mehmet bakıray inin damdan / MEHMET BAKIRAY - Şarkı sözleri, Oynatma listeleri ve Videolar | Shazam

Mehmet Bakıray Inin Damdan

mehmet bakıray inin damdan

Mehmet Bakiray - Yavuz Elinde Şarkı Sözleri

Mehmet Bakiray şarkıcısının popüler şarkılarından Yavuz Elinde şarkısının sözlerini sizlerle paylaşıyoruz. Mehmet Bakiray - Yavuz Elinde Şarkı Sözleri sitemize 4 Aral&#x;k Perşembe tarihinde admin tarafından eklenmiştir.

Mehmet Bakiray - Yavuz Elinde Şarkı Sözleri

Hergün buradan kime gidersin
Ardina bakma beni yakarsin
Gözün islanmis neden Aglarsin
yari kaybettim ona yanarim

Yavuz Elinde Yavuz Elinde
Bir sevdigim var yavuz elinde
O yar bana niye küsüp gidiyor
Icim Yaniyor Bagrim Yaniyor

söyle güzelim ne oldu sana
dünya malina taput gidersin
sonunda sende (rezil) toprak olursun
icim yaniyor bagrim yaniyor

Yavuz Elinde Yavuz Elinde
Bir sevdigim var yavuz elinde
O yar bana niye küsüp gidiyor
Icim Yaniyor Bagrim Yaniyor

Bilemedim bilemedim
gözyasimi silemedim
seni bir gün sevemedim
icim yaniyor bagrim yaniyor

Yavuz Elinde Yavuz Elinde
Bir sevdigim var yavuz elinde
O yar bana niye küsüp gidiyor
Icim Yaniyor Bagrim Yaniyor

En Çok Kullanılan İsimlerin Anlamları

isim anlamları, miray isminin anlamı, talha isminin anlamı, zeynep isminin anlamı, ecrin isminin anlamı, eymen isminin anlamı, elif isminin anlamı, erva isminin anlamı, mina isminin anlamı, azra isminin anlamı, arya isminin anlamı, berrin isminin anlamı, berna isminin anlamı, esra isminin anlamı, ceylin isminin anlamı

Mehmet Bakiray - Yavuz Elinde Şarkı Sözüne Yorum Yaz

Yorum Yazma Kuralları: Mehmet Bakiray - Yavuz Elinde Şarkı Sözleri hakkında yaptığınız yorumlar da hakeret içeren yada onur kırıcı cümleler olmamalıdır. Lütfen sanata saygı çerçevesinde yorum yapınız. Diğer tüm şarkı sözleri yayınlarında olduğu gibi Mehmet Bakiray - Yavuz Elinde Şarkı Sözlerine atılan hiçbir hakaret, küfür, argo içeren yorum kabul etmeyecektir. Şarkı Sözlerine göstermiş olduğunuz hassasiyetin tüm şarkı sözleri için geçerli olduğunu unutmayınız.

Mehmet Bakiray - Yavuz Elinde Şarkı Sözüne Yapılan Yorumlar

Mehmet Bakiray - Yavuz Elinde Şarkı Sözüne henüz yorum yapılmamış. Mehmet Bakiray - Yavuz Elinde şarkı sözüne ilk yorumu siz yaparak katkıda bulunabilirsiniz.;

Musa Eroğlu Esti Bahar Yeli ft Erdem Şimşek Mp3 İndir, Esti Bahar Yeli ft Erdem Şimşek Müzik İndir Dinle

Esti Bahar Yeli ft Erdem Şimşek
 
Musa Eroğlu - Esti Bahar Yeli ft Erdem Şimşek

Sanatçı'nın En Çok İndirilen Mp3leri

Kullanıcı Yorumları (Musa Eroğlu - Esti Bahar Yeli ft Erdem Şimşek )

Esti Bahar Yeli ft Erdem Şimşek Şarkı Sözü

Esti bahar yeli karlar eridi karlar eridi
Selleri gördüm de bulandım bugün, bulandım bugün
Üstü mor çiçekli nergis kokulu üstü mor çiçekli nergis kokulu
Gülleri gördüm de bulandım, bugün bulandım bugün

Ovaları gitmiş beyleri, gitmiş beyleri gitmiş
Buraları gitmiş, tayları gitmiş, toyları gitmiş
Ayağı sekili, tayları gitmiş, ayağı sekili, tayları gitmiş
Yolları gördüm de bulandım bugün bulandım bugün

Nerelere dönsem yollarım şaştı, yollarım şaştı
Yanıyor içime bir ateş düştü, bir ateş düştü
Sevdiğim dağları gecemi geçti, sevdiğim dağları gecemi geçti
Belleri gördüm de bulandım bugün, bulandım bugün

Esti Bahar Yeli ft Erdem Şimşek Anahtar Kelimeler

Musa Eroğlu Esti Bahar Yeli ft Erdem Şimşek Mp3 İndir Dinle , Musa Eroğlu Esti Bahar Yeli ft Erdem Şimşek Şarkı Sözleri , Musa Eroğlu Albümleri , Musa Eroğlu Esti Bahar Yeli ft Erdem Şimşek Cep Telefonuna Mp3 İndir,Esti Bahar Yeli ft Erdem Şimşek bedava mp3 indir ,Esti Bahar Yeli ft Erdem Şimşek cepten ücretsiz indir

Sanatçı'nın Son Eklenen Mp3leri

Şuan Dinlenen Mp3'ler

1 Ş i i R Hazırlayan Tunç Tayanç 7 f \ v &#;

2

3 "Adım Ece Ayhan Çağlar " Ece Ayhan (Datça/Muğla, İzmir, 12 Temmuz ). Şiirimizin en önemli "modern ustalarından biri" olarak adlandırılır. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi&#;ni bitirdi. İlk şiiri &#;te Türk Di/i&#;nde yayımlandı. Bu dönemde, sonradan ilk kitabı Kınar Hanımın Denizleri&#;ne () aldığı, kendine özgü çağrışımlar ve göndermelerle örülü şiirleriyle hem Türk şiirinde hem de İkinci Yeni&#;nin içinde kendine farklı bir kanal açtı. &#;te yayımladığı Bakışsız Bir Kedi Kara ve &#;de yayımlanan Ortodoksluklar&#;la neredeyse bütünüyle "özel bir dil" halini alan bu şiir, Ayhan&#;ın, &#;te yayımladığı ve daha geniş bir okur kitlesince alımlanan Devlet ve Tabiat&#;ıyla birlikte bu kez de "sokağın diliyle" okurunu (ve izleyicilerini) oluşturdu. &#;de yayımlanan ve kitapla aynı adı taşıyan ünlü şiirini ve ilk dört kitabını içeren Yort Savul ise Ece Ayhan şiirinin kendisinden sonraki kuşaklar üzerindeki gücünün belki de topluca belgelenişi idi. &#;de Zambaklı Padişah, &#;de de "tarihin düzünden okunduğu" Çok Eski Adıyladır&#;ı yayımlayan Ece Ayhan&#;ın şiiri üzerinde Enis Batur, Tahta Troya&#;da () bir kitap boyutunda konaklamış; Ender Erene) Ece Ayhan Sözlüğü&#;nü, Kemal Yalgın - Orhan Alkaya ikilisi ise Çok Eski Adıyladır Sözlüğü&#;nü yayımlamışlardı. Ayhan&#;ın &#;82 sonrası şiirlerinin bir bölümünü, kimi yazı ve konuşmalarıyla birlikte içeren Çanakkaleli Melahat &#;de "düzşiirler" alt başlığıyla yayımlanmıştı. Tunç Tayanç , Kastamonu doğumlu. &#;de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi&#;ni bitirdikten sonra arasında Devlet Planlama Teşkilatı&#;nda çeşitli görevlerde bulundu. &#;de, Turgut Özal&#;ın DPT Müsteşarlığı sırasında DPT ile ilişiği kesildi yılında kurulmasına önayak olduğu araştırma şirketini bugüne kadar sürdüren Tayanç&#;ın çeşitli konulardaki yazıları günlük gazetelerde (Cumhuriyet, Vatan, Akşam), süreli yayınlarda (Bilim ve Sanal, Yarın, Varlık, kitap-lık, Notos Öykü vb) yayımlandı. Tek başına ve ortak birçok araştırma ödülü (Yunus Nadi, Karacan, Pen Kulüp vb) aldı. İlk: Geçmişten Geleceğe STFA (Tarih Vakfı Yayınları, ) kitabının yazarıdır. Başlıca Çevirileri: Christa Wichterich, Küreselleş[tiril]en kadın (Türk Sosyal Bilimler Derneği, , Füsun Tayanç&#;la birlikte); Yolculuk İçin Teşekkürler: Bir İstanbul Musevisinin Anıları , Victor Eskenazi (Kitap Yayınevi, ); Yaşlı Kadın ve Papağan, Virginia Woolf (YKY, ), Rosa Luxemburg Kitabı: Seçme Yazılar, Rosa Luxemburg (Dipnot Yayınları, ). Derleme: Uzun, İnce Bir Yol. Karikatürlerle Türkiye-Avrupa Birliği İlişkileri (Tarih Vakfı Yayınları, ); Bilge Karasu, Şiir Çevirileri (Metis, ).

4 Ece Ayhan&#;ın YKY&#;deki kitapları: Başıbozuk Günceler () Şiirin Bir Altın Çağı () Bütün Yort Savul&#;lar! () Aynalı Denemeler () Dipyazılar () Morötesi Requiem () Sivil Denemeler Kara () Hay Hak! Söyleşiler () Bir Şiirin Bakır Çağı () Hoşça Kal - İlhan Berk&#;e Mektuplar () Doğan Kardeş Şiirimiz Mor Külhanidir Ahiler - Seçme Şiirler ()

5 "Adım Ece Ayhan Ç ag \J ı ar Hazırlayan Tunç Tayanç omo Yapı Kredi Yayınları

6 Yapı Kredi Yayınları Şiir "Adım Ece Ayhan Çağlar " Hazırlayan: Tunç Tayanç Kitap editörü: Fahri Güllüoğlu Kapak tasarımı: Nahide Dikel Baskı: Altan Basım Ltd. Yüzyıl Mah. Matbaacılar Sit. / A Bağcılar / İstanbul Tel: (O ) Faks: (O ) [email protected] Sertifika No: baskı: İstanbul, Haziran JSBN Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A.Ş Sertifika No: Bütün yayın hakları saklıdır. Kaynak gösterilerek tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A.Ş. İstiklal Caddesi No: Odakule İş Merkezi Kat: 3 Beyoğlu J44JO İstanbul Telefon: (O ) (pbx) Faks: (O ) e-posta: [email protected] Internel satış adresi:

7 İçindekiler 13 Sunuş ya da Ece Ayhan&#;ın Bu Şiirlerinin Nereden Çıktığı Üzerine Giriş Yerine / "Şiirin Kurgusu" "YEŞİL MüREKKEP11LE YAZILMIŞ ŞİİRLER, Ön bilgiler Geçen Zamanlardan 38 Yeni 39 Düşünüş 40 Dönüş Ağlıyan Kadın 44 Çocuk 45 Çocuk 46 Sarhoş Gemi 47 R. Wagner&#;in Müziği 48 Gurbetteki Zenci 49 (Eski Muharip) 50 Yağmur Yağdığı Akşam 51 Çivi Çakan Zenci 52 Hürriyete Gidiş 53 Hürriyete Gidiş 54 Lambalı Kadın Ne İstersen Yap 58 Üç Gencin Kalbi 59 Üç Gencin Kalbi Islak 64 Ağlamak İstiyen Adam Sarhoşluğun Övgüsü Tarih konmamış şiirler 71 İlksel Bitki 72 Adam Olmayan Adamın Söyledikleri 73 Ağlamak İstiyen Adama İkinci Şiir 74 Susmak 75 Neden Yarın Patron 76 Birisini Sevdi 77 [Adsız] 78 Herşey 79 [Adsız]

8 EcE AYHAN1IN ANKARA GÜNLERİ : "ÇIRILÇIPLAK, BAŞIBOZUK AMA UYGARCA!" 86 Yaşayacak Adam 87 Dışarsı 88 Üç Seven Şiiri c 90 Dram 91 Bomboş 92 Lolita 93 İhtilalci Kadınlar 94 Arseniğe Övgü 95 Ayşe Hanım 96 Unutulmuş Tanrı 97 Korku 98 Harpte Ölen Biri İçin 99 Harpte Ölen Biri İçin Dağ Başında Dağ Başında Şarkıcılar Ağaç Biz Biz Beni Nehir Çağırıyor Nehir Çağırıyor Susmak Ölü Şehrin Kapısı Yalan Bekleyiş Unutulmuş Tanrı Unutulmuş Tanrı İki Serseri Çocukların Ölüm Şarkılarından Kapıların Kapanışı İ. Anlaşılması Ayko Kuklanın Ayakları Wosseck Söylenilen Perdonami Bilinmemek İnfanta&#;nın Adındaki Umut Asyada Akan Kan Atonalizm Beriki İnsanlar Ölü iki Sekiz Kişi Ölüme Yakın Altı Ölü Pencere ve Kapı Alaman Himni Şubatta Bir Metafizik Cuma Gecesi Değil Kedi Maskesi Lady Dunbar&#;ın Egzersizleri Babil&#;de Arkadaşlık Bir Tacir Denizden Ölmüş Adamlar Babil&#;de Salı Duası Selanik Suçlu Doley Bu Abe&#;nin Babasına Sıkıntı Katırtırnakları Katırtırnakları Schloss Adında Biri Kaçış Veba Acı Çocukluk Tebeşir Bir İlgi

9 Elma Çizmek Sentez Gündemde Bir Kadın Artık İstesek de Ölemeyiz Panik Sanskritçede Su Kuşu İle Yusufun Unuttuğu Bir Güneş Bıkkınlığın Kendisi Sivastopol ea İnsanların Kötüleri Çağdaşbiryahudininelyazısı Efsaneler Sonbahar Şehrinde Efsaneler ECE AYHAN SÜRELİ YAYINLARDA Altyapı: Dönemin edebiyatla ilgili belli başlı süreli yayınlarına genel bir bakış 1/ Türk Dili: Ece Ayhan&#;ın yayımlanan ilk şiirleri: "Islak" ve "Üç Gencin Kalbi" 2/ Varlık: "Kudüs Fareleri" 3/ Yenilik: "Şiirlerinizin değil bütününü anlayıp kavramakta, her kıt&#;asını ayrı ayrı anlamakta bile güçlük çekiliyor." 4/ Seçilmiş Hikayeler Dergisi: " şimdilik çağrışımların tabii akışı kendi yönlerini tayin ediyor ve siz, şiirinizin oluşunda aktif olmaktan çok pasif bir durumdasınız." a/ Veda&#;lardan Birinde b/ Sonrası Boşluktaki Aptal 5/ Pazar Postası 6/ ve diğerleri: Dost, Yeni Ufuklar vb Takma Göz İlgilerin Gidişi Bel Kanto Uzun Saçlı Uzun Gözlü Dargın Peri İLK KİTAP: KINAR HANIMIN DENİZLERİ ÖN ÇALIŞMALAR Kınar Hanımın Denizleri "Ece Ayhan ile Fayton" BİR SORU, ÜÇ YAZI "Nereden de Andım Şimdi" "Apaş Paşa Şapa Oturdu" "Bir Anışın Düşündürdüğü" ECE AYHAN1IN ÖYKÜLERİ Dışarsı ve İçersi Büyük Şehre Giden Adam Sonsöz Yerine: " Şiir bana yetmiyor"

10 Bu çalışma, Ece Ayhan&#;ın edebiyatın yanı sıra müzikle, sinemayla haşır neşir olmasında önemli etkisi olduğu düşünülen Arslan Ebiri&#;ye ithaf edilmiştir.

11 Arslan Ebiri (ortada), Erdoğan Kalyoncu (sağda) ve Ece Ayhan. Yıl

12

13 "O zamanki adı, yani girdiğimde, Taksim Erkek Lisesi&#;ydi Şimdi, sonra Beyoğlu Erkek Lisesi oldu; aynı yer, aynı bina. Şimdi Atatürk Erkek Lisesi O zaman arkadaşım oldu, Arslan adında. Aynı sınıftayız. Bir daha şey oldu, yazına, edebiyata daha yakınlaşma oldu. O da meraklıymış. Daha önce böyle bir edebiyatla ilgili bir arkadaşlarım falan yoktu. Müzikle, sinemayla falan. Baktım bu Arslan, hem sinema hem müzik hem edebiyat. Üçü vardı, sürdürüyorduk biz" Ece Ayhan, Ece Ayhan Çağlar Anlatıyor, Dipnot Yayınları, Ankara, (haz. Eren Barış).

14

15 Sunuş yada Ece Ayhan&#;ın Bu Şiirlerinin Nereden Çıktığı Üzerine &#;ün Şubat&#;ında, tam tarihiyle 7 Şubat günü, Oğuz Onaran, "bunlara bir bakıver" diyerek eskilikten sararmaya yüz tutmuş bir klasörü elime tutuşturdu. Şöyle bir göz attım: İki tomar kağıt vardı içinde. Kitap boyutunda olan bir bölümü delinerek özenle yerleştirilmişti; çoğunun altında E. Ayhan Çağlar, birkaçında da A. Ebiri yazan, daktiloyla yazılmış şiirlerdi. Başımı kaldırdım, soran bir ifadeyle Oğuz&#;a baktım "Dosyaların arasından çıktı, bir şey yapılabilir mi?" dedi. E. Ayhan Çağlar imzalı olan şiirlerin çoğunu tanımıyordum. Bakmak ve araştırmak üzere klasörü aldım, çantama yerleştirdim. O hafta sonu, klasördekilere daha alıcı gözle bakmaya başladım. Klasörün yıpranmışlığı, kağıtların kirli grileşmişlikleri, sararmışlıkları, uzun zamandır birlikte olduklarını gösteriyordu. Delinerek yerleştirilmişlerin yanında, birkaç gün önce göz atmadığım, ortadan ikiye katlanmış bir başka tomar vardı. En üstteki sayfada "İçindekiler" yazısı, altında şiir adları ve yanlarında da 55, 56, 57 ve 58 rakamları vardı. Önce sayfa numaraları olduğunu düşündüm; ama elimdeki tomarda o kadar sayfa yoktu. Üstünde durmadan şiirlerin adlarına şöyle bir baktım; bildik şiirlerdi. Bilmediğim, sayfanın altındaki yazıydı:

16 1 4 \ t.. : s rnr""l" "i,.,,,,,,,,,, ),,.,.,,),) :; Kötti 1-,gilPrin Gidişi,,,,,,,,,,,,,.,,,, 56 Ölü Bİr lı&#;.acar Cambaz BPyaz Rus Kadın Panik İbranicedPn Çizmok Cambazlar Çadırı AkdPniz PPnoPrPl0ri Çocukların öllim Şarkıları Kambiyo Okarina Bir Elişi Tanrısı İçin Ağıt Babil&#;den Bir Piçin Propagandası Deniz Kızı Eftelya Kanlı Nie;ar Kanto Ağacı,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, 57 Kınar Hanım&#;ın Denizleri Ecegiller ÖlU Btittin Gül Gibi Kanto Çapalı Karşı Çocukların ÖlUm Şarkıları,,,,,,,,,,,,, 58 Put tuncık Petro Ut Apaş Paşa Şapa O"&Urdu a b - Yirmialtı şiirden ibarpt işbu şiir kitabı taslağı, İstanbul L0v0nt Y0nikaranfil sokak funduszeue.info han d0 iki nüsha olarak tanzim kılındı, yüksok s0sl0 okunup doğruluğu anlaşıldıktan sonra, bir nushası r:ce Ayhan a, Bir nüshası dahi Uner Birkan a v rildi. İstanbul, 2/5/58 r:ce Ayhan Üner Birkan Aslının ayni sureti dir.

17 1 5 Yazıyı okuyunca, üstteki şiirlerin adlarına bir başka gözle bakmaya başladım. İki bölüm söz konusuydu; birincisine a, ikincisine de b başlığı konmuştu: Kapak sayfasında da "Çocukların Ölüm Şarkıları" ve "Ece Ayhan" yazıyordu. * * * Sıra ikinci tomara gelmişti; kaç sayfadan oluştuğunu saymaya başladım: Üzerinde toplam 81 şiirin yer aldığı 91 sayfa Ece Ayhan&#;ın bütün kitapları -ve baskıları- bende yoktu. Hafta başında kütüphaneye gitmek gerekecekti; ama bir gün daha beklemeye de merakım engeldi. Önce kitaplığımda bulunan Seçilmiş Hikayeler Dergisi, Pazar Postası, Yenilik ve Yeditepe&#;yi taradım. Sonra da oturdum bilgisayarın başına, şiirlerin adlarını, içlerinde geçen özel adları vb girerek uzun bir süre internette dolaştım. "Tutanak" tutulmuş olanlar ya büyük bölümü Pazar Postası &#;nda olmak üzere Seçilmiş Hikayeler Dergisi, Yenilik, Varlık gibi süreli yayınlarda yayımlanmışlardı ya da kitaplarda yer almışlardı. Ötekilerin ise birkaçı dışında hiçbiri yayımlanmış gözükmüyordu. Hafta başında Bilkent Üniversitesi&#;nin Kütüphanesi&#;ndeydim. Bir gece önce internette Ankara&#;daki kütüphaneleri dolaşmış, Ece Ayhan&#;ın en çok kitabının Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi&#;nde olduğunu görmüş, raflardaki yerlerini not etmiştim. O nedenle kitaplara ulaşmam çok zaman almadı. Hızla sayfa karıştırmaya başladım İlk Bulgu: "Tutanak" tutulmuş olan 26 şiirden 24&#;ü Kınar Hanımın Denizleri&#;nde vardı.1 Üstelik çoğu da daha önce süreli 1 1. Baskı: Açık Oturum Yayınları, Ankara, Burada bir düzeltme yapmak gerekiyor: Ece Ayhan&#;ın şiirleri üzerine ayrıntılı bir doktora tezi hazırlamış olan Erdoğan Kul, Kınar Hanımın Denizleri&#;nin birinci baskısını "Yeni a Yayınları" ola rak göstermiştir ki, yanlıştır (bkz. Ece Ayhan&#;ın Şiirleri Üzerine Bir Araştırma, Yayınlanmamış doktora tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı (Yeni Türk Edebiyatı) Anabilim Dalı, Ankara, , s. 76). 2. Baskı: Yort Savul içinde, Ağaoğlu Yayınları, İstanbul, Baskı: Yort Savul içinde, Adam Yayınları, İstanbul, Baskı: Bütün Yort Savu/&#;lar! içinde, Yapı Kredi Yayınları (YKY), İstanbul, Ocak Baskı: Bütün Yort Savul&#;lar! içinde, YKY, İstanbul,

18 yayınlarda, genellikle de Pazar Postası&#;nda yayımlanmıştı. Kitaba alınmamış olan "Panik"ti; öte yandan, elimdeki tomarda olmayan üç şiir vardı kitapta: "Fayton"2, "Uzak Hala"3, "Neyyire Hanım"4 Ancak "Tutanak" tutulmuş şiirlerden farklı bir sıralama söz konusuydu. Bu sıralama, yazıldıkları yılları gösterdiğini sonradan anladığım 55, 56, 57 ve 58 rakamlarına göre yapılmış sıralamaya uymuyordu. Artık Ece Ayhan mı değiştirmişti, yayınevi mi, onu -şimdilik- bir yana bıraktım. Sonuç: Ece Ayhan&#;ın arasında yazdığı şiirlerin tamamı, aynı yıllarda önce dört süreli yayında, Pazar Postası, Seçilmiş Hikdyeler Dergisi, Yenilik ve Varlık &#;ta yayımlanmış, sonra da, "Tutanak" ekinde yer aldığı biçimiyle "Çocukların Ölüm Şarkıları" değil de "Kınar Hanımın Denizleri" adı verilen kitabında yer almıştı. *** Ancak durum ikinci tomar için farklıydı. Hepsi E. Ayhan Çağlar imzasını taşıyan 81 şiirden yayımlanmış gözüken yalnızca yedi-sekiz şiirdi; gerisinin ne bir süreli yayında ne de bir kitapta yayımlandığına ilişkin bir bilgiye ulaşabildim. Ortada yanıtsız duran sorulardan biri de, şimdi bende olan kağıt tomarlarının nasıl olup da Oğuz Onaran&#;ın eline geçmiş olduğuydu. O hafta sonu Oğuz&#;dan öğrenebildiklerim şunlardan öteye geçemedi: Oğuz Onaran ile Çetin Ziylan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi&#;ndeyken Ece Ayhan ile Üner Birkan da Siyasal Bilgiler Fakültesi&#;nde "komşu" ve "dönemdaş"mışlar. "Sanat ve kültür", "Ege&#;li olmak" vb "yakınlık ögeleri"nden ötürü "arkadaş" olmuşlar.5 Hatta Oğuz, Çetin ve Ece Ayhan bir süre 6. Baskı: Bütiin Yort Savu/&#;lar! içinde, YKY, İstanbul, Baskı (YKY&#;de genişletilmiş 4. baskı): Bütiin Yort Savu/&#;lar! içinde, YKY, İstanbul, Ekim Baskı: Bütün Yort Savu/&#;lar! içinde, YKY, İstanbul, Baskı: Bütün Yort Savu/&#;lar! içinde, YKY, İstanbul, Mart Pazar Postası, 23 Kasım , yıl 6, sayı 47, s Pazar Postası, 21 Eylül , yıl 6, sayı 38, s Pazar Postası, 2 Kasım , yıl 6, sayı 44, s. ıcı. 5 Ece Ayhan, Özcan Ya lım ile yaptığı konuşmada şöyle anlatır: " Üner Birkan, İzmirli tabii, arkadaşım Oğuz Onaran Siyasal&#;da okuyordu [Özcan Ya lım&#;ın düzeltmesi üzerine] pardon, sözcüğü yanlış söyledim ben, Hukuk&#;ta okuyordu

19 aynı evde birlikte de oturmuşlar. Bunların hepsi iyiydi de, söz konusu şiirlerin nasıl olup da Oğuz&#;un eline geçtiğini açıklamaya bir katkısı olmuyordu; Oğuz da Ece Ayhan&#;ın mı daktiloya çektiğini, Üner Birkan&#;dan kendisine mi geldiğini yoksa kendisinin mi yazdığını hiç mi hiç hatırlamıyordu Ancak ortada Ece Ayhan&#;ın yazdığına kuşku olmayan ama bugüne kadar da bir yerlerde yayımlanmadığı görülen 74 şiir vardı. Şiirleri evirip çevirdikçe daha önce yaptığım bir çalışma geldi aklıma: "Seçilmiş Hikayeler Dergisi ve E. Ayhan Çağlar ya da Ece Ayhan"6 Çalışmayı yaparken Seçilmiş Hikayeler Dergisi&#;ni didik didik etmiş ve Salim Şengil&#;in yazdığı şu satırları bir "başlangıç noktası" olarak almıştım: "Elimizde dört şiiriniz var. Çağrışımlarla şiir yazıyorsunuz. Böyle oldu mu sıhhatli ve sağlam bir şiir verebilmeniz, çağrışımlarla birlikte gelen imajları belli bir yöne dökebilmenize bağlanır. Oysa, şiirlerinizden anladığımıza göre, şimdilik çağrışımların tabii akışı kendi yönlerini tayin ediyor ve siz, şiirinizin oluşunda aktif olmaktan çok pasif bir durumdasınız. Şiire kafa tutmak konusunda hece, hatta daha iyisi aruz vezni ile oynamayı, denemeler yapmayı hiç düşündünüz mü?"7 Seçilmiş Hikayeler Dergisi imzalı bu "öneri"den altı ay sonra E. Ayhan Çağlar gene "Açık Konuşma"da yer almıştı ve o yazıyı yazarken başka bir açıdan baktığım satırlara bu sefer daha başka bir açıdan bakmam gerekiyordu: "Ne kadar değiştiğinizi şüphesiz görüyorsunuz. &#;Bıkkınlığın Kendisi&#; nerde, &#;Güneşin Psikolojisi&#; nerde? Yalnız bu deyiş hatta imge ve öz gelişmesinin içinde bir yön var ki o kararlı kalıyor: Mistisizm eğilimi. &#;Veda&#;lardan itibaren &#;Güneşin Psikolojisi&#;nde ve &#;Alaman Himni&#;de bu eğilim hareketli değişken bir ekzotisma bulanıyor. İkisi bir arada, daha önce de yazdığımız gibi, çağrışımların tabii akışı içersinde geniş çerçeveli, soluklu, deyişi yabancı bir dilden çevrilmişi andıran bir şiir örgüsü örüyorlar. Bu, biraz da son zamanların modasıdır. Çoğunluk genç şairlerimiz Siyasal&#;da doçentti ya da profesördü " Ece Ayhan, Ece Ay/ Çıı, lıır Aıılııtıyor, Dipnot, Ankara, , haz. Eren Barış, s Bkz. kitııp-lık, Mayıs , sayı Seçilmiş Hikıiyt&#;lcr Dergisi, sayı , Eylül-Ekim , s.

20 18 bir önceki nesilde görülen topyekun zaman ve yer dışında soyutlamalar yerine (F. Hüsnü, B. Necatigil) coğrafyaya bağlı, fakat sınır tanımıyan, zaman tanımıyan soyutlamalar yapmayı seviyorlar. Siz de de bu görülüyor. &#;Güneşin Psikolojisi&#; Bizce, mısra, deyiş, ritm, imge konularında düşünmeli, denemeler yapmalısınız. &#;Veda&#;lardan birinde&#; adlı şiiriniz dergide yayınlanacaktır. Başarılar dileriz."8 Elimde bulunan kağıt tomarında ne "Güneşin Psikolojisi" adını taşıyan ne de bu sözcüklerin geçtiği bir şiir vardı; ama "Bıkkınlığın Kendisi" de, "Alaman Himni" de elimdeki tomarın içindeydi. Buradan yola çıkarak, bu şiirlerin bir bölümünün belki de Ece Ayhan&#;ın o yıllarda başta Seçilmiş Hikayeler Dergisi olmak üzere birtakım süreli yayınlara gönderdiği, yayımlanmadan kalmış şiirler olabileceği sonucuna vardım. Ayrıca, önceki "Açık Konuşma"da şu cümle de vardı: "Elimizde dört şiiriniz var." Daha daha önceki "Açık Konuşma"da da "imzasız yolladığı yazılar" dan ötürü hafif bir "fırça" yemişti: "Derginin çok yeni bir okuyucusu olacaksınız herhalde. Nereden mi bildiniz diyeceksiniz? İmzasız yolladığınız yazılarınızdan. Bunun üzerinde ne kadar önemle durduğumuzu eski okuyucularımız bilirler. En basit bir nezaket geleneği bile gönderilen yazının altına imza konulmasını gerektirir. Bir sanat yazısının altına imza değil insan kalıbını bile basmalı. Bu, kişilik anlamına alınmıştır."9 Üstelik Ece Ayhan, yıllar sonra, &#;de Emine Sevgi Özdamar&#;a birkaç gün arayla yazdığı iki mektupta, &#;de yazmış olduğu birkaç şiirini bir rastlantı sonucu bulduğunu yazmıştır: "Bir rastlantıyla &#;lerde yazılmış beş şiirimi buldum. Şimdi elimde"ıo; "&#;de yazdığım uzun şiirimi de buldum bir lise arkadaşımda."11 "İlk Şiirler"de, "Tutanak" ekindeki şiirlerden beşi yer almaktaydı. Başka ipuçları da vardı: 8 Seçi/mi; 1-/ikıiyl&#;ler Ocrgi,.;i, sayı , Nisan-Mayıs 19&#;i&#;i, s Seçi/mi; 1-/ikıiycler Ocrgi,.;i, sayı 31, Ağustos , s "17 Oca k 97" tari hl i mektup, &#;Emine&#; Sevgi Özdamar, "Kendi Keııdi11i11 Tcr=i>i Rir Knı11/ı11r", YKY, İstanbul, Ekim , s "27 Ocak 97" tarihli ml&#;ktup, &#;Emine&#;Sevgi Özdamar, ııgı&#;., s.

21 " doğumluyum, ancak &#;da yayınlayabildim. Ortaokuldan beri yazıyorum ama, kuralları bilmiyordum. &#;ya dek pulu yapıştırıp gönderiyordum. Oktay Akbal Vatan Gazetesi&#;nin sanat danışmanlığını yaptığı yılları anlatan - eski günleri hatırlıyorum- bir yazısında &#;Ece&#;den doksan-yüz dizelik şiirlerin olduğu, kalın zarflı mektuplar gelirdi. Okuyucuyu şaşırtmamak için yayınlansın diye veremezdim&#; diye yazdı. Erdal Öz de Türk Dili dergisinde yayınlanmayan otuz şu kadar şiirimi bulmuş. Kısaca sonlarına kadar ortada yokum, her anlamda yokum. İlk kez Pazar Postası dergisinde Temmuz&#;undan sonra her on beş günde bir yayınlandı bir şiir"12 Eren Barış da, Kardeşim Akif&#;in sonuna koyduğu Ece Ayhan yazısında, kaynak göstermemekle birlikte, " kendi sesinden öğrenildiğine göre ilk metnini &#;Siirt&#;in Sesi&#; adlı gazetede yayımladı" diye belirtmektedir Öte yandan, zamanında Yeditepe Arşivi&#;ni ayrıştırırken Ece Ayhan&#;ın yayımlanmamış sekiz şiirini bulan E[nis B[atur] da benzer değerlendirmeleri yapmaktadır "Ece Ayhan&#;ın Yeditepe &#;ye gönderdiği şiirlerden sekiz tanesi çıktı, yazışma dosyalarının içinden. Mektuplarındaki ifadelere bakılırsa, dergiye belli ki başka şiirler de göndermiş, anlaşılan onlar korunamamış Ece Ayhan, Dipyazılar, YKY, İstanbul, Ocak , s (Gülin Tokat, "İlhan Berk ile Ece Ayhan İkinci Yeni Akımını Anlatıyor", Hiirriyl&#;f Gösteri, Şubat &#;den). 13 Ece Ayhan, Kardcşinı Akif. Akif Kıırtıılıış&#;a Mcktııplar, Dipnot, Ankara, , s. (haz. Eren Barış). Ancak Milli Kütüphane&#;de yaptığım araştırmaya göre, o tarihlerde Siirt&#;te, Siirt&#;iıı Sesi diye bir gazetenin yayımlandığı kaydına ulaşamadım. Ulaşabildiğim, -ad yakınlığından ötürü yanlış anımsanabilecek olan- Siirt Sesi -ki ilk sayısı 3 Eylül &#;te yayınlanmıştır- ile Siirt Postası -ki ilk sayısının tarihi 10 Ocak &#;tür-oldu; ikisinde de Ece Ayhan&#;ın bir şiiri bulunmuyordu. " Ya lnız mahalle ve lise arkadaşlarım (sözgclimi; Amerikalı e. e. cummings, Pound, Eliot çevirileri yapan ve öyküler dl&#; yazan Arslan Ebiri ve Vehip Arıkan, Enis Arıkan, Önder Baykal) vardı bl nim " Ece Ayhan, "İ lk Adımlar", Poctika. Şiir Sanatı ve Sorııııları 2, İstanbul, , s Ece Aylıan&#;ın İstanbul&#;da lise sıralarından arkadaşı olan iki amca oğlunun, Vehip Arıkan ile Enis Arıkan&#;ın da Siirt&#;li olduklarını öğrendim; bu nedenle de, Ece Ayhan&#;ın liseyi bitirdiğinde yaz tatilinde Siirt&#;e gitmiş olabileceği ve arkadaşlarının da "yerel" yardımlarıyla şiirinin Siirt&#;te yayınlanan bir gazetede yayımlanmış olabileceğini düşünmek de anlamlıyd ı. 14 "Yeditepe Arşivi&#;nden, ag, s.

22 20 Ece Ayhan&#;ın kendi arşivini doğru dürüst tutmadığını biliyoruz. Bir dönemde, "Kınar Hanımın Denizleri" () öncesi dergilerde yayımlanmış ama kitabına girmemiş şiirleri hep birlikte aradıydık, bulunanları "toplu şiirler"inin çatısı altında topladı " Bir başka tanık da, Özcan Yalım ile yaptığı konuşmadaki sözleriyle Ece Ayhan&#;ın kendisidir: " O sene, 54&#; te, Siyasal&#;da 54&#;te bulunurken yazdığım şiirlerden Biri yayımlanmış diye duydum ama, yani 54 Şubatı&#;nda ilk yayımlanıyor da dergide, Türk Dili dergisinde. İki şiir [Özcan Yalım&#;ın "Sende yok mu? sorusu üzerine] Bende yok İki şiir var orada. Ad hatırlamıyorum "15 * * * İş burada kalmadı &#;li yılların edebiyat yaşamıyla yakından ilgilenmeye, zamanın süreli yayınlarını karıştırmaya, yazılanları okumaya, yazarları biraz daha tanımaya kalkıştığımda Arslan Ebiri&#;nin adıyla çok karşılaşmıştım. Kardeşi Kutlay Ebiri&#;yi Siyasal Bilgiler Fakültesi&#;nde okurken tanımıştım; sonra da Devlet Planlama Teşkilatı&#;nda birlikte çalışmıştık. Arslan Ebiri&#;nin eşi Göksel Ebiri&#;yi çok sonraları, ortak dostumuz -Ece Ayhan&#;ın da dostu olan- Filiz ve Oğuz Onaran aracılığıyla tanımıştım. Arslan Ebiri zamanın süreli yayınlarında bu kadar çok karşıma çıkınca, Göksel Ebiri&#;ye telefon etmiş, Arslan Ebiri&#;nin yazdıklarının, çevirdiklerinin kitaplaşıp kitaplaşmadığını sormuştum. Kitaplaşmamış, süreli yayınların sayfalarında ya da hiç gün ışığı görmeden dosyalarda kalmışlardı. Sağ olsun, &#;nin bir bahar gününde bir çanta dolusu dosyayı getirmişti Göksel Ebiri. Hızla bir göz atıp elimdeki işler bittiğinde derinlemesine ilgilenmek üzere bir yana koymuştum. Oğuz Onaran, öyküsünü yukarıda anlattığım dosyayı getirip de yeniden Ece Ayhan&#;la ilgilenmeye başladığım Şubat &#;te Arslan Ebiri&#;nin dosyalarını çıkartıp biraz daha dikkatle baktım. Ece Ayhan&#;ın, elyazısıyla yazılmış ve/ya daktiloya çel&#;i frc /\ylııııı Çıı, /ıır A11/atıyor. ıı ı., s. 9)t

23 21 kilmiş, kiminin altında tarih olan, kimi tarihsiz, bir bölümü yayımlanmış, çoğu yayımlanmamış birçok şiiri olan bir dosya çıktı karşıma. Tarihli olanlara bakıldığında neredeyse tamamına yakınının "lise yılları"nda yazıldıkları görülüyordu; tersi ortaya çıkıncaya kadar, tarihsiz olanların da aynı yıllarda yazıldıklarını, -belki de Arslan Ebiri tarafından daktilo edildiklerini- varsaymanın pek yanlış olmayacağını düşündüm. Sözü uzatmanın gereği yok. Ece Ayhan&#;ın yıllar sonra, " sonlarına kadar ortada yokum, her anlamda yokum" diye yakınmasına E. Ayhan Çağlar imzalı "bulunan şiirler" ile son vermenin zamanının geldiğini düşünerek bir kitapta toplamaya karar verdim Ancak şiirleri arka arkaya koyarak kitaplaştırmaya çalışmak yerine, elimde olan elyazısı ya da daktiloya çekilmiş taslakları, birden çok taslak varsa kendi aralarında ya da yayımlanmışsa yayımlanmış metinle karşılaştırmaya giriştim. Sanırım, Ece Ayhan&#;ın "şiir işlerken" geçirdiği aşamalar üzerine bir fikir verebilecek bir metin çıktı ortaya. Öte yandan, kitabı şiirlerle sınırlamaya da gönlüm elvermediğinden, Ece Ayhan&#;ın şiirle ilgili düşüncelerini, zamanın süreli yayınlarıyla ilişkilerini, Kınar Hanımın Denizleri üzerine birkaç değinmeyi, yayımlanmamış öykülerini de kitaba kattım. Böylece Ece Ayhan&#;ın, ortaokul sıralarından "görünür" olduğu yılı ortasına, oradan da Kınar Hanımın Denizleri&#;ne uzanan yaklaşık on yılını ( ) kapsayan altı bölüm ortaya çıktı: &#;de yayımlanmış -ve ele aldığım dönemin dışında kalmış- olmakla birlikte, kitaplarında yer almamış olan, şiire bakışını açıklayan "Şiirin Kurgusu" kitabın "Giriş"ine pek uygun düştü. Bölüm Bir, ortaokul sıralarında, çoğunu "yeşil mürekkepli kalem"le yazdığı şiirleri, Bölüm İki&#; de Mülkiye&#;de okurken yazdıklarını, gerekli görülen açıklamalarla birlikte kapsadı. Bölüm Üç, kitaplara girmemiş ve/ya elimizdeki taslakları farklı olan şiirlerin yer aldığı süreli yayınlarla ilişkilerine ayrıldı. Bö- 16 Belki yayımlanmasının bir başka yararı daha olur: Biri çıkar da, burada yer alan şiirler içinde daha önceleri yayımlananlar olduğunu gösteriverir Böylece elbirliğiyle, şiir üstüne şiir koyularak eksiksiz bir "Ece Ayhan Kaynakçası"na ulaşılmış olur

24 22 lüm Dört&#;de Kınar Hanımın Denizleri&#;nin bir tür "ön çalışmaları" ile yayınlandıktan sonraki bir-iki değerlendirmeye yer verildi. Bölüm Beş, Pazar Postası&#;nda yayımlanan "Nereden de andım şimdi" adlı düzyazısı ve üzerine yazılmış -biri şaşırtıcı- iki ilginç yazıdan oluştu. Bölüm Altı da topluca öykülerine ayrıldı Değinilmesi gereken son bir nokta daha var: Gerek şiirlerin, gerek düzyazıların "yazım biçimi"ne neredeyse hiç "müdahale" edilmemeye çalışıldı. Kimi yazım yanlışlarının zamanın teknik olanak(sızlık)larından kaynaklandığına ilişkin kuşku duyulsa da, Ece Ayhan&#;ın isteğine saygı göstermek gerekliliği ağır bastı: "Ben şiirime ve onun uzantıları olan konuşmalarımı dokundurtmuyorum bugün; yazılabilen ya da yazılamayan &#;gizli virgül&#;lere bile! Kaldı ki, inanıyorum bir gün gelecek onlar da yazılabilecektir, yazılabilmelidir de (ben bu 30 harften de sıkılıyorum -şu kadar yıl içinde harflere 1 harf eklemişsek doğallıkla-; yazım işaretleri imlerin de yetmiyor bana; kipler ise hiç yetmiyor). Bakışlarım, aklım, akıl yürütmelerim, düşüncelerim beğenilmiyebilir, ama onların yazıya, şiire, konuşmaya dönüşmüş biçimlerinin, &#;olduğu gibi&#;, dolaşıma geçerliliğe açılması açıklanması, hiçbir gerekçeyle alıkonulmamalıdır, alıkonulamaz!"17 3 Haziran , Alaçatı 17 Ece Ayhan, "Şairlerin elinde şiirden başka şeyler de vardır", dipyazılar, YKY, İstanbul, Ocak , s içinde s

25 Giriş Yerine "Şiirin Kurgusu"18 Bilebildiğimce, yılından bu yana "şiir"ler, yazılar yayımlıyorum; hayır, bir ana niteliği belli bir toplumda şiirin de (bile) yeri olmayışı sırılsıklam gerçeğinden yola çıkmadım, çıkmıyorum bu kez; yalnızca şiir denilen şey hizmet ve meta üretildiği, üretilişi gibi "kurulmuyor" kesenkes diyorum. Yani, bir bakıma, iktisatta belirli bir sayfası yoktur şiirin; bu yüzden anlatmak epey zor olacaktır okura şiiri! Siz görünüşe bakmayın. Bir şiir "kurulurken" (doğallıkla başka arkadaşları bilemem) nasıl "yoğruluyor"u soruyorsunuz? Yazmanın, yazılmanın bir öncesi var ilkin, üç yıllık, on yıllık, yirmi yıllık sorular oluyor kafada sözgelimi; başlangıç kurgusu daha zihin oralardayken örülüyor yapılıyor; kısacası "şiir zihni" sanırım biraz başka türlü işliyor genelgeçer akıl yürütmelerden, daha da özeti "külyutmazlık"tır (Bizim tarihimizden bir örnek, hoşa gitmeyecekse de; Hezarfen Ahmet Çelebi, bir cambazdır ve İstanbul&#;da Galata Kulesinden uçmak adına atlar, kulenin altındaki bir tümseğin üzerine düşer ve bacağını kırar!.. Yeryüzü tarihinde de Troyalı bir güzel Helen vardır. Homeros İlyada&#;sında böyle yazıyor, kitaplar, romanlar, filmler var Oysa Paris Helen&#;i Yunanistan&#;dan kaçırdığında bir kocakarıdır!.. Bunlar tarihin gidişine yürüyüşüne küçük bir çelme takmak bile sayılmaz tarihçe; "şiir" den söylemesi deyip geçiyorsunuz; bugünlerde çok büyük bir yanlışlık yapılıyor, işleniyor 18 Tiirk Dili, Ağustos , sayı , s &#;de, Yazı Kumlu&#;nun anlatımıyla " kimi ozanların şiire nasıl baktıklarını, nasıl bir hazırlık içinde olduklarını " göstermeyi amaçlayan "Özel Bölüm: Şiir Çalışmaları" ana başlığı altında yayımlanmıştır.

26 özel ve genel anlamda düşünmeklerim gibi). Yine sözgelimi, her bir şeyi, "verilmiş" her bir şeyi (olabildiğince) irdeliyorsundur, yakın ve uzak çevrendeki hiçbir şeyin gösterilmeye çalışıldığı gibi olmadığını biliyorsundur çünkü, etinde kanında duyarak; her bir şey bir bütündür ya; işte bunları şiire taşıyorum Nesneler, daha çekirdek olarak zihindeyken katlanmaya başlıyor, en yalın bir şiirde bile onun parçalarında yalınlık yoktur, yani ufacık bir şey bile binlerce boyutlu Benim "kurduğum", "kurabildiğim" şiirde, soruya, konuya geliyorum, okur denilen kişi karınca kararınca daha olsa silinmiş olduğu için, bütün kavramlar nesnel gerçeklikler, vb. hızlı bir değişime, belirli bir şiir perspektifinde yerlerini alıncaya dek gelişmeye uğruyorlardır. Yaptıklarımı, ettiklerimi savunmuyorum burada; düşüncemin "iktidar"a geçmesini istemedim hiçbir zaman çünkü. Yalnızca, "şiir"in öyle kitaplarda, kitaplarınızda yazıldığı gibi olmadığı, doğrusu olamayacağıdır, benim de deneyimlerim olmuştur, bildiğimi biliyorum o kadar "Son biçim"ini alıp almadığını anlamak sorununa gelince, şiirin, buna neden "son öz" denmemiş olduğunu da düşünüyorum, düşünerek izin verin de bir kömürün bir elmasa dönüşmüş olduğunu artık anlayalım! Bir şiir kıpırdanıyorsa, deviniyorsa sona ermiş demektir; sözgelimi herhangi bir şey eksikse kıpırdanmaz! Ustalar şunu çok iyi anlayacaklardır; şiir tam bir avadanlıktır, tarihsel bir avadanlıktırl. Devletle

27 1 "YEŞİL MÜREKKEP11LE YAZILMIŞ ŞiiRLER

28

29 Ön Bilgiler I/ Ece Ayhan ya da "Nüfus Hüviyet Cüzdanı"nda yazılı olduğu üzere Ece Ayhan Çağlar, 10 Eylül &#;de Datça&#;da (Muğla) dünyaya gözlerini açmıştır. Burada bizi ilgilendiren "öğrenim süreci"nin izini yılı başlarında Özcan Yalım&#;la yaptığı söyleşide sürelim 1 İlkokula Ekim &#;de Eceabat&#;ta başlamıştır; ikinci sınıfı ise, &#;da, Çanakkale&#;de, İstiklal İlkokulu&#;nda okumuştur: "İlkokulun birinci sınıfına Eceabat&#;ta gittim senesinde ilkokulun ikinci sınıfını Çanakkale&#;de okudum ben. Eceabat&#;tan Çanakkale&#;ye geçmişiz 39 senesinde. Ben orada İstiklal İlkokulu&#;na yazıldım "2 &#;da ailesi ile birlikte İstanbul&#;a gelmiştir: " üçte İstanbul&#;a geldik, yani 40 senesinde Hırkayı Şerif Camisi var ya, onun karşısında numaralı bir okuldu. O zamanlar İstanbul&#;da ilkokullar numaralı Şimdiki adı Hırkayı Şerif İlkokulu Bu artık elli küsur falan bir şeydi. Karagümrük&#;le Fatih arasında Atikali diye bir yer. O ilkokulu bitirdim&#;&#;3 Burada bir ayraç açmak ve "okul numaraları" üzerine bir açıklama yapmak gerekmektedir. Ece Ayhan&#;ın İlkokul Diploması&#;nda bitirdiği okulun adı "Fatih Ondokuzuncu İlkokul" olarak yazılıdır"; kendisi ise okulun "elli küsur" numaralı 1 Ece Ayhan, Ece Ayhan Çağlar Anlatıyor, Dipnot Yayınları, Ankara, (haz. Eren Barış). 2 Ece Ayhan, agc., s Ece Ayhan, age., s Ece Ayhan, age., s. Ancak arada kısa süren bir de Cağaloğlu&#;nda " Okul" süreci yer almaktadır. Bkz. Ece Ayhan, age., s.

30 olduğunu ve Atikali&#;de bulunduğunu söylemektedir. Belleği Ece Ayhan&#;ı yanıltmamakta sadece karıştırmaktadır: Birbirine bitişik iki bina söz konusudur. Birincisi, &#;de Abdülmecit tarafından yaptırılan Hırka-i Şerif Camii Piyade Muhafız Karakolu5, öteki de &#;lerde kurulduğundaki adıyla Fatih Okulu6 &#;te, Fatih Okulu&#;nun öğrenci sayısı arttığından tek katlı bir bina olan karakol da dört derslik bir okula, " Okul"a dönüştürülmüştür yılında, Okul, Hırka-i Şerif Okulu adıyla şimdiki küçük binaya yerleşirken, Okul olarak çalışan okul da Atikali Okulu adıyla şimdilerde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak kullanılan binaya yerleşmiştir. Ece Ayhan&#;ın numaraları karıştırması, " Okul" ile " Okul"un bitişik ve iç içe sayılabilecek konumda olmalarından kaynaklanmaktadır. "Ece Ayhan Tarihi"ne açıklık kazandırmak amacıyla gerekli görülen ayraç kapatıldığında, Ece Ayhan&#;ın Haziran &#;de Fatih Ondokuzuncu İlkokul"dan İlkokul Diploması&#;nı aldığı, aynı yıl Vefa&#;da Zeyrek Ortaokulu&#;nda orta öğrenimini sürdürmeye başladığı görülür. &#;de ortaokulu bitiren Ece Ayhan, lise eğitimine -o günkü adıyla- Taksim Erkek Lisesi&#;nde başlamıştır. Dokuzuncu sınıfta önce bütünlemeye -o zamanki adıyla "ikmal"esonra da sınıfta kalan7 Ece Ayhan ikinci yılını doğrudan geçmiş, ancak ailesi İzmir&#;e taşınmak istediğinden kaydını İzmir Atatürk Lisesi&#;ne yaptırmıştır.m "Dokuzu, sınıfı geçtim ben, yazı geçirdim, yazın okulların açılmasına diyelim ki on beş gün kala veya yirmi gün kala, veya bir hafta kala, bilmiyorum şeyini. 50 senesinin Ekimi&#;nde falan, ekimin başlarında. Belki de Eylül&#;ün sonlarında İzmir&#;e gittim ben. Okul gerçekten çok güzel bir okulmuş, o İzmir Atatürk Lisesi yılbaşında, o zamanlar üç karne alınıyordu, ocak sonuna kadar, ondan sonra bilmem nereye kadar, üç karne veriliyordu. Yani Ocak sonunda İstanbul&#;a döndüm ben "9 Ece Ayhan, İstanbul&#;a döndüğünde, adı Beyoğlu Erkek %20Atikali%20llkogretim%20 funduszeue.info; erişim tarihi: 28 Şubat irkaiserif ioo.k tr /tr / funduszeue.info?option=com _ content&view=a rt icle&id=57&ltemid=67; erişim tarihi: 28 Şubat Ece Ayhan, age., s Ece Ayhan, age., s Ece Ayhan, age., s.

31 29 Lisesi&#;ne dönüşen10 eski okuluna gitmiş ve Temmuz &#;te bitirmiştir. Ece Ayhan&#;ın Ankara&#;ya, Siyasal Bilgiler Fakültesi&#;ne gitmeden önceki "öğrenim süreci"ne burada değinilmesinin nedeni, ilerideki sayfalarda karşılaşılacak olan "ilk şiirler"in büyük bölümünü yazdığı tarihlerde Taksim / Beyoğlu Erkek Lisesi&#;nde okuyor olmasıdır; bir bölümünü de, İzmir Atatürk Lisesi&#;nin yeterince oturamadığı sıralarında yazmış olmalıdır. Özcan Yalım, anılan söyleşide ortaokulu bitirmeden önce yazdığı bir şeyler olup olmadığını sorduğunda aralarında şöyle bir konuşma geçer: "EcE AYHAN: Ortaokul bitmeden önce yalnız şiir. ÖzcAN YALIM: Yani bu damla damla şiirinden sonra yazmayı sürdürdün mü? EcE AYHAN: Sürdürdüm. Bir roman denemem vardı benim. Uydurma bir roman. ÖzcAN YALIM: Ortaokulda. EcE AYHAN: Evet. ÖzcAN YA LIM: Ortaokulda yazdığın şiirlerden ya da romandan kalan herhangi bir şey var mı? EcE AYHAN: Yok. ÖzcAN YALIM: Gerek yazılı, gerek belleğinde EcE AYHAN: Yok. Belleğimde işte, yalnız o tek şiirin adı var, &#;Damlalar Damlalar&#; diye. Üç nokta yan yana! Romanı da hayal meyal şöyle hatırlıyorum "11 Ece Ayhan, anılan söyleşide, "Damlalar Damlalar" konusuna da şöyle değinmiştir: "Ahşap ev ya da tavan. Yukarıda bir olay olmuş. Cinayet falan işlenmiş. Diyelim ki birkaç saat önce, üç beş12 saat önce, ar- ]() "Lisemiz, şimdiki binanın yerinde bulunan Fransız Jean l&#;atiste İlkokulu&#;nda Eğitim Öğretim yılında Taksim Ortııok11/11 adı ile öğretiml&#; başlamıştır Eğitim Öğretim Yılı&#;nda Tııksi Erkek Lisesi, daha sonra Heyo, /11 Erkek Lisrsi adini almıştır. &#;te lise Mezunları Cemiyeti önerisi üzerine Alııllirk Erkl&#;k Lisesi adını almıştır." rkl funduszeue.info funduszeue.info /funduszeue.info?id l; erişim tarihi: 28 Şubat Ece Ayhan, ııgc., s. 39, Melindeki "ben" sözcüğü, bir ya zma hatası olduğu, aslında "beş" olması gerektiği düşünülerek ta rafımdan düzeltilmiştir -TT.

32 )O tık bilemiyorum. İkimiz burada oturuyoruz mesela, yukarıdan kan damlamaya başlıyor, öyle haberimiz oluyor. Ben de &#;damlar, damlar&#; diye bir şiir yazmışım Mürekkebim yeşilmiş, mürekkepli kalemle yazmışım ben"13 İlerdeki sayfalarda "Damlalar damlalar"14 bulunmamakla birlikte, "yeşil mürekkep" ile yazılmış başka şiirleri yer almaktadır. II/ Birkaç satır da, bir bölümü "yeşil mürekkep"le yazılmış olan bu şiirlerin nasıl gün yüzüne çıktığı üzerine yazmak gerekmektedir. Önce sözü Ece Ayhan&#;a bırakalım: "O zamanki adı, yani girdiğimde, Taksim Erkek Lisesi&#;ydi Şimdi, sonra Beyoğlu Erkek Lisesi oldu; aynı yer, aynı bina. Şimdi Atatürk Erkek Lisesi O zaman arkadaşım oldu, Arslan adında. Aynı sınıftayız. Bir daha şey oldu, yazına, edebiyata daha yakınlaşma oldu. O da meraklıymış. Daha önce böyle bir edebiyatla ilgili bir arkadaşlarım falan yoktu. Müzikle, sinemayla falan. Baktım bu Arslan, hem sinema hem müzik hem edebiyat. Üçü vardı, sürdürüyorduk biz Sözünü ettiği Arslan, önce "sınıf arkadaşı", sonra da yakın arkadaşı olan Arslan Ebiri ( )&#;dir ve yapılması gereken bir başka -biraz da kişisel- açıklamadır: &#;li yılların edebiyat yaşamıyla yakından ilgilenmeye, zamanın süreli yayınlarını karıştırmaya, yazılanları okumaya, yazarları biraz daha tanımaya kalkıştığımda Arslan Ebiri&#;nin adıyla çok karşılaştım. Arslan Ebiri&#;nin eşi Göksel Ebiri&#;yi çok sonraları, ortak dostumuz -Ece Ayhan&#;ın da dostu olan- Filiz ve Oğuz Onaran aracılığıyla tanı- 13 Ecl&#; Ayhan, ııge., s Bir başb yerdl&#; de şiirin adını "Damlalar&#; Damlalar!" diyl&#; belirttiğinden adının bu olduğu düşünülmektedir: "Bir Arsen Lüpen romanı okuyorum; kagir bir l&#;vin funduszeue.info katında cinayet işlenmiş, alttaki odaya tavandan kan damlıyor. Bl&#;n dl yl&#;şil mürekkeple, -evet yeşil-, ilk şiirimi yazmıştım, yazmışım: &#;Damlalar&#; Damlalar&#;&#; " Ece Ayhan, "Hal ve Gidiş Sıfır ya da Zeyrl&#;k Orta İki", Çıkk11/cli Mı&#;iıılııı/&#;ıı İki El Mektup yıı da özel /ıir (11/ fari/ıi, Korsan Yayın, İstanbul, Mayıs , s. ı:ı. 15 En Ayhan, ııgc., s. 51,

33 31 mıştım. Göksel Ebiri&#;ye telefon ettim, Arslan Ebiri&#;nin yazdıklarının, çevirdiklerinin kitaplaşıp kitaplaşmadığını sordum. Kitaplaşmamış, süreli yayınların sayfalarında ya da hiç gün ışığı görmeden dosyalarda kalmışlardı. Sağ olsun, &#;nin bir bahar gününde bir çanta dolusu dosyayı getirdi Göksel Ebiri. Hızla bir göz atıp elimdeki işler bittiğinde derinlemesine ilgilenmek üzere bir yana koydum. Ece Ayhan&#;la ilgilenmeye başladığım Şubat &#;te dosyaları yeniden elime aldığımda, içinde Ece Ayhan&#;ın, elyazısıyla yazılmış ve/ya daktiloya çekilmiş, kiminin altında tarih olan, kimi tarihsiz, bir bölümü yayımlanmış, çoğu yayımlanmamış birçok şiiri olan bir dosya çıktı karşıma. Tarihli olanlara bakıldığında neredeyse tamamına yakınının "lise yılları"nda yazıldıkları görülüyordu; tersi ortaya çıkıncaya kadar, tarihsiz olanların da aynı yıllarda yazıldıklarını varsaymanın pek yanlış olmayacağını düşündüm. Ancak elimde bulunan, "Mülkiye&#;deyken Yazılmış" şiirlerin bulunduğu bir başka dosyada aynı şiirlerin tarih konmuş olanları olduğunda, buraya almadım. III/ Aslında, Ece Ayhan&#;ın "lise yılları"ndan kalan şiirlerini -kendisi yayımlamadığına göre- yayına hazırlamak konusunda epey ikirciklendim. Ancak sonunda, bir şairin gelişme çizgisini göstermesi açısından yayımlanmasının daha doğru olacağına karar verdim. Bu kararımda, Ece Ayhan&#;ın "kendi yazdıkları arşivi" konusunda bilinen savrukluğunun yanı sıra, yaşındayken yazdıklarının bir bölümünün belleğinden çıkmış olabileceği olasılığı etkili, değişik zamanlarda değişik kişilerle yaptığı konuşmalar da yol gösterici oldu: ÖzcAN YALIM: Şimdi, bu sözünü ettiğin damla damla kan damlama olayında yazdığın, herhalde ilk şiir oluyor. Bilinçli ya da bilinçsiz. H ngi yıl olduğunu hatırlıyor musun? ECE AYHAN: Orta bir olabilir. ÖzcAN YALIM: Orta bir, yani

34 32 EcE AYHAN: Evet. ÖzcAN YALIM: On üç yaşında falan oluyorsun. ECE AYHAN: Yalnız, orta bir deyince, 45&#;te olabilir. ÖzcAN YALIM: O zaman ders yılı. 45&#;te olabilir " ÖzcAN YALIM: Peki, öğretmenin zorlamadığı zaman yazdığın şiirler, hece miydi, serbest vezin miydi? ECE AYHAN: Serbest bir şeydi. Bunlar ders için. Yani ben, vezinli, kafiyeli, aruzlu falan şiirler yazmıyorum. O ders için. ÖzcAN YALIM: Onlardan hiçbir şey anımsamıyorsun ve yok kalan. EcE AYHAN: Hiçbir şey anımsamıyorum. Hep deneme onlar. ÖzcAN YALIM: Bir yayınlama girişimi falan EcE AYHAN: Yok. ÖzcAN YALIM: Yok. Kendin için yazıyordun, arkadaşlara veriyordun. lh Ortaokul sıralarındayken "yayımlama girişimi" yoktur; ama "lise"de durum değişmiştir: Ece Ayhan, her "yeniyetme" gibi yazdıklarının yayımlanmasını istemektedir: " İstanbul Beyoğlu pastahanesine gider ve belli başlı yazın, edebiyat dergi ve gazetelerine önceleri (Hollandalı olabilir mi?) Heinrich Isaac&#;ın, bir Alman&#;ın, &#;bir başka&#; Alaman&#;ın ve birkaç Anglo-Sakson&#;un (yazayım; &#;atonallik&#;in, on iki ton müziği&#;nin &#;bagateller&#;in, &#;manyetofon&#;un, Alban Berg&#;in, Arnold Schönberg&#;in Giacometti&#;nin, &#;mobil&#;lerin de) etkisindeki kimi çok uzun, kimi orta uzunluktaki şiirlerimi, durmadan, gönderirdim. Usanmıyordum ve zarflar dolusu Bu otuz-otuz beş şiirden birkaçı yayınlandı İlgi çekmediler."17 " doğumluyum, ancak &#;da yayınlayabildim. Ortaokuldan beri yazıyorum ama, kuralları bilmiyordum. &#;ya dek 16 Ece Ay han, Ece Aylıa11 Çağlar A11/atıyor, ııge., s. 39, Ece Ay han, "İlk Ad ımlar", Siuil Oe11cı11clcr Kam, YKY, İstanbul, Eylül , s.

35 33 pulu yapıştırıp gönderiyordum. Oktay Akbal Vatan Cazetesi&#;nin sanat danışmanlığını yaptığı yılları anlatan -eski günleri hatırlıyorum- bir yazısında &#;Ece&#;den doksan-yüz dizelik şiirlerin olduğu, kalın zarflı mektuplar gelirdi. Okuyucuyu şaşırtmamak için yayınlansın diye veremezdim&#; diye yazdı. Erdal Öz de Türk Dili dergisinde yayınlanmayan otuz şu kadar şiirimi bulmuş."18 IV/ İşte burada yer alan, "Yeşil Mürekkep&#;le Yazılmış Şiirler" böyle bir süreçte ortaya çıktılar. Ancak gün yüzü görmeden bir köşede kalmış çoğu ürün gibi bu şiirler de sorunsuz değiller: Aynı şiirin birkaç değişik biçimde yazılmışı da var, eksik olanlar, başlanıp bırakılmış olanlar da Okunamayan sözcükler, dizeler de bir başka sorun Aklımın erdiği, elimin değdiği kadarını belirtmeye, açıklamaya çalıştım; ancak ne şairim ne de eleştirmen ya da edebiyatçı; "araştırmacı"yım ve hata yapma olasılığımı azaltmak için de, şiirlerin elyazısı ile yazılmış nüshalarını da vermenin yerinde olacağını düşündüm. Ola ki, okunamayan bir sözcüğü okuyabilen, eksik kalan dizeyi tamamlayan "Ece Ayhan dostları" ortaya çıkar ve "Yeşil Mürekkep&#;le Yazılmış Şiirler" son biçimini alır V/ Kuşkusuz, "Yeşil Mürekkep&#;le Yazılmış Şiirler"in 60 yıl sonraya, günümüze kalmasını sağlayan Arslan Ebiri&#;ye de, kalanları koruyan Göksel Ebiri&#;ye de bir teşekkür borçluyuz Ece Ayhan, Dipyazı/ar, YKY, İstanbul, Ocak , s

36

37

38

39 37 GEÇEN ZAMANLARDAN Deniz kıyısında bu baharı Seninle beraber seyredemedik Yalnızım ve hissetmiyorum Deniz kıyısında bu baharı. Rüzgarlar meydan okurdu Ve sen elimi tutardın sıcacık Gözlerimiz maviyken seviyordum Deniz kıyısında bu baharı. Bulutlarla giden şarkılarımız Neşeleri ve kederleri ile Hala dolaşıyor gibi Deniz kıyısında bu baharı. Öyle güzel kokular var ki Duyabiliyor musun? Seneler önce olduğu gibi Deniz kıyısında bu baharı.

40 YENİ Ben sevebiliyorum bazen Herşeyi İnsanları, insanları Şimşeklerin altında okuyan Düşünen insanları Mumları üfleyenleri Yeşil gözlülerin Sırlarını da Acılarıyla seviyorum Ben belki başkayım Ya siz, sizler?

41 39 DÜŞÜNÜŞ Nerede derin ölüm Zavallı çocuğum Ne toprak bekler seni Ne de sen onu1 Yalan der biri Fakat bakmışsın yoksun Zavallı çocuğum 1 Bir başka biçimi: "Ne sen onu / Herşey yabancı / Kimse tanımaz birbirini".

42 DÖNÜŞ Günün yorgun akşamı Yırtık postallarımla Ağır ağır adımla Döndüm uzak ülkeme. Buraları başka mı? Çınar gölgeleri loş Bizim sokaklar bomboş Bir baktım da köyüme. Aradım şen anamı Sesler ne garip geldi Avluda gidip geldi Seslenmiştim evime İnsanlara tasamı Derdimi anlattım da Hiçbir şey demediler Öyle baktım halime.

43

44

45 43 AGLIYAN KADIN Fırtınaların sonunda akşam üstü Her şey kayıp, güneş bile Soluk soluk alınlarda Rüzgar yıkılmış mabetlerden esmekte Artık hatıra olacak izlerle. Ağaçların altında bir hayal Hazin şarkısını söylüyor Toprak, Hahlarla şarap içiyor Bir kız geçiyor, yorgun Deniz sakin, sakin keyfinde Ya çocuklar? Onlar ebediyette. Bir nehrin kıyısında ilerleyen Işık huzmeleri boyunca Yüzü rüzgarda, siyahlı bir kadın Ne güzel tebessüm ediyor. Fakat hakikatte Jaconde1 gibi, Belki de Jaconde Gözyaşı dökmeksizin ağlıyor. 1 "Joconde" olmalı.

46 44 ÇOCUK Ah sen ey çocuk Herşey sende Rüyaların tatlılığı Korkularıyla Ağaç altı hülyaları Rüzgarın hazzı Gözlerinde tuzlu gölgeler2 Saçlarında güneşin rengi Ve sen yine üzgünsün Ağlıyorsun Ağlamak senin için ne güzeldir1 2 Daktilo edilmiş metinde "tuzlu gölgeler", elyazısı metinlerde "tozlu gölgeler" 3 Bir başka biçiminde: "Ağlamak ne güzeldir"

47 45 ÇOCUK Ah! Sen ey çocuk Her şey sende; Rüyaların tatlılığı Korkularıyla, Ağaçların altında hülyalar Oyunun peşindeki saflık Nefesini tıkayan rüzgarın hazzı Gözlerinde tozlu gölgeler Saçlarında güneşin rengi gibi Sonsuz bir sevinç Ve sen yine üzgünsün Ağlıyorsun ey çocuk! Ağlamak senin için ne güzeldir.

48 SARHOŞ GEMİ Rumeli fenerli, kırmızı boyalı Açıkta yalpa vurarak sarhoş bir gemi Girdi sızmış ahtapotlarla dolu limana. Yelkenleri serdi, uzaklara kayboldu bir yerde Gemi boşaldı haberlerle Meyhaneye, barlara koşan gemicilerle. Uzakta çan çaldı ağır ağır Sarhoş gemi esnedi memnun memnun, Rıhtımdaki gemiye hatır sordu Kimi beklediğini de alayla. Sonra denizle konuştu, onu denize, Denizi ona, bir şeyler sordu, kimbilir? Uzak [ ]4 Dinledi sarhoş gemi, Meyhanelerden taşan açık saçık şarkıları 4 okunamadı.

49 47 R. WAGNER&#;İN MÜZİGİ5 Efsanelerin muhteşem ışığında Bir [)6 ebediyet, R. Wagner&#;in [ F Renk vardı! Renk! 5 "Demirhan Altuğ, &#;Zeyrek Orta&#;da benim müzik öğretmenimdi; Wagner&#;in (dolayısıyla Alman mitolojisinin de), Richard Strauss&#;un operalarının öykülerini bize anlatırdı" Bkz. "En Yalın Olanı Sorgulamak", Sivil Derıemeler Kara, YKY, İstanbul, Eylül , s. Ayrıca bkz. Ece Ayhan, Ece Ayhan Çağlar Anlatıyor, Dipnot Yayınları, Ankara, (haz. Eren Barış), s. " bize müzik dersine Demirhan Altuğ diye bir adam geldi. Müzik dersini anlatacağı yerde, operaları anlatırdı Wagner&#;in operalarından hikayeler anlatıyordu hep böyle. Çocuğu artık kazanmak için mi, yoksa daha mı kolayına geldi, bilemiyorum. Ama, imge olduğu için, çok daha zihinde kalabiliyor" 6 okunamadı. 7 okunamadı.

50 GURBETTEKİ ZENCİ Garip zenci hürriyeti terennüm eden, Vatanının ebedi şarkılarında, Denize giden bulutlara bakarken, Dudaklarında bir ebedi şarkıdır: "Tekrar görüşelim, tekrar!" diyerek, O kulübesini, tahta kulübesini arar. Oynıyan şen çocukların sesleri; Genç dullar için ne acı bir hatıradır, Geçmiş günlerini onlara hatırlatır. Vatanında bambaşka bir güneşin Varlığı vardı: "Sabah yeşil, akşam mor renklerle" [ ]8 Ve, hürriyeti aradı orada -bakın- 8 okunamadı.

51 49 (ESKİ MUHARİP) Çocukluğun unutulmaz hatıralarında. Uzun sakallarda denizin kokusu Ve geceleyin beyaz atıyla, [ ]9 karşı savaşa giden, Eski bir muharibin geçişi, Hayal rüzgarları arasında. Yahut, gündüz düşüncelerinin aksi, Köpüklü dalgaların havalanışı, Sonra kaçış! O eski yıkık değirmene, Oradan uğultuları, koruyor seslerini, Yarınki çocuğun kalbini dinlemek. [ ııo [ ııı Bir eski muharip, [ ]12 9 okunamadı. 10 okunamadı. 11 okunamadı. 12 okunamadı.

52 YAGMUR YAGDIGI AKŞAM O akşam yağmur yağıyordu Ve hava ne güzeldi şehirde Asfaltlar parlak ve tenha13 Ve hava ne güzeldi şehirde. Sevgilim beni ilk defa öpmüştü İlk defa aramızda böyle şeyler oldu Bütün arzuları keşfetmiştik Ve hava ne güzeldi şehirde. Zaman ve mekan ne gariptir Saflıkla dönmiyecektik eve Çalmasaydı eğer bir düdük Ve hava ne güzeldi şehirde. 13 Bir başka biçiminde: " ve etraf tenha"

53 51 ÇİVİ ÇAKAN ZENCİ Ne yapıyorsun ne yapıyorsun zenci Rüzgara çivi çakılır mı hiç öyle tak tak? Sen insanlığı çiviliyorsun14 Evet evet darbeler bize iniyor öyle tak tak! Öyle değil mi boyası çıkmıyan zenci İnsanlar ki nerede bir dünya bıraktı Hür ve rahat? 14 Elyazısı taslakta: "Sen insanlığı çiviliyorsun galiba?"

54 52 HÜRRİYETE GİDİŞ Bu davul sesleri niçin? Serin yaz ikindisinde Gözler nemli Parlıyorlar da Gök hiç böyle olmazdı Hiç böyle açık Rüzgar heyecanlı İnsanlar gibi Rüya vadilerinde Mevsimsiz çiçekler açmış Güneş yağmuru altında Gençler var "Artık şarkılar söylenecek Hürriyete dair Dağlara dağlara Altın yeleli atlar."

55 53 HÜRRİYETE GİDİŞ Bu davul sesleri niçin? Serin bir yaz ikindisinde Gözler nemli Parlıyorlar da Göğün böyle olduğunu hiç gördünüz mü? Açık mı açık Rüzgar heyecanlı İnsanlar gibi Rüya ötesi vadilerde Ağaçlar çiçek açmış Güneş yağmuru altında giden gençlere Sorunuz sorunuz Şarkılar söylenecek Sesler diyorlar ki "Nereye?" Yine cevap veriyor sesler "Hürriyete" Altın yelesinden tutmıya gidiyoruz."

56 54 LAMBALI KADIN15 Gece hastanede düşüncelere el atınca Bazı sessiz gölgeler ağlardı Köşedeki Wales&#;li sarışın genç Normandia&#;lı kahraman teğmen Ve Anadolu&#;lu asker Birdenbire susardı Ne susuş! Sonra Beyaz bir hayal dolaşırdı Gazı biten bir lambayla Göz kapaklarımızın arasında Bir güzel ses acıları uzaklaştırırdı Boğaziçine bakan pencerelerden Kulaklarımızda denizin kahkahaları Köpüklü hayallerimizde de Aziz hemşire Florence Nightingale1" Bize beyaz bir gül gibi gülümserdi Ne muhteşem bir güldü o Allahım! Hiç solmadı. 15 Bu şiir, Ece Ayhan&#;ın çok mütevazı da olsa gün ışığı gören ilk şiiridir. Beyoğlu Erkek Lisesi&#;nde çıkardıkları Yeni adlı "okul gazetesi"nde yayımlanmıştır. Ece Ayhan, bu konuda Özcan Yalım&#;a şunları anlatmıştır: "Ece Ayhan: Orda bir şiir yarışması açtık biz. Hatta şey geldi, bir sürü şiir geldi; dergi de çıkarıyorduk ama teksirle çıkarıyorduk bir sayı teksir olarak dergi yayımladık. Orada benim bir şiirim çıktı. Ama ha ngi şiir bilemiyorum. Özcan Ya lım: Ya ni teksirle de olsa ilk yayımlanan şiirin oluyor. Ece Ay han: Evet. Özcan Yalım: Ece Ayhan: " Ece Ayhan, Ece Ayhan Çaxlar Anlatıyor, arc., s Ycni&#;de yayımlandığı biçimiyle Florence Nightingale büyük harfle yazılmıştır.

57

58

59 57 NE İSTERSEN YAP1 Her şeyi yap Hayatın kıymetsiz değil Kıymetli olduğunu düşünerek Boş ver de İstersen bir gemici gibi Her limanda bir sevgilin Açık saçık şarkılar İri gözlü Lulu&#;lar2 Fıçılar içinde uyku Ve yine şair ol en fenası Kederlerini unutmak isteme3 Şarkılar söyle Her söze gül Göbeğini -eğer varsa- hoplat! Hiç değilse ağzını yamult Bir kuş ol -martı gibi Herşeyi herşeyi yap arkadaş Bütün insanları sev Bütün dünyayı dolaş Senin. 1 Elyazısı taslakta: "Ne istersen onu yap". 2 Bir başka biçiminde: "Lulu&#;lar renk renk" 3 Bir biçiminde: "Kederlerini bil ve". Bir başka biçiminde: "Ve yine istersen şair ol / Kederlerini bile bile"

60 ÜÇ GENCİN KALBİ4 Bir gemici tanırım Kalbini bir limanda bırakmış Ya kaybolursa?5 Ağlar çocukluğundaki gibi Kalbini almaya gidecek hala Bir oğlan tanırım Yeşil gözlü sabahları 6 Kalbi ise yerinde Birine vermiye gidecek Bir gemi arar durur Bulutlardan Bir şair tanırım Onunki içler acısı Kalbini asla vermemiş Çalmışlar Kalbi birisinde saklı7 BilinmiyecekH 4 Ece Ayhan&#;ın -"Lambalı Kadın" bir yana bırakılırsa- yayımlanan ilk iki şiirinden biri -öteki "Islak"- olan bu şiirin Tiirk Di/i&#;nde yayımlanmadan önceki biçimidir. 5 Bir başka biçiminde: "Düşünür; ya kaybolursa?" 6 Bir başka biçiminde: "Derin yeşil gözlü / Ruhu güney denizlerinin dibi" 7 Önceki biçimlerinde: "Kalbi belki denizlerde saklı" ve "Kalbi herhangi bir yerde saklı" 8 Elyazısı taslaklarda yoktur.

61 59 ÜÇ GENCİN KALBİ9 Bir gemici tanırım Kalbini bir limanda bırakmış Ya kaybolursa? Ağlar çocukluğundaki gibi Kalbini almaya gidecek hala Bir oğlan tanırım Derin yeşil gözlü Gönlü güney denizlerinin dibi Kalbi ise yerinde Birine vermeye gidecek Bir gemi arar durur Bulutlardan. Bir şair tanırım Onunki içler acısı Kalbini asla vermemiş Çalmışlar Kalbi eski bir efsanede saklı. 9 Bkz. Tiirk Dili, Şubat , cilt , sayı 29, s.

62

63

64

65 ISLAK1 Sokaklar ıslak ıslak Ağır basar rüzgar Duvar boyunca ilanlardan Renkler şehre dağılır Kapılar kapalı kapılar Pancurlar pencerelere Bulutlar düşer denize Gölgeler ıslak ıslak Boş meydanlarda soğuk Üşümek üşümek Bakmayınız genç adama Gözleri var Elleri var Avuç içleri ıslak ıslak Ece Ayhan&#;ın -bilinen- yayımlanmış ilk iki şiirinden biridir. Türk Dili, Şubat , cilt lll, sayı 29, s Ayrıca bkz. Ece Ayhan, Bütiin Yort Savu/&#;lar!, , YKY, İstanbul, Mart , 9. baskı, s

66 AGLAMAK İSTİYEN ADAM2 Ne vardı bilmem ki Deniz tenhalığında Şehirden gelen seslerde de Ne vardı sanki İnsanlar onun varlığından habersiz Sadece eğleniyorlardı Geç vakit Bir ay giriyordu kalbine Duracak gibi Ağlamak istiyordu adam herhalde. 2 Bu şiir "lslak"ın elyazısıyla yazıldığı kağıdın önünde olduğundan aynı yıl içinde yazıldığı varsayılmıştır.

67

68

69 SARHOŞLUGUN ÖVGÜSÜ Sarhoş adam gülüyor Bu, benimkisi duyulan Hey kim bu Odalar rahatsız oluyor Bu, komşularınki Dışarı çıkın dışarı çıkın Sıkıntı başladı Bu, aptalın biri Kimse yokken gülünür Sarhoş adam gülüyor Bu, onunkisi Duymuyoruz Bu, evinkisi Yıkılıyor Sokaklarda gülüşmeler Dışarı fırlıyorlar.

70

71 Tarih Konmamış Şiirler

72

73 71 İLKSEL BİTKİ Saklı durma giydiklerinin içinde Herkes bana arkadaşça davrandı Umutlarımız ayni yollardan geçiyordu İnsanları doğuran ana Acılarıyla birlikte doğurmuş Burada kimse işsiz değil Belli boşlukları dolduruyorlar Tanımamış olsaydık birbirimizi Gelecekte artık günümüz olmıyacaktı Seviştiğimizi kimse görmemişti Geçmiş geçmiş ama utancımız İlksel bitki anlatıyor İlksel bitki mismilaki plakunk.

74 7 2 ADAM OLMAYAN ADAMIN SÖYLEDİKLERİ Avare geçti ömrün Bir yarısı Diğer yarısına gelince Böyle geçmeli Hürriyet varken daha Bulup bulup günlerde Yaşamalı yaşamalı Sevmek varken daha Bulup bulup günlerde Yaşamalı yaşamalı.

75 73 AGLAMAK İSTİYEN ADAMA İKİNCİ ŞİİR Aydan gülümsemeleri değil sebep Her akşam buralardasın Altında yattığın ağaç Her zamanki gibi Ağlamak istiyorsun Ama gençsin Yabancısın Belli yabancılığın.

76 74 SUSM AK Tanrı adamları susturdu Karşı siperlerde Sürükleniyorlar Yanyana ikisi güldü Herkesle Şaşkınlığından, durdu Vurulmuşken Tanrının ağlıyan sesini duymalıydınız.

77 75 NEDEN YARIN PATRON Hangi kapıyı açsam ne güzel birdenbire karşımda başka bir deniz başka bir cadde açsam hangi kapıyı Elbet şarkı söyliyen başka kadınlar da vardır kentte ve son şarkısını söylüyor biri1 -kendimi karıştırıyorum kendimle- Neden yeni bir kapı açınca yeni bir cadde ile yeni bir deniz ve neden karanlıkta binlerce kesik baş -içlerinden biri benimle alay ediyor biliyorum Patron yarın beni kovacak patron yarın beni kovacak binlerce patron yarın beni zevkle kovacak -gece yarısı bakır ay batıyor denizde boğuldum yine birdenbire açarken başka bir kapıyı Ve seni hala seviyoruz kıskanç arkadaşımla denizden bir şarkı dokuyoruz yel eserken devler uyurken dağlarda. 1 Önce "Semarkantta biri" yazılmış, sonra çizilmiştir.

Üzeri "yeşil mürekkep" le çizilmiş yedi dize vardır: "İz bırakılmaz böyle / Dünya kaideleri değişmez / insanlar erir gider / Çılgınca değil / Yavaş yavaş hareket edeceksin / Ve kimselere söylemiyeceksin /Ama başka türlü seveceksin, sev".

79 77 [ P Kimsesiz bir çocuk Aysız bir gecede düşünüyor Çınar ağaçlarının altında Karanlık hışırtılardan Garip sesler ona: "Evin nerde? evin nerde?" Diye soruyorlardı Bir çocuk için Evden kovulmak korkusu Onu bedbaht eden her şeydir Bu sesler, işte onu bilmiyorlardı Çocuğun ne yaptığını Ne yapacağını da Ve de onlara cevap vermedi Gece kuşları gözlerini açmış Bu ağlıyan insanoğluna Acayip acayip bakıyorlardı. 3 Bu şiirin ad ı yoktur.

80 HERŞEY Herşey yalan Başka limanların güzel olduğu Yeni hayal dünyaları bulduğu Gemilerin Meyhanelerde şarkılar söylendiği Yüzlerce kız olduğu Şairler namına Söylenmiş olan her şey.

81 79 []4 Pencerelerden bakmak yasak Geceleri sokaklardan yorgun ordular geçiyor (Gece işçileri geç vakit evlerine dönerler) Ak yataklarından alınmış babalar Analar sabırlı Orospular cömert Gözleriyle gülerler Ağızları çarpık Ve pek acıdır (Sen devam et) Ordular kayboluyor. 4 Bu şiir adsızdır ya da bir başka şiirin, örneğin "Sivastopol"un (bkz. s. ) devamı olarak yazılmıştır.

82

83 I E N 1 Okul gaz<ttesi B a e l a r lr. n Raı.in yolculuk &#;1&#;.&#;ı. i&#;jr.:,rada 1 ni çıkan her d!tr@&#;t f&#;"&#;: &#;"&#;tan"..n b yl t-ir yazı ı, f&#;k :yu._.. "- 1Fı ga:ıfunduszeue.info,.. y!&#;lunu i: &#;iil e<.,esi J,t18n biz de tu m.ııı!". &#;.&#; : i u. r t-_ tı c:-&#;funduszeue.infoıt yaz ıyoruz. ;;ı.; ga&#;! 9 teyi ç ıkarmektaki funduszeue.info ıerini-: :ı. - Okulumuz öğrencileri ara ın t. -&#;lp iyata funduszeue.info:p funduszeue.infoıliye li gerıçleri ı:rt;ıya çıkarn:ıak wa ıe,vik etmek - Öl :-encilere fay dal ı bilgi ler vermektir. C-.;,,leırdı:ıın sonra da oku lumu funduszeue.info bir yenin&#;.t ir faal iyet ve kultür çal!.şı=as ı.1 1;- ki zannımızca bu,yukar!ttk _&#;!&#;rin,. ir.i bi rden güzelce ifade t".9r!.:ı::ıı.i i.n YJ.,H t funduszeue.info ından da ll!l &sıtc!.ı ı Yav.. şl!l.yı.nca kalbin,funduszeue.infoıo.:a solu,.. r. Ee.şla acak demekt ir ebedi yo :cıü ıj Cr.r..C&#;&#;ik gözleri:ule U &#;Jn.. ı:. r ış ı funduszeue.info".Ül" e &#;cel i:-ecıek ir tluılı: k.u ı; :.;. hilme &#;ıi;in hayaller _ıacak sor. j&#;:ı.&.. Kapanan gdzlerine secde edecek bet..ı. Be lki kan ağlayacak senl sıven er o.&#;.lr. Saracak etrafını feryad eden,ha;tkıran. Ve funduszeue.info funduszeue.info u. bir ltotl,. fakat bor funduszeue.info çıkacak bu haun yolcul i funduszeue.info ı kadın funduszeue.info Alp ekin vı!&#;ı Qaj ma gtizele, daima yeniye aoaru Gece hastanede düşüncelere e ar ınca i dc c iz. Zi ra hayat ta at ılan her yeni Baz.ı!essiz golgeler aalard.ı l\c:.o bır yeni lik doğurur!öşedeki 1&#;ale s &#; li sarışın ğenç.ıy1n.l:udtiriimüı ve kıymetli öğet- Normandiyalı luıhraman upen !ı l &#;!rimizden her çeflt yhrt -:ı ve Ve Anadolulu a5ker &#;, &#;!&#; 1 ı ı gormekteyiı.al8. r.<" ı. y!k Bırd;,nbire susardı 1 ->" lmak iç in butün &&YT""&#; r. &#; ç al ış - Ne su su :. Son:ra. k funduszeue.info zamanr"a "Ln n.. i ar - Bey:ıı. bir hayal delaş ırdı kada::ı lar ımıı.dan her çeşit :n ı.":"1 ıı ve Ge. ı biten bir funduszeue.info a kolayl ı ı göreceğimi ıa in ar \fr-ru:ı. 3u G6z funduszeue.info1ıc..u ı.n arasında geı:ete ile funduszeue.infoşla:rucıı.& fa:«!al ı la- Bir guzel ses acıları funduszeue.infoştırıfunduszeue.infoı b;_ ımak Umır idi bizce duyula"li funduszeue.info mana- Doğaziçine bakan pencerelerden vl. hislerin en kuvvetlisi ir. Kuloklarımızda deniz i n kahkahal&rı Okulumuıun faaliyetlel"i ni,çeşitli Kdpüklü hay"&#;.l lerimi funduszeue.info de çelışma larını,arkada lu aras ındaki sa- Azi% hemşire FLOR&#;funduszeue.infol:. NlGHTİ?lUALE _ mimi birliği aksettirecek ve birbirimi - Bi ze beyoı bır gül gib&#;i 6&#;Jlumserdı ze yarar lı olabi le.:ek. olan gazetemizin Ne muhteşem bir &üldü o beğeni l eceai ni tahmin e diyoruz. Allahı.m! Hiç solmad ı. &#;teni. ı:.ce A Çağtn-r Fo rs a KUrek de liğinden bakı.yorum Durgun deniz. Içerde hafif şark ı mı.rıltı.ları, Adl3ta ini l t i,,_n dri &#; nin süzel sesi bast ırdı. Eir ıtemleket şarkıs ı, inleı:&elerı.. n de kat ıldıfunduszeue.info!&#;jç ı &#;JClkladı ; ıavall ı. nndrei r;. tsizlikjır ki.ıı.-eğimi n devamlı gıc ırtısılrd ğan kalyoncu Yerı:i Gıcır -cır, Pırıl pnıl, Nedjr bu? Ya nı funduszeue.info? Kımin nosi \ a.r ::u bi: eni Ye-r.i. -

84 Gaıete & &etenin terihinı &#;bulır.&k lst.e.v enler bu.n,,. her gün bir az daha geri le re tmak tadırlor.ıııleaela : Louvre auıoaindti.i papiruslerden birinde "1. tl te bçtınoü Totrıes devribde,nszırlardan &#;birinin resmi ga&etede çıkan bazı ırıalüata i t iraz e ttijli anlaş ııu. Bu gazetenin a:evcud oldu4u başka p"6piruslerden de an lasıldıc!ı gibi,gene &#;lir funduszeue.info UçUncü fı.amıese ht.:cum tsttietine dair olan b1r papirüste 1\arin ııtsıfunduszeue.info!dot da ti raunlardan bahseden mi zah gaıetelerini funduszeue.info1 Yunanlılarda gazetenin varı ığı bilinmiyc.r ama Romalılarda gaıeı.eye benıer vasikalın bulunmuştur. ı:ıabi funduszeue.info ıların ela buna &#;t nter Kr:)nikör.ırı funduszeue.infoır.çinlilardllld gaıede pek eskidıfunduszeue.infoııt.ın? kinde -;ıkan ling Pau ga1etesi ova ; ı. a ır &#; t Lr funduszeue.infoı ılk geı ı. nin tojb u An\fta tt " _.. :i rı.-n olduğu anlaş ılmı tıfunduszeue.info,.,<( d:i le ni-ı lnglish ı.&ercury <."ldrğu zannedi l iyor du. Fransada i lk gazete ô31 ae henaudo t tarafından çıkarılm1,t1?&#;.fsml La Qecıet e idi, sônra La Gasette de France olctu. funduszeue.info ısm1 de Venedikıen alınmadır. Bizde ilk gaaete /ar ı turkçe yarı,funduszeue.infoça Vakayi - i Aısr ı. e ld de ç ıluoışt Lr. Fakat onu merı\ tke imiı<je çıkını&#; sayamay ız.çünkü ıı a ıan ıj sır istikl81 dava sı pe şindj i:*. ve bizden byrı 5&yılobllirdi. Bi zde ilk gaı&#;ltfj Tokv.ı.m - i Vakoyi,c;31 de hüfunduszeue.info e l iy le çı.kar.ı.lmaştır. Ah hı ırapl a!"ır. ve Kinlerin es!ri Maıı.l da bellı oluyor yusondtn Çokt>Ain cur s ıemiyeceumi ı,göremiyeceti.ıai z Tan ı..ıyacaı ıauı ıstıraplar. A.s ıl,it ve çek o k_,caman k.iıret1 Bahuıı.larla &#;berabe r, lht iyar annem Ye babam Naııl ufraş ıycrlar şimd.1 Diyetini verirlerse Belki kurtulursun, Nıtanl ı.n bergiln l itrıfunduszeue.info ke şuy rıcoı. "Deniı ltöpuiu,. &#;augun de yok Seri adımlarla gidlo Ve Umi tliı.,yıu gun tsuk:alz funduszeue.info dönuş Sen hurriyet i bir funduszeue.info seyret Gurubu,şatagı göı.ler1ne içir. S nunia ltavuoacılr:sı.n hori iyeu Bi Uyerum, un de duounuyersıln!u bur rııet le" U :ıu ar ın n 1 ı. k:opuklerin lt ai aıai u duını.( uiı. i deal "h url&#;ıe!&#;tlik l&#;.y Ct n o dar \e ler Sıklat ıyo r, eeyt khf ıyor Duruyer ve tekrar \at lı.yor funduszeue.infoı.nda Ti triyen, ijleyen çılgınlar gihi gulen Haykıra!: deni Tepecde 11aklıyan kırbaç Ve davul&. inen tokmak Mu ttasıl ve biteviye Darbeler,dar eler ve darbe lor Kec!ilere deir, Aslan t ıri Hayvan ta: ttleıııinin en "ey t an ı, en haylazı ve en haoıır1:sı C&#;."lan ke dileri 1-ıtr..? Tahiı \ıund:ı.r.., ağzı kufur dolu mahalle kedileri mu3tbsne,. On) ar f\ylnda daml funduszeue.info:ı m:ıcer&#;i rıe;ıinde dolaş ırken,kô.h hemclnsı ile yaplığı,.ı,j>,,. eda1k.m r ı r ey çalarl\e., o funduszeue.infoıı ve müstehzi eden edasıyle funduszeue.info funduszeue.info aı.a ktu aıılab! locek olan1htni, eyaz lı5tu kur 1Jnı lekeli ".r-ıeı :. ":&#;..? J ı.e : \, ir vakitler şik8ye tlere dahi u ep olmuştur Ders yapıl ırktn l. l&#; t ı. ı&#;"l mahrem \ir sebepten d la, ı bağıra &#;kaaıra k: rid"> rl arda dolaşmas ı, s ın ı flar-la soyen Caıı arkadaş l ar ın gulme slne sebep oluyorıru Dikkate deje r şm:ıs ı,gulırıo i ı.. vak&#;a do halen cereyab funduszeue.infouı1jn civarında b&#;)funduszeue.info kedi naı:rn.v)a f bir kedi do l aşmakt adır lri yarı,gango uer veri burunlu ve ç ene l,-ar sı ın, ar.ı ve bacakları kavgaya giden bir insan t avr ındadıfunduszeue.infoyh, ""al:ac rı b&#;ilr r:a dolso ır.sık.oık okulumuzun yemekhane sinde de görülüfunduszeue.info oldukça =e!"arl ıa Jp olur. B ksör funduszeue.info kendiniti korumanııı tavsiye eder ve funduszeue.infoı.iğı.. akı.ird ı.eır.ıze bildiri lme sini ri ca ederi z.. i

85 Bi r l t ı a i t m.i l l.&ile &#; d9d,,. illa sel ın, ç o cuk l a r ı e :ı endime sure t i - le t ler gu n u h ınoa Uphes i ı,yeryü?;funduszeue.info ıreden yttt ve i!1ı anl ı y&#;"lunda 1! gine aıu l a r ı sulh y:;, a eı bu.)&#;rı,ay ı ; ı i ltıl het devaı::ı &etirı:funduszeue.info k ilerliven h dersi el.,.:elt ye içir.c! kadar k5r o l&#;l..,. l ıet. ir &#;f C cu\lar e r s _ne ni n y a l a."l 4&#;;J.t&#;"!lır. Tı.r;!ıin b i :- ı pıı!&#;a g-sstermı, o l.. C&": t eye k a p ı l ı r l a r ve he..r.. i c.t-&#;ti yük. sava;lar n,. i e ı nde can ve il hı r J e r. ı.. fsane l e r büyük. j "ls an l a r ın t &! a vur edi lcı;ı. v re kadar far,. d e!&#; ni art ırab i l ı r. Fak. t çfunduszeue.info t u,r ı3 r r ç ok ma ı r!" l l a r ı n, or.ııı l da t t ı_. ı n ı h i ç akla. ve ç o c u k l.;r ı.n ahl8k, i n snn ne dereceye "&#;r&#; ; k sdy l e a:e k ı& ı.c: J.ı:r. H a k i - göeil&#;"on ga. L:: &#;.ı.. "" ıni l la t i n ıc: lı hır örtu çex.i lec e: lurca yd:ıutıjen binlı:.r 1!&#; t 1 rnp ı ç i nde r., -! ınhme t ine a t le.nı:.az. randıkların 1 1 s e f a l e t i. n karanlık y c ı. t o berleyen ç o c u k l a r ı da n a s ı l ç ır ı a d ı k \ar ın ı d U n g ı. b i },!, % 1 &drece k s i n ı z k funduszeue.info- l ıy o r u ı. ıt!j f ır s a t b u l d u k l a r ı vak.i t H e r k e s;. b i l i r ki en bilyü t i r kuvv&#;ltj. ""ar r i r i a.ıı k s c..t ve n i y e t i n e ı ıt l!1pluluk. t e ş k i l edar. İ ş t e,hill&#;riye:-i s e ç.ı oe h a r e k e t e d e r l e r ve i s lab ı m.iıı o an e l e vererek daımi \.i.1 s ı.ı r ve hn t a! a ı.n a i s t ı fa o!:: i. :- dü ya o l iı ; 1 ; ıfunduszeue.info yaşamayı gay e e t&#; i n - :ı &#;., 1,, k n l. ;. n i l r <! n -ı-r. n.üı ı S&#;J"":OolB t e?dn oden r. J ın6a i l i&#;) &#; L k &#; &#;.., h 7 d.:r.o :ı ; ,. r!.,.. :-ı&#;;tı i l a f&#;lt.}, :. n - " n ( ; u l" J!&#;.ı,.ek.\ &#; T. \ J ı.. ı t!. c al tı sd J-ı At.. t "&#; -ı &#;»"& l\. ı ı ı:ı. & d :. b Jl" 3 t 0 5 b&#;lı&#;f ı. L/ r: &#;ITl1ı,, ı &#;&#;.. r ı ı n l) l t&#; ı. &#;l.ı o funduszeue.infoır.., k " i, ) &#;"&#;.,, r.. Ç ı, e &#; U l 8."l tll.ı.\.:&#;.eı ır : J "l l" &#; &#;l,.,,, g c s t -:t r i &#;} l ı. l)cırlalt b;. rr1an o l,av!çin çocuk hcı: : e s r. &#;1.u k&#;lb, J fl l r b ir tal<!>i::!"&#; b<ı.;; \ l. 1o".1 k tty de n a l tl ; ;ı.1 a<j &#;, ::rn ı t uıca..ı. s e di le c e k e:/ i n :1e n: r..ı trujj a l ı r.., :: i n l e an l aş e l -ı [&#;. od,,: F t a nı 9J r t t ı lkn ii".&#;!&#;i :nıfll,t v t t ili.,9 "&#; J :- ı &#; "h! le t l e r t eplul uf;-.; ru ı u:-ı S;G &#; ı : L l l!" l J "&#;l ı, ı " }\nluşu olftn ıulh i ç i:-c:- j d,:0,!&#; &#;-Ş , tt l d a; y dana. oetir! ı ) ) " ı ş Wı 1. ı. t.ı "&#; " t. pl ululunun k P&#;\! ; u gjm.r.j l r &#;Ul!&#; l ı!t ı i her yıl ar eedetl yidodh :ektir Te;. t.;j r ş.,vk ve ::> f.ıfunduszeue.info-.i l! mi lletler e l i eo 1ıl. funduszeue.info:ın Shl\.ke rearn (şe spi r ) tı Uk l n - ı ı l!&#; &#;ı.ap ın n ism.i birç k &#;1!&#;.L "&#;" ni it4-t.1a&#; a:-a V\lJ a ı ı,,r i == ) - ; r - [r ş,, ı r"&#;1 ;1 a t e e&#;.!" "&#;"LÇ -tc n &#; i.u. l&#;u b UJ.ık &#;" l o -: o r b n ;.,! = ı :r : c =- b n :: - idd sıor ço&#; ı._funduszeue.info :.r fa«. a t rıeur,,.a. d J.e r ı ın i çünl\!i \J&#;An.:ınlaı JaJd ;d-; r.gı l t. er d Ba,. n a l ınacamı ş t ı r şı r bt n iy e t i t ay i :ıc!e haa etıtı-m; fakat lar ve bakt u peare c : ı e r d.ı yı Z H ; ır i t e l ebon;e 6 l ince müsaaj.e e c! ı n i z. de ben i k i ce ı y e t vardır.i!ııce her n e d ı r bıınla&#;::&#; ın b i r t o k i n i b i l e?nlera ba l l e t o l sun ı s t e r B&cf"ln i s t er Shakpea:- oltu " I I i m &#; funduszeue.info k.j bir ç ocuilun &#; dörtte B mibn ı ve.. f&#;u -1 r._..ı (:._ e : :,., r i :ı! ;; ı :co e ş: i:;!b i Hamlet,Othellr,ıfunduszeue.infoh -ve se kı )n,. ı H e n ry gibi e s e r l e r i ebe diyer. yaşayti"tık! &#; &#;. - " To be "lr nnt t c be, that i s thlil :le t.r rs bi. : y o l a sa,m.ıy ca.aını va ).ı.f,.. an l 1;1.t 1 &#; an ş a h ı s t a n ibret alttra«. que ı t i.:jn :ı.ıi i H Ph ajecek yerde aldatanı mo de l lce A.Çağlar ı : h n - e t ı:ıiyecoe;ini i spata ı;.ukt e d i r. ı l ı.ı ü n. J. J. h u s soua 1 dan ı&#;l &#; _. o haşat Nuri NlU.D YSE Bir fıkra kralı J l r t ::ı o0 va ta kan l s :ı n b c k fe l a Bi rgun ır.eşhur Henry Fo r d, pe t r.o l hsıy t l l d Y "&#; l a ç ık t ılar. O t ıu ).. i l ş e h i r d e n u ı e. 1t i r yerde b,. ı.u l d&#;j.lı; : h u r e "ir d ud l r o f ö r l e y a n l ı E kalm.ı lard ı. oı r:ıaç k i l o c trı a ın da b eı y l e c d a l h a n ve al t t nd a bir b e n z i n i s t a synu var d ı. Zc rlu"funduszeue.info arabay ı oraya çıkt i l ı r. Ihuyar ta.mır \ - Gael bır adu,, ı an tamirci onları tanıma d ı. Arabaya bakarken Fl&#;\rd ona d i k bakt ı. ha l l i lc. ı Re n y Ford&#; funduszeue.info (\ aa dı. d ldur, b \ t i k an ı nrs otomı:>b!.le funduszeue.info dolduruhı.r e n, f\ o c k. fe l l e r ad!lm htddetlo enlara b tıırdı : - Sıı. d l i d n ı! e c te l le r &#; i aı Oı. r,on)j:j b o n nu (6aşka.n ı l s &#;l n &#; u.ı6 ı te r ro k ) i: e n d ı n n başkan ıtı l s c n r l d\i bş e, dadi.çunkil ben k ll imdı şu adam da l d d i e edecek r. funduszeue.info dik ı l hr : : funduszeue.info - lyice A l n ı.tı ı r ı ı. r r

86

87

88 fi..a /. Jt/ ,. &#;.,; /;&#; ) ) " &#;il.,.. "",,!,.,,,, (\, ZJ "&#; (. )(),,. -r l :ıl\ - 1,, &#; _, (,. &#;.rı. / &#;-<,, t 1 S.:>.,.., r. &#; 1 1 &#; " Q, /l, J - (11 -lıfl:a ı;. ",,;..,_ &#; -,.. -;.A t t "funduszeue.info < ,d funduszeue.info ,,

89 Jlı/,,, <bu 4 /U- (J U r{:vı (f \ 0 ü-t v+ 1,.,.. r il funduszeue.info_ı. &#; (.( &#;, (\O..":) o)

90 -.ııa-., f. r (

91 .

92 Ü.. IWk.&#;. r- t,.;.,, ın. ııc,,, &#;Y&#;!Wf..l.N ıv- r- &#;!"&#; &#;funduszeue.info,.jc- u ı;b.;,, +-.ı-,._ &#;f&#; &#;4 &#;\.ıı.:ı. w."" rı.. -&#;l&#;,wx 2&#; r.,,,.ı..v. cıı,.._,v.. Wu. """"&#;..,.;.._ &#;r,,- yy--y..ı/ ô.jijto-"(\-&#; v. ı """ &#;V&#; -ıj.ı !.. - ij Y_.. - "i&#; µ? J vt. l-.ım )l ;.. &#;of",l.j,, h.,{ 4 v y.µ Q ı k-. , &#;\"".ıı.ı.. ı(.. I.,, ""&#;f\ıl.ı.?. (l &#;><>}ı,,,ıt. y l, L.-,J..v., (,. J-J..+ Wk. cj,; <fa.j.<funduszeue.info <ô le..,,,.,.ı.. ll, 1) L v tıc r ı.j &#;tl..jı;.j..,,_.,-. k.ı.l.l.ı..ı- +""&#; f<d. w..ı.,, J,, """"1-Y"&#;! ıt,.ı, ıı.. }{ 1. ;,, y.j y.ı.. V< &#; LM ır fu,.j.. tjw! " / cı..,.ı-j ı " G;ç.u),.>< K.:,,..,.,, 1.J,.,,, r lr4"k.- 1&#;\,..,,,, ıc.,,.ı.uı) &#;-" &#;l,.,j;..j.,., +ıw,ok J,.W,. J)"i.t,.w.. {l &#;:J o)

93 <; 1 <il;;..;,, (?,,_, "l""y"&#; ;.,,. Y.. "&#;,._ \;,,.., ı.: Tı,,.;.,_ 4 Öf<.j.j, 1 4-yn "t".jj&#; J rj.,i. ı """ir- o.,;, &#;. ol._ 3 1,,,, &#;\&#;-&#;""""&#; yı &#; : Y&#; ar,j.,.k.µ ı ıtlj,,,,ı.ı ıı ı J.+- t&#;"&#;"" (:""&#;""",. t.,, &#;\,\( 1<. ı.. ı, ID tı Lt&#;.k..,<w<,ıı.,,, _. &#;"&#; + c"-;.ı v.. "r" :ı-&#;>.,l fi.._i-?, 1( wı,,,, hvu? r.u.,, "f1 L ,..,, """&#;- +..t.. vj -.tıııu.,,,,"1" &#; &#;\"f -"ı,,k?"&#;t "&#;-"&#;" J.,)ı (l&#;>&#;t ">) &#; Cl).;:., N..,L.. J..w- zu.. N&#;wcı.,,_ tı&#;l51) *!..,,, K<ı, it &#; e,,.,.,., )

94 ).,.K.J4,.,. &#;- J.. -(&#;\ VJ> &#;<A "&#;-t>j&#; ).urr>j- " :.J,..,,,,_ \ &#;- &#;&#; v lv.?.jv, J J""&#; -\.; &#; Jıv-. \{-"&#;f.j_. \(,,_.,,.. &#; <,.,J.. &#;1&#; y ( "" U.! Ü L. l,_.l t.. L.J.l,.,.k " L.,,,Vı! LyJ 1.,_JJ. v. t.)< 3,.< \ İl7 ;ık &#;b G /.ıju.. Y&#; 1: el.ım,,.,,_, """"&#;-,;

95 N< k,; Çl)? &#;IV1k.u J w &#;) u.),..,..,,,_..j>, &#; &#;), v-.,1.k *- "1 k CD F &#;flo -&#; k. \ f A

96 4 &#;-1 &#; &#; &#;i J I "&#; l 1 <.;.,,. ı>\.1 c.- l \ t", ( ı l r ı&#;""-&#;

97 , _v \.,,\.u"&#;.}..ı,.. \ \._\u&#; ı.ı "&#; """&#; &#;"&#;\.&#;_ı, t,j.ı,._,ı _L _.. "&#; _,.. \ J\ - "\. l-,. t&#; \ am l..a \,&#;ı &#;

98 V.(,Vlc v<.lt.,l_ \,-.\.<,.. \.., ,.,V, <=\(.L..\ \.,\,,. \.. \v> ıl.u.v \""\""Jv \ ld &#;\ &#;.;ıvr l \4.,\C. &#; ;J.. \C "._V&#;--k. \-- funduszeue.info&#;->..,..y. A vı.._t_ y \_.- Y Ah &#;\"" t \,,.,J.c., \"&#;".. &#;! \. \.:,.. \., A"" \.."&#; "&#; " """ &#;.. &#; &#; o,,v..\ u.. &#;". """&#;"&#;:\- &#;\"&#;l.\.c ı -c., \.,.,. \. y..l\&#;&#;\ &#;..,,,."&#; \ " c."&#; L <. J v <\ ) ıj}. \,. \ı.u "&#;"&#; \".,.

99 (_<H; ">;&#;l. \,;,.. \.ı_,\._\ c.\\&#;-"&#; \.>-ı \\,,_ -t.\\o- "",. b\<.\e ""&#; 1)\ ""-<\.. \,.. V"v.- "(\,.,..(.<..,,.,.,..\ <\.. "\<\.\.\ "&#; \&#;); "&#;"&#;"&#; "&#;"\."\."&#;"&#;-"""&#;&#;\ v l=&#;.. \>&#; \ _J_. O.J. \ \., r \,,,, Ô,( "&#; \&#;"&#;ı"-lc..\.. \t v \"&#; "\.o,.._j..,._ "&#;&#; \" -- J

o \.. VIA&#;&#;"&#; "\<lv.\"&#;"&#; \:ı:\rw..ı\"""&#;""" \\\( k.. v\"&#;""" v-1 <-<.. aj.u.v \.,\\-,, ;;\wu:.ş.\,\.,.:v\ r < ""&#;\&#;,"&#; \ıv&#;\\v-<.. < : &#;\ v"4r Öu\v &#;> "&#;-&#;,.. o\. &#;-&#;&#;"&#;"&#; i\"v..; \u"<-< ç_. cı_.._ \,,..,.. :;\!. &#;\ 1. vl,,\! &#;\i&#;"""&#;-l &#;"\..ı l."&#; "&#; A,&#;v <&#; v.i "" -< c.t, "&#;"\,. d.ı.. ) "&#;\ cj.&#; Aı..,,,._ \\o v, N.: &#;<: "&#;"\. "&#;- \\ v \

&#;""; &#;t&#;t. ""&#;- "(t "(""" - "{;, 1 - _ &#;),L" "&#;- öf-< +funduszeue.info J..k 1 r..,,?,ı_j!.{..,.j,,,, &#;( 1Jf"""&#; &#; H;-1,..,; h,_ y-- funduszeue.info.j, K.- ı t..,jca Jl.w,.. <µ &#; Mı..;µ.. "&#;!..,. ;u.. <R..; (\;-&.! ı fv.,-,,;.\") - tk,,._;., ri""&#; " ( ı } o) &#;),,. jc< ı.ı ";\ JAJ.v,.ı.. w-:>.- \J l 1">4

il ECE AYHAN1IN ANKARA GÜNLERİ "ÇIRILÇIPLAK, BAŞIBOZUK AMA UYGARCA!"s c, Ece Ayhan, &#;ler ortasındaki Ankara&#;daki "şiir ortamı"nı şöyle tanımlar: "Eskiden Küçük Asya denilen, ama şimdinin bu &#;ııslıı co, rafya&#;sındaki gençlere, daha doğrusu, &#;şiir loplıımıı &#;ndan sayılabilecek kimi genç şairlere &#;lardaki Ankara şiir olayı şöyle özetlenebilir belki: Evet; Çırılçıplak, başı/jozıık ama ııygarca!" Ece Ayhan, "bin Berlin gece&#;lerinden", Çaııakkaleli Me/ahat&#;a İki El Mektııp ya da özel bir fııhıış tarihi, Korsan, İstanbul, Mayıs , s

Ece Ayhan, yılının güzünde Ankara&#;ya, Siyasal Bilgiler Fakültesi&#;ne (Mülkiye) gider. Beyoğlu Erkek Lisesi&#;nde, özellikle de Arslan Ebiri ile birlikte, küçümsenmesi söz konusu olamayacak bir altyapı edinmiştir. Bu altyapıda "müzik" önemli bir yer tutmaktadır. İstanbul&#;da oluşan bu altyapının üstüne Ankara&#;da yeni taşlar döşemekte hiç zaman yitirmemiştir. Ece Ayhan&#;ın Ankara&#;ya gittiği günlerde, &#;li yılların ilk yarısında Ankara&#;nın sanat ve kültür ortamına önemli katkılarda bulunmuş olan Helikon Derneği6 kurulalı bir yıl olmuştur; Ece Ayhan kendini bu ortamda bulur ve aynı değerleri paylaşan arkadaşlar bir araya gelirler: "Ben &#;te İstanbul&#;dan Ankara&#;ya Siyasal&#;a giderken Beethoven&#;i, Wagner&#;i, Richard Strauss&#;u, Bartok&#;u, Hindemith&#;i, Stravinski&#;yi de taşımıştım, ama müzik eleştirmeni arkadaşım Üner Birkan&#;la hemen (İlhan Mimaroğlu, Faruk Güvenç, Helikon Derneği gece karatahta dersleri, İlhan Usmanbaş, Bülent Arel - aracılığıyla) Mahler, Schönberg, Alban Berg, Webern, Eric Satie, Ravel, Edgar Varese, Charles lves, öğrenmiştik. Bülent Arel&#;in 6 " Üç-beş arkadaştılar: hafta sonu tatillerinde bir araya geldiler mi resimden, müzikten, tiyatrodan gerçek sanat değeri taşıyan filmlerden, edebiyattan söz açar, içlerinden, müzik ile ilgilenen müzik, resim ile ilgilenen resim, tiyatro ve sinema ile ilgilenenler de tiyatro ve sinema hakkında öbürlerine bilgi vermeye, Batıda, bu sanat alanlarında neler olup bittiğini anlatmaya çalışırlardı. Sonra bir gün bu iş böyle olmaz dediler: Bu sanat dallarında bilgilerinden faydalanılacak belki daha başka kimseler vardı, sonra belki, günün sanatını belirli alanlarda, kendileri gibi.ınlamak, bilmek isteyenler de bulunabilirdi; "Daha sistemli bir şekilde çalışalım!" Edebiyatın bir organizasyona ihtiyacı yoktur, fakat öbür sanat kolları için durum öyle değildi: müzik, tiyatro çalışmalarına, funduszeue.info filmler gösterilmesine, sergi açılmasına, konferans verilmesine elverişli bir yerin temini gerekiyordu. Paraları yoktu. Şadan Candar, Mithat Fenmen, Hilmi Girginkoç&#;tan rica ettiler, üçlü bir konser vermeleri için. Konser verildi, ellerine lira geçti. Tuttukları evin üç aylık kirasını peşin ödediler, geriye kalan liraya bütçelerinin el verd iği kadar eklediler; duvarlara badana yapıldı, çuval gerildi, bir masa, üç-beş sandalye alındı ve yılının oca k ayında Hasan Kaptan sergisi ile HELİ KON faaliyetine başladı" Bülent Ecevit, "Helikon", Gerg!&#;dan, Temmuz , No: 17, s

&#;mobil&#; yontuları, ayrıca. Schönberg, A. Berg ve Webern, gerçekten de müziğe bir devrim, yeni bir sözdizimi, yeni bir dilbilgisi getirmişlerdir. Mobil yontuları gibi, 12 ton müziği de (rastlantısal) bir &#;sıçrama&#; idi, (&#;mutation&#;) "7,8 Bu yeni arkadaş çevresi, müzikle "ilgilenmek"le yetinmez, "icraat"a da yönelir: "İnek (Siyasallı) ve Eşek (Ankara Hukuklu) Bayramları olan (Sezer ve Üner Birkan, Oğuz Onaran, Göksel ve Çetin Ziylan, Güler Gönlübol, Sunuk Pasiner, Aydoğan Tuncer, Ülkü Başsoy, Ziya Arıkan gibi) kimi arkadaşlarla kurduğumuz Üniversiteliler Müzik Derneği&#;nin düzenlediği (ve üç-dört yıl süren) Ankara Festivali&#;nde İlhan Mimaroğlu&#;nun Klarnet Konçertosu çahnmış "9 &#;de de şunları yazar: " İstanbul&#;dan gelerek Kasımında Ankara&#;da üniversiteye başlamak. İlhan Mimaroğlu&#;nun Pazar sabahları verilen ve teksir açıklamalı &#;plak konserleri&#;. Zamanın aydınları İlhan Usmanbaş, Bülent Are[I], Faruk Güvenç, Bülent Ecevit ve arkadaşlarının kurduğu Helikon Derneği: Orada akşamları verilen karatahta dersleri: &#;On İki&#; Ses Yöntemi (kullanan, adamına göre değişiyor: Kimisi &#;Ses&#; yerine &#;Ton&#; ya da &#;Nota&#; der; kimisi de &#;Yöntem&#; yerine &#;Teknik&#;, &#;Müzik&#; ya da &#;Dizge&#;) üzerine, Gustav Mahler&#;in Kindertotenliedcr&#;i için &#;da ilk &#;Çocukların Ölüm Şarkıları&#; şiiri.) SBF&#;li Üner Birkan, Ankara Hukuk&#;lu Sezer Birsal10 (şimdi Birkan) gibi arkadaşlarla kurduğumuz ve üç yıl Ankara Müzik Festivali&#;ni düzenlediğimiz Üniversiteliler Müzik Derneği (Webern&#;in Op p Bagatelleri, Bülent Arel&#;in İlhan Berk&#;in Sonnet&#;leri üzerine bestelediği müziği de çalınmıştır.) "11 7 Ece Ayhan, Şiirin Bir Altın Ça, ı, YKY, İstanbul, Nisan , s "Elbet &#;İkinci Yeni&#; yalnız minkale, pergel ve gönye değildi. Helikon; Bülent Arel, İlhan Usmanbaş, İlhan Mimaroğlu, Faruk Güvenç, Üner Birkan, &#;mobil&#; yontuları, atonal müzik, 12 ton müziği, Arnold Schoenberg, Alban Berg, Wozzl&#;ck, Anton von Webern, Bagatellcr, Stravinski, Bartok, Richard Strauss, Hindemithg, Mahler; Buiiuel, Visconti, Yeni Dalga, Cahiers du Cinema, A. Resnais, Godard, L. Malle, Truffaut, R. Enrico, Marcel Camus, J. Rouch; bir anlamda karikatürde Kafka&#;nın karşılığı Chas Addams; Klest&#;in Miclıal&#;I Kolıllıaas&#;ı -dünyada en beğendiğim anlatı, &#;kronik&#;-, Kandinski, Mim, Klee; Lautreamont (Türkçeye ilk kez &#;de Sait Faik çevirmiştir: &#;Erselik&#;)" Ece Ayhan, Şiirin Bir Alfın Ça ı, agı&#;., s. 9 Ece Ayhan, Şiirin Bir Altın Çıı, ı, ııge., s Doğrusu Birsel. 11 Ece Ayhan, "Yeni Müziğe Doğru", Şiirin Bir Altın Ça, ı, agl&#;., s. 84

Bu "arkadaş çevresi" içinde İzmirliler, biraz daha geniş tutulursa "Ege&#;liler" ağırlıktadır; öyle ki Ece Ayhan bile uzun yıllar "İzmirli" sayılır Cemal Süreya ile aralarında şöyle bir konuşma geçer: [Cemal Süreya:I "Seni fakültede hep İzmirlilerle birlikte gördüm. O yüzden de İzmir&#;den gelmiş biri, İzmirli sanırdım seni Ece Ayhan: Evet, evet, arkadaşlarım Üner Birkan (şimdi müzik eleştirmeni), Ülkü Başsoy, Aydoğan Tuncer İzmirliydiler. 1 Mart&#;ta ya da 1 Kasım&#;da İstanbul&#;dan Ankara&#;ya geldiğimde kimi sınıf arkadaşlarım bile &#;İzmir nasıldı?&#; diye sorarlardı. Ben sanıldığı gibi Şiir&#;den değil Müzik&#;ten gelirim, geliyorum. O yüzden İzmirli olduklarını filan düşünmedim. Benim için müzikle ilgilenmeleri önemlidir. Sözgelimi &#;te her Pazar İlhan Mimaroğlu&#;nun açıklamalı plak konserlerine bu İzmirli arkadaşlarımla giderdim sabahları. Helikon Derneği&#;ne; Bülent Arel&#;in, İlhan Usmanbaş&#;ın, Faruk Güvenç&#;in gece derslerine Üner Birkan&#;la yani İzmirlilerle birlikte giderdik " 1 2 "İzmirliler"den biri de o tarihlerde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi&#;nde okumakta olan Oğuz Onaran&#;dır. Bir başka "İzmirli" Üner Birkan da Siyasal Bilgiler Fakültesi&#;ndedir. Zamanla bu "arkadaş çevresi"ne Filiz Onaran da katılır. Ece Ayhan kimi konuşmalarında Filiz ile Oğuz&#;dan söz eder. Örneğin Özcan Yalım&#;la konuşmasında "Filiz&#;lerde kalırken" derd; İlhan Berk&#;e de 21 Kasım tarihli mektubunda şunları yazar: " Bayram öncesi oğlum Ankara&#;da zor durumda kalmış -Filiz Onaran&#;larda kalıyordu- parasız ve yersiz kalmış birdenbire [Annem] Biraz iyileşince, zar zor İstanbul&#;a oradan da Ankara&#;ya geçtim, günden bu yana Kutlay Ebiri&#;deyim -Arslan Ebiri&#;nin kardeşidir "14 İşte bu kitapta yer alan şiirlerin önemli bir bölümü de, yukarıda da anlatıldığı üzere, üniversite sonrasında da sürdürülen böyle bir "arkadaş çevresi"nde bulunan Oğuz Onaran&#;ın "sandık dibi"nde ortaya çıkmıştır. Kendisine bir teşekkür borçluyuz! 12 Ece Ayhan, Şiirin Bir Altın Çağı, age., s Ece Ayhan, Ece Aylıan Çağlar Anlatıyor, age., s Ece Ayhan, Hoşça Kal. İlhan Berk&#;e Mektuplar, YKY, İstanbul. Eylül , s.

86 YAŞAYACAK ADAM Söylediğin şarkı duyulmamıştır hiç Ayaklarıyla dolaşan adam toprakta O kadar güzelsin ki Kendin de bilmiyorsun Ölüm düşüncesini koparıp almalı senden Asıl vurulan benim, sen boşuna ölüyorsun. Tarihsiz

DIŞARSI Benzemiyen biri geçer Sevdiğim sanırım eksikler içinde Ah bu şehrin rüzgarları Hiç sebepsiz üşütürler beni Kitap yaprakları gibi yazılmadıkça İçini nerden bilecekler. Tarihsiz

88 ÜÇ SEVEN ŞİİRİ İkinci seven üçüncü seveni seviyordu Bunlar üç kuklaydı işsiz İçlerinden biri Tanrıların kuklasıyla Kuklaların tanrısıydı İçlerinden biri Kuklaların kuklasıydı Biri ölünce diğerleri de ölür Tarihsiz

c Ağladığım anlar sayılıdır Niçin bilmeye hakkım yok kendimi Herkes suçsuz olduğu halde Niçin bir adam ağlatıyor kendini Ağladığım anlar sayılıdır. Ağladığım anlar sayılıdır Bu uzun parmaklar ne arıyor Başımın iki yanında Boşuna avutma beni C Ağladığım anlar sayılıdır. Ağladığım anlar sayılıdır Uzakta olsan da ayni şey Seni sevdiğimi nerden bileceksin Umutsuz günlerin yalnızlığında Ağladığım anlar sayılıdır. Tarihsiz

DRAM Söylemeyiniz söylemeyiniz öldüğünü Ne çıkar bundan Ruhunun coştuğu anlar Yanında olmak isterdi Ne çıkar bundan İkisi de güzeldi Ne çıkar bundan deme Söylemeyiniz söylemeyiniz öldüğünü. Tarihsiz

91 BOMBOŞ Yok ki gözlerimiz bir şey Perdeleri kapayın Bütün geceleri davet ediyoruz Desinler ki çılgınları bu insanların Korkunç şeyler bunlar Bırakıp gitmişler bizleri Uzak ve yakın yok artık Böyle olmalıydı kaderleri Burada veya herhangi bir yerde İçimizde neler var kimbilir Yanlış anlaşılıyoruz Onlar ve benzerleri yabancıdırlar Yabancıdır bütün dünya kardeşlerimiz Konuşamazsın ki sevgili çocuğum İkimiz de yabancıyız. Tarihsiz

92 LOLİTA Geri dön geri dön Diye sesleniyorlardı ormanda Köşkün pencereleri açmışlar ağızlarını Karanlığa uzanan ellerle beraber ağlıyorlardı Lolita bıraktıklarını düşün Geri dön geri dön. Geri dön geri dön Kaybolmuş bir günü nasıl bulabilirsin Bitirilmiş güzelliklerin ağaçları arasında Soluk renklerden ve düşmüş yapraklardan kork Sen gençlik kokan Lolita Geri dön geri dön. Ekim

94 ARSENİGE ÖVGÜ Ölmüş sevgilileri yaşayışımın Beni de alın aranıza Konuşmasını unutabilirim Birisi öptü beni Arsenik arsenik doğrusunu söyle Beni öpen kim? Arsenik arsenik Soğuk alnıma koyabilirsin Tutulmıyan ellerin nerde? Ölmüş sevgilileri yaşayışımın Beni de alın aranıza Gülmesini unutabilirim Arsenik arsenik Öpme beni öpme beni Dudaklarım güzel kalmalı Öpecek biri için. Arsenik arsenik Duygusuzluğumu anlamıyor musun? Sevmeyi öğrenmiş gelmiş. Ölmüş sevgilileri yaşayışımın Beni de alın aranıza Kalbim ve gözlerimden sonra Dudaklarım yok Arsenik arsenik Niçin öptün beni? Kasım

95 AYŞE HANIM Çağırma beni Ayşe hanım Korkaklığımı hoş gör Ay pencereden girince Ben ne yapabilirdim Çağırma beni Ayşe hanım O kadar suçsuzum ki Tekrar nasıl ölebilirim Ben ne yapabilirim Ayşe hanım. Kasım

UNUTULMUŞ TANRI Hatırladıkları tanrının Sisler arasında sabahları Güzel insanların doğuşu Yollarda taze sevinç İlk ışıklarla birlikte Kaçışı gecenin Şarkıları ellerinde kadınların Onları sevmiş olanlar üzerine Başıboş dolaşan sesleri kim duydu? Ötelere doğru çağırır durur Tanrının düşündükleri bilinmemiş Kapısız ve penceresiz evlerden sonra Kimsesiz tapınağın Sessizliği ortasında küçük Tanrının biri kendini gördü taştan oyulmuş Gözleri çalınmış gözleri çalınmış Karanlığın gülümsemesinde "Sen de mi?" diyorlardı Unutulmuş tanrı O kadar uykusuzdu Ölümsüzlüğünde yorgun yorgun Tarihsiz

97 KORKU Bilmişler güzelliklerini Kişiler yaşamakta Gençlik aşklarını unutarak Boşluğa giden yol bu işte Tanrılar bile aldanır durur. Tarihsiz

HARPTE ÖLEN BİRİ İÇİN Yüzükoyun çamura saplanıp başı Bulutlu bir gök altında öldü Yol kenarından geçen arkadaşları Ona bir yabancı gibi baktılar Öleceği hiç aklına gelmemişti Üstelik böyle istemezdi Onun ölümü başka türlü olmalıydı Güneşi ne de severdi Bir gölgenin altında şimdi Mendillerini15 hatırladı kadınların Boş düşünceleri bıraktı Yaşamadığına inanmalıydı artık Cevap veremediğine göre Kendisiyle alay eden askerlere Tarihsiz 15 Bir başka biçiminde "mendilleri".

99 HARPTE ÖLEN BİRİ İÇİN Öleceğin hiç aklına gelmemişti Üstelik böyle istemezdin Senin ölümün başka türlü olmalıydı Güneşi ne de severdin Bir gölgenin altındasın şimdi Mendillerini hatırlarsın kadınların Boş düşünceleri bırak Yaşamadığına inanmalısın artık Cevap veremediğine göre Sana seslenenlere. Tarihsiz

DAG BAŞINDA Böyle kulübelerin Bir bacası ve bir kapısı vardır Akşamları ateş yanar ocakta Dışarıya kapalıdır pencereler Nehirler geçer civardan Yatakları kurumuş Yabancılar geçmez buralardan Bir gün bir adam geçer buralardan Yıldızların parladığı anlardan bahseder Yıldızların parladığı anlar Bir tuhaf yapar gençleri Birbirlerini öldürürler Kaatil yapar iki genci Yıldızların parladığı anlar. Tarihsiz

DAG BAŞINDA Bir adam geldi ve gitti Yıldızların parladığı anlardan bahsetti Yıldızların parladığı anlar Değiştirdi Birbirlerini öldürdüler Katil yaptı iki genci Yıldızların parladığı anlar Adam tekrar geldi Onları bulamayınca oraya yerleşti Yıldızlar parlıyordu. Tarihsiz

ŞARKICILAR Çabuk unutulur böyleleri Az şeyler yazılır onlar için Sesleri kalır yalnız "Ayrılık" "Ölmek" Hep kendi Üzerlerine. Tarihsiz

AGAÇ Kökleri kurumuş bir ağacım İki uzak şehirdeydi Yaşamam Kestiler ve köksüz bir ağacım Yaşamak isteyen bir ağaç. Tarihsiz

BİZ Günlerde ve gecelerde bıraktıklarımız Uykular kadar yorgun Sevdiklerimiz bizdik Gülmemiz benzemezdi gülenlere Onların sebepleri yoktu Bizim vardı Çok şeyler vardı bizde Misalsiz bir dünya Bize dair Şekiller çizildi Hatıra dediğiniz şeyleri verdiler Yalnızlar gibi dolaştığımız Sokaklarınızdan geçtik Evlerinizin ikinci katlarını unutamadık Güzel insanlar gördük sizlere benzer Yüzleri kalbimizde Giden şeylerin arkasından baktık Sizi ağlatan Gelen şeylere baktığımız gibi Sizin isimsiz şeyleriniz yoktu İsminiz olmalıydı mutlaka Bazı şeyleriniz unutulmak için Solgun çiçekleri gibi Bazı memleketlerin Sesler vardı ama duyulmuyordu Misalsiz bir dünyaydı bu Bize dair. Tarihsiz

BİZ Günlerde ve gecelerde bıraktıklarımız Uykular kadar yorgun Sevdiklerimiz bizdik Yaşamasını unuttuk ın Biz diye bahsederiz Misalsiz bir dünya Bize dair. Bize göre olamaz Hiçbir şey vermiyen bize Neden sevebilirdik Gülmemiz benzemezdi gülenlere Onların sebepleri yoktu Bizim vardı Çok şeyler vardı bizde Kalplerimiz sizleri değiştirmedi Biz misalsiz bir dünyaya gelmişiz Bize dair. Şekiller çizildi Hatıra dediğiniz şeyleri verdiler 17 Yalnızlar gibi dolaştığımız Sokaklarınızdan güzel şeyler geçti Evleriniz ikinci katlarını unutamadık lh Güzel insanlar gördük sizlere benzer Sesleri kalbimizde Bizimkilerden anlatamadık Giden şeylerin arkasından baktık Onlar sizi ağlatıyordu 16 "Gecelerden korktuk" dizesinin üzeri çizilmiştir. 17 Üzeri çizilen dizeler: Unutmak imkansızdır onları / Bizim anladığımız manada / Bizi niçin ağlattınız / Sevdiklerimiz yalnız bizdik" 18 Üzeri çizilen iki dize: "Çok şarkılar söyledik / Ama sesimizi duyamadınız"

Biz eleleydik, baktık Gelen şeylere baktığımız gibi 19 Sizin isimsiz şeyleriniz yoktu İsminiz olmalıydı mutlaka Bazı şeyleriniz unutulmak için Dönmek, çiçekleri gibi Bazı memleketlerin 20 Sesler vardı ama duyulmuyordu Misalsiz bir dünyaydı bu Bize dair. Tarihsiz 19 Üzeri çizilen dize: "Manalarını düşünmedik". 20 Üzeri çizilen iki dize: " &#;Biz&#; diye kendimizden / Herşeyinizi garip gördük".

BENİ Hatırlamalısınız beni Birlikte düşlerimiz vardır Geceleri düşünüşümüz Garipliğe karşı kişiler Gülmemi bilirsiniz Geç vakit anlattıklarımı Unutmamalısınız Günün birinde sizlere rastlayabilirim Tanır mıydınız? Hatırlarsınız belki Bir zamanlar yaşamış olduğumu. Tarihsiz

NEHİR ÇAGIRIYOR Eski bir dostsun belki Düşlerimde görüyorum Uzaklarda olmama rağmen sana Döneceğimi anlıyorum Büyük hayallerimle geleceğim Eski sevgiliye dönmüş gibi Hoş görmelisin Dediler de geliyorum Birbirimizi kaybettik belki Buluşamıyoruz "Nehir çağırıyor" Hala seni seviyor muyum Kaybolmuştun ya bir gün O günkü gibi misin Ben kaybolmuştum belki O günkü gibiyim Tanıyabilecek misin "Nehir çağırıyor" Sorarlarsa bir gün Nehre gitti dersiniz Dönmemek üzre Nehir çağırmıştı Gençlik arkadaşı Doğduğu yerlerdeki Tarihsiz

NEHİR ÇAGIRIYOR Hala seni seviyor muyum Kaybolmuştun ya bir gün O günkü gibi misin Ben kaybolmuştum belki Yahut birbirimizi kaybetmiştik "Nehir çağırıyor" Sorarlarsa bir gün Nehre gitti dersiniz Dönmemek üzre Nehir çağırmıştı Gençlik arkadaşı Doğduğu yerlerdeki Tarihsiz

SUSM AK Tanrı adamları susturdu Karşı siperlerde Sürükleniyorlar Yanyana ikisi güldü Herkesle Şaşkınlığından, durdu Vurulmuşken Tanrının ağlıyan sesini duymalıydınız. Tarihsiz

ÖLÜ ŞEHRİN KAPISI Rüzgar çevir beni Eskisinden hafifim Öldürüp gittiler dostlarımı Bakamam arkama Gürültüsü duyulmalı sesimin Duvarı dövmeliyim. Rüzgar çevir beni Ölüler görmez ki Kapı boşluğu yerinde olmamalı Vur beni duvara Bağırmalıyım bağırmalıyım Rüzgar çevir beni Biri alay ediyor biliyorum Sayılmamış başlardan Ben ölü şehrin kapısı Ürperiyorum Vur beni duvara.

YALAN Şehirlerden uzak bir gülüş Asker gülüyordu Yitirilen düşünülüyor Bir arkadaşını seviyordun Ölümde adıyla bildiğin Şimdi gençti şimdi güzeldi Yakınımda diyordu Oyunlar savaşta oynanır Yaşadığını verebilir misin Resmini verdiğin gibi Ağlıyorken Büyük susuzluk başladı Ay başınızdan ötede Kulaklarına söylediklerin İnandırabilmek için öldüğünüze Ölen asker de gülüyordu Bildiği için, ikiniz de gülüyordunuz.

BEKLEYİŞ Karanlık ışıklarına geldi Merdivenlerden çıkılır Usanç veriyor Sokak orada yine yanıldınız Kadın yatakta Sesler büyütüldü Kapı belli aralıklarla iki kere Açıldı kapandı.

UNUTULMUŞ TANRI Hatırladıkları tanrının Sisler arasında sabahların Güzel insanların doğuşu Yollarda taze sevinç İlk ışıklarla birlikte Kaçışı gecenin Şarkıları ellerinde kadınların Onları sevmiş olanlar üzerine Başıboş dolaşan sesleri kim duydu? Ötelere doğru çağırır durur Tanrının düşündükleri bilinmemiş Kapısız ve penceresiz evlerden sonra Kimsesiz tapınağın Sessizliği ortasında küçük Tanrının biri kendini gördü taştan oyulmuş Gözleri çalınmış gözleri çalınmış Karanlığın gülümsemesinde "Sen de mi?" diyorlardı Unutulmuş tanrı O kadar uykusuzdu Ölümsüzlüğünde yorgun yorgun Tarihsiz

UNUTULMUŞ TANRI Hatırladıkları sabah Güzel insanların doğuşu Yollarında ülkesinin İlk ışıklarla kovalayış Türküleri ellerinde kadınların Kendilerini sevmiş olanlar üzerine Tanrının düşündükleri bilinmemiş Boş dolaşan yorgunluğu kim buldu Tanrı o kadar uykusuzdu.

İKİ SERSERİ Düşündüler ki geçmiş de gelecek de Üzerlerinde İçerde veya dışarıda kimseyi bulamıyacaklardı Bir şehrin sokaklarında gizlice bırakıncaya dek Birinci serseri, çirkini Yasak edilmişi anlattı Diğerleri gibi dostlukları burada bitti.

ÇOCUKLARIN ÖLÜM ŞARKILARINDAN21, 22 Elde bir kitap tutar gibi Daha yazılmamış bir hikayeyi dinliyoruz Bir masa vardı bir mum daima istendi Bir şey yapabilmek için duvarların boşluğuna Ne varsa doldurulmuş asılmış biri yabancı duruyor Burda bir tütün içmek gerekiyordu Küçük kalabalıktan uzak bir adam gibi Açık pencereden çalınmış bir gün de bitiyor Çocukların ölüm şarkılarını dinliyorduk Karşılaştırma için bkz. "Veda&#;lardan Birinde"nin ilk taslağı, "iv- Gotlar ve Genç Veda" bölümünden çıkarılan dizeler: "Daha yazılmamış bir hikayeyi dinliyorduk Bir masa vardı bir mum daima istendi Elde bir kitap tutmaya benzer Bir şeyler yapabilmek için duvarların boşluğuna Ne varsa doldurulmuş asılmış yabancı duruyor Burda bir tütün içmek gerekiyordu Küçük kalabalıktan uzak Açık pencereden çalınmış bir gün de bitiyor Çocukların ölüm şarkılarını dinliyorduk." 22 " Ece Ayhan, büyük bir müzikseverdi. Batı müziğini, özellikle de yüzyıl Batı müziğini çok seviyordu Bu ilgi, şiirinde çok belirgindir İlk kitaptaki "Çocukların Ölüm Şarkıları" başlıklı iki şiir, Mahler&#;in aynı adlı orkestralı lied&#;lerine göndermektedir " Ahmet Soysal, A&#;dan Z&#;ye Ece Ayhan, YKY, kitap-iık dergisi&#;nin ( sayı) Eki, s Kendisi de, &#;da Mesut İktu&#;yla yaptığı söyleşide bu konuya değinir: " yazında, İstanbul&#;da, Mahler&#;in Ki11datote11/ieder&#;ini bulmuş ve bunu az biraz dönüştürerek Türkçeye &#;Çocukların Ölüm Şarkıları&#; olarak aktarmaya çalışmış ve bu adla bir (sonra iki oldu) şiir de yazmıştım. Aramızda kalsın, aradan 32 yıl filan geçti, şimdiye kadar kimse bana bu konuda bir şey sormadı!" (Ece Ayhan, Şiirin Bir Alt Ça8ı, s. ).

KAPILARIN KAPANIŞI İki çizgi birleşti Verdi kolayca yaşadıklarını Sayılmayan kaçıncı kişi bu Yani bütün insanlar Üzerine kapıların kapanışı

İ. ANLAŞILMASI Türküler biter bitmesine Sen söylenene bak Sevgi diyorlar İ. sorma anlaşılsın diye Kopan güzelim çiçeklere bak Ağlıyan kadını biliyor musun kimi seviyor Güzelliğin gitmedikçe

AYKO Denizin ortasında boğulan ses Yalnızlık gökten geliyor Ayko bu sen misin Kim aldı onları, güzeldin Hep gizli kalan Bir gecenin tanrısı sana Kendi güzelliğini verecek Gözlerine çağrılmış Bakışlarından korkuyorum Parmakların nerede Ayko ben ölümü hiç sevmem Ayko bıraktığın yalnızlığı da sevmem Yakılmış kibritlerimin sayısı bitti.

KUKLANIN AYAKLARI Kimse istemediği halde Düşünülmüş düşüncelerden bıkmış Kadife elbiseleri içinde kukla Öldü. Sustuklarında arkaları dönük Ayrı kutularda Sesleriyle boğulmuş Gürültülerin. Kesilmez uğultularıyla Yalvarması tutulmuş, gitti Karaağaç duygusuz sanıyordu Kimin kopmuş ayakları korkudan.

WOSSECKB Bando geçer, kadın Bum çim bum çim Çocuklar koşmalıydı Yüzlerini boyamışlar Kıskançlık gelir Ötekinin aksi Sokulur yağmurdan Ağlar, der Wosseck Tanrı ilk cinayetini işler Bum çim bum çim uzaklaşması Bu şiirin bir başka biçimi "Alben Berg"e ithaf edilmiştir; adı da "Wozzeck" olarak yazılmıştır. Ece Ayhan, bu operaya hayranlığını sık sık dile getirmiştir: "&#;Dodekafoni&#;yi (yani Zwölftontechnik&#;i) kuran ve bu çağdaş altın çerçeve içinde kuramcı olarak da başı çeken Arnold Schönberg ve benim kişisel olarak tek sevdiğim opera olan Wozzeck&#;i besteleyen Alban Berg -benim gönlüm ve gözüm gerçekten ondadır- ve Anton Webern (arada &#;von&#; olacak galiba) dünya müzik tarihinde hep bir arada düşünülmüştür. Sanki devrimci bir &#;üçlü&#;." Ece Ayhan, "Yeni Müziğe Doğru", Şiirin Bir Altııı Ça, ı. age., s. Aynı kitapta, soprano Atıfet Usmanbaş&#;la yaptığı söyleşiden: " Ben Alban Berg&#;in Wozzeck operasını çok severdim, bandonun geçişini, cinayetten sonra ay ışığında &#;bıçak&#;ın suya atılışını (hem de Büchner&#;in Woyzeck oyununu). Özel bir şey bu" (s. ) ya da Suna Kan&#;la söyleşisinden " Benim gönlüm ve aklım Alban Berg&#;dedir; özellikle Wozzeck operası" (s. ). Bir başka yazısında da, Heinrich von Kleist&#;in yanı sıra "hayali" Wozzeck&#;e "yakın akraba" olmak isteğini vurgular (Ece Ayhan, "Esas Duruş, Mülkün Temelidir", Sivil Denemeler Kara, YKY, İstanbul, Eylül , s. 36; ayrıca bkz. Lııdingirra, Bahar &#;97, s

SÖYLENİLEN Bırakırlarsa dönmiyecekti Umut tanımıyordu Eski günlerin gelip gelmemek istediklerini Kimse bilmiyor Bunu söyledi Sallanan bedenlerinin karşısında Saçlarına dokunuyorlardı Gelen toprağın aslıymış Ölüm adama kızıyordu Bunu söyledi Çıplaklık duyulmuş En iyi dost uzak odalarda Tanrı olsun adamı seviyor muydu Konuşmasını bilmiyorlar Bunu söyledi.

PEROONAMİ24 Vur mavi tilkiyi Mavi tilkiyi gözzünden Savaştan sonra ayrılmak askerleri üzer Ben ikinci gözümü bir kurşunla değiştim Benim gözüm mavi Perdonami diyor mavi tilkiyi vuran Barışta arkadaşım olan O kara gözlüydü Ben iki kere tilki vurdum Perdonami Bazı dizeleri için bkz. "Veda&#;lardan Birinde".

\ ıaıaa a karaw. ı.ı.ecek Bir cephede ça4a altzda I dimae funduszeue.info beklqecelils. Bia ık uker ans B\Q1lll uausl&#;llla gel igllsd ai:ılal.f ata&#;yı ;&1ınoaldar e Cl14ectk.

İNFANT A&#;NIN ADINDAKİ UMUT25 İnfanta karanlıkta gelecek Bir cephede çadır altında Yağmurun dinmesini bekleyeceğiz Biz artık asker adamlarız Büyük susuzluğa gelişigüzel atılmış İnfanta&#;yı çağıracaklar yine Gidecek. 7 Eylül Bu şiirin çok sonraları, yılında Geceyazısı&#;nda (sayı 9) yayımlandığını Zafer Yalçın pınar belirtmiş ve yandaki görsele yer vermiştir. Bkz. erişim tarihi: 2 Haziran Düzeltmeleri zamanında Ece Ayhan&#;ın yaptığı varsayılmaktadır. Ancak elimizdeki daktilo ile yazılmış metnin il ltındaki tarihten farklı bir tarih söz konusudur. Doğru olanın elimizdeki metnin altındaki tarih olduğu düşünülmektedir.

ASYADA AKAN KAN Denizlere doğru gidiyorum Atlar yürüyor" kıpkızıl Irmaklarla yürüyorum Kanı yakıyoruz ateş için Soğuk gecelerinde savaşın. Bir köy köyde bir ev Çocuklar büyüyecek Asyalı anneler büyütün onları Akacak kan Kervanlar sevdasında hala şehirlerin Bir başka biçiminde "yüzüyor".

ATONALİZM Kendimi portmantoya astım pardösü yerine İki duvar, bir pencereli, bir kapılı duvar içinde Bir adam yalnız adam İki adam işleri hallediyor Ben saatimi takvim yerine kullanıyorum Melek yüzlü bir buldok köpeğiyle Meksika&#;da kurşuna dizdiler beni Bazı kitaplar gibi okunmaz hale geliyordum gittikçe 4 ila 7 öyle karanlık rakamlar geliyordu ki bana Bu çeşit anıları saklamak için ceketime cepler yaptırdım Kuzey Fransa kıyılarında Farandol çalıyorlardı Bir kadın ucu kalın bir kalem gibi konuşuyordu Şemsiyeli bir sisin içinde Bir filozofta eksiklik duygusu vardı Saatin kullanıldığı yolun üzerinde Atonal adamın zamanı kullanmıya vakti yoktu Yalnızlığını bile beceremiyordu.

BERİKİ İNSANLAR Yaşadıklarını saklayan insanlarca Açık bir kapı, sözünü ettikleri Herkese güzel kokularıyla27 Geçip gidiyor Yitik kuklalara benzer Düşündükleri, çağımızın düşünmedikleri. Boş bir arabayı çekerek Islıkla çaldılar ömürlerini sokakta Doğmamış olanların kederi dokunulmadan Uyumayı sevdiler Çiçekleri konulmuş odalarına geç vakit Dönüşlerinde, sanmadıkları. Değiştirilmiş artık savaştan önceki duraklar Takma adlarla dolaşıyorlar, yalancıktan Kollarında işlemeyen saatleri Gecelerinin bir yarısı eksik Diğer yanda Yalnız kaldıkları zaman Tanrıya, güvenmedikleri. İlk uyanışlarından beri Gerçekliğe karşı kendi karanlıkları Sustukları, bedenlerinin altında İçlerinde, içlerinde Unutmak istiyorlar geçmişi Gülmek gibi, anlaşılmadıkları Bir başka yazılışta "korkularıyla".

l}l ÖLÜ İKİ Tükettik iyiliğimizi Daha seni sevemem ki Boşluk dudaklar boşluğa Tutunamıyorlar Atılmış gerilere Musa kumarda Boş vakitlerinde Yaradılış ayrı saklanıyor Esintisine bıraktım İşitme gitsin nasıl Dururken Birlikte yanımız soğumuş.

SEKİZ KİŞİ Bıkmışım klasiklikten Bir Çek Yahudisi ne denir Ondokuz Louis bilir Dördüncü kattan düştü Sol kalbim Çizgilerini alıp gitti Bizim bulunduğumuz cephede Ceketlerini çıkarıyorlar.

ÖLÜME YAKIN Çalmalısın daha hızlı Saat kulesi çanını Ölüm bu saatlerde geçer. Bir kadın uykularda Zamanı söyledi Bu gece de kimseler yok Böyle sandı kadın. Şehrin bir yabancısı Uzanıp giden sokaklarda Saat kulesi sadece Gece yarısını çaldı. Tarihsiz

1 34 ALTI ÖLÜ PENCERE VE KAPI Ay öldü Buldular Bastıkları yerde Boynu eğilmiş. Boğuk bir ses Gittikçe duyulmuyor Önceki adamlar da Böyleydi. Yalnızlığını bilse Sonsuz duvarın Nerede başladığını Biteceğini. Yüzlerine karşı Utanıyordum Sonra ne dedilerse Kandıramadılar. İlk kardeşlerim Ne arıyorsunuz? Anahtarlar Duymuşum bir kere. Saçları kesilmiş Biliyordum Bir kerecik öl. Susuyorum. Tanıyorum hepinizi Üzüntümüz Geliyor karanlık Üzerime örüyorlar. Nisan

1 35 ALAMAN HİMNİ28 İsaak gibi Clemens&#;e saygım vardır Papa olmayı istememiş Balığı bol bir göl kıyısındaki manastırda Latince öğrenip kitap okumaya başlamış İZaaK İZaaK Kudüs&#;ten haber geldi Barbar Kralları&#;nın yelkenlilerinde Bedava tarafından bir karga Clemens papa olmadı dedik ya Balık tutuyor Doğrusu bu bacakların yarısı suda İsa gölündeki balıklar aptal olur Hikayenin burasında Clemens non Papa&#;ya (kim öğretti bunları?) Karga iki a ile bağırır İZaaK İZaaK Kudüs&#;ten haber geldi Bu şiirin Seçilmiş flikıiycler Oergisi&#;ne gönderildiği ama yayımlanmadığı bilinmektedir. Bkz. yukarıda s. 17

1 36 ŞUBATTA Siz hiç susadınız mı Güneşle savaşlarda Ne termitler kemirecek yine Yalnızlıklarımı Çocuklar nasıl takılır Sokaklarda palyaçolara Düşünceler gibi takıldınız Vebalarıma Konuşmamak için Dudaklarını unutuyorlar Şehirlerim alınmış benim Düşüncelerimden Bu gülümseyen Bu ağlayan yüzünden de Pek bir şey anlıyamadım Şiirler gibi kapalı olmasan Daha iyi anlıyorum şimdi Çocuklukta duygulu olmak Kötü (Ne olur öyle uzak durma) İdam mahkumları yerine Beni asıyorlar Mürver ağaçlarında O kadar çok suçum var ki

Çok iğreti yaşadım Anılarda kalacağımdan korkma Her şey ellerinizde başlar Bırakıyorum Nerden bileceksiniz Bileklerini sevdiğimi Ağladığımı bileklerine Düşündükçe utanıyorum Ama üzülecek ne var Kimse pişman olmıyacak Viyanalı bir çocuk gibi Güzel ve acı değilim.

BİR METAFİZİK Ah bu denizde yatan ben miyim Ah bu çıplak ayak Ah bu uzun saç Ah bunu sana kim dedi Ah bu metafizik Ah siz delisiniz dedi Ah dedim bu bana yeter. Ağustos 55

CUMA GECESİ DEGİL Bu gece -cuma gecesi değil Aysı sokaklarında şehrin (genç bir lamba) Bırak bardaktaki ölümü Düşüncesizlik ediyorsun dedik Ah söylemese -söylemese Karanlık bir odada (İspanyol falcı) İçki içirmişler kadına -yalvarıyor Kafamız almaz bunu dedik Uşak doğmuşsan uşak kalırsın -istersen Ay acır sana belki -belki acıyor (kaderci bir rahip söyledi bunu) Biz ki size aşığız Bizden uzak tutarlar dedik Denizde yittim ben -acı bu acı Çirkin bir bulutu seviyordum (hayal güçlüdür -dayanılmaz) Git bu şehirden -git bu şehirden Bir değişmiyen sen kaldın dedik. Ağustos

KEDİ MASKESİ Bu bazılarına göre (üç ayaklı bir üçgen masa) Duvarlar içinde bir şehir Şarap gibi yalnız bir kadın Korkunç korkunç bakıyor dudakları Bana dinsel bir öğüt verdi Bir yıl oluyormuş aşağı yukarı Fare tepeli kediyi Keçi ayaklı bir şeytan (bir rahibin hikayesi gibi) Beyaz bir gömlek giymiş Gözlerime bakmak istedi -yaklaştı -istedim ki Pazar gününden bu yana fare ile kedi Birbirlerini 90 derece ile selamladılar Güneşe karşı sabahleyin İki kuru günaydın (İşte bu bazılarına göre). Ağustos 55

LADY DUNBAR&#;IN EGZERSİZLERİ Lady Dunbar&#;ın belalısı Lady Dunbar&#;ın karasevdası genç bir yahudi Lady Dunbar&#;a yağmurlu gecelerde gelir Lady Dunbar yağmurları sever Lady Dunbar geçen yüzyıldan kalmış bir kadın Lady Dunbar&#;ın gramofonu karanlıkta çalar boyuna Lady Dunbar Lady Dunbar Genç bir yahudiyi seviyor İbrani soyundan kara gözlü Bacakları katran ağacı gibi Lady Dunbar&#;ı ağlatıyorlar Lady Dunbar&#;a şarkı söyletiyorlar Lady Dunbar&#;ın evinde bir yağmurlar Lady Dunbar&#;ın evinde bir yıldızlar Ve Lady Dunbar ve bu ikinci Musa Lady Dunbar&#;ın gramofonunu boşa döndürüyorlar. Ağustos 55

BABİL&#;DE ARKADAŞLIK Salı günü yitmiştik biz Kötü İlgi&#;m (orta çağda ölmüş bir at) Sen büyüsün sen29 bir gümüş parçasında gördüm (Zincifre adında bir dev) Irmakta yüzüyordun bir çocuktun daha (biraz giydirin gerçeği biraz) Sonra Kötü İlgi&#;m Ben yitmiye devam etmek istiyorum dedim (tükenmez bir kızlık bu kapıda sıkışmış) Bir çarşamba günü Ve sonraki günler yitmiye devam ettik (sen Babil&#;de arkadaşlığın ne demek olduğunu bilir misin). Ağustos "seni" olmalı.

BİR TACİR Elmas küpeli bir adam gelmiş önce yabancı elli Kara üzüm şarabı istemiş vermişler içmiş Bakır paracıklar atmış ortaya Başı dönmüş tahta döşemeler üzerinde Burnunu göremiyen ne tanrıcıklar varmış öyle Bir kadıncık varmış önce Gözleriyle gülmüş almış evine götürmüş (aysı güzelliğinde bir leke) Günlük kokuları içinde bir oda Pencerelerde yıldızlar gece boyunca Bu adam bu adam şimdi (katran ağacı gibi bacakları) Taş merdivenleri yalınayak inerek Küpelerini satıyormuş kulaklarıyla birlikte Tükenmez erkekliği için iki akşamdır yahudiye Böylece böylece Ne kadıncıklar varmış öyle ne tanrıcıklar varmış öyle Bir çuval içinde ipek kervanıyla İflas etmiş bir taciri İflas etmiş Tacirler şehrine götürüyorlarmış (biz böyle mi yaşadık) (böyle mi ölmeliyiz). Ağustos 55

DENİZDEN ÖLMÜŞ ADAMLAR -biz size yalnız birlikte ölelim dedik- Gel dedi ölelim Gözlerine kadar inmiş güneşten Sarılıp kalıntılara Tutunmak isterlerdi Gel ölelim der biri Okunuyor hayatının hikayesi Denizden gelmiş Denize gitmiş Doksanıncı basamakta beklemek Beklemek yelin ne getireceğini bilmeden Sonuncu aylardan biri olsa olsa kullanılmış Boşluklar için ayrılmış sandalyeler Gel demişti ölelim Korkak ruh sevsin isterdi Emredilmiş sevinçlere kapatılmış kapılar Gecesinde bu ölen sevgilinin ve sağ kalanı yani ölmeyeninin.

BABİL&#;DE Bir bakır çocuk İrda Babil şehrinde ay çıkmıştır Bir ay ve bir yol Fıçı içindeki suda Şeytan kızları pencerelerinden Yola sarkıtmış saçlarını Burada -şimdi Kaa sarayının bulunduğu yerde Bir Kon La&#;sı haber veriyor İskender -İskender çaldı bizim atlarımızı Fi&#;li falcı kadını İki kudurmuş adam Konuşturmak için döverken geceleyin Kader onları kapıda Sadık atlar gibi bekliyordu Falcı kadın açtı -taştan oyma bir papaz çıktı Karanlıkta sesi çatlamış bir bardak gibiydi (ne dediğini bilmiyorum) Ka&#;lı bir gemici bulun -kapkara anlatsın Nasıl yelken açılır nasıl ölünmezmiş

Ateş yok burada -yıldızı yok müneccimin Burada iskambil taşları Kadın kılığında papazlar -saklambaç oynuyorlar Kervan bırakıp gitmiş bizi Ne davul ne bakır -hiçbir şey Ölüm ayda kaldı -sabaha karşı Babil&#;in en küçük kapısı açık Sokaklarda bir bakır çocuğun Güzel yüzünü bir veba maskesi gibi Bir hüzün gizliyor. Ağustos

SALI DUASP0 Bir obua kadar yalnız Babasını karanlık bir göl olarak hatırlıyor Yahudiyi çok lüzumsuz buldukları için Toprağa gömdüler Limon tanrıları istese de istemese de Salı duasını işitemiyecekler :ıo Elyazısı t;ıslakta önce adı "Bir Kudüs Y.ılıudisinin S;ı lı Duası" diye yazılmış, sonra gl risi çizilerek "Salı Duası" bırakılmıştır. Ayrıca, ilk yazılışta ki beşinci \&#;L&#; altıncı dizeler üçüncü Vl&#; dördüncü din ler olarak düzenlenmiştir.

SELANİK31 -Haluk Bengisu&#;ya Alın sizin olsun çocukluğum - Ben aradığımı bulamadım Kaydırak bilir misiniz oynıyalım - Babanız savaşa mı gitmiş Bayram günleri elma şekerim - Çok dövüştük yeter artık Düşlerime girme korkunç amca - Selanik şimdi çok uzaklarda kalmış Ta rihsiz ;ı l).ı ldilııı a çt funduszeue.infoıni bir b.ı k.ı biçiıııiııdt, "-! 1.ıl(ık lkııgisu&#;v,ı" illı,ıfı pjııı,ıdıgı ıbi di/l&#; pnl.1 rıııd.1 \ i i,ırl li de huilı11ııı,1ıı1(1k.lıdır

SUÇLU DOLEY İki sigaralık bir dinde Bir sigarayı öper gibi içerken yakalandım Onu ağlıyacak kadar seviyordum.

BU ABE&#;NİN BABASINA Doğrusu niçin olduğunu bilmiyorum İlk kurşunu atan adam çoktan ölmüştü Şehirlerde bağıra bağıra içiyorlar Doğrusu niçin olduğunu bilmiyorum J2 Cephede bir ölüye zorla içki içirmek istiyen Abe&#;nin en acı arkadaşıydı Abe&#;nin babası Niçin içtiğini bilmeli Bir bi1şkil biçiminde, "Savilşı kilzanmış olilnlar adın;ı" dizesi vardır.

SIKINTI İçki içen ve geceleri hıçkıran kadın Ölü evde oturuyor ne dediniz? dedim ki Bu kadar güzel olabilmek için Şeytanla anlaşılır Uzun boylu ve çok genç Akdeniz tipli bir adam (kadınlar sokağa çıkmasın) Yaşadıklarını bilme duygusunu Unutmuşa benzerler Bir gece sarhoş bir adam Güzel bir kadını öperken kustu.

KATIRTIRNAKLARP3 Tanrılar çabuk değişti Savaşa giden askerler başkalaşıyorlar Herkes gibi sen de beklemekten usanacaksın Dar dünyaları kimse sevmedi İçkiye alışmalısın yalnızlığın acı tarafı Gördüklerimiz de oradan geliyor Bitmemiş bir hikayelerini çekinmeden anlatırlar Yıkılmış evler gibi bombardımanlarda Biri ömrünü yitirmeye razı oldu Savaştakiler gülerler bunlara, anlatma Katırtırnakları yerinde güzeldir. Ta rilısiz 33 Aynı metnin daktiloya çekilmiş bir başka yazımında tarih ""tir.

1 53 KATIRTIRNAKLARI Bu tanrı eski tanrı değil Savaşa gidiyor askerler yine Herkes gibi sen de beklemekten usanacaksın Dar dünyaları kimse sevmez Yalnızlığın acı tarafı böyle garip Alışmalısın. Gördüklerimiz de oradan geliyor Ama bu bitmemiş bir hikayedir Bu çekinmeden anlatılan, bu ezik Yıkılmış evler gibi bombardımanlarda Biri onurunu yitirmeye razı oldu Savaştakiler güler bunlara, anlatma Katırtırnakları yerinde güzeldir.

1 54 SCHLOSS ADINDA BİRİ (İsa&#;dan önce Kudüs&#;de doğdu İsa&#;dan sonra öldü.) Artık ne termitler kemiriyor Yalnızlıkları Yüzlerinde altı harf - (Schloss adında biri) Çocukların cambazlara takıldığı gibi Bir yahudiye de fareler takılıyor Sokaklarda (Schloss adında biri) Konuşmamak için Dudaklarını unutuyorlar Şehirleri almış düşüncelerden - (Schloss adında biri) Daha iyi anlaşılıyor şimdi Çocuklukta duygulu olmak Kötü (Schloss adında biri) İdam mahkumları yerine Defalarca yahudiyi astılar Mürver ağaçlarında - (Schloss adında biri) Nerden bileceklerdi Bileklerini sevdiğini Ağladığını bileklerine (Schloss adında biri) Viyanalı bir çocuk gibi Güzel ve acı değildi Güneşle Savaşlarda - (Schloss adında biri)

1 55 KAÇIŞ Benden duyulan Ayak sesleri Beni bırakarak sokakta Kendilerini kurtarmıya gittiler.

VEBA Senin yıldızın toprağın altında kalmış yirmi yaşında merdivenleri alfabe gibi sayıyorsun Senin geride bıraktığın ölünmüş bir hayat kuzey ormanlarında vebalı bir kadın gömdük hiçbir şey bu kadar üşütemez beni Senin niçin dua ettiğini unuttuğun gibi sonradan bir peygamber de yalnız kalmaktan korkuyor üçlü bir iskambil oyununda mesele ama şimdi adam öldü.

1 57 ACI ÇOCUKLUK Bu İsa&#;dan kalma bir acı (taşlarda yıkanıyor) gözlerim gözlerim çıkmaz bir sokakta bir Kudüs gecesi denizden kurtarıyorlar kalem gittikçe korkunç bir şekil aldı ben hiçbir köprüden geçemem artık Bu pencerelerin yüzlercesi içiçedir (kendinizi bulamazsınız) cızırtılı bir mektup yazıyorum fotoğraflardaki ölüler gibi güneşin altında döğüşen iki savaşçı kuyulardan bir ses bir ses Sen arka kapılardan çık yine (ne tuhaf güldü) bir daha dönmiyecek çocuklar gibi acılık. /9SS

TEBEŞİR Bu kapılar bu pencereler bu pancurlar Gustav Mahler için koşan adamlar Bu ayaklar Güle güle ölüyorlar Merdivenlerde Sol elini unutup geliyor hep Eski bir ev gibi Eski bir arkadaş Nasıl isterseniz öyle olsun Köşe başında çizgiler Bitiyor zaten Duvarlarda renk renk Afişler ilanlar Bar bar bağırıyorlar İyilik meleği gelecek Bekleyin biraz Siz tebeşirle çizilmiş şapkalı adamlar Tebeşirle çizilmiş sokaklarda Bir daha unutmayın ellerinizi. Ta rihsiz

1 59 BİR İLGİ Çırılçıplak soyun bir daha dönmemek üzere -çok güzelsin hata işlemiş olmayız -yalnız bir kez ve korkunç bir ilgi artık ünleme Esen kala olsun böylece -örümcekler ilgilenmemek niye kötüyle iyiyle bir ben oldum üzülen ünlem işareti yerine soru işareti öldü diye.

ELMA ÇİZMEK Bir elma bir elma ağaçta ben bu elmayı çizemem düşer tebeşir düşer silgi ben bu elmayı baba (babama eklenmiş başka bir adam) anam öldüğü gece evler yıkılıyor evler yıkılan evlerin altında anam sınırı geçiyor askerler ben hiçbir köprüden geçemem artık Tüm oyunlarda eller bende ebe olan benim hep elmayı keser bıçak denizde boğulur çocuk küçül babam küçül sokakta sokak da büyüyor zaten ben bu elmayı çizemem kara tahtaya.

SENTEZ Bu taşbasması İşkence Usulleri kitabı Nerede basılmış Babil&#;de Babil&#;de bir çocuk demek Bizi kullanıp kullanıp duruyormuş Ama biz bu değiliz ki Daha ilk sayfalarda Karşımıza çıkıveriyor Başkasının gözleri Başkasının ağızları dudakları Babil&#;de basılmış Bu kitabın sayfalarını Birer birer açıyorsunuz Hayatınıza böylece Babanız sizi hiç döğmedi mi

GÜNDEMDE BİR KADIN Başımda berbat bir şapka yüzeyde bir köprü kararlaştırılan saatte cıcığı çıkmış bir şarkı gelecekti Evin saçağında ters dönmüş gözlüklü bir kıral neredeyse sabah olacak tüm gece buluttan buluta ölmüş bir kıral Açarken şişenin mantarını bir kıral daha etikette başımda bir şapka saygıyla çıkarıyorum Değişen bir filim gibi her hafta sokakta bir ölünç birdenbire bir ölünç sokakta genç bir sosyal demokrat Şarkı yine gecikmiş gelir gündemde bir kadın gündemde bir kadın oysa içmiş. Tarihsiz

ı6 3 ARTIK İSTESEK DE ÖLEMEYİZ İki ayaklı bir güvercin bu kente nasıl girmiş nasıl sızmış bilmem iki ayaklı bir güvercin ne yasam34 ağlıyamıyorum Bir plak gibi tekrar dalgın bir kadını dövüyorlar pıtıl pırıl çinko bir tezgahın üstünde ufaklık paralarla yuvarlak içkisi Camlar buğulanmıştır ne de olsa tabelasında sokak yazan bir sokak sokakta bir afiş gibi tutkalla güneşi yapıştırıyorlar yerine çekip gidiyor bir adam pabuçlarını sürçerek Bağıra bağıra sabah olduğunu yazıyor gazeteler iri punto&#;larla "yapsam" olduğu düşünülmektedir.

PANİK35 Pazarları borazan gibi ayaklarını yıkamış gelir yarısı aralık bir çingene Bir çingeneyle öyle bıkmış bir tiren yeryüzü sokağında masayı içiyorlar masa da ilgisizmiş ha kağıt üzerinde nurkalem ya da faber sayfasında büyür bir harf bir e Başka bir şarkıda başka bir kadın yunansı yunansı gülümser16 kocası eski bir dev (kırala benzer ölmüş) işkence el kitabıyla ister yadsıyın ister yadsımayın yarım salılardır bunlar hepsi özne hepsi deniz de nurkalem de özne Bıkmış bir tiren şarkıdaki başka bir kadının dökülen yerlerine el atar panik bundan sonra başlar işte panik bundan sonra yeryüzü sokağında ilgisiz masada işkence el kitabında büyüyen e&#;de panik Bu şiir yayımlanmıştır. Bkz. Yenilik, Eylül-Ekim , sayı 45, s Yeni/ik&#;te yayımlanan şiirde "gülümser" sözcüğü "güller" olarak basılmıştır.

SANSKRİTÇEDE Kırmızı bir adam nerde öldi bir kadının boğulmuş sesi sanskritçeden bir fotoğraf sanskritçeden bir mektup köprülerden geçiyorlar güvercinler satılık yine gazeteler dergiler kitaplar kanatlarında birer mandal bu sokağa bayılıyorum ah diyorum içimden yaşasın mı yaşamasın mı bir meta&#; bir meta&#; yaşadıkça yürüyorum ve sonunda bir parmaklıkla çarpışıyoruz Toplumsal bir gözlük gözümde sıkışınca S. ve T. silah fabrikalarından söz ediyorum bir plak göndermişler eve uyuyamıyorum oysa hep akşamları tezgahın önünde yerimi alıyorum pusuda bir eşkiya gibi yorgun burada takvim yok burada saat yok bileğimde saatim yok bin yıl önce bir halı sermişler taşlığa bir de yastık bir de kız vazo gibi kalçaları yine elleme diyor biraz konuşmak istiyorum sonra çıkıp uyuyacağım anlasana iyi bir güneş görmek istiyorum sabahleyin iyi bir güneş gönlümce arkamda içen koca bir pasaj ve cebinde bir İtalyan lokantası robot adam zaman zaman ablasını düşünüyor

Arkadaşım arkadaşım sanskritçede öldi ölmiş bira içerken vergi vermek gücüme gidiyor bira içerken gücüme gidiyor gücüme gidiyor meta&#;m.

SU KUŞU İLE Ben daha kalın bir adam seni içiyorum ilk kez bacaklarından -anam beni doğururken ölen bir çingene Yüzümde olumlu bir bıçak izi dudaklarımı öğretiyorum sana sazların arasında acıdan bir su kuşu öter -ilk sekiz yılımı Çinde geçirdim bir istiridyenin içinde yeryüzünde demek böyle içenler de var Bir gece bir gece daha daha ne varsa bildiklerimden öğretiyorum sana içiyorum dudaklarımı ellerimi dilimi kanımı denizden uzaklaşmışız -kalelerin önünde eski bir çağdan ateş yakmışlardı yine bitiyor dikkat şişe (daha bir kalın adamla su kuşu ölürler usulca).

YUSUFUN UNUTIUGU BİR GÜNEŞ İskenderiyede tedirgin bir akşam hafta sonunda bir cumartesi yeni entarisiyle gelip sırtını dayamış evlere ucuz sigaralar içilir pencerelerde bin dilden konuşulur Kantocu Peruz&#;un sözde çıplak resimleri devanaları gibi oturmuş adamcıkların gönüllerinde İstanbuldan tahta döşemelerde rakı sofraları bağdaş kurmuşlar bugün ırmağın getirdiği bir sesim ben ırmakta bir balıkım ağda Bana dadanmış güvenmiş bir güvercin ben güvercinim de güvercin olmak istiyorum yine nasıl bir ses idiysem çocukken ağaçdıysam nasıl eylem idiysem özne idiysem (kendime dadanmış bir kendim) Yusuf ne olur güneşi hatırla ne olur hatırla hatırla artık hatırla güneşi Yusuf İskenderiyede bir cumartesi ırmağa bakan evlerde çöle girerken geceleri hatırla.

BIKKINLIGIN KENDİSİ37 Beceriksiz bir kuklayım Uzattım ellerimi Sırasız Kestiler Öleceğim Ölmek istiyorum Bırakmıyorlar Gerçekte herkesi aldatıyordum 38 Boşuna çekiyorlar iplerimi Oyun oynanmıyor Farkında değiller. Ta rihsiz 37 Bu şiirin Seçilmiş Hikliycfer Oer isi &#;ne gönderildiği bilinmektedir. Bkz. yukarıda s "Yeşil mürekkep"le yazılmış bir başka metinde iki dize vardır: "Av unmak içindir gülmem / Bir bilseler".

SİVASTOPOL Eskimiş anılar ne tatlıdır Kral alanına açılan geniş sokaklardan birinde En gençlik arkadaşımla karşılaştım Altın Kalpli Orospular Evi açıldığı zaman Akşam olmuş ceplerde şişeler İnik perdeleri yanık fenerleri kapısında Şu altı aylık Kral alanından Paytonlara binilir -Dullar evine çek (Sen devam et) Sivastopol önünde batan gemiler Şehirde kırılmamış cam kalmamış Şu Osmanlı topraklarından (Sen devam et) fakat Ölmüş kadınlardan sanki hala yaşıyorlarmış gibi Söz etmeleri tuhafıma gidiyor (Arkadaşım dedi ki) -Aldırmıyorum -Bana değişmiş yüzler gerek Kalem gibi parmakları vardı Ve hiç kan görmemişti (Tuna artık fena kokmaya başladı) Yaa! Tuna yalnız geceleri akıyor Adamlar adamlar adamlar üniforma giymişler (Kimse kimseye benzemiyor) Bu kadın İstanbul sokağında oturur Adı başka şimdi (Sen devam et) Soyları Filistin&#;den gelmiş bir Rumen yahudisi Kontrbas çalabilir parmaklarıyla Kontrbas gibi de konuşabilir Bileklerinde kendileri gibi sahte bilezikleri Sarı kesilmiş saçlarıyla Geceleri kapılarını içerden iki kere kilitlerler (Bahar geldiğinde deniz kıyısına giderler) Bahar daha gelmiyecek Dışovalar&#;dan yel esiyor

Kuzeyler&#;de de savaş var Kırk torunlu yaşlı kadın Akşam kızıllığından ürkerdi göğün Odasına kapanıp eski gazeteleri okurdu (İnsan istese de kulaklarını tıkayamıyor) (Sivastopol önünde batan gemiler) Tarihsiz

ea Senin yıldızın toprağın altında kalmış yirmi yaşında merdivenleri alfabe gibi sayıyorsun (nasıl yaşadım ben?) Senin geride bıraktığın ölünmüş bir hayat kuzey ormanlarında vebalı bir kadın gömdük (hiçbir şey bu kadar üşütemez beni) Senin niçin dua ettiğini unuttuğun gibi sonradan bir peygamber de yalnız kalmaktan korkuyor üçlü bir iskambil oyununda mesele (ama şimdi adam öldü)

1 73 İNSANLARIN KÖTÜLERİ Saçlarımı kestiler kökünden senin için Köprünün üzerinde adamlar tükürüyor ırmağa Boşalmış düşünceleri bitmiş Biri merdivenlerini saydı evinin Yaşamamızın şarkısını biliyorlar Ama sen hüzünlenme yine Şarkı söyleyen gence inanma Kapalı ve durgun ağlıyor Ben sigaradan alıyorum hıncımı içerek Sen ilk günümüzü hatırla dumanlarımın arasında.

ÇAGDAŞBİRYAHUDİNİNELYAZISI Kutsal Buda Bir gece kadın olsa kadın olsa Kutsal Buda&#;mız Bir gece kadın oldu kadın oldu Bu Tanrı&#;nın kara perşembesinde Fal bilmemesi garibinize gider Bu yüzden geleceği göremedi Şimdi ne mumlar yanıyor Yüzlerce perdeli odalarında evinin. il Daha o zamanlar S ve T silah fabrikaları kurulmamıştı Doğmamış ortaklar arasında anlaşmazlık çıkmamıştı daha Daha sermayeleri bir balonluk metelikler metelikler Bir gün sevinçli haberler geldi gazetelerden ajanslardan Savaş çıkmıştı uzaklarda falan ötelerde falan yakınımızda falan içimizde falan İkinci ortağın adını silahlardan silmek imkansız Mahalli gazeteler -aksilik- çok okunurdu

III Bir orgcunun küçük oğlu (başka yokmuymuş ne) Sonraları Avrupa&#;da ünlü bir aktör oldu para kazandı Baba zoruyla hukuk okudu önce Stravinsky&#;yi tanırdı paradiden Ön sıralarda ve bastonsuz olduğu için Eşek arılarını andırır uzunca Tiyatro sevgisine açıp kapadı perdeleri Savaş çıktığı yıllarda teker teker yavaş yavaş İşini bilir bir rejim kuklaları cephelere sevketmişti. iv Başsız heykeller gördüm ben, gözsüz resimler (demek istiyorum ki) Bitmemiş ölüler ya da canlılar Kapılar ve adamlar olmadığı için Bazıları eski alışkanlıklarından kağıt yediler Herşey durmuştu azizim (ben bu yazılara aslında o zaman başlamıştım) v Ben birtakım ıslak şeyler gördüm ıslak adamlar Cinslerini falan unutmuşa benzerlerdi Sokakların ortasında yatıyorlar Üzerlerine basmamak için Belki ölüydü bunlar (ne ölüsü) Sahi ölmemiş olmadıkça vebalardan Tıraşları uzamışlarla ölüm gittiğinde azıcık Ölü dudaklarını öptüm zorla Evlere doğru gidilmiyor ki zorla sigara sigara içirdim Günahlarımın okunması gecelerce sürecek Ne önemi vardı biz tiyatroya gittik Bilmem Kim&#;in locası altında kadın ya da kız Çok anlattılar, pis adam olduk biz sokaklarda apaçık (söz verir misin) (söz veririm)

Yii Islak kızlar yok sokaklarda Hadi çocuklar efsaneler hazır Kaleler, duvarlar, atlar hazır Poliçeler, emremuharrer senetler yiğitlerini bekliyor O papazı da tanırsın ana okulundan bu yana (onun hayatının hikayesini yazmak da bana düştü) Dini öğütlerde kendinden geçer mor dudaklı azizimiz Ayni konuda rahibelerden bayraksız bir ordu Hadi çocuklar her şey sizi bekliyormuş Ben her şeyi unuttum Yalnız Münih damgası kalmış aklımda kala kala Hadi çocuklar efsaneler sizi bekliyor sonbahar şehrinde Hadi müziğe çalışanlar hadi hadi.

EFSANELER Bir kitaptan Üç sayfa, beş cümle, bir kelime Pencerelerin kapaklarını açtı Gidilecek yer için atlar sabırsızlanıyordu Bir şiir arabası nasıl yapılır bilir misiniz?

Tüm yapıtlar da durmuştu yapılması yazılması Başsız heykeller gördüm ben, gözsüz resimler Yani eksik, kayıp, bitmemiş ölüler veya canlılar İnsan denenleri gördüm Kapılar ve adamlar olmadığı için Şehirleri sandıklarına dek boşaltmışlardı Bazıları eski alışganlıklarından kağıt yediler Artık randevular toplama kamplarında veriliyordu Herşey durdu azizim ben bu mektuba aslında o vakit Başlamıştım ama sonradan çok şey değişti Şehirler alındı Şehirler verildi Alındı verildi hep gazetelerden, ajanslardan Ben bir takım ıslak nesneler gördüm Islak herifler Cinslerini falan unutmuşa benzerlerdi 39 "sa nırdı" olmalı.

Bu sırada nasıl düşünebiliyorlardı Sokakların ortasında yatıyorlardı Üzerlerine basmamak için -Belki ölüydü bu zavallılar- Ne ölüsü? Sürer işte, sürmüş işte [ r işte Ben bir konferansına gitmiştim Ya da yanılıyorum bir arkadaş mektubunda yazmıştı Biliyorum Proust işitse kızacak bu sözlere kısadır kısa Tanırsın Tunanın iki yanında otururdu Tavanarası odasında müziğe çalışırdı Ailesinin bulunduğu şehre mektuplar hep geç gidip Geç geldiğinden kira borçları birikmiş olurdu Ve gariptir hiç ilgisi olmadığı halde Mühen damgasını Taşırlardı bu mektuplar zarflarını hala saklarım O pek genç yaşta Tu nanın iki yanında öldü 40 okunamadı.

Tarihsiz

Ayni konuda rahibelerden bir ordu bayraklı Hadi çocuklar her şey sizi bekliyormuş Ben herşeyi unuttum Yalnız Mühen damgası kalmış aklımda kala kala Hadi çocuklar efsaneler sizi bekliyor sonbahar şehrinde Hadi müziğe çalışanlar hadi hadi

III EcE AYHAN SÜRELİ YAYINLARDA

Altyapı: Dönemin edebiyatla ilgili belli başlı süreli yayınlarına genel bir bakış Ece Ayhan&#;ın, " Beyoğlu postanesine gider ve bellibaşlı yazın, edebiyat dergi ve gazetelerine kimi çok uzun, kimi orta uzunluktaki şiirlerimi, durmadan gönderirdim sayıdan sonra Son Mavi 1 Bkz. Ece Ayhan, "İlk Adımlar", Pılt&#;lika. Şiir Sanatı ııe Sorııııları 2, İstanbul, , s İstanbul ("Pes İstanbul olmasa ne yapardık&#;" diyor İ lhan Berk). Beyoğlu postanesine gider ve bellibaşlı yazın, edebiyat dergi ve gazetelerine &#;bir&#; Alman&#;ın, &#;bir başka&#; Alman&#;ın ve birkaç Anglo-Sakson&#;un (yazayım; &#;atonallik&#;in, &#;on iki ton müziği&#;nin, &#;begateller&#;in, &#;manyetofon&#;un, Alban Berg&#;in, Arnold Schönberg&#;in Giacometti&#;nin, &#;mobil&#;lerin de) etkisindeki kimi çok uzun, kimi orta uzunluktaki şiirlerimi, durmadan gönderirdim. Usanmıyordum ve zarflar dolusu Bu otuz-otuz beş şiirden birkaçı yayınlandı &#;ten sonra (4 parça da öykü, evet). İlgi çekmediler "

adını almış, 1 Temmuz tarihli sayı ile yayın yaşamından çekilmiştir), Vedat Günyol&#;un Orhan Burian&#;la birlikte Ufuklar (Şubat ), Burian&#;ın ölümünden sonra da "kurucu" olarak adını koruduğu Yeni Ufuklar ( sayı Orhan Burian özel sayısı olarak çıkartıldıktan sonra Ekim ), Aralık &#;ya kadar 38 sayı çıkan İstanbul (Kasım ), Nedret Gürcan&#;ın Dinar&#;da 34 sayı çıkardığı Şairler Yaprağı (1 Mayıs ), Tevfik Akdağ&#;ın altı sayı çıkarttığı Şimdilik (Ocak ), Muzaffer Erdost&#;un tek sayı çıkartabildiği Açık Oturum (Mayıs ), a Dergisi (1 Ocak ), Seçilmiş Hikayeler Dergisi&#;nin devamı niteliğinde olan Dost (1 Ekim ) ile karşılaşılmaktadır.2 Bunlara bir de Vatan gazetesi- 2 Anılan süreli yayınlarla ilgili olarak daha ayrıntılı bilgilenmek için bakılabilecek başlıca kaynaklar şunlardır: *Abasıyanık, Sait Faik, "Mavi Üstüne". Maııi, 1 Kasım , sayı *"Açıklamak Gerekirse", Hisar, 1 Ekim , sayı *Ataç, Nurullah, "Varlık Yayınları". Pazar Postası, 12 Şubat *Barlas, Cemil Sait, "Pazar Postası Niçiıı Çıkıyor?" Pazar Postası, 4 Şubat *"Bir Dergi: Hisar". Papirüs, Şubat , sayı 9. *"Bir Dergi: Yed itepe", Papirüs, Ağustos , sayı 3. *Bozok, Hüsamettin, "90 Yılı Dolduran Çaba". Röportajı yapan Tu rgay Keser. 2 Mart Bkz. *Cavkaytar, Serap, "Varlık Dergisinin İlk Sayısındaki Edebiyat Ya zılarının Sınıflandırılması". Yayımlanmamış yüksek lisans tezi. Osmangazi Üniversitesi, Eskişehir, *Çınarlı, Mehmet, "Altıncı Yıla Girerken". Hisar, 1 Mart , sayı *Çınarlı, Mehmet, Altmış Yılın Hikayesi, Kitabevi, İstanbul, *Çınarlı, Mehmet, "Hisar&#;dan Hatıralar". Türk Dili, Mayıs , sayı *Demiral, Hilmi, "Varlık Dergisinin Sayılarının Edebi Yönden İncelenmesi". Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Osmangazi Üniversitesi, Eskişehir, *Doğan, Erdal, Edebiyatımızda Dergiler, Bağlam Yayıncılık, İstanbul, *Emiroğlu, Öztürk, Cıımhııriyet Dönemi Türk Edebiyatmda Hisar Toplıılıı, ıı ve Edebi Faaliyet/eri, T. C. Kültür Bakanlığı, Ankara, *Günyol, Vedat, Sanat ve Edebiyat Dergileri, Alan Yayıncılık, İstanbul, *Hızlan, Doğan,"Yeditepe". kitap-lık, Temmuz-Ağustos , sayı *İnalkaç, Sema, "Varlık Dergisi&#;nin Yayınlandığı İlk Yıllardaki Sanat Faaliyetleri (sayı )", Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Gazi Üniversitesi, Ankara, *Kaya, İbrahim Şeref, "Varlık Dergisi&#;nde Şiire ve Şiir Tenkidine Dair Ya zılar: " Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Selçuk Üniversitesi, Konya, *Kongar, Emre, "Yaşar Nabi Nayır&#;ın Türk Edebiyatındaki Yeri: Varlık Dergisi ve Varlık Yayınları", Ya ıır Nabi&#;ye Saygı, Varlık Yayınları, İstanbul, *Korkmaz, Ferhat, İkiııci Yeni Limanı Pazar Postası, Ankara, *Oktay, Ahmet, "Mavi Bir Dergi Olarak Beklentileri Karşılamamış, Sadece Haber Vermiştir", Milliyet Saııat, 1 Aralık , sayı

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası