zehirli guatr tedavi edilmezse ne olur / Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi - Sağlık Rehberi

Zehirli Guatr Tedavi Edilmezse Ne Olur

zehirli guatr tedavi edilmezse ne olur

TİROİD BEZİ VE HASTALIKLARI

Tiroid Bezi

Tiroid bezi bir endokrin bezdir. Bunun anlamı bezin bazı hormonlar salgılaması ve bu hormonların kan dolaşımına girerek vücudun değişik organ ve dokularında etki göseafoodplus.info bezi boyun ön bölümünde Adem Elması'nın altında bulunur. Bezin sağ lob ve sol lobu vardır ve bunlar istmus denen bölümle birbirine bitişik halde bulunur.

Tiroid Bezi Ne yapar?

Tiroid bezi 2 tane hormon yapar ve kana salgılar. Bu hormonlardan birine tiroksin (T4), diğerine tiriiyodotironin (T3) ismi verilir. T4 hormonunda 4 tane iyod atomu, T3'de ise 3 tane iyod atomu vardır. Hücre içinde T3 hormonu etkili olduğundan T4 hücreye girmeden önce T3'e dönüşür.

Tiroid Hormonlarının Görevi Nedir?

T4 ve T3 hormonları vücudumuzun metabolizmasını düzenler ve ayrıca metabolizmanın hızını kontrol ederler. Eğer çok hormon salgılanırsa metabolizma hızlanır ve hipertiroidi hastalığı gelişir. Hipertiroidi durumunda kalb hızı artarak çarpıntı şikayeti oluşurken, bağırsak hareketi artar ve ishal yapabilir. Eğer tiroid hormonu çok az salgılanırsa bu duruma hipotiroidi denir. Hipo=az, Hiper=fazla anlamına gelmektedir. Hipotiroidi oluşunca metabolizma yavaşlar, kalb hızı azalır ve barsak hareketleri azalarak kabızlık ortaya çıkar.

Tiroid Bezinin Çalışması Nasıl Kontrol Edilir?

Tiroid bezinin çalışması beyinde bulunan ve hipofiz adı verilen bir bezden salgılanan TSH hormonu ile kontrol edilir. Kan dolaşımındaki tiroid hormonları (T4 ve T3) azalınca hipofizden TSH salgısı artar ve bu hormon tiroid bezinden tiroid hormon salgısını artırır. Tersine, eğer dolaşımda T4 ve T3 artarsa bu takdirde hipofizden TSH salgılanması azalır.

Tiroid Bezinin İyi Çalışıp Çalışmadığı Nasıl Anlaşılır?

Hastanın kanındaki T3, T4 ve TSH hormonlarının ölçülmesi ile tiroid bezinin nasıl çalıştığı hakkında bilgi sahibi olunur.

Tiroid Bezinin Hastalıkları Nelerdir?

Guatr : Tiroid bezinin büyümesine guatr denir.

Nodül : Tiroid bezinin içinde normal dışı doku oluşmasıdır.

Tiroidit : Tiroid bezinin iltihabına denir. Bezde ağrı vardır.

Hipertiroidi : T4 ve T3 hormonlarının bezden aşırı salgılanması durumudur.

Hipotiroidi : Tiroid hormonlarının (T4 ve T3) az salgılanması durumudur.

Tiroid Hastalığı Gelişme Riski Kimlerde Vardır?

-Tiroid hastalığı gelişme riski şu kişilerde fazladır:

-İyod eksikliği olan bölgede yaşayan veya yeterli iyod almayanlarda

-Ailesinde tiroid hastalığı olanlarda

-Diabetes mellitus (şeker hastalığı), romatoid artrit ve persiniyöz anemisi olanlarda

-Gebe kadınlar ve yeni anne olanlarda

yaşın üzerindeki kadınlarda

yaşın üzerindeki erkeklerde

-Kanser nedeniyle baş ve boyuna radyoterapi (ışın tedavisi) yapılanlarda

-Bazı ilaçları kullananlar (lityum, amiodaron ve interferon gibi).

Tiroid Bezi Hastalıklarında Kullanılan Testler Nelerdir?

a) Kan Testleri :

Sıklıkla kullanılan testler serbest T3, serbest T4 ve TSH hormonlarının kan düzeylerinin ölçülmesidir. Tiroid bezinin fonksiyonu hakkında en iyi bilgiyi TSH ölçümü verir. TSH ölçümünün normalden düşük olması tiroid bezinin aşırı çalıştığını gösterir. TSH düzeyinin normalden yüksek bulunması ise tiroid bezinin az çalıştığını gösterir. Yine T4 ve T3 hormonlarının normal sınırın altında veya üstünde olması tiroid bezinin iyi çalışmadığını gösterir. Ayrıca antikorlar vardır. Bunlar anti-TPO antikoru ve anti-Tiroglobulin antikorlarıdır. Bu antikorların yüksek olması tiroid hastalığının otoimmün bir hastalık olduğunu gösterir. Otoimmün hastalık vücudun kendi dokusunu (Burada tiroid bezini) yabancı bir doku olarak algılayıp ona karşı reaksiyon vermesidir. Bu reaksiyon antikorlar ile oluşur. Bu reaksiyonun nedeni bilinmemektedir.

b) Tiroid Ultrasonu :

Tiroid ultrasonu tiroid bezinin büyüklüğünü, nodül varsa onun büyüklüğünü anlamamıza yarar. Ayrıca ilaç tedavisiyle bezin veya nodülün ne kadar küçüldüğünü veya küçülmediğini daha iyi anlamamıza yarar. Nodül kan akımının Doppler ultrason ile incelenmesi nodüllerin iyi huylu veya kötü huylu olup olmadığı konusunda ek bilgi verir.

c) Tiroid sintigrafisi :

Damardan teknesyum denilen bir ilaç verilerek tiroid bezinin filminin çekilmesidir. Sintigrafi ile nodülün sıcak mı, soğuk mu olduğu anlaşılır. Sintigrafi sadece nodülü olan ve TSH'sı düşük olan hastalara yapılır.

d) Tiroid İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi :

Tiroid bezinde saptanan nodüllerde kanser olup olmadığını anlamak için yapılır. Nodülü olan tüm hastalara yapılır. Biyopsi sonucuna göre ilaç tedavisi veya ameliyat kararı verileceğinden mutlaka yapılması gereken bir tetkiktir. Oldukça basit, yapılması kolay ve ağrı oluşturmayan bir tetkikdir. Normal enjektörlerle yapılır. Damardan kan alınır gibi tiroid bezindeki nodülden parça alınır. Alınan hücreler patoloji bölümünde incelenerek kanser ve iltihap olup olmadığı araştırılır. Biyopsi koldaki damardan kan alınması gibi kolay bir işlemdir. Korkulmaması gerekir. Ameliyat değildir. Bazen biyopsi ile yeteri kadar parça veya hücre gelmeyebilir. O zaman biyopsiyi tekrarlamak gerekir.


TİROİD NODÜLLERİ (NODÜLER GUATR)

Tiroid nodülleri tiroid bezi içinde oluşan ve bezin normal dokusuna benzemeyen leblebi veya ceviz büyüklüğünde olabilen anormal dokulardır. Nodüller için en önemli endişe konusu &#; 5'inde tiroid kanseri olmasıdır. Nodüllerin &#; 50'si tek nodül, &#; 50'si çok nodül (multipli nodül) olarak bulunur. Tek nodül veya çok nodül de olsa kanser oranı aynıdır (&#; 5). Nodüller elle muayene sırasında saptanabildiği gibi tiroid ultrasonu ile de saptanır.

Tiroid sintigrafisi bulgularına göre nodüller soğuk, sıcak ve ılık nodül olarak 3'e ayrılır. Nodüllerin &#; 'nini soğuk nodül, &#; 10'unu sıcak nodül, ve &#; 10'unu ılık nodül oluşturur. Soğuk nodüllerde kanser oranı daha fazladır. Sıcak nodüllerde kanser oranı az olsa da kanser yine de olabilir.

Şikayet ve belirtiler :

Nodüler guatrı olan hastaların çoğunda herhangi bir şikayet yoktur. Boyunda şişkinlik olabilir. Bazen nodül içine kanama olursa ağrı oluşabilir. Nodül çok büyürse baskı yaparak nefes darlığı ve yemek yeme de sıkıntı yapabilir.

Kanser şüphesi olan nodüller hangi nodüllerdir?

Nodül tedaviye rağmen hızla büyüyorsa, boyun bölgesinde lenf bezlerinde şişme varsa, çok sert ve yapışık ise, seste kalınlaşma varsa, soğuk ve tek nodül ise tiroid kanseri yönünden şüphelenmek gerekir.

Nodüler Guatrlı hastalarda yapılan tetkikler :

Tiroid iğne biyopsisi:

Nodüler guatrlı tüm hastalara uygulanması gerekir. Nodüllerin &#; 5'inde kanser olduğundan ilk yapılacak tetkik iğne aspirasyon biyopsisidir. Yapılması kolay, komplikasyonu olmayan bir işlemdir. Koldan damardan kan alıyor gibi nodülden normal plastik şırınga ile aspirasyon yapılır. Ağrı yapmaz. Yeteri kadar parça veya hücre gelmez ise tekrar biyopsi yapılır.

Tiroid ultrasonu:

Nodüllerin çapının daha iyi değerlendirilmesinde veya ele gelmeyen, küçük (< 1 cm) nodüllerin saptanmasında yararlıdıseafoodplus.info takibinde de önemlidir. Tedaviyle nodül çapının küçülüp küçülmediği ultrason ile daha iyi öğrenilir. Doppler ultrasonu ile nodül kan akımının değerlendirilmesi nodülün iyi veya kötü huylu olup olmadığı hakkında bilgi verebilir.

Tiroid sintigrafisi:

TSH düzeyi düşük olan hastalarda yapılır. Nodülün sıcak mı soğuk mu olduğunu anlamamıza yarar.

Tiroid hormonları:

Serbest T3, Serbest T4 ve TSH düzeylerine bakılarak hastanın hormonlarında düşüklük veya yükseklik olup olmadığı (hipertiroidi-hipotiroidi) anlaşılır.

Tedavi:

Tedavinin nasıl yapılacağı konusunda nodülden yapılan ince iğne aspirasyon biyopsisinin patoloji sonucu çok büyük önem taşır. Biyopsi patoloji sonucunda kanser veya kanser yönünden şüphe varsa hasta ameliyata verilir. Kanser olmayan iyi huylu nodüllerde levotiroksin tedavisi (Tefor veya Levotiron) yapılabildiği gibi ilaç vermeden sadece takip de yapılabilir. Nodülün çapı 2 cm'den büyükse, gittikçe büyüyorsa, hızlı büyüme varsa ve boyunda lenf bezleri varsa kanser riski arttığından cerrahi tedavi (ameliyat) yapılması seafoodplus.infoodüler guatr dediğimiz bir bezde birden fazla nodül olması durumunda yine önce biyopsi yapılır. Multinodüler guatrlı hastalarda seçilecek tedavi cerrahi tedavidir. İlaç tedavisi de yapılabilirse de tedaviye yanıt azdır.Sıcak nodüllerde hormonlar normal ise sadece takip yapılabilir. Eğer sıcak nodüllerde hormonlar yüksek ise (hipertiroidi varsa) önce ilaç tedavisiyle hastanın hormonları normal düzeye getirilir ve ardından radyoaktif iyod tedavisi veya ameliyat yapılır. Nodüler guatrlı hastalar iyodlu tuz ve iyod içeren öksürük şurupları kullanmamalıdır. Ayrıca röntgen filmleri çekilirken koldan yapılan ilaçların iyodlu olduğu unutulmamalı ve bunun için röntgen çeken doktora bilgi verilmelidir. Nodüler guatrlı hastalar piyasada bulunan Billur Tuz veya Salina firmalarının ürettikleri, kendiğinden tuzluklu, İYOTSUZ TUZ yemelidirler.


HİPERTİROİDİZM

Hipertiroidizm tiroid bezinden aşırı tiroid hormonu (T4 ve T3) salgılanmasıyla oluşan bir hastalıktır. Bu hastalığa tirotoksikoz ismi de seafoodplus.infoiroidiye neden olan hastalıklar şunlardır:

-Graves hastalığı,

-Toksik nodüler guatr (Tiroid bezindeki sıcak bir nodülden aşırı hormon salgılanması)

-Tiroid bezinin iltihapları (tiroiditler),

-Aşırı iyod alınması (nodülü olan hastaların iyodlu tuz veya iyodlu öksürük şurubu içmeleri ile)

-Aşırı tiroid hormonu almakla (Levotiron veya Tefor gibi ilaçların aşırı alınması)

Graves hastalığı tiroid bezinin nedeni bilinmeyen otoimmün bir hastalığıdır. Vücut tiroid bezine karşı TSH reseptör antikoru üretir ve bu antikorlar tiroid bezini uyararak aşırı hormon üretmesine neden olurlar. Neden antikor oluştuğu henüz bilinmemektedir. Bu hastalarda guatr ve gözlerde öne doğru çıkma-fırlama (oftalmopati) oluşur. Hipertiroidili hastaların çoğunda (&#;) Graves hastalığı vardır. Sıcak nodüller de hipertiroidi yaparlar. Hipertiroidili hastaların &#; 5'inde sıcak nodül nedeniyle hipertiroidi oluşur. Tiroid bezinin iltihapları (tiroiditleri) sırasında da hastalığın ilk aşamasında hipertiroidi gelişebilir. Tiroid bezi iltihaplarında boyunda ağrı oluşur. Bazı hastalarda ateş vardır.

Hipertiroidisi (aşırı hormon üretimi) olan bir hastada aşağıdaki şikayetler ve bulgular gelişir :

-Kilo kaybı

-Kaslarda zayıflık

-Ellerde titreme

-Uyumada zorluk

-Çarpıntı

-Saçlarda incelme ve dökülme

-Ciltte incelme ve nemlilik ve aşırı terleme

-Bağırsak hareketlerinde artma ve bazen ishal

-Sinirlilik

-Gözlerde ileri doğru fırlama

-Adetlerde bozulma

-Tiroid bezinde büyüme (guatr) oluşması

-Sıcağa tahammül edememe

-Erkeklerde memelerde büyüme

-Kemik erimesi (Osteoporoz)

Tanı:

Hipertiroidi tanısı için kanda tiroid hormonlarına (T4 ve T3) ve TSH düzeyine bakılır. Kanda T4 ve T3 düzeyleri yüksek, TSH ise düşük bulunursa hipertiroidi teşhisi konur.

Hipertiroidi hiç tedavi edilmezse ne olur?

Hipertiroidi tedavi edilmezse hastada kilo kaybı devam eder; kalbte ritm bozukluğu, kalb yetmezliği ve bir iltihap veya enfeksiyon sırasında tiroid krizi, şok ve ölüm oluşur. O nedenle hipertiroidi mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.

Tedavi;

Hipertiroidi tedavisinde 3 yöntem vardır :

-İlaç tedavisi

-Radyoaktif iyod tedavisi

-Cerrahi (ameliyat)

seafoodplus.infoç Tedavisi:

Hipertiroidisi olan bütün hastalara kanda yüksek olan tiroid hormonlarını normal düzeye getirmek için önce ilaç tedavisine başlanır. İlaç olarak Propycil tablet veya Thyromazol tablet ve beraberinde Dideral başlanır. İlaçın dozunu doktorunuz hastalığın şiddetine göre ayarlar. İlaç tedavisine başladıktan hafta sonra tekrar kontrole çağrılırsınız ve hormonlarınızın durumuna göre ilaç dozunun ayarlanması yapılır. Bu şekilde 1, ayda bir kontroller yapılarak en az 9 ay – 1 yıl ilaç tedavisine devam edilir ve doktorunuzun kararına göre ilaç kesilebilir. Doktorun haberi olmadan ilaç kesilirse hastalık tekrar alevlenir ve nüks eder. Böylece o zamana kadar yapılan tedavi de boşa gitmiş olur. O nedenle ilaç tedavisi doktorunuza danışılmadan kesilmemelidir.

İlaç tedavisi sırasında ateşiniz çıkar ve boğazda ağrı olursa hemen doktorunuza başvurmanız gerekir. Bu durum kanda beyaz hücrelerin (Lökosit) çok azalmasından dolayı olmuş olabilir. Çok nadir olan bu durum oluşursa ilaçlar kesilerek radyoaktif iyod tedavisi yapılır.

Tedavi sırasında karaciğer enzimlerinde hafif yükselmeler olabilir. Ancak bu durum hipertiroidinin etkisiyle de olabilir. O nedenle SGOT (AST) ve SGPT (ALT) enzim düzeyleri sık aralarla takip edilmeli ve tedaviyle birlikte enzim düzeyleri gittikçe artıyorsa ilaçlar kesilerek radyoaktif iyod tedavisi verilmelidir.

İlaçlar doktorunuz tarafından kesildikten sonra hastalık ilk 6 ayda &#; nüks ettiğinden ilaç kesildikten sonra da tekrar kontrole gelmek gerekir.

Sıcak nodül varsa ilaçlarla hormonlar normal düzeye getirildikten sonra radyoaktif iyod tedavisi veya ameliyat yapılır.

İlaç tedavisiyle hastalığı düzelen hastalarda ilaç kesildikten sonra hastalık tekrar alevlenirse veya nüks ederse kesin tedavi dediğimiz radyoaktif iyod tedavisi veya cerrahi tedavi yapılabilir.

Hipertiroidili hastaların dikkat etmeleri gereken bir husus İYOTLU TUZ YEMEMELERİDİR. Piyasada Billur Tuz veya Salina firmalarının ürettikleri, kendiliğinden tuzluklu, İYOTSUZ TUZLAR satılmaktadır. Hipertiroidisi olan hastaların iyotsuz tuz yemeleri gerekir. Ailedeki diğer kişilerin iyot almalarını sağlamak için yemekler tuzsuz yapılmalı hasta iyotsuz tuz kullanmalı, ailedeki diğer kişiler ise iyotlu tuz kullanmalıdırlar.

Sigara içenlerde hastalık zor iyileştiğinden ve göz hastalığı ortaya çıktığından SİGARA İÇİLMEMELİDİR.

NÜKS ŞU HASTALARDA DAHA SIK GÖRÜLÜR:

-Guatrın büyük olması

-Genç yaştaki hastalarda

-Tiroid bezinde kan akımının fazla olduğu hastalarda

-Hastalığı başlangıçta şiddetliolanlarda

-Başlangıçta oftalmopati (gözde dışarı fırlama) olanlarda

-Sigara içenlerde

-İyodlu tuz kullananlarda veya iyodlu öksürük şurubu içenlerde

-TPO antikorları yüksek olanlarda

-Hormonları normale getirebilmek için yüksek doz antitiroid ilaçlara ihtiyaç olan hastalarda

-TSH düzeylerindeki düşüklüğün düzelmediği hastalarda

seafoodplus.infoktif İyod Tedavisi:

İlaç tedavisiyle hormonların normal düzeye geldiği hastalarda ilaçlar azaltılarak kesilir. İlaçlar kesildikten sonra hastalık tekrar nüks ederse bu defa kesin tedavi denilen radyoaktidf iyod tedavisi veya ameliyat yapılır.

Radyoaktif iyod tedavisi ayrıca sıcak nodülü olan ve hormonları yüksek olan hastalarda da tercih edilen bir tedavi seçeneğidir. Bu hastalarda önce ilaçlarla hormonlar normale getirilir ve sonra radyoaktif iyod tedavisi yapılır.

Radyoaktif iyod Nükleer Tıp Anabilim dalında verilir. Radyoaktif iyod verilmeden 3 gün önce ilaçlar (Propycil veya Thyromazol) kesilir ve radyoaktif iyod aldıktan gün sonra tekrar başlanır. Radyoaktif iyodun kanser yapıcı veya üreme sistemine zararlı bir etkisi yoktur. Ancak kadınların 6 ay sonra gebe kalmalarına izin verilir. Radyoaktif iyod alan hastaların &#; 'nında ilk yıl içinde kalıcı hipotiroidi (tiroid bezi yetmezliği) gelişir ve ömür boyu Levotiron veya Tefor gibi tiroid hormon ilacı almaları zorunluluğu vardır. Bunu hastaların baştan bilmeleri ve kabul etmeleri gerekir.

Radyoaktif İyod Tedavisi Alan Hastalara Öğütler:

-İlk 5 gün öpüşmek yasaktır. Hastanın kullandığı çatal, kaşık ve bıçak başkası tarafından kullanılmaz. Bulaşıklar bulaşık makinesinde yıkanmalıdır.

-Yeni doğan çocuklar (8 yaş altı çocuklar) ve gebe kadınlarla yakın temas yasaklanır. Ancak aynı odada oturabilirler.

-Hastanın bebeği varsa emzirmesi yasaklanır.

-Tuvalet sonrası tuvalet 2 kez yıkanmalı, ve eller iyice yıkanmalıdır.

-Boğazda veya boyunda ağrı olursa aspirin veya diğer benzer ilaçlar faydalı olabilirse de doktorunuza danışmadan almayınız.

-Sinirlilik, ellerde titreme veya çarpıntı olursa (radyasyon tiroiditi) doktora başvurmalıdır.

seafoodplus.infoi (Ameliyat) Tedavisi:

Hipertiroidisi olan hastalardan guatrı büyük olanlarda tavsiye edilir. Tiroid bezinin bir kısmı veya tamamına yakını ameliyatla alınır. Ameliyat öncesi ilaç tedavisiyle hormonların normal düzeye gelmesi sağlanmalıdır.

Ameliyat ayrıca sıcak nodülü olan, ancak nodül çapı büyük olan hastalarda tercih edilen bir tedavi seçeneğidir.


HİPOTİROİDİZM

Tiroid bezinin az çalışmasına hipotiroidizm adı verilir. Hipotiroidizm tiroidbezinin az hormon salgılaması nedeniyle oluşan bir hastalıktır. Kan dolaşımında tiroid hormonları (T4 ve T3) düşük olduğundan metabolizma yavaşlar ve bu duruma bağlı şikayet ve belirtiler ortaya çıkar.

Hipotiroidiye neden olan hastalıkların başında Hashimoto tiroiditi denilen ve tiroidbezinin nedeni bilinmeyen bir şekilde hasara uğramasıyla oluşan bir hastalık vardır. Hashimoto tiroiditinde önce guatr vardır, ancak yıllar içinde bez küçülür ve hormon salgılayamaz. En önemli özelliği bu hastaların kanlarında anti-TPO ve anti-Tiroglobulin antikorlarının çok yüksek olmasıdır.

Hipotiroidiye neden olan diğer nedenlerden birisi de tiroid bezi ameliyatlarıdır. Tiroid ameliyatı sonrası hormon salgılayacak kadar yeteri kadar doku kalmayınca hipotiroidi gelişir. O nedenle tiroid ameliyatı geçiren hastalarda tiroid hormonlarını ölçmek ve izlemek gerekmektedir.

Radyoaktif iyod tedavisi yapılan hastalarda da tiroid bezi tahrip edildiğinden yeteri kadar hormon salgılanamayacağından dolayı hipotiroidi gelişir.

Bazen nadir olarak bazı ilaçlar (lityum, amiodaron, interferon, interlökin) ve baş ve boyuna yapılan radyoterapi (ışın tedavisi) sonrası hipotiroidi gelişebilir.

Hipotiroidi ayrıca şeker hastalarında, kansızlığı olanlarda, romatoid artritiolanlarda sık görülür. 60 yaşın üzerindeki kadınlarda da sık bulunur. Kanda yağ düzeyleri (Kolesterol, trigliserid gibi) yüksek hastalarda da hipotiroidi yönünden araştırma yapmak gerekir. Ayrıca depresyonu olan hastalarda, çocuğu olmayan veya adet düzensizliği olan kadınlarda da hipotiroidi aranmalıdır

Hipotiroidisi olan bir hastada şu şikayetler ve belirtiler olabilir :

-Halsizlik, güçsüzlük, kolay yorulma

-Üşüme, soğuğa tahammülsüzlük

-Seste kısıklık ve kalınlaşma

-El, yüz ve bacaklarda şişlik

-Göz etrafında şişlik

-Ciltte kuruma, kabalaşma veya kalınlaşma

-Saçlarda dökülme

-Kas krampları

-Depresyon, uyku bozukluğu, uyku hali

-Kabızlık

-Kadınlarda adet bozukluğu

-Kilo alma

-Hafızanın zayıflaması, hatırlamada zorluk

-Nabız sayısında azalma

-Hareketlerde yavaşlama

-Terlemede azalma

Laboratuar Tetkikleri ve Teşhis:

En önemli test TSH ölçümüdür. TSH düzeyi normalin üzerinde (>4 IU/L) çıkarsa bu hastada hipotiroidi vardır. Serbest T4 düzeyleri ise kanda düşük bulunur. Serbest T4 düzeyi düşük, TSH düzeyi yüksek bir hastada aşikar hipotiroidi vardır. Sadece TSH yüksek ancak T4 ve T3 düzeyi normal ise buna subklinik hipotiroidi denir. Bu durum hafif derecede tiroid yetmezliğidir, ancak tedavi edilmesi gerekir. Tedavi edilmezse &#; 5 hastada aşikar hipotiroidiye neden olur.

Serbest T4 düşük ve TSH yüksek ise hipotiroidi tanısı konur. Serum T3 düzeyleri değişkendir ve bazen normal sınırda olabilir. Aşikar hipotiroidide TSH genellikle > 20 IU/L'dir. Subklinik hipotiroidi de ise TSH IU/L arasındadır. Anti-TPO ve anti- TG antikorlar yüksek ise hipotiroidi Hashimoto tiroiditi nedeniyle oluşmuştur. Tam kan sayımı yapılan hipotiroidhastaların &#; 'ında kansızlık (anemi), &#; 15'inde demir eksikliği saptanır. Ayrıca B12 vitamin eksikliği de olabilir. Kreatinin fosfokinaz (CPK) ve prolaktin (PRL) düzeyleri yüksek olarak bulunabilir. PRL düzeyleri tüm hastalarda yüksek değildir ve hipotiroidideki menstruasyon düzensizliklerinden sorumlu değildir. PRL düzeylerinde orta derecede bir yükseklik oluşur ve tiroid hormonu tedavisiyle düşer. Eğer hasta ötiroid hale geldiği halde prolaktin yine yüksek ise diğer nedenler araştırılır.

Ayrıca CRP, SGOT (AST), SGPT (ALT), GGT, laktat dehidrogenaz (LDH) ve amilaz enzimlerinde yükselmeler olabilir. Bu enzimlerden en fazla yükselen CPK'dır. Hipotiroid hastalarda kan yağlarında yükseklik (hiperlipidemi) vardır. Trigliserid düzeylerinde hafif artış olurken, total kolesterol, LDL kolesterol düzeylerinde artma olur. Eğer hasta tedavi olmaz ise kan yağları yüksek olarak bulunacağından koroner arter hastalığı riski artar.

Tedavi:

Hipotiroidi ÖMÜR BOYU tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Çok nadir olarak Hashimoto tiroiditli hastalarda &#; oranında kendiliğinden düzelme olabilir. Hipotiroidi tedavisi kanda eksik olan tiroid hormonlarının normale gelmesi için tiroid hormon tabletleri verilerek yapılır. Piyasada tiroid hormonu bulunan ilaçlar Levotiron ve Tefor isimleriyle satılmaktadır. Bu iki ilaç benzer ilaçlardır ve biri bulunamazsa diğeri kullanılabilir. Levotiron veya Tefor hastalığınızın şiddetine göre düktorunuzun önerdiği dozda başlanır ve belirli aralıklarla kontrole çağrılarak ilacın dozu ayarlanır. Tedavide hedef T4 düzeylerini normale getirmek ve TSH düzeyinin normal sınırlar içinde olmasını sağlamaktır. İlaç tedavisi ömür boyu sürecek bir tedavidir ve kesilmemelidir. 6 ay – 1 yılda bir kontrole giderek TSH düzeyine baktırmanız gerekir. Bazen ilacın dozunu artırmak veya azaltmak gerekebilir. Gebe kalan hipotiroid kadınlarda ilacın dozunu ayarlamak gerektiğinden mutlaka gebeliğin ilk ayı içinde kontrole gidilmelidir. Tefor ve Levotiron ilacı aç karna alınmalıdır. Diğer ilaçlar emilimini bozabileceğinden aynı öğünde diğer ilaçlar alınmamalıdır. Özellikle demir ilaçları, antasitler (Algel, Talcid gibi) veya kalsiyum ilaçları tiroid ilaçlarının emilimi bozarlar. Hashimoto tiroiditi olan hastalar mutlaka iyotsuz tuz yemelidir. Kalp hastalığı olan hipotiroidili hastalarda bu ilaçlar yan etki yapabileceğinden sık kontrole gidilmelidir. Hipotiroidili hastaların bir kısmında (özellikle Hashimoto tiroiditlilerde) anti-TPO ve anti-Tiroglobulin antikorları yüksek olarak bulunur. Bu antikorlar hastalığı yapan veya oluşturan protein yapısındaki maddelerdir. Tedavi ile bunların düzeylerinde azalma olmaz. Bunların düzeyini azaltacak bir ilaç da henüz yoktur. Bu antikorlara tanı konduğunda bakılması gerekir. Daha sonra tedavi takibinde bakılmasına gerek yoktur. Son yıllarda selenyum alınmasının bu antikorları azalttığı saptanmışsa da henüz araştırma aşamasındadır.

TUZ VE KULLANIMI

Yemeklerde Hangi Tuzu Kullanmalıyız? İyotlu ve İyotsuz Tuzu Kimler Yemelidir?

Türkiye'de bölgelere göre değişmek üzere &#; oranında guatr vardır. Guatr oluşmasında en büyük etken toprak ve suda yetersiz iyot olmasıdır. Guatr hastalığını önlemek amacıyla piyasada satılan bütün tuzlar yılı Ağustos ayından bu yana iyotlanmaktadır. Tuzların iyotlanması guatr hastalığının ortaya çıkışını engellemekte ancak bazı kişilerde aşırı iyod alınması nedeniyle zararlı yan etkilere veya hastalıklara neden olmaktadır. Piyasadaki tuzların iyotlanmasından sonraki üç-dört yıllık sürede kliniğimize veya polikliniklerimize başvuran hastalarda hipertiroidi dediğimiz tiroid bezinin aşırı çalışmasıyla karakterize olan hastalığın (Halk arasında buna zehirli guatr da denmektedir) giderek artan sıklıkla karşımıza çıkmasıdır. Tiroid bezi az çalışan hastalarda da (Hipotiroidisi olanlarda) iyotlu tuz bu hastalığın daha da şiddetlenmesine neden olmaktadır. Bu nedenle yemeklerimizde kullanılan tuzun iyotlu veya iyotsuz olması bazı hastalar veya kişiler için büyük önem taşımaktadır.

1) Kimler İyotlu Tuz Yemelidir?

Vücudumuzda boynumuzun ön tarafında bulunan tiroid bezinin yeterli hormon salgılayabilmesi için günlük en az mikrogram iyotun gıdalar ve suyla alınması gerekir. Eğer yeteri kadar iyot alınmazsa guatr hastalığı oluşur. Guatr hastalığını önlemek için önceden bilinen bir tiroid hastalığı olmayan çocuklar, erişkinler ve gebe kadınlar iyotlu tuz yemelidir. Tiroid hastalığı şüpheniz varsa bunun için bir dahiliye veya endokrinoloji-metabolizma uzmanına başvurunuz ve ona göre hangi tuzu kullanacağınıza karar verilmelidir.

2) Kimler iyotsuz tuz yemelidir?

Nodüler guatrı, Hipertiroidisi (tiroid bezi çok çalışanlar veya zehirli guatrı olanlar), hipotiroidisi (Tiroid Bezi az çalışanlar) olan hastalar özellikle İYOTSUZ TUZ yemelidirler. Bu tür hastalar iyotlu tuz yedikleri takdirde hastalıkları şiddetlenmektedir. İyotlu tuz yiyen nodüler guatrlı bir hastada alınan iyot, nodülün fazla çalışmasına neden olmakta ve hipertiroidi dediğimiz tiroid bezinin aşırı çalışmasıyla (terleme, çarpıntı, zayıflama, sinirlilik, ellerde titreme ile kendini gösterir) karakterize bir hastalığa neden olmaktadır. Yine anti-TPO antikoru kanlarında yüksek olan hastalar iyotlu tuz yediklerinde tiroid bezinin az çalışmasına neden olmaktadır. Bu tür hastalığı olanlar da özellikle iyotsuz tuz yemelidirler. İyotsuz tuz, süpermarketlerde veya bakkallarda (Billur Tuz veya Salina firmalarına ait) kendiliğinden tuzluklu bir şekilde satılmaktadır. Bu tuzları bulamayanlar ise kaya tuzu yemelidirler. Ailede bir kişi iyotsuz tuz yiyecekse yemekler tuzsuz pişirilmeli ve herkes kendi tuzunu kullanmalıdır.

Hipertioridi ilerlerse ne olur?

Çok sık duyduğumuz ancak hakkında az bilgi sahibi olduğumuz konuların başında gelen hipertiroidi, tiroid bezinden aşırı tiroid hormonu (T4 ve T3) salgılanmasıyla meydana gelen bir sağlık problemidir.

Boynun alt kısmına doğru yer alan kelebek şeklindeki tiroit beziyle doğrudan ilgili olan bu hastalık, birçok vücut fonksiyonunu da aynı şekilde doğrudan etkiliyor.

Kişide kilo kaybına, çarpıntıya, ellerde titreme, uykusuzluk, saçlarda dökülmeye, gözlerin ileri doğru çıkmasında yol açan bu durum aynı zamanda kişinin sinirli bir ruh haline bürünmesine de yol açıyor. Hipertiroidi olan kişiler sıcaklığa tahammül edemezken erkeklerde memede büyüme ve cinsel isteksizlik görülebiliyor.

Ciltte incelme ve sürekli terlemeyi de beraberinde getiren hipertioridi, bağırsak düzenini de tamamen değiştirebiliyor. Hem hayati hem de yaşam kalitesi özelinde kritik olan bu hastalığın ilerlemesi ve tedavi edilmemesi durumunda ise kişileri çok daha büyük sağlık problemleri bekliyor.

Hipertiroidi neden ortaya çıkıyor?

Hipertiroidinin ortaya çıkmasında birçok faktör belirleyici olabiliyor. Bunların başında ise graves hastalığı geliyor. Hipertiroidi vakalarının dörtte birini oluşturan bu hastalıkta vücut kendi kendine reaksiyon göstererek tiroit bezinin fazla çalışmasına yol açıyor.

Bu durumda tiroit bezi fazla hormon salgılayarak hipertiroidinin ortaya çıkmasına sebebiyet veriyor. Graves hastalığı ilerledikçe metabolizma çok yüksek bir hıza ulaşıyor ve kişi yine aynı hızda kilo kaybetmeye başlıyor. Nabız yüksekliği de normalin üzerine çıkarak hayati risklere neden oluyor.

hipertioridi-ilerlerse-ne-olurr

Hipertiroidinin arkasındaki bir diğer önemli neden ise zehirli guatr olarak da bilinen toksik nodüler tiroididir. Bir veya daha fazla tiroid nodülünün aşırı aktif hale gelmesiyle yaşanan bu durumun neden olduğu tam olarak bilinmiyor. Aynı şekilde;

  • Tiroit iltihabı
  • Aşırı iyot içeren tiroit hormonları
  • Vücutta hCG hormonun normalin üzerinde olması
  • Nadiren de olsa tiroit kanseri
  • Kanser tedavisinde kullanılan interferonlar, kalp ritim bozukları söz konusu olduğunda tercih edilen ve iyot içeren amiodaron ile bipolar bozukluk için kullanılan lityum gibi ilaçlar hipertiroidi tetikliyor.

Hipertiroidi tedavisi neden çok önemlidir?

Tiroit hormonu; kalp hızı, nabız hızı, tansiyon, sindirim, yürüme, konuşma, düşünme ve algılama gibi fonksiyonların sağlıklı bir şekilde yerine gelmesi için elzemdir. Hayati olan bu hormonun az ya da çok çalışması bu fonksiyonların doğru şekilde çalışmasını sekteye uğratıyor.

Önemsenmeyen, ihmal edilen ve bu yüzden ilerleyen tiroit hastalıklarıise çok daha büyük sorunlara yol açarak kalıcı hasarlara ve hatta can kayıplarına yol açabiliyor.

Hipertiroiditedavisini atlayan kişilerde; kilo kayıpları önlenemez bir şekilde devam ediyor ve kalp sağlığı ciddi anlamda bozuluyor. Kalpte ritim bozukluğu ve kap yetmezliği gibi sorunlara baş gösterirken oluşabilecek bir enfeksiyondan kaynaklı tiroit krizi ve buna bağlı şoklar ve ölümler yaşanabiliyor.

Dolayısıyla bu durum, kişinin kendisinin vereceği bir karar olmamakla birlikte doğrudan hayati olduğu için mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor.

Sağlıklı günler dileriz.

Tiroid Hastalıkları ve
Beraberinde Getirdiği Risk Faktörleri

Tiroid bezi, boynun ön kısmında bulunan bir salgı bezidir. Kana düzenli olarak T4 (tiroksin) ve kalsitonin ismi verilen iki hormon salgılamaktadır. Salgılanan T4 hormonu daha sonra tiroid dışı dokular tarafından T3 (triiodotironin)’e çevrilir. T4 ve T3 hormonları birçok yaşamsal fonksiyonumuzu düzenler. Tiroid bezinin hormon salgılaması, beyinde bulunan hipofiz bezi tarafından salgılanan TSH (tiroid stimulan hormon) ile düzenlenir.

Genel anlamda, tiroid bezinin büyümesine guatr denilir. Guatra birden fazla hastalık neden olmaktadır. Tiroid bezinin gereğinden daha fazla hormon salgıladığı tiroid hastalığına “Hipertiroidi”,daha az hormon salgıladığı hastalığına ise “Hipotiroidi”, hormon düzeylerinin normal olduğu duruma da “ötiroidi” ismi verilmektedir. Nodül, tiroid bezinde bulunmaması gereken kitledir. Her üç durumda da nodül görülebilmektedir ve bu nodül dokusunun fonksiyonel olup olmamasına göre soğuk ya da sıcak nodül adı verilmektedir. Tiroid hormonları tüm vücut hücrelerinin ve organların çalışmasını düzenlediği için, tiroid bezinde normalden sapmanın teşhiş edilmesi çok önemlidir. Teşhis, doktor muayenesi, laboratuvar tetkikleri ve radyolojik görüntüleme ile konulmaktadır.

Tiroid bezinden salgılanan tiroksin kalbin bir dakikadaki atım sayısı (nabzı) ve kalbin bir atımda pompaladığı kanın miktarını (debisini) düzenlemektedir.

Hipertiroidizm kalp atışının hızlanmasına (taşikardi) ve ritminin bozulmasına (aritmi) neden olur. Bunun sonucunda hasta “çarpıntı” hisseder. Ayrıca, guatr tedavisinde kullanılan tiroid hormonu gereğinden yüksek dozda kullanılırsa aynı şekilde kalp ritmi bozulur. Hipertiroidi tedavisinden sonra hastanın ilk fark ettiği şey kalp çarpıntısının hızla normale dönmesidir. Tiroid hastalığına bağlı olduğu bilinmeden, bu hastalara genellikle uzun süre ritm düzeltici tedaviler uygulanır ancak sonuç almak pek mümkün olmaz. Zira, asıl neden olan tiroid hastalığı tedavi edilmeden bu belirtiler normale dönmez.

Hipotiroidizm denilen tiroid hormonu yetmezliğinde kalp yavaşlayarak, dakikada 70’in altına düşer. Ayrıca, hastanın kolesterolü de yükselir. Yüksek kolesterol, diyet ve ilaçlarla da düşmez. Hastanın tiroid hormon yetersizliği kısa sürede tedavi edilmezse yükselen kolesterol kalp ve beyin damarlarını tıkayabilir, kalp krizi ve inme olasılığı artar. Gerek kalp atımı yavaş olan hastaların tedavi öncesi tetkikinde gerekse yüksek kolesterolün tanısı aşamasında tiroid hastalığı yönünden inceleme yapılmalı, bu hastalara tedavi aşamasında yeterli dozda tiroid hormonu verilmelidir. Bu tedavi ömür boyunca yakın takipte sürmek zorundadır.

Kemik erimesi tiroid hastalığının kendisine ve kullanılan tiroid ilaçlarına bağlı olarak oluşabilir. Kemik erimesi risk grubunda olan tiroid hastalarının bu konuda doktor gözetimi alması tavsiye edilir.

Düzenli adet görebilmek için vücudumuzdaki birçok hormonun sağlıklı bir denge içinde olması gerekir. Ancak, adet düzensizliği denildiğinde ilk olarak cinsiyet hormonlarındaki bozukluklar, yani kadındaki östrojen ve progesteronun kandaki seviyesi ve dengesi akla gelir. Ancak birçok hastada cinsiyet hormonları normal olduğu halde tiroid hormonlarının yetersiz (hipotiroidizm) veya aşırı olarak salgılanmasına (hipertiroidizm) bağlı olarak adet düzensizliği görülebilir.

Tiroid hormonu bozukluğuna bağlı adet düzensizliklerinde klasik östrojen-progesteron tedavisi çoğunlukla başarılı olmaz. Bu hastalarda öncelikle tiroid hormon bozukluğu tedavi edilip aylık bir süreden sonra adet düzensizliğinin düzelmesi beklenir.

Tiroid hormon bozuklukları kadınlarda yumurtlama fonksiyonunun bozulmasına, adet düzensizliklerine ve kısırlığa neden olabilir. Hem tiroid hormon fazlalığında hem de tiroid hormon yetersizliğinde kadınlarda üreme fonksiyonları azalır. Bu nedenle kısırlık teşhisi konulan kadın hastalarda tedaviye başlamadan önce tiroid hastalıkları ile ilgili incelemeler yapılmalıdır.

Erkeklerde görülen tiroid hastalıklarında sperm olarak adlandırılan erkek üreme hücrelerinde hareket (motilite) bozuklukları saptanmıştır. Sperm motilitesinin bozulması kısırlık nedeni olabilmektedir. Bu nedenle kısırlık tanısı olan erkek hastalarda tedaviye başlamadan önce tiroid hastalığı araştırması yapılmalıdır.

Bebeklerde görülen tiroid hastalıkları genellikle annenin hamile iken geçirdiği tiroid hastalıklarının ve bu nedenle anneye uygulanmış olan tedavinin sonucunda ortaya çıkar. Bazen annede tiroid hastalığı yokken yeni doğan bebeklerde hiper/hipotiroidi veya tiroid nodülü görülebilir. Nadiren de olsa bebeklerde tiroid bezi hiç gelişmeyebilir (tiroid aplazisi). İlginç bir durum da tiroid bezinin yanlış yerde yerleşmesidir (ektopik tiroid).

Bebeklerde en sık karşılaşılan ve en çok korkulan tiroid hastalığı tiroid hormonunun yetersiz salgılanmasıdır. Neonatal hipotiroidizm olarak adlandırılan bu klinik tabloda, bebeklerin tiroid bezinden yeterli tiroid hormonu salgılanmaz. Bu da bebeğin fiziksel ve zeka gelişimini engeller. Bu bebeklerde başarılı tedavi genellikle tam sonuç verirken tedavi edilmeyen bebeklerde dramatik gelişme ve zeka geriliği kaçınılmazdır. İşte bu nedenle erken teşhis çok önemlidir.

Bu hastalığın görülme sıklığı ülkeden ülkeye ve kullanılan tarama testinin hassasiyetine göre değişmektedir. Avrupa’da her bebeğin birinde tiroid hormonu yetmezliği olduğu kabul edilmektedir. Ülkemizde ise hipotiroidi sıklığı canlı doğumda bir bulunmuştur. Tedavi edilmeyen vakalarda ciddi zeka geriliği ve asimetrik cücelik ortaya çıkar. Erken teşhis koyulmaz ise kalıcı zeka geriliği kaçınılmazdır. Normal kilonun altında doğan bebeklerde bu hastalık daha sık görülmektedir. Bebeklerde doğumdan sonraki ilk günlerde topuktan alınan kanda N-TSH ölçülmelidir. Bu tarama testi bebeklerin damarlarından kan alınarak yapılmaz, topuktan alınan kanda bu testi yapmak için özel laboratuvar kitleri vardır. Ülkemizde neonatal hipotiroidizmi vakit kaybetmeden tedavi edebilmek amacı ile TSH testi taraması her yenidoğanda ücretsiz olarak yapılmaktadır.

Tiroid hastalıkları, özellikle de tiroid hormon yetersizliği (hipotiroidizm) bütün ektodermal dokuların (dış ortamla temas halinde bulunan dokular) sağlığını bozar. Tırnaklar, deri ve saçlar da ektodermal dokularımızdandır. Tiroid hormon yetersizliği olan hastalarda tırnakların çabuk kırılması, zayıflayarak kat kat soyulması ve tırnakların üzerinde beyaz lekelerin oluşmasına rastlanmaktadır. Hipertiroidizmde ise saç dökülmesi görülmektedir. Hipotiroidizmde saçların dökülmesi daha nadir olmakla beraber saçların kalitesi önemli ölçüde bozulur. Bu hastalarda saçlar matlaşır, kabalaşır, kalınlaşır, çabuk kırılır ve saçlarda kepeklenme görülür.

Kilo sorunu olan her 4 kişiden birinde gizli (subklinik) tiroid yetersizliği bulunmaktadır. Tiroid hormonu metabolizma hızımızı belirleyen ana hormondur. Tiroid bezinin yetersiz hormon salgıladığı durumlarda metabolizma yavaşlar ve obezite ortaya çıkar. Obezite genellikle, göz çevresinde, göbek etrafında ve vücudun alt bölgelerinde kendini gösterir. Ayrıca tiroid hormon eksikliği kilo alımının yanısıra vücudun ödemli olmasına neden olur. Zayıflama rejimine girecek hastalarda öncelikle tiroid hormonu ölçümleri yapılmalıdır. Bu amaçla tarama testi olarak TSH ölçülmelidir.

Hipotiriodizmde kabızlık, kronik yorgunluk hipertiroidizmde ise ishal ve bulantı görülebilmektedir. Tiroid hastalıklarının çoğunda ise unutkanlık, eklem ağrıları, kramplar, yorgunluk, isteksizlik, depresyona eğilim ve cinsel isteksizlik görülebilir.

Tiroid hormonlarındaki herhangi bir bozukluk, vücuttaki tüm sistemleri etkileyerek çok önemli sağlık sorunları oluşturmaktadır. Bu kadar önemli olan bu hormon sistemi doktorunuza başvurarak ve başta kanda TSH ölçümü olmak üzere T3, T4 hormon düzeylerinin ölçümleri yapılarak kontrol edilmelidir.

Zehirli guatr nedir?

Tiroid bezi boyun ön kısımda, soluk borusunun önünde yer alan kelebek şeklinde, ortalama 20 gr ağırlığında bir organdır ve vücut için son derece önemli olan tiroid hormonlarını salgılar. Tiroid hormonları zihinsel, fiziksel ve cinsel fonksiyonlar için son derece önemli hormonlardır. Sağlığın devamı için mutlaka bu hormonların bir denge içerisinde salınması şarttır. Bu hormonların, tiroid bezinden az salınmasına hipotiroidi, fazla salgılanması durumuna 'hipertiroidizm', 'toksik guatr' ya da bilinen ismiyle 'zehirli guatr' denir.

Fazla hormon salgılayan bu tiroid bezi, nodüllü veya nodülsüz olabilir. Nodülsüz tiroid bezi büyümelerine Basedow Hastalığı da denir. Hipertiroidinin en sık görülen formudur. Kadınlarda daha fazla görülen otoimmün bir hastalıktır, Tiroid bezi diffüz ve simetrik büyümüştür.

Bunun dışında tiroid bezinde nodül gelişmişse buna 'toksik nodüler', 'guatr' ya da 'sıcak nodüllü zehirli guatr' denir.

Zehirli guatrda görülen şikâyetler nelerdir?

* Ellerde ve vücutta titreme

* Yüksek tansiyon

* Terleme

* Sıkıntı, sinirlilik

* Çarpıntı

* Kilo kaybı

* Saçlarda incelme, kırılma, dökülme

* Ciltte incelme

* Bulantı, kusma

* Sıcağa tahammülsüzlük

* Kadınlarda adet düzensizliği

* İshal

* Gözlerde büyüme. Ekzoftalmus denilen gözlerdeki irileşme o kadar fark edilir ki, bu hastaları gören hekim tanıyı sadece bu bulguyla bile koyabilir.

Tanısı kolay konur mu?

Kan tahlilinde yapılan tiroid hormonları, tiroid usg ve gerekirse tiroid sintigrafisiyle tanı kolaylıkla konulur. Hormonların yüksek çıkması yeterlidir. Beraberinde kanda tiroid antikorlarına ve karaciğer-böbrek fonksiyonlarına bakmak da fayda verir.

Tedavi nasıl olur?

Tedavinin şeklini belirleyen, tiroid bezinde nodül veya nodüllerin olup olmamasıdır. İlk yapılması gereken kanda yüksek olan tiroid hormonunu normal kan düzeyine getirmektir. Bunun için antitiroid ilaç tedavisi başlanır. İlaç tedavisi ile hormonların normal düzeye inmesi birkaç hafta ile yılları bulabilir. Eğer hastada nodüller büyük değilse ve ilaç tedavisine rağmen hormonlar düşmüyorsa, RAI tedavisi denen, atom tedavisi yöntemine de başvurulabilir.

Cerrahi ne zaman?

Tiroid bezinde nodül veya nodüller varsa, antiroid tedaviye rağmen kan tiroid hormon seviyeleri istenen düzeye gelmiyorsa, nodüllere yapılan iğne biyopsileri şüpheli ya da malign gelmişse ve kozmetik olarak bez ileri derecede büyükse, gözlerdeki büyüme dikkati çeker tarzda olmuşsa cerrahi tedaviye başvurulur.

Tedavi edilmezse ne olur?

Son derece ciddi bir hastalıktır. Eğer tedavi gecikirse, hastalarda kalpte ritim bozukluğu, kalp büyümesi, kalp yetmezliği, yüksek tansiyon gibi özellikle kalp damar sisteminde bozukluklar olur. Hastalarda tiroid krizi sonucu ani ölümler görülebilir.

Tedavi sonrası gözler eski haline döner mi?

Gözlerin ileri doğru çıkması yapılan tedavi veya cerrahiye rağmen tamamen düzelebilir, kısmen düzelebilir veya aynı kalabilir.

Ameliyat sonrası sesimde kısılma olur mu?

Ses kısıklığı bu ameliyatın korkutan komplikasyonudur. Deneyimli ellerde oldukça azalmıştır. Ameliyatın son derece dikkatli ve sinire zarar vermeden yapılması gerekir. Aksi halde ses sinirinin tek taraflı kesilmesi ömür boyu kalıcı ses kısıklığına neden olur.

Peki, bu ameliyatta tiroid bezinin tamamı mı alınmaktadır?

Evet, total dediğimiz tamamı alınır veya çok az belki mercimek tanesi kadar bir kısmı bırakılır.

Zehirli guatr olan hastaların beslenmesi nasıl olmalıdır?

Zehirli guatr teşhisi konmuş hastalar, iyotsuz tuz tüketmeli ve sigara içmemelidir.

Mutlaka en az altı aylık aralarla kan tiroid hormonlarınıza baktırın. Ve unutmayın ki, hayat geç kalanları affetmez.

Sağlıkla kalın.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir