vitamin zehirlenmesi belirtileri / D vitamini zehirlenmesi nedir? Neden olur? - Sağlık Haberleri

Vitamin Zehirlenmesi Belirtileri

vitamin zehirlenmesi belirtileri

Zehirlenme Belirtileri Nelerdir? Zehirlenmede Yapılması Gerekenler

Zehirlenmenin pek çok farklı sebebi olabilir. İçerisinde zehirli madde bulunan veya bozulmuş gıdaları tüketmek, cildin zehirli bir maddeyle temas etmesi, diş dolgusunda amalgam dolgu kullanılması, zehirli maddeyle dolu havanın solunması gibi durumlar zehirlenmeye yol açabilecek durumlar arasında yer alır. Mide bulantısı ve kusma, zehirlenmenin en yaygın belirtileridir. Zehirlenme vakalarında acil müdahale kritik önem taşıdığından, kişi zehirlendiğini düşünüyorsa vakit kaybetmeden mutlaka hastaneye başvurmalıdır.

Zehirlenme Nedir?

Zehirlenme, metabolizmanın alışık olmadığı sağlığa zararlı bir maddenin vücuda girerek vücutta zarara ve tahribata yol açması şeklinde tanımlanabilir. Vücudun sağlıklı bir şekilde işlemesine engel olan maddeler, vücudun kabul etmek istemeyeceği türden maddelerdir. Bu zehirli maddeler, vücudun kendisinin üretmediği ve dışarıdan alınan maddeler olarak tanımlanabilir. Bu zehirli maddeler, soluduğumuz havada, yediğimiz bir besinde ya da cildimize temas eden bir yüzeyde bulunabilir.

Zehirli maddeler, vücutta çeşitli sorunlara ve yıkımlara yol açtığından metabolizma tanımadığı bu maddeyi vücuttan bir an önce atmak ister. Toksik (zehirli) maddenin dışarıya atılması sürecinde hastada kusma, ishal, nefes darlığı gibi belirtiler görülebilir.

Zehirlenme Belirtileri Nelerdir?

Zehirlenme vakalarında vücudun normal işleyişini sürdüremediği görülür. Vücudun kendi rutini dışında oluşan sağlık problemleri zehirlenmenin belirtisi olabilir. Zehirlenme sonucu ortaya çıkan belirtiler kişilerin bağışıklık sistemine ve zehirlenmenin çeşidine bağlı olarak değişiklik gösterir.

Zehirlenmede sıklıkla görülen belirtiler şu şekildedir:

    • Vücuda dışarıdan ağız yoluyla giren toksik madde, mideyi ve bağırsakları doğrudan etkiler. Bu durum da sıklıkla karın ağrısı ve mide bulantısına yol açar. Bu maddenin vücuttan atılması sırasında kusma ve ishal gibi belirtiler de görülebilir.
    • Toksik maddeler solunum sistemini de etkileyebilir. Bu durum, kişinin nefes almada zorluk yaşamasına sebep olur. Solunum yoluyla zehirlenmede nefes darlığı belirtisi kimi zaman oksijen yetersizliğine kadar varabilir.
    • Solunum düzenini bozacak şekilde hızlı nefes alıp verme de zehirlenme belirtileri arasında yer alır. Nefes alıp vermede görülen bu ani düzensizlik, nabzın hızlanmasına ve kalp ritminin değişmesine neden olabilir.
    • Zehirli maddeler bazı durumlarda sinirsel aktiviteleri de etkileyebilir. Zehirlenme sonucu görülen solunum yetmezliği sonucu kişi şoka girebilir.
    • Cilt için zararlı olabilecek herhangi bir maddenin cilde temas etmesi veya çeşitli böcek ve hayvanların salgısının cilde nüfuz etmesi sonucunda deride bazı rahatsızlıklar görülebilir. Bu rahatsızlıklar genellikle cilt renginde kızarma, cilt dokusunda tahriş ya da cilt yüzeyinde şişmeye neden olur.

Zehirlenmenin yol açtığı bu belirtilerin bir veya birkaçı aynı anda görülebilir. Bu durumda vakit kaybetmeden kişiye ilk yardım yapılması ve kişinin hastaneye götürülmesi gerekir. Yukarıda örneği verilen şikâyetlerle hastaneye başvuran kişilerin çoğunlukla yediği bir besinden dolayı zehirlendikleri söylenebilir.

Gıda Zehirlenmesi

Gıda zehirlenmesi, doğrudan sindirim sistemini etkileyen bir durumdur. Bu nedenle, gıda zehirlenmesi sonucunda görülen kusma ve ishal sindirim yoluyla zehirlenmenin en önemli belirtileridir.

Sindirim yoluyla zehirlenmeler en çok balık, tavuk, ıspanak, mantar gibi yiyeceklerden kaynaklanır. Bu yüzden, bu gıdaların dikkatli tüketilmesinde fayda vardır. Örneğin, iyi pişmemiş veya son kullanma tarihi geçmiş tavuk zehirlenmeye yol açabilir. Aynı şekilde, mantar tüketiminde de bu konuya dikkat edilmesi gerekir. Ormanlık alanda yetişen mantarların çoğunluğu zehirli türler olduğundan, zehirli olup olmadığı bilinmeyen mantarlar hiçbir şekilde tüketilmemelidir. Ispanak da bazı durumlarda gıda zehirlenmesine neden olabilir. Ispanaktan zehirlenmede genellikle ıspanağın içine karışmış ve aslında yenmemesi gereken zararlı otlar zehirlenmeye yol açar.

Genel anlamda, tüketilen her gıda, vücudun normal işleyişini sürdürmesini etkileyebilir. Bu nedenle, çiğ ya da pişmiş fark etmeksizin her besinin ne gibi sonuçlar doğurabileceğine dikkat edilmelidir. Gıda seçiminde dikkatli davranmamak zehirlenmelere sebebiyet verebileceğinden, kaliteli, temiz, taze ve organik gıdaların tercih edilmesi büyük önem taşır.

Gıda zehirlenmesinden korunmak için bilinçli gıda seçiminin yanı sıra hızlı bozulabilecek besinlerin saklama koşullarına da özen göstermelidir. Belirli derecenin üstündeki sıcaklıklar, besinlerde kurtlanmaya, küflenmeye ve çeşitli bakterilerin üremesine neden olabilir. Zararlı bakteriler de hem besinlerin görüntüsünü değiştirir hem de kötü kokulara sebep olur. Bu nedenle, bozulmuş yiyecekler hiçbir koşulda tüketilmemelidir.

Görünüş olarak sağlıklı besinlerden hiçbir farkı bulunmayan bazı besinler de zehirlenmelere sebep olabilir. Kimi zaman tüketilen gıdanın herhangi bir deformasyona uğramamış olması aldatıcı olabilir. Sindirim sonrasında şiddetli ishal, kusma gibi yemekten zehirlenme belirtileri görüldüğü durumlarda mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Ancak, her zehirlenmenin kaynağı, yediğimiz besinler değildir. Çoğu insanın dikkat etmediği diş dolgularında kullanılan sağlığa zararlı maddeler de zehirlenmelere neden olabilir.

Amalgam Dolgu Zehirlenmesi

Amalgam, diş dolgusunda kullanılan cıva türü bir maddedir. Cıva, kimyasal ve oldukça tehlikeli bir madde olduğundan, bu maddenin laboratuvarlarda kullanılması için özel izin alınması gerekir. Cıva buharını solumak bile zehirlenmelere neden olabilir. Dolayısıyla, bu zararlı maddenin diş tedavisinde dolgu maddesi olarak kullanılmasının zehirlenmelere yol açabileceği unutulmamalıdır.

Diş dolgusunda bulunan amalgam maddesi tükürük salgısından etkilenir. Çiğnenen gıdalar veya içeceklerle birlikte tükürük salgısına karışan cıva, zamanla vücuda yayılmaya ve vücutta depolanmaya başlar. Bu nedenle, amalgam dolgusu bulunan kişilerde zaman içerisinde deride hasar, kalıcı sağlık problemleri ve görme sorunları gibi zehirlenme belirtileri ortaya çıkabilir.

Yukarıda sayılan zararlı yapısından dolayı, amalgam dolgu günümüzde tercih edilen bir yöntem değildir. Diş dolgusunun gri veya siyah renkte olması bu dolgunun amalgam dolgu olduğunu gösterir. Amalgam dolgu özellikle hamilelerde ve anne karnındaki bebekte çeşitli sorunlara yol açabileceği için bu konuda zaman kaybetmeden uzman bir hekime başvurarak amalgam dolguların sökülmesi büyük önem taşır.

Gebelikte Zehirlenme

Hamilelikte zehirlenme, gıda zehirlenmesi ya da kimyasal zehirlenme gibi dış etkenlere bağlı olarak gerçekleşen bir zehirlenme türü değildir. Bu zehirlenme türü, hamilelik sebebiyle vücudun kendisinin yol açtığı zehirlenme olarak tanımlanabilir. Vücutta anormal şişlik görülmesi, nefes alıp vermede zorluk, hareket etmeyi zorlaştıran sancılar, yüksek tansiyon, idrar tahliliyle ortaya çıkan protein kaçağı gibi hamileliği olumsuz etkileyen sorunlar hamilelikte zehirlenme belirtileri arasında yer alır. Anne ve bebek için büyük zararları olan bu tür zehirlenmenin tedavisinde annenin doğum yapması gerekir.

Balık Zehirlenmesi

Balıkların maruz kaldığı suda bulunabilecek kimyasal atıklar, taze tüketilmeyen ya da yoğurtla birlikte tüketilen balıklar zehirlenmelere yol açabilir. Balıktan zehirlenme belirtileri ise diğer gıda zehirlenmelerine göre daha hızlı ortaya çıkar. Kusma, bulantı gibi mide rahatsızlıklarının yanı sıra denge bozuklukları ve baş dönmesi de balıktan zehirlenen kişilerde sıklıkla görülen belirtilerdendir.

Zehirlenme Çeşitleri

Zehirli maddenin vücuda hangi yolla girdiğine bağlı olarak zehirlenme çeşitleri farklılık gösterir. Tüketilen bir besinden ya da kimyasal bir maddeden kaynaklanan zehirlenmeler sindirim yoluyla zehirlenme olarak adlandırılır. Doğalgaz, soba gazı gibi solunan havayla doğrudan ilişkili zehirlenmeler solunum yoluyla zehirlenme, deriye zehirli bir maddenin temas etmesi sonucu görülen zehirlenmeler ise cilt yoluyla zehirlenme şeklinde tanımlanır.

Zehirlenmede ilk yardım oldukça önemlidir. Zehirlenme belirtilerinin görüldüğü kişilerde ilk yardım, zehirlenme çeşidine ve hastanın zehirlenme durumuna bağlı olarak değişiklik gösterir. Bilinç kaybı, solunum yetersizliği, kalp durması, kanlı ishal gibi durumlarda ise zehirlenen kişi vakit kaybetmeden hastaneye götürülmedir.

Hastayı kusturmak (çamaşır suyu içiminden kaynaklanan zehirlenmeler hariç) ve ishal yapıcı ilaçların kullanımı gıda zehirlenmelerinde en çok kullanılan ilk yardım yöntemlerindendir. Solunum yoluyla zehirlenmelerde ise zehirlenen kişinin nefes alıp verme sıklığı takip edilir ve nefes almasını kolaylaştırıcı müdahalelerde bulunulur. Deriye zehirli bir maddenin temas etmesinden kaynaklanan cilt yoluyla zehirlenmelerde, zehrin temas ettiği cilt yüzeyi bol suyla yıkanmalıdır.

Zehirlenme belirtileri ortaya çıkar çıkmaz uygun ilk yardım yöntemlerini uygulamak ve hastaneye gitmek hayati önem taşır.

Zehirlenme Belirtileri Ne Kadar Sürede Ortaya Çıkar?

Zehirlenme belirtileri kişinin hangi yolla zehirlenme yaşadığına göre değişiklik gösterir. “Zehirlenme kaç saate belli olur” sorusunu cevaplayabilmek için öncelikle zehirlenmenin çeşidini tespit etmek gerekir.

Gıda zehirlenmesi durumlarında, kişinin tükettiği besinin içinde bulunan bakterilerin etkisi ve sayısına göre zehirlenme belirtilerinin ortaya çıkış süresi değişiklik gösterir. İçerisinde toksik madde bulunan bir besinin tüketilmesinin hemen ardından sindirim yoluyla zehirlenme belirtileri ortaya çıkmaz. Öncelikle tüketilen besinin sindirilmesi gerekir. Sindirim işleminde geçen süre her yiyecek için farklı olsa da en geç 3-4 saat içinde her besinin sindirimi gerçekleşir. Dolayısıyla, zehirlenme belirtilerinin 5-6 saat içinde ortaya çıkacağı söylenebilir. Bazı durumlarda belirtilerin ortaya çıkması ertesi günü bulabilir.

Çamaşır suyundan zehirlenme gibi hem kimyasal zehirlenmeye hem de solunum yoluyla zehirlenmeye sebep olabilecek durumlarda ise zararlı maddeye maruz kaldıktan hemen sonra (yaklaşık olarak 30-60 dakika gibi kısa bir sürede) belirtiler ortaya çıkmaya başlar.

Fazla vitamin zehirleyebilir

Haberin Devamı

GRİPTEN KORUNMAK İÇİN C VİTAMİNİNE SIĞINIYORSANIZ DİKKAT EDİN

Alınan C vitamininin fazlası böbrekler yoluyla dışarı atılır. Yüksek dozda uzun süre vitamin C alımında oksalat taşları oluşabilmektedir. Ayrıca C vitamininin mide asidini artırdığı ve midenin saldırgan faktörlerinden biri olduğu da bilinmektedir. Kansızlığı olan hastalarda demirle birlikte C vitamini alınması tavsiye edilir; ancak demir birikimi olan bazı durumlarda önerilmez. Uzun yıllardan beri C vitamininin soğuk algınlığından koruyucu etkisi üzerinde durulmaktadır. C vitamininin soğuk algınlığı geçiren kişilerde hastalık süresini kısalttığı ve semptomların ciddiyetini azalttığı bildirilmektedir. Günlük alınması gerekli C vitamini miktarı yetişkinler için günde 50-75 mg’ dır.

VİTAMİNİN FAZLASI ZARAR

A, D, E, K ve C vitaminlerine ait zarar ve yan etkiler iyi bilinmektedir. A vitamini vücutta birikip karaciğer toksisitesine yol açar. A vitamini toksisitesi, onu bağlayan proteinlerin yok olması ve bu yüzden A vitamininin hücrelere hücum etmesiyle belirir. Bu, genellikle vitaminlerin beslenme ile alınması durumunda ortaya çıkmaz; fakat kişinin takviye kullanması durumunda belirebilir. Belirtileri mide bulantısı, kusma, karın ağrısı, ishal ve kilo kaybıdır. Kas ve sinir sistemi de iştahsızlık, sinirlilik, yorgunluk, uykusuzluk, bitkinlik, baş ağrısı ve kaslarda zayıflık belirtileri göstererek etkilenir.
D vitamini uzun etkilidir ve vücutta birikir. D vitamininin fazlası kandaki kalsiyumun yüksek konsantrasyonda olmasına neden olur. Kalsiyum böbrek taşı oluşturabilir. Kandaki yüksek kalsiyum seviyesi ayrıca kan damarlarının sertleşmesine neden olur ki; özellikle bu da kalp ve akciğer arterleri için tehlikelidir ve ölümcül olabilir. D vitamini toksisitesinin ek belirtileri ise; iştahsızlık, baş ağrısı, zayıflık, halsizlik, aşırı susuzluk, sinirliliktir.
E vitamini ile zehirlenme çok fazla miktarda alınırsa görülür; fakat A ve D vitaminlerinde olduğu gibi kolay olmaz. Belirtileri baş ağrısı, zayıflık, baş dönmesi, halsizlik ve görme bozukluklarıdır.
K vitamini zehirlenmesi sadece K vitamini için suda çözünen kaynakları tüketen insanlarda meydana gelir. Belirtileri ise kırmızı hücrelerin yıkımı, sarılık ve beyinde hasarlanmadır.
Tiaminin (B1) anormal bir şekilde çok alımı sinir sistemini etkiler. Güçsüzlük, baş ağrısı, alınganlık ve uyku bozukluğuna yol açar. Ayrıca taşikardi yapabilir.
Yüksek miktardaki Niasin (B3) sinir sisteminde, kandaki glukoz ve yağda uyuşturucu etkisi yaratabilir. Kusma, dilin şişmesi, bayılma gibi belirtiler meydana gelebilir. Buna ek olarak karaciğerin fonksiyonunu etkileyebilir ve düşük kan basıncına neden olabilir. B6 vitamininin uzun süreli yüksek dozda alımı, kimi zaman geri dönüşümü olmayan sinir hasarlarına neden olur. Ayaklarda uyuşmayla başlar, ellerde his kaybolabilir ve ağız uyuşabilir. Diğer şikayetler ise; yürümede zorluk, bitkinlik ve baş ağrısıdır. Alımı azaltıldığı zaman bu semptomlar azalır; fakat her zaman tamamen kaybolmaz.
Folat’ın yan etkileri ishal, uyku bozukluğu ve alınganlıktır. B12 vitaminiyle olan yakın ilişkisinden dolayı, folatın yüksek miktarı B12 vitamini eksikliğini kapatır.
C vitamini toksisitesi kusma, karın krampları uyku bozukluklarıdır. Böbrek taşına da yol açabilir.

D vitamini sağlık için oldukça önemlidir. Vücudumuzun hücrelerinin görevlerini düzgün yapması ve sağlıklı olması için oldukça önemli bir vitamindir. 

Çoğu insan yeterli düzeyde D vitamini almaz, o yüzden sık sık takviyeler kullanılır. Fakat burada bilinçsiz kullanılan D vitamini takviyeleri nadiren D vitamini zehirlenmesine neden olabilir. 

d vitamini eksikliği

D Vitamini Eksikliği ve D Vitamini Zehirlenmesi

D vitamini , kalsiyum emilimi, bağışıklık fonksiyonu ve kemik, kas ve kalp sağlığının korunmasında rol oynar. Gıdalarda doğal olarak bulunur ve cildiniz güneş ışığına maruz kaldığında vücudunuz tarafından da üretilebilir.

D vitamini açısından yağlı balıklar gibi zengin olan besin miktarı çok azdır. Ayrıca çoğu insan güneşten de yeterince D vitamini alamazlar. 

Bu nedenle dünyada 1 milyardan fazla insanda D vitamini eksikliği olduğu düşünülmektedir. Takviyeler çok yaygındır. Hem D2 hem de D3 şeklinde D vitamini alınabilir. D3 vitamini hayvansal gıdalarda D2 vitamini ise bitkisel gıdalarda bulunur. D vitaminin yeterli düzeyde olması kilo verimini kolaylaştırdığı için obezite tedavisinde de önemlidir. 

D3 vitaminin kan D vitamini düzeylerini arttırma etkisi, D2 vitamininden çok daha fazladır.   Çalışmalar, günde tükettiğiniz her 100 IU D3 vitamininin, kandaki D vitamini seviyenizi ortalama olarak 1 ng/ml arttıracağını göstermiştir. Bununla birlikte, uzun süre aşırı yüksek dozlarda D3 vitamini almak vücudunuzda aşırı D vitamini birikimine neden olabilir.

D vitamini zehirlenmesi, kandaki D vitamini düzeyi 150 ng/ml üzerine çıktığında ortaya çıkacaktır. D vitamini yağ dokusunda depo edilir ve yavaş yavaş salınır. Bu nedenle D vitamini zehirlenmesi olursa, D vitamini alımı bırakılsa bile yağ dokusundan D vitamini salınımı devam edeceği için zehirlenme bulgularının kaybolması birkaç ay sürebilir. 

D vitamini takviyesi alan kişilerin kan D vitamini düzeylerini takip ettirmelerinde fayda vardır. Güneş ışığı ve besinlerle D vitamini zehirlenmesi düzeyinde D vitamini düzeylerine çıkmanız olası değildir. 

D vitamini gereğinden fazla aldığınızda ortaya çıkabilecek yan etkileri aşağıdaki gibidir.

  • Yüksek D Vitamini Seviyeleri

Kanınızda yeterince D vitamini olması sizi osteoporozdan korur ve bağışıklık sisteminizi güçlendirir. 

D vitamini düzeyinizin 30 ng/ml üzerinde olması yeterli görünse de  40-80 ng/ml seviyelerinin korunması önerilir. 100 ng/ml üzeri zararlı olabilir.

Günlük önerilen ortalama güvenli doz 4000 IU olup kimi kaynaklar 10.000 IU’ ye kadar önermektedir. 

Bir vaka çalışmasında aşırı dozda D vitamini alan bir kadın yorgunluk, unutkanlık, mide bulantısı, kusma, geveleyerek konuşma ve diğer semptomların ardından hastaneye kaldırıldı. 

  • Yüksek Kan Kalsiyumu Seviyeleri

D vitaminin en önemli rollerinden biri, yediğimiz yiyeceklerdeki kalsiyumun bağırsaklardan emilmesine yardımcı olmaktır. 

Bununla birlikte D vitamini düzeyiniz yüksekse, emilen kalsiyum miktarı da artabilir. Kan kalsiyum düzeyinin yükselmesi, tehlikeli yan etkilere neden olabilir. 

Bu yan etkileri arasında mide ağrısı, mide bulantısı, kusma, yorgunluk, baş dönmesi, kafa karışıklığı, aşırı susuzluk ve sık idrara çıkma sayılabilir.

Normal kan kalsiyum aralığı 8,5–10.2 mg/dl’dir. Bildirilen bir çalışmada iki erkek, uygun olmayan şekilde etiketlenmiş D vitamini takviyeleri aldı ve kan kalsiyum düzeylerinin 13,2-15 mg/dl (3,3-3,7 mmol/l) olmasına neden oldu. Dahası, takviyeleri almayı bıraktıktan sonra seviyelerinin normale dönmesi bir yıl sürdü.

d vitamini zararları

  • Bulantı Kusma ve İştahsızlık

Fazla D vitamini alımının yan etkilerinin çoğu kandaki artan kalsiyum düzeylerine bağlıdır. Ancak bu belirtiler kan kalsiyumu yüksek olan herkeste görülmez. Genellikle D vitamininin aşırı alımına bağlı kan kalsiyum düzeyi 12 mg/dl üzerine çıktığında yan etkiler ortaya çıkmaktadır.

  • Mide Ağrısı Kabızlık ve İshal

Mide ağrısı, kabızlık ve ishal genellikle gıda intoleransı ya da irritabl bağırsak sendromu bulgularıdır. Fakat D vitamini zehirlenmelerinde de ortaya çıkabilir. 

D vitamini kalsiyum emilimi ve kemik metabolizması için oldukça önemlidir. Fakat gereğinden fazla D vitamini almak bu süreci tersine çevirebilir. 

D vitamini zehirlenmesinin birçok bulgusu kan kalsiyum seviyelerindeki artışa bağlansa da, K2 vitamini düzeylerini düşürebileceği ve buna bağlı bulguların da ortaya çıkacağı söylenmektedir. 

K2 vitamini kalsiyumu kemiklerde tutarak, kalsiyumu kanın dışında tutar. D vitamininin aşırı yüksekliğinin K2 vitamin etkinliği azaltabileceği düşünülmektedir. Otla beslenen hayvanların eti ve sütü de K2 vitamini açısından zengindir. Kemikleri korumak için bu besinler tüketilebilir ya da K2 vitamini desteği alınabilir. 

D vitaminin aşırı alımı sıklıkla böbrek hasarına neden olabilir. Yapılan çalışmalar D vitamini zehirlenmesi olan kişilerde orta ya da şiddetli böbrek hasarı bildirmiştir. 

Lütfen D vitaminini kontrolsüz olarak kullanmayın. Unutmayın ki, vücutta depo edilen bu vitaminin fazlası oldukça tehlikeli olabilir. Doktorunuzun takibinde ve önerdiği düzeylerde D vitamini kullanmak uygun bir yaklaşım olacaktır.

Diğer blog yazılarımızı okumak ve daha fazla konuda bilgi sahibi olmak için https://www.cetinaltunal.com/blog/ sayfamızı ziyaret edin.

PaylaşTweetPinReddit

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır