kolsuz agop ne zaman öldü / Kolsuz Agop kimdir? Agop Kotoğyan hayatını kaybetti - Spor Haberleri

Kolsuz Agop Ne Zaman Öldü

kolsuz agop ne zaman öldü

Kolsuz Agop kimdir, nerede, ne zaman öldü

Türkiye'de yetişmiş en önemli cilt uzmanları arasında gösterilen Agop Kotoğyan, bir kolu olmadığı için Kolsuz Agop lakabıyla tanınmıştır.

Agop Kotoğyan, yılında İstanbul'da doğdu. Babası Kirkor Bey, annesi Makruhi Hanım'dır. Ailesi yılında İstanbul'a göç edip Samatya semtine yerleşti. Ailenin ilk çocuğu olan Agop Kotoğyan, eğitimine Sahakyan Nunyan Ermeni İlkokulu'nda başladı. 'de ilkokulu bitirdikten sonra bir gümüş atölyesinde çalışırken makineye elini kaptırdı ve kangrene çevirince doktorlar kolunu omuz hizasından kesmek zorunda kaldı. Bu olayın ardından Bezciyan Ermeni Ortaokulu'nda eğitimine geri döndü. Lise öğrenimini Getronagan Ermeni Lisesi'nde tamamladı.

Lise yıllarında futbolla ilgilendi. Mahalli bir futbol takımı olan Samatya Gençler Kulübü kadrosunda yer aldı. 'de girdiği İstanbul Tıp Fakültesi'nden 'te birincilikle mezun oldu

'te Cerrahpaşa Hastanesi'nin Deri Hastalıkları ve Frengi Kürsüsünün ilk asistanı olarak kadroya alındı. 'de "Dermatitis Herpetiformis" adlı uzmanlık teziyle deri ve zührevi hastalıklar uzmanı oldu. 'da üniversite tarafından Almanya'ya gönderildi. 'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne döndü.

Yurda döndükten sonra 'te doçent, 'da "Akne Vulgaris Vakalarında İmmunolojik Araştırmalar" adlı teziyle profesör unvanını aldı.

yılına kadar özel muayenehanesinde çalışmaya devam etti. Tedavi gördüğü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 13 Şubat 'de öldü.

funduszeue.info

Ünlü cilt uzmanı Prof. Doktor Agop Kotoğyan, hayatını kaybetti. Haberi duyuran CHP Milletvekili Selina Doğan, &#;Ülkemizin yetiştirdiği en kıymetli dermatologlardan biri olan Prof. Dr. Agop Kotoğyan’ı nam-ı diğer &#;Kolsuz Agop’u&#; kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Asdvads hokin lusavore. Toprağı bol olsun&#; mesajını paylaştı. Türkiye&#;nin yetiştirdiği en önemli cilt uzmanlarından Profesör Agop Kotoğyan hayatını kaybetti.

Kolsuz Agop

Prof. Doktor Agop Kotoğyan; ilkokuldan mezun olduktan sonra gümüş atölyesinde çalışırken kolunu pres makinesine kaptırmış, doktorlar ise &#;yaşamaz&#; demiş, günlerce komada kalmıştı. Bu kazada bir kolunu kaybettiği için &#;Kolsuz Agop&#; olarak bilindi. Profesör Agop Kotoğyan, bir çok ülkenin üniversitesinden teklif almasına rağmen Türkiye&#;de yaşamına devam etti. Tek kolu olmadığı için &#;Kolsuz Agop&#; lakabıyla tanınan ünlü profesör, 79 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Profesör Agop Kotoğyan&#;ın öldüğünü CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, kişisel Twitter hesabından duyurdu. Doğan, &#;Ülkemizin yetiştirdiği en kıymetli dermatologlardan biri olan Prof. Dr. Agop Kotoğyan’ı nam-ı diğer &#;Kolsuz Agop’u&#; kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Asdvads hokin lusavore. Toprağı bol olsun&#; diye belirtti.

Kolunu pres kaptı

Cildiyeci Kolsuz Agop&#;un efsane yaşam hikayesi 13 Şubat yılında Hürriyet Gazetesi&#;nde şöyle anlatılmıştı:

&#;Kolsuz Agop&#;, &#;da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin Cerrahpaşa’daki hastanesinde doğmuş. Agop, daha ilkokuldayken işe başlamış. Mezun olduğu yıl bir gümüş atölyesinde çalışıyormuş. Sıcak, çok sıcak bir yaz günü, gümüş kalıpları plaka haline getirmek için kullanılan presin silindiri iş önlüğünün kolunu kapmış. Sonra da elinin tamamı omuzuna kadar presin altında un ufak olmuş. Hastaneye vardığında doktorlar, ‘Bu çocuk yaşamaz’ demiş. Ameliyat olmuş, günlerce komada kalmış ve bir gün gözlerini açıp hayata yeniden merhaba demiş. Kaderin cilvesi bu ya, yine Cerrahpaşa Hastanesi’ndeymiş.

O yaz sonunda kendisini tamamen toparlamış ama çevresindekilerin acıyarak bakması kalbini çok kırıyormuş. Bu yüzden kayıt yaptırdığı halde okula gitmeyeceğini söylemiş babasına. Okula gitmemiş ama aldığı ders kitaplarını her gün muntazaman okuyarak kendine göre bir tedrisat yapmış. Okulsuz geçen bu yıl boyunca hep düşünmüş. O küçük ve artık tek kollu bedeniyle bir meslek sahibi olamayacağına karar vermiş. ‘Okumalıyım, her ne pahasına olursa olsun okumalıyım’ demiş. Ve dönem başlayınca Kumkapı Bezciyan Ortaokulu’nda eğitime geri dönmüş.

Bütün okul hayatı boyunca, yazları ve hafta sonları çalışmaya devam etmiş. Tahtakale’de işportacılık yapmış. Konfeksiyon atölyelerinde ilik makinelerinde çalışmış.

Tek kollu olduğu için basketbol oynayamadı, futbola başladı

Ortaokulda başarılı olmuş ama esas zirveyi Galata Getronogan Lisesi’nde yapmış. Her yıl okul birincisi olmuş, takdirlerle dönmüş evine. Agop Bey, hasta Fenerbahçeli. Tam 26 yıldır Fenerbahçe Kulübü üyesi. Basketbolu çok seviyormuş. Ama tek kollu olduğu için oynayamamış. ‘Ben de sahada top koştururum’ demiş ve lisede futbola başlamış. Oynayamazsın demişler, aldırmamış. Çok da güzel oynamış. Ve hatta, o devrin ünlü takımı Samatya Gençler Kulübü’nün kadrosuna girmeyi başarmış.

’de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanınca doğduğu, yeniden hayata döndüğü Cerrahpaşa Hastanesi’nde bulmuş kendini. Kapısından içeri girdiği ilk gün ‘Bir zamanlar beni kurtardı bu hastane, şimdi nöbet sırası bende’ diye düşünmüş. Bu dönemde lise öğrencilerine özel dersler vererek okul parasını kazanmaya devam etmiş. Ayrıca, Cerrahpaşa’nın futbol takımında oynamayı da ihmal etmemiş. ’te okul birincisi olarak doktorluk diplomasını almış. Bir yıl Çapa’nın Deri ve Frengi Hastalıkları Kliniği’nde çalışmış. ’te Cerrahpaşa’daki Dermatoloji Kürsüsü’nde asistan olarak göreve başlamış. Uzmanlık tezinin başlığı, ‘İmpetigo Herpetiformis Vak’aları Üzerinde Klinik ve Biyoşimik Araştırmalar.’ Yani uçukla ilgili çalışmış.

’de uzman olmuş. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde başasistan olarak çalışırken üniversite tarafından Ekim ’da Almanya’ya gönderilmiş. Dört ayda Almanca’yı öğrenmiş. Hamburg Saar Üniversitesi Dermatoloji Kliniği’nde ünlü dermatolog Prof. Dr. Nödl’ün yanında çalışmaya başlamış. Ayrıca aynı üniversitenin alerji ve histoloji bölümlerinde çalışmış. Kliniklerde gösterdiği başarıdan dolayı, Alman Üniversite Kurulu’nun talebiyle okulda kalma süresi bir yıl daha uzatılmış.

Evde portakallara su şırınga edermiş

Dr. Kotoğyan, ’de geçirdiği kazadan önce çoğu kişi gibi sağ elini kullanırmış. Onu kaybedince sol eliyle iş görebilmek için çok çalışmış. En büyük zorluğu da üniversitedeyken çekmiş. Tek eliyle tüplerden şırıngaya ilaç çekmeyi, bu ilacı hastaya enjekte etmeyi öğrenmek için geceleri hastanede nöbete kalmış, evde portakallara su şırınga edermiş. Dikiş atmayı öğrenmek için ise, evde ne kadar sökük ve yırtık varsa dikermiş. İki yıl içinde tüm bu işleri kimseden yardım almadan tek başına yapıyor hale gelmiş.

’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne geri döndükten bir yıl sonra doçentlik sınavını başarıyla vermiş. ’da ise, ‘Akne Vulgaris Vak’alarında İmmunolojik Araştırmalar’ başlıklı teziyle profesör kadrosuna atanmış. Almanca’dan sonra yine kendi çabasıyla, Fransızca ve İngilizce öğrenmiş. Dünyanın birçok ülkesinde dersler, konferanslar vermiş, nam salmış. Özellikle son iki yılda dışarıdan gelen hasta sayısında büyük bir artış olmuş. Uluslararası tıp dergilerinde yayımlanan makalelerinin sayısı ’ü aşmış, cilt hastalıkları üzerine iki kitap yazmış.

Kolumu kaybettim ama yolumu kaybetmedim

Birçok ülkenin üniversitesinden teklif almış: Almanya, Fransa, Kanada, Amerika&#; ‘Burada kal, kürsünün başına geç’ demişler. O, bunların hepsini elinin tersiyle geri çevirmiş. ‘Ermeni olduğun için dedeni, fukara olduğun için kolunu kaybettiğin o ülkede ne işin var’ demişler, gülmüş geçmiş. Peki ne düşünmüş? ‘Evet doğrudur: Ülkemde çok acı çektim. Sefaletin dibinde yaşadım. Doğrudur: Dedemi, çocukluğumu, kolumu kaybettim. Ama yolumu kaybetmedim. Bu ülkede yaşayan milyonlarca insandan hiçbir zaman farklı olmadığımı düşündüm. Bu topraklarda yaşayan tüm insanları kardeşim olarak benimsedim. Bir ülkeyi sevmek demek, bu topraklarda geçirdiğin güzel ve iyi günleri sevmek demek değildir. İyi günde ve kötü günde burada olmak, vatanın yanında kalmak demektir yurt sevgisi. Boş başak dik, dolu başak ise eğiktir, derler. Ben hep eğik gezdim şu dünyada. Kibirden nefret ettim. Boş başaklar gibi diklenmedim, caka satmadım, her şeyi biliyorum demedim. Burnumun dikine gitmedim, bilginin ve bilimin ipine sarıldım. İşimi şansa bırakmadım. Çünkü, çok çalıştım ve boşluk bırakmadım.’

Agop Kotoğyan kimdir?

yılında İstanbul&#;da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimlerini yine İstanbul&#;da tamamladıktan sonra, yılında İstanbul Tıp Fakültesi&#;ne girdi. İstanbul Tıp Fakültesi&#;ndeki öğrenimini yılında tamamlayarak mezun oldu.

Kadro bulunmaması nedeniyle yıllarında İstanbul Tıp Fakültesi Deri Hastalıkları ve Frengi Kliniğinde volonter olarak çalıştı. yılında ise, İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi&#;nde, Deri Hastalıkları ve Frengi Kürsüsünün ilk asistanı olarak kadroya geçti. yılında “Dermatitis Herpetiformis” adlı uzmanlık teziyle deri ve zührevi hastalıklar uzmanı oldu. Aynı kürsüde başasistan olarak görevine devam ettiği sırada, İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı tarafından, bilgi ve görgüsünü arttırmak üzere Almanya Homburg (Saar)&#;daki Üniversite Dermatoloji Kliniğine, Prof. Dr. F. Nödl&#;ün yanına yılında gönderildi. yılı başına kadar bu klinikte sürdürdüğü başarılı çalışmalarında, özellikle malign melanomların klinik ve histopatolojik incelemelerine ağırlık vermiştir. Kliniğe geri döndükten sonra doçentlik hazırlıklarını tamamladı ve yılında “Ichthyosis Vulgaris Vak&#;alarında Kromozom İncelemeleri” adlı doçentlik tezini vererek doçent oldu.

Aynı yıl doçent kadrosuna atanarak İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deri Hastalıkları ve Frengi Kürsüsü&#;ndeki görevine devam etti. “Akne Vulgaris Vak&#;alarında İmmünolojik Araştırmalar” konulu teziyle yılında profesör oldu ve profesör kadrosuna atandı.

Deri ve Zührevi Hastalıklar Derneği&#;nin başkanlığına yılında seçilen Prof. Dr. Agop Kotoğyan, o tarihten itibaren yıllarca bu görevini de çok büyük bir başarı ile sürdürmüş ve Türk dermatolojisine üstün hizmetlerde bulundu. Dermatoloji alanındaki yenilikleri en yakından izlemeyi kendisine prensip edinen ve mümkün olduğunca fazla sayıdaki periyodiği izlemeye gayret gösteren doktor bey&#;in üyesi bulunduğu diğer dernekleri de şöylece sıralayabiliriz: Türk Dermatoloji Derneği, İmmünoloji Derneği, Kanser Derneği, Uluslararası Tropikal Dermatoloji Derneği, Uluslararası Pediyatrik Dermatoloji Derneği, Dünya Tıp Birliği, Alman Dermatoloji Derneği, Amerikan Kriyoşirürji Derneği.. Bu derneklerin kongrelerine, uluslararası ve ulusal kongrelere, simpozyumlara ve seminerlere başkanlık etmiş ve düzenli bir şekilde katılmaya devam etmekte.

Prof. Dr. Agop Kotoğyan &#;ün üzerinde uluslararası ve ulusal tıbbi yayınlarda bilimsel makalesi bulunmakta; yayınlarının daha çok deri ve zührevi hastalıkları, deri kanseri, malign melanom, immünoloji, kriyoterapi gibi konularda yoğun olduğu görülmekte. Ayrıca meslektaşlarıyla birlikte 6 tıbbi kitap yayınlandı.

Almanca ve İngilizce bilen Prof. Dr. Agop Kotoğyan evli ve iki çocuk sahibi. 21 Ekim tarihinde İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı başkanı iken emekli oldu. O tarihten bu yana özel muayenehanesinde hasta bakıyordu.

Beğen

BeğenAşık OldumHahaVay CanınaÜzgünümKızgınım

Agop Kotoğyan hayatını kaybetti

Efsane doktor ‘Kolsuz Agop’ kansere yenik düştü

Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli dermatologlardan Prof. Dr. Agop Kotoğyan(79) kanser nedeniyle hayata veda etti. Çocukken iş kazasında sağ kolunu kaybeden ve o günden sonra "Kolsuz Agop" olarak anılan Kotoğyan'dan geriye başarılarla dolu hayat hikayesi kaldı.

BİRİNCİLİKLE BİTİRDİ
Kotoğyan, İstanbul Üniversitesi(İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde dünyaya geldi. Daha ilkokul öğrencisiyken iş hayatına girdi. Mezun olduğu yıl, bir gümüş atölyesinde çalışırken, presin silindirine önlüğünü kaptırıp, sağ kolunu kaybetti. Daha 13 yaşındaydı. Doktorlar "Bu çocuk yaşamaz" dedi. Günlerce komada kaldı ama hayata tutundu. Artık tek derdi, her şeyi sol eliyle halledebilmekti. Çok çabaladı, çok çalıştı. Ortaöğrenimini Galata Getronogan Lisesi'nde okul birincisi olarak tamamladı. Basketbola çok meraklıydı ama tek eli olduğu için Samatya Gençler Kulübü'nde futbol oynadı. Hasta Fenerbahçeliydi. Çalışkanlığı sayesinde İÜ Tıp Fakültesi'ni kazandı. Teorik eğitimde hiç zorlanmadı. Pratik eğitim ise onun için büyük bir sınav oldu. Tek elle dikiş ve şırınga kullanabilmek için çok pratik yaptı ve başardı. Üniversiteyi de birincilikle bitirdi.

VERGİ REKORTMENİ
Yüksek öğrenim sonrası Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde baş asistandı. İÜ onu 'da Almanya'ya gönderdi. Dört ayda Almanca öğrendi. Hamburg Saar Üniversitesi Dermatoloji Kliniği'nde çalıştı. 3 yıl sonra geri döndü. 'da ise profesör oldu. Fransızca ve İngilizce de öğrenerek uluslararası tıp dergilerine makaleler yazdı. Cilt hastalıkları üzerine iki kitap, 'ü aşkın da makale kaleme aldı.

TÜRKİYE SEVDALISIYDI
ABD, Almanya, Fransa ve Kanada gibi birçok ülkedeki üniversitelerin "Kürsü başkanlığı" teklif ettiği Kotoğyan, Türkiye'den asla vazgeçmedi. Teklifleri geri çevirince Kotoğyan'a "Ermeni olduğun için dedeni, fukara olduğun için kolunu kaybettiğin o ülkede ne işin var?" dediler. O ise "Bu topraklarda yaşayan tüm insanları kardeşim olarak benimsedim. Bir ülkeyi sevmek demek, bu topraklarda geçirdiğin güzel ve iyi günleri sevmek demek değildir. Yurt sevgisi, iyi günde ve kötü günde burada olmak, vatanın yanında kalmak demektir" diye yanıt verdi. Türkiye'nin en çok kazanan 20 doktorundan biri olan Kotoğyan, vergi rekortmeniydi. Evli ve iki çocuğu olan Kotoğyan, cumartesi günü Kumkapı Meryem Ana Kilisesi'ndeki törenle son yolculuğuna uğurlanacak.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası