıştır. Türev bakımından zengin olmayan "saat" sözcüğü, Türkçede "zaman, saat, an" yanında "zamanı, saati gösteren alet" anlamını da karşılamıştır.    

 

8 e 20 kala ne demek?

İçindekiler:

  1. 8 e 20 kala ne demek?
  2. 10 u 10 geçe ne demek?
  3. 10 çeyrek geçe kaç oluyo?
  4. 1 i çeyrek geçe kaç oluyo?
  5. Ona çeyrek var nasıl gösterilir?
  6. Dokuzu çeyrek geçe kaç oluyor?
  7. 8 çeyrek kala kaç oluyor?
  8. 7 ye çeyrek kala nasıl yazılır?
  9. 7 çeyrek saat nedir?
  10. 8 yarım saat kaç saat eder?
  11. Çeyrek Kala ne demek?

8 e 20 kala ne demek?

Doğrulanmış Cevap Cevabımız 7.

10 u 10 geçe ne demek?

10:10 ÇİFT SAAT ANLAMI NEDİR? 10:10 anlamı, sevdiğin kişinin senden ayrılmak için zaman kolladığının işaretidir. Aranızdaki sorunları bir kenara bırakmak için bir an önce rahatsızlık duyulan davranışlara bir son verilmelidir. Aksi takdirde ilişkinin sonu ayrılıkla neticelenebilir.

10 çeyrek geçe kaç oluyo?

10'u çeyrek kala ifadesinin cevabı: olacaktır.( dakika çıkarılarak cevap elde edilmiştir.)

1 i çeyrek geçe kaç oluyo?

1 İ çeyrek kala kaç olur ? Cevap: 15 dakika kalıyor. Saat 1 e çeyrek var demektir.

Ona çeyrek var nasıl gösterilir?

Çeyrek saatlerde ise 60 'ın çeyreği 15 oluyor. Eğer bir saati 15 dakika geçerse çeyrek geçer deriz. Eğer bir saati 45 dk geçerse yani bir sonraki saate 15 dakika var ise onuda çeyrek var şeklinde okuruz.

Dokuzu çeyrek geçe kaç oluyor?

- 9'a kala ise saat henüz 9 olmamış demektir. Yani, 9'a çeyrek kala ifadesi 8: 45 şeklinde yazılır.

8 çeyrek kala kaç oluyor?

Doğrulanmış Cevap Sekizi çeyrek geçe ifadesinin yazımı ⇒ şeklindedir. Sekize çeyrek kala ifadesi ise ⇒ şeklindedir.

7 ye çeyrek kala nasıl yazılır?

Bir saat 60 dakikadır. Çeyrek demek ise 4'e bolmek demektir. Yani 7'ye 15 dakika vardır. Yani saat şuan

7 çeyrek saat nedir?

Çeyrek ⇒ Bir sayının 4 ' e bölümüdür. 1 Saat ⇒ 60 Dakika ise, 60 / 4 ⇒ 15 Dakika Çeyrek Saattir. 7 Çeyrek Saat ⇒ 15 x 7 ⇒ Dakikadır.

8 yarım saat kaç saat eder?

Cevap. 30×8= dakika eder.

Çeyrek Kala ne demek?

Çünkü çeyrek 15 dk. demektir. Kala da 15 dk. önce.

Ignore words

Check the boxes below to ignore/unignore words, then click save at the bottom. Ignored words will never appear in any learning session.

All None

Ignore?

O her gün bire çeyrek kala elma yer.

He eats an apple every day at a quarter to one.

O her gün altıya çeyrek kala gazeteyi dağıtır.

He delivers the news every day at a quarter to six.

Eğlence her gün on biri çeyrek geçe başlar.

Entertainment begins every day at a quarter past eleven.

O her gün altıya çeyrek kala evden ayrılır.

He leaves home every day at a quarter to six.

Bisikletçiler her pazartesi altıyı çeyrek geçe buluşurlar.

Bicyclists meet every Monday at a quarter past six.

Ders her salı yediye çeyrek kala başlar.

Class begins every Tuesday at a quarter to seven.

Kadınlar her çarşamba on ikiyi çeyrek geçe buluşurlar.

The women meet every Wednesday at a quarter past twelve.

Ben her gece dokuzu çeyrek geçe fişek görerüm.

I see fireworks every night at a quarter past nine.

Öğrenciler her perşembe sekizi çeyrek geçe buluşurlar.

The students meet every Thursday at a quarter past eight.

Müsabaka her perşembe beşe çeyrek kala başlar.

The meet begins every Thursday at a quarter to five.

Okul her cuma dördü çeyrek geçe kapanır.

The school closes every Friday at a quarter past four.

Dalgıçlar her cumartesi sekize çeyrek kala buluşurlar.

Divers meet every Saturday at a quarter to eight.

Yarışma her pazar üçe çeyrek kala başlar.

The competition begins every Sunday at a quarter to three.

Onlar her pazar yediyi çeyrek geçe mum yakarlar.

They light candles every Sunday at a quarter past seven.

Onlar her cuma dörde çeyrek kala motosiklet sürerler.

They ride motorcycles every Friday at a quarter to four.

Onlar her cumartesi onu çeyrek geçe sigara içerler.

They smoke cigars every Saturday at a quarter past ten.

Jimnastikçiler her gün beşi çeyrek geçe antrenman başlar.

Gymnasts start practice every day at a quarter past five.

Yeni evliler her akşam dokuza çeyrek kala balinaları izlediler.

The newlyweds watched the whales every evening at a quarter to nine.

Koşucular her öğleden sonra üçü çeyrek geçe makarna yedi.

The runners ate pasta every afternoon at a quarter past three.

Aşçı her gün ona çeyrek kala balık kızartır.

The cook fries fish every day at a quarter to ten.

Hizmetçi her pazar ikiyi çeyrek geçe giysiler ütüler.

The maid irons clothes every Sunday at a quarter past two.

Pasta şefi her gün ikiye çeyrek kala pasta süsler.

The pastry chef decorates cakes every day at a quarter to two.

Yayıncı her gün biri çeyrek geçe dergiyi dağıtır.

The publisher distributes the magazine every day at a quarter past one.

Yaşlı adam her sabah ona çeyrek kala yaşlı kadına gülümser.

The old man smiles at the old woman every morning at a quarter to ten.

Genç erkek her gece on ikiye çeyrek kala genç kızı öper.

The young boy kisses the young girl every night at a quarter to twelve.

Fransızlar her gün on bire çeyrek kala peynir yer.

The French eat cheese every day at a quarter to eleven.

Çocuk bakıcısı her gün ikiyi çeyrek geçe çocukları gözler.

The babysitter watches the children every day at a quarter past two.

Saat iki buçuk.

It's half past two.

saat iki buçukta

at half past two

Saat bir buçuk.

It's half past one.

saat bir buçukta

at half past one

Saat sekiz buçuk.

It's half past eight.

saat sekiz buçukta

at half past eight.

Saat yedi buçuk.

It's half past seven.

saat yedi buçukta

at half past seven

Sen benim yanımdasın.

You are next to me.

Ben senin yanındayım.

I am next to you.

O onların yanlarında.

She is next to them.

Onlar onun yanındalar.

They are next to her.

Siz bizim yanımızdasınız.

You all are next to us.

Biz sizin yanınızdayız.

We are next to you all.

İntihar pilotu uçağın yanında.

The kamikaze is next to the plane.

Yuvarlak ekmek köftenin yanında.

The bun is next to the burger.

İstasyon benim arkamda.

The station is behind me.

Postacı ev arasında.

The mailman is between houses.

Petrol deponun içinde.

The gasoline is in the tank.

Patlamış mısır ağzımın içinde.

Popcorn is in my mouth.

Müdürü onun arkasında.

His manager is behind him.

O benim yanımda.

He is beside me.

O senin altında.

It is under you.

O bizim için.

It is for us.

Bulut sizin üzerinde.

A cloud is over you all.

Onlar hakkında bir şey biliyor musun?

Do you know anything about them?

Yaşlı kadın içeriyi görüyor.

The old woman sees inside.

Yaşlı kadın öteyi görüyor.

The old woman sees beyond.

Yaşlı kadın dışı görüyor.

The old woman sees outside.

Yaşlı kadın zıtı görüyor.

The old woman sees the opposıte.

Onun üstünde bir örümcek var.

There is a spider on him.

Sakalının içinde bir kırıntı var.

There is a crumb in his beard.

Bahçenin içinde karnıbahar var.

There is cauliflower in the garden.

İncerin içinde çok şeker var.

There is sugar a lot of sugar in a fig.

Bu şarkıcı Arapça biliyor.

This singer knows Arabic.

Şu şarkıcı İspanyolca biliyor.

That singer knows Spanish.

Bu büyük dede İngilizce biliyor.

This great grandfather knows English.

Şu büyük dede Kürtçe biliyor.

That great grandfather knows Kurdish.

Bu yolcu Arapça biliyor.

This passenger knows Arabic.

Şu yolcu Türkçe biliyor.

That passenger knows Turkish.

Bu arkadaş Rusça biliyor.

This friend knows Russian.

Şu arkadaş Çekçe biliyor.

That friend knows Czech.

Fransızlar İtalyanca biliyor.

The French know Italian.

Sfenks Arapça biliyor.

The Sphynx knows Arabic.

Bu doktor Polca biliyor.

This doctor knows Polish.

Şu doktor Hintçe biliyor.

That doctor knows Hindi.

Kardeşim Yunan.

My sibling is Greek.

Görüşmeyim Faslı.

My intervıewer is Moroccan.

Kayınpederim İsviçreli.

My father-in-law is Swiss.

Kız torunum İrlandalı.

My granddaughter is Irish.

Ben Fransızım.

I am French.

Çinli adam hasta ve aç.

The Chinese man is sick and hungry.

Filipinli adam hasta ve aç.

The Filippıno man is sick and hungry.

Alman adam hasta ve aç.

The German man is sick and hungry.

Salvadorlu adam hasta ve aç.

The Salvadoran man is sick and hungry.

Mor bir balık yerim.

I eat a purple fish.

Eflatun bir bahar yer.

She eats a fuschia blossom.

Açık yeşil bir kokteyl içer.

He drinks a chartreuse cocktail.

Sporcu kahverengi bir yumurta yer.

The athlete eats a brown egg.

Kışın günler kısadır.

The days are short in the winter.

Yazın günler uzundur.

The days are long in the summer.

Ağustosta günler sıcaktır.

The days are hot in August.

Ocakta günler soğuktur.

The days are cold in January.

Adam yetmiş yaşında.

The man is seventy years old.

Rusyalı yirmi beş yaşında.

The Russian is 25 years old.

Çiftçi altmış altı yaşında.

The farmer is 66 years old.

Cerrah otuz üç yaşında.

The surgeon is 33 years old.

Evde hiçbir şey yok.

There is nothing in the house.

Onun ceketinde hiçbir şey yok.

There is nothing in his jacket.

Masa üstünde bir şey var.

There is something on the tabletop.

Kilisede hiçbir şey yok.

There is no one in the church.

Kitap biraz eski.

The book is a bit old.

Hikaye biraz eski.

The story is a bit old.

Kraliçe biraz yaşlı.

The queen is a bit old.

Ayakkabılarım biraz eski.

My shoes are a bit old.

Yağmur az yağıyor.

It is raining a bit.

Kar az yağıyor.

It is snowing a bit.

Yağmur az çiseliyor.

It is drizzling a bit.

Rüzgar az esiyor.

The wind is blowing a bit.

Krusavanda hiçbir şey yok.

There is nothing in the croissant.

Yoğurda hiçbir şey yok.

There is nothing in the yogurt.

Buzdolabında hiçbir şey yok.

There is nothing in the refrigerator.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir