Asma Fidanı Üzüm Fidanı Yalova İncisi
tüplü poşet içinde 20 Cm
Salkımları orta büyüklükte ( g), dallı ve konik, normal sıklıktadır. Taneler yeşil-sarı renkli ve fazla (5 g) irilikte, oval şekilli ve 2- 3 çekirdeklidir. Orta ve uzun budanması gereken bir çeşittir. Dekara verim kg arasındadır. Erkenci bir çeşittir (bölgede temmuz ayı içerisinde olgunlaşır). Sevilerek yenilen, boncuklanma yapmadığı zaman çok kolay pazarlanan bir çeşittir. Fazla yüklü asmalarda seyreltme yapılmalıdır. Özellikle erkenci yörelerde yetiştiriciliği tavsiye edilir.
Ülkemiz bağcılık için en uygun iklim şartlarına sahiptir. Bu nedenle asma yetiştiriciliği yüzyıllardan beri yapılmaktadır. Asma hemen her toprakta yetişir. Az sulamayla yetinmesi, yamaç arazileri de değerlendirmesi tercih edilmesini sağlamıştır. Ayrıca üzümün birçok değerlendirme şeklinin olması da dünya üzerinde en fazla üretilen meyve olmasına yol açmıştır. Bağ yetiştiren ülkeler içinde Türkiye yılı verilerine göre ha bağ alanı ile dördüncü, ton yaş üzüm üretimi ile de beşinci sırada yer almıştır. Üzüm üretiminin tüm meyve üretimimiz içindeki payı %dir. Üzüm sofralık, şaraplık, kurutmalık olarak üç şekilde değerlendirilir. Bunun yanında pekmez, pestil, köfter, sucuk, ezme gibi değerlendirme yolları da vardır. Ülkemizde üretilen üzümün tonu çekirdekli, tonu çekirdeksizdir. Toplam üretimin %ü sofralık, %si kurutmalık, %i şaraplık olarak , %i çeşitli gıda ürünleri elde etmek amacıyla kullanılmaktadır. Ülkemizde yer alan 9 tarım bölgesi içinde hem alan, hem de üretim yönünden Ege Bölgesi birinci sırada gelmektedir. Sadece bu bölgemiz bağ alanlarının %ine, üzüm üretiminin % sına sahiptir. Modern bağcılık tekniği sayesinde dekara ortalama verim kgın üzerine çıkmıştır. Son yıllarda tesis edilen bağlarda telli terbiye sistemleri kullanılmaktadır. Bölgede kurutmalık üzüm yetiştiriciliği yapılmakta olup, %90 oranında yuvarlak çekirdeksiz üzüm çeşidi üretilmektedir. Bağ alanı ve üretim açısından ikinci sırada gelen Akdeniz Bölgesi erkenci üzüm yetiştiriciliği açısından önemlidir.Örtü altı bağ yetiştiriciliği son yıllarda artmıştır. Yalova İncisi ve Trakya İlkeren çeşitleri ile artık Mayıs ayı sonunda ilk turfanda ürün alınabilmektedir. Akdeniz Bölgesinde yayla bağcılığı konusunda da gelişmeler vardır. Marmara Bölgesinin Trakya kesiminde şaraplık, Anadolu tarafında ise orta mevsim ve geç mevsimde olgunlaşan sofralık üzüm çeşitleri yetiştirilmektedir. Tekirdağ ve Edirnede şaraplık üzüm üretimi çok yaygındır, ürünleri ise Tekel ve özel sektöre ait şarap fabrikalarında değerlendirilmektedir. Ülkemizin diğer bölgelerinde de standart üzüm çeşitlerine ait bağlar bulunmaktadır. Güney Doğu Anadolu Projesi (GAP)nin tamamlanması ile çalışmaya başlanmasından sonra Güney Doğu Anadolu Bölgemizde bağcılık daha önemli hale gelecektir. Bağcılıkta filokseranın tahribatı nedeniyle aşılı-köklü fidan kullanmak zorunlu olmaktadır. yılı verilerine göre bir yılda üretilen fidan sayısı milyonu aşılı, milyonu aşısız Amerikan asma fidanı olmak üzere 4 milyon adettir. Bu rakamın yoğun tarım dallarından olan bağcılığın geliştirilmesi için artırılması gerekmektedir. Türkiye bağlarının %80i goble ya da mahalli terbiye sistemlerine göre kurulmuş bağlardır. Yüksek terbiye sistemleri daha çok Ege Bölgesinde yoğunlaşmıştır. Türkiye genelinde son yıllarda tesis edilen bağlarda telli terbiye sistemleri kullanılmaya başlanmıştır. Bağcılık özel bilgi ve beceri isteyen tarım koludur. Bakım işlerinin zamanında uygulanması çok önemlidir. Hastalık ve zararlılarla mücadele mutlaka yapılmalıdır. Ancak zamansız ve gereksiz ilaç kullanımı doğal dengeyi bozar, insan sağlığına zarar verir, üründe kalite ve verim kayıplarına yol açar. Yanlış yapılan ilaçlı mücadele sonucu kuru üzüm ve şarap ihracatında, ayrıca yurt içi tüketimde, meyvedeki ilaç kalıntıları nedeniyle sıkıntı yaşanacaktır. Ülkemizde üzümler çeşit ve ekolojiye göre Haziran başı ile Kasım ayı sonuna kadar olan periyotta hasat edilmektedir. Hasat zamanı ve şekli çeşidin sofralık, şaraplık ya da kurutmalık oluşuna göre değişir. Pazar isteklerine, tatlanma durumuna, salkım sapı ve iskeletinin rengine göre hasada başlanır. Ambalajlama özellikle sofralık üzümlerde önem taşır. Standartlara uyulmalıdır. Ülkemizde yıllık ortalama ton civarında üzüm soğuk hava depolarında depolanmaktadır. Üretilen yaş üzümün 1/3ü kurutmalık olarak değerlendirilmektedir. Ülkemiz bu yönden dünyada ilk sırada yer almaktadır. Ülkemiz Uluslararası piyasada çekirdeksiz kuru üzüm ticaretiyle tanınmaktadır. Üzüm ihracatının %87 ila 91i kuru üzümden oluşur. Sofralık üzüm ihracatımızın oranı %tür. Erkenci üzüm çeşitlerinin yaygınlaşmasıyla bu rakamın artması beklenmektedir. Türkiye bağlarının büyük bölümünde (%80), mekanizasyona elverişli olmayan terbiye şekli kullanılmaktadır. Oysa insan iş gücünün azalması mekanizasyonun artması gerekmektedir. Bunun için geleneksel terbiye şekli olan Goble vb. sistemlerden hızla yüksek telli sistem bağcılığa geçilmelidir. Bağcılık gelir açısından önemli tarım kollarından biridir. Tabii olarak bu sektörü üzüm üreten işletmeler oluşturmaktadır. Bu işletmelerden 2,5 milyon kişi gelir sağlamaktadır. Ülkemizde bağcılık genellikle küçük işletmelerde yapılmaktadır. Küçük alanlarda yapılan bağcılık büyük alanlar üzerinde yapılırsa karlılık artar. Dünya şarap üretiminde ve ticaretinde Türkiyenin payı % ile son derece küçüktür. İhraç edilen şaraplar çok az miktarda şişelenmiş olarak, daha büyük miktarda ise dökme olarak satılmaktadır. Üzümün diğer değerlendirme ürünleri pekmez, sucuk, reçel, köfter, bastık, samsa, pestil vb. iç pazarda tüketilmektedir. Bağcılık dünyanın en uygun iklim kuşağında yer alan ülkemiz için vazgeçilmez tarım kollarından biridir. Ülkemiz bağcılığını geliştirmek için modern bağcılık tekniklerini kullanmak, üretim-pazarlama zincirini sağlamak gerekmektedir. Bölgelere Göre Standart Üzüm Çeşitleri MARMARA BÖLGESİ Sofralık Çeşitler Amasya Beyazı, Alphonse Lavallée, Alpehlivan, Cardinal, Çavuş, Değirmendere Siyahı, Erenköy Beyazı, Edincik Karası, Hafızali, Hacıbalbal, Hacıoğlu Siyahı, Hamburg Misketi, İtalia, Kozak Beyazı, Kozak Siyahı, Muscat Reine des Vignes, Müşküle, Razakı. Şaraplık ve Şıralık Çeşitler Adakarası, Beylerce, Clairette, Cinsaut, Gamay, Karalahana, Karasakız, Papazkarası, Pinot Chardonnay, Pinot noir, Riesling, Semillon, Vasilaki, Yapıncak. EGE BÖLGESİ Sofralık Çeşitler Alphonse Lavallée, Cardinal, Hamburg Misketi, İtalia, Kozak Beyazı, Kozak Siyahı, Muscat Reine des Vignes, Razakı, Osmancık, Pek, Pembe Çekirdeksiz, Pembe Gemre, Perlette, Sultani Çekirdeksiz, Yuvarlak Çekirdeksiz. Şaraplık ve Şıralık Çeşitler Alicante Bouschet, Cabernet Sauvignon, Carignane, Çalkarası, Merlot, Semillon. Kurutmalık Çeşitler Sultani Çekirdeksiz, Yuvarlak Çekirdeksiz. KARADENİZ BÖLGESİ Sofralık Çeşitler Çavuş, Hafızali, Hamburg Misketi, Kömüş Memesi. Şaraplık ve Şıralık Çeşitler Boğazkere, İzabella, Narince, Öküzgözü. İÇ ANADOLU BÖLGESİ Sofralık Çeşitler Alphonse Lavallée, Çavuş, Hafızali, Hamburg Misketi, Muscat Reine des Vignes, İtalia, Razakı, Gül Üzümü, Kadın Parmağı, Parmak. Şaraplık ve Şıralık Çeşitler Akdimrit, Emir, Hasandede, Kalecik Karası, Karadimrit, Papazkarası. Kurutmalık Çeşitler Akdimrit, Karadimrit, Besni. AKDENİZ BÖLGESİ Sofralık Çeşitler Alphonse Lavallée, Muscat Reine des Vignes, İtalia, Razakı, Adakarası, Cardinal, Hönüsü, Işıklı, Pance précose, Perlette, Perle de Csaba, Tarsus Beyazı, Yıldız. Şaraplık ve Şıralık Çeşitler Burdur Dimriti, Dökülgen, Kabarcık, Sergi Karası. GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ Sofralık Çeşitler Ağ besni, Dımışkı, Hönüsü, Tahannebi. Şaraplık ve Şıralık Çeşitler Boğazkere, Dökülgen, Horozkarası, Kabarcık, Öküzgözü, Rumi, Sergi karası. Kurutmalık Çeşitler Besni DOĞU ANADOLU BÖLGESİ Sofralık Çeşitler Karaerik, Tahannebi, Şilfoni. Şaraplık ve Şıralık Çeşitler Boğazkere, Kabarcık, Narince, Öküzgözü. Kurutmalık Çeşitler Besni Bazı Standart Üzüm Çeşitlerinin Tanıtımı ÇAVUŞ :Türkiyenin her yerinde rastlanmakla beraber daha ziyade Marmara Bölgesinde ve Bozcaadada geniş olarak yetiştirilmekte olan erkenci sofralık bir çeşittir. Tanesinin gevrek sulu ve hoş aromalı olması, çekirdeklerinin kolay ezilmesi nedeniyle çok sevilen bir çeşittir. Tek kusuru fizyolojik dişi çiçekli olması ve dölleyici bir çeşide ihtiyaç göstermesidir. Kara sakız, Hacıbalbal ve Hamburg Misketi çeşitleri dölleyici olarak kullanılmaktadır. Omcalar kuvvetli gelişir, iri taneli, verimli bir çeşittir. Kısa budanır. İnce kabuklu ve beyaz renklidir. HAFIZALİ: Trakya Bölgesinin en yaygın sofralık beyaz çeşfunduszeue.info ülkeleri ve İtalyada çok yetiştirilir. Omcaları iyi gelişir ve verimlidir. Kısa veya karışık budanır. Orta Anadoluda da iyi sonuç vermektedir. Orta kalın kabuklu ve beyaz renklidir. MÜŞKÜLE: İznik ve Geyve civarında yetiştirilen son turfanda sofralık bir çeşittir. Omcaları kuvvetli gelişir. Kordon şeklinde terbiye edildiğinde iyi ve kaliteli ürün alınmaktadır. Kısa budanır. Omcaların üzerinde bekletilerek veya soğuk hava depolarında muhafaza edilerek pazar süresi uzatılmaktadır. İhraçlık çeşitlerimizden biridir. Kalın kabuklu ve beyaz renklidir. RAZAKI : Ülkemizin hemen hemen her bağ bölgesinde Razakı adıyla bilinen gösterişli, yol ve muhafazaya uygun bir sofralık çeşittir. Verimli bir çeşit olup karışık budanır. İnce kabuklu ve beyaz renklidir. TARSUS BEYAZI :Adana ve Mersin civarında geniş olarak üretilen, piyasaya erken çıkan yerli üzümdür. Omcaların gelişmesi ve verimi iyidir. Kısa budanır. Biraz bekletilince tanelenme yapar. Bu özelliği sofralık karakterini olumsuz yönde etkilemektedir. Erkenci olması nedeniyle bir miktar ihraç edilmektedir. Kalın kabuklu ve beyaz renklidir. TAHANNEBİ:Güneydoğunun en erkenci çeşididir. Verimi ve gelişmesi iyidir. Karışık budanır. Fizyolojik dişi çiçeklidir. Bu nedenle babalık çeşide ihtiyaç gösterir. Kabarcık ve Sergi Karası dölleyici olarak kullanılmaktadır. İnce kabuklu ve beyaz renklidir. ALPHONSE LAVALLÉE :Koyu mor renkli, iri taneli, gösterişli, yola dayanıklı, pazar değeri yüksek sofralık bir çeşittir. Kuvvetli ve verimli taban topraklara uygundur. Kısa budanır. Kordon terbiye sistemiyle iyi sonuç verir. Kalın kabuklu ve siyah-mor renklidir. CARDİNAL :Çok iri taneli ve salkımlı erkenci sofralık bir çeşittir. Son yıllarda Akdeniz, Ege ve Marmara Bölgelerinde süratle yayılmıştır. Omcaları kuvvetli gelişir. Verimi çok iyidir. Kısa budanmalıdır. Kordon terbiye sistemleri önerilir. Çiçekten önce somak seyreltmesi, kaliteyi artırır. Sıcak yerlerde güneş yanığı, taban yerlerde tane çatlaması görülebilir. Orta kalın kabuklu ve kırmızı renklidir. YUVARLAK ÇEKİRDEKSİZ :Ege bölgesi bağlarının yarıdan fazlasını teşkil eden çekirdeksiz üzümlerin %90nı bu çeşit oluşturur. Çok kaliteli kehribar sarısı renkte kuru üzüm elde edilir ve çoğu ihraç edilir. Sofralık olarak değerlendirilen ve aranan bir çeşittir. Kendine has karamelize bir lezzeti vardır. Çekirdeksiz olduğundan taneleri küçüktür ve pazara ulaşıncaya kadar tanelenme yapar. Hormon uygulanması, bilezik alma ve salkım seyreltmesi yapılarak tane irileştirilebilir. Uzun budama gereklidir. İnce kabuklu ve beyaz renklidir. DÖKÜLGEN :Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde yetiştirilen çok verimli bir çeşittir. Orta kalitede sofra şarabı verir. Daha çok şıralık olarak yetiştirilir. Karışık budanır. Güneydoğu da Hönüsü çeşidinin dölleyicisi olarak kullanılmaktadır. Sek ve likör şarabı yapılır. Şarabı altın sarısı renkte, kuru madde ve gliserince zengindir. Alkol derecesi % arasında değişir. Genel asidi 4 gr/L. civarında olup, biraz düşüktür. Kabarcık veya Hasandede şarabı ile karıştırılarak paçal da yapılmaktadır. Orta kalın kabuklu ve beyaz renklidir. EMİR :Nevşehir, Kırşehir, Kayseri ve Niğde çevresinde yetiştirilen, Orta Anadolunun kaliteli şaraplık çeşididir. Sek şarabı yapılır. Alkol derecesi % asidi gr/L. civarındadıfunduszeue.info madde ve pH sı kalite şaraplar için belirlenmiş sınırdadır. Omcaları iyi gelişir. Kısa veya karışık budanan verimli bir çeşittir. Orta kalın kabuklu ve beyaz renklidir. Kapadokya bölgesinin (Nevşehir, Kırşehir, Kayseri, Niğde ) suyu bol olan bir üzüm çeşididir. Adını hükümdarların özel şarabı olmasından ötürü emirlerden almıştır. Özellikle Hititler ve Romalılar döneminde büyük değer kazanan Emir üzümü bölgede geniş alanlara yayılmıştır. Bazı dönemlerde bölgedeki şaraplık çeşitler yerine sofralık üzüm çeşitlerini yerleştirmeye yönelik çalışmalar olmuş ise de, bölgenin toprak yapısı ve ikliminin kaliteli sofralık üzüm yetiştirmeye uygun olmaması nedeniyle başarısız olunmuştur. Son derece zarif bünyeli ancak dolgun gövdeli şarap verir. Sek şarap yapımında kullanılır. Emir üzümünden üretilen şaraplar yeşil sarı ya da açık sarı funduszeue.infokya bölgesinin (Nevşehir, Kırşehir, Kayseri, Niğde ) suyu bol olan bir üzüm çeşididir. Adını hükümdarların özel şarabı olmasından ötürü emirlerden almıştır. Özellikle Hititler ve Romalılar döneminde büyük değer kazanan Emir üzümü bölgede geniş alanlara yayılmıştır. Bazı dönemlerde bölgedeki şaraplık çeşitler yerine sofralık üzüm çeşitlerini yerleştirmeye yönelik çalışmalar olmuş ise de, bölgenin toprak yapısı ve ikliminin kaliteli sofralık üzüm yetiştirmeye uygun olmaması nedeniyle başarısız olunmuştur. Son derece zarif bünyeli ancak dolgun gövdeli şarap verir. Sek şarap yapımında kullanılır. Emir üzümünden üretilen şaraplar yeşil sarı ya da açık sarı olur. NARİNCE : Tokat ve Amasya yöresinde bağların %nı bu çeşitten kurulmuştur. Yerli çeşitlerimiz arasında en kaliteli sek ve dömisek şarap yapılan çeşitlerden birisidir. Verimli bir çeşittir. Kısa veya karışık budanır. Sek şarabın alkol derecesi % arasında, asidi gr/L civarındadır. Sek şarapları gibi, dömisek şarapları da kimyasal bileşim ve aroma maddeleri bakımından iyi ve kaliteli olmaktadır. Orta kalın kabuklu ve beyaz renklidir. İç kuzey Anadoluda Tokat yöresinde üretilen bir beyaz üzüm çeşididir. Karadeniz kıyısına yakın dağların güneyindeki yaylada yetişfunduszeue.info bağlık bölge Yeşilırmak boyunca devam eder. Burada genelde karasal iklim vardır ve bağlar ortalama m.yükseklikte bulunur. Narince adı, ince kabuğundan kaynaklanıyor funduszeue.info bir aroması vardır. Dömisek şaraplarda çok iyidir. Yıllandırmaya ve meşe fıçıda bekletmeye uygun ender beyaz üzüm türlerinden biridir. SEMİLLON ünyaca meşhur şaraplık bir çeşittir. Şarabında incir aroması vardır. Sıcak yerde yetiştirilirse mükemmel kalitede tatlı şarap verir. Yurdumuzda yaygın olarak Tekirdağ yöresinde yetiştirilmektedir. Sek şarabı yapılmaktadır. Ege veya Güneydoğu Anadoluda yetiştirildiğinde kaliteli tatlı şarap verebilir. Erken olgunlaşan verimli bir çeşittir. Kısa ve karışık budanır. Uzun budandığında daha fazla ürün almak mümkündür. Şarabı dolgundur, oksidasyona kısmen dayanıklıdır ve ,5 yılda şişeleme olgunluğu kazanır. Orta kalın kabuklu ve beyaz renklidir. CABERNET SAUVİGNON : Çok kaliteli şaraplık bir çeşittir. Şaraplarında karakteristik tat, buke, alkol-asit dengesi ve renk mükemmeldir. Dünyanın en iyi kırmızı şaraplık çeşitlerinden birisidir. Tane tutumu seyrek ve gayri mütecanis olduğundan verimi az ve gelişmesi orta bir çeşittir. Karışık budama gerektirir, serin bölgelere iyi adapte olur. Tekirdağ yöresine iyi uyabilir. Verimi az ve salkımları gayri mütecanis olduğundan yurdumuzda arzu edilen düzeyde yetiştirilmemektedir. Kalın kabuklu ve siyah renklidir. KALECİK KARASI rta Anadolu, Ankara, Kalecik ve Kırıkkale dolaylarında yetiştirilen çok kaliteli sek şarap yapılan bir çeşittir. Dolgun bukeli ve dengeli şarap verir. Orta Anadolunun en kaliteli siyah şaraplık çeşididir. Verimi iyidir ve karışık budanır. Şarabında % alkol, gr/L. toplam asit ve gr/L. şekersiz kuru madde vardır. Kalın kabuklu ve siyah renklidir. ÖKÜZGÖZÜ :Tek başına şarabının toplam asidi yüksek, alkolü az olmasına rağmen, dolgun bukeli kaliteli ve kendine has aromalı şarap veren bir çeşittir. Boğazkere çeşidinin şekeri daha yüksek olduğundan Öküzgözü-Boğazkere oranında paçal yapılmaktadır. Bu paçal şarabın alkol derecesi %, toplam asidi gr/L. ve şekersiz kuru maddesi gr/l. olup dengeli ve dolu bir yapıdadır. Karışık budanır, orta verimliktedir. Orta kalın kabuklu ve siyah renklidir. Elazığ, Malatyanın Arapgir ilçesi ve Tunceli yörelerinde yetiştirilen bir şaraplık üzümdüfunduszeue.info bölgenin tarihsel coğrafyasına bakıldığında birçok köyün yüzyıl başı ve Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar Ermeniler tarafından iskan edildiği görülür. Yoğun ermeni göçleri sonucu gerek köylerin boşalması gerekse müslüman nüfusun şaraplık üzüme dinsel nedenlerden dolayı uzak durması ve daha sonrasında bölgeden başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlere göç yaşanması sonucunda genç nüfusun azalması gibi nedenlerle bu üzümün miktarında ve kalitesinde ciddi gerilemeler olmuştur. Ancak son yıllarda bazı devlet ve özel kuruluşların çabaları ve şaraplık üzümün katma değerinde meydana gelen artış sonucu Öküzgözünün üretimi artmaya başlamıştır. Öküzgözü üzümünün yetiştirildiği bölge yaklaşık metre yüksekliğnde dağlarla çevrili bir bölgedir. Dağların arasından , dar ve uzun vadiler oluşturarak akan ve daha sonra Fırat nehriyle birleşen dere ve çayların yarattığı mikroklima sonucu bölgesel iklim yumuşaması olmakta ve bu değerli üzümün yetişmesi için ideal koşullar oluşmaktadır. Ayrıca son yıllarda bölgede inşa edilen barajların göllerinin ( Keban barajı ve Karakaya barajı ) iklimi yumuşatması sayesinde bu üzümün yetişme alanı genişlemiştir. Öküzgözü, etli ,sulu ve iri taneli bir üzümdür. Adı ,büyüklüğünden gelmektedir. Sofralık olarak da bölge halkı tarafından değerlendirilmekte, ayrıca kurutulup satılmaktadır. Şarap yapımına son derece uygun bir üzümdür. Ancak bu üzüm çoğunlukla yalnız olarak değil, Boğazkere ile kupaj yapılarak şarap olmakta ve bu şaraplar piyasanın genelde en aranan şarapları olmaktadır. Monosepaj olarak da kullanılmakta ve vanilya,siyah frenk üzümü, böğürtlen , kiraz aromaları hissedilen şaraplar üretmektedir. Yıllanmaya son derece uygun şaraplardır. Önemli Öküzgözü şarabı markaları , Kulüp Öküzgözü, Kocabağ Öküzgözü ( Kapadokya yöresinin bir üretici firması ), Turasan Öküzgözü, Cankara Öküzgözü ‘dür. SERGİ KARASI :Gaziantep bölgesinin kırmızı şaraplık üzüm çeşididir. Şarabı orta kalitede koyu kırmızı renkte ve alkol derecesi %, genel asidi 5 gr/L ve şekersiz kuru maddesi gr/L civarındadır. Tanesi fazladır. Eskitildiğinde iyi bir buke kazanır. Gelişmesi kuvvetli, verimi iyidir. Karışık budanır. İri taneli ve gösterişli olduğundan sofralık ve kurutmalık olarak da değerlendirilmektedir. Orta kalın kabuklu ve siyah renklidir. BESNİ:Güneydoğunun en önemli kurutmalık çeşitlerinden birisidir. Omcalarının gelişmesi ve verimi çok iyidir. Sofralık olarak da kullanılır. Karışık budanır. İnce kabuklu ve beyaz renklidir. SULTANİ ÇEKİRDEKSİZ:Yuvarlak çekirdeksizle birlikte Ege Bölgesi bağlarının yarıdan fazlasını oluşturan, dünyaca meşhur mükemmel kaliteli kurutmalık bir çeşittir. Sofralık olarak da değerlendirilmektedir. Bu durumda tanelerinin irileşmesi için hormon atılır, bilezik alınır ve çilkim seyreltmesi yapılır. Tanelerin salkıma bağlantıları zayıf olduğundan pazara ulaşıncaya kadar tanelenme yapar. Omcaları kuvvetli gelişir. Bu yüzden budamada fazla göz bırakılmalıdır. Karışık budanır. İnce kabuklu ve beyaz funduszeue.info, az asitli çekirdeksiz beyaz üzümdüfunduszeue.infoında sofralık ve kurutmalık olarak tüketilir. Tadının ne kadar güzel olduğu isminden bellidir. Sultanların ağzına layık anlamındadıfunduszeue.infoşme alanı Ege Bölgesi olup, Manisa ovası ve daha güneyde Denizlinin Çal platosudur. Sultaniye üzümü son yıllarda Kapadokyanın Emir üzümüyle kupe edilerek başarılı sonuçlar vermiştir. Emir gibi yine İç Kuzey Anadolu Bölgesinin yerel üzümü olan Narince üzümüyle de sonyıllarda karıştırılmakta ve oldukça başarılı sonuçlar elde funduszeue.infoıderenin Sultaniye-sek ve Dolucanın Angora-Beyaz şarapları çok başarılı Sultaniye örnekleridir. Ayrıca Kavaklıderenin Çankayave Dolucanın Villa Doluca- Beyaz şaraplarında Emir üzümüyle karıştırılarak kullanılıfunduszeue.infoğun konsantre aromalı Sutaniye özellikle tatlılarla,pastalarla ve meyvelerle soğutularak içilebilir. Ayrıca iyi bir aperitif olabilir. HAMBURG funduszeue.info sofralık hem de şaraplık olarak değerlendirilen kokulu bir çeşittir. Yaygın olarak Marmara ve Orta Anadolu Bölgesinde yetişir. Omcaları kuvvetli gelişir, verimi iyidir. Kısa veya karışık budanır. Orta kalın kabuklu ve siyah renklidir HASANDEDE:Ankara, Çorum ve Çankırı yöresinde yetiştirilen bir çeşittir. Orta Anadoluda yapılan beyaz şarapların çoğu bu çeşidin şarabıdır. Tatlı doyumlu ve kendine özgü aromalı olması nedeniyle sofralık olarak da kullanılır. Kısa budanır. Sek ve dömisek şarabı yapılır. Sek şarapları sofra şarabı niteliğinde orta kalitededir. Alkol derecesi % 12 dolayında, toplam asidi beyaz şaraplar için gerekenden biraz düşüktür. Orta kalın kabuklu ve beyaz renklidir. İZABELLA:Karadeniz sahil kesiminde özellikle Samsundan Rizeye kadar, ağaçlara sarılmış olarak en fazla rastlanan bir çeşittir. Mantari hastalıklara dayanıklıdır. Tane sıkıldığında içi bütün olarak fırlar. Ekşi ve çilek kokulu bir üzümdür. Esas olarak şıralık olmasına rağmen Karadeniz Bölgesinde sofralık olarak değerlendirilmektedir. Kalın kabuklu ve siyah renklidir. YALOVA İNCİSİ:Ege ve Akdeniz Bölgesinde yetiştirilen, ıslah çalışmaları sonucu elde edilmiş yeni bir çeşfunduszeue.infoık olup, erkencidir. Taneleri beyaz renkli, oval ve iridir. Kısa budanmalıdır. ATA SARISI :Ege ve Akdeniz Bölgesinde yetiştirilen beyaz sofralık, çok iri, yuvarlak taneli, kısa budama orta mevsimde olgunlaşan bir çeşittir.Kısa budanmalıdır. TRAKYA İLKEREN : Siyah renkli, çekirdekli, erkenci, sofralık olarak tüketilen, örtü altı yetiştiriciliğine uygun özellik gösteren, Marmara, Ege, Akdeniz Bölgesinde yetiştirilen, yuvarlak ve orta büyüklükte taneleri olan bir çeşittir
ASMA YETİŞTİRİCİLİĞİ
Bağcılık Takvimi
OCAK: a) Ilık bölgelerde asma dipleri açılır. Boğaz kökleri temizlenir. Gübreleme yapılabilir. Bazı ılıman bölgelerde derin krizme yapılır.b) Soğuk hava depolarında muhafaza edilen üzüm çeşitleri piyasaya sevk edilir
ŞUBAT: a) Bağ kurulacak yerlerde ve eski tesislerde derin belleme (Krizma) yapılır, gübrelenir) Köklü ve köksüz asma çubuğu dikimi devam eder) Budama yapılmaya başlanır) Bağlarda kış mücadelesi yapılır. Omcalar bordo bulamacı ile yıkanırlar
MART: a) Bağ kurulacak yerlerde ve eski tesislerde toprak işlemesi ve gübrelemeye devam edilir) Köklü ve köksüz bağ çubuğu dikimine devam edilir) Don tehlikesi olmayan yerlerde bu ay içinde bağ budamasına son verilir. Tehlikesi olan yerlerde donların geçmesi beklenmelidir. Nispeten mutedil iklimli yerlerde ve ılıman bölgelerde aşılama işlemlerine de başlanır) Hastalık ve zararlılarla mücadele edilmeli, omcalar gözler patlamadan bordo bulamacı ile yıkanmalıdır (soğuk bölgelerde)
NİSAN: a) Bağlarda İlkbahar kirizması yapılır. Asmaların boğazları açılır. Gerekli gübreleme işleri yapılır) Bazı bölgelerde asma çubuğu dikimi bu ay boyunca da devam eder) Bağlarda budama sıkı bir şekilde devam eder. Bazı ılık bölgelerde uç alma işlemi uygulanır. Omcalar hereklere alınır. Bazı bölgelerde aşılama devam eder) Hastalık ve zararlılara karşı ilaçlama önemle yürütür
MAYIS: a) Bazı serin bölgelerde bağlarda toprak işlemesi ve gübreleme uygulaması yapılır) Asma çubukları dikimi devam eder) Serince bölgelerde budama, boğaz açma, aşılama devam eder. Ilık bölgelerde uç alma ve hereklere bağlama işleri yürütülür) Mildiyu ve küllemeye karşı mücadele yapılır. Diğer zararlılarla da savaşılır
HAZİRAN: a) Bazı bölgelerde toprak işlemesi ve gübreleme devam eder) Bağlarda sulama, uç alma, boğaz açma, çapalama, hereklere bağlama ve diğer bakım işleri devam eder) Her türlü hastalık ve zararlılarla mücadele yapılır. Ay sonuna doğru turfanda üzümler hasat edilmeye başlanır. Piyasaya arz edilir
TEMMUZ: a) Bağlarda toprak işlemesi durmuştur) Dikim işleri görülmez) Bağlarda uç alma, filiz alma, yaprak seyreltme, sülük ve bilezik alma, koltuk alma ve hereklere bağlama işleri devam eder. Sulama, çapalama gibi bakım işleri yürütülür) Her türlü bağ hastalık ve zararlıları ile mücadele edilire) Bağlarda üzüm hasadı başlar. Ambalaj ve pazara sevki yanında değerlendirme usullerine de başvurulur. Bilhassa kurutmacılık ay sonunda başlar
AĞUSTOS: a) Bağlarda uç alma, yaprak toplama, sulama gibi bakım işleri yapılır) Her türlü bağ hastalık ve zararlıları ile mücadele edilir) Hasat, pazarlama ve değerlendirme işleri devam eder
EYLÜL: a) Bağlarda sulama, hereklere bağlama gibi bakım işleri devam eder) Çeşitli hastalık ve zararlılarla mücadele yapılırc) Üzüm hasadı, pazarlaması ve çeşitli yollarla değerlendirilmesine devam edilir
EKİM: a) Bağlarda toprak işlemesi ve bakım işleri durmuştur) Kışı yaprak altlarında ve kovuklarda geçirecek böceklerle yumurtalarına karşı mücadele devam eder) Üzüm hasadı ay ortalarına kadar yapılır. Kurutulma, pekmez, sirke, şıra şeklinde değerlendirme devam eder
KASIM: a) Bağlarda sırık ve herekler toplanır ve gelecek yıla saklanır. Bağlara koyun ve sığır sürüleri salınarak yapraklar yedirilir. Böceklere yuva teşkil eden örtü böylece kaldırılır. Bazı soğuk bölgelerde omcalar toprakla höyük şeklinde örtülür) Bazı sıcak bölgelerde üzüm hasadı ve değerlendirilmesi devam eder
ARALIK: a) Bağlarda herekler toplanır ve saklanır) Üzümler depolarda muhafaza edilir ve pazarlanır.
TOPRAK HAZIRLIĞI
Bağ yeri seçildikten sonra toprağın hazırlanması işlemine geçilir. Arazide varsa, büyük kayalar, ağaçlar ve çalılar temizlenir. Omcaları muntazam ve düzgün dikebilmek için tümsekler düzeltilir, çukurlar doldurularak toprak tesviyesi yapılır. Fazla su tutan yerlerde drenaj için önlemler alınır.
Asmanın ekonomik ömrü bakım koşullarına göre değişmekle birlikte 40 yılın üzerindedir. Bu nedenle ömrü bitinceye dek dikildiği yerde kalacağından, tesisinde çok titiz davranılmalıdır. İyi hazırlanmayan bir yere tesis edilen bağ iyi gelişemez, ömrü kısa, verimi az olur ve hastalıklara daha kolay yakalanır.
Yeni kurulacak bağ yeri, hiç işlenmemiş bir toprak üzerinde olacaksa alan iyi bir şekilde işlenmelidir. Eğer eski bir bağ alanı ise toprağı bir kaç yıl dinlendirilerek bol yeşil gübre ile gübrelenmelidir.
Asmanın iyi büyüyebilmesi, köklerinin derine gitmesi, toprak içinde iyi gelişmesine bağlıdır. Gelişme toprak yapısı ile ilgilidir. Tınlı kumlu topraklarda kökler çok derine gider. Sert yapı gösteren topraklarda köklerin derine gitmesi sınırlıdır. Bu tip toprakların krizma yapılmasi şarttır. Bilhassa yeni bağcılıkta krizma işine daha çok önem vermek lazımdır. Çünkü yeni bağcılıkta kullanılan Amerikan asma anaçlarının kökleri, çok kuvvetli ve süratli büyüdüklerinden toprağın gevşek ve süzek olması lazımdır. Asmaların gelişmemesi ve bazı bağların zamanından önce kuruması, krizmanın yapılmaması veya yüzlek yapılmasından ileri gelmektedir.
Krizma, bağ toprağının en az 40 cm derinlikte işlenmesidir. Bu işlem günümüzde krizma pullukları ile yapılmaktadır. Krizma pullukları, beygir gücü yüksek traktörlerle çekilir ve toprak cm derinlikte işlenir. Krizmanın yapılma zamanı sonbahar mevsimidir. Krizma erken yapılmalı ve krizmanın bitimi ile asma fidanı dikimi arasında en az haftalık bir zaman olmalıdır.
Dikim
Sonbaharda krizma yapılmış arazi ilkbaharda düzeltildikten sonra, hayvan veya makina gücü ile işlenebilecek aralık ve uzunlukta çukurlar açılır. Bölgemiz iklimi sıcak olduğundan güneş zararlarını azaltmak için sıralamanın doğu-batı yönünde yapılması, meyilli arazilerde dik olması gerekir. Şimdiye kadar yapılan denemeler yeni tesis edilecek bağlarda sıra üzerinin 1, m. sıra arasının 2, m. olması gerektiğini ortaya koymuştur.
İşaretlenmiş yerlere iki kürek derinliğinde, bir kürek genişliğinde çukur açılır. Çukur açmanın makina ile yapılması daha avantajlıdır. Çukurların dip kısmına yanmış çiftlik gübresi, ince toprakla karıştırılarak konmalıdır. Dikim için fidanda budama yapılır. Yan ve boğaz kökleri tamamiyle, dip kökler ise 10 cm üzerinden çepeçevre kesilir. Oluşmuş sürgünlerin en kuvvetlisi bırakılır. Budaması yapılan köklü çubuk veya aşılı köklü topraklı fidan, açılan çukurun tam ortasına gelecek şekilde konur, fidanın gövde kısmının en az cm.i toprak üzerinde kalacak şekilde açılan çukurlara cm kalınlığında toprak atıldıktan sonra fidan hava almayacak şekilde sıkıştırılmalıdır. Daha sonra can suyu verilir ve fidanın yerini belli etmek için yanına bir herek dikilir.
Asma fidanı dikimi yapılırken kısır çeşitler (morfolojik erdişi, fizyolojik dişi) saf olarak dikilmemelidir. Çünkü bu çeşitlerin polen tozlarının döllenme yeteneği yoktur. Bunun için dikim planı sekiz omcaya bir babalık veya iki sıraya bir dölleyici dikmek suretiyle yapılmalıdır.
Yalnız babalık olarak kullanılan çeşitlerin çiçek açma tarihleri döllenecek çeşitle aynı tarihe denk gelmelidir.
Bağcılıkta standart dikim şekilleri vardır. Bunlar;
a. Kare dikim: İnsan gücü ile toprağı işlenen, zayıf, toprağa dikilmiş ve kısa budama isteyen çeşitlerde uygulanır. Bu şekilde dikimlerde mesafe m. dir.
b. Dikdörtgen dikim: Yüksek terbiye sistemleri ile kurulmuş bağlara verilen şekildir. Bu şekilde bağların işlenmesi hayvan veya makina gücü ile yapılır. Sıra üzeri dar, sıra araları ise geniş tutulur. Sıra üzerlerinin araları m, sıra araları ise m arasında değişir.
c. Üçgen dikim: Bu dikimde her üç kenar birbirine eşittir. Altı omca birleştirilince bir heksagonal şekil oluşur zor bir dikim şeklidir. Daha çok küçük işletmelerde uygulanır.
SULAMA
Bağların sulanması konusu, özellikle yurdumuzda sulama sistemlerinin giderek yaygınlaşması nedeniyle önem kazanmaktadır. Asmanın büyüyüp gelişmesi için topraktaki su miktarının daimi solma noktasının üstünde olması gerekir.
Asmanın hızlı gelişme devresi olan mayıs-haziran ayları ile salkımların ben düşme zamanında (Temmuz ) kök bölgesinde yeterli su bulunmadığı hallerde omcaların gelişmesi yavaşlar, yapraklar pörsür ve renkleri solar.
Salkımlardaki taneler normal iriliklerini alamaz ve rengi donuklaşır, üzerlerinde güneş yanıkları artar. Böyle durumlarla karşılaşınca bağın suya ihtiyacı olduğu anlaşılmalıdır.
Kış yağmurları normal düşmüşse toprak tarafından tutulmuş olan su bağların bahar gelişmesine yeterli olmaktadır. Sulama imkanı olan taban bağlarda iki defa sulama ve sulamalardan sonra tava gelince toprak işleme çok iyi sonuç vermektedir. Kışın kurak geçmesi halinde bir de bağlar uyanmadan önce bir su verilip ardından toprak işleme yapılması yerinde olur.
Bölgemizde gerek su kaynaklarının kıtlığı, gerek bağ alanlarının eğimi ve gerekse halkın ön yargısı nedeniyle bağlarda sulama yapılmadığı görülmektedir. Ancak, yeni dikilen bağlarda yılda defa sulama yapıldığı gözlenmiştir. Oysa Güneydoğu Anadolu Projesi içinde yer alan bölgemizde ilkbahar ve yazın kurak geçtiği düşünülürse bağların sulanmasının zorunlu olduğu anlaşılacaktır. Bu nedenle özellikle Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında kere iklim durumuna göre sulama yapılması uygundur.
Bağlarda çiçeklenmenin hemen sonrasında ve tanelere ben düşme başlangıcında sulamaya özellikle dikkat etmek gerekir. Kurutmalık ve şaraplık bağlarda ise meyvenin olgunlaşmasından hafta önce sulama kesilmelidir.
Bağa verilecek su miktarı iklime, toprağa ve çeşide göre değişiklik gösterir. Toprağın üstten cm'lik kısmı suya doymalıdır. Bunu anlayabilmek üzere sulama yapıldıktan sonra bir demir çubuk toprağa batırılmalı ve rahatça ilerlediği derinlik suyun işleme seviyesi olarak kabul edilmelidir. Karığın suyla doldurularak suyun sıra sonuna ulaşması da verilecek su miktarının yeterliliğinin tesbitinde bir ölçü olarak kullanılmaktadır.
Yurdumuzda bağlarda sulama çoğunlukla karık usulüyle yapılmaktadır. Ancak son yıllarda damla sulama ve sprink yöntemi ile bağların sulanması önem kazanmıştır.
BUDAMA
Asmanın budanması çok bilgi ve beceri isteyen bir teknik iştir. Bu nedenle asmanın fizyolojisini ve budama esaslarını bilmek gerekir. Aksi halde üzümün kalitesi düşmekte, verim azalmaktadır.
Ekolojik ve kültürel sebeplerin etken olduğu budamada esas, bir yıllık sürgünler üzerinde, üzüm çeşitlerine göre mahsuldar gözlerin yerinin bilinmesi şartı ile asmanın kaldırabileceği kadar verimli çubuk (göz) bırakmak ve lüzumsuz çubukları kesmektir.
Bölgemiz bağları genel olarak karışık budama şeklinde budanmakta ve şekil olarak da düzgün olmayan gobleyi andırmaktadır. Budama zamanı olarak görülen en hatalı uygulama sonbaharda yapılan budamadır. Bölgemizde budama ocak-şubat, hatta mart aylarında yapılması uygundur.
Budama şekli açısından hem daha yüksek bir verim ve kalite elde edilmesi, hem de özellikle boncuklanmanın önlenmesi açısından göz üzerinden uzunlu kısalı karışık budamaya imkan sağlayan telli terbiye şekillerinden cm gövde yüksekliğine sahip "guyot sistemi" ya da "guyot + T" terbiye şeklinin uygulanması önerilmektedir.
BAĞ HASTALIK VE ZARARLILARI
Bağ Küllemesi
Bağ hastalıkları arasında en fazla bilinen ve en sık görülenidir. Hastalığı bir tür fungus (mantar) meydana getirir. Hastalık omcanın bütün yeşil organlarında görülebilir. İlk gelişme döneminde genç yapraklarda hastalık güç farkedilir. Yaprağın alt yüzünde yağ lekesine benzeyen, üst yüzünde renk açılması gösteren belli belirsiz tekeler oluşur. Yaprak yaşlandıkça normal parlaklığını kaybeder, kalınlaşıp gevrekleşir. Daha ileri dönemde yaprak yüzeyinde kirli beyaz renkte kül serpilmiş gibi lekeler oluşur ve kenarlarından içe doğru kıvrılır. Hastalığa erken yakalanan tane büyüyüp gelişemez, olgunluğa yakın dönemde hastalığa yakalanırlarsa danelerin çatladığı, çekirdeklerin dışa doğru çıktığı görülür.
Çubuklar üzerindeki lekeler, yeşil dönemde iken siyahımsı, sonbaharda odunlaşmış dönemde ise kahverengimsidir. Hastalık Türkiye'nin hemen her yöresindeki bağ sahalarına yayılmış durumdadır. Mücadelesi yapılmadığı zaman büyük oranda ürün kaybına yol açar ve omcayı zayıflatarak bir sonraki yılın ürününü de etkiler.
Mücadelesi
Hastalıkla mücadelede kültürel önlemler önem taşır. Kısa budama ile omcaların çubuk ve tomurcuk pullarında kışı geçiren mantarın zararını bir ölçüde hafifletmiş oluruz. Omcaların havalanmasına ve güneşlenmesine imkan veren budama şekliyle de hastalığın şiddetini azaltma şansı yaratılmış olur.
İlaçlı Mücadelesi
Külleme hastalığına karşı ülkemizdeki farklı bölgelere göre ilaçlama sayıları değişmekle beraber, genellikle yılda iklim şartlarına bağlı olarak, arasında olmaktadır.
Birinci İlaçlama: Çiçeklenmeden önce ve sürgünlerin cm. boya ulaştığı devrede yapılmalıdır.
İkinci İlaçlama: Çiçek taç yapraklarının döküldüğü ve korukların saçma tanesi iriliğine ulaştığı devrede uygulanmalıdır.
Üçüncü ve diğer ilaçlamalar kullanılan ilacın etki süresine bağlı olarak 1 hafta ya da 10 gün aralar ile hastalığın durumuna göre yapılmalıdır. İlaçlamalarda Tarım ve Köyişleri Bakanlığının il, ilçe ve köylerdeki ilgili uzmanlarına danışılarak hangi ilacın kullanılacağı öğrenilmelidir. Bu uzmanların Teknik talimatlarla dayanarak yapacağı tavsiyeler doğrultusunda davranılmalıdır.
Bağ küllemesi ile mücadelede kükürtün yanı sıra kullanma izni olan bazı sistemik ilaçlar kullanılabilir. Kükürt toz olarak bulunabileceği gibi suda eriyebilir nitelikte olanlar da vardır. Toz kükürt kullanılacak ise sabah erken saatlerde yahut akşam üzeri atılması uygundur.
Sistemik ilaçları sık sık ve birbiri ardı sıra bilinçsizce kullanmak bazı durumlarda sakıncalı sonuçlar doğurabilmektedir. İlgili tarım kuruluşlarından bilgi alınmalıdır. En iyisi bir kez sistemik ilaç kullanılmışsa arkasından gelen ilaçlama kükürtle yapılmalı ve ilaçlamalar münavebeli sürdürülmelidir.
Mildiyö
Bağcılar arasında Pronos diye bilinen bir fungal (mantari) hastalıktır. Daha çok yağışlı ve rutubetli ilkbahar ve yaz başlangıcında dikkati çeker. Kurak bölgelerde ve yörelerde pek görülmez. Ülkemizde, külleme hastalığı gibi her yıl görülen bir hastalık değildir. Ancak görüldüğü yıllarda ve yerlerde mücadelesi yapılmazsa çok büyük ürün kayıplarına yol açar. Asmanın her türlü yeşil organını (yaprak, sürgün, salkım, sülük) hastalandırabilir. Sürgünler 25 cm boya ulaşınca hastalık önce yapraklarda dikkati çeker. Başlangıçta yaprak bir yağ lekesi görünümünde olan lekelerin bir süre sonra alt yüzünde beyaz bir küf örtüsüyle kaplandığı görülür. Bu kısımlarda yaprak rengi sarımtıraktır. Lekeler zaman geçtikçe büyür orta kısımları kızarır kurur ve dökülür. Sürgünler de bazen hastalığa yakalanır. Hastalık şiddetli olursa sürgünleri kurutabilir. Çiçek salkımlarının hastalığa yakalanmaları sıkça görülür. Böyle çiçek salkımları bembeyaz bir küf örtüsüyle kaplanır ve sonuçta kururlar. Daneler ise külleme hastalığında olduğu gibi çatlamaz sadece suyu çekilir, buruşur ve adeta meşinleşir.
Mücadelesi
Kültürel Önlemler
Özellikle hastalığın art arda görüldüğü yıllarda ve yerlerde yere dökülmüş hastalıklı yaprakları ve omca üzerinde hastalıklı kısımları toplayıp imha etmek bir sonraki yıl için yararlı olur.
İlaçlı Mücadele
Bugün ülkemizde bu hastalık için geliştirilmiş tahmin ve uyarı sistemi ile uygulamaların yapıldığı bölgeler olduğu gibi klasik mücadelenin uygulandığı yöreler de vardır. Tahmin ve uyarı sistemine ileriki sayfalarda yer verileceği için burada klasik mücadele biçimine değinilecektir. Hangi sistem uygulanırsa uygulansın mücadeleye hastalık görülmeden önce başlamak esastır. Bu bakımdan genellikle sürgünler cm. boya ulaştığında 1. ilaçlamayı yapmak gerekir. 2. ve daha sonraki ilaçlamalar için yörede hastalığın görülüp görülmediğine ve havanın yüksek orantılı nemli, yağışlı ve çiğli olup olmadığı dikkate alınarak karar verilir. Hastalığın çıkışı için uygun koşullar varsa ilaçlamalara devam edilmelidir.
Bu konuda Tarım ve Köyişleri Bakanlığının kitle haberleşme araçları ile yaptığı duyurular dikkatle izlenmelidir. Mildiyöye karşı bordo bulamacı veya ruhsatlı diğer hazır ilaçlar koruyucu olarak kullanılabilir. İlaçlamalara nem ve yağış devam ettiği sürece devam edilmelidir.
İlaçlamalarda dikkat edilmesi gereken husus pülverize edilen ilacın, omcanın bütün yeşil aksamını ve özellikle de yaprakların alt ve üst yüzeylerini ince zerreler halinde tam olarak kaplamasını sağlamaktır.
Bağlarda Ölü Kol Hastalığı
Bağlarda görülen fungal (mantari) hastalıklardan biridir. Omcanın bütün yeşil kısımlarında görülebilir. Ancak daha çok sürgünlerde dikkati çektiği için, bir sürgün hastalığı olarak bilinir. Bu yüzden bazı yörelerde sürgün kuruması olarak da anılır. İlkbahar veya yaz başlarında sürgünler üzerinde önceleri siyah lekecikler halinde görülür. Daha sonra da birleşip genişleyen bu lekeler yüzeyde çatlak ve yaralar meydana getirir. Bu belirtiler sürgünlerin daha çok dip kısımlarında ilk 5 boğuma kadar olan bölgelerde yoğunlaşır. Yapraklar ise sararır buruşur ve parçalanır. Daneler üzerinde de yuvarlak siyah lekeler meydana gelir. Sonbahara doğru hastalığa yakalanmış çubuklar beyazlaşarak hastalık için çok tipik olan bir görünüm alırlar.
Mücadelesi
Kültürel Önlemler
Asmalarda budama ve temizleme işleri zamanında yapılmalı hasta sürgünler dipten kesilerek bağdan uzaklaştırılmalıdır. Budama artıkları bağın içinde bırakılmamalı mutlaka imha edilmeli, yakılmalıdır.
İlaçlı Mücadele
Kış İlaçlaması
Budamadan sonra gözler uyanmadan hemen önce yapılmalıdır.
Yaz İlaçlamaları
1. İlaçlama: Sürgünlerin cm boya ulaştığı devrede
2. İlaçlama: Sürgünlerin cm boya ulaştığı devrede
3. İlaçlama: Sürgünlerin cm boya ulaştığı devrede yapılmalıdır.
Kış ilaçlamalarında %4'lük bordo bulamacı veya ruhsatlı kışlık ilaçlar kullanılabilir. Yaz ilaçlamalarında da yine bu hastalık için ruhsatlı ilaçlardan biri seçilerek kullanılmalıdır.
Kurşuni Küf
Kurşuni küf hastalığı sadece bağda değil çok sayıda bitkide görülmektedir. Hastalığı bir tür fungus (mantar) meydana getirir. Ilıman ve serin, yağışlı iklimler hastalığı teşvik ederler. Hastalık daha çok üzümlerin olgunlaşma dönemi ile birlikte ortaya çıkmaktadır. Özellikle hasadı sonbaharda olan çeşitlerde daha da önem kazanmaktadır. Hastalıklı taneler üzerinde yuvarlak açık kahverenginde lekeler oluşur, bu lekeler parmakla bastırılacak olursa, kabuğun üzümün etli kısmından kolayca ayrıldığı görülür. Kurak havalarda bu taneler kururlar. Nemli ve yağışlı havalarda ise taneler yarılır, içindeki tatlı su dışarı çıkar, ve bunların üzerinde kurşuni renkli küf tabakası oluşur. Küf zamanla salkımın her tarafını kaplar. Salkım güvesinin, dolunun ve kuşların yol açtığı yaralar hastalık için kolay birer giriş yoludur. Kurşuni küf bağda, depoda ve nakliyat sırasında üzümün kalitesini düşürür.
Mücadelesi
Kültürel Önlemler
Bağlarda aşırı azotlu gübrelemeden kaçınılmalıdır. Asmalarda güneşlenme ve havalanma iyi bir şekilde sağlanmalıdır. Salkımlarda yaralanmalara meydan verilmemelidir. Özellikle salkım güvesi mücadelesi çok iyi gerçekleştirilmelidir.
İlaçlı Mücadele
İlk ilaçlama, tanelere ben düşme zamanında yapılmalıdır. Diğer ilaçlamalar ilacın etki süresi bitince yinelenmelidir. Son yapılan ilaçlama ile hasat arasında geçmesi gereken gün sayısı dikkate alınarak mücadeleye son verilmelidir. Bu süre, ilaçların üzerindeki etiketlerinde yazmaktadır. Hasat bu süreden önce yapılmamalıdır.
Bağ Kanseri
Bu hastalığı bir tür bakteri meydana getirmektedir. Bağcılık yapılan hemen her ülkede görülen bu hastalığa ülkemizde Orta Anadolu bağlarında daha sık rastlanmaktadır. Ege Bölgesi'nde ise soğuk ve don olaylarının fazlaca görüldüğü kesimlerde dikkati çeker.
Bağ kanseri, fidanlıklarda, asma fidanlarının aşı yerlerinde ve köklerinde omcalarda ise toprak üstü kısımlarında, fındık veya ceviz büyüklüğünde tümörler şeklinde görülür. Tümörler yeni meydana geldiğinde yuvarlak, yüzeyleri düz, renkleri açık kahverengi ve yapıları yumuşaktır. Eskidikçe renkleri esmerleşir ve yüzeyleri çatlayarak girintili çıkıntılı bir hal alır. Adeta karnabahar çiçeğini andırır.
Kanserle bulaşık fidanlar iyi gelişmezler ve bu fidanlarla tesis edilen bağlar hastalıklı olur. Yıldan yıla şiddetini arttıran hastalık asmaları zayıflatır, ürün miktarı düşer ve sonunda asmalar kurur.
Mücadelesi
Kültürel Önlemler
Fidanlık toprağının bu hastalıkla bulaşık olması en önemli husustur. Şüpheli fidanlıklardan köklü fidan ya da aşı kalemi alınmamalıdır. Şüpheli hallerde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ilgili kuruluşlarının tavsiyeleri doğrultusunda dezenfekte edilmesi gerekir.
Kanser, eğer fidanlıkta değil de bağda görülmüş ise ilaçlama ile birlikte koruyucu önlemler almak gerekir. Hasat sonrasında Ağustos Eylül aylarında önce tümörler bağ bıçağı ile sağlam dokuya kadar derinleşerek çıkarılır ve temizlenir. Sonra yara yerlerine %5'lik göztaşı eriyiği sürülür daha sonra bitkisel katranla yara yeri örtülür.
Koruyucu önlem olarak da budama, don ve dolu yaralarından olabilecek bulaşmaları önlemek için bu gibi olaylardan hemen sonra bağlar %3'lük bordo bulamacı ile ilaçlanmalıdır.
Bağ Zararlıları
Maymuncuk
Maymuncuklar genellikle siyah veya koyu kahverenkli mm boyunda böceklerdir. Vücutlarının üzeri yaldızla kaplı veya çizgilidir. Ağız parçaları kısa ve geniş hortum şeklindedir. Yurdumuzda bölgelere göre zaman zaman yoğun olarak bulunmakla beraber daha ziyade kumsal ve taban yerlerde tesis edilmiş olan bağlarda her yıl ve yer yer görülürler.
Maymuncuk erginleri ilkbaharda gözler uyanmağa başladığı zaman kışladıkları yerden çıkarak kabarmakta olan gözleri genç aşıları, filizleri daha sonraları yaprakları yemek suretiyle zarar yaparlar. Yoğunlukları fazla olduğunda gözlerin uç kısmından başlayarak taban kısmına kadar tamamen yediklerinden, zarar yaptığı omcalar yeşermezler.
Böyle bir bağa uzaktan bakıldığında don vurmuş bir bağ gibi, görünür. Maymuncuklar gözlerden başka olgun yapraklarda da beslenirler. Yaprakların kenarlarını yarım yuvarlak şekiller meydana getirecek şekilde, damar aralarını genişçe, muntazam sadece yaprak damarları kalacak şekilde yemek suretiyle de zararlı olurlar.
Larvalar (kurtlar) omcaların kökleri ile beslenirler. Yoğun larva hücumuna uğrayan omcalar kurur veya cılız kalıp verimden düşer. Özellikle yeni kurulmuş bağlardaki zararları önemlidir.
Maymuncukların en ekonomik zararı baharda gözlerde meydana getirdikleri zarardır. Özellikle zararlı yoğunluğu fazla ise zarar gören omcalardan o yıl ürün almak mümkün olmaz.
Maymuncuklar kışı ergin halde toprakta, omca kabukları altında, yere düşmüş yapraklar altında geçirirler. İlkbaharda gözler uyanmaya başlarken omcalara tırmanarak kabaran gözleri, daha sonraları yeni çıkan yaprakları yiyerek beslenirler. Gündüzleri omcaların dibinde, toprakta, omcanın yarık ve çatlaklarında, kabuk altında gizlenirler. Geceleri faaliyete geçerler. Yumurtalarını omcaların dibine veya toprak içerisine bırakırlar. gün sonra yumurtalardan çıkan larvalar bitki kökleri ile beslenerek gelişirler. Toprak içerisinde yaptıkları odacıklarda pupa olurlar. Pupa dönemleri genel olarak gün devam eder. Çıkan erginler asma yapraklarında beslenirler. Yılda ,5 döl verirler.
Mücadelesi
Bağın içinde ve çevresinde zararlının kışlayabileceği barınak yerleri yok edilmeli, bağ otlu bırakılmamalıdır. Ayrıca zararlının omcaya yerden sürünerek tırmanması dolayısıyla, omcaların dallarına yapışkan bir macunun çepeçevre sürülmesi halinde gelen erginler, yakalanır ve bunlar kısa aralıklarla yapılan kontrollerde yok edilebilir.
Erken ilkbaharda zararlının çıkması muhtemel olan zamanlarda bağlarda gözlemler yapılmalı, zararlının kendisi veya zararı görülür görülmez ilaçlamaya geçilmelidir. İlaçların uygulanmasında omcaların tümüyle ilaçlanmasına özen gösterilmesi, özellikle gözlerin ve kök boğazlarının da ilaçla kaplanmış olması gerekmektedir.
Bağ Salkım Güvesi
Salkım güvesi ergini küçük bir kelebektir. Kelebeğin kanat açıklığı mm, boyu 6 mm kadardır.
Ön kanatların zemini gri renkte, üzeri gri-mavi, kahverengi, kızılımsı sarı ve zeytin yeşili renklerle mozaik gibi süslüdür. Arka kanatlar ise gri renkte açık sarı, mavi parıltılıdır. Etrafı saçaklıdır. Yumurta mercimek şeklinde ve çok küçüktür. Larva yumurtadan yeni çıktığında yaklaşık 1 mm boyundadır. Olgun larva ise mm boyundadır. Larvanın vücut rengi genellikle sarımsı yeşildir. Koyu renkli üzüm çeşitlerinde beslenen larvanın rengi mor renkte olabilir. Larvanın başı kahve renklidir. Larva her döneminde çok hareketlidir. Rahatsız edildiğinde salgıladığı ince bir iplikle kendini yere sarkıtır.
Pupa kahve renginde ve boyu mm' dir. Beyaz bir kokon içinde bulunur. Salkım güvesi yurdumuz bağlarının tümünde yayılış göstermektedir. Salkım güvesinin 1. döl larvaları salkımın tomurcuk ve çiçekleri, 2. döl larvaları korukları 3. döl larvaları olgun taneleri delip içine girerek beslenir. Tomurcuk çiçek veya tanede beslenen larva oradan çıkıp hemen yanındakine girerek içinde beslenir. Bu şekilde birden fazla tanede beslenir. Bu arada beyaz renkli salgıladığı ipliklerle taneleri birbirine birleştirir. Olgun üzümde beslenme esnasında tanelerde sulanma başladığı için larva bir tane içinde uzun süre kalamaz ve daha fazla yer değiştirir. Bu arada larvanın girip çıkarken deldiği tanelerden akan şekerli su çürüklük meydana getiren mantarların çoğalması sonucu salkımda önemli derecede zarar meydana gelir. Salkım güvesi bu şekilde direkt olarak üründe meydana getirdiği zararla bağların en önemli ve en ekonomik öneme haiz zararlısıdır.
Ayrıca yaş üzüm ihracatında ambalajlamada sorun olarak karşımıza çıkar. Zarar görmüş üzümlerden yapılan şarapların da kalitesi düşük olur.
Salkım güvesi kışı omca kabuklarının altında ya da barınabileceği yerlerde pupa halinde geçirir. İlkbaharda uygun orantılı nem ve sıcaklıkta pupalardan kelebekler çıkar. Kelebekler gündüzleri omcanın iç kısımlarında hareketsiz dururlar. Akşamüstü güneş battıktan sonra sıcaklığın 10°C üstünde olduğu saatlerde uçuşmaya başlarlar. Uçuşlar gece yarısına kadar devam eder. Dişiler yumurtalarını baharda çiçek tomurcuklarına, çiçeklere ve çiçek saplarına bırakırlar. Bir dişi yumurta bırakabilir. Yumurtalardan gün sonra larva çıkar. Yeni çıkan larva bir süre dolaştıktan sonra çiçek kılıflarını delip tomurcuk veya çiçek kılıfı içine girer ve beslenir. Dört gömlek değiştirdikten sonra olgun larva salgıladığı iplikçiklerle bir kokon örer ve onun içinde pupa olur. 1. dölün yaşam süresi gün kadardır. 2. döl larvaları korukta; 3. döl larvaları da asmanın olgun üzüm döneminde zararlı olurlar. Bu dönemlerde hava koşulları zararlının gelişme isteklerine daha uygun olduğundan bu döllerin gelişme süreleri daha kısadır. Salkım güvesi genellikle yurdumuzda 3 döl verir. Ancak hava koşulları zararlının isteklerine uygun olan bölgelerde ve yıllarda 4. bir döl daha meydana gelebilir.
Mücadelesi
Salkım güvesi larvalarının faaliyeti için sıcaklık ve orantılı nem bakımından omcaların iç ve alt kısımları daha uygun olduğu için salkım güvesi dişi kelebekleri yumurtalarını iç alt kısımlardaki salkımların üzerine bırakılır. Bu nedenle omcayı askıya almak, aralama ve uç almayı omcanın iç kısmını havadar tutacak şekilde yapmak, bağı otlu bırakmamak, kış temizliğine önem vermek zararlının faaliyetini azaltmak bakımından yararlıdır.
Bugün için salkım güvesi ile en etkin mücadele yöntemi kimyasal mücadeledir. Kimyasal mücadelede en önemli husus ilaçlama zamanının iyi bilinmesidir. Bunun için de Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı kuruluşlarda çalışan Ziraat Mühendisleri ve Ziraat Teknisyenlerince, tahmin-uyarı yöntemi esaslarına göre yapılan incelemeler sonucunda saptanan ilaçlama tarihleri, çeşitli araçlarla üreticilerimize bildirilmektedir. İlaçlamalar için uyarı alındığında görevli elemanların önerdikleri ilaçları, verilen dozlarda kullanmalıdır. Uygulamalarda özellikle salkımların ilaçlanmasına özen gösterilmeli ve ilaçlama günün serin saatlerinde yapılmalıdır.
Unlu Bit
Ergin dişi oval ve yassı biçimde, mm uzunluğunda, ,5 mm genişliğindedir. Vücut rengi sarı veya sarımsı turuncudur. Ancak üzeri un görünümünde beyaz mumsu tabaka ile örtülü olduğu için beyaz renkte görünür.
Yumurta, uzunca oval şekilde ve sarı renktedir. Yumurtalar beyaz mumsu iplikçiklerden oluşmuş yığınlar arasında kümeler halinde bulunur. Bir kümede adet yumurta vardır.
Larva açık sarı renklidir. Mumsu örtüleri yoktur. Unlu bit asmanın her tarafına yayılarak, yaprak sürgün salkım ve gövdede zarar yapar.
Bitkinin özsuyunu emerek omcanın zayıflamasına, üründen düşmesine ve sonunda kurumasına neden olur. Unlu bitin salgıladığı tatlımsı maddeler çürüklük yapan mantarların gelişmesine ortam sağlar. Böylece bitki organlarının üzerinde siyah renkli küfler oluşur. Bunlar solunuma ve bitkinin güneş ışığından yararlanarak besin maddesi üretmesine engel olarak bitkiyi zayıf düşürdüğü gibi meydana gelen ürün de kalitesiz olur.
Unlu bit kışı ergin, yumurta ve çeşitli larva dönemlerinde omcaların kabuk altında, yarık ve çatlaklar arasında, kök boğazına yakın yerlerde geçirir. Mayıs ayı sonunda kışlağı terk eden ergin ve larvalar, beslenmek üzere omcanın yeşil kısımlarına tırmanırlar. Yaz ortalarında, taneler sulanmaya başlayınca salkımlara geçiş başlar ve bu dönemde çoğalmaları da hızlanır. Yumurta bırakma süresi uzundur. Bu nedenle, her zaman ergin yumurta ve larva dönemlerine her zaman birlikte rastlamak mümkündür. Bir dişi adet yumurta bırakabilir.
Unlu bit sıcak ve nemli yerleri seven bir zararlıdır. Bu nedenle ilkbaharda ve yaz mevsiminde orantılı nem yüksek olduğu zaman çoğalmakta, kurak geçen yıllarda zarar daha az olmaktadır. Bu nedenle unlu bitin zararı yıldan yıla değişmekte ve özellikle sık dikilmiş nemli ve gölgelik bağlarda daha fazla zarar yapmaktadır. Unlu bit yurdumuzda döl vermektedir.
Mücadelesi
Çok su tutan taban arazide ve gölgelik yerlerde bağ tesis edilmemelidir. Zorunlu kalındığı taktirde omcalar seyrek dikilmeli ve sürgünler yükseltilmelidir.
Bulaşma görülen bağlarda omcaların yaprakları seyreltilmeli, salkımların havalanması temin edilmelidir. Ayrıca kışın budama yapılırken kabuklar soyulup yakılarak, zararlı yoğunluğunun azalması sağlanmalıdır.
Bağda unlu bite karşı kimyasal mücadele iki devrede yapılabilir. 1. devre omcanın gövdesinde kabuklarda ıslaklık görülmeye başladığı ve unlu bitin bitkinin yeşil kısımlarına doğru yürümeye başladığı devredir. Bu devrede koruklar tahminen nohut büyüklüğündedir. 2. devre unlu bitin yaprak ve salkımlara geçtiği tanelerin sulanmaya başladığı devredir.
Ancak 1. devrede zararlı birkaç omcada ve çok seyrek olarak rastlanmışsa sadece 2. devrede ilaçlama yapılmalıdır.
İlk devrede omcaların çoğunda, bulaşma saptanırsa ve ayrıca ihraç edilen çeşitlerde her iki devrede de ilaçlama yapmak zorunludur.
Her iki devrede de tarım teşkilatlarınca öğütlenen ilaçlar önerilen dozlarda yazlık yağ ile karıştırılarak kullanılmalıdır. Ancak yazlık yağların kükürt ile karışması halinde yakma yapabileceği göz önünde bulundurularak bağlarda kükürt kullanılması gereken durumlarda unlu bite karşı yapılan uygulamalarla kükürt uygulaması arasında en az 20 gün zaman bulunmalıdır. Mecbur kalınırsa, ilaçlar yazlık yağ karıştırılmadan kullanılmalıdır.
İlaçlamalarda gövde, sürgün ve salkımların iyice ilaçlanmasına dikkat edilmeli ve ilaçlama kaplama şeklinde yapılmalıdır.
Bağ Uyuzu
Bağ yaprak uyuzunu meydana getiren zararlı, gözle görülemeyecek kadar küçük bir akardır. Akar kışı asmanın gözlerindeki tüyler arasında, kalın ve ince dalların çatlakları arasında ergin halde geçirir. İlk baharda taze yapraklara geçerek beslenmeye başlar. Yaprakları alt yüzünden emer. Emgi yaptığı yerlerde yaprak üst yüzüne doğru kabarcıklar meydana gelir. Kabarcıkların içinde beyaz renkli tüyler meydana gelir. Dişiler bu tüylerin arasına yumurtalarını bırakır. Yumurtalar açılınca çıkan yavrular da aynı erginler gibi beslenerek zararlı olurlar.
Bu akar türü yılda döl vermektedir. Bu nedenle yapraklardaki belirtiler devamlı olarak görülür. Uygun giden havalarda bulaşmalar çok olduğu için yaprakların üstünde, çiçek tomurcuklarında ve çiçeklerde de beslenir ve ağır zararlar meydana gelir. Kabarcıkların içinde önceleri beyaz renkli olan tüyler zamanla kahverengi olurlar. Yeni bulaşmalarla meydana gelen kabarcıkların üzerindeki tüyler beyaz renklidir. Beslenme İlkbaharda gözler açılırken başlar, geç sonbahara kadar devam eder. Zarara uğrayan yapraklar özümleme işini tam olarak yapamazlar ve zararının yoğunluğu oranında ürün miktarı etkilenir.
Külleme hastalığı için kükürt kullanılıyorsa bu zararlının zararı pek hissedilmez. Çünkü kükürt bu zararlıyı da kontrol altında tutar. Ancak kükürt kullanılmayan bağlarda yapraklarda kabarcıklar görüldüğü zaman ilaçlama yapılmalıdır
Bağ Filokserası
Filokseranın köklerde yaşayan formuna kök filokserası, yapraklarında yaşayan formuna yaprak filokserası denir.
Kök filokserası yerli asmaların köklerinde, yaprak filokserası ise Amerikan asmalarının yapraklarında zarar yapar.
Kök filokserası oval veya armut şeklinde, sarımsı yeşil esmer, kırmızı kahverengine kadar değişen renklerdedir. Sırtında koyu renkli lekeler vardır. Ağız uzun bir emici hortum şeklindedir. Vücut uzunluğu 0,,3 mm' dir.
Yaprak filokserası ise 1,,7 mm, sarı renkli sırt kısmı lekesizdir. Emici hortumu daha kısadır.
Ayrıca filokseranın kanatlı ve kanatsız olan formları vardır. Filokseranın değişik formları tarafından 4 farklı tipte yumurta bırakır. Bunların bir kısmı küçük bir kısmı büyüktür. Bir kısmı döllenmiş bir kısmı döllenmemiş yumurtadır.
Yumurtalardan çıkan larvalar gözle görülmeyecek kadar küçüktür. Boyları 0,55 mm kadardır. Yeşilimsi sarı renklidir. Dört gömlek değiştirdikten sonra ergin olurlar.
Yaz döneminde aaç dallarn renklendiren, taneli yaps ile yerken kolaylk salayan üzüm, adna festivaller düzenlenen bir meyvedir. Dünya genelinde 20’den fazla üzüm türü bulunmaktadr. Bu demek oluyor ki üzüm hem çok bereketli hem de lman bir meyvedir. Üzümler, asma ad verilen aaçlarda yetiir. Ve asmann anavatan da Türkiye’dir. Ülkemizde de pek çok çeitte üzüm yetitirilmekte ve pekmez, arap, sirke yapmnda kullanlmaktadr.
Üzüm tam bir kalp dostudur. Kalp ritmini düzenleyen sihirli tanelerdir. Ayrca harika bir antioksidandr. Vücudunuzda yer edinmi zararl maddeleri atmann srr bir porsiyon üzüm yemek olabilir. Besin deeri de yüksek olduu için, gün içinde almanz gereken enerji miktarn karlar. Çevrenizdekiler yüksek enerjinizi ve neenizi merak ettiinde, onlara üzümden gelen bu srr verebilirsiniz.
Bu yazda ele aldmz üzüm çeitleri isimleri ve ksa bilgiler ile her üzüm hakknda bilgi sahibi olacaksnz. Pekmezlik üzüm çeitleri hangileridir? Kokulu üzüm çeitleri nelerdir? gibi sorularnza yant bulabilirsiniz. Dünya ülkelerine de ithal edilen araplk üzüm çeitleri ve özellikleri de satrlarda yer alyor. Asrlar öncesinden dünyada varln gösteren üzüm çeitlerini örenmek için hazrsanz; balyoruz.
Adnda kendi hakknda bilgiler gizlidir. Pembe renge sahip olan bu üzüm türü, eylül aynda olgunlar. Yapraklarn alrken oldukça hassas davranlmaldr. Taneleri ise orta büyüklüktedir ve çok sk deillerdir. Ege’de canlln koruyan pembe gemre Denizli, Ödemi, Bayndr ve zmir’de özel olarak yetitirilmektedir.
Bu üzüm türü mor rengi ile dikkat çekiyor. Taneleri ise yuvarlak ekildedir. Verimli bir tür olan Trakya ilkeren, kark dallara sahiptir. Bu nedenle budanrdan dikkat ve ilgi ister. En önemli özellii ise erken olgunlar ve buna ramen uzun süre taze kalabilir.
Temmuz aynda olgunlaan Yalova incisinde en çok 3 çekirdek bulunur. Salkmlar orta büyüklüe sahiptir. Ülkemizde meyve reyonlarnda skça bulunan ve pek çok ehirde tercih edilen bir üzüm türüdür. Sofralk üzümlerin adeta incisidir.
Süper çekirdeksiz bir üzümdür. Austos aynda olgunlar ve toplanmay bekler. Taneleri yuvarlak ve dolgundur. Sofralk üzümler arasnda sugraone türü de oldukça popülerdir.
Mor üzümler grubunda yer alan cardinal, iri salkml bir üzüm türüdür. Temmuz ay geldiinde austosa yaklarken olgunlamaya balar. Austos aynn ilk zamanlarnda ise tam olarak yenmeye uygun hale gelir. Yapraklarn alrken hassasiyet ister.
Hamburg misketi aromal bir üzüm türüdür. Aromas youn olduu için çou zaman üzüm ras yapmnda da tercih edilir. Mor renkli olan bu üzüm türü ayn zamanda da çekirdekli yapya sahiptir.
Ana vatan Fransa’dr. Maviden siyaha çalan rengi ile dikkat çeken merlot, ABD’de ylndan itibaren yetitirilmeye balanmtr. araplk üzümlerden olan merlotun deeri son yllarda daha da artmtr. arab yapldnda ise yakut krmzsna yakn bir ton elde edilmektedir.
Ege Bölgesi’nde yetitirilen Bornova misketi, özellikle de arap yapmnda tercih edilmektedir. Yuvarlak ve orta büyüklükteki taneli yaps ile, aromal bir lezzete sahiptir. Son yllarda dikim alan azald için ve arap yapmnda Bornova misketi de tercih edildii için ad skça duyulan bir üzümdür.
Mavi siyah renklere sahip olan bu üzüm türü, verimli bir yapya sahiptir. Kurakla ve küfe kar çok hassastr. Bakmnda ilgi ister. Bu üzüm türünden elde edilen araplarn en az 3 yl dinlendirilmesi gereklidir. Lezzetini ancan 3 yl sonra vermeye balar.
Uzun ve etli tanelere sahip olan Mevlana türü üzüm, austos aynda olgunlamaktadr. Sar ve yeil arasnda bir renge sahiptir. Çardak sisteminde yetitirildiinde verimli hale gelir ve sofralk üzümler arasnda kendine yer edinir.
talya topraklarna ait olan bu üzüm türünün taneleri küçüktür ve yuvarlaktr. Yeil ve sar tonlarna sahiptir. 2 çekirdek bulunur. Ugni Blanc ile elde edilen araplar açk renkli olmaktadr. Asit oran da epey fazladr. Scak bölgelerde yetitirilmeye de uygun bir üzümdür.
Macabeau üzüm türünün can bulduu ilk ülke spanya’dr. Zor artlar altnda da yetitirilmeye uygun bir yapya sahiptir. Çekirdekli üzümler arasnda dikkat çeker. araplk üzümlerden biridir. Elde edilen araplar yüksek asit oranna sahiptir.
Güneydou Anadolu’da yetien kabarck türündeki üzüm pekmezlik olarak kullanlmaktadr. Dolgun ve yumuak bir yapya sahiptir. Açk kahverengine sahip olan bu üzüm türü, Özellikle Gaziantep’te yetitirilmektedir.
Üzüm ile hazrlanan tarifler için sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
Üzüm Faydalar Nelerdir?
Üzüm Pekmezi Faydalar Nelerdir? Nasl Yaplr?
Frenk Üzümü Faydalar Nelerdir?
Üzüm Çekirdei Yann Faydalar Nelerdir?
Kuru Üzüm Faydalar Nelerdir?
Ku Üzümü Faydalar Nelerdir?
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası