senden çok var kurbağa / Glosbe dictionary

Senden Çok Var Kurbağa

senden çok var kurbağa

Elena

Sadece senin için bir dünya icat edeceğim

Çünkü bu çok küçük ve asla bulamayacaksın

Kim bir kalbi çok fazla incitir ise ağır yaralıdır

 

Yıllar ve yerçekimi geçmeyecek

Ve yalancılar bile gerçeği söyler

Mars'ta devremülkte bir evimiz olacak

 

Bir kurbağa öptüğünde prensessin

Bir prens bulunacak

Ben her zaman senin yanında olan asker olacağım

Hayatı sana verecek

 

Kötü adamlar gazi olarak kaldı

Emekli olmak zorunda kaldılar

Sonra bir çingene geldi ve elini okudu

Bana uçacağını söyledi

 

Seni seveceğim

Beni seveceksin

Sana vermek için mükemmel bir son yoksa

Sadece senin için yazacağım, icat edeceğim

 

Sana Juan adında bir dinozor alıyorum

Süpermen gibi bin gücü var

Tatile çıkmak için uçmalısınız

Çünkü biraz büyük ve kamyonete sığmıyor

 

Eğer her şey aşkımızsa ben kağıda yazıyorum

Ve tüm hikayelerimiz denizle ilgili

Yelken yaparken bunları okuyabilirsin

Yeni bir dünya icat etmek için

 

Seni seveceğim

Beni seveceksin

Sana vermek için mükemmel bir son yoksa

Sadece senin için yazacağım, icat edeceğim

 

Seni seveceğim

Beni seveceksin

Sana vermek için mükemmel bir son yoksa

Sadece senin için yazacağım, icat edeceğim

 

Seni çok iyi, çok iyi tanımıyor olsam da

Gözlerimde her zaman sahip olacağın bir şey var

Ve her gece yeni bir hikaye icat edeceğim

Çünkü tüm hayatın boyunca benim Elena'm olacaksın

 

Charles Bukowski Charles Bukowski > Quotes

Showing 2,731-2,760 of 3,074

“من فکر می‌کردم ماشین‌آلات کشاورزی حالا دیگر کارگرهای مزرعه را از میدان بدر کرده ولی مثل‌اینکه این‌جورها هم نبود. آدمیزاد ظاهراً ارزان‌تر از ماشین تمام می‌شود، از طرفی ماشین خراب می‌شود و احتیاج به تعمیر پیدا می‌کند، اما آدمیزاد داستان دیگری است.”
― Charles Bukowski, Factotum

Like

“Я слышал их смех и крики — крики безумцев… Что? Нет, конечно, они были прекрасными, ведь они еще не стали взрослыми, не превратились в родителей. Они смеялись от души и искренне радовались. Они не боялись повседневных забот. В их жизни еще не присутствовал здравый смысл, в их действиях не проглядывал порядок вещей. Вот Д. Г. Лоуренс понимал это. Всем нужна любовь, но не такая, которую практикуют большинство людей и которая ничего не дает. Старик Д. Г. кое-что кумекал в этом. Его приятель Хаксли был просто интеллектуальный невротик, но какой чудесный невротик. Гораздо лучше Бернарда Шоу с его тяжеловесным умищем, который, как громоздкий киль, бороздил по дну жизни, кропотливо разрешая все новые и новые задачи, и постепенно превращающимся в непомерное бремя, мешающее живому ощущению действительности. Его блестящая речь по большому счету — беспросветная тоска, терзающая сознание и сердце. Но все же стоило почитать их обоих. Приходило понимание, что мысли и слова могут быть обворожительны, хотя, в конечном итоге, они и бесполезны.”
― Charles Bukowski, Ham on Rye

Like

“çalışan bir ceset olarak onlara verdiğim yıllara,
saatler, dakikalara hep içerlerdim, başımı ağrıtırdı,
içimi ağrıtırdı - yıllarımın
bu şekilde katledilmesini anlayamıyordum
ama mesai arkadaşlarım
hiç şikayet etmiyorlardı, bazıları çok memnun
görünüyorlardı hatta, ve onları öyle görmek yaptığım
iş kadar aptal ve deli kılıyordu beni.

işçiler boyun eğiyorlardı.
iş öyle balyozluyordu ki onları
düşünemiyorlardı, kepçelenip
fırlatılmışlardı.

intiharı düşündüm.
boş saatlerimde bir başıma içtim.

olabilecek en kötü kadın türü ile
birlikte oldum, işin öldüremediğini
onlar öldürdüler.

biliyordum öldüğümü
içimde bir ses, hadi, öl, uyu, onlar
gibi ol, kabullen
dedi.
sonra içimde bir başka ses, hayır, minicik bir
parça sakla,
dedi.
fazla büyük olması gerekmez, bir kıvılcım.
bir kıvılcım orman
yakar.
bir kıvılcım yeter.
sakla.

sanırım sakladım.
iyi ki saklamışım.
ne şans
ama.”
― Charles Bukowski, The Last Night of the Earth Poems

Like

“He had been an army officer in Germany and had come to America when he heard that the streets were paved with gold. They weren't, so he became the head of a construction firm.”
― Charles Bukowski, Ham on Rye

Like

“к двадцати пяти годам большинство людей уже становились полными кретинами. Целая нация болванов, помешавшихся на своих автомобилях, жратве и потомстве. И самое гнусное — на президентских выборах они голосовали за кандидата, который больше всех походил на серое большинство.

Меня брала тоска. Ни в чем не находил я интереса и, что самое гнусное, не искал способа, чтобы выбраться из этого тупика. Другие, по крайней мере, имели вкус к жизни, казалось, что они понимают нечто такое, что мне недоступно. Возможно, я был недоразвит. Вполне вероятно. Я частенько ощущал свою неполноценность. Мне хотелось просто отстраниться от всего. Но не было такого места, где я мог скрыться.”
― Charles Bukowski, Ham on Rye

Like

“ömrümde gördüğüm en güzel yüz
bir gazete satıcısının yüzüydü, Beverly ile
Vermont kavşağında standı olan yaşlı
adamdan söz ediyorum, yüzüne
bakınca ona o ismi neden taktıklarını
anlıyordunuz: Kurbağa Adam. sık
sık oradan geçerdim, ama pek konuşmazdık
ve bir gün
ölüverdi
Kurbağa Adam
ama onu hep hatırlayacağım;
bir gece civardaki barlardan birinden
çıkmıştım, o standındaydı ve bana
bakıp, "sen ve ben, aynı şeyleri
biliyoruz," dedi.”
― Charles Bukowski, The Last Night of the Earth Poems

Like

“It took a lot to excite me. I didn’t care. I didn’t like New York. I didn’t like Hollywood. I didn’t like rock music. I didn’t like anything. Maybe I was afraid. That was it— I was afraid. I wanted to sit alone in a room with the shades down. I feasted upon that. I was a crank I was a lunatic.”
― Charles Bukowski, Women

Like

“I najdivnija tišina nikada ranije čuta
izrodiće se odatle,
Sunce još uvek skriveno tamo negde
čekaće na sledeće poglavlje.”
― Charles Bukowski, Poems: Charles Bukowski

Like

“Ben,” my mother said, “you shouldn’t smoke, it will kill you.” “I’ve had a good life,”
― Charles Bukowski, Ham on Rye

Like

“trajedi koklayanlar her
yerdeler.
sabah kalkıp
bazı şeylerin ters gittiğini
keşfettiklerinde
köpürürler öfkeden,
yatma zamanına kadar
sürer öfkeleri,
yattıklarında da
karşılarına çıkan
küçük engelleri
zihinlerinden silemedikleri için
döner dururlar yataklarında.

birileri aleyhlerinde dolap çeviriyordu,
komplo.
ve sürekli öfkeli kalarak
sürekli haklı olduklarını zannederler.

trafikte görürsünüz onları,
en küçük ihlalde
asılırlar kornalarına,
küfrederek,
hakaretler yağdırarak.

banka, süpermarket ve
sinema kuyruklarında hissedersiniz
onları,
sırtınıza abanır
ayağınıza basarlar,
öfkeli bir sabırsızlık içindedirler.
her yerdedirler
ve burunlarını her şeye sokarlar
bu dehşetli
mutsuz
ruhlar.

korkuyorlar
aslında,
asla haksız konuma
düşmek istemediklerinden
açarlar ağızlarını
yumarlar gözlerini...
türün
bir
hastalığıdır
bu.”
― Charles Bukowski, The Last Night of the Earth Poems

Like

“Большинство начинают вопить о несправедливости, только когда это касается их лично.”
― Charles Bukowski, Ham on Rye

Like

“¿no hay gente feliz?

—hay mucha gente que finge ser feliz.

—¿por qué?

—porque están avergonzados y asustados y no tienen el valor de admitirlo.

—¿tú estás asustado?

—yo sólo tengo el valor de admitirlo contigo... estoy tan asustado y tengo tanto miedo, mamá, que podría morirme en este mismo instante.”
― Charles Bukowski, Tales of Ordinary Madness

Like

“Tanrım, tanrım, çok tuhaf bir dünyada yaşıyoruz," dedi. "her şeyimiz var ama hiçbir şeyimiz yok.”
― Charles Bukowski

Like

“ama yüklediğin donmuş
balık,
o düşünce,
güzel ve rahatlatıcıdır,
ve yine gidecek
kancayı tahtaya saplayıp
o kasaları yine çekeceksindir.

hava kararır
farlarını
yakardın
ve dünya
yeterince
iyiydi o
anda.”
― Charles Bukowski, The Last Night of the Earth Poems

Like

“Защо се караш с красотата си? - я попитах. Защо не щеш да се сприятелиш с нея?
- Защото хората смятат, че това е единственото нещо, което имам. Красотата не е нищо, красотата изчезва. Не можеш да разбереш какъв късмет имаш, че си грозен, защото, когато някой те харесва, знаеш, че е за нещо друго.
- Добре - казах, - страшен късметлия съм.”
― Bukowski, The Most Beautiful Woman in Town & Other Stories

Like

“If we can laugh, fine. And if we’ve got to cry, we’ve got to cry.”
― Charles Bukowski

Like

“А вот что ты теперь будешь делать? Я никогда не видел тебя с учебниками!

— В них много глупостей.”
― Charles Bukowski, Ham on Rye

Like

“The strength of the two cultures was very different too: Japanese women instinctively understood yesterday and today and tomorrow. Call it wisdom. And they had staying power. American women only knew today and tended to come to pieces when just one day went wrong.”
― Charles Bukowski, Factotum

Like

“Courage comes from the belly - all else is desperation”
― Charles Bukowski, Post Office

Like

“Frankly, I was horrified by life, at what a man had to do simply in order to eat, sleep, and keep himself clothed. So I stayed in bed and drank. When you drank the world was still out there, but for the moment it didn't have you by the throat.”
― Charles Bukowski, Factotum

Like

“По пути за мной увязалась изголодавшаяся дворняга. Бедняга так исхудала, что ребра выпирали из-под ее облезлой шкуры, а уцелевшая шерсть свалялась и торчала клочьями. Брошенное, запуганное, избитое животное — жертва Homo sapiens.”
― Charles Bukowski, Ham on Rye

Like

“I knew I was strong, and maybe like they said, crazy. But I had this feeling inside of me that something real was there.”
― Charles Bukowski

Like

“Parecia que um homem tinha apenas duas escolhas: acotovelar-se no jogo da ambição ou ser um mendigo.”
― Charles Bukowski, South of No North

Like

“Fiquei para ali a tentar descobrir que teria eu feito. apetecia-me chorar mas não saiu nada, era apenas uma espécie de náusea triste, uma tristeza brutal, quando é impossível sentirmo-nos pior. julgo que já vos terá acontecido. julgo que já terá acontecido a toda a gente uma ou outra vez. mas julgo que tem acontecido com muita frequência, demasiada frequência.”
― Charles Bukowski

Like

“Вы опоздали на тридцать минут.

— Да.

— Позволили бы вы себе такое опоздание, скажем, на свадьбу или похороны?

— Нет.

— Почему же нет, поясните, будьте любезны?

— Ну, если бы это были мои похороны, я бы просто обязан был находиться на месте. Если же это была моя свадьба, то можно считать ее моими похоронами.”
― Charles Bukowski, Ham on Rye

Like

“I was going to get the beatings anyhow so I might as well have the fun.”
― Charles Bukowski, Ham on Rye

Like

“Acı çekmek için ayyaş olmak, bir kadın tarafından sıfırlanmak gerekmiyordu, ama acı çekip ayyaş olunabilirdi. Bir süre, gençlikte özellikle, talihin senden yana olduğunu sanabilirdin, bazen senden yanadır da gerçekten. Ama senin farkında bile olmadığın ve senin aleyhine işleyen bir takım ortalama hesaplar ve kanunlar vardır, her şeyin yolunda gittiğini sandığın zamanlarda bile. Bir gece, sıcak bir Salı gecesi o ayyaş sen oluverirsin, sensin o ucuz pansiyon odasında olan, ve daha önce o odalarda olmuş olmanın da bir yararı olmaz, daha da kötüdür hatta, çünkü bir daha bu duruma düşmemeye karar vermişliğin vardır. Bir sigara daha yakmaktan, bir içki daha içmekten, o sıvası dökük duvarlarda bir çift göz, bir çift dudak aramaktan başka bir şey gelmez elden. Erkeklerle kadınların birbirlerine ettikleri insanın idrak gücünü aşıyordu.”
― Charles Bukowski, Hot Water Music

Like

“Mulloch sefil yaşantıya bayılırdı, yoksulluğa da bayılıyordu bence. Yoksulluğun insanı erdemli kıldığına inanıyordu. Mektupları böyle bir izlenim bırakmıştı bende. Zenginlerin inanmamızı istedikleri şey bu tabii ki, ama bu başka bir konu.”
― Charles Bukowski, Hot Water Music

Like


Kurbağa перевод на русский

Translate.vc / турецкий → русский / [ K ] / Kurbağa

935 параллельный перевод

"Ve Karna kara kurbağa ve vaftiz edilmemiş bir bebekten bir yemek pişirdi."

А угощение из жаб и некрещёных младенцев готовила Карна... "

Kurbağa, yılan ve kertenkeleler bu harabelerin yegane sahipleri.

Единственные современные обитатели этих руин - жабы, змеи и ящерицы.

Kusarken kurbağa gibi oluyor.

Он, когда блюет, похож на жабу... фу!

Armut şeklindeki kurbağa

И... раз, два, начали!

Kurbağa korosunu duyuyor musun?

Слышите певчих лягушек?

insanların karınca, solucan ve kurbağa yediğini okumuştum.

Иногда людям приходится есть червей, личинок и корешки.

Oh, Küçük bir kurbağa.

А у меня есть лягушка.

- Kurbağa karşılık annen.

- Твою маму на эту?

- Tavşana karşılık kurbağa.

- Кролика на лягушку.

Hem sen de bana sadece bir kurbağa verdin.

Я уже получил за него лягушку.

Hayatımda o zehrin yapıştığı böyle bir kurbağa surat görmedim.

Но место яду на гнуснейшей жабе.

Kafasız kurbağa! Attan hiç anlamıyorsun!

Ты совсем не умеешь обращаться с лошадьми!

Kız küçük şirin bir kurbağa gibi.

Красивая у тебя бабенка.

Evin içinde o elindekine müsade edemem, kurbağa mıdır, tosbağa mıdır... her neyse.

А вот к вам мисс Флора это не относится! Вы же знаете, что нельзя находиться в доме с этой жабой или черепахой или как ее там.

Bu yaratık, kocaman kurbağa gibi gözleri olan balık pulları ile kaplı bir insana benziyordu.

Оно было похоже на человека с рыбьей чешуей и огромными жабьими глазами.

İşinin başına dön, seni kurbağa!

Марш в воду, жаба!

Kurbağa dolu bir gölde beyaz bir kuğu!

Кстати, поздравляю тебя с помолвкой племянника. Очаровательная девушка.

Ama genç bir gelin kendini korumalı. Bardakta Bir taş buldum kurbağa kafatası içinde. zehirin rengini değştirmek içinmiydi?

И основная мера, это конечно камень, который теряет цвет, попадая в яд.

Görememen için gözlüklerini saklamayız Yatağına kurbağa ya da çayına biber koymayız

Мы вам обещаем не ломать очков, не класть перец в чай, а в тапки - червячков.

- Çek ellerini pis kurbağa.

- Протестую, господин судья. - Протест принимается.

Umarım kurbağa gibi vıraklar!

Хоть бы он сдох!

O sadece küçücük bir kurbağa.

Это просто лягушонок, малыш.

Bir doğum günü hediyesi, kurbağa kafalı.

Подарок на день рождения, лопух.

Soğuk taş altında 31 gün yatmış kurbağa.

Жаба в трещине камней Пухнувшаятридцать дней.

Semender gözü ve kurbağa ayağı, yarasa tüyü ve köpek dili.

Песьямокраяноздря С мордоюнетопыря.

Kurbağa Prens

" Принц-лягушонок.

Sonra büyük, şişko bir kurbağa şöyle der. :

" И, тогда, толстая лягушка сказала.

Gümüş balığı, morina yılan balığı, John Dory sardalya ve kurbağa.

Там корюшка, щука, морской угорь, солнечник, сардины и еще морская мышь.

Yalnıza küçük bir kurbağa.

Это же просто маленькая лягушка.

Hiç canım, durmadan sutyenime kurbağa koyardı.

Он любил подкладывать жаб в мой лифчик. Вот так.

Kurbağa. - Neden?

Лягушка.

Bu'Kurbağa'.

Да. Это Лягушка.

- Kurbağa, Fred'i besle.

Это для Фреда. Лягушка, покорми Фреда.

- Nehirden hoplayarak geçmek ister misin, Kurbağa? - Harika.

Лягушка, хочешь по горкам немного попрыгать?

Ve sizinde eşsiz bir İngilizceniz var, Bayan Kurbağa.

А вы уникально владеете английским языком, мисс Лягушка.

Muni ž aba ( Kurbağa ).

Мунижабa.

Bak, Kurbağa bir kızla beraber.

Смотри, Лягушонок с бабой.

Hey millet, Kurbağa sepetlenmiş!

Эй, люди, Лягушонка отшили!

Kurbağa surat!

Ты ворва кислая!

Birader, orada kurbağa, yılan gibi bir sürü vahşi hayvan vardı.

Ну, братья! Сколько там огненных жаб, змей!

Evet çocuklar bugün uzun zamandır hazırlandığımız kurbağa incelemesine geçeceğiz.

Итак, дети... сегодня мы с вами будем препарировать лягушку... к этому мы и готовились.

Pasifik'te, kıçınızı kurtaracak kurbağa adam olmayacak.

А в Тихом океане не будет ихтиандра, который спасёт ваши жопы.

Fransa'da geçen 15 yıl bir insana nefret etmeyi öğretiyor. 15 yıl parfüm kullanmak! 15 yıl kurbağa yemek!

Да, 15 лет во Франции научат любого человека ненавидеть. 15 лет пользоваться духами, 15 лет жрать лягушек, 15 лет говорить "пардон".

Midye, kaz ciğeri, Beluga havyarı, Benedikten usulü yumurta tarte de poireaux, yani pırasalı tart bademli kurbağa bacağı veya ceufs de caille Richard Shepherd var.

Ракушки мариньер, пате де фуа гра, белужья икра, бенедиктинский омлет тарталетки пуаро, это с луком-пореем лягушачьи лапки, или закуска а-ля Ришар Шеперд.

Çekil yolumdan, çirkin kurbağa!

Урод, уйди с моей дороги.

Biliyor musun kurbağa surat, başın çok kötü belada.

Ну, пучеглазый, ты только что сам себя по-полной наебал.

Bu, ölü bir kurbağa olduğu için hareket edemiyor.

Эта бывшая лягушка не может двигаться, именно потому, что она бывшая.

Merhaba Kurbağa.

Привет, Лягушка.

© 2017 - 2023 Translate.vc

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası